agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Üyelerin Bahçeleri (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/)
-   -   tturt / Bahçe (https://www.agaclar.net/forum/uyelerin-bahceleri/17476.htm)

tturt 31-10-2009 22:16

2 Eklenti(ler)
Frenk üzümü seneye meyve verirmi bilmiyorum. durumu iyi gözüküyor.

tturt 31-10-2009 22:18

2 Eklenti(ler)
Aynı şekilde bektaşi üzümü de meyve verirmi bilmiyorum, biraz küçük gözüküyor.

tturt 31-10-2009 22:22

1 Eklenti(ler)
Goji Berry'nin durumuda güzel inşallah seneye ilk meyvelerini yiyebilirim.

tturt 01-11-2009 09:17

2 Eklenti(ler)
Passiflora hızla büyümeye ve sarmaya devam ediyor.

tturt 04-11-2009 19:50

2 Eklenti(ler)
Kamelyanın bu ay içinde çiçeklerini açması gerekiyor.

tturt 28-11-2009 09:46

1 Eklenti(ler)
Dün Sapancada yaklaşık 6 saat kaldım. İnanın hiç oturmadan işleri halletmeye çalıştım. Sonbahar tüm etkisini göstermiş yapraklar her yerde, bahçe bakımsız her tarafta yabani otlar. Artık Nisan sonu Mart başı başlayacak serüvende her taraf temizlenecek ve yeni sezona hazırlanacak. Dün ilk gülleri budadım, çelik almayı düşündüğüm bazı gülleri de budamakla birlikte Şubat sonunda çelik alınacak kadar da bıraktım bazı arkadaşlarıma sözüm var. Sonra bazı meyve ağaçlarını hem boydan hemde ağacın iç bölgelerine güneş ışınlarının girmesini engelleyip diğer dallara gölge yapan küçük dalcıkları budadım. Bana buradaki yaşlılar ceviz ağacı ve İncir ağacı budanmaz demişlerdi. Ben mecburen bodur ceviz ağacının yan iki dalını budadım. Aslında yara mağcunu sürmem gerekiyordu, baktım biraz katı ısıtmam gerekiyordu en son onu yapayım dedim sonrada unuttum. Umarım sıkıntı doğurmaz. Ayrıca kırmızı acer ağacı ile sarmaşık gül arasına soğanlı bitkiler için bir yer yaptım. bazı soğanları ayırdım. Ardiyenin elden geçmesi gerekiyor ancak şubat sonunda bakabileceğim. Ardiyenin karışıklığından lale soğanlarını bulamadım. Sonradan da bu sene için lale soğanı ekmekten vaz geçtim sökümü en erken mayıs ayını bulacağından Mart ayında ekmem gereken soğanlara gene yer kalmayacaktı o yüzden lale soğanından vaz geçtim, eğer gidebilirsem Ocak ayında lale soğanları için bahçe duvarları dışında bir yer yapmayı düşünüyorum. Gidemezsem seneye dikeceğim. Sabah sefası tohumlarından bir miktar alıp kalanları da söküp attım. Son olarak da yer elmalarının hasadını yapıp, gelecek sene için yer elması kabuklarını toprağa diktim.
Fırsat buldukça fotoğraf koyup açıklama yapacağım.
Bahçeden bir görüntü

tturt 28-11-2009 10:02

4 Eklenti(ler)
Budanan güllerden bazı fotoğraflar.

tturt 28-11-2009 10:35

5 Eklenti(ler)
Gül bahçesinin budama sonrası durumu

tturt 28-11-2009 11:12

2 Eklenti(ler)
SIKLAMEN'in durumu gayet güzel. siteye her hafta sonu gelen komşumuza hediye ettik bu güzelliğin keyfini sürsün diye.

tturt 28-11-2009 11:45

4 Eklenti(ler)
Açelyanında durumu iyi gözüküyor.

tturt 28-11-2009 11:57

1 Eklenti(ler)
Ağaç hatmi yapraklarını tamamen dökmüş.

tturt 28-11-2009 12:06

1 Eklenti(ler)
Aynı şekilde oya ağacı da tüm yapraklarını dökmüş.

tturt 28-11-2009 12:23

3 Eklenti(ler)
Manolya yaprak döküp, tomurcuklanmaya devam ediyor. Mart-Nisan aylarında güzelliklerini sunacak.

tturt 28-11-2009 12:30

4 Eklenti(ler)
Limonun durumu gayet iyi görünüyor. Limonlar sararmaya başlamış

tturt 28-11-2009 12:40

1 Eklenti(ler)
Hicaz Narı'nın durumu gayet iyi gözüküyor. büyümeye filizlenmeye devam ediyor.

tturt 28-11-2009 16:46

3 Eklenti(ler)
Sakız sardunyaların durumu iyi gözüküyordu onları budayıp üzerlerine kırmızı acer'in solmuş yapraklarından koydum kışı geçirmelerine yardımcı olsun diye.

tturt 28-11-2009 21:35

1 Eklenti(ler)
Saksıda cosmos açmaya yeni başlamış

tturt 28-11-2009 21:45

2 Eklenti(ler)
Kamelya henüz açmadı geçen sene bu zamanlarda açmıştı. Aralık ya da Ocak ayında açarmı bilemiyorum.

tturt 28-11-2009 21:53

1 Eklenti(ler)
Amaryllis Belladonna (Pembe Trompetler) bu sene bol yaprak vermesine rağmen, çiçek açmadı bilmiyorum soğan büyüklüğündenmi yoksa yerindenmi bilmiyorum. Umarım seneye açar.

tturt 28-11-2009 21:57

1 Eklenti(ler)
Arap yasemini iyice dolgunlaştı mayıs - haziran ayında harika olup mis gibi kokacak inşallah.

tturt 28-11-2009 22:05

2 Eklenti(ler)
Mis kokulu iri çiçekli sarmaşık gülümüz bu sene çok gelişti. Seneye mayıs - haziran ayında üzeri kırmızı gülleri ile dolacak. Yalnız baharda ferforje demirle o bölgeyi sardıracak bir şeyler yapmamız gerekiyor. Son gittiğimde üzerinde açmış tek gülü vardı kokusunu özlemiş bol bol kokladım.

tturt 28-11-2009 22:13

4 Eklenti(ler)
Soğanlı bitkiler için yaptığımız yeni yer. Önceki ve yapıldıktan sonraki hali.

epsody 26-12-2009 05:37

Malç ile toprağın organikleşme bağlantısı


Arkadaşım tturt, toprağın organik yapısı hasattan sonra eksilme göstereceğinden, yerine tekrar takviye edilerek yapılacak işlerin başında hasat artıkları, ağaç dallarının öğütülmesinden elde edilen organik mataryeller vede oluşturulan kompostun harmanlanarak oluşturulan malç malzemesinin öncelikle ağaç izdüşümü ile bahçenin ekim yapılan alanlara serilmesini mütakip, toprak yapısındaki organik yapının ne aşamalar içinden geçerek toprağa sağladığı değerleri incelediğinde, malç örtü malzemesinin etkileri şöyle özetlenebilir, malçın altında kalan topraklarda kışın şartlarının menfi etkileri faunanın lehinde olarak canlılık kazanarak, malç ile beraberinde ilave edilen gübre ve toprak için mineral düzeleyicilerin, toprak canlıları ve başta solucanlar tarafından işlenmesi sağlanır.

Malç malzemesinin çürüme ile parçalaması tamamlamamış kısımları mikroorganizmalar tarafından işlenirken oluşan enerji ile oksidasyon işlemi srasında toprağımıza düşmüş yabani ot tohumlarıda baskılanarak toprağımıza organik kazanımlara geçerek otlanmadan da kurtulumuş olacaktır.

Ayrışma fazına giren bu mataryeller topraklarımızdaki solucan populasyonlarının besin zincirinine katılarak solucanların beslenmelerini mütakip solucan nüfusunun artmasıylada organik atıkların işlenmesi yeni bir boyuta girerek dışkılarında solcan gübresinin oluşumuyla içeriği zengin enzimler besin eriyikleri ile topraklarımızın organik özelikleri maksimum seviyeye ulaşacaktır.

Malç malzemesi olrak samanda kullanılabilir yanlız malç malzemesinin ağaç gövdelerine temas etmemesi gerekmektedir, bahçenizin her daim güzellikler sergilemesi dileğimle, sevgiyle kalın.

epsody 28-12-2009 11:40

Zehirli mücadele yerine Allelopatik etki.
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi tturt (Mesaj 553047)
Sayın Mustafa Dumlu,

Haklısınız çıkan ayrık otlarını tek tek temizlemek lazım geçen sene eşim bebeğimizle ilgilendiği için bende diğer işlerden zaman ayıramadım. Mart ayında kimyasal takviyesi yapıp, daha sonrada ayrık otları toplayacağız. Baktı sıkıntı devam ediyor Eylül ayında ya tohumdan yeni çimleme yapacağız ya da hazır çim uygulaması.

Arkadaşlar Allelopati demek bitkilerinde kendilerine göre kardeş veya düşman diyebileceğimiz etkileşimlerle, kimyasal yöntem yerine doğal bu yöntemin nasıl işlediğini takip edersek topraklarımızı zehirlerle kirletmeden yabani otlarla mücadelemizi sürdürüp ekonomik değerler kazandığımız gibi, zamanda kaybetmemiş oluruz, sizin sorununuz ayrık otu olduğuna göre bahçenize kışlık turp ekerek çözüm getirebilirsiniz.

uzman16 28-12-2009 14:28

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi epsody (Mesaj 553119)
Arkadaşlar Allelopati demek bitkilerinde kendilerine göre kardeş veya düşman diyebileceğimiz etkileşimlerle, kimyasal yöntem yerine doğal bu yöntemin nasıl işlediğini takip edersek topraklarımızı zehirlerle kirletmeden yabani otlarla mücadelemizi sürdürüp ekonomik değerler kazandığımız gibi, zamanda kaybetmemiş oluruz, sizin sorununuz ayrık otu olduğuna göre bahçenize kışlık turp ekerek çözüm getirebilirsiniz.

Sn epsody,
Yeşil çim alanda bu uygulamayı nasıl yapacağız? Kışlık turp ayrık otunu nasıl engelliyor?
Bu konuda ayrı bir başlık var. Bildiğiniz diğer bitkileri de o başlığa yazar mısınız?

epsody 29-12-2009 09:44

Bahçelerde ayrık otu mücadelesi.
 
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi tturt (Mesaj 553445)
Sayın Epsody,

Kışlık Turp'u çim alanamı yoksa yakınında biryeremi dikmek gerekiyor. Sayın Uzman16'nın linkini verdiği sitede fara kulağı örneği var fakat fare kulağıda basılmaya karşı hassas diye biliyorum. Herhalde eniden cim ekeceğim öyle görünüyor. Olmazsa Mart sonu gibi bazı bölgeleri tamamen temizleyip yama uygulaması yapayım.

Arkadaşlar ayrık otuna karşı turp'un etkilerini ben geliboludaki köylülerle olan muhabbetlerimiz sırasında bahçelerde kanyaş'a karşı turp'un ekilmesi öneriliyordu, bende kendi bahçemde ayrık otundan bahsedince içlerinden yaşlı ve tecrübeli birisi çıkarak, turp ekersen ayrık otunda da, etki salıyacağını çümkü kaynaşın ayrık otunun daha güçlü olduğunu belirterek ayık otunu da hayde hayde işini bitirir demişlerdi.

Yanlız sizin alanlarınızda çim ekili olduğundan turbu ekmek zor olabilir, ama benim düşüncem çimi kaldırma zahmetine girmeden, ayrık otunun olduğu yerlerdeki ayrıklar, elle sökülerek yerlerine turp ekilirse bu duruma çare olabilir kanaatideyim.

Ektiğiniz turplar yetişince, turp'un köklerinden salgılanan enzimler bahçe toprağına yayılınca bu enzimler ayrık otuna karşı toksin etkisi gösterecek ve ayrıkla mücadeleniz bitecektir.

Turpların yerlerine tekrar çim ekerek bozulan çim dokusu düzeltilebilir.

Ayrıca internet ortamında yaptığım araştırmalarda turp ekstratlarınında aynı etkiyi sağlıyacak doğal bir yöntem olduğundan bahseden kaynaklarada rastladım, fakat bu ekestratların hazırlanışlarına değinen araştırma imkanım olmadı.

Köklü bir araştıma ile edinilen bilgilerle çalışma yapılarak, doğal ev yapımı ekstratların yapılabileceği umutlar edindim, sizlerde bu alandaki araştırmalara zaman ayırırsanız başarılı sonuçlar çıkaracağıma incancı içindeyim iyi çalışmalar başarılı sonuçlar sizinle olsun.

tturt 01-02-2010 16:49

Aşağıdaki bilgiler ne kadar doğru bilmiyorum burada bulunan konunun uzmanlarının mutlaka söyeleyecekleri vardır. Ben sadece bu yazıyı bilgilenmek amacıyla bahçeme taşımak istedim.

RAF ÖMRÜ
Markete gittiniz.
Yeşil sapları, şık karton kutuları, minik-yeşil etiketleri; Tek renk,
tek ses, tek yürek halleri; Yüksek fiyatlarıyla tezgâhların yıldızı,
kan kırmızı domatesler.
Yediniz mi?
Yiyeceksiniz!
Zira onlar, modern dünyanın gurur kaynakları.
"Tatmin olma" duygusu köreltilmiş, "yeter" sözünü defterinden çoktan
silmiş insan evladının zeka ürünleri onlar.
Onlara şimdi domates diyorlar.
Devasa seralarda, tümüyle bilgisayar kontrolünde, topraksız koşullarda
(su kültürü) yetişiyorlar.
Her birinin köküne birer serum hortumu bağlı, damla damla dökülüyor
azotlar, fosforlar, kalsiyumlar...
Hava mı lazım?
Pompalar var, suyun içine gerektiği kadar hava basıyor.
Güneş mi lazım?
Cıvalı ampuller var, fotosentezi artıran yüksek basınçlı ışık basıyor.
Kuş mu lazım?
Aşk olsun!
Zamanı gelince, salınıyor bambus arıları içeri; Dölleniversinler,
kurda-kuşa muhtaç olmadan..
Çünkü onlar doğanın güvensiz derbederliğine terk edilemeyecek kadar değerliler.
Onlar, öbür dünyaya giderken yanımızda götüreceğimiz yatlar, katlar,
plazmalar, plazalar...
Hala markettesiniz.
Süt içip kemikleri geliştirmek gibi bir inancın peşinde,
dolaşıyorsunuz raflarda.
O, beyaz sıvının içinde protein, vitamin, bir sürü bakteri, mineral
filan olduğunu düşünüyorsunuz.
Nasıl söylemeli, bilmem ki?
Aramızda kalsın ama, onun içinde artık bir şey yok!
İyisi mi bunu size, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Ahmet
Aydın söylesin "Süt sağlıklı bir içecekken, raf ömrünü uzatmak için
pastörizasyon, yüksek ısı uygulaması (UHT) ve homojenizasyonla çok
zararlı bir ürün haline getiriliyor. Bu işlemlerle sütün içindeki tüm
bakterileri öldürülüyor. Pastörizasyon, sütün vitamin ve mineralle
zenginleşmesini engelliyor, sindirim enzimlerini tahrip ediyor, tahrip
olan ve sindirilmeyen protein parçacıkları, bağırsaktan kanımıza
geçiyor, vücut da bunları düşman olarak algılıyor ve bağışıklık
sistemini tahrip ediyor. İnsan vücudu tahrip oluyor ve alerjik
hastalıklara, bağışıklık sistemi hastalıklarına, romatizmal
hastalıklara neden oluyor. Çocuklarda görülen kronik orta kulak
iltihabının altında da süt kullanımı vardır..."
Hadi bunları geçtik bir kalem. Siz o sütü veren ineğin başına
gelenlerden haberdar mısınız?
İnek inek olmaktan çıkalı çok oldu.
Önüne konan her şeyi yiyen, bol hormon ve antibiyotikle ayakta
durabilen, deri kaplı et parçaları onlar.
Günde 100 kilo süt(!) veren inek yaptılar.
Ne demek biliyor musunuz bu?
Market arabasını sürmeye devam.
Üzümleri gördünüz mü?
Sanki bağdan yeni gelmişler. Dip diri, ip iriler.
Nereden geliyor bunlar?
Şili'den.
Şili mi?
Evet!
Kaç gündür buradalar?
3-5 gün oldu.
Düşünün, Şili'nin bir köyünde topluyorlar bunları.
Uzun yolculuklar sonunda bize geliyor. Bir süre bizim manavda
bekliyor.. Alıyorsun eve getiriyorsun, evde de 3-5 gün daha, bana
mısın demiyor.
İyi ama, nasıl?
Şahane şeyler var, adına ilaç diyorlar. Üzümlere verilen bu ilaçlardan
birinin etiketindeki faydaları sayalım mesela:
Dane büyüklüğünü artırır,
Dane ağrılığını artırır,
Dane şeklini daha düzgün olarak değiştirir,
Tam olgunlaşmada bile daneye parlak sarı yeşil rengini verir,
Güçlü üzüm çöpüne rağmen dane sıkıca sapa bağlı kalır. Bu yüzden
yükleme taşıma esnasında danelenme nedeniyle olabilecek kayıplar
azalır,
Dayanıklı ve dirençli kabuk sayesinde hasat ve hasat sonrası
olabilecek yaralanmalar en aza iner, hastalıklara direnç katar,
Kullanım dozu yükseldiğinde sofralık üzümlerde hasadı geciktirir,
Yüksek kalite ve standart sağlar,
Raf ömrü uzar
Daha durun!
Petunya ve karnabahar geni konmuş mısırlardan yapılma cipsleri de yiyeceksiniz.
Geceleri de bahçenizi denizanası geniyle donatılmış buğdaylarla
aydınlatacaksınız.
Diyebilirsiniz ki, "hep olumsuz tarafından bakma, bu gelişmeler olmasa
açlığın önüne geçilemez". İyi ama açlığın nedeni gıda üretimindeki
yetersizlik değil ki!
Tam tersine, bu gün dünyada gıda üretiminde fazlalık var. Öyle ki, tüm
üretilen besinleri toplayıp, dünyadaki insan sayısına bölseniz, kişi
başına günlük 2 kilo gıda düşüyor.
Bu hepimizi besler de, yus yuvarlak bile yapar.
Sorun gıda üretiminin yetersizliği değil, aç olanların gıda alacak
paralarının olmaması.
Ama daha da vahimi, biz de o süt, domates, üzüm gibi oluyoruz.
Neye ağlayıp, neye güleceğimizi birileri bize anlatıyor.
Kimi sevip, kimden nefret edeceğimizi de.
İnsan ilişkilerini artık klavye ve monitör üzerinden kuruyoruz.
Gün geliyor, öldürüyoruz.
Adına "bilgi" dedikleri rafine verilerle zihnimizi doldurup,
enselerinde bar kod yapıştırılmış mamül ürünler oluyoruz.
Ne diyelim?
Raf ömrümüz uzun olsun!

Not: Bana gönderen yazarını yazmadığı için ben de belirtemiyorum.

tturt 24-02-2010 09:55

4 Eklenti(ler)
Yılbaşında aldığım liçi meyvesinin çekirdeklerini takip eden günlerde toprağa ekmiştim.
Sanıyorum %75 oranında çimlendi.
Liçilerin şu anki durumları.

Eklenti 126794

Eklenti 126795

Eklenti 126796

Eklenti 126797

tturt 24-02-2010 09:57

4 Eklenti(ler)
Liçilere devam,

Eklenti 126798

Eklenti 126799

Eklenti 126800

Eklenti 126801

tturt 24-02-2010 10:11

3 Eklenti(ler)
Bu sene ilk defa sardunyayı (sanırım sakız sardunya) tohumdan diktim. Hediye gelen tohumların arasındaydı. Mavi kapsülü olan sardunya tohumu ve gül hatmi tohumları birlikte.

Sardunya ve Gül hatmi birlikte

Eklenti 126805

Eklenti 126806

Gül Hatmi

Eklenti 126807


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 15:38.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025