agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Temel Konular (Toprak, Gübre, Tohum, Sulama) (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/)
-   -   Kaolin (Kaolen) Kili (https://www.agaclar.net/forum/temel-konular-toprak-gubre-tohum-sulama/21025.htm)

soilless 05-10-2011 21:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Halil Önen (Mesaj 863939)
Sn. baymetin;

işte burada fayda fiyat için çaba gösteriyoruz. Daha etkili, daha kolay ve daha ucuz. Hedefimiz bu...

Ben olsam şöyle yapardım.


3 defa mantar hastalığı için...
2 sefa kırmızı örümcek için...ki 5 uygulama yapar;

Bunu yerine...

gülleci bulamacı kullanırdım. 3 defa... Ve bunun içine ilk uygulamada %5 diğer iki uygulamada % 2.5 kaolin uygulardım. Bu 3 uygulama eder...

Gülleci bulamacı mantar hastalığına ve kırmızı örümceğe etkili. Unlu bite etkili mi denemedim. Etkili olabileceğini düşünüyorum.

Unlu bit için ayrı ilaç kullandığınızı düşünelim. 4 uygulama demektir. Yine bir uygulama tasarruf ediyorsunuz.

Unlu bit sanırım çiçeklenme döneminde _ öncesi/sonrası_ortaya çıkıyor. O dönem kaolin kullanmanıza gerek yok. Böylece çiçekde döllenme şüphesi yaşamazsınız. (Kaolin çiçekte döllenmeyi bazı ağaçlarda azaltıyor olabilir. Örneğin elmada azalttığını düşünüyorum)

Kaoline gülleci bulamacı kullanıldığında etkisinin arttığını da gözlemledik.

ayrıca kaoline bir çok ilacı karıştırıp tek uygulama yapabilirsiniz_ ki Sn. Meyveli tepe' nin böyle bir çalışması var biliyorum.

Ayrıca kaoline etdot 67 de karıştırabilirsiniz. Ucuzdur. Hastalıklara etkisini artırır. Nara bor da vermiş olursunuz.

Yani kaolin+etido67+gülleci bulamacı;

tüm mantari, sinek / böcek ve akar hastalıklarına etkili olduğunu gözlemlemeye başladık.

Siz de bunu nar bahçenizin bir kısmında dener ve başarı yakalarsanız, fiyat/ fayda ilişkisinde çok tasarruf edersiniz; diye düşünüyorum.

Saygılar

Gözlem,
Değerlendirme,
Net açıklama,
Uygulama ve net sonuç bildirimi

Teşekkürler Halil bey

soilless 05-10-2011 21:30

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 863857)
İyi bir kaplama kolay kolay yıkanmıyor. Kaldı ki, bazı yeni formülasyonlar ile çok sert yağmurda bile yıkanmıyor. İşin gerçeği, amaç sadece güneş yanıklığını engellemek ise yapraklara yansıtıcı ne yapıştırsanız şu ya da bu şekilde bir başarı elde edersiniz. Fakat, bitkilerin sağlığı, optimum fotosentez vb. faktörler de göz önüne alındığında daha önce yapılmış ve belgelenmiş çok yıllık saha deneyimlerinden yararlanmak gerekir.

Bizim bahçede ana ürün zeytin olduğu için ona konsantre olduk. İkinci ürün bir armut çeşidi olan naşilerdi. Onlar için de çok başarılı sonuç elde ettik. Nar elbette, uzun gelişme süresi, kendine özgü özellikleri sebebiyle daha farklı bir taktik gerektirebilir.

Anladığım kadarıyla önemli büyüklükte nar üretiminiz var. Sizin yerinize olsam, linkini verdiğim üç örneği (daha başkaları da var), uygulama şekilleri, zamanları, nar'a ait diğer problemler açısından detaylı olarak inceler, bu örnekleri bilimsel olarak gerçekleştirenlerle irtibata geçerdim. Sonuçta, topyekün olumlu bir sonuç elde etmek istiyorsunuz. Bunun için güneşten, hastalıklardan, zararlılardan korumak, bitkileri en uygun şekilde besleyip en iyi ürünü almak amacındasınız.

Sn Meyvelitepe,

Bazı yeni formülasyonlar kolay yıkanmıyor demişsiniz. Bu formulasyonlar nelerdir? Uygulamayı nasıl yaptınız?

Bir de şu sorum olacak? Sn Delismus kaolinin narda kullanımı ile ilgili şu yorumu var;

Kaolini atarken tona 2lt yayıcı yapıştırıcı kattık , normaldende yoğun kaolin kullandık.
Turbolu holderle atıyoruz.
Rengi kızarmassa ( albeni ) pazarlamada sorun yaşanır.

Böyle bir etkisi var mıdır sizce?

soilless 05-10-2011 21:42

[QUOTE=Yarkin;865670]SunShader`i bu sene bende kullandim. Haziran ayinda 1 kere tel. etdim, kaolin kapima kadar geldi. Kaolin gercekten beyazdi (bana göre) Hemen zeytinlerime bizzat kendim,motorlu sirt pulverizatörü ile attim. Zira kaolini atacak kimse malesef bulamadim. Insanlar bilmedikleri seyden korkuyorlar.......

Sn Yarkin

Daha önce herkes korkuyordu. Deneme amaçlı kullanıldı. Üretici arkadaşların korkusu geçti. Sıra Tüketici de. Bunu doğal algılamasında. O da oluşuyor.

soilless 05-10-2011 21:48

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi catikol (Mesaj 866426)
Merhaba. Katılımcıların katkılarıyla değeri hep artmakta olan bu siteyi bir süredir takip etmekteyim.

Özellikle şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğaya zarar vermeden veya en az zararla nasıl yaşarızı ilke edinmiş herkesin birbirine verecek çok şeyi olduğunu biliyorum.

Kaolinle ilgili uygulamaları, tartışmaları, katkıları okurken hekim gözüyle bir katkı da ben yapayım istedim. Sanırım birkaç yerde "acaba sağlığa zararlı bir etkisi var mı, nasıl korunuruz" şeklinde yorumlar vardı. Hatta bazı resimlerde elbiseleri, yüzü, kolları beyaza boyanmış uygulamacılar gördüm.

Kaolinin gördüğüm uygulamalardaki oluşturabileceği risklerin başında Pnömokonyoz geliyor. Çünkü akciğerlede hastalık yapan parçacık büyüklüğünün 0,5 - 5 mikron aralığında olduğu kabul ediliyor. Püskütürek atılan ıslak kaolin parçacığı olması zannediyorum riski azaltacaktır ama, uzun süreli maruziyet sonucu solunum sistemine giriş yapan parçacık sayısı akciğerlerde tahmin edemeyeceğiz birikmeye neden olabilir. Akciğerleri korumak için Ffp2 (P2) filtre özelliğinde basit yarım yüz maskesi yeterli olacaktır.

Gözleri korumak için gözlük takmayı ve cildimizi (cilt prepararatlarında sıkça kullanılması bakımından riski yüksek kabul etmesek de) korumak için eldiven ve tulum giymeyi öneriyorum. Bazı markaların saydığım konularda çok başarılı, rahatça kullanabileceğimiz konforlu ürünleri var.

Bu benim ilk mesajım ve sizlerle tanıştığım için çok memnun oldum. Umarım kopmadan devam ederiz.

Sn Catikol, çok net bir katkı yaptınız. Teşekkürler.

soilless 05-10-2011 21:50

Sn Catikol,

Bir hekim olarak size şunu da sormak isterim.;

Meyve sebze üzerinde kaolin kalıntısı var ise etkisi ne olabilir? Tavsiyeniz nedir?

catikol 06-10-2011 10:28

Merhaba Sn. Soilless,

ben de size teşekkür ederim. Sorunuzun cevabına yaklaşabilmek için ufak çaplı bir araştırma yaptım elimden geldiği kadar. Ancak kesin cevapların bulunması, konuyla ilgili bilimsel çevrelerin araştırmaları ile mümkün olacaktır.

Bulabildiğim kadarıyla saf ve kirlenmemiş (bunu birazdan açıklayacağım) kaolin kilinin yüzey kaplayıcı olarak kullanılmasının neticesinde yiyeceklerle sindirim sistemine girişi, hem miktar olarak hem de kilin kendi yapısı gereği çok fazla bir sağlık zararına yol açacak gibi görünmüyor. Sorularınız gelirse bu konuyu daha açabilirim.

Ancak saf olmayan veya kirlenmiş kaolin kili için bilinmezler var. Ayrıştırılamamış yan maddelerin ne olduğunu bilmek lazım.

Kirlenmiş kaolin deyimini kullandım çünkü Avrupa'da - özellikle Almanya'da - hayvan yemlerinde sınır değerlerin üzerinde bulunan DİOKSİN'in nereden geldiği araştırılırken kirlenmiş kaolinden şüphe ediliyor. Dioksin'i adsorban özelliği yüksek olan kaolin mi taşıdı şüphesi var.

Eğer genel olarak fikrimi soracak olursanız; yiyecekler yoluyla sindirim sistemimize girecek kaolinin mininum miktarlarda olması amaçlanmalıdır. Yani bu durumda durulanma kabiliyetini azaltan ek yapıştırıcı maddelerden kaçınmak, daha fazla taşıyıcı yüzeye sahip ürünlerde belki de kullanmamak doğru yol gibi görünüyor. Hele yanında karıştırılarak uygulanan "gülleci bulamacı" ve diğerleri gibi maddelerin, kaolinin adsorban (tutucu) özelliği yüksek yapısıyla tüketiciye daha fazla taşınmasını sorgulamak lazım.

Ama geçen yazımda bahsettiğim solunum sistemine girişi, daha görünen bir risk. Aslında genel olarak tarımla uğraşanların sağlık risklerini ve önlemlerini anlatacağım yazı hazırlamam daha iyi olacak gibi görünüyor. Bu konu daha önce işlendi mi sitede bilmiyorum.

Herkese selamlar.

Dogasever 06-10-2011 15:07

Sn Catikol,

Ağaçlar.net'e hoş geldiniz. Kaolinin özellikle ishale karşı ilaç olarak kullanıldığını biliyoruz. Arkadaşlar spreylerken, tabii ki en azından ağız ve burunu kapatan bir maske takmalarında fayda vardır ama meyve veya sebzeler üzerinde çok az miktarlarda kalan kaolinin ilaç olarak bilerek alınan kaolinden daha fazla olacağını tahmin etmiyorum. Eğer zaten ilaç olarak alıyorsak, meyve üzerinde eser miktarlarda bulunabilecek kaolini yıkadıktan sonra eser miktarın da eseri düzeyine düşecek kaolinin zararlarını tartışmak bana biraz havanda su dövmek gibi geliyor. Benim sorum şu: Kaolin alımına bağlı olarak tıp dünyasında rapor edilmiş herhangi bir olumsuz medikal vaka var mı? Tekrar aramıza hoş geldiniz.

soilless 06-10-2011 20:38

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 866861)
Sn Catikol,

Ağaçlar.net'e hoş geldiniz. Kaolinin özellikle ishale karşı ilaç olarak kullanıldığını biliyoruz. Arkadaşlar spreylerken, tabii ki en azından ağız ve burunu kapatan bir maske takmalarında fayda vardır ama meyve veya sebzeler üzerinde çok az miktarlarda kalan kaolinin ilaç olarak bilerek alınan kaolinden daha fazla olacağını tahmin etmiyorum. Eğer zaten ilaç olarak alıyorsak, meyve üzerinde eser miktarlarda bulunabilecek kaolini yıkadıktan sonra eser miktarın da eseri düzeyine düşecek kaolinin zararlarını tartışmak bana biraz havanda su dövmek gibi geliyor. Benim sorum şu: Kaolin alımına bağlı olarak tıp dünyasında rapor edilmiş herhangi bir olumsuz medikal vaka var mı? Tekrar aramıza hoş geldiniz.

Sn Doğasever'in sorusu daha net olmuş.

MeyveliTepe 07-10-2011 08:59

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 866675)
Sn Meyvelitepe,

Bazı yeni formülasyonlar kolay yıkanmıyor demişsiniz. Bu formulasyonlar nelerdir? Uygulamayı nasıl yaptınız?

Bir de şu sorum olacak? Sn Delismus kaolinin narda kullanımı ile ilgili şu yorumu var;

Kaolini atarken tona 2lt yayıcı yapıştırıcı kattık , normaldende yoğun kaolin kullandık.
Turbolu holderle atıyoruz.
Rengi kızarmassa ( albeni ) pazarlamada sorun yaşanır.

Böyle bir etkisi var mıdır sizce?

Kendi adıma yeni formülasyon çalışmalarım farklı versiyonlar ile devam ediyor. Halen geldiğim nokta görünüşe göre çok başarılı. Fakat mevsim tamamlanıp, ürünü toplamadan, hatta işlemeden net bir sonuç açıklamam doğru olmaz.

Nar rengi ile ilgili bir çalışma var mı bilmiyorum. Yukarıdaki bir mesajımda nar ile ilgili yapılmış bir kaç bilimsel çalışmanın bilgisini vermiştim. Böyle başka çalışmalar da var. Yurt içinde hicaz nar ile yapılmış araştırmalar da mevcut. Ciddi boyutta nar üretimi yapanların yerinde olsam bu çalışmaları bizzat yapanlarla mutlaka irtibat kurardım. Küçük ve önemsiz gibi görünen detaylar çok büyük farklar yaratabiliyor.

Öte yandan, elma ile yapılmış araştırmalarda, kaolin uygulamasının meyve rengini güzelleştirdiği belirlenmiş. Narda da geçerlimidir bilemem.

MeyveliTepe 07-10-2011 09:12

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi catikol (Mesaj 866426)
Merhaba. Katılımcıların katkılarıyla değeri hep artmakta olan bu siteyi bir süredir takip etmekteyim.

Özellikle şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğaya zarar vermeden veya en az zararla nasıl yaşarızı ilke edinmiş herkesin birbirine verecek çok şeyi olduğunu biliyorum.

Kaolinle ilgili uygulamaları, tartışmaları, katkıları okurken hekim gözüyle bir katkı da ben yapayım istedim. Sanırım birkaç yerde "acaba sağlığa zararlı bir etkisi var mı, nasıl korunuruz" şeklinde yorumlar vardı. Hatta bazı resimlerde elbiseleri, yüzü, kolları beyaza boyanmış uygulamacılar gördüm.

Kaolinin gördüğüm uygulamalardaki oluşturabileceği risklerin başında Pnömokonyoz geliyor. Çünkü akciğerlede hastalık yapan parçacık büyüklüğünün 0,5 - 5 mikron aralığında olduğu kabul ediliyor. Püskütürek atılan ıslak kaolin parçacığı olması zannediyorum riski azaltacaktır ama, uzun süreli maruziyet sonucu solunum sistemine giriş yapan parçacık sayısı akciğerlerde tahmin edemeyeceğiz birikmeye neden olabilir. Akciğerleri korumak için Ffp2 (P2) filtre özelliğinde basit yarım yüz maskesi yeterli olacaktır.

Gözleri korumak için gözlük takmayı ve cildimizi (cilt prepararatlarında sıkça kullanılması bakımından riski yüksek kabul etmesek de) korumak için eldiven ve tulum giymeyi öneriyorum. Bazı markaların saydığım konularda çok başarılı, rahatça kullanabileceğimiz konforlu ürünleri var.

Bu benim ilk mesajım ve sizlerle tanıştığım için çok memnun oldum. Umarım kopmadan devam ederiz.

Pnömokonyoz hastalığına sebep olan rafine edilerek safsızlıklardan arındırılmamış mineral tozlar içinde bulunan serbest silika kristallerinin solunum ile ciğerlere alınmasıdır. Alınan miktara ve kişinin tıbbi durumuna göre farklılaşan etkiler görülebilir.

Bu sebeple kaolin uygulamalarında malzemenin kalitesi son derece önemlidir. İleri yöntemlerle özellikle serbest silika kristallerinden arındırılmamış malzeme doğal olarak risklidir. Bu bakımdan malzeme temininde kesinlikle sorgulayıcı olmak gerekiyor.

Rafine edilmiş malzemede böyle bir risk olmamasına rağmen irrite edici bir malzeme olarak uygulama sırasında en azından sık dokulu maske kullanılması gerekir.

MeyveliTepe 07-10-2011 09:25

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi catikol (Mesaj 866789)
Merhaba Sn. Soilless,

...

Bulabildiğim kadarıyla saf ve kirlenmemiş (bunu birazdan açıklayacağım) kaolin kilinin yüzey kaplayıcı olarak kullanılmasının neticesinde yiyeceklerle sindirim sistemine girişi, hem miktar olarak hem de kilin kendi yapısı gereği çok fazla bir sağlık zararına yol açacak gibi görünmüyor. Sorularınız gelirse bu konuyu daha açabilirim.

Ancak saf olmayan veya kirlenmiş kaolin kili için bilinmezler var. Ayrıştırılamamış yan maddelerin ne olduğunu bilmek lazım.

Kirlenmiş kaolin deyimini kullandım çünkü Avrupa'da - özellikle Almanya'da - hayvan yemlerinde sınır değerlerin üzerinde bulunan DİOKSİN'in nereden geldiği araştırılırken kirlenmiş kaolinden şüphe ediliyor. Dioksin'i adsorban özelliği yüksek olan kaolin mi taşıdı şüphesi var.

...

Kaolinin tarımdaki tek kullanımı sulandırılıp bitkilere püskürtülmesi şeklinde değil. Ayrıca, çok daha uzun bir zamandan bu yana pestisit taşıyıcısı olarak da kullanılır. Kalsine edilmemiş kaolinin su emme özelliğinden de yararlanarak çeşitli kimyasal ve dioksin gibi zehirli maddelerin bir tür seyreltilmesi, stoklanması, taşınması ve uygulanmasında kullanılır. Dolayısıyla, kaoline zehirli içerik emdirilmiş ise, bu malzeme zehire dönüştürülmüş olur ve ona göre korunması gerekir.

Burada başka önemli bir nokta, kalsine edilmemiş kaolinin absorblama özelliği varken, 1100 derecede kalsine edilince yapısı ve formülasyonu değişir. Optik özelliklerinin değişmesinin yanısıra su absorblama özelliği de yok olur.

Bunlardan da anlaşılacağı üzere, tarımda partikül film olarak kullanılacak kaolinin rafine ve kalsine edilmiş olması bu sebeplerden dolayı da gereklidir.

Rafine ve kalsine kaolinin, ürünler üzerindeki bulaşıklık ile yenerek bünyeye alınması durumunda belirlenmiş herhangi bir negatif etki mevcut değil. Zaten ilaç vb. şeylerde dolgu maddesi olarak kullanılıyor. Diş macunlarında kullanılıyor.

Bu böyle diye yememiz de gerekmiyor tabii. Ne kadar az, o kadar iyi. Fakat, saflık ve kalite elzem.

mrduran 07-10-2011 21:34

Kolay gelsin herkese.

Güzel işte şimdi herşey.Sayın Halil bey, gaddar çiftci:)), Denemelerden yılmayan Sayın Meyvelitepe ve diğer saygı duyduğum kişler. Çok güzel herşey.

Sizler terleyin, benim için çalıştığınızın farkındamısınız acaba ?. Nasipse ilerde arazi aldığımda, sayenizde dağarcığım dolu olacak. Sizin gibi terlemiyeceğim. Hazır'a konacağım yani. Halil bey bana 30 senelik tecrübe sırrını da verirse tabii.

ALLAH yolunuzu, çabanızı, ürünüzü, gayretinizi daim etsin. Bende gayretliyim yani. 5 saattir okumadaydım.

En içten saygılarımla lütfen.

Halil Önen 07-10-2011 23:48

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi mrduran (Mesaj 867423)
Kolay gelsin herkese.

Güzel işte şimdi herşey.Sayın Halil bey, gaddar çiftci:)), Denemelerden yılmayan Sayın Meyvelitepe ve diğer saygı duyduğum kişler. Çok güzel herşey.

Sizler terleyin, benim için çalıştığınızın farkındamısınız acaba ?. Nasipse ilerde arazi aldığımda, sayenizde dağarcığım dolu olacak. Sizin gibi terlemiyeceğim. Hazır'a konacağım yani. Halil bey bana 30 senelik tecrübe sırrını da verirse tabii.

ALLAH yolunuzu, çabanızı, ürünüzü, gayretinizi daim etsin. Bende gayretliyim yani. 5 saattir okumadaydım.

En içten saygılarımla lütfen.

Sn. mrduran,
arazinin hayalini kurduysanız yolun yarısını demektir. Ömrünüzün de yarısı olduğuna göre, bu işe başlamak için geç sayılmaz.;)

tarlanız yakın olursa belki Kaolin atmaya yardıma bile geliriz.

Saygılar

hosseda 08-10-2011 07:43

Dalından bir erik koparıp yemeden evvel yakında su yoksa yaptığımız şey, eriği gömleğimize güzelce silerek parlatmaktı. Şimdi yazılanları okudukça eriğe gelen tozun da hikmetini anlamaktayım.

Güneşmi daha çok yakar oldu da doğadan gelen tozlar korumaz oldu meyveyi sebzeyi...

soilless 09-10-2011 21:44

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 867098)
Kaolinin tarımdaki tek kullanımı sulandırılıp bitkilere püskürtülmesi şeklinde değil. Ayrıca, çok daha uzun bir zamandan bu yana pestisit taşıyıcısı olarak da kullanılır. Kalsine edilmemiş kaolinin su emme özelliğinden de yararlanarak çeşitli kimyasal ve dioksin gibi zehirli maddelerin bir tür seyreltilmesi, stoklanması, taşınması ve uygulanmasında kullanılır. Dolayısıyla, kaoline zehirli içerik emdirilmiş ise, bu malzeme zehire dönüştürülmüş olur ve ona göre korunması gerekir.

Burada başka önemli bir nokta, kalsine edilmemiş kaolinin absorblama özelliği varken, 1100 derecede kalsine edilince yapısı ve formülasyonu değişir. Optik özelliklerinin değişmesinin yanısıra su absorblama özelliği de yok olur.

Bunlardan da anlaşılacağı üzere, tarımda partikül film olarak kullanılacak kaolinin rafine ve kalsine edilmiş olması bu sebeplerden dolayı da gereklidir.

Rafine ve kalsine kaolinin, ürünler üzerindeki bulaşıklık ile yenerek bünyeye alınması durumunda belirlenmiş herhangi bir negatif etki mevcut değil. Zaten ilaç vb. şeylerde dolgu maddesi olarak kullanılıyor. Diş macunlarında kullanılıyor.

Bu böyle diye yememiz de gerekmiyor tabii. Ne kadar az, o kadar iyi. Fakat, saflık ve kalite elzem.

Rafine ve kalsine kaolinin meyve sebze üzerindeki kalıntısının negatif bir etkisi olmadığını söylüyorsunuz.

Bu nihai tüketicinin kaolin ile tanışması ve de ondan kimyasal ilaç gibi tedirgin olmaması için öenmli bir sonuç.

soilless 09-10-2011 21:54

Şimdi bu noktada şöyle bir sorum var;

Kaolinin yaygınlaştığını ve de bir çok üretici tarafından;
- hem sıcaklık
-hem pestisit (Kovucu-uzaklaştırıcı) etkisini
-hem de sıcaklık etkisini düşünerek fazla sürgün gelişimi
-hem de zeytinde EGE bölgesinde gemlik türünün sıcaklık etkisi ile daha fazla kabuk bağlama özelliğini engelleme nedeniyle

yaygın olarak kullanıldığını düşünelim. (Ki olacağına inancım sonsuzdur. Az sonra gibi gibi)

Bu durumda bazı üreticiler (fazla duyarlı olmayanlar veya maliyet kuruş hesabı yapanlar) dikkatlice ve özenle kaolin uygulama ve de özellikle yıkama işine özen göstermeyecektir.

Bu durumda tüketicinin önüne gelecek meyve sebze tüketiciyi satın alma konusunda ne kadar etkiler, alırsa ne yapması lazım?

Böylece son nihai noktalara gelmiş oluruz diye düşünüyorum

soilless 09-10-2011 21:58

Satınalma işini çok iyi bilirim ama şu da bir gerçek ki satış uzmanı sahada çalışır, ihtiyacı belirler ve üretimi ve satınalmayı bu ihtiyaca göre yönlendirir. Saha yani tüketici ne der nasıl bakar bence önemli olan bu. Yoksa istediğin kadar üret alıcı olmayınca çöpe giden maliyet olur.

Halil Önen 09-10-2011 22:59

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi soilless (Mesaj 868164)
Şimdi bu noktada şöyle bir sorum var;

Kaolinin yaygınlaştığını ve de bir çok üretici tarafından;
- hem sıcaklık
-hem pestisit (Kovucu-uzaklaştırıcı) etkisini
-hem de sıcaklık etkisini düşünerek fazla sürgün gelişimi
-hem de zeytinde EGE bölgesinde gemlik türünün sıcaklık etkisi ile daha fazla kabuk bağlama özelliğini engelleme nedeniyle

yaygın olarak kullanıldığını düşünelim. (Ki olacağına inancım sonsuzdur. Az sonra gibi gibi)

Bu durumda bazı üreticiler (fazla duyarlı olmayanlar veya maliyet kuruş hesabı yapanlar) dikkatlice ve özenle kaolin uygulama ve de özellikle yıkama işine özen göstermeyecektir.

Bu durumda tüketicinin önüne gelecek meyve sebze tüketiciyi satın alma konusunda ne kadar etkiler, alırsa ne yapması lazım?

Böylece son nihai noktalara gelmiş oluruz diye düşünüyorum

Sevgili soilless,

kaolinin kullanım alanları sınırlıdır.
Sebzelerin çoğunda kaolin kullanamazsın. Sebzeler tarladan kaldırıldıktan sonra bir yerde yıkanır, temizlenir, kaybettiği su tekrar kazandırılır.

Örneğin,

maydanoz, tere, ıspanak, marul, biber v.b sebzelerde kaolin kullanamazsın, zaten kış aylarına denk gelir.


Meyvelere gelince;

örneğin elma, armut, zeytin, üzüm, antep fıstığı, mandalina, trabzon hurması, domates v.b. ürünler hasat edildiğinde yıkanmaz, pazara bu şekilde sunulur.

Üretici meyve üzerindeki kaolinin ne olduğunu ve neden kullandığını kendisi bilmek zorunda; bunun savunmasını yapmak zorunda... Yani bilinçlenmek zorunda...

Tüketici ise ister üretici, ister tüketici_üretici çevrelerce bilgilenmek zorunda...

Tüketicinin meyve üzerinde gördüğünü zararlı gibi algılama ön yargısı, görünmeyen zararlı _ kimyasal ilaç_ kadar tehlikelidir.


Bu kaygılarınıza katılıyorum.

catikol 10-10-2011 11:19

Merhaba,

İstanbul'dan kaçıp "uzak bahçemde" geçirdiğim 3 günden sonra, tekrar "yakın işbirliği" içinde bulunabileceğim sizlerleyim.

Sizlerin tecrübelerinizden faydalanmak, ilgimi çeken kaolin uygulamasının ayrıntılarını öğrenmek için girdiğim sitede, bir anda cevabı zor sorularla karşılaşmanın şaşkınlığını yaşadım.

Sn. Soilless ve Sn. Doğasever "kaolinin sindirim sistemi yoluyla alınmasında tıbbi bir zarar rapor edilmiş mi" demişler. Sn. Meyvelitepe de zaten bugün itibariyle tıbbi alanda bilinenleri ve kalsinasyon işleminin önemini anlatmış.

Bu konuda ek bir şey söylemek için daha çok bilgiye ve araştırmaya ihtiyaç var. Kesin budur dediğimiz pek çok tıbbi yaklaşımın zamanla değişime uğradığını, her zaman kuşkucu ve sorgulayıcı olmamız gerektiğini olguların kendisi bize öğretti.

Tecrübelerinizden faydalanmak için halen yazdıklarınızı okumakla meşgulum ve bilgi deposuna dönüşen bu sitede epey vakit geçireceğim gibi görünüyor. Bu haftasonu zeytin sineğine kurban verdiğim zeytinlerimi gördükçe, seneye size toz yalatıcam diye epey söylendim :)

Acaba sizlerin kaolin uygulaması tecrübelerinizden benim durumumda olanların da yararlanabileceği, farklı uygulamaların sonuçlarını daha kolayca kıyaslayabileceğimiz bir döküman yaratılabilir mi? Mesela zeytin için; yöre, meyve tipi, uygulama takvimi, kullanılan araç gereç, kullanılan maddeler ve kıyaslanabilir bir skor notu gibi.

Halil Önen 10-10-2011 12:33

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi catikol (Mesaj 868337)

... Bu haftasonu zeytin sineğine kurban verdiğim zeytinlerimi gördükçe, seneye size toz yalatıcam diye epey söylendim :)

.

Bu yıl çok yerde yoğun görünen zeytin dökülme sebebi, zeytin sineğinden olmayabilir.
Dökülme sebebi zeytin meyvesinin sapından giren tripsi olabilir. Ve buna kaolin pek etkili değil.

Zeytin sineğine kaolin etkili. Zeytin sineğinin zararını görmek şu an daha erken.

Zeytin sineği meyveye yağ yürüdüğünde yani tane yumuşadığında 'V' şeklinde çizer ve yumurtayı bırakır.
Çekirdek etrafında galeri açar ve tane dökülür. Bunu şimdilerde ' vuruk' şeklinde meyve üstünde görürsünüz.

Meyve sineği olan tripsiyi tane üzerinde göremezsiniz.

Tanenin sapından girer ve çekirdeğe ulaşır. Yani çekirdeğin içine girer, etli kesimine değil.
Burada tane sapı zarar görür ve tane _ sağlam görünür_ dökülür.

İşte buna tek başına çok kaolin etkili değil... Ama zararı oldukca azaltıyor.

Yani kaolin tanenin sap kısmını kapatıyor ve zararlı buradan giremiyor. Ama yine az da olsa dökülme oluyor.

Burada kaoline gülleci bulamacı karıştırılırsa hiç dökülme görülmüyor.

Saygılar

Dogasever 10-10-2011 12:35

Sn Çatıkol
Kuşkucu ve sorgulayıcı yaklaşımınızı takdir ediyorum.
Zeytin sineğine gereksiz yere kurban verdiğiniz zeytinlerinize üzüldüm. Tıbbi açıdan katkılarınızın devamını bekliyoruz.

Halil Önen 10-10-2011 12:41

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi catikol (Mesaj 868337)
..
İstanbul'dan kaçıp "uzak bahçemde" geçirdiğim 3 günden sonra, tekrar "yakın işbirliği" içinde bulunabileceğim sizlerleyim.


...
Acaba sizlerin kaolin uygulaması tecrübelerinizden benim durumumda olanların da yararlanabileceği, farklı uygulamaların sonuçlarını daha kolayca kıyaslayabileceğimiz bir döküman yaratılabilir mi? Mesela zeytin için; yöre, meyve tipi, uygulama takvimi, kullanılan araç gereç, kullanılan maddeler ve kıyaslanabilir bir skor notu gibi.

Bunu gelecek yıl _ sonuçları alalım_ bir sisteme oturtmayı düşünüyoruz.

Saygılar

Dogasever 10-10-2011 12:45

Halil Bey
Bu söylediklerinizden aşağıdaki sonucu çıkarabilir miyim?

Bugünlerde kaolin gittikçe artan bir şekilde zeytinlerde kullanılmakta. Zeytin sineğinin zararı çok yüksek düzeyde azaltıldığında, meyveye giriş yolu nispeten daha kolay olan (ne yaparsanız yapın sap yüzeyi meyve yüzeyi kadar düzgün olmadığından kaolin ile homojen biçimde kaplanamayacaktır) tripslerin veya meyveye giriş yolu nispeten açık olan diğer zararlıların (varsa) zararının daha fazla artacağını söyleyebilir miyiz? Örneğin, bu yıl trips zararı geçen yıllara oranla daha fazla oldu mu?

odogal 10-10-2011 13:02

kaolinin tek bir reçetesimi var? UV rakım enlem gibi değerlerlemi oluyor?

MeyveliTepe 10-10-2011 16:07

Kaolin tek başına saptan çekirdeğe giren zararlının zararını büyük ölçüde azaltıyor. Bizim bölgede bu yıl ağaçlardaki zeytinin üçte biri yere indi. Her ağacın altında halı gibi zeytin var. Buna harşın bizim ağaçlarda, ağaç başına 8-10 tane sayıyorum. Kaolin kullanan bir başka bahçede de durum benzeri.

Dogasever 10-10-2011 17:36

Sn MeyveliTepe

Sizin bölgede hala kaolin kullanmayanlar mı var?

MeyveliTepe 10-10-2011 18:38

Evet, maalesef henüz çoğunluk kullanmıyor. Aslında geçen yıl bir sürü kaolin alındı ama zeytin olmayınca kullanmadılar. Bu yıl zeytin çok ama alışkanlık kazanmamış oldukları için yine kullanmadılar. Bu yılki bol zeytini tümden kaybedince seneye kullanırlar artık :)

Bir bodur elma bahçesinde, bir kaç zeytinlikte, bir kaç serada biberlerde kullandılar.

Zeytinlibahçe 10-10-2011 19:07

Bizim bölgede kullanan bahçe sayısı katlanarak hızla artıyor. Herkes neticeden şimdiye kadar memnun.

Anladığım şu ki, bahçe sahipleri internet, sipariş, havale gibi işlemlerle uğraşmak istemiyorlar.

Çözüm olarak, gelecek sene anlaşacağımız bir firmadan toptan alıp, lojistik bir üs gibi kendimiz dağıtmayı düşünüyoruz. Sn GümeTepe adayımız :)

idris şenol 10-10-2011 19:33

5 Eklenti(ler)
Sevgili arkadaşlar ,bu sene cevizde %50 verim kaybı yaşadım
elimizde kaolin kili olmasına karşın maalesef kullanmaya zaman bulamadım
ağcın göneş görmeyen tarfındaki cevizlerde sorun yok fakat güney tarafındaki cevizlerin büyük kısmı güneş yanıklığna mağruz kaldı
kaolin kilini kullınımı artık zorunlu olduğunu yaşayarak öğrenmek tecrübenin en acısı

MeyveliTepe 10-10-2011 19:41

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe (Mesaj 868484)
..
Çözüm olarak, gelecek sene anlaşacağımız bir firmadan toptan alıp, lojistik bir üs gibi kendimiz dağıtmayı düşünüyoruz. Sn GümeTepe adayımız :)

İyi çözüm...

Bizde buna da gerek yok, kooperatifimiz var. Yeter ki niyet olsun, getirip stoklamak, dağıtmak kolay :)

Esasında mesele şu. Bizim buralarda ağaçları güneşten koruma ihtiyacı belirleyici değil. Halihazırda 16 liralık bir zehiri belirli bir takvime göre bir, bilemedin iki kere attılar mı yettiğini düşünüyorlar. Bunda daha çok sebzecilikle uğraşmalarının da payı büyük.

Zeytini ticari bir ürün olarak görmüyorlar. Buradaki çeşitler az bulunur çeşit olduğu ve miktarı da az olduğu için üretici birliklerine gitmez. İhtiyaç fazlasını elden satıyorlar zaten. Aynı dönemde ayıklanmış gemliğin fiyatı 2,5-3 lira iken samanlı çeşidi, ayıklanmış ama işlenmemiş halde kilosu 7-8 liradan, Karamürsel-Su çeşidi 5-6 liradan gider.

MeyveliTepe 10-10-2011 21:20

1 Eklenti(ler)
Eklenti 250685

Pazar sabaha karşı başlayan yağmur öğleden sonra 1-2 saat ara verdiğinde zeytinlerin genel görünüşü.

Kirmit 10-10-2011 21:31

Ben de buralara yazmak istiyorum artık ama hala o mertebeye ulaşamadım. Biraz sitem ettim gibi ama bunda kimsenin suçu yok işin tuhafı. Allah bana da nasip etsin bahçe yapmak ve kaolinle bitki zararlıları mücadelesi, amin. Belki yazarsam, kuantum düşünce ile daha çabuk olur dedim :)

athena -asena 10-10-2011 22:40

Bu sene fındık bahçesinde deneme amaçlı kullandığım sun shader kaolin kilinden memnun kaldım. Senelerdir kurak tan etkilenen bir yer vardı orda ki denemelerim sonunda ne ağaçlar nede ürün güneşten zarar görmedi ilk defa bu sene o bölgeden fındık topladım. İnşallah seneye bütün bahçede kullanmak.

catikol 10-10-2011 23:25

Sn. Meyvelitepe

ben de Eceabat' taki uzak bahçemde bulunan zeytin ağaçlarımı bir başka severken, tüm yörede zeytinden verim elde edilememe sebebiyle ilgilenilmediğine, vazgeçilmişliğine şaşırıyorum. Kasası - ki yaklaşık 25 kilo - 5 TL ye domates üretmeyi tercih ediyorlar.

Bu bölgede kaolin kullanan ilk ben olacağım sanırım. Umarım önce beyaz ağaçlarımla sonra da ürün miktarıyla ilgi çekerim de bir hareketlenme olur.

Sizlerin uygulama sonuçlarını ve yöntemleri anlatacağınız karşılaştırılabilir raporlarınızı da bölgedeki zirai çevrelere tanıtmayı amaçlıyorum. Tecrübelerle edinilecek kaolin altın standartı cetvelinde sizin çok önemli katkınız olacağını düşünüyorum.

Halil Önen 11-10-2011 00:39

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi idris şenol (Mesaj 868493)
Sevgili arkadaşlar ,bu sene cevizde %50 verim kaybı yaşadım
...

İleti 670 deki ceviz ağacı meyvesinde görünen ' ceviz iç kurdu' zararlısı gibi duruyor, güneş yanıklığı değil.

Güneş yanıklığı daha çok yaprakta görülür, meyvede değil.

Kaoline delfin, madex ve ya gülleci bulamacı karıştırarak kullanmak çift etki yapacaktır.

Bol verim diliyorum.

Halil Önen 11-10-2011 00:43

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi athena -asena (Mesaj 868593)
... deneme amaçlı kullandığım sun shader kaolin kilinden memnun kaldım. .

Sn. athena-asena ben de sun shader' den memnunum. İçine bir az arap sabunu ne etido 67 kullanmak etkisini arttırıyor.

Saygılar

Halil Önen 11-10-2011 00:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Dogasever (Mesaj 868373)
Halil Bey
Bu söylediklerinizden aşağıdaki sonucu çıkarabilir miyim?

Bugünlerde kaolin gittikçe artan bir şekilde zeytinlerde kullanılmakta. Zeytin sineğinin zararı çok yüksek düzeyde azaltıldığında, meyveye giriş yolu nispeten daha kolay olan (ne yaparsanız yapın sap yüzeyi meyve yüzeyi kadar düzgün olmadığından kaolin ile homojen biçimde kaplanamayacaktır) tripslerin veya meyveye giriş yolu nispeten açık olan diğer zararlıların (varsa) zararının daha fazla artacağını söyleyebilir miyiz? Örneğin, bu yıl trips zararı geçen yıllara oranla daha fazla oldu mu?

Sevgili doğasever,

bunu yarın resimle anlatmayı düşünüyorum.

Zeytin sineği ve tripsi meyveye farklı zarar veriyor. O zaman daha iyi anlatırım.:)

Saygılar

Halil Önen 11-10-2011 01:24

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Kirmit (Mesaj 868568)
... Belki yazarsam, kuantum düşünce ile daha çabuk olur dedim :)

...dediniz;

'' Ve bu deneyde; sanıldığının aksine, her zaman bir gerçeklik ortaya çıkar, daha doğrusu her zaman bir gerçeklik ortaya çıkmıştır, bu da '' hiç bir şeyin kesin olmadığıdır.'';)

'Tavşan deliğine' _ harikalar diyarına_ açılan kapıdan geçtiğimizde, hepimiz geleceği yaratırız... Yani dışımızda olanı hep birlikte yaratırız. Var olan dışımızda mıdır; evet diyorsak, hiç birimiz masum değiliz.;)

Ya da 'gerekli doğamızı anlamaya başladığımızda artık soru da cevap da yoktur.'

Sadece idrak vardır...

O zaman hiç ölmeyeceğimizi bilerek işe koyuluruz...:p


Belki ölüm diye bir şey yoktur...;)

Belki de kaosun için de de bir düzen vardır...

Sevgili Kirmit;

ilk yaratıkların denizden karaya tırmandığı yılları geçtik, geriye mi gittik nedir?

Bak ne diyor A. Einstein;
' Realite bir hayaldir, fakat sürekli olandır.'

Paralel evren de buluşmak dileği ile...:p hoş geldiniz ...

(Quantum da olsa dileklerinizde dikkatli olun _ kaolinli bir bahçe hayali_ çünkü gerçekleşebilir...:)

Saygılar

Dogasever 11-10-2011 10:08

Halil Bey
Biz "kuantum" sözcüğü sizi buralara getirebiliyorsa, çoktan paralel evrende buluştuk demektir. Sevgiyle kalın...

Dogasever 11-10-2011 10:10

Yukardaki mesajda "biz," "bir" olacaktı. Mesaj düzeltme butonum olmadığı için tekrar mesajla düzeltme yapabiliyorum sadece.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 03:21.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025