![]() |
|
![]() |
#11 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 06-06-2008
Şehir: Drokya - İzmir
Mesajlar: 82
|
Şimdi gelelim Cevizlerimizin künyesine. Aslında benim amacım tarlayı aynı şekilde işleyip dikim noktalarını belirleyip, toprak seviyesinin 10 cm altına 3 ila 5 adet olmak üzere bölgemizde yüzyıllardır yetişmiş cevizi gömerek tohumdan çöğür elde etmek ardından bir iki sene sonra bu çöğürlere yerinde aşı yapmaktı. Ancak tarlayı birlikte oluşturduğumuz arkadaşım; -Abi çok sene kaybederiz gel fidan dikelim diye ısrar edince onu kırmamak adına fidana yöneldik. Aslında tohum fikrimden vazgeçmiş değilim. Yeni bir hesaplama , ölçme ve planla mevcut aşılı fidanlarımızın kenarlarına tohum ekme fikrim hala sürmekte. Böylelikle Hem fidanlar büyüyecek hemde tohumdan gelişen çöğürler. Hangisi kendini beğendirirse o kalacak diğeri yolcu olacak. Ancak bu tekniği ustalara doğrulatmam gerekli. ben yaptım oldu mantığının doğada yeri yok diye düşünüyorum. Neden illa tohumdan derseniz, Aklımdan geçenleri izninizle paylaşmak isterim. Ya da daha doğrusu yüksek sesle düşünüyorum diyelim. Sözüm meclisten dışarı diyerek te konuda uzman olan dostları tenzih ederek başlayayım. Uzun bir hamilelik döneminin ardından yaşama merhaba diyen bir canlı örneğin buzağı zaten doğumla iyi bir travma yaşamışken, henüz daha toparlanmadan annesinin sevgisi ve kollamasından alınıp başka bir ineğin vicdanına teslim edilse, henüz yeni annesine bile alışamamış iken, ondan da koparılıp farklı bir coğrafya farklı bir iklimde ve üstelik farklı türden sözgelimi bir at ya da eşeğin beslemesine terkedilse o buzağının hali nice olur diye düşünüyorum. Konumuzla eşlersek; Farklı bir coğrafyanın farklı bir ikliminde gelişen cevizler toprağa yatırılarak çöğür elde ediliyor. Ardından olgunlaşan anaçlara, sözüm ona verimli oldukları söylenen değişikcinsten ceviz ağaçlarından alınma kalemlerle, farklı anacın insafında gelişmesi bekleniyor. hadi işin bu kısmına kadar herşey normal gibi geliyor. Fidancı dostlarımızı tenzih ederek söylüyorum lütfen alınmasınlar, ancak bu bir vakıa. Daha sonra, bilmem hangi ilin, bilmem kaç rakımlı köyünden gelen telefonla belki mevsimi olmasa da belki aşılar tam oturmamışken fidanlar hoyratça yerlerinden sökülüp, çok ama çok uzaklarda bir bozkırda ağaç olup verim verecekleri umuluyor. Belki değişik işleme teknikleri,toprağa ilave edilen değişik yardımcı malzeme ile bu işlem oluyor ya da oldu sanılıyor. Söz gelimi Chandler cevizi, Kaliforniya Modesto bölgesinde ıslah edilmiş. Bu ne demek; Google Earth a abaktığınızda göreceksiniz etrafı çok ta yüksek olmayan (maksimum 1200 m) dağlarla çevrilmiş, okyonus rüzgarlarını çok iyi alabilen merkezde 30 metre, çanak kenarlarında 350-400 metre yüksekliğe sahip bir ovada. Ne alaka okyonus rüzgarlarına diyen dostlar olursa, aynı bölgede 7-8 metre gövde çapına, 120 ila 180 metre boya sahip Sekoyalara bakın derim. Keza aynı şey Portekiz içinde geçerli o bölgede de Atlantik okyonusundan gelen esintilerle oldukça cazip bir ortam oluşturuyor Chandler ya da benzeri türlere. Şimdi o bölgelerde oldukça verimli olan, sıra aralarının yarısı dikim aralığıyla, asma çiti mantığıyla sık aralıkla dikilen ve hemen hemen her sene otomasyon sistemle budanan ve salkım saçak cevize yatan bu ağaçları,farklı bir coğrafyada farklı bir iklimde tarlamızı dikip verim beklemek; kimse üzerine alınmasın lütfen bu benim görüşüm, Bir çift öküzün altında, her yaz sonu buzağı aramakla eş değer olsa gerek. |
![]() |
![]() ![]() |
|
|