01-03-2011, 20:08 | #123 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 16-05-2007
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 4,833
|
Merhabalar...! Umarım çalışmalarınız istediğiniz düzeyde gelişme gösterir. Mordoğonda sahilde meşhur bir kafede sıra dışı bir ismi var şu anda hatırlayamadım yaklaşık 20 gün önce eşimle kahvaltı yaptık. Kulaklarınızı çınlattık. Bizde sizin gibi maceralı yaşıyoruz bu ayları. İnşaat çalışmalarınızı burdan sessizce takip ediyorum. Son durum hakkında bilgi verirseniz tabii mümkünse.. Eşimle bayıldık vesselam güzel bir cennet seçmişsiniz. Tebrikler. Saygıyla. |
22-04-2011, 22:41 | #124 |
Ağaç Dostu
|
Yeniden yaşamaya . canlanmaya başladım .Bahar gibi, baharla birlikte. Bir yılı aşan süredir demirlerle, taşlarla, betonla, kepçe ile ve benzerleri ile uğraşmaktan ne toprakla ne bitki ile uğraşabildim. Çok uzun yıllardır ilk defa, hem de doğanın içinde olmama rağmen doğaya el süremedim. Ummadığım derece huzursuz etti bu beni. Ama artık yaşam bulmaya başladım. İki hafta önce Pazar günü hiç kimse yoktu arazimde, kimse “abla şuna bir baksana”, “Derya Hanım şu şöyle mi olacak” demeden bir gün geçirdim. Bütün gün ağaç diktim. O günden beri de yağmur izin verdiği, güneşin de toprağı kuruttuğu her anı dikimle değerlendirmeye çalıştım. Çoook yoruldum ama çok. Mevsimi kaçırmak istemiyorum çünkü. Altı zeytin, İki Pikan ceviz, İki erik, Yirmibeş nar, İki incir, Üç selvi (ya da kavak, her daim karıştırmışımdır), Dörtkızılcık, Dort lavanta, Dört hanımeli, Altı hedera, Yedi ortanca, Asma çelikleri, Ve birkaç mevsimlik çiçek. Bekleyen elimdekiler; Trabzon hurması, İki limon, Bir Malta, Bir fındık, Ve yine mevsimlikler. Israrla Pasiflora arıyorum ama yok buralarda. Halbuki beton duvarımı çabuk saracak, hem de çiçekli. Daha bir dünya şey var almam ve dikmem gereken. Düzenleyen çekirdek : 22-04-2011 saat 23:35 |
22-04-2011, 23:13 | #125 |
Ağaç Dostu
|
Birileri bu yeri-mekanı benim yerime-kendi yerine işletse de ben de buranın bahçıvanlığını ve sanat işlerini yapsam. Evdeki hesap çarşıya uymadı misali, binaya taş giydirme yapmıyorum-yapamıyorum. Arzularınıza uymayan birçok şeyi olurlamak durumunda kalıyorsunuz. Duvarda göremediğim taş-doğal dokuyu iç hatlarda bir başka şekilde yaşatmaya çalıştım ben de. Yer döşemelerinde tuğla plaka, Denizli’den travarten ve rabıta yaptım. Banyo duvarlarında da travarten kullandım, hoş oldu. |
23-04-2011, 00:16 | #126 | |
Ağaç Dostu
|
Harika bir yer bu açıdan hiç görmemiştim, Elinize sağlık kısa zamanda çok işler yapmışsınız, çok güzel bir yer olacağı kesin, ömre ömür katar, manzaraya bayıldım (şimdi kim ayıltacak) İkliminiz uygun yerin varsa pikan cevizinden bir kaç fazla ek. Daha erken haberim olsaydı ayva fidanı gönderirdim. (ayvayı yedim demek için) bir kaçta goji için de yer ayır. Lilium candidumların yerini sormuyorum zaten haziranda hatırlat göndereyim. (Kafa yadelli biraz da) Alıntı:
|
|
15-05-2011, 19:54 | #129 |
Ağaç Dostu
|
Bacalarımı (2 tane) resimde görüldüğü g,b, yapmak istiyorum. hazır şapka kullanmıycam. Boyutları da yaklaşık aynı, birine iki birine üç çıkış bağlanıyor. Son noktaya kadar örüldü sıra şapkada. Bacayı ören usta üst tarafının taşla yapılmasının uygun olduğunu söylüyor, gazbeton falan olmaz diyor. Kuvvetli poyraz ve lodos alıyor. Ne yapmalıyım, ve bu şekil bu rüzgarlara fırtınalara uygun mudur? |
31-07-2011, 22:20 | #130 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Hadi bakalım yarın da Ramazanla karşılaşıyoruz. |
|
10-08-2011, 10:17 | #132 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 1,281
|
Tüm sayfaları okudum çok sürükleyıcı olmuş devamını beklıyoruz |
15-08-2011, 21:25 | #134 |
Ağaç Dostu
|
Çok doğru diyorsun Limon'cuğum. Maddi açıdan malum, gitti gidiyor döner mi bilmem durumları oluyor. Manen ise, bazı günler, uzadığı için ööö geliyor artık. Hani yeni bir eve-yere geçersin, her şey sürprizdir, ilk görülüyordur, cazibesi vardır. Burada aylardır aynı yerde debelene debelene ve her noktasını röntgenden geçmeden bile bile cazibesi-heyecanı kalmadı gibi geliyor bana. |
20-08-2011, 00:07 | #135 |
Ağaç Dostu
|
Vıııy.. Bugün rezil oldum Ben inşaata geçen sene Mart'ın en son günlerinde başladım. Bir Nisan'ı mihenk belledim. Bir yıl beş ay geçmiş. Kuyruğunun da kuyruğuna gelmişim. 250 mkare. Bir o kadar da mecburi bodrum. Yamaçta kurulduğu için. Herkes "hala bitmedi mi, amma uzadı" diyor. Uzun bir süre mi hakikaten , bilemiyorum. Moralim bozuluyor. Yöre halkı da merakla ve istekle bekliyor bitmesini ama.. İlk yıl "ne zaman, ne zaman " diye soruyorlarken artık hiç sormuyorlar. Biteceğinden umutlarını mı kestiler acaba?? güvendikleri dağa kar mı yağdı acaba?? Bilmiyorum iken; bugün rezil oldum... Buralarda inşaatı başlayan evler hemencecik bitiyor. Dört ayda içine giriyor insanlar, ben de ağzım bir karış açık hayretler içinde yalanıyorum. Gerçi daha küçük m.kareleri, ve mütahitler ya da inşaat mühendisleri yapıyor ve düz arazideler. Bugün arazi içi yol ve park yeri için kilit taşı konuşması yapmaya bir mühendisin yanına inmiştim. Konuştuk. Birisi geldi. O'nu bana , beni O'na tanıştırırken "yukarıda otel-sosyal tesisi yapılıyor ya, oranın sahibi bayan. Henüz bitmedi ama biraz da HOBİ GİBİ yapıyor" demesin mi.... Tamam, geldiklerinde beni resim yapıyor, ağaç oyuyor, biyerleri boyuyor, bazı seramikleri döşüyor, plenyede birşeyler kesiyor görüyorlar ama bunların tümünü kendim yapmıyorum ki, hem de hobi olsun diye.. İş çabuk bitsin diye yapıyorum. Yani zannetmem o ki; bina bitmedikçe millet beni "kadın oynuyor işte kendi kendine" diye düşünmeye başladı galiba. Halbuki bilmiyorlar ki....... |
20-08-2011, 09:28 | #136 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 13-01-2010
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 1,281
|
kendinizi hiç üzmeyin bu inşaat işleri hep böyledır her açıdan özen gösterdıgınız için yagmur suyunu toplamaktan dogaya uyumuna kadar derin bir titizlik gösterdıgınız için böyle oluyor dört ayda biten binalar şablon seklındedır dışarıdan sıva yapılır içeriden alçı gecilir dısarıda fazlasıyla arabesk yöreye uyması hiçte dikkate alınmayan ne bulunduysa onla süslenir hep.. seramikler mutfak moda neyse ona göredir ustayla gidilir satıcının bunlar moda dedıgı alınır ve yapılır benım meslegım bu inşatcılık.. bir binanın bir bucuk yılda bitmesi gayet normal ruhu olan her daim güzelliğini kaybetmeyen bina yapabılmek için bırakın bu süreyi sadece altı ay proje tasarlansa bile makul dur bence her sey çok güzel gidiyor her satırınızı takıp edıyorum kolaylıklar dılerım... |
20-08-2011, 10:01 | #137 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 24-06-2009
Şehir: İSTANBUL
Mesajlar: 124
|
kesinlikle sayın Safranlıya katılıyorum.eminim sizin bina bir başka güzel oluyordur sevgili Çekirdek,moralinizi bozmayın.ama ben de biraz ne zaman bitecek acaba?bitse de gitsek diyorum arada sevgiler,kolaylıklar... |
20-08-2011, 11:18 | #138 |
Ağaç Dostu
|
İnsanlar öyle, bir şey başlayınca hemen bitmesini beklerler. Moral vermekten çok moral bozarlar. Hastaysan "Daha iyileşmedi mi?" "Amma uzun sürdü.." hamileyken "Daha doğurmadı mı?" Öğrenciyken "Daha okul bitmedi mi? Amma uzun sürdü..." En sevmediğim ise başkalarıyla karşılaştırılmak. "Bilmemkim abi 2 ayda yaptı bitirdi" "Sen taşla mı kaplıycaksın, bilmemne abi seramik yaptırdı" "Bu çim iyi değil, bilmemne beyin çimi çok güzel" Memnuniyetsiz surat ifadesiyle, "Bu ne ağacı ki?" vb... Onun için kimseyi hiç takmamak en iyisi. Ben kolayını buldum, çok şaşırmış gibi yüz ifadesiyle "Öyle miiii?" diyorum. "Ne yapalım bizimki de böyle oldu" deyince söylenecek söz kalmıyor. "aylardır aynı yerde debelene debelene ve her noktasını röntgenden geçmeden bile bile cazibesi-heyecanı kalmadı gibi geliyor bana" demişsin ya hiç öyle olmuyor. Bitip, her şey istediğine yakın olunca karşısına geçip sanat eserine bakıyor gibi seyrediyorsun, çok ta keyif alıyorsun. |
20-08-2011, 13:14 | #140 | |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Alıntı:
Seri imalat ve fabrikasyonlar her zaman kısa süre içinde yapılır. Bir pantolonu terzi 1-2 prova ve dikimi düşünürseniz en erken 3-4 günde teslim edebilirken, fabrikasyonla aynı sürede yüzlerce pantolan dikiliyor olabilir. Ama bu pantolonlar tam bedene uymaz, beli , boyu sonradan düzeltmeler isteyebilir. Düğmeleri tek tip, yeri ve yönü belli, kesimi standarttır. Terzi size düğme rengi ve yerini sorsa bile karar vermekte zorlanabilirsiniz. Ya da yapıldıktan sonra hoşunuza gitmeyebilir, bozdurup başka türlü yaptırabilirsiniz. Ama bittikten sonra içinize sinen sevdiğiniz bir pantalona sahip olursunuz. Her noktasını içinize sine sine yaptığınız evinizde keyifle, mutlulukla oturmanızı dilerim. Meyve veren passiflora bahçemi nerdeyse istila etti. Her yerden çıkıyor, hemen 1 ay gibi kısa sürede metreyi buluyor. Artık çekip çekip atar hala geldim. Arzu ederseniz , beyaz solanumla birlikte yollıyabilirim. Kolay gelsin... |
|
20-08-2011, 22:23 | #141 |
Ağaç Dostu
|
Teşekkürler Safranlı, işin profosyonelinden duymak iyi geliyor. Evet bir dünya hazır mutfak-banyo dolapları var, çok dolandım konduruvereyim diye içime sinmedi (gecikmelerin nedeni bu gibi ayrıntılar değil gerçi). Elimdeki rabıtalar zaten fazla idi, önlardan oluşturttum marangoza, ortadaki dekupajlı bölümü de kendim yaptım sonradan. Henüz tezgahı oturtmadım, mavi hareli bir mermer bulup koymayı düşünüyorum. |
20-08-2011, 23:07 | #142 |
Ağaç Dostu
|
Sağol Lir, pasifloradan iki-üç köklendirme yapmıştım, minicik ve umutsuzdular ama geliştiler. Yeni sürgünler alabilmek için daha beklemem gerekecek. Hızlı yeşillendirme için sizdekilerden de isteyebilirim. Solanum çalısının zehirli olduğu söyleniyor ya, hayvanlarımız için sakıncalı olabilir diye düşündüm. Terzi-düğme örneğinizde olduğu gibi; umduğunuz kadar iyi sonuçla karşılaşılmasa da el yapımı ürünlerin verdiği zevk bir başka oluyor. Altta resmini koyduğum çerçeveler ayna olacak. Daha önce bir dağ başına, çöpçüler alsın diye atılmış eski tarz oymalı koltukların parçası idiler. Arabanın bagajına yükleyip gelmiştim. Hatta bir işci arkadaş "Derya Hanım bunları parçalamış. çöpe koyacağımıza yakalım" deyip yakmıştı bir kısmını |
21-08-2011, 09:32 | #143 |
Moderatör
|
Doğru ya, bu oymalı - el işi koltuklar bizde de vardı tam da onların baş kısımları... hay Allah sen çok yaşa emi sevgili çekirdek. Yaa ben bu koltukları birine vermiştim ama çok oldu, acaba duruyor mu diye sorsam mı? O da kullanmıyorsa baş kısımlarını alırsam nereden baksan sana 9 tane ayna başı çıkar. |
21-08-2011, 12:03 | #144 | |
Kaybettik, Allah rahmet eylesin
|
Alıntı:
http://www.agaclar.net/forum/attachm...1&d=1313830545 Bakkalın şaşkın ifadesi aklıma geldikçe gülerim. Solanum jasmanoides album, 20-30 metre sarılabilen daha çok tırmanıcı formu, herdem yeşil ve sürekli çiçekli. Alt gövde kısa sürede odunlaşıyor. Daha önce tijli çalı muamelesi yaptığım bir çalı iken bir gün baktım bir dalı uzamış clematislerin tutanağına tutunmuş alıvermiş kendini yukarıya. Çok şaşırdım ve deneme amaçlı dallarını yukarı doğru gitmesine izin verdim. Yaklaşık 8 ayda evin yan duvarının 1/4 ünü kapladı. Toksisite konusunda direk çiçekleri ( meyvesi) yendiğinde mide ağrısı yapabiliyormuş. Benim kedimin hiç ilgisini çekmedi. Bahçemize hafta da 2-3 köpekli arkadaşlar geliyor. Uygun sarılırsa sorun olacağını sanmam. Çiçek oluşumunu gördüm ama hiç meyve oluştuğunu görmedim. Topraktan uzak kalmanız çok mutsuzluk verici ama az kalmış. Kolay gelsin. |
|
21-08-2011, 13:38 | #145 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Çekirdek, omuzları düşürmek yok. Aynı sıkıntıları ben de yaşamaktayım. Zaten ustalarla uğraşmak çok zor. Verdikleri sürede hiçbir iş bitmiyor. Diğer arkadaşların dediği gibi biz çabuk projeli evlerden yapmıyoruz, ki sizinkinin metrekaresi zaten çok büyük. Bir de bunun üzerine maddi sıkıntı bindi mi, bu kadar uzatmamız gayet doğal. Gelip çok beğenenlerin yanında bir de, para yerine akıl verenler oluyor şöyle - böyle yapsaydın diye. Ama bilmiyorlar ki o beğenmedikleri yeri ben gecelerce yatağımda uykum kaçarak debelenirken tasarlamıştım. Ben de yılbaşında göçerim diyordum ama, sanırım sonbaharda anca olacak. Şimdiden çayımı yudumlarken izlemesi çok hoş oluyor, kim bilir, o zaman ne kadar zevkli olacak! Bu arada ayna çerçevelerinize bayıldım. Ellerinize sağlık. |
21-08-2011, 23:54 | #146 |
Ağaç Dostu
|
Evet Güler, çok bereketliler. Neredeyse her bir kılçığı kullanılabiyor, bir de kurumuş olduklarından dokusu da güzel oluyor. Lir, şimdi tekrar baktım internetten, güzelmiş gerçekten, ben daha önce başka bitkiye bakmışım galiba. Gönderebilirsen sevinirim. Zaten çiçeklenmesi gereken (ağaçlar bölümü hariç) o kadar çok yer var ki, toprağa dikilecekler dışında saksıya bile bir dünya para harcamak gerekecek. Geçen gün Ferda ile konuşmuştuk saksıları toptancılardan almak gerekecek diye. Dolayısıyla olabilecek bitki gönderimlerinize hayır diyemiyeceğim. Sizin saksılığa da hayran oldum, sıcak ve samimi çok.. |
22-08-2011, 00:05 | #147 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Bayramdan az sonra Ödemiş'e gelmem gerekiyor. Sizin sarı-yollu dokumalarınızdan yapacağım konuk çarşaflarını, çok güzel oluyorlar, yumuşacık, temizliğin-doğallığın-zarafetin içinde yatıyorsunuz hissi veriyor. Çok ta uygundu fiyatları. |
|
22-08-2011, 00:26 | #148 |
Ağaç Dostu
|
Binanın arka bölümündeki yürüme yolunu traverslerden yapıyorum. Bir ara çokca, uygun fiyata Denizli'den getirtmiştim. Bunları döşedikten sonra üzerine bir de lokomotif otutmak şart olacak galiba. Hiç tren yolu olmayan yarımadaya ilk yolu kuran ve treni getiren kişi olarak tarihe geçerim artık Bütün tahtaları ikiye böldüm, onar cm ara ile koydum. Bu aralardan çim ve papatya gibi minik çiçekler çıkartacağım. Birkaç metrede bir birer metrelik boşluklar bıraktım, yeknesaklığı kırmak için, buralara da çok büyük yuvarlak meşe dilimlerini koyup(elimde var) aralara da beyaz çakıllar düşünüoyrum. Bu yol ile duvar arası da hava şartları el verirse narenciye bahçesi olacak, bir de çiçekler . |
22-08-2011, 00:37 | #149 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Bunu tarih yemez ama belki kurşun kalemle yazar. |
22-08-2011, 00:39 | #150 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Bak bu yol '' Yeşil Yol !'' olur. |
|
|