![]() |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-03-2012
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 1,403
|
Sevgili Fatih, bahsi geçen Japon gülünüze ve Plumerianıza maaşallah, hepsine maaşallah aslında. Plumerianın çiçeği ne kadar da zarif. Ruj çiçeği de çok ilginç, sarmaşık gibi ama aynı zamanda kohleriayı ve hafiften aslanağzını andırıyor çiçekleri. Tömürcek önce Allah'a, sonra size emanet. Okula siz getirip götürürsünüz artık, yol iz bilmez oralarda bit kadar çocuk, zebil olmasın oralarda. Hadi bakayım, uslu uslu el elele tutuşup okula gidin, dışarıdan satılan bir şey alıp yemeyin, simittir, leblebi tozu filan Adam elini yıkadı mı bakalım, değil mi?![]() |
|
|
|
|
|
#3 | ||
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
![]() Tömürcek artık bana emanet. Kardeşim gibi hiç ayrı değil benim gözümde. Yaşıt olmanın verdiği bir ayrıcalıkta var tabi ki ve bu bana daha iyi hissettiriyor. Hani arkadaştan öte kardeş gibi Tömürcek artık bana. Zaten hep öyleydi. ![]() Açıkça söylemek gerekirse şu yaşıma geldim hala bunları düşünürüm: Alıntı:
|
||
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-03-2012
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 1,403
|
Bu aslında cevabını (neredeyse) bildiğimiz bir sorudur - hayır, yıkamadı elbette. Parayı tuttu, simidi tuttu, cebinden para çıkardı, arada gitti çişini yaptı, o ellerle gene simit sattı. O değil de, leblebi tozu artık yok, çok eskilerde kaldı, çok güzeldir tadı - elleri pis satıcıdan alsak da, ama boğazına kaçırmayacaksın yerken. Bir de bunu söylemezsem olmaz: şimdi buna benzer bir şey, sinir olurum. Bulaşık yıkadığı bulaşık süngeriyle tezgahı silerler, bazen kimisi aynı süngerle ocağı siler. Nasıl sinir olurum, herşeyin yeri ayrı, tezgahı- ocağı o süngerle silemezsin! Bir de, bulaşık yıkadığı, elini yıkadığı o mutfak lavabosunda yıkar kimisi yeşillikleri, marulu, taze soğanı filan, o lavabonun içinde! Ne sinir değil mi? Kardeşim al oradan bir leğen, önce bir iki su yıka, akıt, doldur suyu leğene, bas sirke ve tuzla, beklet, bir iki su daha tek tek yıka. Lavabonun içinde yıkamak ne! Küreği vuracaksın ağızlarına bunların. Ve de konuyu derhal kapatayım. |
|
|
|
|
|
#5 | ||
|
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Neyse ki etrafımda böyle kişiler yok. Ama dışarda yerken göz görmeyince gönül katlanıyor mecburen. ![]() Alıntı:
![]() |
||
|
|
|
|
|
#6 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 04-03-2012
Şehir: Sakarya-Denizli
Mesajlar: 2,979
|
Fatihcim okadar aramana gerek yok hoş arasan da bulabilir misin o da şüpheli artık satılmıyor öyle her yerde Vazgeçemediğim lezzetlerden olduğu için bu bayramda bol miktarda leblebi tozu yaptım kendime Havanda döv leblebileri azcıkta şeker at içine işlem tamam sonra ister kısa pipetle ye istersen çay kaşığıyla ama pipetle ayrı bi lezzeti oluyor tabi ki Aslında blendırda denedim ama irili kaldı hoşuma gitmedi, yani havanda dövdüm ama blendır yok zannetme bizde Fatihcim blendırımız var bizim (biz de mikser var ki ) |
|
|
|
|
|
#7 | |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-03-2012
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 1,403
|
Alıntı:
Evde de yapılabilr havanda, ama dışarıdan pis satıcıdan alınan daha lezzetli olurdu Ayrıca küçük çocuk olmak gerek onu sevmek için, hiç yememiş insana garip gelebilir. Ayrıca pipetle deneme bence, boğazına kaçar. Gerçi o minik poşetleri kafamıza da diktiğimiz olurdu. Bir de lacivert kova gibi bir şey de sözde dondurma satan bir adam vardı, külaha beyaz top gibi bir şey koyardı kaşıkla ama ondan hiç yemedim sanırım. Sen şimdi o lacivert kovalı adamı da biliyorum deme bana!![]() Dip not: leblebi tozuna aynı zamanda kavut deniyordu galiba. Dibin dibi not: Fatih, dışarıda artık satıldığını sanmıyorum, bulamazsınız. Evde havanda iyice toz haline gelecek şekilde, un gibi dövüp toz şeker ekleyip biraz daha dövün. Belki seversiniz. |
|
|
|
|
|
|
#8 |
|
Ağaç Dostu
|
Benim de çocukluğumun olmazsa olmazlarındandır leblebi tozu. Hele köpük helva ile karıştırınca mükemmel olur. Bazen rast gelir, pazarda köpük helva bulurum. O zaman hemen güzel bir leblebi alıp, rondoda çekiyorum. Oluyor sana leblebi tozu... Boğula boğula ye![]() |
|
|
|
![]() |
|
|