agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Doğa, Çevre, Ekoloji, Gıda Hukuk ve Politikaları
(https)




Beğeni Düzeni9Beğeniler

Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 01-09-2006, 15:38   #1
Ağaç Dostu
 
eskimo's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-06-2005
Şehir: Didim
Mesajlar: 741
Galeri: 24
MADENCİLİĞİN SEKTÖRÜNE BAKIŞTAKİ YANILSAMALAR

Ülkemizde madenciliğe bir ekonomik ve toplumsal etkinlik alanı olarak genellikle gerçekçi olmayan ve çarpıtılmış bir bakış açısı egemen. Bu konuda en göze batan eğilim büyük maden yataklarına sahip olduğumuz ve bunları işletirsek ülke olarak kurtulacağımız, topluca esenliğe kavuşacağımız düşüncesinin yaygınlığı. Dünyada en zengin yataklarına sahip olduğumuz bor kaynaklarının işletilmesinin engellendiği, bu alandaki engeller aşılırsa borçlarımızı kolayca temizleyebileceğimize öyle derin bir inanç var ki, bunun etkisi ile MGS’de verilen değerlere göre dünyadaki tüm bor pazarının 1,3 milyar dolayında olduğunu ve bunun tümünü ele geçirsek bile nasıl kurtulamayacağımızı göremiyoruz. Birileri çıkıp altın zengini olduğumuzu söyleyince tanıtlanmış altın cevheri rezervimizin birkaç yüz ton (MGS’ne göre 340 ton) olduğunu göz ardı edip 6500 tonluk altın rezervi“yalan”ını benimseyiveriyoruz. Bunu hep yapıyoruz da, sayısız bilimsel araştırma ile ortaya konduğu gibi neden doğal kaynaklarını üretip ham olarak dışarı satan ülkelerin hiç iflah olamadıklarını, kalkınma hızları eksi değerlerde, kurumsal sermayeleri gelişmemiş, demokratik kurumlarını olgunlaştıramamış, çoğu iç savaştan zarar görür durumda olduklarını sorgulamıyoruz. Bu alışkanlık yüzünden madencilik sektörünün gücü ve sorunlarını gerçekçi biçimde tartışma olanağı bulamıyoruz.

Bir başka çarpık bakış ta, sektörün içinden geliyor : madenciliğin önündeki tüm engeller temizlenmelidir, yaklaşımı. MSBKB’de alabildiğine, MÖİK ve MS’de de örtülü biçimde bu yaklaşım savunuluyor. Ülkenin ormanları, su kaynakları, sit alanları, meraları, tarımsal alanları, tarihsel mirası, zeytinlikleri, kıyıları, vb ne tür doğal sermayesi varsa, buralarda madencilik yapılmasının önündeki tüm engeller kaldırılmalı imiş. Üstelik bunu madencilikten sorumlu bakanlık, kendi yapısı içinde kendi başına kararlaştırmalı imiş. Sektörün sorunlarını çözmek için bundan sığ bir yaklaşım olabilir mi? Dahası, madencilik çalışmalarını yalnızca kaynakları tüketmeye yöneltmek için bundan daha uygun bir ortam yaratılabilir mi? Ne denli kolaylıkla böylesine dar bir anlayış, bencilce bir yaklaşım savunulabiliyor?

Toplumsal psikolojide yaygın olan bir başka anlayış ta, madenciliğin kirletici ve yıkıcı bir etkinlik olduğu. Gerçi, böyle düşünülmesine neden olan sayısız örnek var. Ama, artık dünyada işletme sırası ve sonrasında çevre koruyucu, işletme sonrasında doğayı yeniden düzenleyici, yöre halkı ile ilişkileri geliştirici zengin bir deneyim kazanıldı, kurallar belirlendi, teknolojiler geliştirildi. Gelişmiş ve doğasına ve halkına özenli ülkelerde bu uygulamalar madenciliğin önemli bir öğesi, artık. Madencilik ile ilgili her türlü düzenlemede bu yolda kayıtlar konuyor. MGS metninin de bu konuya değinmeden geçmiş olması kabul edilemez.

Madenciliğimizin çok dikkat çekici bir özelliği halkın içinde, küçük ve orta ölçekli girişimciler düzeyinde bunun bir definecilik heyecanının ötesinde algılanamayışı. Değerli bir yatak bulup hızla köşeyi dönmenin dışında bir girişimcilik anlayışı, arama-bulma-geliştirme heyecanının peşinde gitmek, ülke kalkınması uğruna bir şeyler yapabilme güdüsü, istihdam yaratma yolu ile toplumsal prestij elde etme eğilimi, vb güdüler etkin değil. Bunun yaygınlaştırılmasında dünyada en çok jeoloji mühendisi ve maden mühendisi oranına sahip ülkelerden biri olan ülkemizde meslek sahibi yurttaşlara önemli görevler düşüyor. MGS, bu konudaki bilincin geliştirilmesi yönünde hedefler koymak, çözümler önermek durumunda.



Öte yandan, madenciliğin hemen her durumda kentsel alanların dışında, kırsal yörede yapılmak durumunda oluşu nedeni ile yatırımların, alt yapının ve sonuçta kalkınmanın ülke yüzeyine yayılması açısından önemli bir gizili var. Bu yanı ile, tek tek işletmelerin kârlılıklarını tartışmanın yanında, toplumsal kalkınmada ve kalkınmanın yaygınlaştırılmasında da önemli bir araç olarak ele alınması gerekir.

Bu yanı ile siyasal karar vericiler için de önemli bir prestij kaynağı niteliği taşımaktadır. Madenciliğin gittiği yerlere başka herhangi bir yatırımı götürmek çoğu yerde güçtür. MGS’nin bunu ölçeklendirebilecek kural ve kurumların oluşturulması yönünde de önlemler önermesi gerekir.

Yine, madenciliğin kendi başına toplumsal gelişmenin ve kalkınmanın motoru olmadığı, geçmişte kalkınmış ve gelişmiş ülkelerin gelişmişliğinde madenciliğin hiç te başat bir rolü olmadığı da yapılan araştırmalarla ortaya çıkarılmış durumda[25]. Buna karşılık, madenciliğin ülke kalkınmasında, endüstrinin gelişmesinde, gönencin yaygınlaştırılmasında, az gelişmiş yöreleri kalkındırmada tüm öteki ekonomik ve toplumsal çabaların yanında önemli ve ötekilerden ayrılamaz bir yeri olduğu da bir gerçek. Böyle ise hazırlanacak bir stratejinin “madenciliği geliştirmek” değil; “ülkenin gelişmesine madenciliğin katkılarını arttırmak” konusunu işlemesi ve bunun hedef ve araçlarını belirlemesi gerekir.

MGS metni ancak bu yaklaşımla, her şeye karşın madencilik, madenciler için madencilik diyen MÖİK, MS, MSBKB metinlerindeki yanlışlardan korunabilir ve ulusal bir strateji niteliğini kazanabilir.


her iki alıntı için kaynak;
http://www.geocities.com/siyanurleal.../strateji.html

eskimo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2006, 12:06   #2
agaclar.net
 
malina's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2004
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 37,245
Galeri: 88
Altın madeni bulunan Uşak Kışladağ'da siyanürle ilgili yapılan kan tahlilleri tabip odası ile valiliği karşı karşıya getirdi. İki tarafın yaptırdığı tahliller farklı.

Alıntı:
Geçtiğimiz Haziran ayında TÜPRAG şirketi tarafından Uşak Kışladağ'da siyanürle altın çıkarılmaya başlandı. Aynı dönemde yaklaşık bin kişi şiddetli baş ağrısı, mide bulantısı, nefes almakta zorlanma gibi şikayetlerle hastanelere başvurdu.

İzmir Tabip Odası ile ortak hareket eden "İzmir- Bergama, Eşme, Sivrihisar Havran/Küçükdere Elele Hareketi" üyesi bir grup hekim bölgeye giderek, siyanür zehirlenmesi" şüphesiyle hastalardan kan örnekleri aldı. Bu sırada Uşak Valisi Kayhan Kavas ile Eşme Kaymakamı Mahmut Nedim Tuncer, kan alma işlemini izinsiz olduğu gerekçesiyle durdurarak, 8 ayrı kan örneğine el koydu ve tahlil için Ankara Hıfzısıhha'ya gönderdi.

Tahlil sonucunda siyanür bulunmazken, normalin bir miktar üzerinde arsenik bulundu. Doktorlar da 9 kan örneğini alarak siyanür testi için Ankara'daki özel bir laboratuara yolladı. Bu laboratuarda yapılan tetkikler sonucunda 9 kan örneğinde bazılarında normalin 40 katı siyanür olduğu belirlendi.

TARTIŞMA BAŞLADI
Elele Hareketi'nin İzmir temsilcisi Dr. Oya Otyıldız, Kaymakam Tuncer'in ellerinden aldığı kan örneklerinde siyanür değil arsenik araştırması yaptırdığını iddia etti ve valiliği dava edeceğini söyledi.

Uşak Valisi Kayhan Kavas ise "Biz kanları zamanında göndererek tahlil yaptırdık. Siyanür çıkmadı" dedi. Kaymakam Tuncer, "arseniğe bakıldı" dedi.

Alıntı:
Tahlil sonuçlarında siyanürün kanda olması gereken normal seviye litrede 0,02 miligram. Ancak 9 ayrı kan örneğinde yapılan inceleme sonucunda siyanür oranları litrede en düşük 0.18 miligram, en yüksek 0.64 miligram çıktı.

Uzmanlar, kayaların çıkarılmasıyla birlikte bir kilometre çapında, 450 metre derinliğinde bir çukurun oluşacağı bu nedenle de yüzeyin büyük kısmının siyanürle kirletilmiş ağır metallerle kaplanacağını ileri sürüyorlar.

10 yıl sonra bölgede cilt, kan, lenf, akciğer, üreme sistemi, böbrek, idrar yolları, mide ve bağırsak kanserleri ile anemi, kalp yetmezliği, doğumsal anomaliler, düşükler, bebeklerde zeka geriliği, sinir sistemi harabiyeti ve kemik kırılmaları görüleceği ifade ediliyor.
Hasan ERŞAN - Sabah

malina Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 06:01.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025