agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   SIK SORULAN SORULAR / FORUM KULLANMA KILAVUZU (https://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/)
-   -   Forumda Türkçenin doğru kullanımı hakkında (https://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/1669.htm)

Yücel Özlem 23-06-2007 12:55

Sayın Penelophe, ben de sevindim.

Ellerinize sağlık. Amacı güzel özetlemişsiniz.

Burada gözden kaçtığını düşündüğüm bir konuyu da sizinle paylaşmak istiyorum. Kuralları beğenmiyor olmak ile kural ihlalinin de karıştırıldığını düşünüyorum. Ne dersiniz?

Beğenmediğimiz kuralların düzeltilmesini talep etmek ve bu konuda öneriler yapmak ile kuralları ihlal etmek tamamen ayrı şeyler olmalı.

Bu sitede, kimse sınavdan geçirilmiyor. Özen gösterilmesi isteniyor. Ama, birileri heeeyt bana kural sökmez, tavrı ile çalakalem devam ediyor. Eleştirilince de önce diklenmeye yeltenip, olmazsa "Hııı ben size neyaptım abi", diye mağdurları oynamaya başlıyorlar. Bunların sızlanmasını duyan bazı insaf(!) sahipleri de genellikle, olayı kavramaya çalışmak yerine, hemen yardıma koşuyorlar. Hatta bazan "üzüm yeme, ve bağcıyı dövme" lafları bile ediliyor. Yanlışı işaret eden haksız ilan edilmeye yelteniliyor.

Bu başlıkta daha önce de yazmıştım. Kendi sitelerinde son derece özenli oldukları görülen kişilerin, burdaki çalakalem tavrını demokratik bir hak olarak görme imkanı olmadığını düşünüyorum. Bu tavrı nitelemek için bir sıfat kullanmak da istemiyorum.

Birilerini kızdırsam da ben kuralları savunmaya devam edeceğim. Çünkü, Sağlıklı bir toplum olmanın ilk şartı, kurallara sahip çıkmaktır.

Penelophe 23-06-2007 13:21

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi yücel özlem (Mesaj 121099)
Beğenmediğimiz kuralların düzeltilmesini talep etmek ve bu konuda öneriler yapmak ile kuralları ihlal etmek tamamen ayrı bir şeyler olmalı.

Ama birileri heeeyt bana kural sökmez tavrı ile çalakalem devam ediyor. Eleştirilince de önce diklenmeye yeltenip, olmazsa "Hııı ben size neyaptım abi" diye mağdurları oynamaya başlıyorlar. Bunların sızlanmasını duyan bazı insaf(!) sahipleri de genellikle, olayı kavramaya çalışmak yerine, hemen yardıma koşuyorlar. Hatta bazan "üzüm yeme, ve bağcıyı dövme" lafları bile ediliyor. Yanlışı işaret eden haksız ilan edilmeye yelteniliyor.

Birilerini kızdırsam da ben kuralları savunmaya devam edeceğim. Çünkü, Sağlıklı bir toplum olmanın ilk şartı, kurallara sahip çıkmaktır.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi yücel özlem (Mesaj 121099)
Burada gözden kaçtığını düşündüğüm bir konuyu da sizinle paylaşmak istiyorum. Kuralları beğenmiyor olmak ile kural ihlalinin de karıştırıldığını düşünüyorum. Ne dersiniz?


Yücel Bey bu mesajınızdan sonra aynı dili konuştuğumuzdan kesinlikle eminim. :)
Burada geçerli kuralları üyeler zaten büyük bir memnuniyetle kabulleniyorlar ve korumaya çalışıyorlar. Belki de bu rahatsız ediyordur birilerini diye düşünüyorum:) Meyve veren ağaç taşlanırmış misali.
Biz anlatmaya çalışıyoruz ama karşıdakinin amacı anlamak olmadıktan sonra nafile gibi geliyor bana.

bitanemm 23-06-2007 13:31

Düzelt tuşu sadece bana özel değil di mi? Yukarıda görüldüğü gibi sizlerin de hataları olabiliyor. Sizler de hatalarınızı "düzelt" tuşu ile kontol edebilirdiniz değil mi? Ben diyorum ki; aynı şeyi söyleyip, farklı davranmayalım. Herkes eşit muamele görsün. Benim sayemde sizler de daha dikkatli oldunuz. Bu da bir gerçek.

Daha detaylı açıklayayım; "
"getirdiği ve dövdürttüğü"
Kim getirmiş: Babam
Kim dövdürtmüş: Babam "
Sizin adınıza üzgünüm ama bunlar aynı mantık değil.
Öğrettiğine ve öğrettirdiğine aynı eylemi yani "öğretmek" eylemini anlatmakta. Bu yüzden (ikisi de aynı anlamı taşıdığından dolayı) anlam bozukluğu yaratıyor ve kesinlikle yanlış.
Sizin yazdığınız "getirmiş" ve "dövdürtmüş" farklı eylemler ve kesinlikle farklı anlamlar taşıyor.


Bir özlü söz daha yazayım. :)
Ruh, payanda olmaktan kurtulunca özgürleşebilir ancak.

Penelophe 23-06-2007 13:41

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi bitanemm (Mesaj 121121)
Düzelt tuşu sadece bana özel değil di mi? Yukarıda görüldüğü gibi sizlerin de hataları olabiliyor. Sizler de hatalarınızı "düzelt" tuşu ile kontol edebilirdiniz değil mi?

Bu mesajınız Malina'nın ne kadar haklı bir tespit yaptığının en büyük göstergesi.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina (Mesaj 121090)
Yazmanız var ama okumanız yok gibi görünüyor.

Eğer okumanız olsaydı, aşağıdaki mesajımın düzenleme saatine bakardınız.

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Penelophe (Mesaj 120992)
:) Haklısın Sevelim, unutmuşum. İyi oldu hatırlattığın. :)

Böyle bir mesaj yazacağınızı tahmin ettiğim için özellikle cümlemin sonuna koymayı unuttuğum noktayı kırmızı yapmıştım :))

Arkadaşım lütfen sadece yazmayın, bu kirlilikten başka bir şey değil.

bitanemm 23-06-2007 14:14

Bir kişiye hitaben yazmıyorum. İkinci çoğul şahıs olan "siz" kullanıyorum.:rolleyes:

Penelophe 23-06-2007 14:20

Ah bu kılıflar..

bitanemm 23-06-2007 14:40

"Sizler" ve "herkes" terimlerini kullandığım açıkça okunabilmektedir.

memet 23-06-2007 19:03

Arkadaşlar benim Türkçem berbattır.
Sık sık söylerim. Sık sık üyeler uyarır, gene yanlış yazmışsın diye.
Genellikle düzeltirim yollamadan önce yazdıklarımı ama, arada kaçar.
Bu başkalarını uyarmama engel değildir. Ben hata yaptım diye, bu başkalarına örnek oluşturmaz.
Birtanem'in gayet güzel, yazım hatalarını bulabildiği görülüyor. Demek önceden kastı varmış, şimdi tarzını değiştirmiş, ama foruma bir katkısı olacağına başkalarının hatalarını bulmak şeklinde.
Penelophe'de benim gibi hatalar yapıyor, onun da benim ,gibi uyaranlara kızdığını görmedim.
Ama, forum için çalışmasını görebiliyorum. Fuardaki azmi ve çalışması da ayrı.

Ophrys 23-06-2007 19:08

Yani sitede insanlarla dalaşmak ve kavga etmek yerine bir sürü işimiz hatta kendimize iş edindiğimiz görevlerimiz var.
Lütfen kişiler kendileriyle uğraşsın ve güzel sitemizi kirletmeye çalışmasınlar.

memet 23-06-2007 19:09

Denizcool aslında çok fazla değil kural.
Cümlelere büyük harfle başlama.
Nokta ve virgülden sonra boşluk bırakma.
Konunun okunmasını kolaylaştırmak için paragraflar yapma.
Bir de, dahi anlamına gelen de ayrı yazılır.
İşte hepsi bu.
Bir de iyi niyetli olma faktörü var. Hepimizin eğitimi aynı değil. İyiniyetli olup, hatalı yazan arkadaşlara zaten hoşgörülü davranılıyor.

nevsune 23-06-2007 19:50

--------------------------------------------------------------------------------
Benim de anlatmaya çalıştığım aynen buydu. Özelime gelen soru ve benim de sabırla verdiğim yanıt aşağıdadır.

Alıntı:

Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi bibitanem
Öncelikle ben sakinim. Bana kim ne için yol gösterdi anlamadım? Kime kötü bir söz söyledim de kırdım?
Lütfen siz sakince son mesajımı okuyun. Özür dilemesi gereken ben olsaydım dilerdim.
ayrıca sadece güzel türkçeye tarafsanız mesajlarınızı bana karşı değil herkese karşı yazınız böylece herkes bir pay alır.


Hala dinlememekte ve anlamamakta ısrarcısın. Sana, o ilk tepkisel mesajında yaptığından dolayı, karşı taraf oldum. Çünkü bunu sırf kafa tutmak adına, bilinçli yaptın. İşte en büyük yanlışın buydu. Diğer yapanların nedenleri, ilgisizlik veya acele idi. Bunun için kimseyi benim uyarmama gerek yok, bu iş için zaten yöneticiler var. Bir yanlış bilinçli yapılırsa, işte o zaman çok tehlikeli olur.

Ophrys 23-06-2007 19:57

Sevgili Nevsune bırakın kendi halinde takılsın.
Siteye hiç bir faydalı mesaj yazmamış. Hala suçlu arayan, bizim sitede yaptıklarımızı baltalamaya çalışan bir tip.

malina 24-06-2007 00:05

Bu konu fazla uzamıştı...

Biz kaldığımız yerden devam edelim...

nevsune 24-06-2007 08:22

özür
 
Haklısınız.
Konunun uzamasındaki katkılarımdan! ötürü, herkesden özür diliyorum. Bir daha olmayacak, söz veriyorum.

Yücel Özlem 24-06-2007 19:20

Efendim, bir ozanımız az ve öz deyivermiş

Alıntı:

Yedi iklim, dört köşeyi dolandım.
Meğer, Dünya her tarafta bir imiş.
Ben, Dünyayı Alosmanın sanırdım.
Meğer, Dünya dört sultanlık yer imiş.
Bizi, zora sokan şeylerin başında, gerçek sandığımız yanılgılarımız gelir.

malina 24-06-2007 19:51

Nevsune'ye yazarak, uzatmama konusunu ona söylemediğimi belirttim. Yani ortada onun özür dileceği bir durum yok. Okuyanların aklına takılmaması burada da açıklama gereği hissediyorum.

Uzatan hepimizdik :)

omega 24-06-2007 22:27

Yozlaşmaya yüz tutmuş ülkemizde en büyük varlığımız Türkçeye sahip çıkmak adına yapmış olduğunuz bu davranışınızı sonuna kadar destekliyorum. Eğer bu konuda benim de yanlışım olursa şimdiden özür dilerim.

Sevelim 24-06-2007 22:53

İşte budur.

Aramıza hoşgeldin Omega.

malina 25-06-2007 08:30

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi omega (Mesaj 121511)
Eğer bu konuda benim de yanlışım olursa şimdiden özür dilerim.

Sevgili omega, Türkçe yanlışları için özür dilenmesi gerekmiyor :) Tek istediğimiz, yazarken dikkat edin. Daha sonra farkederseniz girip düzeltin.

Sitemiz içeriği gereği latince kelimelerin de sıkça kullanıldığı bir yer. Türkçe yazmayı beceremeyen birinin verdiği latince bilgiye nasıl güveneceğiz?

lerdemir 25-06-2007 09:21

Ancak bu kadar güvenebilirsiniz. :D :D :D
-----------------------------------
"Turcus lisanus ozurus..."

Latince'de "Tükçe Özürlü" demek.
-----------------------------------
Şaka şaka.

Not: Yukarıdaki ifadeyi beğenen ve gerçek zannedip nakletmek isteyenlerin olması ihtimaline karşın bilgilendirmedir: Bu Latince görünümlü ifadenin güvenilir bir kaynağı bulunmamaktadır; az önce tarafımca uydurulmuştur.

Saygılarımla.

ahmet58 25-06-2007 09:36

Benim şimşir Sorusu Ne Oldu

lerdemir 25-06-2007 10:09

ahmet58,

Sanırım istemeden yanlış konuya mesaj yazmış olmalısınız öyle değil mi?

Zira, bu sorunuzu "Üretim Teknikleri (Tohum Çimlendirme/Çelikleme/Aşılama)/ Şimşir" başlığında sormuşsunuz ve orada da yanıt almışsınız görebildiğim kadarıyla.

Şimşiri nasıl üretebileceğinizi sormuşsunuz ve de amatör olarak yetiştiren bir arkadaşımız tecrübesini aktarmış ve demiş ki:"15 20 cmlik çelikleri serada köklendirebilirsiniz... mümkün oldukça küçük çelikleri köklendirin..."
Selahattin Hoca da; "Şimşir çoğalma esnasında elbette nemli ve yarı gölge yer ister.Temmuz-ağustos aylarında çelik alınıp köklendirilebilir..." demiş. Ayrıca da caploonba "...küçük bir saksıya çeliği dikip üstünü pet bir şişeyle kapatın. Daima nemli tutun." diye de eklemiş.

Konunuz yukarıda bağlantısını verdiğim başlıkta devam etmekte görünüyor ahmet58.

Burada ise Forumda Türkçenin doğru kullanımı tartışılıyor.

Haa, bu arada, yeri gelmişken, sizin mesajınıza ilişkin de bir hatırlatma yapmak isterim bu konunun başlığına da uygun olarak.

Sizin mesajınızı şöyle görmek isteyecektir forum üyelerimiz:
"Benim şimşir sorusu ne oldu?"

İyi günler dileklerimle...

praecox 25-06-2007 11:08

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina (Mesaj 121600)
Sitemiz içeriği gereği latince kelimelerin de sıkça kullanıldığı bir yer. Türkçe yazmayı beceremeyen birinin verdiği latince bilgiye nasıl güveneceğiz?

Ben bu filmi görmüşdüm.:o

Sevgili malina,
Var yahu hala Türkçe yazmasını beceremeyip de inatla işin içine latince karıştırnalar var... hatta bazılarımızın bilgilerine güvenebiliriz de...:o
ne demişler "İstisnalar kaideyi ispatlar."

P.S. ben kendi namıma yazdım lütfen kimse üzarine alınmasın.:D

denizakvaryumu 25-06-2007 11:14

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi praecox (Mesaj 121672)

Sevgili malina,
Var yahu hala Türkçe yazmasını beceremeyip de inatla işin içine latince karıştırnalar var... hatta bazılarımızın bilgilerine güvenebiliriz de...:o
ne demişler "İstisnalar kaideyi ispatlar."

Praecox hocaya katılıyorum...


.

ceviz 07-07-2007 14:44

Merhabalar,
Siteye yeni üye oldum. Aslında amacım Bonsai hakkında bilgi edinmekti ancak birden kendimi burada buldum.;)

Hızlı yazma kaygısı ile sözcüklerin kısaltılarak yazılması,noktalama işaretleri ve sözcüklerin doğru yazımı konularında göstermiş olduğunuz ilgi ve özen, özdeğerlerimizin korunması konusundaki inancımı bir kat daha arttırdı. Bu çabalarınızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim. :)

İletilerinizi olabildiğince okumaya çalıştım ve işlenen ana konunun yazım kuralları olduğunu gördüm. Benim de bu konu hakkında bir önerim var. Benim ve benim gibi birçok Türkçe gönüllülerinin, Türkçe'nin yozlaşmasıyla ilgili en büyük şikayetleri dilimize giren yabancı sözcüklerdir. Bu sözcükleri dilimize çok önceden girmiş, dilimize yakın zamanda girmiş ve dilimize girmekte olan sözcükler olarak üç öbekte sınıflandırabiliriz. Önerim iletilerimizde (dolayısıyla günlük hayatımızda) kullandığımız yabancı sözcükleri olabildiğince kullanmamaktır.
Yine sizin iletilerinizi incelerken karşılaştığım sözcüklerden birkaç örnek vermeye çalışacağım.
1- Mesaj : Bu sözcük dilimize cep telefonları ile girdi ve en çok kullandığımız
sözcüklerden biri haline geldi. Bu sözcük yerine, ileti
sözcüğünü kullanabiliriz. Belki mesaj geldi yerine ileti geldi demek
kulağımıza hoş gelmeyebilir. Ancak özellikle eposta ve burası gibi
karşılıklı iletişimin yazı ile sağlandığı yerlerde kullanılabilir. Ayrıca
kulağa hoş gelmemesi sözcüğün güzel olmamasından değil, sözcüğe
alışkın olmamamızdan kaynaklanmaktadır.

2-Detay: Yine günlük hayatımızda çok kullandığımız sözcüklerden birisidir.
İngilizcedeki detail sözcüğünden dilimize geçmiştir. Bu sözcük
yerine ayrıntı sözcüğünü kullanabiliriz.

Yine karşılaştığım bir durum ya da bağlacı **** olarak yazılmış. Ya da bağlacı her zaman ayrı yazılır.
Kafınızı karıştırabileceğini düşündüğüm şey sözcüğü var. (Ki benim kafamı karıştırıyordu.) Şey sözcüğü önündeki sözcükten her zaman ayrı yazılır.
Kelime yerine sözcük, pratik yerine uygulanabilir, chat yerine sohbet sözcüklerini kullanabiliriz.
Yine iletilerde gördüm. Maalesef sözcüğü malesef şeklinde yazılmış. Bu yanlış hızlı yazmaktan kaynaklanıyor olabileceği gibi sözcüğün arapça kökenli olması, dolayısıyla okunduğu gibi yazılmamasından kaynaklanıyor da olabilir. Bana göre okunduğu gibi yazılsa mağlesef yazmamız gerekir. Bu sözcük yerine ne yazık ki sözcüğünü kullanabiliriz.
--------------------------------------------------------------------------
Karga takma adlı arkadaşım Türkçe için fakir demiş. :( Ben bu kanıya kesinlikle katılmıyorum. Dildeki sözcük sayısı o dilin zenginliğini ölçmek için ölçüt(kriter) olamaz. Bunu bir alıntı ile anlatmaya çalışacağım.

Alıntı Yazının Sahibi : Ahmet Okar

"Victor hugo şiirlerini 40.000 kelime ile yazdı. Türkçe'yi en zengin
kullananlardan yaşar Kemal'in romanları 3.500 kelimeyi geçmez"görüşü
çok yaygındır. Bu görüş haklıdır zira Türkçe'nin Fransızca'ya oranla
daha az sözcük içerdiği doğrudur. İngilizce'ye, Almanca'ya,
ispanyolca'ya oranla da daha az sözcük içeriyor olması gerekir. Ne var
ki bu Türkçe'nin daha yetersiz bir Dil olduğu anlamına gelmez! Çünkü
Türkçe az sözcük ile çok şey anlatabilen bir dildir! Daha fazla sözcük
içerse bunun kimseye zararı dokunmaz ancak, gereği yoktur.

Başka bir dilden Türkçe'ye çeviri yapan herkes sözlüğü açtığında,
aralarında minik anlam farkları olan bir çok sözcüğün Türkçe
karşılığında çoğu zaman aynı kelimeyi okur. Bu, ilk bakışta bir
eksiklik gibi görünebilir, oysa öyle değildir. Çünkü yukarıda adı
geçen diller kelimelerin statik olan anlamlarını öğrenmeye, Türkçe ise
bu anlamları bulup çıkarmaya, yani dinamik anlamlandırmaya dayalıdır.
Türkçe'de anlamları sözlükteki tanımlar değil,kelimelerin cümle içindeki konumları belirler. Tam bu noktada, Türkçe'nin, referans olmak üzere sadece gerektiği kadarı sözlüklere alınmış, sonsuz sayıda kelime içerdiği bile öne sürülebilir.

İngilizce - Türkçe sözlükte"sick","ill"ve"patient"ın karşısında
hep"hasta"yazar. Bu bağlamda İngilizce'nin üç kat daha fazla sözcük
içerdiği söylenirse bu doğrudur. Ancak, aradaki farkların Türkçe'de
vurgulanamadığı söylenmeye kalkılırsa bu yanlış olur:"Doktor falanca
beyin hastası olmak","böbrek hastası olmak","ınternet hastası
olmak","filanca şarkının hastası olmak"arasındaki farkı Türkçe konuşan
herkes bir çırpıda anlar. Bunun nasıl olabildiğini görmek zor
değildir. Bir kalem alıp, alt alta:

3 + 5=.

12 + 5=.

38 + 5=.

Yazmak, sonra da bunları toplamak yeterlidir. Hepsinde aynı"+5"yazdığı
halde sonuçlar farklı çıkıyorsa, Türkçe'de de hepsinde aynı"hastası
olmak"ifadesi geçtiği halde sonuçlar farklı olacaktır. Türkçe'nin az
araç ile çok iş yapmasının sırrı matematikte yatar. 0 Dan 9 a kadar 10
tane rakam, artı, eksi, çarpı, bölü dört işlem işareti ve bir ondalık
ayracı virgül, yani topu, topu 15 simge ile sonsuz sayıda işlem
yapılabilir. Türkçe de benzer özellikler gösterir. Türkçe matematiğe
dayalı olmaktan da öte, neredeyse matematiğin kılık değiştirmiş halidir."

Yazının bütünü için bana eposta atabilirsiniz.
--------------------------------------------------------------------------
Çok fazla uzattım biliyorum ama bunu da paylaşmadan edemeyeceğim. Okuyalım ve ne büyük bir hazineye sahip olduğumuzun bir kez daha farkına
varalım.

"...Anadili Türkçe olan bir kişinin kısa cümlelerle düşündüğü, konuşma
anında ise bu kısa cümleleri çeşitli yollarla birbirine bağlayarak
karmaşık yapılar kurduğu görüşündeyim. Bu "cümle bağlama eğilimi" bazı
konuşurlarda zayıf, bazılarında ise adeta bir hastalık derecesinde
güçlü olabilir. Bu son durumda ortaya çıkan dilsel yapılar, insan
zihninin üstün olanaklarını en güzel şekilde yansıtıyor. Farklı dil
gruplarına ait birçok dili incelediğim halde şimdiye kadar hiçbir dilde
beni Türkçe’deki karmaşık cümle yapıları kadar büyüleyen bir yapıya
rastlamadığımı söyleyebilirim. Biraz duygusal olmama izin verirseniz,
bazen kendime "keşke Chomsky de gençliğinde Türkçe öğrenmiş
olsaydı... ", diyorum. Eminim o zaman çağdaş dilbilim İngilizce’ye göre
değil, Türkçe’ye göre şekillenmiş olurdu..."

Bu alıntı 34 dil ve lehçe bilen, dünyanın en büyük dilbilimcilerinden Johan Vandewalle'ye aittir ve yazıyı tamamen Türkçe yazmıştır.

Saygılarımla :)

Derya Özen 07-07-2007 16:18

Aramıza hoş geldiniz Ceviz, İyi ki de gelmişsiniz. Yukarıda yazdıklarınızı okurken, dilimize aşık bir insanın yazılarını okuduğumu hissettim. Güzel anlatımınız için, ayrıca teşekkür ederim.

Kagan 07-07-2007 17:24

Sayın Ceviz...

Sizi, Türkçe konusundaki duyarlılığınız için kutluyorum. Verdiğiniz bilgiler için de hem kendim, hem de Türkçe'ye gönül verenler adına teşekkür ediyorum.

Yücel Özlem 08-07-2007 01:00

Sayın Ceviz, Hoş geldiniz. Aktardığınız bilgiler için teşekkürler.

malina 08-07-2007 01:20

Alıntı:

Yazının bütünü için bana eposta atabilirsiniz.
Neden tek tek uğraşmak zorunda kalalım? :)

Ali H. ALI 08-07-2007 11:09

Sayin Ceviz hos geldiniz, turkce ile ilgili, paylastiginiz bilgiler icin sag olun.
Bonsai icin burada oldugunuzu belirtmissiniz. Ne guzel, aramizda bir cok guzel bonsailer yapmanizi dilerim. En az turkce kadar heyecan veren bir ugrastir bonsai.


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 19:24.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025