05-10-2007, 15:50 | #1 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 14-09-2007
Şehir: izmir/bornova
Mesajlar: 3
|
Kaz Dağları / Madencilerin orman talanı
sevgili üyeler Dün gece fox tv'de kaz dağlarında altın arama için sontaj yaparken katledilen 200-300 yıllık ağaçları gördüm ve dehşete düştüm .Çünkü ida dağının güzelliklerini biliyorum.Habere göre bunu yapan global isimli bir maden arama firmasıymış.Sizlerden rica ediyorum.Bu doğa düşmanlarına tepkilerimizi hep beraber gösterelim.Bunun devamında izin alırlarsa bergama da yapılanlar yapılacak ve siyanür ormanı kaplıyacak büyük ihtimallede kazdıkları topraklarıda ağaçların üstlerine atacaklar dolayısıyla ne ağaç kalacak nede bitki. tabii bu arada oluşacak diğer zararlar konusunda sizin katkılarınızı bekliyorum. |
05-10-2007, 17:24 | #2 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-08-2007
Şehir: istanbul/ısparta
Mesajlar: 68
|
Kaz Dağları Milli Park sınırları içinde diye biliyorum. Bunu yapanlar ve izin verenler mutlaka hesap vermeli. |
16-10-2007, 17:12 | #3 |
Ağaç Dostu
|
Oksijen Deposu Kaz Dağları'nda Siyanür Kabusu
Oksijen ve yeşil cenneti Kaz Dağları'nda 11 şirket 37 ayrı noktada altın arıyor. Halk madencileri istemiyor. 100 bin ton siyanür havaya karışacak. Kendi ülkelerinde siyanürle altın çıkarması yasak olan firmalar "Maden bulduk" diye ruhsat alırlarsa, bölgede 300-400 bin ton siyanür kullanılacak. 100 bin ton siyanür havaya karışacak. Yörede buna karşı çevre hareketi hız kazanıyor. HAVA: Kullanılacak 400 bin ton siyanürün 100 bin tonu havaya karışacak TOPRAK: Bitki örtüsü ve tarım en büyük darbeyi yiyecek SU: Sondaj çalışması sırasında bile içme suları bulanmaya başladı DENİZ: Dere ve kaynakların aktığı deniz bu kirlilikten nasibini alacak Çanakkale ve Balıkesir arasında dünyada oksijenin en bol üç yerinden biri olarak bilinen Kaz Dağları'nda altın ve diğer değerli metalleri çıkarmak için ruhsat isteyen 11 firma, doğa harikası bölgeyi tehdit ediyor. Homeros'un İlyada adlı eserinde İda (Kaz) Dağı diye bahsettiği bölge; havası, suyu, toprağı ve deniziyle geçmişi MÖ 2000'li yıllara kadar dayanıyor. Truva Savaşları'na tanıklık eden, efsanelere konuk olan Kaz Dağları'nın eteklerinde ise Türkiye'nin en bereketli meyvesi ve sebzesi yetişiyor. Yüksek Jeoloji Mühendisi Tahir Öngür'e göre, Çanakkale, Etili, Bayramiç, Ezine, Ayvacık ve Küçükkuyu bölgelerinde çalışacak olan bu madenler, ömürleri boyunca toplam 300-400 bin ton arası siyanür kullanacak. Öngür, bu rakamın yaklaşık yüzde 30'unun yani 100 bin ton siyanürün havaya karışacağını söylüyor. Ayrıca bu madenler çalıştığı süre boyunca 1 trilyon ton kadar kayayı kazacak ve bütün Çanakkale ve ilçeleri kadar su tüketecek. Şimdiden kara delikler oluşmaya başlamış bile: Sabah Gazetesi |
16-10-2007, 18:05 | #5 |
agaclar.net
|
Bu kanunla Kaz Dağları kurtulamaz 16 Ekim 2007Çilem KAYA / ANKARA Eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, çevrecilerin büyük tepki gösterdiği Kaz Dağları’ndaki altın arama çalışmalarına ilişkin, kendi bakanlığı döneminde çıkan maden arama kanununun acilen değiştirilmesi gerektiğini savundu. Kaz Dağları’nda yapılan altın arama çalışmaları çevrecilerin tepkisine neden olurken, eski Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe, şunları söyledi: "Bu kanunla Türkiye’de doğayı tabiatı korumak mümkün değil. Anasına kızan evden çıkıp taş ocağı ruhsatı alıp şehrin ormanın en güzel yerinde arama yapıyor. Ben bu konuyu daha önce bakanlar kurulunda sayın Başbakan’a da iletmiştim. Kendi bakanlığım döneminde 150-200’e yakın taş ocağı ruhsatını beklettim. Bu kanunla yola devam edilirse arama yapan işletmeler mantar gibi biter. İş çığırından çıkmadan bu kanun değiştirilmeli." Kaynak |
16-10-2007, 20:20 | #6 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: yalova
Mesajlar: 479
|
Koltuğunu kaptırmamak için susan bu kişi, koltuğu kaptırınca kolayını bulup akıl veriyor. Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur misali. Bir hafta önce ulusal kanalda, ağlayarak soruları cevaplandıran yaşlı bir köylü; " Ben ağaç dikmekten başka bir şey bilmemki, onların yanına giderim okşarım susadınmı yavrum derim" dedi ve hıçkırıklara boğuldu, yüzünü çevirdi ve "ben onlara şimdi ne derim" diyerek, başkalarını bilmem ama benide ağlattı. Peşkeş çekilmedik ne kaldı acaba, takip etmekte zorlanıyor insan saygılarımla. |
17-10-2007, 18:45 | #7 |
Ağaç Dostu
|
Tarihini hatırlayamadım, Küçükkuyu'da bir otelde yapılan panele katıldım arkadaşlarımla. O günlerde pek kimsenin haberi yoktu. Birkaç gündür ulusal kanallarda görüyorum haberi. Herkes karşı çıkıyor ama kimsenin gücü yetmeyecekmiş gibi geliyor bana. Onlara arama izni veren kim ise git kendi ülkende ara altınını diyemiyor. Herkes rant peşinde. Körfezdeki tüm tatil beldelerinin sonu gelecek bu altın arama işiyle. O güzelim sular da zehirlenecek sayelerinde. |
17-10-2007, 22:24 | #8 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 12-09-2007
Şehir: kırklareli
Mesajlar: 5
|
Doğamız ölmesin.
Herkese selamlar. Dünyada sayılı yerlerden, iğne ada Subasan Ormanları'mız tehlike altında. İstanbul'a ancak 20 günlük su verebilmek için aynı zamanda koruma altında olan, bu doğa harikamız elden gitmek üzere. Peki Kaz Dağları'mıza ne demeli. Basını takip etmiyormuyuz? HERKESİ DUYARLI OLMAYA ÇAĞIRIYORUM. Doğa severlik sözde değil özde olmalı bir güç olamazmıyız. |
18-10-2007, 00:01 | #9 |
Ağaç Dostu
|
Bugün haberlerde ne bakanı olduğunu ve adını da bilmediğim bir bakan (ama görmeyen), asabi bir şekilde tepki gösterenlere gözdağı veriyordu. Kim ne derse desin bu iş yapılacakmış. Sadece yol açmak için ağaçlar kesilmiş, yabancı şirketler kesilen ağaçların bulunduğu her dekar için bilmem kaç para ödüyorlarmış. Ülkem bu kadar mı aç kaldı???? O Sayın Bakan, parasız kalınca elbiselerini en çok para verene satıp, çıplak gezebiliyor mu? Ülkemin o güzelim yeşil elbiselerini satıp, çıplak bırakınca, gece başını yastığına koyup uyuyabiliyor mu? Düzenleyen limon : 18-10-2007 saat 13:07 |
18-10-2007, 16:03 | #11 |
Ağaç Dostu
|
Büyük şehirler su sıkıntısı içinde. Burada ise suya para ödemiyoruz. Su öylesine bol ve temiz ki. Suyu böylesine bol olan bir yerin suyunu zehirleyecekler. Yemyeşil İda Dağını talan edecekler. Ekolojik dengeyi bozacaklar. Biz körfezde oturanlar ne yapmamız gerekiyorsa yapıyoruz ve yapacağız da. Gücümüz yeter mi işte onu bilemiyorum. |
18-10-2007, 17:24 | #12 |
Ağaç Dostu
|
Yeraltı zenginliklerinin çıkarılması konusuna ben olumlu bakıyordum ama çıkan değerin sadece %2 sini vergi olarak devlet alıyormuş, gerisi yurt dışına gidiyormuş. Hakikaten böyle bir ticareti Kaz dağlarına adını veren hayvanlar bile kabul etmez. |
23-10-2007, 23:52 | #14 | |
Ağaç Dostu
|
Bana gelen e-postayı sizlerle paylaşmak istedim. Belki de aramızda bu gruba dahil olmak isteyen arkadaşlar vardır. Alıntı:
|
|
24-10-2007, 00:01 | #15 |
Ağaç Dostu
|
|
24-10-2007, 13:28 | #16 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-08-2007
Şehir: istanbul/ısparta
Mesajlar: 68
|
Tepkiler çığ gibi büyüyor. Yazar Nihat Genç Skytürk televizyonunda Kaz Dağlarında yaşanan bu afet hakkında sert konuştu. http://www.youtube.com/watch?v=-yLQ7dUqkjA |
25-10-2007, 11:30 | #17 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
|
|
31-10-2007, 22:24 | #18 |
.:: FaTiH ::..
Giriş Tarihi: 16-02-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 4
|
ArkadaşLar bir durun hele... Hemen adamLarı vatan haini iLan Ettiniz... Hiç oLayı başka TarafLardan YorumLamayı akıL edebiLdinizmi... Bir zamanLar unuttunuzmu Bergama köyLüLeri vardı... eLLem ettiLer kuLLem ettiLer bergamada fabrika açıLmasını önLedirLer... Aradan biraz zaman geçtikten sonra ne oLdu... ArkaLarından Propaganda AmaçLı aLmanLar Çıktı... Biraz Gözümüzü açaLım ne oLur... Şimdide Aynı oyun oynanmakta... Kazdağında adım başı her yere sonda vuruLmuyor ! + Siyanür Oranı Avrupa araştırmaLarında minimum %12 iken Türkiyede Bu %0,2 oranLarında... BibirLeri Türkiyenin YeraLtı kaynakLArının Alalade ortaya çıkmasından rahatsız... oLtaya yem oLmayaLım... |
01-11-2007, 10:10 | #19 | ||
agaclar.net
|
Yazınızı sadece cümle başları büyük harf olacak biçimde düzeltmezseniz, sileceğim. Düzelteceğinizi varsayarak soruyorum: Alıntı:
Alıntı:
|
||
06-11-2007, 15:08 | #20 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 11-06-2007
Şehir: Bandırma
Mesajlar: 150
|
Kaz dağlarında ağaç ve doğa katliamı
Kaz dağlarında maden şirketlerinin yapmış oldukları ağaç, doğa ve su katliamlarına dur diyelim |
07-11-2007, 13:13 | #21 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
formun devamın da Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ), Balıkesir Üniversitesi, Çanakkale Belediyesi, TÜBİTAK ve ÇABİSAK tarafından 22-25 Nisan tarihlerinde düzenlenen, "Kaz Dağları 2. Ulusal Sempozyumu"nun sonuç bildirgesi açıklanmış. Bir yıldır yöre halkı ve duyarlı kurumlar kendi başlarına yapayalnız mücadele ettiler. Ulusal basında Cumhuriyet gazetesi ve özellikle Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya dışında bir tek haber,bir tek kelime okumadım. Bu gün okuyup gördüklerimiz ise; iş işten geçince,Kaz Dağı delik deşik edilmeye başlanınca ''haber yapmamış olmak'' için görün benilikten başka bir şey değil. Yukarıdaki habere göre Devlet birimi MTA 8 yıldır o yörede altın bulmak için çalışma yapıyormuş. Devlet altın avcıları adına yıllardır çalışıyormuş.... Yine hükümet sözcüleri,ilgilileri şirketleri babasının oğlu gibi koruyor, Hükümet adına zeytincilikten kimse bahsetmiyor. Basında kısa bir haber geçiyor, sayın Unakıtan,zeytin ithalatı için yasa çıkarma hazırlığındaymış. 2005 yılında bu yasayı çıkarmak istediğinde Tariş şiddetle karşı çıkınca geri çekmek zorunda kalmış... Kaz Dağları ve Türkiye zeytinleri gözden çıkarılmış-çıkartılmış... Aşağıda Kaz Dağları'nın kıyılmak istenen ormanlarından bir kaç fertin fotoğrafı: |
|
07-11-2007, 13:37 | #22 |
Ağaç Dostu
|
Çevreciler Güçleniyor Kaz Dağları ve Artvin Cerattepe yörelerinde yapılan altın arama çalışmalarına karşı bölge halkının gösterdiği mücadele ve tepkiye,Doğu Akdeniz'deki çevre dernekelrinden(DAÇE) destek geldi.Marmara Çever Platformu'nun (MARÇEP) Çanekkale'de düzenlediği 28.bölge toplantısının sonuç bildirgesinde de ''artık sözün bittiği'' vurgulanarak Kaz Dağları'yla ilgili eylem sürecinin başlayacağı bildirildi. DAÇE Ortak Sekreteri Oktay Demirkan,''Tüm yerküreyi arsa,tüm ağaçları kereste,Kuzey Ege'nin oksijen ve su kayanağı güzelim Kaz Dağı'nı maden ocağı olarak gören çokuluslu altın şirketleri ve yerli işbirlikçilerini şiddetle kınıyoruz'' dedi. Demirkan,Kaz Dağı'nda altın çıkarılırsa 1 trilyon ton toprağın işleneceğini ve 400 bin ton siyanürün kullanılacağını ,2 milyon 580 bin dönüm ormanla 10 milyon zeytin ağacının etkileneceğini,su kaynaklarının azalıp kirleneceğini,orman köylülerinin geçim kaynağı azalıp göçe zorlanacağını;20 bin zeytin üreticisi,80 bin zeytin işçisi ile 30 bin ailenin etkileneceğini ve ürünlerini satamayacağı gibi,bölgeye de turist gelmeyeceğini vurguladı...... Çok kısa bir zaman içinde Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nden 560 altın madeni arama ruhsatı alındığını vurgulayan Demirkan bu alanların her birinin ortalama 100 km2 büyüklükte olduğunu söyledi. ''Çok basit bir hesapla 58 bin km2 toprağımız istimlak yetkisine sahip bir ruhsat çerçevesinde çok uluslu yabancı altın tekellerine bir anlamda terk edilmiş buluyor.Ülkemiz yüzölçümünün 780 bin km2 olduğu düşünülürse,en azı 10 yıllığına olmak üzere,rezerv devam ettikçe sınırsısz şekilde uzatmak üzere Türkiye topraklarının %7.5 lik bölümü bu şirketlerin insafına ter edilmiştir'' dedi........ 6 Kasım 2007 Salı Cumhuriyet Gazetesi |
14-11-2007, 22:53 | #23 |
Ağaç Dostu
|
Kazdağlari Için Acil S.o.s.
Merhaba, Kazdağı 'nı kurtarabilirmiyiz bilemiyorum ama,hepinizi yardıma çağırıyorum. Bu hafta oralardaydım,Altın aramak için sondaja başlayan firmalar heryeri delmiş ve işaretler koymuşlar.Aralık ta sondaja başlayacakları söyleniyor 36 yerde sondaj deliği açmışlar.Ben sadece Bayramiç,Hacıbekirler,Söğütgediği ve Muratlar bölgesindekileri gezebildim.Durum galiba ciddi. Şimdilik Ba-çev adlı bir oluşum meydana getirdik.Bu hafta Çanakkalede de Marçev'in toplantıları olacak.Ama gördüklerim ve köylülerden duyduklarımdan sonra korkmaya başladım.Bu kadar çabuk harekete geçeceklerini ummuyordum. Kirazlı bölgesinde iki adet hayvan sondaj çukurunda biriken suıyu içince ölmüşler deniliyor.Herkesin olumlu katkılarını bekliyoruz.Malum yine Bergamadaki Kanadalı firma yanında İngiliz yardımcıları da var.. Uzun ve zor bir savaş vermeye hazıtrlanıyoruz. Bayramiç den Çana giden yol üzerinde 20,Km de (Yanıklar Köyü girişi) ayrıca Orman İşletmesi bütün ağaçları kesiyor. kesilen ağaçlar 70-100 cm çapında büyük ağaçlar. Sorduğumda kesilme izninin Ankaradan verildiğini söylediler. Sesimi bu sefer Tema da duyar ve Altınolukta yaşanan Zeytin katliamına benzer olaylar olmaz umarım. Şimdilik acele bunları yazabildim.İstanbula döndüm ama haber aldıkça yazacağım. Hepinize Selam ve Saygılar. |
18-11-2007, 12:44 | #24 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: yalova
Mesajlar: 479
|
Sevgili kardeşim, Sesinizi, ben ve benim gibi yüreği yananlar duyuyor ama, imdat çığlıklarınızı TEMA'ya duyuramazsınız, çünkü onlar bu yasaları çıkartan politikacılara ve sistemden nemalananlara çırağan sarayında kokteyl vermekle meşguller. Onlar artık bu sistemin bir parçası, geçmiş olsun. Bizi savaşlarla yıkamayanlar böyle yıkmaya çalışıyorlar ama yanılıyorlar bir ölüp bin dirileceğiz, pes etmek yok kimseden medet ummakta yok, büyük ATATÜRK; "Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur" diyerek başka bir güç aramaya gerek olmadığını işaret etmiştir. Sizleri kutluyorum, bu uğurda yolumuz zorlu ve uzun, sonuna kadar destekliyor hepinizi selamlıyorum. |
18-11-2007, 12:55 | #25 |
Ağaç Dostu
|
Kazdağlarına Dokunmasınlar!
Evet Oğuz Bey, yöreden alacağınız haberleri merak ve endişeyle bekliyoruz... Kazdağlarının ve çevre insanlarının yaşam huzurunun altın uğruna bırakın risk altına sokulması, rahatsız edilmeleri bile buradaki sondaj çalışmalarının durdurulması için tek başına yeterli bir neden olmalı. Orada insan eliyle olup biten çevre felaketinin duyduklarımızın, gördüklerimizin çok ötesinde olduğu bir gerçek... Kazdağlarında, körfez köylerinde (zeytin) kaç bin ağacın kesildiğini tam olarak bilen yok, ama binin üzerinde olduğu bir gerçek.. Kazdağları'nda sırf çıra çıkarmak için karnı deşilen çam ağaçlarına yanarken şimdi başımıza besbeteri çıktı.. Bu yaz İzmir'den gelirken Bergama Ayvalık kavşağına (yol ayırımına) geldiğimde karşıma koca bir kurşuni renginde tepe çıktı. Ortada insanı içini karartan bir şey vardı ama neydi? Önceleri anlayamadığımdan kendi kendime 'Ne iç karartıcı bir düzenleme yapmışlar' diye söylenmiştim. Meğer o devasa kurşuni tepe Bergama'nın altın ayırımından arta kalan topraklarıymış. Bergama'yı karış karış kazın o renkte toprağa rastlayamazsınız. Üzerinde tek bir ot bile yoktu. Bilseydim, yanaşır bir saksılık toprak alır, bir bitkinin yeşerip yeşermediğini test ederdim. Yolunuz Balya'ya düştü mü bilmem. 80 yıl önce terk edilen siyanürlü kurşun madeni aradan geçen onca zamana karşın halen çevre ve canlı yaşamı üzerindeki olumsuz etkisini çıplak gözle görebilirsiniz. Kendinizi alacakaranlık kuşağındaymışcasına içiniz ürperir.... Hekimlerden ve ziraat mühendislerinden oluşan bir heyet 1925 yılında yaptıkları inceleme sonucunda, “bülbül ve kanaryanın bir günden fazla yaşayamayacağı yer”, diye nitelmişler Balya'yı. Denebilir ki o zaman teknoloji geriydi. İyi ya hadı bugün kü teknolijiyle eski haline koyun Balya'yı?.. İTÜ raporunda Onca yıl sonra bile Balya'da var olan atıkların çevre sulak alanları ve barajları olumsuz etkileyeceğini yazıyor... Kazdağları bilime mi teslim edilecek, yoksa para gelsin de nasıl gelirse gelsin diyen kör bir siyasi anlayışa mı? Doğrusu Kendi ülkelerinde (kanada'da, İngiltere'de) çalışmalarına izin verilmeyen altın şirketlerin kendi ülkemde altın aramaları kanıma dokunuyor. Bu yoksul halimle varolan mutluluğumu, bu yolla gelecek olan zenginliğe her zaman tercih ederim. |
19-11-2007, 10:47 | #26 |
Ağaç Dostu
|
'Zeytinliği sattık, ağacı da yaktık'
'Zeytinliği sattık, ağacı da yaktık' Bölgede 2 bin kadar asırlık zeytin ağacı altın madeni için kesilmiş. Üç kilometre sınırından kurtulmak da çok kolay olmuş: Zeytin arazilerini satın alıp ağaçları da köylüye kestirmek. Babasına ait dokuz dönümlük zeytinliği dönümü 7 bin YTL'den satan Metin Demir halinden memnun: "Normalde o tepelerde zeytincilik çok zor. Satmaya kalksanız dönümüne 1000 YTL vermezler. İyi teklif olunca biz de sattık. Zeytinleri de kesip odun yaptık." Havran Ziraat Odası Meclis Başkanı Edip Savaş da şu örneği veriyor: "Evinize bir un çuvalı götürüyorsunuz, çocuklarınız aç olduğu halde çuvala dokundurmuyorsunuz, sadece bakıyorsunuz. Bizim durumumuz da budur. Burada altın var ve çıkarılmalı." Küçükdere Köyü'nden 50'yi aşkın kişi madende çalışıyor. Küçükdere Köyü'nde bir nakliye şirketi ve bir de kooperatif kurulmuş. Nakliyeciler ton başna 10.5 YTL alıyor. Küçükdere ve Büyükderelilerin çalıştığı nakliyecilik işinde, günde üç sefer yapan 15 kamyon çalışıyor. İda-Troya Platformu'nun kurucusu ve zeytinci Metin Nadir ise gelişmeleri endişeyle izliyor: "Edremit Körfezi'nde 20 milyon zeytin ağacı var. Dünyanın en kaliteli zeytinyağı burada üretiliyor. Halkın yüzde 70'i zeytincilik, geri kalanı diğer tarım ürünleri ve turizmden geçiniyor. Burada altın madenleri işletilirse zeytincilik biter." Ayrıntı haber için bkz: http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=237935 |
20-11-2007, 11:20 | #27 | |
Ağaç Dostu
|
Arkadaşlar, Kazdağları'nda olup bitenler pek çok kişide olduğu gibi inanın benim de kanıma dokunuyor. Bu konuda her gün konuyla ilgili ne varsa buraya taşımayı amaçladım. Bu nasıl iştir? Kazdağlarının altın uğruna altının oyulmasına ne kadar sanatçı, bilimadamı, sporcu, meslek odaları, hukukçu, genç, yaşlı insan varsa hepsi bu işe karşı olmasına rağmen denetimsiz, gözetimsiz olarak pervasızca içimizi oymayı sürdürüyorlar... Yahu yemin ederim, bu şirketler kendi ülkelerinde bu kadar arsız ve başıboş olamazlar. İ z i n v e r m e z l e r !... Allahım, Yarabbim!.. Ya nedir bu hırs anlamıyorum... İnanın empati gücüm iflas etti... Kendimi bu şirketlerin, bu işe göz yuman, haklı çıkartmaya çalışan siyasetçinin, kerametleri kendinden menkul bir-iki bilimadamının yerine koymaya çalışıyorum; olmuyor, başaramıyorum... İşte size bugünkü Radikal Gazetesi'nden bir haber daha sunuyorum; belki beni daha iyi anlarsınız: Alıntı:
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=239367 |
|
21-11-2007, 11:16 | #28 |
Ağaç Dostu
|
Evet arkadaşlar, İnatla Kazdağları'nın altın uğruna altının oyulmasıyla ilgili bilgileri size iletmeye devam ediyorum. Küçücük bir çocuğu bile, bir ağacın bir dalını kırarken gördüğünüzde tepkiniz ne olur? Uyarırsınız değil mi? Sizi dinlemese ne yaparsınız?.. Çevrede ailesi varsa onlara durumu anlatırsınız? Peki Ailesi sizi dinlemez çocuğu kendi haline bırakırsa ne yaparsınız? Park bekçisine, Zabıtaya sair kolluk güçlerine başvurursunuz. Onlar da ilgilenmezse ne yaparsınız peki?... Zor soru değil mi? Oysa Kazdağları'nda, Havran'da çocuk değil koca koca adamlar, bir dalı kırmak değil başta zeytinağacı olmak üzere binlerce, binlerce ağacı kestiler, kesmeye devam ediyorlar!.. Peki başka neler olacak? Buyrun, birlikte okuyalım. NTVMSNBC 17 Ekim 2007 Yasemin Arpa ................... Kaz Dağı’ndan altın çıkarılmasına izin verilmesi halinde neler olabileceğini uzmanlar şöyle sıralıyor: KAZDAĞI’NDA ALTIN ÇIKARILIRSA NELER OLACAK?
|
21-11-2007, 11:23 | #29 |
agaclar.net
|
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi toplulukları ile birlikte 25.11.2007 pazar günü saat 13:00 te Çanakkale Cumhuriyet Meydanı'nda miting yapılacaktır.Bu mitingte bütün sivil toplum örgütlerini aramızda görmekten büyük bir kıvanç duyarız. Mitingteki konuşmacılar : Doc. Dr Talat KOÇ ,Yrd. Doc Dr Ferah Özkök Öğretim görevlisi Selahattin BOZKURT İLETİŞİM: Suat ATEŞ : 0545 733 81 81 Turizm Topluluğu Bşk. Yard. Volkan BAŞELLİ : 0554 438 34 29 Turizm Topluluğu Bşk. Yard. |
22-11-2007, 14:08 | #30 |
Ağaç Dostu
|
Bol pınarlı vahşi hayvanlar anası
Sevgili Malina'nın da bildirdiği gibi Çanakkale 18 Mart Üniversitesi toplulukları ile birlikte diğer sivil toplum örgütlerinin düzenlediği 25.11.2007 pazar günü saat 13:00 te Çanakkale Cumhuriyet Meydanı'nda yapılacak olan mitinge katılmaları için yöre Belediye ve dostlarıma haber saldım... Altın için Kazdağlarının altının oyulmasına sağduyulu ve duyarlı ne kadar insan varsa hepsi karşı... Çünkühttp://www.ntvmsnbc.com/news/423169.asp) Homeros İlyada’sında İda Dağı’dan (Kazdağı) ‘Bol pınarlı vahşi hayvanlar anası’ diye sözeder.………. Kazdağlarının bilinen tarihi MÖ 2000 yıllarında başlar. Bu tarihlerde Thebe şehri, Lyrnessos şehri, Khrysa şehri, Killa Şehri, Anderia şehri, Antandros şehri, Adramytteion şehri, Astrya şehri, Gargara şehri gibi şehirler kurulmuş bunlardan bir çoğuda Truva savaşları sırasında yok edilmişlerdir. BOL PINARLI VAHŞİ HAYVANLAR ANASI Kazdağı’nın her yerinden kaynaklar çıkmaktadır. 1500 mt rakımda dahi yaz kış suyu olan kaynaklar mevcuttur. Edremit, Akçay ve Altınoluk’un buz gibi soğuk ve bol içme ve kullanma suyu Kazdağı’nın eriyen kar sularıdır. Kazdağları’ndan gelen orman havası ile denizin iyotlu ve oksijen miktarı yüksek havası birleşince Altınoluk Şahinderesi boğazı civarı oksijen çadırı şeklinde ifade edilmektedir. Dünyanın oksijen bolluğu yönünden ilk üç yerinden biri olduğu tespit edilmiştir. EFSANELER DAĞI İda Dağı (Kazdağı), dünyada mitoloji ve efsaneler dağı olarak bilmektedir. Kazdağlarındaki üç efsaneden biri Yunan efsanesi (İlyada) diğerleri Sarıkız ve Hasan ile Emine’ nin aşk öyküleri olan iki Türk efsanesidir.Yunan Mitolojisinde Paris’in Altın Elmayı Afrodit’e vermesi sonucu, dünyada ilk güzellik yarışmasının yapıldığı yerdir. Bu güzellik yarışması getirdiği sonuçları itibarıyla, tarihte meşhur Troia savaşlarının çıkmasına neden olmuştur. Kazdağı, Biga yarımadasının en yüksek kütlesidir. Kazdağı’nın üzerine yerleşmiş, kuzey-güney istikametine uzanan derin vadi ve kanyonları, flora ve fauna açısından zengin bir potansiyel arzetmekte, özellikle de bitki örtüsünün taşıdığı biyolojik çeşitlilik ana kaynak değerini oluşturmaktadır. Hayvan Türleri: Ayı, Karaca, Yaban Kedisi, Su Samuru, Sincap,Yarasa, Kirpi, Tavşan, Porsuk, sansar, Tilki, Yaban Domuzu, Kartal, Doğan, Atmaca,Şahin, Keklik, Tahtalı, Çulluk ve Balık cinsleri, Alabalık ve sazan türleri bulunmaktadır. Bitki Örtüsü: Üst tabakada 600-700 rakımlar arasında Kızılçam hakimdir. Üst rakımlarda Karaçam, Kayın, Göknar asli ağaç türleridir. Kestane Meşe, Kızılağaç, Çınar ağaçları bulunmaktadır. Alt tabakada Sistus(Laden), Erika, Karaçalı, Böğürtlen, Sarmaşık bitkileri ile Kekik, Adaçayı, Sumak gibi tıbbi bitkiler ”KAZDAĞI’NIN ÖZELLİKLERİ” Dünyanın 2. oksijen cenneti. 3 milyon dönüm ormanı var. 43 endemik (yalnız bu yöreye ait) bitki türü var. Kazdağı göknarı ile dünyada meşhur. Yeşil altın (zeytin) cenneti-12 milyon zeytin ağacı var. Önemli bir turizm- ekoturizm bölgesi. Ayrıca kaplıcaları ile sağlık turizmi bölgesi Antik dönem yerleşimlerinden pek çok antik kent var.Truva, Antandros, Gargara… Önemli bir su kaynağı. Değişik kültürlere ev sahipliği yapıyor: Türkmen, Yörük, Midilli göçmeni… Foto:http://wowturkey.com/t.php?p=/tr31/A..._panaromik.jpg |
|
|