Şeytan diyor ki, işi gucu birak git Ismail Kuzucu'nun yanina 1 yil yaninda bedava calis, işi ogren. Sonrada gel bu gurbet ellerde bu işi yap.....

Ama olmuyor iste:D

Bizim bu bölgede (Antalya ve civarı) daha hassas bitkiler için; bilhassa kesme çiçekçiler melasın soğuklardan koruyucu olduğunu söylüyorlar ve bu mevsimde (sulama esnasında bir dolu bir boş) melas verdiklerini, melas verdikleri yerin soğuktan etkilenmediği bilakis daha iyi gelişme gösterdiğini vermedikleri tarafın soğuktan sarsıldığını söylüyorlardı.

İşin garibi besiciler de hayvanları için (Büyük başlarda kaba yeme %15 Küçük başlara % 7,5 oranında veriyorlarmış) aynı şeyi söylüyorlar ve kış gelince melas satışlarında olağan üstü bir satış gözlemliyoruz.

Çok sağolun sayın ibocandan, o konuda bir sıkıntımız var zaten. :) Neyse ki yanlız değiliz. :dilli:

Melasın içeriğindeki potasyum bunun nedeni olabilir. Oranları hammaddeler sitesinden aldım.

Protein % 4,0 Kuru madde miktarı % 72,0 Kalsiyum % 0,9 Fosfor % 0,1 Potasyum % 2,5

Bu dönemde damlama ile verilmeyeceği için onu sonraki sezon mutlaka deneceğim. Yapraktan uygulama yapanlar var mı acaba? Su-melas oranı ne şekilde olması gereklidir.

"Bu dönemde damlama ile verilmeyeceği" diye bir şey yok verebilirsiniz, dekara 1 veya 2 litre ile başlayabilirsiniz, elbette bunu pulvarizatörle verecek olursanız oranı dekara 250 grama kadar düşürebilirsiniz, ayrıca içerisine bir miktar deniz yosunu ilave ederek yapraktan uygulayabilirsiniz.

Bitkilerin soğuğa karşı direncini artırdığı için Çiçek ve sebze seralarında özellikle bu dönemde damlamadan veriyorlar . Antalya yöresinde tanıdığınız seracı var ise bu konuda bilgi alabilirsiniz.

Melasın bünyesinde % 46-50 şeker mevcut ve ısının kaynağı da bu olsa gerek, içindeki şekeri parçalaması yani bitkilerin alabileceği forma sokabilmesi için bir miktar sitrik asit vb. katabilirsiniz.

Daha önce melas hakkında bir metin derlemiştim iş yerinde bilgisayarımda bulursam onu eklerim içinde ki makro ve mikro elementlerden söz ediyordu ve bazılarının (bir kısmı bizim laboratuvar sonuçları) oranlarından.

Bir yerlerde bitkileri dondan bünyelerindeki şekerin koruduğunu okumuştum. Melas içlerindeki şeker miktarını arttıryor olabilir. Tabi bilim insanı değilim benimki sadece bir tahmin.

Laboratuvarlarımız da yapılan analiz neticesinde pancar melasında;

Bileşiminde Hidrojen İyonu konsantrasyonu, Azot, Sodyum, Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum, Demir, Mangan, Çinko ve % 43 ila 52,73 oranında şeker bulunduğu ve bünyesinde %80-83 oranında kuru madde olduğu tespit edilmiştir.

İçindeki elementler yıllara ve o günkü üretime göre (+) (-) değişkenlik gösterebileceğini göz önünde bulundurarak, almış olduğunuz melasın aşağıda yazılı elementler ve daha fazlasının oranlarını tespit için daha ayrıntılı analiz yaptırmanızda fayda vardır.

Belli bir fikir verebilmesi açısından elimde ki değerleri vereyim.
2011-2012 sezonu değerleri

Toplam Azot % : 2,05
Na sodyum mg/kg : 6.823
K (Potasyum) mg/kg : 43.230
Ca kalsiyum mg/kg : 7.392
Mg magnezyum mg/kg : 96
Fe demir mg/kg : 106
Mn mangan mg/kg : 19
Zn çinko mg/kg : 38

Inductively Coupled Plasma-Optical Emission Spectrometry (ICP-OES) Metodu ile çalışılmıştır.

2014-2015 sezonu değerleri
Eklenti 590745

Yabancı bir sitede oran olarak 4 litreye 1 çorba kaşığı oran verilip yapraktan uygulanabilir denilmiş.

Sadece melas değilde pekmez türleri üzerinden belirtilmiş. Üzüm pekmezi ve şeker pancarı vb.

Uygulama süresi olarak 2 haftada 1 yeterli oluyormuş. Karışım yapılmaması ve orana dikkat edilmesi gerektiği yazılmış.

Kış aylarında vermek bana kalırsa hiç iyi olmaz. Havalar zaten -3 civarında gidiyor. Bizde sulama ile toprağı nemli hale getirirsek köklerin donmasına yardımcı olmuş oluruz gibime geliyor.

1 çorba kaşığı melasın kaç gram geldiğini bulursan gerisi kolay zor olan bu havalarda yapraktan vermen ne derece sağlıklı olur.

Zaten bir dolu bir boş dememdeki amaç o sulama peryoduydu. Sulamayı mevsimine göre ayarlandığına göre bir dolu bir boş uygulaması geçerli oluyor.
Yapraktan verdiğine asitik asit karıştırabilirsin bazı insektisit ve fungisitler için etkili olabilir. Topraktan verdiğine de her ikisini de karıştırabilirsin.

Sadece nemini sağlamak amaçlı vermen gerektiği zaman verirsin ve havaların iyi seyrettiği zamanı denk getirirsin.

Bunun düşünecek bir durumu yok kendine bir bölüm (5-10 kök) seçersin ve sadece o bölümde uygulamalarını yaparsın.

Ama dediğim gibi geceleri +5° ila 10° arasında seyrettiği günlerde öğleye doğru uygularsın.

Yaz sezonunda 60-70 m² alana 1 su bardağı melası bazen de 2 su bardağını 60 litrelik ilaçlama tankının içine iz elementleri, Deniz yosunu, sıvı leonardit, sitrik asit, fosforik asit vs. hepsini katıp karıştırıyorum veriyorum. Peşinden de 1 tonluk tankım boşalana kadar sulama devam ediyor.

Bunu bir sulamada yaptım sa diğer sulama da yapmıyorum veya 15-20 günde bir veriyorum.

Bu uygulama sebzelerde sorun olmuyor ama güllerde küllemeye sebep olabiliyor.

Sayın Kuzucu kardeşim en sağlıklı ölçü, toprak değerleri ve melas değerlerini önümüze alacağız ve bitkisine göre bir oran belirleyeceğiz, bunun dışında ki ölçüler yaklaşık (deneme yanılma) ölçü oluyor.

Ben hobi amaçlı yaptığım için yaklaşık 60-70 m² bir su bardağı 220-230 gram gibi ( melasın yoğunluğu % 1,20- 1,30 gibi geliyor) kullanıyorum ama bu işi ciddi bir şekilde yapıyorsanız değerleri bilerek yaparsanız daha isabetli olur ve daha iyi netice alırsınız.

Antalya'dan gelen çiftçilere soruyorum her biri değişik cevaplar veriyor, dekara 1-2-3-4 hatta 5 litreye kadar çıkıyor, ölçü hakkında kimse kimseye sağlıklı bilgi vermiyor sır gibi saklıyorlar. Hatta ne kullandıklarını bile söylemeyenler varmış. :)

Topraktan uygulamada sorun olmaz gibime geliyor, çünkü değerler çok yüksek değil.

1 dönüme 10 kg verilse;
200 gr azot
300 gr potasyum
50 gr kalsiyum

gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.

Yapraktan uygulama için değişik sitelerden bilgi topluyorum. Mesela crop ile karışım yapılmış, bitki yaprakları siyah olup gitmiş. Gübre içeriği fazla olunca değişik tepkimeler veriyor sanırım.

Dozunu kaçırmadığınız sürece kesinlikle iyi sonuç alırsınız. dönüme 10 kg verildiğini hiç duymadım.

Yukarıda da belirttiğim gibi en fazla 5 kg diyen oldu, uygulamalarda içine sitrik asit, nitrik asit, fosforik asit hümik fulvik asit verildiğini biliyorum bu konuda benimde uygulamalarım olduğunu yazmıştım.

Bunların hepsini birden karıştırdığım da oldu değişik zamanlarda sadece Kalsiyum ilave ederek yapraktan ve suyla uyguladığımda oldu.

Yine İz elementlerini ilave ederek uyguladığım da oldu.

Bilhassa fasulyede öneri de bulunduğum yaka köyü muhtarı İbrahim Deniz'in;(sanki tanıyorsunuz da :D ) Melas, Asitik asit ve sitrik asit karışımından yüksek verim aldıkları için bana özel olarak teşekkür ettiklerini söyleyebilirim.

Dekara 10 kg fazla gibi duruyor risk etmemek lazım ama küçük bir alanda uygulayabilirsiniz.

Dekara 10 kg uyguladığınızı düşünelim nakliye ve işçilik vs giderleri hariç maliyeti 10 kg/TL 4,48 olur, oysa piyasada aynı miktarın içine %50-%100 arasında su ilave ederek bir takım asitler ilave yaparak 10 kglık bidonu nu 25 TL ve üzerine satıyorlar.

İçine ne katarsanız katın her sulama suyuna toprağın ve suyun pH nı bitkinin isteği doğrultusunda düzenleyecek bir ilave gereklidir diye düşünüyorum.

Demir ile kalsiyumun bir arada verilmeyeceği hakkında bir duyumum var.

İnsanda bile "demir ve kalsiyum bir arada almayın Kalsiyum demirin emilimini engelliyor" diyor doktorlar.

Mesajı okuyup 10 kg veren olmasında, ben sadece gübre miktarları kolay olsun diye örnek verdim.

Amaç zaten sadece bu ürünü kullanmak olmamalı. Kompost, hayvan gübresi, çaylar ile destekleme gerekli.

Gerisi olacak ise (Ki olmasa yaygın kullanımı olmaz.) 3-5 hesabını hiç yapmam. :) Bu kadar ayrıntılı hesap yapılırsa zaten illa aksilikler çıkıp ek masraflar çıkar.

Her türlü gübre kullanırken bilgi almak şart, ziraat mühendisleri bu yüzden. Onlar bahçelere gelmese bile yanlarına gidip konuşmak gerekli. Veya gübre firmalarındaki mühendislerden fikir alınmalı.

Hiç bilgi almadığımız için toprağa her zaman azot, fosfor, potasyum veririz. Çoğu üretici diğer elementleri bilmez bile, malesef bu da bir gerçek.

Melas üzerinde durmam da ki gaye tamamen organik ve sun-i gübreye olan bağımlılığı neredeyse tamamen ortadan kaldırıyor 4 yıldır sun-i gübre kullanmadım.

Üstelik Sun-i gübreden çok daha ucuza geldiği için işletmenin gübre maliyetlerini düşürüyor ve de toprağın yapısını bozmadığı gibi daha da zenginleştiriyor.

En güzel tarafı da bir bitkinin ihtiyaç duyacağı, neredeyse her türlü makro ve mikro elementleri bünyesinde barındırması.

Antalya yöresinde nar, muz, portakal, mandalina vs bahçeleri, çiçek seraları ve sebzeciliğin her türünde(açık - kapalı) ve sebze çeşidinde kullanılmaktadır.

Bu soğuk havada daha ne olsun..

http://www.youtube.com/watch?v=fHmIWVvHFdU

Ekran koruyucu gibi olmuş bu; içinde, üstünde, kenarında bir şey yok mu bunun, boşuna mı yanıyor. :)

Sobanın sadece üst kabağı normal, geri kalan kısımları yan sanayi. :) Odunların konulduğu yer çay makinesinden, küllerin döküldüğü alan ise yemek kabının kapağından yapılma.

http://www.agaclar.net/forum/attachm...5-img_2075.jpg

sevgihoca; Valla birşey anladıysam ne olayım:rolleyes:

Mücevher Çalısı; Aynen katılıyorum:o

Alın benden de o kadar. Hem benim sobayla işim yok ki, adam demiş ya "yediğin içtiğin senin olsun gezip gördüğünü anlat", benim ki tam tersi işte, neden yapılmış, nerede duruyor önemli değil; sobanın üzerinde kestane mi var, içinde patates mi közleniyor, kenarında hamur mu kabarıyor...

Sobanın fotoğrafıda yok ki anlatayım. :p Üst kapağı hariç diğer parçaları değişik malzemelerden yapılma.

Kestane almak lazım iyide gider bu havalarda. :)

Bahane mi bu şimdi? :rolleyes: Bir fotoğrafını çekiverin işte, hep beraber huzura kavuşalım :D

Üst kapağını da başka parçalarını da göremiyoruz, hayal gücümüz alev renginden öte bir şey algılayamıyor maalesef :D

:D

Bu arada alıntılayınca yazıda ilaveler çıktı, ilaveleri mi hissetti benim bilgisayar ne. :p

İsmail kardeşim bırak gece gece sobayla uğraşma, gündüzün şerri gecenin hayrından iyidir, kapağıydı, bacasıydı derken Allah muhafaza sakatlık çıkmasın, yarın sabah çekersin, sanırım 8-10 saat daha huzura ermeden dayanabiliriz.

Eklenti 591053

Eklenti 591054

Hava durumunda -9 derecelik bir değer veriyordu, neredeyse tutmuş. Seranın bir özelliği kalmamış, marullar gitmiş desemde öğlen saatlerinde düzeldiler.

Eklenti 591155

Eklenti 591156

Eklenti 591157

Eklenti 591162

Eklenti 591163

Dışarıdaki marullar..

Eklenti 591158

Eklenti 591159

Eklenti 591160

Eklenti 591161

Umarım hava daha fazla soğumaz Sn İsmail. Dışardaki marulların durumu ne. Onlarda düzeldiler mi?yoksa donmuşlar mı? Öyle çok emek verdiniz ki üzülmemek elde değil:(. Geçmiş olsun.

Sağolun sn aleydi, bu kadar etkili olacağını hiç düşünmemiştim. Çok şükür şuanlık bir hasar yok gibi.

Eklenti 591192

Eklenti 591193

Eklenti 591194

Eklenti 591195

Göbekli marul olsaydılar hepsi haşlanırdı. Açık marullar soğuklara daha dayanıklı, göbekliler de sarana kadar, sardıktan sonra donduğu zaman çözülmesi uzun sürüyor hücreler patlıyor size de yanmış göbekler kalıyor.

Marulu etkileceyecek kadar soğuk olmamıştır diye düşünmüştüm ama durum o şekilde değilmiş.

Aramızda neredeyse çok fark olmayan şehire yakın olan bir bahçede olan 70.000 adet maru vardı. Onların hepsi donmuş. Üzerlerine birde don örtüsü çekmişlerdi.

Üreticinin işi zor, havalar birden değişiyor. Dün sabah hava -3 dereceydi bu sabah ise 12 derece..

Tahminim;
Don örtüsünde yeterli havalandırma olmayacağı için içerideki nem oranını hat safhaya çıkarmıştır ve bu da bitkilerin hissedecekleri soğuğun şiddetini artırmıştır.

Örtünün nemi hapsetme gibi bir özelliği yok, aksine hava geçirgenliği olan elyaf kumaşlardan üretimi yapılıyor. (1m2lik alandaki ağırlığı 17 gr - 120 gr arası.)

Öğrenecek daha çok şeyimiz var, bunu da sizden öğrenmiş olduk.
Don örtüsü olarak normal sera naylonu gibi bir şey düşünmüştüm.
Teşekkürler...

Bugün sera için tekrardan boru aldık. Bu boruları kesip yarın ustaya götüreceğim. Somun kaynatılarak bağlantı noktaları oluşturulacak. Böylece tüm sistem kolayca takılıp sökülebilecek.

Kısmet olursa haftaya perde ve örtü işlemi hariç diğer kısımlar tamamlanacak gibi. Hıyar ekimi için son 90 günümüz var.

Ek olarak fideler için 5X26 metrelik bir sera daha yapmayı düşünüyorum. En 5 metre, yükseklik 2,50 metre, tek çemberdeki boru uzunluğu 8,50 metre. Ayaklarını hazırladım, bu seranın mart ayına kadar bitmesi gerekli.

Baharlık marul ekimi.. (Normalde küçük fotoğrafları gözüm götürmediği için silerdim ama bu sefer silmeyeceğim. :D)

Eklenti 591787

Eklenti 591788

Eklenti 591789

Eklenti 591790

Eklenti 591791

Büyük boyutlar facebook sayfasında mevcuttur. https://www.facebook.com/gelecektari...74532489430836

hayırlı olsun sistemi kurmuşsunuz.

ÖNERİ:
Bağlantı noktalarını bizim daha önce yaptığımız gibi somunsuz vidasız yapabilirsiniz.

Eklenti 591815

Aşağıya bir resim çizmeye çalıştım.

Eklenti 591814

Bu metodla sökme takma işlemleri daha basitleşiyor aynı zamanda somun vida sisteminde ki paslanmadan oluşan sıkıntılar ortadan kalkmış oluyor.

Bu şekilde 2 sorun ortaya çıkıyor. :) Bizde yanlarda yere paralel bu şekilde bağlantı boruları yok. Boruların ara mesafesi 175 cm olduğu için ip ve demir kullanmayacağız. Sadece en üst orta kısımda destek borusu var.

Diğer sorun ise daha önemli olan kısmı. Bu giren borular sabitlenmez ise rüzgar 2-3 cm bile boruları yukarı kaldırsa sera örtüsü yırtılır. Çünkü örtü tek parça olarak toprağa gömülü değil. Üst ve yanlar ayrı parça olarak duruyor.

Bu sistemi tünel serada denemiştik, rüzgar serayı yukarı kaldırıp boruları yamultunca ek yerlerinden kaynak yapmak zorunda kaldık. Bulunduğumuz yer tamamen açık olan bir yer.

Sayın Kuzucu fideleri nerden temin ediyorsunuz sabit bi firmanız varmı...Fiyatları nedir?Hangi cinsi neden tercih ettiniz? Teşekkürler şimdiden...