agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   Sürdürülebilir Doğal Tarım Bahçeleri (https://www.agaclar.net/forum/surdurulebilir-dogal-tarim-bahceleri/)
-   -   Uzak bahçelerin yakın işbirliği (https://www.agaclar.net/forum/surdurulebilir-dogal-tarim-bahceleri/20224.htm)

gece 23-10-2010 02:01

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi hasangultepeli (Mesaj 708132)
Sayın gece galiba UBYİ diyecektiniz galiba, yoksa yeni bir oluşum mu?

:o Teşekkürler, sizin uyarınızı okumazdan önce farkettim, ve düzelttim, söylemesi kolayıma geldiği için ben uydurmuşum, yeni bir oluşum değil. :o


gece
doğru yazılışa dikkat edeceğine, kolayına geleni söyleyiveren forum kişisi.

MeyveliTepe 23-10-2010 02:26

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi bayindirmevki (Mesaj 708138)
Benim anlattığım fikir değil ürün. Burda bulunan insanların bir çoğu tarımı ek gelir veya esas iş olarak yapan kişiler. Alın terlerinin bir karşılığı olmasını beklerler. Fikir paylaşımı ise zaten burda bulunma amacı. Ve burda paylaşılan fikirlerin değerini hiç bir zaman yadsımadım. Ama siz bunu bir alış-veriş gibi üstü kapalı yansıtıp sonra da açarak eğleniyorsanız keyfinize bakın.Rahatsız değilim.

Kastım fikir alış verişi değildir. "Fikir" birinin düşüncesidir, kişiseldir, yorumdur. Değeri görecelidir.

Kastettiğim "bilgi"dir. Özellikle de deneyime dayalı bilgi. Bir yorum değildir, somuttur, ortaya çıkarmanın kesinlikle bir maliyeti vardır. Sahip olunduğunda ve yerinde kullanıldığında değer yaratır, bir şeylerin farklı olmasını sağlar, yeni başka bilgilere zemin oluşturur ve değerlidir. Elde edildiğinde havadan gelmiş bir şey olduğu düşünülmemelidir. Verdiğimi boş verelim, ben bundan çok aldım.

bayindirmevki 23-10-2010 02:39

Azarlanma üstüne güzel bir araştırma yapmışsınız. Tamam. Ben ezberden kısaca anımsattım. Bana yazının verdiği his, vurgu azar gibi geldi. Siz böyle değil diyorsanız, kabul ediyorum. İthamımı geri çekiyorum.

Orda bahsettiğim alış-veriş amaçlı yazışma isteği forumun kurallarını-işleyişini bilmemekten kaynaklandı. Anlatmaya çalıştığımda madem bir web sitesi kurulamadı onun işlevini burdan yapabilirmiyizdi?

Satış amaclı web sitesi kuralım derken siz birden farklı bir düzen yapmış herkese ayrı konu açmaya yarayacak biçimde düzen yapmıştınız. Forum dışında web sitesi kuralım derken forum çerçevesi içinde kalmıştık. Ben bunun ne işe yaradığını anlamamıştım.

Tüm bunlar ne işe yarıyor bir sonuca vardık mı?

Şu 183 nolu mesajdan alıntıladığınız parçanın son cümlesi, anlaşılması zor dediğim fikirlerinizden bir örnek vermek için denk geldi.

Ortak ve kesinlikle farklı bir oluşumun katma değerini yaratmaktır bence birlikte yapmamız gereken.

Ben bundan ne anlamalıyım? Pek anlaşılır cümlemi.

Bir oluşumdan bahsediyoruz, kendisi dururken katma değerini yaratıyoruz.

Kesinlikle dalga geçmiyorum ve ben bunlardan bir şey anlamıyorum. Anlatmaya çalıştığımda bunlar. Ortada olayın kendisi yok lafı var. Acaba katma değeri dediğiniz bu yaptığımız laflar mı?

Tamam anladım; Biz bir iş üstüne konuşuyoruz ama bu süreçte edindiğimiz deneyim ve bilgi katma değeri oluyor. Yanıldım mı?

Böyle kitabi çümleleri anlamak zor bakın aylar sonra anlaya bildim. Zor işmiş bu doğal tarım.

bayindirmevki 23-10-2010 03:12

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 708141)
Kastettiğim "bilgi"dir. Özellikle de deneyime dayalı bilgi. Bir yorum değildir, somuttur, ortaya çıkarmanın kesinlikle bir maliyeti vardır. Sahip olunduğunda ve yerinde kullanıldığında değer yaratır, bir şeylerin farklı olmasını sağlar, yeni başka bilgilere zemin oluşturur ve değerlidir. Elde edildiğinde havadan gelmiş bir şey olduğu düşünülmemelidir. Verdiğimi boş verelim, ben bundan çok aldım.

Bak buraya katılırım. Sonuna kadar katılırım. Biraz kitabi olsada hiç bir cümlesi "katma değer" gibi zorlamadı. Sizi sevmemin nedeni böğle derinlikli düşünmeniz. Ama sonuç. Ben sonuç insanıyım. Teorisine kafa yormadan direkt pratiğine indirgenmesini isterim. Bunları blokunuzda okurken çok keyif alırım. Orda sizin bir okuyucunuzum. Ama burda iş farklı. Ben de dahil bir çok kimse sonuç bekliyor.

Ne yapalım? Siz katılmayacak mısınız? Dışardan mı destekleyeceksiniz? 6 ay sonra mı 1 yıl sonra mı diyorsunuz. Bir çok kişi fikirsel aşamayı aştık artık uygulayalım diye yazıyor. Siz hala zaman diyorsanız ben biraz daha sizinle ters düşeyim. Arkadaşların gözünden düşeyim. Forumdan atılayım. O zaman olsun.

Lilium 23-10-2010 03:25

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 708141)
Kastım fikir alış verişi değildir. "Fikir" birinin düşüncesidir, kişiseldir, yorumdur. Değeri görecelidir.

Kastettiğim "bilgi"dir. Özellikle de deneyime dayalı bilgi. Bir yorum değildir, somuttur, ortaya çıkarmanın kesinlikle bir maliyeti vardır. Sahip olunduğunda ve yerinde kullanıldığında değer yaratır, bir şeylerin farklı olmasını sağlar, yeni başka bilgilere zemin oluşturur ve değerlidir. Elde edildiğinde havadan gelmiş bir şey olduğu düşünülmemelidir. Verdiğimi boş verelim, ben bundan çok aldım.

Teşekkürler meyvelitepe, bu kadar güzel anlatılabilirdi, tabi anlayana.

Önemli olan onu almak alabilmek, ahkam kesmek değil.

Bunları kırk yılda öğrenemeyenler altı dakikada öğrenir ve sana öğretir.

Bunlar için bilgi belge tecrübe her şey paradır herşeyi parayla alırlar verirler ve öğrenirler ve öğretirler.
Bunlar bana bir harf öğretenin kölesi olurumu bilmezler. Paylaşmanın ne olduğunu bilmezler.
Bence o güzel ceneni hiç yorma.

Cambaz cambazdır hangi ipe gideceğini kestiremessin. Bir bakmışsın kucağına düşer üstünü kirletir.

bayindirmevki 23-10-2010 03:59

Ya lilium, amma attın be. Senin canın sıkılmış yine.

Hem muhatap almıyorum diyorsun, hem bulaşıyorsun. Canın yanıncada mızıkçılık yapıyor, malinaya şikayet ediyorsun. Mektep çocuğu gibisin.

Zeytinlibahçe 23-10-2010 06:48

Sn bayındırmevki, sevgili dostum

Oluşum sekiz ayda sürer 3 yıl da kimse bahçesini, tarlasını UBYI ne güvenerek almadı, güvenerek ekmedi, hiç bir şeye de kota koymuyor önceden ne yapılması isteniyorsa devam edilir fazladan da bu oluşuma destek verilir, ne kaybımız var ki.

Daha önceden de bizlere, oluşuma destek verenlere, manifestoyu ortaya çıkaran arkadaşlara ''size de oluyor ki, biz daha kendi aramızda isim konusunda dahi anlaşamadık'' gibi bir mesajınız olmuştu da desteklerini kestiler demiyeceğim ama sanırım kırılmışlardı, bir daha da yazmadılar.

Herkes ürünlerini ve miktarlarını belirtsin dendiğinde ortaya çıkan görüldüğü gibi pek bir ürün de yok ama olacak hemde çok olacak, bahçeler yeni. Biz burada daha zorunu başarıyoruz, doğal yetiştirme yöntemlerini ve mücadelelerini enbaşta ele aldık, yoğunlaştık, yazılanların bazıları ise sanırım ülkemizde bir ilk.

Sn lilium la aranız da bilmediğim özelden bir sorununuz yoksa, olmadı, yakışmadı, kendisine bir özür borcunuz var.

Hiç boşuna uğraşmayın, sizi seviyoruz..:)

bayindirmevki 23-10-2010 09:55

Sayın Zeytinlibahçe,

UBYİ ortaya çıktığında hiç birinizi tanımıyordum. Bu forumda ve UBYİ'de tek bildiğim üye Meyvelitepe. Zamanla kiminizi şahsen, kiminizi yazıları ile tanıdım. Benim UBYİ'de elde ettiğim en büyük kazanç insanları tanımak ve sosyalleşmek oldu. Ortada gezinen bilgi akışı çok da umurumda değildi. Ben çoğunu almadım, ilgilenmedim. Kullanmaya da vaktim olmadı. Olduklarının da büyük bahçecilikte ekonomik olmadığını ya da sanılan yararı vermediğini gördüm. Ben bahçemi profesyonel destekle götürdüm. Burda anlatılan ürünlerin en temellerinin konuştuğum mühendislerce bilindiğini, mümessil firmalarca çok önceden Türkiyeye getirilip büyük tarım işletmelerine tonlarca satıldığını öğrendim. Burda köylülerin ama bilinçli ama bilinçsiz kullandığını gördüm. Yani piyasada çok bilinmez şeyler değildi. Ya ekonomik olmadığı için ya da her yerde satılmadığı için kullanılmıyordu. Ama büyük işletmeler, tarım mühendisleri bunları biliyordu. Sorun bu bilinenleri biz sanal ortamda kullandığımızda profesyoneller gibi konuya tüm yönleri ile vakıf olmadığımız için bazen fayda yerine zarar, çok cana da kaynak israfı yaşadığımızdı. (Kaynak ısrafı da benim takıntım işte...) Israrla yapacaksak yapalım dememde ki temel noktalardan biri de bu bilgi akışını düzenlemek ve kullanılabilir formlara getirmek ihtiyacını görmemden kaynaklandı. Ama bu ihtiyaç herkes tarafından görülmeye bilirdi. Bunu da kabul ederdim. Ben işi biraz ciddiye aldım. İletişim kanallarımdan birinin eksik olması bazı şeyleri anlamamı engelledi. Bunda sizlerin kabahati yok. Ben kendi olanağımı zorlamamalıydım.

Konuyu ciddiye aldım kafamda farklı şekillendirdim. Şu an nasıl bir şekilde olduğunu anımsamasam da kendimi biliyorum ki yarattığım kırgınlıklar olmuştur. Sadece işe odaklanan yapım bana çok kez oyun oynuyor. Pek sosyal biri değilim. Forumların sanal ortamını pek anlayamıyorum. Bilir, bilmez kırdığım herkesten özür dilerim.

Ürünler ve miktarların varlığı baştan beri beni pek ilgilendirmiyordu. Benim zaten ortaya koyacak bir ürünüm yoktu. Daha zamanım vardı. Ben işin bilgi akışının anlaşılır forma girmesine takmıştım.

Ha... Bi de satış vardı. ama o sadece özendirmek ve insanların ilgisini çekmek için.İlk başta ısrar etmiştim. Şimdi bakınca çok mantıklı gelmiyor. Aslında benim sorunum da değildi. Başlattığım için anlamsızca devam ettiriyorum.

Sayın liliumla aramda ne var bilmiyorum. Kökleme gibi tabirler kendi yazılarında vardı ben de o biçemi kullanarak yazı konusu yaptım. Sanırsam ağaçlarını kesmesini sempatik bulmadım. Ama bu başka bir yazı konusu. Borcum oluşmuşsa ödemeye hazırım.

Sizlere zaman içinde duyduğum sevgi aslında UBYİ'nin kendinden daha önde oldu. UBYİ olsada olmasa da ben bahçemi çok güzel idare ediyorum. Elimde değil iş odaklı yapım beni yanıltıyor.

Boşuna uğraştığımı bende fark ettim. Selamlar

bayindirmevki 23-10-2010 11:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Lilium (Mesaj 613617)
Yıllar önce kurmuş olduğum zeytin bahçesini köklemek zorunda kaldım.

Sayın lilium. Sizi yazı konusu yaparken kullandığım mantık ve kelime kendi açıklamanız içinde var. Yaptığınızı sempatik bulmadım. Lafı da uzatmak içimden gelmiyor. Madem bir borcum oluşmuş özür diliyorum.

Hoşçakalın

MeyveliTepe 23-10-2010 13:33

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi bayindirmevki (Mesaj 708174)
Ortada gezinen bilgi akışı çok da umurumda değildi. Ben çoğunu almadım, ilgilenmedim. Kullanmaya da vaktim olmadı. Olduklarının da büyük bahçecilikte ekonomik olmadığını ya da sanılan yararı vermediğini gördüm. Ben bahçemi profesyonel destekle götürdüm. Burda anlatılan ürünlerin en temellerinin konuştuğum mühendislerce bilindiğini, mümessil firmalarca çok önceden Türkiyeye getirilip büyük tarım işletmelerine tonlarca satıldığını öğrendim. Burda köylülerin ama bilinçli ama bilinçsiz kullandığını gördüm. Yani piyasada çok bilinmez şeyler değildi. Ya ekonomik olmadığı için ya da her yerde satılmadığı için kullanılmıyordu. Ama büyük işletmeler, tarım mühendisleri bunları biliyordu. Sorun bu bilinenleri biz sanal ortamda kullandığımızda profesyoneller gibi konuya tüm yönleri ile vakıf olmadığımız için bazen fayda yerine zarar, çok cana da kaynak israfı yaşadığımızdı. (Kaynak ısrafı da benim takıntım işte...)

Yani, ortada değer verilecek bir bilgi de yokmuş zaten. Hatta size zararı bile olmuş. Profosyonel yardım ile bedelini de ödeyerek fazlasını ve doğrusunu almışsınız.

Alıntı:

... Israrla yapacaksak yapalım dememde ki temel noktalardan biri de bu bilgi akışını düzenlemek ve kullanılabilir formlara getirmek ihtiyacını görmemden kaynaklandı.
Olmayan bilginin nesini düzenlemeye ihtiyaç var ki.

Sosyalleşmek için daha elverişli, amacı ve işlevi sosyalleşmek olan ortamlar var. belki o noktada da doğru seçim yapmamışsınızdır.

acemi_caylak 23-10-2010 15:43

Benim site kurma önerim, Ayhan Kaptan'ın toplantı önerisi arada kaynayıp gidiyor. Kimin haklı kimin haksız olduğundan öte, UBYİ somut adımlar atmalıdır. Hala burada başlık altında bu şekilde tartışarak sürdüreceksek görüldüğü gibi bir verimde alamıyoruz.

Lilium 23-10-2010 18:03

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe (Mesaj 708154)
Sn lilium la aranız da bilmediğim özelden bir sorununuz yoksa, olmadı, yakışmadı, kendisine bir özür borcunuz var.

Hiç boşuna uğraşmayın, sizi seviyoruz..:)

Sevgili Zeytinlibahçe; kişiyle hiç bir özel ve ya şahsen yazışmışlığımız görüşmüşlüğüm yok görüşmem de zaten. Özüre gelince onu da istemem onun özrü de şeytanın allaha yakınlığı kadardır.
Bakınız çok uzatmamak için çok gerilere gitmeyeceğim.
Alıntı:

Uzak bahçeler, sahipsizliğin öfkesini ağaçlarından çıkaran bir arkadaşımızın dramından başladı.
Diyor,
Bende
Alıntı:

Sayın malina ben muhatap olamayacağım, şu arkadaşımıza sorarmısınız ben nerede ağaçlarımdan öfkemi çıkardım nerde böyle bir yazı görmüşte böyle bir yazı yazabiliyor açaba.

Bu hakaret değilmidir.
Bırakın özürü insan bir pardon derya, düzeltmeye bakarmısın
Alıntı:

Uzak bahçeler, her nasılsa bir nedenden (nedenin sahibi yayın izni vermedi).
Burada da sevgili bozana yazdığı mesaj,
Alıntı:

Yahu...Ben burda çok sevdiğim bir insanı sürüncemede kalan bir şey yüzünden kırıp, parçalıyorum. Canım sıkkın. Sen kalkmış neler anlatıyorsun.
Aslında kızdığım insanı demek istiyor.
Bana
Alıntı:

Senin canın sıkılmış yine.
Kimin canı sıkılmış belli olmuyor mu?
Alıntı:

QUOTE=Lilium;613617]Yıllar önce kurmuş olduğum zeytin bahçesini köklemek zorunda kaldım. QUOTE]

Sayın lilium. Sizi yazı konusu yaparken kullandığım mantık ve kelime kendi açıklamanız içinde var.
O mesajı okuyanlar çok üzüldüklerini açıklamışlardı, Sizin o olmayan mantığınız o cümleden öfkesini ağaçlarından çıkaran olarak algılıyorsa sizin algılama ile sorununuz var benimle değil.
Alıntı:

Orjinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe
.
Kendi adıma şunu söylemeliyim. Zaman bir şeyi hazmetme, taşların ve kavramların yerine oturması, limitlerin ortaya çıkması, beklentilerin, olabileceklerin ve olamayacakların şekillenmesi açısından bazen çok önemli bir gereklilik olabiliyor. Bu konuda da bence öyle oluyor.
Alıntı:

Ne anlamalıyım bundan. Ne anlattığınız bana göre açık. Başkalarına göre? Açık yazın. Anlaşılsın.

Başkaları anlıyor da sizde algılama zaafı var.
Şurada dandamı bir şey anlamadınız.
Buradandamı
Alıntı:

Ya lilium, amma attın be. Senin canın sıkılmış yine.

Hem muhatap almıyorum diyorsun, hem bulaşıyorsun. Canın yanıncada mızıkçılık yapıyor, malinaya şikayet ediyorsun. Mektep çocuğu gibisin.
Sizin gibiler benim canımı yakamaz, kılımı bile tepiştiremezsiniz. Si kimsiniz ki, canımı yakacaksınız.
Mektep çocuğunu bile hakir görürsünüz ama ondaki saflığı temizliği doğallığı göremezsiniz.
Siz paylaşımın bilginin ne olduğunu bilemezsiniz, toprağın ne olduğunu nereden bileceksiniz, işte mesajın.
Alıntı:

Benim UBYİ'de elde ettiğim en büyük kazanç insanları tanımak ve sosyalleşmek oldu. Ortada gezinen bilgi akışı çok da umurumda değildi. Ben çoğunu almadım, ilgilenmedim. Kullanmaya da vaktim olmadı. Olduklarının da büyük bahçecilikte ekonomik olmadığını ya da sanılan yararı vermediğini gördüm. Ben bahçemi profesyonel destekle götürdüm.
Eli toprağa deymemiş kazma kürek nedir bilmeyen bir şey yetiştirip büyütmeyen biri bana ahkam kesmeye kalkmasın, onlar yaprağı para, dalı dolar görürler.

Bunlar size cevap değildir, cevap hakkımı daha saklı tutuyorum.

Aslında cevap vermek te istemiyorum değmez, Biri şunun sesine keserse konumuza kaldığımız yerden devam etsek.

bayindirmevki 24-10-2010 00:49

Sayın lilium,

Özür yetmiyor anlaşılan biri sesimizi de kessin. Kaldığın yerden devam edesin.

O zaman ben sana kaldığın yeri göstereyim.

"Ortak ve kesinlikle farklı bir oluşumun katma değerini yaratmaktır bence birlikte yapmamız gereken"

Çözebilirsen devam et.

Cevap hakkınızı da aman iyi saklayın, kaybolmasın.

memet 02-11-2010 16:40

Arkadaşlar, Ağaçlar e-dergiyi tekrar çıkarmaya başlayacağız, Uzak bahçelerin yakın işbirliği başlığından dergi için yazı ve fotoğraf derlemek bir yazı hazırlamak isteyen arkadaşlarımız olur mu?
Yazı için bir uzunluk sınırımız yok. Fotoğrafların 1500-2000 piksel olması tercih nedenidir.

Bu için ben /biz yaparız diyenlar ayrıntılar için bana özel mesaj atar mı?

( O konuda değil de, ben şu konuda yazsam olur mu diyenleri de bekliyorum)

elek 04-11-2010 13:19

Üretim denetleme, sertifikasyon ve ürün pazarlama üzerine epeyce tartışıldı ve gördüğüm kadarıyla ileriye doğru adım atma konusunda bir tıkanıklık yaşanıyor şu anda. Aşağıdaki linklerde bahsedilen model örnek alınıp birşeyler yapılabilir belki..

http://www.radikal.com.tr/Default.as...icleID=1026531

http://www.bukoop.org/

acemi_caylak 28-11-2010 09:32

"Uzak Bahçeler, bundan sonra ne yapacak?" Bu soruya cevap verebilmek için Ayhan Kaptan'ın gemisinin Yarımca'da demir atmasını fırsat bilerek 27 Kasım 2010 günü öğleden sonra, bir araya geldik. Ayhan Kaptan'ın güzergahı son anda belli olduğu için bütün üyelere zamanında duyuru yapamadık. 26 Kasım akşamı ulaşabildiğimiz bütün üyelere bildirimde bulunduk. Ulaşabildiğimiz arkadaşlardan toplantıya katılanların listesi aşağıdaki gibidir.

1- Meyvelitepe Ailesi,
2- Sındırgılı,
3- Bayindirmevki,
4- Ayhan Kaptan
5- acemi_caylak

Toplantı sırasında, Ensar, Halil Önen ve Lilum ile telefonla görüşerek bilgi aktardık. Ulaşamadığımız ve geç bildirimden dolayı mazaret bildiren ve katılamayan arkadaşlara duyuruyu yapmakta bana bana düştü.

Lodoslu bir havada ve denizde 1,5 metrelik dalgaların arasında biraz tırsarak, biraz korkarak maceralı bir yolculuktan sonra gemiye çıktık. Ayhan Kaptan'ın çok iyi organize ettiği bir masanın etrafında, sıcak çaylar, kahveler, kırmızı enzim ve bunların yanında Meyvelitepe Ailesi'nin getirmiş olduğu kurutulmuş hurma, kek (hayatımda yediğim en güzel kekti diye not düşmeden edemeyeceğim) ve gemi aşçısının hazırladığı börek ve tatlılar eşliğinde çok güzel bir sohbet ve toplantı oldu. Meyvelitepe Ailesi'ne, Ayhan Kaptan ve Gemi Aşçısı'na buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Ayhan Kaptan'ın bizi uğurlarken gemici selamı göndermesi çok manidardı.

Toplantı sırasında o kadar çok şey paylaşıldı ki hepsini yazmak çok uzun olabilir. Bu yüzden fazla uzatmadan alınan kararları açıklamak daha iyi diye düşünüyorum.

1- Uzak bahçeler grubu kendi sitesini kuracak ve bu sitede bu oluşumun ilkeleri, hedefleri ve uygulamaları ayrıntılı şekilde anlatılacak. Site dünyadaki buna benzer oluşumları da örnek alarak üyelerini ve okuyucularını sürekli bilgilendirecek. Bu konuda her üye kendi deneylerini anlatacak.

2- Uzak bahçeler kendisi için en kısa bir amblem belirleyecek. Üyeler bu amblemi ürettikleri ürünlerde kullanabilecekler.

3- Bahçe tanıtımları ayrı bağımsız bloglarda gerçekleştirilecek ve üyeler bu bloglarını sürekli güncel tutacaklar.

4- Sitede bu bloglara link verilecek ve merak eden okuyucular her üyenin bahçesine bu linklerden erişecekler.

Alınan kararlar kısaca bu şekilde.

Bu kararları en kısa zamanda gerçekleştirmek ve ikinci toplantıyı çok daha geniş katılımlı yapmak üzere, herkese selamlar.

Halil Önen 28-11-2010 15:29

Bilgi için teşekürler dostlar.
Hadi hayırlısı olsun.

Akil adamların toplantısına benzettim ben bu buluşmayı. Öyle değil mi, Sn.Meyvelitepe ailesi, Sn. Acemi Çaylak, Sn. Bayındırmevki Sn. Sıdırgılı ve Sn. Ayhan kaptanın bir araya gelmeleri...

Artık kariyerle ilgilenme devri gerilerde kalmış olsa da, şimdi siyah enzimden yapılmış ateş suyu ve bir fincan az şekerli kahve _Sn Ensar beyin Dikilideki buluşmada anlattığı orta şekerli değil_ :p ile ne güzel sohbet edilmiştir, kimbilir. Orada olmak vardı.


Evet artık rotamız belli, yola çıkıyoruz ve gideceğimiz yeri biliryoruz, varacağımız yerin öyle pek de önemi yok.

Ahde' si yok belki ama vefa borcumuz olduğunu düşünüyorum Ağaçlar. net için... biginin payladışıldıkca çoğalan bir zenginlik olduğunu yaşadık bu nadide insanların arasında.

Nasıl hayattan memnun olduysak, öyle memnun olduk. Bu sözler size veda gibi gelebilir belki ama öyle değil, Uzak Bahçeler gitsek de, her ne olursa olsun yine buradayız.

Ben biliyorum Uzak Bahçelerdeki dostlarımı. Biliyorum onlar için yaşam bir mum değil bir meşale daha uzakları aydınlatan.

Biliyorum, en büyük mutluluğu aldığı şeylerden değil, verdiklerindendir. Zaten mutlu insanlar her zaman verici değiller mi? Kimse Gandi gibi bir fedakarlık beklemiyor, zaten olamaz da böylesi; şu insanın kontrol edemediği dünyada kaderin tekmeleriyle bir o yana bir bu yana savrulurken.

Oysa yaşam kısa ve talihsiz süprizlerle dolu; gerçekten neyin önemli olduğunu bilmek bir ömür alabiliyor, kalan vakit az iken 'o' nu aklılı kullanmak anlamlı hayatın _ bilinen_ sırlarında, kendi içinde saklı duruyor.

Bir şekilde binlerce kromozom kardeşten daha şanslı olmak, :) yani tasadüf etmenin etmenin fırsatını değerlendirmek _ tesadüflere bağlı konularda mükemmellik aranmamalı_ :( 'o' na bir anlam vermek gerek; yoksa sadece mutluluk fani dünyada yeterli değil...

Canlı olmanın çoşkusu yerler dökülüp saçılmalı... Sadece mutlu olmak kalıcı bir durum değil yaşamın kısalığında, 'o'nun anlamını aramak yeterli zamanı içermiyebiliyor bazen... yaşamın çoğu arkamızda kaldığında sadece birkaç küçük pişmanlıklar kalmalı geride. Yoksa insan yaptıklarından değil yapmadıklarından pişman olandır.


Yaşlılığın onurlandırılmadığı, gençliğe daha az değer verildiği bir toplumda yaşıyoruz, yaşlı olmanın kıyısında olmak daha iyi geliyor insana...:)

Ama hala yaşarken geçmişe dönme isteği ile içimize serpilen huzur duygusu ' yaşın bilgeliğini' keşfetme çabası olsa gerek.


Bilgi paylaşıldıkca çoğalırmış... ' Kendi bildiğinden yalnız kendisi istifade eden insan, yavrusunu yiyen canavar gibidir'' der, A. Hamid Tarhan.

Ya şu, şu anda tesdüfen dinlediğim 'zaman gelip geçiyor'' adlı şarkısında Şebnem Ferah ne diyor, çığlık çığlığa...

'Bilgi sahibi olmadan fikirlerle dolmuşuz,
'Yaşayıp yaşatmak dururken' ...

Elbette bilgiyi kutsallaştırmak değil, bazen bu klişeye_ belki klişe değildir_ takılmışlığım olur; avuturum kendimi, 'bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak'... hayatı tam kullanmayı bilmek bilgiden değil, bilgelikten geçer diye..

'Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, tehlikelidir, ya da 'Fikir sahibi olmadan bilgi sahibi olmak, gereksizdir', diyen Konfüçyüs ' ün bu sözleri fikir değil miydi?; 'tehlikelidir' ve 'gereksizdir' derken...

Bilgiyi paylaştıkca çoğaltan ve bundan mutlu olan, yaşamlarını istekli uğraşlarına adamış dostların arasında olmak ayrı bir mutluluk kaynağı...

Teşekkürler dostlar.

nazlı06 28-11-2010 22:49

hayırlısı olsun

bayindirmevki 28-11-2010 23:06

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak (Mesaj 720317)
"Uzak Bahçeler, bundan sonra ne yapacak?" Bu soruya cevap verebilmek için Ayhan Kaptan'ın gemisinin Yarımca'da demir atmasını fırsat bilerek 27 Kasım 2010 günü öğleden sonra, bir araya geldik. Ayhan Kaptan'ın güzergahı son anda belli olduğu için bütün üyelere zamanında duyuru yapamadık. 26 Kasım akşamı ulaşabildiğimiz bütün üyelere bildirimde bulunduk. Ulaşabildiğimiz arkadaşlardan toplantıya katılanların listesi aşağıdaki gibidir.

1- Meyvelitepe Ailesi,
2- Sındırgılı,
3- Bayindirmevki,
4- Ayhan Kaptan
5- acemi_caylak

Toplantı sırasında, Ensar, Halil Önen ve Lilum ile telefonla görüşerek bilgi aktardık. Ulaşamadığımız ve geç bildirimden dolayı mazaret bildiren ve katılamayan arkadaşlara duyuruyu yapmakta bana bana düştü.

Lodoslu bir havada ve denizde 1,5 metrelik dalgaların arasında biraz tırsarak, biraz korkarak maceralı bir yolculuktan sonra gemiye çıktık. Ayhan Kaptan'ın çok iyi organize ettiği bir masanın etrafında, sıcak çaylar, kahveler, kırmızı enzim ve bunların yanında Meyvelitepe Ailesi'nin getirmiş olduğu kurutulmuş hurma, kek (hayatımda yediğim en güzel kekti diye not düşmeden edemeyeceğim) ve gemi aşçısının hazırladığı börek ve tatlılar eşliğinde çok güzel bir sohbet ve toplantı oldu. Meyvelitepe Ailesi'ne, Ayhan Kaptan ve Gemi Aşçısı'na buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Ayhan Kaptan'ın bizi uğurlarken gemici selamı göndermesi çok manidardı.

Toplantı sırasında o kadar çok şey paylaşıldı ki hepsini yazmak çok uzun olabilir. Bu yüzden fazla uzatmadan alınan kararları açıklamak daha iyi diye düşünüyorum.

1- Uzak bahçeler grubu kendi sitesini kuracak ve bu sitede bu oluşumun ilkeleri, hedefleri ve uygulamaları ayrıntılı şekilde anlatılacak. Site dünyadaki buna benzer oluşumları da örnek alarak üyelerini ve okuyucularını sürekli bilgilendirecek. Bu konuda her üye kendi deneylerini anlatacak.

2- Uzak bahçeler kendisi için en kısa bir amblem belirleyecek. Üyeler bu amblemi ürettikleri ürünlerde kullanabilecekler.

3- Bahçe tanıtımları ayrı bağımsız bloglarda gerçekleştirilecek ve üyeler bu bloglarını sürekli güncel tutacaklar.

4- Sitede bu bloglara link verilecek ve merak eden okuyucular her üyenin bahçesine bu linklerden erişecekler.

Alınan kararlar kısaca bu şekilde.

Bu kararları en kısa zamanda gerçekleştirmek ve ikinci toplantıyı çok daha geniş katılımlı yapmak üzere, herkese selamlar.

Ne ekleyebilirim ki bu yazılanlara? Hiç. Acemi usta özetlemiş. Benden tek kelime. Güzeldi...

Acemi ve Sındırgalı ile geçen keyifli yolculuk. Adımla özdeş sularda bir macera gibi bata çıka gemiye varmak. Çok sevdiğimden mi incitmişliğim? Meyvelitepe ailesi. Sevgili eşi yaz derken kendisinin oku değişi. Kendilerini görme fırsatı bulduğum için mutluyum. Ayhan kaptanın incelikli ev sahipliği. Romanlardaki gibi gerçek bir kaptanla karşılaşmak, işi kendine yakışan... Uğurlarken kırk yıllık dostlara özel sarılışı. Faklı fikir ve karakterlerde ki insanların aynı yürekte buluşması. Hepsi, hepsi çok güzeldi.

Burda, kaptanlarını mahcup etmeyecek uyum içinde bize hizmet eden gemi personelinede ayrıca teşekkürlerimi sunarım.

Acemi, her saat başı beni arayarak onca yolu yapmamı sağladığına değdi. Sağ ol.

Sonuçta; Bir kaç akil adam toplandık. Gelemiyenler bilgilendirildi. İsmi geçmeyenler unutulduğunu sanmasın. Masada bir kaç kişi olabiliriz, aslında bir çok kişi...Alınan kararlar ortada. Ben üstüme düşeni yapacağım. Halil ustanın dediği gibi belki de veda zamanı. Kimbilir? Doğanın kuralı değil midir ki her canlı gün gelir yuvadan ayrılır. Olanları bunun dışında yorumlamak gereksiz.

Herkese saygılar

denizakvaryumu 29-11-2010 10:01

Hayırlı olsun.

Çok sevindirici bir gelişme...

MeyveliTepe 29-11-2010 15:42

Ayhan kaptana ev sahipliği için çok teşekkür ediyorum. Çok hoş bir deneyim yaşadık. Toplantı çok spontane oldu. Kaptanın lodos sebebiyle körfezde çakılı kalmasını fırsat bildik. Aynı lodosun dalgaları üzerinde kimimiz için eğlenceli, kimimiz için tedirgin edici kısa bir yolculukla gemiye çıktık.

Gemi deneyimimiz ve kaptanın misafirperverliği unutulacak gibi değil. Tekrar teşekkürler.

Acemi Çaylak, toplantı sonucunu kısaca özetlemiş. Bir kaç konuyu tamamlamaya çalışayım.

Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği, adı üzerinde doğal tarım yöntemleriyle üretim yapan ya da yapacak olan bahçelerin sanal bir çatıda ilişkilendirilerek, tüketiciye (mümkünse yerel) doğrudan ulaşmasına zemin hazırlayan bir yapının nüvesi.

Ayırd edici özelliklerden birisi, her bir bahçenin izlenebilir olmasının sağlanması, ki, iletişim ve güven ortamının sağlanmasında olmazsa olmazlardan bir unsur. Bunu meyvelitepe deneyimimizden çok iyi öğrendik.

Bu sebeple, bahçelerin birer blog oluşturmaları, bahçelerini, topraklarını, ürünlerini, uyguladıkları yöntemleri dinamik ve sürekli bir şekilde yayınlamaları, paylaşmaları, samimiyetlerini tam anlamıyla ortaya koymaları gerekiyor. Alınan kararlardan biri bu.

Diğeri ise, çatının henüz bir iskelet de olsa inşa edilmesi, böyle bir iş birliğinin, amacı, ilkeleri, neler yapmak istediğinin kamuya duyurulması, gelişmelerin paylaşılması, üye bahçelerin linklerinin verilmesi amacını taşıyan bir sitenin açılması.

Sonrası tabii ki gelişmelere bağlı. Bu yapının içinde belki de yüzlerce başka bahçe yer almalı. Bölgesel ilişkilendirmeler ortaya çıkmalı, tüketici gruplarıyla irtibatlanmalı, lojistik ve yasal çözümler üretmeli, öyle ya da böyle bir iç denetim mekanizması tesis edilip asgari standartlar belirlenmeli.

Bunların yanı sıra bilgi üretip, sınırsızca paylaşmayı da ilke edinmeliyiz. Gücümüzün buradan geleceğine kuşkum yok.

Bütün bunları oluştururken, bu yapının ortaya çıkmasını sağlayan ağaçlar.net, en temel yapı olmaya doğal olarak devam edecek. Pek çok tartışma ve bilgi paylaşımı buradan devam etmeli. İnşallah günün birinde Uzak Bahçelerin kamuya açık belgeselini bu başlıklarda bulacağız.

Dolayısıyla lütfen yanlış anlaşılmasın. Bir yere gittiğimiz yok, buradayız, ve burada olmaya devam edeceğiz :)

MeyveliTepe 29-11-2010 15:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi bayindirmevki (Mesaj 720454)
.. Sevgili eşi yaz derken kendisinin oku değişi. ...

:))
Bilgi ve deneyim olmadan yazılacak bir şey olmaz. Yazılmayan ve paylaşılmayan bilgi ve deneyim de bir işe yaramaz.

Her iki tavsiyeyi de dikkate almakta fayda var :)

üzüm 29-11-2010 16:17

Güzel bir gelişme -toplantı olmuş, hayırlı olsun.

malina 29-11-2010 17:21

Meyvelitepe'ye söyledim burada da yazayım; siteniz için yapabileceğim şeyler varsa, yapmayı denerim, beğenirseniz kullanırsınız :)

Zeytinlibahçe 29-11-2010 18:49

1 Eklenti(ler)
Eklenti 182137

Evet lodoslu bir günde bizim geminin zabitan salonunda toplandık, öyle bir lodos vardı ki açıktaki demirli gemiye servis motoruyla geliş, gidiş zordu, fakat lodos da olmasaydı doğrusu bizde olmayacaktık, sağolsunlar lütfedip geldiler, gemimize ulaşıp beni ve personelimi onurlandıran tüm katılımcılara sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Bu vesileyle uzak bahçelerin ne denli bir denizci grup olduğunu da ispat etmiş olduk.:) Denizcilikte sayılı fırtınaların bir ismi vardır ve yılın neredeyse aynı günlerinde gerçekleşir. Benim için bundan sonra 27 kasım ''Uzak bahçeler fırtınası'' olacak.

Kendileri geldilerde gitmeleri de bizdendi, hani ortak bir fikire varana kadar da gemideydik.:), hafiftende sallanıyorduk, zaman zaman sn Bayındırmevki bazı konularda hık, mık eder gibi oldu mu, yoksa banamı öyle geldi ne, sanırım gemide olduğunu hatırlamış olacak ki hemen hemen her şeye evet dedi :))), sanki o celalli yazıları yazan o değildi, iyi ki onca yoldan geldi de kendisini yakından tanımış olduk, teşekkürler

Konuşulacak olan konular belliydi ve hemen hemen her konuda konuşuldu ve tam bir fikir birliğine varıldı, ilk defa karşılaştığımız arkadaşlarla sanki yıllardır tanışıyor gibiydik, forumun gücü…:))

Bayan meyvelitepe nin katılımı bizi ziyadesiyle memnun etti, sitelerindeki yazılarını zaten severek okur, beğenirdim, yakından tanıyınca da ne kadar konulara hakim olduğunu, bilgisi ve donanımıyla bir kez daha takdirlerimi kazandı. Katılımı için teşekkürler. Elleriyle yaptığı kek muhteşemdi.

Sn Sındırgılıyı en kısa zamanda bahçe sahibi yapmamız lazım, kendisini tanıdığıma çok memnun oldum, fikirleriye bizi her zaman desteklemiştir, iyi ki geldi.

Sn Meyvelitepe tek kelimeyle muhteşem, derin yazılarının arkasındaki şahsiyeti ve iç temsili hep merak ederdim, kendisini hakkında burada ne yazsam yetersiz kalacak, iyi ki var.

Acemi usta gerçekten kısa zamanda nasıl bu hale geldi, kendisini nasıl yetiştirdi öğrenmeye olan hevesi, dinamiği ve araştırmacı kişiliğiyle kesinlikle yakından tanımalısınız, lokomotif…

Toplantıda ağaclar.net teki faaliyetlerimizi arttırarak devam ettirme kararı aldık, kuracağımız site buradaki faaliyetlerimizi aksatmayacak. Agaclar.net forumdan nasıl vazgeçebiliriz ki :)

tunceromer 29-11-2010 19:32

omer.tuncer yazıyor
 
size başka bir nikle cevap yazmak zorunda kaldığım için özür dilerim ama malesef. Artık omer.tuncer isimli üyenin forumda kaydı yok hatta malina nın dediğine göre kayıtlarda böyle bir üye de yok muş?

KOSKOCA 105 KİLO LUK ADAMI YOK ETTİLER.

Neyse ki yazdıklarım ve sürekli sorduklarım yerlerinde bir tek özelden yazdıklarım ve bana gönderilen özel bilgiler uçtu.

Yeni oluşum için böyle bir karar alınması zaten zorunluydu tanıtım ve satış için Ağaçlar net kullanımı siteyi zora sokabilirdi. bizi bir araya getiren ağaçlar net i nasıl dışlaya biliriz ki gurubun çoğunda olduğu gibi benim en büyük yol göstericim ve uygulama kılavuzum bu sitede ki yazılan la arkadaşların uygulamaları olmuştur.

Kimisi enzim içip kaşınmış kimisi de enzimi sahra topu zannedip evinde patlatma denemesine girişmiş.

Ama verilen karar doğrudur (göçmen kuşlar gibi) uzak bahçeler artık kanatlanmalı doğduğu büyüdüğü mekana da mevsimi geldiğinde de dönmelidir.

Bize önder olanlara her zaman sevgimiz ve saygımız sonsuz dur.

acemi_caylak 29-11-2010 20:15

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi bayindirmevki
aslında bir çok kişi...

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Meyvelitepe
Bunların yanı sıra bilgi üretip, sınırsızca paylaşmayı da ilke edinmeliyiz. Gücümüzün buradan geleceğine kuşkum yok.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe
Benim için bundan sonra 27 kasım ''Uzak bahçeler fırtınası'' olacak.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi ömer.tuncer
Ama verilen karar doğrudur (göçmen kuşlar gibi) uzak bahçeler artık kanatlanmalı

Yukarıdaki sözler üstüne daha ne denir ki. Hepsi de Uzak Bahçeler oluşumunu geçmişiyle ve geleceğe bakışıyla bir başka açıdan kısa ve özlüce tanımlıyor.

Sevgili Malina ise zaten hep yanımızdaydı ve Uzak Bahçeler agaclar.net sayesinde oluştu. Belki her üye bu gücün farkında değil ama, agaclar.net 82.521 üyesiyle (son gözüken rakam bu) bir okul. Sevgili Sarıcan’ın deyimiyle Köy Enstitülerine benzer bir oluşum. Bizi var eden bu oluşumu nasıl bırakabilirizki. Doğal olarak bu güçbirliği hep sürecek.

Geriye dönüp baktığımızda çokta uzun olmayan bir süre içerisinde Uzak Bahçeler bir çekim merkezi olmuştu ve deyim yerindeyse artık bir sıçrama yapması gerekiyordu. Bu daha ilk adım dostlar. Asıl zorlu süreç, diğer deyimiyle “fırtına” bundan sonra başlayacak. Satış organizasyonu, ürünlerin tüketicilere ulaştırıması ve de en önemlisi Bayindirmevki’nin deyimiyle “son kimyasal gübre fabrikası kapanana kadar” sürdürülecek uzun soluklu bir mücadele vb. türden aşmamız gereken daha çok engel var. Ancak Sevgili Üzüm gibi (Kendisi bu başlıkta fazla gözükmese de yaptığı uygulamalar ve yazdığı yazılarla bizim doğal bir parçamız olduğunu çoktan haketmiş bir üye.) gizli üyelerimiz ve yazmasalarda bizi gönülden destekleyen dostlarımız sayesinde bunu başaracağımıza inanıyorum. Bir kişiyi daha kimyasal kullanımından vazgeçirmek bu oluşumun başarısıdır diye düşünüyorum.

Sevgili Halil Önen, sözlerini biraz değiştirerek, şöyle özetlesem bana kızmazsın herhalde.

"Evet artık rotamız belli, yola çıkıyoruz ve gideceğimiz yeri biliyoruz, varacağımız yerin neresi olduğunu zaman gösterecek." Ancak gemi mutlaka durgun sulara varacak.

Keyf Bahçesi 29-11-2010 23:31

beyler gideceğimiz yer belli ise varacağımız yerin önemi yok 'tan ben bir şey anlamadım kusura bakmayın.Gideceğimiz yer belli ise varacağımız yer de orasıdır.Ama yol nasıldır,nasıl gidilir derseniz o tamam.Bilmem ben mi yanlış anladım yazılarınızı hepinize bol selam ve kolaylıklar

Lilium 30-11-2010 00:10

Arkadaşlar hepiniz güzel şeyler yazmışsınız, heyacanınızı satırlarınızdan okuyabiliyorum, güzel bir başlangıç "derya denizinden çıkan kıvılcımlar" ı lodos durduramadı ise bu kıvılcımın meşalesi yanacaktır.
Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 720605)
öyle ya da böyle bir iç denetim mekanizması tesis edilip asgari standartlar belirlenmeli.

Belki de ilk yapacak olduklarımızın ilkleri arasında olanlardan bir tanesi bu stantarları belirlemeliyiz, bu stantartlar belirlensin ki, herkes bu sıtandartlara uyup uyamayacağını öğrensin buna göre de burada yer alıp alamayacağını bilsin.

İlk etap hedefleri belirlenmeli, Ne yapacağız nereye kadar yapacağız sınır ne olacak. daha sonrası gelişmelere göre gidişata göre belirlenebilir.

Bunları burada mı yapacağız yoksa açacağımız sitede mi?

Ve ya uygun olan (çoğunluğa uyan) en kısa bir tarihte toplanıp konuşarak mı belirliyelim. Bence konuşmak yazışmaktan iyidir yazışarak bazen birbirimizi yanlış anlayıp ya birbirimizi kırıyoruz ya da konu başka bir yerlere gidiyor.

bayindirmevki 30-11-2010 00:31

Sanırsam, yine bir pot kırdım çarşıyı karıştırdım. Herkese bir açıklama borcum var gibi. Beni tanıyanların bildiği üzere İstanbul ile Çanakkale arasında bölünmüş bir hayatım var. Haftada iki gecem yolculukta geçiyor. Otobüslerde ne kadar uyunabilirse o kadar...Ondan sonraki bir iki gün anca kendimi toplamaya çalışıyorum. Yorgun kafa ile yazdığım yazılar yeterince yanlış intiba bıraktı. Buraya kadar. Bir ara vermem lazım. Zaten yuvadan gidilir ama her zaman da geri dönme ihtimali vardır. Adı üstünde yuva.

Vedamın bundan başka anlamı yok. Burdaki tartışmalar veya yeni site kurmak gibi nedenlerden tamamı ile uzağım. Biraz kendime zaman ayırmak ve satın alıpta okuyamadığım kitapları tüketmek istiyorum. Biraz da kurduğum ama hiç bir yazı ekleyemediğim kişisel blokuma zaman ayırmak. Eğer güzel bir blok oluşturursam kuşkusuz ki bu agaclar.net ve sayesinde tanıdığım değerli insanlardandır. Hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Burdayım ama biraz uzakta. Hoşçakalın.

omer.tuncer 30-11-2010 20:33

yeniden merhaba
 
Lütfen kusur a bakmayın yeniden eski ismime döndüm kontrol için yazıyorum.

not: tartes ten boyle bir perma kültür çalıştay notları var ilgilenlere.

http://xa.yimg.com/kq/groups/1924739...yi_Notlari.pdf

acemi_caylak 02-12-2010 16:02

Bu linkte permakültürün kurucusu Bill Mollison ile yapılan bir söyleşi var. Kesinlikle okunması gereken bir söyleşi. Uzak Bahçeler'in hedeflerinden bazılarını bu yazıda çok güzel dile getirmiş. Kendi açımdan çok dikkat çekici olan bölümleri buraya da aktarıyorum.

Vlaun: Ama öyle görünüyor ki gen mühendisliğinin bugün geldiği noktada bizim organik tarımımızın da içine edebilirler, açık tozlanmayla döllenen tohumlarımızı bile…

Mollison: Sanırım Amerika’da toplum GDO’ları benimsedi. Burada onları satmayan birilerini bulmak zor. Ama bu Avrupa’da ve dünyanın diğer yerlerinde böyle değil. Avustralya’da yapamazsın. Bunları satamazsın. Haliyle satamayacağın bir şeyi ekmenin anlamı yok. Amerika gittikçe daha da yalnızlaşıyor bu konuda. Sadece GDO konusunda değil, birçok başka konuda da. Söylediğim gibi, yanlış başkanı seçtiniz. Kısa süre içinde dünyada bazı şeyleri yapan tek ülke olduğunuzu anlarsınız. Ve dünyada organik gıda yemeyen tek ülke olduğunuzu. Sanırım böyle olacak. Sanırım Üçüncü Dünya hızla değişiyor ve işbirliği yapıyor.

Vietnamlılardan çok etkilendim. Bir çiftçiyi görmeye gittim, adı Bay Man, permakültürü benimsemiş ama karısı onunla aynı fikirde değil. Karısı sadece pirinç yetiştirmek istiyor. Adam, sen tarlanın yarısını al, ben diğer yarısını diyor. Öyle de yapıyorlar ve görüntü şu. Tarlanın yarısı sadece pirinç, kimyasallarla yetiştirilmiş. Diğer yarısı Eden’in Bahçesi gibi. Adam yerel pazarda yüksek miktarlarda mal satarken, kadın dünya pirinç pazarıyla rekabet ediyor ve durumu iyi değil. Haliyle kadın çok çalışıyor ama iyi para kazanamıyor. Adam ise çok para kazanıyor. Kendine bir bisiklet almış, eve siyah-beyaz bir televizyon ve radyo almışlar. Zengin bir çiftçi. Üstüne de 400$ para kalmış. Ve ne yapıyor? O parayı aynısını yapması için komşu çiftçiye veriyor. Çok anti-Amerikan değil mi?

Vlaun: Tamamıyla.

Kasabamızda bir gıda kooperatifimiz var. 25 yıl sonra, arka sokaklarda tıkılı kalmış dükkanımızı ana caddeye çıkardık. Büyük Açılış için birisi bir çalıştay düzenledi: “Herkes için yeterli gıda var mı?” Anlaşıldı ki, gıda mevcut olmasına rağmen aç kalacak olan birçok kişi var, çünkü nasıl pişireceklerini bilmiyorlar. Eğer işlenmiş gıda almazlarsa pilav ya da fasulye pişiremiyorlar.

Mollison: Queensland’deki küçük yerlerde kooperatiflerimiz doğdu ve büyüdü. Orada bir kredi birliği de kurduk, bu kredi birliği kasabadaki herkes için. Kişi başına ortalama 15$’lık bir yatırımla başladı ve şu anda kişi başına ortalama 18.000$’lık bir büyüklüğe ulaştı, çok hızlı büyüdü. Herkes kendi evini, arabasını, çiftliğini aldı, kendi işini kurdu ve bir sürü de para arttı, sanırım 15-20 milyon $. Bu sadece küçük bir kasaba. Ve kimse artık borç istemiyor. Hepsi kendi sermayesiyle işi yürütüyor. Ve bunu kendi sermayeleriyle yaptılar! Eğer kredi birliğini kooperatifle birleştirirsen neler olacağına şaşarsın.

...

Mollison: Her şeyi malçta yetiştirme gibi.

Vlaun: Şahane fikir, bizim oturduğumuz yerde her zaman işe yaramasa da. Toprakta malçı uzun süre tutamıyoruz çünkü o zaman ilkbaharda toprağın ısınması çok uzun sürüyor. Toprağın kuruması ve ısınması için malçı toprağın üstünden almamız gerekiyor. Bir de dikkatli olmazsak, malçın altında çok fazla sümüklüböcek oluyor. Biraz nazik bir durum.

Mollison: Ohh, ördekler için ziyafet. Demek ki ciddi bir ördek eksikliğiniz var. Eminim ki yapamayacağınız bir sürü şey olacak ama yapabildiğiniz şeylere bakın.

Vlaun: Kesinlikle. Permakültürün ilkelerinden biri de her bir durum için o duruma özel bir çözüm olması galiba.

Mollison: Evet bu doğru olabilir, ama hep aynı şeyleri uyguluyorsun. Bir keresinde Hawaii’de Cauceria otuyla uğraşıyorduk. Öyle ki ağaç dikemiyorsunuz, gidiyor ve ağacı öldürüyor. Ben dedim ki, ‘tamam bu sizin büyük sorunlarınızdan biri’. Onlar da ‘evet büyük sorun’ dediler. Onlara dedim ki gidin bu ot nerede çıkıyor, nerede çıkmıyor gözlemleyin, bana gelip hangi koşullarda bu otun çıkmadığını söyleyin. Öyle yaptılar. Sonra bir sistem çizdik, Cauceria otu olmayan bir bahçeyi Cauceria’nın tam ortasında yapabileceğimizi düşündük. Ve öyle de yaptık. Diktik ve büyüdü.

...

Vlaun: Soya ürünleri peki? Organik soya sütü değilse GDO’ludur. Tofu. GDO’lu. “Doğal gıda” olarak nitelediğimiz şeyler bile artık GDO’lu soya fasulyesiyle yapılıyor.

Mollison: İnanırım.

Vlaun: Yeni yeni radara girmeye başladı. Kimse anlamadı ama kimseler bilmeden bunu zorla ağzımıza tıktılar.

Mollison: Ne alçak herifler, değil mi?

Vlaun: Soya fasulyemizin %70 civarı GDO’lu ve çoğumuz bunları alarak neleri desteklediğimizi anlamıyoruz. Mısır tarlalarına BT (böceklerin iç organlarını parçalayarak onları öldüren Bacillus thuringiensis bakterisi. Ç.N.) attıklarından beri organik olmayan mısır cipsi alıyoruz.

Mollison: BT’nin sonu geldi. Yıllar önce Avustralya’ya BT aşılanmış GDO’lu pamuk tohumu getirip ektiler ve pamuk kurdu ekinin yarısını yedi, çünkü işe yaramadı. Ve şimdi bütün tohumlar bu BT’ye bağışık gruptan. Bu BT’yi bitirmek için bir yol olabilir.

Vlaun: Haklı olabilirsin ve bu organik üreticilerin kullanmak zorunda oldukları başlıca böcek ilacı. Beş sene içinde hiçbir değeri kalmayacak çünkü böcekler buna bağışıklık kazandı.

zafersu 02-12-2010 22:29

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 720605)

Bunların yanı sıra bilgi üretip, sınırsızca paylaşmayı da ilke edinmeliyiz. Gücümüzün buradan geleceğine kuşkum yok.

İnşallah günün birinde Uzak Bahçelerin kamuya açık belgeselini bu başlıklarda bulacağız.

Dolayısıyla lütfen yanlış anlaşılmasın. Bir yere gittiğimiz yok, buradayız, ve burada olmaya devam edeceğiz :)

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi acemi_caylak

gizli üyelerimiz ve yazmasalarda bizi gönülden destekleyen dostlarımız sayesinde bunu başaracağımıza inanıyorum. Bir kişiyi daha kimyasal kullanımından vazgeçirmek bu oluşumun başarısıdır diye düşünüyorum.

Sizler kadar olanaklarımız olmazsada ''PEŞİNİZDEYİZ'' haberiniz olsun.
UBYİ kurucu, kullanıcı, takipçi, örnek alıcı,.....vs. vs. herkese, her dem hayırlı olsun.

bozon 03-12-2010 23:46

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi hosseda (Mesaj 708039)

Sayın MeyveliTepe,

Dün sizler için en ciddi engellerden bir tanesi olan kazançlarınızda vergileme, belge düzeni gibi konularda yardımcı olmak düşüncesi ile özet bir çalışma yaparak yazıya dökmüş ancak moral bozucu yanları olabilir endişesi ile yazıyı yollamadan silmiştim. Yukarıdaki yazınızda yer alan küçük çiftçi muaflığına dair bölüm ( 193 sayılı kanun md. 10-........) 1998 yılında 4369 sayılı kanunla mülga edilmiştir. Keşke o bölüm hala yürürlükte olsaydı, işiniz çok kolaylaşacakdı.
Hali hazırdaki mevzuat, tasarlamakta olduğunuz işbirliğinde ( Bilhassa netten satış ve kargo ile mal sevkiyatlarınızda) ileride sizleri üzebilecek belirsizliklerle dolu.

Belirtmeden edemedim.


Keşke Sayın Hosseda yaptığı çalışmayı silmeyip yollamış olsaydı. Mevzuatta nelerle karşılaşacağımızı bilmeden mesafe katedilebileceğini zannetmiyorum.

Lilium 04-12-2010 00:25

Sevgili hosseda'nın bu yazısını okumuştum,

Doğru olan moral bozucu da olsa yazılmalıdır diye düşünüyorum, morelimiz bozulacak diye doğru olanları konuşmayacakmıyız, herkes doğru olduğunu bildiğinden emin olduğu bilgiyi morel bozucuda olsa paylaşmalıdır. Bize doğru bir şeyler yapmamıza hata yapmamamıza yardımcı olurlar. Bilgi bilgidir.

acemi_caylak 04-12-2010 18:46

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi bozon (Mesaj 722744)
Mevzuatta nelerle karşılaşacağımızı bilmeden mesafe katedilebileceğini zannetmiyorum.

Sn. Bozon, Uzak Bahçeler'in ilk hedefi satış değil. Satış elbette olmazsa olmazlardan biridir. Ancak kastettiğiniz internet üzerinden satış ise çok zor değil. Bir eticaret paketi ve sanal pos ile bu iş kolaylıkla halledilir.

Ancak Uzak Bahçeler'in bundan önce gerçekleştirmesi gereken çok önemli adımlar var. Önce kendi kimliği ile tanınması ve yazılı ilkelerinin olması.

Örneğin çok az kişi henüz doğal yoldan bitki yetiştirilebileceği inancını taşımıyor. Hatta o kadar eminimki, agaclar.net üyesi bir çok kişi bile bu işe kuşku ile bakıyor. Ne yazık ki bugüne kadar bize empoze edilen öğretilerin dışına çıkıp dışarıdan objektif bir gözle bakabilme yeteneğimiz körleştirilmiş durumda. Eğitim ve öğretim siteminden tutun, televizyonlar ve basın organları ile sürekli pompaladıkları büyük tekellerin dünya görüşü. Çok özendiğimiz Amerikanın, bilişim teknolojisi ve savaş aletleri dışında hangi üretimi var ki? Geriye kalan banka ve büyük finans kurumlarının hepsi hiç bir üretim yapmayıp rant ve spekülasyon üzerine kurulu asalak bir tüketici topluluğu. Dünyanın kaynaklarını har vurup harman savuranlarda onlar. Bu yüzden dünyanın diğer halklarına karşı bu kadar saldırganlar. Çünkü gelişmekte olan ülkelerdeki bir bireyin 10 katı tüketimde bulunuyorlar. Bunu da karşılıksız bastıkları dolar ile yapıyorlar.

Oysa dışarıdan bakıldığında, siz neden tükettiğiniz meyve ve sebzeyi uzak bölgelerden temin edesiniz ki. Üstelik o bahçeyi ve yetiştiricisini hayatınız boyunca görmeyeceksiniz bile. Daha yeni yaşadığım bir deneyimden yola çıkarak anlatayım. Geçenlerde pazardan nar alıyordum. Pazarcıdan rica ettim, kabuğunun büyük kısmı kahverengi renkli olanları (bunlar güneş yanığıdır) koyma diye. Ancak o bana iyilik yapıyormuş gibi bunların iri olduğunu daha iyi olacağını söyledi. Bense ısrarla onları istemediğimi söyledim. Tartışma ilerledi ve iş satıcının öyle bir narı kesmesine kadar vardı. Söylediğim gibi güneş yanığı olan bölümün meyvelerinin tamamen beyaz olduğunu görünce kendisi de şaşırdı. (İşte aradaki bu satıcıyı ve diğer aracıları kaldırmak gerekiyor. Çünkü bunların üretime hiç bir katkısı yok. Sadece alım satımdan kazanılan asalak bir kazanç.) İşin özeti, yetiştirirken nasıl yetiştirdiğini bilmeyen bir üretici, satarken ne sattığını bilmeyen bir satıcı ve alırken ne olduğunu bilmeyen bir tüketici. Çünkü size bilmeniz ve tek başınıza karar verebilmeniz unutturulmuş.

Geçen toplantımızda Meyvelitepe'nin sevgili eşinin verdiği çok güzel bir örnek vardı. Büyük marketler size daha başından hırsızmış gözü ile yaklaşıyorlar. Girişte ve çıkışta dedektörler ve güvenlik kameraları. Hep kontrol altındasınız. Oysa insanların en fazla %1-2 si art niyetlidir. Düşünsenize, bu insanların çalabileceği ürün miktarı bu yatırımların kat kat altındadır. Ama hiç kimse bunu sorgulamıyor. Size hırsız gözüyle yaklaşan mağazaya siz soruyor musunuz ürünleriniz sağlıklı mı diye? Hayır çok az kişi belki soruyor. Bu durumda her zaman her şeyi belirleyen onlar oluyor. Hatta yaptıkları reklam ve kampanyalarla ne tüketeceğinize onlar karar veriyor.

Hiç düşündünüz mü gökdelenlende oturmanın maliyetini ve tüketilen enerjiyi?

Kısacası sorular uzayıp gidiyor. Uzak Bahçeler hiç değilse doğal yetiştiricilik alanında bir alternatif yol geliştirmeye çalışıyor. Marketler yerine yerel pazarlar, hatta bahçeden tüketicinin kendisine toplatma. Tüketici içinse bildiği ve tanıdığı kişiden ürün alması. Hatta bazı sebze ve meyveleri tüketicinin kendi evinin balkonunda bile yetiştirebileceği. (Örneğin en çok tüketilen iki sebzeden patates ve soğan kendi balkonunuzda yetiştirilmesi en kolay ürünlerdir. Büyük bir balkonu olan neden komşularına da satmasın ki.)

İşte üreticiler ve tüketiciler bu bilince eriştiğinde bir çok sorun kendiliğinden çözülecek. Ülkenin bir çok yerinde Uzak Bahçeler benzeri oluşumlar kurulacak. Gün gelecek bunlar kanunlarıda kendi lehlerine çevirme şansına sahip olacaklar.

Söylediklerim belki hayalprestlik olarak algılanabilir ancak, kürenin dışına çıkıp baktığınızda gözüken bunlar.

bozon 04-12-2010 23:14

Sayın Acemi Usta, söylediklerinize katılıyorum. Yerden göğe kadar haklısınız. Değerler ve sorunlara bakış olarak da pek bir farkımız yok. Herhalde benim farkım, konulara "olumsuz yanından yaklaşıyor" görüntüsü vermem. Bunda, anlatım becerimin (beceriksizliğimin) önemli payı olsa gerek.

Ben, bir konuyu olumlu ve olumsuz yanlarıyla birlikte düşünürüm. Ortaya çıkabilecek sorunları önceden görmenin, buna yönelik erken önlem almanın, sorunlardan en ucuz kurtulma yolu olduğunu düşünürüm. Eğer bu bir yeni oluşum ise, sağlıklı bir kuruluşun, sağlıklı bir gelişmenin en büyük güvencesi olduğu kanısındayım. Tabii ki, bu şekildeki bir yaklaşım, karamsarlık, bahane uydurma gibi algılanmalara neden oluyor. Oyun bozan gibi görünüyorum.

Benim mevzuatla ilgili endişelerim, somut bilgilere dayanıyor. Burada hepsini sayabilecek değilim. Son yıllarda, tarım ve toprakla ilgili çıkan kanunlar, oluşan mevzuat, tamamen büyük şirketlerin istekleri doğrultusunda gerçekleşti. Örnek; Arazi Toplulaştırması Kanunu, Tohum Kanunu, Endüstri Bölgeleri Kanunu...

Sonuçta tüm toplumsal çabalar, mevzuat dediğimiz bu zeminin üzerinde gerçekleşiyor. Benim isteğim, önerilerimizin, bir de mevzuat bilen arkadaşlar tarafından arada sırada değerlendirilmesi.

Söylediklerinizin bize bağlı yanını zaten yapacağız. Yani zehirden uzak duracağız. Doğayı tahrip etmeyeceğiz...

Benim sözlerimden, "olmaz" anlamı çıkarılmasın. İnsani açıdan oldukça büyük bir çaba olan çalışmalarınızın destekçisiyim. Başarabilirsem katılımcısı da olurum.

Selamlar.

malina 08-12-2010 10:00

Konu adı doğru olmayabilir, söylerseniz düzeltirim.

Üreticinin ürününü doğrudan satışı ile ilgili vergi mevzuatı

Bu konu ayrı bir başlık olursa takibi kolaylaşır diye son yazışmaları taşıdım. Oradan devam edebilirsiniz.

hosseda 08-12-2010 10:23

Ben mesajımı önceki bir mesaj sebebi ile yazdım sayın malina ve o mesajlarında öncesi var yazılmalarına sebep olan. Bu durumda hepsini yeni yere aktarmalıydınız.

Konunun başlığı " UBYİ de vergileme " olabilir uygun görürseniz.

malina 26-01-2011 11:45

Projeden vazgeçildi sanırım...


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 00:56.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025