|
Anket Sonuçlarını Göster: Sizin tohum tercihiniz hangisi? Hibrit mi(F1), Heirloom mu(geleneksel)? | |||
Hibrit(F1) | 0 | 0% | |
Heirloom(geleneksel) | 11 | 100.00% | |
Oy Verenler: 11. Bu ankete oy veremezsiniz |
|
Dış Bağlantılar | Konu Araçları | Mod Seç |
13-04-2009, 11:30 | #1 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 21-01-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 89
|
Hangi tohum; hibrit mi, heirloom mu?
Merhaba arkadaşlar, Tohum seçerken hangisini tercih ediyorsunuz? Neden? Ben şahsen heirloom olanları tercih ediyorum. Doğal olduklarından daha sağlıklı ve zararsız buluyorum. Yeni nesilllere taşımak bir yükümlülük diye düşünüyorum. Ya siz? |
28-04-2009, 23:20 | #2 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 06-10-2008
Şehir: izmir
Mesajlar: 65
|
merhaba konunuz ılgımı cektı bende bır acemı olarak soruyorum nasıl anlasılır .. evet bazı tohumların uzerınde hıbrıt yazıyor ama dıserlerını bılemıyorum tesekkurler |
29-04-2009, 00:09 | #3 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 17-04-2009
Şehir: istanbul
Mesajlar: 7
|
Merhabalar; Cahilliğimi bağışlayın ama herloom ne demek? |
29-04-2009, 00:35 | #4 |
Ağaç Dostu
|
Klasik mi, modern mi?
'herloom' u bilmem ama ecnebiler 'heirloom seed' (plant) diye; modern (ticari) tarımda tercih edilmeyip, kullanılmayan, babadan, dededen kalma tohum ve tabii ki bunlardan yetişen bitkileri kastediyorlar. Bilindiği üzere, tüm gelir getirici faaliyetlerde amaç; verim artışı yoluyla gelir artışıdır. Kimse akıntıya kürek çekmek istemez. Tarımda da böyledir. Ancak bir şekilde, bu çarka girmeyip, girdabın dışında kalmış, örneğin ticari kar beklentisi olmaksızın kuşaklar boyu kırsaldaki bir ailenin yetiştirdiği bitkiler ve tohumları, aynı üründen rakipleri karşısında verimsiz de olsalar, süslü püslü değil, yamrı yumru da olsalar, tadları kokuları, alternatiflerine ulaşılamayışları vs.'leri sebebiyle ekilir dururlar ve sonraki mevsimdekiler de bir önceki mevsimin çekirdekleri, tohumlarından ibarettir. Nasıl mı anlaşılır? Kolay; genelde görünüşleri cazip değildir. Bakımsız dururlar, farklı görünürler. Tohum kısmısının 'akşamdan kalmış' hali anlayacağınız. Benim bilgim bundan ibaret, tabii aykutince daha iyi bilir. Yanlışım varsa uyarsın ki taa Bağdat'a kadar gidip dönmeyelim . gece 'hayırlıtuum'u F1'e tercih eden ama F1 derken Formula 1'i de kastetmeyen, İstanbul Park'da motor sürmüş forum kişisi! Düzenleyen gece : 29-04-2009 saat 00:49 Neden: anlaşılması? eklendi. |
29-04-2009, 06:46 | #5 |
Ağaç Dostu
|
Fı ve Standart tohum
F1 tohumlar hakkında pek çok üyemiz malesef yeterli bilgiye sahip değil Fı deyince pek çok insan korkup çekiniyor.Fı sebze tohumları örneğin domates iki **** üç farklı domates türü melezlenerek daha üstün özellikte yeni bir domates elde ediliyor.Ancak melez olduğundan yani standart tohum olmadığından fı bitkilerden tohum alıp ekerseniz açılma görürsünüz.Açılma derken kendisini oluşturan ebeveynlerinden birine benzer.Firmadan alıp ektiğiniz F1 çeşit artık açılmıştır.Tohum firmaları neden fı çeşitlere yöneldi; 1. Fı tohumlardan yetiştirilen sebzeler hastalıklara daha dayanıklı 2. Fı bitkiler daha erkenci 3. Fı lerde verim daha yüksek 4. Tabi belkide en önemlisi f1 tohumu çiftçi beğendiyse her yıl tekrar tekrar firmadan para ödeyerek almak zorunda çünkü fı bitkiler tohumluk olarak kullanılamıyor. Yerli standart tohumlarımızın en önemli avantajı sağlıklı bitkilerden tohum alarak aynı özelliklte bitkiler elde edebiliyoruz.( Tabi yakınında aynı türün farklı çeşitleri olmaması kaydıyla ) Örneğin 10 kök marulu tohumluk bıraktınız ve her biri ayrı çeşit, biri top marul biri kıvırcık, biri düz yapraklı o zaman bunlar aralarında tozlaşır.Yani melezleme olur. |
29-04-2009, 23:01 | #6 | |
Ağaç Dostu
|
Kabil ile Habil ve kızkardeşleri!
Alıntı:
Böyle olunca, haliyle, özellikle teknik konularda bilgimiz de kıt oluyor, zaten kıt olduğu için, bilgi açlığımızı doyurmak için buradayız. Çoğunluğun F1'den korkup, çekindiğine katılıyorum, kendi adıma korktuğumu söyleyemem ama biraz işkilleniyorum. Benim F1'den anladığım şu; F, filial demek, e filial ne demek, o da eski Türkçe'de fürû, yani altsoy, yani bir ana babadan üreyen demek, yanındaki 1 de bu süper ana babanın ilk çocukları olduğunu ifade ediyor. Ve fakat bu F1'den sonraki çocuklar (F2 ve ötesi) her zaman felaket, ana babalarına hiç benzemiyorlar, burada sadece bir ana ve bir babalarının olmadığı gibi bir durum da var ki, o mesele de karışık. Yani ilk ve tek batında birçok ebeveynin iyi özellikleri var, o kadar, sonra yok, hemde hiç. İşte benim işkillendiğim nokta da tam olarak bu, tamam süper damızlıkları buldunuz ve süper çocuğu ürettiniz, başım üstüne, üretirken de tozlaşma gibi ucubik olmayan hatta şirin bir yol kullandınız, ona da tamam. Ancak işte bunun ana babası özgür bırakıldığında kendine pekala benzeyen canlıyı üretiyor da bu velet niye illa ki benzemiyor. Ana babası kendi içlerinde anadan kıza, babadan oğula aynı güzel nitelikleri kuşaklar boyu sürdürüyor da niye F1 bunu hiç olmazsa F2 de yapamıyor? Tamam melez (hybrid) diyorsunuz da, melezlerin çocukları benim bildiğim melez olmaya devam ediyor. Hiç de sadece bir yöne çekmiyor. Zenci ile beyazın çocukları melez oluyor, o melezin çocukları daha bir melez oluyor ve bu uzayıp gidiyor. F1 tohumlarda niye böyle değil de illa ki yeniden kapalı kapılar ardındaki firmaya elimiz mahkum? Yanlış anlaşılmasın, GDO ile F1'i aynı kefeye koymuyorum. Sanki tozlaşmanın ötesinde de bir şeyler var gibi ama, işte o 'gibiyi' tam olarak bilmiyorum. Belki siz de bilmiyorsunuz, sizin bilginiz de literatürde söylenen ve öğrendiğiniz kitabi bilgiden ibaret ama birileri biliyor ve saklıyor gibi. "Canlılığın formülü çok açık; bir sen, bir ben, bir de bebek!" diye açıklamıştı hani bir şarkı sözü yazarımız. İşte o 'bebek' ne anasına ne babasına benzediğinde işler karışıyor, karışmasın mı yani! Yukarıda şaka ile karışık söylenen, kendi devamını sağlama yani kendine benzer birey oluşturma (ister bölünerek, ister üreme ile) canlılık kavramının özü ise ve F1 tam da bu konuda su koyveriyorsa sanki tozdan, tozlaşmadan fazla bir şeyler var bu işte diye ben sokaktaki adam olarak işkillenirim arkadaş. Yanılıyorsam; yanıldığım, bilmediğim noktaları aydınlatırsanız sevinirim. gece Adem ile Havva'ın bilmem kaçıncı F'i |
|
30-04-2009, 07:06 | #7 |
Ağaç Dostu
|
Fı ve Standart tohum
f1 **** f2 şunu bilin yeter doğal olmayan hiç bir şey yok.Sadece yoğun bir emek var.Zaten doğanın kendiside arılar ve rüzgarla melezlemeler yapıyor.Heirlom denilen tohumları, mesela farklı domates çeşitlerinide bir arada dikerseniz % 10-15 yabancı tozlaşma riski var.Aslında bu konuların eğitimi liseden sonra yaklaşık on yıl sürüyor ve inanın oldukça karmaşık konular.Sizin anlamanız gereken insan sağlığıyla asla oynanmıyor f1 olayında.F1 e bende karşıyım işin özünde yabancı firmalara bağımlı kaldık.Çünkü Türkiyedeki f1 üretimi araştırmaları yetersiz.Karşıyım demek aslında doğrumu bilmiyorum keşşke kendi ülkemininsanlarıda çok çalışkan olsaydı ve o f1 hibritleri bizler geliştirseydik.Son olarak şunu söylemek istşiyorum.GDO ile f1 arasında en ufak bir benzerlik yok.GDO da bir insanın geni bir domatese aktarılabilir.Gen aktarımı ayrı bir konu melezleme çok ayrı bir konu. Not.: Taktir edersiniz ki 10 yıllık bir eğitimi size bir satırla nasıl verebilirim İşin tüm detaylarına hakim olsam zaten ıslahçı olurdum ve Türk malı yerli hibritlerimiz olurdu. |
30-04-2009, 12:41 | #8 | ||
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Alıntı:
Açıklamalar için teşekkürler, bize lazım olan bilgiler bunlar zaten. Umarım yapmış, uygulamış olarak da F1 bilgi ve haberlerinizi alırız. Türk Malı yerli hibritlerimizi (melez, kırma'mı desek?) ™'yle etiketlemeniz dileklerimle... gece hani şu Adem ve Havva'nın çok basamaklı F'i... |
||
30-04-2009, 13:53 | #9 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 21-01-2009
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 89
|
Merhabalar arkadaşlar, Epeydir siteye uğrayamamıştım. O yüzden cevap yazamadım. Zannederim tahmin ettiğimden az şey biliyormuşum bu konuda.Uzman arkadaşlara şunu sormak istiyorum. Heirloom diye satılan çeşitli domatesler aldım. Hibrit değiller ama şimdi acaba GDO lumudurlar diye ürktüm. Lütfen bilen birisi bana değil desin |
01-05-2009, 10:50 | #10 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 18-12-2008
Şehir: Bursa
Mesajlar: 22
|
Aşağıdaki linkte son derece doyurucu bilgiler mevcut.Bir göz atın isterseniz. http://www.saracoglu.at/bolum.php?na..._op=oku&gno=26 |
01-05-2009, 11:18 | #11 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-08-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 220
|
Hibrit ve hibrit(F1) tohumları ayırmak lazım. Hibritler melezdir ve kendi tohumlarından üretilebilir ancak tohum açılması riski vardır. Hibrit(F1) kendi tohumundan kesinlikle üreyemez. Her sefer çapraz dölleme yapılması gerekir. Bildiğimiz en yaygın örnek katırdır. Ayrıca F1 sadece insan eliyle yapılmaz doğada da vardır. Bir nane türü olan mentha x piperita (peppermint) 2 ayrı tür nanenin (mentha aguatica ve mentha spicata) çapraz döllenmesi ile oluşur ve üremesi için her seferinde bu çapraz döllenmenin olması gerekir. |
15-06-2010, 22:01 | #12 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 06-04-2010
Şehir: istanbul
Mesajlar: 8
|
ne kadar kolay anlatılıyor öyle oluyor böyle oluyor diye biz niye yapamıyoruz ?? yapılıyorsa niye kontrol edemiyorsun ?? her önüne gelen bunu ekebiliyormu ?? komşu tarlalar tozlarından etkilenirmi ?? nereye kadar gider bu böyle ?? |
20-04-2011, 15:37 | #13 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 30-10-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 585
|
burda anlayamadıgım tek nokta şu : hibrit tohum nasıl elde ediliyor? Yani profosyenel ortamda çapraz tozlama olabilir ve melez bir türle karşılaşabiliriz, bunu anlıyorum ama tohumu nasıl elde ediyoruz? Tohumun hibrit olduğu kanaatine nasıl varıyoruz? |
06-09-2011, 14:44 | #14 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 06-09-2011
Şehir: ş.urfa
Mesajlar: 2
|
tohumlar ısıya maruz bırakılıp kısırlaştırıyor diye duymuştum |
15-02-2012, 14:21 | #15 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 03-03-2010
Şehir: kırşehir
Mesajlar: 391
|
Alıntı:
yafa washington ve yerli dediğmiz çok çekiirdekli hafif ekşi veeee her mevsim bir sürü farklı portakal yerdik yafanın içinden yavruları olurdu veya çok çakirdekli ve ekşi washington gibi Şimdi zor olan kısmı ise bunun standartını tutturmak, bizde en zor olan şey. Aynı adamdan peynir alırız bir yıl diğeri tutmaz zeytin yine öyle (ki bu örnekler bizim ilk üreticiye ulaşabildiğimiz için verdiğim örnekler) diğer tüm konularda da standartı bir getirsek ve her seferinde aynı standartları tuttursak tam süper olur ya |
|
15-02-2012, 16:08 | #16 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
|
......Tohumları hibrit olmadığından, sezon sonunda en güzel gelişen ve en verimli domatesleri veren bitkiden tohum alın ve gelecek sezon bu güzelliği kendi tohumlarınızdan gönül rahatlığı ile yetiştirin..... ''Heirloom'' tohum satıcısı bir firmadan alıntı. Bana mantıklı geldi. Değinildiği gibi, çeyiz sandıklarında saklanan ata tohumları, laboratuvar işlemleri görmemiş, tohum tüccarları/ticari üreticilerin tercih etmediği, neslini aynen devam ettiren, kokusu/tadı/lezzeti ne ise, aynısını alt neslinde de görebileceğimiz tohumlar. Geçen sene öğrendiğim bir kavram, ticari düşünmediğimden dolayı artık tercih edeceğim bir tür ''Heirloom''. Ticari arzum olsa idi, diğer türleri düşünürdüm(sadece düşünce). Peki karar ne olurdu derseniz?.. Ön tahminde bulunmak zor, şartların beni zorlamasına ne kadar izin verdiğime bağlı, ya da şart ve hırs desem. Nicelik/nitelik... Umarım beni yanlış anlamazsınız, ticari iş yapmadım hiç, bilgim yok. İğne de çuvaldız da kendime.. Saygılarımla lütfen. |
|
|