View Single Post
Eski 24-06-2008, 08:58   #28
nevsune
Ağaç Dostu
 
nevsune's Avatar
 
Giriş Tarihi: 04-05-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 4,917
Yıllar önce Fethiye'nin biraz dışında kaldığım evin karşısında bir sera vardı. Hormon lafları da henüz yeni çıkmıştı o dönemler. Bir sabah seranın içinde çalışan bir hanımla sohbete girdim. Nasıl olsa burası küçük bir sera, domatesler saftır diye düşünürken, kadının söyledikleri kanımı dondurmuştu. "Hormonları az biraz elleriyle üstten atarlarmış, meyvesine gelmezmiş, bu yüzden de bunlar hormonlu sayılmazmış." O günlerde insanlar böyle inandırılıp bilerek veya bilmeyerek bize zararlı hormonlu sebzeleri yedirmişlerdi.

İşte o günlerden, bugünlere geliş öykümüz. "Hormonlu sayılmaz, ilaçlı sayılmaz". Bugünse değişen birşey var. Hormonlu, ilaçlı sebzeleri artık kendileri yemeyip, bize yediriyorlar. Yalnız o tarım ilacının, kendilerine ayırdıkları başka bir tarladaki sebzeye zarar vermemesi için gerekli koşullardan haberleri dahi yok.

Ayrıca hep merak ettiğim bir şey var. Böyle küçük çıkar hesaplarıyla kim nereye kadar güvenlikte olacak? Domates yetiştiricisi, bir başka üreticinin zararlı kirazını yiyecek, o bir başka üreticinin zararlı fasulyesini, o bir başkasının zararlı patlıcanını..... Zincir böyle uzayıp gidecek. Devletin denetim ve yaptırım mekanizmaları işlemediği sürece, hiç kimse güvenlikte değil.

Hani reklamdaki gibi: Eğitim şart.


Düzenleyen nevsune : 24-06-2008 saat 09:41
nevsune Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön