![]() |
|
![]() |
#182 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba sayın mrduran, gülenmelek Büyüdükçe tam bir eşkiya oluyor, evde bulunan tüm biblolar ve ilgisini çekecek her şey ortalıktan kaldırıldı, Nazan hanım, iki çocuk büyüttüm ev bu kadar dağımıyordu diye isyanlarda.... Eşkiya mırnak |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#185 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
|
Merhaba efendim, İlk resmi ile karşılaştırın ve o gözler ne ifade ediyor düşünün bi lütfen ![]() Cin Ali' nin şekeri derseniz size hak vereceğim efendim ![]() Sağlıkla kalın inşallah. Sayın Nuri Murvet ve size ailece saygılar lütfen. Düzenleyen mrduran : 27-12-2011 saat 17:18 Neden: göz.. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#186 |
Ağaç Dostu
|
Çok harika ve tatlı bir kedi ben bu sayfayı niye daha önce görmedim. Perihan hanımın kedileri de çok şeker, özellikle iri olan Garfield'in yaşam tarzını benimsemiş gibi ![]() Nuri Bey, açtığınız başlığı kucağımda kedişim Tipsiz Bey ile birlikte okuduk, o da melez bir Van kedisi. Onu da sokaktan buldum eve aldım bu sokaktan eve getirip büyüttüğüm ve gönderdiğim 9. kedi. Sütoğlum vardı hakiki Van kedisi, o büyüyüp evi terkedince evimi sokakta bulduğum yavru kedilere açtım. 4 senedir nazlarını, kaprislerini, yaramazlıklarını veya dağınıklıklarını ve kirlerini temizliyorum. Ama olsun hayata 9 canlı kazandırdım bu benim için daha önemli. Tipsiz Bey'i göndermeyi düşünmüyorum o gitmediği sürece. Çok çok akıllı, daha bir kere bile eve çişini yapmadı (daha önce defalarca halı, kilim yıkadığımı elimden kova ve çamaşır sularının düşmediğini düşünürsek benim için hayli değişik) bazı kediler sıkışınca evin bir köşesine bırakıveriyorlar ama bu çişini tutmakta hayli sabırlı. Bir de Sütoğlum evin köşelerine işaret bırakıyordu bölgesi ya güya (evi günlerce havalandırdığımı bilirim ) sözün kısası çok çektim çoook ![]() Depremden sonra Tipsiz'i kedi kafesine koyup memlekete götürdük hatta valizleri hazırlayıp tam alıp çıkacağımız sırada kafesine kendi girdi, gülmekten bayıldık eşimle aynı şeyi köyde de döneceğimiz sırada yaptı, daha biz sokmadan kafesine giriveriyor ![]() ![]() ![]() Şimdi yine evimize döndük, sabahın nurunda bizi uyandırıyor, eşim en çok bundan rahatsız ama ben erken uyanmayı sevdiğim için onun sesiyle kalkıyorum. Kısacası onlarla hayat çok güzel, çok doğru, sevimli bir karar tebrik ediyorum sizi. Yalnız bir öneri Hayvan Hastanesi'nde hoca söylemişti kediler yıkanmazmış bu onlarda deri hastalığı yaparmış (ben de yazın sıcaklarda haftada bir zavallı Sütoğlumu yıkıyordum terler diye) Van kedisi kedi türleri içinde eğitilmeye en elverişli olanı çok akıllı olurlar ama sizinkinin sağır olmasına çok üzüldüm. Tekgöz Van kedilerinin işitme sorunları oluyor diye duymuştum ama benim Sütoğlumun iki gözü de sarıydı, Zarife vardı sokakta beslediğim dişi kedi onun iki gözü maviydi duymalarında sorun yoktu, demek tekgözlere mahsus durum doğru. Nazan Hanım'a sevgilerimi gönderiyorum, onu gayet iyi anladığımı belirtmek isterim evde bir kedi varken o efendi siz bakıcı oluyorsunuz, istediklerini almadan asla pes etmiyorlar, çok meraklılar ve yeni bir şey gördükleri zaman içlerine sinip zararsız olduğundan emin oluncaya kadar etrafından ayrılmıyorlar, en ufak bir seste kulak kesilip sesin peşine düşüyorlar, çocukların bir dönem yaptığı gibi yukardan bir şeyi patileriyle itip düşmesini ve kırılıp dağılmasını keyifle izliyorlar (porselen demliklerim, şekerlik kapaklarım, vss. az mutfak eşyam kırılmadı, takımlarım bozuldu, kitaplarım tırmalandı, koltukların kenarları iplik iplik ![]() ![]() Onlarsız hayat çok kuru, çok yavan... Düzenleyen Sûz-i Dilârâ : 27-12-2011 saat 19:16 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#189 |
Ağaç Dostu
|
Sayın mrduran Tam bir Cin Ali, fazlası var, eksiği yok.. Sağlıkla büyür İnşallah... Merhaba sayın Sûz-i Dilârâ Tanıştığımıza çok memnun oldum... Ne kadar güzel anlatmışsınız, zevkle okudum teşekkür ederim. Çok akıllılar, sizin kedinizin (Tipsiz) bütün özelliklerini taşıyor. Tipsiz, adı gibi değil çok yakışıklı ; Sağlıkla büyürler İnşallah... Geçen hafta çalıştığımız arazide mav, mav, mav diye yanıma bir yavru kedi yanaştı, açlıktan kemikleri sayılıyor. Oğluma seslendim, beraberce biraz sevdik, öğlen yemeğimizden kalan kaşar ve salam verdik. O nasıl yemek, yemek... Hem yiyor, hem de mav, mav, mav diye inliyor. Tabii ki, fidanlığımızda bu hanım kediye bakmaya kara verdik.. Şimdi iki tane afacanımız oldu... Deprem dediniz... Yüreğimiz sızladı acılarınızı paylaşıyoruz. Yaralanızın bir an evvel sarılmasını temenni ediyorum. Allah yardımcınız olsun... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#190 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 31-07-2011
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 395
|
Alıntı:
![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#193 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#195 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 20-08-2011
Şehir: İzmir
Mesajlar: 1,536
|
Merhaba efendim, Şimdiden senaryoyu görebiliyorum. ''Mırnak Cin ve Taifesi'' İlk yamak ''MavMav'' işe koyuldu. Senaryo sonunda olaya hanım efendi el koyar ve tüm mobilyalar yenilenir ![]() Sağlıkla kalın inşallah. Saygılarımla lütfen. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#196 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#197 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 19-09-2010
Şehir: izmir
Mesajlar: 974
|
Alıntı:
![]() Keşke yerim olsa diyorum kapının önünde mama diye gözleyen ufaklıklarımıda evde bakabilsem... umarım o günlerde gelecek |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#198 |
Ağaç Dostu
|
Nuri Bey, dişi kedilerin özelliği herhalde, benim de İncir adlı dişi Van kedim vardı, o da çok çenesizdi ![]() ![]() ![]() ![]() İlk resimdeki Sütoğlum, ikinci resimdeki beyaz İncir siyah da Yaban ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#199 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba sayın mrduran Senaryo, sonuç itibari ile beni yakacak gibi... Sayın Eser İlhan Evet dediğiniz gibi uzun tüylü olacak, bu kızımız biraz pis gibi, havalar soğuk diye dışarı tuvaletini yapmıyor. Yaşam alanı du deposunun bulunduğu ardiye, bütün köşeler tuvalet alanı bakalım nasıl alıştıracağız bahçeye.... Sayın metetrn merhaba Umarım dileğiniz olur... Dediğiniz gibi, zillinin şeytan çekiciliği var. Öyle sırnaşık ki yürürken önünüze atlayıp yerlere yatıyor, illaki sevecekmişiz. Geçen günü önüme atladı, yanlışlıkla üzerine bastım.. İçim eridi.. Bir miyaklama büyük su deposunun arkasına kaçtı, ertesi güne kadar çıkmadı, şimdi bir daha önüme atlayıp yatmıyor. Cin gibi kerata... Sayın Sûz-i Dilârâ Sütoğlunuz, Beyaz İncir ve Yaban harika kedileriniz var. Bizinkinin uykucu hali Yabana benziyor. Mırnak sağır olduğundan miyavlamıyor. Duymadığından herhalde içgüdüsel ağlıyor gibi garip miyavluyor, birde uzatıyor tam bir maskara... Birde Efe, elimi tokat atar gibi yapıyorum, bazende şakaçıktan atıyorumda tokatı... Sen misin atan altalta, üstüste güreş ediyoruz. Bazen fazla kaçırıyor tırnaklarını ellerimi çizik içinde bırakıyor. Eve ilk giren onunla uğraşıyor. Evin neşesi oldu, sağolsun... |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#201 |
agaclar.net
|
Kızımın kedisi ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#202 |
Ağaç Dostu
|
malina, bu artizin ismi var mı? ![]() ![]() Nuri Bey, Mırnak efendi oldukça rahat ediyor belli ![]() ![]() Benim Tipsiz oğlum geçen geceyi dışarda geçirdi, hava güneşli olunca biraz gezinsin diye dışarı göndermiştim köpeklerden korkmuş, eve gelememiş, geceyi bir cipin altında geçirmiş, sabahleyin aramaya çıktığımda bütün tüyleri kabarık ve sırtının tam ortasında bir çizgi halinde tüyleri dimdik vaziyette buldum, aynı çizgi filmlerdeki gibiydi, yavrucuğum ne kadar korktuysa, bir de hiç kavgacı değildir, köyde sırf diğer kedilerle kavga etmemek için yemeğini onlara bırakırdı. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#203 |
Ağaç Dostu
|
Merhaba sayın malina Kızınızın kedisi gerçekten çok güzelmiş... Sağlıklı olarak büyüsün İnşallah... Merhaba sayın Sûz-i Dilârâ Biraz geç cevap verebildim, kusuruma bakmayın... Nazan hanım, uzun süreden beri gidemediği akrabalarına ve İzmir'e on gün misafir oldu... Nazan hanımın gelişine en çok sevinenlerin başında Mırnak efendi olmuştur, biz iş güç derken yeteri kadar ilgilenmiyoruz. Şimdi evin paşasının keyfi bir yerinde sormayın.. İşi gücü muzurluk... Yattığı yere bakarmısınız...! |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#205 |
Ağaç Dostu
|
Daha önce büyütüp doğaya salmak zorunda kaldığım kedicikler. ![]() Kedilerin isimlerini kısacık yaşam öykülerini aşağıdaki mesajlarımda anlatmak istiyorum. Olur ya iyilikler çoğalsın, cesaret edemeyenler vardır belki, örnek olur, heveslenilir ve bir iyiliğe vesile olur temennisiyle. Düzenleyen Sûz-i Dilârâ : 02-02-2012 saat 00:58 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#207 |
Ağaç Dostu
|
206. mesajdaki iki kara kedicik büyüğü Yaban, küçüğü Miniş. Yaban, sokak kedisi Zarife'nin yavrusu, Miniş'i de çocukların elinden aldım, nerden buldular hangi anneciği ayırdılar yavrusundan bilemiyorum. Yaban'la Miniş birlikte aynı evin içinde gayet iyi anlaşıyorlardı. Yaban çok atletik, hareketli, asil ve korkusuz bir kediydi -inanın abartı yok.- ![]() İpin üstündeki cambaz gibi yuvarlak balkon demirine çıkar, sağa sola döne döne, aşağıdaki çocuklara sevinçten ve şaşkınlıktan çığlıklar attırarak adeta gösteri yapardı. ![]() Apartmanın en dışardaki merdiveninden birinci kattaki komşunun balkonuna atlar oradan, giriş kapısının üzerindeki şemsiyeye oradan da hoop bizim balkona atlardı, kapı dururken ikinci kattaki eve balkon kapısından giriş yapardı -atletik dediydim ya işte bundan-. ![]() Miniş büyüyene kadar da tam anlamıyla abilik yaptı. Miniş, Yaban'ın tabağından yemeye başladı mı geriye çekilirdi, bazen de Miniş'e fare mualemesi yapar, patisiyle vurur bir o yana bir bu yana atardı. Miniş de bu oyuna bayılırdı, eşyaların arkasına saklanıp Yaban'a pusu kurar sonra paat diye üstüne atlardı. ![]() Miniş büyüyünce Yaban tam bir asaletle çekildi gitti, bir daha onu asla görmedim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#208 |
Ağaç Dostu
|
Gelelim Hacer'e -Çöpçüler Kralı'ndaki gündelikçi Hacer'e benzettiğim için bu ismi koydum.- Kızımı bir apartman bahçesinde önüne konmuş kuru ekmekleri kemirirken buldum, kuyruğu kesilmişti -yapana beddua etmek istiyorum ama o kişiden ne farkım kalır diye kendimi tutuyorum, Allah bildiği gibi yapsın.- Otobüsteydim gözüme çarpınca arabayı durdurup indim, ilk başta benden kaçıp bir araba altına saklandı ama zor bela arabanın altında başına uzanıp okşayınca bana güvendi kaçmadı, ben de aldığım gibi eve. Önüne konanlara nasıl saldırdığını görünce ağlamıştım. Kemikleri sayılıyordu kızımın. Sonra bir süre evin içinde benden saklandı, sevmeye çalışınca bana tısladı falan ama sonra iyi arkadaş olduk, Üçgen'in bol bol dedikodusunu yaptık onunla. Bir türlü iyileştiremediğim bir parazit sorunu vardı. Kaç kere Hayvan Hastanesi'ne götürdüm, şurup, iğne kâr etmedi. Dışkısında kurtçuklar olurdu sürekli, sanırım zayıf olmasının sebebi de buydu. Kesik kuyruğunu, dışarı çıktığım bir sırada ısırıp kanatmış, koltuklara kan bulaştırmış, eve geldiğimde temizlemeye fırsat bulamadan pat diye habersiz misafirler çıkıp gelmedi mi bir de ![]() ![]() ![]() Eşimle yaşadığım sorundan dolayı onu üniversite kampüsüne bırakmak zorunda kaldım. Orası araç trafiğine kapalı ve tellerden dolayı köpekler giremiyordu, iki üç tane de restoran vardı yemek bulabilirdi yani. Ayrılırken en çok üzüldüğüm kedim Hacer oldu. Kesik kuyruğuna bakmak hep içimi sızlatırdı, gözümü sulandırırdı. Farklı bir masumdu o. Şimdi bile çok özlüyorum kızımı. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#209 |
Ağaç Dostu
|
Üçüncü resimde çıplak fayansın üzerinde yatan da Üçgen. Hacer'le aynı zamanlarda giriş yaptı eve. Evde aynı anda iki kedi felaket ötesi. Terminatör sayısı ikiye çıkıyor. Kırılmadık, dökülmedik, dağılmadık yer size küsmüş. ![]() Üçgen oğlumu da okuldan eve dönerken otobüste görüp indim, ineceğim yere bayağı da mesafe vardı, marketten aldığım küçük kutunun içine koyup kalan mesafeyi yürüdüm. Rastgeldiğim bir balıkçıdan üç-beş hamsi alıp yedirdim, onun da durumu aynı hem yavru hem aç ![]() Hacer'den önce bulmuştum onu sanırım. Hacer'i bir süre kabullenmekte zorlandı, koltukların arkasına gizlenerek izliyordu onu ![]() ![]() Hacerim sıkıya gelmezdi, çişi geldiğinde bir iki miyavlar ortalığa bırakırdı. Az mı halı yıkamacıya halılar gitti, kova kova çamaşır suları tüketilmedi bizim evde. ![]() ![]() Üçgenimi de Hacerimle birlikte kampüse bıraktım, en azından birlikte olmaları tek başına bırakılmalarındaki şaşkınlığı azaltır diye umut etmiştim. Restorandaki garsona da tembihleyip mama bırakmıştım, sağa sola bırakır mısın diye? Onlar da yeni doğmuş bir yavruyu kanalizasyondan kurtarıp büyüttükleri için beni anlamışlardı. Okulda öğle aralarında koşa koşa sahil kenarına gidip kuzularımı görüyordum, sesimi duyunca koşa koşa geliyorlardı. Herkes yemeğe ben bebeklerimin yanına ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#210 |
Ağaç Dostu
|
206. mesajın 4. ve 5 fotoğrafındaki kediciğin hikâyesini de yazayım kalanına yarın devam ederim. ![]() Koltukta yatan iki kediden beyaz olanı meşhur Sütoğlum, onunla ilgili ağaçlar.net'te yeterince yazdığım -hastalığı döneminde özellikle- için tekrar yazmayacağım. Sadece diyeyim ki o hakiki bir Van kedisi ama tekgöz değil. ![]() Diğer tekir kedi Remzican o garibimi de çocukların elinden kurtardım, zavallıyı bir kasanın içine koymuşlar, etrafında en az 10 çocuk, iyice de korkutup sindirmişler. Çocuk aklıyla onu eğlendirdiklerini düşünüyorlar, salıncağa koymuşlar sallıyorlar. Hayvancığı ellerinden aldım, etrafıma toplayıp onlara bir güzel anlattım, hayvanlara nasıl davranılacağını -anladılar mı bilmem ama- o gün bugün onların arasından asistanlarım çıktı ![]() Neyse Remzican'ı eve getirdiğimde Sütoğlum onu bir türlü kabullenmedi, denk getirdikçe döverdi, ben de onları evde olmadığım zaman ayrı odalarda tuttum, yanımdayken de izin vermedim. Bu yavrucuğun sonu hazin oldu, tam büyüdü dediğim bir dönemde okula giderken bir sabah dışarı gönderdim gezsin diye -daha önce de göndermiştim ilk defa olmuyordu- okul dönüşü yol ortasında minik ölü bedeniyle karşılaştım, yanında da bir demir parçası, yığılıp kalacaktım oraya, boğazıma öyle bir yumruk geldi çakıldı, mideme öyle bir sancı saplandı ki anlatamam kaldırıma çökekaldım, farkında bile değildim ama çok ağlamışım eve gelince farkettim. Öldüğünden iyice emin olduktan sonra arka taraftaki tepeye götürüp bir taşın dibine koydum ki elimdeki eşyaları bırakıp gelip gömeyim. Ama fırsat olmadı o akşam öyle bir fırtına çıktı ki bina sallanıyordu, korku filminin içinde gibiydi bütün Toki. Çatılardan garç garç diye çivilerin sökülme sesleri geliyordu, bunu yapan da rüzgârdı. Çatılar tangur tungur yerlere fırlatılıyordu çok güçlü bir el tarafından sanki, sıkıyorsa çık dışarı, bir çatının seni biçmesi işten bile değil. Sabah kalktığımızda gözlerimize inanamadık, binalarda sağlam tek çatı kalmamış her şey yerlerde, sarı izocam parçaları, tahtalar, çatılar. Arabalar resmen takla atmış, bir binanın çatısı komple kalkıp çocuk parkının üstüne fırlatılmış. Akşamdan hayvancığın minik bedenini koyduğum yere gittim ama yerinde yeller esiyordu, fırtına almış götürmüş nereye götürmüşse. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|