![]() |
|
|
|
|
|
#1 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
|
![]() Yolumuza devam ettik... ![]() Spinci Murat: Abi sizin burada kurt çakal var mı keçileri yiyorlar mı? İhtiyar: Var tabi yiyorlar arada... Spinci Murat: Peki bunlar size saldırmıyor mu? Keçileri yiyen sizi der yer burada? İhtiyar: Yok ya yiyemez, bize bir şey yapamaz. “Tamam” dedi ihtiyar, “beni şurada indirin.” Arabayı sağa çektim ihtiyar “sağ olun” dedi. Önce ben, “sen de sağ ol dayı” derken... Spinci Murat: Sende sağ ol dikkat et kurda kuşa çakala yedirme kendini buralarda. İhtiyar gülümsedi ve: İki ayaklı kurtlara kaptırmazsak kendimizi berikiler bir şey yapamaz.. dedi. Spinci Murat: Anladım “Adam kurt” yani; “dört ayaklılardan değil, iki ayaklılardan korkun” diyorsun! İhtiyar: Tabi ya onlar; alacak bir şey bulamazsa insanın canını alır! ![]() Daha sonra Yörüklerin tek tük duman tüten çadırlarına yakın geçtik... ![]() Evet, böyle demiş Mustafa Kemal ATATÜRK. Hızla Dağa doğru yolumuza devam ediyoruz. İlk defa bu kadar yükseklere gündüz gözüyle çıkıyorum desem yalan olmaz sanırım. Doğanın o muhteşem güzelliği karşısında şaşkınlık içindeyim. Hakikatten Allahın yarattığı bu güzellikleri görmek, yaşamak ve korumak gerektiğine inanıyorum. Düzenleyen Talip Girgin : 28-07-2011 saat 03:20 |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
|
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Düzenleyen Talip Girgin : 28-07-2011 saat 03:25 |
|
|
|
|
|
#3 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
|
![]() ![]() ![]() “Jeolojinin üçüncü zaman ortalarında oluşan Toroslar, geçmişle sonsuzluk arasındaki keskin çizginin eşiğidir. Bulutlarla nikâh kıyan gökyüzüne yakın karlı zirveleri, sisli yaylaları, kaynakları, şelaleleri, binlerce çeşit nebatı, geyikleri, dağ keçileri, Yörükleri ve mitolojik ruhların fısıltılarıyla örtüşen büyülü coğrafyasıyla, yabanıl bir güzelliktir. “Düzenleyen Talip Girgin : 28-07-2011 saat 03:26 |
|
|
|
|
|
#4 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
|
![]() ![]() ![]() Hakikatten buraları anlatmak pek kolay değil, gezip görmek lazım. Toroslar saklı bir cennettir. Sağ olsun Spinci Murat kardeşim bana hem yöreyi tanıtıyor, hem yöre hakkında bilgiler veriyordu. Bunları daha sonra hazırlayacağım videoda yayınlayacağım kısmetse. Saat 12.00 gibi Toros dağlarının tepesinde “İbradı“ isminde güzel bir kasabaya geldik. Etraf tertemiz ve bakımlı; Atatürk büstünün olduğu küçük meydan ve hemen yanında “Atatürk düşünce derneği,” kenarlarında bir birine paralel parti binaları, "otel İbradı," belediye binası ve devlet kurumları... belediyenin geri dönüşüm için, kâğıt şişe gibi atıkları toplama ünitelerini de görünce çok sevindim. Bir an için buraya ait olduğumu düşündüm! Gerçekten İbradı, yaşamak için çok güzel bir yer. |
|
|
|
|
|
#5 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
|
![]() Sevgili Murat ile bu kasabanın ahşap bir kıraathanesinde, birkaç bardak çay içtik. Murat, kahvenin içinde ve dışında resim, video çekimleri yaptı. ![]() ![]() Yaklaşık on beş dakika sonra ilk avlağımıza geldik. Yağmur fazla şiddetli değildi ama oldukça iri taneliydi. ![]() ![]() Oltalarımızı hazır hale getirip, nehir’in berrak suları ile buluşturduk. İlk defa böyle güzel derin bir suya, olta atmanın heyecanı içindeyim. Alabalık avının olmazsa olmaz kurallarını bırakın uygulamayı; İlk anda hiç biri aklıma bile gelmedi! ![]() |
|
|
|
|
|
#6 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2008
Şehir: Kırklareli
Mesajlar: 218
|
Bir yandan oltayla uğraşırken, diğer yandan seyrettiğim bu muhteşem doğanın havası ve görüntüsünü içime çekmem bana huzur veriyordu. ![]() Sarı meps’im kelebek gibi akıntının üzerinden bana doğru gelirken onu takip eden gökkuşağı alabalığı ile son anda göz göze geldik. Onun, son anda ne kadar büyük bir balık olduğunu gördüm. Balığın başı suya yunus gibi dalarken, kuyruk kısmı henüz suyun içinden çıkmamıştı! Bu görüntüyü ifade ederken “kaçan balık büyük olur” denileceğini biliyorum ama size tüm samimiyetimle söylüyorum ki, balığın kuyruk ve başı su içindeyken o koca devasa gövdesi su üzerinde duruyordu. Tıpkı yunus balıklarının dalışı gibiydi. Murat kardeşim az yukarıda avlanıyordu. Kendimi içeri çekip oltamı aynı istikamete tekrar attım. Atar atmaz bir başka alabalık oltama yapıştı. Fakat bu az önce kaçan balık değildi. 30 cm boylarında normal bir gökkuşağı alabalığı idi. Suyun akıntısı çok kuvvetli olduğundan dolayı, misine gerilmiş balık atlaya zıplaya geliyordu ki, ters dönerek meps’i ağzından çıkardı. Bu benim için kötü bir deneyimdi. Murat kardeşim yanıma geldi ve olayı ona anlattım. Daha ileriye doğru gitmek için arabamıza gittik ve birkaç km daha ileriye gittik. |
|
|
|
![]() |
|
|