agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Orman, Ormancılık, Orman Yangınları, Ağaçlandırma
(https)




Beğeni Düzeni14Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 14-04-2008, 03:25   #1
Ağaç Dostu
 
Yücel Özlem's Avatar
 
Giriş Tarihi: 19-04-2006
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 3,116
Galeri: 137
Sayın Oğuz Karsan, sizinle belli bir zeminde konuşmaya çalıştım. Ama, bunun mümkün olmadığını görüyorum. Çünkü sağlıklı düşünemiyorsunuz.
Alıntı:
Yazılarınızı okurken sakinleşiyor ve söylediklerinize hak veriyorum. Ancak bu sakinliğim çok kısa sürüyor.
Alıntı:
Sn. Yücel Özlem,

Sakin sakin oturup düşününce size hak veriyorum. Ama benim şu an muhatap olduğum olaylara siz muhatap olsanız. Siz de sağlıklı düşünemezsiniz.
Bunu, siz de kabul ediyorsunuz.

Ben yargının bağımsız olması gerektiğini ve de hukukun üstünlüğünü savunuyorum.
Alıntı:
Ama bundan sonra bağımsız yargı ve hukukun üstünlüğünü savunanlara küfür
edebilirim.
Siz küfrediyorsunuz.

Size bildiğim kadarı ile yardım edip yol göstermeye çalışıyorum. Ben her şeyi bilirim diyorsunuz. Bir hukuk allâmesi kesiliyorsunuz.

Alıntı:
Nasıl olsa bu yazıları da kimse okumuyor bari içimi dökeyim.
İçinizi dökmek için, ispat edemeyeceğiniz şeyler anlatarak bazı kimseleri suçlamakta bir sakınca görmüyorsunuz.

Başından beri anlattıklarınızın bir çoğunu ispat edecek durumda değilsiniz. Yazılarınız, anlattıklarınız, bir çok çelişki ile dolu.

Alıntı:
Devletin bu işte bir kabahati yok. Devlet koyduğu kanunlar ile nereye orman nereye tarla denileceğini belirlemiş.
Bir taraftan böyle derken, diğer taraftan:
Alıntı:
Merhaba,

Sn.Özlem, Siz kanunlar nasıl olması gerekiyorsa onu tarif ediyorsunuz. Ama bu yetmez çünkü burası Türkiye Cumhuriyeti burası üçüncü dünya ülkesi ve ****** muz cumhuriyetine yakın bir ölçüde.
diyorsunuz.

Araziniz, Murat Öz tarafından eklenen görüntüde, orman gözüküyor. Görüntüye göre bitişiğindeki devlet ormanının devamı gibi duruyor. Bu sebeple de Orman İdaresi:

Alıntı:
...ormanlık alanda özel kişiye haksız tapu tesis edildiği tespit edilmiş...
diyor.

Bunlara rağmen hukuk anlayışım adına, sizin korunmanız gerektiğinizi düşünüyorum. Elinizdeki tapu nedeni ile dayanmanız gereken noktayı gösteriyorum.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yücel Özlem
Bu önemli uğraşınıza, katkıda bulunmaya çalışırken, alınmanın ve kırılmanın hiç yeri yok. Verdiğim ilgisiz gibi görünen örnek ve önerileri de bu çerçevede değerlendirin lütfen. Yani "Deveye sormuşlar boynun neden eğri" diye misali. Bence bu eğriler hep biribirine bağlı.

Ancak inandığım bir şey var ki. Adalet, her derde deva, nadide bir çiçektir. Yetiştirilmesi çok itina ister. Bu çiçeğin örselenmesi de her "insan" gibi beni de üzer.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Yücel Özlem Mesajı Göster
Sayın Oğuz Karsan,

TÜRK MEDENÎ KANUNU'nun bir maddesini aşağıya alıyorum.
Alıntı:
Madde 1023- Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.
Bu madde sizi tarif ediyor. Siz tapu kütüğüne, iyiniyetle dayanarak bir arazi aldınız. Bu kanun maddesi de sizin korunacağınızı söylüyor. Sizi kim koruyacak? Tabii ki kanunları korumakla yükümlü olanlar.

Oysa sizin verdiğiniz örnekte bu yükümlülerden birisi, ya da birileri hakkı korumak yerine başka bir şeyi korumak iddiasındalar. Böyle bir şey olabilir mi? Elbette olabilir. Neden Olabilir diyorum? Bu soruya cevap vermeden, izninizle bir başka soru daha sorayım.

Bu, karşımızdaki olay nedir? Bir kural ihlalidir. Bizim ülkemizde kurallar ihlal edilir mi? Ne demek? Elbette edilir. Hatta, "Aslolan kuralları ihlal etmektir." diye düşünenlerimiz de epeyce vardır. Bazılarımız, kuralları ihlal etmeyen, edilmesine karşı çıkan, birilerini görünce rahatsız oluruz.
...
Yine de ben... tapunun da güvenilir olabileceği bir ülkeyi yaratabileceğimizi düşünüyorum. Böyle düşünen başkalarının da olduğunu biliyorum.

Bu düşünceyle, sizin pes etmemenizi talep ediyorum. Mücadelenize katkı vermeye çalışıyorum.

Burada konu dışına taşmak istemiyorum. Ama sizin vediğiniz örneğe benzer pek çok örneği ben yaşayarak biliyorum. Buna rağmen sağlıklı düşünme yeteneğimi kaybetmemeye çalışıyorum. Bu, benim en önemli dayanağım. Bunu kaybedersem, geriye neyim kalır? ...
Benim tavrım, tarzım, yaklaşımım da bu.

Bu durumda, artık sizinle tartışmak istemiyorum.

Bu saatten sonra, sizin tespit davası açmanız, elbette ki söz konusu değil. Tespit davasından söz etmemin amacı, sizin eksiğinizi göstermek, ya da eleştirmek de değil.

Alıntı:
Orman idaresi kadastro tespitine ve orman tahdidine itiraz etmemiş, aradan 16 yıl geçmiş biz araziyi almadan önce Orman idaresine sormuşuz ve gelip bakmalarını istemişiz. Malum para verip yer alacağız. Kimse aldatılmak istemez. Orman şefi ve muavin gelip bakmadan ellerindeki haritalara göre burası orman sayılmayan yer, satın alabilirsiniz demiş.Ama içinde bir sürü çam ağacı var sonra bir sıkıntı olmasın diye uyardığımızda ise yine muavin ve şef "her ağaç olan yer orman olmaz. önemli olan haritalar demiş.

Elimize yazılı bir belge verin dediğimizde ise veremeyiz ama haritadan fotokopi çekilerek bizzat şef tarafından sarıya boyanarak elimize tutuşturulmuş.
Sizin bu ispat edilemeyen beyanlarınızla, ortaya koyduğunuz problemin, çözümüne ilişkin bir yol göstermek istedim. Kime yol gösteyorum? Tabii ki size değil. Bundan sonra benzer bir durumla karşılaşacaklara. Burası bir paylaşım sitesi ve burada yazdıklarımız foruma üye olan olmayan pek çok kimse tarafından okunmaktadır.

Yazarken forumun bu özelliğini lütfen unutmayınız.

Yücel Özlem Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 14-04-2008, 11:48   #2
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Kanunlar Ya Vardir, Ya Yoktur. Az kanun, biraz kanun olmaz.

Merhaba,

Sn. Özlem,

Çok eskiden yazdıklarımı da örnek vermişsiniz. İnkar etmiyorum bu lafları ettim ve yine de ediyorum. Az hukuk,biraz hukuk diye birşey yoktur ve olamaz. Ya hukuk vardır. Ya da yoktur.

Son yazımda bunu belirtmeye çalıştım.Ama siz durmadan beni suçluyorsunuz. Ayrıca söylediklerim ispatlanmamış iddialar değil üç şahidi bulunan gerçeklerdir.

Bayramiç Cumhuriyet Başsavcılığında, Bayramiç Kaymakamlığında ve Asliye Hukuk Hakimliğinin 2007/281 E sayılı dosyasında tanık ifadeleri mevcuttur.

Ayrıca Cumhurbaşkanımızı ve Başbakanımız da dahil olmak bir sürü halkın iradesiyle seçilmiş Sn.Milletvekilinin yargılanabildiği bir ülkede, Görevini yapmadığı için veya yanlışını başkasının üzerine yıkmak isteyen orman görevlileri neden yargılanamasın. Ormancılara özel dokunulmazlık mı var ?

Şimdi esas konumuza gelelim isterseniz. Bir ülkede bir orman şefi önce orman değil, satın alabilirsiniz dedikten sonra üzerinden 6 yıl geçmesini bekleyip sonra birden görev aşkı ile burası ormandır diye rapor hazırlarsa, ona Hukukun işlediği bir ülkede ancak gülünür. Veya aşağıdaki şu sorular sorulur.

Kanunlar çerçevesinde, buradan kadastro geçmiş askı süresinde bunu görmediniz mi denir, hadi kadastro komisyonundaki orman yetkilisi görmedi, on yıllık itiraz süresinde de farkına varamadınız mı? diye sorulur, eğer bir yanlışlık varsa, bu yanlışlığa dayanarak bir sürü tescile konu harita hazırlandı, niye tescil edenler farkına varmadı,hadi onlar da farkına varmamış, hadi on yıllık itiraz süresini de geçirdiniz,Tapu düzenlenirken aklınız neredeydi?, Hadi, Tapu düzenlenirken de görevinizi yapmadınız. Adamın biri gelmiş burası orman mı acaba, içinde ağaçlar var ben burayı satın alsam birşey olur mu diye de sormuş, ona da yok burası orman değil satın alabilirsin demişsiniz. Bütün bunlardan sonra bir de 6 yıl beklemiş ve ondan sonra rapor tutmuşsun. Acaba sebebi nedir diye sormazlar mı?

Bu yanlışlığa sebep olanlardan hesap sorulmaz mı?

Yanlışlık varsa, yapanlara değil de niye sadece tapu sahibine mi ödettirilir ?

İşte ben bu sorularımın cevaplarını istiyorum. Buyursunlar versinler

Torpil istemiyorum.

Araya tanıdıklarımı sokmuyorum.

Yüksek mevkilerden telefon ettirmiyorum.

Sadece dilekçelerime cevap istiyorum.

Ama müdür sıfatıyla imza atanlar cevap vermiyorlar,

Çok ciddi iddiada bulunuyorum. Birileri baksın lütfen

Mahkemelere, haritadaki orjinal renkleri değiştirilmiş fotokopiler yollanıyor.

İsteyen kontrol edebilir. Çanakkale,Bayramiç,Söğütgediği Köyü, Ekşisu Mevkii, 131 Ada 2 Parsel, Orman Tahdit Hariyasında ne renk ?

Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesine,Teknik Bilirkişi R.K. 'nun sunduğu raporda aynı yer ne renk?

Ayrıca Sn.R.K ile görüştüm Çanakkale Orman Müdürlüğünden bana ne verdilerse ben mahkemeye onu sundum dedi. İnkar edeceğini sanmıyorum.

Mutlaka biliyorsunuzdur ama ben yine hatırlatayım. Harita boyamak,renklerini değiştirmek ancak mahkeme kararıyla ve komisyon kararı ile olabilir ve aksine davranış suçtur.

Kim boyamış?, Hangi yetkiyle boyamış?,

Hukukçular niye aslını istememiş,

Suçlu kim ?

Yetkililer neden cevap vermiyorlar ?

Davalı yani bizim aslını getirme isteğimize neden itibar edilmemiş

Orjinal Orman Tahdit haritası gelmeden neden dava hemen sonlandırılmış ?

Ama bu soruları sormamalıyım değil mi? Yoksa hukukun üstünlüğü ilkesine karşı gelmiş olurum.

Öyleyse, Bırakalım herkes kanunlara göre değil de işine geldiği gibi davransın.

Yazdıklarımın başka mağdurların da işine yaraması umuduyla.


Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 16-04-2008, 15:53   #3
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Sizin bu ispat edilemeyen beyanlarınızla, ortaya koyduğunuz problemin, çözümüne ilişkin bir yol göstermek istedim. Kime yol gösteyorum? Tabii ki size değil. Bundan sonra benzer bir durumla karşılaşacaklara. Burası bir paylaşım sitesi ve burada yazdıklarımız foruma üye olan olmayan pek çok kimse tarafından okunmaktadır.

Yazarken forumun bu özelliğini lütfen unutmayınız.



Sn. Özlem,

Yazdıklarınıza cevap yazmam gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı yazıyorum.

Burada tek özür dilemem gereken yazımın, hukukun üstünlüğüne inananlara karşı yazdığım olduğuna eminim. Ama o yazımda da yazdığım şeyi kastetmediğimi anlamanız gerekirdi. Hepimiz bazen kızıp ülkeye,memuruna,adaletine,hukukuna bir şeyler sayıp dökmüyormuyuz. İşte öyle birşeydi o. Bu yazdıklarım tabi ki kabahatimi örtmeye yetmez. Ne kadar kızsam da yapmamalıydım. Tek pişman olduğum yazım da bu.


" Size bildiğim kadarı ile yardım edip yol göstermeye çalışıyorum. Ben her şeyi bilirim diyorsunuz. Bir hukuk allâmesi kesiliyorsunuz."

cevap: Baştan beri,yardım etmeye çalıştığınızdan hiç kuşkum olmadı.Yardımlarınız için de sağolun. Ancak ben her şeyi bilirim demiyorum. Yazdıklarımın çoğunu araştırmalarım esnasında kanunlardan öğrendim. Zaten kızgınlığım da bu yüzden. Kanunlar sanki bir tek benim uymam için yapılmış. Yıllarca kanunlara uymamak suretiyle işlerini eksik ve yanlış yapanlara, haritaları boyayıp mahkemeye delil diye sunanlara kimse birşey diyemiyor.

" İçinizi dökmek için, ispat edemeyeceğiniz şeyler anlatarak bazı kimseleri suçlamakta bir sakınca görmüyorsunuz."

cevap: Şimdiye kadar, ispat edemeyeceğim hiçbir şey ileri sürmedim. Ama gerek dilekçe vererek,gerek 4982 sayılı kanuna dayanarak istediğim bilgi ve belgeleri vermemeleri ve son olarak gerçek haritaların yerine bilirkişi marifetiyle boyanmış haritaları mahkemeye göndermeleri sizce ne anlama gelir. Hadi yorumunuzu yapın. Ama beni suçlarken olduğunuz kadar keskin olarak.

" Başından beri anlattıklarınızın bir çoğunu ispat edecek durumda değilsiniz. Yazılarınız, anlattıklarınız, bir çok çelişki ile dolu."

cevap: Lütfen, hangi söylediğimi ispat edecek durumda değilmişim, açıklarmısınız? Herkes öğrensin. Acaba arkasında duramayacak ne laflar etmişim? Hangi iddiam yalan çıkmış? Orman İdaresinin hangi iddiasıyla? Çelişki nerede ve hangi konuda belirtirmisiniz lütfen? Belirtiniz, açıklayayım.

" Araziniz, Murat Öz tarafından eklenen görüntüde, orman gözüküyor. Görüntüye göre bitişiğindeki devlet ormanının devamı gibi duruyor. Bu sebeple de "

cevap: Ben arazimizde ağaç bulunmadığını hiç ileri sürmedim. Araziyi almadan önce orman şefliğine gidip sormamın da sebebi zaten arazinin içinde ağaçlar bulunmasıydı.

hatta her fırsatta 3000 adede yakın ağaç diktiğimi de her fırsatta söyledim. faturalarını da mahkemeye ibraz ettim. Bilirkişi raporunda da fıstık çamı dikili olduğu zaten belirtilmiş.

Ancak 6831 sayılı Orman Kanununun 1.maddesi bentleri zaten özel arazide ağaç olmasını yasaklamıyor hatta yer yer küme ve sıra halinde olsa bile.Kanun maddesini aynen yapıştırıyorum.


" F) (Değişik: 22/5/1987 - 3373/1 md.) Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleriyle özel mülkiyette bulunan ve tarım arazisi olarak kullanılan, dağınık veya yer yer küme ve sıra halinde ki her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler,

G) (Değişik: 22/5/1987 - 3373/1 md.) Orman sınırları dışında olup, yüzölçümü üç hektarıaşmayan sahipli arazideki her nevi ağaç ve ağaççıklarla örtülü yerler, H) (Değişik: 5/11/2003-4999/1 md.) Orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleri ile özel mülkiyette bulunan ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan (…)(1)fıstık çamlıkları ve palamut meşelikleri dahil olmak üzere her nevi meyveli ağaç ve ağaççıklar; orman sayılmaz. "


Ayrıca dikkatli izlerseniz güneydeki ormanın devamı değil. Farklı zamanlarda oluşmuşlar. Bizimkinde Sıra ve aralar var. biraz dikkatli bakınız. Ayrıca bizim arazimizden daha yoğun durumda bulunan arazilere orman tapulu kesim izni veriyor. Kime dava açıyor kime açmıyor?

Acaba kriter ne? Eğer kriter Ağaç ise, benim tespit ettiğim bazı izin verdikleri arazilerdeki ağaçlar daha büyük ve daha sık durumda ( tapulu kesimde ve taşıma irsaliyesinde ne cinsten, ne kadar ağaç kesildiği ve taşındığı bellidir). Eğer bitişiğinde orman olması önemli ise, diğer tapulu kesim yapılan arazilerin birçoğu bitişiğinde değil,ormanın tam göbeğinde . Şimdi araştırmak isterseniz, araştırın. Ama aramızda kalsın çünkü birşeyi ispatlamak uğruna başkalarını da yakmak istemem

Eğer bu forumda yazılanları okuyanlar bir ders almak istiyorlar ise; Dikkat etsinler mutlaka arazi almadan önce belge istesinler. Tabi alabilirlerse veya memurlar verirlerse? Ve asla hiçbir memura güvenmesinler. Memurlar kendi yaptıkları yanlışları size ödetirler. Kanunlarımız buna müsait. Bu iddiamı da isterseniz ispatlayabilirim.

Araştırmak isteyenler için Bayramiç Asliye Hukuk 2007/281 E tanık ifadeleri.

Başka ispat etmemi istediğiniz anlaşılmamış konular varsa ben yine buradayım.

Saygılar.

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-05-2008, 20:38   #4
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Arazi Alırken Tapuya Değil, önce Ormana Gidin

Merhaba,

Arazisi,tarlası veya başka gayrimenkulü olanlara sesleniyorum ve soruyorum.?

Tapunuzu alırken orman idaresine giderek,Alacağımız arazinin orman olmadığına dair bir belge verin dediniz mi? Niye demediniz ? Acaba sormamakla suç mu işlediniz. Yoksa korkunç bir hata mı yaptınız ?

Orman idaresi ileriki bir tarihte mesela 100 yıl sonra aklına gelir de yahu burası acaba orman mı diyerek tapu iptali davası açarsa ne yapacaksınız ???

Buraya kadar yazdıklarım şaka sandınız değil mi ? Hayır şaka değil. Kara mizah ve gerçek .

Orman iddiasıyla dava açmanın süresi yokmuş ben de yeni öğrendim. Yani orman veya hazine bir bahane ile her zaman sizin arazinize dava açabilirler.
Peki sebep nereden bulacaklar diye soracaksanız orman ile ilgili yargıtay içtihatlarına bakın ve ne bahane bulabileceklerini siz seçin

Bizim başımıza böyle bir olay geldi. 1992 de orman tahdidi geçen arazimize tahdit geçtikten 16 yıl sonra burası orman iddiasıyla dava açıldı.

2001 de ormanla bir probleminin olup olmadığını sorarak devletin kapı gibi tapusuyla aldığımız yere 6 sene sonra aynı orman şefinin raporuyla orman olduğu iddiasıyla tapu iptali davası açıldı.

Bu olayı foruma getirince bazı arkadaşlar yazılarında, daha önce ormandan belge almam gerektiğini iddia ettiler. Demek ki onlar da devletin tapusuna güvenmiyorlar.

Sahiden böyle birşey başınıza gelir mi? Bir gün 5- 10 yıl önce aldığınız arazinin aslında orman olduğu iddiasıyla dava açılırsa ne hissedersiniz.

Madem tapu bu kadar kolay iptal edilebilen bir kağıt,

Neden yüzlerce imza ile düzenlenebilen bir belge?

Peki o zaman her adliyede yazan "Adalet Mülkün Temelidir " ifadesi yalan mı

Hani hukuk üstündü ?

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla

Konu Araçları
Mod Seç

Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 22:20.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025