![]() |
Gerçek bir öykü....
sEvgili dostlar,
Sn Gecenin mesajını en son mesajımı yazdıktan sonra ancak görebildim. Sn Gecenin yazdıklarının hepsinin altına imzamı atarım. Kesinlikle doğru. Bizler amaçları aynı olan insanlarız. Birlik olarak el ele vermeliyiz. Bence beklemek doğru değil. Size bir blogtan aldığım aşağıdaki ERgene'nin ilk kişrlenmeye başladığı günlerde bir insanın başından geçenleri okumanızı rica ediyorum. O günden beri hala bekleniyor. Bu atıksuları birileri gelip vanasını kapatacak diye bekliyoruz. Biz harekete geçmezsek, kimsenin vanları kapatacağı yok. Sevgiler. Aşağıdakileri ben ibretle okudum ve o günleri yaşayan kişilerden biri olarak sağa sola koşuşturduğumu, insanlara lütfen balıkları yemeyin diye yalvardığımı, Belediye Başkanının kapısında kamp kurduğumu hatırladım. Maalesef sonuç değişmedi... Alıntı:
http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=8421 |
Rötarlı yazı
1 Eklenti(ler)
Dogasever'in alıntıladığı yazı gerçekten iç acıtıcı. Daha fazla gecikmemesi için konuyla ilgili yazmayı düşündüğüm yazıyı da iletişim sırasını bozmaması dileği ile ekliyorum.
Biliyorsunuz, Biyokömür denememizi, Muratlı deresi kıyısında yapmayı planlamıştık, ancak ateş yakılması gerektiği ve ateşin de söndürülmeden bir gün ve geceden fazla kalması gerektiğinden dere kıyısında yapılmadı, yaklaşık 20-22 Km. uzaklıkta ensar'ın arazisinde bu uygulama ve toplantıyı yaptık. Ben diğer arkadaşlar gibi Muratlı üzerinden değil de Tekirdağ merkezden geldiğim için Muratlı deresindeki uygulamanın sonuçlarını ve koku durumunu kontrol edemedim. Ancak, onların hem Ergene'nin uygulama yapılmayan bölgesinden, hem de uygulama yapılan yerden pet şişelere aldıkları örnekleri ise kokladım. Eklenti 177799 Soldaki Ergene'den, sağdaki ise Muratlı deresinden uygulama bölgesinden alındığı söylenen örnekler, her ikisinin de ortasında yer alan, temiz sudan çok uzak oldukları fotoğraftan da belli (zaten fotoğraftan başka da bir şey de belli olmuyor). Kişisel görüşüme göre; Muratlı deresi örneği (EM uygulanan) daha koyu renkliydi, her ikisinin kokuları arasında bariz bir fark yoktu. Bana EM uygulanan daha az kokulu gibi geldi. Ancak dediğim gibi dereyi değil de 1,5-2 litrelik örneği kokladığım için ve bidonlarda arka planda bir miktar petrol kokusu da aldığım için uygulamanın başarısı ile ilgili kokuyor, kokmuyor şeklinde net bir şey söyleyemiyorum. Zaten bu kadarcık bir örnekten proje ile ilgili sonuç söyleyebilmenin olası olmadığı açık. Umarım bir kaç içerisinde Muratlı deresi kıyısına da gider, oradakiler ile de görüşüp, görüp, duyduklarımı paylaşırım. gece geç olsun da güç olmasın, güç olsa da güçlükler yıldırmasın, diyen forum kişisi |
SAyın Gece
Koku açısından benim buradan bir şey söylemem çok zor. Ancak, koku konusunda EM'nin neler yapabildiğini iyi bildiğim için, hiç tereddütsüz o derenin kokusunu rahatlıkla, tüm ERgene'nin kokusunu da en geç 2 haftada kesebileceğimizden hiç kuşkum yok. Açık alanlarda kokuyu ölçecek bir cihaz maalesef yok. Bu konuda kullanılan Olfaktometre denilen düzenek de insan burnuna dayalı bir cihaz (bir davlumbazla hava ekstrakte edilerek 6-10 kişilik özel koku eğitimli bir panele koklatılıyor. Böyle bir sistemi Türkiyede bulamadık yoksa Eylül ayında yaptıracaktık. Eylül ayında kokunun gittiği söylendi. (Ben orada olmadığım için söylendi diyorum). EM suyun içinde çok etkili. Bunun bazı nedenleri var. Daha sonra açıklarım. Ayrıca, kapalı bir organik çöp ayırma ve kompost tesisinde (kapalı alanda olduğu için gaz ölçümleri yapılabildi) EM uygulaması yapmadan ve yaptıktan sonra yapılan ölçümlerde, kokuya neden olan gazların son derece azaldığı saptandı (şu anda alım ihalesi olduğu için analizleri açıklayamıyorum, ihaleden sonra açıklarım). EM'nin sudaki kokuyu yok etmesi, daha da kolay... Ben proje bedeli konusuna bundan sonra girmek istemiyorum. Çünkü yanlış anlaşılabilir. Alıntı:
Çok haklısınız, şirketler kar etmek için kurulurlar ama sırf bu amaca yönelik hareket etseydik, üçüncü yılın sonunda şirketin kapısına kilit vurmamız gerekirdi. Şimdi de, bu projede Projenin önemli bir bölümünün maliyetini Japonya EMRO'nun karşılaması için elimden geleni yapıyorum. EMRO, çevre projesi olduğu için ve insanların yaşamlarında fark yaratacağı için projeye yardımcı olacak. Şimdilik bu kadarını söyleyebilirim. Biz sadece kar etmeyi düşünen bir firma değiliz. Öyle olsaydık, inanın bu işi yapmazdık. Sevgiler. |
Ergene Kirlilik parametreleri (devamı)
2 Eklenti(ler)
Nehir boyunca Kimyasal Oksijen İhtiyacı ve Askıda Katı Madde değişimi (2008). Çerkezköy Çorlu civarının kirliliğin en yoğun olduğu kesim olduğu açıkça belli.
Eklenti 177956 Eklenti 177957 |
Alıntı:
EMRO konusunda da ayrıca başarılar diliyorum. Tamam, ödenen, ödenecek bedel, para "garip ve yalnız bir ülke" için önemlidir, ama asıl önemli olan sonuç alınmasıdır. Unutmayın insanlar çoğunlukla sadece sonuca bakar, neyin nasıl yapıldığı ile ilgilenen hemen her zaman, yalnızca tanrıdır. gece son cümleyi bir yerlerden duyduğu ve önemli bulduğu için yazan, bu işin tanrı ile ilgisini kurmaya çalışmayan, teşbihte hata olmaz diyen forum kişisi. |
Alıntı:
|
Alıntı:
|
Sn Gece ve Cumhur Bey haklısınız. Bu bir defalık bir kirletme de değil. Yıllardır devam eden bir kirletme. Bu ülkede yasalar var ancak devlet eliyle uygulanmıyor. Çünkü devletin kendi ayıbı da söz konusu.
Havzadaki 68 Belediyeden bir tanesinde arıtma tesisi var. Trakya üvey evlat mı? Vatan toprağı değil mi de, hem can damarını hem de topraklarını böyle kirletiyoruz? sorusunu bundan tam 25 yıl önce bölgedeki ilçe belediye başkanlarından birine sormuştum. Bana kendisine Mlletvekillerinin önce 67 ilin atıksu tesisinin yapılacağını, sonra sıranın o ilçeye gelebileceğini söyledi. Bunun üzerinden çok uzun zaman geçti. Şu anda pek çok ilin arıtma tesisi var ama Trakya'daki illerin hala yok. 2008 yılı master planına göre bunlar önümüzdeki 2 yıl içinde yapılacak. Ama masterplanına uyulur mu bilmiyorum. Öyle olmasını umuyorum. Alıntı (Sn Gece) Alıntı:
Kirletenlerin bence bırakın temizlik için para ödemelerini, bundan sonra kirletmesinler o bile yeterli. Sn Ensar'ın dediği gibi: Alıntı:
İnsanların yaşaması için en önemli maddelerden biri olan su, sanayidede bir hammadde olarak algılanmalıdır. Suyu yer altından pompa gücüyle çıkarıyor olmak, çıkarana o suyun otomatikman sahibi olma hakkını vermemelidir çünkü o su kamu malı olmalıdır ve ona uygun muamele görmelidir. Size bir anımı anlatayım: Trakya'da büyük bir tekstil işletmelerinden biri (adı önemli değil çünkü hepsi aynı şeyi yapıyor) bundan 20 yıl önce yer altından günde 7000 metreküp su çekip kullanıyordu. Kirlettiği suyu ise, inanamazsınız ama atıksu tesisi olmasına rağmen, arıtmak masraflı olduğundan yine yer altına basıyordu. Fabrikada yetkili birine şu soruyu sormuştum: Bir gün yer altında çektiğiniz su kirlenince, ne yapacaksınız? Soruma soruyla karşılık verdi: Bunun olması ne kadar sürer? Ben de belki 10 yıl sürebilir deyince, verilen yanıt şok ediciydi: O zamana kadar kim öle kim kala.... Dostlar bu mentalitenin değişmesi gerekir, bu mentaliteyi bizim değiştirmemiz gerekir. Herkese doğaya saygıyı öğretmeliyiz. Doğaya saygının her şeyden ve özellikle de paradan daha önemli olduğu gerçeği, bir çocuğa daha ilk okula başlamadan öğretilmeli. Bunu yapacak olan da bizleriz. Bugün ERgeneyi hunharca kirletenler, çocukken doğa sevgisini adam gibi öğrenmiş olsalardı, bugün o vanaları açıp zehirlerini akıtırken elleri titrerdi. Doğa ve insan sevgisiyle kalın. |
SevgiliDoğasever,
Geçen gün Ayhan Kıran isimli İngiltere Birmingham da Doktora yapmış bir arkadaşla tanıştık sizi hatırlıyor gibi oldu. Sizde Birminghamda mı doktora yapmıştınız ? Ya da Hangi üniversitede kaç yıllarında ? Sevgili dostum, Verdiğin analiz değerlerinin adetleri, hangi tarihlerde, hangi saatlerde, kimler tarafından da tesbit edildiği ile ilgili bilgiler verebilirsen sevinirim. Çevre ve orman Müdürlüğü, Namık Kemal Üniversitesi ile dirsek teması halindeyim. Şu sıralar da gönüllü olarak ÖNDER ÇİFTÇİ PROJE gurubu ile Almanyanın en büyük Tarım örgütü DLG VAKFININ BİRLİKTE HAZIRLADIKLARI BİR PROJE İÇİN BENCE OLMAZSA OLMAZ BİR LABRATUVAR KURDURULMASI için uğraş veriyorum. Mühendislik çok iyi bilkdiğin gibi ÖLÇEBİLDİĞİNİ, ölçebildiği materyallarden KONTROL EDEBİLDİĞİNCE, üretir. İlerki günlerde, belki bizim de faydalanabileceğimiz, kurulması konusunda ısrarcı olduğum bu LABARATUAR DA bulunmasını istediğin ölçüm ve kontrol enstrümanlarını listelersen sevinirim. Biz Almanlardan isteyelim de onlar vermesinler.Üç gün sonra isteseydiniz verirdik gibi hava da atmaya kalkmasınlar. Sevgiyle kalın. |
Sevgili Ensar,
Ben Oxford Üniversitesi'nde 1987-1991 yılları arasında doktora yaptım. Ama İngiliteredeki çoğu arkadaşla temasım vardı. İsim yabancı değil. Eğer benimle aynı zamanlarda İngiliterede bulunduysa mutlaka görüşmüşüzdür. En azından belirli günlerde Elçilikte de biraraya geliyorduk. Bahsettiğin proje çok iyi. Laboratuvar kurulursa çok güzel olur. Trakyada büyük ihtiyaç var. Şimdi ben buradan toprak ve su analizi yapabilen bazı cihazları önerebilirim. Ancak bence parayı Almanlar verecek ise, Alman marka cihazların Almanyadan önerilmesi çok daha iyi olur. Alımına daha sıcak bakarlar. (İngiliz malı için alman parası bulmak biraz zordur!) Ben internetten hangi firma ve cihazlar olabilir yardımcı olabilirim. Ayrıca eğer isterlerse, Namık Kemal Üniversitesine Çorlu Deri Sanayi ile ortak yapılabilecek bir çevre projesi de önerebilirim. Sevgi ve selamlar. |
Yukarıda mesaj yazan tüm arkadaşlara teşekkür ediyor ve saygılarını sunuyorum. Birlikten kuvvet doğar. Bilgilerinizi, birikim ve tecrübelerinizi ortaya koyup, bunu Ergene için kullanmanız çok harika. Saygılar, sevgiler.
|
Em bir fiyasko ancak çalışma başarılı
Sayın Ensar ve Sayın Acemi Çaylak;
öncelikle projeyi yakından takip ettiğiniz için teşekkür ediyorum, ayrıca bu ilginiz bizim içinde bir geri bildirim sağlamaktadır. sizinde belirttiğiniz gibi EM uygulamasından istenen neticeyi alamadık belki ciddiyetle uygulansa netice alınırmıydı bilmem ama, uygulayıcı firmanın daha işe başlamadan para peşine düşmesi, proje teklifinde 5 aylık bir uygulama taahhüt edilmesine rağmen bir aylık uygulama yapılması dere kenarında dozlama yapılan tanklardan alınan numunelerin PH sinin 4 ün üzerinde çıkması ve son olarak sizinde tespit ettiğiniz gibi tankların dereden toplanması muhatap firmanın ciddiyet eksikliğini göstermiştir. Ancak derede bir uygulama yapılması hem idari makamlar nezdinde, hem çevre müdürlüğü hemde sanayiciler tarafında bir hassasiyet oluşturmuş ve DERİ OSB nin BY-PASS yaparken yakalanması gibi önleyici çalışmalar sayesinde MURATLI DERESİNDE koku önlenmiştir. Belki mevsim nedeniyle diyeceksiniz ama isterseniz test etmek için akşam saat 9-10 gibi BİR MURATLI DERESİ ÜZERİNDEKİ KÖPRÜYE BİRDE ERGENE DERESİ ÜZERİNDEKİ KÖPRÜYE GİDİN FARKI GÖRECEKSİNİZ. KARANLIĞA SOPA SALLAMAK YERİNE BİR MUM YAKMAYA ÇALIŞTIK, BİR IŞIK GÖRÜNDÜ İNŞALLAH SÖNMEZ. |
Alıntı:
Foruma hoş geldiniz :) |
Merhabalar,
Bu Em Teknolojisini 2 hafta önce yine bu siteden ve Sayın MeyveliTepe'nin özel bloğundan öğrendim... Siteden takip etmek istiyorum fakat Em ile ilgi çok fazla konu açılmış ve takip etmek çok zorlaşmış.....Bu canlı organizmaların en son BP tarafından Meksika Körfezindeki petrol sızıntısında kullanıldığını duydum ve hemen TPAO da çalışan Kuzenim'e (OrtaDoğu ve Rusya dan sorumlu) bu organizmalar ile ilgili sorularımı yönelttim...Evet o da bu organizmaların petrol şirketleri tarafından deneme amaçlı kullanıldığını ve TPAO'nunda Karadenizdeki doğalgaz arama kuyularında bu organizmaları deneme amaçlı kullanmaya başlayacağını iletti....Tabi ki bu kullanılacak ürün EM 'midir yoksa başka bir ürünmüdür bunu oda bilmiyor... Benim ve Kuzenim'in düşüncesi yararlı canlı organizmaların enazından hiçbir şekilde bize ve bitkilerimize zarar vermiyeceği ve denenmesi gerektiği yönünde....Fakat benim sıkıntım forum başlıklarında ve konularında verilen EM ürününü satın alabileceğimiz mail bilgilerinin ,şirket telefonlarının çalışmaması ve cevap alamamamız... Ben ürünü almak ve denemek istiyorum,tabi ki sonuçları resimlerle burada ileteceğim....Siz sevgili dostlarımdan bu ürünü nereden satın alabileceğim konusunda bana bilgilendirme yapmanızı rica ediyorum....Bu arada Adana da oturuyorum..Bu ürünü Adana da alabileceğim bir satış bayisi var mıdır? Saygılarımı sunarım... |
Alıntı:
Yukarıdaki alıntıda belirtildiği gibi Meksika Körfezinde EM değil BAŞKA TEKNOLOJİ KULLANILDI. Sevgiyle kalın |
Alıntı:
Buyursunlar. Yazan çok, gerçek tek. O da çevre gibi çok ciddi ve istihmar edilebilecek bir konunun "ortaya mal ve/veya hizmet sunup, kazanabildiği kadar para kazanmak için kurulmuş" firmalar ile görüşülerek götürülemiyeceği. Gücünü yazanlarından alan bir platform artık herkesin olmuştur, firmalar ile yan yana anılması ne derece doğru? Var olan kamuoyu oluşturma enerjisi kendine yeter. |
Ensar Bey Merhaba,
Ben yazdığım mesajda Meksika körfezinde EM'in kullanıldığını söylemedim,temizlik için canlı organizmaların kullanılmış olduğunu yazdım.....Yazımda da asıl belirtmek istediğim konu ,yararlı mikroorganizmaların bir şekilde bize fayda sağlıyacağı ve mikrobiyol ürünlerin bir şekilde denenebileceği hususuydu...Bir önceki mesajımda yanlış anlaşıldıysam özür dilerim... Saygılarımla, |
Alıntı:
Firma olmanın ne gibi bir kötülüğü var anlamayı isterim. İzmir'de aldığımız projeksiyon için amacı ticari kazanç olan bir firma bize katkıda bulundu. Üyelerle topladığımızdan eksik kalanı tamamladı. Katkıda bulunan Allegro ilaç firmasıyla birlikte anılmak bence gayet uygun. EMA da bence çok işe yarar bir ürün, gayet memnunum bu ticari firmadan. Bir litre EMA alacağım için bana yarım saat bilgi verdikleri oldu. |
Ergene Nehri Temizlensin Eylemi Yapıldı
EDİRNE’nin Uzunköprü İlçesi’nde toplanan yaklaşık 5 bin kişi, çevresindeki fabrikaların atıkları nedeniyle simsiyah akan, içinde canlı türü yaşamayan ve çevreye ağır kokular yayan Ergene Nehri’nin temizlenmesi için yol kapattı ve ağızlarına taktıkları maskelerle eylem yaptı. Üzerlerine kefen giyen ve Ergene Nehri kenarına yatan çok sayıda kişi ise ölü taklidi yaptı. Marmara Bölgesi’nin Karadeniz kıyılarındaki Yıldız Dağları’ndan doğan ve Çorlu, Çerközköy, Lüleburgaz, Babaeski ve Uzunköprü’den geçtikten sonra Meriç Nehri ile birleşen ve ardından Saroz Körfezi’ne dökülen Ergene Nehri’ndeki kirlilik, özellikle Uzunköprülüler’i çileden çıkarttı. İlçe halkı, simsiyah akan, içinde canlı türü yaşamayan ve çevreye ağır koku yayan Ergene Nehri’nin temizlenmesi için eylem kararı aldı. Uzunköprü Belediyesi, Uzunköprü Çevre Gönüllüleri Derneği, Edirne Doğa Sporları Kulübü ve çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu’nun organize ettiği ‘Ergene temizlensin’ eylemine, 7′den 70′e yaklaşık 5 bin kişi katıldı. Ellerinde çeşitli dövizler taşıyan binlerce kişi ilçe girişinde toplandı. Uzunköprü- Çanakkale yolunu trafiğe kapatan ve ağızlarına maske takan grup daha sonra davul, zurna, klarnet ve trampetten oluşan enstürümanlar eşliğinde göbek attı ve halay çekti. Ardından grup, altından Ergene Nehri geçen dünyanın en uzun taş köprüsü olarak kabul edilen 1374 metre uzunluğundaki Uzunköprü’nün üzerinden geçti. Üzerlerine beyaz kefen giyen çok sayıda kişi ise Ergene Nehri kenarına yatarak ölü taklidi yaptı, diğerleri ise ‘Ölmek istemiyoruz’ sloganı attı. Ardından eylemci grup Atatürk Anıtı önünde toplandı ve burada basın açıklaması yapıldı. Ergene Nehri’nde çocukluk yıllarında yüzdüklerini ve balık tuttuklarını belirten Uzunköprü Belediye Başkanı CHP’li Enis İşbilen şunları söyledi: “1990’lı yıllardan bu yana bu sıkıntıyı yaşıyoruz.Uzunköprü’de insanlar zehir soluyorlar ve Uzunköprü’nün toprakları ekilemiyor. Birçok zararımız var. Biz burada hayatımızı kaybediyoruz. Sadace insanlar değil, bitki örtüsü ve hayvanları da yitiriyoruz. İçimize aldığımız zehir ile vücutlarımız zehir doluyor ve kanser vakaları artıyor. Çok büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Artık bekleyecek dakikamız yok. Halkımızında desteğini arkamıza alarak elimizden geleni yapacağız ve yetkili yerlere duyuracağız. Acilen siyasi iradenin olaya el koyması gerekiyor. Hiç canlı türü yaşamıyor. Üstünden kuş uçmuyor. Uzunköprülülerin yüzmeyi öğrendiği yer burasıydı, şimdi yanına yaklaşılamayor.”dedi. Uzunköprü Çevre Gönüllülleri Derneği Başkanı Hacer Doğrugüven ise “4′üncü sınıf su en kirli sudur. Bizimki 5 ve 6′yı geçti. Ağır metaller var içinde. Korkunç derecede zehirli madde var. Yeraltı suyunu ve topraklarımızı zehirliyor. Ergene Ovası ekilemez ve ürün alınamaz durumda. Sulu tarımda yapılamıyor. Sadece biz kokusunu ve onun çıkarttığı zehirli havayı koklayarak kanser oluyoruz. Her evde kanser vakası var. Ergene’ye girdiğimiz zaman bacaklarınızda yaralar oluşuyor. Bir kanalizasyon şeklinde akıyor” dedi. Basın açıklamasının ardından toplanan kalabalık olaysız dağıldı. http://www.sarkoygazetesi.com/ergene...in-eylemi.html |
Alıntı:
Firma çalışmaya devam ediyor mu, etmiyor mu artık öğrenemiyoruz. Firma pes etti, yazmıyor... Buradaki kamuoyunun artık niye sesi çıkmıyor? :) |
Alıntı:
Alıntıladığınız yazımın tamamı konuya dahil olanlarca yeterince açık. Kamuoyundan kasıt agaclar.net'in kendisidir, üyeler değil. Bir çevre çalışması olacaksa agaclar.net kendi çatısı altında üyelerini örgütleyerek yapabilir. Firmalar ile iş birliği yapmasına gerek olmadığı kanaatindeyim. Kişisel düşüncem; Konu çevre ise firmalarla iş olmaz. Kirleten de onlardır, kirlilikten nemalananlarda. |
Alıntı:
Alıntı:
|
Cuma günü biyoloji öğretmenlerimden biri ile aramızda dere hakkında küçük bir konuşma geçti. Dereye verilen bakterilerden O da haberdar. Dereye zehir salınımı kesilmeden tam arıtma olamayacığını düşündüğümü söylediğimde, dereyi kirleten firmalara kaymakam tarafından çok büyük para cezaları verildiğini söyledi. Ne derece caydırıcı olur orası tartışılır tabii. Arıtma tesisi kurmak cezaları ödemekten masraflı olacağı için cezaları ödeyip kirletmeye devam ederler gibime geliyor
|
Sayın Meyvelitepe,
Son sözlerimin arkasındayım. Konuya taraf olanlarca gayet açık ve netti. Taraf olmayanların da anlaması için daha da açık ve detaylı yazıyorum. Alıntı:
Bu önermeyi aşağıda kısaca özetlemeye çalıştığım hepimizin malumu olan yaşananlardan çıkarıyorum. Ergene Nehrinin, Muratlı kolu üzerindeki temizleme çalışmaları konuya taraf olanlarca bilindiği gibi Ağaçlar net ile söz konusu firma arasında ki görüşmeler ile başlamış ve sayın Malina'nın da virgülüne dokunmadan aynen alıntıladığım yazısında ki sonuca varmıştır. Alıntı:
Ardından her nasılsa firma yoluna devam etmiş ve aşağıda yine virgülüne dokunmadan alıntıladığım sonuç çıkmıştır. Alıntı:
Nasıl oldu ise firma agaclar.net ile bir yerlerde bıraktığı işbirliğine rağmen agaclar.net'ten aldığı rüzgar ile yoluna devam etmiş ve işveren pozisyonunda olanlardan biri olan Sayın Muratlı Kaymakamı Yakup Tat'ın bu tepkiyi vermesine neden olmuştur. Arada konuya taraf olan üyeler ile firma arasındaki tartışmalar hatta üyelerin kendi arasındaki tartışmalar konunun önemsiz detaylarıdır. Bu iki alıntı firmanın iş yapma tarzı ve varılan sonucu özetliyor. Sayın Gece'nin de belirtiği gibi firmalar para kazanmak üzere kurulur ve yüzü tatlı para her şeye kadirdir. Bu, bu kadar gerçek iken nasıl olur da çevre kirliliği gibi hem teknik hem de etik acıdan son derece karmaşık konuda, bir firma ile doğa dostu bir platform yan yana gelebilir. Çevrenin, amacı para kazanmak olan firmalar ile kirletildiği açık. Kirletileni temizlemek için de yine amacı para kazanmak olan firmalar kurulduğu daha da açık. Bu kurulan firmalar belki de sizin hoşunuza giden biyolojik çalışmalar yapmış olabilirler. Yaptıkları çalışmalar size sempatik gelebilir. Alıntı:
Alıntı:
Ne diyordum. Sağduyu ve basitlik. Yaşantımızdan neler eksiltebiliriz. Nasıl daha basit olabiliriz. Mesela siz EM olmadan da nasıl tarım yapabilirsiniz. Ta Ankaradan geliyor ve taşınması esaslı bir karbon salınımı... Bence bu ihtiyaç listenizden çıkarılabilecek bir şey. Toprakda yüksek bir organik düzey tutturmak hayatın gerçek hedefi olmasa gerek. Doğanın o kadar da yüksek beklentiler içinde olduğunu sanmıyorum. Bitkiler basit canlılar ve çok verim amaçlamazsak bizden çok şey istemezler. Saygılar |
Ne yapılması gereketiğine dair önerinizi daha sonra mı yazacaksınız?
|
Alıntı:
- Ortada kirli bir dere var. İnsanlar kirletmiş. - Temizlenmesini istiyoruz. - Temizlerken kurum ve firmalardan uzak durulacak, hiç bir ürün kullanılmayacak. - ağaçlar.net organize ederek üyelerden gelen güç ile yapmış olacak. - Üyeler bir araya toplanmayacak, dere kıyısına gidilip bağırış olmayacak, kumanya zaten yasak. - Bunlar "olması gerekenler" olduğu için işin asıl fikri oluyor. Yalnız, sahibi olduğunuz bu fikir, "uzak duralım" dediklerinizi içeriyor ama bu derenin nasıl temizleneceği konusunda bir şey içermiyor. Sizden bu fikirin arkasındaki derenin temizlenmesi bilgisini de rica ediyoruz. |
Sayın Meyvelitepe,
Elinizde sağlam bir dayanak olduğuna inanarak "derenin temizliği" argümanına sarılıyorsunuz. Bu konu "Ergene Nehrinin temizliği Muratlı kolu üzerinde başladı" olarak açıldı. Dikkat ederseniz "temizliği başladı" yani bir işin başlamasından bahsediyor. Dereyi nasıl temizleyelim demiyor. O iş daha önceden tartışılmış biz üyelere de başlayan temizliği tartışmak kalmış. Yani işin kendisini. Doğal olarak da ilk baştan itibaren firmanın iş yapma tarzına kaydı ve bu güne kadar da devam etti. Sayın Tatoğlo'nun yazısı ile de kapandı. Kendisi, aşağıda ki alıntıda söğlediğiniz gibi bu konuda taraf olan kişidir. Alıntı:
Alıntı:
Sayın Malina konuyu canlardırmak için benim son noktayı koyan yazımı anlamından kopararak alıntılayınca buraya geldik. Sizce devam edelim mi? Bence hiç gerek yok. Firmalar para kazanmak amacı ile kurulsa da iş yapmanın yazısız etik kuralları vardır. Ve bir işte o kurallara uyulmadığında aşağıda alıntıladığım gibi sizin de endişe duyduğunuz noktaya gelinir. Alıntı:
Ve, "Aksi halde olumlu bir teknolojinin başarı sağlayamadığı yönünde bir şey ortaya çıkar ki, bu da iyi olmaz" endişeniz de yine "yüzü tatlı" para yüzünden gerçek oldu. Başkalarını bilmem ama ben artık EM sıcak bakmıyorum. Devam etmeye gerçekten gerek yok. Çevre gibi çok karmaşık bir konu firmalar ile yan yana çözümlenmez. Kimin çıkarının nerede başlayıp, kimin nerede bittiği belirsizdir. Saygılar Ha... Bu arada, Alıntı:
Ayrıca, Alıntı:
Yine saygılar. |
Alıntı:
- Ortada kirli bir dere var. İnsanlar kirletmiş. - Temizlenmesini istiyoruz (!) - Temizlerken kurum ve firmalardan uzak durulacak, hiç bir ürün kullanılmayacak. - ağaçlar.net organize ederek üyelerden gelen güç ile yapmış olacak. - Üyeler bir araya toplanmayacak, dere kıyısına gidilip bağırış olmayacak, kumanya zaten yasak. - Bunlar "olması gerekenler" olduğu için işin asıl fikri oluyor. yazınızdan yeni eklediklerim: - para olmayacak (acı tatlı farketmez) - EM'ye sıcak bakmıyorsunuz, olmayacak (ürün olmayacağı için zaten yoktu) - dere zaten temizlenmese de olur (mu?) Bunu; Alıntı:
İçselleştirmişim de duygulanmışsınız gibi bir şey yazmışsınız. Nereden çıkardınız? Sadece sizin yazdıklarınızı alt alta yazmaya çalışıyorum, hepsi bu. En üstte alıntıladığım yazınızı görene kadar da bir şey yazasım yoktu. Yazıyı görünce, hah, sn.bayındırmevki bu işin nasıl yapılacağını biliyor, şimdi herkese anlatır öğreniriz diye düşündüm. Israrım ondan. Oysa sadece "o olmasın, bu olmasın, şu uzak dursun, filanca çok kötü vb."dan başka bir şey söylemediniz. Bahsettiğiniz başlık açık zaten, herkes de görüyor. Önerinizin arkasını getirin, eminim herkes dinlemeye can atıyor. Fakat lütfen ne olmayacağını değil de ne olacağını belirtin. Diğer eski mesajlarımı niye alıntıladınız, anlamadım. Malezyada örnekleri var, demişim, hesabı iyi yaptınız mı anlamında bir şeyler yazmışım vs. Yoksa ne dereyi bilirim, ne nasıl bir hesap yapıldığını, ne, yapılanın ne kadar işe yaradığını ve ölçümlerini. Blmediğim sonuç hakkında bilirmiş gibi yorum manasına gelecek tek bir sözüm de yoktur. |
Alıntı:
Sorun yaratan firmalar ile, o sorunlara çözüm bulmak için kurulmuş firmaları aynı kefeye mi koyuyorsunuz? Umarım sadece Ergene'yi temizlemeye çalışan bu firmanın adını kullanmamak için, yanlış olduğunu bile bile böyle bir genelleme yapıyorsunuzdur. Tüm firmalar için böyle düşünüyorsanız durum anlaşılmaz ve vahim... Kirleten firmalar, temizlemek için de firma kurmuş gibi bir anlam çıkıyor... Çevre kirliliği yaratan firmalar (amacı para kazanmak) yüzünden hastalanan insanları iyileştirmek için kurulmuş hastaneler (amacı para kazanmak) için de aynı şeyi söylüyor duruma düşmüyor musunuz? Amacı para kazanmak olmayan tek ihtimal, devletin bu işe sahip çıkmasıdır. Alıntı:
Sık sık agaclar.net ile firma işbirliğinden söz ediyorsunuz, bunu da bir eleştiri olarak dile getiriyorsunuz. Gizli bir görüşme yapmışız :) Agaclar.net, üyeleriyle farklı konularda gizli(!) görüşmeler yapar :) Bitki veritabanı gizli örgütü vardır, anıt ağaçlar gizli örgütü vardır, kitap yazma gizli örgütü vardır, dergi gizli örgütü vardır, Doğa İçin Çal gizli örgütü vardır, temiz besin gizli örgütü vardır, nehirlerin temizlenmesi gizli örgütü vardır, eğitim çalışmaları gizli örgütü vardır, yarışmalar gizli örgütü vardır, programlama gizli örgütü vardır... Bu üyelerden bazılarının firma sahibi olması sadece rastlantıdır... |
Sayın Malina,
Derenin kirliliğinin yöre insanından çok yöreye dışardan gelen kuruluşlardan kaynaklandığı açık. Bu kuruluşlarda sevabına gelmediler. Geldikleri yerde var olan su, hava, atık bırakma olanakları, insan gibi çevresel kaynakları alabildiğine kullanmak ve kendilerine aktarıp kapital oluşturmak, kaynak birikimi sağlamak, para kazanmak için geldiler. Bunda anlaşılmayan ne? Bu gelenlerin oluşturduğu çevre kirliliğini temizlemek için de başka kuruluşlar oluşmuş ve bunlarda sevabına değil tabii ki yine kapital oluşturmak, kaynak birikimi sağlamak, para kazanmak için kurulmuşlar. Bunda da anlaşılmayan ne ki ikisini bir biri ile bağlıyorsunuz. Söz konusu firma kirletenlerin kurduğu bir işletmedir demiyorum. Bu anlamı nerden çıkarıyorsunuz. Belki olabilir. Benim bilgim yok. Bir bağlantı da kurduğum yok. Bir birinden bağımsız konular. Bende mantığınızı anlamadım. Olaylar ortada. Firmanın iş yapma şekli bizzat işi verenlerden biri tarafından eleştirilmiş. Benim genelleme yapıp yapmamam veya sizin hasta-hastane örneklerinizin bu gerçek ile ne ilgisi var. Gerçekten anlamadım!.. Ben sık sık agaclar.net ile firma işbirliğinden bahsetmiyorum. "Nerede kalmıştık" diyen sizsiniz. Buna gönderme yapıyorum. Sonda tartıştığımız konuyu başta tartışsaydık iyi olurdu diye kişisel görüşümü belirtiyorum. Bunu da yaptığım için suçlu isem pes... Örgüt, örgüt diye saydıklarınız ile de konuyu saptırmayın. Üyeler çocuk değil, anlayan anlıyor. Saydıklarınız herkesin bildiği alt gruplar. Söz konusu firma ise farklı bir kuruluş. Üyelerin firma sahibi olması kötü bir şey değildir ama iş bedeli karşılığı bir şey yaptırmaya gelince değişir. Mesela dedim; Belediye başkanı kayınçosuna iş verirse sorgularız da üyeler ile iş ilişkisi olunca sorgulanmasın mı? Saygılar. |
Alıntı:
Gelin bu sorularınızı başka başlık altında irdeliyelim. Burda devam etmenin anlamı yok. Sizin de dediğiniz gibi "firma yok", "EM" yok. Üstelik para da yok. O halde niye bir firma ve EM' ın olduğu bu konu altında sürdürmekte ısrar ediyorsunuz?Baya sıkı para tartışmaları olmuşken. "Kirlenen dereler nasıl temizlenir" veya "Çevreyi kirletmeden kampanya yapmak" gibi bir başlık olsa ben de dahil çok fikir gelecektir. Sorularınız cevaplanacaktır. Hatta benim şu kumanya konusu üstüne güzel bir fikrim var. Saygılar. |
Alıntı:
Başlık muratlı çayının temizlenmesi ile ilgili. Yani gayet uygun. Siz şu önerinizin arkasını getirin, altını doldurun, gidişata göre "Muratlı dışındaki kirli derelerin temizlenmesi" diye bir başlık açıp oraya taşırız. Benden size söz. "sözümün altını dolduracak durumum yok, ne varsa sadece onu eleştiririm" diyorsanız, öyle söyleyin, bir şey çıkacak diye uğraşıp durmayalım. |
Sn Bayindirmevki'den alıntı:
Alıntı:
Size bir tek soru sormak istiyorum. Neden şirketlere karşısınız? Hem Trakyada, hem Türkiyede hem de dünyada yasalara uyan ve hatta yasaların gerektirdiğinden çok daha fazla doğayı korumak için çaba sarfeden bir sürü şirket var. Siz bunları neden göz ardı ediyorsunuz. Hem sonra, bu şirketi neden bu kadar çok suçluyorsunuz? Benim izlenimim burada bir grup hurrraa diyerek bir şirkete yükleniyorlar. Bence bu çok yanlış. Herkes hata yapabilir. Sonra bence bu şirketin yaptıkları bence hata bile değildir. Başlarına bir sel felaketi gelmiş. Tanklardan biri dereye gitmiş. Bir diğer olay da da melas tankı patlamış. Siz bilmiyor musunuz, dünyanın en büyük şirketlerinden BP'nin okyanusta sondaj kuyusu patladı da milyonlarca ton ham petrol okyanusa aktı. BP firmasında çevre ve güvenlik en önemli konulardandır. Böyle olduğu halde demek ki kazalar yaşanabiliyor. Allah hepimizi kazalardan korusun! Allahtan şirketin sizin deyiminizle hata, benim deyimimle geçirdiği kazadan sonra bu durumda ERgeneyi kirleten herhangi bir şey söz konusu olmamış. Hem sonra bakın ben de EM kullanıcısıyım. Tuvaletlerde, banyoda, bahçede ve her yerde kullanıyorum. EM bir kere aktifleştikten sonra, soğukta bırakılırsa pH'sında biraz yükselme oluyor. Mesela 4,2 veya 4,3'e çıkabiliyor. Ben bu sayfaları okuyunca hayret ediyorum. Şirket sanki aktifleşmemiş EM uygulamış gibi bir suçlama var. Böyle bir şeyi neden yapsınlar ki? Aktifleştirmeden kullanınca daha mı az ürün kullanmış olacaklar. Hayır aksine daha fazla ürün kullanmış olacaklar. Hayır, böyle bir durum söz konusu değil çünkü ürün aktifleştirilince çoğalıyor! Ki zaten bu projede de gerektiğinden çok daha fazla ürün kullandıklarını biliyoruz. (Belki yapılan anlaşmada belirtilenden ne kadar fazla hiğbe ürün kullanıldığını Sn Tatoğlu açıklayabilir). Halbuki, tanklar dışarda soğukta bırakılmış. O yüzden, pH yeniden 0,2 veya 0,4 derece yükselmiş olabilir. Bazen benim de dışarıda bıraktığım EM aktifın pH'sı yükselebiliyor. Biraz ısıtınca tekrar ph düşüyor. Bu konularda en doğrusunu bence Sn Tatoğlu bilebilir. Buradan açıklama yapabilirse, memnun oluruz. Bu şirket çevre ve tarım ve hayvancılık konularında Türkiyede hiçbir firmanın yapamadığı birçok işi başarmışlardır. Bu şekilde zan altında bırakılmamalı ve haksız yere karalanmamalıdır. Uzaktan bildiğim kadarıyla bir şeyler yapmak ve yararlı olmak için gerçekten çok çaba sarfeden bir firma böyle basit şeylerden ötürü ayaklar altında çiğnenmemelidir. Sn Bayındırmevki, kirlenmiş bu derede oksijen tükenmiş yaşam bitmiştir. Hiçbir canlı kalmamış, dereyi doğal yoldan temizleyecek mikroorganizma yoktur. Siz EM kullanmadan, hiçbir firma bu işe el atmadan, sadece agaclarnet olarak bu dereyi nasıl temizleyeceğimizi açıklayın kafamıza yatarsa ben de sizlere destek vereyim. |
Sayın Emektar,
Konuyu saptırmayın. Karşı olduğum şirketler değil agaclar.net’in onlarla ilişkisi. Şirketin başına gelen talihsizlik veya pH ile de bir ilgisi yok. Çevreyi fabrikaların kirlettiği açık. Bu konu başlığı altında kirliliğin insan kaynaklı değil fabrika kaynaklı olduğu, insan kaynaklı kirliliğin aslında tarıma faydalı olduğunun altı çizildi. BP konusunu da iyi takip etmediğiniz belli. Yanlış örnek verdiniz Tatoğluna gelince ne yapmıştır bu insan? Devletin katı çarkları arasından sıyrılarak kendini ortaya koyup bölge için bir şeyler yapmaya çalışmış, yine bu çarkların arasında sıkıştığı için başka bir şey yapamayınca yaşadığı hayal kırıklığını buradan dile getirmiştir. Elinde dava açmak gibi bir imkan olsaydı şüphesiz ki yapardı. Bölge insanı olarak kendisine ulaşıp olayı ve sorunuzun karşılığını birinci elden öğrenme imkanınız var. Bölgenizin bir yöneticisini anlayıp destekleyecek iken şu yazdıklarınıza bir bakıyor bir de nickinize bakıyorum şaşkınlık içinde kalıyorum. Yoksa siz Tekirdağlı değil misiniz? Sayın Meyvelitepe’nin sorusunu da karbon kopya yapıp vereceğim cevap aklınıza yatarsa destek vereceksiniz. “kafamıza yatarsa” mış. Çoğul konuşup tekil bitirdiğinizin farkında mısınız? Şimdi de ben hurraa diyen bir grupla mı karşı karşıyayım diye bir kuşkuya düşüyorum? Grubun kafasına yatarsa siz destekleyeceksiniz. Allah söyletti her halde. Siz önce yörenizin idarecilerine sahip çıkın, destek verin. |
Alıntı:
Yazdıklarım açık. Şu ana kadar dediklerimin ana fikri hep aynı. agaclar.net’in firmalar ile ortak projeler yapmasını hoş görmüyorum. Sizi neyin uğraştırdığını da anlamadım. Konuyu yeniden sıralıyorum Ben ne demişim; Alıntı:
Demişim ki; Alıntı:
Siz bunlardan; Alıntı:
Ha... Alıntı:
Yok ben bunu demedim diyorsanız; Yerel bilinçlenme, Kapı-kapı çalışma. Kirleten kurumları afişe etme, ürünlerini kullanmama gibi öneriler ki bütün bunları kuşkusuz siz de düşünmüşsünüzdür Ben niye bunları yazmakla uğraşıyorum anlamadım. Dediklerimden bir soru çıkmıyor. Sadece olayların bir yorumunu yapmışım. Israrla sorduğunuz şeyler sizin çıkarımlarınız. Asıl bu olanlardan bir çıkarımda bulunması gereken agaclar.net; Bence bu olanlardan çıksa çıksa aşağıdaki başlık çıkıyor. agaclar.net firmalar ile ortak çalışmalar yapsın mı, yapmasın mı? Ben agaclar.net yönetiminin demokratlığına. Bu konuyu tartışmaya açacaklarına inanıyorum |
Yazdıklarınız maalesef açık filan değil. Biraz dürüst olmak lazım. Sadece kendinizce eleştirilerde bulunuyorsunuz, sanki sizin bir öneriniz varmış gibi bir şeyler yazıyorsunuz. Nedir öneriniz, bu gibi durumlarda kirletilmiş bir dere sizce nasıl temizlenir diye soruyoruz, cevap yok. Onun yerine yine şu kötü, şu olmasın gibi bir şeyler yazıyorsunuz.
Defalarca kere, peki ne öneriyorsun, ne yaplırsa böyle dereler temizlenir diye soruluyor, "ağaçlar.net firmalarla işbirliği yapsın mı yapmasın mı" gibi garip yanıtla kendinizce bağlıyorsunuz. Yokmu hiç pozitif bir düşünceniz? O zaman neden, sanki arkasından bir şey getirecekmişsiniz gibi "Bir çevre çalışması olacaksa agaclar.net kendi çatısı altında üyelerini örgütleyerek yapabilir" gibi bir laf ediyorsunuz? |
Meyvelitepe son derece hakli. Bir şey yapılmasın dediğiniz zaman onun yerine ne yapılacağını bleirtmeniz gerekir. Yoksa, gerisi laftır. Laf söyleyen milyonlarca insan var. Eğer bu işler sadece laf söylemekle olsaydı, yazın hemen hemen her hafta tüm Trakyada bir gösteri düzenlendi. Çocuklar kefen giyip derenin kenarına yattılar. Yanlış anlaşılmasın bunlar olmasın demiyorum. Bu gösteirler de olsun. Ama fiziksel anlamda çözümü sağlayacak olan bu gösteriler değil, atılacak somut adımlardır.
Ben Sn Bayındırmevki'nin bazı sorularına yanıt vermek istemiyorum çünkü neden çoğul başlamışım da tekile dönüştürmüşüm falan gibi kelime oyunlarıyla uğraşacak değilim. Ayrıca, Sn Kaymakamı da hem tebrik ediyor hem de destekliyorum. Desteklemediğimi nereden çıkardınız. Burada bu tartışmaları yapıyorsak bugün, buna neden olan kişi Sn Kaymakamdır ve bir dereye bir taş atmıştır. Arkasının geleceğine inanıyorum. Kaymakam Beyi cesaretinden ötürü tebrik de ediyorum. Bu konuyu fazla deşmeye de gerek yok. Bence Kaymakam Bey doğrusunu yapmıştır. Benim söylemek istediğim ilgili firmaya da gereksiz yere aşırı eleştiri yapıldığıdır. Olaylar farklı gelişmiş olabilir. Bizler bilmiyoruz. Yürüttüğümüz fikirleri gerçek sanıyor olabiliriz. Belki de olaylar çok farklı gelişmiş de olabilir. Neyse bu konuyu da bırakalım. Sn Bayındırmevki ben Tekirdağlıyım ama 40 senedir Hollandada yaşıyorum. O derenin kirlenmesini ben de en az bu forumdaki herkes kadar istiyorum ancak lafla peynir gemisi yürümüyor. Bundan 40 sene önce Belçikada bir derenin nasıl temizlendiğine tanık oldum. Bir su firması dereye hem bakteri dozajladı hem pompalarla yapılan gölcüklerde suya hava basıldı hem de dere yatağı üzerinde taşlardan setler yapıldı. Taşlardan setleri, demir kafeslere almışlardı. Şimdi siz bunlar yapılsın mı diyorsunuz, yoksa yapılmasın dere kendi haline bırakılsın mı diyorsunuz. Ben size söyleyeyim, eğer bunlar yapılmaz ise, tüm fabrikaların atıksularının dereye deşarjı kesilse bile, derenin doğal olarak kendini ve çamurunu temizlemesi, herhalde 100 yıl alacaktır (Bunu ben söylemiyorum burada su arıtma konusunda uzman arkadaşlara sordum). Ayrıca, benim çok iyi bilmediğim bazı bileşiklerin parçalanmasının da çok uzun zaman alacağını söylediler. Bunlar yapılsın ama agaclar net bu işi firmalarla işbirliği yapmadan kendi kendine yapsın diyorsanız, o zaman yine bu imkansızdır derim. Çünkü o zaman pompaları da, bakterileri de, göllenmeleri, setleri, demiri, demir kafesleri hepsini hepsini agaclarnetin yapması gerekir. Sn Bayındırmevki, bugün yeryüzünde nefes almanın haricinde yapacağınız her türlü eylemde yolunuz firmalarla kesişir. Firma ya da şirketlerden bu kadar korkmayın. Şirket ingilizcede company demektir. Bunun asıl anlamı "eşlik eden" yani birliktelik demektir. Bazı kişiler iş yapmak ve para kazanmak için biraraya gelerek bir birliktelik oluşturmuşlardır. Bunu mikrodüzeyde yaparken, makro düzeyde de ekonominin iyi işlemesini sağlarlar. Fırıncı un alır ekmek yapar satar para kazanır. Fırıncı elbise alır, elbiseci kazanır. Elbiseci, bankadan kredi alır, bankacı kazanır. Bankacı araba alır, araba satan ve üreten şirket kazanır. Bu arada fırıncı, elbiseci, araba fabrikası işçi çalıştırır ve bu işçiler yaşamlarını kaznır geçimlerini temin ederler. Bu çark böyle işler. Bu işleri yapanların hepsi birer şirkettir. Bu şirketler de para kazanmak için kurulmuşlardır. Amam şirketler de her şeyde olabildiğince özgür değildir. Yasalarla bağlıdırlar. Şimdi agaclarnet bunlarla birlikte iş yapmamalı mı diyorsunuz. Agaclarnet bile para kazanır. Benim sizin ve diğer arkadaşların yazdığı yazıları okuyanlar çoğaldıkça tıklayanlar çoğaldıkça site reklam alır ve para kazanır. Bunun yanında toplumu bilinçlendirme gibi ulvi bir görev de üstlenmiştir tabii ki. Ben sizi anlamakta zorlanıyorum. O olmasın bu olmasın. Peki ne olsun? |
Sn. Emektar,
Bu konuya yazmıyordum ancak saldırılarınız sürdüğü için yazmak zorunda kalıyorum. Önce bu sözler size ait. Alıntı:
Alıntı:
Tarihçeye bir bakacak olursak, derede kurbağalar fotoğrafı ile başlayan bir senaryoydu. Merak etmeyin bu fotoğrafı yazan gazeteyi de aradık ve gerçeklik payını sorduk. Haberi ajanstan aldık diye haberlerine sahip çıkma cesaretini dahi gösteremediler. Çünkü baştan sona düzmeceydi. Yani bu "hurracılar" olayın nasıl geliştiğini çok iyi biliyorlar. Ahkam kesmeyip, gerçeklerden yola çıkıyorlar. pH ve tankların sele kapılmasına gelince, bu firmanın bu işi bilmediğinin en iyi göstergesi. Hadi mikroorganizmalar dereyi temizleyecek diyelim, bir an için buna inandığımızı varsayalım. En azından bu mikroorganizmlarının güvenliğini sağlamayıda mı düşünmediler. BP örneğini veriyorsunuz. Problem burada başlıyor zaten. Dünyadaki bütün şirketler kar üzerine kuruludur. Ve bilumum çevre kirliliğinden bunlar sorumludur. BP'de işin başındaki mühendislerin uyarısını dikkate almadığı, sızıntıya müdahaleyi geciktirdiği için bu felaket oldu. (Ayrıntısını gazeteleri dikkatli incelerseniz bulursunuz. Yani iddia ettiğiniz BP için çevre ve güvenlik değil kar ön plandadır.) Tıpkı hızlı tren kazasında ve dere yatağına yapılan yapılarda selden onlarca kişinin ölmesi gibi. Siz bilimsel uyarıları dinlemeyip ince kar hesapları yaparsanız felaket kaçınılmaz olur. İşte bu noktada Bayindirmevki dediklerini tam anlatamamış olabilir. Şirketlerin amacı hep kısa günün karıdır. Yağmur ormanlarında kereste için ağaç kesen bir firmanın amacı kardır. Bugünden baktığınızda bu firma rasyonel bir iş yapıp para kazanıyordur. Ancak kesilen her ağaç Himalayalardaki ya da Gröndland'daki buzulların erimesini biraz daha hızlandırıyor. Yani bir yanda kar bir yanda insanlığın geleceği. İşte bu noktada ikisi arasında uzlaşmaz çelişkiler vardır. Siz hangi taraftasınız? Şu bakteri aşılama üzerine de bir kaç söz. Belçikalılar bakın doğrusunu yapmışlar. Ben değil siz söylüyorsunuz. Üstelik suya oksijende vermişler. Dereyi doğal yoldan temizleyecek mikroorganizma yoktur diyorsunuz. Hiç laf cambazlığı yapmadan, ben bir çocuk gibi somut akıl yürütüyorum. Yani kürenin dışından bakıyorum. EM içerisindeki bakteriler topraktan elde edilmiş bakteriler. (Sadece sayısı 80'mi değil mi orası karışık. Neyse bizi ilgilendiren bu değil.) Madem bu bakteriler topraktan elde edildiler. Doğal olarak Ergene Nehrin'de de varlardı. Çünkü bu bakterilerin bir kısmı aynı zamanda suda yaşayan bakteriler. Ya da dereye karışan yağmur suları ile çevredeki topraktan zaten taşınıyorlardır. Yani dere doğal yollardan zaten dozlanıyor. Ve toprağın bir gramında bu baktrilerden milyonlarca adet var. Eğer bu bakteriler suda üreme şansı bulurlarsa (yeterli besin ve oksijen) sizin aklınızın alamayacağı kadar hızlı çoğalırlar. (Bakteriler eşeysiz olarak ürer ve ortalama 20-30 dk'da bir bölünürler ve bu artış hızı geometrik olarak artmaya devam eder.) Ne zamanki ortamdaki besin ve oksijen bitince aynı hızda da ölürler. Yani topraktan karışan bakteriler dozlanan EM içerisindeki bakteri sayısına 1-2 gün içerisinde bilemediniz aynı gün içerisinde ulaşırlar. Ancak başından beri iddia edilen neydi? Derede canlı yaşam yoktu, bakteriler ölmüştü. Topraktan karışan bakteriler öldüğüne göre, dozlanan bakteriler daha mı dirençli ki ölmesin. Çünkü suya sürekli çok zehirli kimyasal atıklar karışıyor. İşte bu nedenle Ergene deresine uygulanacak en güzel çözüm, kimyasal atık deşarjını engellemek ve suya oksijen vermekten geçer. Gerisini zaten suda bulunan mikroorganizmalar doğal yollardan halleder. Aşağıdaki satırlar, Yıldız Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi, Gürdal Kanat tarafından Dünya Bankası Raporlarından aktarılıyor. "Enzim veya özel bakteri türü gibi sihirli teknolojilere inanılmamalı, çok iyi bir planlama yapılmalıdır." (Bu söyledikleri kompost için geçerli olsa da su arıtma içinde aynısı geçerli.) Bu durumda Ergene'de somut olarak fazla maliyete girmeden eğimin yüksek olduğu yerlerde bentler yapılr ve yerçekimi kuvvetinden yararlanılarak su yüksekten aşağıya doğru akıtılarak sudaki çözünmüş oksijen miktarı artırılır. Diğer çözümlerin hepside daha maliyetli olup küçük bir kasabanın tek başına altından kalkabileceği çözümler değildir. Bu başlıkta Sevgili Malina' nında ısrarla vurguladığı "hiç bir şey yapmayalım mı" diye serzenişine de işte somut yanıt. Yapılan yanlışı alkışlayacağınıza, (Ki bu durumda altyapı hazır olmadan hızlı tren seferlerini başlatanları savunanlardan hiç bir farkınız kalmaz.) basit ve uygulanabilir çözümlerin hayata geçirilmesine katkıda bulununuz. Sn Emektar, son bir sorum daha olacak. Hollanda'da EM'nin litresini kaça aldınız? Ben Almanya fiyatını biliyorum. Türkiye' dekinin 3 te biri. Oradaki fiyatıda siz açıklarsanız sevinirim. |
İşte bu nedenle Ergene deresine uygulanacak en güzel çözüm, kimyasal atık deşarjını engellemek ve suya oksijen vermekten geçer(acemi çaylak)
Zaten atık deşarjı bir engellenebilse, proplemin % 90 ı hallolacak. Daha evvel paylaşmış olduğum fotoğraflarda da görmüş ve mesajlarımda okumuşsunuzdur. Yazın 10-15 metre genişlik ve 1-1,5 metre derinliğe çekilen nehir ilk taşkınlarda yer yer 4-5 km genişlik ve 4-5 metre derinliğe ulaşıyor. Tamamen temiz yağmur ve kar suyu geliyor. Atık deşarjı dursun, ilk taşkından sonra nehirde balık bolluğu olur. Ve de Ergene nehri için ciddi bir çalışma başlatılacak gibi. 450-500 milyon avro tutarında. Dilerim lafta kalmaz. |
Alıntı:
Takılmışsınız. Dereyi nasıl temizleyelim, nasıl temizleyelim? Benden başı olmayan işin sonunu söylememi bekliyorsunuz. Önce agaclar.net, yok vazgeçtim siz. Çünkü olayı sahiplenmiş hep siz yazıyorsunuz. Bir öz eleştiri yapmanız gerekmez mi. Nerede hata yaptım da "Ergene Nehrinin temizliği Muratlı kolu üzerinde başladı" gibi masum bir başlık altında açılan konu bu düzeye geldi. Para kavgaları, kullanılan insanlar, verilen vaadler, tutulmayan sözler, eksik ve baştan savma yapılan işler, doğal afetleri ön görememek, insanları tehdit etmek, gönderilen malzemeyi takip etmemek. Hangi birini sayayım. İşi veren bile açık açık şikayet etmiş. Bu sorunları yaşatan firmayla irtibati ben mi kurdum? Yoksa agaçlar.net yok, yok hep siz benle muhatap olduğunuza göre, siz mi? Hiç öz eleştirinizi yapmadan. Bunların bir daha yaşanmaması için tedbirlerini tartışmadan. Öğle Ankarada bir firmanın uygulamasına katılıp da önlerine başka seçenek konmamış insanların yorumları ile değil gerçek bir beyin fırtınası ile tüm dünyanın uyguladığı seçenekleri tartışmadan. Dereyi nasıl kurtaralım? Olur; Ben söyleyeyim. Siz uygulayın. Derhal internet taramasına başlıyorum. Bir mikro mikrop bulur öneririm. Ne kadar demokratik olur! Önce öz eleştiri yapılsın. Karşı çıkanlar niye karşı çıkıyor diye suçlanacağına. Bu insanların karşı çıkmaları için gereken nedenlere niye sebep olduk diye düşünülsün. Soru sormaya ve yönetimin hoşlanmadığım işlerini eleştirmeye hakkım varken, bu hakkımı çarpıtıp, sanki dereyi benim cevabım kurtaracakmış gibi günlerdir sıkıştırıyorsunuz. Yok eleştiri yapıcı olmalıymış. Siz öyle yapıyorsunuz diye herkes de öğle yapmalı. Sanki yapıcı eleştirinin sonucu her zaman doğru çıkarmış gibi. Sizin için ağzımdan istediğiniz lafı almak dereden daha önemli oldu her halde. Konuyu çarpıtmayın. Bir forumun bir firma ile girdiği işbirliğinin sonuclarını tartışıyorum, Bundan çıkarttığım fikri söylüyorum, dereyi kurtarmayı değil. Önce bu tartışmayı bitirin. Dereye de sıra gelir. |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 11:10. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025