agaclar.net

Geri Dön   agaclar.net > Doğaya ve Yaşamınıza Sahip Çıkın > Daha İyi Bir Yaşam İçin
(https)




Cevapla
 
Bookmark and Share Dış Bağlantılar Konu Araçları Mod Seç
Eski 24-06-2008, 17:27   #31
Ağaç Dostu
 
çekirdek's Avatar
 
Giriş Tarihi: 09-02-2007
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 857
Galeri: 14
". Türkiye Tarım Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları başkanlığındaki heyetle."

Miracle-mucize domateste adı geçen Dizayn Grup yönetim kurulu başkanı da İbrahim Mirmahmutoğulları idi. Sadece birden dikkatimi çekti.

çekirdek Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-06-2008, 15:11   #32
Ağaç Dostu
 
Süha Şendoğan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-06-2007
Şehir: Yalova
Mesajlar: 894
Galeri: 38
Rusya ile anlaşma sağlanması güzel bir olay ama anlamadığım bir şey ihraç edilen tüm tarım ürünlerinde sağlık sertifikası olması gümrük yönetmeliğince şart olan bir döküman daha önce Rusya satın aldığı ürünlerde bu sertifika şartı yokmuydu acaba ?
Yerli tüketici içinde bu haber pek sevindirici olmayacak sanırım birdahaki haftadan itibaren domatesin kilosu büyük şehirlerde 2 ytl.bulur.

Süha Şendoğan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 26-06-2008, 12:12   #33
Ağaç Dostu
 
tener's Avatar
 
Giriş Tarihi: 29-03-2008
Şehir: Ankara
Mesajlar: 271
"Rusya ile domates krizi çözüldü
Rusya'nın Türkiye'den ithal ettiği domates başta olmak üzere üzüm, limon, patlıcan ve patatesten oluşan beş kalem meyve ve sebzeye getirdiği ithalat yasağının kaldırılmasında anlaşma sağlandı."

Verilen linke girip ,haberi okudum ve mutlu oldum.
Not:en azından otomatik denetleme mükün olacaktır.


Düzenleyen tener : 29-06-2008 saat 13:58
tener Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-07-2008, 10:29   #34
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 08-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 6
Galeri: 3
Sn.Mevsune,
Hangi eğitim?
Temel eğitimde havuz, Orta öğremde logaritma, yüksek öğretimde giyim kuşam problemleri ile uğraşıyoruz. Domates, patlıcan, biber, hıyar, kavun, fasulye gibi sera ürünlerini; et ve yumurta tavukçuluğundaki türleri; gıda teknolojilerini araştırıp geliştiren ve dünyada yaygınlaşmasını sağlayan üniversite biliyor musunuz? Bu üniversitelerden hangisi bizim ülkemizdedir? Lütfen "www.aydinaltunoz52.tr.gg " den, "postmodern dönemde eğitim" başlıklı yazıyı okuyunuz.

gebeme Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-07-2008, 17:24   #35
Ağaç Dostu
 
nevsune's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-05-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 4,918
Galeri: 215
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi gebeme Mesajı Göster
Sn.Mevsune,
Hangi eğitim?
Doğru dürüst eğitim

nevsune Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 25-08-2008, 10:43   #36
Ağaç Dostu
 
Arzu Kasapoğlu's Avatar
 
Giriş Tarihi: 11-07-2007
Şehir: Trabzon
Mesajlar: 1,813
Galeri: 256
Sakın yemeyin bu kanseri


DEVLETİN çok önemli bir ismi masada açıkça söylüyor...- Ne yapsak önleyemiyoruz... Tarım ilaçları resmen zehir yayıyor, kanserojen yayıyor.


- Domates ve biber başrolde...

Bu olayı basit bir "zerzevat vakası" olarak görmeyin...

Bu olay artık bir "devlet sorunu"dur... Yıllardır MGK dosyalarının çözülmeyen demirbaş sorunlarından daha önemli bir hal almıştır.

Çünkü kanser resmen pazara, markete inmiştir. Biz de yiyoruz. Çocuklarımıza yediriyoruz.

İşte Tarım Bakanı da kabul etti ki, "Güvenli çitçi" diye bir şey uydurdu.

Yani artık ihraç edilecek sebze ve meyve özel tarım bölgelerinde yetiştirilecek. Devletin kontrolünde olacak. Buna da "güvenli çiftçi" dediler.

Peki ya biz... İhraç malları güvenli. Bize satılanlar ne olacak? Bakanlığın açıkladığı "Güvenli çiftçi sertifikası" resmen kanserojeni doğrulamıştır. Tarım ilaçları zehrini doğrulamıştır. Türkiye’den sebze ithalatını durduran Rusya’yı doğrulamıştır.

Ben devletin çok yetkili bir ağzından duyum...

Yemeyin bu kanseri...

Kaynak: Hürriyet Gazetesi

Arzu Kasapoğlu Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 02-01-2009, 10:40   #37
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Acaba ne cins tohum ile üretilmiş diye şüphelenmeliyiz

Merhaba.

Satın aldığımız gıdalar ne kadar sağlıklı? bu soruya kimse yanıt bulamıyor. Marketlerde güzel ambalajların içindeki gıdalar sağlıklı mı?

Peki ne yiyeceğiz?

Yabancı gıda devleri yaptıkları reklam kampanyaları ile, Halkımızın beslenme alışkanlığını değiştirdiler. Eskiden bütün Dünyada isim yapmış bir Türk Mutfağı vardı. Şimdi ise o sağlıklı mutfağımızın yerini fast food denilen ve içinde ne olduğu belli olmayan gıdalar almaya başladı.

Herkes şunu bilmelidir ki, mevsiminde tüketilmeyen hiç bir meyve, sebze yararlı değildir. Sebze ve meyveleri seçerken, iri ve parlak olanlarını değil de, biraz yamuk, hafifçe olmamış ve küçük olanlarını seçersek, en azından ilaçlı, hormonlu ve Genetiği değiştirilen ürün olmadığından emin olabiliriz.

Ülkemize fast food çılgınlığı geldiğinden beri, çocuklarımız yetersiz ve dengesiz besleniyorlar. Bunun önüne geçmemiz ve sağlıklı nesiller yetiştirmemiz gerekiyor. Elemeye önce zararlı gıdalardan başlamalıyız. Kökenini bilmediğimiz hiç bir gıdayı satın almamalıyız. Acaba hangi tohum ile üretilmiş diye şüphelenmeliyiz.Ürün kaybını önlemek için çiftçimize sunulan her maddenin aynı zamanda zehir olduğunu unutmamamız lazım.

Unutmamamız gereken bir şey de şu; Para kazanmak uğruna yediklerimizin içine her türlü zararlı maddeyi katabilirler. Hatta, yememizi sağlamak için, gıdaların yapay olarak lezzetleri ile oynayabilirler. Tabi doğal olmayan yollar ile.

Daha da ileri giderek bazı yiyecekleri balkonumuzda yetiştirmeyi öneriyorum. (Maydanoz,Dereotu,Kekik, Nane, Domates, Patates, Brokoli, Ispanak vs.) Hiç değilse ne yediğimizi biliriz.

Kimse ben nasıl yetiştireceğim demesin sandığınız kadar zor değil.

Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 12-05-2009, 08:37   #38
Ağaç Dostu
 
Oğuz Karsan's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-12-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 1,085
Galeri: 181
Domateslerimiz ve tohumlarımız.

Merhaba.

Tohumculuğumuz ve gen kaynaklarımızın güvenliği hakkında önemli olduğunu sandığım,
Elektronik posta yolu ile gelen mektubu aşağıya aktarıyorum.


Alıntı:
Konu : [tarim.gen.tr:5056] GDO= Tohum Savaşları

Bilindiği gibi İsviçre'de gerçekleştirilen CERN Deneyi için Türk Bilim adamlarından oluşan bir ekip kurulmuş ve bu ekip oradaki çalışmalarda yer almıştı.Basında isimleri çıkan bu bilim adamlarımızdan Prof.Dr.Engin Arık Isparta yakınlarında 30.Kasım 2007 tarihinde düşen yolcu uçağında hayatını kaybetmişti.

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Arık'ın ve ekibi İsviçre'nin Fransa sınırı yakınlarında kurulu, "European Organization for Nuclear Research" (CERN)deki Atlas Deneyi'nde çalışıyorlardı.

CERN ekibinin öldürülme sebeplerini biliyoruz…

Türkiye'de Tohumculuk Bankası için de bir ekip kuruldu. Ancak bu ekip, CERN Deneyi'ndeki gibi isimleri deşifre edilmedi. Kurulan bu ekipte yer alanların isimleri hiçbir şekilde basında yer almadı. Tohumculuk ve gıda güvenliği alanında faaliyette bulunan bu ekip, Türkiye'deki orijinal tohumları topluyor, çoğaltıyor ve bilinmeyen yerlerde depoluyor. Türkiye için hayati öneme sahip tohumlar, gıda güvenliğimiz için güvenli yerlerde depolanmış durumdadır. Kurulan bu ekip, çalışmalarını çok gizili bir şekilde sürdürmektedir. Bu konuda çalışmaların olduğunu 'sezenler' ekibe ulaşamadıkları için ilginç yöntemlerle bu ekibe ulaşmaya çalışmaktadırlar…Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar çabaları beyhudedir.

Son zamanlarda bazı kişilerin bitkilerle ilgili –asıl branşları olmamasına rağmen- televizyonlarda ve basında oldukça sık yer aldığını ve hatta kitaplarının çok sattığını görmekteyiz. Yazılı ve görsel basında öne çıkan bu kişiler, bir nevi çığırtkanlık (1) yapmaktadırlar. Yapılan bu çığırtkanlık elbette boşa gidecektir. Ancak o çığırtkanlara da buradan sesleniyoruz: "Tuzak kurmayın, hile yapmayın. Bu ekibi deşifre edemezsiniz."

Bizim burada kurulan bu ekipten söz etmemizin sebebine gelince; milletimizin içi rahat olsun. Zannedilmesin ki Devletimiz hiçbir çalışma yapmıyor, gıda savaşlarına hazırlıklı değil, tohumculuk konusunda bir hazırlığı yok. Sanılmasın ki tohumculuk konusunda piyasayı başıboş bıraktı? Türkiye için çok önemli bir konuda duyarsız davranılıyor sanılmasın diye bu küçük açıklamaları yapıyoruz. Davulla zurnayla yapılmaz bazı işler. Hayran olduğunuz ülkelerin çalışmalarına karşı, en âlâ çalışmalar bizde de yapılıyor. İçiniz rahat olsun. Bu ekip dışında da, tohumla ilgili çalışmaların yapıldığını basından öğrendik. Hatta bu konuyu yazılı ve görsel basın her ne kadar gündeme getirmese de Netpano bu haberi manşetine taşımıştı. (2)

Ülkemizin geleceğini yakından ilgilendiren gıda güvenliği konusunda bu önemli çalışmayı yapanlar, Anadolu'nun bir köşesinde bir bahçıvan da olabilir, şehrin göbeğinde başka bir meslek erbabı da…

Tohumculuğumuzu yok etmek isteyenlerin önemli adımlar attıklarını, belli aşamaya kadar planlarını uyguladıklarını söyleyebiliriz. Ancak İsrail'in ve şeytanilerin bir planları varsa bizimde onlara karşı planlarımız var.

Gıdaların genleriyle oynayarak öyle tohumlar yapıyorlar ki, böcekler sadece o tohumları yemiyor, onların ürettikleri tohumlar dışındakileri yiyor. Kendi tohumları dışındaki hububatı yok eden virüsler geliştirdiklerini biliyoruz…
Varsın onlar başardıklarını sansınlar. Anadolu'nun tokatı onların yüzlerine her zaman inecek kuvvete ve etkiye sahiptir. O tokat bir kez inince de artık bir daha ortalığa çıkamazlar. Türk Devleti büyük bir devlettir, bu millet büyük bir millettir.

Anadolu köylüsüne, çiftçilerimize de buradan bir uyarı yapmak lazım: Tanımadığınız insanlar, özelliklede yabancılar, köyünüzde kasabanızda sizlerin önem vermediğiniz bitkileri topluyorlarsa bunları hemen güvenlik güçlerine ihbar edin. Güvenlik güçlerine bu şahısların çalışmalar yaptıklarını acilen bildirin. Çünkü bunlar tohumlarımızı, bitkilerimizi toplayarak bir nevi karşı silah yapıyorlar…

Türkiye'de bazı sivil toplum kuruluşları tohum savaşlarına karşı kendileri de bazı yöntemler geliştirmişlerdir. İşte bunlardan biri olan Pembe Domates Ağı (PDA) hakkında bir yazarımız şunları söylemektedir3)

"PDA'nın pembe domatese sahip çıkması, Anadolu'da yetişen 3 binden fazla endemik/kendine has tarımsal bitki türünün korunması açısından da çok önemli. Çünkü binlerce yıldır bu topraklarda yetişen ve henüz lezzeti bozulmamış türler, 2011'de yürürlüğe girecek 'Tohumculuk Yasası' ile yok olma tehdidi altına girecek.

Bu tehlikeyi gören Ziraat Odaları, Anadolu çiftçisine kurulan tuzak konusunda sivil toplumu harekete geçirmeye çalışıyor.
Pembe domatesin yok olmasına karşı örgütlenen PDA, 'Tohumculuk Yasası'na karşı da etkin bir kampanya yürütüyor.

2006 yılında çıkan 5553(4) sayılı yasa, 2011'den itibaren ancak 'kayıt altına alınmış tohumların' ekimine olanak tanıyacak. Tohumuna patent alamayan çiftçiler ise, tekel durumundaki uluslararası şirketlerin insafına terk edilecek. Dünya tohumculuğu 6 büyük tekelin elinde bulunuyor, Türkiye'de tohum ıslahı yapan şirketlerin yüzde 90'ını ise bu tekeller oluşturuyor.
2011'den itibaren kayıt altına alınmamış tohumlukları satan köylüler, ağır para cezasına çarptırılacak ve el konulan ürünler imha edilecek. Böylece Anadolu'nun zengin türleri doğallığını yitirecek.

Gözlem Gazetesi'nin Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı ve Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof.Kamil Okyay Sındır'la görüşerek yayımladığı haber, Türkiye'nin 2007'de üye olduğu Uluslararası Yeni Çeşitleri Koruma Birliği'nin (UPOV) dayatmasıyla buğday başta olmak üzere biyoçeşitliliğin yok olma tehlikesine dikkat çekiyor.

Oysa Anadolu'da yetişen 11 bin farklı bitki türü, Avrupa'nın toplamı kadar.
Ziraatçiler,UPOV üyeliği ile Türkiye'nin genetik çeşitliliğinin yağmalanacağını, tarım ilacı ve gübre kullanımının yaygınlaşmasıyla toprakların, ürünlerin, suların kirleneceğini, sağlıksız kuşaklar yetişeceğini savunuyorlar.
Tohumculuk Yasası'na 'dur' denilmeli.

'Biyogüvenlik Yasası' da süratle Meclis'ten geçmeli.
Yaşasın PDA hareketi, pembe domateslerin özgürlüğü."

Bütün bunlara hak vermemek elde değil. Tohumculuk Kanunu'nun sakıncaları ile ilgili geniş tartışmalar yapılmış (5) hatta Kanun'un Meclis Genel Kurulu'nda kabulü sırasında da bu tartışmalar devam etmişti.(6)
Tohum savaşları devam ediyor…

Dipnotlar:

(1) Çığırtkan denen kuşlar, uzaktan yaklaşan sürüyü işitince öterek hemcinslerine cevap vermeye başlarlar. Bunu duyan sürü de güvenli bir yer olduğunu zannederek dikseye inerek, tuzağa yakalanmış olurlar. Başka bir ifadeyle çığırtkan; bir kafes içinde av yerine bırakılan ve kuşları yakalamada çığırtkan olarak kullanılan kuş.

(2) http://www.netpano.com/haber/3303/Ke...miz/Üreteceğiz
(3) http://www.milliyet.com.tr/Yazar.asp...ate=12.04.2009
(4) http://rega.basbakanlik.gov.tr/eskil...20061108-1.htm
(5) http://www.tarimsal.com/tohumculukya...rtismalari.htm
(6) http://www.agaclar.net/forum/showthr...?t=1955&page=2


( i.bilgi ve netpanodan alıntı)
Saygılar

Oğuz Karsan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 03:01   #39
Ağaçsever
 
Giriş Tarihi: 28-08-2009
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 38
Devlet vatandaşını korumak istese kanun da çıkarır denetim de yapar.Devletin varlığı vatandaşı korumak için değil,çıkar çevrelerini korumak içinse ne yapılabilir?
Devlet sigara sağlığa zararlı diye abartı bir uygulama getirebiliyor,sebebi sadece bu mu yoksa sigara firmalarının ABD hükümetiyle olan sorunları mı?
Gıdada yapılmak istenen ise yine bu işin tamamen dünya devi sömürge şirketlerinin eline geçmesi.Gıda fiyatlarını takip edin,fiyatların buraya gelmesi ne nüfus artışı ne üretim azalmasından kaynaklanamaz.
İnsan sağlığı işçi olarak çalışabilecek 20-50 yaş arası için önemlidir,şirketlerin verim alamayacağı 50 yaş üstü bir insan sadece külfettir.
Dünyanın düzeni bozuk.Yediğimiz herşey bozuk.Eğer şehirde sağlıklı olarak nasıl beslenebileceğimizi bilen varsa lütfen bunu söylesin.O zararlı bu zararlı ama ne zararsız?

cumartesi70 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Eski 03-09-2009, 03:38   #40
Ağaçsever
 
musa78's Avatar
 
Giriş Tarihi: 01-09-2009
Şehir: KARABÜK
Mesajlar: 85
Galeri: 1
buradaki asıl sorun tohumlukların nereden hangi ulkeden gelmiş olmasıdır???evet bitki genetiğinde son yıllarda çığır açan ve bu sıstemin başinda yer alan ülke İSRAİL bitki genetiği hocamızın aktarımıyla paralel ithal edilen 2 sınıf olarak gördükleri pazara (ortadoğu,asya)sürekli olarak genetiğle oynanmış ürünleri devlet organları yoluyla girdiğini söylemekteydi(ank yöresi 2007-2008)
bazen kabul gormeyen ürünler olarak çiftçimizde kalmakta,bazende ürün hasat edilemeden mahsul kavrulmakta oluyor...
bundan dolayı kendi tohumlarımızla yola çıkmakta fayda var....

musa78 Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön
Cevapla


Gönderme Kuralları
Yeni konu gönderemezsiniz
Konulara yanıt veremezsiniz
Ek dosya yükleyemezsiniz
Kendi gönderilerinizi düzenleyemezsiniz

BB code Açık
Smilies Açık
[IMG] Kodu Açık
HTML Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum saati Türkiye saatine göredir. GMT +2. Şu an saat: 13:19.
(Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.)


Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2024