23-05-2020, 11:17 | #1 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Robinson Crusoe / Teras, Balkon
Merhaba. Üyeler Tanışıyor/Tartışıyor/Toplanıyor başlığı altında kabaca bahsetmiştim nasıl bu noktaya geldiğimi. Şimdi de biraz detaylandırayım istedim. Bahsettiğim terasım bu: Henüz %100 oturmadı ama fikir sahibi olmuşsunuzdur ne yapmaya çalıştığımla ilgili. Elimde saksıların devamları var, muhtemelen etrafı tamamen çevireceğim zaman içerisinde. Korkuluklardaki marihuana kılıklı şeyler çit; rüzgarı, yağmuru bir miktar engellesinler diye Koçtaş'tan almıştım, yani onların konumuzla ilgisi yok Ev dubleks, aşağı katta balkon var. Hatunun yetki alanına giriyor orası, yardım istemedikçe ben pek el atmıyorum. Benim sıkıcı, tekdüze terasıma karşılık onun cıvıl cıvıl rengarenk balkonu, şimdilik bir köşesinde tutuyor bitkilerini. Balkon da geniş sayılır, daha bir tarafı hiç kullanmıyoruz: Başarırsak o tarafın da zaman içerisinde dolacağına eminim. Yine balkon demirlerine astığı saksılar da var ama eğik duruyorlar diye çok da beğenmedi o yöntemi: Normalde panaromik resimler çekmiştim terasın, balkonun tamamını gösteren ama baş dönmesi gibi sorunlara yol açabilir diye böldüm Bir süre araştırdım işe koyulmadan önce ama senelerce araştırıp sonra başlayacak sabrım yoktu. Kışın bir denemem oldu, şimdi tekrar ektim tohumlarımı, adım adım anlatmaya çalışacağım tecrübelerimi. Karşılaştığım sorunlar, nasıl çözdüğüm, resimlerle sonuçlar; hem kendime notlar şeklinde olacak, hem de olur da başlığa yolu düşen olursa fikir versin istiyorum. Düzenleyen Robinson Crusoe : 23-05-2020 saat 13:44 Neden: Resimleri düzenlemeye çalışıyorum |
23-05-2020, 14:59 | #2 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Resim yüklemeyi çözdüğümüze göre devam edelim Öncelikle aldığım tohumlar Kırgızistan'dan. İsrail tohumu olmasın dedik ama bunlar da Çin ve Rus tohumu. Kız arkadaşım Çince biliyor, o paketlerin tercümesini o yapıyor, yeğeni de Rusça eğitimi alıyor, o da bize yardımcı oluyor. Bunlar da sanırım hızlı gelişmesi için, aldım ama henüz kullanmadım. Saksılar Serinova marka. Dikdörtgen olanlar Villa Bahçe Saksı 1 numara, 39 litre, 72x26x32 cm ölçülerinde, V691 ürün kodu. Yuvarlak olanlar Villa Saksı 10 numara olarak geçiyorlar, ağız genişliği 48 cm, yüksekliği 35 cm, 32 litre, onun ürün kodu da V510. Fiyat olarak gayet makul ve benim zevkime göre ev kullanıcısı için dekoratif, boyut olarak da birçok şey ekmeye uygun, ideal ürünler. Doluyken kaldırıp taşıyabiliyorum, bir boy büyüğü oldukça zorlardı. İnternet üzerinden fiyatlar çok yüksek ama evimin yakınındaki botanik bahçelerinde daha ucuza satıyorlar, onlardan aldım. Değişik topraklar denedikten sonra çoğu bitki için uygun bulduğum alttaki topraktan almaya başladım, torf katkılı imiş. Sadece viyole ektiklerime süpermarketlerde bulduğum daha uzun süre nemli kalan toprakları kullanıyorum. Evet, taşı da satın aldım, biraz züppe işi oldu bizimki Dekoratif taşların oldukça ucuz olduğunu fark ettim, toprağın altına kullanıyorum ama üstüne de kullanılır zaman içinde ihtiyaca göre. Malzemelerimizi de kabaca tanıtmış olduk |
23-05-2020, 16:06 | #3 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-08-2017
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,060
|
Alıntı:
Tohumlardan degisik ve kaliteli urunler alirsaniz tohumlarini etkinlikte paylasmanizi bekleriz |
|
23-05-2020, 18:11 | #4 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-03-2017
Şehir: izmir
Mesajlar: 502
|
Seyirlik bir terasımız daha oldu. Hayırlısı olsun. |
23-05-2020, 20:05 | #5 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
@AkisSoftware sağolun. Umarım o aşamalara gelir ben de paylaşım yapabilirim. @derin35 teşekkürler. Seyirlik denecek noktaya gelmesi çok zaman alacak, ilerleyen fotoğraflarda daha net göreceksiniz. Kiracıyım oturduğum yerde, umarım çıkmadan bir şeyler yetiştirmiş olurum Fotoğraflar genelde aileyle ya da kız arkadaşımla rastgele zamanlarda whatsapp'tan birbirimize gönderdiklerimiz olduğu için oldukça özensiz. Yani elimde sistematik çekilmiş fotoğraflar yok ne yazık ki. Eylülde denemelere başladım. Paketleri açıp birer tohum ektim, hepsi de çıktı zaman içerisinde. Koçtaş'tan aldığım tek kullanımlık basit viyollere ektim ama sanki daha büyük bir şeyler daha iyi olurdu. Bu küçük viyollerde çok erken saksıya taşımam gerekiyor, öyle de çok güçsüzken hava şartları ve kuşlar gibi tehlikelerle karşılaşıyorlar gibi Soldakiler benim, sağdakiler hatunun Çince isimler Yazılar sanırım fotoğraf kalitesi düşük olunca okunmuyor ama ilk başta maydanozu bile viyole ekiyordum Bu arada çoğu tohum Bişkek'ten alınma olsa da nane, kekik, fesleğen gibi yeşillik tohumları Bauhaus'tan Fotoğraflardaki kutuları Koçtaş'tan aldım, kapakları da var, o şekilde muhafaza ediyorum viyolleri. 15 cm kadar boyları var, bitkiler o kadar büyüyünce kapağı açıyorum. Baktık ilk ektiklerimiz çıkıyor, yenilerini ekledik birkaç gün içinde kış falan dinlemeden. Havalar kötüleşince Bauhaus'ta satılan bir örtü ile korumaya çalıştım şaşırttığım bitkileri. Özellikle salatalık ve domates büyüdü. Diktiğim 3-4 salatalık hariç resimde kenarda görünen bitkileri bir süre ellemedim belki iyi bir şeydir diye ama zamanla zararlı ot olabilirler diye söküp attım. Sonuçta ilaç yok, gübre yok, hiç bir şey yok, topraktaki vitamini de onlar yemesin dedim benim masum fidanların önünden Umarım forum formatının canına okumuyorumdur bu arada. Mümkün mertebe ayrıntılı anlatmak istiyorum kısıtlı bilgimle başımdan geçenleri. Zaten bugün böyle yoğun bir paylaşımım olur sonra artık adım adım devam ederim. Kışın paylaşım yapmayınca en geriden anlatayım dedim neler yaptım, neler yapıyorum. Düzenleyen Robinson Crusoe : 24-05-2020 saat 18:08 Neden: Hatalı yazım düzeltmesi |
23-05-2020, 22:07 | #6 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Salatalıklar çiçek açtı, 1-2 tanesi meyveye dönüştü Kasım gibi. Bu kadar güzel olduklarını bilmiyordum Sonra bitkiler ölmeye başladı. Herhangi bir böcek vs. görmedim. Soğuklardandır herhalde dedim içeri taşıdım. Domateslerim de büyümüştü bayağı alttaki resimde de görebileceğiniz gibi. Yerden ısıtma var. Zararı olur mu bilemedim ama zaten yapabileceğim başka bir şey de yoktu. İçeri taşıdıktan sonra çok hızlı bir şekilde ölmeye başlayınca son çare aşağıdaki balkona taşıdım ama bir işe yaramadı. Arkadaşım bunlar bir yıllık bitki, normal dedi ama canım sıkıldı. Hastalık mı, doğanın kanunu mu bilemedim. Kışı sadece ektiğim bir biber ve altın çilek ve maydanoz sağlam çıkardı. Altın çilek(yanındakiler bu sene ektiğim normal çilekler) Biber(yanındaki biberler yine bu sene ektiklerim) |
24-05-2020, 00:32 | #7 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Neyse, günümüze gelelim artık. Mart sonu gibi zamanı geldi deyip yeni ekimleri yaptım. Bir fırtınada viyollerin üzerinde olduğu masa devrildi. Ben de can havliyle topraklardan dışarı taşanları bir saksıya rastgele koydum. Resimde gördüğünüz gibi viyolde bir miktar salatalık, yeşil biber, domates ve kırmızı biber sağ kalmış, tabi bunu biraz büyüdüler öyle öğrendim. Karışık ektiğim saksının fotoğrafı; birkaçı domates biliyorum da gerisi ne biraz daha büyümeleri lazım anlamam için. Baharda ektiklerim kışınki gibi büyümedi. Risk alıp bitkileri söktüm, toprağı belleyip geri ektim. Altta solucanlar olduğunu gördüm kırmızı/krem renkte. Öldürmüş bulundum 1-2 tanesini ama sonra da forumda ne kadar faydalı hayvanlar olduklarını okuyunca üzüldüm Sol taraf maydanoz, sağ taraf frenk maydanoz. Kışın ektiğimde sonuç alamasam da frenk maydanozlar mis gibi kokuyordu, bu sefer daha iyi büyüdüler ama nedense koku yok Bir mallık edip muhtemelen tüm bir tarlaya ekilen havuç ve marulu bu küçücük saksıya hem de birlikte ektim Nasıl bir çözüm bulabilirim diye kara kara düşünüyorum. Havuçların yanında mantar olmuştu, köklerinden aldım, kalmadı gibi. Bu senenin bir diğer sürprizi de bu sabah yağmurda çıkan sümüklü böcek oldu, kışın olmamıştı. Yine kuşlar da yapraklarına dadanıyor bitkilerin, umarım çok zarar görmeden atlatırız bu karanlık dönemi. |
24-05-2020, 01:07 | #8 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Son günlerde yeni ekimler yaptık. Martta ektiklerim hiç büyümüyordu, bu yeniler de uzadılar deli gibi 3 günde. Karanlık bir ortamda tutmuştum, sarı sarı çıktılar önce, ışığa aldım şimdi tekrar yeşeriyorlar. Şöyle bir şey var ki bir kısmı bildiğimiz salatalık, mısır, domates. Ortadaki sanırım kereviz gibi bir şeyler ama değil. Diğerleri bizim bildiğimiz şeyler değil. Kız arkadaşım Uygur Türkü. Mesela benim ektiklerim salatalık, resimde sağda görünen senin ektiğin ne diye sordum. O da ben çocukluğumdan beri salatalık diye bunu yiyorum, asıl senin ektiğin salatalık değil diyor Yani böyle bir kültür çatışması yaşıyoruz evin içinde. Bir de sarı havuç ektik resimde solda görünen. Güzelmiş söylediğine göre. Ben şimdiye kadar denemedim, büyürler de yeme şansım olursa fikrim olacak. Bunlar O'nun malzemeler. Kırmızı biberleri kırmızı saksıya şaşırttık ama pek büyümediler, sanırım çok dipdibe ektik kökleri gelişmiyor Ortadaki mor çiçek ışıkta açılıp karanlıkta kapanıyor, kışın ölmüştü sıfırdan büyüyor şimdi tekrardan. Ben umudu kesmiştim ama hatun vazgeçmedi. Ben limon çimlendirmeyi çok denedim ama beceremedim, yoğurt kabındakiler de onun çimlendirdikleri. Çekirdeğin dışındaki kabuğu almadan olmaz diyor, o kabuğu da kurutup öyle almak lazımmış yoksa kayıyormuş, zormuş. Neyse, o kadar emek veriyor bunlardan da bahsetmiş olayım. Gördüğünüz gibi bir şeyler yapıyorum ama tonla soru işareti var kafamda. Deli gibi okumam, araştırmam gerekiyor, daha da cevapları bulamazsam da forumda soracağım, kafanızı ağrıtacağım yani biraz Düzenleyen Robinson Crusoe : 24-05-2020 saat 01:24 Neden: Boşuna ekstra başka mesaj yazmadan ekleme yaptım |
25-05-2020, 13:05 | #9 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 10-08-2017
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,060
|
Ben de Ukrayna havucu (bu konuda en iyilerden biri) tohumu edinip ektim. Fakat 1 ay olacak henüz çimlenme olmadı. Direkt bahçeye ektiğim ve havaların soğuk gittiği için çıkmadığını ümit ediyorum. Gerçekten çok çok kaliteli ve lezzetli bir havuç tohumu arıyorum. Sizdeki sarı renkli olanı görünce yazayım dedim. Artık yediğimiz hiç bir havuçta bir tad alamıyoruz... Kolay gelsin |
25-05-2020, 22:15 | #10 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
@AkisSoftware bu havuçtan 2 paket almıştım, birini açtık, onun da bir kısmını kullandık. İyi bir şeyler çıkarsa kesinlikle paylaşırım, en azından işi bilen ellerde belki daha iyi sonuçlar alınır |
28-05-2020, 06:41 | #11 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Havuç demişken Sokağa çıkma yasağını fırsat gibi değerlendirdim, bayağı bir iş yaptım bu birkaç günde. Daha önce resmini paylaştığım rezil durumdaki havuç ve marul dolu saksıdakileri inceldiği yerden kopsun deyip taşıdım. Marullar zaten ölü gibiydi, elimde başka tohum da olmadığı için 2-3 farklı çeşit aldım Bauhaus'tan. Henüz ekmedim, ölmedik candan umut kesilmez deyip eskileri sulamaya devam ediyorum. Ama sonuç alamazsam tekrar bir deneme yapacağım. Havuçlardan umudum yoktu ama taşıdığım marullara göre çok daha canlılar. Bir bu kadar da viyollere aktardığım oldu -evet şimdilik güçsüz gördüklerimi tekrar viyollere taşıdım- suluyorum onları da şimdilik ayaktalar. Bunların birkaç katı da umudu kesip attığım oldu. Yani düşünün 30-40 santimetrekare yere ne kadar tohum atıp heba etmişim. Okuduğum bazı şeyleri çok yanlış yorumlamışım. Birden fazla tohum ekin şansınız artsın gibi şeyler okumuştum, o nedenle böyle ektim. Ama hepsi çıkıyor. Dev bir tarla ya da en azından büyükçe bir bahçe yoksa birkaç tohum yeterli gibi. Yine Youtube'da izlediğim videolarda tohumları serpiveriyorlardı, ben de düzenli ekim yerine öyle yaptım. Cahil-cühela kim varsa video çekiyor, anlamış oldum. Keşke ağaçlar.net ile daha önce tanışsaydım. Şimdi daha düzenli ekim yapmaya çalışıyorum. Dipdibe ektiğim çok sayıda bitkinin birbirlerini boğduklarını fark ettim. Şöyle bir yöntem buldum, daha organize olacağını umut ediyorum. Piknik için satılan araç buzdolaplarında ayırıcı olarak gelmişti bu beyaz parça. Bölmeleri mükemmel şekilde eşit olmasa da bir miktar ayırmış oldum böylece toprağı. Elimdeki aldığım farklı havuç tohumlardan birinin son kullanma tarihinin 2021, diğerinin 2022 olduğunu fark ettim. Önce bitecek olanı açıp yeniden ekim yaptım viyollere az miktarda. Diğer açmadığım paket de bu: Kışın ektiklerim genelde üzerinde Rusça yazılı olan tohumlardı ve güzel sonuçlar almıştım. Bu sefer biraz daha Çince yazılı olanlar ağırlıklı ektim. Başarı yüzdesine göre bir dahaki Bişkek seyahatimde -olursa tabi- yeni alımları yapacağım. |
28-05-2020, 07:23 | #12 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Benzer bir işlemi maydanozlar için de yaptım. Artık onları da düzenli bir şekilde ekeceğim. Diğer üyelerin paylaştığı fotoğraflardaki düzeni, nizamı görünce utandım gerçekten Üstteki mesajımda yeni ektiğim frenk maydanozlar kokmuyor yazmıştım ama koparınca mis gibi kokusu olduğunu fark ettik. O gün çalışmaktan yemek yapmaya vakit kalmayınca noodle yedik, içine eklemiş olduk ürünlerimizi Maydanoz da taşınır mı, biz taşımış olduk bunları da. Saçma bir iş oldu ama berbat durumdaydılar gerçekten üstteki fotoğrafta da göreceğiniz gibi, ders oldu. Yeniden frenk maydanoz ektim, düzenli bir şekilde bu sefer. Fotoğraf kaliteleri kötü. Bir yandan çalışırken bir yandan çektim öyle telefonla pat küt. En azından ileride fikir vermesi için iyi olur diye düşündüm. Benim tek kaynağım internet, etrafımda bilgi verecek kimse yok. Gerçi internet varken çok gerek de yok sanki ama ilk aşamada birileri yardımcı olsa daha az hata yapardım, bunca can da heba olmamış olurdu. Babamın serası olan arkadaşları var, pomzayı her ürünün toprağına ekliyorlar dedi. Ben kışın araştırdığımda sadece domates için faydalı olduğunu okumuştum, ona ekliyordum. Artık her bitkinin toprağına az miktarda da olsa karıştırıyorum. Bilmem doğru mu yapıyorum Bauhaus'tan almıştım bunu kışın. Bu arada tek tek firma ismi vererek yazıyorum kullandıklarımı. Amacım reklam değil yanlış anlaşılmasın, merak eden olursa bilgi olsun diye paylaşıyorum Kışın ne ektiysem çıkınca güven gelmişti. Baharda mevsiminde her şey çok kolay olacak zannettim ama kazın ayağı öyle değilmiş. Daha ilk ekim sırasında yaptığımız hatalar doğmadan ölmelerine sebep oluyor canım bitkilerin. Bir akıl tutulması yaşayıp karanlıkta çimlendirdiğim su salatalıkları -kız arkadaşımın salatalık dedikleri- deli gibi boy atmıştı, muhtemelen hepsini kaybettim baştan ama onları da saksıya erkenden aktarıp sulamaya başladım. Sanırım evinde meyve-sebze yetiştirmeyi deneyen hiç kimse market fiyatlarına kızmaz, çiftçilerin kullandığı hormona, ilaca laf etmez. 8 milyar insanız, doyurmak kolay değil, bu bitkilerin yetişmesi hele hiç kolay değil. En ufak hatanın telafisi olmuyor. Neyse, her ihtimale karşı su salatalığından da birkaç tane daha ektim viyollere. Böyle pembe pembe tohumları olduğunu bilmiyordum. Böyle pek derli toplu olmadı. Yaptığım hataları bir mesaj altında toplayıp zaman içerisinde o tek mesajı güncelleyim diye düşündüm ama sonuçta burası benim kişisel blog'um değil, bu şekilde daha amaca uygun gibi geldi. |
28-05-2020, 07:38 | #13 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Diğer yaptığım ekimlerin tohumlarını da paylaşmak istiyorum. Böyle bakınca anlaşılır mı bilmiyorum ama kaliteli olanlar varsa zaman içerisinde paylaşıma katılmak isterim. Viyoldeki gelişimlerini ve ileriki aşamaları da fotoğraflayıp paylaşacağım elimden geldiğince. Belki önceki ektiklerimden sonuç alamam diye cherry domates ektim tekrardan. Normal domates de ektim. Bildiğimiz salatalık Bu biberleri diğer tohumlardan daha pahalıya aldım ama bilmiyorum kaliteli oldukları için mi yoksa biber mi pahalıydı aldığım yerde. Bir paketi de arkadaşımın annesi istemişti ona aldım, 2 paket alınca satıcı kadının gözleri büyüdü Hani pahalı dediğim de çok para gibi anlaşılmasın ama diğerleri 1 ise bu 3-5 diyeyim. Oldu olacak kereviz de deneyelim dedik |
28-05-2020, 07:53 | #14 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Kerevize benzeyen ama kereviz olmayan bitki: Sarı havuçlar: Sarı biberler: Elimde birkaç çeşit mısır var. Bunlar terasta balkonda yetiştirmeye ne kadar uygun bilmiyorum ama paketin birini açtım deniyorum. Zaman içerisinde evde olmayacağına ikna olursam hediye edebilirim bahçesi olan birine. Bu da bizim bilmediğimiz yapışkan mısır diye bir şeymiş. Yapışkan pirinç yedim Uzakdoğu seyahatlerimden birinde. Zararı yok, yedikçe alışıyor insan Mısır nasıldır bilmiyorum Ayrıca Türkiye'den aldığım Vilmorin diye bir markanın semizotu, tere ve rokasını ektim. Daha önce aynı markanın fesleğen, nane ve kekiğinden sonuç alamamıştım. Bir süre için ekim işleri bitti gibi. Gelecek paylaşımlarım umarım viyoldeki gelişimleri olacak. |
28-05-2020, 07:59 | #15 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-04-2020
Şehir: Çanakkale / Bayramiç
Mesajlar: 154
|
Sn.Robinson Crusoe balkon bahçeniz hayırlı olsun. Hiç kimse hata yapmadan doğruyu öğrenemiyor merak etmeyin.Mühim olan aynı hatayı tekrar tekrar yapmamanız. Bir kere aldığınız kapalı paketlerdeki tohumlar eğer hibrit tohum ise sadece 1 sene ürün alabilir,bir sonraki sene için ayırdığınız tohumlar çimlense bile ilk senesi kadar ürün vermez veya hiç vermez. Viyolleri uzun süre karanlık ortamda tuttuğunuz için ışığı almak için sürekli boya gitmişler.Bu yüzden cılız gelişmişler. Gün ışığına,tohumlar çıkmaya başladıkları andan itibaren kademeli olarak çıkartın ve kesinlikle bitkinin üstüne değil dibine 3 günden önce su vermeyin.Elinizle toprağın nemini kontrol ederek verin. Ayrıca bitkinin beslenmesi açısından ve iyi bir kök gelişimi sağlaması için humik fulvik asit ve EM.A (Etkin mikroorganizmalar) başlığını okumanızı tavsiye ederim. Saksılarınıza leonardit de ilave etmenizi öneririm.Kolaylıklar dilerim. |
28-05-2020, 08:18 | #16 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
@Çamfıstığı, teşekkürler verdiğiniz değerli bilgiler için. Ben de sizin bahçenizi ziyaret etmiş oldum, gerçekten çok keyifli. Sınırlı alanda birkaç saksıda tabi o kadar olmuyor ama ektiklerimden birkaçı bile sonuç verirse bu seneyi galibiyet hanesine yazacağım Kışın aldığım birkaç çeşit toprağı karıştırıp gübre, ilaç vs. vermeden güzel sonuçlar almıştım. Genelde sihirli toprak denen, içinde bitkinin ihtiyacı olan her şeyin olduğunu iddia eden bu topraktan kullandım. Baharda belleme bile yapmadan önceden ektiğim toprağı tekrar kullandım. Düşününce önceki ektiğim bitkiler içerisindeki besinleri kullanmıştır, sanırım yeni bitkilerimin fazla gelişmeme sebeplerinden biri bu oldu. Yine bir başka etki edecek faktör de kışın aldığım çeşit çeşit toprağı karıştırıp kullanıyordum, bu sefer işin kolayına kaçtım, az bir perlit ve pomza eklemesiyle üstteki resimdeki toprağı kullandım tek. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok dedim. @Çamfıstığı'nın tavsiyeleri aklıma yattı, Orfeteknik firmasından sipariş ettiğim Leonardit geldi. En kısa sürede uygulayacağım bitkilerimin topraklarına. Yine yolda olan Em-A ve Turkuvaz marka yarasa gübreleri var aldığım. Onları da ekleyip sonuç almaya çalışacağım kavurucu yaz sıcakları başlamadan. Bu yazdıklarım en doğal eklemeler gibi geldi, daha başka da bir şey vermeyi düşünmüyorum bitkilere. Doğal bir şey yetiştirelim diye yola çıktık, ipin ucunu kaçırmak istemiyorum. Belirtilen oranlardan biraz fazla uyguladım aldıklarımı. En uygun zaman bitkileri taşırken sanırım ama onun için geç kaldım, bitkilerin kenarında hafif boşluk oluşturup oralara uyguladım ben de. Düzenleyen Robinson Crusoe : 05-06-2020 saat 21:36 Neden: Resim ekledim |
05-06-2020, 04:46 | #17 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Biberlerime yaprak bitleri dadanmıştı. Müdahale etmek için çok geç kaldım. Bir süre elle, kürdanla, tazyikli suyla yok etmeye çalıştım sonradan. Bir kısmı öldü. Tek tek öldürmeyle başa çıkamayacağımı anlayınca çözümleri araştırdım. Arap sabunuyla ve/veya sigara izmaritiyle evde yapılan ilaçları buldum. Ancak bu yöntemlere pozitif yaklaşanlar olduğu kadar uzun vadede zararlı olduklarını iddia edenler de var. En doğal çözüm uğur böceği ancak bulmak zor. Neem ağacından üretilen organik bir ilaç olan Neemazal'ı alıp kullandım. 3-4 gün oldu bir sonuç elde edemediğim gibi yaprak bitleri bu sefer de çilek ve salatalıklarıma dadandı. Biberi diğer bitkilerden ayırmamıştım, sanırım hata ettim. Bugün ilacın dozajını artırıp tekrar uyguladım. Bakalım sonuç ne olacak... Güncelleme: Ölünce beyaz beyaz oluyor bu bitler yukarıdaki fotoğrafta paylaştığım gibi. Bugün baktığımda beyaz olmasalar da keyifleri pek yerinde değildi bitlerimin, melül melül bakıyorlar sanki. Gandalf'ın dediği gibi beşinci günün şafağında doğuya bakmak lazım bu ilacı kullanınca sanırım Düzenleyen Robinson Crusoe : 05-06-2020 saat 09:26 |
17-06-2020, 00:55 | #18 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Pek bir gelişme olmayınca güncelleme gereği duymadım son durumu. Yine de deneme yanılma yöntemiyle bir şeyler yapmaya devam ediyorum. Başka bir üyenin paylaşımında daha önce tanımlanamayan salatalık diye paylaştığım resmin China Jade olabileceğini gördüm. Tek fark o sebze yarım metrelere ulaşabiliyor gibi, bendeki normal salatalık boyutundan az irice olacak ürün alabilirsem. Viyoldeyken yaprakları yandı, bir keresinde komple yattı hepsi, ama 5 tohumdan 4 tanesi öyle ya da böyle hayatta kalmayı başardı. Çok oyalanmadan 3. yapraklar belirginleşince saksılara taşıdım, bekleyip göreceğiz bundan sonra. Havuçlar çok dayanıklı bitkiler gibi. Ben işim gereği çok seyahat ediyorum ama bunlar benden çok yer değiştiriyorlar Daha önce rezil bir şekilde dipdibe diktiğim havuçların resmini paylaşmıştım. Önce aynı saksıda daha ayrı ayrı diktim. Havuçlar sığ ve uzun, çilekler yuvarlak ve derin saksıdaydı. Tersinin olması gerektiğini fark ettim. Daha aralıklı diktiğim havuçları tekrar taşıyarak çileklerin olduğu saksıya aldım. Hala sağlıklı görünüyorlar ama belki de gelişimleri için çok zararlı bir iş yapmış oldum Çok fazla sayıda havuç olduğu için yerim kalmadı, bir kısmını da 5 litrelik su şişelerine diktim. Sanırım bu ekip dikme işinde başarısız olursam sebebi yufka yüreğim olacak. Bakıyorum insanlar rahatça buduyor, kesiyor, biçiyor bitkiler büyüdükçe. Bense 1 tanesine bile kıyamıyorum. Güçlü ve ürün alabileceğim bitkiler yerine hepsini hayatta tutmaya çalışıyorum. Genişçe bir bahçem olmadığı için de muhtemelen çoğunu ya da tamamını kaybedeceğim bu şekilde Düzenleyen Robinson Crusoe : 17-06-2020 saat 08:19 |
17-06-2020, 01:14 | #19 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-03-2017
Şehir: izmir
Mesajlar: 502
|
Alıntı:
|
|
17-06-2020, 22:09 | #20 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 21-03-2020
Şehir: Bursa
Mesajlar: 26
|
Sayın Robinson Crusoe, İlk günden beri balkon seranızın gelişimini büyük bir keyif ve ilgiyle takip ediyorum. Çok güzel bir balkonunuz var ve umarım zararlılarla olan mücadelenizi çok zayiat vermeden kazanırsınız. Mutlu ve sağlıklı günler dilerim. |
18-06-2020, 00:28 | #21 | ||
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Alıntı:
Alıntı:
Çilek diye ektiklerimin çilek olduğuna emin değilim. Çünkü elimde yarım çilek tohumu paketi yok ve forumda paylaşılan fotoğraflar çok farklı. Ya bendekiler farklı çeşit bir çilek ya da başka bir şey. Forumda gerekli başlıklarda sordum ama henüz cevap veren olmadı. Neyse, taşıdıktan sonra saldılar kendilerini zaten, yakın bir zamanda hepsini kaybetmem olası. Kırgızistan'dan tohum sanıp aldığım gübre ve koruyucu paketler vardı çileklere özel. Başta kimyasal olabilir diye kullanmasam da bugün denize düşen yılana sarılır misali suya karıştırıp verdim. Çilek ya da değil, umarım yaşar bitkilerim. Önce yuvarlak saksıda keyifleri iyiydi, yaprak biti saldırısını da büyük ölçüde bertaraf etmiştik. Taşıdıktan sonra: Salatalıklarımdan biri çiçek açtı. Dışarıda terastalar ama ben yine de bir kulak çöpüyle bir ona bir buna dokunup kendimce tozlaşma yapmaya çalıştım. Normalde okuduğum kadarıyla bu ilk çiçekler, meyveler, sürgünler koparılıyor bitki güçlensin diye. Ama ben kıyamadım Yarına belki budarım. Kışın da böyle gelişiyor sandığımda şiddetli bir rüzgar gövdeden kırmıştı salatalıklarımı. Maydanozlarımı taşıyınca kaybettim. Yenilerini daha düzenli bir şekilde ektim bu sefer: Soldaki maydanozları daha geç ektim, sağdaki frenk maydanozlar onun için daha fazla gelişmiş görünüyor. Bu tip çok küçük tohumların üzeri ya çok ince bir tabakayla örtülüyor, ya da hiç örtülmüyormuş. Ben yine 1 cm belki daha yüksek bir torfla örtmüş oldum. Neyse ki birçoğu yeşerdi. Işığın olduğu tarafa yatıyorlar, ben de saksının yönünü değiştirip daha dik büyümelerini sağlıyorum. Yere düşen kutudan kurtardıklarımı yazmıştım. Hepsini domates saksısına ekmiştim, taşırken çoğu öldü. Kalan 1-2 domates de şiddetli bir rüzgarda kırıldı. Yeniden ekim yapmıştım, büyüyenleri taşıdım. Bu sene kaç tohumu heba ettim sayamadım. Daha bunların da devamı var viyollerde. Birçok tohum da paketlerinde duruyor. Yaptığım düzgün bir iş herhalde tüm tohumları birlikte ekip risk almak yerine sayıyla dikkatlice ekmek oldu. |
||
18-06-2020, 23:17 | #22 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Yaprak bitlerinin saldırdığı yaprakları buruşup kalmıştı biberimin. Bitlerin hakkından geldikten sonra belki düzelirler diye dokunmadım, bir süre bekledim. Baktım düzelecekleri yok, kopardım hasarlı yaprakları. Büyümesi hızlandı, güzelleşti sanki canlandı. Bunu görünce cesarete geldim salatalığa da giriştim. Videolardan izlediğim kadarıyla aynı yerlerden koparmaya çalıştım çiçekleri, hasarlı yaprakları da aldım elim değmişken. Sadeleştirdik onu da. Önceki büyüttüklerim şiddetli rüzgarla başa çıkamıyorlardı, bu sefer yeterince güçlenirler umarım. Aşağıdaki resimde ne görüyorsunuz? Sağda roka, ortada tere, solda semizotu var büyüteçle bakınca görünüyorlar. Hani arsızdı bunlar, nereye eksem kısa sürede büyür giderlerdi? Belki de birlikte ekilebilecek bitkiler başlığını okumam lazım. Bu tohumları Türkiye'den almıştım, belki de kalitesiz tohumlar. Mart gibi ekmiştim, havalar hazirana kadar ısınmadı, belki sorun o. Bir şeyler yanlış ama bilmiyorum. Yeşillik yemeyi seven bir insan değilim, denemelik ekmiştim zaten. Sulamaya devam, büyürlerse de ölürlerse de artık |
19-06-2020, 07:50 | #23 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-04-2020
Şehir: Çanakkale / Bayramiç
Mesajlar: 154
|
Günaydın, En alttan ikinci resimde gözüken saksıda 1 yetişkin adayı 4 tanede yavru salatalık var.Benim tavsiyem diğer 4 taneyi ayrı ayrı saksılara alarak ayırmanız. Çünkü birden gelişim başlıyacak ve siz geç kalmış olacaksınız.Köklere zarar vermeden ve ekerken de çok sıkıştırmadan. Bir de sakın ilk çiçek ve meyveleri koparmaya çekinmeyin çünkü ileride çok daha güzelliklerle karşılaşacaksınız. Daha ilerki safhalardada en alttaki yaşlı yaprakları ve aralardan havalanması için koltukları almayı unutmayın. |
19-06-2020, 17:21 | #24 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Alıntı:
Diğer fideleri 5 ya da 10 litrelik su şişelerine taşımayı düşünüyorum. Kökleri zarar görmesin diye su kaplarının etrafını bir şeylerle kaplayacağım. 15-20 tane 30-40 litrelik saksı var halihazırda ama bir o kadar da çeşit var ektiğim, yer kalmayınca hepsini böyle alt alta üst üste dikiyorum. Evde başka saksı koyacak alan da yok. Bu arkadaş bir süredir terasın korkuluklarına ağını yapıyor, ben de sesimi çıkarmıyordum. Hem böcekleri de yakalıyor, bana yardımcı oluyor, daha ne olsun. İkidir koltukların arasına ağ örüyor. Bu sefer attım evden artık, kendi kaşındı, efendi efendi dursaydı yerinde ellemiyordum. Çözüm bulmam gereken konulardan biri de kırmızı biberlerim. Kışın paketlerini açtığım için baharda hepsini ektim. Sonraya kalırsa belki heba olurlar diye düşündüm. Böyle de hepsi büyüyor, çok sayıda saksı ihtiyacım olacak gibi. En kötü ihtimal iyi semrilenleri bırakıp diğerlerini atacağım ne kadar üzülsem de. Ektiğim bir diğer haylazlar grubu da bu arkadaşlar. Yine tamamı Türkiye'den aldığım soldakiler kekik, ortadakiler nane, sağdakiler fesleğen. Kendimce aromalı koku saksısı yaptım ama ektiğim onca tohumdan çıkan 3-5 tanesi oldu. Doğru düzgün büyümeden ekmek elden su gölden yaşıyorlar bakalım. Aslında biraz da ben sabırsızlık yapmaya başladım haksızlık ediyorum sanırım bitkilere. Tam limonların da resmini koyup size şikayet edecektim ki önceki yoğurt kabında çimlendikleri halleri aklıma geldi. Doğal ortamlarından uzak ufacık saksılarda yine iyi büyüyüp gidiyorlar. |
|
19-06-2020, 17:49 | #25 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Son mesajlarda yakınmalarımdan da anlayacağınız gibi zaman içerisinde yer sıkıntısı başgöstermeye başladı. Başta hatunun dediğim balkonu da işgal ettim, ilk mesajda fotoğraflarını paylaşmıştım boştu. Son hal böyle. Daha da sıkıştırmak istemiyorum, nefes alacak alan olsun. Terası saksılarla çevreleme planım olmadı. Yanda ızgara gibi görünen yerlerde klima üniteleri var. Çok sıcak hava üfürüp öldürebilir diye düşündüm bitkileri, vazgeçtim. Bayağı saksı ve alan kaybı oldu o sebeple, 6 saksı eksildi ilk planladığıma göre. Mısırlardan vaz mı geçsem diye düşünüyordum, evde mantıklı gelmedi. Ama forumda araştırınca bazı videolara denk geldim. Adamlar benim saksılardan bile daha küçüklerinde koca koca mısırlar yetiştirmişler, gaza geldim gittiği kadar büyüteceğim. Kız arkadaşım şu bitkiyi yetiştirmeye çalışıyor. Yeşil soğan mı dedim, değil diyor. Bir türlü kalınlaştıramadık. İnce uzayıp gidiyor. Yeşil soğanla benzerdir dedim, biraz araştırdım ama bulamadım neyi yanlış yapıyoruz |
13-08-2020, 00:39 | #26 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
İşlerim yoğunlaştı tekrardan bahçeye fazla zaman ayıramıyorum. Zaten haberler de pek iyi değil. Bu sene rüzgardan kafamızı kaldıramadık. İlk ekimi yaptığım marttan sonra da soğuklar uzun süre devam etti bulunduğum bölgede. Kanije savunmasına devam ettik. Örtünün altında bir yandan güneşten kavruldu bitkilerim, bir taraftan rüzgarla dayak yediler. Biber gidici gibi. Normal salatalık diye ektiklerim kornişon çıktı. Çoğu çiçek dökülüyor, arada tek tük böyle meyve veriyor. Nihayet domatesler de salatalığa ayak uydurdu ve çiçek açtı. Sarı biberlerde de bir hareketlilik var ama ilk çıkan çiçek kısa sürede döküldü. |
13-08-2020, 01:16 | #27 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Neyse, gelelim asıl meseleye. Yaprak bitleriyle başlayan sene beyaz sinekler ve yeşil kurtla devam etti. Salatalığa neyin dadandığını daha bulamadım bile. Domates yapraklarında oluşan delikleri önemsemedim. Bakındım bir zararlı göremedim, kendi hallerine bıraktım öyle. Sonuç: Bunları tek tek öldürüyorum ama zaten 5-6 tane domates oluştu, üçünü yediler bile. Zirai ilaç kullanmadan ne yapılabilir bakacağım, sanırım uğur böceği en doğal çözüm. Nereden bulacağım bilmiyorum. Kız arkadaşımın yubese dediği bizde olmayan bir bitki var. Çok güzel yetişip gidiyorlardı, ta ki beyaz sinekle tanışana kadar. Onların da yapraklar delik deşik. Forumda gördüğüm bir videodaki yöntemi uyguladım. Sarı bir poşete kızartmadan artan yağı sürüp koydum saksının kenarına. Mantık basit. Sarı renk bu böceklerin ilgisini çekiyor, gelip konuyorlar, sonra yağa yapışıp tekrar uçamıyorlar. %80-90 azalttı ama bitirmedi sinekleri. Tek tesellim diğer saksılara geçmemiş olmaları. Makro çekim yapmadan göstermek zor ama fikir vermesi için: Su salatalıkları da bu işlerden nasibini aldı ama daha kaynağını bulamadım onun derdinin. Bakalım hangi zararlıyla mücadele edeceğiz. Marul olmadı bir türlü, tek bir tanesi büyümeye başladı ama sanırım direk güneş ışığı aldığı için yaprakları yanmaya başladı onun da. Tahmin ediyorum bütün yeşilliklerde(marul, maydanoz, tere, roka, semizotu, nane, fesleğen, kekik) başarısız olmamın sebebi direk güneş alan üst katta olmaları. Alt katta olsa büyük ihtimal hepsi büyüyüp gidecekti. Forumdan @Zeki Yağlı'nın konusu var tohumdan bitki yetiştirmeyle ilgili. En başta kullanılacak toprağın fırında ısıtılmasını, bu sayede içlerinde olabilecek zararlıların baştan etkisiz hale gelmesini öneriyor. Ben çok önemli bu adımı atladım. Tahminim şu anda boğuştuğum envai çeşit haşere kullandığım topraktan geliyor. İyi ders oldu. Durumlar böyle. Bayağı heves kırıcı bir yaz oldu, eylülde tekrar ekimler yapıp şansımı deneyeceğim. |
13-08-2020, 08:41 | #28 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Bugün işler yoğun. Sabah erken evden çıkmadan bitkilerime bir göz atmak istedim. Salatalıkların belalısıyla da tanışmış olduk böylece. Domatestekinin aynısı ya da benzeri kurtlar. Yeşil renkte oldukları için fark edilmeleri zor oluyor. Elime büyüteç alıp tekrar kontrol edeyim dedim, hemen hemen serçe parmağımın yarısı kadar bir tanesi, büyütece ne gerek var! Neredeyse her yaprağın altında 1 tane irili ufaklı buldum. Sonra yandaki marul saksısında da gördüm. Yani bizim tarlayı istila etmiş bunlar. Bulduklarımı öldürdüm. İnternette bulduğum videolarda suya atın ölürler diyor, ben direk ezerek öldürdüm. En kısa zamanda bir çözüm üretemezsem beni de yerler bu kurtlar. İzlediğim videoda bitkiye sabunlu su püskürtürseniz ortaya çıkarlar diyorlardı. Direk zirai ilaca yönelmeden önce onu denerim belki... Edit: Daha ilaç kullanmadan her bulduğumu imha ederek bayağı azalttım gibi zararlıları. Bu sabah şöyle hızlıca göz attığımda hiç kurt veya beyaz sinek görmedim. Tabi bıraktıkları yumurtaları bilemiyorum. Yine biberlerime dadandılar yaprak bitleri, geçen seferkiler yeşildi, bunlar beyaz. Onlarla mücadeleye başladım şimdi de. Diğer bitkileri ellemiyorlar, tek dertleri biberlerim. @Meyvelitepe'nin tavsiyesiyle Delfin WG sipariş ettim. Özünde böcekleri hastalandıran, insana zararı olmayan bakterilerden oluşan doğal çözümler bunlar. Fiyat yine benim küçük terasım/balkonum için çok pahalı, 175 lira yarım kilosu. Benim kullanacağım 5-10 gr. ve etkin maddesi içerisindeki mikroorganizmalar olduğu için uzun süre dayanacak bir ürün değil. İnsanlar olarak biraz kendimize haksızlık ediyoruz gibi. Sürekli kendimizi kötülüyoruz ama şu birkaç zararlının 1 haftada yeşilliklerimi getirdikleri hale bakıyorum da biz olmasak sanki dünyada ağaç, bitki nüfusu çoktan yok olmuş olurdu. İnanılmaz gerçekten, 5 saksı komple boşaldı, 3-4 saksıdaki bitkilerim de can çekişiyor, yaşayıp yaşamayacakları belli değil. Daha büyük bir canlı olsa kavga edersin, ya döver ya dayak yersin, canilik edip yavrusunu da uzaklaştırırsın evinden. Bunlara yapacak bir şey de yok gözümün önünde bitkilerimin canına okumalarını izliyorum öyle. Düzenleyen Robinson Crusoe : 15-08-2020 saat 09:49 Neden: Son gelişmeleri ekledim |
22-09-2020, 21:52 | #29 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Delfin WG geldi, uyguladım, hızlı bir şekilde bitti kurtlar. Daha önce de tek tek yakaladıklarımı öldürmüştüm, hiç kalmış mıydı, yumurtaları var mıydı, ne kadar etkili oldu ilaç bilmiyorum ama sonuç olarak sorun çözüldü. Havuç işi olmadı, çoğu kuruyup ölmeye başladı, kalanlar da büyümeyince söktüm, saksıyı boşalttım. Marul da olmadı, en son çiçek falan açıyordu, dersimi aldım. Mısırlar kurudu gitti. Bu fotoğrafta çok anlaşılmasa da yubese dediğimiz bitkiler de öldü, beyaz sinekler canlarına okudular. |
22-09-2020, 22:11 | #30 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 10-05-2020
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 53
|
Peki hiç mi olumlu bir şey olmadı. Oldu tabi. Kurtlardan kurtulunca domatesin meyveleri kızarmaya başladı. Minicik minicikler ama sanırım tohum kalitesiyle de alakalı. Bu sefer benim beceriksizliğim değil gibi. Arkadaşıma vermiştim, bahçeleri var annesi ekti, sonuç onlarda da benzermiş. Yedik o verdiği 1-2 tane domatesi, tadı güzel ama kabuğu çok kalın. 4-5 domates aynı saksıdaydı ama meyve veren tek bir tanesiydi. Diğer biri daha katıldı ona, ama daha koyu yeşil bunun meyvesi. Yer kalmayınca pet şişelere ektiğim biberler vardı. Çiçek açtılar, bir tanesi meyveye dönüştü büyüyüp gidiyor kerata. Pet şişe demişken; uzun süredir kaplamak aklımdaydı kökler ışık almasın diye. Koçtaş'ta normalde mutfakta vs. kaplama yapmak için yapışkanlı kağıtlar vardı, onlardan aldım. Pet şişeleri kaplamak düşündüğümden çok daha zor oldu. Nihayet kağıtların yapışkanlı kısımlarını suyla ıslatarak hallettim. Fena olmadılar gibi, işi görürler. Henüz ekim yapmadım, havalar çok hızlı soğuyacak gibi bu sene. Bir bekleyip karar vereceğim, belki bu kışı pas geçerim. Şimdilik bir saksıya 50 tane diktiğim domates, biber vs. bitkileri boşalan saksılara aktardım, seyrelttim. Sonuç alırsam onları da buraya eklerim. |
Konu Araçları | |
Mod Seç | |
|
|