10-07-2012, 21:48 | #31 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bu korkuyla bir daha bahçeye nasıl giderim bilmiyorum. Alıntıladığım mesajdaki gibi ağaçlarda gizleniyorsa, ağaçlardan da uzak durmam gerekiyor. Eşim daha önce havuzun yanında gördüğünü söyledi, tabii korkmamam gerektiğini de. Korkmamak elimde değil, yazılan korunma yollarını da büyük bir alanda uygulamak zor. |
|
10-07-2012, 22:38 | #32 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-05-2012
Şehir: TRABZON
Mesajlar: 242
|
Arkadaşlar, bizim buralarda yılandan korunmak için olduğu düşünülen yerlerde kükürt veya lastik yakılır.Bunların yanmasıyla oluşan koku yılanları kaçırıyormuş. |
10-07-2012, 22:57 | #33 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 22-10-2011
Şehir: Adana
Mesajlar: 635
|
Birkaç gün önce bende bahçenin dışında uzun gri bir yılan gördüm. Hemen kükürt ve katran aldım. Yarın bahçeye götüreceğim. Bakalım faydası olacak mı? Yılanı görünce tırstım, şimdi çok dikkatli davranıyorum ama... |
11-07-2012, 00:43 | #34 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 09-03-2011
Şehir: İZMİR
Mesajlar: 892
|
Bende bahçemde bir çok kez yılanla karşılaştım. Hatta otları biçerken bacağımın arasından kaçıp gitti . yani bana saldırmadı. geçen yıl elektronik kovucu koydum bahçeme , ama farelere hiç etkisi olmadı. Bu yıl bahçenin dört yanına toz kükürt serptim , bu yıl hiç yılana rastlamadım.. |
11-07-2012, 01:15 | #35 |
Ağaç Dostu
|
Yılanların varliğını onlarla normal yaşantımızda sıklıkla karşılaşmadığımızdan unutabiliyoruz. Fakat gerçekten de eğer yanlışlıkla üzerine basmazsak veya yılana tehdit algısını hissettirmezsek gerçekten de varlığımızı farkettiklerinde derhal oradan uzaklaşıyorlar. Su içmek amacı ile sulama kanalı veya havuz gibi alanları ziyaret ediyorlar. Bahçemizde bu tip alanlarda daha sık karşılaşmamız olasıdır. Gizlenebilecekleri nemli ve serin yerleri gündüz saatlerinde tercih ediyorlar ve zaten avlanma saatleri de gün batımı ve gün doğumu arasında olduğundan çok da tedirgin olmamalıyız. Ama gündüz saatlerinde alan değişikliği yani seyahat yaptıkları zamana da denk gelebiliriz. Ben de yılan karşılaşmalarını yıllardır çok defa yaşadım. Kendini korumak için yükselerek ileri atıldığı da oldu bir keresinde ama sonrasında hemen kaçmayı tercih ediyorlar. Soğukkanlı olmak yapılabilecek yegane çözüm. Öldürmeye kesinlikle karşıyım. Isırma durumu ile karşılaştığımızda da yine sakin olmak ve kan dolaşımını daha da hızlandırıcı durumlardan kaçınarak acil olarak medikal birimlere başvuracağız. Yılan ısırığından kaynaklı anaflaktik şok dediğimiz bu tip ölümle sonuçlanan durumlar zannediyorum ki ülkemizde çok nadir karşılaşılan durumlardan. Bir kaç ay boyunca ekstra dikkat edelim. Dilerim hiç birimiz tatsız bir durumla karşılaşmadan bu sezonu geçiririz. Yılandan korkmak yerine arı alerjisinden, kene tehlikesinden, sivrisineklerle bulaşan tehlikeli enfeksiyon hastalıklarından korkalım. |
11-07-2012, 07:46 | #36 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın... |
|
12-07-2012, 21:28 | #37 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
|
Bahçe içi depoda iri tarla faresi gördüm. İlaçlı buğday bıraktım. Ertesi hafta temizlemiş. Sokaqk kedileri 3 -4 haftadır bahçeye uğramıyor. Haziran üçüncü haftasonu; Bir kabuk kırılması (ceviz kabuğu kırılması gibi) sesi geliyor, bodur Pitos'ların içerisinden. Pitos yaklaşık 2 metre çapında ve içerisine güneş giremeyecek kadar kapalı. Pitos un bazı bölgeleri kıpırdıyor. Fare, kaplumboğa veya yılan olabilir dedim. Sopa ile kurcaladım , su sıktım birşey çıkmadı. Haziran dördüncü haftasonu; Kahvaltı sırasında bu kez çit şeklindeki budanmamış sık Pitos'ların içerisinde hışırtı ile irkildik. Yine Pitoslar sallandı. Sopa, su vs. yine birşey yok. İlaçlama yaptım şehre döndük. Temmuz birinci haftasonu; Korku üzerine çit leri budayıp en azından diplerinin görünmesini içerisine güneş girmesini temin etmeye çalışıyorum. Eşim yardım için çit üzerinden karşı tarafa atlamak istedi. Yılan fare olabilir diye uyardım. Budanan artıkları atmaya gittiğim sırada bahçeden yılan diye çığlıklar geldi. Koştum eşim ortancarın üzerine doğru sırtını gördüğünü söyledi. Saatlerce bekledim, çalıları dürttüm vs. göremedim. Çalıları budarken bir sürü salyangoz ortaya çıktı. Ceviz kırmaya benzer sesler salyongozlar olabilir. Hafta sonları kabus gibi oldu. Gözümle görsem rahatlayacağım. Korban diye toz ilaç önerdiler. Benzer durum yaşayanlar ne önerirler? |
12-07-2012, 21:38 | #38 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 637
|
Şüpheli yerlere uzun bir sopa ile gürültü yapmadan gitmiyorum.Değiştirdikleri derileri ile sık sık karşılaşsakta gürültülü gidişlerim nedeniyle kendileri ile bizzat tanışmadım henüz. |
12-07-2012, 23:43 | #39 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Sayın kartal124, sopayla gürültü yapıyorum deyince aklıma geldi, Bir arkadaşımda ormanlık ya da bağ bahçe aralarına girdiğimizde arabasında gezdirdiği sopayı mutlaka alırdı, neden aldığını daha sonraları öğrendim meğersem yılandan çok korkarmış. Daha sonraları gittiğimizde yoldan elime bir kaç taş alıyorum ve yolun kenarındaki çalıların içine atıyorum çalılardan gelen ışırtı sesinden nasıl irkilip kaçışını bizler gülmekten yerlerde izlediğimizi hatırlıyorum. Bir daha da yapmadım, çünkü gerçekten çok korktuğunu gözlerimle şahit olmuştum , gözleri yerinden çıkacak kalbi yerinden fırlayacak gibiydi, hele nefes nefese neydi o be neydi o be deyişi halâ kulaklarımda. |
|
13-07-2012, 02:04 | #40 |
Ağaç Dostu
|
Arkadaşlar bu kadar korkmayın, yılan sinsice gelip saldırmaz..O sizden daha çok korkar..Ayrıca Türkiyede öldürecek kadar zehirli yılan yok bildiğim kadarı ile. Kardeşim biyolog, incelemek için arıyor bulamıyor..) Kükürt yeterli. Ayda bir tekrarlasanız yeterli olur. |
13-07-2012, 11:44 | #41 |
Ağaç Dostu
|
Üstelik yılan, salyangozlarla mücadele de işe yarıyormuş |
13-07-2012, 12:08 | #42 | |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Alıntı:
|
|
13-07-2012, 12:49 | #44 |
Ağaç Dostu
|
Yılandan pek zarar gelmez. Korkmayın. Bir gün bir yerde yılan ölüsü görmüştüm. Derisi rengarenkti, çok güzel bir deseni vardı. Küçücük bir şey. Onu aldım derisini tulum şeklinde çıkarttım, tuzladınm ve kaleme kılıf yaptım. Çol güzel olmuştu. Yani yılandan zarar gelmez, derisi kaleme kılıf olur. |
13-07-2012, 13:02 | #45 |
Ağaç Dostu
|
İki gündür çeşitli bahanelerle gitmediğim bahçeye bugün mecburen gideceğim. İnşallah yılan görmem. Korkmayın demekle olmuyor, yanımda devamlı korktuğuma kızan biri var zaten. Derler ya, ''yılandan korkma yalandan korktuğun kadar'', her ikisinden de çok korkarım. |
13-07-2012, 13:31 | #46 |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Sitede 4 yıldır hep yılanların olduğunu duyardım. Komşu bahçelerden kedim 2 tane yakalayıp bize getirmişti. Kükürt uyguladığımdan olsa gerek bizim bahçede yoktu. Bu sene kükürt o bölgeye uygulamadım ve yılan ortaya çıktı. Belki rastlantı yine de yazmak istedim. |
13-07-2012, 13:57 | #49 |
Ağaç Dostu
|
|
13-07-2012, 14:34 | #50 |
Ağaç Dostu
|
Uzun zamandır gidemediimiz bahçemize, iki hafta önce uğradık. Otlar boyumuzu geçmiş, bir kısmı kurumuş yere yatmış, ağaç dalları birbirine girmiş, gökyüzü gözükmüyor, görmeyeli yeni ağaçlar çıkmış,... tam gerilim filmlerindeki gibi. Benim aklım, küçük havuzdaki nilüferde, canlı varsa alayım istiyorum ama eşim bahçenin halini görünce engelledi. Civarda kene yokmuş ama bahçede yılan olduğunu biliyoruz (havuzun yakınlarında oluyordu). Yan komşu da uyardı, yılan var, benim kapıma da geldi diye. Eşim karadutu özlemiş ki dayanamayıp önce kendi girdi, o karaduta ben de havuza, çocuklar da arabada. Her an diz boyu otlar arasında bir yılana basacağız dedik ama olmadı, onlar da bizden korkmuş olmalı. Cesaret biraz da Marmara bölgesi yılanlarının zehirli olmamasından geliyor. |
13-07-2012, 14:52 | #51 |
Ağaç Dostu
|
Bahçeye çizmesiz çıkmak yok. Elde tara veya çapa hep var. El atarken bir yere, elden önce beyin, bak öyle uzan komutunu vermeye alışmak üzere. Sebzeleri toplarken daha bir dikkat şart ama oda bayağı bir eziyet insana. Evin bahçeye açılan kapısı evin içine davetsiz misafir girişini çok kolaylaştırıyordu. Kapısında ve ayrıca iki yanlarda telli pencereleri olan bir limonluk yaptırdım demir doğrama ve bol camlı şimdi rahatım. Tek sorun kapıyı açık bırakan ev ahalisini kapı kapamaya alıştırmaktı. Dilimde tüy bitti beceremedim ama geçende açık bırakılan kapıdan giren bir eşek arısı meseleyi halletti.Şimdi herkes benden titiz kapı kapamada. Bağlara kükürt atarken diğer fidanlara ve bahçe kenarlarınada bolca serpiyorum. Katran yağı hep aklımda ilk fırsatta onuda deneyeceğim. Şu anda evde kaldığımız yok ama bazen geç vakte kalıyorum dönüş için, hava kararınca bolca kurbağa dolaşmaya başlıyor bahçede. O kurbağalara yılanın gelmemesi mümkün değil. Nasip olursa ileride bahçenin belli yerlerini gözlemleyen kamera sistemi ile bu hayvanları kayıt etmek istiyorum. Geçende çit telinde kürk parçası vardı komşum porsuk tüyü dedi, tilki ve sansar pislikleri her tarafta görülüyor. Gene kocaman bir domuz evin yanına kadar gelmiş ayak izi çocuk yumruğu kadar vardı. |
14-07-2012, 16:13 | #52 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 06-08-2009
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 6,526
|
Bu yılan korkusuna ne zaman tanık olsam usta şair Nazım'ın ''tavşan korktuğu için kaçmaz kaçtığı için korkar'' dizesi gelir aklıma.. Hayatımın en az 15 yılı dağlarda, ormanlarda, çalılık, otluk alanlarda yürümekle geçti.. Hiç korkmadan ve önüme bakmadan yürürüm..Zaten korkarsanız yürüyemezsiniz.. Sadece yürürken ayaklarımı sağa sola vurarak veya sürterek ses çıkartırım..Yılların alışkanlığıdır bu.. Bu alışkanlık sayesinde belkide, hiç burnumun dibinde yılanla karşılaşmadım.. Sadece uzaktan görmüşümdür.. 11 yıldan beri köyde zeytinliğimde uğraşıyorum; iki defa yılanla karşılaştım..Birinde, eterniti 2 kişi kaldırınca altından yılan çıktı..Bozuntuya vermem, çok soğukkanlıyımdır..Biz ondan korkmadık, o bizden korktu ve kaçtı gitti.. Birisinde de, fidanları sularken, oturduğum yerin bir metre arkamda bir engereğin dikilerek bana baktığını farkettim..hortumun ucunu yavaşça tutarak aniden arkama dönerek yılana sıktım..panik oldu hayvan..o kaçtı ben su sıkarak kovaladım.. Fidanlığımın kulübesindeki çekyatta çok sıcak günlerde geceleri çok yatmışlığım vardır.. Kapıyı açık bırakarak hemde.. Kahvehanelerde yılan muhabbeti çok dinledim..çoğunun yalan veya abartılı olduğuna inanırım.. Son gidişimde banada korku salmaya çalıştılar..Yok, benim fidanlıkta şöyle uzun..böyle kalın bir yılan varmış ta..falanda filanda.. 10 günden beri bu yıl hiç sürdürmediğim ve kuru otlarla kaplı fidanlığımda çeşitli işler için belki 20-30 kere tur attım..hemde terlikle.. Ne yılan gördüm ne birşey.. Ne bileyim..belkide birşeyden ne kadar korkarsan o kadar üstüne geliyordur.. Mesela ben İstanbul'da çınar ağaçlarının olduğu caddelerde hemen hergün dolaşırım..üstüme kuşların pislediği çok nadirdir.. Ama eşim çok titiz olduğu için, aman kuşlar pislemesin diye hep tedirgin olduğu için hemen her birlikte çıkıp dolaştığımızda büyük bir olasılıkla kuşlar benim değil onun üstüne pisler.. |
14-07-2012, 17:23 | #53 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Murpy yasaları. Paradoksal çelişkiler de diyebiliriz. |
|
15-07-2012, 01:07 | #54 |
Ağaç Dostu
|
) Ya da çekim yasası..Ne düşünürsen onu çağırırsın.. Ben de 47 yıllık köylüyüm. Daha yılan soktu, öldü diye kimse duymadım... Arkadaşlar gerçekten korkmayın...Onlar korkulacak hayvanlar değil..Ayrıca diyelim ki o çok küçük olasılık oldu..Artık 6 saatte hastaneye ulaşamayacağınız yer var mı allahaşkına... İllede bir şeyden korkmak istiyorsanız, bence insandan korkun ( ölüsünden değil, dirisinden ). Doğanın tek vahşisi o bence... Düzenleyen agozce : 16-07-2012 saat 23:20 |
15-07-2012, 01:15 | #55 |
Ağaç Dostu
|
Biz yılanları severiz, çünkü hep güzel yılan hikayeleri anlatılır biz de. Bura yeri değil, uygun bir yer bulursam size de anatırım... Dedem 23 yıl önce 106 yaşında öldü. Bize evde veya çevrede bulduğumuz hiç bir hayvanı- örümcek, eşek arısı,...- öldürmemize izin vermezdi. Şöyle derdi ' eğer o burada yaşıyorsa, demekki doğada bir yeri var, bir görevi var, biz bilmiyor olabiliriz. Bilmiyoruz diye onu öldürmeye hakkımız yok, yanlışlıkla gelmiştir, alın dışarıya koyun...'' '' |
15-07-2012, 08:16 | #56 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 14-07-2012
Şehir: Eskişehir
Mesajlar: 216
|
Siz gene iyisiniz, dün akşam odama zıplayarak dalan bir çekirge yüzünden salonda yatmak zorunda kaldım. Ne yaptıysam yakalayamadım, üstüne atlet atma vs. Hep kuytu bir yerlere atladı, nereye kaçtı diye bakarken de aniden üstüme zıpladı beni kaçırdı iki kere eşek sıpası. Küçükken elimden düşürmediğim bu böcüklerden bu yaşta bu kadar korkacağım aklıma gelmezdi. Bir de bahçeli ev hayalim var sözde, kesin astronot kıyafeti gibi bir şeyle dolaşırım o zaman. |
16-07-2012, 21:46 | #57 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-12-2008
Şehir: İzmir/Kaynarpınar
Mesajlar: 1,151
|
Alıntı:
Bu hafta sokak kedisinin iki yavrusuyla pitos ların yanında şekerleme yaptığını görünce rahatladım |
|
16-07-2012, 22:52 | #58 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 12-03-2012
Şehir: Kastamonu/Tosya
Mesajlar: 62
|
''korkarsın kurdun sevdiği havadan/ayakkabı yaparsın yılandan''...Demiş Yılmaz Erdoğan... korku içimizde büyüyerek sürekli peşimizden gelen bir düşmandır...ve en tehlikeli canlı, insandır...M_F |
23-07-2012, 21:28 | #59 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
(Daha detaylı bilgiler için http://www.turkherptil.org/) |
|
16-09-2012, 23:02 | #60 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2010
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 637
|
Evetttt, Uzun zamandır değiştirdiği derilerini bulup bahçede yaşadığına kanaat getirdiğim yılanımla sonunda evvelki gün karşılaştım. Bahçede bıraktığım, soğanlı bitkilerin soğanlarını bulundurduğum ve yaklaşık 6-7-aydır yerinden oynatmadığım büyükçe saksımı yabani otları kesmek için kaldırdım.Yeni aldığım akülü çim kesme makasımı elime alıp elimi uzun otların arasına daldırdım.Otları gayet güzel bir şekilde keserken otların arasından bir tıslama ile aniden bizim yılan fırladı ve aksi yöne doğru biraz kaçıp durdu.Ben bir süre onu bırakıp bırakmama arasında tereddüt ettim, ama ilerde zararı olabilir düşüncesi ile yakalamaya karar verip kürekle peşinden yürüyünce bizimki hem düzenli olarak tıslayıp hem de hızla kaçmaya başladı.Yetişip kürekle kıstırdım ve o anda müthiş çevik bir yaratıkla karşı karşıya olduğumu anladım.Kürekle sıkıştırılınca ani bir reflekle küreğin ucuna dönerek saldırdı ve küreğe beyazımsı bir sıvı püskürttü, küreğin bu sıvıdan etkilenmediğini anlayınca da zorlaya zorlaya küreğin altından kurtulmaya çalıştı.İki üç kere o kurtuldu ben sıkıştırdım, baktım zaptedilmesine imkan yok biraz sertçe müdahalede bulununca sersemledi ve hareketsiz kaldı, bunun üzerine orada bulunan bir kanca ile kendilerini tuttum ve bahçeden sınırdışı ettim.Ama içimde elvermediği için inşallah zarar vermemişimdir umudu ile bir süre gözlemledim,yavaş yavaş kendine gelip ortadan kayboldu. Bu maceradan çıkarttığım sonuçlara gelince, 1-Elimi hiçbir koruma olmadan onun mekanına sokmama rağmen bana saldırmadı.Demekki saldırıyı en son çare olarak düşünüyor. İlk önceliği kaçmak.Bu nedenle riskli bölgelere gürültü çıkartarak yaklaşmak yılanı sizden uzak tutmaya yetecektir. 2-Müthiş derecede çevik bir hayvan.Nasıl sıkıştırırsanız sıkıştırın zorda kalırsa kendisine saldırana zarar verebilecek hamleyi yapabiliyor. Şimdi de durup dururken bu çevik ve aynı zamanda centilmen hayvanı yerinden yurdundan ettim diyip üzülüyorum. Ama geçen hafta çatı arasına giren 2 adet yarasayı havuz kepçesi ile yakalayıp dışarıya saldıktan sonra bir de yılan tecrübesi yaşayınca bakalım daha neler göreceğiz diye düşünmeye başladım. Ufak bir ekleme de yapayım:Kiremitler arasına yuvalanan bir gurup arıdan nasıl kurtulabileceğimi ilgili bölümde uzman arkadaşlara soracağım.Yüzlercesinin arasında gezmek pek hoş olmuyor da.. Düzenleyen kartal124 : 17-09-2012 saat 14:19 |
|
|