![]() |
Çok DİKKAT etmeliyiz: yayılıcı bambular çok ciddi bir sorun olabilir
Arkadaşlar, benim aklıma takılan çok önemli bir husus var.
Bildiğimiz üzere bambunun bazı türleri yayılmacı ve diğer bitkilere yaşam şansı vermeyen türler. Karadeniz veya Güney Ege gibi yeşil doğaya sahip bölgelerde bu bambunun yayılması doğaya ne gibi kayıplar getirecektir? Evet, bambu bir çok alanda kullanım bulan, her derde bir deva bir organizma olabilir. Fakat yayılıcı bambular, bir kere yayılmaya başladığı zaman içlerinde başka hiç bir bitkinin yaşamasına izin vermiyor. Ülkemizde tarım arazileri küçük parseller halindedir. Amerika'da **** Çin'de ki gibi binlerce dönüm arazi üzerinde tarım yapma şansımız yok. Hayatını tarımdan sürdüren kesimimiz, genel olarak 15-20 dönüm civarında tarım arazilerine sahip. Ben aurea gibi küçük cinslerin bile, dikildiği yerden 100 m uzakta kendiliğinden çıktığını gördüm. Moso gibi büyük cinsler için sanırım bu rakkamlar Km. olarak konuşulur. Bir çiftçiye tarım ilacınının doğru kullanılmadığı takdirde hiç bir işe yaramadığını anlatamayan bizler, 15 dönüm içinde moso bambu yetiştirmeye başladığı zaman, çiftçinin etrafdaki doğayı korumasını nasıl bekliyeceğiz. Bir meşe palamutunun bambu ormanı içinde ağaç olma şansı sıfır. Sincaplarlar ise bambu dallarında atlayıp zıplasalar bile ne bambu tohumu yerler, ne de bambunun olmayan kovuğuna yuva yaparlar. Çok iyi düşünüp, çok planlı hareket etmeliyiz. Bundan 50 sene sonra torunlarımızın bizi lanetle değil, rahmetle anması için bugünden doğru karar vermeliyiz. |
Sayın Todor, demek yalnız değilmişim.
Sizinle aynı şeyleri düşünüyorum, bambunun hep cezbedici yanları anlatıldı biraz da olumsuz yönlerinden bahsetmek gerekiyor bence. Sayın Todor'un da dediği gibi bambu inanılmaz hızla ve akılsınırlarını zorlayacak şekilde direnç ve inatçı bir bitki. 10 dönümlük bir tarlaya ekilen bambu 2 sene sonra o çevrede en az 100 dönümü saracaktır ve bunu yok etmek öyle anız yakar gibi yakmak, zirai ilaçlama falan kullanmakla olmuyor, toprağın üst katmanını kazısanız yine de ummadığınız yerden fışkırabiliyor. Ülkemiz florasına dahil olmayan türleri getirip burada yetiştirmeye çalışmak ileride felakete neden olacaktır, bana göre bambu Türkiye'nin ekolojisine uygun değil, Türkiye'de uygulanmaya çalışılan bütün bambu çalışmalarına mualifim. Teşekkürler. |
:( Galiba, bambunun bu olumsuz yönlerine diğer başlıkta da azda olsa değinmiştiniz. Toprağın altından önlenemez bir şekilde ilerlediğini yazmıştınız. Hatta bir arkadaşımız önlem için küvete dikmişti. Bu şu demek oluyor, bambu ürünlerinden diken herkes, diktiği türe ve diktiği yere çok dikkat edecek...
|
Bir de şu var , dagları çıplak olan memleketimde bir sürü yer var. Eğer ki bu namzetler oralarda iş yaparsa çıplak tepe olacağına yeşil olması benim tercihimdir. Yayılımcı türler mutlaka tehlikelidir. Denetimli yapılması en sağlıklısı .
|
Alıntı:
Esasen ülkemize , ülkenin florasına dahil olmayan tohum verebilecek ve dolayısi ile kendi başına üreyebilecek bitkilerin girişi sadece yasal izinle olabilir bu izin alınmadan dışardan tohum verebilecek yabancı bitkilerin ve tohumların girişi yasaktır. |
Endişelerinizi dile getirmeniz güzel de o ilacı doğru kullanamayan çiftçinin yetişmesi on yılları bulan bambunun tarımına ne gözle bakacağını bir düşünün.
Bizim çiftçimiz günlük hadi bilemediniz yıllık yaşar. Bir sene soğan fazla para ederse ertesi sene herkes soğan eker. Uzun yıllara dayalı üretim planlayan üretici sizin bu yukarıda söylediğiniz hataları yapmaz. Yayılıcı türler bu ifadelere göre çoktan Çini veya Batumu ele geçirmeliydi. **** Batumdan yayılarak uygun iklim koşulları olduğuna göre Artvin çevresine çoktan gelmeliydi. ( belki de geldi ama yeşil sevmeyen birinin tarlasına konduğu için kömür oldu ) Kaldı ki bu forumda bambu projesini okuyan her katılımcı deneme yaptığı yerde tüm önlemleri de alacaktır. Şu soruyu sormadan edemiyeceğim bahsedilen bambu felaketi yaşamış yerler (varsa ) nerede ve sonuçlar ne olmuş ? Diğer bitkilerden bahsetmiyorum sadece bambu yayılması konu.. |
Sayın noreks,
bu konuda sayın Todor'un müspet denemeleri var. Hani derler ya şişede durduğu gibi durmuyor diye. bu Bamboo meredinin de ne yapıcağı belli olmuyor. Kestirilemiyor. Böylesi sorunlarımız zaten var biz zaten kendi yöresel bitkilerimizle dengeyi kaçırınca sorunlar yaşamış iken... Örneği Rize'de çay bu kadar yayılımcı olmamasına rağmen insen eli ile de olsa nelere mal oldu. sonuçta hala çay'ı gereği gibi işlemediğimiz çok aşikar. durum böyle olsaydı ithal çay getirtilmezdi. Ordu'da da findığın yaptıkları ortada. Ordu'da rhododhenronların orman ağaçlarına çimlenme şansı tanımadığı da gerçek. Ancak tüm bunlara rağmen beton duvar dinlemeden gelişen amreikalıların dahi çekindikleri bir bamboo ekim dikim işine çok sıcak bakamıyorum. Bu forumda bu tür sadece tek bakış açısı ile her derde devaymış gibi bu bitkiyinin nimetlerini anlatıp bir birimizi dolduruşa getirmemiz hiç de gerçekçi değil. Bunu çok kapsamlı bakmak gerek. Başka bir dizi ekolojik felakete açmış örenk vermek mümkün Avustrulaya ilk giden fareler kediler kökpekler vs... Kaldı ki bu bamboo ların genetik değişime uğramamış olmasını var sayarsak da Tarım köy işleri bakanlığının bu konuda yasağı da bence çok yerinde ve gerçekçi. Açıkça ve kısacası benim de çok ciddi çekincelerim var. |
Sayın norkes , ister Tanrının , ister doğanın işi deyin orasına karışmam Çin ve Batumu neden sarmıyor bambu biliyormusunuz ? çünkü bu bitkinin yaşayabileceği sınırlar belirlenmiş önlerine çorak yerler dağlar vs bir sürü engel konulmuştur yani ekolojik bölgelerinin dışına çıkmamaları için gerekli düzen varda o yüzden.
Birkere zaten okadar çok türü denenmek ve üretilmek isteniyorki bu türlerin yayılım hızı falanda hiç dikkate alınmıyor şimdi sizgidin Egede ,Menderes kıyısında bir ovaya x kişinin tarlasına ektiniz kerestelik ya da herne çeşidiyse diğer tarlalara sıçramasını , boş alanlara su kenarlarına , vs yerlere atlamasını nasıl önleyeceksiniz düz ova. Bambu alanında evet çok önemli çalışmalar var nerede mi bu çalışmalar tabii ki doğal yaşam alanlarının var olduğu ülkede ,amerikalılar heveslenip eker kerestelik bambuyu bambunun jilet gibi keskin yapraklarıyla baş edememiş ve vaz geçmişler . Bu bitki yosun gibi sarar , bırakın bambu güneydoğu asyada kalsın o adamlar neden kavak **** meşe ile uğraşmıyor çünkü ekosistemlerinin parçası değil. |
Üstad,
Sizi burada görmek ne nimet. Bahsettiğiniz örnekler devlet politikası **** tarım bakanlığı eli ile bilerek ve isteyerek geliştirilmiş geniş programlar. Sanırım bahsedilen ölçekte geniş bir uygulamadan değil amatörce başlayan birkaç bambudan bahsediyoruz. Özellikle moso için filizlenmeden gelişmiş ağaca 10+ senede geldiğini düşünürsek ne kadar yayılımcı olursa olsun - Datça için konuşuyorum - yaban eşeklerinden , yaban domuzlarından , tarla farelerinden kurtulabileceklerini bile tahmin edemiyorum. Gelişmek için çok fazla şansa ihtiyaçları var. Bir zamanlar bataklık kurutalım diye dikilen okaliptüslerin bile - bu gün köklerine evin içinde rastlıyoruz - yayılamadıklarını düşünürsek bambunun hele bizim yerel şartlarda o derece yayılmacı olabileceğini pek düşünemiyorum. Kaldı ki ekimini yapacağım zaman bariyer kullanacağım (eğer elimdekileri dikim zamanına kadar yaşatabilirsem ) düşünülürse 14 -15 sene sonra tohum verecek etrafa saçılacak , onlarda yayılacak senaryosu pek gerçekçi gelmiyor. Bir de üzerine Sn. Todor'un sakladığı tohumlarını tarla farelerinin yediği gerçeği var. Çok da korkulacak durum varsa evin önünde bulunan adaya dikerim kısıtlı ortamda gözleme imkanı da olur. Bu olayın ABD de yaşanan meşe tahripkarı böcek **** katil yosun ölçeğine geleceği biraz fazla karamsar bir düşünce gibi geliyor. |
Sayın noreks,
Sanırım yanlış anlşma var. Ben kimsenin evinde yetiştirdiği, denediği, bahçesine diktiği dikeceği bambulara bir şey yazmak istemedim. Asıl sorun geniş kapsamlı bir tarıma girişmeden evvel teraziyi doğru tartması adına her iki kefeyi de doğru yüklemekten yanayım. Ancak burda gördüğüm anlatımlarla bambu sütünden etinden yumurtasından tüyünden yününden faydalanılabilecek her derde deva hiç bir yan etkisi olmıyan bir nebat gibi çiftçilerimize lanse edilmesi ile sorunum var. Gözümün önünde şöyle bir resim var. Beni de özelikle ilgilendiren bir bataklıkta biri bir runner bambu dikiyor. Eh sanırım 10 sene sonraki sonucu bambu ile ilgilenen herkes kestirebilir. Ha bunu kim mi dikecek... çok basit İsviçre dağlarındaki batağa bir sarracenia purpurae'yı kim dikmiş olabilecekse aynen de o mantık. Ben veya benim çocuklarım 10 sene sonra burda olmasalar da o batağa bunu yapmanın kimsenin hakkı yok sanırım. Gelecek jenerasyona bu günahı işlemenin vebalinin filizlerini burda bu bambuyu positif yönleri ile göğe çıkartmak sureti ile zaten ekiyoruz... saygılar Kaldı ki bambu dan kim ev yapıp oturacak kim küllük olarak kullanıcak (sigara içmiyeceğinize göre :D )vs. vs. bu örnekleri de incelemek gerek. biraz işin kolayına kaçıyoruz gibi.. ilaç ise ne ilacı hangi ilaç...filizinin salatası da... yahu gidin alah aşkına ben çok yedim öyle de aman aman bir halt değil bambu filizi. çinliler kavrulmuş karafatma çekirge de yiyorlar bizde mi yesek çok faydalı imiş protein açısından ve mineralleri açısından çok zengin... ergo... Tamam, son satır ciddi bir demagoji ama silkelenmeniz adına... :D Nicht's für ungut. |
Alıntı:
Hevesiniz kırılmasın lütfen. Akıl var mantık var. "Yassah" larla iş çözülmüyor, işi çözen daima akıl olmuştur. Forum bu, herkes gönlünden geçeni yazar, bu sizi etkilemesin. Yayılmacı türleri yasaklayalım tartışması ABD ve Avrupa da da yaşandı ama yasak kafalılar etkili olamadılar. Dilerim bizde de olmaz. Ozaman Moso yu da yasaklamamız gerekecek ki bu da büyük bir ekonomik potansiyelden vazgeçmemiz anlamına gelecektir. Unutmayın MOSO dünya çapında Birleşmiş Milletler tarafından da teşvik gören bir tür. Bir taraftan da yayılmacı mı, yayılmacı. Saldırgan mı, saldırgan. yoluna çıkan başka türleri boğuyor ve yok ediyor. Sadece kendi türünden oluşan bir orman oluşturuyor. Tabii yerini beğenirse bu böyle oluyor. Yerini beğenemezse ancak yaşam mücadelesi veren zavallı bir hale geliyor. Yani tüm haşarılığına rağmen DÜNYA MOSO yu SEVİYOR. Ben de seviyorum ama aşkım karşılıksız. :D :dilli: :o :p Moso İzmir'e hiç bir şekilde uymuyor. Sevgi, saygı ve başarı dileklerimle, |
Sayın Faruk Bey,
İştahım kaçabilir ama bu ben yemeyeceğim anlamına gelmiyor. Endişeleri de anlıyorum sincabı evsiz bırakmanın vebali büyük olur amma velakin habire yanan ormanların bulunduğu bir ülkede en azından bir denemeye bile yassah hemşerim diye yaklaşılması bende "biraz durumdan memnunsunuz herhalde" deme isteği uyandırıyor. Yeşili ancak yanarken seven bir toplumun içinde ayrık otu olmak ayrıca acı vermeye başladı. Egede İstanbulda yanan ormanları görünce "bırakın bambu baskın olsun yananların yerine ancak beton dikiyorsunuz ve sincabın evini biraz evvel yaktık " demek geliyor. Kimseye şahsi cevap yazmak istemiyorum ama yasak diyenlerin burada çözüm önerilerini de beklerim. Buyrun polemik burada. Kusura bakmayın fazla doluyum. |
Ocak 2007'de bir gazetedeki haberi foruma eklemişim...
ithal edilen bitki ve hayvanların yol açtığı "biyoistila" sonumuz olacak Yabancı ağaç türlerinin başkent kuşatması diye bambu konusuyla ilgisi olmayan bir konunun adresini de ekliyeyim... Bugün Ahmet Polili'nin açtığı yeni bir başlık: İthal ağaçlarla gelen zararlılar: Kırmızı palmiye böceği Konular farklı olabilir ama sorunun mantığı aynı. Bilenler uyarıyor, birileri de buna "yassah"cı zihniyet diyor! Yapmayın etmeyin. Denemeyin diyen yok. Ama bu sorunlar da var. Ne yani söylemeyelim mi? Denetimi elden kaçırdığınızda ne diyeceksiniz? Kusura bakmayın mı? |
Sayın Malina,
Biz burada etrafa tohum saçmaktan **** elimize geçen her fideyi gözümüzün kestiği her yere dikmekten bahsetmiyoruz. Galiba hem zeka seviyemize hem de eğitim seviyemize gizli bir saldiri ( ya da hakaret ) olduğunu hissetmeye başladım. Her iklim ve her coğrafi şart değerlendirilir , elde olan verilere dayanılarak uygun tür seçilir ve kontrol altında ( ziraat mühendisleri ve konunun ilgilileri her kimlerse ) bir başlangıç yapılır. Bu kadar muhalefete rağmen şayet başlayabilirse ki sanmıyorum bambu tarımı hiç bir şeyi kurtarmayacaktır. Sadece -belki - sorunlara kısa bir süre aspirin tedbir olabilir. Ekonomik katkısı bir gurup idealistin seçime katkısından fazla olamaz. Nedeni ise "öcü amca" gurubunun medyada ki takipçilerinin daha fazla olmasıdır. Uzun zaman içinde bulunduğum çevreci gurupların da "öcü" kavramına sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve dışardaki hiç bir şeyi sorgulamadan reddettiğini gördükten sonra bunu fazla yadırgamıyorum. Getirilen her yeni tür tabidir ki yeni hastalıklar , yeni dertlerle gelir. Bunu kontrol altına almak ziraat mühendislarinin , botanisyenlerin görevidir. Kırmızı palmiye böceği eğer iyi dezenfekte edilmeyen bir takım nebatlarla gelmişse bu karantina görevlilerinin hatasıdır. Pestisid uygulanmamış bitkilerin karantinadan geçmesi gümrüğün hatasıdır. Bu gün phytosanitary sertifikası olamayan hiç bir malzemeyi Avrupa gümrüğünden geçiremezsiniz. Dahası da var eğer malzemeleri ahşap ambalajda gönderiyorsanız ambalaj için dezenfekte olduğuna dair sertifika vermeniz gerekir. Şimdi ben soruyorum .. Bu ülkeye kontrol dışı bir böcek giriyorsa kimin kabahatidir? |
Yazarken belirttim, bu alıntılar bambu ile ilgili değil diye...
Sizin de belirttiğiniz gibi denetim hak getire... Tekrar bambuya dönelim. Alıntı:
Hani sıralamışsınız ya, şu şunun görevidir, bu bunun görevidir diye... Ben de forum yöneticisi olarak görevimi yapıyorum. |
Eklediğiniz her üç başlığıda okudum.
Biyoistila daha önce aynı dergide 2000 de yayınlanmıştı. Gerekli alt yapı oluşmadığı için tekrar 5 sene sonra yayınlandı o zaman kıyamet koptu. Ankara haberinin sadece Ankara Belediyesiyle alakası var. Kim bu olaydan daha fazla kazanacak olayıdır. Bu sadece belediyelerden beslenen şirketlerin konusudur. Kırmızı palmiye böceği ise malesef görevini yapmayan gümrük görevlileri ile ilgilidir ki yine maalesef sevgili memleketimde cezası yoktur. Acilen bu böceğin doğadaki düşmanını bulup ( ve onun da düşmanını ) derhal ithal edilmelidir. Saygılar ve sevgiler |
Anlık ( online ) yazarken bazen araya ileti giriyor. Yanlış anlamayın sözüm size değil. O derece demokrat bir ortamda yaşıyoruz ki kimse kimseye bir şey sormuyor. Özgürlükler "burası boy" durumunda ( denize girmemişler için not: burası boy gırtlak sevyesidir )
Buradaki problem "burası boy" durumundaki özgürlüğün nasıl kullanılacağıdır. Sizin boy dediğiniz bir diğerinin boy sevyesini geçebilir. örnek güncel olamayan kanunların yasakladığı her hengi bir şey olabilir. mesela eski telsiz kanunu olasaydı uzaktan kumandalı - FREKANS- TV leri kullanamazdık |
Sayın Yöneticimiz değişik bir bakış açısı ile yeni bir görüş getirdi.
Gösterdikleri kısayolları da bir solukta inceledim. Bioistila yazısı çok eski bir yazı. Ben öyle hatırlıyorum. Ayrıca bir bilimsel makale değil. Yabancı gazetecilerin sansasyon yaratmaya çalıştıkları medyatik bir yazı. Tümden reddetmiyorum ama abartıklı buluyorum. Bu da benim bu yazı hakkındaki görüşüm. Bence Afrika Kıta'sındaki tarımın ve ekolojik sistemin, Emperyalizim çıkarları uğruna nasıl yok edildiğini yazsalardı daha gerçekçi olurdu. Tabii bunun için 100-150 sene kadar geç kalmışlardı. Ama bu konu inanın çok ibret verici ve gerçek suçluları gün gibi aydınlattığı için "yassah". Bize başka hikayeler okuyorlar, onları ısıtıp ısıtıp tezgaha koyuyorlar. Diğer yazılar zaten bizimle ilgili değil. Kırmızı palmiye böceğinin suçlusu veya suç ortağı biz değiliz. Bedeli bizden tahsil edilemez. Bukadar basit. Amacım Malina yı eleştirmek değil. sözlerim ilgili yazılara. Ne yazık ki birkaç dilde okuyup yazışabiliyorum. Yurtdışında bulunma sürem hakkında yazmayacağım. Kafamı sınırlarımızın dışına uzatıp, dişarıda neler olup bittiğini ne yazık ıki görebiliyorum. İşte bu nedenle kahroluyorum. Dışarılarda işler böyle dönmüyor. Avrupalılar Bambuları asırlar öncesi alıp kendi ülkelerinde ekmiş, adaptasyonunu sağlamış ve hatta kendi Klonlarını yetiştirmişler. Bilimsel araştırma arşivleri dopdolu, taşıyor. Bilim adamları ilgili, buradaki kıpırtıları bile izliyorlar. Yazdıklarımı nereden öğrendiğimi sanıyorsunuz? Tabii ki elime geçen yayın ve arşivlerden. Almanyadaki bir Profesör üşenmiyor, bana Sn.Doç.Dr.Mustafa Var ın makalesini posta ile yolluyor. Amerika bu konuda daha yeni ama çalışmaları çok yoğun, yaygın ve organize. http://www.americanbamboo.org/ sayfalarına bakınız. Birleşmiş milletlerde Bambu konusu muhtemel ekolojik sorunlar da dahil, enine boyuna incelenmiş, çeşitli raporlar ve makaleler bir araya toplanmıştır. Bu konuda http://www.inbar.int/ a bir göz atmanız yeterli. Bunları yazmam şart olmuştu, İngilizce bilmiyenler bağışlasınlar. Bütün bu işleri yapanlar hata mı etmişler. Bu bilim adamları aslında gereksiz şeylerle mi üğraşıyorlar. Hamburg Universitesi ağaç biyolojisi Profesörü'ne amatör Faruk Tuzcuoğlu'ndan ne ? Birleşmiş milletler de yanlış yolda mıdır ? Olur mu olur... "Yassah" mı diyelim arkadaşlar, soruyorum? "Yassah" sistemin ayıbıdır, onun aczini saklar. Bilim bu düşüncelerden arındırılmalıdır. Bence kafamızı şöyle bir uzatıp etrafımızda nelerin olup bittiğini görelim. Fena mı olur ? Sevgi ve selamlarımla. |
Bambuyla uğraşan tüm arkadaşlar , kimse sizin balkonunuzda , evinizin bahçesinde , seranızda bambu yetiştirmenize karşı değil anlayamadığınız nokta burası arkadaşlar.
Mualif olduğumuz nokta ülkemiz çifçisinin eğitim durumu ve modern tarıma olan ilgisi ortadayken bambunun memleketi kurtaracak bir yolmuş gibi gösterilip , daha bitki tanınmadan açık alanlarda tarımöına teşvik edilmesi , olay burada. Sayın noreks kimse sizin eğitim durumunuzu falan aşağılamadı hiçbir yazıda . Sayın Faruk Bey birleşmiş milletlerin desteklediği bir çok tarım ürünü var onlar destekledi diye bambunun Türkiyede yetiştirilmesi uygundur anlamına mı geliyor.İngilizce bilmeyen arkadaşlara dokundurmuşsunuz ya siz bildiğinize göre daha neleri neleri desteklediğini gayet iyi bilirsiniz. Keşke engin bilginizi ve ülkemizde bilimsel anlamda denenmemiş yöntemleri engin çeviri yeteneğinizle burada yayınlamaktansa memleketin çifçisinin işine yarayacak konuları çevirseniz esasen bu forum çeviri yayınlama yeride değil zaten . Son olarak bambu sever arkadaşlar sizin deneysel çalışmalarınıza kimse karşı değil endişeleri olan arkadaşlar endişelerini belirtti kimse sizin eğitim seviye ve kültürünüze uygun lisanla söylediğiniz "yassah" söylemini kullanmadı yanlızca yasalardan bahsetti. Kolay gelsin. |
Değerli arkadaşlar,
Burada birbirimizin açığını arayarak boş laflarla ve hatalı Türkçe ile çok satır doldurmak yerine, bambu ile ilgili ciddi yazılarımıza devam etsek diyorum. Biz ne yaptığımızın bilincindeyiz. Ayrıca bunun yanlış olmadığını da çok iyi biliyoruz. Aslında Sayın Malina'nın ortaya koyduğu nedenli eleştiriler tabii ki haklıdır, olmalı ve tartışılmalı. Ciddi sorular gelirse yanıtlamaya çalışırız. Ama bunların arasında sonradan ortaya çıkan ayrık otlarına da raslayacağız maalesef. Bu bizde hep var. Birileri olumlu birşeyler yaparsa ve iş güzel yürümeye başlarsa, mutlaka tekerleğine çomak sokulur. Her forumda olur bunlar. Aldırmayın, atlayın gitsin. Sayın Noreks nerede kalmıştık? Sevgi ve saygılar, |
Faruk Bey ,
Yeni bir başlık açmayı teklif ediyorum. Bambu tarımında alınması gereken önlemler , yayılma engelleyici tedbirler olabilir. saygılar |
Bambu konusu gayet güzel hizmet ediyor.
Bambuyu ülkeyi kurtaracak bir yatırım aracı görseniz bile ülke içerisinde diğer yüzyılın bitkisiymiş gibi gösterilen bitkilerle ve zaten hali hazırda ekim normuna giren bitkilerle sadece rekabete girer. Yani ülkeyi ele geçirdiği, geçireceği yok hangi bitki çevresini ele geçirmiş ki o geçirsin, geçirseydi kanyaş geçirirdi kaldı ki kanyaş gibi yüzlercesini sayabiliriz. Bu başlıkta bazı şeyler heyecanla gösteriliyor olabilir o heyecan nasıl hızlı bir gidiş ve bazıları için göz boyama şeklinde algılanıyorsa onun yaratacağı sorunlarda o şekilde ciddi endişeler yaratıyor. Oysa biraz tecrübeli birisi bilir ki bu ülkede gözü kara yatırımcı dışında çiftçimiz kolay kolay yeni şeylere yatırım yapmaz çünkü yeni şeylerin zorluklarını bilir ve kabullenmez ha birisinde görür baktı oluyor o da yapar. Kaldı ki bambudan bahçe tesis etse bile meyvesini tarlanın kenarına ektiği gibi, cevizini tarlanın kenarına ektiği gibi bambusunuda fasulye sırığı niyetine kenara eker diker. Akla yayılıyor diye geliyor ya veya endişesi o ya işte bunuda her yıl yılda en az 2 defa sürülen o tarlada sadece yabancı ot olarak sürer veya çapalar. Baktı ekonomik bir şey bu işte para var o zaman tarlasını görürsün ve çiftçimiz para kazandımı bu işten hiç merak etmeyin yaptımı da en iyisini yapar. Şöyle bir hesap yapın sadece son yılllarda dikilen pawlownia ağaçlarının tohumları rüzgarla sağa sola yayılsa memleket pawlowniadan geçilmez. Ve o kadar çok ağacımız var ki bu şekilde memleketi ele geçirdiği yok. Çünkü siz ekmeğiyle oynandığı zaman Türk milletinin çabasını hesaba katmıyorsunuz. Bir şeyin sadece iyi taraflarına sıkı sıkı sarılmak insnaı uçurumun kenarına ne kadar iterse sadece olumsuz yanlarına sarılmakta işte o uçurumdan iter çünkü her iki seçenek yarısı dolu bir bardağın diğer yarısıyla birlikte tam bir bardak gibidir. Bardağı görmek gerek bir yarısıyla ilgilenmek değil. |
Faruk Bey diyecek birşey bulamıyorum.
Kolay gesin , çeviri yayınlamaya devam edin , açık aramayın hatalı Türkçe arayın ;) . Kanımca çeviriden çok deneyimlerinizi yazsanız diğer arkadaşlara daha çok faydalı olursunuz. Söyleyeceğimi söyledim , tezinize karşı antitezimizi ortaya koyduk , umarım bu bambu tutkunuzun sonu herkes için hayırlı olur.Çalışmalarınızı takip edeceğim. Başarılar Faruk Bey. |
Sayın Ephesos,
Daha önce işin Teorik yanında kalacağımı beyan etmiştim. Yazılarımı okursanız görürsünüz. Çeviriye gelince, pek öyle özel olarak çeviri yapabilecek zamanım olmuyor. Sadece zorunlu olduğu durumlarda yapabiliyorum. Genelde oğrendiklerimi yazıyorum. Asıl soru ise neyi çevirdiğim şeklinde olmalı idi. Evet, tercüme ettiğim makaleler veya yazılar, senelerce sürmüş uzun araştırmalar sonucu ortaya çıkan çok değerli tecrübelerdir. Okuma alışkanlığı olan insanlar bu tür yazıların değerini iyi bilirler. Ben, acemi bir amatör olduğumu yazmıştım. Türkiye'de ekolojik sistemi etkileyecek bir iş yapmadığımın da bilincindeyim. :D :D :D Maalesef bunları da o makalelerden öğrendim. Kahrolası okuma merekım ve alışkanlığım. Burada kardeşlik havası içinde kendimizce oyalanıyorduk "ephesos" kardeş. Siz de buyrun kardeşlik sofrasına, kardeşçe... Sevgi ve saygılarımla, |
Başarılar Faruk kardeş ;) .
Sorun bizim uyarılarımızın sizce ( aman sakın uzakdurun bu işi yapmayın ) şeklinde anlaşılması. Sanırım şu ortak noktada buluşabiliriz ; siz bambuyu isteyen ,heveslenen , eğitimi olmayan herkese alın tarlalara ekin şeklinde telkininiz olmayacak ki olmadı .Bunun dışında kimse sizin karşınızda çalışmalarınıza zaten engel olmak istemiyor. Ancak genede ben sizin bambu yerine zaten var olan bir tarım ürünümüz üzerinde çalışma yapmanızı isterdim. Tekrar kolay gelsin , başarılar. |
Sayın Ephesos,
Sanırım uslüpte anlaşamadık. Çok da önemli değil, nihayetinde forumdayız. Tekrar uslüp sorunu... Şartlar koşuyorsunuz, bunu yapmayın lütfen. Çok kışkırtıcı geliyor bana. Amir değilsiniz, burası forum. Ben fikrimi özgürce yazarım, siz de belli uslup dışına çıkmadan karşı görüşünüzü yazarsanız sorun çıkmaz. Gene okumamışsınız sayın "ephesos". Çünkü Ege bölgesinde kaybetmek üzere olduğumuz çok önemli bir bitki üzerine "tercümelerim" var. Onu geri getirmeye çalışıyoruz. Araştırın bir zahmet... saygılarımla, |
Faruk Bey gene yanlış anladınız , sanırım sanal alemin azizliği.Size şart falan koşan yok.Başka bir şey yazmayacağım.
Kolay gelsin. |
Bambu grubu toplantısı yapmayı teklif ediyorum yüz yüze görüşelim :D
|
Görüşelim hocam her zaman. Oturduğumuz yerden konuşuyoruz, sonra olumsuz fikirden başka söyleyecek sözü olmayanlar gayretlerimizi kırıyorlar. İşin ciddiyetini bu şekilde göstermek lazım her halde...
|
Olumsuz bir durum görmüyorum arkadaşlar. Konuşmalara müdahil olmuyorum. Ama izliyorum. İnşallah çalışmalar sonucu bir şeyler üretilebilir ve elimizde somut şeyler ortaya çıkar. Ben bu iş için hiç bir şey kazanmasam da belki birilerine faydam dokunur diye mesai ve para harcayacağım . İnşallah başka ufuklar da görürüz. Birilerine faydamız olur.En azından Dışa bağımlı bir ithal üründen belki içe dönük bir ürün çıkarabiliriz.
Selamlar. |
Alıntı:
Yüzyüze görüştüğünde anlaşabilecek iki insan burada yanlış anlama ile çok ters düşebiliyor. Bunu eşimle yaşadım. msn de yazıştığım zaman anlaşmama imkan yok. :D :D :D Sevgi ve selamlar, |
Genel Görüntü,
Bambular hakkında yazılan ilk çekinceleri normal bulmuştum, çünkü ben de en başlarda Moso hakkında çekincemi dile getirmiştim. Yazılmalı idi. İtirazım olmadı. Sonradan bu bambu karalamalarının bir BİLİM KURGU filmini aratmayacak boyutlara ulaştığının farkına vardım. Ege de Menderes ovasına yayılmacı bambular ekiliyor, bataklıklara bambular ekiliyor, bu bambular her ne yapıyorsa bataklıklara kötülük ediliyor. Ekolojik felaketler ardı ardına sıralanıyordu. Mahvolacaktık... Bir kere Ege ye, Akdenize hiçbir yayılmacı bambu türünü ekemezsiniz. Yetişmez. Bunu çeşitli vesilelerle yazılarımda anlatmıştım. Gruba gönderdiğim veritabanı esaslı Bambu bilgilerini sadece 5 kişi merak edip indirmiş, dolayısı ile incelemiş. Bunu incelemiş insan böyle şeyler yazmaz. 1250 türden kaç bambu köklerine değen sudan etkilenmez, orada yaşamaya devam edebilir? Cevabı, 3-4 tür dur. Genel olarak bambular köklerinin suda olmasından hoşlanmaz. Biz kurmuş, bataklıkları felakete sürüklemişiz ve bunu da zavallı bambulara yüklemişiz. Detayları incelemeden öyle yazılar yazılmaz. Verileri incelemek lazım. Yine çeşitli vesilelerle Bambunun ilaç olarak kullanılmasına değinmiştim, yazmıştım. Ben zahmet edip yazdım, siz de bir zahmet okuyun. Kısacası okumalı...Okumadan, kurgu ile eleştiri olmaz. Sevgi ve selamlarımla, |
GELELİM YASAĞA
" Esasen ülkemize , ülkenin florasına dahil olmayan tohum verebilecek ve dolayısi ile kendi başına üreyebilecek bitkilerin girişi sadece yasal izinle olabilir bu izin alınmadan dışardan tohum verebilecek yabancı bitkilerin ve tohumların girişi yasaktır. " diye bilgi verildi bize. Biz de bunu doğru kabul edip gerçekçı buluyoruz. " Tarım köy işleri bakanlığının bu konuda yasağı da bence çok yerinde ve gerçekçi. " diyoruz. Peki bu yasağın ın aslı var mıdır ? Bence bu da kurgu. Döküman görmek isterim. Çünkü benim elimde Resmi Gazete tebliği gibi döküman var. Bambu Türkiye'de teşvikli bitkilerin arasında yer alıyor. Yine okumadan yazdık. Biz eski halimizle daha mesuttuk... Lütfen artık kimse bizi uydurma haberlerle oyalamasın. Belgesi, bilgisi olan gelsin bize de öğretsin. Ama lütfen kafamızı kurgularla karıştırmayın. |
BAMBU DEVLET TARAFINDAN DESTEKLENİYOR, KREDİLENDİRİLİYOR
ORMAN VE PARK-BAHÇE AĞAÇLARI, AĞAÇÇIKLARI VE ÇALILARI FİDANI YETİŞTİRİCİLİĞİ HAKKINDA TEBLİĞ 08 Şubat 2005 Tarihli Resmi Gazete Sayı: 25721 Çevre ve Orman Bakanlığından: Orman ve Park-Bahçe Ağaçları, Ağaççıkları ve Çalıları Fidanı Yetiştiriciliği Hakkında Tebliğ BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler Amaç ve Kapsam Madde 1 — Orman, park-bahçe ağaçları, ağaççıkları ve çalıları fidanı yetiştiricilerinin finansman ihtiyaçlarının uygun koşullarda karşılanması, verimliliğin ve kalitenin artırılması amacıyla 5/1/2005 tarih ve 2005/8378 Karar sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereği gerçek ve tüzel kişilere Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi ve Tarım Kredi Kooperatiflerince düşük faizli kredi kullandırılması ile ilgili usul ve esasları kapsar. Dayanak Madde 2 — Bu Tebliğ 5/1/2005 tarihli ve 2005/8378 sayılı Kararnamenin Eki Kararın 1 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar Madde 3 — Bu Tebliğde geçen; a) Bakanlık: Çevre ve Orman Bakanlığını, b) Genel Müdürlük: Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel Müdürlüğünü, c) İl Müdürlüğü: İl Çevre ve Orman Müdürlüğünü, d) Banka: Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi Genel Müdürlüğü, bölge başkanlığı ve bağlı şubelerini, e) TKK: Tarım Kredi Kooperatiflerini, f) Karar: 5/1/2005 tarihli ve 2005/8378 Karar sayılı Bakanlar Kurulu Kararını, g) Ağaç: Yaşı ne olursa olsun, ormanda tabii olarak yetişen en az sekiz metre ve daha fazla boy yapabilen, kökü, gövdesi ve tepesi olan odunsu bitkileri, h) Ağaççık: Çapı ne olursa olsun, ormanda tabii olarak yetişen ve yan dalların çoğalması ve fazlaca gelişmesi neticesinde tepesi yayvanlaşan, genel olarak genişliğine bir büyüme özelliği gösteren, boyu sekiz metreyi bulmayan uzun ömürlü odunsu bitkileri, ı) Çalı: Ormanda tabii olarak yetişen, toprak seviyesinden itibaren dallanma özelliği gösteren, en fazla beş metreye kadar boy yapabilen, çapı ne kadar olursa olsun, uzun ömürlü odunsu bitkileri, j) Fidan: Belirli bir amaç doğrultusunda başka yerlere dikmek üzere fidanlıklarda yetiştirilen, belli bir boya ve çapa (çevre genişliğine) getirilmiş otsu ve odunsu bitkileri, k) Fidanlık: Belirli bir amaç doğrultusunda başka yerlere dikilmek üzere belli bir boya ve çapa kadar getirilmiş otsu ve odunsu bitkilerin toprakta ve kapta yetiştirildiği açık ve kapalı alanları, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Kredilendirme Konuları ve Teknik Kriterler Orman ve Park, Bahçe Ağaçları, Ağaççıkları ve Çalıları Fidanı Yetiştiriciliği (İşletme-Yatırım) Madde 4 — Karar kapsamında orman, park-bahçe ağaçları, ağaççıkları ve çalıları fidan üretimi yıllık onbeşbin adet ve üzerinde olan, üretim ünitesi ve üretime esas tesis alanları dahil en az on dekar alanda üretim yapan, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca ruhsatlandırılan ve Çevre ve Orman Bakanlığınca kayıt altına alınan işletmeler ile yeni kurulacak işletmelere Bakanlık mahalli teşkilatlarınca onaylanan projeleri çerçevesinde ekli listede isimleri belirtilen (ek-1) fidanların üretimi konusunda işletme ve yatırım kredisi kullandırılır. a) Krediye Konu Yatırım Kalemleri 1 — Kira Bedeli: Proje onay tarihinden itibaren dört yıl olup, kira bedeli kredilendirilir ve kira bedeli tesisin gerçekleştiği tarihten itibaren tesis alanı kadar yıllık olarak peşin ödenir. 2 — İhata: Fidanlık alanının korunması amacıyla Genel Müdürlüğün birim fiyat tarifelerine göre ihata ile ilgili, iş kalemlerinin birine uygun şekilde tesis edilmesine karşılık gelen tutar, 3 — Su Kaynağı: Fidanlık sahasında bitki sulamasına uygun olan uygun sulama suyunun projeli derin kuyu tesis edilerek yeterli kalite ve miktarda su bulunması halinde kuyu açma ve su çıkarma bedeli, 4 —Drenaj Tesisi: Üretim yapılan alanda fazla olan yer altı ve yer üstü suyunun fidana zarar vermeyecek şekilde drene edilebilmesi için fidan üretimi projelerindeki tutarı, 5 — Tesviye Yapılması: Mevcut arazinin fidan üretimine uygun hale getirilmesi için en fazla %3 meyil olacak şekilde düzeltilmesindeki tutarı, 6 — Kapalı Alan: En az üçyüz metrekare büyüklüğünde olan çelik konstrüksüyonlu, amaca uygun sera tutarı, 7 — Sera Tesisatı: Sulama tesisatı, ısıtma tesisatı, havalandırma tesisatı, ısıtmalı masa sistemi, elektrik tesisatı ve sera içindeki amaca uygun diğer tesislerin tutarı, 8 — Kaplı Üretim Alanı: Drenajı ve tesviyesi sağlanmış alanların uygun malzemeyle kaplanması tutarı, 9 — Gölgelik Alan: Drenajı sağlanmış, örtüsü ve çakılı serilmiş, sulama tesisatı yapılmış, serada yetiştirilen fidanların açık alana uyumunu sağlamak amacıyla fidanın konulacağı, üzeri ve yanları amaca uygun malzeme ile kapatılmasının tutarı, 10 — Sulama Tesisatının Kurulması: Uygulama projesinde belirtilen üretim tipine uygun her türlü sulama tesisatının (sulama havuzu, motopomp/elektro motopomp, gübreleme sistemi, ana ve tali her türlü su boruları, yağmurlama- damlama sulama tesisi malzemeleri vb.) kurulması tutarı, 11 — Yetiştirme Ortamı: Projede belirtilen üretim tipine ve toprak tahlil raporlarına göre hazırlanmış fidan üretimine uygun organik ve mineral toprak tutarı, 12 — Yetiştirme Kabı: Projede belirtilen üretim tipine uygun, fidanın üretileceği kabın tutarı, 13 — Toprak İşleme: Arazide yapılacak fidan üretimi çalışmaları için tekniğine uygun makine ve ekipmanlar ile alt ve üst toprağın kültür uygulanması yapılacak şekilde işlenmesinin tutarı, 14 — Üretim Materyali: Projede belirtilen üretim tipine göre ihtiyaç duyulacak tohum, fidan, aşı kalemi, çelik vb. materyalin tutarı, 15 — Üretim: Projesinde belirtilen üretim tipine göre, piketaj, kap doldurma, tohum ekimi, repikaj, çelik dikimi, aşı yapılması vb. çalışmaların tutarı, 16 — Makine - Ekipman: Yüz dekar ve üzeri alanda yapılan fidan üretimi ve bakımında kullanılacak her türlü makine ve ekipman tutarı için özel ve tüzel kişilikler (kooperatif, birlik, dernek, şirket ve sözleşmeli ortaklık), kredilendirilir. b) İşletme Kredisi Konuları 1 — Yetiştirme Kabı: Projede belirtilen üretim tipine uygun fidanın üretileceği kabın tutarı, 2 — Toprak İşleme: Arazide yapılacak fidan üretimi çalışmaları için tekniğine uygun makine ve ekipmanlar ile alt ve üst toprağın kültür uygulanması yapılacak şekilde işlenmesi tutarı, 3 — Üretim Materyali: Projede belirtilen üretim tipine göre ihtiyaç duyulacak tohum, fidan, aşı kalemi, çelik ve benzeri materyalin tutarı, 4 — Üretim: Projesinde belirtilen üretim tipine göre, piketaj, kap doldurma, tohum ekimi, repikaj, çelik dikimi, aşı yapılması ve benzeri çalışmaların tutarı, 5 — Bakım Çalışmaları: Fidanlıklarda mevcut olan fidanların, standartlara uygun gelişimini sağlamak amacıyla yapılması gereken her türlü ot alma, çapa, gübreleme, ilaçlama, aşı, budama, kök kesimi ve benzeri çalışmaların tutarı, kredilendirilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Diğer Hususlar Keşif ve Metrajların Hazırlanması Madde 5 — Krediye esas proje raporları, Genel Müdürlükçe her yıl yayınlanan “İhale ile Yaptırılacak Ağaçlandırma, Toprak Muhafaza, Rehabilitasyon, Mera Islahı, Kavak Ağaçlandırması ve Fidanlık Çalışmalarına Ait Birim Fiyat Cetveli”ne uygun keşif ve metrajlar, herhangi bir kamu kurum ve kuruluşunda görev yapmayan orman mühendisince hazırlanır. Başvurular Madde 6 — Karar kapsamındaki yatırım ve işletme kredisi başvuruları il müdürlüğünün proje onayından sonra bankaya ve/veya TKK'ya yapılır. Başvurular banka ve/veya TKK'nın esas, usul ve mevzuatı dahilinde değerlendirilir. Uygun bulunanlar kendi esas ve usulleri dahilinde kredilendirilir. Bu kredilerden kamu kurum ve kuruluşları yararlanamaz. Yürürlük Madde 7 — Bu Tebliğ 1/1/2005 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme Madde 8 — Bu Tebliğ hükümlerini Çevre ve Orman Bakanı yürütür. Ek-1 5/1/2005 tarihli ve 2005/8378 sayılı Kararname Eki Kararın Uygulama Esasları Tebliği Eki Orman ve Park-Bahçe Ağaç, Ağaççık ve Çalı Fidan Türleri Akçaağaç Define Kızılcık At Kestanesi Erguvan Ortanca Ceviz (Aşılı) Gülibrişim Leylak Çınar Karayemiş İlex Demirağacı Katalpa Kurtbağrı Dişbudak Söğüt Orman Gülü Gürgen Süs Elması Pilosporum Huş Süs Eriği Hatmi Ihlamur Süs Kirazı Ardıç Kavak Türk Fındığı Bambu Kayacık Üvez Şakayık Kayın Alev Ağacı Sarılıcı Türler Kestane Manolya Akasya Kızılağaç Gingko Alıç Meşe Şimşir Fırça Çalısı Okaliptüs Mazı Sığla Porsuk Sofora Badem (Aşılı) Yalancı Akasya Harnup Çam İğde Göknar Mahlep Servi Leylandi Ladin Gül Sedir Kartopu Yalancı Servi Oya |
Alıntı:
Bambu üreticiliği gibi, yaygın olmayan bir konuyu işleyen sizler, sorulara, endişelere sinirlenmeden cevap vermelisiniz. İkide bir tekrarladığınız yassah kelimesini bu nedenle kullanmadığınızı umarım. Eleştirmek ile yasaklamak arasında önemli bir fark var. Ben ikisini de kullanmayı biliyorum. |
Alıntı:
Tabii ki kimse konuyu bizler kadar incelemek ve bilmek zorunda değil. Ama o zaman daha mütevazı ve kendini bilen eleştiriler beklerim. Burada kullanılan eleştiri yöntemi aynen Bush'unkine benziyor. İlk önce uydurma senaryolar tezgaha konuluyor sonra da uydurma "Yassah" haberleri veriliyor ve sonuçta bizler tek taraflı yazılar yazmak ve bilinçsizce davranmakla suçlanıyoruz. Bir anlamda da yasaları çiğnemiş anarşıst olarak gösteriliyoruz. Sonraki adım yok etmek olacak herhalde.:D :D :D Lütfen insaf edin. sanıyorum ilk 3. veya 4. mesajımda (Runner) bambuların özelliklerini ve tehlikelerini literatürde geçtiği gibi, yani detayları ve nedenleri ile anlatmıştım. Daha sonra, arkadaşların tüm ısteklerine karşılık, Moso hakkında çekincemi koymuştum. Yani bu konular gerektiği, bilimsel literatürde geçtiği gibi işlendi. Bari bunlar okunsa idi da öyle yazılsa idi. Karşındakini hiç saymadan, tanımadan konuya girilmez. Bana böyle öğretilmiş. Yanlış mı acaba? Üzülüyoruz, sinirlenmiyoruz. Uydurma yazılara da bilgi ve belgelerle cevap verebilecek durumdayım, merak etmeyin. Ben bunlara zaten alışığım. Tabii ki herkez istediği gibi yazsın, ama cevabını alınca darılma olmasın. Olgunlukla karşılayalım. Biz sinirlenmiş olarak görülmeyelim. Cevap hakkımızı kullanmış olalım. Üzüldüğüm nokta ise, bu boş tartışmalara harcayacağımız potansiyeli, çalışmalardan çalmak zorunda olduğumuzdur. 5-6 bilgilendirici yazı daha yazabilirdim bu arada. saygılarımla, |
Sorunlu konular varsa, onları giderici yazılar yazmak asla zaman kaybı değildir.
Konu ne idi? Bazı bambu türleri konusunda dikkatli olmak gerekir mi gerekmez mi? Alıntı:
|
Buna nefs i müdafaa deniyor.
|
Ben de biraz zaman kaybetmek istiyorum,
Bambu başlığı altında 3 alt başlıkla başlayan yazışmalar çoğaldıkça ,geriye dönük bilgi almakta zorluklar çıktığı için olsa gerek 3 alt başlık içinde geçen yazışmlar konularına göre moderatör ve yönetici arkadaşlar tarafından daha ayrıntılı alt başlıklar oluşturularak buralara aktarıldı..Mesela "kullanım alanlarına göre bambular,tohum siparişi(yazışmaların çoğu bu konuya aittir),bambu projesi,bambu türleri vs).. bir tanesi de bambu projesi içinde sayın Faruk beyin üzerinde ısrarla durduğu ve önemine değindiği kök sistemlerine göre bambulardı..Bu konuyu da Todor arkadaşımız dikkat çekici bir başlık altında buraya taşıyınca sanki yeni bir konu veya yorummuş gibi algılanarak başka değerli arkadaşlar tarafından da neredeyse büyük bir ekolojik tehdit gibi algılatıldı. Benim şahsi görüşüm ,bambu ticareti uzakdoğuda ruhsatlı toplayıcılar tarafından hektarlarca büyüklükteki bambu ormanlarından yapıldıkça bu işe niyetlenen Türk çiftçilere kar getirmeyeceği gibi zarar ve zaman kaybı getireceği yönünde.Bu ekonomik olarak dikkat edilecek çok önemli bir husus. Ama ihtiyacı olan çorak topraklarımızın ağaçlanması yönünde de doğrudan denenmeye değil de biraz daha araştırılmasında fayda var. Sanırım, istemeden dahi ekolojik sisteme zarar verebilen bizler bu sorunun tehlikeli olduğu kanıtlandığında çok kolay bir şekilde bambu ekosistemini çökertebiliriz.Karşımızdaki gözle görülmeyen, mücadele edilemeycek virüs ya da mikrop değil. |
Değerli arkadaşlar,
Dün Çin'den gelen tohum haberini grubumuza da iletmek istedim. Bambu başlığı altında bir karmaşa oluştuğu için haberimi ilgili herkese duyuramam endişesi ile, ilgili olan 3 başlık seçip mesajımı bu başlıklara attım. Ağaçlar net ten bana aynen şu mesaj geldi. Oysa bambu grubunda böyle, tekrarlanan başka mesajlar da var. Agaclar.Net'ten Uyarınız Var Sayın Faruk Tuzcuoglu, agaclar.net size bir uyarı göndermek zorunda kaldı. Uyarı nedeni: Aynı mesajı bir çok yere atığınız için uyarıldınız. --------------------- Aynı mesajı bir çok yere atığınız için uyarıldınız. Forum'un sizin özel kullanım alanınız olmadığını ve aynı mesajı bir çok yere atarak forum'u gereksiz mesajlarla doldurmanızın hoş olmadığını düşünerek lütfen daha dikkatli olun. Ve bu mesajlardan uygun göreceğiniz bir tanesi dışında diğerlerini silin. --------------------- 1 puanlık uyarı aldınız. Özen göstermenizi rica ediyoruz. Üyelik haklarınızı geçici ya da sürekli olarak kaybetmeniz bizi de üzecektir. Saygılar, agaclar.net |
Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 15:01. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025