agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Beğeni Düzeni48Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 07-04-2012, 19:15   #1
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Bence yeterince vurgu yok, onca emek zayiî olacak.

"Greenpeace'e uzanan eller kırılsın" olarak değiştirilmesini öneriyorum, kehânet de hak da yerini bulsun değil mi?...

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-04-2012, 19:18   #2
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Hatta forum girişine benim ve sayın syılmaz'ın "aha işte bunlar kutsal örgüte dil uzatıp karalamaya cüret etti" diye avatarlarımız bile asılabilir.

Vurgu olsun maksat...

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-04-2012, 19:19   #3
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
İlaçların listesini verdiğim tablo hakkındaki görüşleri merak ediyorum... Umarım değerlendiren olur...

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-04-2012, 19:54   #4
Ağaç Dostu
 
MeTePe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-03-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 209
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
İlaçların listesini verdiğim tablo hakkındaki görüşleri merak ediyorum... Umarım değerlendiren olur...
Bu ilaçlar konusundan ziraatçi olmadığımız için haliyle anlamıyoruz. Benim edindiğim izlenim belli bir isim altında ürünlerden alıp bunlarda analiz yaptırdıkları şeklinde. Ancak nasıl bir yöntem izlendiğini, ürünlerin nasıl temin edildiğini, düzgün örnekleme yapılıp yapılmadığını vs. bilmiyorum.

Dolayısıyla sadece kimyasal isimlerine bakarak bir fikir elde etmek mümkün değil.

Bu biraz, bir zamanlar "meyve sularında alkol var" şeklinde çıkartılan söylentiye benziyor. Eh, haliyle var... Meyve sularının çoğu fermente olur ve eser miktarda alkol oluşur. Ama içince sarhoş olmayız.

MeTePe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-04-2012, 20:21   #5
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Bir sezonda üretilen üzümde yani bir bağda bu kadar benzer ilacın aynı dönemde kullanılması mümkün değil.

Fungusit manyağı olmuş üzümler bu tabloya göre...

Kaç fungusit sayamadım ama 15 den fazlaydı galiba...

Bu listenin tek bir üründe bulunması mantığa aykırı. Ya da üretici psikopatlaşmış, aklına geleni sıkmıştır!

Bu belge aldatıcıdır. Algı yaratmak için veriler birleştirilmiştir, başka bir kanı uyanmıyor.

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 07-04-2012, 20:22   #6
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Ayrıca bu kadar kimyasalın uygulanma maliyetini az mı sanıyorsunuz? Oluru yok!

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 01:11   #7
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Bilmem gören gözler ne der? Tek tek bakalım ilaçlarımıza.. Mâdem kutsal dokunulmaz örgütümüz yayınlamış, inceleyelim...

Son sözü başta yazayım, yukarıda söylediğim gibi kara propaganda ve manüplasyonun dibi bulunmuş.

Bağda kurşuni küf için 4 çeşit ilaç var. (A)
Bağda külleme için 4 çeşit ilaç var. (B)
Son 4 ü bağda kullanılmıyor.
2 adedi de sert çekirdekli meyvalar için tercih edilen ilaçlar.

Bir hastalığa bir ilaç kullanılır. Haydi olmadı beceremedik diyelim olsun 2...

Greenpeace adlı örgüt bu broşür ile Türk ürünlerini hedef almış, verileri saptırarak manüplasyon yapmıştır. Kimse okumadan anlamadan iman etmiştir. Acıdır, ama böyledir.

Konu başlığını "Greenpeace evrakta sahtecilik yapmakta mıdır? Bilimsel(?) veriler üzerinde manüplasyon yapmakta mıdır?" diye değiştirmeyi öneriyorum. (Medyada soru cümleleri suç sayılmaz, merak etmeyin)

Dediğim gibi bu sonuçlar bir tek üründe değil, birden fazla tahlilin TOPLANARAK BİRLEŞTİRİLMİŞ halidir... Evet, başlığı lütfen düzeltelim artık...

Etken MaddeAmacıHastalıkSonuç[/B]
CyprodinilFungusit* Elmada Karaleke, * Kayısıda Çiçek MonilyasıBağda kullanılmıyor. Sert çekirdekli meyvalarda geçerli…
ProcymidoneFungusit* Bağda ve Domateste Kurşuni Küf , * Hıyarda Beyaz çürüklük , * Kayısıda Çiçek monilyası , * Ayvada Monilya.A
PyrimethanilFungusit* Bağda ve Domateste Kurşuni küf, * Elmada karaleke.A
CarbendazimFungusit* Elma,Yeni Dünya ve Armutta Karaleke, * Taş çekirdekli meyveler ve Ayvada Monilya, Antep fıstığında Karazenk, * Kabakgillerde Külleme, * Pancarda Yaprak lekesi, * Çeltikte Kurtboğazı yanıklığı, * Buğdayda Sürme.Bağda kullanılmıyor. Sert çekirdekli meyvalarda geçerli…
AzoxystrobinFungusitBağ Mildiyösü ve KüllemeB
ImazalilFungusitBağda Kurşuni küfA
BoscalidFungusitBağda kurşuni küfe karşı A
MetrafenoneFungusitBağda küllemeB
MyclobutanilFungusitBağda küllemeB
Triadimenol/TriadimefonFungusitBağda KüllemeB
DiniconazolFungusitBuğdayBağda kullanılmıyor.
FlusilazolFungusitElmada kara lekeBağda kullanılmıyor.
IprodionFungusitSera ve örtü altında kullanılıyorBağda kullanılmıyor.
TetraconazolFungusitşekerpancarında yaprak leke hastalığına karşıBağda kullanılmıyor.

Bu sadece fungusit için, insektisitleri incelemedim.

Sakaki beğendi.
Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 02:50   #8
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
Bilmem gören gözler ne der? Tek tek bakalım ilaçlarımıza.. ....
Bağda kurşuni küf için 4 çeşit ilaç var. (A)
Bağda külleme için 4 çeşit ilaç var. (B)
Son 4 ü bağda kullanılmıyor.
2 adedi de sert çekirdekli meyvalar için tercih edilen ilaçlar
.

Bir hastalığa bir ilaç kullanılır. Haydi olmadı beceremedik diyelim olsun 2...

.... Acıdır, ama böyledir.

...
Etken MaddeAmacıHastalıkSonuç[/B]
CyprodinilFungusit* Elmada Karaleke, * Kayısıda Çiçek MonilyasıBağda kullanılmıyor. Sert çekirdekli meyvalarda geçerli…
ProcymidoneFungusit* Bağda ve Domateste Kurşuni Küf , * Hıyarda Beyaz çürüklük , * Kayısıda Çiçek monilyası , * Ayvada Monilya.A
PyrimethanilFungusit* Bağda ve Domateste Kurşuni küf, * Elmada karaleke.A
CarbendazimFungusit* Elma,Yeni Dünya ve Armutta Karaleke, * Taş çekirdekli meyveler ve Ayvada Monilya, Antep fıstığında Karazenk, * Kabakgillerde Külleme, * Pancarda Yaprak lekesi, * Çeltikte Kurtboğazı yanıklığı, * Buğdayda Sürme.Bağda kullanılmıyor. Sert çekirdekli meyvalarda geçerli…
AzoxystrobinFungusitBağ Mildiyösü ve KüllemeB
ImazalilFungusitBağda Kurşuni küfA
BoscalidFungusitBağda kurşuni küfe karşı A
MetrafenoneFungusitBağda küllemeB
MyclobutanilFungusitBağda küllemeB
Triadimenol/TriadimefonFungusitBağda KüllemeB
DiniconazolFungusitBuğdayBağda kullanılmıyor.
FlusilazolFungusitElmada kara lekeBağda kullanılmıyor.
IprodionFungusitSera ve örtü altında kullanılıyorBağda kullanılmıyor.
TetraconazolFungusitşekerpancarında yaprak leke hastalığına karşıBağda kullanılmıyor.

Bu sadece fungusit için, insektisitleri incelemedim.
Sevgili Odeh, GP. eksik yazmış;

içinde tütünde kullanılan ve oldukca zehirli ve etki süresi odukca uzun olan ilaç görülmüyor.

Halbuki saklım güvesine karşı 30 dönümde kullanılmıştı. Beni verdiğim organik ilaç ile karşılaştırma yapılmış ve aynı sonuç alınmıştı...( bundan benim haberim sonra oldu)

Bu işin ironik yanı:

Yukarıda verdiğiniz fugisit ve insektisitler ilaç kutularının üzerinde yazan tarifeler.

Derki bunu bağda kullanacaksın, tütünde bunu kullanacaksın der...

Ve tütünde kullandığın bağdakinden pahalıysa ve seni biri gözetlemiyorsa ya da vicdanının sesini kapadıysan; son tahlilde karşına çıkar...

Tamaron zehiri _ yasaklı olmasına rağmen_ son tahlilde domateste çıkar mı, çıkar...

Bunlar GP in sorunu olmamalı, bunlar bizim sorunumuz; dile getiriliş biçimi ne olursa olsun. zehir zehirdir...

Üzüm_sen genel başkanı Adnan Çobanoğlu'nun şu sözleri,

'' Yoğun kimyasalların kullanıldığı endüstriyel tarım yerine bilgi ve bilgelik gerektiren geleneksel köylü tarımına geçilmeli'' derken;

''dünyada açlığın sebebi, devletlerin uyguladığı yanlış tarım politikaları ve yanlış tarım uygulamalarının sonucudur'' deme hakkımız vardır...

Odeh beğendi.
Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 12:20   #9
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
Mâdem kutsal dokunulmaz örgütümüz yayınlamış, inceleyelim...
Sizden bir kez daha böyle saçma ve gereksiz iddia okursam gerekeni yapacağım. Artık can sıktınız...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 03:11   #10
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Hakkınız var, sonuna kadar sayın Önen.

Bu fırsat ile tekrar ifade etmek şart oldu. Ben organik, biyolojik ya da muadili her türlü mücadelenin bayraktarı olacak kadar inanıyorum.

Diğer yandan pestisitlerin bir numaralı üreticisi ve mızmızlanıcısı olan zevzeklere inanmıyorum. Tavşan kaç, tazı tut! Hep aynı oyun... Yetti gari!

Pestisit var. Doğru. Zaten konu olup olmaması değil. Az mı çok mu? konu bu da değil. Konu, açık bir iftiradır.

Konu; 2,5 milyar dolar bütçesi olan zevzeklerin 3-5 tuhaf adlı ilacı garibim milletimin -ve aciz bakanının- burnuna dayayıp "al ülen oku" bunu dediğinde kimsenin okumaya cesaret edemeyişi, kendini aciz ve suçlu hissederek "bak yav ne haltlar yemişiz, evropalıları bile zehirlemeye kalkmamız bir yana bir de bunu içeride vatandaşa yedirmişiz" denmesidir.

Bu ne acınası bir aşağılık kompleksidir...

Pestisit ile mücade artık zararlı ile mücadelenin önüne geçmelidir bu ayrı, yalan ve evrakta sahtecilikle insanımızı, kazanılan ve boğazdan geçmeden başka türlü yürütülen 3-5 kuruşu da iç etmeye kalkan, mahsülü mevsiminde iki paralık etmeye çalışanlar ile buradaki uzantısı olan çanakçıları ayrı bir konudur.

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 09:55   #11
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Odeh Mesajı Göster
...
Diğer yandan pestisitlerin bir numaralı üreticisi ve mızmızlanıcısı olan zevzeklere inanmıyorum. Tavşan kaç, tazı tut! Hep aynı oyun... Yetti gari!...
Aynen katılıyorum dostum;

bende inanmıyorum. Hatta Greenpeace gibi çevreci örgütün bir fungusu AB de kalıntısı 100 dür, 50 olmalıdır;

ya da fungus ile insektisit karıştığında kalıntısının normların altında olmalıdır gibi bir düşüncesi olabilir mi?

Kalıntının azının çoğunun hesabını bana niye yaptırıyorsun. Çiftçinin kurduğu üzüm_sen gibi bir örgüt _ ticari kaygıyı düşünmeden_ buna kökten karşı çıkabiliyorken...

Yumurtada çalsan, tavukta çalsan hırsızlık hırsızlıktır.

Halil Önen Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 03:18   #12
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Buradakinden kasıt ülkedir.

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 13:16   #13
-
 
Giriş Tarihi: 17-08-2010
Şehir: Manisa
Mesajlar: 508
Galeri: 4
Can sıkmak? Can sıkan yönetimin ta kendisidir.

Konuyu yazmaya başlayabilmemiz bile kaç gün sürdü.
Onu deme, bunu yazma, belgesini getir, silerim, niye eleştiriliyor, başlık o olmaz bu olur...

Sürekli baskı, tehdit, paylar gibi ifadeler... Bu nedir!

Ne örgütmüş!

Diyorum ki başka bir sayfada bir şirketi cinayetle suçluyoruz yönetim gayet sessiz, belki memnun bile... Tık yok.
Burada baskı, sürekli tehdit...

Bu koşulda yazılamaz. Yönetimden 2-3 defa ricada bulunduk silinecek mi kilitlenecek mi bildiriniz, boşa emek vermeyelim diye. Tenezzül bile edilmedi yanıt vermeye.

Konu sizin buyurun.

Odeh Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 15:06   #14
Ağaç Dostu
 
MeTePe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-03-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 209
Bu konudaki tartışma doğru yönde gidiyor mu şüpheliyim!

Sanırım bu konuda mesaj yazmış olan herkes tarımsal üretimde pestisit, insektisit vs. kullanıldığı konusunda hemfikir. Ayrıca herkes bunların olabildiğince az kullanılmasını arzu ediyor.

Ama burada gıdalardaki kimyasal kalıntıların doğru olup olmadığı değil, greenpeace'in bu gerçeği bir silah gibi kullanması gündeme taşınmış diye düşünüyorum.

O yüzden "üzümde kalıntı var mı, yok mu?" tartışmasının konuya pek katkısı olmadığını düşünüyorum. Bu kalıntıların az veya çok olduğunu hepimiz biliyoruz. Gerek ithalat yapan ülkeler gerekse tarım bakanlığı bu konuyu izliyor. Benim takıldığım kısım GP neden birden bu konuya el atar ve özellikle Türkiye kökenli ürünleri önplana çıkartarak uyarıda bulunur? Her ne kadar bunu doğrudan yapmasa da basında haber yaptırarak gündeme getirmesi de çok farklı sonuç vermiyor.

Ne yazık ki, ben ürünlerimizde ciddi miktarda kimyasal kalıntı olduğu kadar, bu konunun gündeme taşınmasının ardında kasıt da olduğu kanaatindeyim. Hedefin kim veya ne olduğunu tam olarak bilemiyorum.

MeTePe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 16:11   #15
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Greenpeace tüm eylemlerinde kamuoyu oluşturup, dikkatleri bu konu üzerine çekmeyi hedeflemelktedir.

Geçmişe dönük yaptıkları eylemlere hızlıca bir göz atalım;

-Tüm ülkelerde nüklere karşı eylemler yapmışlar
-GDO mu? yemezler demişler.
-Bizde orkinoslara karşı eylemler yapmışlar ( yavru balıklar bizde olduğu için)
-Japonya da balinalara karşı
-Dünyanın bir çok ülkesinde çevre kirliliğine karşı eylemleri var. Bunların çoğu gelişmiş ülkelerde.
-Adana incirlik de Japonya ya atılan atom bombasına karşı ABD ya karşı.
-05.09.2009 da Fransanın üzüm bölgesi Beaujanjolesis de yaklaşık 700 kişilik çıplak eylem hala unutulmadı.
-Kuzey kutup bölgesinde petrol arayacak olan dünya devi bir ''major campany'' ye karşı Yeni zelanda da yaptıkları en son eylem.

Daha birçokları.........

Sahi, sizce bunlar kimin tarafında?

Güzin Çakar beğendi.
Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 16:25   #16
Ağaç Dostu
 
syılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
Greenpeace tüm eylemlerinde kamuoyu oluşturup, dikkatleri bu konu üzerine çekmeyi hedeflemelktedir.

Geçmişe dönük yaptıkları eylemlere hızlıca bir göz atalım;

-Tüm ülkelerde nüklere karşı eylemler yapmışlar
-GDO mu? yemezler demişler.
-Bizde orkinoslara karşı eylemler yapmışlar ( yavru balıklar bizde olduğu için)
-Japonya da balinalara karşı
-Dünyanın bir çok ülkesinde çevre kirliliğine karşı eylemleri var. Bunların çoğu gelişmiş ülkelerde.
-Adana incirlik de Japonya ya atılan atom bombasına karşı ABD ya karşı.
-05.09.2009 da Fransanın üzüm bölgesi Beaujanjolesis de yaklaşık 700 kişilik çıplak eylem hala unutulmadı.
-Kuzey kutup bölgesinde petrol arayacak olan dünya devi bir ''major campany'' ye karşı Yeni zelanda da yaptıkları en son eylem.

Daha birçokları.........

Sahi, sizce bunlar kimin tarafında?
Sn. Zeytinlibahçe, gerçekten bilmediğim için soruyorum.

Greenpeace şimdiye kadar hiç ağaç dikmiş midir? Denizden çöp toplamış mıdır?

Yoksa, sadece balıkçı gemilerini basan, kendilerini bir yerlere zincirleyen, ulu orta soyunan, eylemleri anarşistleri andıran bir grup mudur?

syılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 13:21   #17
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi syılmaz Mesajı Göster
Greenpeace şimdiye kadar hiç ağaç dikmiş midir? Denizden çöp toplamış mıdır?
Bu eleştirileri Doğa İçin Çal için de yapanlar var. Müzik yapacağınıza gidip ağaç dikin diyorlar...

Ağaç dikmek var olan tüm sorunların çözümü...

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 16:39   #18
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi syılmaz Mesajı Göster
Sn. Zeytinlibahçe, gerçekten bilmediğim için soruyorum.

Greenpeace şimdiye kadar hiç ağaç dikmiş midir? Denizden çöp toplamış mıdır?

Yoksa, sadece balıkçı gemilerini basan, kendilerini bir yerlere zincirleyen, ulu orta soyunan, eylemleri anarşistleri andıran bir grup mudur?
Siz benim sorduğum soruya cevap vermediniz ama ben vereyim, Evet.

Denizden çöp toplamaktan daha fazlasını yapıp, denizleri öncelikle kirletilmemesi yönünde sayısız eylemleri olmuştur.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi syılmaz Mesajı Göster
İşte Greenpeace gibi taşeron organizasyonların nihai amacı Dünya’nın Petrole olan bağımlığını devam ettirmektir. Nükleer bu nedenle onlar için kabustur.
Yalnızca bir tanesi Greenpeace Yeni Zelanda

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi syılmaz Mesajı Göster
Daha öncede 'Kaç santim' kampanyası ile küçük balıkların avlanılmasına (çinekop bu sınıftaydı) karşı kampanya yürüttü, televizyonda izlediğim bir programda Greenpeace yetkilisi ile balıkçılık sekörünün bir yetkilisi tartışıyordu, şu an ismini ve görevini tam hatırlayamadım, balıkçılık sektörüyle ilgili kişi, Greenpeace'in kampanya yürüttüğü balıkların sadece göçmen balıklar üzerine olduğunu, bu balıkların Türkiye'de avlanılmaması durumunda İtalya ve Fransa kıyılarında onların balıkçıları tarafından avlanacağını, sözkonusu ülkelerde lüferle ilgili Greenpeace'in talep ettiği boyutta bir kısıtlama olmadığını, o ülkelerde bu konu ile ilgili herhangi bir kampanya yürütmediğini, Greenpeace'in samimiyetsiz olup asıl amacının Türkiye'nin çıkarlarını zedelemek olduğunu iddia etti.
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
Önce İskenderun körfezinde avlanmaya başladılar, yavru balık sürüleri batıya doğru göç ettikçe onlarda peşinden avlanarak gidiyorlardı. normal olarak 350-500 kg. ağırlığa ulaşabilen orkinosların 3-5 kg iken avlanması sizce ne kadar doğru?
Sizce ne kadar doğru?

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 17:09   #19
Ağaç Dostu
 
syılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
Siz benim sorduğum soruya cevap vermediniz ama ben vereyim, Evet.
Ben nette araştırdım ama ağaç dikme kampanyası gibi bir şeylerini görmedim, belki ben göremedim. Yalnız şunu belirteyim, başka çevreci grupların yaptığı ağaç dikme organizasyonlarını kendileri sahiplenmişler, bunu kastetmiyorum elbette.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
Denizden çöp toplamaktan daha fazlasını yapıp, denizleri öncelikle kirletilmemesi yönünde sayısız eylemleri olmuştur.
Ben eylem olarak değil, icraat olarak sordum. Gerçekten doğa namına elleriyle birşey alıp koyduklarını görmedim. Ha umarım yapıyorlardır, sevinirim.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
Yalnızca bir tanesi Greenpeace Yeni Zelanda
Verdiğiniz örnekte de bir icraat yok, eylem var. Petrol aranmasına karşı çıkıyorsanız, otomobil kullanmıyorsunuzdur umarım. Biliyorsunuz egzos gazı doğa için çok tehlikeli. Ve kimse araba kullanmazsa, petrole de gerek kalmaz.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
Sizce ne kadar doğru?
500 kg. ağırlığa ulaşıyor demişsiniz. Demek ki oldukça uzun bir ömrü var. Türkiye kıyısındayken yavru, İspanya kıyısındayken birden devasa birşey mi oluyor?

Ayrıca ilk sorunuza cevap vermediğimi belirtip sitem etmişsiniz.

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
Sahi, sizce bunlar kimin tarafında?
Bence, anarşi ve kaos ortamından hoşlanan, eylemlerini samimi bulmadığım çünkü ortada icraatlarını göremediğim bir grup.

Biraz subjektif bir yorum olacağının farkındayım ama isminde 'barış' kelimesi geçen bir örgüt benim için dakika 1 gol 1'dir.

syılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 19:01   #20
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Kendinizle çelişiyorsunuz.

Bu tür tartışmalarda henüz ''pes'' edeni hiç görmedim. Dolayısıyla, görüyorum ki, sizinde her soruya cevap vermeden bir cevabınız var.

Nihayetinde insanın hayata karşı bakış açısını sorgulamanın da pek bir anlamı yok.

Size kolay gelsin, herkes yoluna

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 19:11   #21
Ağaç Dostu
 
syılmaz's Avatar
 
Giriş Tarihi: 16-01-2012
Şehir: Antalya
Mesajlar: 405
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe Mesajı Göster
Nihayetinde insanın hayata karşı bakış açısını sorgulamanın da pek bir anlamı yok.
Kesinlikle. Size de kolay gelsin.

syılmaz Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 08-04-2012, 20:44   #22
Ağaç Dostu
 
üzüm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-10-2007
Şehir: Sarıcakaya/Eskişehir
Mesajlar: 1,606
Galeri: 1
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası'nın yaş meyve ve sebzelerde pestisit kalıntısı ile ilgili görüşü

...
Sonuç olarak

Greenpeace tarafından hazırlanan rapor 2009-2010 yıllarındaki ürünlere ait olmakla birlikte, kalıntı sorunu devam etmektedir. 1 Ocak- 31 Mart 2012 tarihleri arasında 1‘i limon, 5‘i domates, 25‘i biber olmak üzere 30 ürünümüz AB sınır kontrol noktalarından pestisit kalıntısı nedeni ile geri dönmüştür. (Bilgi için bakınız; https://webgate.ec.europa.eu/rasff-window/portal/)

Türkiye, AB‘den 2008 yılında 308, 2009 yılında 278 ve 2010 yılında 255 adet olumsuz bildirim almıştır. Bu verilere göre Türkiye, tarım ürünleri ihracatında uyarı alan ülkeler arasında Çin‘den sonra ikinci sırada yer almaktadır.

Geri dönen ürünlerin pestisit kalıntı düzeyine baktığımızda, ülkemizde izin verilen limitlerin çok altında olduğu görülmektedir. Buna rağmen ürünlerin sınırdan geri çevrilmesinin nedeni, AB‘de kullanım izni olmayan (yasaklanmış) ilaçların kullanılmasıdır.

Avrupa Birliği Sağlık ve Tüketici Genel Müdürlüğü‘nün hazırladığı "Gıda ve Yem için Hızlı Uyarı Sistemi Yıllık Raporu 2010"da Formetanate tarım ilacı aktif maddesinin AB‘de bazı ürünlerde kullanılmasına karşın biberde kullanılmasının yasak olduğu, ancak Türkiye‘den gelen biberlerde bu maddenin tespit edildiği ve Procymidone aktif maddesinin AB‘de kullanımının yasak olmasına karşın Türkiye‘den gelen ürünlerde bu maddeye rastlandığı belirtilmektedir.

İhraç edilecek yaş meyve ve sebze için çeşitli aşamalarda analiz ve kontroller söz konusu iken, pestisit kalıntısı çıkıyor olması, üretiminin % 90‘dan fazlasının tüketildiği iç piyasa için gecikmeden çok sıkı önlemlerin alınması gerçeğini olanca açıklığı ile göstermektedir.

İhraç edilen yaş meyve ve sebze miktarı düşük olmasına, bu ürünlerle ilgili alıcı ülkelerin sıkı denetimleri bilinerek daha özenli davranılmasına karşın, yine de ilaç kalıntısı bulunan ürünlere rastlanılması, bu konudaki endişeleri sadece ihracat açısından değil, iç tüketim açısından da artıran bir durumdur.

Çok basit önlemler alınmadığı için ürünlerimiz geri dönmekte, ülkemiz ve üreticimiz itibarını yitirmekte, halkımızın sağlığı riske edilmektedir.

Türkiye‘de ilaçların ruhsatlama, satış ve uygulama sistemi yerine oturmadığı sürece kalıntı sorunu yaşanmaya devam edecektir. Türkiye sadece ihracatı değil, iç tüketimi de dikkate alarak üretilen ve tüketilen yaş meyve ve sebzenin tamamında zirai ilaç kalıntısı konusunda denetimlerini ve analizleri yapabilecek laboratuarlarını artırmak zorundadır. İç tüketime konu ürünlerle ilgili denetim ve analizler göstermelik değil, Avrupa Birliği ve Rusya‘nın gösterdiği titizlikle yapılmalı, üreticileri bilgilendirmeye yönelik tarımsal yayım çalışmalarına önem verilmelidir.

Kullanılan pestisitlerin niteliklerinin iyileştirilmesi, ruhsatlarının gözden geçirilmesinin yanı sıra kullanım ve hasat sırasında da kurallara uyulmasının sağlanması gereklidir. Bunun için üretimin her aşamasında ziraat mühendisleri ile üreticilerin bir araya gelmesini sağlayacak yapıların kurulması gerekir.

Ülkemizde hayata geçirilmeye çalışılan serbest tarım danışmanlığı üreticilerin örgütsüzlüğü ve yanlış destekleme politikaları nedeni ile yeterince etkin kılınamamıştır.

Gelişmiş ülkelerdeki modeller de dikkate alınarak ülkemizdeki üreticiler kooperatif, birlik, şirket benzeri örgütlü yapılar altında bir araya getirilerek bu örgütlenme bünyesinde yer alan danışman mühendisler aracılığı ile üretimde kullanılan pestisitler ve diğer tüm girdi kullanımı, hasada kadar her aşamada denetlenmelidir.

Gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için tarımın gerçek anlamda desteklenmesi, çiftçilerin gelir seviyesinin mühendislik hizmeti alabilecek seviyeye yükseltilmesi, gıda denetimleri ve denetimci sayılarının artırılması, gıda işletmelerinde ziraat, gıda, kimya mühendislerinin istihdamının zorunlu hale getirilmesi, yaşanan olumsuzlukların giderilmesi için üreticiler başta olmak üzere konuyla ilgili ihracatçılar dahil tüm tarafların bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.

üzüm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 13:18   #23
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi üzüm Mesajı Göster
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası'nın yaş meyve ve sebzelerde pestisit kalıntısı ile ilgili görüşü

...
Sonuç olarak

Greenpeace tarafından hazırlanan rapor 2009-2010 yıllarındaki ürünlere ait olmakla birlikte, kalıntı sorunu devam etmektedir. 1 Ocak- 31 Mart 2012 tarihleri arasında 1‘i limon, 5‘i domates, 25‘i biber olmak üzere 30 ürünümüz AB sınır kontrol noktalarından pestisit kalıntısı nedeni ile geri dönmüştür. (Bilgi için bakınız; https://webgate.ec.europa.eu/rasff-window/portal/)

Türkiye, AB‘den 2008 yılında 308, 2009 yılında 278 ve 2010 yılında 255 adet olumsuz bildirim almıştır. Bu verilere göre Türkiye, tarım ürünleri ihracatında uyarı alan ülkeler arasında Çin‘den sonra ikinci sırada yer almaktadır.

Geri dönen ürünlerin pestisit kalıntı düzeyine baktığımızda, ülkemizde izin verilen limitlerin çok altında olduğu görülmektedir. Buna rağmen ürünlerin sınırdan geri çevrilmesinin nedeni, AB‘de kullanım izni olmayan (yasaklanmış) ilaçların kullanılmasıdır.

Avrupa Birliği Sağlık ve Tüketici Genel Müdürlüğü‘nün hazırladığı "Gıda ve Yem için Hızlı Uyarı Sistemi Yıllık Raporu 2010"da Formetanate tarım ilacı aktif maddesinin AB‘de bazı ürünlerde kullanılmasına karşın biberde kullanılmasının yasak olduğu, ancak Türkiye‘den gelen biberlerde bu maddenin tespit edildiği ve Procymidone aktif maddesinin AB‘de kullanımının yasak olmasına karşın Türkiye‘den gelen ürünlerde bu maddeye rastlandığı belirtilmektedir.

İhraç edilecek yaş meyve ve sebze için çeşitli aşamalarda analiz ve kontroller söz konusu iken, pestisit kalıntısı çıkıyor olması, üretiminin % 90‘dan fazlasının tüketildiği iç piyasa için gecikmeden çok sıkı önlemlerin alınması gerçeğini olanca açıklığı ile göstermektedir.

İhraç edilen yaş meyve ve sebze miktarı düşük olmasına, bu ürünlerle ilgili alıcı ülkelerin sıkı denetimleri bilinerek daha özenli davranılmasına karşın, yine de ilaç kalıntısı bulunan ürünlere rastlanılması, bu konudaki endişeleri sadece ihracat açısından değil, iç tüketim açısından da artıran bir durumdur.

Çok basit önlemler alınmadığı için ürünlerimiz geri dönmekte, ülkemiz ve üreticimiz itibarını yitirmekte, halkımızın sağlığı riske edilmektedir.

Türkiye‘de ilaçların ruhsatlama, satış ve uygulama sistemi yerine oturmadığı sürece kalıntı sorunu yaşanmaya devam edecektir. Türkiye sadece ihracatı değil, iç tüketimi de dikkate alarak üretilen ve tüketilen yaş meyve ve sebzenin tamamında zirai ilaç kalıntısı konusunda denetimlerini ve analizleri yapabilecek laboratuarlarını artırmak zorundadır. İç tüketime konu ürünlerle ilgili denetim ve analizler göstermelik değil, Avrupa Birliği ve Rusya‘nın gösterdiği titizlikle yapılmalı, üreticileri bilgilendirmeye yönelik tarımsal yayım çalışmalarına önem verilmelidir.

Kullanılan pestisitlerin niteliklerinin iyileştirilmesi, ruhsatlarının gözden geçirilmesinin yanı sıra kullanım ve hasat sırasında da kurallara uyulmasının sağlanması gereklidir. Bunun için üretimin her aşamasında ziraat mühendisleri ile üreticilerin bir araya gelmesini sağlayacak yapıların kurulması gerekir.

Ülkemizde hayata geçirilmeye çalışılan serbest tarım danışmanlığı üreticilerin örgütsüzlüğü ve yanlış destekleme politikaları nedeni ile yeterince etkin kılınamamıştır.

Gelişmiş ülkelerdeki modeller de dikkate alınarak ülkemizdeki üreticiler kooperatif, birlik, şirket benzeri örgütlü yapılar altında bir araya getirilerek bu örgütlenme bünyesinde yer alan danışman mühendisler aracılığı ile üretimde kullanılan pestisitler ve diğer tüm girdi kullanımı, hasada kadar her aşamada denetlenmelidir.

Gıda güvenliğinin sağlanabilmesi için tarımın gerçek anlamda desteklenmesi, çiftçilerin gelir seviyesinin mühendislik hizmeti alabilecek seviyeye yükseltilmesi, gıda denetimleri ve denetimci sayılarının artırılması, gıda işletmelerinde ziraat, gıda, kimya mühendislerinin istihdamının zorunlu hale getirilmesi, yaşanan olumsuzlukların giderilmesi için üreticiler başta olmak üzere konuyla ilgili ihracatçılar dahil tüm tarafların bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
Bana ne, bana ne, greenpeace bizi kötüledi!

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 14:07   #24
Ağaç Dostu
 
uzaytek's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-07-2004
Şehir: -
Mesajlar: 3,991
Galeri: 23
Greenpeace'ın somut başarıları

Alıntı:
2009: Greenpeace'in en uzun süren kampanyası sonucunda Kanada'da Büyük Ayı Yağmur Ormanı'nı Koruma Anlaşması devreye girdi ve İsviçre'nin yarısı kadar bir alan ağaçsızlaşmaktan kurtarılmış oldu. Kampanya doğrudan şiddetsiz eylemlerle, tüketici baskısıyla ve dünya çapındaki binlerce İnternet eylemcisiyle kazanıldı.
Başarılar | Greenpeace Akdeniz

uzaytek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 14:24   #25
Ağaç Dostu
 
Sakaki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-06-2010
Şehir: Adana
Mesajlar: 4,815
SORU:

Şimdi Greanpeace'in yürüttüğü Türkiye ilgili eylem de başarılı sonuç verir ve kullanılan pestisit miktar ve oranları çok daha düşürülürse ve bunun sonucu olarak:

a) Daha faydalı ve daha zehirsiz sebze meyveye kavuşursak,
b) Avrupa ve Dünyaya ihracatımız bundan ötürü daha da artarsa,

O zaman kim kazanmış olacak?:

i) Greenpeace?
ii) Türkiye ve Türk halkı?
iii) İthalatı yapan ülkeler ve onların halkı?
iv) Üretici ve/veya iharactçı?

Bunun sonucu olarak kaybedecek olan:

i) Kimyasal tarım ürünleri üreticileri?
ii) Bunları üreten şirketlerin vergi ödediği Avrupa ülkeleri?
iii) Bu ülkelerin halkı?

İronik...

Sakaki Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 15:33   #26
Ağaç Dostu
 
MeTePe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-03-2012
Şehir: ANKARA
Mesajlar: 209
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sakaki Mesajı Göster
O zaman kim kazanmış olacak?:
.
Şimdi bana göre bu çok yüzeysel bir çıkarsama...

Pestisitleri bir tarafa bırakırsak, GP eylemlerinin başka bir yönüne bakalım:

GP, nükleer, hidroelektrik, kömür veya petrol bazlı tüm enerji üretim ve tüketimlerine karşı.

Ne tavsiye ediyorlar? Güneş ve rüzgar!

Bunların teknolojisi kimde var? Gelişmiş ülkelerde..

Demek ki Greenpeace'in amacı gelişmiş ülkelerin teknoloji satmasını sağlamak.

Bakın, gördüğünüz gibi farklı sonuçlar da elde edilebilir. Aslında bu dile getirdiğim şey komplo teorisi değil, Kyoto protokolünün ruhudur. Protokolü okuyanların göreceği üzere, gaz salınımının azaltılması bir yana, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere gaz salınımını azaltıcı teknolojiler satması öngörülmüştür.

MeTePe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 14:57   #27
Ağaç Dostu
 
Zeytinlibahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
Son yaptıkları Yeni Zelanda daki eylemde tutuklandılar. Tüm dünyanın gözünü kutuplara çevirip, haberimizin olmasını sağladılar.

Anlaşılan ne yaparlarsa yapsınlar silah kullanmıyorlarsa adı icraat olmayacak

Zeytinlibahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 15:04   #28
Ağaç Dostu
 
üzüm's Avatar
 
Giriş Tarihi: 30-10-2007
Şehir: Sarıcakaya/Eskişehir
Mesajlar: 1,606
Galeri: 1
Sayın Sakaki,
Alıntı:
Bunun sonucu olarak kaybedecek olan:

i) Kimyasal tarım ürünleri üreticileri?
ii) Bunları üreten şirketlerin vergi ödediği Avrupa ülkeleri?
iii) Bu ülkelerin halkı?
Kimyasal tarım ürünleri üreticileri niye kaybediyor ki?

Ürüne uygun ruhsatlı ilaçlar (ihracatda Türkiye'de ruhsatlı olması yetmiyor) kullanılsa, kullanım talimatlarına (süre, miktar. vs.) uyulsa...

üzüm Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 15:22   #29
Ağaç Dostu
 
Sakaki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-06-2010
Şehir: Adana
Mesajlar: 4,815
Sn üzüm, konunun başından takip ederseniz anlarsanız neden öyle yazdığımı

Sakaki Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 09-04-2012, 16:07   #30
Ağaç Dostu
 
Sakaki's Avatar
 
Giriş Tarihi: 06-06-2010
Şehir: Adana
Mesajlar: 4,815
Sn MeTePe,

Her ne kadar yok deseniz de bana göre de sizinki komplo teorisinden öteye geçmiyor. Neden mi? Çünkü:

Diyorsunuz ki:
"Ne tavsiye ediyorlar? Güneş ve rüzgar!
Bunların teknolojisi kimde var? Gelişmiş ülkelerde..
Demek ki Greenpeace'in amacı gelişmiş ülkelerin teknoloji satmasını sağlamak. "

Ancak şu an kullandığımız enerji kaynaklarının teknolojisini sanki biz mi üretiyoruz ki böyle bir varsayım yapmanızı haklı çıkarsın? Yani nükleer enerji santrali teknolojisi biz de var mı? Peki Termik santrallerimizi neden hala Alman firmaları kuruyor? veya Tam donanımlı petrol arama ve çıkarma teknolojilerine sahip miyiz?
HAYIR.

O halde her halükarda alıcı rolündeyiz zaten.

Güzin Çakar beğendi.
Sakaki Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 19:14.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025