agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   SIK SORULAN SORULAR / FORUM KULLANMA KILAVUZU (https://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/)
-   -   Forumda Türkçenin doğru kullanımı hakkında (https://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/1669.htm)

pamuktopu 28-11-2013 16:51

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina (Mesaj 1224024)
Kulağına söylediklerimiz de oluyor ama bazen aldığımız cevapları buraya yazmaya ben utanırım...

Sayın malina,
Bu mesajı sizi kastederek yazmadım. Dişteki domates örneği size ait olduğu için gerçekten de öyle anlaşılmış. Hoşuma gittiği için o örneği kullandım.

Bu sayfayı en başından inceleyince de, özellikle de kişiselleşmiş tartışmalara katılmanın, konuyu uzatmak dışında bir yararı olmadığını yine sizden öğrendim.

Saygı ve sevgilerimle..

pamuktopu 28-11-2013 16:56

Zaten domates değil maydanozmuş. Çok güldüm kendime.

s.serdar 29-11-2013 04:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi nkutsay (Mesaj 1089114)
Bu siteden cok sikayetciyim. Bahceye ne agaci diksem diye ararken buldum. Bir de baktim ki uc gunumu sebze yatagi hazirlamaya vermisim. Sonra gunlerce solucan, kompost, enzim diye tutturmusum. Yetmemis; cicekti, saksiydi, bonsaidi... Omrumu yedi.

En az bende en az sizin kadar şikayetçiyim. Örneğin bitki zararlılarına karşı arap sabunu, sirke, acı biber suyu, karbonat, okunmuş tuz gibi öneri getirenlere çok kızıyor ama pek belli etmiyorum.

En iğrendiğim yaratık olan solucandan gübre yapmaya çalışanları görüyor ama yine de tenkit etmiyorum.

Neden mi ?

Burası bir sanal ortam. Sözler, laflar, yazılanlar hiç ama hiç düşünemediğiniz noktalara çekilebiliyor. Karşınızdakinden hiç beklemediğiniz son derece gereksiz tepkiler, alınganlıklar, hırçınlıklar alabiliyorsunuz. Bir zayıf anınıza gelip siz de bu yola girebiliyorsunuz. Ben sırf böyle bir nedenle Geziler, Gezilecek Yerler, Türkiye'de önemli doğa alanları başlığı altında açtığım Nemrut dağı sayfasına yüklediğim bilgi, gözlem, izlenim ve deneyimlerim ile yüklediğim tüm resimleri sildiğimi biliyorum.

1995 yılı başında henüz internet hizmeti Türkiye'de kamuya açılmamış iken, ben bu hizmeti sağlayan ve o tarihte çalıştığım kuruluşun network'ünden bağlanıp internet kullanıyordum. Daha internet Türkiye'de yok iken 1991 yılında evime bilgisayar alıp kullanmaya başlamıştım. 1998 de henüz türkçe portallar oluşup kurulmadan önce; de ve au uzantılı yabancı sitelerde moderatörlük ve hatta ownerlik, outlook exspress üzerinden hizmet veren news guruplarda yöneticilik yapmıştım. Dolayısı ile sanal alemin Türkiye'de ki ilklerinden biriyimdir dersem pek yanlış olmaz. Bu ortamı ve ve bu ortamın yarattığı ilişki ve değer yargılarını çok iyi tanıyıp bilen bilen bir forum üyesi olarak, özellikle ve dikkatle ve de sıklıkla kullandığım SAYIN kelimesi bana hiç itici gelmiyor. Hatta bu forumda sayın kelimesi sıklıkla kullanılıyor ise, buna yol açanların başında da değilse bile destekleyenlerin başında kendimi görüyorum.

Ben ve benim gibi düşünen yaşı artık kemale ermiş üyelerimiz bu hitap tarzını bu forumda benimsemiş olduklarını hissediyorum. Karşımdaki kişiyi önemseyip değer verdiğimde ve o kişiye bir cevap yazdığımda Sayın kelimesinin kullanmamanın bir nezaketsizlik olduğunu düşünüyorum. Siz her hangi bir davet, düğün, nişan davetiyenizi katılmasını arzuladığınız kişilere, zarfın üzerine sayın ibaresi yazmadan gönderirseniz, bana göre en hafif tabirle nezaketsizlik etmiş olursunuz gibime geliyor.

Foruma; kavga etmeye, birikmiş olumsuz enerjilerimizi boşaltmaya, ortalığı karıştırmaya gelmediğimizin, bir takım ortak ideallerin çatısı altında, sevginin, saygının, hoşgörü ve anlayışın ön planda tutulduğunun da bir göstergesi olarak; sayın, saygı değer, değerli, kıymetli gibi hitaplarla başlayan ve başlayacak olan olası yazışmalar umarım sizi eskisi kadar rahatsız etmez diye düşünüyorum.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi nkutsay (Mesaj 1089114)
Belki konusulmustur ama benim de dikkatimi ceken konu hitaplarda Sayin/Sn. unvanlarinin kullanimi. O kadar SIK kullaniliyor ki acaba bir kural mi var diye dusundum. Ama boyle bir kurala da rastlamadim.

Kisi kullanici adi kullaniyorsa "Sayin" diye hitap etmek uygun olmuyor bence. Ne dusunuyorsunuz? Bir samimiyet yoksa Beyazit Ozturk isimli kullaniciya Beyazit Bey ya da Sn. Ozturk denmesi gerekir ama Beyaz adli kullanijciya Sayin Beyaz denmemeli sanki.

Bu forumda cevaba sayınla başlanacak diye bir kural yok tabi. Olamaz da. Olsaydı da zaten ben bu forumda olmazdım. Belirttiğim gibi bizler (yani form üyelerinin belirli bir kısmı kendimizi belirli bir olgunluğa ve tekamüle ermiş sayıyor, dolayısı ile ) kendimize gösterilmesini beklediğimiz saygıyı da karşımızdakine de göstermeye gayret ediyoruz.

Ben ve benim gibi Dinazorların Hey kanka, caniko, tertip, hemşo, canısı, kurban, eleman gibi hitap tarzlarından özellikle kaçındığımızı düşünüyorum.

Ben kamu görevinde iken odacıma Ahmet efendi değil, Ahmet bey diye hitap etmeyi benimsemiş ve çevreme de bunu kabul ettirmeye çalışan bir forum üyesi olarak, SAYIN kelimesinden hiç ama hiç rahatsız olmadığımı bir kere daha vurgulamak isterim.

Saygılarımla.

Güler 29-11-2013 09:45

Çalışma hayatında pekçok kişiye, makamlara yazı yazdığımdan ben de sayın kelimesini hiç yadırgamadan çok kullanırım.

agaclar.net'e üye olduktan bir müddet sonra buradaki çoğu arkadaşın benden yaşça küçük olduğunu gördüğümden yerine göre sevgili, yerine göre sayın ibaresini kullanırım.

Burada kimseye abla, veya abi gibi hitaplarda bulunmam ama bana abla demelerinden, hele küçük üyelerin teyze demelerinden de rahatsızlık duymam.

Sayın kelimesi hem nazik bir hitap tarzıdır hem de aradaki mesafeyi korur, sen tabirinden de rahatsızlık duyarım. Burada yazıştığım ve çok samimi olduğum bir iki kişiden başkasına sen diye hitap etmemişimdir. Belki de bu bir alışkanlık da olabilir.

(Oğlum da aynen sizin gibi çok erken yaşlarda internetle tanıştı, daha Türkiye'de internet başlamamıştı, sanırım yurt dışı kanalları üzerinden bu işi yürütüyordu, ama sizin gibi moderatörlük filan yaptığı yoktu tabii. Onun o zamanki bağımlılığı beni bilgisayardan adeta nefret ettirmişti, işte bu yüzden şimdi bana hiç yardımcı olmaz " sen treni kaçırdın" der.)

Forumda bir aile ortamı içinde olmuş da olsak, ben de birbirimize karşı saygılı hitaplar kullanmaktan yanayım.

loveforlife 29-11-2013 10:08

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Adalet Yağcı (Mesaj 1224098)
Üyeliğimin ilk zamanlarında bir kaç kelimeyi yanlış kullanıyormuşum, "çünkü" yerine "çünki" gibi meselâ.
Sayın Yücel Özlem bana yanlış kullandığım kelimelerin doğru yazılışlarını örnekleyerek bir mesaj gönderdi.

Bir hayli "çünki"li mesaj yazmışım, mesajlarımdaki yanlış kullandığım kelimeleri bir bir tarayıp düzelttim.
Sayın Özlem'in bu uyarısından da çok mutlu oldum, hiç mi hiç alınmadım.
Bu vesile ile kendisine tekrar teşekkür ederim.

Yanlış bilip yanlış yazmak hepimizin yapabileceği bir şey, ancak doğruyu görüp yanlışta ısrar etmek ve de savunmak gereksiz alınganlık gibi geliyor bana :)
Saygı ve sevgilerimle.

"Çünkü" kelimesi dilimize Farsça'dan geçmiştir. Bu bağlacın aslı "içün ki" ye dayanır. Eskilerde bu şekilde kullananları da çoğumuz biliriz. Dilimizde ünlü uyumuna uyarak "çünkü" halini almış olsa da, diksiyon kurallarında "çünki" olarak telaffuz edilmesini öneririz. Yani yazarken değil ama söylerken "çünki" demek doğru olandır. Çünkü bilinenin aksine Türkçe, yazıldığı gibi okunan bir dil değildir. Dünyada kullanılan tüm diller gibi yazılış ve söylenişleri farklıdır.

Bu da bir diksiyon eğitmeninin dipnotu olsun...;)

Saygılar, selamlar...

Adalet Yağcı 29-11-2013 22:11

Sevgili loveforlife;

Öğrenmenin yaşı olmadığını savunanlardanım, bu gün sizden "yeni bir şey" öğrendim ve bu çok değerli bir "şey".
Doğru yazım kuralları ne kadar önemli ise doğru "diksiyon" da o denli önemli benim için.

Dilerim ki "Diksiyon" konusunda bizlere yardımcı olabileceğiniz bir başlık açarsınız, sizden öğreneceğimiz pek çok şey vardır.
Vaktiniz olduğunda bunu bir düşünün :)

Bir de soru; "Bazen" - "Bazan" doğru yazılışı ve söylenişi, bu konuya da bir açıklama yazarsanız çok sevinirim.

s.serdar 01-12-2013 01:43

Türkçeyi doğru kullanabilmenin ve yazabilmenin olmasa olmaz şartlarından birisinin de, kitap okumak olduğuna inanırım. Gençleri hep az kitap okudukları için eleştirmişliğim çoktur. Kitap pahalı diyenlere de kütüphaneler ne güne duruyor! Kütüphaneye öğretmen ödev verdi diye gidilmez. Boş kaldıkça kafanızı lütfen kütüphanelerin birinde içeri sokunuz dedim.

Türkiyenin en büyük kütüphanelerinin den biri olan Milli Kütüphane'nin internet sitesindeki bu sayfayı ve Yöneticilerin resimlerini ve mail adreslerini görünce bu söylediklerimin tümünü geri alıyorum. Aman artık önünden bile geçmeyin diyorum.

biyosistemci 02-12-2013 08:51

''Diline sahip çıkmayan millet yok olmaya mahkumdur.'' (Allah korusun)

birnefestoprak 07-12-2013 22:28

Siklikla gordugum bir yazim yanlisi turu var. C harfi ç yapilarak kelime yaziliyor. Yoresel agizdan kaynaklanan birsey gibi de durmuyor. Nedenini bilen varsa bilgilendirebilir mi?

Ornek:

cevap yerine çevap
geciktim yerine geçiktim

loveforlife 08-12-2013 00:17

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak (Mesaj 1227643)
Sıklıkla gördüğüm bir yazım yanlışı türü var. C harfi ç yapılarak kelime yazılıyor. Yöresel ağızdan kaynaklanan bir şey gibi de durmuyor. Nedenini bilen varsa bilgilendirebilir mi?

Örnek:

cevap yerine çevap
geciktim yerine geçiktim

Dilin doğru kullanılması konusunda çok hassas olduğumdan mıdır bilmiyorum ama aynı konu beni de çok rahatsız ediyor. Bu işin eğitimini de veriyor olmama rağmen bir açıklama bulamıyorum. Özellikle bazı üyelerin ısrarla bu hatayı yaptığını üzülerek ve hayretler içinde görmekteyim. Sıçak, çümle, inçi, vb... Bunlar ne ola ki?

Güler 08-12-2013 13:19

Sevgili loveforlife, diksiyon hocası olduğunuz için size danışmakta fayda görüyorum.

TV.de izlediğim dizilerde sık sık rastladığım bir cümle oluyor.

-Tabii ki hayır.

Örneğin: Sen ona aşıksın galiba
- Tabii ki hayır.

Buradan ona aşık olmadığı çıkıyor ama tabii ki olumluluk belirten bir kelime olarak kullanılmaz mı daha ziyade?
Burada katiyyen kelimesinin kullanılması daha doğru olmaz mı?

s.serdar 09-12-2013 05:39

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak (Mesaj 1227643)
Siklikla gordugum bir yazim yanlisi turu var. C harfi ç yapilarak kelime yaziliyor. Yoresel agizdan kaynaklanan birsey gibi de durmuyor. Nedenini bilen varsa bilgilendirebilir mi?

Ornek:

cevap yerine çevap
geciktim yerine geçiktim

Sanırım Türkçe'nin yazıldığı gibi okunan bir dil olarak algılanmasından kaynaklanıyor olabilir. Diğer bir ifade ile ağzımızdan çıkan kelimeyi, gramerini bilmeden yazıya dönüştürmeye kalkmanın bir sonucu da olabilir diye düşünüyorum.

Sakaki 09-12-2013 10:17

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi s.serdar (Mesaj 1227954)
Sanırım Türkçe'nin yazıldığı gibi okunan bir dil olarak algılanmasından kaynaklanıyor olabilir. Diğer bir ifade ile ağzımızdan çıkan kelimeyi, gramerini bilmeden yazıya dönüştürmeye kalkmanın bir sonucu da olabilir diye düşünüyorum.

Yöresel şivenin yazıya dökülmesi gibi birşey sanırım :)

s.serdar 09-12-2013 21:18

1 Eklenti(ler)
Bir farklı yaklaşım getireyim...

Eklenti 459621

Buna ne diyorsunuz ?

loveforlife 09-12-2013 22:47

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi s.serdar (Mesaj 1228209)
Bir farklı yaklaşım getireyim...

Eklenti 459621

Buna ne diyorsunuz ?

Bizim konumuzun sizin yazdığınızla alakası olmadığı görüşündeyim. Sonuç olarak bu görüntü de beni rahatsız ediyor. Benim için önemli olan dilimizi elimden geldiğince korumak. Siz bu şekilde karıştırabilirsiniz harfleri, sizin tercihinize de saygı duyarım. Ancak kelimelerin yanlış kullanılmasına benim isyanım.

MeyveliTepe 09-12-2013 23:20

Örneğin: Sen ona aşıksın galiba
Yanıt 1: - Tabii ki hayır.
Yanıt 2: - Katiyyen.

İki yanıt arasında anlam farkı yok mudur?

MeyveliTepe 09-12-2013 23:32

"şiddetle tavsiye ediyorum!" söylemi Türkçeye "strongly recommended" söyleminden gelen bir anlam. Aslında tam karşılığı "kuvvetle tavsiye edilen" şeklinde. Bu anlama gelen bir deyim sanırım Türkçede yok, ifade gereksinimi sebebiyle söylenir olmuş. "Şiddet" sözcüğünün "kuvvet" yerine kullanılması tartışılır tabii, çünkü "şiddet", "kuvvet"in kapsadığı biçimlerden sadece birisi.

MeyveliTepe 09-12-2013 23:41

Bir soru da ben sorayım. Son yıllarda Türkçeye yeni bir zaman ilave edildi ve kulağımı fena halde tırmalıyor. İngilizcede normalde çok az kullanılan "future continous" diye bir zaman var. Özetle, gelecekte devam ediyor (süreklilik anlamında) olan fiiller için kullanılır. Şimdi sanki bir moda gibi olur olmaz her şey için "yapıyor olacağım", "ediyor olacağım" kalıbıyla cümleler kuruluyor (çokça pazarlama ağzı gibi). Ne dersiniz?

birnefestoprak 10-12-2013 02:08

Dediginiz gibi bu zamanin kullanildigini hic gormedim (esimden de duymam-duymam demeyeyim de cok cok az kullanir). Soyle olabilir:

Ogrenci: Onumuzdeki hafta Sali gunu musait misiniz?
Hoca: I'll be traveling between Monday and Wednesday (Pazartesi-Carsamba arasi yolda olacagim)

Ama Turkce edebiyata iyi giderdi (simdi aklima gelmiyor ama ornekleri vardir herhalde). Ornegin Ahmet Hasim'den ozur dileyerek soyle yapabiliriz:

Agir agir cikacaksin bu merdivenlerden,
Eteklerinde gunes rengi bir yigin yaprak
Ve bir zaman bakiyor olacaksin semaya aglayarak...

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1228252)
Bir soru da ben sorayım. Son yıllarda Türkçeye yeni bir zaman ilave edildi ve kulağımı fena halde tırmalıyor. İngilizcede normalde çok az kullanılan "future continous" diye bir zaman var. Özetle, gelecekte devam ediyor (süreklilik anlamında) olan fiiller için kullanılır. Şimdi sanki bir moda gibi olur olmaz her şey için "yapıyor olacağım", "ediyor olacağım" kalıbıyla cümleler kuruluyor (çokça pazarlama ağzı gibi). Ne dersiniz?


Güler 10-12-2013 08:26

Cevaplar çok güzel, teşekkür ederim. (Bilgileniyorum)

Zamanımızda gençlerin çok kullandığı bir cümle var (gerçi bunu C.Sıtkı Tarancı da bir şiirinde kullanmış); korkunç güzel.

Ben kullanmam, ama düşünceleriniz nedir?

Sakaki 10-12-2013 09:58

Dilimizin doğru kullanılmasının kesinlikle arkasındayım ama sn birnefestoprak'ın dediği gibi, bunlar edebiyatta kullanıldığında güzel şeyler ortaya çıkabildiği gibi dilin zenginliğini de artırır diye düşünüyorum.

Güler hanımın verdiği "korkunç güzel" örneği günlük kullanımda kulağı tırmalayabilir ama bu ve benzer hatalar yerinde ve bilinçli ve/veya edebi yapıldığında bence dilimize birşey kaybettirmez, kazandırır. Bu yine iyisi, ben daha kötü örnekler de biliyorum gençlerce kullanılan, örneğin "Manyak güzel", ne demekse... :)

Belki bu örnekler yüzünden dilimizin günlük kullanımı deforme olmaya başlar tezini savunan çıkacaktır, fakat dilimizi doğru kullanmaya çalışmak ile dilimizin zenginleşmesine karşı olmak arasında bazen ince bir çizgi olduğunu da unutmamak gerekiyor.

MeyveliTepe 10-12-2013 10:48

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi birnefestoprak (Mesaj 1228274)
Ogrenci: Onumuzdeki hafta Sali gunu musait misiniz?
Hoca: I'll be traveling between Monday and Wednesday (Pazartesi-Carsamba arasi yolda olacagim)

Bu örnek gayet makul. İki farklı zaman (Pazartesi - Çarşamba) belirtilerek aralarındaki yapılacak eylem, anlam olarak süreklilik ifade eden (yolda) sözcüğü kullanılmış.

Kulaklarımı tırmalayanlar aşağıdaki gibi kullanımlar.

Soru: Geçen senenin satış rakamlarını ne zaman vereceksiniz?
Yanıt: Geçen senenin satış rakamlarını gelecek ay veriyor olacağım.

loveforlife 10-12-2013 19:53

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sakaki (Mesaj 1228312)
Dilimizin doğru kullanılmasının kesinlikle arkasındayım ama sn birnefestoprak'ın dediği gibi, bunlar edebiyatta kullanıldığında güzel şeyler ortaya çıkabildiği gibi dilin zenginliğini de artırır diye düşünüyorum.

Güler hanımın verdiği "korkunç güzel" örneği günlük kullanımda kulağı tırmalayabilir ama bu ve benzer hatalar yerinde ve bilinçli ve/veya edebi yapıldığında bence dilimize bir şey kaybettirmez, kazandırır. Bu yine iyisi, ben daha kötü örnekler de biliyorum gençlerce kullanılan, örneğin "Manyak güzel", ne demekse... :)

Belki bu örnekler yüzünden dilimizin günlük kullanımı deforme olmaya başlar tezini savunan çıkacaktır, fakat dilimizi doğru kullanmaya çalışmak ile dilimizin zenginleşmesine karşı olmak arasında bazen ince bir çizgi olduğunu da unutmamak gerekiyor.


Dilimiz kazanmıyor, ne acıdır ki kaybediyor!

Bir dilin zenginliği;
1. Söz sayısına,
2. Çağdaş bilim, teknik ve sanat kavramlarını eksiksiz olarak anlatabilmesine,
3. Gelecekte yaşanacak bilimsel gelişmeleri, icatları, yenilik ve aygıtların anlam ve kavramlarını adlandırıp anlatmak için gereken sözcükleri kolayca üretebilmesine bağlıdır.

Türkçe; köke ek alan, sondan eklemeli köklü bir dildir. Sondan ekleme yaparak tek bir kökten 60-70 kelime türetilebilir. (Bir deneyelim bakalım kaç kelimede takılıp kalıyoruz:o) Dilimiz bu özelliğiyle bir zamanlar 600 bin civarında kelime hazinesine sahip zengin bir dildi. Zamanla bu sayı 50 bin dolayına indi. Bunların yaklaşık yarısının da yabancı kökenli olduğunu düşünürsek, geriye yaklaşık 25 bin kelime kalmıştı. TDK son yıllarda yaptığı çalışmalarla bu sayıyı mesleki kelimelerle birlikte 100 binin üzerine çıkardı. Üstelik böylesine güzel(!) kullandığımız Türkçemizde yaklaşık 6400 Arapça, 5400 Farsça, binden fazla İngilizce ve yüzlerce başka dillerden alınmış kelimelerle bu rakama ulaşılabiliyor ne yazık ki!

Peki kaç kelimeyi kullanıyoruz günlük hayatta? Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kültür seviyesi en yüksek seviyede olanlar dahi ortalama 300-400 kelimenin üzerine çıkamıyor!:eek: Ne kadar az sayıda Türkçe kelime kullandığımız rakamsal verilerle ortada...

Şimdi böyle uydurma ve doğru olmayan kelimelerle mi kurtaracağız dilimizi?

loveforlife 10-12-2013 20:00

Kutular vardır iç içe; büyükten küçüğe,
Her büyük, bir küçüğünü barındırır içinde,
Açtıkça sıradaki kutuyu daha küçüğü çıkar içinde…
Ve sonunda ulaşırsın en küçüğüne.
Dilimizi de böyle küçülttük işte,
Yüz binlerce kelimeyi eleyip,
Üç yüz, beş yüz kelimelik dil haline getirdik böyle.
Üstelik tüm bu katliamı izleyip,
Yere dökülen un sesi kadar tepki vermedik bile…

Vay benim çilekeş dilim, seni kullanmaya kullanmaya
Ne hale gelmişsin meğerse!...

Cumhur Tonba 10-12-2013 21:08

300-400 kelime. Vah bize, vahlar bize.

Sakaki 11-12-2013 14:08

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi loveforlife (Mesaj 1228490)
Dilimiz kazanmıyor, ne acıdır ki kaybediyor!

Bir dilin zenginliği;
1. Söz sayısına,
2. Çağdaş bilim, teknik ve sanat kavramlarını eksiksiz olarak anlatabilmesine,
3. Gelecekte yaşanacak bilimsel gelişmeleri, icatları, yenilik ve aygıtların anlam ve kavramlarını adlandırıp anlatmak için gereken sözcükleri kolayca üretebilmesine bağlıdır.

Türkçe; köke ek alan, sondan eklemeli köklü bir dildir. Sondan ekleme yaparak tek bir kökten 60-70 kelime türetilebilir. (Bir deneyelim bakalım kaç kelimede takılıp kalıyoruz:o) Dilimiz bu özelliğiyle bir zamanlar 600 bin civarında kelime hazinesine sahip zengin bir dildi. Zamanla bu sayı 50 bin dolayına indi. Bunların yaklaşık yarısının da yabancı kökenli olduğunu düşünürsek, geriye yaklaşık 25 bin kelime kalmıştı. TDK son yıllarda yaptığı çalışmalarla bu sayıyı mesleki kelimelerle birlikte 100 binin üzerine çıkardı. Üstelik böylesine güzel(!) kullandığımız Türkçemizde yaklaşık 6400 Arapça, 5400 Farsça, binden fazla İngilizce ve yüzlerce başka dillerden alınmış kelimelerle bu rakama ulaşılabiliyor ne yazık ki!

Peki kaç kelimeyi kullanıyoruz günlük hayatta? Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kültür seviyesi en yüksek seviyede olanlar dahi ortalama 300-400 kelimenin üzerine çıkamıyor!:eek: Ne kadar az sayıda Türkçe kelime kullandığımız rakamsal verilerle ortada...

Şimdi böyle uydurma ve doğru olmayan kelimelerle mi kurtaracağız dilimizi?

Haklısınız ama farklı şeylerden bahsediyoruz :)

siirtermal 17-12-2013 16:13

ben yıllarca köyde kalmışim vergimi vermişi,m istediğim gbi konuşurum aksan düşmanı olmayın

malina 17-12-2013 16:40

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi siirtermal (Mesaj 1230719)
ben yıllarca köyde kalmışim vergimi vermişi,m istediğim gbi konuşurum aksan düşmanı olmayın

Konuşulana laf edildiğini nerede okudunuz?

Eser İlhan 17-12-2013 19:40

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi siirtermal (Mesaj 1230719)
ben yıllarca köyde kalmışim vergimi vermişi,m istediğim gbi konuşurum aksan düşmanı olmayın

Özellikle Türkçenin doğru kullanımının konuşulduğu bir başlıkta olduğu için çok dikkatimi çekti, mesajınızdaki yazım hatalarının farkında mısınız ?

nkutsay 17-12-2013 20:59

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe (Mesaj 1228252)
Bir soru da ben sorayım. Son yıllarda Türkçeye yeni bir zaman ilave edildi ve kulağımı fena halde tırmalıyor. İngilizcede normalde çok az kullanılan "future continous" diye bir zaman var. Özetle, gelecekte devam ediyor (süreklilik anlamında) olan fiiller için kullanılır. Şimdi sanki bir moda gibi olur olmaz her şey için "yapıyor olacağım", "ediyor olacağım" kalıbıyla cümleler kuruluyor (çokça pazarlama ağzı gibi). Ne dersiniz?

Biz 2005 te yurtdisina gittik 2009 da donduk. O 4 yilda ne olmussa olmus bize gore herkes dediginiz gibi konusmaya baslamisti. Ilk aylarda esimle hayrete dusmustuk. Hala da kulagimi tirmaliyor bu kullanim.

Ingilizceden ceviriler yuzunden garip kaliplar ve kullanimlar giriyor hayatimiza. Biz "ama bu haksizlik" derdik simdiki cocuklar "ama bu hic adil degil" diyorlar.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 22:45.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025