-Esin- / sukulentlerim

[GuneSunar]

Orijinal Mesaj Sahibi -Esin-

Yapraktan yavru üretme denemelerim. Şu ana kadar hiç fire yok, yalnız bazıları tombik tombik yaprakçıklar çıkarmalarına rağmen köklenmedi. Gözlemlerime göre önce kök yapıp sonra yaprak çıkaranlar daha hızlı büyüyorlar.

Bu yapraktan yavru vermeleri ortalama kaç haftada oluyor acaba?

Benimkilerde halen bir gelişme yok

[-Esin-]

Sukulentin türüne göre değişiyor ama ortalama 2-3 haftada kökleniyorlar. Sizin ne kadar zaman oldu yaprakları alalı?

[yağmur]

Sayın -Esin-,

Bitkileriniz çok bakımlı, sağlıklı ve mutlu görünüyorlar. Fotoğrafları hangi makineyle çekiyorsunuz? Lens kullanıyor musunuz?

[-Esin-]

Teşekkür ederim Sn. yağmur. Fotoğraf makinem Canon Powershot S3 IS, yarı profesyonel bir makine. Harici lensi yok ama makro özelliği çok iyi. Aslında eski bir makine, başka makineler de zaman zaman kullandığım oldu ama hiç birini bu emektar makinemi sevdiğim gibi sevemedim Dolayısıyla şimdi hep bunu kullanıyorum, artık bir nevi uzvum gibi hissediyorum

[GuneSunar]

29 Mart ta ektim, ama köklerini bayağa derine ekmişim yaa, 12 Nisanda siz dediğinizde çıkardım. Olmaz mı şimdi vermez mi yavrularını?

[-Esin-]

Olur bence sevgili GuneSunar, telaş yapmayın Biraz yavaş gelişiyorlar, bir süre kendi hallerine bırakın. Ben de ilk günlerde çok dolandım çevrelerinde ne zaman yavrulayacaklar diye, sonra birden patır patır hepsi çıkıverdi Topraklarını azcık nemli tutun, çok güneş altında olmayan sıcak bir yerde daha da hızlanıyor yavrulamaları. Yaprak uçları zarar görmediyse eminim sizinkiler de çıkar.

[yağmur]

Ama o zaman ben ağlamak istiyorum, benim makinamda Canon Powershot S3130 IS. Manuel ayarlamayı seçiyorum ama beceremiyorum böyle güzel çekmeyi. Marifet makina da değilmiş

[-Esin-]

Sevgili yağmur,
Kendinize haksızlık etmeyin, gayet güzel fotoğraflarınız var. Sayfanıza baktım, ilk gözüme çarpan turuncu katmerli begonya fotoğrafı oldu. Kadraj, netlik ve ışık açısından çok iyi bir fotoğraf mesela. Fotoğraf çekmenin aslında tek bir püf noktası var; bol bol tecrübe. Ne kadar çok fotoğraf çekerseniz o kadar iyi makinenizi tanır, nerde nasıl fotoğrafın daha güzel olacağını kolayca görmeye başlarsınız. Bu sürekli devam eden bir öğrenme süreci, uzun yıllardır fotoğraf çekiyorum ama benim de daha öğreneceklerim var. Sizin makineniz güzel bir makine, zamanla fotoğraf tekniğini daha da oturtacağınıza inanıyorum. Özel olarak sormak istediğiniz olursa yardımcı olabilirim

[altintasna]

Çok güzel çiçekler açmış bitkileriniz. =)

[-Esin-]

Teşekkürler sn. altintasna, darısı başınıza

[-Esin-]

Bugün çiçekler Haworthia attenuata'dan Minik minik, kibar çiçekleri var.




Çiçekli sap uzamaya devam ediyor, daha çok tomurcuğu var ucunda. Bu gidişle bağlamam gerekecek sanırım.



Fakat asıl sürpriz çiçekler değil, çiçek sapından yeni yavru çıkarmaya başladı Tombik yaprağın sırtında beyaz kabarcıkları görünmeye başladı bile

[-Esin-]

Bugün bir de sedum gördüm yol kenarında, bayaca bir alana yayılmıştı. Ufak bir kök aldım. Fotoğraftakilerin hepsi tek bir gövdeden uzamış dallar aslında. Sürünücü gövdeli, her çıkardığı dalın altından saçak kök uzatmış. Alt türü hakkında tahmini olan var mı?

[-Esin-]

Uzun zamandır istediğim Pleiospilos nelii'me sonunda kavuştum. Kendisine "yarık taş" da deniliyor, bu isim zaten görünümünü tam anlamıyla açıklıyor



Doğal ortamında kumlu ve taşlı ortamda yetişen P. nelii için bol dere kumlu geçirgen bir toprak hazırladım. Kökleri uzun, kazık köke benzer. O yüzden en az 10 cm derinliğinde bir saksı gerekiyor.

P. nelii'nin büyüme döngüsü tıpkı lithopslara benziyor. Her sene ortadan yeni bir çift yaprak çıkarıp eskileri kuruyana dek sulanmaması gerek. Bölünmesini tamamlamış, sağlıklı bir P.nelii'de yalnızca iki çift yaprak bulunmalı bu yüzden. Bendeki üç taneden ikisi bölünmesini tamamlayamamış henüz.

Bol güneşli veya hafif gölgeli yerlerde yetiştirmek için uygun. Sulanma isteği de hemen hemen lithopslarla aynı, tek farkı kışın bir ya da iki kez azıcık su verilmesi ilerde çiçeklenmesi için gerekliymiş. Yaprakları lithopslardan daha büyük ve kalın, bu yüzden çok uzun süreler hiç sulanmasa bile herhangi bir susuzluk belirtisi göstermiyor. Hatta Avrupa ikliminde (burdan daha serin, daha nemli) bir yıl boyunca hiç sulanmadan rahatlıkla yaşamını sürdürebiliyormuş

Çiçekleri 7,5 cm çapına ulaşabiliyor ve kokonut kokulu. Çiçeklerinin rengi kırmızı, turuncu, sarı, pembe, yavruağzı ve nadir de olsa beyaz olabiliyor. Bendekilerin renkleri sürpriz olacak Lithopslar tek bir çiçek açarken P. nelii aynı anda 4 çiçek sapı bile çıkarabiliyormuş, bu da bir artı.

Yalnızlığı sevmeyen bir bitki bu. Arkadaşlarıyla bir arada olduğu zaman daha mutlu olup daha iri ve güzel çiçekler açıyormuş




Üzerindeki noktalarla çok süslü görünen P. nelii Zaten adı da burdan geliyor, "pleiospilos" (full of dots), noktalarla dolu demek.

Yarığın ortasında gözüken minik şey -kurcalamadım ama - araya sıkışmış bir şeyler mi yoksa tomurcuk mu bilemiyorum doğrusu

[-Esin-]

Yine bir süredir peşinde olduğum bir güzellik, Echeveria Perle von Nürnberg yani Nürnberg'in incisi



Bahçe kökenli bir Echeveria potosina ve Echeveria gibbiflora metallica hibriti. Metalik mor rengini de burdan alıyor. Echeveria Perle von Nürnberg'in muntazam yapraklarının yanısıra bir diğer güzel özelliği de çiçek veriminin fazla olması. Tek bir rozetten ortalama 6 adet çiçek sapı çıkardığı belirtiliyor.

[-Esin-]

Aloe'ler içindeki favorim, Aloe variegata
Yapraklarının çizgili-benekli olması sebebiyle kaplan aloe ya da keklik göğsü aloe de deniliyor.




Kurak veya yarı kurak bölgeye adapte bir bitki olduğu için çok sulama kolayca kök çürümesine yol açabilir. Hafif asidik toprakta (pH 5.5 -6) güzel gelişim gösteriyor. Boyu 30-40 cm'i geçmiyor, bodur Aloe'ler arasında sayılabilir. Dipten yeni rozetler sürerek çoğalıyor.

Çiçeklenmesi kışın veya erken ilkbahar döneminde gerçekleşiyor. Turuncu-kırmızı renkte çiçekleri var. Yaprak kenarları dişsiz ama çok nadiren minicik dişli olabiliyor.

Anavatanı Güney Afrika'da bu bitkinin adı "kanniedood", tercümesi ise "ölemeyen bitki"ymiş. Bu ismin sebebi başlangıcı 1600lü yıllara dayanan bir gelenekten ileri geliyormuş. Bazı kabilelerde genç kızların barakalarının önüne bu bitkiden asılırmış. Toprak dışında olmasına ve hiç bakılmamasına rağmen bitki ölmez ve üstüne üstlük çiçek bile açabilirmiş. Eğer çiçek açarsa barakada yaşayan şanslı bayanın () ileride bir sürü çocuğu olacağına bir delalet sayılırmış Aloe çiçekleri. Bazı yerlerde ise Aloe variegata sonsuz yaşamın simgesi olarak kullanılırmış

[-Esin-]

Echeveria purpusorum

[-Esin-]

Sukulent cenneti Güney Afrika'dan çok ilginç bir endemik bitki, Frithia pulchra. Bebek parmakları veya fil ayağı da deniliyor.



Frithia pulchra geçirgenliği oldukça yüksek, iri taşlı, kumlu ve sığ topraklarda, kayalıklar arasında yaşayan bir bitki. Yazın sulanıyor, kışın seyrek olarak fısfısla hafifçe nemlendirmek dışında hiç su verilmiyor. Yaklaşık 3cm çapında, ortası beyaz fuşya renkli, çok güzel çiçekleri var. Bu minik bitki şaşırtıcı olarak kışın -4 dereceye kadar dayanıklı. Bölünmeyle çoğaltılabiliyor.



Frithia pulchra doğal habitatında nerdeyse tamamen toprağa gömülü olarak bulunuyor. Yapraklarının en üst kısmında ışığın girmesini sağlayan saydam kısmı görmek mümkün.



Yaprak yüzeyi oldukça ilginç, aşırı sıcaklarda küçülüp toprağa gömülmeye uygun

[Seabert74]

Bu ansiklopedik aktarımlarınızdan çok faydalanıyorum Esin hanım bilesiniz
Özellikle benim gibi yolun çok başında olanlar için nimet nimet , teşekkürler

[GuneSunar]

Seabert74 hanıma katılmamak elde değil, bir çok konuda da sorularıma yanıt bulduğum için ayrıca Esin hanıma teşekkürlerimi sunarım.

[-Esin-]

Sevgili Seabert, sevgili GuneSunar,

Rica ederim, ben teşekkür ederim beğeniniz için. Faydalı olduğuma çok sevindim. Ben bu sayfayı oluşturmaya karar verdiğimde bir nevi "bir sukulentseverin seyir defteri" gibi bir materyal oluşturma amacındaydım. Sayfayı gezenler için de yararlı bişeyler olsun, sadece bitki fotoğraflarına bakmak yerine deneyim ve bilgilerin paylaşılması da aynı derece ön planda olsun istedim. Aslında buraya edindiğim bitkilerle ilgili bilgileri yazarken ben de en az iki-üç kaynağa göz gezdiriyorum. Onlardan öğrendiğim yararlı ve önemli şeyleri, bazen de ufak tefek tarihi ya da kültürel yönden bitkiyle alakalı anekdotları buraya aktarırken o bitkiye dair hatırı sayılır derecede bilgi edinmiş oluyorum ve her şeyi deneyerek öğrenmeme gerek kalmıyor. İleride unutursam da tekrar araştırma yapmak yerine gelip buraya ne yazdığıma bakıyorum, benim için de çok pratik oluyor

[h_dogan]

Bitkileriniz harika görünüyor her ne kadar ansiklopediden yararlansanız da hatırı sayılır derecede bilginiz de var.

Bitkilere iyi bakın lazım olabilir yavrular.

Biz daha çok yüzsüzlük yaparız.

[musbet]

Sevgili Esin izmitten sizin oralara gidecek bir dolu bitki var, fırsat bulup bir türlü yola çıkamadılar
Size göndereceğim bitkileri geçen hafta seçtim ayırdım, haftasonu geçsin öyle gördereyim dedim.
Kısmet bugün çocuklarımında ikiside grip oldular bütün gün onlarla ilgilendim.
İnşallah yarın sukulentcikleri paketleyebilirsem bir aksilik olmazsa çarşamba kargoya vereceğim.
Bir aksilik olmazsa ve sizin içinde uygun olursa tabi.
Nürnbergin inciside harikaymış hani

[-Esin-]

Sevgili musbet,
Çocuklara çok geçmiş olsun, yeter ki onlar iyi olsun. Benim için uygun tabii, önemli olan sizin için uygun olması Benim için zahmete gireceksiniz zaten, bir de kendinizi sıkıştırmayın. Ne zaman isterseniz ben alabilirim, sorun değil.
Sevgiler

[-Esin-]

Lithops fulviceps aurea'dan aldığım tohumları 1 hafta kadar önce ekmiştim. Tam çıkacaklarından şüphelenmeye başlamıştım ki bu manzarayla karşılaştım




Diğer ebeveyn lithopsu bilmediğimiz için yavruların nasıl olacaklarını çok merak ediyorum, tabi o kadar yaşayabilirlerse
Bakalım

[GuneSunar]

Bebekleriniz hayırlı olsun

[-Esin-]

Tillandsia ionantha variation Fuego



Tillandsia türleri hava bitkileri olarak adlandırılır çünkü yaşamak için toprağa ihtiyaçları yoktur. Hatta toprağa ekilirse ölür. Ben bu yüzden ona sukulentlerin kraliçesi diyorum Bir bitki köke bile ihtiyaç duymuyorsa daha ne kadar sukulent olabilir ki?

Tillandsialar epifit bitkilerdir, yani köklerini yalnızca kendilerini bir yere sabitlemek için kullanırlar. Doğada genellikle ağaç dalları üzerinde veya taşlar arasında tutunmuş olarak bulunur. Parazitik değildir. İhtiyaç duyduğu suyu yapraklarının üzerinde kadife gibi gözüken küçük yapılar sayesinde alır.
Çoğu yerde yanlış olarak aktarılan bir bilgi Tillandsiaların çok az su istediği ve havanın neminin bitkinin su ihtiyacını karşıladığıdır. Halbuki havanın nemli oluşu yalnızca Tillandsia’nın kuruma sürecini uzatır. Bitki suyu yalnızca su yapraklarının üzerinde kalırsa alabilir. Bu yüzden haftada en az 2-3 kere bitki tamamen ıslanıp üstünden şıpır şıpır damlalar akıncaya kadar sulanmalıdır. Spreyleme çoğu zaman yeterli gelmez. Hava sıcaklığına bağlı olarak sulama sıklığı arttırılabilir ancak önemli bir nokta da bitkinin iki sulama arası tamamen kurumasıdır. Tillandsia uzun süre ıslak kalmaktan dolayı da kolayca çürüyüp ölebilir. Bu yüzden bitki yeterince havadar ve çok soğuk olmayan bir yerde durmalıdır. Ayrıca 2-3 haftada bir birkaç saatliğine Tillandsia’yı tamamen su dolu bir kaba batırmak bitkiye iyi gelen, canlandırıcı bir uygulamadır (Çiçek tomurcuğu olduğu zaman hariç)

Tillandsia için su kalitesi önemli değil yeter ki su pH’ı 8’in üstünde olmasın ve su yapay olarak yumuşatılmış olmasın. Yani bildiğiniz çeşme suyuyla rahatça sulayabilirsiniz.

Tillandsia’yı sağlıklı bir şeklide yetiştirmek için ikinci önemli faktör de ışık şiddetidir. Bitkiyi evinizin mümkün olan en aydınlık, en parlak ışıklı yerine koymalısınız ancak güneş ışığı hiçbir zaman direk üstüne gelmemeli. Dolayısıyla pencere kenarından 1 metreden fazla uzaklaşmadan ama güneşi de ancak tül perde arkasından gördüğü bir yer Tillandsia için uygundur. Güneş altında bitki çok çabuk su kaybedeceğinden ya da havalandırmasız yerlerde fazla sıcak tillandsia için bir fırın vazifesi göreceğinden bitkinin ölmesi kaçınılmazdır.

Tillandsia bir çok iklime uyum sağlayabileceğinden dolayı yaygın olarak yetiştirilir. 2-3 dereceden 37 dereceye kadar değişen sıcaklıklarda bakılabilir ama optimal sıcaklık aralığı 10-30 derecedir. Dona dayanıksızdır, maximum 1-2 saatlik dona dayanabilir ama hasar görür. Daha fazla süren donlar bitkiyi öldürür.

Tillandsia ionantha’nın çiçek açma zamanı iç kısımdaki yaprakları kırmızıya döner. Ben de merakla çiçek oluşumunu beklemekteyim. İngilizcede bu bitkiye bu özelliğinden dolayı “blushing bride” yani (utançtan) kızaran gelin adı verilmekte

İlk geldiğinde bitkiciğim biraz hırpalanmış haldeydi. Bir süre bakımdan sonra toparladı ve daha da kırmızıya döndü. Elimde gözüken fotoğraf ilk geldiği zamanki hali, diğerleri de bir hafta sonrası.







Tillandsia ile ilgili güzel bir türkçe kaynak olmadığından uzun uzun yazdım, umarım sıkılmamışsınızdır

[Seabert74]

Çok ilginç.. Hiç sıkılmadan büyük bir merakla okudum Özel saksısı da (sepet sanırım) çok güzel olmuş, umarım çiçeğini de görürüz..
Ayrıca sizin elinizde utangaçlıgı daha da artmış maşallah

[-Esin-]

Sevgili musbetin gönderdiklerinden, Crassula perforata variegata
Daha önce paylaştığım Crassula conjuncta'nın yakın akrabası



Güneş altında kenarlarına bir de kırmızı renk ekleniyor. 40-50cm'e kadar uzayabiliyormuş ama istenirse belli bir boydan kırılıp çeliklenebilir. Beyaz veya krem renkli çiçekleri varmış. Bu ufaklık şu an köklenmekle meşgul, umarım tutar çünkü ben kendisini çok sevdim

[-Esin-]

Crassula conjuncta demişken, çöp şişim kayda değer bir büyüme gösterdi, keyfi çok yerinde

[akçabardak]

Sevgili esin çok güzel maşallah, valla sizler sukulentçileri böyle gördükçe bizim de canımız çekmeye başladı, hayatımda sadece iki tane dikenli kaktüsüm olmuştu, şimdi sizlerden özenerek benim de bir kaç tane sukulentlerim oldu dillerinden pek anlamam ama bundan sonra onlarla çok iyi anlaşacağıma eminim, daha isimlerini bile bilmiyorum bir kaç tanesinin dışında, bir ara hepsinin fotoğraflarını çekip sayfama yükleyeyim bende.