agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Ağaçlar Hakkında Genel Konuşmalar
(https)




Beğeni Düzeni90Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 01-01-2011, 16:34   #151
Ağaç Dostu
 
the_mc's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-12-2009
Şehir: Denizli
Mesajlar: 493
''Ceviz ağacı altına yatanı şeytanlar çarpar''

cevizde bulunan bir maddenin etkisinden dolayı insanın kafası güzel olur atalar ne demişse doğru demiş.

the_mc Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2011, 17:46   #152
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 01-01-2010
Şehir: Antalya
Mesajlar: 314
"Armudun iyisini ayılar yer" çok doğru bir atasözü. Karadeniz'in yüksekdağ köylerinden bir arkadaşım anlatmıştı. Evleri iki katlı ve yakınında büyük armut ağaçları varmış. Armutlar olduğunda ayılar kendilerinden beklenmeyen bir çeviklikle ağaca tırmanır ve en uçta bulunan güzel armutların bulunduğu dalları kırar ve aşağıya atarmış. Sonrada aşağıya iner, oturur ve aşağıya attıkları dallardaki en iyi armutları yerlermiş. Arkadaşım bu gerçeği dolunayda evlerinin penceresinden izlemiş.

Sonul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 01-01-2011, 18:19   #153
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 01-01-2010
Şehir: Antalya
Mesajlar: 314
YILSONU YAKLAŞIYOR, TEKRAR HATIRLAMAKTA YARAR VAR...

ÇAM
SÜSLEME
GELENEĞİ

Hıristiyanların İsa'nın
doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski
Türklerin yeniden
doğuş bayramıdır.

Türklerin, tek
Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre,
yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı
bulunuyor.

Buna hayat
ağacı diyorlar. Bu ağacı, motif olarak bizim
bütün halı, kilim ve işlemelerimizde
görebiliriz.

Türkler'de
güneş çok önemli. İnançlarına göre gecelerin
kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22
Aralıkta gece gündüzle savaşıyor.

Uzun bir
savaştan sonra gün geceyi yenerek zafer kazanıyor.

İşte bu
güneşin zaferini, yeniden doğuşu, Türkler büyük
şenliklerle akçam ağacı altında
kutluyorlar.

Güneşin
yeniden doğuşu, bir yeni doğum olarak
algılanıyor.

Bayramın adı
NARDUGAN

(nar=güneş,
tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.

Güneşi geri
verdi diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlar.

Duaları
Tanrıya gitsin diye ağacın altına hediyeler koyuyorlar,
dallarına bantlar bağlayarak o yıl için dilekler
diliyorlar Tanrıdan.

Bu bayram için,
evler temizleniyor. Güzel giysiler giyiliyor. Ağacın
etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynuyorlar.
Yaşlılar,
büyük babalar, nineler ziyaret ediliyor, aileler bir araya
gelerek birlikte yiyip içiyorlar.

Yedikleri; yaş
ve kuru meyveler, özel yemek ve şekerleme. Bayram, aile ve
dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömür çoğalır,
uğur gelirmiş.

Akçam ağacı
yalnız Orta Asya'da yetişiyormuş.
Filistin'de bu ağacı bilmezlermiş.

Bu olayın Türkler'den Hıristiyanlara geçtiği ve bunu
da Hunlar'ın Avrupa'ya gelişlerinden sonra onlardan
görerek aldıkları
söyleniyor.

İsa'nın
doğumu ile hiç ilgisi yok.

"Doğum,
güneşin yeniden
doğuşu"

Sümerolog
Muazzez İlmiye ÇIĞ

Sonul Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-01-2011, 17:20   #154
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 22-11-2010
Şehir: İstanbul-Balıkesir
Mesajlar: 1,734
Sevgili Sonul, bu yazı çok güzel bir paylaşım oldu yeni bir bilgi daha bizler için. Teşekkür ederim

furkan yıldız Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 29-09-2011, 17:34   #155
Ağaçsever
 
turhanhoca's Avatar
 
Giriş Tarihi: 08-07-2008
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 59
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gece Mesajı Göster
Hurafe değildir, acı biberden de acı bir gerçektir, kızılcık sopası Henüz öğrenmemiş olmanıza sevindim

gece...
"Nus ile uslanmayanı etmeli tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir."*

*Ziya Paşa diye biliyorum, hatalıysam, lütfen kızılcık sopası yerine nus (u uzun okunur!) yöntemine rağbet ediniz!
çok geç kalmış bir düzeltme ama
nus değil nush yani nasihat (u uzun okunmaz)

turhanhoca Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2012, 05:45   #156
Ağaç Dostu
 
Halit Togay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2005
Şehir: Ataköy-İstanbul
Mesajlar: 726
Galeri: 130
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi ugkmen Mesajı Göster
Ben deyimlerde ve atasözlerindeki ironileri merak ediyorum.

Mesela "Ocağına İncir Ağacı Dikmek" ne demek? Neden İncir Ağacı?

Anladığım kadarıyla fazla bakım gerektirmeyen ve hemen hemen her toprakta hatta kayalıklarda yetişebilen bir bitki incir. Ve incir terkedilmiş viranelerde sıkça görülür.. Yılan ve Akrep gibi hayvanlarada mesken olurmuş.

Ama daha iyi çıkarımları sizler yapabilirsiniz.

Bu bu bunun gibi içinde ağaçlar kullanılan atasözleri ve deyimler ile bunların anlamları üzerine bilgi ve yorumlarınızı bekliyorum.
Ocak ahşap karkas kerpiç veya taş dolgu evlerde ve kütük evlerde evin en iri ve düzgün taşlarla güzelce örülen kısmıdır. Eski ahşap İstanbul evlerinin yıkıntıları çocukluğumun Kadıköy Caddebostan Kızıltoprak ve Aksaray semtlerinde bolcaydı. En başta ocak ve bacaları ayakta kalırdı. Eğer ahşap değilse bir de merdivenleri. Malumunuz merdivenler genellikle bina dış cephesine pek çıkmaz. Zaten çoğu da ahşaptır. Ama ocak ve bacası hem dış cepheden görülür hem de çoğu zaman binanın asli taşıyıcı unsuru olarak da kullanılır. Anadoluda daha da sık olarak böyledir. İncir çekirdeği ufak aralık girinti gibi yerlere kolayca girer ve zaten oralarda büyümeyi de çok sever . Ocak yıkıldı mı evi tutmak gayet müşkül hal alır. Yani ocak tan kastedilen ev-hane değildir. Mecaz yoktur hakiki ocaktır.


Düzenleyen Halit Togay : 11-03-2012 saat 05:46 Neden: imla
Halit Togay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2012, 05:48   #157
Ağaç Dostu
 
Halit Togay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2005
Şehir: Ataköy-İstanbul
Mesajlar: 726
Galeri: 130
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi arsakay Mesajı Göster
Bu konuda kitap yazılır.
"Ocağına incir ağacı dikmek" sözü
eski bir savaştan geliyor.
hangi savaş hatırlamıyorum,
ilginç bir hikayesi vardı.
Yine bildiğim kadarıyla bu savaştan sonra
iftira etmişler, yani uğursuz sayılmış incir.
Bkz: üstteki mesaj.

Halit Togay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 11-03-2012, 05:52   #158
Ağaç Dostu
 
Halit Togay's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-09-2005
Şehir: Ataköy-İstanbul
Mesajlar: 726
Galeri: 130
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Todor Mesajı Göster
Çünkü incir ağacı arsızdır. Ufacık bir çukurda birikmiş toprak üzerine kuşlar vasıtası ile gelen tohum yeşerir ve kocaman ağaç olur. Bu sırada o çukuruda deler, betonuda çatlatır. Başka yerlerden sürgünler vererek iyice yayılır.
İfadede ocak olarak betimlenen şey hane. Yani eve dikilen bir incir ağacı evin yaşanmaz duruma gelmesine sebep olur.
Bkz: aynı yer.

Halit Togay Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-03-2012, 19:09   #159
Ağaç Dostu
 
pembegül's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-05-2008
Şehir: eskişehir
Mesajlar: 742
Türklerin, tek
Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre,
yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı
bulunuyor.


Şurayı düzeltmekte fayda var türkler tek tanrılı dinlere girmediler islam tek ilahlı tek dindir ve islama girdiler,Dinler sözcüğü islamın birkaç din birden barındıyor gibi anlam çıkıyor bu anlam yanlıştır düzeltmeyi uygun gördüm.

Derya Hanim beğendi.

Düzenleyen pembegül : 12-03-2012 saat 21:42
pembegül Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-03-2012, 19:31   #160
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
O ağacın adı Hayat Ağacı'dır.

Türk Mitolojisinde hep olmuştur, İslâmdan önce de sonra da... Eski tarihli Camii girişlerinde hatta çinilerde görebilirsiniz, sıklıkla işlenen bir temadır.

Akçamı duymadım ama birçok destanda birkaç farklı türe rastlayabilirsiniz.

(Bu konuyu forumda yazmak güzel olurdu.)

Güzin Çakar beğendi.
Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-03-2012, 22:30   #161
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pembegül Mesajı Göster
Türklerin, tek
Tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre,
yeryüzünün tam ortasında bir akçam ağacı
bulunuyor.


Şurayı düzeltmekte fayda var türkler tek tanrılı dinlere girmediler islam tek ilahlı tek dindir ve islama girdiler,Dinler sözcüğü islamın birkaç din birden barındıyor gibi anlam çıkıyor bu anlam yanlıştır düzeltmeyi uygun gördüm.
Gagavuzya - Vikipedi
Hazar Kağanlığı - Vikipedi

Dünyada farklı tanrı inancı taşıyan Türk toplumları vardır.

Ve ayrıca İslam tek tanrılı tek din değildir. Zerdüşlüğü, Sabiiliği ve Yahudiliği atlıyorsunuz sanırım.


Düzenleyen Todor : 13-03-2012 saat 15:27 Neden: imla
Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 14:19   #162
Ağaç Dostu
 
pembegül's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-05-2008
Şehir: eskişehir
Mesajlar: 742
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Todor Mesajı Göster
Gagavuzya - Vikipedi
Hazar Kağanlığı - Vikipedi

Dünyada farklı tek tanrı inancı taşıyan Türk toplumları vardır.

Ve ayrıca İslam tek tanrılı tek din değildir. Zerdüşlüğü, Sabiiliği ve Yahudiliği atlıyorsunuz sanırım.
Dünyadaki tek tanrılı dinler beni ilgilendirmiyor o dinler ALLAH tealayı temsil etmiyor verdiğiniz kaynakta kuranı kerim kadar hak değil isterseniz kuranı kerimin 3.suresi olan ALİ İMRAN suresi 19. ayete bir bakın ,ALLAH teala aynen şöyle buyuruyor (Allah nezdinde hak din İslâm'dır)dolayısı ile islamdan sonra önceki dinlerin hükmü kaldırılmıştır.dünyadaki türklerin dinlerine gelince onlar din değil sadece inanç biçimidir yani halkların uyduruğu dinlerdir hiçbir dayanağı ve temeli yoktur. Din tebliğ esasına dayanır yani bir peygamber tarafından getirilir Hazreti Muhammed aleyhisselam = İslam gibi..

Derya Hanim beğendi.
pembegül Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 15:17   #163
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Evet haklısınız. Tüm dünya hatalı.

Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 15:27   #164
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Sn Todor, deveye sormuşlar ya '' sırtın niye eğridir '' diye. aynen o hesap vallahi üstteki mesaj. Yazının neresinden tutsak elimizde kalır. Neyse, ya sabır diyelim biz yine)

Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 17:01   #165
Ağaç Dostu
 
pembegül's Avatar
 
Giriş Tarihi: 27-05-2008
Şehir: eskişehir
Mesajlar: 742
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Kedi Tırnağı Mesajı Göster
Sn Todor, deveye sormuşlar ya '' sırtın niye eğridir '' diye. aynen o hesap vallahi üstteki mesaj. Yazının neresinden tutsak elimizde kalır. Neyse, ya sabır diyelim biz yine)
Sizin din anlayışınızın ne olduğunu anlayamadım ben islamdan bahsediyorum ve hz kurandan yani ALLAH tealanın ayetini delil göstererek konuştum buna göre sizde inandığınız dine göre o din neyse artık ona göre konuştunuz , benim için tartışma bitmiştir.Sizin dininiz size benim dinim banadır buda Hz.Kurandan bir ayettir sağdan soldan alıntı değildir.

Ayrıca din hakkında o engin bilginizi yazında bizde öğrenelim.

pembegül Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 17:29   #166
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 30-07-2006
Şehir: Yalova
Mesajlar: 6,884
Galeri: 29
Merak ettim din kelimesinin anlamını yanlış mı biliyorum, doğru biliyordum da, değişti ve haberim mi yok diye. Hayır, bende bir hata yokmuş.

Alıntı:
Türk Dil Kurumu, Büyük Türkçe Sözlük:

din Ar. d³n
(I) a. (di:ni) 1. din b. Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet: “Her dinin mabetleri bütün müminlere açıktır.” -H. C. Yalçın. 2. din b. Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen: “Yazık ki bu sanat ve din bahsinde bana arkadaşlık edecek kültürde değil.” -R. H. Karay. 3. mec. İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült.


Düzenleyen Todor : 13-03-2012 saat 17:32 Neden: imla
Todor Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 17:32   #167
Ağaç Dostu
 
vehibe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-04-2011
Şehir: Hatay
Mesajlar: 462
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sonul Mesajı Göster

Bayramın adı
NARDUGAN

(nar=güneş,
tugan, dugan=doğan) Doğan güneş.

Güneşi geri
verdi diye Tanrı Ülgen'e dualar ediyorlar.

Sümerolog
Muazzez İlmiye ÇIĞ

Sayın sonul,
(nar)kelimesi hangi dilden?







-

vehibe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-03-2012, 19:54   #168
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 10-05-2010
Şehir: İstanbul-Çekmeköy
Mesajlar: 427
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi pembegül Mesajı Göster
Sizin din anlayışınızın ne olduğunu anlayamadım ben islamdan bahsediyorum ve hz kurandan yani ALLAH tealanın ayetini delil göstererek konuştum buna göre sizde inandığınız dine göre o din neyse artık ona göre konuştunuz , benim için tartışma bitmiştir.Sizin dininiz size benim dinim banadır buda Hz.Kurandan bir ayettir sağdan soldan alıntı değildir.

Ayrıca din hakkında o engin bilginizi yazında bizde öğrenelim.

Sn Pembegül, sanırım tartışmanın ya da yazışmanın pek manası kalmadı. Siz herkesin ve herşeyin adına karar vermiş ve son noktayı koymuşsunuz zira. Baksanıza yazdıklarımdan nasıl edindiyseniz benim inancıma da karar vermişsiniz( İslamdan çıkarmışsınız mesela beni kafadan).

Yazınızda en hatalı bulduğum şey:; Sn Todor' un da açıkladığı gibi: Din ve inanç vs kavramları çok farklı şeylermiş gibi sunmanızdı.

İslamiyeti benimseme öncesi ve sonrası Türk toplulukları çok farklı inançlara ya da inançsızlıklara mensup olmuştur. Diğer tüm toplumlar gibi. Günümüzde de örneğin Türkiye' de yaşayan vatandaşlar çok çeşitli inançlara mensuptur( nüfus cüzdanında otomatikman yazan din kaydını kaale alarak gayrıreel şekilde ifade edilen '' halkımızın % 99 u müslümandır '' saptamasını gerçek zannedecek kadar mantıksız değilim). İslam' a mensup olanlar yanında ( ki burada da çok farklı mezheplere, yorumlara ait olma durumu sözkonusudur) Hristiyan, Musevi, Ezidi vd. birçok inanç sözkonusudur. Ateist, Agnostik, Deist vs birçok başka inanç ya da inançsızlık mensubu olanlar da hakikat. Örneğin; Alevi toplumunda kimi bireyler kendini İslama ait hissederken, hissetmeyenler de vardır. Bu örnekler çoğaltılarak gider. Hal böyleyken bütün Türklerin islam olduğunu söylemek ancak sizin temenniniz olabilir. Reeli yansıtmaz.

Yazdıklarınızda tutarsızlık var kusura bakmayın. bir yandan '' Müslüman olmayanlar beni ilgilendirmez, herkesin dini kendine '' filan diyorsunuz, bir yandan da Eski Türklerin İslamla alakasız bir geleneklerine, inançlarına uyarı mesajı yazma gereği duyuyorsunuz. Ayrıca, İslamla ilgili verdiğiniz bilgilerde de gariplikler söz konusu. Allah a, meleklerine, ''peygamberlerine'' inanmaktan bahseden bir din değil miydi İslam? Hz Muhammed öncesi binlerce peygambere ve o peygamberlere inanmış insanlara da çöp muamelesi yapınca İslama da aykırılık sözkonusu olmuyor mu. İslam tebliğ edildi öncekiler hükümsüz oldu diyorsunuz da, bu tebliğden yüzlerce hatta binlerce yıl önce yaşamış, gelenekler oluşturmuş, eserler bırakmış toplumlar ne yapsın yani bu durumda
Neyse, mesele kimin neye inandığı, neye inanmadığı filan da değil zaten. Her alanda sıkça yaşadığımız bu fetva verme, ayar çekme, kendi düşüncemizi empoze ettirme ve bizim gibi olmayanları hiçleştirme, önemsizleştirme ve marjinalleştirme çabası, beni rahatsız eden. Dini herhangi bir mertebesi olmayan, sadece dönemlerinin devlet adamları, hükümdarları olan( ki bazısı zamanında önemli nüfuza sahip olmuş) padişahları bile evliyalaştırmaya, kutsallaştırmaya çalışan bir toplumda ve konjonktürde bu tarz yorumlar doğal geliyor tabii.

son olarak, hitap üslubunuz hiç de kibar değil. Gerek yok yani böyle laf sokma, iğneleme filan gibi hitaplara. '' deveye sormuşlar...'' atasözünü kullanmamdan mı alındınız anlamadımki? Mesajın sakilliğini betimlemek için kullanmıştım tabiiki, size yöneltecek kadar nezaketsiz değilim. İyi günler dilerim.

Jezebel ve alperrr beğendi.
Kedi Tırnağı Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-03-2012, 08:11   #169
Ağaç Dostu
 
rhepsag67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-02-2012
Şehir: KDZ.Ereğli
Mesajlar: 177
Merhabalar, yazılanları baştan itibaren okudum, gerçekten güzel bilgiler gün ışığına çıkıyor bu paylaşımlar sayesinde...Paylaşımda bulunan herkese teşekkürler. Ben de neden mezarlıklarda selvi ağaçları çok olur, sorusuna cevap vermek istiyorum, okuduğumda gerçekten hayretler içinde kaldım. Bu sisteme, bu düzene şaşırmamak elde değil.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi memet Mesajı Göster
selvi ağacını bizim gibi mezarlıklarda kullanan yok sanıyorum.
Bir Norveçli hayret ederek" bu doğrumu "diye sormuştu bana.
Topraktaki mikroorganizmalar çürüyen cesetleri en küçük birimlerine kadar ayrıştırırlar. Cesetlerin yapısında en fazla yer işgâl eden proteinler bu sırada nihai olarak amonyağa kadar parçalanır. Amonyak ise gaz halinde buharlaşır. ve toprağın gözeneklerinden geçip havaya karışır. Bilhassa sıcak havalarda çok daha kolayca buharlaşıp çevreye yayılır. Amonyak esasen toksik (zehirli) bir maddedir. Çok fazla miktarda bir yerde birikirse oradaki canlıların büyümesini engeller ve hayati faaliyetlerine olumsuz yönde tesir eder. Meselâ, toprakta ve suda birikirse buralarda yaşayan binlerce tür canlının solunumunu yavaşlatmak ve hatta engellemek suretiyle onların ölümüne kadar varan sonuçlar doğurabilir. Yine buharlaşan amonyak, soluduğumuz havada belli bir düzeyin üzerine çıkarsa beynimize dahi tesir edip, beyin hücrelerinde enerji (ATP) sentezini azaltır. Bu da düşünme zayıflığına ve unutkanlıklara sebeb olur.
Kâinatı hassas dengelerle idare eden Yüce Kudret, bu toksik maddenin diğer canlılara zarar vermemesi için havada rüzgârları, denizde dalgaları, toprakta da bitkileri yaratmış. Rüzgârlar havayı, dalgalar da suları temizlerken, bitkiler de topraktaki hücresiyle amonyağı amonyum hâlinde emerler ve bu maddeyi kendi büyümelerinde kullanırlar. Farkında olmadan da toprağı temizlemiş olurlar.
Bitkiler karbondioksit gazını havadan yapraklarıyla alıp fotosentezde kullanabilirken, havada karbondioksitten daha fazla bulunan azot gazını aynı şekilde alıp kullanamazlar. Çünkü bu sistem yapraklara konulmamıştır. Ancak bitkilerin kökleri azotu toprakta, amonyum veya nitrat iyonları hâlinde alabilirler Topraktaki bu iyonlar ise ya canlıların cesetlerinin çürümesinden kaynaklanır veya bazı mikroorganizmaların faaliyeti sonucu havadaki azot gazının indirgenmesiyle toprağa kazandırılmıştır.
Yapılan araştırmalara göre, bazı bitki türleri azotu topraktan nitrat halinde alırken bazıları da amonyum halinde alırlar. Mesela, tahıl bitkileri, meyve ağaçları ve meşe, gürgen ve çınar gibi geniş yapraklı ağaçlar çoğunlukla azotu nitrat halinde alır. Oysa çayır, üçgül ve yonca gibi otlar ile çam, ardıç, köknar ve selvi gibi iğne yapraklı ve kozalaklı ağaçlar amonyum halinde alırlar. Şu halde amonyak birikimini önlediği için, mezarlıkların otlu tutulması ve geniş yapraklı ağaçlardan ziyade iğne yapraklı ve kozalaklı ağaçların dikilmesi daha uygundur. Zaten mezarlıklarımıza bir göz attığımızda, ecdadımızın mezarlıkları umumiyetle çam, ardıç ve selvilerle donattıklarını görürüz. Yine mezbaha ve kesimhane gibi yerlerin etrafını bu tür ağaçlarla donatmak çevre korumacılığı açısından dikkate değer bir husustur. Çünkü, bu tür bitkiler, amonyağı direkt olarak amonyum halinde aldıklarından toprakta amonyak birikimini daha iyi önlerler. Halbuki diğer bitkiler azot ihtiyacını nitrat olarak karşılarlar. Amonyağın nitrata dönüştürülmesi bakterilerce gerçekleştirilir. Bu yüzden bu yol daha uzun bir zaman alır ve topraktaki kimyevi şartlar uygun değilse, bakteri faaliyeti engelleneceğinden amonyak nitrata çevrilmez ve birikir.

Sevgi ve saygılarımla...

rhepsag67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-03-2012, 08:17   #170
Ağaç Dostu
 
rhepsag67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-02-2012
Şehir: KDZ.Ereğli
Mesajlar: 177
Bir de "HALİL İBRAHİM BEREKETİ" sözünün hikayesini çok beğenirim.

Zamanın birinde birbirini çok seven Halil ve İbrahim adında iki kardeş yaşarlar. Kardeşlerden Halil evli ve çocuklu, İbrahim ise bekârdır. İki kardeş de geçimlerini sahibi oldukları ortak tarladan sağlamadaydılar. Çıkan mahsulü ikiye pay ederek, geçinir giderler. Yine bir hasat zamanı, buğdayı harmanlarlar ve eşit bir şekilde ikiye ayırırlar. Bundan sonra sıra buğdayları ambarlara taşımaya gelir.
Halil bu sırada iş bölümü yaparak, "Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle.” der.
Bunun üzerine İbrahim de “Peki Ağabeyciğim.” der.
Halil çuvalları getirmeye gittiğinde İbrahim düşüncelere dalar. Kendi kendine “Ağabeyim evli ve çocuklu. Bir sürü boğaz O'nun eline bakar. O'nun evine benden daha çok buğday lazım.” der. Ardından da küreği kaptığı gibi kendi payından O'nun payına ek yapar. Kısa bir süre sonra Halil çıkagelir ve der ki:
- Haydi İbrahim...! Önce sen doldur çuvalları da taşı ambara.
- Peki abi...!
İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola. İbrahim yola koyulunca bu sefer de Halil dalar düşüncelere; “Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var. Ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek. Daha uzun bir yolu var.” der ve bu düşüncelerle kendi payından O'nun payına birkaç kürek ekler.
Velhasıl birbirlerinden habersiz biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine. Bu, böyle sürüp gider...Nihayet akşam olur. Karanlık basar. Görürler ki, bitmiyor buğdaylar. Hatta azalmıyor bile.... Hak Teala Onlar'ın bu halini çok beğenir. Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki ...Günlerce taşır iki kardeş bitiremezler. Şaşarlar bu işe.. Aksine çoğalır buğdayları. Dolar taşar ambarları. Bugün "Bereket" denilince, bu kardeşler akla gelir. Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir...


Düzenleyen rhepsag67 : 28-03-2012 saat 06:37
rhepsag67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-03-2012, 15:23   #171
Ağaç Dostu
 
rhepsag67's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-02-2012
Şehir: KDZ.Ereğli
Mesajlar: 177
Zeytin dalının nazar için evin bir yerine konulması. (Büyüyü tesirsiz yapmak için)

İsrailoğullarının bekledikleri kurtarıcı Mesih sözcüğü 'kutsal yağ ile ovulmuş, kutsanmış' anlamına gelir. Zeytinyağı, Hıristiyanlıkta yeni doğanların vaftiz töreninde kullanılan kutsal yağ...

Kudüs'te bulunan Zeytindağı'ndaki sekiz büyük zeytin ağacının İsa Peygamberin çarmıha gerilişine ve ölümüne tanık olan ağaçlar olduğuna inanılır. İsa zeytinlikler içine gömüldüğü Zeytindağından gökyüzüne çıkar. (İncil)

Nuh'un gemisi belki de Ağrı Dağına konmamış mıydı, güvercin, ağzında zeytin dalı, Tufan'ın sona erdiği müjdesini verdiğinde? ...

M.Ö. 3000'li yıllarda eski Mezopotamya'da Sümerler, sonrada Asurlular ve Babilliler, Akadlar, Anadolu'da Hurriler ve Hititlilerin ortak destan kahramanı Gılgamış "bilgiyi aramak" için çıktığı yolculukta kadınların hoş kokulu yağlar sürdüğünü görecekti....

ÖLMEZ AĞACIN PEŞİNDE kitabından


Düzenleyen rhepsag67 : 16-03-2012 saat 06:49
rhepsag67 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-03-2012, 09:05   #172
Yeni Üye
 
liquid moon's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-07-2010
Şehir: Tekirdağ
Mesajlar: 14
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi tiya Mesajı Göster

Sonra konuyu açıkladılar. Çiçek açması gereken bitkiler açmadığında, korkutulunca açarlarmış.

Bu, bildiğim bir şeydi ama böylesini duymamıştım. Zaman zaman ben de çiçeklerimi tehdit(!) ederdim, onlar da açarlardı.
Anadolu'da meyve vermeyen ağacın yanına iki kişi gidermiş. Birinin elinde balta, başlarmış bağırmaya "keseceğim bu ağacı, meyve vermiyor!"
Diğeri yalvarırmış, "n'olur kesme, bu sene meyve verecek, görürsün, kıyma ona" dermiş.
Bunun üzerine ağaç o yıl muhakkak meyve verirmiş

Evdeki bitkilerin bir müddet susuz bırakılarak, gölgede bırakılarak, yanında "ümidimi kestim ondan artık açmayacak" diye dedikodusu yapılarak tehdit edildiğinde canlanmasını da bir hocam şöyle açıklamıştı: her canlıda, ölüm bilinci belirginleştiğinde doğurma, çoğalma, üreme içgüdüsü yükselir...

Ben bitkilerime kıyamam, onlara negatif enerji aşılamayı tercih etmem. Ama iletişimimizde bir kopukluk olduysa belki işe yarayabilir masum tehditler

yağmur beğendi.
liquid moon Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 27-11-2012, 09:55   #173
Ağaç Dostu
 
GLCN's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: BURSA
Mesajlar: 844
Galeri: 15
bende nekadar doğru bilmiyorum ama mum çiçeğinin ugursuz oldugunu duymustum bu site sayesinde mum çiçeği edindiğimde annem kızmıs ugursuz o eve sokma dedişti ama bende anneme dinimizde ugursuzluk yok o uydurma inanma dedim dedim ama çiçekten geldikten bi süre sonra kötü bir tesadüf oldu ve babam vafat etti arkadan annemin basına icralık olaylar geldi bunlar tesadüftü biliyorum hala ugursuz olduguna inanmıyorum ama kardeşim falan bu çiçekten isteyince de bir tarafım vermek istemiyor.

GLCN Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-11-2013, 15:46   #174
Ağaç Dostu
 
hira's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-06-2012
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 5,011
Zakkum evinönüne yani bahçeye dikilirse uğursuzluk getirirmiş miş miş

Sulman ve ümran** beğendi.
hira Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2014, 09:56   #175
Ağaçsever
 
Sulman's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-05-2010
Şehir: İstanbul + Fethiye (Çalış)
Mesajlar: 67
Galeri: 2
Zakkum'un adı zıkkım'dan gelmeymiş. Evin bahçesinde veya yakınında olursa o evden hastalık eksik olmazmış.

Fethiye'nin bazı yerlileri böyle diyor. Seralarda satılan zakkumları genelde turistler alıyor...

İstanbulda ise zakkum çok sevilir.

(Düzeltme= Sayın hira çok özür... garip bir tesdüf oldu. Birinci mesajı okudum en son mesajda sizde zakkumdan bahsetmişsiniz. Yazdım bir baktım benzer yazı yazmışız)

Sulman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-01-2014, 14:35   #176
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 19-01-2014
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1
Merhaba,evinde arapsaçı olanın evi bereketli olurmuş diye duymuştum,her nekadar hurafe olsa da arapsaçım güzelleştikçe o düşünce ve enerjiyle bakıyor insan

hüzün ve Milla beğendi.
çilekli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 22-01-2014, 00:05   #177
Ağaç Dostu.
 
pria's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
Bazibitkilerin Mitolojideki Yeri

Yazan: Yardımcı Doçent Bintuğ ÖZTÜRK

loveforlife beğendi.
pria Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-06-2014, 15:17   #178
Ağaç Dostu
 
ayazkentli's Avatar
 
Giriş Tarihi: 10-04-2009
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,641
Galeri: 1
Bir de farklı türde efsaneler var:

Eski ağaçların içinde ya da yanında define saklı olduğu efsaneleri.


Bu yüzden kıyılan, kesilen, yıkılan, köklenen ağaçların haddi hesabı yok. Son örnek Bolu'nun Göynük ilçesinde yaşandı.


Göynük'ün Örencik köyü civarında ki bir ağacın içinde (!) define arayan kişiler, ağacı motorlu testere ile oyup, içinde define aradılar.


Fotoğraflarda görünen vatandaşlar Örencik köylüleri.

Eklenen Resimler
  
ayazkentli Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 24-06-2014, 15:34   #179
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-06-2007
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 487
:) lazım.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi hira Mesajı Göster
Zakkum evinönüne yani bahçeye dikilirse uğursuzluk getirirmiş miş miş

evandevan5 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-06-2014, 15:55   #180
Ağaç Dostu
 
redbullah's Avatar
 
Giriş Tarihi: 20-03-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 150
Merhabalar.
Sizlere duymuş olduğum iki konuyu anlatayım.Hurafemidir,yoksa gerçeklik payı varmıdır,bilemiyorum.
İlki çelik köklendireceğimiz zaman,çeliğin alt ucuna,orta kısmına bir adet arpa tanesi yerleştirip diktiğimizde,arpa çimlendikçe,çelikte kökleniyormuş.
Diğeride buna benzer.Gül çeliklerinin köklenmesi için alt uçlarını yarım patatese saplıyoruz.Daha sonra yayvan bir kapta su içinde bekletiyoruz.Patates çimlendikçe,çelikte kökleniyormuş...
Esenlikler diliyorum..

Milla beğendi.
redbullah Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 09:25.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024