![]() |
|
|
|
|
|
#2 |
|
Ağaç Dostu
|
Evet çok şey için umutlandık bu ülkede bugüne kadar ve defalarca umutlarımız söndü. Kan bağışlarından tutunda , yardım kampanyalarına , ağaç dikme organizasyonlarına kadar heyecan duyduğumuz her işin sonunda kendimizi kötü hissetmemizi sağlayacak bir ''ACABA ? '' kaldı aklımızda. Haklısınız. Ama umut yaşatır insanı ve heyecan duymadığınız zaman zevk alamazsınız yaptığınız hiç bir şeyden. Belkide insan olmak bunu gerektirir. yeniden yeniden heyecanlanıp umutlanmayı. Ben bu tür kitlesel girişimleri görünce kişisel aktivitelerimi artırmak için inanılmaz istek duyuyorum. Dünyanın geleceği için umudum olmazsa oğluma o dünyanın güzelliklerini , tabiatı, canlılığın devamını öğretemem ki. Yürümenin en önemli koşulu ilk adımı atmaktır. Adımı kimin ne amaçla attığı çok ta önemli değil. Ben ve organize ettiğim kendimce kalabalık bir ekip dünyaya 5 dakika hediye edecek bugün. Ondan çaldığımız yüzyıllara karşılık gelmeyecek elbet ama benimde son adımım olmayacak. 6 nolu mesajda Tolkien'in belirttiği gibi paranın yenmeyeceğini öğretebileceğimiz çok insan var ama zaman yok! |
|
|
|
|
|
#3 |
|
agaclar.net
|
Küresel eylem günü Hürriyet |
|
|
|
|
|
#5 |
|
agaclar.net
|
Bu bana çok daha hüzünlü geliyor... Kimliği belirsiz bir e-postanın eylem önerisinden başkası yok, demek ki. Önlemler serisinde de diş fırçalarken suyu açık bırakmayın vardı... |
|
|
|
|
|
#7 |
|
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 22-10-2008
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1
|
Küresel ısnmaya çözümler
Arkadaşlar küresel ısınmaya karşı size birkaç öneri sunacağım: 1-)Geri dönüştürelecek her atık maddeyi geri dönüşüm kutularına atalım. 2-)Ağaçlandırma çalışmaları yapalım.Bu çözümü hafife almayın,eğer ağaç olmassa deniz ağaç görevi görüyor.Yani karbon dioksidi deniz hapsediyor bundan dolayı deniz canlıları ölebilir. 3-)Su tassarrufu yapalım.Unutmayın gelecekte su tükenebilir. 4-)Enerjiyide dikkatli kullanalım. 5-)Arabamızı gerektiğinde kullanalım.Ama ABD'li bilim adamaları bir virüsü bir ortamda tutup ondan petrol elde etmişler.Nasıl oluyorsa ![]() Arkadaşlar çözümlerin size bir kaçını sundum.Ama unutmayalım ki NE YAPIYORSAK KENDİMİZE YAPIYORUZ! |
|
|
|
|
|
#9 |
|
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 07-02-2007
Şehir: kocaeli
Mesajlar: 342
|
Bu topiği okuyup hiç mesaj görmediğim zaman çok üzüldüm, chat yapar gibi diğer topiklerde mesajlar yazarken, buraya hiç mesaj gelmemiş... geçenlerde bir slayt beni derinlerden üzdü, o günleri ya biz **** torunlarımız görecek elbet..Utanıyorum, dişlerimi fırçalarken boşa akıttığım su için şimdiden özür dilerim gelecek nesillerden. http://rapidshare.com/files/18896351/Y_l_2070.pps.html |
|
|
|
|
|
#10 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 23-08-2004
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 82
|
1 Mart 2007 Saat 19.55 Bu akşam eylemin yapılacağı duyurulduğu saatte İstanbul’ da. 1.Köprü yolunda Mecidiyeköy – Zincirlikuyu arasında adım adım yol alıyordum arabamla. Saatler 19.55’ i gösterdiği anda dur kalklarla yorulan arabamı özellikle stop ettirip çevremde ne yapılıyor diye bakındım. Rastlantı bu ya, benim arabamdan başka yorulan yoktu herhalde ki, ne sağa çeken ne duran vardı. Tam Ali Sami Yen Stadının önünde viyadükte durmuştum. Etraftaki yanan ışıklardan da sönen olmadı. Sanki herkes ‘’Bana ne bu enerji eyleminden, zaten bu saatte benim enerjim bitmiş bir an evvel evime atayım kendimi’’ dercesine bir umursamazlık içinde idi. Sanırım bir tek arkamda ki araç işin ayırtına varmış olacak ki. Durumdan vazife çıkarıp, acı acı kornasına basıp, sürekli selektör yapmaya başladı. Belli ki canı sıkılmıştı durmaktan. Oysa benim durduğum zaman süresince kaplumbağa hızı ile iki metre yol almış olacaktı. Önünde duran benim gibi bir saygısızı da uyarması hakkı idi. Radyolarda acaba bu saatte konu ile ilgili bir program var mı diye ararken yanımdan geçen polis aracının ‘’Bekleme yapma Reno’’ anonsuyla irkildim. Kontağı çevirip, yavaş yavaş yoluma koyuldum. Uyarı reno’ ya gelmişti. O yola devam etmeye başlamıştı. Ben bir dakika dahi yapamadığım eylemimle birlikte yine gerilerde kalmıştım. İlerleyen bir toplumda gerilerde kalmanın garipsi hüznünü duyumsayarak, kendimi, toplumumu, insanlığı sorgulayarak eve attım kendimi ve o eylem anını sizlerle paylaşmak istedim. |
|
|
|
|
|
#11 |
|
Ağaç Dostu
|
Bence bu durumun etkili olabilmesi için bunun araksında birinin durması lazım. Gerçekten birileri -canlı bir kişi/kurum/dernek vs.- çıkıp da böyle bir eylem açıklaması yaparsa o zaman bence etkili olabilir. Aksi taktirde bir sonuç alınabiliceğini sanmıyorum; en azından sağlıklı bir sonuç. |
|
|
|
|
|
#12 |
|
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Bir dakika karanlık eylemlerini hatırlayın.. başlangıçta cılız ve önemsizdi.. günler sonra yaygınlaşmıştı. tek seferlik bir eylemin örgütlenmesi o kadar kolay değil. Haberleri dikkatle dinledim gece. Eylemden sözederken dışarda böyle bir hareket olduğuna dair bir işaret olmadı hiç. |
|
|
|
|
|
#13 |
|
Ağaç Dostu
|
Arkadaşlar, doğayı sevip korumamız gerekir evet. O hepimizindir. Bir kişi yahut zümrenin değildir! Fakat değinmek istediğim bir konu var. Kyoto sözleşmesini imzalamak şuan için Türkiye'nin karına değildir! Türkiye bunu imzalamamıştır nedeni enerji açığının olmasıdır. İşin Özü şudur; Dünyada ozon tabakasına en çok zararı veren ve üretim yapan ülke ABD dir. Atmosferdeki zararın %65 ini ABD vermektedir. Ancak oda Kyotoyu imzalamamıştır. Çünkü imzaladığı takdirde bağzı tazminat ve yükümlülüklerin altında kalması mühtemeldir. Kyoto sözleşmesinde her ülkeye kendi potansiyeline vs.. göre bir kota verilmektedir. Büyük devletler, gelişmiş devletler ise bu yüzden ilersi için yatırımlarını endüstri faliyetlerini, yani fabrikalarını 3. dünya ülkelerine taşımakta, o ülkelerin kotalarından kullanmaktadır! Bu bir çeşit sömürüdür! Gelişmiş ülkeler "YAP, İŞLET, DEVRET" modelini bu nedenden ötürü gelişmemiş, 3. dünya ülkelerine getirmişlerdir! Türkiye'de bu kıskacın içersindedir! Devlet YAP, İŞLET, DEVRET modelini desteklemektedir. Buda Gelişmiş ülkelerin Türkiye'nin kotasına ortak olması anlamına gelir. Türkiye'nin Atmosfere verdiği zarar %3 seviyesindedir. Ancak bu artmaktadır. Kyotoyu imzalamak Bugün Türkiyeye 25 milyar dolar zarar getirir. İşte Türkiye bu nedenle imzalamamaktadır!!! Rusya geçenlerde Kyoto'yu imzalayacağını açıklamıştır. Önceden imzalamayan Rusya'ya ne3 omuşta imzalıyorum demiştir? Rusya kendi endüstriyel faliyetlerini yine 3. dünya ülkesi olan LİBERYA ya taşıma kararı almıştır. Liberya ile antlaşma imzalamış, tahahhüd olarak Liberya'yı BM'nin bu prestijli DÜNYA GÜVENLİK KONSEYİ'ne girmesi için destek sağlayacağını, belitmiştir. (geçici üye olarak, BM'nin Dünya güvenlik konseyinin 5 daimi üyesinin dışında 2 yılda bir değişen geçici üyeleri vardır.) Türkiye'de bu konseye girmek için şuan Rusya ile politik bir savaş içersindedir. Türkiye bu bağlamda Türk Cumhuriyetleri, İslam ülkelerini ve balkan ülkelerini bunun için yanına almaya çalışmaktadır. Küresel ısınmanın getirdiği bir politik/diplomatik savaştır bu. Ancak Kyotoyu imzalamak düşünmeden yapılabilecek birşey değildir! Onur Ekinci ------------------------------------------------------------------- "Mesele bir sözleşmenin imzalanması basitliğine indirildiği için şüphelidir. Sebepleri ve çözümleri konusunda şüphelidir. Eski ABD başkan yardımcısının da dahil olduğu, "olağan şüpheliler" tarafından dillendirildiği için şüphelidir. Batının, kendisine rakip olmak üzere olan Hindistan, Brezilya, Çin gibi ülkeler üzerinde baskı aracı yaratma faaliyeti olarak göründüğü için şiddetli derecede şüphelidir" Erkan Mazıcıoğlu -------------------------------------------------------------------- Türkiye de altın çıkarmak yasak Türkiye de nükleer santral kurulması yasak Yurt dışından dolara endeksli doğal gaz alımı serbest Yurt dışından dolara ve euroya endeksli altın alımı serbest ve şimdi kyoto baskısı.......... ------------------------------------------------------------------- aslında pazılın parçaları birleştirilince, resim net olarak görülüyor.. . |
|
|
|
|
|
#14 |
|
Ağaç Dostu
|
Bu eylemi ortaya cikaran kisiler kesinlik halkimizin iyi niyetlerini suistimal etmek niyetinde.Bu uydurma eylemin ortaya atilmasinin sebebi vardir elbette.Boyle bir eylem dunya capinda yapilsa bile neye faydasi olucak mevsimlerini degistirecek? Kursel isinma dedikleri seyin insan faliyetleri sonucu oldugunu ortaya koyan kesin bir kanit yoktur.Dunyanin tarihinde bir çok defa mevsimler ve sicaklik degismistir.on sene sonra buzul cagina giremeyecimizi kim garanti verebilir?metoroloji bir kac haftalik hava durumunu bile asla tam tuturamiyor. iklimlerin degisitigi Havalarin isindigi kurakligin olacagi su kaynaklarinin tehlikede oldugu bir gercek Fakat kuresel isinma kus gribi de oldugu gibi manipule ediliyor.Basinin olaya yaklasim sekli ayni.Bu konuya kuresel isinma dosyaninda devam edecegim. Kuresel isinma sonucu tarim uretim sezonun 14 gun once baslagini okumustum bu da isinmanin iyi bir etkisi omali |
|
|
|
|
|
#15 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 26-02-2007
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 60
|
Eylem
Eyleme katıldım.Ve koca mahallede tektim.Yinede inatla 5 dak. bekledim siz neler hissettiniz bilmiyorum ama ben dünya için dua ettim.Ben sadece dua etmekle kalmıyorum kendi çapımda birşeyler de yapmaya çalışıyorum.Evim Düden Şelalesi'ne yakın ,etrafı boş arsalarla dolu.Sahiplerinin çoğu yurt dışında.Ben, annem,eltim arsa sınırlarına ne bulursak ektik.Dut, limon,akasya,kavak ve zeytin.Çoğu kendi bahçemizde yetişenlerin saksılarda büyüttüğümüz fidanları.Geçen yaz evimin yanındaki arsanın sahibi geldi.3 limon ağacını görünce çok sevindi.Tarlayı o değerlendirmeyi düşününceye kadar kullanabileceğimizi söyledi.Bu sezon fıstık ekmeyi düşünüyoruz.Umarım diğerleride sevinir.Öğrencilerime çöplerini ayrı poşetlerde biriktirip atmayı davranış haline getirmeye çalışıyorum.Belediye her ne kadar bize ayrı konteynırlar vermese bile çöp toplayan insanlar vardır hani.Görünce başımızı çeviririz çöpten plastik,metal cam ayrıştırıp satanlar.Hiç olmazsa onların işini kolaylaştırırız.Aslında o insanları tebrik etmek lazım.Geri dönüşümün önemini kavramışlar. Düzenleyen DİDEMNAZ : 03-03-2007 saat 12:05 |
|
|
|
|
|
#16 |
|
Ağaç Dostu
|
Arkadaslar ne kadar iyi niyetli ve safsiniz!Bu eylem haberini gercekmis gibi yayanlar sizinle resmen dalga geciyor ve siz hala eyleme tek katilan bendim insanlarin umrunda degil gibi yorumlar yapiyorsunuz.Bu olayin arka yuzunu arastiran yokmu hiç Allahaskina? Eylem mailinin kaynaginin eksi sozluk gibi asla guvenilmez ve Genelkurmay tarafindan SAKINCALI sayilan bir sayfadan gelmis olmasi sasirtici degil.Kaynagin ne oldugu fazla onemli degil aslinda amacin ne oldugu onemli! KURESEL IKLIM DEGISIMINI isiklari kapatarak motorlari durdurarak engelleyemzsiniz akilinizi kullanin.En fazla karbonmonoksit ureten havayi kirleten ulke ABD! peki ABD yi yontenler enayimi kendi ulkelerinide yok edecek olan"kuresel isinmaya "karsi bir sey yapmasin? nedenini soyleyim çunki Amerika ilklim dedisikliginin dogal nedenlerden dolayi oldugunu biliyor! simdi malum basinin bu 1 mart sozde kuresel isinma eylemini irdeleyeim. "Elektronik postada yer alan eylem planı şöyle: 1 Mart 2007 tarihinde yerel saatlerin farklılığı gözetilmeksizin saat 19.55 ile 20.00 arası tüm dünyada enerji kaynakları kesilecek. Bu tür eylemleri insanların bugünlerine ve geleceklerine sahip çıkmak olarak nitelendiren WWF Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Dr. Filiz Demirayak, ?Bu maili, büyük tehlikeye yönelik farkındalığın artması şeklinde okumak gerek? dedi." WWF Turkiye sitesinde bu konu ile bir bilgi olmadigi bir yana Demirayagin dediklerine dikkatli okuyalim.Vakfin mail ve eylem ile pek ilgisi olmadigini ortaya. Ayrica bu eylem tarihini internette ingilizce aradim bir ama kuresel bir eylem bulamadim.sadace subatin son gunlerinde Avrupada sembolik olarak eyfel kulesinin isiklarinin sondurulmesi gibi bazi eylemer yapimis. ntv bu haberi asagidaki gibi bozuk bir Turkçe ile geçmis.Eylem yapilmadan Tum dunya enerji kaynaklarini kesti iddasi ile kafa karistiyorlar. http://www.ntvmsnbc.com/news/401134.asp ."Küresel soğuma için 5 dakika Son günlerde internette dolaşan bir elektronik posta, küresel ısınmaya karşı ortak eylem çağrısı yapıyor. Buna göre; 1 Mart Perşembe günü saat 19.55?te tüm dünya 5 dakika boyunca tüm enerji kaynaklarını kesildi. Turkiyedeki entellektuel insanlari yanlis yonledirilmekte kullanilan radikal gazetesi haberi "Küresel ısınma için eylem zamanı!" adi altinda Wasgintondan bildirerek vermis ancak haberde eylemle ilgili bilgi yerine bilimadamlarinin kuresel isinmaya dair raporlarindan soz ediyor. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=214293 internethaber sitesi her iki gunde bir "felaket yaklasti" "Buzullar eriyor" haberleriyle bizi kuresel isinmaya karsi bilinçlendiren çevreci sitemiz bir mart gunu "Tum dunya karanliga gomulecek" Haberini gecti!!! http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=70847 ' Küresel ısınmaya küresel eylem 27 Şubat 2007 Salı 00:04 E-postalar ile yayılan mesajlarda küresel ısınmaya karşı büyük bir eylem hazırlığı yapıldığı bildiriliyor. 1 Mart'ta gerçekleştirilmesi planlanan eylemde yerel saatlerin farklılığı gözetilmeksizin bütün dünyada 19.55-20.00 saatleri arası tüm enerji kaynakları kesilecek. Evde ya da iş yerinde şalterler inecek, elektrikler kesilecek. Arabalar yol kenarına çekilecek. Bütün dünyada yapılacak bu 5 dakikalik enerji kesintileriyle karar mercilerinin dikkatlerinin çekileceği ve meydana gelecek enerji tasarrufuyla kesel ısınmaya karşı toplumsal tepkinin gösterilmesi öngörülüyor. Türkiye Kyoto'yu İmzala Küresel ısınmaya karşı mücadelede bir adım da http://www.kyotoyuimzala.org/ adlı internet sitesinde atıldı. Hürriyet Gazetesi yazarı Ahmet Hakan, ünlü yazar Aslı Erdoğan, Okan Bayülgen, Cumhuriyet gazetesi yazarı Oral Çalışlar, Açık Radyo Yayın Yönetmeni Ömer Madra, Rüstem Batum, Sezen Aksu, Teoman ve yönetmen Zeki Demirkubuz'un da önderliğinde "Türkiye Kyoto Protokolünü İmzala" kampanyası başlatıldı. İnternet üzerinden yürütülen kampanyaya şu ana kadar 43933 kişi destek verdi. internethaber eylem haberini "Turkiye kyotoyu imzala" teranesi ile bagdastirmis. Bu eylemi destekleyen "aydin sanatcilarimizda" bakin masaallah !Turkiyeyi ve dunyayi onlar kurtaracak. Düzenleyen Mehmet Ali Aşık : 07-03-2007 saat 01:22 Neden: imla hatalari of be |
|
|
|
|
|
#17 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 26-02-2007
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 60
|
Elinize sağlık
http://www.zaman.com.tr/webapp-tr/ha...haberno=507984 NE GÜZEL BİZİM İÇİN ARAŞTIRMIŞSINIZ.Ama biz de biliyoruz bunun kaynağı belirsiz bir mail olduğunu, bu sadece bir tepki.Bizi çocukça heyecanlandıran bir tepki.Aylarca uğraşırsın bazı çocuklarla, davraniş kazanabilmeleri için ama bir tepki bunu beş dakikada yapabilir.Sadece çocuklar mı bazı yetişkinler içinde aynı şey geçerli değil mi?Gereken ilgiyi görmedi mi, bir daha yapalım.Amaç farkındalık yaratmak değil mi? |
|
|
|
|
|
#18 |
|
Ağaç Dostu
|
sayin didemnaz verdiginiz linkte yeni bir sey yazmiyor .zaman gazetesinide hiç guvenim yoktur.Su ayrintiyada gulmeden edemedim "Antalya'da ise Türkiye Tabiatını Koruma Derneği Antalya Şubesi, etkinlik düzenlediği işletmenin elektriklerini beş dakika süreyle kapattırdı. Dernek üyeleri yoldan geçen araçları durdurarak eyleme desteğe çağırdı." ![]() Bu sahte eylemde amaç farkindalik yaratmak degil Propganda yapmaktir."malum basin" bu eylemi butun dunyada hemde saat farki gozetmeksizin yapilacak gibi lanse etti oysaki boyle bir sey yok!!!Bu sizin zorunuza gitmiyormu kafanizda soru isaretleri olusturmuyormu? iyiki katilim olmadi yoksa bes dakika sonunda herkes ayni anda elektirigi acsaydi asiri yuklenmeden bir çok sorun çikacakti. mantiksiz eylem olursa tabii katilan olmaz ayrica eylem boyle yapilmaz guvenilir sivil toplum orgutleri bir araya gelir bir plan yapilir basina onceden haber verilir reklam yapilir vb... |
|
|
|
|
|
#19 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 26-02-2007
Şehir: ANTALYA
Mesajlar: 60
|
Tamam bu söyleşiyi son bir şey sorarak bitiriyorum.Türk basınının hali ortada.Siz hangi gazeteyi önerirsiniz?Özel mesaj atabilirsiniz.Sağlıcakla kalın, arada bizi aydınlatmayı unutmayın. |
|
|
|
|
|
#20 |
|
Ağaç Dostu
|
Sevgili Mehmet Ali Işık, Öncelikle teşekkür ederim ben ve benim gibi bu eyleme katılan tüm çevrecilere SAF dediğiniz için .Ben bunu bir iltifat olarak aldım. Siz sadece kaynağı belli ve sizce çok güvenilir organizasyonlara katılın biz saflar çevre için düşünülen mantıklı herşeye varız. Ben , elemanlarım ve ulaşabildiğim dostlarım 5 dakika enerji kullanmadığı için kimsenin zarara uğradığını zannetmiyorum. Ama siz telafi etmek için hergün 5 dakika fazla kullanırsınız elektiriği suyu olur biter. Keşke bu eylem benim aklıma gelseydi de arkasında ben dursaydım. |
|
|
|
|
|
#21 |
|
Ağaç Dostu
|
tabiat kardesim benim bu eyleme katilanlarin iyi niyetlerinden hiç bir suphem yoktur.Kuresel isinmanin insan faliyetleri sonucu olustuguna bende vaktiyle inaniyordum ama okudum arastirdim ve bu konunun manupile edildigi kararina vardim.Dedigim gibi eyleme katilanlari asagilamak gibi bir niyetim yok ancak bu e -mektubu ortaya atanlarin iyi niyetlerinden supheliyim.Bu yuzden bazen asabi yaziyorsam kusura bakmayin. islerim dolayisiyla forma fazla giremedim bu konuyuda fazla uzatmak istemiyorum ama nette rastladigim su sayfada yazilanlara deginmeden edemiycegim. Bizdeki bir mart eyleminin aynisi tam bir ay once fransada "LAlliance pour la PlanÃt" isimli kurulus tarafindanhttp://journeyhomeburke.blogspot.com...-february.html duzenlenmis.Duzenleme sebebi ise ertesi gunu Birlesmis Milletlerin kursel isinmayi ele alacagi bir toplanti yapmasi ve Fransizlarin tavirlarini ortaya koymak için saat 7:55 de bes dakika elektirklerin (arabalarin yol kenarina çekilmesinden soz edilmiyor )kesilmesi çagrisi yapilmasi.Fransizlar kuresel çapta destekte beklemisler bu eylemlerinde.Yani eylemin amaci kamuoyu yaratmak yoksa bes on dakika elektirik kapamayla hiçbirsey degismeyecek.Simdi bana bu sorunun cevabini verecek birisi olursa memnun olucagim !neden fransada bir subatta(BM nin toplantisindan bir gun evvel) yapilan eylem Turkiyede bir ay sonra bir martta duzenleniyor?Bir martin ne ozelligi var? Sevgili basinimiz bu eylemi neden kuresel çaptaymis gibi lanse etti? bu mektubu ortaya yayanlar iyi niyetlerinden dolayi mi,saka olarak mi yoksa baska sebeblerden dolayi mi ? yaydilar siz karar verin. Düzenleyen Mehmet Ali Aşık : 21-03-2007 saat 02:50 |
|
|
|
|
|
#22 |
|
melek
Giriş Tarihi: 20-03-2007
Şehir: istanbul
Mesajlar: 97
|
5 dakikalık bir elektrik enerjisi tasarrufunun dünyaya faydası ne olucak ? belki olur **** umarım olur! dünyayı kurtaran adam oluruz hepimiz ![]() Keşke hep duyarlı olabilseydik ama olmadık, bundan sonrada olunacağını pek sanmıyorum. Duyarlı olanlarında neyi nekadar kurtarmaya gücü yetecek bilemiyorum yani ben ümitsizim. |
|
|
|
|
|
#23 |
|
Ağaç Dostu
|
Aralık'ta tüm dünyayayla eş zamanlı miting: İklim değişikliğini durdurun!
Aralık'ta tüm dünyayayla eş zamanlı miting: İklim değişikliğini durdurun! Çok sayıda birey ve örgütün oluşturduğu "Küresel Eylem Grubu" (KEG)'nun 8 Aralık'ta İstanbul'da tüm dünyayla eş zamanlı olarak gerçekleştireceği "Kyoto'yu imzala / Küresel Isınma'yı durdur! konulu mitingle ilgili düzenlenen basın tolantısında konuşan Pelin Batu, "Bizler gezegenimize, suyumuza, Sinop'umuza, çifçimize sahip çıkmak için 8 Aralık'ta Kadıköy'de olacağız. Sizleri de bekliyoruz. Ne petrol, ne kömür, ne nükleer. Güneş, rüzgar bize yeter" dedi. Küresel Eylem Grubu'nun Kyoto Antlaşması'nı Türkiye'nin de imzalaması için başlattığı kampanyanın basın toplantısı İstanbul, TMMOB Makina Mühendisleri Odası'nda gerçekleşti. KEG adına konuşan Pelin Batu, dünyanın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığının son yüzyılda 0,6 derece arttığına, buna petrol ve kömür gibi yakıtlardan çıkan gazlar ile diğer sanayi ve atık gazlarının büyük katkı yaptığının belirtildiğine, geçtiğimiz bir yıl içinde iklim değişikliğinin tüm beklentileri boşa çıkartarak beklenenden daha hızlı ve sert değişiklikler getireceğini ortaya koyduğuna" değindi. 'Petro Lobisi İnsanlığı Savaş ve İklim Değişikliğiyle İki Kere Vurmayı Başarıyor' "Doğu Akdeniz'le birlikte Türkiye'de yaz boyu yaşanan ağır kuraklık, kentlerde susuzluğa, tarlalarda afete dönüştüğünü, tüm dünyada benzeri az görülmüş bir hudubat kıtlığı yaşandığını ve bir yandan kuraklık yaşanırken, öte yandan aşırı yağışlarda binlerce insanın yaşadığı evlerle birlikte yok olduğunu söyleyen Batu, "Bu yıl Aralık ayında Endonezya'nın Bali kentinde toplanacak olan İklim Değişikliği Zirvesi"nde acilen adım atabilmek amacıyla biraraya geleceklerini açıklayan hükümet başkanları, sorunun boyutları sebebiyle endişelerini gizlememelerine rağmen, silah ve petrol lobisinin enerji politikaları üzerindeki hakimiyeti devam ediyor. İklimi değiştirerek felaketimizi hazırlayan endüstri ve onun karları üzerine kurulu sistem için, Kuzey kutbunun erimeye başlaması sonucu ortaya çıkacak olan, tahminlere göre tüm kaynakların yüzde 25'i kadar petrol ve gaz yepyeni fırsatlar anlamına geliyor. Tarafların kutup şartlarına uygun yeni savaş gemileri için imalata başlaması, bölgede kurulacak askeri üslerle ilgili haberlerin birbirini takip etmesi, iklim felaketinin yanında paylaşım savaşlarıyla geliyor olduğunu net olarak ortaya koyuyor. Petrol hırsı insanlığı savaş ve iklim değişikliğiyle iki kere vurmayı başarıyor" dedi. KEG de Orada Olacak Pelin Batu, elimizdeki yenilebilir enerji kaynaklarının ve enerji verimliliğini artıran teknolojilerin nükleer güce göre daha hızlı, ucuz, güvenli ve temiz çözüm stratejileri olduklarını kanıtlıyor olmasına rağmen iklim değişikliğini bahane ederek, yeni nükleer reaktörler yapıldığını, Kyoto Anlaşması'nı imzalamamış, kayda değer üç ülkeden biri olduğumuzu, TBMM'de kabul edilen son enerji yasalarıyla hem fosil yakıtlara hem nükleer endüstriye kapıları sonuna kadar açtığımızı, Türkiye'nin iklim değişikliği etkisi altında hızla kuraklaşırken, su güvenliğimiz, çifçimizin geleceği tehdit altındayken hala kirli kömür santrallerinden, boru hatlarından ve doğal gaz anlaşmalarından vazgeçilmediğini ve bunlara rağmen Kyoto protokolü imzalanmadığını" sözlerine ekledi. Batu; "KEG (Küresel Eylem Grubu), amaç karbon salımlarını azaltmaksa, 'nükleer enerjinin' bu amaca hizmet edemeyeceğinin bir gerçeklik olarak karşımızda durduğunu haykırmak üzere 8 Aralık'ta Kadıköy'de olacak. Bizler de, gezegenimize, suyumuza, Sinop'umuza, çiftçimize sahip çıkmak için 8 Aralık'ta Kadıköy'de olacağız. Sizleri de bekliyoruz" dedi. Mitinge Destek Çağrıları: "Zaman Daralıyor, 'Yaşam Savunucuları' Kadıköy'e..." Basın toplantısında elinde bir "çalar saatle" söz alan Greenpeace (Yeşi Barış)'den Yeşim Aslan, zamanın daraldığını, eğer bir şeyler yapılmazsa önüne geçmenin daha da güçleşeceğini ve diğer ülkeler Kyoto'nun sonrasında neler yapılabileceğini konuşurken Türkiye'nin Kyoto'yu henüz imzalamadığını dile getirerek, "zamanın daraldığını" ifade etti ve 8 Aralık saat:12.00'de, mitinge katılan ya da evlerinde oturan herkesi çalar saatlerinin zilleriyle "alarm vermeye" çağırdı. Basın toplantısında söz alan gazeteci-yazar Yalçın Ergündoğan yaptığı konuşmada; "üzerinde yaşadığımız gezegenin çatırdadığını bu nedenle de, kendisinin "en zeki", "en akıllı" olduğunu savunan kibirli "insan türü"nün doğadaki ayak izlerinin acil olarak azaltılması gerektiğine inanıyoruz" dedi. Doğanın da hayvanların da ne haklarını zavunacak ne "avukatları", ne çıkarlarını koruyacak "sendikaları", ne de siyasal iktidarları etkileyecek "oy hakları" var; bu nedenle duyarlı insanların onların yaşam haklarını ve varlıklarını savunmak zorunluluğunda olduğunu ifade eden Yalçın Ergündoğan, "tüm yaşam savunucularını 8 Aralık'ta Kadıköy'e çağırıyorum" dedi. DİSK adına konuşan Genel Sekreteri Musa Çam da yaptığı konuşmada "emek örgütleri olarak 8 Aralık mitingne destek vereceklerini" vurguladı. Yeşiller adına konuşan Dr. Ümit Şahin "Bilim insanlarının raporlarına göre önümüzdeki 8–10 yılda acil olarak önlemler alınmazsa iklim değişikliğinin sonuçlarının çok ağır olacağı, açlık ve kuraklık yaygınlaşırken, sel ve kasırga gibi doğal felaketlerin de artacağı, çok sayıda insanın göç etmek zorunda kalacağını hatırlattıklarını" vurguladı. şahin "Yeni termik santral kurulmaması ve var olanların kapatılmaya başlanılması gerektiğinin" altını çizdi. ÖDP adına konuşan Nermin Kaplan, "Kyoto'yu imzalama talebinin günden güne aslında önemini de yitirdiğine, Avrupa'nın imzalamış olmasına rağmen gereklerini tam olarak yerine getiremediğine, Kapitalizmi ortadan kaldırmadan bunun hiçbir zaman başarıyla sonuçlanamayacağına değinerek, 8 Aralık mitingine destek olacağız" dedi. 8 Aralık " Küresel İklim Değişikliğini Durdurun" mitingini destekleyenler arasında, DİSK, KESK Şubeler platformu, Türk Tabipler Birliği, Çevre İçin Hekimler Derneği,, Çiftçi Sendikaları Konfederasyonu, Metalurji Mühendisleri Odası, Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, İstanbul Tabip Odası, Şehir Plancıları Odası, 78'lier Vakfı, Açık Radyo, Allianoi Platformu, Amargi, Barışa Pedal, Barışarock, Bianet, BirGün gazetesi, Buğday, ÇGD, DSİP, Dünya Yalnız Bizim Değil (DYBD) Platformu, Genç Siviller, ÖDP, sinop Bizim Platformu, Siyasal Ufuk Hareketi, Türkiye Sakatlar Derneği, Munzur Çevre Derneği, Yeşiller gibi kurum ve kuruluşlar yer alıyor... |
|
|
|
|
|
#24 |
|
Ağaç Dostu
|
Bu kadar işsiz varken Kyoto'yu imzalamamalıyız.
Merhaba, Kyoto sözleşmesini imzalamamalıyız. Aydınlarımız kızabilir, ama bu kadar işsiz ile kyoto sözleşmesini imzalarsak bir daha belimizi doğrultamayız. İnsanca yaşamak hepimizin hakkı. Ama bu dünyanın kirlenmesinden biz sorumlu değiliz.Gelişmiş ülkeler sanayileri ile Dünyamızı mahfettiler.Şimdi ise kazandıkları paralarla yaşanacak sağlıklı bir yer kalmadığını anladılar. Başka bir senaryo ise ; Dünyanın kalan son kirlenme sınırını kendileri kullanmak istiyorlar. Nükleer enerji konusunda nasıl insanlarımızı yanlış yönlendirmeyi başarıp ülkemizi enerjide dışa bağımlı hale getirmeyi başarabildilerse, Şimdi de küresel ısınmayı bahane ederek gelişmemiş veya az gelişen ülkeleri sömürebilmek için yeni taktik geliştirdiler. Küresel ısınma sahiden Dünyanın başına bela ama bu belayı biz açmadık. Yıllarca ürettikleri kimyasallar ve türlü türlü spreylerle Dünyayı yaşanmaz hale getirenler şimdi bedeli diğer ülkelere ödettirmek istiyorlar. Küresel ısınma bahanedir. Amaç sömürüdür. Bazı ülkeler anlaşmayı imzalama yanlısı görünürken, ucuz işcilik sağlayan ülkelerde Dünyayı kirletmeye devam ediyorlar Saygılar |
|
|
|
|
|
#25 | |
|
Yeni Üye
|
Alıntı:
sana burada katilmiyorum. Bazi konularda hakli olabilirsin. Önergin Küresel Isinmada en büyük pay gelismis büyük ülkelerdedir. Yanliz Öyle bir yasa düsünüyorki küresel isinmaya yol acan karbondiyoksit oranina göre pay bicilmektedir. Yani hangi ülke ne kadar korbondioksit üretiyorsa, buna göre katki sunmalidirlar. Bu nedenden dolayi Dünyamizi heryönden encok kirleten ABD gibi ülkeler bu kyoto sözlesmesini imzalamak istmiyorlar. Oysa ABD hic gelecek nesili düsünmeden har vurup harman savuyorlar. Düsünün kü herkes bir ABD vatandasi gibi yasamis olsaydi gezegenimiz coktan altüst olmustu. ------------ Unutmamalıyız ki, sağlıklı bir çevre için vereceğimiz her hizmet, kendi sağlığımız ve çocuklarımızın geleceği içindir. www.cevremizikoruyalim.de.tl |
|
|
|
|
|
|
#26 |
|
Yeni Üye
|
Ürküten Türkiye raporu
Columbia Üniversitesi ve Dünya Bankası uzmanları, önümüzdeki yıllarda yaşanacak sel, kasırga, deprem, volkan ve toprak kayması gibi doğal felaketlerin farklı ülkeleri nasıl etkileyeceğini araştırdı ve risk haritaları hazırladı. Haritalara göre felaket bulutları tam da Türkiye�nin üzerinde. Özellikle deprem ve kuraklık açısından ülkemiz büyük tehlike altında görünüyor. Uzmanlar Türkiye�nin ciddi can ve mal kaybı yaşayacağını öngörüyor... EN ÇOK ÖLÜM SAHİL ŞERİDİNDE OLACAK Dünyanın risk haritalarında deprem, kuraklık ve selin ayrı ayrı büyük ölümlere yol açacağı görülüyor. Ölüm oranları açısından hazırlanan haritaya göre Türkiye�nin özellikle Ege, Akdeniz ve Karadeniz sahil şeridindeki birçok kişi deprem nedeniyle hayatını kaybedecek. Deprem ve toprak kayması gibi yer hareketleri tüm dünyada ise en çok Doğu Avrupa, Anadolu ve Orta Asya�da can alacak. Asya ülkelerinin büyük bölümünde sel, Afrika�da ise kuraklık nedeniyle milyonlarca kişinin öleceği tahmin ediliyor. EKONOMİMİZ ALT ÜST OLACAK... Uzmanların hazırladığı ikinci harita ise doğal felaketlerin ülkelere ne kadar ekonomik zarar getireceğini öngörüyor. Bu haritaya göre Türkiye genelinde jeofizik, yani deprem ve toprak kaymaları, kuraklık ve suya bağlı nedenler yüzünden büyük ekonomik kayıplar yaşanacak. ABD, Avrupa ve Avustralya�da da kuraklığa bağlı ekonomik zarar görülecek. Amerika kıtasının doğusu, Asya�nın güneydoğusu ve Avrupa�nın genelinde de sele bağlı ciddi bir ekonomik gerileme olacak. |
|
|
|
|
|
#27 |
|
-
Giriş Tarihi: 05-07-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 7
|
10 Ocak 2008 Al Gore artı Soros: Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek! www.iyibilgi.com Sözde çevrecilerin yüzlerine buladıkları makyaj akmaya başladı. Bu öyle bir makyaj ki, hem size yeni bir “enerjiyi” pazarlıyor, hem de sırtınızdan para kazanıyorlar. Dilaver Demirağ, uygunsuz Al Gore’dan başlayarak, boyası çıkmış “çirkin” suratları gösteriyor. iyibilgi özel Türkçe’de böylesi hoş deyimler vardır. Daha kötü bir durumu gösterip böylece zararımıza olan ama kayıpları diğeri kadar ağır olmayan bir işleme razı etmek için uygulanan bir yöntemdir. Genellikle korku salarak karşımızdakini kendi istediğimiz hale razı etmeyi içerir bu deyim. İşte küresel ısınma denen doğa olayının -neee ben ne dedim, doğa olayı mı, olur mu öyle şey canım, küresel ısınma doğal moğal değildir tamamıyla insan kaynaklıdır öyle değil mi?- geldiği durum da bu aslında. Ama bu durumu daha da iyi açıklayan bir başka deyim var dilimizde: “Sinekten yağ çıkarmak”. En ufak bir şeyden bile kendine çıkar elde etmek anlamında kullanılan bu deyim özellikle Nobel ödüllü Al Gore ve onunla sıkı işbirliği içindekiler için çok geçerli bir deyim. Medya denen beyin yıkama aygıtı, gerçekleri tıpkı güneş ışınlarını renklere ayrıştıran bir ışık tayfı gibi parçalayıp kendi yansıttığı prizmadan gösteriyor. Bu yansımaya göre Al Gore dünyayı kurtarmak için çabalayan bir aktivist, bir gerçek uzmanı, devasa petrol şirketlerine kafa tutan bir kahramandır. Rakipleri ise sürekli küresel ısınma olmadığı yalanını yayan ve bunu da bilimsel doğruluk adına değil, büyük petrol tekellerinin petrol karası vicdanları tarafından satın alındıkları için yapanlardır. Kısacası küresel ısınmayı sorgulamak eski engizisyon gibi bilime saldırmak, onu birtakım dogmalar adına baskı altında tutmak ile eş anlamlı gösteriliyor. Lakin yine dilimize yerleşmiş bir deyimle “kazın ayağı öyle değil”. Tersine küresel ısınma etrafında koparılan fırtınada sadece petrol tekelleri değil, karbon ticareti ile yağlı kazançlar elde etmek isteyen büyük enerji devleri de epey bir pay sahibi. Ama gelin ilkin Al Gore konusunda pek de konuşulmayan bazı gerçekleri dillendirelim. Şu an küresel ısınma konusunda bayraktarlık yapan ve George Bush’u Kyoto Sözleşmesini imzalamadığı için sıkıştıran Al Gore 10 yıl önce ABD heyetinin başındayken Kyoto Görüşmelerini enkaz haline dönüştürmüştü. İklim değişimi konusunda çalışan aktivistlerden George Monbiot İngiltere’nin Guardian gazetesinde yazdığı makalesinde “ABD’nin iklim müzakere ekibinin başında Al Gore olduğunu ve Avrupa Birliği’nin 2010 yılına kadar sera etkisi yaratan gazların yüzde 15 oranında azaltılması için ısrar etmesine rağmen, Gore ekibinin, 2012 yılına kadar yüzde 5.2 azaltacağı kararının, anlaşmayı tamamen yok ettiği”ni vurguluyor. Peki, Al Gore’a güvenilebilir mi? Elbetteki hayır! Al Gore’un çevreciliği için kimi spekülasyonlar dolaşıyor. Örneğin kendisinin desteklediği biyodizel denilen ve soya, mısır gibi bitkilerden elde edilen sözde “çevreci” yakıtın bir numaralı pazarlamacısı olduğu açıkça görülüyor. MSNBC’ye verdiği röportajda Etanol ya da biyoyakıt denilen sözde çevreci yakıtla ilgili şunları söylüyor: “Biyoyakıt enerjisinin kocaman yeni bir enerji kaynağı olacağını düşünün, özellikle de taşımacılık sektörü için. Her yerde bu enerjiyi göreceksiniz. Daha çok elektrik kablosu olan yakıt vasıtalarını göreceksiniz. Enerjinin kaynağı olarak biyoyakıttan faydalanılan yeni süreçleri göreceksiniz. Bu, süreçte tüketilen hiç petrol olmayacak. Biyoyakıt gerçek bir yenilenebilir enerji kaynağı olacak”. Ve bilin bakalım ülkemizde de Açık Radyo başta olmak üzere pek çok yere finansal destek atan Açık Toplum Enstitüsü’nün finansörü olduğu söylenen spekülatör George Soros şu sıralar neye yatırım yapıyor ve doğal olarak hangi konuda bir duyarlık eşiği geliştirmeye uğraşıyor? Soros açıkça söylüyor: “Evet ben etanol da denilen biyoyakıtın spekülatörüyüm”. Haliyle Soros da küresel ısınmacı lobinin en canhıraş destekçilerinden… Etanol ya da biyoyakıtın neden çevreci olmadığını ayrıca açıklayacağım. Amacım sadece dünyayı kurtaran adam Al Gore’un kapitalist sistemi yeşillendirme rolünü nasıl oynadığını göstermek. Tabii Al Gore’un Uygunsuz Gerçek filmine sponsorluk yapanların yeni enerji kaynakları pazarlamak isteyenlerden oluştuğu unutulmamalı ki bu filmdeki birçok şeyin abartıldığı İngiltere’de mahkeme kayıtlarına kadar geçti. Ardından sadece röportajlar, konuşmalar için “yeşil kurtarıcı”nın cebine milyonlarca dolar girdiğini de unutmamak gerekiyor. Kısacası küresel ısınma meselesi başlı başına bir sektör ve kazanç kapısı haline çoktan geldi bile. Elbette yeşil kolluklu enayi çevreciler sayesinde (tabii ülkemizde çevreden nemalananların kimler olduğundan da ayrıca söz etmek boynumuzun borcudur). Atmosfer deniz, kirletmeyen keriz “Küresel ısınma konusunda daha adam akıllı araştırma yapılmalı, bu konuda baş çeken IPCC modeli yanlış” diyen pek çok namuslu bilim adamının ise bu dogmaya karşı çıktıkları için petrol lobisi tarafından destekleniyor denilerek defteri dürülüyor. Lakin tüm bu karşılıklı suçlamalar içinde aslında birçok gerçek de kamuoyundan gizleniyor. O da şu: Gerçekte tüm bu felaket haberleri iki tür olguyu gizliyor. Bunlardan ilki, bu toz duman arasında bu işten ekonomik çıkar elde edenlerin varlığı perdelenmiş oluyor. Böylece birileri Kyoto Protokolüydü, Bali Konferansıydı, iklim raporuydu deyip peşine düştüğümüz olguların üzerinden argo bir ifade ile malı götürüyor. Bunu anlamanın ve anlatmanın en iyi yollarından biri Kyoto Protokolünde yer alan bir madde. Bu madde karbon ticareti ya da emisyon ticareti olarak da geçiyor. Burada bir al gülüm ver gülüm durumu söz konusu. Diyelim siz ileri derecede endüstrileşmiş bir ülkede faaliyet yürüten bir firmasınız. Kyoto protokolunda da ülkelerin ve sektörlerin 2012 yılına kadar belirlenen süre içerisinde ulaşması gereken karbon salma hedefleri var. Siz bu hedefi tutturamadınız o zaman henüz karbon salma düzeyi sizinkinden kat be kat az olan bir ülkedeki bir firmadan ya da ülkeden parayı bastırıp karbon kredisi alıyorsunuz ve böylece hedefleri tutturmuş oluyorsunuz. Bu şekilde atmosferi kirletme “hakkınızı”(!) kullanmış olurken bu işten para da kazanmış oluyorsunuz. Mesela şu anda özellikle rüzgâr enerjisi sektörü bu işe çok duyarlı. Çünkü bu vesileyle bu işten çok para kazanacaklar. Haliyle birçok kuruluş bu işe yatırım yapıyor. Bu arada birileri TV’lerde çıkıp “karbon ayak izinizi” azaltmak için evinizdeki ampulü az enerji tüketen ampulle değiştirmenizi, bunu yaparsanız çok ulvi bir şekilde dünyayı kurtarmış olacağınızı size vaaz etmiş oluyor. Amiyane tabirle birileri “malı götürürken” siz de “ben ne kadar çevreciyim” deyip “kerizlenmiş” durumuna düşüyorsunuz. Diğer nokta ise şu; yaşamınız birilerinin yönetimi altına giriyor ki bunun adı apaçık totalitarizmdir. Bugün birileri neyi nasıl yapacağımızı -deyim yerinde ise tuvaletimizi nasıl yapacağımızdan eşimizle ya da sevgilimizle neyi nasıl yapacağımıza dek hayatımızı- baştan ayağa yönetiyor. Küresel ısınma konusu da böyle bir şey aslında. Birileri küresel ısınma olgusu ekseninde hayatınızın yönetimini ele geçirerek neyi kullanıp neyi kullanmayacağınızı, nasıl davranacağınızı, yaşamınızı nasıl planlayacağınızı size vaaz ediyor. Batılı ülkeler Saddam Hüseyin ya da şu sıralar Ahmedinejad’a, Batının egemenliğine itiraz eden başka ülke liderlerine faşist, despot diye küfürnameler döşenirken, aslında kendi kadife eldivenli, demokrasi maskeli faşizmlerini sizlerden gizlemiş oluyorlar. Siz de medya vasıtası ile İran’ın ne kadar pis ve dikta rejimli bir ülke olduğunu, buna karşılık Batının ne kadar hoşgörülü ve demokrat olduğunu düşünüyorsunuz. Kısacası aslında birileri sizin beyninizi gayet güzel yıkayıp kendi istedikleri şeye inandırırken, perde gerisinde bambaşka şeyler dönüyor. Ama elbette eğer sıkı bir araştırmacı ve külyutmaz biri değilseniz bunlardan haberdar olmanız da mümkün değil, çünkü medya denen beyin iğfal şebekesi zihinlerinizi sömürgeleştirmeye azmetmiş bir halde. Size kendi işine gelenleri yansıtıp, sistemin aleyhine işleyen şeyleri ise gizliyor. Kısacası bu küresel ısınma meselesi “çok su kaldıracak” bir konu. Ve bu konuya eğilmeye devam edeceğim. Ama sadece bu konuda değil birçok konuda ana akım medyadan yansıyanların dışında şeyler söyleyeceğim. Biliyorum etki alanım diğerlerininki kadar güçlü değil. Ama bir kişi bile asıl “uygunsuz gerçek”ler konusunda bir şeyler öğrenebilirse sistemin bir nebze olsun dışına çıkabilirse ben de amacıma ulaşmış olacağım. ÖNEMLİ NOT: Bu yazdıklarımdan şu anlamın çıkmasını istemediğimi de baştan belirtmek istiyorum. Amacım ne çok şey bildiğimi gösterip bir tür bilgi tanrısı olmak ya da gerçek sizi özgür kılacak lafları ile kendime bir şeyler atfetmek değil. Hayır, ben de sizler gibiyim. Sadece ortada dolaşan şeyleri bir araya getirip bunlardan çıkacak anlamı size aktarmış oluyorum o kadar. Dahası kendi adıma bu medya kalemşorlarından acayip rahatsızım ve birilerinin bir şeyleri kalkan edip insanların iyi niyetini suiistimal etmesinden rahatsızım. O nedenle yapabildiğim oranda birilerinin tekerine çomak sokmak, oyunlarını bozmak çok önemli benim için. Dilaver Demirağ |
|
|
|
|
|
#28 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 20-04-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 33
|
Küresel ısınmanın gerçekliği, atmosferdeki sera gazlarının ısınmaya etkisi ve dünyanın gitgide daha çok ısındığı bilimsel olarak ispatlanmıştır. Tüm bunların insan eliyle yapıldığı da bilimsel olarak ispatlanmıştır. Atmosferdeki karbon parçacık sayısından tutun da ülkelerin ne kadar karbon salgıladıkları da apaçık ortadadır. Küresel ısınmayı reddeden kişiler hiçbir bilimsel referans , araştırma sonucu ya da rapor göstermeksizin sadece komplo teorilerine dayalı siyasi yorumlar yapmamalıdırlar.Eğer küresel ısınmanın insan eliyle yapılmadığı ya da olmadığını iddia ediyorsanız bilimsel araştırma sonuçlarına dayanan kanıtlar göstermek zorundasınız. Bunun dışındaki iddialar havada kalıyor ve insanları küresel ısınmaya karşı eylemsizliğe itip dünyamıza vakit kaybettiriyor |
|
|
|
|
|
#29 |
|
Ağaç Dostu
|
sayin delidumrul Selamlar foruma hos geldiniz. Yazinizda kuresel isinmanin insan faliyetleri sonucu oldugunun isbatlandigini ve aksini idda edenlerin bilimsel kanit sunmak zorunda oldugunu belirtmissimiz.Bu durumda önce sizin "bilimsel kanit" göstermeniz gerekli degilmi? Bekliyoruz... |
|
|
|
|
|
#30 |
|
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 20-04-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 33
|
Merhaba Mehmet Ali Bey, Hoşbulduk ben zaten küresel ısınma olduğunu iddia eden bilimadamlarının bilimsel araştırma sonuçlarına dayalı açıklamalar yaptıklarını belirttim. Küresel ısınmayı yalanlayanların ise hiçbir bilimsel veriye dayanmayan yalanlama şeklini eleştiriyorum o kadar. Biri çıkıyor küresel ısınma yoktur blablabla diyor ama hiçbir bilimsel veri yok. Küresel ısınma vardır diyenler ise atmosferdeki karbon parçacık sayısının net bir şekilde 384 olduğunu,(eşik noktasının 500 olduğunu) bunun sera etkisi yaratarak gezegeni ısıttığını bu ısınmaya dayalı insan ve hayvanların göç halinde olduğunu, buzulların günden güne eridiğini bilimsel araştırma ve gözleme dayalı olarak yapıp kamuoyunu bilgilendiriyorlar. Şimdi daha net mi? |
|
|
|
![]() |
|
|