agaclar.net

agaclar.net (https://www.agaclar.net/forum/)
-   SIK SORULAN SORULAR / FORUM KULLANMA KILAVUZU (https://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/)
-   -   Forumda Türkçenin doğru kullanımı hakkında (https://www.agaclar.net/forum/sik-sorulan-sorular-forum-kullanma-kilavuzu/1669.htm)

lerdemir 30-07-2007 13:07

Ayrıca,

Türkçe'nin ihraç ettiği kelimelere bakılırsa önemli bir bölümünün BOĞAZ ile ilgili olduğunu göreceksiniz.

Ne kadar da MİDEsine düşkün bir toplum olduğumuzun göstergesi gibi sanki.

-cacık, lokum (Yunanca'ya geçmiş)
-Meşhur yoğurdumuz
-Kahve

ceviz 30-07-2007 13:07

Peki özür dilerim Malina Hanım.

Yücel Özlem 30-07-2007 15:25

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina (Mesaj 136146)
Konu başlığımız Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında
Daha ilerisi bizim alanımız değil, edebiyatla ilgili sitelerde tartışılmalı...

Eyvallah! Son derece haklısınız.


Not:Bu yazının, (başka bir kullanıcıya ait) ikinci alıntısı ve onunla ilgili bölümü silindi.

Hakan KINACI 30-07-2007 15:51

Saygı değer arkadaşlar,
Türkçeyi doğru kullanmak, yazmak ve okumak farklı, burada kısaca göz gezdirdiğim konular farklı geldi bana.
Türkçemize bir çok yabancı dil girmiş orası artık kaçınılmaz ama bizim amacımız nedir? konu başlığından da anlaşılacağı gibi Türkçemizi doğru kullanmak bu nedenle biz burada bu yabancı kelimelerden uzaklaşıp gelecek nasillere yabancı kelimelerden ziyade Türkçemizi doğru telafuz etmeleri için gayret içinde olmalıyız diye düşünüyorum.
Ayrıca; bazı arkadaşlarımız bu benim özelim, bu benim takma adım istediğimi yazarım demiş bence bunlar yanlış, Limon arkadaşım kendisinden örnek vermiş ve Türkçe olarak LİMON demiş, bizde birilerine örnek olacaksak eğer uygulamada mümkünse takma isimlerimizi dahi Türkçe seçerek örnek olmalıyız. Hata çok daha samimi isek ve her hangi bir sakınca görmüyorsanız İSİM atalarımızın bizlere koymuş olduğu o güzelim Türkçe isimlerimiz kullanmalıyız diye düşünüyorum...
Saygılar,

lerdemir 30-07-2007 16:03

Sayın Yücel Özlem,

Kalsın o mesaj...

Malina'nın mesajının akabinde yazılmış gibi görünmekle beraber; henüz ben konuyu yanıtla ekranında iken uzun uzun; malina'nın hatırlatma mesajı okunmamışken yazılmıştı sizin o alıntıladığınız ve bana ait olan mesaj; hani şu "hangi alanda olduğu sorulan".

Dolayısı ile, uygun görürse zaten yönetim silecektir o mesajı.

Ayrıca; gönlünüzden geçerse mesajınızın ikinci kısmını silin, dilerseniz de silmeyin. Hani ben silmeyeceğimi söyledim ya; onun için. Beklemeyin diye...

Size, rahat günler dilerim...

davut DEMİRKAYA 02-08-2007 22:21

Türkçeye Bu Kadar önem Verdiğiniz Için Saygiyla Eğiliyorum

Börü Han 01-09-2007 00:41

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi malina (Mesaj 136146)
Konu başlığımız Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında
Daha ilerisi bizim alanımız değil, edebiyatla ilgili sitelerde tartışılmalı...


Daha önce de yazmıştım. Türkçe'ye dikkat ediyorsak her yönüyle dikkat edelim.

Bir iki kelimenin Türkçe karşılığına, çeşitli bağlaçların ayrı yazılışına takılıp Türkçe'nin diğer kurallarını atlamayalım. Örneğin noktalama işaretleri, cümlede anlatım bozuklukları...

Bu uyarınızın sebebini anlayamasam da bir ekleme yapmak istedim yazıma.
Edebiyat ve dil bilgisi farklı iki şeydir. Burada tartıştığımız konular dil bilgisi ile ilgilidir. Uyardığınız yazının konusu edebiyatçıları değil dil bilimcileri ilgilendirir diye düşünüyorum.

Yücel Özlem 04-09-2007 21:59

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Sebahattin Sargın (Mesaj 148793)
Sevgili hemşehrim usnac aramıza hoş geldin, forumumuzda çok değerli bilgilere ulaşacağınıza eminim. Öncellikle aşağıda vermiş olduğum adresteki "Forum Kullanma Klavuzunu" iyice bir okuyun ;):
http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=75

Foruma mesajlar yazarken güzel Türkçemizin imla kurallarına uymaya çalışıyoruz ve bu konuya çok önem veriyoruz. Sizinde önem vermenizi rica ediyoruz. Tekrardan aramıza hoşgeldiniz, sevgilerimle....

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi usnac (Mesaj 149264)
Uymaya çalışıyorum ama, yine de uyarı alıyorum. Neyse, daha dikkatli olurum, bundan sonra.


Teşekkürler Cansu!

Börü Han 05-09-2007 04:36

Buradan Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında çaba gösteren herkese bir soru sormak istiyorum.

Bir konuda insanları uyarabilmek için, kendinizin bu konuda örnek olmanız gerektiğine inananlardan mısınız?

Bu sitedeki çabaları takdir ediyorum ve destekliyorum ama bazen bu çabalar samimiyetini kaybediyor.

Mesela konumuz: "Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında"
Konu başlığımız Türkçe dilbilgisi kurallarına uygun mu acaba?

Mesela site yöneticileri: Yazdıkları yazılarda Türkçe'nin bütün kurallarına mı dikkat ediyorlar, yoksa sadece belli başlı kurallarına mı? Türkçe dilbilgilerini geliştirmek için çaba sarfediyorlar mı?

Bir noktadan sonra bu samimiyetsizlik bana yönetimin, Türkçe'nin bazı kurallarını araç olarak kullanıp, siteyi daha ciddi göstermeyi amaçladığını düşündürüyor. Kırıcı olduysam kusura bakmayın. Düşüncelerimi paylaşmak istedim.

Todor 05-09-2007 05:39

Eğer 330 nolu mesajı okursanız neden Türkçe'nin değil, Türkçenin olarak yazıldığını görürsünüz.:)

cemal.S 05-09-2007 09:52

Merhabalar!

Türkçemizin doğru kullanımı hakkında gösterdiğiniz ilgiye teşekkürler Börü Han. Ancak şunu bilmenizi isterimki hepimiz gerekli hassasiyeti göstermeye çalışıyoruz. Hatalar yapmıyormuyuz ? ****** yapıyoruz. Samimiyetle söylüyorum kendi mesajlarımdan günlerce önce yazdıklarımda olan hataları geriye dönüp düzelttiğim çok oldu. Benim anladığım elimizden geldiğince hassasiyet göstermek. Yoksa burası hatasız olacak diye bir kural ne gördüm nede okudum. Dilimizin gerçekten çok zarar gördüğü bu günlerde böyle bir hassasiyetin olması beni sitede cezbeden nedenlerin başında geliyor. Diğerleri bilgi paylaşımı vs. ****** onlarda önemli. Hemde çok.

Umarım yine hata yapmamışımdır. Neyse !

Saygıyla kalın.

Yücel Özlem 05-09-2007 11:34

Sevgili Cemal, tamamen haklısınız. Burada, savunulan hatasız olmak değil. Bence bu mümkün de değil.

Sayısı yirmi bine dayanan bizlerin tek ortak yönü ağaçlar. Herbirimizin yetişme şartları. Kullandığımız aletler bile bazan istediğimizi yazmamıza imkan vermiyor.

Ben hatasız olma iddiasını bir hata olarak görenlerdenim. En azından benim böyle bir iddiam yok. Ancak burada savunulan bu ölçüye uymaya çalışmayı da kendime ve içinde bulunduğum topluluğa saygının bir gereği olarak kabul ediyorum. Mümkün olduğunca hatasız yazmaya çalışıyorum. Ben de sizin gibi eski yazılarımda rasladığım yanlışları düzeltmeye çalışıyorum.

Sevgiler.

Börü Han 05-09-2007 12:54

Alıntı:

Eğer 330 nolu mesajı okursanız neden Türkçe'nin değil, Türkçenin olarak yazıldığını görürsünüz.
Türkçenin bilmediğim bir kuralını öğrenmiş oldum sayın Todor.

Ne anlatmak istediğimi anlayıp cevap yazan herkese teşekkür ederim.

Yücel Özlem 05-09-2007 12:59

Kağan Hocam, haklı olabilirsiniz -ki bana göre de haklısınız- lâkin, burada Türk Dil Kurumu Yazım Kılavuzu esas alınmak zorunda.

Bu eleştirinizi TDK'na iltirseniz, konunun yeniden irdelenmesine de katkı yapmış olursunuz.

Sevgiler.

Yücel Özlem 05-09-2007 13:03

Sevgili Börü Han, işte site yönetiminin yapmak istediği de bu sanırım. Paylaşım ve gelişme.

Güzel günler dilerim.

malina 05-09-2007 14:35

Alıntı:

Orijinal Mesaj Sahibi Börü Han (Mesaj 149579)
Buradan Türkçe'nin doğru kullanımı hakkında çaba gösteren herkese bir soru sormak istiyorum.

Bir konuda insanları uyarabilmek için, kendinizin bu konuda örnek olmanız gerektiğine inananlardan mısınız?

Bu sitedeki çabaları takdir ediyorum ve destekliyorum ama bazen bu çabalar samimiyetini kaybediyor.

Mesela konumuz: "Forumda, Türkçenin doğru kullanımı hakkında"
Konu başlığımız Türkçe dilbilgisi kurallarına uygun mu acaba?

Mesela site yöneticileri: Yazdıkları yazılarda Türkçe'nin bütün kurallarına mı dikkat ediyorlar, yoksa sadece belli başlı kurallarına mı? Türkçe dilbilgilerini geliştirmek için çaba sarfediyorlar mı?

Bir noktadan sonra bu samimiyetsizlik bana yönetimin, Türkçe'nin bazı kurallarını araç olarak kullanıp, siteyi daha ciddi göstermeyi amaçladığını düşündürüyor. Kırıcı olduysam kusura bakmayın. Düşüncelerimi paylaşmak istedim.


Siz iyi kullansanız ne olur, kullanmasanız ne olur? :)

Konuyla ilgili açıklamada bu cümleleri yazmıştım ama sizi yine de kesmemiş....


Alıntı:

Ne yani, imla hatası yapamaz mıyım?
Tabii ki yapabilirsiniz, ben de yaparım. Ama önemli olan iyi niyettir. Yazılarınızın altında düzelt düğmesi var. Daha sonra da düzeltebilirsiniz. Yazınızı göndermeden önce "ön izleme"yi kullanarak son bir göz atmak da işe yarar...
Amacımız sıfır hata değil, (Basılı kitaplarda bile, bir çok hata çıkabiliyor) olabildiğince hatasız olmaya çalışmak...

Bir kez daha böyle bir suçlama yaparsanız forumla ilişkinizi keseceğim.
Buna, yukarıdaki kararıma vereceğiniz, amacını aşmış cevabınız da dahil.

kırçiçekleri 06-09-2007 10:27

Bir gün insan virgülü kaybetti.
Cümlelerden korkar oldu ve anlatımları basitleşti.
Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.

Bir başka gün ünlem işaretini kaybetti.
Alçak bir sesle ve sesinin tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu.
Üstelik hiçbir şey onda en ufak bir heyecan dahi uyandırmıyordu.

Bir süre sonra soru işaretini kaybetti.
Soru sormaz, sorgulamaz oldu.
Hiçbir şey, ama hiçbir şey onu artık ilgilendirmiyordu.
Ne kainat ne dünya ne de kendisi umurundaydı.

Birkaç sene sonra iki nokta işaretini kaybetti.
Davranış ve nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.

Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce bile yoktu.
Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlayıp duruyordu.

Yaşamının sonuna geldiğinde...
düşünmeyi de, okumayı da unutmuştu artık.

*** Kanevski'den Alıntıdır.***

Sitedeki doğa sevgisi kadar dilimizin sevilmesi, sahiplenilmesi, özenle kullanılması ne kadar sevindirdi beni bilseniz. Dilimiz ses bayrağımız bizim. Sahiplenmezsek dilimizden gayrı bir çok bizim olan değerlerimizi de yitireceğiz.
Noktamızı, virgülümüzü, soru işaretlerimizi de hiç yitirmeyelim.Düşünmeyi, okumayı unutan insanlar en kolay tutsak olan , sömürülenlerdir.
Sevgi ile selamlıyorum Türkçe Sevdalılarını...

habibe 06-09-2007 13:18

Kaleminize, gönlünüze sağlık. Başka söze ne hacet!.

sempe 06-09-2007 16:03

İşte son söz. Teşekkürler Kırçiçekleri.

cemal.S 07-09-2007 09:34

Gerçekten harika bir yazı olmuş Kırçiçekleri. Teşekkürler. Bir anda yazınıza kendimi kaptırdım o kadar güzel anlatmışsınızki sağ olun.

Balıkcı 07-09-2007 11:17

Sayın Kırçiçekleri, hocam

Hoşgeldin ve dolu dolu geldin. Burada devamlı ve katılımcı olmanı diliyoruz.

Teşekkürler, selam ve sevgiler.

Metin Y. 07-09-2007 13:27

kırçiçekleri adlı üyemizin mesajında kullandığı pasaj Kanevski'den alıntıdır. Kendi düşüncelerinden önce yazdığı bu satırların bitimine Kanevski 'den alıntı ibaresini koyması ricasıyla..

kırçiçekleri 07-09-2007 13:45

Selam Metin Y,

Uyarınız için teşekkür ederim. Yazarını bilmiyordum. Bana gelen bir e-postadan okumuş ve çok etkilenmiştim. En azından alıntıdır diye belirtmem gerekirdi. Yazıyı sahiplenmek gibi bir düşüncem yoktu. Bundan sonra daha özenli olmaya çalışacağım. Sağolun. Sağlıcakla kalın.

Metin Y. 07-09-2007 13:50

Saygıdeğer Öğretmenim,
gösterdiğiniz hassasiyet ve düzeltme için teşekkür ederim.

kırçiçekleri 07-09-2007 14:14

Sayın BALIKÇI,
İlginiz için teşekkür ederim. Hoşbuldum gerçekten. Böyle sevecen ve ortak paylaşım alanı bu denli çok ve güzel bir Site bulduğum için sevinç duyuyorum. Olanaklar ve sağlığım elverdiği sürece burada olup katılmaya çalışacağım birlikteliklere. Sağlıklı, güzel yarınları yaşaması dileği ile tüm Dünyanın... selamlar.

miskenacar 14-09-2007 10:13

Kırmadan, ürkütmeden ve de en önemlisi küstürmeden...
 
Son bir kaç yıldır ciddi bulduğum ve yararlı konuları temel alan sitelerde güzel bir gelişme yaşanıyor. Dil konusundaki - belki biraz da aşırı - titizlik.
Peki neden aşırı titiz oluverdik?

Televizyon, okuma yazma alışkanlığı hastalık haline gelmemiş olan yurdumuza erken geldi diye hayıflanırken birdenbire internet ve cep telefonu tsunamisi ile karşılaştık. Böylece mektup yazmayı da unuttuk. Bayram tebriği mi? O ne ki? Girersin bir siteye, şarkı sözü gibi bir sürü bayram, kandil, doğum günü vesaire kutlama mesajı. Gönderilecekler yerine de eklersin tüm dostlarının telefon numarasını: Tamam. Herkese aynı mesaj olmuş, ne gam, anımsadık ya.

On üç yaşındaki kızımın msn yazışmalarından, (esasında yazışma demek ne derece doğru, bir sürü şekil ve renk cümbüşü) bir şey anlamak olanaksız. :p

En son ne zaman kitap okuduğunu bilmeyen ve en son okuduğu kitabın adını dahi anımsamayan bir ulus haline geldik. Ve, agaclar.net gibi seviyeli paylaşım siteleri çok güzel bir hareketle yazışmalarda doğru Türkçe kullanmayı vazgeçilmez ön koşul haline getirdiler.

Ancak, benim şöyle bir önerim olacak: Ağaçları, doğayı ve de insanları, daha doğrusu tüm canlıları seven bir kardeşimiz bir şekilde bu siteye ulaşmış ve bir sorununu dile getirmiş. Daha ilk iletisi. Bir iki ufak tefek, eskilerin tapaj hatası dedikleri türden hata yapmış, örneğin noktadan sonra boşluk koymamış ya da ne bileyim noktadan sonra büyük harf tuşuna basmamış.
Bu arkadaşımız henüz konuk ve onlarca televizyonun yüzlerce aptalca dizilerinin esiri edildiği bir toplumun içinden geliyor. Çevresine duyarlı. Ya da burada daha duyarlı hale gelecek.
Ama o ne? Başlıyor bir bombardıman.
"Arkadaşım önce Türkçene dikkat et."
"Önce falan numaralı iletiyi bir oku istersen."
"İnan dediklerinden bir şey anlamadım."
"Böyle yazarsan inan sana kimse yanıt vermez."

Varsayalım ki ben biraz alınganım (aslında hangimiz değiliz) ve bahçeme bir tane mavi ladin dikecektim ama şimdi gücendim ve küstüm. Boş ver ladini, yazışmayı, bunlar çok elit insanlar, ben paşa paşa "kavak yelleri"ni seyredeyim. Arada da Yunanistan'daki orman yangınına üzülürüm vakit bulursam. :o

Benim önerim dil yanlışları ve imla hataları gibi eleştirilerimizi hemen iletinin altına değil de sözgelimi bu konu başlığı altında yapmamızın daha az kırıcı olacağı yönünde. Üzülerek belirteyim ki eleştiriye açık bir toplum olmaktan çoktan çıktık. Hemen savunmaya ve ardından da saldırıya geçiyoruz. Aslında sanırım çoğumuz böyle güzel forum ortamları sayesinde yeniden yazmaya başlamanın erincini yaşıyoruz.

Aklıma gelmişken, Türkçede fortmanto sözcüğü yok. Doğrusu portmanto. Hoş eğrisi de doğrusu da Türkçe değil ama artık dilimize girmiş bir kere. Aslı Fransızca, manto asılan yer, manto limanı gibi bir şey olmalı. Bir de vestiyer vardı, ona hiç girmeyelim, o da Fr. ve portmantonun şirketleşmiş hali.:D :D

Sürçü lisan ettiysem affola.
Sevgiyle kalın...

malina 14-09-2007 10:37

Alıntı:

Ancak, benim şöyle bir önerim olacak: Ağaçları, doğayı ve de insanları, daha doğrusu tüm canlıları seven bir kardeşimiz bir şekilde bu siteye ulaşmış ve bir sorununu dile getirmiş. Daha ilk iletisi. Bir iki ufak tefek, eskilerin tapaj hatası dedikleri türden hata yapmış, örneğin noktadan sonra boşluk koymamış ya da ne bileyim noktadan sonra büyük harf tuşuna basmamış.
Bu arkadaşımız henüz konuk ve onlarca televizyonun yüzlerce aptalca dizilerinin esiri edildiği bir toplumun içinden geliyor. Çevresine duyarlı. Ya da burada daha duyarlı hale gelecek.
Ama o ne? Başlıyor bir bombardıman.
"Arkadaşım önce Türkçene dikkat et."
"Önce falan numaralı iletiyi bir oku istersen."
"İnan dediklerinden bir şey anlamadım."
"Böyle yazarsan inan sana kimse yanıt vermez."
Aslında bu konuda haklısın. Bunun sıkıntısını kendi içimizde de yaşıyoruz.

Alıntı:

Benim önerim dil yanlışları ve imla hataları gibi eleştirilerimizi hemen iletinin altına değil de sözgelimi bu konu başlığı altında yapmamızın daha az kırıcı olacağı yönünde.
Ama şöyle bir durum var. Örnek olarak buraya bakabilirsiniz:
Fotoğraf Yarışmaları: Bir ağaca yerleşmiş ikinci bitki [Eylül 2007]

Cevabının bulunması bu kadar kolay konularda bile başka bir yere ya da ilk mesaja bakmadan soru soran kişiler olarak, buraya bakmayı kim akıl edecek?

Ayrıca üyenin biraz yazıp siteye alışmasını sağladıktan sonra yapacağımız uyarıya "Şimdiye kadar böyle yazıyordum, uyarmak şimdi mi aklınıza geldi" diye soranlara ne cevap vereceğiz? :)

miskenacar 14-09-2007 11:10

Tüm forumlarda açık ortamlarda yapılan bu tür eleştiriler nedense hoş karşılanmıyor. Aynı yanlışı bir kaç kez yapan ya da diyelim ki mesaj sayısı artmaya başlayan arkadaşımızı moderator, yönetici arkadaşlar ve de gönüllü arkadaşlar özel mesaj yoluyla uyarabilir.
Bu konu üzerinde özellikle durmamın nedeni, doğayı seven, yaşadığı gezegenin geleceğinden kaygı duyan duyarlı insanlar olarak o kadar azız ki, kimseyi yitirecek lüksümüz yok. Ve ağaclar.net gibi güzel insanların oluşturduğu bu sitenin film-şarkı paylaşım sitelerindan daha çok üyesi olması gerektiğine inanıyorum. Tartışarak ve değişik görüşlerin ortaya atılmasıyla daha güleryüzlü bir "sertlikte" Türkçemize sahip çıkabilme formülü bulabileceğimizden eminim.

Sevgiyle kalın

nevsune 14-09-2007 13:49

Bu gerçekten iki ucu ateşli bir değnek haline geldi forumumuzda.
Bilerek ve isteyerek değil ama msn ve telefon mesajları kaynaklı daha çok genç arkadaşlarımızın (ben kendi oğluma da tepki veriyorum bu konuda)kullandığı tuhaf dil benim fena halde gözümü ısırıyor.

Genelde çok özenli ve kırmadan yapılmaya çalışılan uyarılar, öyle tepkiler(ki bazen gerçekten sabır taşıracak ölçüde) alıyor ki hayret ediyorum. Bu nasıl bir alınganlık ve eleştiri hazımsızlığı diye. Bu yaşımda ben, bana yapılan bir uyarıyı, kızsam dahi önce bir özeleştiri süzgecinden geçirmeye çalışıyorum. Sonra eğer haksızsam, susup oturmayı tercih ediyorum. Haklı olduğumda da bunu kavga yoluyla değil anlaşma yoluyla doğrulamaya çalışıyorum. Sonuçta bu forumda bir dostluğu yaşamak adına, kazanacak olan yine ben olacağım çünkü. Nedense bu gözardı edilip birden iş hakaretlere kadar vardırılıyor.

Geçenlerde bunun çok somut bir örneği yaşandı. Sevgili Mine Hanım, gerçekten hiç elden bırakmadığı kibarlığıyla bir uyarı yaptı, yeni bir üyeye ve aldığı karşılık benim kanımı dondurdu. "Aman sanki çok mu önemli bir sitesiniz ne o öyle türkçe falan" gibi saçma sapan ve amacını aşmış garabetlikler vardı, şimdi tam hatırlayamasam da.

Daha önceden de ilk üye olduğumda hasbelkader içine düştüğüm seviye yoksunu bir tartışma, günlerce özellerimize varana dek bizi rahatsız etti.

Bu arada ben de yaşadığım bir iki olaydan söz etmek istiyorum bu konuda belki bir çözüm getirebiliriz diye.

Önce bir üyemizden özelime bir yazı geldi ve sırf bu uyarılardan çekindiğinden mesaj yazamadığını iletti. Verdiğim küçücük bir cesaretle şimdi aramızda ama yazım kurallarına da dikkat ederek.

Yine bir üyemize, hiç üzerime vazife değilken, uyarı almaması için özeline (çünkü kasıtlı yapmadığından emindim) ufak bir yazı yazdım. O da bana teşekkür ederek şimdi keyifle forumda yazılar yazıyor.

Bu iki üye gerçekten üzerlerine düşeni yaptılar. Ama son yaşadığım bir olayda; çok genç bir üyemiz yine uyarı çekincesi ile foruma yazmak istemiyor. İki üç gündür çabalamalarıma karşın istemiyor. Bu üyenin çektiği çok güzel fotoğraflar var ve potansiyel olarak da önemli bir paylaşımcı olacak. Ama işte onları bana gönderiyor, forumdan çekiniyor.

Ben başından bu yana herkesin uyarı yapmasını, çok doğru bulmadığımı söylemeliyim. Her ne kadar iyi niyetle olsa da tam bir konuda yazma eylemini yapmış bir yeni üyeye, herhangi birinin " seni şuraya davet ediyorum" türünden bir yazısı açık söylemek gerekirse konu doğru bile olsa (ki yüzde yüz doğru), ama bana hoş gelmiyor.İçimden ben olsam şimdi "hadi ya, sen kimsin derdim" diyorum. Ki sanıyorum tepkiler, biraz da bu yüzden oluyor.

Bu işle ya sadece yöneticiler ilgilenmeli, ya da yöneticilerin işi başından aşkın ise; görevlendirilecek kişiler oluşturulmalı. Bu tepkiyi biraz daha azaltır gibime geliyor.

miskenacar 14-09-2007 15:12

Nevsune hanım, çok güzel ifade etmişsiniz. Verdiğiniz örneklerde olduğu gibi özel mesaj yoluyla bilgilendirme yapılması ve de bu bilgilendirmelerin sadece belirli kişiler tarafından gerçekleştirilmesi daha olumlu bir hava yaratacaktır.

Saygılarımla


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 05:16.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)

Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025