![]() |
Alıntı:
|
Sayın büyükçoban ve Sayın Nevsune, yanıtlarınız için çok teşekkür ederim.
AOÇ set fiyatı keçi sütü olunca 15 lira, bildiğim kadarıyla keçi sütü ve ürünleri genelde daha pahalı oluyor zaten . Ama bunun da maliyetini filan hesaplamayayım, adım cimriye çıkacak;) Nevsune hanım, başlığı en başından itibaren okudum ama üzerinden vakit geçtiği için sizin tarifiniz varsa da unuttum sanıyorum;), tekrar teşekkür ederim detaylı tarifiniz için. Merak ediyorum, bir ara denemek istiyorum ben de. Peki evde yoğurt yapmak için pastörize (UHT) süt mü yoksa gene marketlerde satılan günlük süt mü? Hangisi tercih edilmeli? Bu konuda hepinizin görüşlerinden faydalanmak isterim. Bir de hazır yoğurttan bu kadar söz edince aşağıdaki linkte 130 no.lu mesajda Sayın Nevsune'nin ve 131 no.lu mesajda Sayın Mine Pakkaner'in paylaştığı bir haber var göz atmak isterseniz (aynı firmalar zannedersem): http://www.agaclar.net/forum/doga-ce...ri/27005-5.htm |
İnsanların evde yoğurt yapmak istemesinin ana sebebi maliyet değil sağlık için.
Bu nedenle bu işin püf noktası-ana teması; DOĞAL SÜTÜ BULABİLMEK... Günümüzde doğal sütü bulabilen, "altın bulmuş gibi sevinsin" derim... Gerisi hikaye... Yoğurt sulu oldu yok sert oldu vs.vs. Süt işe yaramadıktan sonra yoğurt güzel olsa ne olacak ucuz olsa ne olacak :) Piyasada; organik ve UHT olmayan süt var mı yok mu ...İşte önemli nokta burası... |
Biz organik süt konusunda şanslıyız. Yoğurt yapacağımız sütü, haftanın belli günlerinde köyden gelen bir sütçüden alıyoruz.:)
Yılın belli aylarında yine yoğurt için, koyun sütü alıyoruz. Koyun yoğurdunun lezzeti ve kıvamını hiç bir yoğurda değişmem.:) |
Alıntı:
UHT kutu sütlerini ben kendi adıma önermem. Bu konu hakkındaki deneyimlerimi kefir başlığında yazmıştım sanırım. Bir zamanlar kilo almayayım diye yağsız kutu sütü alıyordum çünkü yağsız süt olarak başka bir seçenek yok. O sütle yaptığım yoğurt hem gerçekten lezzetsiz oluyordu hem de yukardaki mesajlarımda sözünü ettiğim gibi üstünde sütten ayrışan bir su tabakası oluyordu. O dönem kefiri de bu sütlerle yapıyordum. Bir süre sonra kefir mayalarım iş görmemeye başladı. Sütü mayalayamıyorlardı ve sonunda öldüler. Önce olayı kavrayamadım. Aradan epey bir zaman geçtikten sonra kefir başlığında UHT sütlerinin kefir mayalarına zarar verdiklerini okuduğumda durumu anlayabildim. Şimdi sevgili sudenur'dan aldığım kefir mayalarını pastörize sütte mayalıyorum, hiç sorun yok. Aşağıdaki alıntı süt ile ilgili tartışma konusu olan bir başlıktan alınmıştır. Alıntı:
Haa, tanıdığım, bildiğim ve güvendiğim bir sütçü olur da, tamam gözümle gördüğüm sürece alırım ama bu koşullarda asla. Alıntı:
Sevgili Cymbelina şehirde yaşayanların, önerilmeyen pastörize sütü kullanmaktan başka ne seçeneği var ki? Pastörize olurken zararlı bakterilerin yanısıra yararlılar da ölüyor olabilir. Ben de probiyotik yoğurt veya köy mayası ile mayalayarak yeniden yararlı bakteri yüklediğim yoğurdumu yerim. Yapacak başka bir şey yok. En azından katkısız ve temiz bir besin aldığımdan emin olurum. |
Alıntı:
Ben köyü, köylüyü, hayvanların hangi koşullarda beslendiğini oldukça yakından biri olarak şunu söyliyeyim.. Köylerde kapkaranlık, daracık mekanlarda fenni yemlerle beslenen inek sütü bence zehirden farksızdır.. Şimdi seanen keçileri bile kırda bayırda değil damlarda, kapalı mekanlarda besleniyor..o yüzden keçi sütüne bile güvenmemek gerekir.. Ama, koyun öyle değildir..koyun kapalı damda, ahırda sürekli beslenebilen bir hayvan değildir..koyun, mutlaka açık havada, kırda bayırda gezdirilmesi gereken bir hayvandır.. Koyunu dama hapsedemezsiniz.. Köyde çevremdeki bütün koyun sürüsü sahiplerini günde en az 10-12 saat hatta daha fazla kırlarda otlatmaya çıkardıklarını biliyor ve tanık oluyorum.. |
Evet keçi sütünün inek sütünden farkı kalmadı çünkü eski keçiler kalmadı :)
Keçiler artık dağda bayırda değil..damın altında... Ben onlara küçültülmüş inekler diyorum . Bu damı-ahırı çok seven keçilerin peşinde şimdi üreticiler....Yani zanen-sanen keçilerinin... Keçi sütü çok sağlıklı ama bu güneşi, otu çayırı çimeni görmeyen keçilerin sütü değil... Koyun sütü bulmak mı hem de şehirde... belki bir gün ölmeden görebiliriz :) |
Konunun çıkış noktasına gelirsek, AOÇ keçi yoğurt sütü denemem başarılı oldu. Gayet güzel bir yoğurt elde ettim, bugün tadına baktım tam ev yoğurdu. Bundan sonra yine AOÇ nin günlük pastörize cam şisedeki keçi sütü bu mayayla devam etmeyi düşünüyorum yoğurt yapımına. Çünkü artık mayam var ve her seferinde 5lt yoğurt sütü almak zorunda kalmam. Deneyecek kişilere öneririm...
|
Yaptığım en güzel yoğurt "Tire Süt-organik" ile oldu. Tadı ve kıvamı çok güzel. İstanbul'da az da olsa satılıyor.
Aslında niyetim, Beykoz-Çavuşbaşında güvenilir birini bulursam açık süt almak. Açıkta inek besleyen çok aile var. |
ben yoğurt kıvamını bir türlü tutturamadım gitti bir kez güzel mayalanıyorsa sonraki denememde yoğurt resmen sünüyor sanırım mayalanma sıcaklığını tutturamıyorum.daha çok takrarla öğrenilse gerek.ama taze mayalanmış yoğurdun tadını hiçbişeye değişmem
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Bir önceki sayfada da belirttiğim gibi ve sizin de işaret ettiğiniz üzere kaynağı güvenilir süt bulmak en güzeli ama bulamıyoruz. Mesajlarıyla bilgilerini paylaşan, konuya katkı sağlayan diğer arkadaşlara da çok teşekkür ederim. Derdim bilgi edinmek, "nasıl ucuza getiririz" sorusunun cevabını bulmak değil, fiyatları karşılaştırmak bu düşünceye indirgenmemeli. |
Alıntı:
Alıntı:
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Sn. Bahçeden çok teşekkürler. Bu hafta ne şanslıyım, dün tanıştığım biri de (daha önce bahsetmişlerdi, Çavuşbaşı'nda oturuyor) bahçe kurmuş, bazı ürünler satıyor, sütü güvendiği köylülerden temin ediyormuş, kendinin de bahçesinde çok sayıda serbest gezen tavuğu varmış.
Yakın çevrede kapıya teslim yapıyor. Gündönümü ile hemen irtibat kuracağım. |
Perşembe günleri bize Göndönümü'nden geliyor. Fakat haftanın tek günü geldikleri için tazelik açısından bize bu tek gün yetmiyor.
Pazar günü de komşumuzun bir tanıdığı Çavuşbaşı köylerinden getiriyor. Kendim görmediğim için aslında içim çok ta rahat değil ama yapıcak bişey yok maalesef. İç güveysinden hallice deyip alıyoruz. Ama Gündönümü'nden kesinlikle memnun kalırsınız. |
aslında yoğurt mayalamayı becerebiliyordum fakat en son denememde biraz terslikler oldu ve sonuç yoğurtmu sıvı bişeymi ne olduğuna karar veremediğim bir ürün çıktı ortaya, şimdi tecrübelerinize ihtiyacım var, onu kaynatsam olurmu yani lor yapmak nasıl oluyor, birde yapacağım şey dolapta nasıl bozulmadan duracak?
|
Eğer halen bu sıvı elinizde ise kaynamış sıcak suyun içinde tekrar mayalanmaya bırakın eminim tutacaktır
|
elimde 2 gün önce mayaladım açtım dolaba koydum ertesi gün geldim dolaptan çıkartıp tekrar sıcak suya oturttum dün bütün gün dolaptaydı yine deneyeyim mi? Rezil etmeden becerebilseydim keşke :(
|
Alıntı:
Yine olmadıysa lor peyniri yapın. Ben ilk zamanlar çok kereler lor peyniri yapmak zorunda kalıyordum:) Mayalama sıcaklığını düşürünce hiç problem yaşamadım, önceleri süt gereğinden fazla sıcak olduğu için mayalanmıyormuş. |
Yoğurdu TUTMAYANLAR için çok çok basit ve kesin sonuç veren bir öneri;
FIRINda 50 derecede bekletin, ağzı açık olsun kabınızın. Fırının kapağı kapalı tabi:) Yoğurt mayalamak ısının sürekli korunmasını gerektiriyor. Kışın ısıyı korumak zor ama bu şekilde bir kez bile başarısız olmadım. 4 saatte tutuyor genelde. |
çok teşekkür ederim bu bilgilerle tekrar deneyeceğim, yoğurdum risotta peyniri oldu, onuda ben size tavsiye ederim, bizim loru sıkıştırmışlar olmuş risotta :) aslında yuvarlak peynir işte, o da çok güzel oldu.
|
arkadaşlar yoğurt güveci özelmi oluyor. Benim yoğurt yaptım güvecim dolapta iki gün bekleyince dökülmeye başladı.Bi fikri olan varmı
|
Sanayi tipi yoğurt'tan uzak durmamazı öneren bir yazı.
Sanayi tipi yoğurdu hayatınızdan çıkarın! Çünkü... Hemen hemen her sofrada yer alan yoğurtla ilgili çok önemli uyarı geldi. Bizim faydalı diye yediğimiz yoğurttaki asıl tehlikeyi, Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar açıkladı. Çapa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, endüstriyel yoğurdun yoğurt olmadığını ve son dönemde artan kanser vakalarında bunun etkisinin ilk sırada olduğunu söyledi. Kanser hastalığı her geçen gün artıyor. Etrafımızda her gün birisine kanser teşhisi konulduğunu duyuyoruz. Uzmanlar, kanserdeki bu kadar yoğun bir artışı yalnızca sigara ile alkolle ve obezite ile açıklamanın mümkün olmadığını düşünüyor. Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi öğretim üyesi Dr. Yavuz Dizdar bu kadar çok hasta ortaya çıkmasını herkesin maruz kaldığı bir etmenle olabileceği görüşünde. Beslenme açısından da birbirinden çok farklı sosyal statüdeki insanlarda da kanserin görüldüğüne dikkat çeken Dizdar, "şunları hayatınızdan çıkarın diyebileceğiniz neler var" sorusuna şu cevabı verdi: "Biz bilim adamları olarak geçtiğimiz yıllarda bunu çok tartıştık. Birinci sırada olan yoğurt hala ilk sıradaki yerini koruyor. Bizim ülkemizde yoğurt, diğer ülkelere göre açık ara daha çok tüketilen bir üründür. Yoğurt, beslenmeden öte insan vücudunun dengesinin korunması açısından da çok önemlidir." Bu sözleri ifade eden Yavuz Dizdar, bir noktanın altını çiziyor. "Ama işlemden geçmemiş, endüstriyel yoğurt olmamalı" diyor. Dizdar, endüstriyel yoğurttan niçin uzak durulması gerektiğini de şöyle anlayor: "Çünkü endüstriyel yoğurt, yapay bir ürün. Ekşimiyor, dolapta bekleyen yoğurdu haftalar boyunca üstten yemeye devam etseniz bir şey olmuyor. Bunu ben defalarca test etmiş biri olarak biliyorum. Biraz dikkat eden herkesin de bildiğini düşünüyorum. Bir ürün bu kadar çok tüketiliyorsa, bu kadar derin bir değişime gitti ise sorun var demektir. Bir gıdanın bozulma biçiminin dönüşmüş olması, ekşimenin ötesinde küflenmeyi bile atlıyor olması içerikte çok fazla değişiklik yapıldığını gösterir. Kimse kusura bakmasın. Bunlar yoğurt değiller. " Ana fermente ürünün yoğurt olduğunu hatırlatan Dizdar, maalesef Türkiye'de olmazsa olmazın başında yoğurt ve ayranın geldiğini hatırlatıyor. HER ŞEY SON 10-15 YILDA DEĞİŞTİ. Türkiye'de yoğurdun bir 10-15 yıl önce kesinlikle böyle olmadığını hatırlatan Dizdar, bu yeni yoğurt yönteminin bilinçli bir şekilde Türkiye'ye dayatıldığını söyledi. Dizdar, bu güçlerin, yoğurda ilişkin Türkiye'deki yasal tebliğleri bile değiştirdiğini ifade etti. Kendisinin bu konuda eleştirileri gündeme getirdiğinde bazı endüstriyel yoğurt üreticilerinin, "Hocam size bozulmayan yoğurt verdik daha ne istiyorsunuz" diyenlerin olduğunu dile getirdi. Dizdar, "Peki hayatımızdan her şeyi ile yoğurdu çıkarmalı mıyız?" sorusuna da kesin bir cevap veriyor. "Kesinlikle hayatımızdan çıkarmamalıyız. Tam tersine mümkün olduğu kadar daha çok yer açmalıyız. Ama, endüstriyel yoğurdu bırakıp yoğurdu evde yapmalıyız" diyor. |
Arkadaşlar yoğurtların iyi tutmamasının nedeni sizlerle ilgili bir şey değil. Ben komşularımdan yüzde yüz doğal süt almama karşın maya olarak kullandığım marketlerde satılan yoğurtların mayalarından dolayı iyi tutmadığını ve yoğurdun iyi olmamasının bu yoğurt mayalarından kaynaklanmakta olduğunu anladım. Marketlerde satılan yoğurtların üç tanesinden yoğurt tutuyor diğerleri yoğurt değil, anladığım kadarıyla. En güzel sonuç aldığım yoğurt AOÇ cam kavanozda olan yoğurtları, bilginize.
|
Benim arkadaşımdan öğrendiğim daha farklı ama sert bir yoğurt olduğu için garantili ve kolay.
Önce 2-3 lt.sütü kaynatıp ılımaya bırakıyoruz. Parmak dayanacak kadar sıcaklığa indiğinde mayalamak için bir bardak kadar sütü mayalama yapacağım kaba alıyorum. Üzerine 2-3 kaşık yoğurt ekleyip el çırpıcısıyla biraz çırpıp eritiyorum. Sonra kalan sütü üzerine ekleyip onunlada 15 sn. kadar el çırpıcısıyla çırpıyorum. Bunun amacı mayanın süte homojen bir şekilde karışması. sonra bir kenarda kapağını aralık olarak mayalanmaya bırakıyorum. Bunun amacı buhar yapıp suları yoğurda akmasın ve yoğurtu sulandırmaması. Yoğurdu katiyen sarmıyoruz yaz kış aynı. Ben gece 12 de mayalıyorum sabah tutmuş oluyor. Kapakta biriken suları peçeteyle silip kapağını kapatıp akşama kadar dolapta dinlendiriyorum. Bu şekilde taş gibi oluyor. Yoğurdu servis ederken hep yüzeyinden dümdüz alın, çukur açmayın, bu şekilde sulanmaz. Bu şekilde yoğurtlarım hep taş gibi oluyor, eskiden sulu oluyordu. Bende arkadaşıma tekrar teşekkür ediyor ve herkese bu şekilde tarifini veriyorum. Afiyet olsun. |
Marketlerden alınan hem süt hem de yoğurt ile mayalanan yoğurt'lar sulu ve cıvık oluyor.
Zuhaleyna hanımın yaptığı gibi mayalama yapıyoruz. Tek farkla. Biz güzelce sarıp sarmalıyoruz ki, ılık olarak sabaha kadar olmuş oluyor. (Parmak dayanacak sıcaklığın biraz altına inince, fazla buhar oluşmuyor). İlk önceleri market sütü ile yaptık ve hep gevşek oldu. Ne zaman ki, mahallemize gelip süt satan üreticiden alıp yapmaya başladık, o zaman güzel oldu. Ama şimdilerde artık mahalle aralarında süt satışı yasak. Kapitalislerin sözde sağlık dayatması. Açık süt almayın, açıkta zeytin-peynir almayın, hasta olursunuz diye, yıllardır propaganda yaptılar. Sanki kendilerinin sattığı ürünler çok sağlıklı imiş gibi (!). Propagandalar fazla işe yaramayınca Yasaklama yoluna gittiler. Açıkta satılan ürünlerin mutlaka bazı riskleri vardır ama zaten ürünü alırken; Tadıyoruz, Kokluyoruz, Görüyoruz. Bozuk olanı zaten almıyoruz. Ben ömrüm boyunca, çevremde-köyümde bir kişinin bile, açıkta satılan ürünler nedeni ile hasta olduğunu görmedim, duymadım. Bu nedenle, inadına marketlerden almayacağız, kendimiz yapacağız. Endüstriyel ürünler yüzünden en azından alerji olan onlarca tanıdığım var. Eskiden, zeytinyağın'dan yapılan sabunlar hem çamaşır yıkamada hem de banyo da kullanılırdı. Endüstri ürünü Mak. Deterjanı + Yumuşatıcı + Kireç çözücü + Yumuşatıcı ve banyo şampuanlarının ne tür alerjilere yol açtığını bilmeyenimiz yok herhalde. |
Alıntı:
|
hangi süt?
yoğurt yaparken hangi sütü kullanalım.
konuyla ilgili bir makale : http://www.ttb.org.tr/STED/sted0202/sut.pdf ve bu makaleye eleştiri : Çiğ Süte Akademik El İnsaf-I | Çiftlik Dergisi görüşleriniz nelerdir? |
Sn capaci,
İlk linkteki yapılan araştırmaları hiç uygun bulmadım açıkçası. Çünki hiç bir ısıl işlem görmemiş çiğ süt (yani kaynatılmamış veya sterilizasyonu sağlanmamış) bakterilerin çoğalması için uygun bir ortamdır. Hele bu süt ortam sıcaklıklarında 20C-25C derecelerde bakterilerin çoğalması için çok daha uygun bir hale gelir. Toplanan 150 adet süt numunesinin hangi koşullarda olduğu bilinmesi mümkün değildir. Bu toplanan sütlerin analizleriyle karşılaştırılan UHT veya pastörize edilmiş sütler olduğu yazıyor. Bakteri oranı %97 -%99 oranında giderilmiş UHT-steril sütlerle çiğ sütü aynı kefeye koymaktaki mantığı anlayamadım. Bu şartlarda bu kadar bakteri farkı gayet normal. Dolayısı ile 2. makaledeki eleştiriyi haklı buluyorum. İşin içinde birde rant durumu söz konusu galiba. Şimdi asıl soruya gelelim hangi Süt? Gerçekten bu ülkede ciddi anlamda güven zaafı var. Fazla para kazanmak uğruna kimler ne yöntemleri deniyor, neler yapıyorlar neler. Sağlığı ve insanlığı hiçe sayarak çok rahat bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlar aşağılıklar. Bu yüzden ön yargıyla bakmak bir kural olmuş bu ülkede. Ama tam anlamıyla işini dört dörtlük yapanlarda yok değil. Bu iş için ciddi paralar harcamış ve kendi imkanlarınca soğuk zincir sistemi oluşturmuş. Bence güvenilir temiz bir sütçü bulmak gerekiyor. Uygun koşullarda sütünü satan sütçüyü tercih etmeli **** süt daha yeni sağılmışken alınmalı. Kaynattıktan sonra Cam kavanozlarada kaynar bir şekilde doldurup kapağını sıkıca tutturup ters kapatın.Soğuduktan sonra kapağın biraz içine eğilmiş olarak göreceksiniz. Tazeliğini koruyacaktır. Selamlar... Sağlıcakla Kalın |
Biz bebeğimiz için doktorun tavsiyesi üzerine günlük şişe süt alıp şişeyi ikiye bölüp bir şişeyi iki seferden yoğurt yapıyoruz acaba bu sağlıklı mıdır? Yani şişe açılıyor içinden bir bardak süt alınıp yoğurt yapılıyor, kalan süt ertesi gün tekrar yoğurt yapılıyor.
İkinci sorum ise yoğurt bazen ekşiyor güzel bir yoğurt olması için ne yapılmalı? ( Yoğurdu 1 bardak sütten yapıyoruz) |
1 şişeyi ikiye bölüp yoğurt yapmaktansa tek seferde yapmanız daha iyi. Süt kısa ömürlü bir üründür. Yoğurt daha uzun dayanır. 1 şişeden zaten bir kap yoğurt anca çıkar.
Yaptığınız yoğurt açık ortamda çok kalıyorsa ekşir. Dolapta ağzı kapalı durursa daha geç ekşir. Mayalandıktan sonra çok uzun süre bekletmeyin. Dolaba alın. |
Evde uzun zamandır yoğurt yapan biri olarak şunları söyleyebilirim.
UHT, pastörize vs. sütlerle yoğurt yapıp, başarısız oldum diye üzülmenin hiç anlamı yok. Bu sütlerle yoğurt yapmak çok zor ve pek anlamlı değil. Yağ oranı, su oranı, kıvamı lezzeti hiç bir zaman taze süt gibi olmuyor. Ben yoğurdu köyden, sütçünün önünüzde sağdığı inekten alıyorum. Hem tadı, hem kıvamı tümüyle farklıdır. Yağ oranı marketten aldığınız sütle kıyas kabul etmez. En beceriksiz insan bile bu sütke çok güzel yoğurt yapabilir. İşin püf noktası olarak sütün uzun süre kaynatılması gerektiğini de eklemek gerek. Kaynatırken 15-20 dakika boyunca bir kepçeyle havalandırılması suyun buharlaştırılmasını kolaylaştırıyor. Bu şekilde oldukça sert yoğurt elde edebilirsiniz. Diğer bir pratik yöntem, mayalanması tamamlanan yoğurdun üstüne bir kaç yaprak kağıt havlu koyup bunun bir ucunun kabın kenarından sarkıtılmasıdır. Kağıt emdiği suyu kenardan damlatıyor ve yoğurdu sertleştiriyor. Bir tür ilkel süzme yöntem yani. Diğer bir yöntem ise mayaladığını sütü, herhangi bir örtüye sarmadan, veya sararak fırın içine koymanızdır. Fırının kapalı ortamı çok dengeli bir soğuma ve mayalanma sağlıyor. |
Alıntı:
Taze olması açısından şişeyi ikiye bölüyoruz. Yoğurdu şöyle yapıyoruz; Kaynattığımız sütü ılımaya bırakıyoruz daha sonra içerisine bir tatlı kaşığı kadar maya koyup örtüyoruz. 4 saat kadar mayalanan yoğurdu dolaba kaldırıyoruz. |
Alıntı:
Şöyle örnek verecek olursam, kiloluk kavanozda mayaladığım yoğurda yarım tatlı kaşığı maya ancak ilâve ediyorum. :) |
Alıntı:
|
Alıntı:
Maya derken "yoğurt" mu kasdediyorsunuz, yoksa hazır maya mı? Ben evde bulunan yoğurdu maya olarak kullanıyorum. 1 tatlı kaşığı yeterli bunun için. Ancak doğrudan süte karıştırmayın. Az bir miktar sıcak sütle mayayı bir kap içinde karıştırıp ısısını dengeleyin, sonra süte karıştırın. Mayaladığınız süt çok soğuk olmasın. Hafif el yakacak kıvamda olmalı. Ekşirse de kabahat sizin değil, sütündür. :) Market sütüyle yoğurt yapmak zor. |
Alıntı:
Ayrıca çok sıcak havalarda mayalanan sütü çok fazla sarıp sarmamalı. Böyle havalarda ben hiç örtmüyorum. Tutmamazlık etmiyor. |
Alıntı:
|
Evde Sütü Kaynatmadan Yoğurt Yapmak SAKINCALIDIR!
Konu içerisinde bazı mesajlarda taze sütün kaynatılmadan yoğurt yapılması tavsiye ediliyor. Kesinlikle hiç kimseye önermem! Pastörizasyon evde kolayca uygulanabilecek bir teknik değildir. Sütün oldukça hızlı ısıtılması ve soğutulması gibi işlemler gerekir. 60-70 derecedeki bir sütü buzlu kap içine koyup 30 saniyede soğutamazsınız. İşlemi düzgün yapmadığınız takdirde sütteki patojenler ölmez! Pastörizasyon işleminin avantajı "yararlı-zararlı bakteri" den ziyade süt proteinlerinin bozulmasını önlemekdir. Sütün kaynatılarak bir miktar besin değerini kaybetmesi, salmonella, brusella veya tüberküloz gibi hastalıklara yakalanıp sonradan ağlamaktan daha iyidir. Taze süt, evde kullanılmadan önce en az 15-20 dakika kaynatılmalıdır. Bu şekilde dahi sütün içinde canlı bakteri kalır. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 17:10. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025