View Single Post
Eski 23-11-2010, 16:22   #1315
vasces
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 02-08-2007
Şehir: İstanbul Beylikdüzü
Mesajlar: 25
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Lilium Mesajı Göster
Geçen yıl bigada yapılan toplantıya katıldım, bu yıl onuncusu yapılan bu çalışma gurubunun on yıllık emeği, yabancıların bir yılda yaptığını biz on yılda yapamıyoruz.
On yıldır ne yapacağımıza karar veremiyoruz, bir kaç fidancının itekaka yürüttükleri yaşar hocanın da kendi özverileri ile yürütülen bir proje, hani diyoruz ya herşeyi devletten beklemiyeceksin. Bir şeyleri de devletten beklemeyeceksek olacağı bu kadar, çek çak çek çak .

Benim tarım bakanımın on yıldır sürdülülen bu projeye bir katkısı bir faydası bir projesi varmı acaba? üretilen, bu kadar kurdulunan kapama ceviz bahçelerine yarın bu ürünü nereye satacağı yüksek maliyet girdilerle hangi ülkeye pazarlayacağı hangi tarım pilanları ile ceviz üreten ülkelerle rekabet edeceği ile ilgili bir yazısını bir sözünü duydunuz mu?

Bir kaç kişi çırpınsa ne olur, devletin tarımımı kalmış, yarın amerika bizden daha ucuza üretiyor bizde pahalı ithal edelim derlerse hiç şaşmam. Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz, ekerken dönüme 125 lira destek sonrası hep köstek, çiftçi ürettiği üründen utanır oldu, Hangisini sayayım maliyetlerin yüksekliliğinden hayvancılığımız dışarıdan hayvan ithal eder duruma geldik, hiç değilse kendi kendimize yeter bir ülke iken bizleri bu durumlara düşüren iş bilmez kendi çıkarlarını düşünen üretime destek vereceğine gemilerle mısır ithal edip limanlarda bekleten, Bizleri Anguslarla tanıştıran siyasilerin allah belalarını versin.
Sayın Lillium,

bu dediklerinize katılmamak elde değil. Son 2-3 sayfadaki tartışmaları ve ağaç başına verimle ilgili detayları da okudum. Burada aslında kimse kimseye kızmamalı. Cevizle ilgili Türkiye'deki hangi siteye girerseniz girin birbirinden çok farklı değerler, veriler görüyorsunuz. Burada profesyonelce bakılmış 8-10 yaşı tamamlamış bahçeyi gören kişi sayısı da az olunca insanlar ister istemez denilenlere inanmak durumunda oluyor. Tabi ki doğruları hep beraber bu işte çalışarak, gözlemleyerek ve verileri paylaşarak bulabiliriz.

İşin pazarlama kısmı gerçekten çok ilginç. Yaprağından ya da mobilyada kullanılmak üzere gövdesinden faydalanılacağına inanarak bu işe başlamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü çevremizde araştırdığımızda bunlardan faydalanmış kimseyi şahsım adına görmedim. Sonuçta hepimizi ağaç sevdalısıyız ve severek yapmak istediğimiz bu işin sonucunda da hakkımız ne ise onu kazanmak için çabalıyoruz. Dediğiniz gibi min 1200-1500 TL dekara maliyetlerle oluşturulmuş ve yıllık bakımlarının titizlikle yapılıp aksatılmaması gereken bir işin sonunda meyveler alındığında herkes sonunu görmek istiyor. Markete gidiyorsun "kardeşim iç cevizi kaça alıyorsun" diyorum "20-22 TL alış fiyatından bahsediliyor minimum". Sektörün lider kuruyemiş firmalarından biriyle görüşüyorum adam "Biz yurtdışından gelen malı kullanmakta ısrarcıyız" diyor. Sebebini sorunca da "Gerek standardı, gerekse güven açısından" bu yola devam edeceklerini söylüyor. Yerel Kuruyemiş firmalarına sorarsan "Gelir biz alırız sizden yeter ki siz yapın" diyorlar. Ortadoğuya sık giderim. Cevizi çok sever ve kullanırlar. İthalatı bizden de yapıyorlar, avrupadan da yapıyorlar. Anca gelir düzeyi düşük ortadoğu ülkeleri özellikle Suriye, Ürdün, Mısır gibi ülkelerde bizim cevizimizi kullanıyorlar. "Ortalama iç cevizi 12-15 TL arasında alanlar da var bu son 2 senedir bundan çok şikayetçiler". Geçtiğimiz yıllarda daha uygun fiyattan bulabiliyorken şu anda pahalanmasını yadırgayanlar var.

Ziraat Bankasının sertifikalı fidan için yatırım kredileri kapsamında sunduğu kredi için bütün fizibilite çalışmalarını yapıp başvurmaya gittim. Karşılaştığım tablo gerçekten ilginçti. Başvuruların %99 u hayvancılık içindi ve sayfalarca emekle hazırlanmış fidan kredisi talebimiz için krediden sorumlu müdür resmen alay etti benimle. "Millet cevizden kaçıyor, siz girmeye çalışıyorsunuz", "Cevizden para kazanan gördün mü sen ?", "başka geliriniz olmadığı için onaylanmaz sizin başvurunuz" gibi sözlerle canımı sıktılar. Yanımdaki dayım 2 hayvanı ve meradaki kiralık mekan üzerinden 50.000 TL yi 7 sene sonunda 51.000 TL ödeyecek şekilde sorgusuz, sualsiz neredeyse krediyi alıyordu, biz maaş, 2 kefil, ipotek vs belgelerle çok rahat ödeyebileceğimiz kredi için 2 haftadır kapılarında sürünmeye devam ediyoruz. Yani adama yetki vermişler krediyi yönet diye ama kolayınca kaçıp tarlanın fizibilitesi vs ile uğraşacağına (Çünkü bunun için 11 şubeye bakan mühendis için talepte bulunuluyor ve adam gelip tarla, fizibilite her şeyi inceliyor) daha kolayına gelen hayvancılık kredilerine teşvik etmeye çalışıyor.

Kusura bakmayın biraz uzattım ama ben ve 2 arkadaşım 90 dönümde bu işe başlayacağız ve herkesin kafasındaki soru işaretleri bizde de var. İster anahtar teslim proje desinler, ister kendiniz yapın ihata, damla sulama, fidan, fidan dikimi, toprak hazırlığı derken maliyetler hemen hemen aynı. Önemli olan bu işi hakkıyla yapıp sonucunu beklemek. Bu ülkede 1 numaralı ihracat ürünümüz fındıkta yaşananları hepimiz biliyoruz. Fındık üreticisinin hali de ortada. Kendi adıma çok büyük beklentilerle yapmayacağım bu işi, hayalimin peşinde koşuyorum, mevlam izin verir de güzel ürünler alabilirsem bir gün o zaman düşüneceğim nasıl pazarlanacağına. Yani pazarlama olayı, tarım politikalarının iki dudak arasında olduğu bir ülkede fazlasını beklemek de hayalcilik oluyor malesef.

Saygılarımla..

vasces Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön