![]() |
|
|
![]() |
#1 |
agaclar.net
|
Nisan – 2007 DOĞAL SAKIZ BİTKİLERİ (Pistacia lentiscus L.)’NİN EKONOMİYE KAZANDIRILMASI Prof. Dr. Şenol BOZTOK Ege Üniversitesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi senol.boztok@ege.edu.tr Giriş ![]() Ege ve Akdeniz Bölgesi’nin doğal bitki örtüsü olan Pistacia lentiscus, Terebinthales ordosunun Anacardiaceae Familyasından Pistacia genusuna dahildir. Aynı familyanın diğer önemli üyeleri; P. atlantica (Çitlenbik), P. terebinthus (Menengiç), P.vera (Antep fıstığı) dır. Milat’tan önceki yıllardan beri birçok ülkede bunların yapraklarından reçine ve meyvelerinden drog (ilaç etkili madde) olarak yararlanılmıştır. Pistacia lentiscus günümüzde de ilaç ve gıda sanayinin önemli bir hammaddesidir. ![]() ![]() Botanik Özellikleri ve Üretimi Pistacia lentiscus, Türkiye’de İstanbul Boğazı’ndan, Ege ve Akdeniz kıyısındanİskenderun’a kadar geniş bir alana yayılmaktadır (Davis, 1967). İç Anadolu’da ![]() ![]() Ilık iklim bitkisi olan sakız, güneşli ve sert rüzgarlardan korunaklı yerleri sevmektedir. Kışın çok düşük ve yazın çok yüksek sıcaklıklar, sakız verimini olumsuz etkiler (Gratani, 1995). Kireçli, taşlı topraklar başta olmak üzere, hemen her türlü toprakta yetişebilir. Kök boğazında biriken sudan zarar görür. Ancak düzenli sulanan bitkiler hızlı gelişir. Deniz kıyılarında tuzlu suya toleransı iyidir. Derin kök sistemi sebebiyle kuraklığa dayanıklıdır. ![]() Normal şartlarda 5 - 6 metre boy yapan kültür formdaki Pistacia lentiscus L., Mart-Nisan aylarında çiçek açar. Dioik karakterdedir. Erkek bitkilerin dişilerden daha fazla verdikleri reçine, daha çabuk donmaktadır. Herdem yeşil bir bitki olup bu özelliği ile doğada Pistacia genusunun diğer türlerinden kolayca ayırt edilir. Genellikle 2-4 çift yaprakçık içermekle birlikte 3-5-7 yaprakçıklı formları da mevcuttur. Yaprakçık sayısında belirli bir standart yoktur. Yaprakçık şekli oblong (oval) veya oblong - lanceolat (merceksi) olup uçları serttir (mucronat). Yaprak ekseni kanatlıdır. Yaprakçık sayı ve şekillerine göre değişik formları mevcuttur. Browicz (1987) ve Zohary (1952)’nin de belirttiği gibi bu farklılıklar varyete düzeyinde bir bölünme gerektirmemektedir. Aynı bitki vejetasyonun farklı dönemlerinde farklı yaprak şekli gösterebilmektedir. Hatta bir bitkinin alt yaprakları ile üstteki yaprakları dahi farklı olabilmektedir. Çalı formda olup budanarak terbiye edilen bitkinin de yaprak şekli değişmektedir (Boztok, Zeybek, 2004). Browicz (1987), Sakız Adası’ndaki kültür formlarının varyeteden ziyade, uzun yıllar verime göre selekte edilmiş bir kültivar olduğunu belirtmektedir. Bazı araştırmacılar, reçine elde edilebilen bitki olarak sadece Sakız Adası’ndaki “Chia” varyetesinden bahsetmektedir. Oysa Bailey (1963), varyete veya form farklılığının ötesinde anacardiaceae familyasına dahil türlerin benzer nitelikte reçine verdiğini belirtmektedir. ![]() Pistacia lentiscus’ un üretimi, daldırmayla, tohumla, çelikle, aşıyla ve in-vitro şartlarda mikro üretimle yapılabilir. Aşıyla ve daldırmayla üretim diğerlerine göre daha kısa sürede verim sağlar. Doğada bol miktarda bulunan çalı formdaki bitkilerin uygun şekilde budanarak ağaç şeklinde 2-3 gövdeli terbiye edilmesiyle de 2-3 yılda verim sağlanabilir. Yine doğada bolca bulunan çitlenbik (Pistacia atlantica) üzerine sakız aşılanması suretiyle de 2-3 yılda verim alınabilir. Fidan dikimi suretiyle yapılan tesislerde ise 5 veya 6. yıldan itibaren verim elde edilebilir. ![]() Sakız Bitkisinin Üretimi ve Reçinenin Elde Edilmesi Doğada, P. lentiscus bitkisi toprak yüzeyine yatma eğiliminde olup çalı formda gelişmektedir. Bu formuyla reçinesinden yararlanmak mümkün olamamaktadır. Zira, Browitcz (1987)’in de belirttiği gibi, ancak güneş görerek ısınan kalın dallarda reçine akışı hızlı olmaktadır. Bu durumda, doğada yaygın bulunan ve halkın yabani olarak nitelendirdiği çalı formdaki bitkilerin uygun şekilde budanarak terbiye edilmesi gerekir. Nitekim, 2003-2004 yılında yapılan bir çalışmayla doğada çalı şeklinde olup terbiye edilen değişik Pistacia lentiscus formlarının, Sakız Adası’ndan getirtilen damla sakızı ile benzer nitelikte reçine verdiği kanıtlanmıştır (Boztok, ![]() Sakız reçinesi (mastik) elde etmek maksadıyla bitkiler kış döneminde budanır. Fazla dallar çıkarılarak gövdenin güneş ışınlarını ve deniz rüzgarını alması sağlanır. Mayıs-Haziran aylarında ağaç taç izdüşümü ot ve çöplerden temizlenerek tesviye edilir. Toprak üzerine birkaç cm kalınlıkta beyaz pekmez toprağı (diatoma) serilerek silindirlenir. Çeşme şartlarında, 8 - 10 cm üzerinde çapa sahip dalların korteksinde toplanan reçine, kabuk üzerinde 1-2 mm kalınlıkta açılan çiziklerden akıtılır. 10-15 gün sonra toprakta donarak sertleşen sakız taneleri toplanır ve ikinci çizim yapılır. Yine 10-15 gün sonra toplam işlemi yapılır. Eylül ayında, sezon sonuna doğru dal ve gövde üzerindeki reçineler de toplanır. Hasat edilen sakız elekten geçirilerek toz topraktan arındırılır. Sonra sabun tozlu soğuk suda karıştırılarak yıkanır ve temiz suda durulanarak bez üzerine kurumak üzere serilir. Bu işlemden sonra çakı ile reçine üzerine yapışık yabancı maddeler temizlenir. Sonra değişik çapta eleklerden geçirilerek ; Pitta, İri Gözyaşı ve Ufak Gözyaşı gibi kategorilere göre sınıflandırılır (Pericos, 1993). Alt ürün olarak ta toz ve temizlenmemiş ıskarta malzeme kalır. Bunlar alkollü içki imalinde kullanılmaktadır. ![]() Sakız Standardı Sakız standardı, salgının şekli ve iriliğine göre belirlenmektedir.(Pericos, 1993). Bunlar; 1. Pitta: Sakız köpük görünümünde ve birçok damlanın bir araya gelmesinden oluşur. Oval, ufak levhalar halinde 3-7 cm2 büyüklüktedir. ![]() 2. Fliskri: Pittadan daha küçük ve daha temizdir. Ağaç gövdesinde asılı bulunur. Spatül ile toplanır. 3. Daktilidopetra: Filiskriden daha küçük bir değerli taşı andırır. 4. Tear: Kabuk üzerinde açılan çizikte asılı kalır. Gözyaşı şeklinde olup en değerlisidir. 5. Rolling: Ufak yuvarlak damlacık şeklindedir. 6. Anapinada veya Neropinada: Düşük kalitede ve taş toprakla karışık durumdadır. 7. Volarida: Sakız daneleri birbirine yapışık küre şeklindedir. ![]() 8. Powder: Toz gibi ufak parçalardır. Temizlenen zemin artıklarıdır. Sakız Reçinesi ve Kullanım Alanları Sakız reçinesi (mastik), yapısında bulunan başta izomastikadienonik asit, majör ve minör komponentler sebebiyle Milattan önceki yıllardan beri bazı hastalıkların tedavisinde kullanılmıştır. Bilhassa Mısırlı ve Araplar tarafından; kuduz hastalığı, uyuz ve yılan ısırmaları, mide yanmaları, balgam söktürücü olarak akciğer hastalıklarında çok kullanılmıştır. Mısır’da bazı maddelerle karıştırılarak mumya hazırlanmasında diş hastalıkları tedavisinde ve ağız kokusunu gidermek maksadıyla da yararlanılmıştır. Eski Yunanlılar ve Romalılar da sakızın drog etkisinden çokça faydalanmışlardır. Osmanlılarda da ilaç yapımında kullanılan bitkisel kökenli maddelerin içinde bulunmuştur. Mastik, %1-3 oranında uçucu yağ içerir. Sakız bitkisinin yapraklarından da %0,8 oranında uçucu yağ elde edilebilir. Bu uçucu yağın en önemli komponentleri Alpha Pinen, Myrcen, Beta Caryophyllen, Limonene, Anethol ve Alpha Humulene’dir (Boztok, Zeybek, 2004). Mastiksden elde edilen uçucu yağ komponentleri çoğunlukla monoterpenik ve seskuiterpenik yapıdadır. Monoterpenler sekrolitik, ekspektoran, sedatif ve tonik etkileriyle bilinirler. Seskuiterpenler, yapıdaki fonksiyonel gruba bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte, antiinflamatuar etki gösterirler. ![]() Uçucu yağda çok az miktarda bulunan fenilpropan bileşikleri ise antiseptik ve kramp çözücü etkilere sahiptir. Antiseptik etki göstermesinden dolayı monoterpenlerin ve diğer madde gruplarının desteğiyle, peptik ülsere sebep olan Helicobacter pylori’yi inhibe edici özelliği de bulunmaktadır. Bilhassa yemekten sonraki çiğnenmesi antiseptik etki nedeniyle ağız hijyeni açısından önemlidir (Zeybek, 1971). Hussain (1997)’de Pistacia lentiscus’un etanol ekstrelerinin gr+ bakteriler için anti bakteriyel etkiye sahip olduğunu saptamışlardır. İspanya’da yüksek tansiyona karşı kullanıldığısaptanmıştır. Tassou (1996) tarafından yapılan araştırmada, Staphylococcus aureus, Lactobacillus plantarum, Pseudomanas fragi ve Salmonella enteridis aşılanmış kültür ortamına mastiks ilavesi ile bunların aktivitesinin durdurduğu saptanmıştır. Ortama etilendiamin ilavesi etkiyi daha da arttırmıştır (Lauk vd., 1996). Geleneksel olarak mastiks, gıda koruyucusu, hazmı kolaylaştırıcı olarak ve diğer sindirim sistemi rahatsızlıklarının iyileştirilmesi, diş ve ağız problemlerinde ve şeker hastalığının kontrolünde kullanılmıştır. Avrupa’da ise yanık, egzama, donma sonucu oluşan iltihapların iyileştirilmesi için hazırlanan cilt merhemlerinde, kolesterol, trigliserid, kan basıncını düzenlemede de kullanılmıştır. Hijyenik açıdan diş ve ağız yıkamalarında da kullanılmaktadır. İlaç firmaları, mastiksi tablet ve kapsüllerin, kendiliğinden absorbe olan ameliyat iplerinin üretiminde ve yara bandajlarında kullanmaktadır. Yunanlıların uzo gibi içkilerine olası mide ağrılarına karşı ilave edilmektedir. Günümüzde birçok araştırıcı mastikin ağız ve sindirim sistemi rahatsızlıkları üzerine olumlu etkisini bilimsel olarak kanıtlamışlardır. Atina Üniversitesi Eczacılık Fakültesinde yapılan bir çalışmada da mastiks ve mastiks yağının, önemli bir antibakteriyel ve fungusidal etkiye sahip olduğu saptanmıştır (Anonymus, 2002). Mastikin gıda sanayinde yeri de büyüktür. Hazır çorba gibi gıdalarda koruyucu olarak kullanılır. Türk mutfağında birçok yemeğin ve tatlının içine ilave edilir. Günümüzde sütlü tatlılar ve dondurmalarda çok kullanılmaktadır. Pilav ve birçok etli yemeğin içine koku ve tat vermek maksadıyla baharat olarak ilave edilebilir. Yağla karıştırılarak koku almak maksadıyla balık üzerine sürülmektedir. Lezzet vermesi ve dayanma ömrünü uzatmak maksadıyla hazır çorba ve mahalli ekmeklerin içine de katılmaktadır. Mastik katkılı alkollü içkilerde enteresandır. Ayrıca, saç kepeklenmesine karşı bıttım sabununun yapımında kullanılmaktadır (Üçer, 2004). Sonuç ve Öneriler Yapılan çalışmalar ve incelenen literatürler ışığında; bu değerli bitkiden yararlanabilmek için kısa ve uzun vadelerde yapılması gereken bazı uygulamalarla ilgili öneriler aşağıda sıralanmıştır. Kısa dönemde, çalı formdaki Pistacia lentiscus bitkileri uygun şekilde budanarak terbiye edilip, ağaç formuna dönüştürülerek üç-dört yıl içinde bitkinin mastiksinden yararlanılabilir. Yine doğada yaygın bulunan P. atlantica bitkilerine P. lentiscus’un kültür formu aşılanarak üç-dört yıl gibi bir sürede mastiks salgılanabilir. ![]() Derin kök yapısıyla kuraklığa karşı dayanıklılığı iyidir. Sulandığı durumda gelişmesi hızlı olur. Ancak kök boğazında suyun göllenmemesi gerekir. Bu sebeple meyilli araziler gelişmesi için daha idealdir. Tuzlu suya toleransı yüksektir. Deniz kenarında dahi gelişmesi iyidir. Derin kök yapısı ve sık yaprak dokusu ile rüzgar ve su erozyonuna karşı kullanılabilecek ideal bir bitkidir (Hamlyn, 1969; Pericos, 1993). Yangın gibi olumsuz koşullarda dahi kendini en hızlı yenileyen bitkilerdendir. Bu özelliği ile ölümsüz ağaç olarak da nitelenir. Pistacia lentiscus, diğer kültür bitkilerinin yetiştirilmesine uygun olmayan dağlık yamaç arazilerde de çok iyi yetişebilmektedir. Bu şekilde söz konusu arazilerden yararlanılması sayesinde bölgede yaşayan üreticilerin ekonomik açıdan güçleneceği düşünülebilir. Ülkemizde ortalama ağaç başına reçine veriminin 100-1500 gr ve reçinenin dünya piyasasında kg fiyatının 150 USD doları olduğu düşünülürse; halen büyük miktarlarda (tamamına yakın kısmı) ithal edilmekte olan reçineye ödenen dövizden önemli ölçüde tasarruf edilecektir. Ayrıca sakıza dayalı diğer sanayi tesislerinin kurulmasıyla da ekonomiye önemli katkılar sağlanabilir. Akdeniz iklimi ve toprak koşullarına iyi adapte olmuş ve güzel gelişme gösteren bu bitkinin ekolojik planlamalarda kullanım potansiyeli mevcuttur. Deniz kıyısına yakın, denizden etkilenen alanlarda ve yamaç arazilerde dekoratif formu ile çekici bir düzenleme bitkisi olması yanında herdem yeşil ve örtücü özelliği ile yağmur ve rüzgar erozyonuna karşı savaşta kullanılabilecek bir bitkidir. Bütün bu nedenlerle ekolojik dengeye çok önemli katkıları vardır. Ekonomik önemi tartışmasız olan P. lentiscus’un doğada mevcut bulunan çalı formdaki çeşitleri, koruma altına alınarak sahip olduğumuz genetik potansiyelin korunması sağlanmalıdır. Akdeniz iklim koşullarına sahip bölgelerde çeşitli nedenlerle tahrip olmuş vejetasyonun yeniden oluşturulmasında veya tamamlanmasında güvenle kullanılabilecek türlerin başında gelebilir. Revegetasyon çalışmaları için ihmal edilmiş çok önemli niteliklere sahip bir tür olarak dikkati çekmektedir. İnsan sağlığı için çok yararlı ve ekonomik değeri oldukça yüksek olan bu bitki ekolojik planlamalarda her zaman önemle dikkate alınmalıdır. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#2 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Teşekkürler Miner hn. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#3 |
Ağaç Dostu
|
Mine Hn bilgi için teşekkürler. Yapılması gereken ile ilgili yönlendirme çok net tarif edilmiş. "-meli", "-malı"... "-melidir", "-malıdır"... Peki, araştırma merkezimizin raporlarını icraata döken bir merci olmuş mudur, bilen var mı? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#5 | |
Ağaç Dostu
|
1-2 haziran Çeşme sakız ağacı gezisi
Alıntı:
Eşi de benzer tatlılıkta. Önce serasını gezdirdi, ardından neskafe ikram etti, sonra fideliği, ağaçları gösterdi. Ardından motoru ile beni civarda son kalmış olan sakız ağaçlarına götürdü. Bir kısmı kaymakamlık tarafından koruma altına alınmış ve numaralandırılmış. Ancak bu yapılanlar ağaçların tahribatına mani olamamış. Motorlu testere ile gövdesi çizilenler mi istersiniz, tırpanla yarılanlar mı, yananlar mı, villa arazilerine kurban gidenler mi, hepsi var. Bildik memleketim şuursuzluğu. Bazıları eski çiziklerden sakız vermiş ancak sakız damlaları bu mevsimde henüz katılaşmamış. Metin Bey'in kendi çizdiği birkaç çizik de var. Geçen senenin sakızları şekerlenmiş bal gibi donuklaşmış. En çok bu geçen seneden kalmış donuklaşmış olanlardan topladım ama bunların lezzetindeki sakız keskinliği düşük. Çiftlik Köyü civarı bolca çalı-maki formunda yabani sakıza sahip. Hatta Metin Bey 40 cm çapında bir çotuk gösterdi; yerden yalnızca 10 cm yüksekten kesilmişti ve iki tane piçi ki en az 10 yaşındaydılar iki kenardan fışkırmışlardı. Metin Bey bazı ağaçların yere yayılmış dallarını budayıp adam boyunda 3-4 yatık çıkan dallı ufak ağaç havası vermiş, hem daha kalın gövde ve bol sakız veriyor, hem ağacı çizmesi kolay oluyor, hem de dibini temizlemek toprak sermek ve sakızı topraktan toplamak kolaylaşıyor Daha sonra köyün sessiz ve bakımlı sahilindeki temiz bir meyhanede köy pazarından aldığımız kirazlarla birkaç bira içtik. Ardından eski Rum Mezarlığı'na götürdü; belki de Türkiye'nin en büyük sakız ağacı mezarlıktaki harap şapele yaslanmış duruyordu. nefis bir ağaç, gövde detaylarını ve şapelle birlikte fotolarını aşağıda göreceksiniz. Kötü olan taraf hala sağlam duran bir duvar içinde olmasına karşın mezarlığın tapulama içine alınmış olması ve SİT filan da olmaması yarın birgün birisi gelip buraya villa yapacağım diyebilir. Şapelin travertenden mamül işlemeleri sövelerinin bir zaten yürütülmüş , tabanı ve kemik nişleri çoktan talan edilmiş. Üzerinde çapraz çatılmış iki uzun kemik üstüne kurukafa kabartması ve iki de yunanca yazılı epigrafı olan lentonun da yürütülmesi yakındır. Daha sonra Metin Bey'den 5 tane fidan aldım. Kendisi arbutus unedo da yetiştiriyor (bizim kocayemiş yerine dağ çileği ağacı diyor) yalnızca 3 cm boyunda bir tane de ondan aldım, şu ana kadar kocayemişi tohumdan üreten başkasını da görmedim. Yani o kalender adam Türkiye'de ilk olan iki işi birden yapıyor galiba. O gün daha sonra kendi başıma makiliklerde dolaştım ve başka köylülerle de sohbet ettim, her yer sakız ağacı dolu. Köylüler sakızlık diyorlar, galiba her ailede bir iki tane var da içinde ağaç kalmamış. Hatta Çeşme'nin içinde yerli aileler bile hiç sakız ağacı görmemiş olabiliyorlar. Ve hatta ünlü ve eski bir dondurmacı var (sakız reçeli ve dondurması satıyor) oranın sahibi hanım da ağacı Metin Bey getirince görmüş. Bir yaz göstermek için dükkanın önünde tutmuş birisini kurutmuş diğerini bahçesine dikmiş. Ertesi gün sitemizin üyesi tourkana nın aile bağlarına gittim , dedesi ve dayısı ile tanıştım. Dedesi Murat Güvener zeki, becerikli, tonton 77 yaşında bir bey, yaşında birisi için son derece aktif. Bizi çift kabin Nissan pikabına alarak araziyi gezdirdi ve arazisinin sonundaki makiliklere (ki pikap girmiyor yolun epice bir kısmını yürüdük kendisi de yürüdü) götürdü ve oradaki yaşlı bir sakız ağacını gösterdi. 4 kişi olan fotoda göreceksiniz. Toscana mimarisi ile yapılmış muhteşem şaraphane kule ve mahzenin de fotoları var. Bu hoş karşılaşmayı hazırlayan tourkana kardeşime de teşekkür ediyorum. Mine Hanım Bu çalışma olarak kabul edilirse böyle bir çalışma yaptım. Düzenleyen Halit Togay : 03-06-2007 saat 12:10 Neden: imla hatası |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#7 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2007
Şehir: Izmir - Karaburun
Mesajlar: 360
|
![]() Mine hanıma cevap verme zorunluluğu hissettim. Karaburun'da şu an durum sakin. ![]() Benden istenen ve gereken tüm bilgileri ilgili kişilere rapor şeklinde aktardım. Budama değil ama aşılama için Ağustos ortası bekleniyor galiba. saygılarımla, Faruk Tuzcuoglu |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#9 |
Ağaç Dostu
|
Sakız Ağacının Peşinde Gezisinden Fotolar
1 Geçen senenin ve bu senenin sakızı beraber 2 Metin Bey, mezarlık şapeli ve en yaşlı sakız ağacı 3 En yaşlı sakızdan gövde detayı (senelerin keski izleri üzerinde nekadar belirgin yani iz yok, belki de mübadeleden beri hasat alınmadı, belki rum mezarlığında olduğu için ellenmeden kaldı) 4 Bir Ovacık Köyü manzarası 5 En solda Tourkana'nın dedesi Murat Güvener, en sağda ben, ortada arkadaşım Dr Muntazim Bilgen ve oğlu, sağda arkada Murat Bey'in sakız ağacı Düzenleyen Halit Togay : 03-06-2007 saat 12:50 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#11 |
Ağaç Dostu
|
1 Tourkana'nın bağları 2 Metin Bey'in duvardibi köklendirme yatağı 3 Aynı yerde Metin Bey 4 tourkana'nın dedesi ve ben En başta %0.3 olan tutma oranı şimdilerde %8 e çıkmış diyor. IBA da zeytinlerde tutma oranını %100 e yaklaştırmasına rağmen sakızda hiç fayda etmiyormuş. Düzenleyen Halit Togay : 12-06-2007 saat 21:01 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#12 |
Ağaç Dostu
|
Metin Bey bana 5 fidan verdi. Üçü çöğür denecek kadar ufaktı ikisi 60 cm lik fidan. İstanbul'a gelene kadar 3 tanesini arkadaşlara hediye ettim. Şimdi elimde bir büyük bir ufak kaldı, bir de ufacık bir kocayemiş. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#13 |
Ağaç Dostu
|
Doktor, çok iyi bir gezi olmuş. Fotoğrafların ve akıcı anlatımınla bizi de oralara götürdüğün için teşekkürler. Ne yazık ki yurdumun her köşesinde, sohbetin her türlüsünde, eğitimsizliği, dolayısıyla iç karartan vurdumduymazlığı görüyoruz ve ben bunu görmekten yoruldum. Artık, tanımadığı insanlara da içten selamlar veren, elinin, ayağının her hareketini, beyninin süzgecinden geçiren, tek bir tohumun çimlendirilmesi için ne kadar emek gerektiğini idrak ederek, yetişmiş ağaçların dallarını kırmayan, gövdelerine yazı yazmayan..... insanların çoğalmasını istiyorum. Bu sitede gönlümü ferahlatan önemli sebeplerden biri de bu. Tekrar teşekkürler. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#14 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 27-02-2007
Şehir: kuşadası-aydın
Mesajlar: 225
|
Selam ve sevgiler sayın halit togay beyefendi; yaptığınız ve bizleri bilgilendirmek için fotoğraflarla süslediğiniz gezi notlarınızı defalarca okudum.Ne iyi ettinizde böyle bir gezi yaptınız.Bizleri sakız konusunda iyice bilgilendirdiniz.Aslında ben herakşam sitemize girer ve hep okurum.Ancak bu kadar güzel bilgileri bize takdim eden bir kişiye kayıtsız kalamadım.yazdıklarınız yaptıklarınız ve fotoğraflarınız için binlerce teşekkürler. Hem kendi adıma ;Hem de benim gibi sessizce siteye katılıp hep okuyan ama çok az yazanlar adına.Saygılarımla |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#15 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 27-02-2007
Şehir: kuşadası-aydın
Mesajlar: 225
|
Selam ve sevgiler Halit Togay beyefendi; Çok dikkat ederim ama yinede heyecandan olsa gerek hata yapmışım düzeltir özür dilerim. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#17 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Sevgili Halit bu muhteşem araştırma gezin benim de merakımı kamçıladı. Öğrendiklerini bizlerle paylaştığın için çok teşekkür ediyorum. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#19 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2007
Şehir: Izmir - Karaburun
Mesajlar: 360
|
Sayın Halit Togay, Araştırma geziniz gerçekten bizler için eğitici olmuş. Eğitici olmasının yanısıra çok da duygulu anlar yaşattı bizlere. Tebrikler sayın Halit bey. Paylaştığınız için teşekkür ederim. Faruk Tuzcuoğlu |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#20 |
agaclar.net
|
Halit Bey, ne iyi yaptınız da Çeşmeye'ye gelip sakızın izini sürdünüz. Bu arada Çeşme' de şu anda memengiçlerini aşı ile sakız çevirmeye çelışan çok aile var. Bakalım başarı oranını göreceğiz. Güzel gezi olmuş. Teşekkür ederiz. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#22 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 11-08-2006
Şehir: fethiye
Mesajlar: 157
|
Haftasonu Çeşmeye giden arkadaşıma iki sakız fidanı ısmarlamıştım.Halit Bey resmini koymamı istedi. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#23 |
Ağaç Dostu
|
Bilgekaan'ınkiler aynı benimkiler. Bu hafta Radikal Gazetesi'nde bir haber okudum Kütahya Simav'da menengiçlerin sakızla aşılanacağından bahsediyordu. Simav'ın iklimi buna müsait midir? Bu aşılama işinin tuttuğunu Metin Bey tecrübeleri ile biliyor. Ama Simav iklimi ne derce müsaittir. Verim ne kadar olur? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#24 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-06-2007
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 492
|
Merhabalar.Yazınızı soluksuz okudum.Şuan Çeşme çiftlikköydeki yazlığımızdayım.Okadar şaşırdım ki.Her sabah 6 suları köye gideriz taze ekmek almak için.Aslında bahanedir,köyün içinde dolaşmak çok hoşumuza gittiğindendir herşey.Ne kadarda gözlerim körmüş buna rağmen.Keşfedememişim Çiftlikköyün en güzel bahçesini.Merakımı mazur görün Metin Beyden bu fidelerden satın alabilme şansımız var mı?Mizaç olarak çok utangaç bir yapıya sahip olduğum için içimden gidip görmek gelsede size önce bir sormak istedim.Fidanlardan satın alabilme sansımız var mı?Bende sadece yaz aylarına mahsus bir Çiflikköylü olsam dahi bi sakız ağacını bahçemde ağırlamaktan gurur duyardım. Düzenleyen evandevan5 : 26-06-2007 saat 00:24 |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#25 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#26 |
agaclar.net
|
Denizkızı selamlar. Denizkızı ne güzel bir anlatımınız var. Acaba yazım kurallarına da uysanız, cümleye ve özel isimlere büyük harfle başlayıp noktalama işaretlerinden sonra boşluk bıraksanız olmaz mı? Bu konuda kesin kurallarımız var. Biliyorum bu şekilde daha hızlı yazılıyor, pratik oluyor ama dilimiz de heba oluyor. Sizin de bu özeni göstermenizi rica ederiz. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#27 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-06-2007
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 492
|
Selamlar Mine Hanım. Hemen kabahatimi düzelttim.Sizin de belirttiğiniz gibi bu özeni göstermek boynumum borcudur.Halil Bey,en kısa zamanda bir sakız fidanı edinmeyi kafama koydum.Hafta sonu Çeşme çarsısında kiprik kutusu gibi bir şeyin içinde satılan sakıza 10 ytl ödedim ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#28 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Merak ettiğim bir konu var.Bizm buralarda Çitlenbik ağacı dediğimiz bir ağacın yaprak yapısı çok benziyor.Küçük salkım şeklinde mercimekte biraz büyük yuvarlak kırmızı-yeşilimsi meyveleri oluyor.Sakız ağacı olabilir mi? |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#29 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#30 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 07-11-2006
Şehir: Bornova-İZMİR
Mesajlar: 22
|
Sy. Site Uyeleri Bir suredir siteden uzak kalmam gerekmisti. Dondugumde sakiz agaci konusun da gordugum gelismeleri inanilmaz guzel buldum. Cok mutlu oldugumu soyleme liyim. Ozellikle de arastirma konusundaki lokomotiflerimiz Sy. Tuzcuoglu ve Sy. Togay bey`lere cok tesekkurler bu kadar bilgiyi derleyip toplayip onumuze koymuslar kolayca okuyup sindirelim diye, tebrik ederim. Sanirim bu ivme artarak devam eder ve yakin zamanda sakiz orman larimiz yine olur. Bu dusunce bile beni heyecanlandiriyor. Ulkemizde bu kadar orman yangini varken boyle bir grubumuzun olmasi mutluluk ve umut verici. Yemyesil bir Turkiye umudu ile. SAYGILAR. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|