![]() |
|
![]() |
#61 |
feyzan
Giriş Tarihi: 02-01-2008
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 22
|
selam ben küçük bir saksıda 1 tane filizlenmiş lale soğanı aldım. Bunu evde yetiştirmem mümkün mü? Toprağı kuruduktan sonra mı su vermeliyim? Bir de bitki besini aldım lale için bunu ayda bir kere kullanmam yeterli mi? Şimdiden yardımlarınız için teşekkür ederim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#62 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#63 |
Ağaç Dostu
|
Bu atılan lale soğanları benimde canımı sıkıyor. Sebebini doğrusu bende bilemiyorum Gençen sene çiçeklenme döneminin bittiğinde çuvallar dolusu lalelerin sökülüp atıldığını gördüm ayrıca erken sökülen soğanların bir sonraki yıla kadar korunması imkansız. İçlerinden birkaç tanesini aldım balkonda kurutup nemsiz ortamda muhafaza ettim. Anladığım kadarıyla bu lalelerin çiçeklenme süreleri 1 ayı geçmez. Belediye bu alanları uzun süre çiçekli görmek istiyor. Bir yıl içerisinde defalarca bu alanlar değiştiriliyor. Ayrıca bu laleleri renk renk ve desen desen ekiyorlar. Bu laleler kuruduğunda renklerini ve türlerini karıştırmadan toplayıp kurutmak ve ertesi seneye istenilen renkleri oluşturmak imkansız. Bundan dolayı direk ithal etmek daha kolay geliyor hemde soğan kasalarında soğanların renk ve türleri yazılıdır. Ve hiç bir tanesini ıskalamıyorlar. Bu durum sadece laleler için değil. Parklarda gördüğünüz tüm çiçeklerin sonu aynıdır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#64 |
Ağaç Dostu
|
Seneler önce bir tekstil fabrikasında çalışıyordum. Hemen her belediye değiştiğinde olduğu gibi kaldırım taşları değiştiriliyordu. Fabrikanın önünde mal yüklemesi için yer ayrılması gerekiyordu. Önceden bize hiç bildirmeden taşları döşeyen işçilere durumu anlattım. O bölüme taş döşenmeyeceğini dilimin döndüğünce anlattım. O sırada saat 16.30 civarıydı. Belediyeden yazılı kağıt getirmem gerektiğini ama o saatte alamayacağımı ertesi gün alıp getirmemi söyledi. (Enteresan kısım burada başlıyor.) Ama o ben izni getirinceye kadar taşı döşeyeceğini, izin kağıdı gelince yıkacağını söyledi. Yahu ne gerek var kardeşim neden yarın yıkacağın şeyi döşüyorsun dediğimde: Abla belediye döşerken 1 veriyorsa sökerken 2 veriyor!! Çıldırmamak mümkün mü? Adam devleti zengin bir adam sanıyor. Kendi cebinden çaldığının farkında değil. Aradan 13-14 sene geçmiştir bu olaydan sonra. Ama zihniyetin değişmediğinden eminim. Sadece devlet işlerinde değil, özel sektörde de aynı mantık işlemiyor mu bizim ülkemizde? Bir malı satana kadar veya bir işi yapıp parayı alana kadar. Sonra işini takip eden var mı? Aldığınız bir maldan veya hizmetten memnun kalmadığınızda, daha önce size güler yüzüyle diller dökenleri bulabildiniz mi? Hep düşünürdüm belediyeler neden tek yıllık değil de kalıcı bitkiler dikmiyorlar diye. Artık iyiki dikmiyorlar diyorum. Çok yıllık bitkiler daha pahalı ve periyodik bakım isteyecek. Bakım yapacak kalifiye eleman ve onları organize edecek birisi olmadıktan sonra o bitkiler de ziyan olacak. Mevsimlikler en azından daha ucuz ve bakım yapmasalar da mevsimi geçene kadar dayanabiliyorlar. Hiç ekmeseler diyemiyorum çünkü Dünya ülkelerini görünce utanıyorum... Not:Belediyelerin lale soğanlarını israfına yönelik yazıları ve fotoğrafları görünce yazdığım yazıyı bu başlık daha uygun diye taşıdım. Düzenleyen limon : 08-01-2008 saat 16:26 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#65 |
-
Giriş Tarihi: 02-11-2007
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 44
|
Sn Arzu size birileri yanlış bilgi veriyo olmalı.Lale ve diğer soğanlı bitkiler çiçeklenme döneminde dikilmiyor.İstanbul şarlarında çiçeklenmesi için SN fyzn 'in saksılarındaki milyonlarca lale ve sümbülleri sıcak ortamda filizlendirip İstanbul geneline dikilmiş olması gerekiyor olsun. Bu olay mümkün değil.Tüm proğram Lale ve diğer soğanlı bitkilerin Nisan ayından itibaren mayıs ayının sonuna kadar çiçeklenmesidir.İnşaallah bu sene kışı kış gibi yaşarızda yapılan bukadar emekler boaş gitmez.Bazı değerler aparayla ölçülmemeli.Lale Bu topraklarda AVRUPAYA GİTMİŞ VE iSMİNİ dahi bizden almışlar.TULIP ismide Avrupalının lalenin ne olduğunu sorduğu kişini elindeki Tülbentteki resim olan lale.Sorunun cevabını veren elindeki Tülbenti zannederek TÜLBENT demiş.Oda Fransaya giderken kendi diliyle öyle telefuz etmiştir.Bir lale soğanı için adamlar evini satmışlar.Böyle bir devre ismini veren bir çiçeğe harcana parayı başka şeylerle kıyaslamayalım.Bazı değerler parayla ölçülmez. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#67 |
Ağaç Dostu
|
Sakın şaşırmayın herşeyi yaparlar.
Merhaba, Birçok belediye'nin amacının diktiği kıymetli çiçekler ile etrafı güzelleştirmek suretiyle vatandaşa hizmet etmek için değil de yandaşlarına iş sahası sağlamak için çiçek işine girdiği artık açıkça belli olmuştur. Yıllarca kullanabileceği birçok çiçek soğanını çöpe atmaları veya kurumaya terketmeleri bunu göstermektedir. Parti gözetmeksizin her iş başına gelen belediyenin icraatı benzerdir. Bazısı çiçekçilik faaliyetleri ile yandaşlarına yardımcı olurken, bazıları yeni yapılmış kaldırımları her yıl değiştirir. Bir diğeri ise imar rantı sağlar. Ağaçlar kesilir, kıyılar mahvolur. Ben Kazdağlarının kuzey ve güneyini iyi bilen biri olarak Edremit Körfezinde bulunan yerleşim yerlerinin belediye başkanlarının da farklı birşey yapmadıklarını izliyorum. Yüzlerce yıllık Zeytin Ağaçları 3573 sayılı kanuna rağmen işin ucunda rant olduğu için hunharca kesiliyor. İş artık öyle bir hale gelmiş ki; Tema vakfı bile uyarılara ve ihbarlara kulak asmıyor. Zeytinlikler birer ikişer yok edilip yerlerine iki veya üç katlı beton evler dolduruluyor. Hadi birkaç ağaç kurtulsa neyse. Altınoluğun Güreye giden tarafında yolun hemen üstünde kafanızı kaldırdığınızda üç dönüm içinde 60'a yakın evin yapıldığını göreceksiniz,Hem de başkanın çiftliğine giden yol üzerinde. Yani farkına varmaması imkansız. Küçükkuyu ve diğerler beldeler de aynı durumda. Her sene yaz tatiline gelenler birşeylerin yok olduğunu ve yerine beton kaplandığını görüyorlar.Kimse bu ağaç kıyımının hesabını sormuyor. Tuhaf olan ise Bayramiç bölgesinde Altıncıların kestiği ağaçları korumaya çalışanlar ise kendi beldelerinin ağaçlarının yok olmasına göz yuman aynı kişiler. Saygılar |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#68 |
Ağaç Dostu
|
Ankara Gençlik Parkı
Rıfat Ilgaz ‘Gençlik Parkı’ şiirini şöyle bitirir: ……….. İşte beklediğin düş gözlerinin önünde Uysun adımların çağının gidişine Uysun adımların çağrısına gerçeklerin Başının içinde ilkyaz bulutu Altın toprak üstün yaprak Gençlik Parkı'ndasın Ankara Gençlik Parkı genç Cumhuriyetin modern bir yüzü olarak Ankara’nın ilk akla gelen saygın yerlerinden biriydi. Tümüyle bataklık olan 270 bin metrekare alan üzerine yapımına 1936 yılında başlanmış, 19 mayıs 1943’de bitirilmiştir… Göletinde su sporları yapılırdı. Aile gazinolarında ünlü sanatçılar (Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses…), sahne alırdı. Lunaparkı cıvıl cıvıl olurdu. Mini treni park çevresinde tur atardı. Lokantalarında nefis mezeler yapılırdı. Çay bahçelerinde, dev fıskiyesinden göğün yüzüne suların fışkırdığı gölete karşı semaverlerle çaylar içilir, nefis gözlemeler yenilirdi. Ağaçlar altında ailece dolaşılır, banklara oturularak dondurma yenir, gazoz içilirdi …Üniversite öğrencileri birbirleriyle burada buluşurlardı. (Aşağıdaki resimler o günlere aittir.) İçindeki bitki örtüsü çeşidi özenle seçilmiştir. Dev akasya ve at kestanesi ağaçları vardır... Ama sonra yıllarca ihmal edildi ve 6 mayıs 2005 de kapatıldı. Sözüm ona 29 ekim 2006 de açılacaktı. (Bknz:http://www.agaclar.net/index.php?id=2389) Olmadı. Sonra sözde kalan Gençlik Parkı Yenileme Çalışmaları İçerisinde, Tübitak ile Büyükşehir Belediyesi'nin işbirliğiyleTürkiye'nin İlk Bilim Merkezinin burada kurulacağı söylendi. O da olmadı. Bu arada Gençlik parkı hızla kendini yok etmeyi sürdürdü. Sanki küsmüştü. Bu zaman içinde tam bir mezbelelik halini aldı. Kurak bozkırda inaçla yeşeren modern Ankara’nın saygın yeri aşağıdaki resimlerde (12 Nisan 2008) göreceğiniz gibi içler acısı halini aldı. Gazeteler bu durumu dün şöyle duyurdular: Ankara’nın sembollerinden Gençlik parkı bakımsızlıktan dökülüyor…(29 Nisan 2008 – Gazeteler) Ekli olan resimler: 1. resim: 19 mayıs 1943 Parkın açılışındaki hali 2. resim: Klasik olmuş bir manzarası 3. resim genel görünüm 4.resim detay 5. resim detay Diğer resimler ise şimdiki halidir. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#70 |
Ağaç Dostu
|
Ankara Gençlik Parkı
En beğendiğim fotoğrafı yüklemeyi atlamışım. Gençlik parkında bir grup ünüversiteli öğrenci... Yıl 1950!.. Böyle insanın içini sıcacık yapan, duygu içinde bırakan görüntüler nerde kaldı? o iyi insanlar o güzel atlara binip gittiler! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#71 |
Ağaç Dostu
|
Sanırım lise sondaydım. Kızlı erkekli grup halinde Gençlik Parkına gitmiştik. O zamanlar daha henüz aile yeriydi, yozlaşmamıştı. Lunaparkı gezdikten sonra, arkadaşlar sandala binelim diye tutturmuşlardı. Çocukluğu İstanbul, İzmir denizlerinde geçen biri olarak çok gülmüştüm o küçücük havuzda sandala binme fikrine. Sonra ısrarlara dayanamayıp binmiştim. Gerçekten unutulmayacak bir anı olmuş. Yukardaki fotoğrafı görünce canlandı o görüntüler ![]() Sanırım arkada görülen de sonraki yıllarda Nikah Dairesi olarak kullanılacak olan Göl Gazinosu olmalı (şimdi ne haldedir kimbilir?). Çocukluğumda Zeki Müren gelirdi oraya, dinlemeye (ben uyurdum tabii ki) giderdik. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#74 |
Ağaç Dostu
|
#112' de yer alan fotoğrafın bir grup üniversite öğrencisini gösterdiğini yazmıştım. Yanılmışım. Yaptığım araştırma sonucunda bir ailenin arkadaşlarını Gençlik Parkı'nı gezdirdikleri sırada çektirdikleri bir fotoğraftaki görüntüye ait olduğunu anladım. (http://flickr.com/photos/leylagundog...57594285033002) Yine de Yaşar Kemal'in Demirciler Çarşısı Cinayeti romanında geçen o söz bu fotoğraf için de geçerlidir: O iyi insanlar o güzel atlara binip gittiler! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#75 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 06-09-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 2
|
Alıntı:
Belediyemiz özel bir firmayla anlaşma yapmış evlerden kağıt, plastik, hatta elektronik eşya ev eşyası vs. de alacaklarmış ayrıştıracaklarmış diye okudum. Anneme gittiğim bir gün sokakta ilgili firmanın atık toplama arabasını görüp konuştum şoföründen adres bildireceğim bir telefon numarası istedim. Kendi cep telefonunu verdi. Depolama imkanım da olduğundan altı ay kadar abone olduğum gazete, dergi, plastik yani bulduğum herşeyi biriktirdim. Plastik şişe kapaklarını, gelen fatura ve ekstre dökümanlarını dahi normal çöpe atmadım. Mutluydum. Herkesede yaptığım şeyi anlatıp onları da teşvik etmeye çalışıyordum. Buraya kadar herşey çok güzel gidiyordu. Birgün artık depolama alanım yeterince doldu (yaklaşık 3 büyük televizyon kutusu büyüklüğünde )diye düşündüm ve aradım. "Tamam ama bugün olmaz" dediler ancak ertesi gün olabilirdi. Bende 5. ve son katta oturuyorum kimsenin geçişini engellemeyeceğinden daire kapısının dışına yığdım 1 günden birşey olmaz diye düşündüm ****** ancak yanılmışım. Tekrar tekrar aramalarımıza rağmen bugün yarın dendi en sonunda telefon açılmaz oldu zaten. (Anlayacağınız ilgili şoför bizim yüzümüzden numarasını değiştirdi galiba, iyiki rahatsız ediliyorum diye şikayet etmedi değil mi ![]() Şimdi sizce işini iyi yapmayı umursamayan **** en azından ellerindeki imkanları tam verimli kullanmayan bu insanlar nedeniyle ben bu işlerden vazgeçmeli miyim. ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#76 |
Ağaç Dostu
|
Burdan Üsküdar Belediyesi'ne sesleniyorum.. Onca Magnolia grandiflora yı neden diktiniz.. Ve 1 metrekarelik çukrlarda o ağaçların büyümesini nasıl beklersiniz.. Bu bir israf bu bir hainlik değil midir.. O bitkiler alle için biraz pahalı değil midir? Kim zengin edilmektedir? Size beton çukurlarda yol kenarında o bitkilerin sağlıklı büyüyebileceği bilgisini hangi akıllı vermiştir? Bünyenizde hiç mi bilirkişi barındırmamaktasınız.. Sinirim belediyenin bütün Altunizade'yi bu ağaçlarla donatmasındandır.. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#77 |
Ağaç Dostu
|
Bu bölümü incelerken belediyelerden şikayette İstanbul'un başı çektiğini gördüm. Senelerce İstanbul'da yaşamış bir kişi olarak bu durum hiçte tuhafıma gitmedi. Şu anda yaklaşık 3 senedir Bursa'da yaşıyorum. Benim bulunduğum bölge Nilüfer Belediyesinin kapsamında. Sn.belediye başkanımız Mustafa Bozbey (partisi önemli değil) hakikaten saygıya layık bir kişilik. En ufak bir şikayette hemen gerekeni yapan, hatta direk başkana mail adresi bile olan halktan bir kişi. Şikayetlerin çoğunluk olduğu bu köşede ben kendisini kutluyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#78 |
Ağaç Dostu
|
Geçen haftalarda Dendroloji okulundaki bir derste, Büyükşehir Belediyesince ithal edilerek getirtilip dikilmiş ağaçların ne hale geldiği gösterilmişti. Ankara iklimine hiç de uygun olmayan bu ağaçlar tümüyle kurumuş haldeler. Yanlış hatırlamıyorsam bu ağaçlardan bir tanesinin maliyeti 726 YTL gibi akıldışı bir rakamdı. Bu hafta da Esenboğa yolundan gelirken yine aynı tür ağaçlardan ve çalılardan tutmamış ve ölmüş olanlarını gördük. Ortada inanılmaz bir israf, acımasızlık ve ciddiyetsizlik var. Bunların bedelini; sorumsuzluğu yapanlar değil, yazıkki Ankaralılar ödüyor. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#79 |
Ağaç Dostu
|
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi üyelerinden konuya eğilen birini bilen var mı? İtfaiye aracıyla "yangın söndürmeye yetişirken kaza yapan bir şoför" aracın maddi hasarını cebinden öderken, Ankara'ya bu ihaneti yapanların ödediği herhangi bir bedel var mı? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#80 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-02-2008
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 7,887
|
Istanbul Belediyesi
Neden boğaziçi köprüsünün her iki tarafında yol kenarlarına dikilen ağaç ve yer bitkilerinden 25 senedir doğru dürüst bir sonuç alınamadı bilhassa anadolu yakası belediyenin peysaj mimarları ziraat mühendisleri hele şimdi adım başı orman mühendisleri şehirde orman mühendisi oda ayrı konu şu an maslak orta refüjünü dikilen begonya cam güzeli o kadar küçük ki daha serada en az 1ay kalması lazım olsun sen dik parayı haziran temmuz geliyor hava 40 bulacak su yok olsun sen dik parayı al . Birileri zengin oluyor dümen dönüyor iyi günler |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#81 |
Ağaç Dostu
|
Altınoluğun eski halini bilen varmı? Bir de şimdi bakın.
Merhaba, Altınoluk Belediyesi üçüncü dönemini yaşıyor. yani 15 yıldır görevdeler. Enkaz devraldık diye birilerini suçlamasınlar diye özellikle belirttim. 1980 lerde Altınoluk çok güzel bir köydü. Nüfusu 4.000 civarındaydı ama karakteri vardı, güzeldi, eşşizdi, oksijeni boldu, denizi pırıl pırıldı, Şahinderesi tertemiz akıyordu. Ağaçlar kesildi, ormandan gelen esinti bitti, Şahinderesine kapkara arıtma verildi, deniz kirlendi, heryer villa denilen ucubeler ile doldu. Amfitiyatro yapıldı ama gelecek insanların park edecekleri yer düşünülmedi. Köy yolu mahfoldu. Tarihi taşlar ve kaldırımlar söküldü yerine şimdi yine söktükleri başka taşlar döşendi. Aynı belediyenin icraatları ile önce anıt Ağaç olabilecek 500 yaşındaki zeytinler kesildi. Yerlerine hiç bir mimari özelliğe sahip olmayan ve 1999 depreminde % 100 ' ünün duvarlarının çatladığı sözde villalar yapıldı. Deniz kıyıs yetmedi yolun üst tarafına dağa doğru imar verildi. yetmedi köyün sırtları ve çevresine zeytinler kesilip o şahsiyetsiz villalar yapıldı. Yetmedi çevre düzenlemesi adı altında birilerine para kazandırıldı. Yetmedi meydanın tarihi dokusu ortadan kaldırıldı. % 5 olan imar önce 15'e sonra da 25' e ve bazı durumlarda % 1oo 'e çıkarıldı. Yeşil resmen katledildi. Yetmedi bu yanlışlıkları yapanlar Altınoluğun girişine kendi resimlerini asıp birilerinden şehircilik ödülü aldıklarını ilan etti. Demek ki Güngören, Sultanbeyli, Esenler ve çevresini mahveden bütün belde ve belediyelere şehircilik ödülü verilmeli diyorum . . . Çünkü Haziran geldi heryer hala toztoprak. Saygılar |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#82 |
Ağaç Dostu
|
Insana saygı. . .
Merhaba, Temmuz geldi. Altınoluk Köyünün Meydanı hala toz toprak. Nedeni İnsana saygı, Çay bahçelerindeki düzenlemeden tutun da trafiğe yeni getirilen sistemden kimse memnun değil. Söylenenler şu; Böyle karmaşık tarfiğin tek amacı, daha önce meydanın dışında iş yapamayan çay bahçelerine müşteri ve para kazandırmak. Ama toz toprak yüzünden yapılan uygulama onları bile bezdirmiş. Her yere konulan hoparlörler ile devamlı anons halindeler . . . .. plakalı araç arabanı kaldır yoksa şöyle yaparız filan gibi tehditvari uyarılar. Peki köyde oturan adamın suçu ne ? Birisi yanlış yere park yapmış diye bütün belde cezalandırılıyor adeta. Diğer beceriksizlikleri yazmıyorum artık. Belediye hangi partiden mi? Belli olmuyor mu? % 47 den değil. Saygılar. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#83 |
Ağaç Dostu
|
Ayvalıkta durum
Merhaba, Ayvalıkta da durum farklı değil. Bir düşünün Ayvalığa gelseniz ne yaparsınız ? Ya meşhur Ayvalık tostu ya da balık yemek gelir insanın aklına. Ama gelin görün ne tost ne de balık yemek mümkün. Belediye bütün esnafı genişliği 4 m yi bulmayan dar bir sokağa doldurmuş. Deniz bile görünmüyor. Dükkanlar 1veya 1,20 genişliğinde insanlar içine sığamıyor. üşteriler memnun değil herkes bir şeyler söylüyor. Tek şikayetçi olmayan arabalar çünkü onlar harika deniz manzarasına karşı park ediyorlar tabi fahiş paralara. Ha unutmadan. Belediye Altınoluk gibi aynı partiden. Saygılar |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#84 |
Ağaç Dostu
|
İnsana saygı lafla olmaz. . .
Merhaba, Altınolukta olumsuz belediye uygulamalarını yazmaya devam ediyorum. Hepimz Kazdağlarını ve bin pınarlı ida ismini duymuşuzdur. İşte orası burası. Ama bir farkla artık bin pınar ve su yok. Turkuaz suyu tutmayınca diğer bir su Cocacola Company tarafından piyasaya sürüldü. " Damla " Altınolukta su dediğinizde yeni mamul Damla gazoz dediğinizde ise önünüze sprite getiriyorlar. Bilin bakalım. Acaba neden ? Saygılar. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#85 |
Ağaç Dostu
|
Tarım arazilerinde, yapılaşmaya neden göz yumuluyor?
Merhaba, Bir haftadır Çanakkale, Bayramiç'teyim. Bayramiç-Çan karayolunun 25. Km.sinden sapılarak gidilen Korucak Köyü'nde kalmaktayım. Her sabah Bayramiç'e gelirken, Saraycık Köyünün Sapağından, karşı mahalle denilen yere gelinceye kadar karayolunun sağı ve solu beton evler ile dolu olduğunu ve her geçişte yapılaşmanın hızla arttığını gözlüyorum. Tarlaların ve ekili arazilerin bulunduğu böylesine verimli tarım arazilerinin bulunduğu bir bölge neden imara açıldı? Eğer imar yoksa, neden yapılaşmaya göz yumuluyor? Saygılar. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#86 |
Ağaçsever
|
Beton aşkı - rant... ama siz sorularınızın cevaplarını biliyorsunuz zaten. Profilinizde orman yürüyüşü sevdiğinizi gördüm. Eşimle biz de sıkça yaparız o yürüyüşlerden ve her defasında acı içinde eve döneriz çünkü ya moloz manzarasıyla karşılaşırız ya piknikçiler her türlü çöplerini ortada bırakmıştır ya da direk vs. gibi şeyler dikmek için ilgili kurum gereksiz katliamlar yapmıştır. Şimdi artık ses çıkarıyoruz, bölgeye bağlı belediyeyi arayıp durumu iletiyoruz. Geçen gün bir fabrikanın ormana atılmış binlerce yıl yok olmayacak atıkları için bir belediyeyi aradım, ilgili kişi ne yapmak lazım diye bana sordu! Yani kültürsüz, bilgisiz ve ilgisiz akrabadan yerleştirilmiş kişilerle güzel yudumuzun doğal değerlerini koruyamayız. Size sabırlar diliyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#87 | |
Yeni Üye
|
Erzurum Belediyesinin ağaç katliamı ve sonunda ortaya çıkan "gülelim mi, ağlayalım mı?" durumları. Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#88 |
Ağaçsever
|
Yazıyı okurken bir çağrışımla irkildim. Geçen ay Sapanca tepelerindeki Keltepe ye giderken içine birkac doğa harikası noktayı da alan bir mesire alanına girdik. Kapıda bilet kesen şahısla sohbet ederken o alanın 2 sene sonra elektriğe kavuşmuş olacağını ve bungalowlarla donatılmış olacağını öğrendik. Tabi, o bunu bize iyi haber olarak verdi ama eşim ve ben yine üzüntüden yıkılıp eve döndük. İnsanların gözü niye hep değerli ağaç ve bitkilerin hayat bulduğu yerlerde, çok merak ediyorum ve çok kızıyorum. Artık ağacı, doğal kalmış birkac alanı korumak tartışmasız bir konsensus niteliğinde olmalı...Yönetimler bizlerden önce o tür yerleri himaye etmeli. Umarım bu forumdan arkadaşlar bunun üstüne gidip araştırırlar, düşünülen bır katliam varsa, önüne geçerler. Aşağıdaki resmi elektrik getirilecek olan yerde çektim. Ağaçlar o kadar güzel ki bakmaya doyamıyorsunuz, çevredeki çiçekler ise öyle her yerde olan çiçeklerden değil, nadir, farklı, çok güzel..... ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#89 |
Ağaç Dostu
|
MELİH GÖKÇEK; 'Atatürk Orman Çiftliği'nden ne istiyor?' CHP'li Ateş, Gökçek'in AOÇ'u talan ettiğini iddia etti CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i, ‘Atatürk Orman Çiftliği’ni talan etmekle’ suçladı. Ateş, Gökçek’in, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Valiliği devre dışı bırakarak Ankara İl Tarım Müdürlüğü’ne yazı yazarak Atatürk Orman Çiftliği’nin toprak analizini yaptırdığını, analizin ardından hazırlanan ve AOÇ’un yüzde 70’inin tarım amaçlı kullanılamayacağını öngören raporun ise Vali’nin olmadığı bir dönemde, Vali Yardımcısı Selahattin Ekremoğlu tarafından imzalandığını bildirdi. Ateş 2006 yılında çıkarılan kanunla Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne AOÇ’u koruma amaçlı imar yetkisi verildiğini belirterek “bu yetki koruma amaçlı verildi ancak Gökçek talan amaçlı kullanıyor” dedi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, Ankara Milletvekili Zekeriya Akıncı ile birlikte Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Atatürk Orman Çiftliği arazisi konusunda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’i suçladı. AOÇ’un koruması amacıyla 2006 yılında Meclis’te bir kanun çıkardıklarını ve Gökçek’e, AOÇ’la ilgili imar yetkisi verdiklerini belirtti. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı 5 yıllık planda AOÇ’u ortadan kaldırmak olduğunu savunan Ateş, Gökçek’in Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Valiliği devre dışı bırakarak Ankara İl Tarım Müdürlüğü’ne yazı yazdığını kaydetti. Ankara İl Tarım Müdürlüğü’nün ise meslekte yeni iki mühendisi görevlendirerek, AOÇ’un toprak analizini yaptırdığını kaydeden Ateş, hazırlanan raporun ise Vali ve İl Tarım Müdürlüğü’nden sorumlu Vali Yardımcısı tarafından imzalanmamasına rağmen, Vali Yardımcısı Selahattin Ekremoğlu tarafından imzalandığını bildirdi. AOÇ’la ilgili 2002 yılında hazırlanan raporda 33 bin 220 dekarlık alanın yüzde 72’sinin tarım arazisi olduğunun belirtildiğini ancak Gökçek tarafından hazırlatılan raporda, yüzde 70’inin tarım amaçlı kullanılamayacak arazi olarak tanımlandığını kaydeden Ateş, şöyle konuştu: ”AOÇ’u koruma amaçlı olarak imarla görevlendirilen Ankara Büyükşehir Belediyesi AOÇ7u talan ediyor. Ankara’nın akciğerleri olan bir alan önümüzdeki günlerde talan edilecek. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin AOÇ’un toprak analizini yapma görevi yok. AOÇ’un talan belgesi valinin olmadığı bir ortamda imzalanmıştır. Bu talanı yargı durduracaktır. Bunlar ne kanun dinliyor ne devlet yönetme ciddiyeti var. Ankara Büyükşehir Belediyesi kanun tanımaz mı başbakan buna nasıl seyirci kalır, 33 bin dekarlık alan nasıl 9 bin 64 dekara indirilebilir?” Basın toplantısında soruları da yanıtlayan Ateş, 2006 yılında Büyükşehir Belediyesi’ne kanunla verilen yetkiden pişman olup olmadıklarına ilişkin bir soruya “o yetki koruma amaçlı verildi ancak beyefendi talan amaçlı kullanıyor. Tarım amaçlı arazinin hiçbir şekilde yapılaşmaya açılamadığı için de böyle bir rapor hazırlattı. Herhangi bir kusurumuz sözkonusu olamaz. Biz Ankaralıya Ankara’da yaşamayı kolaylaştırmak için bu kanunu çıkardık. Ancak öyle görünüyor ki bir sabah uyanacağız AOÇ’un içinde gökdelenler dikilmiş. Kanunda sorun yok ancak uygulamada sorun var, kapkaççı gibi hareket ediliyor” karşılığını verdi. KAYNAK:GAZETE VATAN |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#90 |
Ağaç Dostu
|
Bu haber sadece "agaclar.net'te"
Söz Melih Gökçek'ten açılmışken, ben de bir başka konuyu yazmak istiyorum: 1994'te yapılan yerel seçimlerde Ankara'nın bir çok semtinde tretuarlar taşlarla döşendi. Bu öyle bir taş ki; onlarca yıl geçse bozulmayacak cinsten.. (Fotoğraf : 1 ) Geçen hafta bir baktık ki tretuarlar sökülüyor ve bu evladiyelik taşlar atılmak üzere kaldırılıyor ! (Fotoğraf : 2 ) Sökülüp atılan taşların yerine nerdeyse aynısı olan yeni taşlar geldi ve "yeniden döşemeye" başladılar. (Fotoğraf : 3 ) ...Devam edecek ! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|