Bağlan

View Full Version : Ev yapımları hakkında




Sayfalar : 1 2 [3] 4 5

mine serc
13-08-2009, 21:03
cok guzel ev yorumumu, eski mesajlar arasindaki Kastamonu evi fotografi icin yazmistim, su anki konumunda biraz alakasiz bir ekleme oldu, kusura bakmayin.




bayindirmevki
13-08-2009, 22:27
Sayın açık-pozisyon; ne yalan söğleyeyim, alınmıştım. Genelde forumları izler yazmaya üşenirim. Kaçıp gitmek konusunda fikirlerim de forumun genelinden farklı. Sizin bıkkın ve umutsuz söyleminiz bana yakın geldi. Kendimi bir şeyler yazmaya borçlu hissettim. Ama yanlış anlama oluşmadı, ''hazır değil bu arkadaş'' dedim.

Bu günlerde Çanakkale ile İstanbul arasında bölündüm. Forumda sürekli yazacak vaktim yok. Madden veya manen kendinizi hazır hissettiğinizde ben buradayım. takip ediyorum. Hey demeniz yeterli.

Her şey gönlünüzce olsun.

Açelya
14-08-2009, 10:35
sevgili siko mesajına cevap atamadım dün akşamdan beri bi sorun var ekranın sag tarafındaki kullanıcı adımızın altındaki mesajlarımıza ulaştıran link yok , başka yerden mesajlarıma ulaşıyorum ama mesaj yazamıyorum. bu sorunu çözdüğümde yazarım. arkadaşlar konu dışı oldu kusura bakmayın

RİKO
14-08-2009, 11:32
Sevgili Açelya,
Durumu anladığımı belirten bir cevap yazacaktım sana ,ben de özel mesaj atamadım.Bu problem herkese özgü sanırım.Bu sorunu sadece yetkili birileri mi çözebilecek acaba?Konu dışı olduğu için ben de özür dilerim...

cumartesi70
28-08-2009, 20:26
Ben çok yakın zamanda İstanbul'dan çekip gidiyorum.Kendime Şile'yi seçtim,işe gidip gelmek çok zor olacak ama bahçe deniz ve geniş bir ev ile hayatımı değiştireceğim.Zaten şehrin göbeğinde bile sosyal hayatı yakalamak zor.Yalnızlık ve uzun yol ile başedebilirsem temiz hava,temiz su,bahçem,doğa ve deniz beni bekliyor.Bu fikrimi duyunca arkadaşlarım benim delirmiş olduğumu düşündü,sonrası nasıl olacak merak ediyorum

gürselbaranlı
28-08-2009, 20:36
Ben çok yakın zamanda İstanbul'dan çekip gidiyorum.Kendime Şile'yi seçtim,işe gidip gelmek çok zor olacak ama bahçe deniz ve geniş bir ev ile hayatımı değiştireceğim.Zaten şehrin göbeğinde bile sosyal hayatı yakalamak zor.Yalnızlık ve uzun yol ile başedebilirsem temiz hava,temiz su,bahçem,doğa ve deniz beni bekliyor.Bu fikrimi duyunca arkadaşlarım benim delirmiş olduğumu düşündü,sonrası nasıl olacak merak ediyorum

Aslında kimse deli değil mühim olan karşıdakini anlamak.Anlamayınca en kısası deli tabirini kullanıyorlar.Ben kaçalı 3 yıl oluyor.****** hepsi önceden hayalimde ki gibi gelişmedi.Önce aile durumunuz önemli.(eşiniz çocuklar varsa ) onların sizin hayalinize bakışı.Yazmaya kalkarsam bitmez yavaş yavaş.

HAKAN_O
15-09-2009, 11:44
galiba sn. Malina'nın sorusunu tam olarak cevaplayamadım. Biz kaçamaklardan bahsettik daha çok. Oysa çekip gitmek daha başka şeyler ifade ediyor. Biraz kendimden anlatmaya çalışayım. Nede olsa 5 yıldır istanbul il sınırlarına girmedim. çekip gitmiş sayılırım biraz.

Küçüklüğümden beri hayvanları ve bitkileri çok severim. Insanlığıda severdim tabii o zamanlar. çocukluk işte. Sonra büyüdüm ve gördüm ki, insanlar tek teksevilebilse bile insanlık çokda sevilebilecek bir şey değil. Devamlı savaşlar, hergün artan suçlar, şehrin göbeğinde hüküm süren orman kanunları, çıkarı olmadan iş yapmayan memurlar, tüccar mantıklı politikacılar vs vs. (listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz)

ben ne yapabilirim bütün bunlara karşı dedim kendi kendime. Hiç bir şey. (bunları tartışmak değil niyetim, sadece düşünce olarak anlaşılabilmek için belirtiyorum)

30 yaşında askerden bekar olarak döndüğüm zaman önümde iki seçenek vardı,
ya eski işime (tv) devam edecektim ve iyi kötü para kazanarak plazma tv, 2048kbps internet, gece 04:00 da bambiden kaşarlı dürüm yeme gibi lükslerim olacak, emekli oluncada (20 sene sonra) bahçeli bir ev alıp, tavuğumu köpeğimi besleyecektim. **** şimdi gidecektim.
Eğer 20 sene bahçeli bir evde tavuk beslemek için çalışacaksam plazma tvde dvd seyretsem ne olur, seyretmesem ne olur!

Bastım geldim yalovaya. Paramın yettiği bir arsa aldım. O sırada devlet deprem için yapılan prefabrikleri satışa çıkarmıştı, onlardan aldım. Iki sene prefabrikte oturup, yavaş yavaş evimi hazırlamaya başladım. Hala da yapıyorum bi yandan. Hiç acelem yok. Elimden geldiğince, yavaş yavaş

internet 5-6 ay önce bağlandı ama yarım yamalak çalışıyor. çeşmeden suyum akıyor, düğmeye basınca lamba yanıyor. Cnbc-e dizilerini seyredebiliyorum. Hayattaki bütün lüksüm budur şu anda

karşılığında ne mi elde ettim;
istediğim kadar kedi, köpek, kuş bakabiliyorum.
Istediğim kadar yüksek sesle müzik dinleyebiliyorum.
Domatesimde hiç bir şekilde suni gübre, ilaç yok.
Sütümde kesinlikle antibiyotik kalıntısı yok.
Sabah beni kuşlar uyandırıyor.
Evimde perde yok, çünkü içeriyi görmesini istemediğim kimse yok.
Fidanlarım büyüyor (bazıları meyve veriyor artık)

bu listeyide uzatmak mümkün tabii

tuna kiremitçi'nin bir yayınlamadığı bestesi vardı, sonra şiir kitabına koydumu bilmiyorum. Ama yukarıda anlatmak istediğimi çok güzel özetliyor.

[ı]istanbul büyük şehir.
Düşlerimse çok küçük.[/ı]

uzun oldu, baş ağrıttıysam kusuruma bakmayın artık:)

cok guzel ama gecımınızı nasıl saglıyorsunuz

hosseda
28-09-2009, 17:47
Sayın therapido,

Tamamen taş bir ev yapacağım nasip olursa köye.
Bahçem 810 m2.
Aldığım ruhsat 72 m2 toplam alanda tek kat bir ev. Üstümde köylünün yaptığı ev var 2 katlı betonarme bina alanı da benimkinden çok daha büyük..!

Köyün taş ocağı kapatılmamış olsa idi yerli taş alırdım ama o imkanım yok. Yapacağım taş bina için mecburen çimento kullanacağım. Köyde akrep çok. Evleri taş yapmazsanız akrebi eve kalıcı misafir etmiş oluyorsunuz. Köylüyü dinlemeyip binasını ahşap yapan var, ama açılan tahtaların arası yuva olmuş, baş edemiyorlar akreple. Ben taş duvar yaptım geçen yıl bahçeye, tek taşta bir oyuk bıraktırmadım hepsinin araları harçla dolduruldu. Tüm Ege ve Akdenizde eski evler genelde taş binadır, sebebi akrebin bol olmasıdır. Taş evin içini sıvarlar ve beyaz badana yaparlar hayvan saklanamasın görünsün diye. Yani çimento kullanmak şart. Bunun doğaya zararı ne olur bilemiyorum ama ben hem inşaat yapacağım hemde çimento kullanmam demek mümkün değil.

Temelde beton var. Hatta tavanda da beton olacak ki irtibat tamamen kesilsin dışarı ile. Siz bunlara karşısınız ama çare yok. Bizler şehir yaşamından yeni yaşama intikal ederken yerli kadar rahat olamamaktayız. Benim komşuya ne olacak bu akrepler böyle dediğimde aldığım cevap " Burda çok görünür onlar, alışırsın " olmakta. Onlar geceleri bağda bahçede yerlerde yatmaktalar. Anlattıklarını dinlemek lazım :
" Beni gece bağda sokar ama kalkmam bile, bulursam ezer uyurum, bulamazsam gene kıvrılır uyurum " veya " Bahçede çalışırken sokarsa da çalışmamı kesmem bi su içerim devam ederim " demekteler.
Burada sevinilecek şey, bu yöre akrebinin öldürmeyip kıvrandırması sanırım.

Bizler doğaya saygılıyız, köyü ve köylüyü de sevmekteyiz. Bizden onlara ve oralara zarar söz konusu olmaz. Ancak sahil kentlerinin uğradığı istilaya dağlar ve köylerde aynı hesapsızlıkla uğrarlarsa kaçacak başka yerde olmayacaktır.
Herkes o zaman oturur oturduğu yerde.

Hoşçakalın.

therapido
28-09-2009, 21:37
Merhaba
Galiba tüm olan biteni yanlış anlayan benim. 08-09-2009, 00:48 #913 numaralı mesajınızda bahsi geçen yazınıza ithafen yazmıştım ama "yanlış anlamışım". Yaptığım yanlışı son eklediğiniz iki resme yan yana koyup bakarak bir kez daha anladım! Haklısınız o köşe için beton gerekli!
Mesajınızda dediklerinizide zahmetten kurtarıp ekleyeyim:

"...önümüzdeki hafta çatının kiremitlerini toplayıp , yeniden dizmeyi düşünüyorum.bayramdan sonra maaşımı aldığımda da bir traktör çakıl getirtip , kapının önüne beton dökmeyi istiyorum.sanırım o zaman biraz daha eve benzeyecek . :)..."

http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=104891&stc=1&d=1254165578

Benim babam hala benim döndüğüm köyde bir köy evinde yaşar. Omuz atsan yıkılacak duvarları olan bir evde. İlk hali ile son hali arasındaki farkları bende keşke belgeleseydim. Sanırım makyaj için bugüne kadar 25 torba çimento kullanmıştır. İlk yerleştiğimde içine çadır kurmuştuk, şimdi klima taktırmış ne güzel. Hepsi çok güzel.

Sayın Hosseda,
Siz az çok aynı dertlerden muzdarip bir büyüğümsünüz sanırım. İnşaata girdiğinizde devlet herşeyin hakimi. Kullanacağınız malzemenin bile.
Taş konusundaki hassasiyetinizi anlıyorum. Keşke istediğiniz gibi olsaydı.
Bu konuyu daha öncede konuşmuştuk ama 72 metre kare bir ev için yaklaşık 60 m2 taş duvar gerek bu da 4 kamyon taşa tekabül eder. Sanırım kamyonu Antalya bölgesi için 600 lira hala.
Benim çimentosuzluktan kastım taş evi çimento ile değil eskisi gibi toprak harç ile yapabilmekti. Yoksa karkas bir binayı toprakla yapmak ne mümkün.

Yanlış hatırlamıyorsam İngiltere'de ormanda bir kulübede yaşayan mangal kömürü üreten bir ormancı devletin inşaata izin vermediği yaşadığı ormanda özel izinle ev yapma şansı buluyor. Devlet ona bu yerde yaşama hakkı veriyor ama satma, miras bırakma hakkı vermiyor. Ev adamın ölümüyle ölecek yani. Yaptığı evi görmenizi isterdim. Ahşap iskelet, saman duvar, kerpiç kaplama, taş kiremit...
Tamamı gönüllülerin yardımı ile yapılıyor. Geri dönüşümlü, tek yok edilen işgücü.

Geleyim akrep konusuna. Ben de evi yaparken en ufak delik kalmasın diye uğraşırken köylü gelip "daha çok delik olsun ki çıkmasıda kolay olsun" diyerek ters mantıkla herşeyi altüst ederdi. Babamı 3 kez soktu pek çok tanıdığımı da. Acı dışında bir sorun yaşamadılar dediğiniz gibi. Evin etrafına kükürt dökmenizi öneririm. Tavukda çok etkili. Bildiğim kadarıyla Yunanistan'daki evlerin kapı ve cam kenarlarının mavi olmasının sebebide akrebin o rengi sevmemesinden.
internettede şunu buldum:
"mavi rengi ateş sanan ve mavi boyalı yerlere yaklaşmayan bir canlı. bu yüzden doğuda, akrebi bol olan yerlerde, evler, kapılar, bacalar falan hep maviye boyanıyor akrep girmesin diye. yatakları yüksekçe yapıp, çivit mavisine boyuyorlar, çevresine de su dolu leğenler koyuyorlar (suya da gelmiyormuş) . hafif pinti arkadaşlara mavi cüzdan hediye etme hadisesi de bu durumdan ortaya çıkmış*"

http://www.mavidalga.com/?p=99

bu linkde basit ama yararlı birkaç bilgi var.
Mevsim itibarı ile tehlike ara verir zaten :)

Dediğiniz gibi sahillerden başlayan kaçış istilası benim gözlemlediğim kadarıyla çok hızlı. Hatta "eskiden buraları bataklık, tarlaydı" demek milletcek en sevdiğimiz şey diye düşünüyorum. Gerçi bu lafın devamı genelde "alamadık o zaman burdan biraz yer" olur!
Bunlarda çok güzel :)

Saygılarımla
Kerem AKYAR

hosseda
28-09-2009, 22:38
Sayın therapido,

Taş sarfiyatında farklı hesap yapıyoruz. Ben istinat duvarlarına harcadığım taş miktarından gidiyorum ve tahminen 10 kamyon taş gerekecek diyorum( yaklaşık 150 ton). Evde karkas bölüm yok, tamamen yığma taş olacak.( 2 adet 11,5 / 2 adet 6,5 m duvar var , yükseklik yaklaşık 3 m.). Duvarların kalınlığı 50 cm.

Bahçeye kamyon girme imkanı yok. En büyük sıkıntımda o zaten. Köy dışına dökülecek taşlar kepçe ile bahçeye taşınmak zorunda. Bazen vaz geç taş evden, yığma takoz tuğlaya dön dediğim bile olmakta. Tuğlayı nakletmek çok daha basit çünkü. Hatta son zamanlarda şehirde eskiden yapılmış ama hala dimdik ayakta olan tuğla ev gözlemlemeye başladım. Tuğla ile yapılan evlerinde çok sağlıklı olduğunu okumaktayım. Neyse daha oraya zamanım çok şu anda yapacağım şey temeli yapmak ve temel üstü ruhsatımı alarak ruhsatın süresini 5 yıla çıkarmak.

Akrebin renk seçmesini ilk sizden öğrendim. Çok muhafazalı olan bir merdiven altı depom var aynı zamanda tuvalet. Ama nasıl giriyorsa oraya da girmekte bu hayvan. Kapısı ve penceresi siyah boyalı. Onları en kısa zamanda çivit maviye döndüreceğim. Köylü komşum bıcak ağzı gibi aralıktan geçer bu hayvan dedi. Tek iyi tarafı gündüz ortalıkta gezinmiyor, bende hiç bir şeyi çıplak elle tutmamaya gayret ediyorum. Ancak domatesleri bile toplamak mesele oldu eldivenle zor oluyor. Duyduğum kadarı ile Bozburunlular akrepleri canlı yakalayıp kavanozda evlerinde tutarlarmış. O kavanoz başka akreplerin eve girmemesini sağlarmış. Ne yapalım çare yok bu hayvana da alışacağım.

Ali bey resim gayet güzel çıkmış, aleti arayacağım bulursam size de alır ve hemen kargo ile yollarım.

Hoşçakalın.

therapido
29-09-2009, 00:53
Sayın Hosseda
Evet önceki hesabımda bir hata var. Ama 150 ton taşta çok fazla bence. Bir kamyon yaklaşık 40 cm kalınlığında 16 m2 duvar örebiliyor. Bu taşa görede değişiyor. Şayet iyi bir taş bulursanız bu rakamı 20 m2'ye çıkarma şansınız var. Sizin yanılmıyorsam (iç bölüntüleri taş yapmazsanız) 100 m2 duvara ihtiyacınız var. Taş duvar örerken duvarın yüzlerinde görünen taşların arasına benim ustanın küçüklerine kırpıntı, portakal büyüklüğünde olanlara hellik dediği taşlar dolgu için harçla beraber konur. Bu taşlar genelde yüzde konulan taşların firelerinden çıkar. Vasıfsız olan bu dolgu taşları dahada ucuza temin edip kaliteli (biçimli) taşlarınızı feda etmeden biraz daha tasarruf sağlayabilirsiniz. Bunları muhakkak yapın diye bir dayatma olarak algılamayın lütfen. Sizin gıyabınızda belki başkalarınada faydam dokunur diye anlatmaktayım.

Bu arada 40 cm neden yapmıyorsunuz diye sormak isterim. Eğer sağlamlık ile ilgili bir kaygınız varsa statik hesabı yapılır ama bence çok büyük yük taşımayacağı için yeterli gelir. Size ustalıkta tasarruf sağlamasada malzemede %20 oranında tasarruf sağlayacaktır. Sadece bu kadarda değil 7 metreye 10 metre dış ölçüsü olan bir evde 40 cm duvar içeride 57.04 m2 alan sağlarken 50 cm duvar 54.00 m2 alan sağlar. Küçük bir evde 3 m2 önemli bir alan kazanımı bence. Ayrıca duvar kalınlığının azalması camlardan içeriye giren ışığı dahi etkiler.Hesaplamalarım hatalı olabilir ama oturdum çizdim, 1. şekil 40 cm duvar kırımlı cam, ikinci kırımsız 40 cm. duvar ve 3. 50 cm duvar. Üst üste koyduğumda içeri giren ışık farkı 40 cm ile 50 cm arasında 12 derece. 3. şekil 50 cm duvardan alınan açı 116 derece yani 10 cm kalınlık farkında içeriye giren ışıkta %10' a yakın kar sağlanıyor. Kırımlıyı tam olarak hesaplayamasam da onun farkıda görülmekte.

Bende inşaata başladığımda inşaat alanına kadar kamyon sokamıyordum. 80 metre yakındaki yamacın dibine dökülen taş kum ve diğer malzemeyi traktör arkasına takılan römorkdan farklı (köylünün g*tlük dediği) küçük bir kasaya koyarak çıkarttım. Elbette maliyete ufakta olsa etkisi oldu. Arsanızın durumunu bilmeden belki bu önerimde yanlıştır.

Takoz/press tuğla benimde çok hoşuma giden bir malzeme. Evimin (eski) içerisinde taşla küçük nişleri (girintileri) detaylı yapmak zor olduğundan press tuğla ile yapmıştım. Hatta daha sonra gördüğüm bir kaç örnekte cam kenarları hatta bina köşelerininde bu malzeme ile yapıldığı örnekler gördüm çokda hoşuma gitti. Binanın tamamını bu malzeme ile yapmak sanırım yine sıva gerektirecektir. Saplantım olan taşta dışarıdan görünen doku bana inanılmaz haz veriyor.
Sıva yapıldıktan sonra, elbette sağlamlık ve izolasyon farkları vardır ama sanki gaz beton veya press tuğla pek farketmezmiş gibi geliyor.

Civit mavi konusunda açıkcası tecrübem olmadı, örneğini de göremedim. Sadece duyduklarımı yazdım. Ama tavuk ve kükürt kişisel tecrübemdir. Bıçak ağzı kadar yerden geçtiği de doğru. Bu yüzden alacağınız önlemin izolasyon olması zor. Sudan hoşlanmadığı için bahçe sularken dikkat etmek gerekiyor zira o zaman daha çok hareketleniyor. Cibinlik kullanmak, yatağınıza girerken bir bakınmak, yorgan battaniye vs. sererek değil katlayarak kullanmak, ayakkabıları giymeden sallamak gibi önlemler ilk denediklerimdi. Ama babamı ilk soktuğunda giydiği pjamanın içerisindeydi akrep. Benimde tavandan omuzuma düşmüştü bir gece ama sokmamıştı. Terlikle dolaşırken üzerine bastığı için sokulanlarda var. Zaman içinde alışıyor insan. Gördüğünde bir iki gün dikkat edip sonra tekrar unutuyor.
Benim köydede köylü, sıcak demeden paçası lastikli pantolonu çizme içersinde ve uzun kollu yine manşeti düğmelenmiş gömleklerle çalışıyor.
Kavanoz konusunuda bende sizden öğrenmiş oldum. Şu an oturduğum İstanbul'daki evimde azda olsa karşılaşıyorum. Teknik olarak belki yaramasada manevi bir rahatlık sağlar.
Unutmadan birde böyle bir alet var ama onuda test etmedim ve edende tanımıyorum. Belki denenebilir.
http://www.ultrapest.net/
Alternatif markalarda var.

Ali Bey'in bahsettiği vakumlayıcıyı bir arkadaşım köyde yaşarken getirmişti. Ne kim olduğunu ne ürün markasını hatırlıyorum. Neyse ki ihtiyacım da olmadı. Biraz arayınca şunu buldum:
Burada zehir vakumlayıcının nasıl kullanılacağı
http://www.byebites.net/
buradada set olarak satışı var
http://www.urunland.com/pinfo.asp?pid=158567

Saygılarımla
Kerem AKYAR

bayindirmevki
29-09-2009, 01:05
Sayın Therapido

Ne yalan söyleyeyim hicvinizi anlamış değildim de niye cümleleriniz gergin bir tonda bunu da anlamiş değilim. Boşverin. Şurda hepimiz arkadaşça vakit geçiriyoruz. Zaten yazıların birçoğuda da konu başlığından kopmuş vaziyette. En son Ali beyin sıkı militana bile vay be dedirtecek siyası yorumları çok hoştu.

Önceki yazılarınızı da okudum. Harçadığınız betona duyduğum şaşkınlığın nedeni, başka türlü de olabileceğini bilmekti. Yazık ki siz başladıktan sonra üye oldum. Ne yapıyorsunuz demekte geç kalmıştım. Zaten 23 yaşında ve tecrübesizim demek herşeyi açıklıyor. gerisi teferruat. Ben de o yaşta aynı şeyleri yapardım. 58 de kaçsanız ne olurdu, o yaşa gelmeden bilinmez.

Domates derken farkına varmadan benim alanıma girdiniz. Bu yaz 30 dönüm domates ektim, tonlarca ürün! Olay hiç de şehirden bakıldığı gibi değil. İstersem en ağır inorganik üretimle bile tüketiciye organik üretimden daha lezzetli domates sunabilirim. Fark yetiştirilişinde değil domatesin cinsinde. Domateste sanıldığı gibi çok kimyasal gübre kullanmaz, hem masraftır hem de üründe ters etki yapar. Domates çatlar. İlaç ise meçbur kalmadıkça kullanılmaz. Hele hormon hiç kullanılmaz bu tamamen bir şehir efsanesi. Lezzeti düşüren, sentatikleştiren yüksek verimli cinslerdir. Ve kullanmak zorundayız. Pazar talebi bu yönde. İstanbul her gün yüzlerce kamyon domates talep ediyor. Lezzetli olsun diye verimi düşük cinsleri üretirsek domatesi 10 liradan tezgaha koyarlar. Ve inanın yine biz bir şey kazanmayız. Domatesin Mikros'ta yetiştiğini sanan veledleri de ciddiye almayın işletiyorlardır.

Saygılarımla

therapido
29-09-2009, 01:48
Merhaba bayindirmevki

Sizde benim gibi uykusu kaçanlardansınız sanırım.

23 yaşındaki tecrübesizliğimden bu kadar çimento kullandım demiyorum yanlış anlaşılmasın. Devletin kafanızı sokacağınız damla ilgili sizden daha iyi bildiği kurallar var ne yazık ki! Onlar sizin çimento kullanmadan taş bina yapmanıza imkan vermiyor. Böyle bir imkan var isede imar kanununun bilmem kaçıncı madde, bilmem kaçıncı fıkra, bilmem kaçıncı bendinde yer alıyordur ki kendimi geçtim İmar Müdürü bile bundan haberdar değildir. Ağızlarından çıkan 5 kelimeden biri yapamazsın! ben 5 dönüm arsa üzerine 500 m2 inşaat izni aldım 72 ve 135 toplam 207m2 2 bina yapmak istedim buna bile "tek bina yapacaksın" diye izin vermediler. Ahır yapmak isterseniz alt komşunuz hayvanlarınız olacak yani! Bunları göz önüne alarak bana yolun başında vereceğiniz, çimentonun alternatifi ne olurdu?

23 yaşımda bu tecrübeye sahip olsam şehirden gitmezdim demek daha doğru. Ya da daha önce bir arkadaşımın yaptığı gibi paramı cebime koyar bir uyku tulumu ile bu ülkeyi terk ederdim...

Domates konusuna gelince ucunda da olsa ortak bir nokta yakalamama sevindim. Sizinde söylediğiniz gibi bu iş arz ile ilgili. Üretim sürecinde gerekmedikçe ilaç kullanılmayacağı çok doğru ama zaten mesele daha öncesinde, fidede başlıyor. Yanılmıyosam dünya üzerinde söz sahibi 6 adet firma (israil ve fransa başı çekiyor) gen değişikliklerini yapmış olarak fideleri üreticiye satıyor. Bunlara domates demek yerine kodlarıyla adlandırmak daha doğru bence. Hormon lafı nereden geliyor bilmiyorum ama köylü domatesin çiçeğine sıktığı ilaca (içeriği her ne ise) hormon diyor ve daha çabuk döllendirdiğini söylüyor.

Ben evde kendi sakladığım heirloom tohumlarla fide üretip onların domateslerini yiyorum ve her sene tohum ayırıyorum. Yani ben domates dikmiyorum, domates ekiyorum.
Sanırım benim gibi pembe domatesleri yiyen birine GDO'lu bir domatesi yutturmak zor olur.
Farkında olan bir grup insanda buradan haberleşiyor :
http://pembedomates.blogspot.com/

Yazın diktiğinizi söylemişsiniz, kışında domates dikecek misin? Seranız var mı acaba?

alideryacengel
29-09-2009, 02:40
uykusu kaçanlar sadece sizler değilsiniz.ben de varım nöbette.
sayın hoşseda.duvarların kalınlığının faydasını iç tarafında yazın serin kışın sıcak bir mekan elde ederek görürsünüz.duvarın kalınlığı ısı ve ses yalıtımında çok etkili.
bu evde duvarlar 50 cm. kalınlığında.kuzeye bakan duvarda pencere yok ve 70-80 cm. kalınlığında.kuzeyde kalan kalın duvarın içinde kalan bir de ocak var.şömine gibi ama ilkel bir ocak.yinede o ocakta birkaç odun yakınca bize bayağı bir keyif veriyor.
sayın therapido.bahsettiğim zehir emme pompasını bulmuşsunuz.ama bu çok teferruatlı.arkadaşım bana sadece plastik pompasını getirmişti.

therapido
29-09-2009, 09:46
Merhaba
Duvar kalınlığı elbette ses ve ısı izolasyonunda önemli. Ben, yaşadığım yerde ayakta duran 2000 yıllık bir kenti ve civardaki emsal evleri baz almıştım. Evinizin önünden demiryolu, otoban geçmiyor veya hava alanının yanına inşaa etmiyorsanız. Evinizi fırtınalar esen bir boğazda değilse, veya Ağrı Dağı'nın amacında inşa etmiyorsanız 40 cm kalınlık yeterli oluyor. 50 cm duvar ustanın işine gelir örmesi daha kolaydır. Aksi taktirde taşın arkasınıda kırması gerekebilir. Ama yaptırınca oluyor.

Sayın Hosseda yanılmıyorsam İzmir'de bir evden bahsediyor. Yani kışın 5.6 derece gece yazın gündüz 32.7 derece sıcaklık ortalaması olan bir şehir. Evini yeni yaptığını da düşünürsek çatı ve cam izolasyonun da düzgün yapılması halinde 40 cm duvarla ısı konusunda hiç sorun yaşamayacağını düşünüyorum.
Sizinde bahsettiğiniz ocaklığı daha modern bir sistemle veya baca şekli ile yapma şansıda var. Hatta mümkünse o ocağı evin dış duvarlarından alıp yapabiliyorsa evin içine taşımasını öneririm.
Evin kuzeye bakan cephesini daha kalın yapmak başka bir çözüm olurmu bilmiyorum.
Saygılarımla

hosseda
29-09-2009, 17:59
Merhabalar,

Ali bey tek katlı evde ahşap çatı fikrinize denecek bir şey yok. Yazlık evimiz öyle. İnsanların yılda 2 ay bile oturamadığı evlerin dublex, triplex hatta dörtlex olmasının gerekmediğini bilen nesillerce yapılmış bir ev. Verandası dahil 70 m2 bu evimiz. Çatısı tamamen ahşap ve zirve 3 metre. Çok ferah. Ancak 30 yıl önce yapılmış olan bu evi biz 10 yıl önce satın aldık. Şikayetçi olduğumuz hiç bir husus yok ahşap çatıdan dolayı ama ben defalarca yazdığım gibi akrebi evin içine almamaya kafamı takmış vaziyetteyim. Bu nedenle tavanı beton yapacağım. Ters v şeklinde olacak bu tavanı,iyi izole edip, üzerine de kiremit döşersem duvarları da taştan olacak bu ev çoluk çocuğuma da ileride hiç bir yük ve masraf çıkarmayacak. Hatta şunu da düşünmekteyim tüm doğramaları ve kapıları ve panjurları demirden yapmak hayalimdi. Onları beyaza boyayacakdım. Evin dışı siyah taş, doğramalar ve içerisi sıvanıp badanalanmış beyaz olacak idi ama çivit mavisi meselesi bu hayalimi biraz değiştirmeme sebep oldu.

Köy ocağı meselesine gelirsem evet evde ocak olacak salonda. Şömine değil ama ocak. Onun da bacasını nasıl örteceğimi ( haşereye karşı) hemen hemen buldum gibi. Eğer bacanın örtülmesini çözemese idim ocaktan vaz geçecekdim.

Sayın therapido,

Evin iç duvarlarını da taş düşünmekteyim. Olursa tam taş ev olsun. Duvar kalınlığını tayin eden usta. İki sıra taş o kalınlığa geliyor(50 cm. ye) sanırım. Taş nakliyesi için yazdığınız ilave römorku araştıracağım, iyi bir çözüm olabilir gibi geldi.

Hoşçakalın.

alideryacengel
29-09-2009, 19:47
sayın hoşseda.buralarda benim köy gibi ufak ve sapa bir köyde meraklı bir aile bir butik otel yapmış.bayağı da bir uğraş ve yatırım sonunda odalarında kaloriferi bile olan bir yer yaratmışlar.burasını satıyorlar.sanırım bekledikleri kazancı elde edemediler.binaların yapılışı belki ilginizi çeker diye resimlerini ekleim.arkadaki iki katlı olan8 odalı 24 yataklı pansiyon binası.öndeki de yemek ve dinlenme salonu.

bayindirmevki
30-09-2009, 01:36
Sayın therapido

Ben uykusu kaçanlardan değil, uykusundan çalanlardanım. İşim yüzünden geç saatlerde evime geliyorum. İş yerinde kişisel internet kullanımı yasak. Ancak bu saatlerde okuma ve yazmaya imkan buluyorum.

Ev konusununda sizi anlıyorum. Ama anlaşamıyoruz gibi oluyor. Normaldir. yüzyüze konuşmanın getirdiği kolaylık yazıda her zaman olmuyor. Bir mimik, bir bakışla anlatılanlar yazıda sadece sanılmış gibi olur. Siz de dahil yazan tüm arkadaşları anladığım halde, pek anlaşılabileceğimi sanmadığım için yazmaktansa izlemeyi tercih eden bir üyeyim. Ama bugün söyleyeceklerim var.

Neden. Çekip gitme planları hep şehirden yılgınlık üstüne yapılır ve neden hep bir ev yapmak dürtüsü? Hosseda ile yaptığınız yazışmada farkında deyilmisiniz, pişmanlığınız ile çeliştiğinizi. Yine metreküp hesapları, tonlarca taşlar, 50 cm'lik duvarlar. Sayın Hosseda'da akrep takıntısından damı betonlamakta. Bütün bunlar çekip gitmek için gerekli şeyler mi? Çekip gitmek için gereken tek şey kendinizi geride bırakmak. Bunu Ali beyin bile becerdiğini sanmıyorum. Hikayesinin özeti; şehirde eksiye düşen bir adamın can havli ile köye sığınması. Bundan köye ne fayda? Hem cimenlere yatmak şehirde de olanaklı oralara kadar gitmeye gerek yok. Ve köyde cimenlere yatılmaz, çalışılır, ölünceye kadar.

Çekip gitmek; kendinizi geride bırakıp gittiğiniz yere uyum sağlamaktır. En hayırsız otu, ağacı yerinden sökmemektir. Araziniz eğri-büğrü diye beton döküp düzlememektir ki o eğrilerde doğanın onlarca yıllık sırrı vardır. Tonlarca taşı ocaktan alaçak çep zenginliği değil, eski evlerin yıkıntılarını değerlendirecek gönül zenginliğidir. Bahçe citinizi yaparken beton direkler değil, çürümüş kalasları kullanabilmektir. Börtü-böcekten korunmak değil onlarla beraber yaşayabilmektir. Doğayı eksiltmeden arttırabilmek, şehrin kültür ve birikimini yaptığımız işlere yansıtırken sakil düşmemektir. Dışardan bir yabancı baktığında sanki bin yıldır oradaymışcasına. Ha... birde, unutuyordum. Çalışaçak, çevrenizdeki yaşam döngüsünden ayrı düşmeyecek bağ-bahçe sahibi olmaktır. Sizde; ürünüm bedava gidiyor diye kahvede lafa katılmıyorsanız, boşuna gelmeyin! Keyf almazsınız. Şehirde ki ben'i unutamazsınız. Ben bu anlattıklarımı adım adım uygulayan ve önce bağ-bahçe sahibi olup yerleştiğimde meşgalem hazır olsun diyen bir insanım. Bağ-bahçe hazırlığından ev aşamasına geçemedim. Evi yaparsam söz yanımdaki yıkık değirmenin molozlarını değerlendireceğim.

Domates bahsine fazla girmeyeceğim. Tamamıyla ticari bir girişimdi. Amacım kahvede oturup domates de bu sene para etmedi demek ve gerçekten de para etmedi. Zarardayım ve arazimin bulunduğu köyün insanlarını şimdi daha iyi anlıyorum. Hormon denen de tozlaşmaya yarayan bir ilaç. Sera üretiminde kullanımı bazı durumlarda gerekmekte. Ben açık tarla üretimi yaptığım için kullanmıyorum. Seram yok. Arazim Çanakkale-Bayramiç'te burada sera verimli olmaz. Ancak yaz üretimi oluyor. Pembe domatesleri bende ekiyorum ve afiyetle yiyorum. PDA grubu ile işim olmaz. Özel zannedilen bu domates maalesef özel değil ve kod'lu bir domates cinsi. Buralarda tohumu ve fidesi herkesde var. Heirloom cinsler ilgi alanım dışında size bu konuda en yakın meyvelitepe olabilir.

Saygılarımla

ahmeter
30-09-2009, 11:34
Son mesajların güzelliğine karşı bu resmi gönderiyorum

hosseda
30-09-2009, 17:59
Sayın bayindirmevki,

Evime 1 saatten az mesafede bir bahçe yaptım, arazi sarp olduğu için oluşmuş göçükler sebebi ile büyük duvarlar gerekti, bunlarda taşsız olmuyor ( elleme o arazi tarihten öyle geliyor derseniz bahçe akacak komple komşunun yerine, fiiliyatta bahçe yok ama tapu mevcut olacak ). Başka bir yerin taşı geldi, bahçedeki taşlara komşu oldu. Doğa arası transfer yani. Köyden taş bulsam alacakdım ama yok. Bunu daha önce yazmışdım. Şimdi sıra (sizin plana da bilmeden uymuş) evi yapmaya geldi. Gün olur o evi yapabilirsem, kendimi de emekli edersem kışın oraya haftanın belli günlerinde gidip bahçem ile meşgul olmak istiyorum. Arada bende çimene uzanacağım idare edin artık.

Satacak kadar ürünüm hiç bir zaman olmayacağı için kahvede yapabileceğim şey köylü ile karşılıklı çay içmek olacak.

Ev için gerekli olan taş hesabı da ustanın bulduğu yaklaşık miktar. Yığma evde daha ince taşıyıcı duvar olmuyormuş ne yazıkki. Eşimin ailesinin evi var bir kasabada, oda 60 yıl önce yapılmış, iki katlı taş ev, onda da duvarlar en az elli cm. Çatı ahşap onunda ama onda ahşap olarak ayrı birde tavan var, çok sıkıntı çıkarmakta. Üstelik ağaçlar katran ağacı olmasına rağmen. Bilhassa saçaklar ve saçak yanakları beş senede bir masraf çıkarıyor ki, yapılan onarım pek masraflı. İskele kurmadan çalışamıyor ustalar. Ben sadece haşerattan korunmak için değil, masrafsız küçük bir ev inşa etmek istediğimden tavanı beton yapmak fikrindeyim. Benim arkamdaki köylü komşumun evinde ki beton yüzölçümü bendekinin en az 5 katıdır. Eleştirileriniz doğru değil. Beton zaten gidiyor oralara, bizler inanın daha dikkatliyiz o konularda.

Çit direklerimin tamamı ahşap. Ustaya sizin eski çitler nasılsa öyle çit olacak diye ısrar ettim. Ama o kadar ahşap bulamam dedi. Demir direkde ve kafes telde ısrar etti. Zorla demir satan yere götürdü, listeyi hazırlarlarken ben vaz geçtim çitten dedim çıktım mağazadan. Ve sonunda aradığım ahşap direkleri buldum ve çitler köylülerinki gibi ahşap ve dikenli telden oldu ( ama burada da ters bir durum var, ben ahşap çit yaparken köylü bağını domuzdan korumak için altı tamamen beton temel, demir direklere dayanan, kafes teller ile örmekte köyün dört bir yanını. Arada onlarada kızın bence, eskiyi korumuyonuz diye).

Taş temini konusuna tekrar gelirsem, yakınımda eski bir değirmen yok maalesef ama olsa da onun taşını almam, onun eli yüzü nasıl düzeltilebilir de eskiye dair bir yapı olarak köyde kalır diye düşünürdüm. Çok paramın olmadığını daha yukarılarda yazmış idim ama dar vakitte okuyamamışsınız.

Sayın therapido yazmaya devam edin bence. Tecrübelerinizden istifade eden olacaktır arada kızan olduğu gibi.

Ali beycim sizinde başardığınız şeyler her babayiğitin harcı değil aman devam.

Hoşçakalın.

RİKO
01-10-2009, 14:29
Bahsettiğim gibi evini betona dönüştüren bir köylü hanım teyze ve taştan betona dönüşen evinin dış görünümü.
Görüntü hiç estetik olmasa da ,onu sahip olmak istediği konfor arzusu yüzünden suçlayabilir miyiz ?
Hele ki sımsıcak ,tuvaleti banyosu dogal olarak içerde, lüks apartman dairelerinde otururken..??

kömür
01-10-2009, 14:56
Beton ve ahşap yapılardan bahsediliyorken safranbolu bölgesini ziyaretim esnasında karşılaştığım bir durumu aktarmak istedim.
Bir ailenin işlettiği mütavazi bir yerde yemek yiyorken oranın sahibi teyzenin kaloriferli bir eve taşınacak olmasını mutlulukla anlattığını dinlemiştim. O teyzenin daha konforlu bir eve geçmek istemesini ve gerçekleştirmesi bence yadırganmamalı.
Ancak bu gezimde üzüldüğüm bir durum olmuştu ki;
Maalesef safranbolu evleri sadece bölgeye gelen turistlerden para kazanmak için korunmakta. Kimsenin gözünde insancıl pırıltılar olduğunu görememiş, para kazanma arzularından başka birşey gözlemleyememiştim.
Safranbolunun 20 km civarı kadar yakınlarında Yörük köyü isimli eski bir köy olduğunu öğrenmiş olup gerçek bir köy gezintisi amacıyla bu bölgeye gittiğimde köyün girişinde otopark değnekçileri misali girişte 1 milyon lira talep edilmesiyle karşılaşmıştım.
Maalesef yaşadıklarım ve gözlemlerim bu şekildeydi.

RİKO
01-10-2009, 17:38
Biz şehirliler uzaktan atıp tutuyoruz bence,tabii bu işe gönül koyup buralardan kaçıp gidip,orada tam anlamıyla gerçek bir köy yaşamı sürebilenleri tenzih ederim..
Ama insan doğası gereği (köylü olsun,kentli olsun) konforu hep aradı ve arayacak.şehirlilerin buralardan kaçıp gitme arzusu bence tam bir fantazi.çünkü yapılan ve yaşanılan evler görüntü olarak doğayla ,köysel dokuyla uyumlu olsa da ,içi en modern şehir yaşamını aratmayacak lükslükte...ben şahsen kendim adına bulaşık makinasız bir ev düşünebilsem de çamaşır makinasız bir ev düşünemiyorum bile... düşünebilen **** bunu bu şekilde kotarabilen var mı? o yüzden hele ki köylülerin böyle bir yaşamı arzulamaları çok doğal.şehirlilerin köy merakı ve sevgisi acı ama tam kelimenin anlamıyla bir ''nostalji''

gökceada
02-10-2009, 00:09
Sn. gokceada,

Sizin yazdıklarınıza da tabi ki katılıyorum, yalnız benim bahsettiğim noktayı yanlış anlamışsınız... Ben türken raus zulmünün en yoğun yaşandığı (1970-75) dönemde Almanya'da işçi olan bir ailenin çocuğuyum... Demiyorum ki adamlar yabancıları çok seviyor, benim vurgu yapmak istediğim nokta medeniyetti... Yabancı düşmanı, ikiyüzlü, çifte standartlı olduklarını zaten cümle alem biliyor ama yaşam medeniyeti konusunda bizden daha ileri olduklarını da inkar edemeyiz. İşte benim söylemek istediğim o medeniyet noktasına nasıl ulaştıkları idi, bunun için nasıl çalıştıkları idi... Sonuçta sizde bu ülkede gelecek görememişsiniz ki zamanında yurtdışına gitmişsiniz.

Neyse, bu konunun yeri burası değil... Ali Bey kaçış planlarımıza renk kattınız, daha az siyaset daha fazla yaşamdan konuşursak :) eminim bu konu daha da güzelleşir, renklenir...

Sn. therapido, yaşam tarzı konusunda çok ama çok haklısınız. Eğer aklımızdaki hayatı gittiğimiz yere götüreceksek, gitmenin hiç anlamı yok... Önemli olan hayatı, zamanı yakalamak.

Sevgili dostum gec cavabim icin affet.
Yazinda: demiyorum ki adamlar yabancilari cok seviyor,benim vurgu yapmak istedigim medeniyetti... diyor ve devamla : yabanci düsmani,iki yüzlü,cifte standarli olduklarini zaten cümle alem biliyor diyor ve pesinden ekliyorsun , ama; yasam medeniyeti konusunda bizden daha ileri olduklarini da inkar edemeyiz...
Bu ne perhiz,bu ne lahana tursusu dostum! yabanci düsmanligi , iki yüzlülük, cifte standartli olmak ne zamandan beri "medeniyet" diye anilir oldu?

Ha , desen ki ; tüm bu olumsuzluklarina,insani -medeni- olmayan yönlerine ragmen yasam kaliteleri bizden yüksek.Yani yattiklari yatak,yedikleri yemek ,cignedikleri sakiz,yedikleri cikolata,daha kaliteli .Iste o za
man anlarim seni.Ama bu seyler medeniyetin göstergesi degildir , olamazda.

Yanilmiyorsam sevgili Nazim Hikmetin "medeniyet iki disli canavar" gibisinden bir siir`i vardi. Insanliktan yabancilasmis ama yasam kalitesi yükselmis ileri kapitalist ülke halklari kaliteyi buldular belki ama, medeniyeti kaybettiler.

Insanligi,sevgiyi kaybettiler.Kapitalizmin cikar ve bencillik carklari icinde.

Kültür ve yasam bicimine medeniyet denir.Anadolu medeniyetleri diye binlerce yillik anadolu gecmisini anlatirken tek basina yasam kalitesi degil, yasam bicimi ile biraktiklari kültürel miras akla gelir,gelmelidir.

Sömürgeci avrupada kaliteli bir yatakta yatanlar bunu hem sanayi devrimine,hemde bunun sonucu olarak sömürdükleri ülke halklarina borclu olduklarini iyi bilirler. Bundan dolayi ülkelerine -aslinda cikarlarina... mesela fazla vergi vermemek icin yan ülkede ev tutarlar- köpek gibi sadik,ülkelerinin sömürdügü ülke halklarinada köpek gibi saldirganlardir.

Benim neden yurtdisina ciktigima gelince; Felek vurdu yuvamizdan ayrildik. Ama ugrasimiz felek hic bir insanimizi vuramasin ve kimse yuvasindan ekonomik,siyasi , dini vb. nedenlerle ayrilmak zorunda kalmasin.

Benim bir deyimim vardir. Hayatta en güzel sey, insanin kendi ülkesinde insan gibi yasamasidir. Gerisi yalan. Sevgilerimle

gökceada
02-10-2009, 01:07
Sayın açık-pozisyon'un anlatmak istediği sanırım böyle birşey;


Lösevden gelen Tarım konusunda bir yazı, çok güzel açıklamışlar.


Çocukken yediğimiz kan damlayan mis gibi domateslerimizi, çıtır çıtır salatalıkları, kokusu uzaktan duyulan çileklerimizi özlüyoruz. Ekşiyen ayranlarımızı, çürüyen yumurtalarımızı, küflenen peynirlerimizi, kurtlu elmalarımızı bile özler olduk.



Şimdi yediğimiz her şey yapay. Hepsi suni gübreli, hormonlu, tarım ilaçlı, kimyasal katkılı, suni tatlandırıcılı, boyalı. Makinalarda yapılan kimyasal katkılı, boyalı yoğurtlar, neredeyse içinde meyveden başka her şeyin yer aldığı meyve suları, cipsler, dışı kırmızı içi beyaz, siyah domatesler, uçları yumuşayarak içi acıyan salatalıklar, acayip şekilli çilekler, kokusu olmayan muzlar, kaymaksız sütler, sıcakta bozulmayan yumurtalar. Neredeyse 20–30 yıl öncesinin karikatürlerindeki gibi yemek yerine yutulacak 1–2 ilaç yakında sofralarımızın ana gıdası olacak. Her şey yapay, her şey katkılı, her şey ilaçlı.



Buradan köylümüze sesleniyoruz ve yalvarıyoruz. Lütfen bu ülkenin çocuklarını birazcık olsun düşününüz ve atadan kalma tarım ve hayvancılığa tekrar geri dönünüz. Lütfen tekrar kara sabanla, humuslu toprakla, doğal gübreyle, nadasla yaptığınız eski tarıma geri dönünüz. Hayvanlarınızı hareketsiz kılan ve suni yemle besleyen ağıllardan çıkarınız. Bırakın çayırda koştursunlar, otla beslensinler bırakın etleri mis gibi kekik koksun.



Unutun sizi kandıran “Bir ek, kırk al” masallarını. Hanginiz zengin oldunuz, hanginiz bir ektiniz kırk aldınız. Hanginiz köşeyi döndünüz. Tüm paranızı suni gübrelere, tarım ilaçlarına, mazota yatırdınız onları zengin ettiniz. Hâlbuki kasketini takıp ne demişti Mustafa Kemal Atatürk? “Köylü milletin efendisidir.” Bırakın bu hormonları, bırakın bu tarım ilaçlarını. Yeniden milletin efendisi olunuz. Kendinizi düşünmüyorsanız, çocuklarınızı, çocuklarımızı, geleceğimizi düşününüz.



Bakın gelişmiş ülkelere. Hemen hepsi binlerce dönüm arazilerini organik tarıma ayırmışlar. Onlar sizlere hormonlu, tarım ilaçlı çiftçiligi önerirlerken kendileri kendi çocukları için doğal tarımı seçtiler. Ne demiş atalarımız; “Ellere verir salkımı, kendi yutar talkını”. Siz de bunları görün artık. Çocuklarımız adına size yalvarıyoruz. Tüm çocuklar lösemi ve kanser olmadan, bir an önce atadan kalma doğal organik tarım metotlarına ve doğal hayvancılığa geri dönünüz.

Bakın o zaman ülkemiz nasıl zengin olacak. 


Tebrikler incifem.
Soruna damardan gimissiniz. Ama köylü kendi aklinla,kendi istegine göre tarim yapamiyorki! Basta siyaset olmak üzere aracilar,tefeciler köylüye öyle bir baski yapiyor ,köylüyü öyle bir yönlendiriyorlarki bilseniz akliniz sasar.
ürettigi ürünlere evladi gibi davranan köylüye ,zehir ektirir bu entirikacilar ve köylü o zehiri yine evladi gibi sever.
Sorunun cözümü tam bagimsizliktir. Sayet bunu basaramazsak sadece köylü degil belki cümlemiz düsmanin -sömürücünün- ekmegine yag sürmek icin girdigimiz sirada en öne gecmek icin bir birimizi yiyeyegiz gelecek zamanlarda.

bayindirmevki
02-10-2009, 01:10
Sayın Rohlfs

Teşekkür ederim.

Yazdıklarımla düşüncelerimi çok iyi ifade edemedimse de anlaşılabildiğime sevindim. Doğrusu siz benden daha güzel ifade etmişsiniz. Uzun zamandır kaçıp gitmek üstüne okuduklarımdan farklı bir bakış açısı bulamıyordum.İstemeden sebep olduğum bu düşünce fırtınasından bir sonuç elde ettim. Artık kaçış planımda son madde olan ev konusuna geldiğimde bu başlık altında kimlere danışabileceğimi anlamış bulunuyorum.

Sağlıcakla kalın.

bayindirmevki
02-10-2009, 02:29
Sayın Gökçeada

Tek bir şeye net cevap verin. Tarım yapıyormusunuz? Öyle bahçede kendinize değil. Pazara ticari üretim? Yapmıyorsanız. Bilir bilmez militan tavırlarla yorum yapıp tarım sektörünü temsil edenleri eleştirmeyin. Bu sektörde her kademede insanlar, siyasetçi de dahil gereken sorumluluğu gösteriyor. Üretim ister tarım olsun ister başka sektörler masa başında yorum yazılacak kadar basit değil. Ben hem köylü gibi üreten hem de ürettiğinin insan sağlığına etkilerini bilen bir şehirliğim. Hiçte sizlerin inandığı veya inanmak istediği gibi değil işler. Herşeyden öte saydığınız şeyler köylü için masraftır. Tarım fiyattan değil verimden kazanır. Verim de az girdi ile çok çıktı elde etmeye dayanır. Saydığınız şeyler ürünün verimini arttırmaz. Ürün riske girdiğinde mecburen kullanılır ve bilinçle. Ve köylümüz de eskisi kadar cahil değil neyin ne olduğunu soluganlara yaslanarak konuşanlardan daha iyi biliyor.

Gelelim organik tarım konusuna; bugün bütün dünyada organik tarımın organikliği tartışılırken sanki yeni birşeymiş gibi konuşulması biz üreticiler için komik. Biz zaten organik tarımın girdilerini de kullanıyoruz. Hem hangi organik tarım. Bugün organik tarımda da bir çok katkı maddesi kullanılıyor. Pazarın talebi arttıkça arz yetersiz kaldığı için üretim de esnekleşiyor. Kısaca ticarileşen her şey gibi organik üretimde yolundan çıkıyor.

Eğer militan bir tavır gerekiyorsa bunu bilinçle yapın. Bu ülkenin tarımda esas sorunu tohum gen bankası olmaması. Hızla tohum genetiğimizi yitiriyoruz. Gen birikimimizi kaybetmemiz hayvancılık içinde geçerli. Eğer dediklerim size yabancı ise araştırın.

Alıntıladığınız yazıdaki yöntemleri uygulasak bugün yediklerinize 10 misli fazla ödeme yaparsınız. İşinize gelirmi?

Tam bağımsızlık dediğiniz de aklıma İsmet İnönü geliyor.'' hadi canım sende''

Saygılar sunarım

alideryacengel
02-10-2009, 07:38
Bahsettiğim gibi evini betona dönüştüren bir köylü hanım teyze ve taştan betona dönüşen evinin dış görünümü.
Görüntü hiç estetik olmasa da ,onu sahip olmak istediği konfor arzusu yüzünden suçlayabilir miyiz ?
Hele ki sımsıcak ,tuvaleti banyosu dogal olarak içerde, lüks apartman dairelerinde otururken..??

sayın riko.resimde görülen hanımefendinin yüzündeki mutluluğu görebiliyorum.
mutlu oluyorsa öyle kalsın.o yaşına kadar ne sıkıntılar çekmiştir.ne üzüntüler yaşamıştır.şimdi mutlu görünüyor.karışmayalım , bari bundan sonra böyle kalsın.

Açelya
02-10-2009, 18:42
herkes kendinde olmayanı ister.köylü şehirdeki gibi konforlu bi evde yaşamayı,gece tuvalete ihtiyacını gidermek için titreyerek bahçeye çıkmamayı,şehirli ise yaşadığı hengameden kaçıpsakin bir yerlerde yaşamayı hayal eder vs.kimisi gider kimisi gidemez,bazı çeşit insanlar vardır ki nereye gitse ne yapsa mutlu olamaz,bazısı başarır bazısı başaramaz,bu hayat böyle sürer gider,gereksiz ayrıntılara fazla takılmaya gerek yok bence temennim herkes mutlu olduğu gibi yaşasın.

bayindirmevki
03-10-2009, 00:33
Galiba Sn. Malina'nın sorusunu tam olarak cevaplayamadım. Biz kaçamaklardan bahsettik daha çok. Oysa çekip gitmek daha başka şeyler ifade ediyor. Biraz kendimden anlatmaya çalışayım. Nede olsa 5 yıldır İstanbul il sınırlarına girmedim. Çekip gitmiş sayılırım biraz.

Küçüklüğümden beri hayvanları ve bitkileri çok severim. İnsanlığıda severdim tabii o zamanlar. Çocukluk işte. Sonra büyüdüm ve gördüm ki, insanlar tek teksevilebilse bile insanlık çokda sevilebilecek bir şey değil. Devamlı savaşlar, hergün artan suçlar, şehrin göbeğinde hüküm süren orman kanunları, çıkarı olmadan iş yapmayan memurlar, tüccar mantıklı politikacılar vs vs. (listeyi istediğiniz kadar uzatabilirsiniz)

Ben ne yapabilirim bütün bunlara karşı dedim kendi kendime. Hiç bir şey. (bunları tartışmak değil niyetim, sadece düşünce olarak anlaşılabilmek için belirtiyorum)

30 yaşında askerden bekar olarak döndüğüm zaman önümde iki seçenek vardı,
ya eski işime (tv) devam edecektim ve iyi kötü para kazanarak plazma tv, 2048kbps internet, gece 04:00 da bambiden kaşarlı dürüm yeme gibi lükslerim olacak, emekli oluncada (20 sene sonra) bahçeli bir ev alıp, tavuğumu köpeğimi besleyecektim. **** şimdi gidecektim.
Eğer 20 sene bahçeli bir evde tavuk beslemek için çalışacaksam plazma tvde DVD seyretsem ne olur, seyretmesem ne olur!

Bastım geldim yalovaya. Paramın yettiği bir arsa aldım. O sırada devlet deprem için yapılan prefabrikleri satışa çıkarmıştı, onlardan aldım. İki sene prefabrikte oturup, yavaş yavaş evimi hazırlamaya başladım. Hala da yapıyorum bi yandan. Hiç acelem yok. Elimden geldiğince, yavaş yavaş

İnternet 5-6 ay önce bağlandı ama yarım yamalak çalışıyor. Çeşmeden suyum akıyor, düğmeye basınca lamba yanıyor. CNBC-E dizilerini seyredebiliyorum. Hayattaki bütün lüksüm budur şu anda

Karşılığında ne mi elde ettim;
İstediğim kadar kedi, köpek, kuş bakabiliyorum.
İstediğim kadar yüksek sesle müzik dinleyebiliyorum.
Domatesimde hiç bir şekilde suni gübre, ilaç yok.
Sütümde kesinlikle antibiyotik kalıntısı yok.
Sabah beni kuşlar uyandırıyor.
Evimde perde yok, çünkü içeriyi görmesini istemediğim kimse yok.
Fidanlarım büyüyor (bazıları meyve veriyor artık)

Bu listeyide uzatmak mümkün tabii

Tuna Kiremitçi'nin bir yayınlamadığı bestesi vardı, sonra şiir kitabına koydumu bilmiyorum. Ama yukarıda anlatmak istediğimi çok güzel özetliyor.

İstanbul büyük şehir.
Düşlerimse çok küçük.

Uzun oldu, baş ağrıttıysam kusuruma bakmayın artık:)

Ortalığı bu kadar karıştırmak istemezdim. Bu başlık altında gerçekten emek verenlerden özür dilerim. Beni bu kadar geren şey gelinen noktada okuma uğraşıma hiç bir bilgi katkısı sağlamayan yazıların çoğalmasıydı. Çekip gitmenin her şeyden önce bir fikri alt yapısı bir felsefesi olması gerektiğine inanıyorum. Teknik ondan sonra.Tıpkı alıntıladığım sayınTodor gibi. Birşeyleri eleştirmeye çalışırken Therapido gibi bir dalı kırdım. Üzgünüm. Deneyimlerden çok hikayelerin hoşa gittiğini gördüm. Aykırı seslerin istenmediğini de fark ettim. Nedense; bende bunu yaptım diyecek istek içimde oluşmadı. Bir daha genele yazmayacağım.

gökceada
03-10-2009, 01:54
Sayın Gökçeada


Tek bir şeye net cevap verin. Tarım yapıyormusunuz? Öyle bahçede kendinize değil. Pazara ticari üretim? Yapmıyorsanız. Bilir bilmez militan tavırlarla yorum yapıp tarım sektörünü temsil edenleri eleştirmeyin. Bu sektörde her kademede insanlar, siyasetçi de dahil gereken sorumluluğu gösteriyor. Üretim ister tarım olsun ister başka sektörler masa başında yorum yazılacak kadar basit değil. Ben hem köylü gibi üreten hem de ürettiğinin insan sağlığına etkilerini bilen bir şehirliğim. Hiçte sizlerin inandığı veya inanmak istediği gibi değil işler. Herşeyden öte saydığınız şeyler köylü için masraftır. Tarım fiyattan değil verimden kazanır. Verim de az girdi ile çok çıktı elde etmeye dayanır. Saydığınız şeyler ürünün verimini arttırmaz. Ürün riske girdiğinde mecburen kullanılır ve bilinçle. Ve köylümüz de eskisi kadar cahil değil neyin ne olduğunu soluganlara yaslanarak konuşanlardan daha iyi biliyor.

Gelelim organik tarım konusuna; bugün bütün dünyada organik tarımın organikliği tartışılırken sanki yeni birşeymiş gibi konuşulması biz üreticiler için komik. Biz zaten organik tarımın girdilerini de kullanıyoruz. Hem hangi organik tarım. Bugün organik tarımda da bir çok katkı maddesi kullanılıyor. Pazarın talebi arttıkça arz yetersiz kaldığı için üretim de esnekleşiyor. Kısaca ticarileşen her şey gibi organik üretimde yolundan çıkıyor.

Eğer militan bir tavır gerekiyorsa bunu bilinçle yapın. Bu ülkenin tarımda esas sorunu tohum gen bankası olmaması. Hızla tohum genetiğimizi yitiriyoruz. Gen birikimimizi kaybetmemiz hayvancılık içinde geçerli. Eğer dediklerim size yabancı ise araştırın.

Alıntıladığınız yazıdaki yöntemleri uygulasak bugün yediklerinize 10 misli fazla ödeme yaparsınız. İşinize gelirmi?

Tam bağımsızlık dediğiniz de aklıma İsmet İnönü geliyor.'' hadi canım sende''

Saygılar sunarım

Sevgili dostum sakin olun,
Benim militan durusumu iyi gözlemlemissiniz. Ama sizin gibi "keskin " olmadigimi es gecip haksiz yere veryansin ediyorsunuz.
Tek seye degil bir kac seye cavap vereyim sirasiyla.Tabi müsadenizle.
Ben köylüyüm dostum.Daha kundakta iken tarlaya giden ailemin yaninda tarlaya gitmis,topragi koklaya,koklaya hatta ara sira yiye,yiye büyümüsüm.Tarlaya tohum atmayi,cizi acmayi,pancar sökmeyi,bugday bicmeyi,traktör sürmeyi ve helede bir cerkez olarak ata malkocoglu gibi binmeyi iyi bilirim.
Hayvanlari sulamayi,ahir temizlemeyi,samanligi kislik saman ve diger hayvanlar icin degerli otlarla doldurmayi iyi bilirim.
Kisaca köylü oldugum icin,köylünün derdini,tasasini bildigim gibi neden yoksullastirildigini,ülkemiz tariminin emperyalist gücler ve onlarin yerli isbirlikcileri tarafindan neden yok edilmeye calisildigini iyi bilirim.
Sehirde betonlarin icinde büyüyen hic bir kimse, biz köylülerin,köylü kökenlilerin baktigi gözle bakamaz dogaya ve topraga.
Yüz yillardir tarimla gecinen bir tarihten gelmemize karsin sizce neden tohum gen bankasi olusturamadik ? lütfen cevaplayin.
Organik tarimin organikligi de tartismali son yillarda.Bundan bilgimiz var.
üc kurus verip zehirli domates yiyecegime,bes kurus verip zehirsizini yemeyi tercih ederim. Siz ,ucuz diye hormonlu yiyecege öncelik verirmisiniz?

Tarim sektörünün ve diger sektörlerin icinde muhakkaki cok degerli dürüst insanlar vardir.Bunu yadsimiyorum. Ama ülke olarak geldigimiz noktanin sorumlusu sizin sükran duydugunuz,bence beceriksiz,cikarci siyasiler ve bürokratlar
degilde ... köylümü sizce?
1972 yili olsa gerek, Adapazari`nin köylüleri sehir merkezinde sesiz yürüyüs yapmislardi.Yürüyenler arasinda,annemde babamda vardi.Neden yürümüstü köylüler biliyormusunuz? Seker pancari ekim alanlarini daraltmisti o günkü hükümet. Vaktiniz olursa o yillardan bu güne seker pancari ekim alanlarinin ne derece daraltildigini ve bunun hangi yabanci ülkenin seker üreticilerinin isine geldigini bir arastirin.Ilginc bir arastima olacak sizin icin .

Karadenizde findik alanlarinin daraltilmasi kime,**** hangi ülke-**** ülkelere yapilan bir servis olacak acaba?

Sevgili dostum,konu derin.Bu plartformda cözüm bulmamizda zaten mümkün degil.
Devrim adli ilk ve hemen sonlandirilan otomobil yapmamiz neden engellendiyse, sanayilesmede adim atmamiz kimler ,hangi yerli-yabanci gücler tarafindan engellendiyse,.. tarimimiz da ayni gücler tarafindan yok ediliyor.

70 lerden buyana siyaste göbeginden baglanan ünüvrsitelerimiz nasil bilim merkezi olma özelligini kaybetiyse, 12 eylül darbesinden shemen sonra patatesi Yunanis`tandan ,bugdayi amerikadan aldiysak!!!

O zaman bunlarin nedenini MiLiTAN YüREKLE arastirmak gerekmezmi?
Saglicakla kal...

rohlfs
03-10-2009, 21:07
Sayın Rohlfs

Teşekkür ederim.

Yazdıklarımla düşüncelerimi çok iyi ifade edemedimse de anlaşılabildiğime sevindim. Doğrusu siz benden daha güzel ifade etmişsiniz. Uzun zamandır kaçıp gitmek üstüne okuduklarımdan farklı bir bakış açısı bulamıyordum.İstemeden sebep olduğum bu düşünce fırtınasından bir sonuç elde ettim. Artık kaçış planımda son madde olan ev konusuna geldiğimde bu başlık altında kimlere danışabileceğimi anlamış bulunuyorum.

Sağlıcakla kalın.

Sayın bayindirmevki,
Size farklı bir bakış açısı sunabildimse ne mutlu. Her türlü sorunuzu çekinmeden sorabilirsiniz, yeter ki doğal olsun doğaya yakın olsun. Ben ve eşim size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız.

therapido
04-10-2009, 19:14
Forumda dolaşırken farkettiğim ilgimi çeken bir linki sizinle paylaşmak istedim.
"soluduğumuz havadan su üreten bir jeneratör" diye tanımlanmış. Belki kaçarken gittiğiniz yerde içme suyu sıkıntısı olur diye :)
http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=16675&highlight=atmosferik

Kerem AKYAR

gunayay
06-10-2009, 16:14
Sizleri takip ederken kerpiç evler hakkında maliyeti nerede kime yaptırabilirim diye bazı bilgileriniz vardı ve orada araştırmak için gösterilen www.kerpicev.com site verilmişti..Oradan irtibat kurup bilgi almak istediysemde internetten bulduum tel. numaraları kapalı.Acaba bu firmayla görüşüp bilgi alanlarınız varmıdır???
Şimdiden teşekkürler..

kömür
07-10-2009, 16:50
Öncelikle kömür limanı fotoğrafları için çok teşekkür ederim.
Kız arkadaşımla tatilimizin son 2 gününü geçirdiğim Derya abinin (alideryacengel) huzur dolu mekanı hakkında aklımda yer edinenleri kısaca aktarmak istiyorum.

Bu köy ve civardaki ayazma bölgesinden, zihnimde unutulmaz fotoğraflarla ayrıldım. Fotoğraflarda çektik tabi, mümkün olduğunda aktarırım.
Ben şehirde doğup büyüdüm, sonradan gün geçtikçe doğaya olan hayranlığımın artmasıyla köy yaşamlarına özenir oldum. Bu ziyaretimden çok şey öğrendim. Köy halkının birbirleriyle sırt sırta vererek orayı daha mutlu ve huzurlu biryer haline getirmeyi başarmış olmaları nedense beni şaşırttı.
Daha önce kırsal alanlarda birçok kez bulunmuş olmama rağmen bu köyde yiyip içtiklerimiz en lezzetlileriydi.
Derya abinin eski yorumlarından oranın yumurtasının lezzetini anlattığını hatırlıyorum. Deneyimledikten sonra bu yumurtanın lezzetinin tarif edilemez olduğuna kanaat getirdim :)

Derya abinin çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Komşularıyla, eşinin desteğiyle, kahve içerken karşısında duran manzarasıyla, mühendisiyle :) (kedi), imrenilesi bir hayat kurmayı başarmışlar. Gözünü karartıp bu bölgeye zor şartlar altında geldikten sonra geçen 7 ay içerisinde yerleşmenin zorluklarının büyük çoğunluğu geride kalmış, çoğu bitmiş azı kalmış.

Tüm güzelliğiniz ve herşey için teşekkürler.
Tekrar görüşebilmek ümidiyle,
Sevgiler,
Saygılar.

ertansinan
07-10-2009, 20:49
arkadaşlar Bursa nın M.Kemalpaşa ilçesinde bir köye yakın imarı yapılmamış bir bölge de tarlamın içerisinde temeli ve duvarları sağlam bir ahır var, eski ve kerpiç.Ben burayı bağ evi yapmak istiyorum.Bursa il özel idaresi imar bölümü ruhsat veriyor.Ahır 70 m.Bağ evi projesi ve ruhsat işleri için bursa-m.kemalpaşa ve karacabey civarında önerebileceğiniz mimar var mı acaba? .ardımcı olursanız memnun olurum

therapido
09-10-2009, 21:01
http://www.lorien.com.tr/default.asp

Şömine tipi döküm sobaları araştırıken buldum. Isıtma konusunda ekonomik ve çevreci üründen bahsediliyor. Sanırım uygulama tecrübeleride var. Maliyetlerle ilgili bilgi verilmiyor ama telefonla bilgi alınabilir sanırım.

Todor
10-10-2009, 05:35
Gerçekten şömine sobalar çok az odun ile çok fazla alan ısıtıyorlar. Fakat fiyatları çok yüksek.
Bu linkler size fikir berebilir.
http://www.prity-tr.com/fiyat_listesi_web/prity_somine_soba_fiyat_listesi.htm
http://www.prity-tr.com/urunler/prity_kuru_sobalar/prity_somine_tipi_kuru_soba.htm

therapido
10-10-2009, 11:19
Sayın Todor
Linkler için teşekkürler ben fiyatlarını bulamamıştım. Sanırım tesisatın tüm bedeli değil sadece sobaların fiyatı. En azından petekler yok gibi geldi. Listenin altında belirtilen bir iki ek ücret daha var. Bağlantı seti ve güç kaynağı. Güç kaynağı elektrik kesintisi durumunda sistemin aşırı ısıdan zarar görmemesi için su devir daimini sağlamak için konmuş. Kullanmazsanız 10 dk içerisinde sobanızı kum veya toprakla söndürmeniz öneriliyor.

Bana kalırsa ısınma problemini tamamen ortadan kaldırmak için yinede en güzel yöntem. Antalya'da yaşarken (ki iklim malum) gece dönüşümlü olarak iki odada soba yakmak biraz zor oluyordu. Tek kişi olunca bu bir seçenek ama kişi oda sayısı artınca bu yol sanırım en makulu. Çama göre çok daha verimli olan meşe odununun tonu 250 tl idi. 1 ton ile seneyi geçirmek mümkündü (banyoda da soba var).

Peşin alımlarda iskontolarıda varmış ;)

Tekrar teşekkür ederim Todor

Kerem AKYAR

bernacyhn
13-10-2009, 08:39
Çok bunalmıştım. Hatta hastalanmıştım.Dört duvar arasından kurtulamıyordum bir türlü. ARaba seslerinden, mazot kokusundan, yaşıtlarımın ahlaksız davranışlarda bulunmasından yanlızlıktan dolayı panik atak geçirmiştim. Dayanamıyordum artık çığlık çığlığa kalıyordum geceleri. Ailemin çaresiz bakışlarına takılıyordu hep gözlerim. Hem doğduğuma pişman olmuştum hem de büyüdüğüme. Çünkü küçülüyordum gün geçtikçe. 17 lik güzel bir kızken ilkokul çocuğuna dönmüştüm. Ne kafam kabul ediyordu yeni şeyleri ne de ben sabredebiliyordum. Gİtmek istiyordum; kaçıp gitmek bir dağ evine de olsa göçüp gitmek. Anne yeter artık bırakalım bu evi kaçalım gidelim buradan bu işkenceyi yaşamak istemiyorum artık, diye hıçkırıklara boğuluyordum. Krizler yüzünden onlarca ölümden döndüm. Ağlama krizleri panik atak krizleri okul, anlamadığım dersler...

Hepsi bitti. Ama ben de bittim. Bütün kış o kadar çok yıprandım ve o kadar çok kilo kaybettim ki toparlanmakta çok güçlük çekiyordum. İki hafta öncesine kadar her şey böyleydi...

Artık başka şehirde başka evde başka iklimdeyim. Balıkesir- Ayvalık ilçesinin Altınova beldesinde oturuyorum. Ekim ayındayız ve birkaç kere denize bile girdim. Hava o kadar temiz ki iştahım açılmaya başladı. Kendimi daha zinde hissediyorum. Yorgunluk diye bir şey kalmadı. Her yerde kuşlar ötüşüyor. O kadar güzelmiş ki dünya.

Size tavsiyem İstanbuldan kaçıp gidin başka yerlere. Bİr köye veya kasabaya. Ama şehre gitmeyin. Büyük Şehirler insanları oturdukları yerde yiyip yutuyorlar. Burada hayat çok ucuz. En azından insanları güler yüzlüler. Şimdilik bütün arkadaşlarım 50 yaş üstü emekliler ama hepsi beni çok seviyorlar. Hepsi bilinçli bir insan olduğumu söylüyorlar.Günler güzelleşiyor...

Açelya
13-10-2009, 11:08
bu bölümün en ilginç üyesisin sanırım.senin yaşındakiler,büyük şehirlere gitmek,küçük kasabalardan kurtulmak için çaba gösterirler genelde.umarım pişman olmaz sağlıklı mutlu yaşarsın.herşey gönlünce olsun

lastmohikan
13-10-2009, 15:06
yaşdığımız hayatı yaşanabilir yapmak için önce ne istediğimize karar vermeliyiz insanın isteği bitmez bunun sınırıda yoktur.

Bakın yaşanası köşeler oluşturmak için neler yapıyoruz farkındayız umarım.

therapido
15-10-2009, 21:48
Şömine yapımı ile ilgili türkçe kaynak, yakında konusu geçtiği için ekliyorum
http://www.geocities.com/WallStreet/1453/tasarim/somine/somine01.htm
belki niyetli olanlar vardır.

Kerem AKYAR

aslan_k
16-10-2009, 12:12
Link açılmıyor mu? Yoksa bende mi bir soryn var ;)

therapido
16-10-2009, 14:43
Kontrol ettim çalışıyor ama yeniden ekleyeyim...
www.geocities.com/WallStreet/1453/tasarim/somine/somine01.htm

Başka deneyen var mı?

beyzagıda
16-10-2009, 14:59
sayın therapido link açılmıyor site için koruma tedbiri alınmış ankara 9.sulh ceza mahkemesinin 04,02,2008 tarih ve2008/140 nolu kararı, onun için bizler linki açamıyoruz

therapido
16-10-2009, 16:10
Merhaba,
Sorun daha yukarılardan kaynaklanıyormuş demek ki! :) Sevgili devletim şömine yapmayı tehlikeli bulmuş olmalı.

Benim DNS'ler buna izin veriyor.
Sizde bunun yolunu "Başbakan Erdoğan'ın "Ben giriyorum, siz de girin" dedi." başlıklı yazıda öğrenebilirsiniz. Haberdekinden daha bait yollarda var.
http://www.haber7.com/haber/20081121/Basbakan-YouTube-boyle-giriyor.php

Yinede ulaşamayanlar için
Size bu dosyayı ulaştırmanın bir yolunu arıyorum önerilere açığım.

Kerem AKYAR

therapido
16-10-2009, 17:10
http://rapidshare.com/files/293805329/somine.rar.html

linkine dosyanın bir kısmını ekledim. Daha detaylı bilgi var ama almayı başaramadım. Denemeye devam ediyorum :)

Kerem AKYAR

İncifem
19-10-2009, 08:12
Sayın therapido link açılıyor.


Kayınpederimin 15 yıl kadar önce süs amaçlı yapmış olduğu şöminenin, deneme amaçlı yaktığımızda neden ısı vermediğini çok iyi anlamış oluyorum.

Teşekkürler.

therapido
19-10-2009, 11:18
Sayın İncifem
Bahsettiğiniz şömine şehirdeki bir evdemiydi bilemiyorum ama köydeki evlerde genelde ocaklık denen herhangi bir teknik gözetilmeden yapılan ısıtma amaçlı olmayan, pişirme amaçlı "şömineler" var. Belkide onlardan biridir.

Sayın gunayay
Umarım hayallerinize en kısa zamanda isteklerinize kavuşursunuz. Bu arada şu linkle ulaşacağınız Pembe Domates Ağı (http://pembedomates.blogspot.com/) sanırım size iyi bir kaynak olacaktır. Ben şehirde yetiştirdiğim pembe domateslerin evladiyelik tohumlarını kendilerinden edindim.

Kerem AKYAR

SamiGiray
02-11-2009, 16:26
Merhabalar Bende Todor abim gibi düşünenlerdenim.
Yaşım belki daha 17 ancak emin olun Todor abimle aynı fikre sahibim"Eğer 20 sene bahçeli bir evde tavuk beslemek için çalışacaksam plazma tvde DVD seyretsem ne olur, seyretmesem ne olur! "Neyse ailecek zaten doğayı severiz.Babamında hayali maşinga sobalı,Bahçeli bir kütük ev.Neyse şimdi değerli abilerim.Şimdi benim için çok çok erken ancak ben şimdiden kendimce bir birikimi bankaya biriktirmeye başladım bile :D Neyse biz ailecek macerayı çok severiz.Her yaz bursa içi macera yaparız.Geçen yazın son günlerinde unçukuru diye bir yere gittik hayran kaldık ve yolu bitirdik :D evet yol bildiğiniz bitti yani neyse işte biz şimdi kendimize arsa bakıyoruz.Mevkii çok önemli mesela unçukuru uluabat gölü manzaralı.Yani manzaralı olması tercihimiz.Ve söyle 5-6 dönümlük bir yer arıyoruz uygun fiyata lütfen bursada bildiğiniz,yazdığım koşullara uygun yer varsa yazarsanız sevinirim.

Biraz uzun oldu ama kusura bakmayın.

chat_mega
03-11-2009, 11:29
kusra bakma bişey soracam benim evim var dam ev ama akıyor akmaması icin ne yapmalıyım

chat_mega
03-11-2009, 11:31
merhabalar benim dam evim var ama akıyor üzerine laylon görtüm ama hala akıyor catı yaptıracak gucum yok sizce başka ne yapayım

ayazkentli
03-11-2009, 12:49
Sn. chat mega, dam'ın üzerinde hiç çatı yokmu. Eğer eski'de olsa bir çatısı var ise, en ucuz yöntem kiremitleri aktarmak, kırık olanları değiştirmektir (bu iş pek maliyet tutmaz). Ama çatı hiç yoksa, biraz masraflı olur. Eğer dam'ın bir kaç açıdan çekilmiş fotoğrafını yüklerseniz, en ucuz şekilde neler yapılabileceği hakkında çeşitli fikirler sunan arkadaşlar olabilir.

Sn. Aliderya bey, yeni yaşamınızı, yeni başlangıcınızı büyük bir hayranlık ile takip ediyorum. Bu sitede'ki yaklaşık 50.000 kişi sizin yaptığınızı yapmaya niyetlense, ancak 15-20 kişi sonuna kadar gidebilir. Bu nedenle, yeni yaşamınız müthiş bir başarı hikayesi. Lütfen paylaşmaya devam edin. Özellikle o bölgede, kış hazırlıkları ve kış'ın yaşayacağınız hayat'ın gerçeklerini, fikir vermesi açısından görmek isteriz. İyi günler, sevgilerimle.

chat_mega
03-11-2009, 13:47
merhaba hocam hic catı yok 10 a10 boyutları nasıl yapabiliriz ila catımı yapmak lazım nasıl yaparız evin üstünde laylon var üzerinde toprak başka bişey yok

Remedios
05-11-2009, 10:23
Sn. Beyzagıda ve Sn. Bayındırmevki,

Bu konudaki bloglara en güzel örnek Sn. Meyvelitepe'nin bloğu. Severek takip ediyorum. Meyvelitepe'nin bloğu sayesinde bir de "Küçük Evimin Güncesi"'ne ulaştım. Onları da merakla takip ediyorum. Bu blogda da şömine ile ısınma konusunda faydalı bilgiler var. Özellikle ilgilenenlere tavsiye ederim.

Saygılarımla,

bayindirmevki
05-11-2009, 20:01
Sayın aslan K

Bahse konu Meyvelitepe bloğunu okudunuz mu. İzliyormusunuz?

aslan_k
05-11-2009, 20:21
Uzun zanmandır takip ediyorum kendisini, forumdaki yazılarını da okuyorum..
neden?

therapido
06-11-2009, 11:10
Bir de bir şey soracağım.
Çanağı bacaya bağlamışlar baca sallanıyor arada yayın gidiyor. Ne yapmak lazım?
Önerilerinizi bekliyorum.

Kerem AKYAR

alideryacengel
06-11-2009, 11:29
sayın therapido.çanak montajı ile ilgili benim kullandığım iki yöntem var.birinde düz bir tahtayı ağır taşlarla sabitliyerek diğerinde ağır bir kütüğü iki tarafından taşlarla destekleyerek sabitliyorum.sonrada çanak antenin ayaklarını büyük ağaç vidalarıyla vidalıyorum.en sonundada ayarını yapıyor ve seyrediyorum.bu resimlerde gördüğünüz çanaklar.son bir ay içinde burada üç defa fırtına şiddetinde esen rüzgara rağmen ayarları bozulmadan çalışıyorlar.
yazdıklarınızı sizin yaşarken aldığınız keyfe yakın bir keyifle okudum.allah keyfinizi bozmasın arkadaş.
bizim kediciğimiz yürüyen zıplayan uçan her türlü böceği yakalıyor.hatta bizle birlikte gezerken şimdiye kadar iki tane de yılan buldu.sizin kediler biraz tembelleşmiş herhalde.

ayazkentli
10-11-2009, 13:36
Sn. Chat mega,

Sizin dam 10'a 10 olduğuna göre 100 metre kare olduğu anlaşılıyor. İş yerime yakın olan, soğuk demirci bir arkadaşıma bu ebatlarda'ki sac çatının maliyetini sordum ve bugün'kü demir fiyatlarını baz alarak yaptığı hesap şöyle. Yeni malzeme kullanılır ise, 4000 tl civarı (usta parası dahil). Sac ve profilleri hurdacılardan en ucuz şekilde temin etmeniz durumunda, 1200-1400 tl aralığın'da yaptırabileceğinizi söyledi. Ama bu sadece hurdacıdan bulabileceğiniz malzemenin fiyatı. Çatıyı yapacak usta'ya vereceğiniz para hariç.

Ben geçen yıl kapımın önüne, sac'tan 2'ye 1.5, yani 3 metre kare korumalık yaptırmıştım, malzeme 55 tl. tuttu, 15 tl'de bu arkadaşım ustalık parası almıştı, toplam 70 tl'ye mal oldu. Normalde ustalar bu işi, malzeme parası ne kadarsa, o kadar işçilik parası alırlar.

Marangoz olan başka bir arkadaşıma, tahta-kiremit'ten oluşan normal bir çatı fiyatını sordum ve o'da aşağı yukarı aynı maliyeti çıkardı.

Umarım çok daha ucuza yaptırabileceğiniz yöntemler bulabilirsiniz. Kolay gelsin.

gunayay
16-11-2009, 19:11
Sayın Kerem bey
verdiğiniz bilgi için teşeşkkür ederim.Arsamın etrafını düzenleyip kuyu işlerini tamamladıktan sonra ilk başvuracağım yer olacak..


Sayın İncifem


Bahsettiğiniz şömine şehirdeki bir evdemiydi bilemiyorum ama köydeki evlerde genelde ocaklık denen herhangi bir teknik gözetilmeden yapılan ısıtma amaçlı olmayan, pişirme amaçlı "şömineler" var. Belkide onlardan biridir.

Sayın gunayay
Umarım hayallerinize en kısa zamanda isteklerinize kavuşursunuz. Bu arada şu linkle ulaşacağınız Pembe Domates Ağı (http://pembedomates.blogspot.com/) sanırım size iyi bir kaynak olacaktır. Ben şehirde yetiştirdiğim pembe domateslerin evladiyelik tohumlarını kendilerinden edindim.

Kerem AKYAR

kazim polat
17-11-2009, 23:14
Arkadaşlar merhaba,

Sevgili Meyvelitepe, doğru başlık altında yazmak adına burada yazıyorum, umarım denk gelir de okursunuz. Arazim imar alanı içinde kalmış olduğundan cins değişikliği yapmalıymışım. Tarım arazileriyle çevrili ve de buyuk olsaydı, o dediğiniz maddeden faydalanabilecekmişim. Bir de çok buyuk değil zaten(1947 m2), o maddedeki yüzdeye göre kullanabileceğim alan küçük kalıyor.

Sevgili Kerem Bey, önceki maceranızı dikkatle okumuştum, biliyorum. Aslında korkmuyor da değilim hani, ama şimdilik işler yolunda gidiyor. Araştırma aşamasındayım gerçi, faaliyete geçince neler olur bilemem. Ben "taş"da diretiyorum :)

therapido
18-11-2009, 00:01
Kazım Bey,
Benim sattığım arsada da tarla yazıyordu. %10 ve 6,5 metre saçak yüksekliği ile inşaat izni verdiler. Sanırım bölgesel çok farklılıklar var kanun gereği. Batı Antalya Gelişim Projesi diye birşey vardı mesela o zaman. Köy yerleşim alanları var (Mahalleler). Yok bodrum metrekareden sayılmıyor bazı yerlerde vs... Birazda bu yüzden geçmiş olsun dedim :)
Hakikaten taş inanılmaz bir keyif veriyor. Kendimde çok mükemmel olmasa da becerebiliyorum. Kendi evimi örebilecek durumdayım aslında. Bir süre taşla çalışınca çok farklı bir felsefede ortaya çıkıyor. Ev barınacak yer olmaktan çıkıyor benim gözümde. Affınıza sığınarak tapınak, sığınak oluyor.

Kerem AKYAR

Ps. Diğer başlık altında neredeyse vazgeçeceğim yazmıştım. Siz biraz daha motive edin, bulalım taşa izolasyonun bir yolunu...

Ülkü
18-11-2009, 09:03
Yayla evi olarak yaptığımız ahşap evimizin görüntüleri;

Ülkü
18-11-2009, 09:05
Son Hali;

Ülkü
18-11-2009, 09:07
Devamı;

aslan_k
18-11-2009, 10:49
Sn. Ülkü,

567. mesaj ile 568. mesaj arasındaki yapım aşamalarını merak ettim:
Bahçeme bir baraka yapamamış olmaktan muzdarip bir hemşehri olarak, sizden daha fazla bilgi ve varsa fotograf rica edeceğim. iskelet üzerine dış kaplamada hangi malzemeler kullanıldı, çatı izalasyonu, taban kaplaması, ahşap koruyucu bağlantı elemanları vb gibi malzemelerin de detaylarını vererek, yapım aşamalarındaki karşılaştığınız aksaklıklar bulduğunuz çözümler, dikkat edilecek noktalar vb. analatabilirmisiniz, eminim ki bir çok arkadaşa da faydalı olacaktır.

Ülkü
18-11-2009, 17:34
SAYIN aslank; Maalesef başka fotoğraf yok.Dış cephe 1,5 cm' lik kereste, taban yerden 15-20 cm yükseklikte beton, çatı sac,dış cephe orman yeşili renginde ahşap koruyucu ile boyandı, 20-25 günde tamamlandı. Yapım aşamasında çok fazla yorulmadık, sağolsun ustamız iyiydi ( akraba).

kazim polat
18-11-2009, 18:25
Arkadaşlar merhaba,

Sevgili Ülkü, tebrik ederim, çok güzel bir iş çıkarmışsınız. Çok hoş görünüyor. Ben de aslında önceleri böyle ahşap bir kulübe yapma düşüncesindeydim ama çeşitli nedenlerle vaz geçmek zorunda kaldım. İyi ki de öyle olmuş diyorum, zira Allah bir kapıyı kapatıp, bir diğerini açarmış. Gerçek bir eve yöneldim şu sıralarda. Arsamın dışında hiçbir birikimim olmamasına rağmen deli cesaretiyle midir bilmem, kredi çekerek işlemlere başlamak üzreyim. Hayırlısı bakalım.

Kerem Bey, gelin bir daha düşünün siz şu işi :) . Birgi'de eski, yeni, müthiş yapılar var. İnanın içlerine girince insan bambaşka dünyalara gidiyor. Ben koyu renkli ahşaba da çok meraklıyım. Ve ahşapla daha güzel örtüşen başka bir malzeme bilmiyorum taştan başka.


Selamlar...

kazim polat
18-11-2009, 18:33
En arkada Birgi Çakırağa Konağı, önde müştemilat evi, solda Konak Kahve ve Andaç Evi.

maymun ağacı
06-12-2009, 19:58
çok güzel olmuş eviniz. benim size bir sorum var ben izmir cıvarında eski virane bir köy evi aldım. bunu yenilemek istiyorum. taş sorunum yok evin taşları mevcut. ama bana eski güvenilir bir taş duvar ustası gerkiyor bir de o eski ahşap ustalarını arıyorum. kaba kütükten masa bank kapı gibi şeyler yaptırmak istiyorum. tavsiye edebileceğiniz kişiler varmı? çok sevinirim.

iyi günler
mehtap Selçuk
mehtap.selcuk@avm.com.tr

maymun ağacı
06-12-2009, 20:07
çok güzel olmuş eviniz. benim size bir sorum var ben izmir cıvarında eski virane bir köy evi aldım. bunu yenilemek istiyorum. taş sorunum yok evin taşları mevcut. ama bana eski güvenilir bir taş duvar ustası gerkiyor bir de o eski ahşap ustalarını arıyorum. kaba kütükten masa bank kapı gibi şeyler yaptırmak istiyorum. tavsiye edebileceğiniz kişiler varmı? çok sevinirim.

iyi günler
mehtap Selçuk
mehtap.selcuk@avm.com.tr

kazim polat
08-12-2009, 13:51
Arkadaşlar merhaba.
Sevgili maymun ağacı, gördüğünüz ev benim değil maalesef. Birgi'de çok ünlü bir konak. Aradığınız tarzda ustalar Birgi'de mevcut, hatta ben de kendi evim için bağlantıya geçme aşamasındayım. Ancak İzmir veya civarına giderler mi, bilemeyeceğim. Gene de bir sorayım.

ayferaksit
09-12-2009, 09:13
Bu nasıl ev?
Görmüş olduğunuz bu ev İsviçre'nin Valz kentinde yer alıyor. Etrafı dağlarla çevrili bir alanda özel olarak dizayn edilmiş ev, bir dağın yamacındaki tepenin oyulmasıyla oluşturulmuş.
http://fotohaber.ekolay.net/4/16491/bu-nasil-ev.aspx?ver=76&rid=86686FF31BED433A89188D343F78E71E

ayferaksit
09-12-2009, 11:06
Samandan ev yaptı
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetay&ArticleID=968163&Date=09.12.2009&CategoryID=79
Samandan ev yaptı

Mehmet Gün, bu şekilde yakıttan yüzde 75 tasarruf sağladığını belirtti.

08/12/2009 04:20

Kütahya'nın Domaniç ilçesinde, saman balyalarından ev inşa eden memur, yakıttan yaklaşık yüzde 75 tasarruf sağladı.

KÜTAHYA - Bursa’nın İnegöl ilçesinde bir kamu kuruluşunda görev yapan Mehmet Gün (39), Domaniç’e bağlı Muratlı köyünde betonarme evde yaşayan ve burada kış aylarında üşüdüğünü söyleyen annesiyle babasına saman balyalarından ev yapma fikrinin, internetteki araştırmaları sonucu doğduğunu bildirdi.
Uludağ’ın eteklerindeki Muratlı köyünde kış aylarının çok soğuk geçtiğini belirten Gün, kendi ürettikleri malzemelerle inşa ettiği evi düşük rakamlara mal ettiğini anlattı.
Saman balyalarından ev yapma düşüncesini köylülerle paylaştığında onların kendisinin şaka yaptığını düşündüğünü ifade eden Gün, "Köylülerimiz, ’İnekler yer, fareler yuva yapar, yanar’ diyerek bu düşüncemden vazgeçirmeye çalıştılar, ancak sonuç hiç onların zannettiği gibi olmadı" dedi.
Gün, 50 metrekare alana temel betonu atıp işe başladığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Televizyonda izlediğim bir belgeselde saman evleri gördüm, sonra internetten inceledim. Almanya ve ABD’de çok yaygın. Epey bir doküman topladık. Bir ayda her şey bitti. Balya saman, ahşap, çatıda şıngıl ve levha kullandık. Balyaların üstünü çamurla sıvadık. Kendi köyümüzden çıkarılan kayrak taşını dış cephede kullandık. Hem güzel bir süsleme oldu, hem de dış cephesi güçlendi. Biz bunu 50 metrekareye oturttuk. Şimdiki aklım olsa daha büyük tutardım. Bizler çiftçilikle geçiniyoruz, kendi balyalarımızı kullandık. Kendi bahçemizin çamurundan sıvadık. Kendi ürettiğimiz şeylerle çok ucuza mal ettik. Soğuk iklimlere öneriyorum. Bu malzemelerin tümünü piyasadan satın alan biri, yaklaşık 6 bin lira harcar."

"Yakıttan yüzde 75 tasarruf" Mehmet Gün, yaklaşık 3 bin lira harcayarak saman balyalarından inşa ettiği evin, betonarme evlere göre yüzde 75 daha az yakıtla ısıtıldığını kaydetti.
Balyaların arasında demir çubuklar kullandıklarını dile getiren Gün, "Ağaçlarla balyaları sıkıştırdık. Deprem konusunda da daha güvenli oldu. Üç dört aydır kullanıyoruz ve çok rahat. İnternetten araştırdığımıza göre kışın sıcak, yazın serin oluyor" diye konuştu.
Baba Naim Gün de oğlunun internette görüp inşa ettiği evin çok sıcak olduğunu anlattı.
Anne Feride Gün, bu yapı inşa edilmeden önce köyde herkesin samandan ev olmayacağını söylediğini ve tuğla alamadıkları için bu işe kalkıştıklarını zannettiğini bildirerek, bazı komşularının tuğlaları kendilerinin alabileceğini ifade ettiğini belirtti.
Mehmet Gün’ün eşi Fatma ise, başta bu fikre pek sıcak bakmadığına işaret ederek, "Eşim çok heveslendi. Olmaz gibi geldi bize, ancak çok güzel, çok da sıcak oldu. Biz İnegöl’e oturduğumuz eve gidince üşüdük. Burası çok sıcak oluyor" dedi.
Bu eve 94 balya saman vererek katkıda bulunduğunu anlatan Halil Karakoyun, evin sıcak ve ses geçirmeme özelliklerine sahip olduğunu vurguladı.
Komşulardan Fadik Karakoyun, "İnternetten görmüşler. ’İnekler yer’ diye düşünüldü. Sıvalı, nereden bulup da yiyecek inek? Çok güzel oldu" şeklinde konuştu.
Köylülerden bazıları, arsalarına saman balyalarından ev yapmak için ilkbaharın gelmesini beklediklerini ifade etti.

ayferaksit
09-12-2009, 12:45
http://picasaweb.google.com/elitaborbolita/Projetos#5402888742259268338

http://picasaweb.google.com/elitaborbolita/Projetos#

ev projelerinden detaylar

ayferaksit
09-12-2009, 14:07
http://picasaweb.google.com/ckoslinski

kazim polat
15-01-2010, 11:16
Arkadaşlar merhaba.

Nihayet mimar arkadaşım "rüya ev"imin planını çizmeyi bitirdi dün. Ben de akşamına Birgi'de aldım soluğu ve iki taş ustasıyla görüştüm. Bir usta daha var bakalım, sonuçta bu işler bir kez yapılıyor. İnce eleyip, sık dokumak lazım. İki ustanın da verdiği fiyat aynı aralığa geliyor aşağı yukarı. Biri yöğmiye usulü, diğeri de m tül hesabıyla fiyat verdi. Ama benim esas isteğim götürü hesabı işi bağlayabilmek. Bakalım 3. usta ne diyecek.
Bir de 30 traktör taş nasıl toplanır, onun derdine düştüm şimdiden. :)

nazlı06
15-01-2010, 22:03
allah kolaylık versin. ben öyle taş filan toplamaya yardıma gelemem hiç bekleme. O yüksek yerde çay içebilirim ama.

ensar
16-01-2010, 05:36
Sevgii Kazım Polat,

Size tavsiyem, ustalarla götürü pazarlık yapın.Yövmiye hesabı boşta yatma parası ödetir. Mtul hesabında ise en sıkı matematikçilere ot yolduran hesaplamalarla karşılaşmanıza neden olabilir.

İşiniz zor, zaten biliyorsunuz bu yüzdende altından kolayca kalkarsınız.

Yolunuz ve inşaatınız hep açık olsun.

Sevgiyle kalın

çekirdek
16-01-2010, 18:59
Kazım Bey, kolay gelsin.
Taş işcileri çift yüzlü ve varsa tekyüzlü için ne kadar fiyat verdiler?

kazim polat
16-01-2010, 21:47
Arkadaşlar merhaba,

allah kolaylık versin. ben öyle taş filan toplamaya yardıma gelemem hiç bekleme. O yüksek yerde çay içebilirim ama.


Sevgili komşum, öyle bedavadan çay yok ! O yüksek yere yapılacak ev inşallah. Gelmek için evin bitmesini beklemezsiniz herhalde? :)


Sevgili Ensar, öneri ve güzel dilekleriniz için çok teşekkürler. Zaten benim amacım da götürü usülde anlaşmaktı ki, bugün 3. ustayla o şekilde anlaştık.


Sevgili Çekirdek, ilk konuştuğum usta yaşlı ve huysuzdu. Benim isteklerime hiç cevap vermediği gibi, artık yorulduğu için götürü usülde anlaşma yapamayacağını söyledi. Yövmiye olarak da kendisi için 60, yanında çalışacak iki kalfa için de 30+30=60 TL istedi. Benim plana göre örülecek 120 m tül duvar var, bunu 45 günde falan bitirebileceğini söyledi. En iyi ihtimalle bitirse bile 5-6 bin TL yapacaktı. 2. usta ise m tül cinsinden fiyat verdi. Çift yönlü, mt tülü 40 TL. Yaptığı işler gerçekten çok güzel ama onun da bana maliyeti aynı paraya mâl olacaktı.


Bugün bir başka ustayla anlaştık çok şükür. Hem de benim için iyi bir fiyata. Tabii arada hatırı sayılır kişiler var. 3.000TL'ye 80 cm temel, 50 cm subasman( sub-basement), ve 3m de duvar yüksekliği olarak örecek taşları ( evin boyutları 9x10). Temel kazma ve subasmanın tesviyesi falan da dahil. Kireci de torbayla almanın boşuna masraf olacağını söyleyerek 2 ton sönmemiş kireç almamı söyledi, o söndürüyormuş.

Hayırlısı !

MeyveliTepe
16-01-2010, 22:35
Kazım bey, hayırlı uğurlu olsun. Gönlünüze göre olur inşallah.

gece
16-01-2010, 23:14
Hayırlı olsun, başlamış iş yarı yarıya bitmiş iştir. Kolay gelsin.

hosseda
16-01-2010, 23:36
Kazim bey hayırlı olsun ev inşaatınız.

En düşük rakamlarla hesaplamaya çalışacağım:

Temel................. 35 TL/ m2 X 90 = 3.150 TL.
Bina duvarları ( taş)40 TL/m2 X 114= 4.560 TL.
( 30+30+27+27 = 114 m2 duvarlar- kalınlıkları 50 cm. )

Bu rakamlar işçilik olarak en ucuz götürü fiatlar. Gene de 90 m2 ev için yedi bin küsur hesap çıkmakta. Tüm evi 3.000 TL. ye yapacak ustanın yanına yardımcı almaması gerekir ki bu mümkün değildir. Dikkat etmeniz lazım bu hesapta bir gariplik var. Veya siz yapılacak işleri yazarken bir karışıklık oldu.

Hoşçakalın.

kazim polat
16-01-2010, 23:58
Sevgili Meyveli Tepe, Gece ve Hosseda iyi dilekleriniz için çok teşekkürler.

Sevgili Hosseda verdiğim rakamlar önceki ustalarındı. Bu usta ile götürü usulü anlaştık. Plana baktı, temel derinliğini ,su basman ve duvar yüksekliklerini sordu, evin yapılacağı yeri inceledi, en son da oturup konuştuk. O, 5000 TL istedi ama yanımdaki kişinin üstelemesiyle 3000'e indi. Kendi boyuna kadar tek başına, ondan sonraysa 2 kişi ile beraber çalışıyormuş. Fiyatı matematiksel olarak hesaplamadı, şöyle bir bakıp, " Tamam, ben yapacağım işi kafamda hesapladım." dedi.

hosseda
17-01-2010, 08:37
Kazım bey merhaba tekrar.

Duvarlar kendi boyuna gelinceye kadar yalnız çalışan usta olamaz. Temel kazısını tek başına kazma ile yapmak imkansız görünmekte. Diyelim yaptı, zemin iyi çıktı ve sağlamı da hemen buldu derine pek inmeden ve temel betonu için demir döşemeye geçti. Tabii bu arada temele serilecek malzemenin ( çakıl, mıcır , vb.) döküldüğü yerden temele taşınması var. Bunlar el gücü ile olmakta ve ustaya enaz 2 amele gerekiyor. Bir tanesi kürekle el arabasına malzemeyi dolduracak diğeri temele taşıyacak ve dökecek, ustada onu serecek.

Demiri kendi döşemez, astarı yüzünden pahalı olur ustaya, o iş için iki demir ustası bulur bu günün fiatı ile 150-200 TL. verir bir günde biter 90 m2 yer. Demir bitti diyelim, betona geçilecek en az 5 kişi lazım. Onunda ekipleri var getirir bir ekip elle bir günde dökerler betonu ama ustanın en az bir 300-400 TL. si daha gider. Tabii bu paralar hep sizden alınıp ödenecek ama neticede ustanın alacağı paradan düşeceksiniz. Ama bakın daha temel bitti ustanın 500 TL. si dışarıya gitti. Kaldı 2.500 TL. ustaya.

Şimdi sıra subasmana geldi. Taş mı olacak yoksa kalıp çakıp betonmu dökülecek bilmek lazım ama şüpheniz olmasınki temelin en az yarısı kadar daha ilave işçilik ve malzeme harcanacak. ( tam bu noktadayım, fiili maliyet veremiyorum ama nasipse haftaya onu da yazarım.)

Dikkat edin hatta mümkünse yaptığı bir evin sahibi ile mutlaka konuşun. En iyi bilgiyi öylece edinirsiniz. Kaynakları sınırlı insanlarız, boşa harcanacak paralar hedefe varmayı zorlaştıracaktır.

Hoşçakalın.

kazim polat
17-01-2010, 10:47
Arkadaşlar merhaba,

Sevgili Hosseda, ağaçlar.net'in işte bu yönünü çok seviyorum. Doğru insanların toplandıkları bir platform. "Adama bak, deli cesaretiyle dalmış işin içerisine, ne hali varsa görsün!" demek yerine, hiç görüşmemiş ve de tanışmamış olmamıza rağmen, sadece ortak değerlere sahip olduğumuz için bana kıymet veriyor, uyarıyorsunuz; çok teşekkürler.

Bu usta 40 yıllık bir ustaymış. Eskilerin dülger dediklerinden. Temele demir döşenmeyecek. Ev eski sistem, taş temel üzerine oturtulacak. Yerin altına 80 cm inilerek oradan başlanacak duvar örülmeye yani. Ama temelde büyük taşlar kullanılıyormuş, ve de eni 80 cm oluyormuş. Toprak seviyesinde 50 cm'ye düşürüyorlarmış. Sağlam olur mu dedim, endişelendim doğal olarak. Etrafımdaki evlere bakmamı önerdiler.

Bildiğiniz gibi Birgi çok eski bir yerleşim beldesi. Osmanlı'dan da önceye, 1300lü yıllara, Aydınoğlu Beyliği'ne dayanıyor temeli. Etrafta çok eski evler, konaklar, camiler var yüzyıllardır ayakta kalan.

Yanımda bana yardımcı olan kişi Birgi'nin yakınındaki bir köyde çok hatırlı bir kişi. Usta da o köyden zaten. O, ustaya kefil olmasa bu işe girişmezdim zaten. 40 derece güneşin altında dahi durmadan çalıştığını anlattılar ustanın. Zaten gözü de tok birisi. Pazarlığa başlayacağımız anda şöyle dedi: " Senden alacağım parayla araba, ev, arsa alacak değilim, aldığımız parayı o gün yiyeceğiz. Ev bitti mi bizim para da biter zaten." Ustam farkına varmadan benim hiç de beğenmediğim bir akımın, "günü yaşa" denilen (carpe diem) akımın tutkunuymuş da haberimiz yok ! :)

hosseda
17-01-2010, 12:33
Kazım bey,

O ustaya hemen evet demek lazım bu durumda. Ancak ;

Birgi belediyelik bir yer bildiğim kadarı ile. İnşaatı ruhsat alarak yapmak zorunda iseniz, o takdirde plan ve proje gereği temeli geleneksel şekilde yapma imkanınız kalmayacak. Ama ruhsatımı alırım sonra bildiğim gibi yürürüm derseniz ona denecek bir şey yok.

Benim ustam sizinki gibi tarihi ustalardan. Köyün insanı, bir müddet rahatsız idi ama ben onunla bahçe duvarlarında tanıştım ve gerçek bir usta olduğunu gördüğüm için de bekledim. Bana bahçede şuraya bir dolap yap usta kap kaçak koyayım diyorsunuz, hafta sonu kerestelerden hazırlanmış görüyorsunuz dolabı. Bir evi anahtar teslimi size yapıp verecek durumda usta. Ben de evim herşeyi ile, imkanların kıt olduğu geçmiş dönemlerde yapılmış bir köy evi havasında olsun istediğimden, ustam bana pek uygun geliyor.

Siz ruhsat işini konuşun bir ara sonra devam edelim sohbete. Ben sizin önünüzden yürümekteyim.

Bu arada; " küçükevim " diye bir blog var. Genç bir çiftin ev inşaatı öyküsü var orada, mutlaka okuyun çok yararlı uyarılar buluyorum o sitede. Ayrıca bildiğimiz geleneksel tuğla ile de ev yapılabileceğini göstermişler insanlara.

Hoşçakalın.

MeyveliTepe
17-01-2010, 13:24
Kazım bey, ev yaptırıp usta milletiyle uğraşan biri olarak naçizane uyarım, iş başladığında mümkün olduğu kadar günlük olarak ne yapılıyor, nasıl yapılıyor izlemeye çalışın. Prensipleri önceden belirleyin ve iş yapılırken prensiplere uyulup uyulmadığı ölçülebilir olsun. Siz zaman ayıramıyacak iseniz güvendiğiniz bir arkadaşınız izleme ve kontrol işini yapsın. Bu şekilde iş sizin aklınızdaki, hayalinizdeki gibi yürümeyip saparsa hemen müdahale etme şansını bulursunuz :)

k0900
17-01-2010, 18:21
Sn. Polat, hayırlı olsun, sağlıkla uzun yaşayın orda :)

Usta milletiyle uzun yıllar uğraşmış biri olarak benimde kulaklarım çınladı.

Lütfen ilk günlerdeki çalışmaları fotoğraflarla bizede yansıtın :)

Yanlış anlamadıysam; 3.000 TL lik anlaşmanızda, kazı, temel (80 cm genişlikte taş duvar), ve duvarlar ( 3.00 mt yükseklik ve 50 cm genişlikte) bunlar var.

İstediği, 2 ton kireci nerde kullanacak?

Başarılar.

kazim polat
20-01-2010, 20:23
Arkadaşlar merhaba,

Ustalarla uğraşmanın ne kadar zor olduğunu ufak tefek işlerle tecrübe etmiş olsam da, böyle büyük çaplı bir proje ile ilk kez karşı karşıya kalıyor olmam sebebiyle daha dikkatli olmam gerektiğinin farkındayım ; teşekkürler.

Kanunlar çerçevesinde hareket etmekten yanayım. Zaten mimarıma danıştım konuyu. Yığma bina yapmamızda herhangi bir sakınca yok. Sadece pencere genişliklerine kısıtlama geliyormuş ki, biz de zaten o kriterlere uyduk.

Bugün itibariyle inşaat malzemesi satan bir firmayla ilk bağlantımı yaptım. Normalde 7.00TL den satılan katkılı Çimentaş çimentolarından 200 adedini peşin para vermek kaydıyla 6.50 TL den bağladım. 100 TL, 100 TL dir. Sönmemiş kireci de tonu 160 TL den aldım. Yarın ustamla çukurunu kazıp söndürme işlemine başlayacağız. Aslında daha önceden söndürmüş olsak çok daha iyi olurmuş, dinlenmesi açısından.

Sayın K0900, bu kireç harçta kullanılacak.

Not: Sevgili Aziz Fayda, sessizce bizi takip ettiğinizi biliyorum. Tecrübelerinizden faydalanmak bu aşamada çok işimize yarayacaktır, bekliyoruz. :)

Selamlar...

hosseda
26-01-2010, 08:28
Sayın kazım polat,

Sizden bir ses gelmedi. Temel kazısına başlamış olmalısınız.

Benden ise güzel bir ses var. Sabah saat tam 09.00 gibi ustayı aradım. Günaydın der demez, buyur demesinden müjdeyi hissettim. Hikayesini bilahare anlatacağım temelimin üzerine ilk köşe taşı konmuş. Hemen eşimi aradım müjdeyi onada verdim. Bu gün itibari ile şükür ki taş evimin tamamen taştan olacak su basmanı başladı.
Dün tam 8 saat aralıksız çalışan makina ile köy dışına kamyonlar ile getirttiğim yaklaşık 60 ton taş bahçeme döküldü. Ama akşam olunca ve bahçeme inen yolda zedelenme olunca taşın kalanını daha sonra bahçeye taşıtmaya karar verdik. Sanırım bir kamyon kadar taş ilk döküldüğü yerde beklemekte.

Maalesef bu çalışmaları ben takip edememekteyim, dolayısıyla fotoğraflama imkanımda olmuyor. Ancak hafta sonu cektiklerim var. Temelimin hikayesi ile o fotografları sonra buraya aktaracağım. Size daha önce " önünüzden yürüyorum" diye yazdım, bu bilgileri aktarmam lazım ki öncülüğümün bir yararı olma ihtimalini ortadan kaldırmayayım.

Hoşçakalın.

kazim polat
26-01-2010, 11:17
Arkadaşlar merhaba,

Sevgili Hosseda, inanın çok mutlu oldum, Allah tamamına erdirsin. Evet benden önde yürüyorsunuz. Henüz temel kazmaya başlayamadık. Cuma günü harita mühendisim arsaya kazıkları çakmak için gitmiş, ama gelin görün ki çakamamış. Ağabeyimin akbaş cinsi köpeği "Akça"nın orada olduğunu söylemeyi unutmuşuz. Dün gidip bahçenin alt kısmına aldık Akça'yı. Bugün için telefon bekliyorum mühendisten.

Henüz temele başlayamadık ama bende de somut bir adım atıldı. Kireç kuyusu kazılıp, kirecim söndürüldü. 2 ton olan sönmemiş kireç suyla karışıp da sönünce iki katına çıktı sanırım.

Komşularım ustayla "barışmamı" duymuşlar( İlk kez duyduğum bir tabir, anlaşma anlamında kullanılıyor), fiyatın çok uygun olduğunu, ustanın işin ortasında kaçıp gitme ihtimalinin yüksek olduğunu söyleseler de, ben öyle birşeyin olacağını sanmıyorum. Hem insan konuştukça karşısındakinin yapısını az çok anlıyor, hem de daha önce de dediğim gibi arada hatırı sayılır biri var. Zaten usta planlı gidecek, temel kazma işi, su basman ve boyunun yettiği kadar duvarı ağırlıklı olarak kendi ve bir çırak yardımıyla yapacakmış. 2. ustayı son aşamada tutacak, zarar etmeyelim diyor.

Bu arada sizin de su basmanınızın taştan olacağını yazmışsınız, olabiliyormuş değil mi?

Kolay gele ! :)

hosseda
26-01-2010, 18:24
Sayın kazim polat,

Teşekkür ediyorum.

Zafer İnandıklı
26-01-2010, 21:18
Sayın hosseda, sayın kazim polat, hayırlı uğurlu olsun. Allahü teâlâ işinizi ras getirsin, kolaylıklar ihsan etsin.

akcan67
26-01-2010, 21:37
Sn hosseda, Sn kazım polat
Sizlerin büyük bir hevesle başlayıp benimde aynı hevesle izlediğim, başladığınız inşaatınızı hayırlı bir şekilde başlayıp kazasız belasız bir şekilde de bitirmenizi Cenabı Allahtan dilerim.Her şey gönlünüzce olsun.

mustafademir24
27-01-2010, 06:02
sayın hoşseda ve sayın kazım polat hayırlı olsun lütfen bizleri haberdar etmeye devam ediniz ben de sizlerin tüm tecrübelerine ortak olmak istiyorum.bol fotoğraflı güzel haberleriniz için şimdiden teşekkürler

hosseda
27-01-2010, 06:29
Arkadaşlar güzel temennileriniz için teşekkür ediyorum.Varolun.

ensar
27-01-2010, 08:15
Sn Hoş seda,

Öncelikle oluşan küçük hata için geçmş olsun diyeyim ama sizin yasadığınız bu olay hem Sn Kazım Polat hem de sitedeki diğer arkadaşlar için bir kulak küpesi olur.

''TÜM USTALAR SU GİBİDİR , KENDİ BAŞLARINA KALDIKLARINDA EN KOLAY MECRAYI SEÇERLER, BEN BİLE '' DEMİŞTİ iLK stajımı yaptığım fabrika da ki kalıplama ustabaşısı.

Kolaylıklar gelsin işinizin keyfini çıkarın. Başladınız ya bitecek demektir. Tüm kolaylıklar sizin olsun.


Sevgiyle kalın

hosseda
27-01-2010, 09:41
Sayın ensar sağolun.

Subasmanın tamamlanmasını müteakip ilk yapmam gereken şeyleri sıraya koydum ve onlara koşturmaya başladım.
Temel betonu dökülmeden önce topraklama şeritlerinin temele döşenen demirlere bağlanmasını da son anda yakalamış idim. Kanalizasyona bağlanacak pis su borularının gene temel betonundan önce ait oldukları yerlere uygun eğimler ile montajı da çok mühim ayrıntılardan. Tabii eve temiz su ve elektrik kablosunun girişi içinde en az 2 boru ayrıca uygun yere yerleştirildi. Aksi halde sonradan bunlar için kırıp dökme şart olacak ki insan üzülür neden atladım diye.
Şimdi su basman taştan örülecek sonra kazıdan çıkan molozlar ile bölmelerin araları doldurulacak, büyük ihtimal ile mevcut moloz kafi gelmeyecek ve dışarıdan malzeme gelecek. Bu işlem bitmeden önce yapılacak bir şey kalmadı diye düşünmekteyim.

Molozların dökülmesinden sonra bir beton atılacak yere ve bu noktada iş gene başa düşüyor. Zeminin izalasyonu. Eğer iyi bir izalasyon yapamazsam evi ısıtma giderlerinde büyük kaybım söz konusu olacak. Dün bu iş için yarım gün harcadım. Şu anda vardığım nokta, önce betonun üstüne membran denilen kalın plastiğin serilmesi ( bunu yakarak yapıştırıyorlarmış, 70 m2 için 700.- TL. fiat verdiler- malzeme+uygulama- bu malzeme nemin evin tabanına ulaşmasına mani oluyormuş ki olmazsa olmazlardan biri dendi). Bu malzemenin üzerine ise ısı izalasyonunu sağlayacak malzeme serilecekmiş. Burada seçenek fazla. Doğal malzeme olsun dedim plaka mantarlara baktım ama yüksek maliyet söz konusu oldu. Kauçuk esaslı bir malzeme ile köpükden imal edilenler gayet hesaplı. Bu noktada araştırmaya devam etmem lazım. Gene bu noktada devreye evi yerden ısıtma meselesi girdi. O sisteme yönelecek olursa insan, onlar boruları sermeden önce kalın bir köpük levha kullanıyorlarmış ki o zaman ısı tecriti için ayrı bir şey gerekmeyecek. Ancak sistem ucuz değil. Kombi hariç verilen fiat 2.000., TL. ( sulu sistem). Elektrik ile çalışan kombi de yaklaşık 2.250.- TL. civarında imiş.

Şimdilik hoşçakalın.

kazim polat
27-01-2010, 09:57
Arkadaşlar merhaba.

Sevgili Zafer İnandıklı, akcan67, mustafademir24 ve ensar, güzel dilekleriniz için çok teşekkürler. Maddi anlamda ihiyacımız olan desteğin yanında , böyle manevi desteklere de ihiyacımız çok. Bizler yazmaya devam edelim, siz de desteklerinizi eksik etmeyin.

Sevgili hosseda, bunu bir hata olarak görmeyin bence, sizin de belirttiğiniz gibi zararın neresinden dönülse kârmış. Siz zarar etmiş sayılmazsınız. O beton döküldükten sonra fark etseydiniz olayı, işte o zaman zarar olurdu. Şimdi sağlam bir temeliniz var, içiniz rahat olsun.

Biz maalesef daha kazmayı vuramadık. Harita mühendisimi bekliyorum. O da yoğun, bakalım ne zaman çakılacak kazıklar.

Kolay gele !

hosseda
27-01-2010, 16:52
Merhaba tekrar,

Bina taş olduğu için kablo ve sıhhi tesisatı ( zeminden taşınacaklar dışındakileri) dışarıdan götüreceğiz tahminim. Usta istersen ben taşın içine işlerim dedi ama doğacak bir arızada sıkıntısı büyük olur. Evin içini komple kaba köy sıvası yaptırmak hayalim ama ev halkının taş sıvanırmı itirazlarını aşabilirsem tabii. İç duvarda kaba sıva olursa sorun kalmayacak, sıva altından taşıyabileceğim bir çok tesisatı.
Keşke bulabilsem de eski aliminyum borulardan elektrik tesisatımı sıva üstünden eski usül yaptırabilsem. Yuvarlak çıt çıt düğmeli olanlardan hani..

bayindirmevki
27-01-2010, 22:47
Sayın kazim polat ve sayın hosseda, hayırlı uğurlu olsun. Kolay gelsin.

hosseda
29-01-2010, 13:15
Merhabalar,

Ustam ve yardımcısı super. Merakta olduğumu bildikleri için biraz fotoğraf yollamışlar bana.

C.tesi günü iyi bir ziyafeti haketmişler..

kazim polat
01-02-2010, 09:32
Arkadaşlar merhaba,

Sevgili Bayındırmevki, teşekkürler, nerelerdesiniz?

Maalesef canım sıkkın. Sevgili Hosseda, ben de sizin gibi yeni yeni aşamalar öğreniyorum. Harita mühendisleri gelip kazıkları çaktılar. Buraya kadar herşey güzel. Ben sanıyordum ki, onlar arsanın kazıklarını çaktıktan sonra ben de temeli kazmaya başlayabileceğim. Ama öğrendim ki, eskiden harım olarak görünen araziyi arsaya çevirdiğim için yapılan bu işlemin, tapu kadastro tarafından da gelip, ölçülüp onaylanması gerekiyormuş. Harita mühendisinin yaptığı işlem gayri resmiymiş yani. Bir de röparlı kroki meselesi var, öğreniyoruz. Mevlana, "Hamdım, piştim, yandım." demiş ya, ben kendi adıma söyleyeyim, hâlâ hamız.

Bu arada temel harika görünüyor. Ben sizden C.tesi günkü ziyafetin ve yeni duvarların fotoğraflarını bekliyorum, bari onlarla avunayım. :)

hosseda
01-02-2010, 12:57
Sayın kazim polat,

Bende bu hafta fazla bir ilerleme yok. C.tesi günü bahçede idim, ama yağış sebebi ile çalışma olmadı.

bayindirmevki
01-02-2010, 20:00
Sayın Kazım Polat.

Buralardayım. Uğraşım gereği, bazen de yollarda. Sizleri okuyup izlemekten vazgeçmedim. Hayırlısı ile bitirip oturursunuz inşallah. Gönlüm siz ve sizin gibi insanlardan yana. Sıcak ilginiz için teşekkürler.

Kolay gelsin

womport
01-02-2010, 22:15
herkese merhaba bende bu yayladaki şirin taş evini göstermek istedim siz saygıdeğer büyüklerime

womport
01-02-2010, 22:17
bu yaz kapısını boyatacağız tek eksiğimiz o baya çırtlak durmuş

womport
01-02-2010, 22:34
buda kış resimleri 1 haftalık resimler

MeyveliTepe
02-02-2010, 07:45
Bu bina taş mı, kayrak kaplı mı?

bahtiyar02
02-02-2010, 20:38
Şayet Kaya örmesi ise ustanın ellerine sağlık.Çok güzel bir işçiliği var.Güle güle kullanın.
Saygılar

sındırgılı
02-02-2010, 22:00
Yanındaki Bina gibi ise Kayrak Kaplı.Yok değilse, gerçekten taş ustasını tebrik etmek lazım.Düzgün işçiliğinden dolayı..

kazim polat
03-02-2010, 11:14
Arkadaşlar merhaba,

614 no'lu mesajdaki ilk fotoğrafta, evin köşesine bakarsanız, kaplama olduğunu görürsünüz. Taşların kesitlerinden belli oluyor çünkü.

MeyveliTepe
03-02-2010, 12:10
Taş duvarlarda, taşlar kayrak kaplamasında görüldüğü şekilde üst üste binmez zaten. Ağır bir kaplama. Görüntü dışındaki işlevleri tartışılır.

akcan67
05-02-2010, 14:46
Böyle bir evi yığma tuğladan yapmayı düşünüyorum. Ev inşaatının yapılacağı yer belediye sınırlarında değil. Ekonomik olarak bu işi yapmak istesem acaba kabaca ne kadara mal olur.

nazlı06
05-02-2010, 17:57
Sayın akcan67. buralardan çekip gitmek başlığına adım adım evimizi eklemiştim. Sizin model bizim eve benziyor o başlığa bakabilirsiniz.

kazim polat
05-02-2010, 21:21
Arkadaşlar Merhaba,

İşte nasipse taş evimi yapmayı planladığım arsamın bir kısmı. Arsa iki kısımdan oluşuyor yapısındaki kota farkı nedeniyle( resmin sol kısmında bir kısmı görünüyor bu alt bölümün). Üst kısımda ise evin yapılacağı bölümle birlikte, ağabeyimin Akbaş cinsi köpeği "Akça"yı da görmektesiniz.:rolleyes:
Sağda söndürdüğümüz kireç, ve karşıda ise muhteşem manzarasıyla "Birgi".

hosseda
06-02-2010, 15:16
Arsanızın konumu pek güzelmiş. Allah güç versin, gönlünüze göre bir ev yapacaksınız inşallah o arsaya.

Şimdi ustam ile konuştum. Dünden beri iyi yol aldık, odaların çıktı meydana dedi. Ama yağış akşama kalmaz başlarmış. Gene ara verilecek bir kaç gün. Acelem yok, hayırlısı ile gitsin yeterki. Bu ara vermeler iyi oluyor bir yerde, muhtelif araştırmalara vakit kalıyor. Geçen hafta yaşanan boşlukta izolasyon konusunun kararını verebildim ki haftaya o noktaya gelinmiş olacak.

İzolasyon için kararım şöyle :

Subasman duvarları bitince, duvarların içindeki boş alan temelden çıkan moloz ile doldurulacak. Moloz sıkıştırıldıktan sonra üzerine kaba bir beton atılacak. Bu betondan önce 3-5 cm. kalınlığında perlit sereceğim bulabilirsem. Bulamazsam sanırım mıcır döktüreceğim. Veyahutta hiçbir şey sermeden direkt beton atılacak. Bu betona sika1 diye bir malzeme ilave ettireceğim. Bu malzeme betonda nem ve ısı izolasyonuna katkı yapıyormuş. Betonun üzerine poliüretan köpük levhalardan ( 3 veya 5 mm. lik) serilecek. Bu köpükler birbirine geçmeli imiş, onların üzerine de keçe bir örtü yayılacak, sonra da tekrar beton atılacak. Bu şekilde yapılacak izalasyon ile yerden soğuk gelmesini kesin önlemiş olacakmışım. Zemin kayalık ve bayağı bir meyil var. Yani temelde su problemim yok, ama bütçem elverirse ilk betonun üstüne membran dedikleri kalın plastik örtüyü yapıştırtmam da ihtimal dahilinde. O zaman aşağıdan nem tehlikesi de yok edilmiş olacak. Ancak evide çok sarıp sarmalamak, hiç hava almaz hale getirmemek lazım. Yani abartmak da iyi değil dedi konuştuğum uzmanlar.

ensar
06-02-2010, 20:43
Arsanızın konumu pek güzelmiş. Allah güç versin, gönlünüze göre bir ev yapacaksınız inşallah o arsaya.

Şimdi ustam ile konuştum. Dünden beri iyi yol aldık, odaların çıktı meydana dedi. Ama yağış akşama kalmaz başlarmış. Gene ara verilecek bir kaç gün. Acelem yok, hayırlısı ile gitsin yeterki. Bu ara vermeler iyi oluyor bir yerde, muhtelif araştırmalara vakit kalıyor. Geçen hafta yaşanan boşlukta izolasyon konusunun kararını verebildim ki haftaya o noktaya gelinmiş olacak.

İzolasyon için kararım şöyle :

Subasman duvarları bitince, duvarların içindeki boş alan temelden çıkan moloz ile doldurulacak. Moloz sıkıştırıldıktan sonra üzerine kaba bir beton atılacak. Bu betondan önce 3-5 cm. kalınlığında perlit sereceğim bulabilirsem. Bulamazsam sanırım mıcır döktüreceğim. Veyahutta hiçbir şey sermeden direkt beton atılacak. Bu betona sika1 diye bir malzeme ilave ettireceğim. Bu malzeme betonda nem ve ısı izolasyonuna katkı yapıyormuş. Betonun üzerine poliüretan köpük levhalardan ( 3 veya 5 mm. lik) serilecek. Bu köpükler birbirine geçmeli imiş, onların üzerine de keçe bir örtü yayılacak, sonra da tekrar beton atılacak. Bu şekilde yapılacak izalasyon ile yerden soğuk gelmesini kesin önlemiş olacakmışım. Zemin kayalık ve bayağı bir meyil var. Yani temelde su problemim yok, ama bütçem elverirse ilk betonun üstüne membran dedikleri kalın plastik örtüyü yapıştırtmam da ihtimal dahilinde. O zaman aşağıdan nem tehlikesi de yok edilmiş olacak. Ancak evide çok sarıp sarmalamak, hiç hava almaz hale getirmemek lazım. Yani abartmak da iyi değil dedi konuştuğum uzmanlar.

Sn Hoşseda,

Molozları sıkıştırmadan önce, su basmandaki molozların üzerine su tutsanız ve de akabinde sıkıştırırsanız sanırım daha iyi olur.


Bulunduğunuz bölge TÜRKİYE de üretilen perlitin %90 ının üretildiği bölge.Dolayısıyla bulamamak gibi bir sorununuzun olmaması lazım.

Sika nın rutubet ile ilgili katkılarını biliyorum ama ısı izolasyonu ile ilgili katkısını ilk kez sizden duydum. Araştıracağım. Siz de lütfen yeniden sorgulayın.

Molozların üzerine atacağınız betonun PERLİT katkılı olması ısı izolasyonu açısından size büyük katkı sağlar.

İşiniz rast gitsin.

Sevgiyle kalın

akcan67
06-02-2010, 22:16
Sn hosseda
Öncelikle size kolay gelsin.
Perlitin zeminde tam olarak ne işe yaradığını biraz açıklarmısınız.Nem için mi yoksa ısı izalasyonu için mi kullanacaksınız.

hosseda
06-02-2010, 22:43
Perlit ısı izolasyonunda kullanılan bir doğal malzeme sayın akcan67. Ancak sanırım dolgu içinde kullanmak mümkün ama henüz nerede satılır ve fiatı ne mertebelerdedir onu öğrenebilmiş değilim.

ensar
07-02-2010, 06:40
Sn Hosseda,

Google da ETİPER olarak aradığınızda bir sürü satıcı ile buluşacaksınız.

Sevgiyle kalın

hosseda
07-02-2010, 08:43
Sayın ensar,

Teşekkürler.

mustafademir24
10-02-2010, 20:31
sayın hoşseda ve kazım bey pc yi her açışımda öncelikle bu formu kontrol ediyorum..bilhassa sizlerin yeni havadislerine bakıyorum...tahmin ve takdir edersiniz ki sizlerden epey sonra da olsa sıraya geçmiş bulunuyorum.geçtiğimiz yaz aylarında muğla fethiye ilçesine bağlı olan fethiye merkezine yaklaşık 38 km uzaklıkta bir köyde yaklaşık ikibuçuk dönümlük tek tapulu bir arsa nasibime düştü ve ben de senelerdir böyle bir yer aradığımdan kaçırmayıp satın aldım..onlarca kişiye danıştığımdan az daha arsa sahibi satmaktan wazgeçiyordu..ee ne yapalım insan sormadan öğrenemiyor..tarlam yola sıfır cephe şansımız varmış ki o köyde uzak akrabalarımız yaşamakta halen..ve de en güzeli muhtar emmi de dünürmüş bizimkilere.yani şayet önümüzdeki yıla kadar elime biraz para geçerse o meşakkatli yollardan ben de sizlerin tecrübelerinden faydalanarak geçmeyi düşünüyorum.bu arda sayın hoşseda yazdıklarımı ustalarınızla da paylaşın lütfen evinizi başladıkları gibi güzelce bitirsinler ki ben de aynı ustalarla çalışma hevesimden vazgeçmeyeyim.taş ustaları hakikaten birer sanatçı bence.sewgiyle kalın dostlar.

kazim polat
10-02-2010, 23:10
Arkadaşlar merhaba,

Sayın mustafademir24, hayırlı, uğurlu olsun inşallah. Ne denir; Allah gönendirsin. Fethiye civarı da muhteşem yerlerdir, şanslısınız. Ağabeyim yıllar önce Ovacık'ta pansiyon işletmişti, bir yazı orada geçirmiştim. Sizin gibi benim de, açar açmaz ilk baktığım başlık burası. Yazmaya devam. ;)

Sevgili Hosseda, durum nedir? Yağış biraz geri bıraktı değil mi?
Bu arada konu ısıtma sistemlerinden açılınca, kombiden bahsetmişsiniz. Çok yakın bir akrabam yeni yaptırdığı müstakil evine elektrikli kombilerden taktırmıştı. Geçen kış ilk ve son kez kullandı. Evinin yalıtımı oldukça iyi olmasına rağmen, gelen elektrik faturalarıyla başa çıkamadı. Bu sene de, benden görerek katı yakıtlı, kendinden yüklemeli kaloriferlerden taktırdı mecburen. Nasipse taş eve de onlardan koymayı düşünüyorum, ama şimdilik sadece tesisatını döşetebileceğim.

Geçen Çarşamba gününe sıra vermiş olmalarına rağmen, tapu kadastrocular hâlâ gelmediler. Güya yarı yıl tatiline yetiştirecektik inşaat iznini. :(
Sağlık olsun, geç olsun, güç olmasın.

hosseda
11-02-2010, 18:47
Sayın mustafademir24,

Arsanız hayırlı uğurlu olsun. Dileğim, su gibi aksın gitsin herşey, gönlünüze uyan güzel bir ev yapın arsanıza, sağlıkla, çoluğunuzla çocuğunuzla uzun ömürler sürün orada. Ağaçlarınız bol olsun, kuzularınız olsun, çok çok oğlaklarınız olsun, tavuklarınız da olsun tabii. Daha gönüllerden hangi güzellikler geçebilirse hepsi olsun inşallah.

Sayın Kazim polat,
Bende de maalesef bir ilerleme yok. Yağmur hiç ara vermiyor. Bu hafta sonu yağsada hava gideceğim bahçeye. Sizin de yazdığınız gibi geç olsun ama güç olmasın demekteyim.

Hoşçakalın.

MeyveliTepe
11-02-2010, 19:45
Sn.Hosseda,
Evinizde zemin döşeme izolasyonu ile düşündüklerinize istinaden naçizane düşündüklerimi iletmek isterim. Vesile ile, izolasyonu ciddi bir problem olan taş ev yaptıracak arkadaşların da izolasyon planlarında yardımcı olabilir.

Yanlış anlamadıysam aşağıdaki resimde görüldüğü gibi bir şey yapmayı düşünüyorsunuz.
124845

Beton döşeme altına yapacağınız perlit, poliüretan levha gibi malzemelerle döşeme altına ısı kaçışını gerçekten engellersiniz. Fakat ısı kaçışını engelleyemezsiniz. Duvar ile birleşen, benzer yoğunluklarda ve ısı iletim özelliklerindeki döşeme bir su borusu gibi çalışıp ısıyı toprağa taşır. Hiç ısı izolasyonu yapmamakla arasındaki fark sadece ısının yolunu biraz uzatmaktan ibaret.

İlle döşeme altı izolasyon yapacaksanız,
124846

Bu şekilde yapıp döşeme betonu ile duvar arasında ısı köprüsünü kesmeniz gerekir. Ancak bu ciddi ağırlıkta bir yüzer döşeme anlamına gelir. Gelecekte size başka problemler çıkarabilir. Ayrıca, bu şekilde beton altında poliüretan levha değil, en az 30 densitede, 5 cm kalınlığında yüksek basma dayanımlı xps levha kullanmanız gerekir. Poliüretan levhanın basma dayanımı yeterli değildir.

Perlit veya vermiküliti ısı izolasyonu için uygun yerlerde kullanabilirsiniz. Ancak bunun için 6 ölçü perlite, 1 ölçü çimento ile yapılacak kıvamlı harç kullanmanız, bu harcı en az 8 santim kalınlığında dökmeniz, iyi bir izolasyonun yanısıra istediğiniz formu vermek için de yardımcı olur.

Tercihan,
124847

bu şekilde yapmanız daha kalıcı ve tatmin edici bir çözüm sağlar.

bayindirmevki
11-02-2010, 21:50
Sayın Meyvelitepe

Duvarlar için de bir çözüm olabilir mi. Duvarları zeminden nasıl yalıtabiliriz? Tabii, taş ev için.

hosseda
11-02-2010, 22:21
Sayın meyvelitepe,

İlginiz çok sevindirdi. Müteşekkirim.

Defalarca okudum yazınızı. Kopyaladım ayrıca ustama göstereceğim çizimlerinizi bilgisayarı bahçeye götürerek. Önce anlayamadım ama bir kaç defa okuyunca galiba çözdüm.

Bana tavsiye ettiğiniz yol şu şekilde doğru anladı isem :

Subasman duvarları bitince ortalarındaki boşluk moloz ile doldurulup, sıkıştırılacak, düzlenecek daha sonrada o dolgu üzerine sıvı yalıtımı sağlayan malzeme serilecek (sanırım buna da membran denmekte). Bu örtünün üzerine atılacak betonda kum yerine perlit kullanılacak ( 6/1 ölçek ile ve beton en az 8 cm. kalınlığında olacak.). Beton kuruduktan sonra üzerine ısı yalıtım malzemesi döşenecek ve böylece sağlıklı izalasyon sağlanmış olacak.

Eğer bu ise tavsiye ettiğiniz yol bana çok uygun olacak diye düşünmekteyim.
( Bu arada perlit malzemecilerde bolca bulunuyormuş ve tonu 25 TL. imiş. Sayın ensar'a da duyurmuş olayım buradan.)

Perlit ile karıştırılmış çimentodan oluşacak taban betonu, perlitin ısıyı nakletmeme özelliği sebebi ile taş duvarlara ısı aktarımı yapamayacak.

Umarım doğru anladım son önerinizi.

Hoşçakalın.

MeyveliTepe
11-02-2010, 23:09
Sn.Hosseda, açıkçası tam olarak nasıl anladığınızdan emin olamadım. İlk resimdeki gibi olmamalı. İlk resim size ısı izolasyonu sağlamaz, kullandığınız malzeme boşa gider.

İkinci resim kötünün iyisi. Bunun mahzuru, büyük bir kütle olan döşeme betonunu ısıtmak durumunda kalıyorsunuz. Şayet inşaat tekniğiniz ve ısıtma şekliniz havayı ısıtmak yerine kütleleri ısıtmak şeklinde olsaydı (söz gelimi yerden ısıtma), o zaman bu resimdekini uygulamak mantıklı ve gerekli olurdu. Bu resimde fark, döşeme betonu duvarlara temas etmiyor, araya düşük yoğunluklu ve ısı iletim katsayısı düşük (direnci yüksek) izolasyon malzemesi konuyor ve ısının bir boru gibi duvara geçip toprağa akması önleniyor.

Şayet evi, kuzine, şömine, soba veya radyatör ile ısıtacaksanız en iyisi ve malzemenin en verimli kullanımı üçüncü resimdeki gibi olur. Bu modelde döşemeyi ısıtmıyorsunuz. Beton döşemenin üzerine izolasyon malzemesi döşüyorsunuz, onun da üzerine yer kaplaması (tercihan ahşap) yapıyorsunuz. Böylece evin içindeki ısının beton döşeme ile alakası kesiliyor.

Su izolasyonunu kavram olarak ayrı tutmalı. Onu her durumda grabetonun üzerine, döşeme betonunun altına 5mm'lik keçeli membran sererek yapmalısınız. Taş evlerde su izolasyonunun da bir sorunu var. O da duvar taşlarının kılcal çatlaklarından su yukarı doğru yürür. Ama temelin su içinde olmadığı durumlarda ciddi mahzur teşkil etmez.

Sn.Bayındırmevki, malesef taş duvardan oluşan temelin toprağa değen yüzeylerinden ısı izolasyonu yapmanın uygulanabilir bir metodu yok. Varsa da ben bilmiyorum. Oralara izolasyon malzemesi döşemek pek bir işe yaramaz çünkü santimetre kareye düşecek basınç miktarına dayanacak bir malzeme yok. Ayrıca temel duvarlarının toprak veya alttaki kayalarla irtibarını kesmek statik sorunlara yok açabilir.

Temelden itibaren tüm toprağa değen yüzeylerde ısı izolasyonu sadece radya temelde mümkün. Bizim evi öyle yapmıştım. Radya temelde toprağa değen yüzey pabuç ve yığma bina temellerine göre çok geniş ve düzgün bir yüzeydir. Evin oturma alanının tamamı genişliğindedir. Bu sebeple ısı izolasyonu çok rahat yapılır, çünkü birim alana düşen ağırlık çok düşer ve malzeme hiç bir şekilde ezilmez.

mustafademir24
11-02-2010, 23:26
Sn meyvelitepe,hoşseda ve kazım bey hepinize iyi akşamlar.öncelikle iyi temennileriniz için çok teşekkürederim. Kazım bey sizin arsanız da abinizin akbaşı da harkulade görünüyor. bu gece meyvelitepeden harika fikirler öğrendik ve bir kez daha gördük ki ağır adımlarla ilerlemekte büyük fayda var.Ancak doğrusu ben de şunu merak etmadim değil muhterem acaba hiç bu şekilde yalıtımlanmış bir evde bulunmuş,oturup bir çay içmiş mi?çünkü anlattıklarının tüm öğretici mükemmelliyetçiliğine rağmen;öyle bir evde yaz kış yaşayan birilerinin de tecrübeleri bence çok değerli olurdu. Mesala kısmet olur da ve siz kazım bey ve hoşseda bu öğretiler ile yaptığınız evlerinizde bana ve eşime bir çay içimlik misafirperferlik lutfederseniz,gelecekteki evim de en az meyvelitepe kadar bilgili ve tecrübeli olabileceğimi umudediyorum. iyi ki yağmur var hoşseda iyi ki o yağmurları görebilecek kadar nefesimiz var dostlar.iyi akşamlar.

kazim polat
11-02-2010, 23:46
Arkadaşlar merhaba,

Sayın MeyveliTepe, bizleri düşünüp verdiğiniz emekler ve de tavsiyeler için çok teşekkürler. Mutlaka dikkate alacağımızdan emin olabilirsiniz. Döşeme betonunda perlit kullanımının faydalı olacağını duymuştum.
Ama aklımı kurcalayan iki madde var bu konuda. Hafriyatçılarda bulunan, çimentoyla karıştırılıp, kireç ve kum yerine geçen ucuz malzeme mi; yoksa su tutma ve toprağı gevşeltme özelliğinden dolayı botanikte kullanılan, daha pahalıya mâl olan diğer malzeme mi?

Sayın Mustafademir24, biz nasipse yapalım da evlerimizi, çay değil yemek bile yeriz nasipse. Hem de sayın MeyveliTepe'nin öncülüğünde kurulan "fırın kardeşliği" sayesinde yapmayı hayâl ettiğimiz köy fırınında pişen yemeklerden.
Mustafa Bey, MeyveliTepe'nin o tür evlerde bir bardak çay içmekten çok daha fazla şeyler yaptığından emin olabilirsiniz. Birazcık araştırın derim.

Kolay gele!

MeyveliTepe
11-02-2010, 23:52
Sn.Mustafademir24, "muhterem" ile beni kastediyorsanız, evet öyle bir izolasyona sahip bir evde çay içmekten biraz fazlasını yapıyorum. Çok detaya girmemişim ama temel, duvar ve çatı izolasyonundan bahsetmişim Şu (http://blog.meyvelitepe.org/2007/11/29/masal-evi-yapyoruz-1/) ve bu (http://blog.meyvelitepe.org/2007/11/29/masal-evi-yapyoruz-2/) (http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/masal-evi-yapyoruz-2.html)yazılara göz atabilirsiniz. Orada sözü edilen, enerjiyi pasif ev standardına yakın bir değerde koruyan bir inşaat.

Fakat burada konu bu değil. Sn.Hosseda ve Kazım bey, hemen hemen aynı zamanda ve geleneksel taş ev tekniği ile birer ev yapıyorlar. Bu tekniğin tüm güzelliğine rağmen bazı zorlukları var. Hep birlikte, geleneksel tekniğe nasıl biraz bugünün izolasyon kavramlarını ekleriz, verimliliği arttırırız bulmaya çalışıyoruz.

MeyveliTepe
12-02-2010, 00:02
...
Ama aklımı kurcalayan iki madde var bu konuda. Hafriyatçılarda bulunan, çimentoyla karıştırılıp, kireç ve kum yerine geçen ucuz malzeme mi; yoksa su tutma ve toprağı gevşeltme özelliğinden dolayı botanikte kullanılan, daha pahalıya mâl olan diğer malzeme mi?
...


Kazım bey, perlit dediğimizde bildiğimiz tarımda kullanılan perliti anlamak daha doğru olur. Diğer malzemelerin ne olduğu belli değil. Aynı şekilde vermikülit de mükemmel bir ısı izolasyon malzemesi. Perlit daha hesaplı tabii. Bu malzemelerin diğer plaka formundaki ısı izolasyon malzemelerinden farkı istediğiniz şekli verebilmeniz, gereken yerlere doldurabileceğiniz malzeme olmasıdır. Elbette düşük dozda çimento ile harç yapmak lazım. Fakat şu da unutulmamalı. Düşük dozlu perlit harcı iyi izolasyon değeri sağlar fakat bir beton sağlamlığında değildir. Baskı altına girdiğinde kolayca kırılıp dağılır. Bu yüzden ona göre ve uygun yerlerde kullanmalı.

Taş ev yapımında, şimdi aklıma gelmiyor ama pek yerde yalıtım çözümü olabilir.

kazim polat
12-02-2010, 00:44
Çok teşekkürler sayın MeyveliTepe.

hosseda
12-02-2010, 06:17
Sayın meyvelitepe,

Anlatmak istediğinizi anlayamamışım. Ama şu anda sorun yok. Isı izalasyonunun son döşeme betonunun altında veya üzerinde bulunması en büyük fark yukarıdaki çizimler arasında. Son seçenekde ( ki sanırım ona uygun hareket edeceğim) ısı izolasyonu malzemesi beton ile yer kaplaması arasında. Ancak bir kaç sorum var hala :

- Çizimlerde tek beton tabaka görüyorum ama siz grobeton ve döşeme betonu diyerek iki ayrı beton tabaka yazdınız. Çizimlerde en alttaki kahverengi kısım mıdır grobeton. Öyle ise ben dolgunun üzerine önce kaba bir beton mu attırmalıyım.

- Son çizimde kaplama, izolasyon malzemesi üzerine gelmekte. Diyelimki poliüretan köpük sereceğim ısı izalasyonu için. O malzemenin üzerine kaplama malzemesi yerleştirilebilir mi. Yoksa o safhada da 3. bir beton tabakamı gerekecek. Yani şap dedikleri son kat beton mu dökülecek gene. Üç tabaka beton çok değilmi. Beton dökmeyeceksem köpük üzerine konacak kaplama malzemesi ( ben kayrak taş düşünmekteyim bu malzemeyi) sıhhatli bir yapışma gösterir mi ?

- Son olarak ; döşeme betonu atar iken, perlit çimentoya karıştırıldığında ayrıca kum da birlikte kullanılıyormu, yoksa sadece perlit yeterlimi. Sadece perlit olacak ise, bunu döşeme betonunda hiç kullanmamış usta elle yapılacak bu betonda doğru miktarları tutturabilirmi. Yani kaş yapayım derken göz çıkarırmıyım ?

Teşekkürler.

MeyveliTepe
12-02-2010, 09:08
Sn.Hosseda, grabeton'u çizimlerde ayrı bir katman olarak göstermedim. Normalde grabeton radya temelin hazırlığı için uygulanır. Temel yeri düzeltilip sıkıştırılır, üzerine mıcır dökülür, onun da üzerine düşük yoğunluklu bir beton atılır. Amacı temel için düzgün bir yüzey elde etmek, alltaki sıkıştırılmış malzemenin rigitliğini sağlamaktır. Sizin uygulamada böyle bir durum yok. Siz taş duvardan oluşan temel duvarlarının arasındaki boşluğu dolduruyorsunuz. Grabeton atmasanız da olur. Önceki bir yazınızda grabeton dediğiniz için öyle yazdım. Sizin elde etmeniz gereken, altına kalıp kullanmadan, toprak yüzeyi kalıp olarak kullanabilecek bir çözümdür. Bunu duvarlar arasındaki boşluğu toprak ile doldurup, iyice sıkıştırıp, ince bir mıcır tabakası da döküp terazisinde tesviye ederek de yapabilirsiniz. Bu tesviyeyi grabeton dökerek de yapabilirsiniz. Hangisi kolayınıza gelirse. Döşeme için demir bağlayacağınız için altındaki zeminin olabildiğince sert ve terazide olması gerekir ki imalat layığı ile yapılabilsin.

Döşeme üzerine şap yapılmasını da çizimde göstermedim. Bu da sizin taban kaplaması için ne düşündüğünüz ile ilgili. Zemine kayrak döşemek istiyorsunuz. Nisbeten düzensiz ve iyi tutturulması gereken, altındaki malzemenin oynaklığından kemen etkilenip kırılıp çatlayabilecek bir malzeme. Hem bundaki problemi aşıp dediğiniz gibi sıhhatli bir yapışma sağlamak, hem de ısı izolasyonu yapmak için, döşeme betonunun üzerine ısı izolasyonu döşeyip (bu defa yine poliüretan değil de yüksek yoğunluklu xps tavsiye edeceğim), onun üzerine yüksek dozajlı şap ve kayrak döşenmesi gerekir. Bu durumda şapın yüzer şap olmasına ve duvar birleşimlerine izolasyon malzemesi konmasına dikkat edilmesi gerekir.

Zemine kayrak döşemek evinizde düşündüğünüz mimari özelliklerden biri olmalı, bu yüzden bir şey diyemiyorum. Fakat sizin yerinize olsaydım, döşeme betonunun üzerini sadece tesviye yapacak kadar düzeltip döşeme tahtası çıtalarını yerleştirir, aralarına hiç boşluk bırakmadan poliüretan levha ile doldurup döşeme tahtasıyla zemini yapardım. Böylece şap ile uğraşmadan, xps'e göre çok daha ucuz olan poliüretan levha ile, ve ahşabın da sağlayacağı izolasyon ile pratik bir çözüm sağlamış olurdum. Tabii, bu tamamen sizin aklınızdaki mimariyle ilgili bir durum. Her şeyin öyle ya da böyle artı ve eksisi, her problemin de iyi kötü bir çözümü oluyor.

Döşeme betonu atarken beton harcına perlit karıştırmanızın izolasyon açısından bir artısının olacağını sanmıyorum. Çünkü, adı üzerinde beton yapıyorsunuz. Çimento dozajı yüksek olacaktır. Bu durumda elde edilen katman yüksek yoğunluklu olacağından içindeki perlitin ısı izolasyonuna faydası çok marjinal kalacaktır, yoğun çimento ısıyı fazlasıyla transfer edecektir. Bir de sanki çakıl yerine perlit kullanırsanız kırılgan ve nisbeten zayıf bir beton olurmuş gibi geliyor. Perlit bu anlamda iyi bir agrega değildir. Oysa döşeme betonu için en azından C20 standardında sağlamlık elde etmelisiniz.

Bahsettiğim 6:1 dozajlı perlit harcını, ısı bakımından izole etmek istediğiniz yerlerde, yük taşımıyacak şekilde kullanabilirsiniz. Böyle uygulamalar için kullanılacak perlit harcında kum olmamalı. Az miktarda çimento, şekil vermek, ya da şekil almasını sağlamak, kısmi bir rigitlik sağlamak için kullanılıyor. Yoksa o dozaj sağlamlık sağlamaz.

ihsankaya45
12-02-2010, 11:01
Sayın meyvelitepe
yerden ısıtmada zemini neyle döşediniz. Lamınant döşemenın sakıncası olurmu?

MeyveliTepe
12-02-2010, 12:13
Ben masif parke döşemiştim. Laminant da olması lazım ama piyasada çok çeşitli laminant parke var. Bu açıdan özelliklerine bakmakta fayda var.

ihsankaya45
12-02-2010, 14:18
Sıcağın lamınant bozma riski olurmu ?
Yerden ıstmayı düşündüğümüz,
çok katlı binanın temelide xps kullanabilirmiyiz.radyal temel altınamı üstünemi uygulamalıyız ? Hangisini önerirsiniz ? (izolasyon 2-izolasyon 3)
saygılarımla.

MeyveliTepe
12-02-2010, 17:30
Yerden ısıtma sisteminde en fazla 40-45 derece su dolaşmalı. Bu ısı tabii ki malzemeyi bozmaz. Parkeye karar verirken yerden ısıtmaya uygun olanını seçmek lazım.

Çok katlı bina derken apartmandan söz ediyorsak temelden ısı izolasyonu konusunu yurt dışı kaynaklardan araştırmakta fayda var. O kadar bina ağırlığına XPS dayanamabilir. Bizim ev dubleks. Radya temel yaptık. Temel altına grabeton döktük. Onun üzerinde su izolasyon membranı var (5mm). Onun üzerinde 5 santim kalınlığında XPS var. Bunun üzerine demirleri bağlanarak temel atıldı. Bu şekilde, temelin yan yüzeyleri dahil toprağa değen veya değmeyen tüm dış yüzeyler aynı malzeme ile kaplandı. Temelin altındaki XPS'i etrafını doldurana kadar aylarca izleme fırsatım oldu. Binanın ağırlığından hiç etkilenmedi, bir milim bile ezilme olmadı. Fakat bizim bina çok hafif sayılır. Temel ve ilk katın döşeme tavan betonları, kolon ve kirişleri üst katta iyice azalıp ahşaba dönüyor. Bu da binanın gereksiz yük taşımasını engelliyor. Fakat konu 3-5 katlı bina olduğunda işin hesabı muhakkak değişir.

ihsankaya45
12-02-2010, 17:48
teşekkürler

ihsankaya45
12-02-2010, 17:52
zemin kolonlarında izolasyon yetersiz olması çok ısı kaybına neden oluyormu?

MeyveliTepe
12-02-2010, 18:22
Evet, olur. Kolonlar su borusu gibi evin içinden aldığı enerjiyi toprağa akıtırlar.

İzolasyonsuz evlerde evin içi sıcakken bile kolona avucunuzu yapıştırdığınızda soğuktur. Hatta kolonun çok yakınına oturduğunuzda bile soğukluğu hissedersiniz. Bu ısının oradan akmakta olduğunun işaretidir. Şimdilerde evlere mantolama yapıyorlar. Aslında abesle iştigal. Isı kolonlardan aktığı müddetçe mantolamanın faydası çok az olur.

hosseda
12-02-2010, 18:41
Sayın meyvelitepe,

Tasdikli projelerime baktım bu gün büromda, sıhhi tesisat projesi ekinde yer alan bir çizim var izolasyona dair. Sizin 1. çiziminizin nerede ise aynısı.
Yukarıda yer alan açıklamalarınız ışığında olayı düşündükçe şu meseleye takıldım :

Zemin betonu tecrit malzemesine basmakta ise, yani üstte ise oda ısısı o betonu yol yapmakta ve suyun yol bulunca akıp gitmesi gibi betondan duvarlara kayarak yere akmakta. Peki bunun tersi neden olmuyor. Yani izolasyon betona bastığında, altta kalan beton satıh temeldeki soğuk havaya yol olupta, o havanın duvarlara nakli ve oradan evin içine aktarılmasına neden sebep olmuyor.

Bu soruyu sadece merakımdan sormaktayım. Olayı resmederek bize anlattınız, bunu da izah ediniz lütfen mümkünse.

Hoşçakalın.

ihsankaya45
12-02-2010, 19:32
kolon izolasyonunda çok önemli olduğunu öğrendim. teşekkürler.
yüzey fazla olduğundan pencere camlarındanda ısı kaybı çok olacaktır.camların kalitesi pvc pencerelerin kalınlığından daha önemli olması gerekir. bizlere sadace pvc kalınlığı ve kalitesi ile ısı kaybının engellegeceğinn reklamlarını yapıyorlar ama cam özelliği ve kalitesinde hiç bahsedilmiyor. yanlışmı düşünüyorum ? bu konuda öneriniz nedir ?

MeyveliTepe
12-02-2010, 19:59
Sn.Hosseda, oluyor aslında. Yalnız sizin tarif ettiğiniz şekilde değil. Öncelikle ısı'yı basitçe tanımlayalım. Isı bir enerjidir. Havada, betonda, döşemede, vücudumuzda, vs. her yerde bulunabilir. Yani, örneğimizde hareket eden hava değil, enerjinin kendisidir. Isınmış havanın ayrıca kendine has bir hareket mekanizması vardır tabii. Söz gelimi ısınan havanın yoğunluğu azaldığı için daima yukarı hareket eder. Fakat, burada söz konusu olan havanın değil, enerjinin hareketidir. Isı enerjisi, yüksek olduğu yerden düşük olduğu yere doğru hareket etme eğilimindedir. Bu enerji, içine sirayet ettiği malzemenin özelliklerine göre ilerler. Bu da ısı iletim katsayısı diye adlandırılan bir standartla ölçülmektedir.

Söz gelimi diyelim ki, evde kuzineyi gürül gürül yaktınız. Bunun sonucunda önce kuzinenin ve borusunun etrafındaki hava ısındı. Hava akışkan bir madde olduğu için odanın içinde daireler çizerek aşağıdan yukarıya doğru hareket ederek odanın tamamına dağıldı. Isınan hava, odanın çeperlerini de ısıtmaya başladı. Önce tavan, sonra duvarlar ve sonra da döşeme ısındı. Bu, aslında ısı enerjisinin biribirine temas eden bir maddeden diğerine geçmesidir. Isı iletim katsayısı yüksek olan maddelerde sıcaktan soğuğa doğru daha hızlı akacaktır. Örneğin, havanın ısı iletim katsayısı orta kararken betonunki çok yüksektir. Adına izolasyon malzemesi dediklerimizin ki de çok düşüktür.

Şimdi sorunuza gelirsek, ısınan hava duvarları da ısıtıyor. Duvara geçen ısı enerjisi, en hızlı hareket edebileceği ortamda yol bularak ilerler. Bu örnekte, duvarın temas ettiği dış yüzeydeki hava ve aşağıya doğru temel ve toprak vardır. Duvarın ısısının bir kısmı dış havaya, büyük kısmı ise temelden toprağa iletilir. Çünkü taş, çimento ve beton ısıyı havadan daha fazla iletir.

Sonuçta, ilerleyen soğukluk değil, sıcaklıktır. Sizin odun yakarak elde ettiğiniz ısı enerjisi, kendine en uygun bulduğu kanallardan, bu enerjinin az olduğu yere, yani toprağa ve dış havaya kaçacaktır. Bunun adına ısı kayıpları diyorlar. Bunun sonucunda kaybolan enerji nedeniyle soğukluk hissedeceksiniz. İzolasyon ise, enerjinin bu hareketini çok yavaşlatan, yol bulmasını engelleyen bir uygulama olmaktadır.

Bu yüzden, döşemeyi izole etmekle ısı kayıplarınızı azaltırsınız. Fakat duvarlardan kaybetmeye devam edersiniz. Bu sebeple, sizin inşaat tekniğinizde temelden ve duvarların dışından izolasyon yapmak pratik olarak ve mimari bakımından uygun olmadığı için, şayet duvarların evin içine bakan yüzeylerini sıvayacaksanız buraya da içeriden izolasyon yapmanız tavsiye edilir. Yapmadığınız taktirde muhakkak ısı kayberdersiniz.

Isı kaybını sıfıra indirmek, en mükemmel inşaat tekniğinde dahi mümkün değildir. Bu yüzden daima en aza indirmeye çalışmak gerekir. Tabii ki bunu yaparken de, birincisi bu işlem size kaça mal oluyor, ikincisi kaybı ne kadar önleyip, ısınma maliyetinizi ne kadar azaltacaksınız, bunun en uygun, en optimum noktasını hesaplayıp bulmak gerekir.

Kusura bakmayın, kısa bir soru sordunuz, ama yanıt biraz uzun oldu :)

Not: Bizim inşaat başlarken de birileri ısı izolasyon projesi hazırlamıştı. Ruhsat için gerekli projelerden biri. Evlere şenlik bir şey. Ruhsat alındıkran sonra kaldırıp attım :)

MeyveliTepe
12-02-2010, 20:08
kolon izolasyonunda çok önemli olduğunu öğrendim. teşekkürler.
yüzey fazla olduğundan pencere camlarındanda ısı kaybı çok olacaktır.camların kalitesi pvc pencerelerin kalınlığından daha önemli olması gerekir. bizlere sadace pvc kalınlığı ve kalitesi ile ısı kaybının engellegeceğinn reklamlarını yapıyorlar ama cam özelliği ve kalitesinde hiç bahsedilmiyor. yanlışmı düşünüyorum ? bu konuda öneriniz nedir ?


Camın kalitesinden çok, toplam ısı iletim direncinin ne olduğu önemli. Söz gelimi ultra-s denilen cam (çift camdan söz ediyorum), bir yüzeyine şeffaf ama radyasyonu yansıtıcı bir film yapışık oluyor. Bu sayede evin içindeki ısı enerjisi radyasyon ile camdan çıkıp gidemiyor, geri içeri yansıtılıyor.

Isı cam ile ilgili üreticilerin sitelere bakarsanız, her ürün için ısı iletim dirençleri verilmiştir. Bunlara bakarak karar verilmedir.

PVC kasalar veya ahşap çerçeveler az ısı iletirler. Cam yüzeylerden kayıplar daima daha fazladır.

Küçük bir hatırlatma. Çoğu zaman pencere kasalarının altına mermer koyarlar. Bu mermerin bir kısmı içerde, bir kısmı dışarıdadır. İşte o mermer tek başına içerdeki enerjinizi dışarıya akıtmaya yeter :)

bayindirmevki
12-02-2010, 20:19
Sn.Meyvelitepe,

Açıklamalarınızı anladım. Taş duvarda santimetre kareye düşen basınça malzeme dayanımı ve zeminle irtibatını kesmenin yaratacağı statik sorunlar.

Taban izolasyonu çiziminizde, duvarlar ile ilgili bir çözüm göremeyince merak etmiştim.

Teşekkürler

ihsankaya45
12-02-2010, 20:25
sayın meyvelıtepe
siz pencer kasa altına nasıl bir çözüm ürettiniz ?

MeyveliTepe
12-02-2010, 20:43
Sn.Bayındırmevkii, inşaat tekniği olarak taş ev benim için korkulu rüya gibi. Geleneksel olması, iyi yapıldığında çok güzel görünmesi tabii ki çok iyi. Fakat, o kadar ağır taşların getirilmesi, teker teker yüzey düzeltip yerlerine konması çok büyük emek ve zaman. Bunları bir kenera bırakırsak, burada yazıştığımız gibi pek çok çözülmesi gereken problem var. Öte yandan bu da bir zevk tabii. Arkadaşlarımızın heyecanına ben de buradan ortak oluyorum. Küçücük bir şeye bile bir katkım olursa ne güzel.

Sn.İhsankaya45, bizim evde izolasyonu dıştan yaptık. Gazbeton duvardan oluşan dış cepheyi 4 santimlik xps ile kaplattım. Duvar kaplaması pencere boşluklarına dönerek içeriye kadar devam etti. Dolayısıyla pencere boşlukları da aynı şekilde bu malzeme ile kaplandı. Pencere kasaları ise bu izolasyonların üzerine yerleşti. Pencere kasasının dışta kalan tarafına, izolasyonun üstüne yine bir mermer koydurttum ama bu mermer kasaya kadar. Kasanın altına bile girmiyor.

ihsankaya45
12-02-2010, 21:03
gerçekten tam izolasyonu sağlamışsınız.tüm ayrıntılar düşünülmüş.

akcan67
12-02-2010, 22:33
Sn Hosseda
Kusuruma bakmazsanız sizden bir ricam var.Yaptığınız inşaatın temelden başlayarak özellikle 'temel konusundaki ısı izalasyonu ile alakalı bölümleri' her yaptığınız aşamada resimlerseniz benim ve benim gibi arkadaşların ileride yapmayı düşündüğü ev için güzel bir kaynak olacağını düşünüyorum.

Sn Meyvelitepe
Verdiğiniz kıymetli bilgiler için size ayrıca teşekkür etmek isterim.Bu bilgiler sayesinde yapmayı düşündüğüm ev için sanırım sizin gibi bir kaynağa daha çok ihtiyacımız olacak.Benim ev planları Allah izin verirse bu yaz sonu itibariyle faliyete geçecek.

hosseda
12-02-2010, 22:55
Sayın akcan67,

Ben haftada bir defa gidebilmekteyim bahçeye. Ancak fotograf cekmeye çok önem veriyorum. Ricanızı memnuniyetle yerine getireceğim.

Sayın meyvelitepe,

Teşekkürler her şey için.

mustafademir24
12-02-2010, 23:14
sn meyvelitepe sizin şu veya bu dediğiniz deryaya bir daldım ki sormayın gitsin,herbir satırı okuyorum keyif ve şuh içinde teşekkürler ellerinize sağlık.. sevgili kazım bey önerinizi yerine getireyim meyvelitepenin sayfalarına bakayım derken saat geceyarısını geçti... hoşseda durmak yok yola dewam..sewgiler..

bayindirmevki
12-02-2010, 23:30
Sn.Meyvelitepe

Taş ev gibi bir hevesim artık kalmadı. Bugüngü yazışmalarla ilgili değildir bu kanaatım.Çok önceden bu fikirden vazgeçtim. Bahçenin yorgunluğu beni akıllandırdı. Yapan arkadaşları gönül hoşluğu ile izleyip cesaretlerini takdir ediyorum.

Yakında ev sırası bana gelecek. Bilim ve akıl ne diyorsa o. Şimdilik ev yapan arkadaşların yazışmalarının heyecanı sürerken ben araya fazla girmeyeyim. İlgiyle izliyorum.

Saygılar

tilsimonline
13-02-2010, 00:07
Konuyu takip ediyorum bazı noktalara takıldım;
1-ısınan hava yükseliyorsa inşaatın tabanına bu kadar emek vermek ne kadar doğru?
Örnek verecek olursam, kış günü dışarı -10 derece olsa dahi,temel 0 derecenin altına düşmez. Yani içerdeki ısı kaybının büyük bir bölümü pencerelerden duvarlardan ve tavandan olacaktır.Temelde ısıdan daha fazla su yalıtımına önem vermeniz sizin için daha iyi olur.(şimdi su olmayabilir,fakat suyun ne zaman nerden geleceği belli olmaz:) İnşaat tamamlanınca ısı kaybına çözüm ilerde bulunabilir fakat temeldeki suya sonradan çözüm bulmak zor olur.

2-Arkadaşımız "Radya temel yaptık. Temel altına grabeton döktük. Onun üzerinde su izolasyon membranı var (5mm). Onun üzerinde 5 santim kalınlığında XPS var." şeklinde bir açıklama yapmıştı; ilk defa temel altına xps uygulandığını duydum ve bir kaç yıl sonra binanızın en az 2 cm oturma yapacağına eminim,eğerki radye temel yapmasaydınız daha büyük sorunlarla karşılaşırdınız(duvarlarda çatlama vs.)

3-Isı yalıtımda genelde xps türü malzemelerden söz ediliyor,eğer maddi imkanınız varsa uygulanabilir yerlerde cam yününü(ısıcam markası olarak aklınıza gelir) tercih edin.

warrior
13-02-2010, 08:04
Camın kalitesinden çok, toplam ısı iletim direncinin ne olduğu önemli. Söz gelimi ultra-s denilen cam (çift camdan söz ediyorum), bir yüzeyine şeffaf ama radyasyonu yansıtıcı bir film yapışık oluyor. Bu sayede evin içindeki ısı enerjisi radyasyon ile camdan çıkıp gidemiyor, geri içeri yansıtılıyor.

Merhaba, bu konuyu büyük bir ilgiyle izlediğimi belirttikten sonra burada küçük bir hatırlatma yapmak istedim. Kontrol kaplamalı ısı camların seçilmesi durumunda eğer evin mimarisi buna göre düzenlenmezse yaz aylarında sıkıntı çekilebilir. Fiyat/performans oranı bakımından da kişisel olarak bu tür ısı camları kullanmanızı tavsiye etmem.

Kiraz
13-02-2010, 08:34
Ev yapanlara, yaptıranlara kolay gelsin. Burada paylaşılan bilgiler çok değerli, işin yaptırılması sırasında da bu bilgiler çok yararlı oluyor. Ne kadar dikkat edilirse edilsin aksamalar da oluyor, minimum problemle halletmeniz dileğiyle.

Yalıtımla ilgili yazıları okuyunca başımıza gelen bir iki şeyi paylaşmak istedim.

Alt katın tabanına neme ve ısıya karşı yalıtım yaptırmıştık, zemin taşlarını döşeyecek usta işbaşı yaptığında, su tesisatına kaçaklara karşı basıç kontrolu için takılan basınç ölçerin değerinin düştüğünü farkettik. Kaçağın alt katta olduğu tespit edildi ama yalıtımdan dolayı zeminde nem göremedik, boru geçen üç-beş yer deşildikten sonra (şap, ısı yalıtımı, su yalıtımı) nemli bulduğumuz bölgelerden tahminle kaçağı bulduk, fışkırırcasına su çıkıyordu. Yine de şanslıydık, on yer de deşilebilirdi.

Ara bölmeyi yapacak usta profili yere sabitlerken su borusunu delmiş ( boru geçen yerler ve su yalıtımının derinliği biliniyordu ve profiler sabitlenirken özellikle bu konuda uyarılmıştı ama oldu bir kere). Burayı tamir ettirene kadar döşemeci ustayı kaçırdık, başka usta aradık, işelrin de yoğun olduğu zamana denk gelince üç hafta geciktik.

Pencere doğramalarını ahşap yaptırma imkanımız olmadı ama piyasadan iyi bildiğimiz bir markayı aldık ki işçiliği de denetimi de iyi olur diye. Malzeme güzel ama işçilikten hiç memnun kalmadığımız için kanatlardan ısı kaybımız çok oldu. Evin ön cephesi kuzey batıya bakıyor ve bu cephedeki bütün katlarda yere kadar cam var. Problemli kanatlar rüzgarlı havalarda ıslık çalıyordu. Kısaca doğrama seçerken doğramadan çok, montajı yapacak firma hakkında iyi bilgi edinmek gerekiyor.

Camlarda konfor cam (http://www.trakyacam.com.tr/Mimari_Camlar/tr/isicam_konfor.htm) kullandık. Kışın kadar yazın da etkisinin olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki, salonumuzda üstü ve yanı camı kaplı 8 m2 bir alan var, yazın burasının ısınınca evi de çok ısıtacağı, salonda hiç durulamayacağı söylenmişti (sera etkisi). Güneşlik kullanmadığımız halde böyle bir ısınmayla karşılaşmadık. Bu camlar diğer camlara göre % 7 kadar koyu gösteriyor, eğer binada farklı kalitede cam kullanılmadıysa dışarıdan ve içeriden pek fark edilmiyor ve görsel olarak rahatsız etmiyor.
Cam konusunda Şişe Cam Merkezi telefonla aradığınızda size çok güzel vakit ayırıp, detyalı bilgi veriyorlar ve seçiminizde yardımcı oluyorlar.

kazim polat
13-02-2010, 15:11
Paylaşımlarınız için teşekkürler sayın Kiraz ve Warrior.

Kiraz
13-02-2010, 18:56
Sn. MeyveliTepe, küçük gibi gözüken ama aslında büyük olan konulardaki açıklamalarınızı ilgiyle okuyorum. Bu da onlardan biri:


Küçük bir hatırlatma. Çoğu zaman pencere kasalarının altına mermer koyarlar. Bu mermerin bir kısmı içerde, bir kısmı dışarıdadır. İşte o mermer tek başına içerdeki enerjinizi dışarıya akıtmaya yeter :)

Küçük pencerelere mermerleri içeriye girmeyecek şekilde koymuştuk ama maalesef yere kadar olan doğramaların altında içeri girecek şekilde mermer kullandık. Buralardan olan ısı kaybımız çok belirgin. Bu şekildeki uygulamalarda iki parça mermer kullanılması; dışarısı için ayrı-içerisi için ayrı parça yani doğramanın altında bir kaç mm.lik boşluk bırakılarak mermerlerin yerleştirilmesi tavsiye edilmişti. Usta bu işe pek yanaşmadı, önceki mermerci bizi bir kaç hafta oyalayınca zaten vakit kaybetmiştik ve sesimizi çıkarmadık ama keşke ısrar etseymişiz.

MeyveliTepe
13-02-2010, 18:57
2-Arkadaşımız "Radya temel yaptık. Temel altına grabeton döktük. Onun üzerinde su izolasyon membranı var (5mm). Onun üzerinde 5 santim kalınlığında XPS var." şeklinde bir açıklama yapmıştı; ilk defa temel altına xps uygulandığını duydum ve bir kaç yıl sonra binanızın en az 2 cm oturma yapacağına eminim,eğerki radye temel yapmasaydınız daha büyük sorunlarla karşılaşırdınız(duvarlarda çatlama vs.)
Bunun şöyle bir hesabı var. 30 densite xps'in basma dayanımı 100kPa'dır. 100.000 Pa'nın karşılığı 1.019716213 (kilogram-force/square centimeter)dir. Bunu yaklaşık 1.02 kilogram/santimetrekare olarak alalım. Bizim evin taban alanı 840.000 santimetre kare. Bunu 1.02 ile çarparsak 856.800 kilogram yapar. Bizim evin toplam ağırlığının en fazla 50 ton olduğunu düşünürsek ve radya temelin ağırlığı her santimetre kareye eşit dağıttığından daha epey payımız olduğu ortaya çıkar.

Bu arada, o bir kaç yıl geçti zaten. Değil 2 cm, 1mm bile oturma yok. Nasıl mı ölçtüm? Çok basit. 40 santim kalınlığındaki radya temelin alnına da xps yapıştırdıktan sonra alt ucu grabetona değecek şekilde fayans yapıştırmıştım. 1mm'lik bir oturma dahi o fayansları patlatır. Çok şükür, patlayan eden bir şey yok.

Hatta bir adım daha ileri gideyim. Temel altı xps'in, yüksek frekanslı deprem dalgalarını absorbe etmede pozitif etkisinin de olacağını düşünüyorum.

Temel altına xps uygulamasını daha önce duymadığınızdan eminim. Bizim mimar ve inşaat mühendisi de duymamıştı. Daha önce duymadıkları başka şeylerle birlikte artık öğrendiler.

Daha önceki mesajlarda taş duvardan oluşan temellerde böyle bir şeyi sebebini de belirterek önermemiştim. Aynı şekilde apartmanda da öneremiyorum. Apartman için muhtemelen başka bir teknik vardır ama ilgi alanıma girmediği için araştırmamıştım.

Emin olduğum tek şey, hiç bir şeyden emin olmadığımdır:) Zaten toplum olarak başımıza ne geliyorsa bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaktan geliyor.

MeyveliTepe
13-02-2010, 19:18
1-ısınan hava yükseliyorsa inşaatın tabanına bu kadar emek vermek ne kadar doğru?
Örnek verecek olursam, kış günü dışarı -10 derece olsa dahi,temel 0 derecenin altına düşmez. Yani içerdeki ısı kaybının büyük bir bölümü pencerelerden duvarlardan ve tavandan olacaktır.Temelde ısıdan daha fazla su yalıtımına önem vermeniz sizin için daha iyi olur.(şimdi su olmayabilir,fakat suyun ne zaman nerden geleceği belli olmaz:) İnşaat tamamlanınca ısı kaybına çözüm ilerde bulunabilir fakat temeldeki suya sonradan çözüm bulmak zor olur.

Bunun açıklaması #652 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=578053&postcount=652) nolu mesajda mevcut. Havanın hareketi başka şeydir, ısı enerjisininki başka bir şey. Maalesef iyi projelendirilmemiş binada ısı kayıplarını sonradan engellemeye çalışmak hem çok yüksek maliyettir hem de marjinal sonuç verir. Kesinlikle baştan düşünülmelidir. Su ve ısı izolasyonu biribirine alternatif şeyler değildir. İkisi de son derece önemlidir.

3-Isı yalıtımda genelde xps türü malzemelerden söz ediliyor,eğer maddi imkanınız varsa uygulanabilir yerlerde cam yününü(ısıcam markası olarak aklınıza gelir) tercih edin.

Her izolasyon malzemesinin özellikleri ve kullanım yerleri farklıdır. Cam yünü basınçtan ve sudan etkilenir. Hiç bir basınca tabi olmayan ve asla ıslanmayacak yerlerde iyi bir izolasyon değeri verir. Bu anlamda çatıda ve betopan, alçıpan vs. gibi elemanlarla hafif duvar yapıldığında katlar arasında kullanılır, aynı zamanda iyi bir ses izolasyon değeri de sağlar. Cam yününün üzerine asla başka bir şey konmamalıdır. Bizim evde üst kat odaları biribirinden ahşap iskelete monte edilen hafif duvar elemanlarıyla bölündü. Bunların aralarında da cam yünü var.

Çatıda ise, çatı kaplamasının hemen üstünde yine 5 santimlik xps döşeli. xps'in üzerinde de 12 santimlik cam yünü döşeli. Ayrıca çatı boşluğunda boydan boya evin her iki ucunu biribirine bağlayan bir kiriş var. Bu kiriş de 12 santimlik cam yünü ile sarılı.

hosseda
13-02-2010, 20:59
Merhabalar,

Usta azda olsa yol almış.

Ustanın köşe taşı sıkıntısı vardı. Su basmanda iki cins taş kullanıldı. Koyu renkli olanlar içerde, açık renkliler dışarıda olmak üzere. Her ikiside çok sağlam taş. Evin duvarlarını da subasmanın örüldüğü taştan yapmak şu anda görünen tercih. Ancak bu taşlardan köşe taşına uygun taş az çıkıyormuş. Sabah önce kendim taş arayışında bulundum. Öğleden sonra köye çıkınca ustamı alarak tekrar aşağıda taş dolaşması yaptık. Sanırım biraz pahalıca olsada o sorunuda çözdük. Köşe taşı kesen imalathaneler var ancak adedine yaklaşık 25.- TL. istemekteler. Firesini de hesaba koyar isek 50 adet köşe taşı gerekecek. Pahalı bir çözüm olacak idi. Halbuki bir kamyon taşın ( yaklaşık 15 ton) fiatı 300,- TL.. Taşları daha yüksek fiata ancak seçerek alma konusunda bir satıcı ile anlaştık. Yani taş yığınından ustam bir yardımcı ile seçmece yapacak ve köşe taşı olmaya uygunları önce alacağız, kamyonun bu seçme taşlardan sonra kalan boş yerine sıradan yükleme yapılacak. Nakliye, seçme için ödenecek yevmiye dahil sanırım 600 veya 650,- ,- TL. ye bu sorunu aşacağız. Ama 50 köşe taşı olmaya uygun taşın yanında tonlarca da taş almış olacağız.

Bu arada şömine işinide hallettim sanırım. Evin ısınacağını garanti eden bir şömineci tanıdım. O kadar eminki bana hiç ödeme yapmayacaksınız. İş bitecek, ısınacaksınız, ondan sonra bana ( hemde uygun taksitler halinde) bedeli ödersiniz dedi. Tabii ısı odalı ve döküm hazneli şömine olacak. Isı odasından yükselen havayı üfleyecek fanı istemezsem sanırım 1.500,- TL. civarında çözülecek ( giydirmede bize ait olmak üzere tabii). Fan bana araba kaloriferini ve baş ağrısını çağrıştırdı. Onu sanırım istemeyeceğim. Şömineyi evin içine ve bir köşeye koyacağız. Dışarıdan çıkıntılı yapmak eve müthiş güzellik katardı ama zor bir yol olacak onu gözden çıkardım. Yeri konusunda iki köşe aday ama onu ben seçemem hanım karar versin ona. Riske girmemek lazım.

Su basman bitince tüm taş duvarın üstünden bir beton kuşak dönecek ustam. Aynı temeldeki gibi oda araları dahil demirli ve bağlantılı olacak bu kuşak. Evin taş duvarı o kuşak üzerinde yükselecek. Kuşağı gizli atacak yani beton kuşak dış duvarın 10-15 cm içinden yapılacak ve o 10-15 cm lik dış kesimde de taş duvar yürüyecek. Bunu usta istedi, sen bilirsin, sağlamlık ilk planda her zaman dedim.

Şimdilik hoşçakalın.

MeyveliTepe
13-02-2010, 21:36
Sn.Hosseda, bayağı meydana çıkmış. Yükseldikçe keyif veriyordur. Allah kolaylık versin.

Şöminede fan niye önerdiler ki? Isı odası zaten güçlü bir doğal sirkülasyon sağlar. Rejime girmiş yanan şömine ısı odasının içindeki havayı 300 dereceye kadar ısıtma kaabiliyetindedir. Şöminenin alt tarafından odadaki havayı içeri çeker, ısı odasının üst tarafındaki menfezden odaya üfler. Fan filan istememekle iyi yapmışsınız.

Şömineyi köşeye koymak bir mecburiyet değilse, oda içindeki ısı dağıtımı bakımından ortada bir yerde olması iyi sonuç verebilir. Haznenin bacasının en az 25 santim çapında çelik boru ile çatı üstündeki bacaya kadar çıkmasına dikkat. Bazı şömineciler kısa boru ile dumanı baca tuğlasının içine salıverme eğiliminde olabiliyor.

Döküm hazne, taş yünü yalıtımlı ısı odası imalatı, çelik boru, montaj, 1500 tl makul görünüyor.

tilsimonline
13-02-2010, 23:32
Sayın MeyveliTepe abimiz;

"Bizim evin toplam ağırlığının en fazla 50 ton olduğunu düşünürsek ve radya temelin ağırlığı her santimetre kareye eşit dağıttığından daha epey payımız olduğu ortaya çıkar. "

840.000 cm2 temeliniz = 84m2
84m2 x 0,4m(radye temel yüksekliği) x 2,4(beton M3 ağırlığı)
= 80,64 ton sadece radye temelin ağırlığıdır.Toplam binanın ağırlığını merak ettim;

-statik hesaplardan bakabilirseniz temele gelen yük ile ne kadar acaba?
-hesaplarda mühendis arkadaş zemin emniyet gerilmesinin değerimi alındı yoksa XPS nin taşımasımı gözönüne alındı?


"Temel altı xps'in, yüksek frekanslı deprem dalgalarını absorbe etmede pozitif etkisinin de olacağını düşünüyorum."

Eğer deprem Z yönünde dalgalar şeklinde gelirse dediğiniz doğru
fakat x,y yönündeki depremlerde binanın bütün yükü bir anda kenarlara uygulunacaktır.

mustafademir24
14-02-2010, 00:14
herkeze merhaba.sayın hoşseda eviniz her geçen gün güzellikleri ile ortaya çıkıyor.ben 2009 yaz aylarında arsama ev yapmama hala uzun bir süre olmasına rağmen 60 km çevrede bulunan ve taş bulabileceğim her yeri gezdim.hatta tatilimin bayağı bir zamanını bu işlere ayırdım.ve gördüm ki vakit bolsa aradığınızı bulmak daha kolay we ucuz.aynen sizin anlattığınız gibi bir kamyon taş 15 ton civarı ancak ben biri taş ocağı olmak üzere 3 ayrı taş temin edebileceğim yerle kepçe ve nakliye dahil hem de en yakını 22 km uzaklıkta olan yerle kamyon başı 300tl ya anlaştım.hele hele eşendeki taş ocağında bir başka yerden artmış mükemmel kesilmiş köşe taşlarını da şantiye şefi kıyak yapıp aynı rakama saymıştı da şu an ona yandım keşke fırsat olsaydı dasize yollasaymışlar..herşey bir yana sizi izlemeye büyük bir keyifle dewam ediyorum.meyvelitepe ve kazım bey sizlere de iyi akşamlar dilerim.

çekirdek
14-02-2010, 00:34
Sevgili Hoşseda, ben de şöminenin kullanım bakımından köşede olmamasından yanayım. Köşede bile olsa sanki köşebent olmamalı.Ben Binkılıç'taki evde öyle yapmıştım. Yer kazanılır zannediyordum, öyle olmadı. Yan duvarlara divan ya da koltuk koyduğunuzda hem hiç göremiyorsunuz hem de şöyle keyiflice ayağınızı ısıtamıyor, önünde yemek yiyemiyorsunuz. Bunları şömine önünde yapmak istediğinizde ikide bir koltuğu önüne çekip duruyorsunuz, döşemeyi de çiziyorsunuz, üstüne ya zılgıt atıyorsunuz ya da yiyorsunuz :)

MeyveliTepe
14-02-2010, 01:27
840.000 cm2 temeliniz = 84m2
84m2 x 0,4m(radye temel yüksekliği) x 2,4(beton M3 ağırlığı)
= 80,64 ton sadece radye temelin ağırlığıdır.Toplam binanın ağırlığını merak ettim;
Haklısınız, 50 tondur herhalde diye pek düşünmeden yazmışım. Siz söyleyince temel, kolon, kiriş, iki döşeme hesap ettim beton aksam 160 ton. 20 ton da diğer hafif malzeme vardır. Yuvarlak 200 ton diyelim. Daha geride 656 ton var. Ev biteli de yaklaşık 3 yıl olduğuna göre pek sorun görünmüyor.

tilsimonline
14-02-2010, 01:52
Evet sorun yok diyelim.

hosseda
14-02-2010, 08:21
Merhabalar,

Su basman bitecek, salon, banyo ve iki odanın tabanı molozla dolacak, bilahare zemine konan moloz sıkıştırılacak ve sıra zemin betonuna, dolayısıyla da zemin izolasyonuna gelecek diye hesaplarken dün usta öyle değil dedi.

Taş duvar ve zemindeki boş yerlerin doldurulacak ve bu arada ev duvarlarının daha sağlıklı yükselebilmesi için, bir önceki mesajda yazdığım beton kuşak atılacakmış su basman duvarlarının üzerine. Akabinde zeminde bir şey yapmayacağım dedi usta. Orası öyle kalacak ve sıkışmaya devam edecek ben duvarları öreceğim. Duvarlar bitip, tavan betonu için kalıp çakılıp, demirler bağlandıktan sonra beton atılmadan önce tekrar sıra zemine gelecek. O noktada zeminin betonu atılacak ve izolasyonuna geçilecekmiş.
" Ben şimdi beton atarsam, duvarı örme aşamasında düşecek taşlar senin yer betonunu delik deşik eder dedi. "

Hoşçakalın.

hosseda
14-02-2010, 09:06
Sayın tilsimonline,

Yukarıdaki mesajlarınızdan bir tanesinde, zemin için ısı yalıtımına değil nem yalıtımına önem verin, suyun ne zaman nerede çıkacağı bilinemez diye yazmışsınız. Beni düşündürdünüz ;

İnşa edilmekte olan evimin zemininin büyük kısmı kaya. Köylü kepir diyor bu zemine. Kazmak dahi mesele. Hatta bir ara kırıcı delici alet baktım ama başka kullanma yeri olmadığı için işçilik farkı daha hesaplı geldi. Yani bende su çıkacak yer yok. Bunun yanında; 11 metrelik ende 1,5 metreye yakın kot farkı mevcut. Yani yağış anında bahçemi terkediyor. Sizin bu yazdığınız uyarı ile birlikte başka bir şeyi daha birleştirdim. Dün yolumun üzerinde bulunan malzemecime uğradım ve zeminde nem izalasyonu için ne var bir bakayım dedim. Bana dediği şu " abi senin su ile ne derdin var ki. Doğal drenajın var ama çok dert ediyorsan drenajını daha da iyileştir, membranla falan uğraşma, masraf yapma " dedi. Söyledikleri doğru, ben yer altına o parayı harcayacağıma, ev bitince çevresini gene doğal malzemeler ile iyice düzenlesem ve suyun binadan hemen uzaklaşmasını sağlasam daha iyi değilmi acaba.

Toparlarsam ; dar bütçe ile yol almaya çalışırken arada durup, bana gerçekten gerekli olan şeyler mi yapmaktayım, yoksa fuzulen de harcadığım paralar mı var diye iyi bir düşünmek lazım.

Hoşçakalın.

hosseda
14-02-2010, 09:25
Sayın meyvelitepe,

Şöminenin yapılacağı bölüm, salon tabir edilen kısım. Bir köşesi açık mutfak olarak planlandı. Evin giriş kapısıda bu bölümden. Ön cephede pencere var. onu orta yerine koyacağımız uzunlukta bir duvarımız yok maalesef. Köşe birazda zorunlu seçim olmakta.

Şömine için saydığınız detayları unutmayacağım ve ilk konuşmamda soracağım. Bana dediği şu idi ilgilinin :
" Şömine yapılmasına karar verdiğiniz yerin tavan betonunda 25x25 bir delik yapın. Eğer odaya yapışan köşede olacak ise yeri ve odaya ısı nakli olsun istiyorsanız, o duvara da usta bir soba borusu kadar delik bıraksın. "

Hoşçakalın.

Zeytinci
14-02-2010, 14:30
Sn. Hoşseda,

Yerinizin çevresi güzel görünüyor.
Bir iki yorum da benden:

-taşlarınız şekil itibariyle (eğri, büğrü ve irili ufaklı) ustayı zorlayacak tarzda seçilmiş.

-helik dediğimiz küçük taşlar büyüklerin arasında çok kullanılıyor; bir kooperatif binası 8 metre yüksekliğinde helik taş yerine çimento doldurularak yapılmıştı. Çok sağlam, güzel ve dayanıklı oldu.

-kepir toprağın esası yumşak taştır diye biliyorum. Öyle ise su taşıdır. Su yalıtımı önemlidir diye düşünüyorum. Alçak seviye yeraltı suyunun nereden geleceği belli olmaz.

-üst katı şömineden ısıtmayı düşünürseniz, hele ki yatak odası ise, ustanızın dediği hava menfezini düşünün derim.

-Sıhhi tesisat, elektrik tesisatı geçişlerini bu arada planlayın derim.

Kolaylıklar dilerim.

hosseda
14-02-2010, 17:11
Sayın Zeytinci,

Ev tek kat olacak. Isıtılabilecek oda, salona bitişik olan küçük oda.

Kepirden kast edilen sert zemin, köylü dilinde. Temel çukurlarının kazımında çıkan moloz, toprak değil, taş parçaları idi. Ben gelen suyun bahçemde birikme durumu olmadığından ve yerden de yüksek bir bina inşa edeceğimden acaba nem izolasyonu fuzuli bir işmi olacak demek istedim. Ama çok küçük ihtimal dahi varsa nemin eve ulaşmasına dair, o izalasyonu da yapmakda fayda olacağını kabul ediyorum.

Teşekkürler, hoşçakalın.

Zeytinci
14-02-2010, 18:39
Sn. Hoşseda,

Arazi kurak değilde, su olan bölge ise, etrafında su birikme durumu olmasa da
tabandan su alabiliyor. Yukarılardaki arazilerde batan yağmur suları yeraltı geçiş yolları size yakınsa, evin tabanında nem yapıyor ya da az da olsa su çıkabiliyor.

Şartlar uygunsa su yalıtımı yapmakta yarar var.

Bu durumu çevrede olan evlerin toprağa yakın duvarlarının sıva/badana dökülmelerinden anlıyorsunuz. Benim böyle bir sıkıntım var.

bayindirmevki
14-02-2010, 22:13
Sn.hosseda,

Tabanın toprak ile doldurulmasını tavsiye etmem. Altını boş bırakın ve hava çıkışı için gerekli açıklık olsun. Bu sayede hem topraktan yükselen radyasyon evin temelinde sıkışmamış hem de nem atılmış olur.

Duvarlar için bir su yalıtımı yapma imkanı olmadığına göre altı boş tabana da su yalıtımına gerek kalmaz. Sadece ısı yalıtımı yaparsınız. Bu konuda verdiğim bloku inceleyiniz.kucukevim.wordpress.com

Yine de belirtmeliyim ki duvarları su basmanından yalıtabilirseniz iyi olur. Eski insanlar, eski evlerde bunu başarmışlar. Bence ustanızda bunu biliyor. Eski teknikleri uygularsanız tabanı da beton yapmanıza gerek kalmaz. Taş duvar ve ahşap iç yapı son derece sağlıklı olur. Taşın bedeniniz üstünde yarattığı soğukluğu dengelemiş olursunuz.

Kolay gelsin

akcan67
15-02-2010, 01:47
Sn hosseda

Yaptığınız ev kaç metrekare olacak.Yaklaşık olarak ne kadara maal olmasını bekliyorsunuz.

hosseda
15-02-2010, 09:36
Sayın akcan67,

Dıştan dışa 72 m2.

İnşaatta maliyet öngörüsü zor. Sizin bu sorunuzu sağlıklı cevaplayamayacağım. Devletin bu tür yığma binalara verdiği m2 maliyet rakamı 2010 yılı için yaklaşık 450,- TL. ( arsa hariç tabii). Bu rakamlar lükse dönük harcamalar olmadığı takdirde çok şaşmaz bildiğim kadarı ile. Nasip olursa bitirince net miktarı yazabileceğim.

Hoşçakalın.

kazim polat
15-02-2010, 16:55
" Şömine yapılmasına karar verdiğiniz yerin tavan betonunda 25x25 bir delik yapın. Eğer odaya yapışan köşede olacak ise yeri ve odaya ısı nakli olsun istiyorsanız, o duvara da usta bir soba borusu kadar delik bıraksın. "



Sevgili Hoşseda,

Bir tanıdığım şöminesini evi yapılırken monte ettirmişti. Bu sayede duvar ustası ve şömine ustası koordineli çalışmışlar, şöminenin sırt kısmı evin dışında kalmıştı. Ben bu aşamada şömineyi yaptıramayacağım için, normal duvarları ördürsem, tavan betonunda bahsettiğiniz deliği bıraksam, ileride montaj için bir sorun olmaz herhalde. Sadece şömine salonda daha çok yer kaplar diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

hosseda
15-02-2010, 21:42
Sayın kazım polat,

Sorunuza yanıt veremem çünkü ben henüz o safhayı yaşamadım. Ancak tavanda delik olmasa da olabilir, biz sonradan da tavanda delme işlemini yapabiliyoruz demişlerdi. Evin dışından giden ocaklar çok güzel ama ben sanırım treni kaçırdım. Temel kazısında bunu dikkate almak lazımmış. Evin dışına taşımakla söminenin sırtını salonda bayağı bir yer kazancı olacaktır. Evin görünümünüde çok güzelleştireceği kesin. Siz atlamayın yapın mutlaka derim.

Hoşçakalın.

hosseda
16-02-2010, 15:12
Merhaba,

Yeni iki öneri aldım nem izolasyonuna dair.

Subasman duvarları içine dolgu yapıldıktan ve iyice sıkıştırıldıktan sonra zemine ilk betondan evvel, dolgu zeminin üzerine bildiğimiz şeffaf naylon serilir ise, yerden yukarıya nem sorunu basit şekilde halledilmekte imiş. Bunu bana söyleyen kişi mühendis ve konusunda uzman. Şeffaf naylonun kalını benzer bir malzeme kullansam daha iyi olmazmı dediğimde ise cevabı, "gerek yok, duvar diplerine iyi sıkışması için ince naylon daha iyi oluyor. Üstüne beton gelecek, senelerce korur nemden bina zeminini " dedi.

Su basman duvarları üzerine de sersem olmazmı dedim, hayır ona başka şey var dedi. Markasını yazdığı bir sıvı malzemeyi önerdi. Bunu taş duvarın yükseleceği zemine ( su basman duvarı üzerine) badana yapar gibi fırça ile bir kaç kat sür, neme karşı güzel bir izolasyon sağlamış olacaksın az para harcayarak dedi.

Hoşçakalın.

Kiraz
16-02-2010, 16:05
Sevgili Hoşseda,

Bir tanıdığım şöminesini evi yapılırken monte ettirmişti. Bu sayede duvar ustası ve şömine ustası koordineli çalışmışlar, şöminenin sırt kısmı evin dışında kalmıştı. Ben bu aşamada şömineyi yaptıramayacağım için, normal duvarları ördürsem, tavan betonunda bahsettiğiniz deliği bıraksam, ileride montaj için bir sorun olmaz herhalde. Sadece şömine salonda daha çok yer kaplar diye düşünüyorum. Siz ne dersiniz?

Sn. Kazım Polat, biz evi kaba durumda almıştık, duvarlar normal örülmüştü sadece şöminenin köşesinde tavanda delik vardı. Usta deliğin ölçüsünü 25*25'e getirtmemizi istemişti. Bu durum sizin yukarıdaki tarifinize uyuyor.

Şöminenin yer yaplamasını ben de çok istememiştim, bunun için kazan mümkün olduğu kadar köşeye dayanıp, şömine giydirme kısmı buna göre revize edildi. Şu anda yer kaplamıyor ama Sn. Çekirdek'in yazdıklarına da aynen katılıyorum.

MeyveliTepe
16-02-2010, 19:27
Arkadaşlar, bu güne kadar üç ev yaptırdık. Üçünde de şömine yapıldı. İlkinde şömine köşedeydi. O kadar kullanışsız oldu ki, bir iki yakmadan sonra onu orada unuttuk gitti. Şimdi tamamen yıkıp yok etmeyi planlıyorum. İkincisi çok gelişkin ve güzel bir şömine. Salonun ortasında ama sırtı dışarda. Aynı tarif ettiğiniz gibi. Kesinlikle kullanışlı. Bu şöminede, ısı odasından 100'lük boru ile üst kat odalardan birine bir hava kanalı yaptırdım. Amaç, şömine yanarken bu odayı da ısıtmaktı. Bu şöminenin problemlerine gelince, bu hava kanalı ısı odasının normal sirkülasyonunu bozuyor. Isı odasından salona hava çıkış menfezinden gelmesi gereken sıcak hava miktarı çok düşüyor, çünkü hava kanalı sıcak havayı daha önce yakalıyor. Pratik bir faydası yok, tavsiye etmem. Şömine sırtının dışarıda olması yer kazancı açısından iyi ama ısının değerlendirilmesi açısından değil.

Üçüncüsü ve sonuncusu meyvelitepedeki. O da salonun ortasında. İkinciye göre daha küçük ve daha mütevazi. Sırtı dışarıda değil. Şömine konum olarak evin tam merkezinde ve baca üst kattaki bir odadan geçiyor. Isı odasından ayrıca bir hava kanalı da yok. Bu şömine kullanım açısından muhteşem. Salonun neresinde olursanız olun yanan şömineyle irtibatınız oluyor. Yandığı zaman düzgün hava sirkülasyonu ile mükemmel ısıtıyor. Yukarıdaki odadan geçen baca o odayı herhangi bir radyatörden daha iyi ısıtıyor. Bir süre evde olmayıp soğuk eve gittiğimizde, diğer ısıtma sistemi evi ısıtıncaya kadar çok kısa bir sürede yeterli konfor sağlıyor.

Sanırım böylelikle hemen her varyasyonu denemiş oluyorum. Bunlara göre projelerinizde kendi değerlendirmelerinizi yaparsınız :)

hosseda
16-02-2010, 19:51
Sayın Meyveli Tepe,

Sırtı dışarı olan şömine de salonun orta yerinde olan gibi hava çıkışsız olsaydı, aralarında fark olmayacakmı idi.

Yerden kazanmak ve evin dış görüntüsündeki güzel görüntü sebebi ile sırtı dışarı olan biradım öne geçermiydi ?

Hoşçakalın.

MeyveliTepe
16-02-2010, 20:06
Sn.Hosseda,
Kullanışlılık açısından evin merkezinde olanı tercih ederim yine. Sırtı dışarıda olan belki eve dışarıdan hoş bir görüntü veriyor. Dediğim gibi salonda yer kazanılmasına da iyi. Fakat, bacanın ısısından yararlanılması kesinlikle yabana atılmamalı.

Bu konuda bazı hesaplar var. İyi imal edilmiş, ısı odalı, döküm hazneli, ısıya dayanıklı ve ısıyı ileten özel camlı bir şöminede, enerjinin %15'i haznenin camında radyasyon yolu ile, %70'i ısı odasından kazanılıyor. %15'i de bacadan dumanla birlikte gidiyor. Bacayı doğru planladığınız takdirde bu %15'in yarıdan fazlasını daha alabiliyorsunuz, bu da üst katta belirgin bir şekilde işe yarıyor. Hatta, bu bacayı üst katta tüm odaların yararlanabilceği bir noktadan geçirdiğiniz takdirde sonucundan çok memnun kalırsınız. Şömine başlığındaki bir yazıda bacanın olması gereken özelliklerini de yazmıştım.

hosseda
16-02-2010, 21:11
Sayın Meyveli Tepe,

Bu durumda yapacağım tek şey var görüldüğü üzre; salonun içinde ve orta bir yerde küçük boy şömine için yer ayarlamak. Ayrıca odaya bağlantı gibi fuzuli işlerle uğraşmamak.

Teşekkürler.

kazim polat
17-02-2010, 00:24
Herkese çok teşekkürler. Doğrusunu bulmak zor olmasa gerek bu gidişle. :)

mustafademir24
19-02-2010, 02:18
Selamlar.

hosseda
19-02-2010, 20:05
Sayın Meyveli Tepe,

Hemen üstteki mesajınızda hızlı okumaktan mütevellit bir eksik anlamam olmuş.

Tek katlı bir evde de şömine bacasının ısısından yararlanmak için sırtı dışarıdan vazgeçmek doğru hareketmidir. Yoksa yerden kazanım ve dış görüntüdeki güzellik sebebi ile sırtı dışarıyımı tercih etmek iyi olacaktır.

Tek katlı evde, içerideki şöminenin bacasının ısınmaya pek bir fayda olmaz herhalde diye düşündüm.

Selahattin Yılmaz
19-02-2010, 21:05
Bu bahar olsun sizin şu Meyveli Tepeyi bende görmek istiyorum sevgili Meyveli Tepe

MeyveliTepe
19-02-2010, 22:42
Selahattin bey, bekleriz.

Sn.Hosseda, tek katlı evde bacadan faydalanmak mümkün değil tabii. Bu durumda sırtı dışarıda bir şömine yer kazancı bakımından daha iyi olur.

Zeytinci
22-02-2010, 12:44
Binalardaki enerji kayıpları nerelerden oluyor?
Kaynak: EİEİ eğitim notları

Çatı %7
Duvarlar %40
Pencereler %30
Taban % 6
Kapı aralıklarından hava kaçağı % 17

kazim polat
25-02-2010, 13:38
Arkadaşlar, üç haftalık bekleyiş nihayet dün sona erdi. Tapu ve kadastrocu görevli arkadaşlar, dün gelerek önceden harita mühendisi arkadaşların yaptığı ölçümlerin üzerinden geçtiler. Aksi bir durum olmazsa yeni tapuyla imar iznine başvuracağız. Bakalım bu süreç ne kadar sürecek? :)

hosseda
27-02-2010, 19:19
Subasman bu hafta tamamlandı. Duvarlar için alınan köşe taşları da yerlerini aldı. Eğer havalar izin verirse önümüzdeki günlerde usta duvarlara başlayacak hayırlısı ile.

çekirdek
27-02-2010, 20:02
Ooo, sevgili Hoşseda, ne güzel çıkmış ortaya. Başlamak bitirmenin yarısıysa, sizinki yarıyı da geçmiş demektir. Yapımında da oturumunda da bol huzurlar diliyorum.

hosseda
28-02-2010, 14:40
Teşekkür ederim sayın çekirdek. Darısı başınıza...

mustafademir24
28-02-2010, 19:45
Sevgili hoşseda, buradan görünen o ki yeni yuvanız günbegün günyüzüne çıkıyor, hayırlı olsun şimdiden. Kazım abi senin de yolun açık olsun. sevgiler.

ensar
28-02-2010, 20:51
Sn Hoşseda,

Su basman bitmiş, hayırlı olsun. Dolguyu sıkıştırmadan önce umarım iyice ıslatmışsınızdır. Yapmadıysanız mutlaka iyice ıslatın derim.

Sevgiyle kalın.

hosseda
04-03-2010, 21:36
Subasman vizesini bu gün aldık nihayet.

Mimar, ruhsat alımı safhasında subasman vizesi için sadece SGK da inşaata ait iş yeri açılışı yapıldığını gösterir belge kafi demiş idi. Ancak kazın ayağı öyle değilmiş. Bu gün inşaata gelen yetkililer her tarafı inceden inceye ölçerek kontrol etmişler. Tamamen ruhsat ve imar planına uygun yaptık inşaatın temel ve subasmanını. Usta orada idi, ben bulunamadım. Herşey projeye uygun, oturma raporu müracaatınızda da aynen bu kontrol yapılacak, bundan sonrasında da böyle devam edin demişler. Vizeyi de vermişler.

Ustaya vize alınmadan duvara başlama demiş idim. Artık serbestiz. Sanırım elinde bir kaç ufak iş var onları bir kaç günde tamamlayacak ve hayırlısı ile başlayacak. Bu aralar bana da soluk aldırıyor.

bayindirmevki
07-03-2010, 18:19
Alman BASF firması ''pasif ev'' teknolojisi ile ev yapımı sektöründe. Konuya meraklı arkadaşların dikkatine. Verdiğim lhttp://www.ankarahaber.com/news_detail.php?id=57016inkten ve basından daha detaylı bilgi alınabilir.

ustunizci
11-03-2010, 00:47
Todor, Paulownia'dan bahsettiğin için teşekkürler. Ben de böylece yeni bir ağaç türü hakkında bilgi sahibi oldum bragfor'un sitesinde: www.bragfor.com Meğer Paulownia plantasyonları varmış bu şirketin. Tanıtıcı yazılarını da oldukça bilgilendirici buldum. Gerçi kerestesinin zor alev alma özelliğinden bahsedilmiyor orada?

Sevgiler,

Nil

Merhaba,

Çeşitli kaynaklarda, Paulownia için en hızlı büyüyen ağaç diye bilgiler var. Seferihisar da ve Menderes de bu ağacı ticari düşünce ile 10 Dekar, 20 Dekar arazilerine dikenler oldu. Sürekli gördüğüm araziler. Dikileli 7-8 yıl oldu, sanıyorumki kesimi için 7-8 yıl daha beklenecek. Bu ağaçlar, ağacın dallarından elde edilen çeliklerden ve mevcut ağacın, saçak köklerinden çıkan sürgünlerden çoğaltılıyor.
Bilgilerinize, Saygılarımla,

çekirdek
19-03-2010, 02:01
Bilgisayarıma dosyalamıştım, nerelerden aldığımı bilemiyorum.

131153


131154


131155

akcan67
25-03-2010, 20:27
Sn Hosseda

Umarım bir yaramazlık yoktur.Uzun süredir inşaatın yapımı ile ilgili bir şey yazmadınız.Yoksa ters giden bir şeyler mi oldu.İnşallah her şey istediğiniz gibi gidiyordur.Yazılarınızı ve fotoğrafları en yakında görmek dileğiyle.Sağlıcakla kalın.

hosseda
25-03-2010, 21:06
Sayın akcan67,

Dün usta kendi bahçe işlerini tamamlamış benim bahçeye geçti. Önce budamaları yapacakdı. Bugün konuştuk, subasman duvarlarının üst yüzüne, nemin yukarıya yürümesine mani olsun diye aldığım bir teneke izolasyon maddesini sürecek ve duvara başlayacak idi. Nasipse hafta sonu gideceğim, bende meraktayım.
Allahın izni ile bu hamlede de duvarlar ve tavan betonu biter ümidindeyim.

akcan67
25-03-2010, 23:28
Sn Hosseda

Hadi hayırlısı diyelim.Allah işinizi rast getirsin.Resimleride eklemeyi unutmayın.

Ozi'nin Bahçesi
30-03-2010, 16:19
Yeni Bir Başlangıç...

Merhaba,

Çocuğluğum, ardındanda gençlik yıllarımın büyük kısmı (en azında yaz ayları) köyde geçti. Ülkemizde yetişen sebze ve meyvelerin hemen hemen hepsinin en doğal tat ve kokularını tatma şansım oldu o yıllarda.

Sonra üniversite ve iş hayatı kopardı beni bu tatlardan.Ama hala derin bir nefes aldığımda; karpuzun, salatalığın, biberin o insanın burunu sızlatan kokusunu anımsarım.

Uzun süredir bizim de arazi arayışlarımız devam ediyordu.
Yıllardır bakmadık gitmedik yer kalmadı, hayallerimizi gerçekleştirebilecek bir arazininin izini sürüp durduk.

Çanakkale, Edirne, Tekirdağ (özellikle Mürefte),Kırklareli Vize-İğneada,Şile, Pendik,Tuzla,Şile,Gebze,Kocaeli körfez ,Derince,Kandıra, Yalova vs..Istanbu’la yakın hemen hemen her yeri dolaştık.

Ama bir türlü eşimin de benim de içime sinecek bir yer bulamadık..
3 Yıl önce Ozi ( oğlumuz Özgür ) doğduktan sonra aramalarımıza biraz ara verir gibi olduk. Ama Ozi ayaklanıp dışarı çıkmaya başlayınca arayışlarımız yeniden yoğunlaştı.

Oğlumuzun ( tabi bizim ) büyük şehrin stresinden uzak, doğal bir ortamda bir nebze nefes alabileceğimiz ve doğal olarak yetişmiş yiyeceklerden tadabileceğimiz bir mekan bulmak için bakınıp durduk. Her hafta sonu Ozi'yi nereye götüreceğiz diye düşünmakten yorulduk. AVM lere değil gitmek yanından bile geçerken tüylerim diken diken oluydu (gerçi hala oluyor ama ).

Trafikten,stresten, sidik yarışından uzaklaşıp doğayla, kendimizle başbaşa kalacağımız bir yerin arayışı özellikle bende önüne geçilmez bir tutku halini almıştı.

Bu arada Meyveli Tepenin sayfasını sürekli takip ediyorduk..Bizim düşlediklerimizi onlar yavaş yavaş gerçekleştiriken biz bazan umutlanıyor bazan başaramayacağız diye panikliyorduk.

Özellikle fırın olayı eşimin aklını başından almıştı..
O kadar dolaşmama rağmen nerede olduğunu bilmiyordum Meyveli Tepenin. Kabaca Karamürsel'de olduğunu biliyordum, okadar.

20.03.2010 günü gene arazi bakmak için internetten bulduğum birkaç yere bakmak üzere Karamürsel' e gittik. Baktığımız yerler bir türlü içimize sinmedi. Sonra dönmeye karar vermiştik ki not ettiğim başka bir emlakçıya uğradık. Onlarında elinde bir arazi vardı ona bakmak istiyordum. O araziye bizi götürecek ilgili (Yılmaz Bey) başka bir müşteri ile bir yere bakmaya gitmişti. Biraz bekleyin gelir dediler.
Dönüş için geç kalıyorduk..Daha önce baktığımız yerlerde hüsrana uğrayınca beklemeyelim diye düşündüm. Sonra buraya kadar geldik bari bakalım, içimizde ukte kalmasın dedik ve beklemeye başladık. Sonra Yılmaz Bey geldi. Bakmak istediğimiz yeri söyledim, biraz düşündü. başka bir yer daha var dedi. 2900m2 isterseniz oraya da bakalım dedi. Olur dedim. Aslında ben 5 dönüden küçük bir yer düşünmüyordum.
Araziye gittik. Arabayı park ettim. Başımı kaldırdım..Karşımda MEYVELİTEPE ...Evi görür görmez tanımıştım..

Araziye baktık 1/3 ü zeytinlik geri kalanı sera olarak kullanılıyormuş. Seranın yeri şu anda boş. Arazi ve manzarası çok hoşumuza gitti.

Sonra süprizler peş peşe geldi. Emlakcımız Yılmaz Bey'in arazisi ve evi baktığımız arazinin tam karşısındaydı. Eşi ve çocukları ile tanıştık..Sonra yoldan geçen köylülerle sohbet ettik..Çok sıcak ve yakın hissettik açıkcası..Yani hem Meyvelitepe ile hemde emlakçımızla komşu olabilirdik, şartları zorlarsak. Sonra Meyveli Tepeye götürdü bizi emlakçımız. Meyveli Tepenin sahipleri ile tanıştık...İnanılır gibi değildi.Sayfalarını heyecanla takip ettiğimiz Meyveli Tepedeydik ve geçen yıl kurutulan Trabzon Hurmalarını yiyiyorduk.

Arazi için istenen ücret bizim limitlerin biraz üzerindeydi. Yılmaz bey arazi sahibini de köyden çağırdı..Ve bir rakkam üzerinde mutabık kaldık..Ama hala bir miktar eksiğimiz vardı. Onuda bir şekilde halledeceğimi düşünerek, sözleşmeyi imzaladık.

Ve..bugün..23.03.2010 itibarı ile bizimde bir arazimiz var.Arazimizle birlikte 20 kadar zeytin, 2 erik 1 kiraz 1 asma 2 cevizimiz var artık..Ama yapılacak çok iş var..Çoook..Hepimizin heyecanla hayalini kurduğu bir yaşam için biz ilk adımı attık..Bundan sonra bu sayfalarda neler yaptık neler yaşadık sizinle paylaşacağız.
http://ozininbahcesi.blogspot.com/

Şimdi bütün telaşımız hayalimizdeki evi araziye uydurmak, kabaca planları hazırladık.
Detayları bir mimarla görüşeceğiz.

Buradan MeyveliTepe'ye yardımları ve misafirperverliği için çok çok teşekkür ediyorum.
Sanırım kapısını epeyce aşındıracağız..
Darısı hepinizin başına.

MeyveliTepe
30-03-2010, 16:34
Hayırlı uğurlu olsun komşu. Bir adım attınız ya, gerisi gelir artık. Gönlünüze göre yapacağınız bir ev ve bahçede, sağlık ve mutlulukla dolu yaşam diliyorum.

selmaa
31-03-2010, 08:51
Sayın O'zinin Bahçesi hayırlı uğurlu olsun. Çok sevindim sizin adınıza sevincinize ortak oldum heyecanınızı hissettim. Ancak bu kadar olur kısmet bundan böyle de daim olsun inşallah. Araziniz düşündüğünüz kadar ( 5 dönüm) mı? Merak ettim. Dilerim tüm hayelleriniz gerçek olur. Hurma diyince nasıl canım istedi. Ben ancak 20 tane kurutabildim çoktan bitti. Son zamanda öğrendim hurma kurutmayı bu sene inşallah kimse hurma yiyemiyecek hepsini kurutucam becerebilirsem... HAYIRLI OLSUN YENİ BAHÇENİZ.

Ozi'nin Bahçesi
31-03-2010, 11:38
Çok Teşekkür ederim Sn. Selmaa,
Arazi 2900m2 1/3 ü zeytinlik..Bakalım kendimize ve özellike Ozi'ye güzel bir bahçe kurarız inşallah.

kazim polat
31-03-2010, 22:11
Arkadaşlar merhaba.

Öncelikle, aramıza hoşgeldin Sn. Ozi'nin Bahçesi. Umarım Özgür'ün, koridorlarında "özgürce" koşabileceği bir evi de tez zamanda bahçenizin içine kondurur, yaşamın tadına varırsınız.

Arkadaşlar, benim canım hayli sıkkın. Brokrasinin geç işlediğini biliyordum da, bu kadarını da beklemiyordum. Arazimi tarla statüsünden, arsaya çevirmem tam 3,5 ay sürdü. Nasıl oldu demeyin, ben de anlayamadım. Yok eksik imza, yok yanlış madde, yok kayıp dosya derken, geçen Cuma yeni tapularımı aldım. Ve akabinde röparlı krokiye başvurdum. Dün akşam vakti elime geçti bu belge, bakmadan dosyaya koymuştum.

Bugün belediyeye imar izni için gidecektim ki, bir de neyi farkedeyim? Evi yapacağım değil de, bahçe olarak kullanacağım parselin krokisi çıkarılmış. Bütün günüm, yüzüm düşük olarak geçti. Akşama doğru harita mühendisimle görüşebildim ve hatasını kabul etti Allahtan. Yarın bir aksilik çıkmazsa, diğer parsel için tekrar işlem başlatacak.

Bir arkadaşıma bir an evvel ev inşaasına başlamak istediğimi söylediğimde, kendisinin her işinin rast gittiğini, ama buna rağmen kazmayı toprağa vurmanın dört ay sürdüğünü söylemişti. Ben de aynı süreyi gördüm bile şimdiden.

Selamlar...

hosseda
31-03-2010, 22:21
Sayın Ozi'nin bahçesi,
Hayırlı uğurlu olsun yeni bahçeniz.

Ozi'nin Bahçesi
01-04-2010, 08:10
Merhaba,
Sn.Kazım Polat ve hosseda teşekkür ederim.
Ev konusunda neler yaşayacağız bende merak ediyorum. Geçen hafta bizimde arazinin sınır kazıklarını harita mühendisi çaktırdı.Ben daha gidip göremedim.
Kabaca kafamızda yaptıracağımız ev şekillendi ama, mimar ne der ne kadar bizim düşündüğümüzü yapar, belediye ile neler yaşarız bilemiyorum.
Hayırlısı bakalım bayağı meşekkatli bir yola girdik.

Kiraz
01-04-2010, 09:55
Sn. Ozi'nin bahçesi, sağlıkla, mutlulukla yeni bahçenizde yaşam dilerim. Küçük Ozi için güzel bir gelecek sağlamışsınız.

Penelophe
01-04-2010, 11:58
Kazım, diğer parsel için başlayacak işlemin ne kadar süreceği konusunda bilgi mevcut mu?

fersah
01-04-2010, 15:26
arazinizde ,bloğunuzda hayırlı uğurlu olsun .Gelişmeleri takip edeceğiz inşallah.

kazim polat
01-04-2010, 21:08
Kazım, diğer parsel için başlayacak işlemin ne kadar süreceği konusunda bilgi mevcut mu?

Arkadaşlar merhaba.

Hayır Penelophe, maalesef kesin bir zaman dilimi yok. Güya bugün arayacaktı harita mühendisim, imza için. Daha resmen başvurmadık bile. Artık yıldım, inan.

bayindirmevki
01-04-2010, 22:49
Sayın Ozi'nin Bahçesi,

Son zamanlar da forumda okuduğum en hoş yazıydı. Yorgun günümün sonunda beni gülümseten... Sevincinize ortağım. En güzeli de olabilecek komşuların en iyisine yakın düştünüz. Bu gerçekten bir kısmet. Hayırlı uğurlu olsun. En kısa zamanda evinizi yapmak da kısmet olur. Darısı başımıza.

Ozi'nin Bahçesi
03-04-2010, 17:07
Sayın bayindırmevi çok teşekkür ederim.

Bu aralar ev planları araştırıp duruyoruz, yapmayı düşündüğümüz evi bulduk gibi. Ama arazide nereye yerleştireceğiz gibi işlere kafa yoruyorum. Arazinin imar durumunu belediyeden sorduk mutlak tarım alanı dışında ve %5 imarı var dediler bu duruma göre maximum 145m2 ev yapabiliriz. Bu 145m2 ye neler dahil yükseklik ne kadar olabilir(öğrendiğime göre gene max. 6,5 m ) gibi konuları netleştirmeye çalışıyorum. Arazinin yapısı da biraz problemli genel olarak 100X20 m ebatında dolayısı ile eni dar bir arazi. Evi yerleştirme konusunda sıkıntılıyım.Sonuca göre bizim ev planını revize etmemiz gerekebilir.Bu konuda sayın meyvelitepe'nin engin deneyimine ihtiyacim var kendisiyle de zaten görüşmeyi planlıyorum. Onun dışında konuyla ilgili bilgisi olan varsa paylaşırsa sevinirim.Forumda bu konudaki yazıları bayağı taradım ama sanırım bölgeler arasında farklı uygulamalar olabiliyor. Tabi detayı bilmeyince insan biraz tedirgin oluyor.

Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

Penelophe
03-04-2010, 19:28
Yılmak yok Kazım, ille de görmek için mi yaşanır, güzel günleri beklemek de hoş;) deyip yoluna devam edeceksin..

bayindirmevki
05-04-2010, 22:53
Sayın bayindırmevi çok teşekkür ederim.

Bu aralar ev planları araştırıp duruyoruz, yapmayı düşündüğümüz evi bulduk gibi. Ama arazide nereye yerleştireceğiz gibi işlere kafa yoruyorum. Arazinin imar durumunu belediyeden sorduk mutlak tarım alanı dışında ve %5 imarı var dediler bu duruma göre maximum 145m2 ev yapabiliriz. Bu 145m2 ye neler dahil yükseklik ne kadar olabilir(öğrendiğime göre gene max. 6,5 m ) gibi konuları netleştirmeye çalışıyorum. Arazinin yapısı da biraz problemli genel olarak 100X20 m ebatında dolayısı ile eni dar bir arazi. Evi yerleştirme konusunda sıkıntılıyım.Sonuca göre bizim ev planını revize etmemiz gerekebilir.Bu konuda sayın meyvelitepe'nin engin deneyimine ihtiyacim var kendisiyle de zaten görüşmeyi planlıyorum. Onun dışında konuyla ilgili bilgisi olan varsa paylaşırsa sevinirim.Forumda bu konudaki yazıları bayağı taradım ama sanırım bölgeler arasında farklı uygulamalar olabiliyor. Tabi detayı bilmeyince insan biraz tedirgin oluyor.

Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.

Sayın Ozi'nin Bahçesi,

Arazinizin problemli olduğunu düşünmeyin. Aldığınız yerin tam konumunu bilmesem de Meyvelitepe'ye misafir olma şerefine ulaşmış bir insan olarak söz konusu yerlerin ne kadar güzel olduğunu biliyorum. Kafanızda ki hazır plana göre arazinizi yorumlamaktansa, araziye göre bir plan yapmanız daha iyi olur. Büyük kitapçıları dolaşın. Mimarlıkla ilgili referans kitapları karıştırdıkça ne kadar zor arazi parçalarına çok güzel çözümler bulduklarını göreceksiniz. Benim ev konusunda mimarlik kültürü açısından ilgim var ise de teknik bilgim ve deneyimim yok. Bu konuda Meyvelitepe teknik deneyimi ile tartışmasız en iyilerdendir. Kendisine danışınız.

Bölgeler arasi farklara da bakmayınız iyi bir evin teknik gerekleri bölgeler üstüdür. Detay hep aynıdır. Önce iyi yalıtılmış ve statik açıdan doğru bir temel yapı. Gerisi görsel teferruat.

ensar
06-04-2010, 06:40
Sn Polat,

Sizin yaşınız (aslında hiç bir yaş ) yılgınlık duygusunun hissedilmemesi gereken bir yaş, durun bakalım daha yapacak çok şey var daha yeni başlıyorsunuz. Baksanıza sayın Özi nin bahçesi arazisini alırken yılgınlık sonucumu yoksa sabretmesi sonucundamı aldı. Devam sevgili kardeşim.

Sayın Ozinin bahçesi hoş geldiniz, herşey gönlünüzce olsun.

Sevgiyle kalın,

kazim polat
07-04-2010, 20:15
Arkadaşlar merhaba,

Sevgili Penelophe ve Ensar, destekleriniz için teşekkür ediyorum. Yıldım dediysem, vaz geçtim anlamında değil. Kızıyorum insanlara. Neden işlerini, gerektiği şekilde ve layığıyla yapmazlar ki?
Hani bir büyüğümüz diyor ya; Durmak yok, yola devam :)

mustafademir24
07-04-2010, 20:43
Sayın Ozinin bahçesi hoşgeldiniz,yazdıklarınızı okurken çok mutlu oldum ve bazı arkadaşlarımızın da dediği gibi meyvelitepenin yakınlarında bir arazi sahibi olmanız bence büyük bir şans. Bir türlü satamadığımız adapazarındaki küçük bir gayrimenkulümüzü nakde çevirebildiğimizde ben de birçok form arkadaşımız gibi planladığımız evimizin yapımına başlamayı hayal ediyorum. Sizinle arsamız konusunda benzerliklerimiz var bizim toprağımız da 2400m2 %5 imarlı üçgen şeklinde bir yer,ancak iyimidir kötümüdür bilmiyorum yola sıfır 80m bir cephesi var.Daha arsayı alır almaz köyden bazı kimseler benzin istasyonu olur buraya tarzı yaklaşımlarla fikir sunmaya baladılar bile )) Oysa çok ucuza kapattığımızı düşündüğümüz ve insanların da bize böyle söyledikleri bu arsaya şirin bir köy evi yapmaktan başka hiç bir idealimiz yok. Sadece bir dikili ağacımız var o da yaşlı bir zeytin ağacı,üçgenin bir kenarında.. O bana bakıyor ben ona. Yolumuz uzun upuzun görünüyor Kazım abii bu lafım size bizler ki daha hayal aşamalarında iken lütfen sizler yılgın davranmayınız . Hoşseda siz de Kazım bey de nasipse bizler de günü gelince tıpkı sayın Meyvelitepe gibi sükun içerisinde evlerimizde çaylarımızı yudumlayacağız..)) Sevgiyle kalın ve bol bol yazın.

Ozi'nin Bahçesi
07-04-2010, 23:19
Merhaba,

Sn.Mustafa Demir, Sn.Ensar teşekkür ederim.
Arazinin 3 resmini blog'a koydum. Tamamı görünmüyor ama arazinin başlangıcı-zeytinler, ortası ve sonundan zeytinleri gösteren kabaca 3 resim.
http://ozininbahcesi.blogspot.com/2010/04/arazinin-ilk-fotograflar.html

selmaa
08-04-2010, 07:56
Sn. Ozi'nin bahçesi, forumu ve gelişmeleri yakından takip ediyorum. içinde ağaçların olması da çok güzel. Araziyi aldığınız civarda ve sizinkinin fiyatını öğrenebilirmiyim. Hoşçakalın.

bayindirmevki
08-04-2010, 23:15
Sayın Ozi'nin Bahçesi,

Araziniz güzelmiş. Hayırlı olsun. Bir de krokisini çizerseniz iyi olur. Yol, giriş, zeytinlerin konumu, varsa çevre sınırlarında belirtilecek bir detay... Verecek fikri olan arkadaşlar için durum daha net olur.

Ozi'nin Bahçesi
12-04-2010, 16:51
Sayın Ozi'nin Bahçesi,

Araziniz güzelmiş. Hayırlı olsun. Bir de krokisini çizerseniz iyi olur. Yol, giriş, zeytinlerin konumu, varsa çevre sınırlarında belirtilecek bir detay... Verecek fikri olan arkadaşlar için durum daha net olur.

Çok teşekkürler Sn.Bayındırmevki,

Bu haftasonuda işim çıktı gidemedim. Harita mühendisi tam detayı ile krokiyi çıkartmıştır diye düşünüyorum. Alınca detayları veririm.
Bu aralar ev işini araştırıyorum. Zor iş gerçekten;

-Betonarme
-Taş
-Tuğla
-Ahşap
-Saman Ev-Kerpiç ev

araştırıp duruyorum.
Kerpiç ev ilginç sağlık açısından oldukca artıları var. Benim doğup büyüdüğüm ev de kerpiç bir köy eviydi. Tabi artıları ve eksileri var ama asıl sorun böyle bir evi kime nasıl yaptıracağın.
Keşge babam biraz genç olsaydı diyorum bu aralar..Kendisi ve 2 amcam inanılmaz ustalardı gençliklerinde..Köyde bayram tatiline geldiklerinde 3 günde yapdıkları bir ev var hala anlatılır. Kerpiç bir ev duvarlar 70-80 cm kalınlığında (2 anaç 1 kuzu döşenir ) ev neredeyse 120 m2 civarı.

Tabi bunları düşünürken, ısınma, soğutma, kullanışlılık vs. birsürü detayı düşünüp karar vermek lazım.

Karar vermek zor..Araştırmaya devam..

Aşağıdaki link ilginç geldi.

http://www.kerpicev.com

alpturan
12-04-2010, 21:30
selamlar.foruma yeni üye oldum.inşaat mühendisiyim.eğer sorularınız varsa inşaat konusunda elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.eski mesajların bir kısmını okudum. bazı arkadaşlar arsalarına ev yapımı için çalışıyorlar.öncelikle cesaretlerinden dolayı kutlarım ünkü türkiyede inşaat yapmak kadar bürokrasiyle uğraşmakta çok zor. yalnız evin konumu ve imar mevzuatına uygunluğu konusunda profesyonel yardım almanızı öneririm. avan (ön) proje aşamasında mimarın taşıyıcı sistemin planı konusunda inşaat mühendisine danışması gerekir.mimar veya inşaat mühendisi değilseniz birşeyler çizerek ustadan iş beklememenizi öneririm.

alpturan
12-04-2010, 21:33
Çok teşekkürler Sn.Bayındırmevki,

Bu haftasonuda işim çıktı gidemedim. Harita mühendisi tam detayı ile krokiyi çıkartmıştır diye düşünüyorum. Alınca detayları veririm.
Bu aralar ev işini araştırıyorum. Zor iş gerçekten;

-Betonarme
-Taş
-Tuğla
-Ahşap
-Saman Ev-Kerpiç ev

araştırıp duruyorum.
Kerpiç ev ilginç sağlık açısından oldukca artıları var. Benim doğup büyüdüğüm ev de kerpiç bir köy eviydi. Tabi artıları ve eksileri var ama asıl sorun böyle bir evi kime nasıl yaptıracağın.
Keşge babam biraz genç olsaydı diyorum bu aralar..Kendisi ve 2 amcam inanılmaz ustalardı gençliklerinde..Köyde bayram tatiline geldiklerinde 3 günde yapdıkları bir ev var hala anlatılır. Kerpiç bir ev duvarlar 70-80 cm kalınlığında (2 anaç 1 kuzu döşenir ) ev neredeyse 120 m2 civarı.

Tabi bunları düşünürken, ısınma, soğutma, kullanışlılık vs. birsürü detayı düşünüp karar vermek lazım.

Karar vermek zor..Araştırmaya devam..

Aşağıdaki link ilginç geldi.

http://www.kerpicev.com

kerpiç evden vazgeçmenizi yerel mimariye uygun bir ev yapmak istiyorsanız yığma taş ev veya çelik konstrüksiyonu tercih etmenizi öneririm.betonarmeden uzak durun çünkü kırsal kesimde hazır beton bulmak çok zor hatta imkansız.

MeyveliTepe
12-04-2010, 21:40
Bahçenize gelirsiniz artık da sizin işleri konuşuruz diye yazmıyorum uzun uzun :)

bayindirmevki
12-04-2010, 23:29
Sayın Ozi'nin Bahçesi,

Kerpiç ev benim de onulmaz aşkımdır. Kendimi en mutlu, doğa ile en barışık hissettiğim yapı...Yazık ki yapan ustası pek kalmadı. Ben de size bu konuda bir link vereceğim. Fikir olur. www.kerpic.org Birde mimar Çengiz Bektaş'ın kitaplarını inceleyin derim. Geleneksel ev yapımı üstüne araştırmacıdır.

Bence geleneksel mimariyi güncel malzeme ile ki beton değil kast ettiğim uygulamak iyi bir çözüm olabilir. Konu malzemeye kayınca bu konuda kendimi yetkin bulmuyorum. Bence komşunuz ile bir konuşun. Sizi bekliyor.

Krokiyi bekliyorum. Kolay gelsin.

Ozi'nin Bahçesi
13-04-2010, 08:20
Bahçenize gelirsiniz artık da sizin işleri konuşuruz diye yazmıyorum uzun uzun :)


Merhaba Sn.MeyveliTepe,

Sormayın tam 3 haftadır hafta içi plan yapıyorum hafta sonu birşeyler çıkıyor gelemiyorum.
Umarım bu hafta sonu birşey çıkmayazsa c.tesi görüşmek üzere diyorum.

Sn.Bayındırmevki evet Cegiz Bektaş'ı bende internetten tanıdım. Aşağıdaki linkte bir yazısı var, kerpiç konusundaki bilgiler çok çarpıcı.

http://www.yapi.com.tr/Haberler/kerpicle-cagdas-mimarlik_61066.html

alpturan
13-04-2010, 10:47
Merhab Sn Bayındır mevki..Kerpiç evlerle ilgili olarak paylaşmak istediğim şeyler var.Deprem yönetmeliğine göre kerpiç evler en fazla bir katlı yapılabiliyor.Ayrıca yığma bina sınıfına girdikleri düşünüldüğünden kat yüksekliği, pencere ve kapı boşluk alanlarına ve bina köşelerine mesafeleri konusunda sınırlandırmalar var. Depremde oluşacak burkulma ve burulma etkisi nedeniyle mümkün olduğunca taşıyıcı duvarların simetrik ve yeterli rijitlikte olması gerekmekte bunun içinde bilgisayarda statik analizinin yapılması gerekmektedir.Cengiz Bektaş ın bodrum evleri konusunda yazdığı bir kitap var.Bende o kitabı okumuştum.Geleneksel mimariye ve onun uygulamasına yönelik ender kitaplardandır.Fakat mimar arkadaşlarımız yapının statik ve dinamik yük etkisindeki davranışlarını mesleki formasyonları gereği yeterince irdeleyememektedirler.Eğer bina yapacak veya yaptıracaksanız bir mimar ve inşaat mühendisi ile görüşmenizi tavsiye ederim.İyi günler..İnşaat Müh. Alp Turan

bayindirmevki
13-04-2010, 21:43
Sayın Ozi'nin Bahçesi,

Link için teşekkürler. Kendimi ev teknikleri konusunda Meyvelitepe kadar yetkin görmüyorum. Ama görsellik, estetik söz konusu ise yeri geldiğinde fikrimi belirtirim. Şimdilik komşuya bırakalım sözü.

Saygılar

bayindirmevki
13-04-2010, 21:59
Sayın Alpturan,

Kerpiç evler konusun da ki endişelerinize hak veriyorum. Konuyu ben de inceledim. Statik sorun... Gel, gelelim insan sağlığı için en iyi yapı çözümlerinden biri olduğu su götürmez. Üstüne çalışıp, araştırmak gerektiğini düşünüyorum. Mimarlık ve mühendislik konusunda da derin fikirler beyan edecek kadar eğitimli değilim. Çengiz Bektaş'a sizin gibi mesleki bir göz ile bakmadım. Sadece konunun meraklısıyım. Bir ev yaptırma aşamasına girersem tavsiyelerinizi dikkate alacağımdan kuşkunuz olmasın. Şu an ev işi bana biraz uzak.

Saygılar.

MDEMIR
15-04-2010, 13:34
Kazım bey merhaba,
Bız de tas ev yaptırmak ıstıyoruz.
1-2 usta ıle konustuk ama sızın aldığınız fıyatlardan oldukca fazla rakamlar söyledıler.
Anlaştığınız ustanın telefonunu verebılırsenız sevınırım..
Tesekkurler

alpturan
15-04-2010, 21:27
Sn. MDEMIR merhaba..
yaptırmak istediğiniz taş ev ve fiyat konusunda biraz daha bilgi verirmisiniz.Benimde öyle bir niyetim var.Projeye başlicam ama yaklaşık bir maliyet analizi yapmadan başlamak istemiyorum..Saygılar

MDEMIR
16-04-2010, 07:51
Alp bey,
Hem Alaçatı hem de Foça da ıkı ayrı usta ıle konustuk.
100 m2 lık evın, temel ve çatı hariç, tas duvarının örülmesi için 17 milyar fiyat verdiler.
O nedenle Kazım bey ın bahsettiği fiyatlar cok uygun geldı.
Kendısınden usta bılgılerını alıp, görüşmek ıstıyorum.

alpturan
16-04-2010, 10:56
Sn. MDEMİR
Biraz detaya giriyorum kusura bakmayın sanırım meslek hastalığı.:) elinizde bir proje varmı varsa örülecek toplam duvar alanı ne kadar? Bir de 17.000 TL nin içinde malzeme + nakliye varmı.? Teşekkürler.

MDEMIR
16-04-2010, 12:07
Alp bey,

Bu sabah baska bir teklif aldım. Detayları aşağıya aynen kopyalıyorum.
Su,elektrık,kalorıfer tesısatı ve çatı ıcın de ayrıca fiyat ısteyip, taşı da kendılerının alması durumunda fiyatın ne olacağını sordum.
Cevap gelınce onu da bıldırırım..
************************
İstediğiniz taş duvar yapımı için bizden, malzemesiz yalnız örme işçiliği olarak fiyat istediğinizi algıladım.buna göre (resimdeki şekil gibi);

Taş duvar örülmesi yalnız işçilik olarak: ……………75.00 tl/m3 çift yüzlü bina duvarı

Veya

Taş duvar örülmesi yalnız işçilik olarak: ……………50.00 tl/m2 çift yüzlü bina duvarı

Veya

Şekilde gönderdiğiniz ölçülerde temel ve duvar için metrajlar:

a-Bina temelinde duvar gelen dış duvar ve veranda duvarları temelinde 1 mt eninde ve 1 mt yüksekliğinde subasman temeli için taş miktarı

……….....85 m2 veya 85 m3 gerekir.

b-Bina su basmandan sonra çatıya kadar h: 2.50 mt yüksekliğinde

dış duv.60 cm ve iç duv. 50 cm duvarlar için taş miktarı ise ……. 140 m2 veya 75 m3 gerekir

temel ve bina duvarı için toplam miktar: …… 225 m2 veya 160 m3 gerekir



buradan hareketle yapılan hesapta bina içinde şömine veya baca duvarları ,temel toprak dolgusu temel üstü pencere sövesi betonu veya hatıl betonu gibi extra işler hariçtir.taşlar işyerine uygun büyüklükte işlenir şekilde gelmesi gerekir.



Fiyatlandırma ise götüre olarak hesaplarsak: 160 m3 x 75.00 tl/m3 =12000.00 tl taş duvar örme işçiliği yapar.

alpturan
16-04-2010, 13:23
Sn MDEMİR
Teşekkürler verdiğiniz bilgiler için.Betonarme veya çelik konstrüksiyonla kıyaslarsak biraz pahalı gerçekten.İnşaat Mühendisi olarak bu durumda malzeme fiyatı ve özellikle nakliye konusunda dikkatli olmanızı öneririm.Sanırım çelik konstrüksiyon üzerinde yoğunlaşıp duvar kaplaması olarak doğal taş kullanarak bir optimizasyona gidilebilinir.diğer teklifide paylaşırsanız memnun olurum.İyi günler , İyi çalışmalar

ahmetbagatur
16-04-2010, 16:51
Selamlar,

Ailecek uzun suredir bu forumu takip ediyorduk,forum sayesinde bayagi bir ince dataylar hakkinda bilgimiz oldu. Izmir karaburun , mordogan bolgesinde arsa alma durumumuz var.. Buraya tas ev yaptirmayi dusunuyorduk. Sizlere sormak istedigimiz konu depreme karsi hangi sistem daha saglikli olur..

* Yigma tas ev ?
* Radyal temelli betonarme ustu dogal tas kaplama ?
* Sizlerin belirttigi gibi, celik konstrüksiyon sonra duvar uzerine dogal tas kaplama ?

Yapi birbucuk katli olacak, kat arasi ve catilari tomruktan yaptirmayi planliyoruz.
asagida ornek bir ev resmi var buna benzeyecek, tomruk olan yerleri tas olarak dusunun .. sag tarafta tek katli olan yerin en saginada tas kolunlu pergole yapilacak.

http://img100.imageshack.us/img100/2868/temsiliev.jpg

http://img100.imageshack.us/img100/2868/temsiliev.jpg (http://img100.imageshack.us/i/temsiliev.jpg/)

Saglicakla kalin

alpturan
16-04-2010, 19:29
Sn. Ahmetbagatur
Depreme dayanıklılık konusunda şu sistem daha iyidir diyemem.Deprem bölgelerinde yapılacak yapılar hakkında revize edilmiş yönetmelikte yığma, çelik konstrüksiyon , betonarme hatta kerpiç evlerle ilgili kurallar var. Seçilecek yapı sistemi konusunda yapının bulunduğu yer , maliyet, öngörülen inşaat süresi ve kullanılacak malzemelerin temin edilmesi gibi konular göz önünde bulundurulmalı. Yığma taş ev konusunda deprem yönetmeliği düşey ve yatay betonarme hatılı ve betonarme döşemeyi şart koşuyor.Eğer bina yapacağınız yerde hazır beton bulmak zor ise ( kırsal alanda pek mümkün değil) betonarme imalattan kaçınmanızı öneririm.çelik konstrüksiyon daha avantajlı bu konuda.sadece temel betonarme, taşıyıcı sistem çelik konstrüksiyon yapılabilinir.Duvar konusunda doğal taş kaplamayı tercih etmenizi öneririm. yapının yerel mimariye uygunluğunu sağlarsınız.tabii profesyonel yardım almanız daha ekonomik bir sonuç elde etmenizi sağlayacaktır. bir arsa aldıktan sonra proje bürosuna gittinizmi gerisi gelir zaten:) forum üzerinden elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. saygılar.

ahmetbagatur
16-04-2010, 19:46
Bilgilendirme icin tesekkurler Alp Bey..

Resimdeki ornek yapiyi, Beton zemin uzerine celik konstruksuyon olarak yaptirip, duvarlari dogal tas ile kapladigimizi dusunelim, kat arasinda ve catilarda resimdeki gibi tomruk kullanabilinirmi ? Celik konstruksiyon tomrugu tasir heralde..

Celikte olsa sonucta, goruntu olarak tas ve ahsabi on plana cikarmayi dusunuyoruz..

Tesekkurler
Saglicakla kalin

alpturan
17-04-2010, 11:30
Sn. Ahmetbagatur
Doğal taş kaplamı bir evde tomruk görüntüsü biraz eğreti olmazmı.? Taşıyıcı sistem çelik konstrüksiyon olduğunda döşeme ve aks kirişleri de çelik profilden olacaktır.****** kaplama malzemesi olarak ahşap kullanılarak yapının içinde çelik aksam gizlenir.Ancak resimdeki gibi tomruk şeklinde bir ahşap görünümden vazgeçmenizi öneririm.Resimdeki ev bambaşka bir sistem.Orada taşıyıcı sistem de muhtemelen ahşaptır.Görmüş olduğunuz tomruklar sadece dekoratif değil aynı zamanda taşıyıcı sistemin parçasıdır.

ahmetbagatur
17-04-2010, 11:32
Tesekkurler...