agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Ağaçlar > Meyve Ağaçları > Egzotik Meyveler
(https)




Beğeni Düzeni308Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 13-09-2019, 22:38   #1
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 13-09-2019
Şehir: Gümüşhane
Mesajlar: 2
Adaptasyon usulünün ne olduğu, yahut ülkemiz iklimine nasıl uyarlandığı hakkında gerçekten bilgi sahibi olanlar hiç yok denecek kadar az.

Acele ederek, hemen egzotik bir bitkiyi kapalı alana almak, örtü altında tarım yapmak bana pek doğru gelmiyor. Bu, sera çiftçiliğine karşı geldiğim anlamına gelmiyor, lakin eğer bir şeyi doğal ortamda yıl boyu açıkta yetiştirmenin bir metodu varsa, neden bu iş sabırla yapılmıyor anlamıyorum.

Örneğin paylaştığım videoda bahsedilenlere bakılırsa, örtü altına alınmadan adaptasyona başarı ile cevap vermiş bir anaç kahve ağacı var olduğunu görüyoruz. Bence bu anaçtan alınabilecek tohumlar tam akdenize uyumlu karakterde bir kahve ağacı olacaktır. Tekrar, tutup, bu bitkiyi kışın örtü altına almak, bir çuval inciri berbat etmeye eş değer bir davranış.

Çiftçilerimizin çoğu sahiden neyi niçin yaptıklarından habersizler, yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişsin, ağacın adaptasyonu nu, tropikalden, akdenize uyarlamayı başarmışsın, şimdi de tekrar örtü altına alıp ağacı tekrar özüne döndürmeye çalışmak niyedir yahu? Bırak bir kaç yıl daha sabret, örtü altına alma, bak gör o ağaç, ege ve karadenizde bile yetişecek düzeyde yeni adaptasyonlara açık tohumlar verebilecektir.

Her konuda olduğu gibi bu konudada aceleceiyiz, ziraat ilaçlarını falan basıp geçip, insanların immün sistemini alt üst eden biziz, hormon kullanan biziz, daha neler neler... Nedir bu acelecik ve hırs? Halbuki biraz sabredilse aslında verim ve mahsul daha üst düzeyde olacaktır, hatta sera tarımı tamamen olmasa da, büyük ölçüde azaltılabilir.


Düzenleyen Türk kahvesi : 13-09-2019 saat 22:41 Neden: www.youtube.com/watch?v=Cjy4Q29RHK8
Türk kahvesi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 13-09-2019, 23:15   #2
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 13-09-2019
Şehir: Denizli
Mesajlar: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Türk kahvesi Mesajı Göster
https://www.youtube.com/watch?v=Cjy4Q29RHK8
Adaptasyon usulünün ne olduğu, yahut ülkemiz iklimine nasıl uyarlandığı hakkında gerçekten bilgi sahibi olanlar hiç yok denecek kadar az.

Acele ederek, hemen egzotik bir bitkiyi kapalı alana almak, örtü altında tarım yapmak bana pek doğru gelmiyor. Bu, sera çiftçiliğine karşı geldiğim anlamına gelmiyor, lakin eğer bir şeyi doğal ortamda yıl boyu açıkta yetiştirmenin bir metodu varsa, neden bu iş sabırla yapılmıyor anlamıyorum.

Örneğin paylaştığım videoda bahsedilenlere bakılırsa, örtü altına alınmadan adaptasyona başarı ile cevap vermiş bir anaç kahve ağacı var olduğunu görüyoruz. Bence bu anaçtan alınabilecek tohumlar tam akdenize uyumlu karakterde bir kahve ağacı olacaktır. Tekrar, tutup, bu bitkiyi kışın örtü altına almak, bir çuval inciri berbat etmeye eş değer bir davranış.

Çiftçilerimizin çoğu sahiden neyi niçin yaptıklarından habersizler, yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişsin, ağacın adaptasyonu nu, tropikalden, akdenize uyarlamayı başarmışsın, şimdi de tekrar örtü altına alıp ağacı tekrar özüne döndürmeye çalışmak niyedir yahu? Bırak bir kaç yıl daha sabret, örtü altına alma, bak gör o ağaç, ege ve karadenizde bile yetişecek düzeyde yeni adaptasyonlara açık tohumlar verebilecektir.

Her konuda olduğu gibi bu konudada aceleceiyiz, ziraat ilaçlarını falan basıp geçip, insanların immün sistemini alt üst eden biziz, hormon kullanan biziz, daha neler neler... Nedir bu acelecik ve hırs? Halbuki biraz sabredilse aslında verim ve mahsul daha üst düzeyde olacaktır, hatta sera tarımı tamamen olmasa da, büyük ölçüde azaltılabilir.
Adaptasyon veya sera hakkındaki hassasiyetinize katılıyorum, eğer emek verilirse orijinal tarımın seradan çok çok performanslı olacağı aşikar, lakin insanların deney yapacak vakti yok, ülkenin durumu ortada, ekmek davası, neticede hırs değil, zaman yok.
Dediğim gibi, sera & adaptasyon konusu hakkında, ziraat ilaçları ile birlikte bir kıyas yapmışsınız, ben neyi kastettiğinizi anladım, ama çoğu insan sizi yanlış anlayabilir. Metni dikkatli okumayanlar, sera tarımının insan sağlığını tehdit edebileceği kanısına varabilirler...
Öte yandan adaptasyonda belirlenmiş bir anaç bitkinin çekirdeğinden değil çeliğinden çoğaltmanın daha nitelikli olacağını düşünmekteyim, adaptasyona oturduktan sonra yetişir yetişmesine, ancak bu defada çekirdekler bazen istenilen lezzette çıkmayabilir.
Mesela bahçemizde leziz meyve veren bir erik ağacı vardı, ağaç yaşlanmaya başladı, bende çekirdeğinden fidanlar ürettim ama sonuç hüsran oldu ve meyveleri hiç lezzetli çıkmadı, o yüzden beğendiğiniz anaç bitkinin bire bir seçilmiş çeliklerini almaya çalışın, bunu yapmanın bir çok metodu var:

Çerkez Hindisi Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 15-09-2019, 23:59   #3
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 15-09-2019
Şehir: Niğde
Mesajlar: 1
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Çerkez Hindisi Mesajı Göster
Adaptasyon veya sera hakkındaki hassasiyetinize katılıyorum, eğer emek verilirse orijinal tarımın seradan çok çok performanslı olacağı aşikar, lakin insanların deney yapacak vakti yok, ülkenin durumu ortada, ekmek davası, neticede hırs değil, zaman yok.
Dediğim gibi, sera & adaptasyon konusu hakkında, ziraat ilaçları ile birlikte bir kıyas yapmışsınız, ben neyi kastettiğinizi anladım, ama çoğu insan sizi yanlış anlayabilir. Metni dikkatli okumayanlar, sera tarımının insan sağlığını tehdit edebileceği kanısına varabilirler...
Öte yandan adaptasyonda belirlenmiş bir anaç bitkinin çekirdeğinden değil çeliğinden çoğaltmanın daha nitelikli olacağını düşünmekteyim, adaptasyona oturduktan sonra yetişir yetişmesine, ancak bu defada çekirdekler bazen istenilen lezzette çıkmayabilir.
Mesela bahçemizde leziz meyve veren bir erik ağacı vardı, ağaç yaşlanmaya başladı, bende çekirdeğinden fidanlar ürettim ama sonuç hüsran oldu ve meyveleri hiç lezzetli çıkmadı, o yüzden beğendiğiniz anaç bitkinin bire bir seçilmiş çeliklerini almaya çalışın, bunu yapmanın bir çok metodu var: https://www.youtube.com/watch?v=9HFMnPXQ6jg
Kahve tarımı ülkemizde elverişli değildir, bu işte kesinlikle bir hata var, örneğin kıbrısta bile kahve tarımı mümkün değildir. Kuzey afrika sahillerine bakınız oradaki iklim verileri de kahve tarımına elverişli değildir. Kahve yıl boyu gölge, yıl boyu yağışlı, yıl boyu ılıman bahar iklimi gibi bir havadan hoşlanır, inişli çıkışlı değişken bir iklim türüne adapte edilemez. Bu ağaç en yüksek +25 °C ila en düşük +10°C tolere edebilir. Verilerde -9°C koşullar varken, bu çok zor görünüyor, muz bile kışın serada ancak yaşıyor, ülkemizde örtü altına alınmadan tek yaşayan bitki, avokadodur, o da meksika veya kaliforniya avokadoları kadar verimli değidir. İnsanlara gaz vermeyin, gerçekçi olmak uzun vadede çok iyidir. Bilenler bilir, zamanında yıllar önce öyle bir don olayı oldu ki ülke genelinde, harnup ağaçları bile soğuktan yandı. Kahve için sera bile yetmez, kışın 'ısıtmalı sera' inşa edilmeli, aslında bu da yetmiyor, yapraklar muson yağmuru gibi bir fıskiyeyle tepe noktalardan muson tarzı yağış gibi taklit edilerek hergün ıslatılmalıdır, ama bu zahmetli işler, ticari üretim maliyetini yükseltir, ithalatı daha makul kılar. Ülke hem kurak hemde soğuk olduğu için, hiç bir kriter kahve bitkisinin lehine değildir. Ya bu galakside yaşamıyorsunuz, ya da ülke iklim koşullarından bir habersiniz? Bu ülkede serasız egzotik tarımdan verim alamazsınız, aşağıda verdiğim çizelgeler belkide en masum oranlardır, kayda geçmemiş daha derin soğuklar olduğuna eminim:

Eklenen Resimler
  
The & Master Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 19-09-2019, 09:43   #4
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 15-06-2007
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 491
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Türk kahvesi Mesajı Göster
https://www.youtube.com/watch?v=Cjy4Q29RHK8
Adaptasyon usulünün ne olduğu, yahut ülkemiz iklimine nasıl uyarlandığı hakkında gerçekten bilgi sahibi olanlar hiç yok denecek kadar az.

Acele ederek, hemen egzotik bir bitkiyi kapalı alana almak, örtü altında tarım yapmak bana pek doğru gelmiyor. Bu, sera çiftçiliğine karşı geldiğim anlamına gelmiyor, lakin eğer bir şeyi doğal ortamda yıl boyu açıkta yetiştirmenin bir metodu varsa, neden bu iş sabırla yapılmıyor anlamıyorum.

Örneğin paylaştığım videoda bahsedilenlere bakılırsa, örtü altına alınmadan adaptasyona başarı ile cevap vermiş bir anaç kahve ağacı var olduğunu görüyoruz. Bence bu anaçtan alınabilecek tohumlar tam akdenize uyumlu karakterde bir kahve ağacı olacaktır. Tekrar, tutup, bu bitkiyi kışın örtü altına almak, bir çuval inciri berbat etmeye eş değer bir davranış.

Çiftçilerimizin çoğu sahiden neyi niçin yaptıklarından habersizler, yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmişsin, ağacın adaptasyonu nu, tropikalden, akdenize uyarlamayı başarmışsın, şimdi de tekrar örtü altına alıp ağacı tekrar özüne döndürmeye çalışmak niyedir yahu? Bırak bir kaç yıl daha sabret, örtü altına alma, bak gör o ağaç, ege ve karadenizde bile yetişecek düzeyde yeni adaptasyonlara açık tohumlar verebilecektir.

Her konuda olduğu gibi bu konudada aceleceiyiz, ziraat ilaçlarını falan basıp geçip, insanların immün sistemini alt üst eden biziz, hormon kullanan biziz, daha neler neler... Nedir bu acelecik ve hırs? Halbuki biraz sabredilse aslında verim ve mahsul daha üst düzeyde olacaktır, hatta sera tarımı tamamen olmasa da, büyük ölçüde azaltılabilir.
kahve ağaç iklim adaptasyon işi tohum cinsinden cinsine göre degiştiğini okumuş ve izlemiştim robusta ve arabica kahve cinslerinin kendi içinde robusta nın 5 çinsi arabicanın 5 cinsi olduğunu söylemişti you tube coşkunaral videosu bu konuda bilgi vermiş.
türkiye de dışarda yetiştirme için hangi cinsin uygun olacağı konusu özel araştırma gerektirir.

evandevan5 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 08:46.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025