![]() |
2 Eklenti(ler)
Alıntı:
Eklenti 625083 Nemli toprağa temas eden yüzeyi ise böyle. Sorumluları bulabildiniz mi? Yalnızca kavun değil, karpuz, kabak, domates... Farketmiyor, kemiriyorlar :) O çok iyi bildiğimiz izopodlar bunlar. Top böceği veya tespih böceği olarak tanıyoruz onları. Hangi taşı kaldırsan altından çıkıyor derler ya, hem gerçek hem mecaz, durum böyle. Meyveyi nemli topraktan uzaklaştıramıyorsak altına bir taş koymamızın nedenlerinden biri de işte bu minikler. Yatakların bol karbon içerikli olması popülasyonlarını oldukça arttırmış olmalı. Nemli karbon içerik, toprakaltı canlılarını destekleyen yapıya temel oluyor. Eklenti 625084 |
Et Sarı Tohum Al'ın lezzeti ve et dokusu nasıldı? Daha önce söylemiştim ama tekrar belirteyim: Yabancı literatürde bu renkte çekirdeğe sahip sarı (ya da beyaz) karpuz hiç görmedim.
Son gösterdiğiniz haliyle Misakça (ya da Musakça)'da bir sorun gözükmüyor. Ağ örgüsü güzel gelişmiş. |
Alıntı:
Misakça kavununda bir bitkide polimorfik meyve oluştuğunu yazmıştım daha önce. İkincil oluşan bu meyve diğer uzun meyvelerden tamamen farklı, yuvarlak ve dokusu da sizin tohumu paylaştınızda kullandığınız görseldekiyle aynı. Biraz daha beklesin hasat edeceğiz. O zaman hem bu meyveyle hem de yanlış formla ilgili görselleri ve tadım bilgilerini eklerim. |
Kütür kütür olmayan karpuza biz et karpuz deriz ki kötü karpuzu tarif eden bir tanımlamadır.
|
Alıntı:
|
1 Eklenti(ler)
Bu yılın Ocak ayında çektiğim resim:
Eklenti 625236 Benim hasadımda yukarda Sn Taşlıbahçe'nin resimde gösterdiği gibi kumlanma söz konusu olmadı. Bizim şartlarımızda, Ocak ayında duruma göre don olabiliyor ya da olmuyor ama havalar kesin olarak serin veya soğuktur. Koşullar, et dokusunu etkilemiş midir emin değilim. Bir de ANATOHUM Projesi'nin ana amaçlarından bir tanesi de bu nadir çeşitlerin ilerde yeni çeşitlerin üretimi için çoğaltılması. Örneğin et yapısı yemelik için çok tercih edilmeyebilir ama dikkatli bir üretici, bu karpuzun başka bir özelliğini farkederek yeni bir karpuz çeşidinin üretiminde anaç bitkilerden biri olarak kullanabilir. Dolayısıyla, çeşit değerlendirmesi yaparken yeme kalitesi ve verim dışındaki konuları da düşünmekte fayda var. |
2 Eklenti(ler)
Sn. Birnefestoprak; sizden gelen "şalak" ile "tutma" kavunları arasında bir karışıklıktan şüpheleniyorum.
Aşağıdaki görselde ön sıradaki üç kavunu (ağırlıkları 2.2 kg ila 3.1 kg arasında değişiyor) diğer tohumluk bıraktığım kavunlar gibi çatlayana, patlayana veya iyice yumuşayıncaya kadar bıraktım. Çatladıkları zaman da aldım, kestim fakat et dokuları kütür kütür, sert, şeker oranı oldukça düşük, kendine has aromalı ve ayrıca bir damla su yok, çok kuru. Tohumlarını da neredeyse elim ıslanmadan etraflarındaki dokuyla birlikte hiç dağıtmadan alıp tabağa koydum. Bu özellikler bende "acaba bu kavun tutma değil de şalak olabilir mi?" sorusunu akla getirdi. Henüz şalak kavunu olarak not aldıklarımı hasat etmedim, bir iki güne ederim. Tohum paketlerini karıştırmış olabilirsiniz veya ben karıştırmış, yanlış not almış olabilirim, olabilir miyim? Bu kavunlar sizce tutma mı şalak mı? |
Bunlar Şalak için yeterince iri değil gibi duruyor. Öbürlerine de bir bakabilirsek yardımı olur.
Alıntı:
|
2 Eklenti(ler)
Sn. Akçabardak'tan gelen "Keçi Memesi"
Verimli, dayanıklı bir çeşit. Su oranı düşük olduğundan şu an için kurutmalık olarak değerlendirmeye aldık. Aralarda (2. foto en sağ) kapya biber taklidi yapanlar da var :) |
2 Eklenti(ler)
ANA TOHUM projesinden "Şalak Kavunu".
Şeker oranı orta, aroma orta-yoğun, koku yoğun, doku sert, renkler ise göründüğü gibi, seyretmelik :) İlk hasat ettiğimiz meyve içlerinde en ufak olanı, 1.6 kg, çoğunluk 3- 3.5 kg gibi ancak tahmini 4 kg civarı gelecek bir meyve henüz olgunlaşmadı. Kök başına iki meyve var şu an için. |
Hepsi çok güzel gözüküyor, hayran kaldım
|
Et rengi ne kadar güzel olmuş. Anladığım kadarıyla, ait olduğu yörede esas olarak henüz şekerini oluşturmamış meyveler kullanılıyor fakat tam olgunluktaki meyvelerin çok tatlı olmaması da şekeri yüksek olup kavun yemek isteyenler için çok iyi bir durum.
Bir ricam var: 4 kg'ı geçecek olan meyvenin uzun ekseni boyunca ölçek için şerit metre vb koyarak resim çekebilir misiniz? Tahminen, ilerleyen yıllarda meyveler daha da irileşecektir. Alıntı:
|
Alıntı:
|
3 Eklenti(ler)
Sn Atılgan'dan "ANA TOHUM" projesi kapsamında gelen "Maniye"leri bir süredir hasat ediyoruz. Güçlü gelişen, etli, lezzetli meyveler veren bir çeşit. Sırasıyla, "Maniye adası", maniye korusundan bir kare ve son durak: tezgah.
|
2. resimdeki meyveler tek bitkiye mi ait?
|
Alıntı:
|
2 Eklenti(ler)
"ANA TOHUM" projesi kapsamında Sn. Birnefestoprak'tan gelen Karadeniz'in "Kısa Bacak" pırasası. Yetiştirdiğim diğer çeşitlere göre şu an için en belirgin farkı geniş açıyla çıkan yaprakları ve kısa boyları.
|
Bu çok önemli ve nadir bulunan bir pırasa. Türkiye'deki tohum şirketleri çoğunlukla tohumluk pırasa olarak İnegöl-92'yi tercih ederler. Kısa Bacak'ın sapı, İnegöl'e göre kalın olacak. Bu arada, bunun tohumunu edinmemizde Sn bahcedenn'in çok yardımı oldu. Ona bir kez daha teşekkür ederim.
Alıntı:
|
Çok verimli bir çeşit bu. Bir de tipik bir özelliği altlı üstlü kızarması. Tepedeki meyvelerle aynı anda alt dallardaki de kızarıyor.
Bence, çeşidin şekil çeşitliliğini yansıtmak adına, tohumları karışık almanızda ve dağıtırken de öyle dağıtmanızda fayda var. Ayrıca bir seleksiyon yapacaksanız, seleksiyon yapacağınız meyvelerden aldığınız tohumları hem ana (karışık) tohum hasadına katabilirsiniz hem de bir kısmını ayrıca paketleyebilirsiniz. Şekil olarak hangi meyveyi tercih ettiğimi soruyorsanız, ikinci resimde birkaç örneği var: En üst sırada en soldaki meyve, orta sırada kızarmakta olan meyvenin solundaki meyve, en alt sırada soldaki kızarmış meyve ve yine en alt sırada en sağdaki olgunlaşmamış meyve. Alıntı:
|
Alıntı:
|
Bizim burada kara pırasa denilen bir pırasa çeşidi bulunmakta. Geçtiğimiz yıl arkadaş yetiştirmişti. Bana da aldı. Kısa boylu bol yapraklı. Ben genelde pırasanın salatasını severim. O da gömüye alınıp beyaz kısımları sedef gibi olup gevrediği zaman zeytinyağı, tuz, limon ile yapıldığı zaman. Yemeğini pirinç ve etli olarak yapılanı yememe rağmen çok fazla salatası gibi severek tüketmem. Eşim birkaç defa daha önce bilmediğim ve almadığım bu çeşidin yemeğini yaptı. Yemeğini diğerinden daha çok beğendim. Çok lezzetli oldu. Salatası ise istediğim gibi olmadı. Geçen yıldan kalanlardan birkaç tanesini tohumluk olarak bırakmıştı. Eğer olursa en azından muhakese açısından bir miktar tohum isteyeyim.
|
1 Eklenti(ler)
"ANA TOHUM" projesi kapsamında Sn. Birnefestoprak'tan gelen bir börülce çeşidi "Çanakkale Kuşkonmaz Fasulyesi" 90 cm boya ulaştı sonunda :)
|
3 Eklenti(ler)
"ANA TOHUM" projesi kapsamında Sn. Birnefestoprak'tan gelen "Çanakkale Kerevizi" Aktarmada biraz geç kaldık ama gelişimleri şu an için bendeki diğer bir çeşide göre oldukça iyi. Fotoğraftakiler direkt güneş altında olanlar, yarı gölgedekilerin yaprak boyları haliyle çok daha iri. Kök hasadında karşılaştırma yaparak bir fikir ediniriz.
|
4 Eklenti(ler)
Sn oz26'dan "Sarı Domates"
Her yıl birer ikişer kök de olsa "fantazi" domateslerden birkaç çeşidi deniyoruz. Onlardan verim veya lezzet bakımından fazla bir beklentimiz olmuyor, değişik olsunlar, bahçeye de, tabağa da renk versinler, göreni şaşırtsınlar... Sarı domates de bu katagoriye aldıklarımızdan. Bitkiler güçlü, verim pek iyi değil ama tadı leziz. |
Sayın Taşlı bahce malesef yaprak aşı ile aşıladığım yerli dutlar bu yıl tutmadılar. Bu sene söz verdiğim yerli dutları göndermiyeceğim, nasip olursa ilkbahar başlarında kalem aşı ile tekrar tutmayan fidanları aşılayacağım . Artık nasipse seneye 11-12 aylarda yollarım dut fidanlarını..
|
Alıntı:
|
2 Eklenti(ler)
"Ana Tohum" projesinden ismine doğru olmayan "On Dilimli Hayrabolu"
Bu çeşidi yer bulamadığım için ekmekten vazgeçecekken son anda diğerlerinden oldukça uzakta bir köşe buldum ve ektim ama tek kök olan bitkinin verdiği meyve orijinal meyveye benzemedi. Bu nedenle bu yıl paylaşıma çıkmayacak. Bu durum ilk bakışta iyi olmasa da biz memnunuz. Hasat ettiğimiz meyve öyle güzel, öyle tatlı, öyle aromatik ki, tohumunu önümüzdeki yıl ekip aynı sonucu alırsak paylaşmayı isteriz. Aşağıda fotoğrafı olan biricik meyve 2.3 kg geldi. Yetiştirdiğimiz tüm diğer çeşitlerden erken meyve bağladı ve hepsinden geç olgunlaştı ama tüm bunları lezzetiyle telafi etti. |
Gerçekten çok güzeller emeğinize elinize ve tohum projesine sağlık :) çok etkilendim ürünlerinizden. İlgiyle takipçisi olacağım. Ayrıca tohumlarınızdan temin edebilir miyim?
|
Alıntı:
|
Sizin ANATOHUM Projesi için bu sene ilk kez ektiğiniz kavunların listesi şöyle, değil mi?
Tutma Şalak Musakça On Dilimli Hayrabolu Tutma'nın olgun meyve resmi var mı? |
1 Eklenti(ler)
Alıntı:
Öndeki üç kavun. Hatırlarsanız sert dokusu ve az şeker oranı nedeniyle "şalak" şüphesine düşmüştüm. Şalak olgunlaşınca bunların tutma olduğu kesinleşmişti. Maalesef daha başka fotoğraf yok ve tüm tutmalar hasat edildi. Yine de yeni gelen meyve var mı bir bakarım. |
Şeker oranı yanıltıcı olabiliyor ama hem Tutma hem Şalak aynı yöreye ait. İkisi de büyük ihtimalle zaten bu özelliğinden dolayı tercih edilen kavunlar (kullanım alanları farklı). Bence sizin yetiştirdiğiniz Tutma'da da Şalak'da da herhangi bir sorun yok. Şalak, yetiştirme şartlarına ve mevsime göre daha büyük olabilir.
On Dilimli Hayrabolu'nun dilimleri doğru ama şekli daha uzun olmalıydı ve benekli olmamalıydı. Bunu ben de şimdi tekrar ekip bir bakayım. Tek kökten tek meyve hasat ettiğiniz için de size gönderdiğim tohum hakkında bir kanıya varmamız zor olacak. Alıntı:
|
Sayın birnefestoprak; merhaba... Ben "Kırlangıç" tan başka kavun ismi bilmiyorum. Siz isimleri yazdıkça aklım karışıyor, ne çok kültivarı varmış kavunun:eek: Bu konularda cahilliğimi mazur görün lütfen ve rica etsem beni aydınlatır mısınız? Yukarıda dikkatimi çekti "kullanım alanları farklı" demişsiniz, biraz açabilir misiniz bu alanları? Bir de ben cahilin tek aklında kalan "Kırlangıç Kavunu" doğru isim mi, böyle bir kavun var mı, hangi yöreden? Cevap için şimdiden teşekkür ederim;) Alıntı:
|
Kırlangıç var evet. Ege'ye ait diye biliyorum. Denizli yöresinde Zırlaç da deniyor. Bir çeşit cep kavunudur.
Özellikle Anadolu'nun doğusu olmak üzere Türkiye, İran ve Ermenistan'ın içinde bulunduğu bölgeyle birlikte, kavunun ana coğrafyalarından birisi. Türkiye'de en azından 1980'lere kadar ekimi devam eden 500-1000 kadar kavun çeşidi olduğunu tahmin ederim. Kullanım alanı: çoğunlukla taze tüketim olmak üzere, turşuluk, dolmalık vb alanlar. Proje kapsamına alınan tohumlarla ilgili nasıl isimlendirme yapıldığını şurdan görebilirsiniz: ANATOHUM Projesi, bu sorunları en aza indirererk, Anadolu tohumlarının yabancı kaynaklı tohumlardan ayıklanması ve bilgilerinin en doğru şekilde aktarılmasını amaçlamaktadır. Bu kapsamda, özellikle tohum tarihçelerine ve yörelerine ulaşmak için özel bir çaba gösterilmektedir. Bunun yanında, tohum isimlendirmesi, yerli tohumların yabancı tohumlardan ayrılabilmesi ve yetiştirmede birlik sağlanması adına büyük önem taşımaktadır. Eğer bir tohumun kendi yöresinde veya Kırkağaç Kavunu'nda olduğu gibi ülke çapında bilinen herhangi bir ismi yoksa, o tohuma proje kapsamında isim verilerek, tohumun o isimle yaygınlaşması sağlanmaktadır ( ör. tasnifleme bakımından hiçbir anlam ifade etmeyen "kırmızı ıdomates" yerine, "Çumra Kırmızısı" ismini kullanmak, eğer proje kapsamına Çumra'ya ait birden fazla kırmızı domates alınmışsa, her bir çeşidi farklı şekillerde isimlendirmek). Bu yolla, "Çumra Kırmızısı" denildiğinde, o çeşidi yetiştirecek herkes, çeşit oturak mı sırık mı, normal yapraklı mı patates yapraklı mı, yüksek verimli mi düşük verimli mi, erkenci mi geççi mi gibi sorulara tohum ismini duyar duymaz yanıt verebilecektir. Tohumun ait olduğu yörenin halkı tarafından verilen özel isimler bulunuyor. Örneğin Tutma, şimdilik sadece Iğdır'a ait olduğunu gördüğüm bir kavun çeşidi (yeni bilgiler edinirsem paylaşırım). Başka bir yörede bu isimde bir kavun yoksa, Iğdır köylülerinin kavuna yakıştırdığı bir özel isim oluyor. Bunun yanında şalak, olgunlaşmamış kavun demek; Anadolu'da kullanılan genel bir terim. Şalak, turşu yapımında kullanılabileceği gibi, Kars'ta olduğu gibi "şifalı" olduğuna da inanılıyor. Anadolu'da o kadar çok şalak var ki, herhangi bir özel ismi olmayan tohumları birbirinden ayırmak için bir isim vermek gerekiyor. Örneğin Kars'ın Melekli Köyü'ne ait şalağa Melekli Şalağı adını verdim ve tohumunu bu isimle projeye dahil ettim. Çok aykırı ve ilginç birşey yapmadım ama bu isimlendirmeyle hem kavunun yöredeki genel ismini korumuş hem de yöre adıyla birlikte anılmasına katkıda bulunmuş oldum. Bir de biliyorsunuz kelek var. Bu terimle şalak, kullanım alanı ve meyve tipi açılarından aynı şeye mi tekabül ediyor emin değilim ama kelek de olgunlaşmamış kavundur ve çoğu yerde turşuluk olarak kullanılır. İsimlendirmede bazı istisnai durumlar olabiliyor. Örneğin burdaki etkinlikte tohumunu dağıttığım ve yurtdışında Turkey olarak bilinen domatese, Türkiye'de benimsenmesini sağlamak ve ekimini yaygınlaştırmak için, bitki verimi, meyve büyüklüğü, lezzet potansiyeli gibi konuları göz önünde bulundurarak Heybetli adını verdim. Mevcut isim varsa, tohum ismini değiştirip bambaşka bir isim vermek doğru değil ama ana adıyla birlikte anılacaksa, bunun gibi istisnai durumlar olabilir. Bu konu, eleştiriye açıktır. Bir de kültivar=çeşit değil. Çeşit=varyete. Örneğin Kırkağaç ve Tutma, iki farklı kavun çeşidi. Kültivar terimini ise İngilizce'deki strain yerine kullanıyorum. Kültivar yerine "soy" kullanılabilir ama kullanımda kimi zaman kulağa hoş gelmiyor, benimsenmesi zor olur ve kültivar, aslı yabancı bir kelime olmasına karşın Türkçede kullanımda. Kültivar: Bir bitki çeşidinin, köklendirme yoluyla veya tohum ekimiyle çoğaltılan bitkilerinden elde edilen ve ana çeşitten tipik şekilde ayrılan özellikler sergileyen yan bitkileri. Bu tipik özellikler mutasyonla (doğal bir süreç) ortaya çıkabileceği gibi, seleksiyon yoluyla da elde edilebilir. Örneğin Sn bahcedenn'in daha önce tohumunu dağıttığı Balık Biberi, meyve şekli itibariyle (meyveler daha uzun) tipik şekilde benim daha önce yetiştirdiğim Balık Biberi tohumlarından farklı olduğu için onun gönderdiği tohumu Balık Biberi (Kültivar Erdinç) olarak ayırarak dağıttım. Benim ziraat mühendisliği formasyonum yok. Tanımlarda bir yanlışlık varsa ziraat mühendisi üyeler düzeltebilirler. Alıntı:
|
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Olabilir, kullanım alanı konusunda bilgim yok. Küçükken toprağa gömüldüğü ve olgunlaşınca çıkarıldığı bilgisi var fakat meyveyi mi gömüyorlar yoksa bitkiyi toprakla mı tepeliyorlar ve nasıl bir teknik kullanıyorlar bilmiyorum. Eğer meyveyi gömüyorlarsa, tahminen iyi drene olan bol kumlu bir malzeme kullanıyorlardır. O kadar emek harcandığına göre de değerli bir çeşit olduğunu düşünüyorlardır.
Belki de Tutma, Anadolu'da benzer şekilde yetiştirme tekniği kullanılan kavunların genel adıdır. Alıntı:
|
Alıntı:
|
2 Eklenti(ler)
|
5 Eklenti(ler)
"Ana Tohum" projesi kapsamında Sn Birnefestoprak'tan gelen "Misakça" kavunu beklenen formun aksine aşağıdaki gibi oldukça uzun meyveler verdi ve aynı formda yeni meyveler vermeye devam ediyorlar. Kokuları birkaç metre ötesine yaklaşıldığında buram buram kokan meyveler bunlar. Tatları ise kokuları kadar etkileyici değil.
Bununla birlikte orijinal formda da bir tek meyve, bitkilerden birinde (aynı bitki üzerinde) göründü. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 19:37. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025