![]() |
|
![]() |
#11 | |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 02-08-2007
Şehir: İstanbul Beylikdüzü
Mesajlar: 25
|
Alıntı:
bu dediklerinize katılmamak elde değil. Son 2-3 sayfadaki tartışmaları ve ağaç başına verimle ilgili detayları da okudum. Burada aslında kimse kimseye kızmamalı. Cevizle ilgili Türkiye'deki hangi siteye girerseniz girin birbirinden çok farklı değerler, veriler görüyorsunuz. Burada profesyonelce bakılmış 8-10 yaşı tamamlamış bahçeyi gören kişi sayısı da az olunca insanlar ister istemez denilenlere inanmak durumunda oluyor. Tabi ki doğruları hep beraber bu işte çalışarak, gözlemleyerek ve verileri paylaşarak bulabiliriz. İşin pazarlama kısmı gerçekten çok ilginç. Yaprağından ya da mobilyada kullanılmak üzere gövdesinden faydalanılacağına inanarak bu işe başlamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü çevremizde araştırdığımızda bunlardan faydalanmış kimseyi şahsım adına görmedim. Sonuçta hepimizi ağaç sevdalısıyız ve severek yapmak istediğimiz bu işin sonucunda da hakkımız ne ise onu kazanmak için çabalıyoruz. Dediğiniz gibi min 1200-1500 TL dekara maliyetlerle oluşturulmuş ve yıllık bakımlarının titizlikle yapılıp aksatılmaması gereken bir işin sonunda meyveler alındığında herkes sonunu görmek istiyor. Markete gidiyorsun "kardeşim iç cevizi kaça alıyorsun" diyorum "20-22 TL alış fiyatından bahsediliyor minimum". Sektörün lider kuruyemiş firmalarından biriyle görüşüyorum adam "Biz yurtdışından gelen malı kullanmakta ısrarcıyız" diyor. Sebebini sorunca da "Gerek standardı, gerekse güven açısından" bu yola devam edeceklerini söylüyor. Yerel Kuruyemiş firmalarına sorarsan "Gelir biz alırız sizden yeter ki siz yapın" diyorlar. Ortadoğuya sık giderim. Cevizi çok sever ve kullanırlar. İthalatı bizden de yapıyorlar, avrupadan da yapıyorlar. Anca gelir düzeyi düşük ortadoğu ülkeleri özellikle Suriye, Ürdün, Mısır gibi ülkelerde bizim cevizimizi kullanıyorlar. "Ortalama iç cevizi 12-15 TL arasında alanlar da var bu son 2 senedir bundan çok şikayetçiler". Geçtiğimiz yıllarda daha uygun fiyattan bulabiliyorken şu anda pahalanmasını yadırgayanlar var. Ziraat Bankasının sertifikalı fidan için yatırım kredileri kapsamında sunduğu kredi için bütün fizibilite çalışmalarını yapıp başvurmaya gittim. Karşılaştığım tablo gerçekten ilginçti. Başvuruların %99 u hayvancılık içindi ve sayfalarca emekle hazırlanmış fidan kredisi talebimiz için krediden sorumlu müdür resmen alay etti benimle. "Millet cevizden kaçıyor, siz girmeye çalışıyorsunuz", "Cevizden para kazanan gördün mü sen ?", "başka geliriniz olmadığı için onaylanmaz sizin başvurunuz" gibi sözlerle canımı sıktılar. Yanımdaki dayım 2 hayvanı ve meradaki kiralık mekan üzerinden 50.000 TL yi 7 sene sonunda 51.000 TL ödeyecek şekilde sorgusuz, sualsiz neredeyse krediyi alıyordu, biz maaş, 2 kefil, ipotek vs belgelerle çok rahat ödeyebileceğimiz kredi için 2 haftadır kapılarında sürünmeye devam ediyoruz. Yani adama yetki vermişler krediyi yönet diye ama kolayınca kaçıp tarlanın fizibilitesi vs ile uğraşacağına (Çünkü bunun için 11 şubeye bakan mühendis için talepte bulunuluyor ve adam gelip tarla, fizibilite her şeyi inceliyor) daha kolayına gelen hayvancılık kredilerine teşvik etmeye çalışıyor. Kusura bakmayın biraz uzattım ama ben ve 2 arkadaşım 90 dönümde bu işe başlayacağız ve herkesin kafasındaki soru işaretleri bizde de var. İster anahtar teslim proje desinler, ister kendiniz yapın ihata, damla sulama, fidan, fidan dikimi, toprak hazırlığı derken maliyetler hemen hemen aynı. Önemli olan bu işi hakkıyla yapıp sonucunu beklemek. Bu ülkede 1 numaralı ihracat ürünümüz fındıkta yaşananları hepimiz biliyoruz. Fındık üreticisinin hali de ortada. Kendi adıma çok büyük beklentilerle yapmayacağım bu işi, hayalimin peşinde koşuyorum, mevlam izin verir de güzel ürünler alabilirsem bir gün o zaman düşüneceğim nasıl pazarlanacağına. Yani pazarlama olayı, tarım politikalarının iki dudak arasında olduğu bir ülkede fazlasını beklemek de hayalcilik oluyor malesef. Saygılarımla.. |
|
![]() |
![]() ![]() |
|
|