agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Ağaçlar Hakkında Genel Konuşmalar
(https)




Beğeni Düzeni90Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 03-06-2007, 19:11   #91
Ağaç Dostu
 
Filiz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: burdur
Mesajlar: 1,212
Galeri: 1
Benim annem çok ilginçtir bu konuda, sitede söylenen hemen hemen tüm hurafeleri bilir her yanda üzerlik vardır. İncir(iklim uygun değil olsa bile kapıya sokmaz) salkımsöğüt, zakkum çiçeği,iğde ağacı yetişmesine asla müsaade etmez. Yuva yıkan ağaçlarmış .Ayrıca ilginçtir, mangal ya da ateş yaktığımızda yeşil dal parçalarını kesinlikle yaktırmaz günah diye.. Bir de çörekotunu toprağa ekmek günah der. Allah aşkına ekilmiyorsa biz nasıl alacağız marketten.

yeşil zaman beğendi.
Filiz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-06-2007, 20:38   #92
Ağaç Dostu
 
zenfree's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-03-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,657
Galeri: 341
Ben de çörek otunun nazarlık olarak kullanıldığını biliyorum.

Hatta eve gelen misafirlerin nazarının değebileceği düşünüldüğünde kolonyalı pamuğu tutuşturup bir tutam çörek otu atarlar. Tohumlar patlayarak yandığında nazarın çatladığı düşünülür.

Ayrıca çocuklara içinde çörek otu olan muskalar taktıklarını hatırlıyorum.

yeşil zaman beğendi.
zenfree Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2007, 17:05   #93
peta
 
peta's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-06-2006
Şehir: karasal iklim bol rüzgarlı
Mesajlar: 33
ceviz ve iyot

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi yılmaztaşova Mesajı Göster
'Ceviz ağacı altında yatan iflah olmaz'.Derler.Anlatılmak istenen ;çok koyu gölgesi olduğundan atının soğuk olması ve insanın uzun süre kaldığında hastalanabilecegi olsa gerek.
Ceviz ağacının havadaki iyotu yakaladığı bu yüzden çevresinin çok sağlıklı bir alan olmadığı yönünde bir rivayeti de ben duymuştum. Havada iyot var mı **** varsa bize ne faydası var bilmiyorum.

Birde zakkumun uğursuz **** cennette yer almayan bir bitki olduğunu,
Hz Adem ve Havva (AS) nın mahremliği oluştuğunda ağaçların hiçbirinin örtünmek için yaprak vermediği yalnızca incir ağacının verdiği bu yüzden pek makbul olmadığını duymuştum.

Bir de annemin anlattığı tırnak yiyen çocuk ,midesi ve ebegümeci hakkında bir hikaye vardı ki içimden atma anne dediğimi çok hatırlarım .

yeşil zaman beğendi.
peta Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2007, 18:05   #94
Ağaç Dostu
 
Filiz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: burdur
Mesajlar: 1,212
Galeri: 1
Sayın peta merak ettim şu hikayeyi

Filiz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2007, 18:37   #95
peta
 
peta's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-06-2006
Şehir: karasal iklim bol rüzgarlı
Mesajlar: 33
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi fidanci Mesajı Göster
Sayın peta merak ettim şu hikayeyi
Tırnak yiyen bir çocuğun midesinden tırnaklar kenetlenmiş vaziyette çıkarılmış: Tas gibi ......Çocuk bu sebepten ölmüş.

Oğlumu öldüren nesne diye kadın tası saklamış....Gel zaman git zaman derken kadın ebegümecini haşlamış, suyunu da nedense bu tas gibi şeye dökmüş.Tırnaktan oluşma tas erimiş gitmiş" .

hikaye budur sayın fidancı .Tabii ben tırnak yemeyeyim diye söylerdi ama söylediği hikaye de çözüm vardı galiba farkında değildi.

Annemin sık sık anlattığı ve altını çize çize söylediği ebegümeci hikayesi beni hiç korkutmadı.Ben uzunca bir süre tırnak kemirmeye devam ettim.

peta Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2007, 18:43   #96
peta
 
peta's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-06-2006
Şehir: karasal iklim bol rüzgarlı
Mesajlar: 33
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi fidanci Mesajı Göster
Benim annem çok ilginçtir bu konuda, sitede söylenen hemen hemen tüm hurafeleri bilir her yanda üzerlik vardır. İncir(iklim uygun değil olsa bile kapıya sokmaz) salkımsöğüt, zakkum çiçeği,iğde ağacı yetişmesine asla müsaade etmez. Yuva yıkan ağaçlarmış .Ayrıca ilginçtir, mangal ya da ateş yaktığımızda yeşil dal parçalarını kesinlikle yaktırmaz günah diye.. Bir de çörekotunu toprağa ekmek günah der. Allah aşkına ekilmiyorsa biz nasıl alacağız marketten.
sayın fidancı
Salkım söğütün ne tür bir zararı varmış.Ben de bunu merak ettim.

peta Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 04-06-2007, 18:54   #97
Ağaç Dostu
 
Filiz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: burdur
Mesajlar: 1,212
Galeri: 1
Bilmiyorum Halam çok severdi. Evin her yanını salkım söğüt yapmıştı annem kızardı ona. Bak uğursuzluk getirir diye. Halam tabii güldü geçti anneme. Sonra bir baktık halam ve eşi çok genç yaşta peş peşe vefat etti, aile parçalandı, çok zor işler geldi başlarına. Annem dedi ki: bakın ben size dediydim inanmadınız. Uğursuz o ağaç...Halama çekmişim ben de( eee kız çocuu malum).. Çok severim o ağaçları, bir de salkım söğüt gibi dutlar var onları da severim. Annem çok kızar bana getirip dikersen bahçeye sökerim diyor yapcak bi şey yok. Anne kızıyor....

Filiz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-06-2007, 00:27   #98
Ağaç Dostu
 
DevrilgenKayik's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-05-2006
Mesajlar: 103
Galeri: 4
Doğayla ilgili bazı atasözleri:

Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz

Toprağı işleyen ekmeği dişler

Gölgesinde oturulacak ağacın dalı kesilmez.

En ünlüsü: Ağaç yaşken eğilir

Ağaç kuruyken meyve vermez
Ağaç dumanlı havada kesilmez
Ağaç sevgisi olmayanda evlat sevgisi olmaz

DevrilgenKayik Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-06-2007, 09:42   #99
-
 
Giriş Tarihi: 20-06-2007
Şehir: izmit
Mesajlar: 14
merhabalar bende mavi dikenle ilgili bir inanışı paylşamak isterim inanışa göre bu diken kapı üzerlerine konulur ve bunun altından gecen kişide büyü varsa bozulur **** art niyetli insanın niyeti kendine döner derler bizim evdede bir ara vardı:P (özür dilerim düzelttim)

yeşil zaman beğendi.
denizcool Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 23-06-2007, 13:09   #100
Ağaç Dostu
 
COYOTE's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-01-2007
Şehir: Giresun
Mesajlar: 1,515
Galeri: 1
Kıbrıs'lı bir arkadaşım nazar için kuru zeytin dalı yakar, bu inanç için yapılan küçücük çömlek bir testi içindeki dallar tüterken bütün evi dolaşırdı.

yeşil zaman beğendi.
COYOTE Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-06-2007, 10:11   #101
Kaybettik...
 
praecox's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-06-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 4,603
Galeri: 21
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi COYOTE Mesajı Göster
Kıbrıs'lı bir arkadaşım nazar için kuru zeytin dalı yakar, bu inanç için yapılan küçücük çömlek bir testi içindeki dallar tüterken bütün evi dolaşırdı.
Bu rituel sanırım şamanizmden kalma ve de günümüz Ortodoks hristiyanlarında halen yaygınca tatbik edilmekte. Özelikle isa'nın kudüse girdiği son hafta palmiye yaprakları ile karşılanmasını ortodoks alemi zeytin dalı olarak karşılama şeklinde geçmiştir, bu zeytinin dalları o pazar kilisede okunur ve tüm sene sıkıntıya kötü göze kötü düşüncelere karşı bir tür tütsü gibi kullanılmaktadır.
Ancak dediğim gibi nazar boncuğu veya yukarıda bahsi geçen mavi dikenin kötü göze nazara karşı kullanımı ben şamanizmden kalma bir inanış olarak görüyorum.

yeşil zaman beğendi.
praecox Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-06-2007, 10:23   #102
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Ortodoks ritualinde sanırım ayrıca ateşin içine güzel koku vermesi için sığla reçineside katıyorlar.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-06-2007, 10:30   #103
Kaybettik...
 
praecox's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-06-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 4,603
Galeri: 21
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Todor Mesajı Göster
Ortodoks ritualinde sanırım ayrıca ateşin içine güzel koku vermesi için sığla reçineside katıyorlar.
sığla diye bilmiyorum da benim bildiğim günnük ağacı diye marmarisde çok sulu bir koyda gördüğüm ağaçlardan elde edilen bir reçine ki bu ağaçtan bir marmarisde var bir de yunan adalarında bir yerde diye duydum.
bunun da sebebi sanırım isa doğduğunda yıldızı takip ederek ahıra gelen üç kıraldan birinin de hediyesi bu reçine dolu kutuydu...
ancak sanırım bu ritual de şamanizm kökenli...

bu sığla ağacı hakkında bilgi umarım forumda vardır şimdi aklıma getirdiniz bir taratayım yoksa da bilgilendirecek biri yazarsa sevinirim...

aramızda ethnobotanikle ilgilenen arkadaşlar var mı acaba...?
saygılar

praecox Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-06-2007, 11:35   #104
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Günlük ağacı ve Anadolu sığla ağacı (Liquidambar oriantalis) aynı ağaç diye biliyorum.
http://www.yemekicmek.com/yararlibitkiler.php?ID=46
Liquidambar orientalis (Anadolu Sığla Agacı)

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-06-2007, 12:15   #105
Kaybettik...
 
praecox's Avatar
 
Giriş Tarihi: 12-06-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 4,603
Galeri: 21
Sayın Todor,

Evet şimdi adını latince yazınca aklım başıma geldi.
Liquidambar orientalis

Sanırım fidan bulmam gerekecek

Ortodoks ve Gregorian kiliselerinin ayinlerinde vazgeçilmezlerinden. Dumanı insanı rahatlatığı söylenir. Sanırım Rodos Adası'ndan bayağı bir kaynağı da var. Ben Marmaris'tekileri takribi 25 yıl önce görmüştüm sonrası bayağı bir tahribata uğramış. Şimdilerdeki durumu bilemiyorum. Ama bir tek bu iki yerde yetiştiği de demek doğru kalmış aklımda.
Teşekkürler

praecox Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 18-09-2007, 23:58   #106
Ağaçsever
 
çiçeğim's Avatar
 
Giriş Tarihi: 28-09-2006
Şehir: kadikoy
Mesajlar: 82
Üff,içim daraldı.Gidip sökesi geliyor insanın cevizi,söğütü,inciri.Yoksa sökünce de başka bir uğrsuzluk olurmu?Nerden okudum ben şimdi bu sayfayı gece yarısı.Tamda yatacaktım.

çiçeğim Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2007, 10:15   #107
Ağaç Dostu
 
kırçiçekleri's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-09-2007
Şehir: Aydın
Mesajlar: 201
Gününüz aydınlık olsun çiçeğim,
Uğursuzluk ve kötülük ağaçlarda, kuşlarda, böceklerde değil, şu bizim sevgiyi taşıyamayan yüreğimizde...
Bir öykü de ben aktarmak istedim, yazılan öyküleri okuyunca. Söğüt ağacının öyküsü bu.
Japon budistler , bazı ağaçların özellikle salkım söğüdün ruhu olduğuna inanırlar.İyilikte yapar bu ruh, kötülükte...Asker olan Matsudeira'nın gümüş yaldızlı,gri renkte dalları yerlere sarkan güzel söğüt ağacı vardı.Onu çok severdi. Birgün eşi aniden hastalandı, oğlunun bacağı kırıldı koşarken. Söğüt yüzünden mi bütün bunlar diye düşündü ve ağacı kestirmeye karar verdi.Komşusu İnabata'ya söyledi düşüncesini." Sakın böyle bir şey yapmayın, bir cana kıymayın... Onu bana satar mısınız?"Dedi ve özenle bahçesine göçürdü söğüdü İnabata...Karısı ve çocuğu yoktu İnabata'nın.
Söğüde yaslanmış çok güzel bir kadın çıktı bir sabah karşısına.Kapalı kapılı bir bahçeye nasıl girmiş bu kadın diye düşünmedi bile İnabata. Gülümseyip selamladı güzel kadını...
Kadın içeri girmeyi kabul etti, çay içtiler.Konuştular. İnabata eşi olmasını diledi kadın kabul etti. Yanagi(söğüt) adında oğulları oldu bir yıl sonra. Beş yıl çok mutlu yaşadı bu aile.
Ama bir gün, Acıma Tanrıçası Kwannon'un 33.333 resminin bulunduğu tapınakta bir direk kırıldı.Onarmak için yüksek ve geniş gövdeli bir söğüt ağacı arandı ve İnabata'nın söğüdünü beğendiler.Derebeyi söğüdün kesilip, tapınağa taşınmasını buyurdu.İnabata çok üzüldü ama karara karşı gelemedi. Karısı yaklaştı ona sevgi ve keder dolu ıslak gözlerle" Bir gizimi açıklayacağım size.Buraya nasıl geldiğimi hiç sormadınız ama açıklamak zorundayım şimdi ,ben.. ben söğüt ağacının ruhuyum!
Söğüdün kesilmesine engel olduğunuz için size candan bağlandım, bahçenize alıp koruyunca bağlılığım bir kat daha arttı.Büsbütün yaşamınıza katılmak istedim.Evlendik, çocuğumuz oldu, çocukların en tatlısı...
Ölmem gerek şimdi , Prense ve tapınağa karşı duramazsınız. Keder içindeyim.Yanagi'yi çok sevip koruyun, onu okşarken beni sevmiş olacaksınız. Bu düşünce duyduğum acıyı hafifletiyor biraz"
"Hayır olamaz, bırakamazsınız böylece beni" diye bağırdı İnabata.Kucakladı onu ama canlı bir insan değildi artık O...Sevgi dolu sesle " Hoşçakal" diye mırıldanan bir hayaldi...Söğüt ağacına doğru yürüdü,içine girip,kayboldu.
Ağacını bağışlaması için Prense gidip yalvardı İnabata. Prens kabul etmedi.Oduncular geldiler ağacın gövdesine baltalarını vurmaya başladılar.Yüreğine iniyordu her balta vuruşu İnabata'nın.Engel olmak istedi tüm gücüyle ama olamadı oduncular devam ettiler kesmeye. Ağaç toprağa devrildi, arabaya koyup tapınağa götüreceklerdi artık...Ama ağacı tüm çabalarına karşın kıpırdatamadılar bile yerinden.Yardıma gelen 20 adamla da kıprdatamadılar ağacı yerinden.300 kişi ağacın gövdesine bağladıkları ipi çekti var gücüyle ama ağaç kıpırdamıyordu bile.
Bu olayı izliyordu İnbata ve 4 yaşındaki Yanagi.. Ve söğüde yaklaştı Yanagi, pırıl pırıl yapraklarını okşadı, bir dalından tutup "Gel" diye fısıldadı. Bu tatlı çağrıya uyup kımıldadı ağaç, kaymaya başladı toprakta...
Küçücük elin çektiği söğüt, tapınağın bahçesine dek çocukla berabar gitti böylece...


Düzenleyen kırçiçekleri : 20-09-2007 saat 10:37
kırçiçekleri Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2007, 11:14   #108
Ağaç Dostu
 
zenfree's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-03-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,657
Galeri: 341
Çok güzel bir öykü. Sevgili Kırçiçekleri teşekkürler...

zenfree Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2007, 13:35   #109
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 28-07-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,587
Galeri: 92
İnanılmaz güzel bir öykü burada bize anlattığınız.
Ellerinize,yüreğinize sağlık,teşekkürler.

Sevilay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2007, 19:00   #110
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 03-02-2007
Şehir: BARTIN
Mesajlar: 4
Ne zamandır hiç bu kadar güzel anlatılmış bir öykü çıkmamıştı karşıma öğretmenim.Çok teşekkürler.(Hüzünlendim...)

goygoyen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2007, 21:28   #111
Ağaç Dostu
 
M.Sema's Avatar
 
Giriş Tarihi: 31-07-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,227
Galeri: 93
Öykünüz çok güzel kırçiçekleri.Ne iyi etmişsiniz de gelmişsiniz sitemize.

M.Sema Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 20-09-2007, 10:56   #112
Ağaç Dostu
 
kırçiçekleri's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-09-2007
Şehir: Aydın
Mesajlar: 201
Selam Zenfree,Sevilay, goygoyen,M.Sema,
Öyküyü ilk okuduğumda gözyaşlarımın süzüldüğünü farkettim içimin burukluğu ile. Öykünün insanın yüreğine işleyen bir iletisi var.
Okuyup, beğendiğiniz için ben teşekkür ediyorum. Sizlerin de güzel, sevecen yüreklerinize sağlık. İyi ki bu güzel siteye ulaşmışım, iyi ki... Sevgiler.

OSMAN45 beğendi.
kırçiçekleri Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 21-09-2007, 12:25   #113
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 19-08-2007
Şehir: bursa
Mesajlar: 5

alialitarık Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-09-2007, 09:16   #114
Ağaç Dostu
 
kırçiçekleri's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-09-2007
Şehir: Aydın
Mesajlar: 201
Karadut Efsanesi

Bir zamanlar birbirlerine aşık iki genç vardı. Kızın adi Tipse delikanlının ki ise Piremus idi. Bunlar yan yana evlerde otururlardı. Birlikte büyüdüler ve çocukluklarından beri birbirlerine karşı aşk beslerlerdi. Fakat aileleri görüşmelerini istemezler birbirlerine uygun olmadıklarını düşünürlerdi. Oysa onlar birbirlerini ölesiye seviyorlardı. İki evin arasında gizli bir çatlak vardı aileleri bunu bilmezler onlar da geceleri burada buluşur, o aradan birbirlerine seslerini duyurur aşklarını dile getirirlerdi. Bir gece ormandaki ağacın altında buluşmaya karar verdiler. Tispe ağaca Piremus'dan önce varmıştı. Gittiğinde avını yeni yemiş ağzından kanlar akan kocaman bir aslanla karşı karşıya geldi. Korkarak bir mağaraya doğru koşmaya başladı. Farkında olmadan yolda boynundaki eşarbını düşürmüştü. O sırada Piremus geldi gördükleri karşısında donup kalmıştı. Kocaman aslan ağzında kanlarla birlikte biricik sevgilisi Tipse'nin eşarbını parçalıyordu. O an aklına gelen ilk ve tek şey aslanın Tipse'yi öldürerek yediğiydi. Tispe'siz yaşayamazdı. Aklından geçen sadece aşkı uğruna canına kıymaktı. Belinden hançerini çıkardı ve göğsüne sapladı. Kanlar içinde cansız bedeni yere düştü. Tispe ise korkusunu bir kenara atıp bir an önce aşkını görmek için mağaradan çıkmaya karar
vermişti. Ağacın altına geldiğinde o korkunç sahneyle yüzleşti. Piremus'un cansız vücudu yerdeydi ve elinde Tispe'nin düşürdüğü eşarbını tutuyordu. İlk önce genç kız olanlar karşısında ağlamaktan hiçbir şeyi anlayamamıştı. Ama eşarbı ve uzaklaşan aslanı görünce anladı. Bir an mağarada düşündüğü o korkunç şey başına gelmişti. Ve onun öldüğünü düşünen Piremus aşkı uğruna canına kıymıştı. Tispe bir an bile düşünmeden hançeri aldı ve göğsüne götürdü. Onların aşkı ölesiye bir aşktı ve ölüm bile onları ayıramazdı. Eğer Piremus aşkı uğruna ölümü göze aldıysa o da hiç çekinmeden canına kıyabilirdi ve hançeri sapladı. Birden vücudu Piremus'un bedeninin üstüne yığıldı. O anda Tanrılar bu yüce aşkı ölümsüzleştirmek istediler ve bu çiftin üstünde duran ağacı Onların aşkına adadılar. Piremus'un kanını bu ağacın meyvelerine, Tispe'nin gözyaşlarını ise ağacın yapraklarına verdiler. O günden beri karadut ağacının meyvesinin çıkmayan lekesini, (Piremus'un kan
lekesini), dut ağacının yaprakları, (Tispe'nin gözyaşları) temizler..
(Bilir misiniz dut ağacının meyvesinin lekesi çıkmaz, ama elinize ağacın yaprağını alır ovuşturursanız lekenin gittiğini göreceksiniz.
__________________
Sevgiyle kalın Ağaç Dostları.

kırçiçekleri Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-09-2007, 10:19   #115
Moderatör
 
Güler's Avatar
 
Giriş Tarihi: 26-04-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 28,409
Galeri: 103
Teşekkürler kır çiçekleri, seneye deneyeceğim ömrüm olursa.

Güler Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-09-2007, 10:21   #116
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Sevgili Kırçiçekleri, Mitoloji ve Ağaç başlığını görmüş müydünüz?

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-09-2007, 11:52   #117
Ağaç Dostu
 
kırçiçekleri's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-09-2007
Şehir: Aydın
Mesajlar: 201
Sayın Todor,

Site o denli geniş ve güzel içeriğe sahip ki her bölümü hakkı ile gezemedim ble henüz. Verdiğiniz başlığı da görmemişim . Bağışlayın. Bu öykü çok hoşuma gittiği için paylaşmak istemiştim. Tekrarlamak, kirlilik yaratmak istemem. O bölümde olan bir anlatıyı yazmış olmam benim dikkatsizliğim. Silebilirsiniz bu bölümden. Saygılar.

kırçiçekleri Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-10-2007, 19:13   #118
palinolog
 
ostrya's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-07-2007
Şehir: Zonguldak
Mesajlar: 7
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi vifer Mesajı Göster
Lale'yi Avrupa sadece çiçek olarak görüyor bizde ise çok daha geniş bir anlamı var. Camilerde süsleme olarak kullanılıyor çünkü ebced hesabına göre 'Allah' kelimesi ile aynı ikisininde toplamı 64 ediyor.Osmanlı somut olan nesnelere soyut olarak çok büyük anlam yüklüyor bunda da değişik ırktan ve kültürden çeşitli milletleri bir arada bulundurmasının rolü çok büyük.Şarabıda sadece içki olarak değil edebiyattan tasavvufa kadar bir çok alanda kullanmıştır.
66 dostum düzelteyim dedim.

ostrya Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-10-2007, 19:28   #119
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
 
memet's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-02-2006
Şehir: İzmir
Mesajlar: 13,948
Galeri: 11
Dün arkadaşım kestane ağacıyla ilgili bir batıl inanç anlattı. Bahçedeki kestane meyve vermeden evden biri ölürmüş dedi. Güzelim, beş yaşındaki kestaneyi kesmeyi düşünüyorlarmış. "Kestane olmadığı halde, evden ölü çıkmasını neye bağlıyorlar" dedim ben de.

memet Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-12-2007, 12:42   #120
-
 
Giriş Tarihi: 03-02-2007
Şehir: Bursa
Mesajlar: 95
Galeri: 23
Allah kelimesinin açılımındaki Arapça harflerin sayısal ebced hesabındaki değeri (66) ve Lale kelimesinin de Arapça açılındaki sayısal ebced değeri (66) olduğu için...

Mazhar-ı ism-i Celal olmasa lale
Bulamazdı bu kadar rütbe-i vala lale........

Tabip Aşki Mehmed Efendi....

bursevi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 14:23.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024