![]() |
EM in bu uygulamada mutlaka başarılı olmasının gerektiği Sn.Ensar'ın fotoğraflarından açıkça anlaşılıyor.
4 adet dozajlama istasyonunun olduğu bölümlerle diğer yerler arasındaki koku ve suyun analizleri durumu açıklığa kavuşturacaktır. Tabi EM in etkili olabilmesi için bir süreç de gerekli, ben en azından gelecek yazı beklenmesi tarafıyım. Em neticede sihirli bir sıvı da değil :) EM i cesaretle başladığı bu işten dolayı tebrik etmek gerek ,tabi Sn.Ensar' ı da bilinçli ve takipçi-araştırıcı birey olarak konunun üzerinde durması da biz sessiz çoğunluk için alkışlanacak bir olay. Ensar Bey sayesinde bu konu bu kadar farkındalık yarattı... Öyle ya da böyle EM in sahadaki mühendislerinin Ensar Beyi desteklemesi lazım... Çünkü aslında aynı dili konuşuyorlar , amaç; temiz bir Ergene . |
3 Eklenti(ler)
Teşekkürler Acemi Usta ve Denizakvaryumu
Önerileriniz mutlaka dikkate alınacak. Bu deneme veya Arge çalışması veya her ne derseniz deyin sadece 2 aylıktı ve kokunun kesilmesi amacına yönelikti. Çalışma normalde Ekim sonunda bitecek ancak bizler ürün kullanmayı sürdürerek, her ihtimale karşı Kasım sonuna kadar devam edeceğiz. Ağustos'un ortasından itibaren Eylül ayının sonuna kadar normalde Muratlı ilçesi içinde kötü kokular mevcut. Birçok kişi tarafından kokunun gittiği Ağustos ayının ortalarından itibaren teyit edilmiştir. Koku konusunda su analizleri hiçbir şey söylemez maalesef. Kokunun yine de en iyi ölçüsü insan burnu. Hatta belirli bir sıvıdan davlumbaza benzer bir aparatla buharı vakumlu bir sistemle çekilerek hava ile seyreltilip (zavalllı panelistler kokudan zarar görmesin diye) 6 kişilik bir paneli oluşturan özel koku eğitimli insanlara koklatılıyor. Bu aygıtın adı Olfaktometre. Olfaktometre'nin amacı kokunun sadece var olup olmadığını değil, derecesini de tayin etmektir. Maalesef Türkiye'de bu ölçümü yapacak otoriteyi bulamadık. O yüzden yöre insanları arasında bir röportaj gerçekleştirildi. Zaten amacımızda kokunun belirli bir skaladaki derecesini tayin etmek değil sadece var olup olmadığını tayin etmekti. Bunların hepsi nihai çalışma raporunda yer alacaktır. Yalnız burada Sayın Ensar'ın çekmiş olduğu fotoğraflarda gördüğüm derenin kenarlara yakın bölümlerindeki beyazlıklardan bahsetmek istiyorum. Eğer EM uygulandıktan sonraki bölümde çekildiyse, bu beyazlıklar EM'nin işe yaradığını göstermektedir. (Bunu zaten kokunun önce azalıp sonra da yok olmasından biliyoruz) Bu, EM uygulanan göl ve derelerde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Ve EM'nin işe yaradığının göstergelerinden biridir. Elimde mevcut olan Asechi Nehri örneğinde de aynı tür beyazlıklar görülmüştür (Resim 1). Bunlar yararlı mikroorganizmaları işaret etmektedir. Bir diğeri hava kabarcıkları çıkışıdır. (Bu da yoğun olarak gözlendi). Bu gazlar karbondioksit ve azot (Denitrifikasyon) olabilir. Bukaşi topları konusundaki yorumlara tamamen katılıyorum. Çamurun azaltılması için çok miktarda atılması gerekli. (Ama tekrar ediyorum buradaki amacımız kokuydu). Aşağıda Asechi nehrinde yapılan uygulamada çamurun yo kedilişine ilişkin 2 fotoğraf yayınlıyorum. Saygıyla Eklenti 175663 Resim 1 - Beyazlık mikroorganizma faaliyeti. Eklenti 175664 REsim 2- EM uygulanmadan önce (gelgit olayı nedeniyle sular çekildiğinde çekilmiş foto) Eklenti 175665 Resim 3 - EM uygulandıktan 7 ay sonra (gelgit ile suların çekildiği konumda çekilmiş) |
Sn. Dogasever,
Ensar'ın eklemiş olduğu resimdeki beyazlık suyun yüksek bir yerden akmasıyla oluşan köpük. Aslında bir önceki mesajımdaki setler yapılıp suyun yüksekten akıtılarak havalandırılması olayına kısa bir açıklama. Yararlı mikroorganizmaların faaliyet gösterebilmesi için suda en azından 6 mg/l oranında oksijen bulunmalıdır. Suyun normal akışı sırasında havadaki oksijen suda çözünerek bu ortamı sağlar. Hızlı akan suların temiz olmasının nedeni budur. Durgun sular daha çabuk kirlenir. Atalarımızın "akan su kir tutmaz" demelerinin nedeni budur. Önerdiğim yöntemde suyun yapılan setlerle (bentler) önü kesilecek ve yüksek bir yerden akıtılarak sudaki oksijen miktarı artırılacak. Böylelikle EM içindeki yararlı mikroorganizmalar daha hızlı çoğalır. Bu bentlerdeki dipteki çamurunda yararlı mikroorganizmalar etkin oluncaya kadar temizlenmesi gerekir. (Bu oluşan çamur ortamdan ayrılarak yine aerobik veya anaerobik uygulamaya tabi tutulmalıdır. Ya da kurutma ve yakma yöntemiyle temizlenmelidir.) Bunun en iyi yapıldığı yöntem fakrika atıklarının daha kaynaklarında dinlendirme havuzlarına alınmasıdır ki bu nasıl sağlanır bilmiyorum. Çünkü denetim yok. |
Sayın Acemi Usta
Beyazlığı fotoğraftan tespit etmek zor olabilir. Onun için bir şey söyleyemiyorum. Ancak, uygulamayı görmüş olan bir çok kişinin derede "beyaz beyaz bir şeyler belirdi" diye ifadeleri de olunca, ben fotoğraftaki görüntüyle o ifadeleri de birleştirerek böyle bir kanıya varmıştım. Tabii fotoğraftaki beyazlık konusunda yanılıyor da olabilirim. EM'nin faaliyet gösterebilmesi için 6 ppm Erimiş oksijen olmalı ifadesinin nereden çıktığını bilmiyorum. Böyle bir şey yok. Ancak şu kadarını söyleyebilirim. EM iki türlü arıtma yapmaktadır: Anerobik ve Aerobik. Anerobik arıtmada oksijene ihtiyaç yok aerobik arıtmada ise, oksijene ihtiyaç var ama o düzeylerde değil. Örneğin, atıksu arıtma tesislerinde erimiş oksijen yaklaşık 1,5 - 2 ppm değerindedir. Bu da EM'nin etkili olabilmesi için yeterlidir. Derede fazla oksijen göz çıkarır mı? Zannetmiyorum. Dere suyunun yüksek bir yerden dökülmesini sağlamak ya da suyu belirli yerlerde havuzcuklar yaparak yani akvaryumlarda olduğu gibi içine hava vermek tabii ki çok yararlıdır. Çamura mekanik yolla müdaheleye gerek yok bence çünkü Bukaşi Topları o işi halledecektir. Zaten dereden çamur hafriyatı yapmanın bedeli çok yüksektir ve EM varken bence gereksizdir ve çok da pahalı bir işlemdir. Bir diğer sorun da çıkarılacak çamurun yeniden işlenmesi gerekecektir yani ek maliyet getirecektir. O çamuru içinde çok toksik madde olacağı için gübre olarak veya tuğla olarak da kullanamazsınız. Saygılar. |
Sayın Dogasever,
Dostlarla geçen güzel bir hafta sonunda Ergene ve Muratlı derelerinde çevre gözlemi yapma ve bir insanı (Ensar) anlama fırsatı buldum. Bunu siz ve arkadaşlarla paylaşmak istiyorum. Öncelikle belirteyim baskın bir koku yok. Havanın soğuması bunda etken ise de EM yadsınamaz. Bahçemdeki gübre tankı deneyiminden EM'nin kokuları önleme ve bastırma gücünü biliyorum. Ama, burada, fiziksel olarak dereleri iyileştirdiğine dair bir şey göremedim. Yoğun tekstil boyası içeren su ve evsel atıkların oluşturduğu bir çamur... Anladığım kadarı ile derelere akan kirlilik kaynakları önlenmeden EM'nin işi zor. Çalışma bittikten sonra her şey eski durumuna dönecek gibi. Öncelikle; kirlilik kaynakları, özellikle çamur üreten evsel atıkların önlenmesi lazım. EM daha sonra olmalıydı. EM'nin bu ağır şartlarda başarılı olacağından kuşkuluyum. Belki biraz erken karar veriyorum. Daha zaman lazım. Şu an ki kanaatim bu işin kaynak israfı olduğu. Ensar beyin de anlatmaya çalıştığı şey sanırsam bu. Kaynak israfı.. Ben yılda şu kadar vergi veriyorum, bunun daha doğru biçimde kullanılmasını isterim diyen her vatandaşın yaptığı haklı tepkiyi veriyor. Kirlilik kaynakları önlenmeden bu işe başlanmamalıydı diyor. Bir yandan belediye nezdinde itirazını belirtirken, bir yandan da size haklılığını anlatmaya çalışıyor. Olayın kişisel olmadığını kendisi ile bire bir zaman geçirdiğim için biliyorum. Bu işin daha başarılı olması ve kalıcı etki vermesi için amacı aynı olan iki başarılı insanın eylemin şeklinde anlaşarak ortak noktada buluşması çok güzel olur. Bilim ne der bilmem, ben çahil insanım. Mantığım diyor ki bu işin doğrusu kaynağı kurutmak. Bu nasıl olur aklım ermez. Kolaycası diyorum ki belediyeler atık su sistemi kurmak için yönlendirilebilir. EM bu atık su sistemlerinde gerçek güçünü gösterecektir. Şimdiki hali ile su akıyor EM onla beraber!...Sanayi tesislerinin şüphesiz ki atık su sistemleri var. EM, buralarda kullanımı zorunlu tutulabilir. Yasalar bu gibi bir mecburiyeti zorunlu kılmasa da yolu var. Yerel yöneticilerin satın almasındansa, satın aldırması gibi. Benim son söz gibi alışkanlığım yok ama; Her işin doğrusu kaynağından başlar diyorum. Saygılar. |
Sn Bayındırmevki (ve aynı konuyu belki de önümüzdeki günlerde yine gündeme getirecek olası arkadaşlar)
Bu koku için yapılmış bir deneme çalışmasıdır. Ve (31 Ağustosta başlamıştır). Kullanılan ürünün büyük bir kısmı bizim tarafımızdan karşılanarak Kasım ayının sonuna kadar devam edecektir. Ondan sonra kesilecektir. Eylül'ün ortalarında kötü koku yok edilmiştir. Gerek çamurun yok edilmesi ve gerek su kalitesinin iyileştirilmesi açısından atıksuyun kaynağının kesilmesinin en ideal yol olacağının bizler de bilincindeyiz. Zaten bizler de bunun için uğraşıyoruz. Ama bu arada elimizi kolumuzu bağlayıp oturalım mı? Çevredeki insanların örneğin bu kötü kokuları çekmesine göz mü yumalım. İçinizden kaç kişi bu kokuların içinde yaşıyor bilmiyorum ancak ben senede en fazla 10 gün annemleri ziyaret ettiğimde kokudan uyuyamıyorum. Annem ve babam, komşularımız ve tanıdığım tanımadığım tüm Alpullu halkı bütün yaz bu kokuları çekmek zorunda kalıyorlar. Bunlara siz bekleyin beş on yıl daha atıksuların dereye atılmasını bir önleyelim ondan sonra kokuyu keseceğiz mi diyelim? Sevgiler. |
Alıntı:
Bu porejenin bu şekilde bir başarı sağlayacağını düşünmüyordum yine de düşünmüyorum. http://www.agaclar.net/forum/showpos...8&postcount=53 |
Alıntı:
Artık söyleye söyleye dilimde tüy bitti. Bu projenin amacı kokuyu gidermekti. Uygulama başladıktan yaklaşık bir hafta sonra koku iyice azalmış ve Eylül'ün ortalarında tamamen yok olmuştur. Bu durum tüm yöneticiler ve tüm Muratlı halkı tarafından da teyit edilmiştir. Basın, akademisyenler gelerek kokunun olmadığını teyit etmişler derenin kokan kısmına da gidip koklamışlardır. Oranın koktuğunu da teyit etmişlerdir. İki aylık bu proje amacına ulaşmış ve başarılı olmuştur. Zaten proje bir deneme projesidir ve resmi olarak bu ay sonunda, gayri resmi olarak da Kasım ayı sonunda bitecektir. Artık neyin başarılı olmayacağını zannettiğinizi anlamakta güçlük çekiyorum. Yoksa YAZDIKLARIM ARKADAŞLARIN EKRANLARINDA TÜRKÇE DİLİNDE OKUNMUYOR MU? Bu deneme projesinin artık başka bir beklentisi yoktur. Lütfen sırayla bana bu proje hakkında hayal ürünü yorumlar yapmayınız. Yaparsanız da aklı başında yorumlar yapınız. Bana bir tek şeyin yanıtını veriniz lütfen, atıksu deşarjı kesilmeden dereye Bukaşi Topu atmanın yararı olmayacağını lütfen bana ispatlayınız. Kokunun kesilmesinin ne anlama geldiğini biliyor musunuz? Bukaşi toplarının çamura saplanacağını ve akan suyla birlikte akmayacağını ve sürekli EM üreterek sürekli arıtma yapacağını iddia eden forum kişisi. Aynı zamanda aynı şeyleri anlatmaktan artık bezmiş forum kişisi |
Alıntı:
Elimde EM'nin illede 6 ppm değerinde aktif olacağına dair herhangi bir EM araştırması yok. Ancak benim bildiğim temizleme işleminde daha çok aerobik bakterlier oksidasyon yoluyla etkili oluyorlar. Bunun için ise genel kabul gören kıstas 6 ppm civarı. (Kaynak Dr. Elaine Ingham) Sizin söyledğiniz gibi 1 veya 1,5 ppm değerlerine kadar bu aktvite sürmekte. Ancak azalarak sürmekte. Bu işlem nasıl daha iyi yapılabilir derken bunu gözönüne almak gerekir diye düşünüyorum. Aşağıda Mikrobiyoloji ve Toprak konusunda 160 nolu mesajda daha önce açıkladığım BOD5 ile ilgili açıklama var. Diğer üyelerinde bunları bilmesi açısından bir kez daha yazıyorum. Alıntı:
|
Sayın doğasever sanırım bizim yazdıklarımızda sizin ekranlarınızda ya türkçe okunmuyor ya biraz sinirlisiniz.
İlk mesajım (mesaj53) te "mücalenizden şüphemiz yok demişim". Doğa severliliğinizin yanından bile geçemeyiz, EM'e de söyleyecek bir sözümüz yok EM'in bu konudaki başarısı bilinmekte. Bu bir iki aylık deneme süresi diyorsunuz onu da anladım amaç kokuyu gidermek onuda anladım,(demek türkçe gözüküyor) Burada da Sadece seneye değil, bundan sonra derenin artık bir daha kokmaması için biz elimizden geleni yapacağız. Tabii yetkililerin de gerekli önlemleri almaları ve bize bu olanağı tanımaları gerekiyor. Bu olanak tanınmadığı halde bu sözü nasıl verebiliyor ve ya söyleyebiliyorsunuz. Projenin başarılı olamaz demem iki aylık deneme süresi ve kirliliğin devam etmesi, bu preje ya sürekli devam etmeli ya kirliliğe bir son vermesi. İkincisi, Bu bir projemidir? denememidir? deneme ise bu denemeleri sanırım daha önce yapılmış ve sonuçlar alınmış bilinmekte, bilinen şeyin denemesi mi olur. Proje ise, projelerden kalıcı somut birşeyler alınır, (bir eser, bir yapıt, vs ) iki ay sonra aynı kirlilik aynı koku devam ederse o projenin ne anlamı var ben de onu anlayamıyorum, iki aylık bir kokudan kurtulduk eee sonra, yine aynı koku. Proje dediğiniz bu mu? Sevgili ensar'ın endişelerine kapılmaya başladım. Alıntı:
Alıntı:
|
Sayin Lilium
Ben bundan sonra bu konuda yorum yazmıyorum. Her şeyi forum okuyucularının anlayışına bırakıyorum. Açıkça elmayı armut, armudu da nar yaptınız. Helal olsun. Bu kadar açık seçik ve net aktardığım halde bazı kişiler anlamamakta ısrar ediyorlar. Bu konuları hiç birinizle tartışmak zorunda değilim. Ben hayatımda böyle şey görmedim. Bir konu nasıl bu kadar yanlış anlaşılabilir inanamıyorum. Eğer yanlış anlama yoksa, kasıt ve baltalama var demektir. Artık yazmıyorum. Saygılar. |
Alıntı:
Yazışmalar sırasıyla böyle: Alıntı:
|
Alıntı:
Yetkililer (yani denetleyici olarak devlet, arıtma yapmak zorunda olan firmalar) gerekli önlemleri alırsa ve bize temizleme olanağı verirse, bundan sonra derenin artık bir daha kokmaması için elimizden geleni yapacağız. Bence yok. Böyle bir şartlı cümleye itiraz için, nasıl ve ne mantıkla bu cümleyi kurabiliyorsunuz? "Bu olanak tanınmadığı halde bu sözü nasıl verebiliyor ve ya söyleyebiliyorsunuz" "Elimizden geleni yapacağız" kelimeleri ilk cümlede, "yetkililer" ikinci cümlede geçiyor diye mi? :) |
Belkide Türkiye' de bir ilk olacak güzel bir hareket, bütün forum olarak destek olmaya çalışacağımız bir çalışma bu kısır çatışmalarla heba olup gidecek. Bunca kamuoyu desteği varken, bürokrasinin desteği sağlanmışken bu proje başarısızlıkla sonuçlanırsa kusura bakmasın Sn. Doğasever daha çok sinirlenip üzülmeye devam edecektir.
Çünki forum üyeleri olarak bizler EM' i Sn. Doğasever aracılığı ile tanıdık ve EM konusunda soruların ilk muhatabı hep o oluyor. Bu tartışmanın fitilini ateşleyende Sn. Doğasever' in "Yol parasına yapıyoruz." söyleşisi olmuştur. Tartışmalarda bu yüzden sertleşmiş ve gerilim bu yüzden artmıştır. Oysa ki Sn. Doğasever hatasını anlayıp "Arkadaşlar bu bir hata idi biz projenin gidişatını tartışalım. Eksiklerimiz ya da aklımıza gelmeyen katkılarınız varsa bunları tartışalım." dese idi bu iş bu kadar uzamayacaktı. Kaymakam ve Belediye Başkanın böyle bir projenin arkasında durması büyük bir nimettir. Küçük bir beldede bu güç ile aşamayacağınız engel yoktur. Bu desteği aldıktan sonra Agriton veya Sn. Doğasever' in yapacağı en akıllı iş, hiç aceleye getirmeden projenin başlangıç zamanını Mayıs 2011' e ertelenmesini sağlayıp gerekli alt yapı, fikir jimnastiği ve strateji geliştirme konusunda çaba içine girmesi lazımdı. Yerel yönetimin atık sularını arıtmadan dereye akıtan büyük sanayi kuruluşlarına nakdi para cezası kesmesi yerine dereye akıttıkları her ton pis su için şu kadar EM uygulaması yapmanız gerekli gibi ayni ceza verilmesi sağlanabilir, bu şirketlere Agriton' dan EM danışmanlığı almaları koşul olarak öne sürülebilirdi. EM uygulaması derenin hangi noktalarında yapıldı bilemiyorum ama bu noktaları seçmek bile bir strateji işidir. Ben Muratlı’ ya gitmedim ama Google Earth’ ten incelediğim kadarı ile ben olsaydım başlangıçta Çorlu Deresinde hiç enerji harcamazdım. Bunun yerine Muratlı’ nın kuzeyinden geçen ve bir çok sanayi kuruluşunun atık sularını Çorlu deresine ve dolayısıyla Ergene’ ye taşıyan küçük dereye ağırlık verirdim. Bu derede elde edilecek başarılı bir uygulamanın devamını Kaymakam ve Belediye yönetiminin ağırlıklarını koyması neticesinde bu nehre atık su atan sanayi kuruluşlarına ceza kesme yerine projeye katılma yönünde ikne etmeye çalışır ve bu sanayi kuruluşlarının arıtma tesislerinin danışmanlığını almaya çalışırdım. Ekonomik bir çözüm olduğu sürece buradaki sanayi kuruluşları ceza ödemek veya kapanmak tehlikesi yerine bu projeye mutlaka katılacaklardır. Ve elde edilen başarının verdiği güç ile yine Muratlı Kaymakamlığı ve Belediyesinin inanmış gücü ile etki alanımı Çorlu ve Çerkezköy Belediyelerine doğru genişletmeye çalışırdım. Ama sürectende görüleceği üzere bunun bir marathon olduğunu göze alıp sadece kokuyu gidermek gibi 100 metre koşusuna dönüştürmemek lazım. Eğer amaç sadece Muratlı halkının bir kaç ayda olsa koku rahatsızlığını gidermekse yaz aylarında sıcağın etkisi ile koku başlayınca bu proje sekteye uğrayacaktır. Sadece bu bölgede değil belki Türkiye’ nin başka bir bölgesinde yapılacak çalışmaya referans olma özelliğini kaybedecektir. Sn. Doğasever’ in kızmadan, sinirlenmeden tekrar düşünmesi ve Türkiye’ nin 75.000 üyesi ile en büyük tartışma platformu olan agaclar.net’ in desteğini mutlaka kazanması gerekmektedir. Ben artık tartışmak istemiyorum demek çözüm değildir. Saygılar. |
Alıntı:
Vatanı kurtarmayı da hep tek kişiden bekleriz ya :) Temizlik yapmayı, firmaları denetlemek için devleti harekete geçirmeyi, belediyeleri ikna etmeyi, firmalara atık tesisi kurdurmayı falan ondan bekliyor gibisiniz. :) Bunları yapamıyorsan, hiç yapma abi, kaynak israf oluyor! 27 Nisan 2006 Artık herkes çevre bekçisi Çevre yasası TBMM'den geçti. Cezalar katlandı. Balık çiftlikleri kapatılacak. Ya uygulama? Şimdi herkese düşen görev; etkin uygulanmanın takipçisi olmak. Yeni Çevre Yasası'nda Değişilik Yapılmasına Dair Tasarı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. 11 yıldır Meclis raflarında bekleyen yasanın geçmesiyle, her Türk vatandaşı çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesiyle görevli hale getirildi. Yasayla kurallara uymayanlara da ağır cezalar getirildi. Çevrenin korunmasına yönelik düzenlemeler, Çevre Bakanlığı'nın koordinasyonunda yapılacak. Bakanlar Kurulu, cezaları 10 katına kadar artırabilecek. Cezalar, suçun 3 yıl içinde ilk tekrarında bir, sonraki tekrarlarda iki kat artırılarak verilecek. Denizlerde yapılacak balık çiftlikleri, hasas alan niteliğindeki koy ve körfezler ile doğal ve arkeolojik alanlarda kurulamayacak. Çevre Bakanı Osman Pepe, "Bu çiftliklere 1 yıl süre veriyoruz. Ya taşınacaklar, ya kapanacaklar" dedi. http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2006-04-27 28 Nisan 2006 'Çevre'de son dakika skandalı Çevre Yasası'nda yapılan değişiklikle, çevreyi kirleten belediye, organize sanayi bölgesi ve fabrikalara, atık tesisi kurmaları için 2-10 yıl arası ek süre verildi. Çevre cezaları daha önce de 2 yıl ertelenmişti TCK'nın zaten 2 yıl ertelenen hükümlerinin yeniden ileri tarihe atılması üzerine, yasanın onayı konusunda gözler Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e çevrildi. Çevre Yasası'na geçici 4'üncü madde olarak eklenen hüküm tartışmaya neden oldu. Bu hükme göre, atık tesisi kurmayan belediyeler ile organize sanayi bölgeleri ve sanayi kuruluşlarına ek süre tanınıyor. Buna göre, OSB'ler ile atık su üreten fabrikalara arıtma tesisi kurmaları için 2 yıl süre verilecek. Ayrıca, nüfusu 100 binden fazla olan belediyelere 3 yıl, 100 ila 50 bin olanlara 5 yıl, 50 ila 10 bin olanlara 7 yıl, 10 ila 2 bin olanlara 10 yıl ek süre tanınıyor.Arıtma tesisi kurmadıkları için çevreyi kirleten belediyelerin hazırlık yapması amacıyla TCK'nın 181 ve 182. maddelerindeki cezalar daha önce 2 yıl ertelenmişti. Atık ve artıkları kasten çevreye verenlere 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası öngören hükümler, bu yıl 12 Ekim'den itibaren yürürlüğe girecek. Hükümet, Çevre Yasası'nda reform niteliğindeki düzenlemelerde son dakika önergesiyle büyük bir gedik açtı. Atık tesisi kurmadığı için çevreyi kirleten belediyeler, organize sanayi bölgeleri (OSB) ve şirketlerle ilgili Türk Ceza Kanunu'ndaki (TCK) cezalar, 2 ila 10 yıl ertelendi. Ancak hukukçular, son çıkan yasanın geçerli olacağı ve zanlı lehine olan hükümlerin uygulanacağı ilkesini vurgulayarak, belediyeler ve şirketler açısından hapis cezalarının 2 ila 10 yıl yeniden ertelenmiş olduğuna dikkat çekti. Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe de, düzenlemeyi soran gazetecilere, "Doğru yorumlamışsınız" yanıtını verdi. Yeni uyum sürelerinden yararlanmaları için belediyeler ve şirketlerin 1 ay içerisinde bakanlığa başvurması yeterli olacak. Toprağa ve suya atık bırakan belediye yöneticileri, belirtilen süreler içinde hiçbir ceza almayacaklar. Uyum süresinin ardından atık tesisi kurmayanlara 10 bin YTL - 100 bin YTL arasında para cezası uygulanacak. http://www.milliyet.com.tr/-cevre-de...61/default.htm |
Alıntı:
İkisininden birini kayırmak için nedenim yok. Ne ensar'ı ne dogasever'i... Ama gözümüzün önünde olanları böyle yorumlamanıza şaşırıyor ve üzülüyorum. Tartışmayı başlatan ensar değil mi? Alıntı:
"Sonuçta siz haklısınız arz ve talep dengesi" lafı, siz sonuçta ticarı firmasınız, iş doğru yapılmış yapılmamış, umurunuzda olmaz. Aldığınız paraya bakarsınız, gerisini (kibar bir deyişle) boşverirsiniz anlamına gelmiyor mu? Size böyle dense siz nasıl davranırdınız merak ediyorum? Dogasever'in verdiği yol parası cevabı, arz talep durumuna göre hareket etmiyoruz anlamına geliyor. |
Alıntı:
Tabii yetkililerin de gerekli önlemleri almaları ve bize bu olanağı tanımaları gerekiyor. ikinci cümle. Bu olanak tanınmadan ilk cümledeki cümleleri kurup nasıl söyleyebiliyor, olanak tanınmamış ve ya buna dair bir sözleşme bir imza atılmamış. Sadece seneye değil, "bundan sonra derenin artık bir daha kokmaması için biz elimizden geleni yapacağız demek, ve sonra da bu iki aylık bir deneme demek, "Zaten proje bir deneme projesidir ve resmi olarak bu ay sonunda, gayri resmi olarak da Kasım ayı sonunda bitecektir" Hem proje bitiyor hem Sadece seneye değil, "bundan sonra derenin artık bir daha kokmaması için biz elimizden geleni yapacağız. Proje bittikten sonra ve kirlenme devam ederken elemizden geleni yapacağız demek bana biraz gülünç geldi. Doğru da yazanlar olur yanlış ta eleştiri olacaktır kızmak küsmek olmamalıdır, (Yoksa eleştiri yasakmı?) yanlış yazanlar kinayicesine yazanlar zamanla ayrılacaktır. Bu gibi konularda, bizi çok da ilgilendirmiyor demek mi gerekiyor, ya da oh oh çok güzel çok iyi çok başarılısınız demek mi gerekiyor, ve ya her şeyi kişinin istediği gibi yazıncamı eleştiri ve ya yorum oluyor. Eleştirince biz ters taraftamı oluyoruz biz doğayı o derenin temizlenmesini istemiyormu oluyoruz. Eleştiri yorum olmayacaksa konunun forumda ne işimiz var, forumlar böyledir kızmamalıyız. Sevgili doğasever seni seviyoruz sevdiğimiz için de iyi ve ya kötü bir şeyler söylüyoruz zaman her şeyin ilaçıdır yanlışta ortaya çıkar doğru da, sen kendini üzme. Bir şey yapmak hiç bir şey yapmamaktan iyidir. |
Bana bu tartışmada temel bir yanılgı var gibime geliyor.
Bu projenin insiyatifi ne doğasever, ne agaclar.net, ne de başka bir sivil toplum örgütü. İnsiyatif tamamen Muratlı Kaymakamlığında. Ne mutlu ki, bu kurum; - Derenin temizlenmesi gerektiğini belirlemiş, - Kirletilmenin sonlandırılması ya da azaltılması için güçleri yettiğince önlem almaya çalışmışlar, - Temizleme yöntemi için ülkenin hiç alışık olmadığı alternatif bir yöntemde karar kılmışlar, - EM Türkiye organizasyonu pozitif destek vermiş, - Kısa süreli de olsa (muhtemelen büyük projenin bir etabı) uygulamaya karar verilmiş ve uygulanmış. Bir Kaymakamlık kurumunun böyle bir işe girişebilmesi için pek çok şeyi göze alması gerekir. Bunun için, alışıldık olmasa da epey bir literatür karıştırmış olmaları kuvvetle muhtemel. Bu projenin kaymakamlık açısından uzun süreli ve sancılı olacağı muhakkak. Mikrobiyolojinin gücüne inanmış, şu ya da bu ölçüde bahçemizde, orada, burada, biyolojik ürünler kullanan buradaki kişilerle bile, (her ne düşünülürse düşünülsün) tartışmanın gelen durumuna bakarsak, bu konuya çok uzak olanların getireceği eleştirileri ve hatta ithamları tahmin etmek dahi istemem. Bence yapılabilecek tek şey var. O da, o kaymakamlığı sonuna kadar desteklemek. |
Evet Sevgili Malina,
İstediğiniz tarafı tutabilirsiniz buna kimse karışamaz. Benim tarafımı tutsanız da tutmasanız da benim fikrimi değiştiremezsiniz ben doğru bildiğimi söylerim. En fazla beni banlarsınız. ''Kirlenme durdurulmadan bu işe başlamanın mantığını anlamış değilim.^'' Bir taraftan kirlenme devam edecek diğer taraftan suda EM ile temizlik yapacaksınız. Olmaz böyle bir şey. Buna da AR GE ÇALIŞMASI DİYECEKSİNİZ. Önce bu konuda sayın Doğaseverin ve Alperin çelişkili açıklamalarına bir göz atın. ''Sonuçta siz haklısınız, arz ve talep dengesi ''dedim Evet bu projeyi havalar sıcakken yapsalardı ( Temmuz Ağustos ) vede koku kesilse idi en büyük destekçisi olurdum. Anncaak siz 50.000 Tl alacaksınız sonrada önce x hedefini koyacaksınız sonra hedef küçülteceksiniz vede 50.000 TL ye yol parası diyecekseniz. Sayın Malina siz sormasanız da, bazıları ve ben Bu yol parası mı dünya turu parası mı ? diye sorarız. Sevgili bayındırmevkii yazmış ''Kolaycası diyorum ki belediyeler atık su sistemi kurmak için yönlendirilebilir. EM bu atık su sistemlerinde gerçek güçünü gösterecektir. Şimdiki hali ile su akıyor EM sularla beraber'' Yüzde yüz katılıyorum su akar deli bakar misali boşa gittiğine yandığım EM lere bakıyorum. Bu forumda başka başlık altında da bu konuyu dile getirmeye çalışan benmiyim Sayın Malina ? Bakın bakalım, soruyu kim sormuş ve kim cevaplamış ? Ben burda siz dahil herkese soruyorum sayın Malina. Haliç yazın kokuyorda kışın niye kokmuyor? Ya da İzmir Körfezi ? Benim biemediğim bir müdahalemi var yoksa ? Son sözümde sayın Doğasevere , Seçim kaybedip istifa eden sonrada ilk fırsatta parti başına geçen ya da geçmeye çalışan bazı parti liderleri gibi oluyor ''artık yazmıyacağım deyip sonra da yazman '' sevgili dostum. Sen yazmazsan, ben yazmazsam nasıl çıkarız aydınlığa. Sevgiyle kalın, hoşça kalın, ama sakın boşlukta kalmayın diyen forum kişisi. |
Sayın malina,
Kardeşlerime kızdığında hızını alamayıp beni de sopalayan rahmetli annem gibisiniz. Hiç bir alınganlığım yok. Ellerinizden öperim. Haddim olmayarak bir büyüğüme, yazdıklarımı bir daha okumasını rica ediyorum. Başta kokunun azalmasının hava soğukluğu ile de bağlantılı olduğunu belirttim. EM'nın da gücünü yadsımadım. Kağıthane deresinin en batak zamanların da kıyısında çocukluğu geçmiş bir insan olarak yaz ile kış farkını bilirim. Sonra, kirlilik kaynakları önlenmeden bu işin zor olduğunu belirtmişim. Ürün de dahil kişileri hedef almadan yorumda bulunmuşum. Karar vermek için erken olduğunu belirterek anlık kanaatimin kaynak israfı olduğunu söğlemişim. Ensar beyin de anlatmaya çalıştığı şeyin aslında bu olduğunu belirtmişim. Çünkü; Anlattığı şeylerin ana fikri buydu. Kirlilik kaynakları kurutulmadan yapılan iş anlık iyileşme sağlayacak. Belediye kaynakları israf olacak demekte. Lafa sahip çıkmadığım da anlaşılmasın. Kaynak israfı beni de en çok rahatsız eden. Ülkemizin yarası. Siyasetçinin elinde oyuncak olmuş bir harcama şekli. Ama burda doğaseverin şahsına olan ne? Başlığı adıyla başlatsam da benim onla işim yok. Yerel yönetimi eleştiriyorum. Ama bunu yaparken Doğasevere sesleniyorum. Çünkü yerel yönetimi tanıyan ve etkileme gücü elinde olan o. Yoksa bu işte şu varmış, bu varmış beni ilgilendirmez. İşin ticari kısmı alan ile veren arasında. Bir de o bölgede vergisini veren. Son paragrafımda çalakalem yazdığım hayalleri, önerileri (yerel yönetimlerin yaptırımları) kalemi güçlü bir arkadaş (sarıcan) benden daha iyi belirtmiş. Ben farklı bir şey demek istememiştim. Çapım yetmedi. Saygılar. |
Muratlı çalışmasının Muhaliflerine,
Çeşitli meslek guruplarından oluşan muhalifler kiminiz kendini mühendis edasıyla konuya dahil ediyorsunuz kiminiz hafta sonu gezilerindeki gözlemlerini duyuruyorsunuz, kiminiz 1 km uzağından geçtiğiniz bölgenin kokusundan bahsediyorsunuz, kiminizde hiç görmediğiniz bölge adına yazıyorsunuz nedir sizin amacınız bölgeyi kirletenlerin cephesinde misiniz, ocak, şubat 2010 tarihinde neler yazıyordunuz şimdi neler yazıyorsunuz. İşin başına dönersem Muratlıdan bize ulaşıldığında bende bu işi Sn.Doğasevere o bölgenin insanı ve sizler gibi dostları var diye ona havale etmiştim. Sn Doğaseverin bu işi ilk Sn Ensar'a duyurduğunu ve Sn.Ensar'ın girişimlerde bulunacağını bana söylemişti. Sn.Ensar ne yazık ki bunu başaramadı. Tekrar ben devreye girdim ve Agustos ayında çalışmalarımız başladı koku kesildi bunu ispatladık, şimdi mevsimsel sıcaklıktan dolayı koku yok. Sizler nerelerdeydiniz konferanslarda,protestolarda,halk tanıtım günlerinde yoktunuz, uygulama başladığında yoktunuz, yoktunuz, yoktunuz... Şimdi gelmiş seffaflık içerisinde büyük bir cesaretle herkese acık bir forum'da tartışmalara açık bir şirketi nelerle suçluyor ve amacını daha sonrasını bilmediğiniz veya anlamk istemediğiniz hele hele EM Teknolojisini hiç bilmediğiniz ortada iken oturduğunuz yerden yazmanız bu konunun çözümünden yana olmadığınızı gösteriyor. Belki sizin bu grubun bir çözüm önerisi vardır,yetkililerle görüşün projenizi anlatın biz bir şeye angaje olmuş değiliz ki bu bir süreç, Sn Ensar işte size bir iş kolu. Sn Doğasever bu işin muhatabı değil. Sn doğasever hayalini bile kuramadığınız pratik bilgileri (EM'le ilgili) sizlerle paylaşmıştır. Konunun muhatabı şirketimiz ve uygulamayı yaptıran mercilerdir. Bu yol parası işine gelince bu alındı denen yol parası miktarını ispat edemiyen vatan hainidir. Sizleri tüm söylemlerinizi ispata davet ediyorum. Alper AKMAN EM Agriton Ltd.Şti. |
Nehrin kokup kokmaması hava sıcaklığından çok, su sıcaklığına bağlıdır.
Çorlu Deri OSB'den Ergene’ye karışan atıksuların sıcak olması nedeniyle, Çorlu - Çerkezköy Alt Havzası olarak bilinen ve bizim de koku denemesi yaptığımız bölümde Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarındaki ortalama su sıcaklıkları 30 derece C -/+ 1 derece C’dır. (Yani 29 derece ile 31 derece arasında değişmektedir.) Meriç’e yaklaşıldıkça su sıcaklıkları Mayıs ayında 23-24 C’ye, Ağustos ayında ise, 26-27 C’ye düşer. Yukardan anlaşılacağı gibi, Ergene’nin suyu Çorlu – Çerkezköy alt havzasında yukarda belirtilen ayların tamamında kötü kokacaktır. Su sıcaklıkları yüksek ve hemem hemen aynı. Ekim'de koku azalmaya başlar ve Kasım'da biter. Şubat ayında bile ortalama hava sıcaklıkları 4 -5 dereceyi geçmezken, Ergene’nin bu bölümündeki suyun sıcaklığı 15-17 C’dir ve Meriç’e yaklaştıkça su sıcaklığı 8-9 C’ye düşmektedir. Sonuç: Sıcaklık ölçümleri ışığında, nehrin bu bölümünde (Çorlu-Çerkezköy Alt Havzası) normalde Eylül ve Ekim aylarında kokunun bitmeyeceği açıkça bellidir. Zaten Eylül aynında kokunun EM ile kesildiği hemen hemen herkesçe teyit edilmiştir. Yapılan bir çalışmayı lüzumsuz ve dolayısıyla kaynak israfı olarak gösterme çabalarını şiddetle kınıyorum. Sayın Ensar’ın bilmeden burada ileri geri konuşarak Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen böyle bir örnek projeyi karalamak için uğraşacağına, Ergeneyi kirleten sanayicilerle konuşarak onları bu hareketlerinden vazgeçirmeye çalışsa daha faydalı bir iş yapmış olur. Daha önce birçok sanayici arkadaşım var demişti. Eminim o sanayici arkadaşlarının da mutlaka tanıdığı ve içlerinde Ergeneyi halen kirletmekte olan başka arkadaşları da vardır. O yüzden, bu sanayici arkadaşlarıyla Ergeneyi kirletenlere “Dur” dese daha hayırlı bir iş yapmış olur. Sayın Ensar, bizim yaptığımız bu işten hoşlanmayanlar Ergeneyi kirletmeye devam edenler ve bu durumun böyle devam etmesini isteyenlerdir. Sizin de maalesef bu tutumunuzla onlardan pek farkınız kalmıyor. Saygılarımla |
Sayın Alper Akman
Ben Bayindirmevki sizin müşterinizim. Velinimetinizim. Siz kimsiniz? Esnaflık anlayışına sığmayan tehditkar hitap biçiminizi kabul etmiyorum. Ben insan olmanın getirdiği dikkat ile cümlelerimi kurar ve kesin yargıda bulunmamaya özen gösterirken siz alıp başınızı gidiyorsunuz. Edalarmış, kimimiz şu, kimimiz bu. Hafta sonu gezisi gözlemleri imiş. Yüksekten, yüksekten laflar. Doğasevere hitap ederken, beynimi, tuşlara basan elimi, kalbim frenler. Ben, onu bu forumdan önce tanıdım ve hiç bıkmadan bana konuları izah eden maillerini özenle saklarım. Ama sizi şimdi bu yazdıklarınız ile tanıyorum ve size hiç bir frenim yok. Bu üsten tavırları size sağlayan güç ve parada benim de payım var. Ben velinimetinizim. Sizi sorgulama hakkına sahibim ama siz beni aşağılama hakkına sahip değilsiniz. Ben hoş geçen bir hafta sonuna iliştirilmiş acemice gözlemlerimin aşağılanmasını kabul etmiyorum. Siz çevreci olduğunu iddia eden. Çevre sorunlarından geçimini sağlayan. Çevreyi sadece siz bileceksiniz. Hesaplayacaksınız. Analiz edeceksiniz. Yorumlayacaksınız. Ben cahil kul hiç bir şeyden anlamıyacağım. Anlamam için sizin gibi teknik konuşmak gerekecek. Anlamak için bir ruh, bir kalp, doğru karakter ve sezgi de yeter. Geçici kanaatimdi ama şimdi eminim. Yapılan kaynak israfı. Ben bunun için ilk yazımda yerel yönetimi hedeflerken şimdi anlıyorum ki siz de buna dahilsiniz. Araya girmişsiniz. Esnafın iyisi yanlış talebe olmaz der. Doğru seçeneği önerir ve ısrar ederdi. Sadece koku önlemek için bu kaynak harcandı ise yazık. Geçici uygulama ise yazık. AR-GE ise yazık. AR-GE'yi kendi kaynaklarınız ile yapmanız gerekirdi. Saygılar diyemiyorum. |
Araya girmek!..
Bir kaç sene önceydi. Ailece yoldayız. Gün kararırken Eceabata vardık. Çanakkaleye geçeceğiz. Yoğun sis nedeniyle araba vapuru seferleri iptal. Sıraya giriyoruz. Seferler yeni durdurulduğu için çok da geride değiliz. Geç vakit yapılan duyuru ile seferlerin sabaha kadar iptal olduğu kesinleşiyor. Arabada uyumak zor. Rıhtım boyu oteller var. Sıradan çıkıp en havalı görünenin önüne park ediyoruz. Ödemeyi yapıp odalarımıza çıkmamız ile inmemiz bir oluyor. Temizlik düzeyi bize göre değil. Parayı geri alıp diğer otellere de bakıyoruz. Hiç biri bize hitap etmiyor. Arabada uyumaya karar veriyoruz. Çaresiz sıranın en sonuna doğru ilerlerken çıktığım yerin hala boş olduğunu görüp geri dönerek yerleşiyorum. İki sıra geride bir gruptan itiraz sesleri yükseliyor. Çıkıp tüm samimiyetim ile durumu izah etmeye çalışıyorum. Beni pek dinlemiyorlar ama olayı büyütmeye de niyetli değiller. İçlerinden biri; Lafı ne uzatıp duruyorsun, bırak palavrayı "boş buldum araya girdim" de diyor. Bu lafı hiç unutmadım. Ne zaman sistemde bir boşluk olup da ordan faydalanılsa aklıma gelir. "Araya girmiş" derim. Bu benim hoş görme onayımdır. Doğa kuralı, boşluklar doldurulur. Bu olayda deselerdi ki uzun vadeli ve kalıcı çözümler önerdik (zaten satır aralarından bu anlaşılıyor) ama olmadı. Kısa vadede koku birinci sorundu. Bizde bunun çözümüne yöneldik, yönelttik. Helal olsun "araya girmişler" derdim. İş bilenin, kılıç kuşananın. Kimin ne kazandığından bana neydi. |
Bu tartışmada beni en çok sevindiren şey, arkadaşların ortak özellikleri, herkesin bir şekilde EM yi sahiplenmiş ve inanmış olmaları, bunu gördüğüme çok sevindim.
|
Sayın Bayındırmevki ben Alper Akman siz kimsiniz?
|
Alıntı:
|
Tüm konuyu baştan sona kadar okudum. Muratlı 'da eğitim gören bir öğrenci olarak dere de koku giderilme çalışması yapıldığından bu geceye kadar haberim yoktu. Sayfayı Sn.acemi çaylak'ın önerisi üzerine okudum.
Bu kadar çalışma ve bunca insanın çabasının üzerine sabahları ve özellikle de hava da sis varken derenin o tahammül edilemez kokusunun devam etmesi beni oldukça üzdü. Muratlı deresi için koku giderme çalışması yapıldığını bilmiyordum. Herkesin söylediği gibi koku kesilmek isteniyorsa önce dereye akan (akıtılan) kirli sulara dur denmeli. Aksi takdirde yapılan çalışmalar bana göre de geçici ve kaynak israfı olarak nitelendirilebilecek düzeyde olmaya mahkum. Belki düşüncemin pek bir önemi yok ama zamanımın çoğunu o kokuyla geçiren bir öğrenci olarak olaya ticari gözle bakılmaktan vazgeçilmediği sürece koku giderme çalışmasının bir işe yarayacağı konusundaki olumsuz görüşümü de belirtmek isterim. |
Kızım gündöndü,
Her kim gönderdi ise seni buraya yanlış etmiş. Karşılaşınca kulağını çekeceğim. Şu kaynak israfı dediğin şeyi yapan firmanın sahibi pek tehditkar kişi. Sen en iyisi bu lafları etme. Bak derenin etrafı ne güzel, çiçekler, böçekler. Sen görmesen de vardır elbet bir iki kurbağa, gördüm deyiver. Olur mu hiç koku? Çıkarma burnundan mandalı yeter. |
Sevgili bayindirmevki öncelikle üye olurken profilimdeki cinsiyet ibaresini dalgınlık ya da acele ile olucak ki yanlış doldurmuşum. Şimdi düzelttim, bunun için herkesten özür dilerim. Derenin durumu zaten bugüne kadar insanların bazı şeyleri görmezden gelmesinden bu halde değil mi? En azından yeni nesil olan bizler çevremize sahip çıkalım, çıkalım ki gelecekte çocuklarımıza şimdi bize söylendiği gibi '' aah ah bu yerler Avrupalı' nın elinde olsa cennet eder '' demek zorunda kalmayalım.
|
Evladım gündöndü,
Her nasılsa olmuş bir yanlışlık, aldırma. Artık evladım diye orta yoldan başlarım sorun olmaz. Yarın kulağını çekeceğim kışkırtıcı kişi ile buluşacağım. Böyle bir evladı çevreçilik gibi tehlikeli konuların ortasına nasıl atar soracağım. Evladım, sen hiç merak etme derenin görmezden gelindiği yok. hatta bazı kişiler baya iyi görüyorlar, çamurunda bile para var. Çevrene sahip çıkayım derken dikkatli ol, yerel yönetimin kasasını sahipsiz bırakma. Asıl kirlenen çevre orada. Sakın oyuna gelme. |
Alıntı:
Bu forumda, çevreyi kirletenlere karşı yazılması gereken yüzlerce mesaj olmalıydı. Var mı? Temizlemeye çalışan bir firmayı, kirlemeden nemalanmakla suçlamak, hatta bu suça belediyeyi ortak etmek (kendi kasalarını koruyamıyorlar) sizin bile kastınızı aşan bir ayıp olmuyor mu? |
Sevgili Malina,
Ensar ve Bayindirmevki'ye göstermiş olduğunuz tepkinin aynısını, Alper Akman'ın "vatan hainliği" suçlamasında da göstermenizi beklerdim. |
Malina,
Ne kızıyorsun? Biraz muzırlık edeyim dedim. Bu konu başlığı altında bir daha yapmayacağım. Söz... |
Alper bey,
Ben 130 kg EMA alarak, KDV dahil 997,10 tl ödemiş bir insanım Tehditkar üslüpünüzü, üsten tavırlarınızı içime sindiremedim. Önümüzdeki sezon EMA alımını iki katı arttırmak planımda varken artık düşünmüyorum. EMA almayacağım. Konu benim için kapanmıştır. Cevap vermenize gerek yok. Bilginize. |
5 Eklenti(ler)
Bu fotoğrafları bugün çektim.Telefondan çekildikleri için görüntü kalitesi biraz düşük ama zaten kirlilik çok açık bir şekilde ortada.
|
Sn Gündöndü,
KOİ ve AKM değerlerini de yazın da kirliliği daha net olarak anlayalım. Saygılar. Kirlilik bakınca pek anlaşılmıyor diyen forum kişisi. |
Sn. Dogasever,
Hatırlarsanız aynı soruyu ben sormuştum. Ancak bu soruya yanıt vermek yerine "yasal işlem" uyarısı yapılmıştı. Eğer dere temizlendi diyorsak (gözle görülebildiğini siz söylemiştiniz.) sizin elinizde bu ölçümlerin olması gerekir diye düşünüyorum. Derenin kenarında okuyan bir arkadaşta burada kendince gözlemlerini aktarıyor. Sizin elinizde bu değerler yoksa onda da yoktur. |
Ben sadece bakarak ya da resimden bir su kitlesinin kirliliği hakkında fazla bir şey söylenemeyeceğini belirtmek için o soruyu sordum. Ayrıca suyun rengi de kirliliği hakkında birşey söylemez. Nasıl kirli, neye göre ve ne derece kirli soruları izler bu tür resimleri. Eğer kirli olduğu iddia ediliyorsa, o zaman bu değerlerin de verilmesi gerekir. Bu değerler olmadan kirlilik bir önem taşımaz.
Bende Ergeneye ait her türlü kirlilik bilgileri bulunabilir. Ergenenin, kirliliğini kendi evimde akan sudan daha iyi tanıyabilirim. Ama bunları bu forumda kimseyle henüz paylaşmak istemiyorum. Bu forumda herkes, önce suyu tanimali, EM ve su arasındaki ilişkiyi iyice öğrenmeli. Kirliliğin ne olduğunu, akarsuyun ne olduğunu, akarsuyun kendini temizleme gücünü, bu gücün kaynağını oluşturan mikroorganizmaların akarsudaki davranışlarını, etkilerini, zooplanktonları ve diğer canlıları daha iyi öğrenmeleri gerekir. Bu site ve sitede düzenli yazı yazan arkadaşlar çoğunlukla tarım kökenli. Bazı arkadaşlar lise öğrencisi. Önce biyoloji konularını iyi özümsemeleri gerektiğini düşünüyorum. Bir oligochae faunası üyesinin neden nehirlerin belirli bölgelerinde bulunduğunu anlamaları gerekir. Buradan benim herhangi bir veri açıklamamın bu konular özümsenmeden hiçbir önemi yoktur. Havada kalır. Saygılar. Bilgi sahibi olmadan görüş sahibi olunmaz diyen forum kişisi. |
Sn. Dogasever,
Sevgili Gündöndü'nün daha yaşı çok genç. Elbet oda öğrenir bir gün "Waste Water Management" (Atıksu Yönetimi) konularını. Arkadaş zaten biyolojiye de meraklı. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 03:09. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025