Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi limon
Bence şu Fukuoka pek bir üşengeçmiş, kılıfını uydurmuş. Fukuoka da Uzakdoğu felsefeleri de bana çok uzak.
"Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur.", "Bağa bak üzüm olsun, yemeye yüzün olsun", "İşleyen demir ışıldar" , " Akan su yosun tutmaz", "Zahmetsiz rahmet olmaz","Ağustosta gölge kovan, zemheride karnın ovar", "Bakmakla usta olunsa, köpekler (kediler) kasap olurdu." Atalarımız gerekeni söylemiş.
" Bir dönüm bostan yan gel yat Fukuoka"
|
http://www.agaclar.net/forum/search....archid=1970161
Sn. Limon sitede benden epey deneyimlisiniz, muhtemelen görmüşsünüzdür bu başlığı. Hatırlatmak için veya görmeyen arkadaşlar için bu linki ekliyorum.
Bahsettiğim şey ve Fukuoka' nın uygulamalarının tembellikle veya ihmalkarlıkla ilgisi yok. Doğayı taklit ederek yapılan, zararlı kimyasalları, suni gübreleri-ilaçları vs kullanmadan, gezegeni mahvetmeden yapılan ve 60 yıldır denenmiş bir yöntem.
Konvansiyonel tarımın düştüğü hatalar ve verim kayıplarına, erozyona da yol açmayan ve verimlilik anlamında da geleneksel tarım yöntemleriyle yarışır durumda. Geleneksel tarımın( ya da modern tarımın) yaygın olması, doğru da olduğu anlamına gelmezki! Atalarımız da yapıyordu diye savunmak anlamlı değil. Atalarımızın yaptığı bir çok hatayı yapmıyoruz artık. Gelenek-görenek vs. zararsız şeyleri kast etmiyorum. Atalarımız vahşi-salma sulama yapıyordu örneğin. Ama çok uzun süredir bunun toprağa ne kadar zarar verdiği, tuzlandırdığı, erozyonu arttırdığı vs biliniyor ve bu uygulamadan uzaklaşılmaya çalışılıyor. Atalarımız aynı yere her sene aynı ürünü ekiyordu. Bugün artık münavebeli ve karma tarımın önemi fark edildi. Kültüre alma uygulamalarında da her daim yeni teknikler bulunup geliştirilmiyor mu?
Üstelik makineleşme öncesinde tarım alanları bu kadar hoyratça kullanılmıyordu. Plantasyonlar halinde yapılmıyordu tarım. Tarım alanlarının hemen yanı başında dokunulmamış alanlar da bulunuyordu. Suni kimyasallar, gübreler, hormonlar, genetiği değiştirilmiş organizmalar yoktu işin içinde. Atalarımıza bu konuda uysaydık keşke
Toprağı işlememeyi, hem doğal dengeyi bozmamak hem de bahçede-tarlada bu iş için harcayacağımız enerjiyi-zamanı farklı bitkilere-uygulamalara ayırmak için önermiştim.
Tabiiki kimsenin bahçesine ya da kazısına karışmak amacında değilim. Ama sözkonusu tarım ve geniş alanlar olduğunda gerekirse devlet politikası olarak bu uygulamanın yaygınlaştırılması için mücadele veririm. Sözkonusu; gezegenin, tüm insanlığın ve doğanın mahvedilmesi çünkü. Trilyonlarca vergimizin akıtıldığı ve gelecekte tarım bankamız olarak görülen Gap tarım alanları bu hatalar yüzünden şimdiden tuzlanmaya, erozyona, zehirlenmeye uğradı mesela.
Herkese kolay gele