Bu aralar nöbetlerim çok fazla ama sabah nöbetten çıkar çıkmaz hemen çiçeklerime koşturup bol bol fotoğraflarını çekip paylaşmam lazım :)

Bu sevgi ve bu tutkuyla ve de bu hızla sizin yerinizde olsam hemen açık öğretim Tarım bölümüne girerim. Kitapları severek ve anlayarak okuyacağınıza emin olabilirsiniz, çünkü bende öyle oldu.:D

Keşke kolay olsa sayın:sinbas :D İkiside birbirinden ayrı meslekler biri sağlık biri tarım :( Öyle yaparsam lise yıllarım boşuna gidecek en iyisi hobi olarak devam etmek :D

Üzüm sümbüllerim büyümeye devam ediyor, kökleri saksının dışına çıkmaya başlamış :rolleyes:

Böyle düşünmeyin ikisi de sağlık, biri insan sağlığı, diğeri bitki, bitkilerin sağlığını korumaya çalışırken aynı zamanda insanların ve böceklerin sağlığını da düşünmek zorunda kalıyorsunuz.

Bitkileri de insanlar gibi düşünürsek üretimde başarılı oluruz, emeklerimiz boşa gitmez. Nasıl insanların doktor ilaç iğne yemek, su, uyku ve dinlenme (ağaçlar) saatleri var bitkilerin dünyasında da aynı şeyler var, bitkilerle insanları bu açıdan inceler ve bu pencereden bakarsak bir birlerine benzetiriz. Üstelik bazı insanları kırk yıl sırtında gezdir bir gün kısa süreliğine de olsa indirdiğinizde sizden kötüsü olmaz, ya toprak ve bitkiler öyle mi siz onlara bir verirsiniz onlar size bin veriyor. :D

Bak gördün mü! yine sağlıklı bir iş, üstelik hobi olarak yapılan bir iş. :D

Şimdi koca Veysel'in dizeleri aklıma geldi;

Dost dost diye nicelerine sarıldım
Benim sadık yârim kara topraktır
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sadık yârim kara topraktır

Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sadık yârim kara topraktır

Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

Ademden bu deme neslim getirdi
Bana türlü türlü meyva yetirdi
Her gün beni tepesinde götürdü
Benim sadık yârim kara topraktır

Karnın yardım kazmayınan belinen
Yüzün yırttim tırnağınan elinen
Yine beni karşıladı gülünen
Benim sadık yârim kara topraktır

İşkence yaptıkça bana gülerdi
Bunda yalan yoktur herkes de gördü
Bir çekirdek verdim dört bostan verdi
Benim sadık yârim kara topraktır

Havaya bakarsam hava alırım
Toprağa bakarsam dua alırım
Topraktan ayrılsam nerde kalırım
Benim sadık yârim kara topraktır

Dileğin var ise Allah'tan
Almak için uzak gitme topraktan
Comertlik toprağa verilmiş Hak'tan
Benim sadık yârim kara topraktır

Hakikat ararsan açık bir nokta
Allah kula yakın kul Allaha
Hak'kın hazinesi gizli toprakta
Benim sadık yârim kara topraktır

Bütün kusurlarım toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor
Kolun açmış yollarımı gözlüyor
Benim sadık yârim kara topraktır

Herkim olursa bu sırra mazhar
Dünyaya bırakır ölmez bir eser
Gün gelir Veysel'i bağrına basar
Benim sadık yârim kara topraktır.

Nergislerde aynı şekilde büyumeye devam ediyor yavaş yavaş daha çok küçükler ama köklerinin maşallahı var :D

Bu (Ermeni (üzüm) sümbülü – Muscari armeniacum ) üzüm sümbüllerinden hiç yetiştirmedim, bunlar kokar mı? Marketlerde görüyorum ne hikmetse içimden almak gelmiyor. :)
Bana kırlarda yetişen yabani sümbülü hatırlatıyor onların hiç kokusu yoktu.

Şuan aklıma giriyorsunuz sayın:sinbas :D üniversite okuyacağım zaten aklımda birsürü meslek varken bir yenisi daha eklendi :D

Birebir aynısı sayın:sinbas :) Hiç farkları yok hatta yabani olanları daha güzel hem daha çok soğanları çoğalıyor :D

:) Aklına yeni ekleneni ve sayın sinbas'ın önerilerini dikkate al derim ben de sevgili Galip...

Bakalım ne olacak sayın:yenigine :D Aklım hangisine en çok eserse onu okuyacağım :D

Okursun okursunnn ben 50 yaşında başladım 52 yaşında diploma mı aldım. Bildiğim ve sevdiğim konular olduğu için çok zevkliydi.
Kitaplardaki hataları da buldukça daha da bir aşkla sarıldım derslere açık öğretim olmasına rağmen @posta ile hocaların hatalarını bol bol gönderdim, en sonunda kitapları değiştirmek zorunda kaldılar.

Hatalardan örneklemeler;
Sakız kabağının kök çapı 2,5 metre ("@posta; hocam biz çınar ağacımı yetiştiriyoruz yoksa sakız kabağımı" 2,5 cm yazacaklarına metre yazmışlar)

Susamın optimum sıcaklık isteği 250°dir, 350°nin üzerinde çıkarsa bitki strese girermiş.(25 ve 35' in derece işareti yerine sıfır koymuşlar olmuş 250-350 buna yine bir espri patlattım "@posta; Hocam sanırım biz dünyada değilde cehennem de susam yetiştirme tekniklerini öğreniyoruz" :D 10 yıldır aynı kitapları okutuyorlarmış ne hikmetse benim gibi bir öğrenciye rastlamamışlar. :D

İki yıl göz açıp kapayıncaya kadar İşte böyle geldi geçti. devamı olsa devam edecektim ama yok. Bizden sonra çan eğrisi diye bir şey çıkardılar okul bitirmek (harç ve kitap paralarını saymazsak) bedava oldu.

...ve soğanlı çiçeklerden en sevdiğim çiçek olan güzel kokulu sümbüllerim filizlenip gün yüzüne çıkmaya başlar:rolleyes:

Bana tarım bölümü okutmaya kararlısınız sayın:sinbas :D

Sevgili Galip, erken filizlenmeye başlamadılar mı? Güzel çiçeklenebilmeleri için soğanların soğuk yemesi gerekmiyor mu?

Neden olmasın, kimbilir belki abinin de bilge bir elamana ihtiyacı vardır.

Balkonda durursa soğuğu ister istemez yerler.

Bahçede karın altında da olsa yaşamlarını sürdürüyorlar. sadece geçtiğimiz (2015) kış bizim burada geceleri -20° nin üzerine çıkması ve saksılarda olması sümbüllerin donmasına ve çürümesine sebep oldu.

Yine 24 soğan aldım tamamı bol kokulu mor olanlardan.

Bakalım bu sene ne olacak.

Erken çıkmalarına bende anlam veremedim sayın:yenigine :rolleyes: Mesela üzüm sümbüleri ektiğim sonra 3. günde, nergisler 7. günde, sümbüllerde 13. günde çıkmaya başladı...
Bakalım bekleyip göreceğiz neler olacak :rolleyes:

Abimin bilgili elemana hatta elemanlara ihtiyaçı kesin olacak sayın:sinbas :D Belki ben belki başkaları :D

Sevgili Galip, bence erken. Ya suluyorsun, ya da oda sıcaklığı.

Daha hiç sulamadım, odanın camları 24 saat hep açık içerisi çok soğuk sayın:yenigine

Bu konuyu en iyi şekilde asyalale şirketinden öğreniriz bence sayın:yenigine :D En yakın zamanda tüketici hattını arar sorarım :D

Asya Lale'ye ne gerek var sevgili Galip

http://www.agaclar.net/forum/soganli...r/10833-10.htm

Konu başlığında sorabilirsin...

Forumda yeni olunca forumu unutuyorum teşekkürler sayın:yenigine :)

Yavru sukulentlerim büyümeye devam ediyor...

Evdeki camların çoğu çiçeklerimle doldu sayılır :cool:

Hibiskusum yeniden çiçeklerini açtı :rolleyes: Pembe pembe nede güzel çiçeği var :p

Bunlarda yeni sukulentlerim saksım kalmadı diye 5 litrelik su şişesini ortadan ikiye kesip saksı gibi kullandım :o

Bir hız,bir hız maşallah Galipçiğim.Sümbülleri büyütmüşsün.Ben Maraş'a dönene kadar çiçek açacaklar vallahi.Sevgiler.

Güzel fikir.. :))

Ben hızlı değilim sayın:sevgihoca :) Çiçekler benden hızlılar :D Daha çok hızlı olsalar birde, daha çok mart ayına :(

Elimden gelen en iyi fikir buydu sayın:jakin :D Ama pratik fikir :D

Bir aileye bir ziraatçi yeter. Mühendis gelin alırız tamam olur. :p

Çiçekleri ara sıra güneşe koy boya gidecekler yoksa. Hem onlar ne ara büyüdü o kadar. :rolleyes:

Ooo yerin musait herhalde ne kadar çok çiçek soğanı almışsın...Hayırlı olsun..Bu arada ayni memleketten olduğumuza sevindim :)

Ekerken sevgimi kattım ondan hemen büyüdüler abi :cool:

:) Su şişesinden sukulent saksın çok güzel olmuş sevgili Galip Kuzucu, maşallah maşallah!..

Evde odanın tekini birde camlarin önlerini hep çiçekler için ayırdım sayın:sonkez :) Bende sevindim sizin gibi :D

Teşekkürler sayın:yenigine :) Saksım kalmayınca elimde mecbur kaldım böyle çözüm ürettim :)

Geçen köklendirdiğim kalanşolar baya köklenip filizlenmeye geçtiler :D Komşuda bir sukulent görmüştüm hemen iki dal koparıp ektim...

:) Sedum palmeri, güle güle büyüt sevgili Galip.