01-02-2007, 17:39 | #92 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-01-2007
Şehir: amsterdam
Mesajlar: 55
|
istanbuldan cekip gidemeyenleri cani gonulden anliyorum zira yillardir gurbetcilerimiz ha donduk ha donecegiz diye yillardir buralardalar.. ferrarisini satip dunya seyahatine cikan adam kadar olamadim ona yaniyorum.. simdi ben golf4 mu satsam Turkiye' me ancak yeter yani umarim hayalimdeki ciftligime kavusurum.. Anami babami doya doya kendi ellerimle besleme firsati bulurum.. bir daha mi gelecegiz sanki.. |
05-02-2007, 20:11 | #93 |
Ağaç Dostu
|
Konuya gönderilen bütün mesajları okuduğumu sanıyorum. Söyleyebileceğim tek bir şey ve anlatacağım bir hatıram var. Söylenecek tek söz: Tartışmasız olarak, sevgili Todor'un bu işi başardığı ve alkışa, her türlü övgüye, kelimelere sığmaz takdire sadece O'nun layık olduğudur. Anlatacağım hatıra ise şu: Bir gün NTV'de yarısında yakaladığım bir program seyrediyordum. İstanbul'dan, büyük ihtimalle Suadiye-Erenköy cıvarından, bir beyefendi ile eşi hanımefendi, İstanbul'u terkedip yerleştikleri bir sahilde, kendileriyle röportaj yapan TV ekibine yaptıklarını ve yaşadıklarını anlatıyorlardı. Bulundukları yerin neresi olduğunu anlayamadım. Anladığım, oraya geldiklerinde, yol, su, elektrik, komşu gibi bir şeyin olmadığıydı. Portatif siyah-beyaz TV ile arabanın aküsünden yararlanarak, TRT-1'de 20.00 haberlerini dinliyorlarmış., Orada bir ev yapmışlar kendilerine, bahçe tanzim etmişler, sahilden topladıkları çakıllarla, bahçeye yollar, mozaikler kondurmuşlar. Yıllar sonra, yemyeşil bir cennete dönmüş mekanları. Orada anlatıyorlardı, İstanbul'dan kaçış öykülerini. Bir ara muhabir, -Biz de çok istiyoruz ama... dedi. Cevap, bir şimşek gibi beynimde çaktı ve oraya yerleşip kaldı. -Çok istemiyorsunuz.Çok isteseydiniz,yapardınız. Biz, bir akşam karar verdik, ertesi sabah iki bavulla arabaya atladığımız gibi bir daha dönmemecesine İstanbul'dan ayrıldık. |
12-02-2007, 17:08 | #94 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 06-02-2007
Şehir: safranbolu
Mesajlar: 3
|
Hepinizi safranboluya beklıyorum.. madem ahşap ew istiyorsunuz tarihi evleriyle meshur korumanın başkentı safranboluda sizleri gömek isterim.. |
14-02-2007, 12:57 | #95 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
şimdilerde oluşan yeni trend ;Tek başına kaçıp gitmek, tek başına oturmak değil..Birbirleriyle anlaşan 4-5 aile ya da arkadaş ya da akraba vs. birlikte bir yer alıp yerleşmek.. Aksi halde hastalık sorunu- güvenlik sorunu - oturup doğru düzgün 2 çift laf edebilecek insan bulamama sorunlarıyla karşı karşıya geliniyor. . |
|
01-03-2007, 15:19 | #96 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 01-03-2007
Şehir: uşak
Mesajlar: 21
|
Merhaba herkese; Biraz da elektrik paramızı nasıl ödeyeceğiz ondan bahsedebilir miyiz? Todor mesela geçim sağlayacak para kazanmak kolay mı? Çiftçilik yaparak yani. Konuyu bölüyor gibi davrandıysam kusura bakmayın. |
01-03-2007, 15:35 | #97 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Seneler önce trt2 de bir sıcak su sistemi anlattılar. Orman bakımı yapılırken budanan çalılar. bir makinadan geçirilip yonda haline getiriliyor. iki metre çapında yığılmaya başlıyor silindirik şekilde. Çalı yığılırken içine spiral şekilde plastik su hortumu döşeniyor. Aklımda kaldığı kadar yüz metre gerekiyor hortum. Yığın bir süre boyunca ıslatılarak çürüme başlaması sağlanıyor. Sonra hortumun bir ucundan su verilince, diğer ucunda sıcak su hazır. sonra çürüyen yığın kurutulup kullanılabiliyor. |
01-03-2007, 15:40 | #98 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
01-03-2007, 15:49 | #99 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Hayvancılık tavsiye etmiyorum o yüzden. İmkanın varsa meyve veya sebze işini bilinçli yaparak para kazanabilirsin. Doğru zamanda doğru ürünü yeiştirerek. Şu anda Starking cinsi elma para etmiyor. Starking ile kuracağın bir bahçede zarar etmen kaçınılmaz. Piyasa değeri olan ürünleri ucuza yetiştirebilmek çok önemli. Ayrıca 1 dönüm elma bahçesi sana para getirmeyecektir. Elle tutulur bir üretimin olmalı ki uğraştığına değsin. Yani iş yetiştirebilmekten çok satabilmek. |
|
01-03-2007, 15:57 | #100 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 01-03-2007
Şehir: uşak
Mesajlar: 21
|
Peki para kazanabilmek (zengin olabilmek falan değil bahsettiğim) için diğer etkenler sabit kabul edersek minimum ne kadar araziye ihtiyaç var sence Todor. Bu arada bu konuya bu forumdan devam edebiliriz |
01-03-2007, 17:25 | #103 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 01-03-2007
Şehir: uşak
Mesajlar: 21
|
Alıntı:
Teşekkürler Halit Togay. Uşak'ta sinemalar bile bir-birbuçuk ay sonra geliyor İzmir'e sık sık gidiyorum. Orada eminim bulurum. Ayrıca netten araştırdım biraz gerçekten ilginç. |
|
01-03-2007, 17:31 | #104 |
Ağaç Dostu
|
Masanobu Fukuoka: Organik tarımın babalarından japon tarımcı-yazar. "Doğa anayı kapıdan atmaya kalkışırsanız, bacadan girip elinde tırpanıyla karşınıza dikilecektir" demiş bir de, ne güzel demiş. Fukuoka metodu adıyla anılan ekolojik tarım yöntemini geliştirmiştir. diyor ekşi sözlükte. |
01-03-2007, 20:02 | #105 |
Ağaç Dostu
|
Arazimde olmasını arzu ettiğim yapılara ek : 17. Doğal Tarım bahçesi: Masanobu Fukuoka'nın Ekin Sapı Devrimi'ni okuduktan sonra, neden 5 senedir tarlama gübre atmadığım, sürdürmediğim, otunu biçtirmediğim (köylüler benden habersiz boş bulup bir kez biçmiş ve bir kısmını da birisi sürmüş) ve pestisid kullanmadığım hakkında sağlam bir desteğim ve bilgi kaynağım oluştu. Yeni diktiğim 50 meyve ağacını bu doğal tarım yöntemini tatbik etmek için biraz pahalı bulduğumu itiraf etmeliyim. Fukuoka'nın kendisi bile ilk defa babasının mandalina bahçesini devraldığında tüm ağaçları kurutmuştu. Arazinin 200 metrekarelik bir kısmında bu yöntemi kullanarak yonca ve arpa yetiştireceğim. Arpa özellikle seçildi çünkü arpa unu bulmak gayet zor. Bu alanda bu seneden itibaren hiç gübre, böcek ilacı, yabani ot ilacı ve diğer kimyasalları kullanmayacağım. Tabii ki sürmeyeceğim de. 5 senedir zaten ilaçlanmadı. Bakalım ne ürün alacağım. |
01-03-2007, 20:25 | #106 |
agaclar.net
|
Toprak işlemenize engel bir durum yok ama yüzeyden, pullukla değil de çapa makinesiyle örneğin. Verimi arttırmak için önce fiğ ve çavdar dikin. Fiğ 1/3 oranında çiçeklenince çapa makinesiyle toprağa karıştırın. Fiğin bağladığı azotu kullanın, bu yeşil gübreleme ile organik yapıyı da zenginleştirirsiniz. |
01-03-2007, 20:25 | #107 |
Ağaç Dostu
|
200 m2den pek bir arpa çıkmayacağını söyleyebilirim. Üstelik o kadar yeri makina ile biçtiremezsiniz. Tırpan ile biçtikten sonra taneleri saplardan ayırmanız lazım. Yoncayı ne yapacaksınız, hayvanlar için mi ekeceksiniz? |
07-03-2007, 11:45 | #108 |
Ağaç Dostu
|
Halit Bey siz dağcılığı bırakmamış mıydınız? |
07-03-2007, 21:04 | #109 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Fiğ ve çavdar da iyi olabilir. |
|
17-03-2007, 20:59 | #110 |
Ağaç Dostu
|
Arazimde olmasını istediğim yapılara ek: 18. Gizli Bahçe Kuğulu park benim favori parkımdır(dı galiba sanırım Ankara BB yıkmak istiyor veya belki de yıktı) Kuğulu Park'ın o çevreden yalıtılmış havası beni hep çekmiştir. Etraftan felaket bir trafik akar ancak parkın içi çuurda kalır o gürültüyü almaz kalın bir sükunet havası hakimdir. Ben de böyle trafik yok tabii ama rüzgar var kuşlar var manzara var. Sessiz çimenlik 3 tarafı yüksek toprak setli, bir tarafı bitki duvarlı, bir ufak bahçe de istiyorum. 19. Kuş Evi Ya bir ağacın üstünde, ağacın büyümesi gecikirse kalnca bir direk üstünde 4-5 odalı bir ev (yılanlar, fareler ve kedilerin çıkamayacağı derecede yüksek ve kaygan bir kütük ve serenderlerdeki gibi fincanlar) İstanbul'da bu evlerin en incelerini cami ve saray duvarlarına yerleştiren ecdadımızın huzur içinde uyumasına yardım edecektir sanırım. |
11-04-2007, 13:03 | #111 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 08-04-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 11
|
Aslında İstanbul'un karmaşasından biraz uzaklaşmak istiyorum.sanırım asıl neden bu.Ayrıca Mudanya da gerçekten çok güzel bi yer ve havası özellikle kalp ve astım hastaları için birebir.Hatta bi söylentiye göre dünyada ikinciymiş Alplerden sonra.Diğer neden de biraz ticari.nazar değmesin ama sahilde 3 katlı çok güzel bi yer bulduk,hem iç hem de dış mekanı var.ve inanılmaz bi deniz manzarası var.belki duymuşsunuzdur;mayıs ayından itibaren İstanbul-Mudanya arasında hızlı feribot seferleri de başlıyor.Sadece 75 dakikada Mudanya'dasınız.Ve orada en büyük hayalim Balkonda ve terasta begonvil yetiştirmek.umarım havası uygundur. |
13-07-2007, 02:20 | #112 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 13-07-2007
Şehir: Kanada
Mesajlar: 1
|
Tas firin yapimi
Tum uyelere merhaba demek istiyorum. Sitenize tesadufen girdim seviyesini cok begendim. Tas firin yapma konusunda bilgisi olan arkadaslardan yardim istemek icin uye oldum. Mesajlarinizda belirttiginiz doga icinde bir evim var. El yapimi kus evlerim, sebze yestistirdigim kucuk bir bahcem, icinde rengarenk baliklar ve niluferler koydugum minyatur bir havuz, 2 tane maple agacim, kucuk bir gul bahcem ve bir kac teknoloji yardimiyla yapilmis fakat dogaya uyumlu kucuk degisik amacli yapilarim var. Eksik olup ta yillardir yapmayi istedigim sey ise bir tas firin. Malesef bahcede kucuk bir tas firin yapma konusunda bilgi bulamadim, yapmayi bilen birisine de ulasamadim. Acaba bu konuda bana yardimci olacak kimse var mi aranizda. Mesela ne tur malzeme kullanilir, asama asama nasil yapilir? Yapim asamasinda dikkat edimlesi gereken husular, olcumleri vs. Masajlarinizi bekliyorum hrr@rn.com |
02-08-2007, 18:04 | #114 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 42
|
Yeni Üye
Arkadaslar Merhaba, Ben gruba yeni katılıyorum. Daha once yeni kısmında kendimi tanıtmıştım, herhalde tekrar tanıtmam gerekmiyor. Ben Makine Muhendisiyim ve ozel bir sirkette yonetici olarak calısıyorum. Bahsettiginiz hayallere ben de sahibim.Cok uzun zamandır bu hayalim icin planlamalar yapıyorum. Ilk yazılan mesajdan itibaren hızlı hızlı butun yazılanları okudum. Gozden kacırmıs olduklarım olabilir ama elektrik uretimi konusunda birkac fikir gordum. Gunumuz kosullarında bir yerde yasam kurulacaksa elektrik kacınılmaz. Her ne icin olursa olsun elektrik bir sekilde gereklidir. Bunun su ana kadar bulunmus dogaya en zararsiz olanı PV piller bir diger daha az zararlı olanı da ruzgar enerjisidir.( Bu sistemlerin zararlarını daha sonra konusabiliriz). Bu iki sistem pillerle desteklendikleri zaman kesintisiz bir sekilde elektriginizi karsilar. Bir de ısınma sistemi ve gerekiyorsa sogutma sistemi ihtiyacı olacak. Bu konuda sizlere elektrikle calisan kaynak olarak topragın enerjisi kullanan bir sistem olan Yer Kaynaklı Isı Pompası sistemini onerebilirim. Bu sistemle sıcak su ihtiyacınızı da karsılayabilir.Gunes enerjisi sistemleriyle ısınmanıza daha yuksek bir verimde destek olabilirsiniz. Bu sistem elektrigini siz uretiyorsaniz dogaya zarari yoktur. Merak eden arkadaslar olursa daha fazla bilgi verebilirim grupta. Simdi hem yeni geldim hem ilk mesajım reklam gibi olmasin diye fazla uzatmiyorum. |
06-08-2007, 10:10 | #116 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 42
|
Enerji uretimi
Selam, O zaman hemen devam edelim kaldigimiz yerden. Elektrik enerjisini uretmek icin bir cok kaynak kullanılmaktadır. Simdi bireysel olarak bu elektrigi uretmek istersek belli basli yontemler elenmis olur. Dag basinda sebeke elektriginden uzakta elektrik uretmenin en kolay yolu, ruzgar pervaneleri ve gunes pilleri kombinasyonudur. Tabii bu kombinasyonun tam olarak sistem cozumune girmiyorum. Bu sistem uretilen enerjinin depolanması ıcın buyuk pillerle desteklenmek zorundadır. Hava acikken ve gunes varken gunes pilleri elektrik uretir, hava kapaliyken ki bu durumda cogunlukla ruzgar vardir,elektrik ruzgar pervaneleri ile uretilir. Her iki durumda uzun zaman uretim olmadıgı durum icin elektrik uretimi jeneratorlerle karsılanabilir. Tabii bu sistemin ilk yatırım maliyeti oldukca yuksektir. Fakat, eger yerlesim yerlerine uzak yerlerde ev kuracaksaniz, evinize sebekeden elektrik cektirmek, direkt diktirmek trafo almak da hic azimsanmiyacak rakamlardir. Birde sebekenden alinan elektrigin hayat boyu odemesi vardır. Yasadiginiz evde elektrik ihtiyaci ne kadar buyuk olursa bu sistemin ilk kurulum maliyetleride o kadar buyuk olur. Bu yuzden dusuk tuketimli ampuller, hatta ledlerle aydınlatma armaturleri, elektrikli fırın yerine odunlu fırın, kazan **** odunlu termisifonla banyo suyu ısıtması, gibi alternatifler degerlendirilirse elektrik ihtiyaci azalir. En onemli ve gerek olan eletrik ihtiyaci, aydınlatma, telefon, televizyon,bahce sulama pompası, bahce aydınlatma gibi kalemlerde olacaktır. Eger evinizi yaptıgınız yerde elektrik varsa ilk yıllarda elektriginizi kendinizin uretmesine cok gerek yoktur. Zaten evi kurarken bir suru masrafınız olacak. Eger elektrik varsa Yer Kaynaklı Isı Pompasını kullanmak cok daha ucuza mal olacaktır. Yoksa bu sistemin harcadigi elektrigi uretmek icin kurulacak elektrik uretim sistemi yatırım maliyeti iyice yukarıya cikacaktir. Bu da cok mantikli olmayabilir. Simdi yukarıya dogru bir baktımda baya uzun yazmisim..normelde arkadaslar bu kadar uzun yazmiyor. Hemen yazımı burada kesiyorum. Soruları olan arkadaslar olursa cevaplamaya calisirim. Isteye arkadaslara Yer kaynaklı Isı Pompası hakkında dokumanda gonderebilirim. Simdilik bu kadar.. |
06-08-2007, 16:53 | #117 |
AMCA
Giriş Tarihi: 05-08-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 12
|
Çekip Gitmelerin Neresindesiniz ?
2-3 gündür üye oldum bu foruma ve herşeyi bir kenara bırakıp okumaya başladım. Öncelikle çok güzel bilgiler var. Ve gördüğüm Arkadaşların hep çekip gitme hayalleri var. Acaba Bu çekip gitmelerde kim nerede ? Kim Arazi için Para biriktirmeye başladı ? Kim parayı Biriktirmeyi bitirip arazi aramaya başladı ? Kim Arazisini aldı ? Arazisini alanlardan Kim Üstüne bir ev, Bir Hyavan Barınağı bir Sebze bahçesi yaptı ? Bunları yapanlar ürettiklerini ne yaptı ? Bir ara Yahoo da bir grup vardı Çekip Gitmek İsteyen Baya bir heyecanla başladı ama sonunda hiç kimse hiç bir yere hiç kaçamadı... Gerçek kaçış öyküleri varsa onları dinlemek istiyorum. SAYGILAR Düzenleyen Amca : 06-08-2007 saat 17:40 Neden: Başlıkta anlam hatası nedeni ile |
06-08-2007, 18:01 | #118 |
AMCA
Giriş Tarihi: 05-08-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 12
|
Sorduğum sorulara önce kendim cevap vereyim istedim. Kuruş kuruşlaru üst üste koydum biraz para biriktirebildim. Daha doğrusu biriktirdiğimi düşünüyordum ta ki artık bir arazi bulayım diyene kadar. Ben 1 biriktirirken arazi fiyatları 10 artarsa sanırım hep hayal olarak kalacak ama azmimi yitirmedim. Öyle 1 dönüm üstüne bir ev kurayım yazlık olsun bahçesindede 2 domatez 3 salatalık 1 biber yetiştireyim diye bir niyetim yok. Olabilecek en büyük arazi olsun istiyorum amacım Biraz Meyve, Bol sebze bir sera 200-300 kümes hayvanı, 40-50 tane küçük baş ve 15-20 büyük baş hayvanın yer alacağı bir çiftlik oluşturmak. Öncelikle yer olarak istanbul çevresi ki çocukların okulunu bitirene kadar sadece hafta sonları gidilip 5-10 yıl sonrasında devamlı kalınacak bir yer olması. İçinde kenarında suyu olan bir dere olması, ve kuyu ile temiz içilebilir su kaynakları olması. Kenarında sağında solunda bir yerlerinde işte içinde ağaç olması. Evet sizler neredesiniz bu kaçış Planında ? |
10-08-2007, 17:12 | #119 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 30-07-2007
Şehir: Istanbul
Mesajlar: 42
|
?
Arkadaslar, Butun uyeler nerede?..Kimse hic bir sey yazmiyor. Acaba diyorum, artık yaz tatili olunca kimse buralardan çekip gitmek istemiyor mu? Ne oldu planlara? |
10-08-2007, 20:27 | #120 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Amca, o kadar tavuğu ne yapcaksınız. Onları organik oalrak beslemenize imkan yok. Dışarıdan yem takviyesi yapmanız gerkir. Bu durumda da bakkaldan alacağınız yumurtadan hiç bir farkı olmayacaktır. 50 küçük baş için 100 hayvanlık tesis kurmalısınız. Bu da en kaba hesapla 100 m² ağıl eder. Sağacağım derseniz ayrı bir sağımhane, yağışlı günlerde ve yerde kar varken hayvanlara vereceğiniz otlar ve tane yemler için depo. Çoban lojmanı. 50 koyundan çok iyi bakımla senede alcağınız kuzu 75. 15 kiloluk kuzuyu vereceğiniz rakkam 100-120 YTL. Erkek kuzuları kurbanlık bakarsanız 300'e verirsiniz ama kurbandan 3 ay önce içeri kapatıp besiye çekmeniz gerekir. Büyük baş işinde ise; Başlangıç olarak, eğer kendi yerlerinizden çıkaracağınız yem ile beslemezseniz süt sığırcılığı pek karlı değil. 20 baş hayvan için en az 80 dönüm sulu tarım yapabildiğiniz yer lazım. Ayrıca bütün bu araziyi işlemek içinde ekipmana gereksiniminiz var. İyi ırk süt hayvanlarını meraya çıkaramazsınız, içeride bakmak zorundasınız. Bu sebeple 20 baş süt ineği ve buzağları için yaklaşık 100 m² bir ahır, 10 adet buzağı kulübesi, hayvan başı günlük yarım balyadan 10 balya, senede 3500 balya ot için samanlık, hayvan başı günlük 40 kilodan 120 tonluk silo, personel lojmanı, doğumhane, sağımhane, sağım ekipmanı vs. Sütün para etmediğinide ayrıca hatırlatayım. Besicilik yapacağım derseniz çok bir bilgim yok. Ayrıca küçük baş ve büyük baş hayvanların birbirine yakın olmaması bütün veterinerler tarafından önerilir. Çünkü küçük başlar, büyükbaşlara hastalık taşır. |
Etiketler |
arazi, çiftliklik arazi, satılık, satılık arsa, satılıktarla |
|
|