14-08-2009, 17:59 | #31 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Kola konusunu pek deşmek istemiyorum. Zira kola ve benzeri hiç bir gazlı içeceği tüketmeyen birisi olarak önyargılıyım. Hadi diyelim yetişkinler içip içmemeye kendileri karar verebilir. Ama bacak kadar çocuklarının bardak bardak bu içecekleri tüketmesine izin veren anne ve babalara çok kızıyorum. Ne kadar istemesek de, işlenmiş ürünleri mecburen tüketiyoruz. Ben üretim-tüketim tarih aralığı kısa olanları tüketmeye çalışıyorum. Nerede ve ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum ama hazır gıdalar-kanser ilişkisi ile ilgi olarak bir uzman, hep aynı markaları tüketmeyin demişti. Yani A marka sütü 5 kez üst üste aldıktan sonra bir süre B ve C markalarını almayı öneriyordu. Sebebi ise ürünlerin içerikleri aynı olsa bile, işlenmemiş olarak depolama ve paketleme şartlarının da kanser riski taşıması. Bu şekilde risk azaltıla bilirmiş. Düzenleyen DefneD. : 14-08-2009 saat 22:14 |
|
14-08-2009, 18:30 | #32 |
Kaybettik
|
Öyle durumlarda benim sıvı alımım artar. Bol su ve meyve suyu içerim. Sevdiğim bitki çaylarından içerim. Kola içmem aşırı çay tüketimim yoktur. Çayı açık ve çok az şekerli tüketirim. Neskafe içmem Türk kahvesini çok seyrek içerim. İçeceklerde favorilerim su, meyve suyu, süt, ayran ve bitki çaylarıdır. |
06-09-2009, 01:45 | #33 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 28-08-2009
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 38
|
Şekerin en az sigara kadar zararlı olduğuna inanıyorum.Bu konuda bildiklerim: -Kilonuzun %10u sadece şeker yüzündendir.Vücudunuza hiç şeker sokmazsanız başka hiçbir diyet yapmadan %10 kilo verirsiniz. -Şeker Amerikanın keşfiyle kullanılmaya başlandı,Amerikadaki şeker kamışlarının keşfiyle.Daha öncesinde,insanlığın varolduğu zamandan beri bir gıda değildi. -Şeker en hızlı enerjiye dönüşen maddedir.Bu yüzden vücut önce kandaki şekeri kullanır. -Vücutta şeker yoksa yağ gibi diğer maddeleri yakarak enerjiye dönüştürür.Vücutta şeker yoksa yağlar yakılır,yakılmazsa yağlar vücutta,en kötüsü damarlarda birikir. -Kan şekerini dengelemek için karaciğer insülin hormonu salgılar,insülin dengesi vücutta bağışıklık sistemini kontrol eden hormondur. -Şeker kana çok hızlı karıştığı için karaciğer aynı hızda kan şekerini dengeleyemez,vücuda şeker girdiği anda insülin dengesi bozulur.Denge bozulunca kan şekeri ve insülin miktarları anormal değerlere inip çıkar. -Şeker hastalarında bu etki,belirgin biçimde yaşamını etkiler,şeker hastası olmayanda farkedilmeden yavaş yavaş etkiler. -İnsanın bağışıklık sistemi hem çok kuvvetli hem çok hassastır.Vücut saçı yabancı madde olarak algılarsa saçları vücuttan atmaya çalışır,aynı şekilde kanserli hücreleri de ayırt edemez.İnsülin bağışıklık sisteminin anahtarıdır. -Kortizon vücuttaki hasarları onaran,hücrelerin yaşaması ve üremesi için,aynı zamanda hücrelerin ölmesi için gerekli bir maddedir.Yani vücutta gerektiği kadar olmalıdır,azı veya fazlası değil. Kortizonu da insülin kontrol eder. -Normal gıdalarda kan şekerini normal düzeyde tutabilecek kadar şeker vardır,fazladan bir şeker girdisine vücudun ihtiyacı yoktur. -İnsülin düzeni bozulunca kan şekeriniz düşer ve yeniden şekere ihtiyaç duyarsınız.Şeker bağımlılık yapar.Molekül yapısı eroinle sadece bir oksijen atomu farklıdır. -1 bardak kolada 12 kesmeşekere eşit şeker vardır. -1. dünya savaşından sonra ilk yapılan fabrikalar şeker fabrikalarıdır.İnsanın beslenmesi pahalıdır,şeker en ucuz beslenme yoludur.Ancak açlıktan ölme sınırında kurtarıcı olabilir. -Üzüm gibi meyvelerin şekerleri rafine şeker kadar hızlı etki göstermez,karaciğerin kan şekerini dengelemesine zaman tanır. -Şekeri bıraktığınızda insülin dengesi bozulan vücut yeniden şeker ister.Sigarayı bırakmak gibi ilk 1 haftada çok zorluk çekersiniz 2 hafta kadar bitkin hissedersiniz.Şekeri tamamen bırakmak en iyi yoldur.3 ay sonra şeker yemek istemezsiniz,fiziksel performansınız normale döner.Çay kahve vs besinlerin gerçek tadını almaya başlarsınız. -Şeker yerine kullanılan tatlandırıcılar çok daha tehlikelidir.Tatlandırıcıların devamlı kullanımı tıbben yasaktır.Kansorejendirler.En kötü kanser türlerinden biri olan kalınbağırsak kanserinin başlıca sebebidir.Sindirim sistemi çıkışının çalışmadığı düşünülürse,bağırsak kanserinden ölüm şekli,en kötü ölümlerden birisidir, -Şekeri bırakınca vücuttaki kıllanma azalır. -Gece yatmadan şekerli bir besin alırsanız,aynı kolanın içine şeker attığınızda nasıl asidi sönüyorsa,aynı şekilde midenin asidi de söner.Mide,içindeki asidi dengelemek için aşırı asit basar,şeker mideden çekip gittikten sonra bu fazla asit midede kalır ve çeşitli mide rahatsızlıklarına zemin hazırlar. -Şeker kullanmı genetik olarak şeker hastalığı riski taşıyorsanız bunun riskini arttırır veya şeker hastalığının daha erken yaşlarda ortaya çıkmasına neden olur. -Genetik olarak şeker hastalığı riski taşıyıp taşımadığımızı bilemeyiz ancak DNA analizi falan gerektirir.Mükemmel bir DNA ya sahip olduğunuza eminseniz veya tüm organlarınız,bağışıklık sisteminiz,hormon dengeniz mükemmelse bu yazdıklarımı dikkate almanıza gerek yok -Şekerin tek faydası şekerli ürünler üreten şirketlere kazandırdığı paradır,tabi bir de reklamcılara. -Bunları hergün gofret vs yiyen gecenin 12 sinde kalkıp 1 kilo tulumba tatlısını mideye indiren,sonra şekeri tamamen bırakmış birisi olarak yazıyorum.Şu an baklava verseler bana tadı kötü geliyor.Bağımlılıktan kurtulduktan sonra yapılan tatlı kaçamakları nadir olursa hemen alışkanlık yapmaz ancak gittikçe sıklaşıyorsa yeniden bağımlılığa dönüyorsunuz demektir. |
09-09-2009, 12:20 | #34 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 04-09-2009
Şehir: Muğla ve İstanbul
Mesajlar: 3
|
ben de çok uğraştım ama tutturamadim üzülmeyin. fidesini bulmaya yönelmem gerekiyor. |
09-09-2009, 13:33 | #35 |
Ağaç Dostu
|
Ben de ne kadar zararlı olduğunu bilsem de cips yemeyi çok severdim. Tabii bir de çikolata. Ama çocuklarım olduğundan beri onlara örnek olmak açısından cipsi ağzıma almıyorum, çikolata ise seyrek de olsa öğünlerin ardından yeniyor. Keinlikle hazır çorba ve bulyon kullanmıyorum. Biraz paranoya gibi oluyor ama misafirliğe bile gitsek pilavda çorbada bulyon varsa yemiyorum ve çocuklarıma da yedirmiyorum. Ama bu şuanda kontrol altında tutabildiğim bir dönem, çocuklar okula başladıklarında kantin ne yazık ki devamlılığı zorlayacak. Ancak geçenlerde haberlerde Milli Eğitim Bakanlığının okul kantininde satılacak ve yemekhanelerde verilecek gıdalara kontrol getireceğini duymuştum. |
19-12-2009, 21:35 | #36 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-04-2009
Şehir: Rize
Mesajlar: 656
|
40 bilemediniz 50 sene yaşarım, fiziğime göre kilom artmadıkça, fiziksel bir bozulma olmadığı sürece sorun yok Tabii bu bu tür gıdaları tavsiye ediyorum diye değil, görüşümü söyledim sadece... Hayata bu kadar ciddi bakmak iyi değil, gider bir kilo çikolata yerim gider koşu bandında yakarım... Bilmem kanser olurum felan öyle bir derdim yok Budur... Hani şu victora's secret mankenleri gibi, podyum dışında bir dilim pasta için kas yaparlar, podyuma çıkmadan önce kendilerini kusturarak zayıf görünmeye çalışırlar |
19-12-2009, 22:45 | #37 |
Ağaç Dostu
|
Çevrenize baktığınızda ne kadar tedavisi güç hastalığı olan insan görüyorsunuz? Bu hastalıklardan ölen insanların, toplam ölümlerdeki oranı ne kadar? Bu hastalıklar niçin son yıllarda çok hızlı artıyor? Herkes her şey yiyebilir. Hatta günde üç paket sigara içip 90 yıl yaşayan insanlar da olabilir. Siz yine de yiyeceklerde seçici davranın. Hele aşağıdaki iletiyi okuduktan sonra... Ben yaklaşık 18 yıldır yemek sektöründeyim. Yemek Sanayici ve İş adamları Derneği başkan yardımcısı, Ankara Sanayi Odası gıda komite üyesiyim. Bu sürede öğrendiklerimi yazmaya sayfalar yetmez. Ancak birkaç bilgi aktarırsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Öncelikle ticari endişeyle yapılıyor teşhisi sonuna kadar doğru. Minimum M2 maksimum verim, olay tamamen budur. - "Soya Kıyması" adıyla satılan ürün yağı alınmış soya küspesidir. 25 Kg torbalarda kg fiyatı 1,5 tl civarındadır. Kullanırken ılık suyla ıslatılır 1 kg soya kıyması 3 kg su emer. yani kullanım fiyatı kg da 50 krş tan aşağı olur. Gerçek etin 20 tl/kg olduğu yerde tabiiki bunu önce sermaye kullanır. maret, pınar vs gibi hazır tip annemin köftesi gibi köftelerin tamamı soya katkılıdır. şirin gözükmesi içinde mix kıyma, soya proteini vs. gibi farklı isimlerle ambalaj üzerinde yazılmaktadır. yani et diye soya küspesi satıp, annemin köftesi gibi aynen diye reklam yapıyorlar. BİTMEDİ: bu soya zımbırtısı granül veya toz halinde , beyaz , açık kahve, koyu kahve , kırmızı, yeşil renkleri vardır. tadı nötüre yakındır. cevizle karışıp baklavaya, kıymayla karışıp köfteye , unla karışıp ekmeğe, keke vs.ye giriyor. - Marine kuşbaşı diye bir et satılıyor şimdi , normal kuşbaşı etten ucuz. bir özel kimyasal karışım suyla ete emdiriliyor. % 20 su basılıyor ete , böylece fiyatı ucuzluyor. ancak bu tuzlar sizin kalp, şeker, tansiyon vs , rejimlerinize zarar verirmi bilmiyorsunuz. yemeğe tuz atmıyorsunuz, ama başka tuzları bilmeden yiyorsunuz. yemek şirketinizin et giriş faturalarında "mix kıyma" ve " marine kuşbaşı " var mı, bir kontrol edin bakalım. - PEYNİR ALTI SUYU TOZU: Adı üstünde, peynir üretiminde kalan su sıcak plakalara püskürtülüyor, buharlaşma sonucu elde edilen toz işte. nerede kullanılıyor? peynirli çizi de peynir mi var zannediyorsunuz. tüm bisküvit ve kek sektörünün birinci sınıf dolgu maddesi. kg fiyatı 50 krş gibi bişeydi.yediğiniz bisküvit, kek, kraker vs paketlerin üzerini bir okuyun bakalım içinde şeker ve un dışında tanımadığınız kaç kalem malzeme var. bir top keki toptancısı 15 krş a satıyor. anam-babam usulü un,yumurta ve yağ ile yapsanız 30 krş malzeme maliyeti var, ambalaj, üretici karı, nakliye ve toptancı karı vs eklenince nasıl o fiyata satılabiliyor? çünkü kek değil kek benzeri kimyasal bir şey alıp yiyoruz. paketin üzerini okuyun anlarsınız. - bezelyenin kurusu öğütülüp fıstık süsü verilerek tatlılara konuyor. - pul biberin, karabiberin, kimyonun vs ektractı var, kilosu 5 tl ye satılan sucuklarda gerçek baharatmı var sanki. bazılarında zaten sucuk benzeri ürün yazıyor. - bir danadan 25-30 kg sinir çıkıyor . -40 derecede dondurup öğütüyor sinir unu yapıyor sosise basıyorlar. şarküteri rünlerine dikkatli bakın. %100 dana diyor, dana eti demiyor, anlayın işte. - tavukların boyun , taşlık, kanat ucu vs gibi ticari değeri olmayan her yeri kemikleriyle öğütülerek "mekanik kıyma " isimli birşey yapılıyor. tüm tavuk sucuk ve salamlarında bu var, siz tavukların göğüs etlerinin kıyma yapıldığını sanıyorsanız fena yanıldınız. bütün bu işler T.C.Tarım ve köy İşleri Bakanlığı izni ile yapılıyor. Tamamen ve her yönüyle gıda terörünün cenneti olan yurdumuzda izinle bunlar yapılırken siz varın kaçak yapılanları düşünün, Bütün ekmeğe tavuk döner 2 tl , yarısı işkembe, GDO ne ki o daha yeni farkedildi, devede kulak bile değil. hürriyette yılmaz özdil'i okuyun oda iyi dokundurmuş. Bunlar işin yemek faslı, daha gıda ambalajları var, koruyucular var vs. kıyamet kopuyor da bizim gıda mühendislerimizin sesi soluğu yok ortada. . |
20-12-2009, 10:24 | #38 |
Ağaç Dostu.
Giriş Tarihi: 03-10-2007
Şehir: Toronto-Ankara
Mesajlar: 1,567
|
Bu mesaj kısa süre önce bana da geldi. Etrafımdaki herkesle paylaşıyorum. Tam da ben bu mesajı buraya ekleyecektim ki sağolsun sayın Sergüzen çoktan eklemiş. Verilen bilgiler çok çarpıcı. İnsan nelerden kaçınacağını şaşırıyor. Ben de bunlara bir iki ilave yapayım. Şu anda tavukçular sıkıntıda. Yem için soya bulamıyorlar. Proten değerini tutturmak ve tavuğun kısa sürede gelişmesi için soya şartmış. Zaten bu hayvanlar mısır ve soya ile besleniyorlarmış. Yani tavuk yerseniz zaten çoktan GDO'su ile oynanmış bu iki besini de alıyorsunuz. Ne yapacağız bilmiyorum. Eve tavuk eti de sokmayacağız bu gidişle. Hadi kırmızı ete yöneldik diyelim. O da masum değil ki. Danalara kadınlık hormonu yani östrojen iğnesi yaparak çok kısa zamanda hayvanın yağlanarak ağırlığının 150 -200 kg.'a kadar artmasını sağlıyorlarmış. Sanırım burada en riskli grup erkekler ve henüz ergenliğe ulaşmamış kız çoçukları. Erkekler kadınlık hormonu alırsa pek hayırlı olmaz herhalde. Kız çoçukları ise çok daha erken ergenlik çağına ulaşıyorlar. Bununla ilgili Uğur Dündar da bir program yapmıştı bir süre önce. Kısacası bitmişiz haberimiz yok. |
20-01-2010, 01:31 | #39 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 28-05-2009
Şehir: izmir
Mesajlar: 18
|
bu sergüzenin yolladığı mail de bambaşkaymış bu yemek işi türkiyede çok dünyada olduğundan daha da kötü sanırım , çaresi de yok parmağımızı şıklatsak insanlar bilinçlense keşke, her şeyi de evde yapamayız ki kanımızda var üçkağıtçılık pislik galiba |
16-11-2011, 15:49 | #40 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 16-11-2011
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 17
|
EN KÖTÜ 10 GIDA Şeker Çikolata Hamur işleri İşlenmiş etler (Şarküteri ürünler) Cips çerez atıştırmalıklar Hayvansal yağlar Konsantre şekerli içecekler Kızartma ve fast food ürünler Hazır çorbalar Dr. İsmail Ağar demişsin ama Dr. İsmail Ağar'ı da içeri katmıyorsan 9 çeşit zararlı yemek var orada |
16-11-2011, 21:18 | #41 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 03-03-2010
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 92
|
yazılanları okuyunca sinirlerim bozuldu,hele yapılanların bakanlık izniyle oluşu çok düşündürücü. |
|
|