Bağlan

View Full Version : Kaolin (Kaolen) Kili




Sayfalar : 1 2 [3] 4 5 6

MeyveliTepe
09-07-2011, 12:53
Tüm kAOLİN İLE İLGİLİ arkadaşlar,


Yukarıdaki mesajın tercümesi, geldiğinde herkes OMRI listesindeki Sun-Guarda ulaşılabileceğini görecekler.

Gerçek adıyla, sertifika sahibinden. Onuda sağlıyoruz.

Fiyatını da merak ediyor olabilirsiniz. İnanın tahminlerinizden farklı olacak.

Sevgiyle kalın

Bu da iyi bir haber. Keşke çok önceden yapsaydınız. Hatta, bunu yapana kadar çıkardığınız ürün speklere uygun bir ürün olsaydı.

Bir de bu ürün hakkında tüketicilerin gözüne baka baka litresi 290gr veya 315 gr demeyip doğruyu söyleseydiniz.




MeyveliTepe
09-07-2011, 13:00
"Kuşak değişiyor. Gidiciyiz yakında. Gelenler umut dolu. Merdümgiriz değil artık, gelenler için"

Bu sözün büyük bir yanlış anlaşılma ile bazılarında sevinç yarattığını görüyorum. Epey uğurlama meraklısı çıktı, sağ olsunlar, gittiğimiz yerde helalleşiriz belki :)

Dogasever
09-07-2011, 13:30
Sn MeyveliTepe
Allah gecinden versin. Daha yapacak çok şey var.

MeyveliTepe
09-07-2011, 13:51
... kendisine bu konudaki düşüncelerini öğrenmek istediğimde özelden yazmış olduğum mesaja cevap alamamanın arkasında bu gerçeklerin varlığı belirmiş oluyordu.

...


Sn.Epsody, sordunuz, size bir cevap borçlu olduğumu biliyorum. Çok detaya girmeden şöyle yanıtlayayım.

Samimi düşünceler, bilgi paylaşımı, iş birliği ve koordinasyon ile tüketiciye (çiftçiye değil) aracısız olarak temiz ürünler ulaştırabilmeyi en temel hedefi olarak belirlemiş bir oluşumun, üretilenlerle beslenen insanlara hizmeti düşünmek yerine, çiftçinin kullandığı girdilere odaklanan ticari hırslar, bunun için koordineli olarak yürütülen entrika ve diğer şeyleri hissettiğim zaman, bunun o oluşumun içindeki iyi niyetli insanları kullanmanın bir aracı olduğunu düşündüm. Zaten bu olmasın diye yola çıkılmıştı. Öyle bir şeyin içinde olmam mümkün değil. Neticede herkesin aklı fikri var. Herkes değerlendirmesini kendi yapar.

Lilium
09-07-2011, 16:12
Sevgili DOĞASEVER, AYHAN KAPTAN, İNCİ AKALP tercüme edip burada ne yazıldığını açıklar mısınız?

Dear Mr. Zumre:

The address of our manufacturing plant is:
1875 S. Del Rey Ave.
Sanger, CA 93657

The Harmonized Tariff number for Sun-Guard Agricultural Weatherproofing is 2507.00.00 and for Sun-Guard Part II is 2522.20.00

We are concerned about the product with a similar name, Sunguard. Since we have not exported to Turkey before, we don't know if there would be legal issues with marketing our product in your country. Are you able to supply any information about this?

Sincerely,
Don Aluisi

Sun-Guard Chemical Company
4477 N. Quail Lake Dr.
Clovis, CA 93619

Phone: (559) 291-4030
Fax: (559) 291-4019

www.sunguardchemical.com



Sevgili ensar, benim yabancı dilim yok, galiba yardım istediğin arkadaşlarında yok, şurda yazan nedir biraz googlede çeviri yaptım ama tam anlayamadım.

Ne var bu mesajda, anlamadığım halde bir şeyler sezer gibi oldum, (banadamı müneccimlik bulaştı ne.)
"speklerde sahtekârlık olmadıkça beni çok ilgilendirir bir durum değil." cümleleri kulanılmaya başlandı.

Sevgili ensar bu ürün sahte belgeylemi piyasada satılıyor bunumu anlamalıyız.
Doğru anlamışsam (yanlışsam düzeltin) O halde sorarım hangi spekler, kimin spekleri, bahcıvanın speklerimi ?
"Literatürü hallaç pamuğu gibi attı. Müthiş bir bilgi avcısı."

Literatürü hallaç pamuğu gibi atanlara hiç bir sözüm olamaz çarpılırım, sadece allah yolunu açık etsin derim, etsin de, biraz ufak atsın civcivler yiyemiyor. Haa benden de bir tavsiye, pazardan aldığı cevizlerin içinde kaç mikron yağ (vs) olduğunu iyi analiz ettirip belgeleyip sonra reklam etsin. Herkes ensar kadar sabırlı olmayabilir.

Aklıma şu cümle geldi, gerginliğimizi atmaya faydası olur belki.

Benimki kara seninki benden de kara.:)

Ne diyeyim, uzaya ayna götürmeyi unutmuşlar, kabahat arkasına bakmıyanda değil ki, Aşaaa, kabahat uzaya ayna götürmeyende.
Şu aynayı kim götürecekse götürsünde herkes arkasını görsün.:D

Zeytinlibahçe
09-07-2011, 20:30
Ensar bey zaten telefonda görüşüyorduk ama madem burada da sormuşsunuz bende açıklayayım.

Öncelikle bir kaç ismi bir arada yazarak kutuplaşma yaratmıyormuyuz ? Ben bulunduğum yerdeyim, burdan da böyle gözüküyor, kendi adıma, kendi doğrularımı yazıyorum.

Eğer bir yerde olmam gerekiyorsa, orası doğal yetiştiricinin, köylünün , üreticinin yanındayım, dolayısıyla evsafı en iyi olan ürünü, en uygun fiyata temin edilmesinin yanındayım.

Önceki yıllarda sizler de, bizler de Sunguard kaolini kullanıp, fiyatı dışında memnun da kalmıştık.

Doğrusu ben sunguard kaolini, sun-guard la aynı sanıyordum. Şaşırdım mı ? evet şaşırdım.
Araştırmalarınız için kutluyorum.

Firma yetkilisi içeriği hakkında doğru beyanda bulunduğunu ve arkasında olduğunu, Amerikadan ithal ettiğini, sorsaydınız Sunguard ve sun-guard ın iki farklı ürün olduğunu, hiç bir zaman omri listesinde olduğunu söylemediğini,fakat kimsenin de bunları sormadığını belirtiyor. Dolayısıyla bu hepimizin kendi yanılgısı oldu. Keşke farklı bir isimde olsaydı.

Ürünün kendi sitesinde, başka bir ürün için var olan literatürü kullanması ise, daha önce atıfta bulunulan ürünlere yapılan iddaların aynısı, bu durumda bu ürünüde kapsar.

Sunguard şu an için kullandığım kendini kanıtlamış tek ürün. Tavsiye ederim. Aynı şekilde diğer ürünlerinde başarılı olması en büyük temennimiz. Öyle olmasaydı bahçemizde diğerlerine de şans vermezdik.

Sun-guardın ülkemize kazandırılmasını canı gönülden destekliyorum. Sun shaderin sonuçlarını aldıktan sonra buna karar versek daha iyi olmaz mı? belkide gerek kalmayacak.:)

Şaka bir kenara Surround, sun-guard ı kim ithal ederse, üstelik uygun fiyata ellerine sağlık, alkışlarım.

Sarıcan
09-07-2011, 22:04
orjinal mesaj sahibi meyvelitepe
aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.

not: Bu yazının hazırlanmasında aşağıdaki yayınlardan yararlanılmıştır.

1. Encyclopedia of entomology, john l. Capinera
2. Horticultural reviews, john wiley & sons, ınc.
3. Journal of economic entomology

sn. Meyvelitepe,

zannederim bu üç kaynaktan faydalanarak yazdığınız makalenin ana fikri bu paragrafta gizli. Yoksa yanılıyormuyum. Konuyu bilen birisi olarak yerli ürünler hakkındaki fikirlerinizi daha açık ifade ederseniz özellikle forum üyesi arkadaşların yanlış bir şey yapmasını engellemiş olursunuz. Yanlış ürün uygulayıp bu işin sonunda kanser olup ölmekte var. özellikle viski benzetmeniz hem güncel hem de dikkat edilmesi gereken bir husus.

Sn. meyvelitepe,

Bu sayfalardaki tartışma alıntı yaptığım 196 nolu mesajınızda özellikle "bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ( Sun Shader) ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur." cümleniz üzerine benim sizi ikaz etmemle başlamıştı.

Şimdi sizin Sunguard' ın sadece isim benzerliğinden ibaret olduğunu bilmiyordum. Bende yeni öğrendim demeniz pek inandırıcı gelmiyor. Çünki bu kadar literatür karıştıran birinin bu ayrıntıyı atlaması mümkün değil. Hatta tüm ısrarlı sorularıma rağmen birde üstüne üstüne üstlük OMRI belgesi ısrarınız işin tuzu biberi olmuştur. Ne gerek vardı bunca tartışmaya? Değdi mi sizce?

Çünki buradaki anafikir Sun Shader isminin Sun Guard' a benzeşim sağlayarak bir pazarlama taktiği geliştirildiği yolundaydı. Hatta üstüne üstlük birde literatür olarakta hazır lop olarak bu literatürden faydalanacaktı. Bu hiçte etik değildi sizce. Ama gelin görün ki sizin favoriniz olan Sun Guard isim benzeştirmesi de yapmamış, nerede ise aynısını kullanmış, hecelere bölerek. Sun Shader ismi bu benzeşim yanında çok basit kalmış.

Umarım bu kadar hengameden herkes kendisi için gerekli dersi çıkarmıştır.

soilless
09-07-2011, 22:41
Bu konuyu da burada halledelim isterseniz. Ve bir daha da karşıma çıkmasın Evet EMEKTAR bendim. Bu ikinci adı aldığım için forum yönetiminden ve üyelerden özür diliyorum. Bu ikinci adı almamın asıl nedeni, bir zamanlar hissedarı olduğum ve dolayısıyla DOĞASEVER adıyla eleştiremediğim kendi firmamı başka bir adla eleştirebilmekti.

Başka var mı karnında ağrısı olan?

Sn dogasever,

dün sizle yazıştık ve bir çok konuda paylaşım yaptık. Madem itiraf edim özür diliyorsunuz ve de bunun gerekçesini yazıyorsunuz Bence çok net ve saygın bir yaklaşım Ancak neden karın ağrısı gibi alt düzey bir yorum ile bitiriyorsunuz. Ne gerek var ki?

Dogasever
09-07-2011, 22:51
Sn Soilless

Hiç konuyla ilgisi olmayan bir yerde durup dururken aylarca veya yıllarca önce olan ve kapalı bölümde tartışılmış bir konu sizin de önününüze durup dururken tekrar getirilseydi, inanın bana siz çok daha sert tepki verirdiniz. Ben karın ağrısı demişim sadece... Bunu ilgisi olmayan kimse üzerine almaz zaten. Sözüm meclisten dışarı. Saygılar.

soilless
09-07-2011, 23:36
Dünkü mesajlarımdan da net anlaşılmıştır ki ben yerli üretimin yanındayım. Neden?

1- Teknolojinin ve bilgi paylaşımının bu kadar hızlı geliştiği çalışma hayatımın 22 yılı içerisinde şunun farkına vardım. Dün ulaşılamayan gibi görünen bugün çok rahat ulaşılabiliyor
2-katma değeri yüksek herhangi bir ürünün üretilebilmesi ve geliştirilebilmesi artık hallince kolay
3-Ülkemin insanı madenden çıkarıp, maden tesislerinde işleyip, katma değeri yüksek bir ürün pazarlama şansı var. Teknolojik yatırım olarak kendi ülkemin mühendislerinin ve uzmanlarının 20 yıl önce neler yapamadığını ve 10 - 5 yıl önce neler yapabildiğine örnekler verebilirim.
4- Hiç bir ülke sadece başka ülke yapsın ben satın alayım deme lüksüne sahip değil. Neden benim ülkem katma değerden yararlanmasın ki? İster yerli ham hammaddeyi alır işler satar , ister yabancı ülkeden hammadeyi alır işler satar. Önemli olan katma değeri üretebilmek. Kim katma değeri üretmek istemez?
5- İthal de olabilir rekabetçi ise ama neden yerli de olmasın ki rekbaetçi ise
6- Hangi ürün ilk çıktığından itibaren gelişmemiş ki? Neden AR-GE var ki o zaman
7- Münazara bence hep gelişmenin katalizörüdür. History of civilization dersini nereden, nereye, nasıl gelmişiz diye okuduk. Münazara da olacak, muhalefette olacak ki gelişim devam etsin.

8- hiç kimse hele ki teknnolojinin, sermayenin, bilgi paylaşımının bu kadar iç içe geçtiği bir dünyada bence hiç kimse kesin nokta koyamaz, silemez, çıkaramaz,
9- Bu noktada BENCE Sn Meyvelitepe de Sn Acemi Çaylak da Sn Ensar da bize katkılarına devam etmeli, edeceklerine de inanıyorum.

Saygılarımla

Dogasever
09-07-2011, 23:47
Sn Soilles

Söylediklerinizin altına ben de imza atarım. Ama burada bir tesisin kurulup kurulmamasını belirleyecek en önemli unsur, enerji maliyeti olacaktır sanırım. Enerji maliyetinin yüksek olduğu ülkemizde, yoğun enerji kullanımına dayalı bir teknolojik yatırım nasıl yapılabilir diye düşünmeden de edemiyorum. Bazı ülkelerde enerji maliyeti çok düşük ve hammadde de var. Onlarla rekabet etmek mümkün olamayabilir. selamlar.

acemi_caylak
09-07-2011, 23:58
Merdümgiriz'den (insanlardan nefret edenmiş) sonra artık ne diyeceğim bilmiyorum. Ya sizin asılsız suçlamalarınızdan insanları kim koruyacak? Çamur at izi kalsın!

Bugün daha önce SunShader satın alan müşterilerin bir kısımını aradım. Ürün için yorumlarını istedim. Çoğunluk memnundu ve aradığımız için sevindiler. Ancak 2 kişi "kanserojen olabileceği için kullanmadık" dedi. İşte beni yaralayanda bu. Ya beni sizden kim koruyacak?

Bilirsiniz, Hitlerin propagandacısı Göbels yalan propaganda ile milyonlarca yahudiyi fırınlara göndermişti. Göbels'in yalanlarına o dönemde korkudan kimse sesini çıkarmamıştı. Ama bu yalan milyonlarca yahudinin hayatına mal oldu.

Sn. Sabry, kanserojen olmadığını söyledi. Bunu kim takar ki? Kanserojen mesajı hala sitede duruyor.

U.S. Public Health Service, National Toxicology Program (Amerikan Halk Sağlığı Servisi, Ulusal Zehir Programı) sürekli güncel listeler yayımlıyor.

Report on Carcinogens (Kanserojenler hakkında rapor) (http://ntp.niehs.nih.gov/ntp/roc/twelfth/roc12.pdf) listesinde Kaolin yok. Merak edenler listeyi indirip, kaolin diye aratabilirler.

Ancak Sabry ve benim "kanserojen değildir" dememiz yetiyor mu? Bu 2 müşteriyi kim ikna edecek? Bu çamuru kim temizleyecek?

Sevgili Kaptan, sana da bir soru? Bu konuda senle bile yaklaşık bir saatlik telefon görüşmesi yapmıştım. İkna edememiştim. Bunu bilmek için kimya ya da fizik profesörü mü olmak gerekiyordu? Hani sitemim şu! "Şu ellerin taşı bana hiç değmez, ille dostun bir tek gülü yaralar beni."

Bütün süreci, hatta içine ne katılacağı bile, sizle gerek yüz yüze gerekse telefonda tartışılan bir ürünün kanserojen olduğu söylendiğinde, net bir tavır beklerdim.

soilless
10-07-2011, 00:11
İlgili üyelerin yorumlarından Kanserojen konusunu halletmiştik sanıyordum. hala mı teredüt var Sn Acemi Usta?

soilless
10-07-2011, 00:19
Sn Soilles

Söylediklerinizin altına ben de imza atarım. Ama burada bir tesisin kurulup kurulmamasını belirleyecek en önemli unsur, enerji maliyeti olacaktır sanırım. Enerji maliyetinin yüksek olduğu ülkemizde, yoğun enerji kullanımına dayalı bir teknolojik yatırım nasıl yapılabilir diye düşünmeden de edemiyorum. Bazı ülkelerde enerji maliyeti çok düşük ve hammadde de var. Onlarla rekabet etmek mümkün olamayabilir. selamlar.

Sn Doğsever, bu ülkede bir tarihlere kadar üretinm yapan sonra ithalata yönelen yani bu işin ticaretinin tam anlamıyla içinde olan Sn Sabry daha dün aylık 5.000 ton talbe bu yatırım yapılır dedi. Siz de verdiğm sadece zeytin ağacı örneğini basit çarpma ve eşitleme yöntemi ile uygun buldunuz.

Bu konuda teredütünüz net ve maliyet kar hesabınız kesinse bunu konuşalım. bence daha yararlı olur. katma değer üretiminde çare tükenmez:)) yeter ki isteyelim.

Dogasever
10-07-2011, 00:36
Dediğiniz doğru ve siz yatırımı yaparsınız ve belirli bir satış fiyatı belirlersiniz ama enerjinin maliyetinin çok düşük olduğu ve hammaddenin de bol bulunduğu bir ülkeden bir ürün gelir ve sizin fiyatınızın çok altında piyasaya girerse ne olacak? Bu tür ürünlerde, bir firma genellikle tek bir ürün üretmez. Bakarsanız, kaolin üreten firmalar genellikle başka mineraller de üretmektedir. Siz bir tek kaolin üreterek onlarla baş edebilir misiniz? Çok zor... Gerekirse, kaolinden birkaç yıl zarar eder ve sizi batırabilirler. Acı ama maalesef böyle...

Benim nacizane düşüncem, eğer çok güçlü değilseniz, güçlü global rakiplerin olduğu bir piyasaya hiç girmeyin.

acemi_caylak
10-07-2011, 10:38
Bu yazım biraz duygusal olacak. Başından beri SunShader'in geliştirilmesinde UBYİ üyelerinin bir kısmı bulundular. Bir çok içerik onlarla paylaşıldı. Halil Bey'in deyimiyle "bilmek yetmiyordu yapmak gerekiyordu". Ancak Nasreddin Hoca'nın fil hikayesindeki gibi yarı yolda bırakıldık. Yine de yılmak yok. Sevgili Halil Önen'in şu sözleri kaolin başlığında söylenmese de bir gerçekliği ifade ediyordu.

Halep orada ise arşın burada...

Dostumuz Acemi ye teşekkürler;

eğer ürününe bu kadar güvenmeseydi taa buralara kadar gelip canla başla
severek ve inanarak çalışmazdı.

Sadece bu küçük ayrıntıyı vurguladıktan sonra, fazla da uzatmayayım. Kaolin ile ilgili, tartışmalar artık benim için bitme noktasına geldi. Daha yeni emeklemeye başlayan bir çocuğa bu kadar tekme niyeydi? Anlayamıyorum. Bu süreci sadece Sarıcan anlayabildi. Çünkü aynısını enzim konusunda oda yaşamıştı. Ama ben artık anlamakta istemiyorum. Çünkü burada çok fazla gereksiz enerji kaybettik.

Oysa yapmak gerekiyor. Yollara düşüp çiftçilere anlatmak gerekiyor. Uygulama ile göstermek gerekiyor. Kısaca Halep ordaysa arşın burada.


Bundan sonra sadece teknik konularda zaman zaman yazarım. İşin ticari ve hukuksal boyutu ile ilgili yazışmalar Ensar tarafından götürülecek. Benim başından beri iddia ettiğim tezler aşağıdaydı. Kısa bir özet ve parçacık büyüklüğü ile ilgili yazım aşağıdadır.

1- Sadece kaolin değil, bütün inert tozlar (kaolin, kalsiyum karbonat, kalsiyum hidroksit, isli silis, diyatomit vb.) kullanılabilir. Hatta köyümüzdeki "havara taşı"nı çekiçle ezip harman savurur gibi savurup ince parçacıkları bir bezin üstünde toplayıp sonra üzümlerine serpeleyen cingöz dede gibi. Hani bu ürün kanserojen falanda değildir. Pekmez yapımında kullanılır. Hepsinin farklı seviyede ultraviyole ve infrared ışınları yansıtma özelliği vardır ve böcek engelleyiciliğe gelince, en iyisi diyatomittir. Bu cümleden, piyasada seramik sektöründe kullanılan kaolinlerin kullanılabileceği gibi sonuç çıkmasın. Çünkü onların parçacık yapısı çok büyük ve ilaç pompalarını tıkayabilir. Üstelik büyük parçacıklar yaprakta tutunamayıp yerçekimi ile yere düşerler. Öncelikle fitotoksisite testi yaptıktan sonra, çok ince öğütülen her türlü inert tozu kullanabilirsiniz. Örneğin biz ürünü geliştirmek adına, yaklaşık 50 dönüm uygulama alanında bir düzineye yakın farklı karışımı deniyoruz.

2- Kaolin literatüre sadece Engelhard ile girmemiştir. Nitekim SUN-GUARD Chemical Company (http://www.sunguardchemical.com/), 51 yıldır Kaliforniya'da kaolin üretiyor ve bu kaolin rüştünü ispatlamış bir ürün. Patent kurumu bile yanlış yaptığını anlamış ve daha sonra çıkan ürünlere izin vermiş. Ancak, hata yaptım diyemeyerek konuyu ortada bırakmıştır.

2- Sadece kalsine değil, her türlü kaolin kullanılabilir. Örneğin Cocoon (http://www.sipcamadvan.com/products/237-cocoonr). Hem de çakma değil, halis muhlis OMRI sertifikası var. Bu cümle yanlış anlaşılmasın. SunShader kalsine kaolin içeren bir üründür. Bu vurgu sadece "kalsine olmak zorunda değil" üzerine.

3- Kaolin kanserojen değildir.

4- Parçacık büyüklüğüne gelince, bu fotosentezle değil, parçacığın uygulandığı madde üzerinde tutunması ile ilgilidir. Örneğin 5.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 0.8 birim ise, 2.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 1.0 birimdir. Buna literatürde "tenacity coeffcient" denir.

Parçacık boyutuyla ilgili ayrıntılı bilgi aşağıdadır.

Parçacık Büyüklüğü ve Tarımda Kullanılan Kaolin

Israrla tarımda kullanılan kaolinin, parçacık boyutunun 2 µ’dan düşük olması gerektiği iddia ediliyor. Oysa büyük kaolin üreticileri farklı düşünüyor. Önce dünyanın en büyük kaolin üreticisi IMERYS’in tarımsal uygulamalarda kullanılan Polestar 200P (http://www.imerys-perfmins.com/calcined-kaolin/eu/calcined-kaolin-film.htm) ürününün özelliklerine bakalım.

232908

Dikkat edilirse parçacık boyutunun 10 µ’dan fazla olduğu bölüm maksimum %12. Yani %88’i 10 µ’dan düşük. Bu demektir ki 10 µ’dan küçük olan ürünler kullanılabilir.

Şimdide dünyanın en büyük ölçüm firması, Agilent Technologies’in “Particle Sizing of Kaolin Clays” (http://www.chem.agilent.com/Library/slidepresentation/Public/Particle Size Analysis of Kaolin Clay_111308.pdf) (Kaolin Killerinin Parçacık Büyüklüğü) adlı dökümanına bakalım. Bu dökümandan aşağıdaki slaytları olduğu gibi alıyorum.

Slayt 1:

232909

Bu slaytın çevirisi aşağıdaki gibidir.

Organik Yetiştiricilik

. Kaolin killeri insektisit gibi kullanılabilir:

- Onlar meyvenin yüzeyinde toz bir film sağlayarak böceklerin meyve yüzeyinde yaşamasını zorlaştırır. Kaolin organiktir ve meyve yenildiğinde insan için zehirli ve zararlı değildir.

- Meyve üzerinde oluşan koruyucu kaplama, meyveye yüksek ısı ve sıcaklıklara karşı esneklik (dayanıklılık) sağlar.

Slayt 2:

232910

Bu slaytın çevirisi ise aşağıdaki gibidir.

Kaolinlerin parçacık boyutuna göre sınıflandırması:

Kaolin killeri geniş bir aralıkta parçacık büyüklüğüne sahiptir.

Ultra ince – Yüksek beyazlık ve pigment performası.
100 nanometreden küçük.

İnce – Kozmetikler içinde kullanılır. Donukluk ve tutunma gücü arasında iyi bir denge sağlar.
1 mikrondan küçük.

Orta – Küçük ve büyük parçacıklar arasında bir denge sağlar. Kozmetikler için güzel bir astar oluşturur.
10 mikrondan küçük.

İri – Düşük yağ emiciliği ile yüksek katı içerikli malzeme ihtiyaçlarında önemlidir.
10 mikrondan büyük.

Slayt 3:

232911

3. Slaytın çevirisi de aşağıdadır.

Parçacık büyüklüğü kritik bir role sahiptir.

Tarımsal uygulamalarda, boşlukları azaltabilmek için çeşitli sınıflardan karışımlar kullanılarak komple bir kaplama sağlanır. Büyük kümelenmeler, boşluklara neden olabilir ve yüzey kaplama etkisi daha az etkili olur.

Kozmetik uygulamalarında, orta büyüklükteki parçacıklar tercih edilir. Büyük parçacıklı kümelenmeler, ürünün etkisi ve kaplamasında problemlere neden olur.

Not: Bir sonraki yazım, uygulama oranları ve uygulama aletlerinin performansı ile ilgili olacak. Çünkü bugüne kadar 1000 dönüm üzerinde alanın uygulamasında bulundum. Uygulama yapılan aletlerin ayarı parçacık boyutundan çok daha önemli. Üstelik işin birde ticari yönü var. %5 + %2.5 + %2.5'lik 3 kere uygulama mı Yoksa %3 + %3 2 kere uygulama mı yeterli? Bunun çiftçiye maliyeti nedir? Kaolin kimyasallara alternatif olabilir mi?

Çamtepe
10-07-2011, 11:24
4- Parçacık büyüklüğüne gelince, bu fotosentezle değil, parçacığın uygulandığı madde üzerinde tutunması ile ilgilidir. Örneğin 5.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 1 birim ise, 2.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 0.8 birimdir. Buna literatürde "tenacity coeffcient" denir.


Merhaba Sayın acemi_caylak,

Teknik anlamda her türlü tartışmayı sağlıklı buluyorum. Diğer tüm üyelerden de bu başlık altında sadece teknik tartışmaları yürütmelerini kendi adıma rica ediyorum.

Mesajınızın yukarıda alıntıladığım kısmını açıkçası ben çok anlayamadım. 5.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 1, 2.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 0.8 birimdir demişsiniz. Bunun biz son kullanıcılar (sokaktaki vatandaş) açısından pratik sonucu nedir? Bu, 2.5 mikronluk parçacıkların 0.8 birimi tutunabiliyorsa 5 mikronluk parçacıkların 1 birimi tutunabiliyor anlamına mı geliyor? Yoksa tam tersi mi yoksa ben tamamen yanlış mı anlıyorum ? Yani parçacık büyüklükleri biraz fazla olmasının tutunma açısından doğru orantısal bir negatif etkisi yoktur, daha çok logaritmik bir oranla mı gider demek istiyorsunuz?

Biraz daha açabilir misiniz bu kısmı?

Teşekkürler

Dogasever
10-07-2011, 11:41
- Sadece kaolin değil, bütün inert tozlar (kaolin, kalsiyum karbonat, kalsiyum hidroksit, isli silis, diyatomit vb.) kullanılabilir. Hatta köyümüzdeki "havara taşı"nı çekiçle ezip harman savurur gibi savurup ince parçacıkları bir bezin üstünde toplayıp sonra üzümlerine serpeleyen cingöz dede gibi. Hani bu ürün kanserojen falanda değildir. Pekmez yapımında kullanılır. Hepsinin farklı seviyede ultraviyole ve infrared ışınları yansıtma özelliği vardır ve böcek engelleyiciliğe gelince, en iyisi diyatomittir. Bu cümleden, piyasada seramik sektöründe kullanılan kaolinlerin kullanılabileceği gibi sonuç çıkmasın. Çünkü onların parçacık yapısı çok büyük ve ilaç pompalarını tıkayabilir. Üstelik büyük parçacıklar yaprakta tutunamayıp yerçekimi ile yere düşerler. Öncelikle fitotoksisite testi yaptıktan sonra, çok ince öğütülen her türlü inert tozu kullanabilirsiniz. Örneğin biz ürünü geliştirmek adına, yaklaşık 50 dönüm uygulama alanında bir düzineye yakın farklı karışımı deniyoruz.

Burada Sn Acemi Çaylak sanırım karışımlar üzerine vurgu yapmak istiyor. Bu şekilde bir saha çalışmasının son derece faydalı olacağı açıkça ortadadır. Sonuçta bu saha çalışmasında en iyi sonucu verecek "karışım" bir marka altında ticari boyuta taşınacaktır. Anladığım kadarıyla doğal olarak bu ticari boyuta taşınacak ürüne "kaolin" denmesi pek doğru olmayacaktır. (Belirli bir yüzdesi kaolin olsa bile....)

Lütfen yanlış anladımsa düzeltiniz.

acemi_caylak
10-07-2011, 12:36
Merhaba Sayın acemi_caylak,

Teknik anlamda her türlü tartışmayı sağlıklı buluyorum. Diğer tüm üyelerden de bu başlık altında sadece teknik tartışmaları yürütmelerini kendi adıma rica ediyorum.

Mesajınızın yukarıda alıntıladığım kısmını açıkçası ben çok anlayamadım. 5.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 1, 2.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 0.8 birimdir demişsiniz. Bunun biz son kullanıcılar (sokaktaki vatandaş) açısından pratik sonucu nedir? Bu, 2.5 mikronluk parçacıkların 0.8 birimi tutunabiliyorsa 5 mikronluk parçacıkların 1 birimi tutunabiliyor anlamına mı geliyor? Yoksa tam tersi mi yoksa ben tamamen yanlış mı anlıyorum ? Yani parçacık büyüklükleri biraz fazla olmasının tutunma açısından doğru orantısal bir negatif etkisi yoktur, daha çok logaritmik bir oranla mı gider demek istiyorsunuz?

Biraz daha açabilir misiniz bu kısmı?

Teşekkürler

Sayın Çamtepe,

Soruyu sorduğunuz için teşekkürler. Soru sayesinde, değerleri ters yazdığımı fark ettim.

Bu katsayı, daha çok fungusitlerin yapraklara tutunması veya yapışması ile ilgili kullanılıyor. Bende biyolojik fungusitleri araştırırken karşılaşmıştım. Buna yapışma ya da tutunma katsayısı deniyor. İlaç uygulandıktan sonra, çeşitli testler yapılıyor. Örneğin 10 mm yağışta ne kadarı yıkandı, şiddetli yağmurda ne kadarı yıkandı gibi ölçümler yapılıyor ve buradan hesaplanıyor.

Tıpkı sürtünme katsayısı gibi bir şey. Cam yüzeyde daha kolay kayarsınız, ama halı üzerinde daha zor kayarsınız. Yani ikisininde sürtünme katsayısı farklıdır.

Parça küçüldükçe tutunma katsayısı yükseliyor. Ancak sizinde belirttiğiniz gibi, bu doğru orantılı olarak değişmiyor.

Örneğin tam hesaplanmış bir değeri vereyim.

Parçacık boyutu: 5.55 mikron ise tutunma katsayısı 0.37'dir.
Parçacık boyut: 2.64 mikron ise tutunma katsayısı 0.45'dir.

Dikkat ederseniz, parçacık boyutu arasında 5.55/2.64=2.10 gibi fark var.
Ancak tutunma katsayısı arasında 0.45/0.37= 1.21 gibi fark var.

Yani parçacık boyutları arasında 2 katına yakın bir fark varken, tutunma katsayıları arasında sadece 0.21 birim fark var.

Dogasever
10-07-2011, 13:02
Ben de tamamlayıcı nitelikte bir şey söyleyeyim:

Bir parçacık bir yüzeye parçacığın dokunabildiği yüzey alanının, yine parçacığın toplam yüzey alanına oranı ne kadar büyükse o kadar iyi yapışır. (kendinizden düşünün, bir halıya üzerinde yatarken mi daha iyi yapışırsınız yoksa dikilirken mi?) Parçacıkların küresele yakın veya ovaloid şekilli olduklarını varsayarsak; parçacık boyutu küçüldükçe, bu iki değer de azalacaktır. Ancak, toplam yüzey alanındaki azalma, dokunan yüzey alanındaki azalmadan daha fazla olacağı için dokunan yüzey alanının toplam yüzey alanına oranında net bir artışa neden olacaktır. Simülasyon yaparsak, parçacık boyutu küçüldükçe bir insan dikilme pozisyonundan, yatar pozisyona daha fazla geçiyor olacaktır.

acemi_caylak
10-07-2011, 13:04
Burada Sn Acemi Çaylak sanırım karışımlar üzerine vurgu yapmak istiyor. Bu şekilde bir saha çalışmasının son derece faydalı olacağı açıkça ortadadır. Sonuçta bu saha çalışmasında en iyi sonucu verecek "karışım" bir marka altında ticari boyuta taşınacaktır. Anladığım kadarıyla doğal olarak bu ticari boyuta taşınacak ürüne "kaolin" denmesi pek doğru olmayacaktır. (Belirli bir yüzdesi kaolin olsa bile....)

Lütfen yanlış anladımsa düzeltiniz.

Sn. Dogasever,

Aslında hep vurguladığım gibi tarımda kullanılabilecek evsafta kaolin piyasada var. (Hatta tartışmaların kaynağı bu doğruculuğumuzdu.) Basit bir üründü ve herkes tarafından ulaşılabilirdi. Ancak fiyatı çok yüksekti. Biz fiyatı düşürerek tekere çomak sokmuştuk.

Engelhard yeni bir şey keşfetmemiş. Zaten kendilerinin tarımla fazla ilgisi yok. Engelhard bir mineral firması. Sadece bütçeden organik tarıma ayrılan pastadan kapabilmek için deneylere girişmişler. Para bol oluncada bolca test yapmışlar. Hatta bir ara Mister Glenn işi abartıp, fungusit olduğunu bile iddia etmiş. Ancak daha sonra bunun kaolin olmadığı, içeriğine pH'ının alkali olması için çeşitli katkılar katıldığı tespit edilmiş. Yoksa aynı evsafta kaolin boya, kozmetik vb. sektörlerde bolca kullanılıyor. Al onlardan birini kullan. Böyle bir ürün Engelhard'ın elinin altında zaten hazırda vardı.

%95'i kaolin olan Surround'un %5'i ise çeşitli yayıcı ve yapıştırıcılardan oluşuyor.

Bu konuda ben hep Raynox'u örnek aldım. Adam en azından ürününü geliştirmiş. Zaten ürününe sadece kaolin demiyor.

Bu nedenle, SunShader'de farklı olmak zorunda. Yoksa kaolini doğrudan ithal eden firmalarla hiç bir rekabet şansı kalmaz. SunShader sayesinde en azından kaolinin ne olduğu daha fazla tartışılır oldu ve katıldığı fuar, broşür ve dağıttığı ücretsiz ürünlerle çiftçiye ucuz bir girdi olabileceğini göstermiş oldu. Bundan mutluyum.

Dogasever
10-07-2011, 13:40
sn Acemi Çaylak,

Bu konuda ben hep Raynox'u örnek aldım. Adam en azından ürününü geliştirmiş. Zaten ürününe sadece kaolin demiyor.

Bence de Raynox'u örnek almanızda fayda var. Herkes bir ticari ürün yaratabilir ve ticari ürününe, kendine has ve özel bir ticari isim vermelidir. Kaolin gibi jenerik bir isim zaten vermemelidir. Siz de zaten ürünün karışım olduğunu söylüyorsunuz. Bu itibarla, eğer yaptığınız denemelerde elde edeceğiniz sonuçlar bu sezonda yararlı olursa ve karşılaştırılabilen fiyatı (diğer ürünlerin fiyatlarıyla birim ağırlık nötralize edilerek karşılaştırılmış fiyat) uygun ise, çiftçiler piyasadaki diğer ürünlerle karşılaştırarak, işlerine gelirse zaten tercih edeceklerdir. O yüzden, bence burada tüm özelliklerinin mercek altına alarak eleştirilmesi ürünün piyasadaki yerini belirlemede çok fazla etkili olmayacaktır. Ürünün sahadaki uygulamalarda sağladığı sonuçlara ve uygulamanın kolaylığına bakılacaktır. Sn MeyveliTepe'nin kaolinin özellikleri konusundaki eleştrileri bence haklıdır. İlk önce kendisi kullanmaya başladığı için kendisini bu konuda doğru yol göstermede sorumlu hissetmektedir. Bu da bence doğru bir harekettir. Sizin ürününüz saf kaolin olmayıp, tarımsal amaçlı geliştirilmiş bir organomineral (içeriğini bilmiyorum ama sizin söylediiklerinizden için de diatomlar belki vardır diye organomineral diyorum!) veya mineral bir karışım olduğu için farklı bir üründür ve saf kaolin ile karşılaştırılmamalıdır. Tekrar kutluyorum ve hayırlı olsun diyorum.

acemi_caylak
10-07-2011, 13:55
Sn. Dogasever,

Bir gerçeği daha unutmayın. Türkiye'de kaolini ilk tanıtan kişi sizinde iddia ettiğiniz gibi, Meyvelitepe değildir. En azından internet medyasında, Kezban Yazıcı'nın adına bolca rastlarsınız. 2006 yılında ilk broşürü yazmıştır. Meyvelitepe'nin hangi kaolini pazarladığı ortada. Ürün pazarlama derdi olan tabi ki bolca blog yazısı da yazar. Başka şeylerde yapar. İşte Kezban Yazıcı'nın araştırmaları. Google'dan basit bir aratmayla bulursunuz.

1- KAOLİN: BAHÇE BİTKİLERİNDEKİ KULLANIM DURUMU İLE ETKİ MEKANİZMASI
2- Effects of Air Temperature, Relative Humidity and Solar Radiation on Fruit Surface Temperatures and Sunburn Damage in Pomegranate (Punica granatum L.cv. Hicaznar)
3- Kaolin Uygulamalari ile Modifiye Atmosfer Kosullarinin Nar Muhafazasi Uzerine Etkileri

Daha buna benzer bir kaç döküman daha var.

Dogasever
10-07-2011, 14:13
Sn Acemi Çaylak
Bakın siz de ne güzel literatür araştırmaları yapıyorsunuz ve ne güzel denemeler kuruyorsunuz. Aynı şeyi Sn MeyveliTepe de yapıyor. Ve her şeyden öte, sizler bu çalışmaları yaparken insanlara çok değerli bilgiler de öğretiyorsunuz. Bunların hepsi takdire şayan şeylerdir.

Bu çalışmaları yaparken siz bir ürün ortaya çıkardınız ve çok da iyi yaptınız. Kimse size niye böyle yaptınız diyemez. Özgür ve piyasa koşullarının işlediği ülkelerde girişimcilik serbestisi vardır. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz ve şu aralar geliştirmekte olduğunuz ürünle böyle bir girişimciliğe başlamak üzeresiniz.

Sizin nasıl böyle bir girişimcilik hakkınız varsa, herkesin de böyle bir hakkı vardır. Sn MeyveliTepe de buna dahildir. (Sn MeyveliTepe'nin herhangi bir girişimciliği olup olmadığını bilmiyorum) ama varsa da bunu yadırgamamak gerekir. İnsanlar, yaptıkları çalışmalar karşılığında maddi çıkarlar sağlayabilirler. Bunun fabrikada 8 saat çalışıp maaş alan bir işçinin yaptığından çok fazla farkı yoktur. Kısaca anlatmak istediğim herkes yaptığı işten maddi çıkar da sağlayabilir. Bu çok normaldir. Eğer Sn MeyveliTepe'nin de herhangi bir ürünle ilişkisi varsa (tekrar ediyorum bunu bilmiyorum) bunu kimse yadırgamamalıdır. Benim de bazı ürünlerle ilişkim var. Ama iyi ürüne iyi, kötü ürüne kötü demesini bilmeliyiz. Bazı ürünlerin yanlışlıkları veya eksiklikleri varsa, bunları rahatlıkla konuşabilmeliyiz. Bakın ben EM başlığını açtığımdan beri ne kadar fazla benzeri ürün ortaya çıktı. Yasal olan ve işe yarayan ürünlerin başımın üstünde yeri var. Ama yasal olmayanlarla da olabildiğince mücadele etmeliyiz. Anadoluda bazı kişilerin sulandırılmış melası bile EM etiketi yapıştırıp sattıklarını ve bizim belglerin fotokopilerini kullandıklarını tespit ettik. Maalesef durum böyle.

MeyveliTepe
10-07-2011, 22:38
Papa Newyork'a gider, büyük bir olay olduğu için bütün basın oradadır. Bir gazeteci "Newyork'daki genelevler hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorar. Papa şaşırarak "Newyork'da genelevler var mı" diye sorar. Ertesi gün manşetlerde: "Şok!! Papa Newyork'a gelir gelmez genelevleri sordu" yazar.



Sn. meyvelitepe,
orjinal mesaj sahibi meyvelitepe
aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.

not: Bu yazının hazırlanmasında aşağıdaki yayınlardan yararlanılmıştır.

1. Encyclopedia of entomology, john l. Capinera
2. Horticultural reviews, john wiley & sons, ınc.
3. Journal of economic entomology

Bu sayfalardaki tartışma alıntı yaptığım 196 nolu mesajınızda özellikle "bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ( Sun Shader) ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur." cümleniz üzerine benim sizi ikaz etmemle başlamıştı.

Şimdi sizin Sunguard' ın sadece isim benzerliğinden ibaret olduğunu bilmiyordum. Bende yeni öğrendim demeniz pek inandırıcı gelmiyor. Çünki bu kadar literatür karıştıran birinin bu ayrıntıyı atlaması mümkün değil. Hatta tüm ısrarlı sorularıma rağmen birde üstüne üstüne üstlük OMRI belgesi ısrarınız işin tuzu biberi olmuştur. Ne gerek vardı bunca tartışmaya? Değdi mi sizce?

Çünki buradaki anafikir Sun Shader isminin Sun Guard' a benzeşim sağlayarak bir pazarlama taktiği geliştirildiği yolundaydı. Hatta üstüne üstlük birde literatür olarakta hazır lop olarak bu literatürden faydalanacaktı. Bu hiçte etik değildi sizce. Ama gelin görün ki sizin favoriniz olan Sun Guard isim benzeştirmesi de yapmamış, nerede ise aynısını kullanmış, hecelere bölerek. Sun Shader ismi bu benzeşim yanında çok basit kalmış.

Umarım bu kadar hengameden herkes kendisi için gerekli dersi çıkarmıştır.

Neyin "aksi halde"si? Sizin algılamanız mı yetersiz, okuma mı bilmiyorsunuz? Yoksa bu kadar mı kötü niyetlisiniz ve gözleriniz bağlı.


#196 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=823156&postcount=196) nolu mesajdan anlam bütünlüğü bozulmamış halde:
...
Parçacık Film Teknolojisinde geliştirilen M97 formülasyonu ve M97+M3 olarak ticari ürün haline gelmiş formülasyon, Georgia'nın çökelti şeklinde oluşmuş kaliteli kaolin yataklarından elde edilen mineralin, yüksek seviyede rafine edilip tüm metal ve diğer serbest minerallerden arındırılıp 1100 derecede kalsine edildikten sonra %90 ölçüde 2 mikron altı (ortalama 1.4 mikron) boyuta getirilmiş malzemeden oluşmaktadır. Formülasyonda M3 olarak ifade edilen katkı ise bu ürüne özel yayıcı yapıştırıcı bir katkı olduğu, ve bunların da kabul edilen yiyecek katkıları listesinde olan malzemelerden olduğu bildirilmektedir.

Yapılan ve kayıt altına alınan bazı denemelerde, uygun boyutta, rafine edilmiş kaliteli kaolin ile uygun boyutta, rafine edilmiş, kaliteli ama aynı zamanda kalsine edilmiş kaolin arasında tarım uygulamaları bakımından büyük farklar belirlenmiştir. İlerleyen zamanda bunlardan söz edeceğim.

Kaolin uygulamaları şayet güneş yanıkları, fotosentez, zararlı engelleme vb. konularda bu güne kadar yapılmış saha deneyleri ve bilimsel makaleler baz alınarak yapılacaksa veya yapılması öneriliyorsa, ya da bu literatürü çağrıştırarak ürün öneriliyorsa , en azından M97 formülasyonunda belirtilen ağır metal, kanserojen olan olmayan tüm minerallerin ayrıldığı yüksek seviyede rafine edilmiş, kalsine, en az %90 oranında 2 mikrondan küçük tanecikli ve diğer saflık, beyazlık, parlaklık özelliklerine uygun formülasyona sahip malzeme olmalıdır. Formülasyonun buraya kadar olan kısmı gizli ve ticari sır değildir. Kaliteli hammadde, uygun üretim teknikleri, yeterli mühendislik bilgi ve yatırım ile herkes yapabilir.

Önerilen herhangi bir ürün bu özelliklerde değil ise, bu özelliklerdeki ürün için oluşmuş literatür ile bir bağlantısı kalmaz. Ne radyasyon tiplerine ait ölçüm değerleri, ne bitki ve zararlılarla ilgili yapılmış saha deneyleri ve bunlara ait bilimsel makaleler, hiç biri geçerli değildir. Gereken bilimsel deneyler ve raporların söz konusu yeni ürün için sıfırdan üretilmesi gerekir. Her türlü broşür, söylem ve yazı ile bu yeni ürüne atfedilen etkilerin hepsinin ürüne ve formülasyonuna özel, somut, ispat edilebilir dayanak ve belgeleri olmalıdır. Elbette, bunlardan da önce söz konusu yeni formülasyonların insan ve çevre sağlığı etkileri net ve tatmin edici derecede açık olmalıdır. Aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.

Yazdığınız yine bir anafikir harikası mıydı? Yoksa, her ürüne ve herkese eşit mesafedeki forum üyesinin yerlerde sürünen algılama yeteneği mi? Yoksa başka bir şey mi? Yazılanı yukarıya çıkarttım, ilkokul öğrencisi bile anlar.

Burada bahsedilen M97+M3 formülasyonu ticari marka olarak Surround'dır. Sunguard isimli ürün ise analiz raporunda da görüldüğü üzere M97'yi birebir karşılayan bir malzemedir. Yani yazdığım üzere M97 formülasyonu için oluşmuş literatüre dayanmaya hakkı vardır. Bu formülasyonu tutturan her ürünün mevcut literatür ile ilişkilendirilmeye hakkı vardır. Alakasız olan ürünlerin yoktur. Onlar kendi literatürünü oluşturmalı. Yazılı olan budur.

MeyveliTepe
10-07-2011, 23:13
Merdümgiriz'den (insanlardan nefret edenmiş) sonra artık ne diyeceğim bilmiyorum. Ya sizin asılsız suçlamalarınızdan insanları kim koruyacak? Çamur at izi kalsın!

Bugün daha önce SunShader satın alan müşterilerin bir kısımını aradım. Ürün için yorumlarını istedim. Çoğunluk memnundu ve aradığımız için sevindiler. Ancak 2 kişi "kanserojen olabileceği için kullanmadık" dedi. İşte beni yaralayanda bu. Ya beni sizden kim koruyacak?

Bilirsiniz, Hitlerin propagandacısı Göbels yalan propaganda ile milyonlarca yahudiyi fırınlara göndermişti. Göbels'in yalanlarına o dönemde korkudan kimse sesini çıkarmamıştı. Ama bu yalan milyonlarca yahudinin hayatına mal oldu.

Sn. Sabry, kanserojen olmadığını söyledi. Bunu kim takar ki? Kanserojen mesajı hala sitede duruyor.

U.S. Public Health Service, National Toxicology Program (Amerikan Halk Sağlığı Servisi, Ulusal Zehir Programı) sürekli güncel listeler yayımlıyor.

Report on Carcinogens (Kanserojenler hakkında rapor) (http://ntp.niehs.nih.gov/ntp/roc/twelfth/roc12.pdf) listesinde Kaolin yok. Merak edenler listeyi indirip, kaolin diye aratabilirler.

Ancak Sabry ve benim "kanserojen değildir" dememiz yetiyor mu? Bu 2 müşteriyi kim ikna edecek? Bu çamuru kim temizleyecek?

Sevgili Kaptan, sana da bir soru? Bu konuda senle bile yaklaşık bir saatlik telefon görüşmesi yapmıştım. İkna edememiştim. Bunu bilmek için kimya ya da fizik profesörü mü olmak gerekiyordu? Hani sitemim şu! "Şu ellerin taşı bana hiç değmez, ille dostun bir tek gülü yaralar beni."

Bütün süreci, hatta içine ne katılacağı bile, sizle gerek yüz yüze gerekse telefonda tartışılan bir ürünün kanserojen olduğu söylendiğinde, net bir tavır beklerdim.

Merdümgiriz konusuna hiç girmeyelim. Hasbelkader tanıdığınız biri ve merdümgiriz değildi maalesef. Tek umudu da yeni nesil.

Ne burada, ne başka bir yerde hiç kimse kaolin kanserojendir demedi.

"Mevcut parçacık film teknolojisinin temel alındığı kaolin, beyaz, gözeneksiz, şişip kabarmayan, aşındırıcı olmayan, ince taneli, tabak şekilli, su içinde kolaylıkla asılı kalarak suspansiyon oluşturan, geniş bir PH aralığında inert olan alimünyum silikat (Al4Si4O10(OH)8) mineralidir. Kaplanabilir sınıf kaolin %85'den daha parlak ve %90'dan daha saf kalitededir. Ham kaolinin içerdiği iki iz element olan Fe2O3 ve TiO2'nin ayrıştırılıp uzaklaştırılması çeşitli endüstriyel uygulamalar için de gerekli olan %85 beyaz parlaklık kalitesi için gereklidir. Buna ilaveten insan sağlığı için solunduğunda kanserojen olan serbest SiO2 silika kristallerinin insan sağlığı için mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırılması gerekir (Harben 1995). "

Bu lafı hatırlıyor musunuz? Kısmen, değil mi? Okuduğunuz google book'da rastladınız. Kaplanabilir sınıf kaolinden bahsediyor diye de alıp kullandınız. Oysa google book bir özetti ve Mister Glenn(!)'nin makalelerinden alınmıştı. Mister Glenn de bu lafı Peter Harben'in 250 sayfalık, 50 tane mineralden bahseden 1995 baskılı kitabından almıştı.

Yani sizin bilmeden büyük bir memnuniyetle alıntı yaptığınız P.Harben, ham kaolinden silika kristallerinin ayrıştırılmış olması gerektiğini söylüyor. Ben değil.

Size sordum, bu ayrıştırılma sizin ürünününüzde yapılmışmıdır diye, yanıt vermediniz, aksine zararı yoktur gibi bir şeyler söylediniz.

Kaolinin, kullanmak isteyen insanlar tarafından yanlış anlaşılması en istemediğim bir şey. Bu konuda bu kadar yazmamın, ısrar etmemin sebebi de bu. Yoksa bana ne. Şimdi bakalım, bu yanlış anlaşılmaya kim sebep oluyor? P.Harben mi, ben mi, siz mi?

Halil Önen
11-07-2011, 01:36
....
SunShader kalsine kaolin içeren bir üründür.

.....
Parçacık büyüklüğü kritik bir role sahiptir.

Tarımsal uygulamalarda, boşlukları azaltabilmek için çeşitli sınıflardan karışımlar kullanılarak komple bir kaplama sağlanır. Büyük kümelenmeler, boşluklara neden olabilir ve yüzey kaplama etkisi daha az etkili olur

Bilgi ve bize geldiğinde verdiğin hediye için Teşekkürler Sn.Acemi.

232999

MeyveliTepe
11-07-2011, 01:47
Bu yazım biraz duygusal olacak. Başından beri SunShader'in geliştirilmesinde UBYİ üyelerinin bir kısmı bulundular. Bir çok içerik onlarla paylaşıldı. Halil Bey'in deyimiyle "bilmek yetmiyordu yapmak gerekiyordu". Ancak Nasreddin Hoca'nın fil hikayesindeki gibi yarı yolda bırakıldık. Yine de yılmak yok. Sevgili Halil Önen'in şu sözleri kaolin başlığında söylenmese de bir gerçekliği ifade ediyordu.


Ben de biraz duygusal, çokça da iç burukluğu ile yazayım.

İtiraf edeyim, şimdi anlıyorum bilmediğiniz bir işe giriştiğinizi.

Doğru bir sonuç da çıkabilirdi bu girişimden. Ama çıkmadı. İnanıyorum ki, eski acemi_caylak ne yapar eder, okur, sorar, doğrusunu öğrenirdi.

"Bilmek yetmiyor, yapmak gerekiyor" doğru bir laf. Fakat ön koşulu bilmekten geçiyor. Hele ki yapmaya soyunuyorsan herkeslerden çok bilmek zorundasın. Sonra mahçup olmak var. Yapayım derken, yapamayıp, pestisit kumpanyasından kurtulsun denilen çiftçiyi hepten bu kumpanyanın kucağına atmak, ucuz sandığın şeyi pahalı satar duruma düşmek de var.

Bunca yazışmadan sonra bile iki konuda yanıt yok.

1. Neden ürününüz o kadar ağır olduğu halde hafifmiş gibi gösterdiniz? Hata mıydı, gözden mi kaçmıştı? Baskı altında kalıp öyle söylemek mecburiyetinde mi kalmıştınız? Müşteriyi bilerek mi yanıltmak istediniz? Hangisi? Yok mu bir özürünüz, açıklamanız? Günlerdir yazılan şeyler hep bunun etrafında. Niye bu direnç?

Belki de önemsiz bir ayrıntı diye düşündünüz. Bu da yapmaya çalıştığınız şeyi bilmediğinizi gösteriyor ki yazık. Oysa kaliteden fiyatın yorumuna kadar bir çok şeyi belirliyor.

Dolgu kalitesi bir malzeme kullanmak yerine pigment kalitesi bir malzemeye yönelseydiniz doğruyu bulacaktınız oysa. Kâr marjı bir kaç puan düşük olurdu hepsi hepsi. Ama çiftçi de kazanırdı bu işten ve zehir endüstrisine karşı iyi bir direnç noktası olurdu.

2. Neden, durup dururken olması gereken parçacık boyutu hakkında ARS bilim adamlarının söylemedikleri şeyi söylemiş gibi gösterdiniz? Hiç bir şekilde %50'si 2 mikron altında olsun yeter dememişlerdi. Ama sizin ürününüze öyle dediniz diye öyle aksettirdiniz. Bunun için de bir açıklamanız yok. Artık kaynaklar ortada, burada yazmayan bir sürü insan da okuyabiliyor o makaleleri. Beni geçelim, onlar nezdinde ne durumdasınız, farkında mısınız?

Bakın #219 nolu mesajınızda;
"Cutting sunburn-related crop losses in half and increasing packout by 10 percent to 15 percent more than pays for the material and application, he says" sözünü

"Güneş yanığı kaynaklı kayıplar yarı oranında azalır ve elde edilen paketlenebilir ürün miktarı, materyale ve uygulamasına ödenen paradan %10-15 daha fazladır. "

diye anlayıp çevirmişsiniz. ARS bilim adamlarının yazılarında "50" gibi bir laf olsa yine böyle yanlış anlaşıldı diyeceğim ama o da yok.

Şimdi biraz da;
Parçacık Büyüklüğü ve Tarımda Kullanılan Kaolin
başlığının altındakilere bakalım.

http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=232908&d=1310285640

IMERYS'nin Polestar 200P ürününü örnek vererek, 10 µ ölçülü kaolinin tarımda kullanmak için yeterli olduğunu belirtmişsiniz. (Böylece ARS bilim adamlarının yanıldığını belirtmek istiyorsunuz).

Peki, neymiş bu Polestar 200p, biraz bakmadan önce, yukarıda alıntıladığınız tabloda bir noktaya dikkat çekelim.

Aerated Powder Density : 330kg/m3 deniyor. Yani 330gr/litre, 580 değil. Şayet bu ürün gerçekten tarımda kullanılan bir ürün olsaydı ilgilenmeden geçmezdim.

Şimdi ürüne bakalım;
PoleStar 200P
Calcined kaolin giving high opacity, whiteness & scrub resistance
Key Benefits
Very high opacity, whiteness

Key Applications
Water based Decorative Paints, Solvent based Decorative Paints, Rubber Extrusions, Rubber Mouldings, Rubber Processing,Sealants, Plaster Board.

Bunu çevirmiyeyim ama ağaçlara atılır diye bir şey yazmamışlar. Bir sürü endüstriyel kaolinden biri. Kullanım amaçlarına göre farklı özelliklerde malzeme üretiyorlar. Kalsine kaolinin optik özellikleri sebebiyle de sera naylonunda kullanılmak üzere bir dizi ürünleri var.

Bir de buna bakalım;

http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=232911&d=1310285640


In Agricultural applications employ a mixture of grades to
provide a complete coating that reduces voids. Large
aggregates can cause voids in the surface coating making it
less effective

Tarım uygulamalarında boşlukları azaltmak için farklı derecelerin karışımları kullanılır. Büyük kümelenmeler yüzey kaplamasında boşluklara sebep olarak etkisini azaltır.

Yani büyük kümelenmeler olmamalıdır diyor. Buradaki farklı derecelerden kasıt 2 mikrondan büyük, 10 mikronluk parçacıklar değil. 2 mikron altı malzemelerde önemli bir oranda 1 mikron altı parçacık bulunur. Ortalaması da 1.4 mikron civarında olarak bildiriliyor.

Burada aynı sunumda atladığınız bir slide var.

Kaolin Production Removal of LPCs
In the production of Kaolin products manufacturers employ
many different methods for LPC removal.
• Hydro Cyclones
• Filtration
• Flow Separation Methods
• Selected Separation
• Selected Selected Flocculation

Burada büyük parçacıkları ayıklamanın teknikleri listelenmiş.

Aggregate Large Particle Counts
Large Particle Counts have a direct effect on the quality of
many products including Kaolin Clays products including Kaolin Clays.

Burada da özetle Büyük Parçacık Sayısının, kaolin dahil bir çok üründe kaliteye doğrudan etkisinin olduğunu yazıyor.

MeyveliTepe
11-07-2011, 07:43
Sn. Dogasever,

Bir gerçeği daha unutmayın. Türkiye'de kaolini ilk tanıtan kişi sizinde iddia ettiğiniz gibi, Meyvelitepe değildir. En azından internet medyasında, Kezban Yazıcı'nın adına bolca rastlarsınız. 2006 yılında ilk broşürü yazmıştır. Meyvelitepe'nin hangi kaolini pazarladığı ortada. Ürün pazarlama derdi olan tabi ki bolca blog yazısı da yazar. Başka şeylerde yapar. İşte Kezban Yazıcı'nın araştırmaları. Google'dan basit bir aratmayla bulursunuz.

1- KAOLİN: BAHÇE BİTKİLERİNDEKİ KULLANIM DURUMU İLE ETKİ MEKANİZMASI
2- Effects of Air Temperature, Relative Humidity and Solar Radiation on Fruit Surface Temperatures and Sunburn Damage in Pomegranate (Punica granatum L.cv. Hicaznar)
3- Kaolin Uygulamalari ile Modifiye Atmosfer Kosullarinin Nar Muhafazasi Uzerine Etkileri

Daha buna benzer bir kaç döküman daha var.

Burada son zamanlarda yine çokça rastladığımız mesnedi olmayan bir iddia var.

Çokça blog yazmamızın da sebebi oymuş iddia sahiplerine göre.

Aklılları ve havsalaları alamadığı için anlam veremiyorlar, bu direnç niye diye. Olsa olsa böyledir demişler kendilerince. Fikir ve zikir meselesi.

Sonuncusuyla beraber önerdiğimiz üç ürün ürün var. Formülasyonu uygun dördüncü, beşinci gelirse onlar da hoşgelir. Alakasız bir şeye "he" demedik diye diğerlerini pazarlar olmuşuz nedense.

Kaolin kili, ülkenin pestisitlere mahkumiyetinin azaltılmasında bir mihenk taşı olabilir. Fazlasıyla stratejiktir. Esas saldırıyı zehir kumpanyalarından alacak.

Buna, sadece doğru ürünler, neyi niye yaptığını bilen çiftçiler ve tabii ki olabildiğince ucuz maliyetlerle karşı durulabilir. Ucuzmuş gibi görünüp pahalı olan alakasız ürünlerle değil. Bunlar olsa olsa zehir kumpanyasının işini kolaylaştırır.

Alçak Orfeteknik, ne daha önce ne de bunca şeyin üstüne bir torba bile bedava ürün göndermedi - hoş iki senedir bizim kooperatiften satın alıyorum :) Surround şirketinin haberi bile yok. Geçen sene Ensar bey iki torba bedava kendi imal ettiği malzemeden gönderdi. Bir kilo eksiği ile aynen duruyor. İade etmek boynumun borcu olsun. Bir sürü yer kaplıyor. Buralarda para verip Sunshader satın almış tek kişiyim sanırım. Bir de geçen ay gelen bir torba AT-80 ve RT-89 var. RT-89 bu iş için işe yaramaz. AT-80'in ilk 5 kilosunu test için harcadım. Ürün iyi, diğer 20 kiloyu bahçede kullanacağım. İlave istediğim ürünlerle beraber parası ödenecek. Zaten de yazsın Sabri bey, en baştan kendim için ne gibi şartlar koyduğumu. Biliyordum bu iftiranın da geleceğini, başka çarelerinin kalmayacağını.

acemi_caylak
11-07-2011, 07:49
517 nolu mesajımdaki orjinal cümleyi alalım.

"In Agricultural applications employ a mixture of grades to provide a complete coating that reduces voids. Large aggregates can cause voids in the surface coating making it less effective."

Bunu ben aşağıdaki şekilde çevirmişim.


Tarımsal uygulamalarda, boşlukları azaltabilmek için çeşitli sınıflardan karışımlar kullanılarak komple bir kaplama sağlanır. Büyük kümelenmeler, boşluklara neden olabilir ve yüzey kaplama etkisi daha az etkili olur.

Sizse şu şekilde çevirmişsiniz.


Tarım uygulamalarında boşlukları azaltmak için farklı derecelerin karışımları kullanılır. Büyük kümelenmeler yüzey kaplamasında boşluklara sebep olarak etkisini azaltır.

Peki bu anlamnı nerden çıkardınız?

Yani büyük kümelenmeler olmamalıdır diyor. Buradaki farklı derecelerden kasıt 2 mikrondan büyük, 10 mikronluk parçacıklar değil. 2 mikron altı malzemelerde önemli bir oranda 1 mikron altı parçacık bulunur. Ortalaması da 1.4 mikron civarında olarak bildiriliyor.

Parçacık boyutunun önemini vurgulayan diğer slaytı referans alıyorsunuz. Oysa aynı slaytın başlangıç cümlesi zaten "Parçacık büyüklüğü kritik bir role sahiptir." şeklinde var.

Üstelik bir önceki slaytta da parçacık boyutlarının derecelendirilmesinde zaten hangi sektörlerde kullanıldığı var.

İşte aynı mesajdan o bölüm.


Kaolinlerin parçacık boyutuna göre sınıflandırması:

Kaolin killeri geniş bir aralıkta parçacık büyüklüğüne sahiptir.

Ultra ince – Yüksek beyazlık ve pigment performası.
100 nanometreden küçük.

İnce – Kozmetikler içinde kullanılır. Donukluk ve tutunma gücü arasında iyi bir denge sağlar.
1 mikrondan küçük.

Orta – Küçük ve büyük parçacıklar arasında bir denge sağlar. Kozmetikler için güzel bir astar oluşturur.
10 mikrondan küçük.

İri – Düşük yağ emiciliği ile yüksek katı içerikli malzeme ihtiyaçlarında önemlidir.
10 mikrondan büyük.

acemi_caylak
11-07-2011, 08:13
Bakın #219 nolu mesajınızda;
"Cutting sunburn-related crop losses in half and increasing packout by 10 percent to 15 percent more than pays for the material and application, he says" sözünü

"Güneş yanığı kaynaklı kayıplar yarı oranında azalır ve elde edilen paketlenebilir ürün miktarı, materyale ve uygulamasına ödenen paradan %10-15 daha fazladır. "

diye anlayıp çevirmişsiniz. ARS bilim adamlarının yazılarında "50" gibi bir laf olsa yine böyle yanlış anlaşıldı diyeceğim ama o da yok.

Pes doğrusu, bu kadar çarpıtma olur. Yazının orjinali aşağıdaki resimde var. Burada bu söz bana ait değil. Röportajı yapan muhabir, Dr. Jim McFerson'dan aktarıyor. Yani yazının hiç bir yerinde ARS geçmiyor. Üstelik "Surround ve Raynox’un ilk testlerine katılmış olmanın yanısıra, yaklaşık yarım düzine kadar diğer ürünün testlerinde de 10 yıl boyunca çalışmış." Şimdi 10 yıl boyunca bu testlerde görev almış birinin söylediklerine değilde size mi inanalım.


Inert tozlar ile ilgili bir yazı, The Grower (Yetiştiriciler) Dergisi'nin Mayıs 2010 (http://www.thegrower.com/issues/the-grower/dont_get_burned_117876544.html) sayısında da yayınlanmış. Yanmayın! başlığı ve "Üreticiler Diyor ki “Partikül Film Teknolojisi Meyve kalitesini Yükseltirken Güneş Yanığını ve Su Stresini Azaltır” alt başlıklı yazıda, 3 farklı ürün (Surround, Raynox ve Purshade) üretcilerinin kendi ağzından değerlendiriliyor.

Benim en dikkatimi çekense, Dr. Jim McFerson'un görüşleri. Bağımsız bir bilim insanı olmanın yanında, bu türden ürünlerin testlerinde görev almış birisi. Aşağıda onun görüşlerinin yer aldığı bölümün orjinal ingilizcesini ve benim çevirimi görüyorsunuz. İngilizcesi benden iyi olan arkadaşlar belki daha iyi çeviri yaparlar.

Karar Sizin

Wenatchee’deki Washington Meyve Ağaçları Araştırma Komisyonu Yöneticisi Jim McFerson (Jim McFerson Bitki Besleme ve Genetik üzerine doktora yapmış birisi ve 1999’dan beri Washington Meyve Ağaçları Araştırma Komisyonu’nda çalışıyor.), Surround ve Raynox’un ilk testlerine katılmış olmanın yanısıra, yaklaşık yarım düzine kadar diğer ürünün testlerinde de 10 yıl boyunca çalışmış ve başta elma olmak üzere çeşitli denemeler yapmış biri olarak diyor ki:

“Genellikle, mateyallerin tarla denemelerinde güneş yanıklığını önlemedeki etkileri esasen eşit durumda” deyip ekliyor, bu durum yıldan yıla, tarladan tarlaya da farklı uygulamalarda farklılık gösterebilir.

Güneş yanığı kaynaklı kayıplar yarı oranında azalır ve elde edilen paketlenebilir ürün miktarı, materyale ve uygulamasına ödenen paradan %10-15 daha fazladır.

Sonunda yetiştiriciler şanslılar, çünkü “çeşitli seçeneklere sahipler”.

Pazardaki diğer markalar, Eclipse, Sunhield ve Vapor Guard’tır.

McFerson diyor ki “Her bir ürün kendi bilgisine sahiptir.”

Bu bilgiyi değerlendirmek yetiştiricilere kalmış ve onlar kendi özgün koşullarını göz önüne alarak karar vereceklerdir, böylece onlar “kaliteli ürünleri kendi tükecilerine sunarak iyi bir iş yapmış olurlar.”


İşte resimdeki orjinal cümlede kırmızıyla işaretlenmiş.

233016

acemi_caylak
11-07-2011, 08:27
Dolgu kalitesi bir malzeme kullanmak yerine pigment kalitesi bir malzemeye yönelseydiniz doğruyu bulacaktınız oysa. Kâr marjı bir kaç puan düşük olurdu hepsi hepsi. Ama çiftçi de kazanırdı bu işten ve zehir endüstrisine karşı iyi bir direnç noktası olurdu.

Peki siz niye SunShader çıkana kadar, daha ucuz bir malzeme bulmadınız? Hadi biz art niyetliyiz, araştırmadık. Ya siz neden insanlara 3 yıldır, pahalı ürünü kullandırdınız? Size ürün soranlara önerdiğiniz marka Sunguard değil miydi? Şimdi mi öğrendiniz diğer sektörlerde kullanılan kaolinin tarımda da kullanılabileceğini?

Üstelik Sunshader ticarileşmeden önce kendi bahçemde kullandığım bir üründü ve Sunguard ile hiç bir görünür farkını görmedim. Yine UBYİ üyelerinin bir kısmı da kullandılar. Onlarda kendi bahçelerinde kullanmıştı. Onlarda fark görememişti.

Bırakalım Sunshader'i, 10 mikron altında olan her türlü kaolin kalsine olsun veya olmasın tarımda kullanılabilir. Deneyenler pahalı ürünlerden hiç bir farkı olmadığını göreceklerdir. Kısaca "laf-ı güzaf" ı bırakıp sadede gelinmesi gereken nokta burası.

Sarıcan
11-07-2011, 09:52
Sizin algılamanız mı yetersiz, okuma mı bilmiyorsunuz? Yoksa bu kadar mı kötü niyetlisiniz ve gözleriniz bağlı.

Bende aynı şeyleri size soracaktım. Siz iyide İngilizce biliyorsunuz. İnsanların kafasını karıştırmak için sunduğunuz OMRI belgesinin öne çıkarmaya çalıştığınız Sunguard isimli ürüne ait olmadığını anlamayacak kadar algılama yeteneğine sahip değilseniz bana bu suçlamaları getirecek bir değilsiniz. Ben sizin daha tartışmaya başlarken birilerini kötülemek için adım attığınızı algılayacak kadar önseziye sahibim ve bugüne kadar da çok az yanıldım. Yanıldığım anda da özür dilemesini bildim. Size anafikir sorarken ne demek istediğimi herkes gayet açıklıkla anladı ama siz anlamamakta ısrar ettiniz.

Belki ilk okuduğunuzda anlayamamışsınızdır, Sn. Ensar' a gelen e-mail' i bir daha okuyun ve forumda İngilizce bilmeyen arkadaşlar için tercüme edin. Ya da algılaması düzgün bir arkadaş tercüme etsin.

Ben artık sizinle tartışmaktan sıkıldım. Kimin kötü niyetli olduğuna bırakalım forumdaki insanlar kara versin.

Dogasever
11-07-2011, 10:59
Tartışma yanlış anlamalar üzerine devam edip gidiyor ve bence gereksiz. Çünkü aşağıdaki gibi yanlış anlamalar sizleri hep farklı noktalara götürecek.

Yalnış anlamaya örnek:

Sn Acemi'nin:
"Cutting sunburn-related crop losses in half and increasing packout by 10 percent to 15 percent more than pays for the material and application, he says" tümcesini


"Güneş yanığı kaynaklı kayıplar yarı oranında azalır ve elde edilen paketlenebilir ürün miktarı, materyale ve uygulamasına ödenen paradan %10-15 daha fazladır. "diye çevirmesi pek doğru değil.

Eğer "packout" sözcüğünü doğru algıladımsa, (mesela bir sinema salonu için "packed out" dendiğinde çok dolu iğne atsan yere düşmez, boşluk yok anlamındadır). Bu yüzden, bence

"Güneş yanığı kaynaklı kayıpların yarı yarıya azaltılması ve yüzey kaplamasının %10-15 oranında artırılması (daha iyi ve dolu dolu (%10-15 daha az boşluklu kaplama elde edilmesi anlamında), materyale ve uygulamasına ödenen parayı fazlasıyla geri öder."şeklinde çevrilmeliydi.

Sanırım, Sn MeyveliTepe de bu tümcenin yanlış çevrildiğini örnek olarak gösterip,


"ARS bilim adamlarının yazılarında "50" gibi bir laf olsa yine böyle yanlış anlaşıldı diyeceğim ama o da yok." diye aynı yukarda yanlış çevrilen tümcedeki gibi yanlış anlaşıldığını ifade ediyor.

Ama sanirim Sn Acemi Çaylak bunu yanlış anlıyor ve diyor ki:

Pes doğrusu, bu kadar çarpıtma olur. Yazının orjinali aşağıdaki resimde var. Burada bu söz bana ait değil. Röportajı yapan muhabir, Dr. Jim McFerson'dan aktarıyor. Yani yazının hiç bir yerinde ARS geçmiyor.

Görüldüğü gibi, konu zaten karmaşık. Bir de çeviri yanlışlığı ve yanlış anlamalar da işin içine girince hepten içinden çıkılmaz bir hal alıyor.

Aslında farklı ürünler tartışıldığı için bu tartışma gereksiz. İşin içine bir de kişisel bazı sataşmalar girince, daha da karmaşık hale geliyor. Kişisel sataşmaların olmamasını diliyorum.

[B]DÜZELTME: Bu iletiyi yolladıktan sonra epey düşündüm ve aslında benim de yukardaki tümceyi tam doğru çevirmediğimi anladım. (Demek ki çevrilmesi oldukça zor bir tümceymiş!)

Doğrusu şöyle olmalı:"Güneş yanığı kaynaklı ürün kayıplarının yarı yarıya azaltılması ve meyve/ağaç sıklığının %10-15 oranında artırılması, materyale ve uygulamasına ödenen parayı fazlasıyla geri öder.".

Böyle düşünmemin nedeni: eğer güneş yanığı zaten film kaplama nedeniyle yarı yarıya indiriliyorsa, tümcenin ikinci kısmında kaplama sıklığının artırılmasından bahsedilmesi doğru olmayacaktır. O yüzden başka bir sıklıktan söz edilmiş olmalı diye düşündüm. Burada kimse unutmamalı ki orijinal metni yazan kişi sadece sıklığın (packout) artırılması diyor ve neyin sıklığı olduğu konuyu bilenlere bırakılıyor. (Amerikalıların tipik "fiilden isim üretme" alışkanlığı!)

Dogasever
11-07-2011, 11:47
Konuya biraz ara verelim:
Bu sabah TV'leri izliyorum. Kanal adı veya program adı vermeye gerek yok: Türkiye 70 milyon, 23 milyon kişi çalışıyor. Gerisi sadece tüketiyor. Bu 23 milyonun yarısı yasadışı, %60’ının belirli bir mesleği yok. Üniversitede okuyan her 10 kişiden 9'u sosyal bilimler (yani konuşmaya, yazmaya dayalı bilimler) konusunda eğitim alıyor. Bir başka deyişle, bu kadar çok çalışmayan nüfusun olduğu bir ülkede, ilerde de her 10 kişiden 9’u laf üretecek!

Sanayimiz, daha çok otomobil, tekstil, harcı alem gıdalar gibi ederi fazla olmayan sektörlere dayalı. Katma değeri yüksek ürünler yok denecek kadar az.

Kısacası, "çok konuşuyoruz ama az üretiyoruz."

MeyveliTepe
11-07-2011, 12:58
Sn. Dogasever,

Bir gerçeği daha unutmayın. Türkiye'de kaolini ilk tanıtan kişi sizinde iddia ettiğiniz gibi, Meyvelitepe değildir. En azından internet medyasında, Kezban Yazıcı'nın adına bolca rastlarsınız. 2006 yılında ilk broşürü yazmıştır. Meyvelitepe'nin hangi kaolini pazarladığı ortada. Ürün pazarlama derdi olan tabi ki bolca blog yazısı da yazar. Başka şeylerde yapar. İşte Kezban Yazıcı'nın araştırmaları. Google'dan basit bir aratmayla bulursunuz.

1- KAOLİN: BAHÇE BİTKİLERİNDEKİ KULLANIM DURUMU İLE ETKİ MEKANİZMASI
2- Effects of Air Temperature, Relative Humidity and Solar Radiation on Fruit Surface Temperatures and Sunburn Damage in Pomegranate (Punica granatum L.cv. Hicaznar)
3- Kaolin Uygulamalari ile Modifiye Atmosfer Kosullarinin Nar Muhafazasi Uzerine Etkileri

Daha buna benzer bir kaç döküman daha var.

Tarih 30 Ekim 2009 Zeytin Hastalık ve zararlılarıyla Doğal mücadele başlığı #229


...

Benim kaolin kiline ulaşmam ilginçtir. Geçen yıl bahçede sadece neemazal kullanmıştım. 5 litre neemazal'a rağmen kalamata (Karamürsel-su) çeşiti %25, Samanlı ise %5-7 gibi bir oranda kurtlu olmuştu. Buna rağmen baharda fiyat sorduğumda neemazal fiyatının daha da fahiş bir noktaya geldiğini gördüm ve bunun başka bir yolu olmalı diye 3-4 günlük bir araştırmaya giriştim. Türkiyede daha önce kaolin kilinin çeşitli kurumlar ve şahıslarca bu sebeple denendiğinden haberdar değildim. Nitekim Türkiye'den tek bir rapora dahi rastlamadım.

...

3-4 günlük araştırmada nelere ulaşmadım ki. Kaliforniya üniversitesinin üç yıllık pahalı ve karşılaştırmalı araştırmaları, bir sürü bilimsel makale, sempozyum bildirileri ve başka pek çok şey. Üstelik sadece zeytin için de değil. Meyve üzerine konup, kabuğu delerek kabuk altına yumurta bırakan her türlü meyve sineği ve bu tür zarara maruz kalan her meyve için.

Evet, bulduğum belgelerden anladığım kaolinin zararlı yönetiminde aktif kullanımı 2002-2003 yıllarından sonra. Aslında çok yıllar önce, 1920-1930 yıllarında denenmiş. Başarılı bulunmamış. Bunun da sebebi partiküllerin boyutu ile açıklanıyor. Büyük boyutlu partiküllerin arasına girebilen zararlı yumurta bırakmak suretiyle zarar vermeye devam etmiş. 2000'li yıllarda Engelhard isimli firmanın, uyguladığı bir teknikle partikül boyutlarını 2 mikronun altına indirebilmesi durumu tamamen değiştirmiş. Pek çok araştırma ve olumlu sonuçlardan sonra OMRI listesine girmiş.

Bu bilgilere ulaştığımda düşünmüştüm, bu kadar etkili bir şey ise neden ülkemizde bilinmiyor diye. Daha doğrusu iki ihtimal vardı. Ya bilinmiyordu, ya da açıklanmıyordu. Mine hanımın sözünü ettiği denemeler yapılmış olduğuna göre bilinmemesi imkansız. Burada da iki ihtimal var. Ya denemeler başarılı sonuç vermedi, ya da başarılı olmasına rağmen açıklamaya gerek görülmedi. Denemelerin başarısız bulunmuş olmasına ihtimal vermiyorum. Geriye kalan açıklanmasına gerek görülmemesi.

...

Bir an için şöyle düşünelim. Diyelim ki, 2005 yılında kaolin kilinin zeytin sineği (veya diğer meyve sinekleri) zararını önlemede başarılı bulunduğu herkesin ulaşabileceği makalelerle yayınlansaydı, Tagem'in tavsiye veya talimatları içine girseydi, ziraat okullarında adı geçseydi, işlevi anlatılsaydı, çiftçi eğitimi adı altındaki muhtelif talimatlarda tavsiye edilseydi, ilçe ziraata gidip zeytin sineği ilacı için reçete istendiğinde zehir yerine "kaolin at muhterem çiftçimiz, ne gerek var zehire" denseydi ne olurdu? Bu çok mu zordu? Mevzuat mı uygun değildi? Bürokrasi mi bunu engelliyordu (hala engelliyor olmalı)?

Böyle şeyler yapılmış olsaydı muhtemelen son üç yıl içinde tonlarca daha az zehir kullanılmış olunurdu.

Bazen dehşete düşüyorum. Benim gibi, mesleği ziraat bile olmayan, küçücük bahçesinde gönül eğleyen birinin misyonu bu olamaz. Hasbelkader öyle bir sonuç çıkıyorsa, bir yerlerde büyük yanlışlar aramalı.

Bu bulgu ve denemelerden sonra internette indekslenmiş yerli bir yayın hala yoktu. Tek bulduğum bir sunumda geçen bir satırdı o da pestisit olmakla ilgili değildi.

Şimdilerde başta Kezban hocanın yayınları olmak üzere az sayıda da olsa makaleye rastlanabiliyor. Gönül ister ki sayıları artsın, devletin IPM programlarına da girsin.

Kaolinin güneş yanıklarına karşı önleyici olduğunu 2008 yılından buyana biliyorum. Fakat güneş yanığı konusu hiç önceliğim olmadı.

acemi_caylak
11-07-2011, 12:59
Sn. Dogasever,

Aşağıdaki cümlelerde pack-out ile elmanın doluluğunu kastediyor. Tartışmaya konu olan cümlede ilacın kaplamasından söz ettiğini sanmıyorum. Bu cümlelere dikkat ederseniz daha iyi anlaşılacaktır. Yani artık iş inciği cinciğine döndü.

233118

Siz profesyonel çeviri yapıyorsunuz. Çevirilerde en dikkat edilmesi gereken nokta söz edilen konuya hakim olmaktır. Eğer konuya hakim değilseniz, ne kadar ingilizce bilsenizde çeviri anlamsız olabilir. Ben bunu kendi mesleğimde çok yaşadım. Yeminli tercüme bürolarından gelen çevirileri bir kaç kez yeniden gözden geçirmek zorunda kalırdık.

MeyveliTepe
11-07-2011, 13:06
Pes doğrusu, bu kadar çarpıtma olur. Yazının orjinali aşağıdaki resimde var. Burada bu söz bana ait değil. Röportajı yapan muhabir, Dr. Jim McFerson'dan aktarıyor. Yani yazının hiç bir yerinde ARS geçmiyor. Üstelik "Surround ve Raynox’un ilk testlerine katılmış olmanın yanısıra, yaklaşık yarım düzine kadar diğer ürünün testlerinde de 10 yıl boyunca çalışmış." Şimdi 10 yıl boyunca bu testlerde görev almış birinin söylediklerine değilde size mi inanalım.


Yanlış anlamışsınız;

"Engelhard ve ARS uzmanlarının görüşüne ve yaptıkları testlere göre, diğer sektörlerde de kullanılan kalsine kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir."

Bu cümle size ait değil mi?

Bunu okuduğunuz yerde başka maksatla bile "50" geçmiyor. Nereden buldunuz ARS uzmanlarının %50'den fazlası 2 mikrondan düşük çapta öğütülmüş olmasını?

O uzmanlar sadece 2 mikrondan küçük diyorlar, %50'si daha büyük olsa olur demiyorlar.

Dogasever
11-07-2011, 13:15
Siz profesyonel çeviri yapıyorsunuz. Çevirilerde en dikkat edilmesi gereken nokta söz edilen konuya hakim olmaktır. Eğer konuya hakim değilseniz, ne kadar ingilizce bilsenizde çeviri anlamsız olabilir. Ben bunu kendi mesleğimde çok yaşadım. Yeminli tercüme bürolarından gelen çevirileri bir kaç kez yeniden gözden geçirmek zorunda kalırdık
Sn Acemi Çaylak
Çeviri konusunda yazdıklarınıza yürekten katılıyorum.
Pack-out konusundaki düzeltmemi siz mesajınızı yazmadan önce 11:45'de yapmışım zaten. Ana sizin çevirinizin cümle yapısının dahi yanlış olduğu açıkça ortada. Lütfen yanlış anlamayın, sizin İngilizcenize bir şey demiyorum. Bu cümleyi yeminli çevirmenler bile yanlış anlayabilirdi.

MeyveliTepe
11-07-2011, 13:37
Peki siz niye SunShader çıkana kadar, daha ucuz bir malzeme bulmadınız? Hadi biz art niyetliyiz, araştırmadık. Ya siz neden insanlara 3 yıldır, pahalı ürünü kullandırdınız? Size ürün soranlara önerdiğiniz marka Sunguard değil miydi? Şimdi mi öğrendiniz diğer sektörlerde kullanılan kaolinin tarımda da kullanılabileceğini?

Üstelik Sunshader ticarileşmeden önce kendi bahçemde kullandığım bir üründü ve Sunguard ile hiç bir görünür farkını görmedim. Yine UBYİ üyelerinin bir kısmı da kullandılar. Onlarda kendi bahçelerinde kullanmıştı. Onlarda fark görememişti.

Ben alt tarafı bir kullanıcıyım. Uygun alternatif arayıp bulmak gibi bir misyonum yok. Ona rağmen, konunun öneminden dolayı özellikle 2009 yılında alternatif aradım. Başkalarını da alternatif aramak konusunda teşvik ettim. O zaman ne ben ne başkası rastlamadık. Yine bu konunun verimli bir şekilde tartışıldığı Zeytin Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele başlığında bununla ilgili bir sürü kayıt var.


Siz alternatif oluşturmak üzere soyundunuz, güzel. Bir çok araştırma yapmış olmalısınız. Hatta aylar önce avsmineral ile de görüştüğünüzü de sonradan duydum. Onlardaki AT-80 ürününü görmediniz mi? Bakın, çok az sapma ile gayet iyi bir ürün. Fiyatı da şimdi sattığınızdan çok çok iyi. Hatta, yine bu firmanın getirebileceği AT-90 ürününü de öğrenebilir, sıfır sapmalı ve fiyatı yine şimdi sattığınızdan daha ucuz olarak getirebilirdiniz. Bu tartışmaların hiç biri olmazdı. Herkes size müteşekkir olurdu.

Şimdi ne diye durup dururken AT-80'i buldun derseniz, sebebi basit. Çok az bir efor harcadım. Sabri bey zaten aylar önce foruma not bırakmıştı. Orada belirttiği ürün özellikleri uygun değildi ama belki başka vardır diye telefon ettim. Özellikleri uygun, kullanılabilir ve çok iyi fiyatla bir ürünleri varmış meğer. Dolayısıyla çiftçinin kaliteli bir ürünü çok ucuza kullanma şansı doğdu. Şayet çiftçi, tarım, maliyet vb. konularında samimi iseniz, alın size bir yol. Daha ileri götürün.

Bırakalım Sunshader'i, 10 mikron altında olan her türlü kaolin kalsine olsun veya olmasın tarımda kullanılabilir. Deneyenler pahalı ürünlerden hiç bir farkı olmadığını göreceklerdir. Kısaca "laf-ı güzaf" ı bırakıp sadede gelinmesi gereken nokta burası.
İsteyen istediği tozu ağacına atar, nitekim sizinki gibi başka bir çok farklı farklı toz var. Kim ne karışır.

10 mikronluk kaolinin ya da doğru düzgün kalsine edilmemiş kaolinin ağaçlara atılması tavsiye edilecek ise, benim ve benim gibilerin yapacağı olsa olsa benzer denemelerin sonuçlarını yayınlamak olur. Sonunda herkesin aklı fikri var. Herkes bildiğini, inandığını yapar.

Bir ilave not: Sunshader çıkana kadar değil. Sunshader'in (bana göre) uygun olmadığını anlayana kadar. Bunu siz de biliyordunuz. Bu yüzden hiç bir soruma doğru dürüst yanıt vermediniz, serbest yoğunluk konusunda bilerek veya bilmeyerek yalan bilgi beyan ettiniz. Parasıyla örnek göndermediniz, başka türlü satın aldım. O zaman gördüm, görünceye kadar da söylediklerinizin doğru olduğunu var saydım.

25 Mayıs 2010 #5 nolu mesajınız;
Kaolin kili Türkiye'de 2 firmada var.

Sunguard ürünü için,
http://www.orfeteknik.com.tr/

Surround WP için,
http://www.agro.basf.com.tr (http://www.agro.basf.com.tr/)

adreslerinden bilgi alabilirsiniz.

acemi_caylak
11-07-2011, 13:45
Siz Tarım ve Köy İleri Bakanlığı'ndan iyi biliyorsunuz sanırım. Onlarda boş durmamışlar. Kezban Yazıcı'nın broşürünü, kendi broşürlerine eklemişler. Tarih ne yazıyor? Okurlarda görsünler.

233129

233130

Üstelik Kezban Yazıcı, pestisit etkisi ile ilgili aşağıdaki satırları da yazmış.

"Günümüzde Partikül Film Teknolojisinin dünyanın değişikik ülkelerinde başarılı olarak kullanıldığı meyve türlerindeki zararlılar şunlardır; Armut yaprak piresi, kırmızı örümcek, hortumlu böcek, sürgün kesici böceği, fındık kabuk kurdu, turunçgil thripsleri, haziran böceği, tomurcuk böceği, cüce ağustos böceği, yaprak bükenler, gelin böcekleri, zeytin meyve sineği, Avakado thripsleri, elma kurdudur. Ayrıca organik meyve yetiştiriciliğinde bütün zararlılara karşı kullanılabilmektedir (Knight vd. 2000; Puterka vd. 2000b, Wunschhe vd. 2002,)."

Yani okumayı fazla sevmeyen okurlar, size inanabilir. Siz kendinizi kral sanabilirsiniz. Ama mahallenin cılız çocukları, hele başkası da ne demiş diye biraz merak edebilirler.

Çünkü daha önce de internette serbestçe dolaşan bir belgeyi "parayla aldım" diye yazmıştınız. Ayrıntısına girmiyorum.

MeyveliTepe
11-07-2011, 14:02
...

Yani okumayı fazla sevmeyen okurlar, size inanabilir. Siz kendinizi kral sanabilirsiniz. Ama mahallenin cılız çocukları, hele başkası da ne demiş diye biraz merak edebilirler.

Çünkü daha önce de internette serbestçe dolaşan bir belgeyi "parayla aldım" diye yazmıştınız. Ayrıntısına girmiyorum.

Yanıt veremediğiniz şeyleri örtmek için sınırları zorlamayın isterseniz, ayıp olur. Seviyesizliğin kimseye faydası olmaz.

233136

Okunabiliyor mu? Tarih 12 Ekim 2009. Business Name HERBANA FARMS.

Ne oldu şimdi? Hadi girelim her türlü ayrıntısına.

ServetAydoğan
11-07-2011, 14:05
Sayın acemi_caylak

2008 tarihli böyle bir broşürün olması, bu broşüre 2008 yılında internet vasıtasıyla ulaşılabildiğini göstermez.

Ayrıca şu an internette serbestçe dolaşmakta olan bir belge belki bir süre önce sadece parayla alınabiliyordu, bu ihtimalleri gözardı etmemek gerekiyor diye düşünüyorum.

acemi_caylak
11-07-2011, 14:10
Evet, ben ingilizce bilmiyorum:) Dil bilgim sizinki kadar iyi olmayabilir. Ama cümlenin ana fikrini anlayacak kadarda ingilizce bilgim vardır.


"Engelhard ve ARS uzmanlarının görüşüne ve yaptıkları testlere göre, diğer sektörlerde de kullanılan kalsine kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir."

Bu cümleyi de, daha da ileri giderek;

"Engelhard, ARS uzmanlarının, bağımsız bilim adamlarının görüşüne ve kaolin üreticilerinin değrlendirmelerine diğer sektörlerde de kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir."

Size göre Engelhard referanstır, bana göre birden fazla kaynak referanstır. Dikkat ederseniz kalsine olmasını da çıkardım. O alıntıyı sizin iddia ettiğiniz gibi Engelhard dökümanından olduğu gibi almadım. Diğer kaynaklardan da yararlanarak hazırladım. Üstelik siz Kalsiyum Karbonatı bile kabul etmezken, ben bütün inert tozların kullanılabileceğini yazdım.

Dünyada, %40'ı 2 mikron altı, %90'ı 5 mikron altı ürünlerde var.

acemi_caylak
11-07-2011, 14:15
Sayın acemi_caylak

2008 tarihli böyle bir broşürün olması, bu broşüre 2008 yılında internet vasıtasıyla ulaşılabildiğini göstermez.

Ayrıca şu an internette serbestçe dolaşmakta olan bir belge belki bir süre önce sadece parayla alınabiliyordu, bu ihtimalleri gözardı etmemek gerekiyor diye düşünüyorum.

Sayın ServetAydoğan,

En azından ben o belgeye, parasız ulaşmıştım. Meyvelitepe para verip almış olabilir. Ki az önceki mesajında faturasını da gösterdi. Ancak o belgenin bende olduğuna dair bilgi o belge forumda yayımlanmadan önce Dogasever'e benim tarafımdan iletilmişti.

Dikatli bir tarama yaparsanız, ulaşabiliyorsunuz.

MeyveliTepe
11-07-2011, 14:22
Engelhard ve ARS uzmanlarının görüşüne ve yaptıkları testlere göre, diğer sektörlerde de kullanılan kalsine kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir.

Bu sizin cümleniz, benim değil. Orada yazılı olan "engelhard ve ars uzmanları" başka kimse değil.

Orijinalinde de engelhard diye bir şey yok. Amerikan Tarım Bakanlığının Tarım Araştırmaları Servisinin Parçacık Film Teknolojisinin minimum gereksinimlerini saptadıklarını yazdığı bölümden. Orada daha başka şeyler de yazıldı.

Her neyse, sıkıldım artık.

Dogasever
11-07-2011, 14:26
Doğrudur. Sn Acemi Çaylak bana o belgeyi iletti. Yanlız, Sn Acemi Çaylak bana o belgeyi ilettiğinde ben de o belge zaten vardı ve ben de sözü geçen belgeyi, Sn Acemi Çaylak bana iletmeden yaklaşık 2 yıl önce parayla (sanırım 20 USD'dı) satın almıştım. Konu kaolinden uzaklaştı yine.

MeyveliTepe
11-07-2011, 14:26
Sayın ServetAydoğan,

En azından ben o belgeye, parasız ulaşmıştım. Meyvelitepe para verip almış olabilir. Ki az önceki mesajında faturasını da gösterdi. Ancak o belgenin bende olduğuna dair bilgi o belge forumda yayımlanmadan önce Dogasever'e benim tarafımdan iletilmişti.

Dikatli bir tarama yaparsanız, ulaşabiliyorsunuz.

Çünkü daha önce de internette serbestçe dolaşan bir belgeyi "parayla aldım" diye yazmıştınız. Ayrıntısına girmiyorum.

Bunun manası ne? O zaman bilmediğin bir şeye böyle yazıp da ne elde etmeyi umuyordun ki? Gil Carandang gibi bir adamın ürettiği çok güzel bir belgenin korsanını mı bulacaktım? Tarih de 12 Ekim 2009. O tarihte siz ne ile uğraşıyordunuz?

Size güzel güzel yazıyorum bir de, belki hala pozitif bir şeyler çıkar diye.

Bitti...

malina
11-07-2011, 14:41
Ortalığın biraz sakinleşmeye ihtiyacı var.

Konuyu bir süre için kapatıyorum.

Halil Önen
13-07-2011, 17:56
Alkali bir sıvı olduğunudan,

çiçeklenme dönemi kullanılmamalı.
......
Taze sürgünler zamanı atılırsa bitkiyi durdurabilir, bu zaten kükürtün etkisidir. Bunu deneyerek öğreneceğiz.

...
Küçük fidan dönemi büyümeyi yavaşlatabilir belki; bunu denemem gerekiyor, özellikle sebze fidanlarında...
...
Domates v.b gibi her dönem çiçek veren bitkilere atacağız _ ki atıyorlarmış_ nasıl etkisi olur kendimiz test edeceğiz.
....
Sebze de kullanılmasında pilot denemeler yapmak _şimdilik_ öğrenme için daha iyi olacak...

demişim bi zamanlar...:)

Gülleci Bulamacı+ Kaolin için,

''çiçeklenme dönemi kullanılmamalı;'' ama deneyeceğimiz söylemiştik.

Her bitkide ( zeytin,domates, üzüm, biber, fasulye, börülce, vb. çiçekte denedik.

Hiç bir zararını görmedik.

'' Taze sürgünlere atılırsa _ alkali olduğu için_ durdurabilir'' demişim.

Halt işlemişim.:(

Gülleci içindeki kireçten sağlanan kalsiyum ve kaolinin etkisi sürgün verdirdi. Yani kalsiyum da atmış oluyorduk.:)

Saygılar

Halil Önen
13-07-2011, 18:24
demişim bi zamanlar...:)

Gülleci Bulamacı+ Kaolin için,

''çiçeklenme dönemi kullanılmamalı;'' ama deneyeceğimiz söylemiştik.

Her bitkide ( zeytin,domates, üzüm, biber, fasulye, börülce, vb. çiçekte denedik.

Hiç bir zararını görmedik.

'' Taze sürgünlere atılırsa _ alkali olduğu için_ durdurabilir'' demişim.

Halt işlemişim.:(

Gülleci içindeki kireçten sağlanan kalsiyum ve kaolinin etkisi sürgün verdirdi. Yani kalsiyum da atmış oluyorduk.:)

Saygılar


Kaolini 3 yıl önce gibi oluyor armutta denemiştik.

233866

Bu yıl denemezsek ne olur dedik.:)

233867

Bu ağacı hatırlıyorsunuz. Hani kaolin atmış '' zehirlidir'' yazmıştım ya...

Kuşa...

233868

kurda...

233869

ve çocuklara...

233870

kaptırdık.;)

Saygılar

athena -asena
13-07-2011, 19:55
demişim bi zamanlar...:)

Gülleci Bulamacı+ Kaolin için,

''çiçeklenme dönemi kullanılmamalı;'' ama deneyeceğimiz söylemiştik.

Her bitkide ( zeytin,domates, üzüm, biber, fasulye, börülce, vb. çiçekte denedik.

Hiç bir zararını görmedik.

'' Taze sürgünlere atılırsa _ alkali olduğu için_ durdurabilir'' demişim.

Halt işlemişim.:(

Gülleci içindeki kireçten sağlanan kalsiyum ve kaolinin etkisi sürgün verdirdi. Yani kalsiyum da atmış oluyorduk.:)

Saygılar

Halil bey bende bundan 10 gün önce fasulye domates ve salatalıkta çiçeklenme döneminde kullanmıştım hiç bir zararınıda görmedim. bugün tekrar kaolin uygulaması yaptım bahçemdeki bütün bitkilere , sebzelere ve meyve ağaçlarına.

athena -asena
13-07-2011, 20:07
Kaldığımız yerden resimlere devam.

Halil Önen
13-07-2011, 21:35
Halil bey bende bundan 10 gün önce fasulye domates ve salatalıkta çiçeklenme döneminde kullanmıştım hiç bir zararınıda görmedim. bugün tekrar kaolin uygulaması yaptım bahçemdeki bütün bitkilere , sebzelere ve meyve ağaçlarına.

Fasulyede kaolin kullanamadım; zaten adımız organiğe çıktı,' bu fazla organik olmuş satın almıyoruz' derler diye.:)
Ama domates ve börülcede kullanıyorum.

Safranlı
14-07-2011, 08:35
taze olarak tüketılen fasulyede veya domateste kaolın artıkları çok oluyormu
yanı yıkayınca rahatca çıkıyormu
bilmeyen ınsanlara nalatmakta zorlanılır gıbıme gelıyor
bırde benım kullandıgım tekerleklı çekmelı tıp el pompası kaolınde kullanılabılırmı

nazlı06
15-07-2011, 13:05
Bizde sebzelerimizde kaolin ve gülleci bulamacı kullandık şu an gönül rahatlığıyla tüketebiliyoruz.

kaolini suyla yıkadığınızda sebze meyve üzerinde kalıntı bırakmıyor yıkarken sizi yormuyor

Dogasever
15-07-2011, 13:46
Su ile hafifçe ovuşturunca kaolin suda eriyip akıp gidecektir. Pestisitleri meyve ve sebzelerden uzaklaştırmak eminim çok daha zordur! Zaten çok az kaolin kalsa bile vücuda zarar vereceğini sanmıyorum. Ben yıllarca midemdeki rahatsızlık için içmiştim.

tturt
15-07-2011, 16:36
Bu başlığı uzun zamandır dikkatli bir şekilde takip ediyorum. Umuyorum burada yaşananlarla, konuşulanlarla, tartışılanlarla ve belgeleriyle tarihsel süreçte bir çok kişi ve kuruma ışık tutacağını düşünüyorum.

Tamamen hobi amaçlı olan bahçemizde ilk defa sebzelerde ve iki elma ağacında kaolin kili (sunguard) uygulaması yaptık. Kaolin uygulamasını 18/06/2011 tarihinde yapmıştık o hafta 3 gün yoğun yağmur yağmıştı. Geçtiğimiz hafta sonu çektiğim fotoğrafları ekliyorum. Benim gözlemim elma ağaçlarının yapraklarında daha yoğun kaolin kili kalmışken sebze yapraklarında daha az kaolin kili kalmış. Bu farkın nedeni olarak aklıma iki şey geliyor uygulama aynı miktarda kaolin kili kullanılarak yapılmıştı. İlk önce sebze bahçesine kaolin uygulaması yapmıştım. Sonra elma ağaçlarına uygulamayı site görevlimiz yaptı. Aklıma gelen ya yapıştırıcıyı fazla koydu ya da fazla uygulama yaptı. Uygulamayı şarjlı 4 litrelik pompayla yaptık. Ayrıca kaolin kili uygulaması yapılan iki elma ağacı kaolin kili sonrasında dallarında 12-13 cm'lik uzama gözlemledim. Bu normal mi bilmiyorum.

Haftaya tekrar kaolin uygulaması yapmayı düşünüyorum. Sizce yapmalımıyım, bilgilerinizi paylaşmanızı rica ederim.

234258

234259

234260

234261

Halil Önen
15-07-2011, 22:26
Bu başlığı uzun zamandır dikkatli bir şekilde takip ediyorum. Umuyorum burada yaşananlarla, konuşulanlarla, tartışılanlarla ve belgeleriyle tarihsel süreçte bir çok kişi ve kuruma ışık tutacağını düşünüyorum.

Tamamen hobi amaçlı olan bahçemizde ilk defa sebzelerde ve iki elma ağacında kaolin kili (sunguard) uygulaması yaptık. Kaolin uygulamasını 18/06/2011 tarihinde yapmıştık o hafta 3 gün yoğun yağmur yağmıştı. Geçtiğimiz hafta sonu çektiğim fotoğrafları ekliyorum. Benim gözlemim elma ağaçlarının yapraklarında daha yoğun kaolin kili kalmışken sebze yapraklarında daha az kaolin kili kalmış. Bu farkın nedeni olarak aklıma iki şey geliyor uygulama aynı miktarda kaolin kili kullanılarak yapılmıştı. İlk önce sebze bahçesine kaolin uygulaması yapmıştım. Sonra elma ağaçlarına uygulamayı site görevlimiz yaptı. Aklıma gelen ya yapıştırıcıyı fazla koydu ya da fazla uygulama yaptı. Uygulamayı şarjlı 4 litrelik pompayla yaptık. Ayrıca kaolin kili uygulaması yapılan iki elma ağacı kaolin kili sonrasında dallarında 12-13 cm'lik uzama gözlemledim. Bu normal mi bilmiyorum.

Haftaya tekrar kaolin uygulaması yapmayı düşünüyorum. Sizce yapmalımıyım, bilgilerinizi paylaşmanızı rica ederim.

234258

234259

234260

234261


Her iki sebepten de olabilir. Yani yoğun kaolin kullanımı veya yapıştırıcının fazla olmasından kaolin daha uzun süre yaprakta kalıyor.

Birde bitki yaprağı tüylü ise bu sebepten tutunma fazla oluyor.

Domates de _ yeşil kurt ve tuta _ ve elma da _ elma iç kudu_ için kaolinin içine B. F bakterisi ( delfin wg) kullanırsanız etkisini genişletmiş olursunuz.

Saygılar

egeselin
23-07-2011, 08:54
Selamlar...
Öncelikle Kaolin le tanışmama vesile olan ve bana her türlü bilgi birikimini aktaran
Sn; Halil ÖNEN Beye ve Sn; Acemi Çaylak`a teşekkürlerimi sunarım.Ben İzmir Menemen deki Zeytin tarlamda bunu uyguladım ve çok memnun kaldım.Benden kaolin uygulamasını duyan bir domates yetiştiriciside uyguladı,o da çok faydasını gördüğünü belirtti.Bundan sonra da SUN SHADER uygulamaya devam....Uygulama fotoğraflarını pek yakında paylaşacağım...
Sevgiyle kalın....

çaça
28-07-2011, 13:39
Sn.Acemi Çaylak Merhaba,
Senin gönderdiğin SunShader'i biraz geçde olsa uyguladım. İçerisine hiçbir madde katmadım.Uygulamadan önce acaba holderin pompasını tıkarmı diye korkmuştum ama bir sıkıntı yaşamadım. Uygulama resimlerini eklemeye çalışacağım. ağaçların yükseklerine iyi uygulama yapamadık galiba. halbuki toz halinde tepelere doğru ilaçlama olmuştu. ilaç kuruyunca beyazlaşacağını düşündüm. ama olmadı.sizce tepelerede etkisini gösterecek mi? görüşlerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. sağlıcakla kalın..

çaça
28-07-2011, 14:16
resimler.

çaça
28-07-2011, 14:17
resimler

Halil Önen
28-07-2011, 21:05
Sn.Acemi Çaylak Merhaba,
Senin gönderdiğin SunShader'i biraz geçde olsa uyguladım. İçerisine hiçbir madde katmadım...

Sn. çaça; :)

Sn. acemi cevap verecek belki,

ama kaoline mutlaka yapıştırıcı karıştırın. İsterseniz 100 lt. suya 1 kg. kesme şeker _ toz şekere göre daha iyi yapıştırır_ katabilirsiniz.

Bahçeniz güzelmiş;

ben olsaydım kaoline biraz edidot 67 ve bor katardım.

Kolay gelsin.

çaça
29-07-2011, 11:44
Halil Bey. Merhaba;
Kesme şeker ve bor öneriniz için teşekkür ederim. (Sizin önerilerinizde benim için önemli. Pekmezli EMA üertimini de sizin tarifinize göre yapıyorum. Hala elimde EM1 var.) bir daha ki sefere şeker katmayı düşünüyorum. çinko ve bor içerikli yaprak gübresi kullanıyorum.Çok da faydasını gördüm. ağaçların meyve tutumunda inanılmaz değişiklik oluyor.

acemi_caylak
05-08-2011, 06:35
Sn. Çaça,

Halil Bey cevabını vermiş ama bende vereyim. Ağaçların tepesini kaplamama nedeni tamamı ile uygulama yapılan pompanın gücü ile ilgili. Sırt pomplarında yükseğe püskürtmek maalesef zor gerçekleşiyor. Sırt pompalarını altlarda sisleme modunda, üstlerdeyse püskürtme modunda kullanmak yüksek ğaaçlarda daha iyi sonuç veriyor.

Halil Bey'in kesme şekerine ek olarak, kaynatılarak bal kıvamına getirilmiş şekerden (ağdalaşmadan biraz önceki hali) 100 litreye 100 cc, arap sabunundan ise 1 tatlı (yaklaşık 10 gr) kaşığı katarsanız daha iyi sonuç alırsınız. Şeker yapıştırıcı, arap sabunu yayıcı yerine geçiyor.

Halil Önen
07-08-2011, 13:31
Sn. Çaça,

Halil Bey cevabını vermiş ama bende vereyim. Ağaçların tepesini kaplamama nedeni tamamı ile uygulama yapılan pompanın gücü ile ilgili.


Evet bir doğal yetiştirici daha kazandık ve yaşamımıza kattık...

Serdar hoca yani genç bir öğretmen. Benim köyün Belen köyünün bir köy ilersinde Hasanlar köyünde doğmuş büyümüş.

10 dönümde 150 yetikin, 250 adet 3 yaşında genç zeytin fidanlarında kaolin uygulamasına başladı.

İlk kaolin uygulamasını 2 ay kadar gibi yapmıştı Serdar Hoca...

Bu defa yeni bir yol deneyeceğiz.

Kaoline edidot 67 de koyacağız. Serdar hocaya bunu söylediğimde, Sn. Yakup bey _eti bor da görevli _ ve Acemi Çaylak ile de görüştü...

Acemi' nin yukarıdaki görüşleri çok önemli. Pompanın gücü kaplamayı belirliyor.

239062

Ve püskürtme çok önemli. Altan iki memeyi iptal ettik. Yukarı bakan iki meme bize daha yukarılara atma ve daha az sarfiyat sağlayacak.

239063


Zeytin yapraklarında sararmalar vardı. İlk kaolin uygulamasında kaybolmaya başlamıştı.

Yakup bey, kaoline edidot 67 kullanırsanız 21, 20 gün gibi farkı görürüsünüz demiş...

239064

Bir anda her yere toz duman sardı. Ağacın altından üstüne doğru beyaz bir toz tabakası kapladı.

Bu yöntemi sevdim... Pompayı havaya kaldırıyorsun ve elle uygulama yapmıyorsun.

Ağacın yanlarından ve altından taa tepelerine kadar her yer bembeyaz. Yukarı ağacın üzerine kadar çıkan kaolin zerreleri tekrar üzerine yağmur gibi daha doğrusu sis gibi yağıyor.

239069

Burada;

600 lt. suya 4 paket x 3 kg.= 12 kg. kaolin uyguladık.

Yani Sun_ Shader uygulaması yaptık.

6OO gr. editod 67 yani _binde bir_ attık kaoline.

2 kg. şeker kulladık yapıştırıcı için.

Bir daha ya konuştuğumuz ve acami'nin dediği gibi;


şekeri şurup yapacağız_ yapıştıcı için_ ve içine biraz çiçek yağı koyacağız _ yayacı için...

Editod 67 de bor olduğunu söylemiş Yakup bey, kaoline bor kullanmanıza gerek yok demiş.

Teşekkürler Acemi, teşekkürler Yakup bey;

başarılar Serdar hoca...bol verimler;

aramıza hoş geldin...

Saygılar

egeselin
07-08-2011, 21:30
Evet bir doğal yetiştirici daha kazandık ve yaşamımıza kattık...

Serdar hoca yani genç bir öğretmen. Benim köyün Belen köyünün bir köy ilersinde Hasanlar köyünde doğmuş büyümüş.

10 dönümde 150 yetikin, 250 adet 3 yaşında genç zeytin fidanlarında kaolin uygulamasına başladı.

İlk kaolin uygulamasını 2 ay kadar gibi yapmıştı Serdar Hoca...

Bu defa yeni bir yol deneyeceğiz.

Kaoline edidot 67 de koyacağız. Serdar hocaya bunu söylediğimde, Sn. Yakup bey _eti bor da görevli _ ve Acemi Çaylak ile de görüştü...

Acemi' nin yukarıdaki görüşleri çok önemli. Pompanın gücü kaplamayı belirliyor.

239062

Ve püskürtme çok önemli. Altan iki memeyi iptal ettik. Yukarı bakan iki meme bize daha yukarılara atma ve daha az sarfiyat sağlayacak.

239063


Zeytin yapraklarında sararmalar vardı. İlk kaolin uygulamasında kaybolmaya başlamıştı.

Yakup bey, kaoline edidot 67 kullanırsanız 21, 20 gün gibi farkı görürüsünüz demiş...

239064

Bir anda her yere toz duman sardı. Ağacın altından üstüne doğru beyaz bir toz tabakası kapladı.

Bu yöntemi sevdim... Pompayı havaya kaldırıyorsun ve elle uygulama yapmıyorsun.

Ağacın yanlarından ve altından taa tepelerine kadar her yer bembeyaz. Yukarı ağacın üzerine kadar çıkan kaolin zerreleri tekrar üzerine yağmur gibi daha doğrusu sis gibi yağıyor.

239069

Burada;

600 lt. suya 4 paket x 3 kg.= 12 kg. kaolin uyguladık.

Yani Sun_ Shader uygulaması yaptık.

6OO gr. editod 67 yani _binde bir_ attık kaoline.

2 kg. şeker kulladık yapıştırıcı için.

Bir daha ya konuştuğumuz ve acami'nin dediği gibi;


şekeri şurup yapacağız_ yapıştıcı için_ ve içine biraz çiçek yağı koyacağız _ yayacı için...

Editod 67 de bor olduğunu söylemiş Yakup bey, kaoline bor kullanmanıza gerek yok demiş.

Teşekkürler Acemi, teşekkürler Yakup bey;

başarılar Serdar hoca...bol verimler;

aramıza hoş geldin...

Saygılar
Asıl sizler beni aranıza kabul ettiğiniz için Teşekkürler...Benim bu güzel yoldaki maceram kaolin maddesini bir arkadaşımdan duymamla başladı...Araştırmaya başlayınca önce seninle ve daha sonra Acemi çaylakla tanıştım ...Sizlerde bıkmadan usanmadan benim meraklı sorularıma cevap verdiniz...Evet ben bir öğretmenim ve sevdiğim içinde hoby olarak tarımla uğraşıyorum.Babamın 10 dönüm zeytin tarlasının hemen hemen her şeyiyle ben ilgileniyorum.Öncelikle şunu belirteyim ilk uygulamamızı 3 Temmuz da yapmıştım.İkinci uygulamayı da 4 Ağustosta beraber yaptık.Senin tavsiyen ve Acemi çaylağın yardımıyla (malzemeyi bulma konusunda) ilave olarak Editod 67 kullandık.İlk uygulamadan önce sarı yapraklar vardı ağaçlarda..Şu anda onlardan eser yok.Editod 67 ile dahada keyiflenecekler gibi.Editod 67 yi Bandırmadan bir firmadan buldum ama çok pahalı.1 kg. 15 tl + kargo 10tl. Bunu daha ucuz temin etmenin yollarını bulucam...Tüm bu uğraşıların tamamı doğal ürün yemek ve daha fazla hasat için.(Her ne kadar köydekiler benimle kafa bulsada...Kaoline saten alçı , ema ya turşu suyu dedikleri gibi.)Pervaneli Taral ile gerçekten çok daha güzel bir uygulama oldu.seninde gördüğün gibi...Bundan sonra tüm uygulamalar böyle olacak.Tarlamızın ilk suyunuda verdik.Ve beklemeye çekildik....Toprak tahlilimizin sonuçlarına göre yeni planlarımızı beraber konuşacağız...
Her şey için tekrar teşekkürler::)):p:p:p

MeyveliTepe
15-08-2011, 10:00
Her ne kadar kimilerine göre gayrı-ciddi ya da satılmış gibi sıfatlarla nitelenen, Parçacık Film Teknolojisini oluşturan bilim adamlarının yıllar süren çalışmaları ve ortaya çıkan kocaman bir literatür ile oluşturdukları optimum formülasyona uygun, ya da kabul edilebilir seviyede çok yakın ürün alternatiflerini arayıp bulmaya devam ediyoruz.

240732

Ürün, halka açık web sitesinde bu özellikleriyle ilan edilmiyor. Araştırmalarımız sonununda firmanın portföyünde bulunduğu anlaşıldı. Yukarıdaki bilgi de bir tür ürün tanıtımı gibi isteyen olursa ilk bilgi gibi gönderiliyor.

Bu bilgi ilk geldiğinde, yazılı özellikler sebebiyle çok ilgilendiğimi ve sevindiğimi belirtmeliyim. Rafine, kalsine, ISO beyazlık ölçümü bir derece daha yüksek gösteriyor ama önemli değil, %96 beyazlık ve tabii en önemlisi %90'ı 2 mikrondan küçük tanecikler. Bu haliyle literatürdeki M-97 formülasyonunu sapmasız olarak karşılıyor.

Yalnız, 330gr'lık serbest yoğunluk pek uymadı. %90 <2mikron için daha hafif olmalıydı.

Firmadan numune istedim önce. Sağolsunlar gönderdiler. Bizim basit tartı ve çokeltme testlerini yaptık. Bir litresi 367gr geldi. Diğer üç ürün ile karşılaştırmalı çökeltme testi yapınca da AT-80 ile birebir aynı davranışı gösterdi. Birim hacimdeki ağırlık da AT-80 ile aynı idi.

Dolayısıyla, ürün ile bildirilen özellikler arasında çelişki çıkınca moralim bozuldu biraz. Allahtan bu bilgileri web sitelerinde yayınlamıyorlar, yoksa hoş olmayan bir duruma düşeceklerdi. Fakat görüştüğümüz sırada da, yazılı bilgi gönderdiler ama %90 diye bir iddiada bulunmadılar.

Buna dayanarak tane dağılım analizi istedim. Firma gayet dürüst davranarak ürüne ait analizi gönderdi, ve her şey yerli yerine oturdu.

Rapora göre ürünün standardı, %93 beyazlık (%96 değil). Ölçüm sonunda %94.1 çıkmış, hiç fena değil.

Tane dağılımında ise ürünün standardı %84'ü 2 mikron altıymış. Ölçümde ise %84,14 çıkmış. Bu da sapmalı olarak kabul edilebilir limitler içine giriyor.

Bu haliyle, basit tartı ile de anlaşıldığı üzere K-90, AT-80'in %83,14 2 mikron altı tane dağılımı ile hemen hemen aynı ürün.

Tonuna $800 +KDV dediler. Kilo fiyatı (kur oynamalarını göz ardı edersek) 1,36TL + KDV'ye geliyor. Toptan alınırsa daha ucuz olur belki. Bu haliyle biraz pahalı. Fakat bir seçenek olarak az sapmayla tarımda kullanılabilirliğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Zeytinlibahçe
15-08-2011, 11:54
Teşekkürler

Tarımda Kullanılabilir kaolin markalarının artması, en uygun fiyata, en kaliteli ürünün temin edilebilmesi gelişme açısından çok önemli.

En kısa zamanda numune istemeliyim.

acemi_caylak
16-08-2011, 18:25
Sn. Üzüm,

EM tartışması kaolin tartışmasına dönmeye başladı. Her ikiside forum yöneticisi olan bu iki kişi kendileri bir başka konuda bir başka konuyu tartışıyorlar. Bir başkası buna ypasa hemen fırçayı basarlardı. Demek ki kendileri forum kurallarından muaf. Üstelik konu konuyu açıyor ve dağılıyor. Konunun dağılmamasıi için, sorunuzu bu yüzden burada yanıtlıyorum.


Keşke bu (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=847767&postcount=1171) yazıyı yazmamış olsaydınız.


Önce neden böyle bir mesaj yazdım? Düne kadar bu konuda sessizdim. Çünkü Sunshader'in hedef kitlesi agaclar.net üyeleri değil. Üstelik başlıkta kapatılmıştı. Böyle bir yazı aklımın ucundan geçmezdi. Ancak hem Meyvelitepe hem de Zeytinlibahçe EM başlığında konuyu yeniden gündeme taşıdılar. Açıkçası bunlar, bu sahte lisans olayını "alışkanlık haline getirdiler" diye düşündüm. Çünkü Sarıcan'ın belirttiği gibi, SCD Probiotics adlı firmanın OMRI belgesi, EM başlığında 7. sayfada ve EM Turkey sitesinde mevcut. Oysa SCD Probiotics'in kurucusu Matthew Wood, kendisi Higa'nın yanında çalışmış olsa da ürünü daha da geliştirdiğini iddia ediyor. Kısaca ve net bir şekilde "SCD Probiotics'in EM Research Organization, Inc. ile hiç bir bağlantısı yoktur (onlar tarafından desteklenmiyor)" diye yazmış. Orjinali aşağıda.


"*SCD Probiotics " (http://www.scdprobiotics.com/History_s/48.htm) is not affiliated with, sponsored by or endorsed by EM Research Organization, Inc. or their affiliates.

Sizin verdiğiniz iki farklı rakkamın yakınından bile geçmiyor. Takip ettiğim kadarıyla hala bu konuda bir açıklama yapmadınız.


Bu sorunuza gelince; dikkatinizi çekerim. Bu soruyu soran kişi beyaza "gri" ve "kaolin kanserojen" diyecek kadar artniyetliydi. Bundan sonra ki sorularının kıymeti harbiyesi yoktur. Yani adam gibi sorana adam gibi cevap verilir. Size tokat atana bazen susarak, bazen sizde tokatla cevap verirsiniz. Bu tepki koşullara göre değişir. Sonuçta her ikisi de bir tepkidir ve karşınızdakini kaale almadığınızı gösterir. Ben burada susmayı tercih ettim.

Üstelik Meyvelitepe bizden üründe almadı. Dalga geçerek 500 kg ürün istediğini burada yazdı. Bir tiyatro oynuyordu ve bu tiyatro artık komediden trajediye evrilmekteydi. Bu oyunda rol almamak gibi bir hakkım olduğunu düşünüyorum.

Ayrıntıya gelince, bütün ürün alanlarla birden fazla görüşme yapıldı ve hepside yakından takip ediliyor. Hatta bir çoğu yerinde ziyaret edildi. Kim olduğunu tahmin ettiğim 2 kişi dışında herkes sorulara samimi cevaplar verdi. Bir tanesine 2 kere aramama rağmen ulaşamadım. Diğer bir tanesi ise arkadaşına verdiğini söyledi. Meyvelitepe kendisininde açıkladığı gibi büyük olasılıkla ürünü o kişilere aldırdı. Yani işin içinde daha başından artniyet var. Daha ne denilir ki? Ben açıkçası Meyvelitepe'nin doğru ürünü tarttığına bile inanmıyorum. Bu kadar güvenmediğiniz birinin doğal olarak sözünün veya sorularının hiç bir anlamı olmaz. Yani bu saatten sonra 300 deseniz ne anlamı olacaktı? Ya da 500 deseniz ne anlamı olacaktı? Bilmek isteyenler için, ürünün son halinin özellikleri kendi sitesinde (http://www.sun-shader.com/sun-shadervekaolinkili/) yazıyor.

Ayrıca bizi eleştirenlerden neden bir tanesi de Meyvelitepe'ye sahte lisansı sormadı? Demekki bu sahtekarlığı içlerine sindirecek kadar geniş mideliler. Bize sorulan soruların onda biri Meyvelitepe'ye sorulsaydı ya da Meyvelitepe "Sunguard" adını kullanan firmaya sorsaydı Türkiye'deki "Sunguard" ın çakma olduğu daha başından anlaşılırdı. Ya da EM1 gibi EMA satsaydık bizi burada tefe koyacakların neden bu konudaki kıvırmalarına bir iki kişi dışında cesaretli biri çıkıpta sormuyor? Üstelik bunu savunanlar hala forum yönetiminde yer alıyorlar. Bu sizce ne kadar etik? Örneğin Mine Hanım bildiğim kadarıyla ticari ilişkileri olan bir kişi. Neden bunlar gibi ürün reklamı yapmıyor? Katıldığım veya katılmadığım görüşleride olmuştur. Ancak forum yönetimindekilerden beklenen böyle ilkeli bir tavır olmalı ve üyeler bu durumu en az benim kadar sorgulamalı diye düşünüyorum.

Aslında, düne kadar bu konu bizim açımızdan bitmişti. Çünkü Meyvelitepe zora düşünce bu başlık kapatılmıştı.

Ancak Meyvelitepe ve Zeytinlibahçe bu konuyu yeniden kaşımaya başladılar. Tıpkı hayali "Suriyeli Lezbiyen Doktor" (http://www.ntvmsnbc.com/id/25222801/) gibi gerçek dışı iddialarda karalamalarına devam edip duruyorlar.

Ürün alan herkese isterse bu belge gönderilir ve gerçek olup olmadığını da herkes kendisi tartarak görebilir. Ancak her pakette mutlaka az bir sapma olacaktır. Bu sadece bizim ürün için değil, bütün ürünler için geçerli. Üstelik bildiğiniz gibi SunShader sadece kaolin içeren bir ürün değil. İçinde başka mineralleride barındırıyor. Bunuda açıklamama hakkımız vardır diye düşünüyorum. Çünkü kaolin olayı artık ayağa düşmüş durumda. Bizim ürünümüz onlardan farklı olmak zorunda. Olay bu kadar basit.

acemi_caylak
16-08-2011, 19:35
Teşekkürler

Tarımda Kullanılabilir kaolin markalarının artması, en uygun fiyata, en kaliteli ürünün temin edilebilmesi gelişme açısından çok önemli.

En kısa zamanda numune istemeliyim.

Günaydın Sn. Kaptan, kara göründü! Ama yanlış adaya geldiniz! Ve burada aç kalırsınız. Çünkü elimizdeki hazine, sadece mineral karışımından oluşan Sunshader! Bunu da ilkel mızraklarımızla sonuna kadar savunuruz.

Hiç düşünmezdiniz değil mi? Bu ürün eilinizde zaten mevcut. Düne kadar karaladığınız ürünü bugün bilmeden öne çıkardınız ve kullanılmasını tavsiye ediyorsunuz. "Allah söyletti" diye bir deyim vardır halk arasında. Sunshader içerisinde kullanılan kaolin Nanokimya'dan temin edilmektedir. Ensar'ın mesaj sayısında yapılan oynama ya da yanlışlık düzeltilince Ensar faturaları da ekleyecek. Merak edenler Nanokimya'yı da arayıp sorabilirler. Hatta yazılı sorsunlar ki kanıt olsun. Bunu ticari sır diye daha önce açıklamamıştık ve buna hakkımız vardı. Ancak birilerinin maskeleri artık düşmeli. İşte halep işte arşın!

Olayın en güzel tarafı "çıplak kral" maliyetini de açıkladı. Dedim ya "Allah söyletiyor." Buna taşıma, 3 kg' lık paket haline dönüştürme (Çiftçiye kolaylık olsun diye, 100 litrelik su için hazırlanıyor.), diğer minerallerin maliyeti ve kargo maliyetlerini de (25 kg üzeri kargo bize ait) eklerseniz zararına verdiğimiz ve sizin dediğiniz gibi "fırsatçılık" yapmadığımız ortaya çıkar. Bu ürünün kargo dahil müşteriye teslim fiyatını biliyorsunuz. Kimmiş fırsatçı görülsün!

Hadi sizinde Türk Tarımına bir katkınız olsun. En azından bugüne kadar kazıklattığınız müşterilere aradaki farkı geri ödeyin. Dikkat edin bizim gibi cebinizden bir şeyde çıkmıyor, sadece alınanları ya siz geri ödeyin ya da alanlardan bunu isteyiniz. Çünkü arada %150'nin üzerinde bir karla 3 yıl boyunca sahte belgeyle ürün sattırdınız. "Literatür ya da OMRI" deyip milleti kandırdınız. Köylü Mehmet Amca zaten zor geçiniyor. Tohum, kimya tekelleri ve her gün yükselen mazot fiyatları zaten adamın belini bükmüş. Birde sizin gibi "tarım uzmanı" geçinenlerden kazık yemesin.

Ayrıca, Sunshader başından beri belirttiğimiz gibi bir mineral karışımıdır ve daha da gelişitirilecek formülü ile var olmaya devam edecektir. Bu arada gerçek Sun-Guard adlı üründe tarafımızca yakında piyasaya sürülecektir. Gemiyle yola çıktılar bile. Üstelik Mister Glenn'den 40 yıl önce geliştirilmiş bir ürün olarak. Yani bu işler birilerinin Amerikan patent kurumunu aldatmasına benzemiyor. Ya da Amerikan patent kurumundaki sahte bilim adamları gibi kıvırmıyoruz. Rehberimiz her zaman bağımsız bilim adamları oldu ve bundan sonrada öyle olacak.

Not: Önceki mesajlarımdan birisinde belirttiğim gibi Meyvelitepe ve Zeytinlibahçe taraflı tutumlarıyla forum yönetiminden ayrılmadıkları sürece artık benim için konu kapanmıştır.

memet
16-08-2011, 19:51
Yarabbbi sen bana akşamları bu gibi başlıklarda yazılan eğlenceli yazıları okumayı nasip ettiğin için ne kadar mutluyum.
Eğlenecek bir yerler bulamıyorum bunları bulup sandalyeden düşecek kadar gülüyorum.
Hayır şüreka olmuştum baksanıza olmasamıydım. Konu da kapandı şimdi yönetici diye bu şahıslar işte üzülüyorum.

Başkasını adıyla iki kilo kaolin siparişi de verdim her yerime de sıktım yeni yaprak da vermedim ne olacağım ben ne olacağım. Kimin kaoliniydi bu acaba?
Sayın Zeytinli bahçe lüften yönetimden ayrılın bakın ben ayrıldım boyum uzadı. Kilo da verdim, ortadaki şişman olanı diye tarif etmiyorlar artık beni. ohhh ne güzel.

Not: başlığı okuyanlardan özür dilerim işin ciddiyetini kaçırmak için bu kadar uğraşanlarla başka bir üslupla yazışılabileceğini söyleyenlerden yardım rica edebilirim.

MeyveliTepe
16-08-2011, 22:43
Aslında, düne kadar bu konu bizim açımızdan bitmişti. Çünkü Meyvelitepe zora düşünce bu başlık kapatılmıştı.

İlginç... Benim son hatırladığım çok önceleri bir yerlerde para ile satın aldığımı söylediğim bir dökümanı aslında para ile satın almadığımı ima ederek detaylarına girmekle tehtid ediyordunuz, böylece doğruyu söylemediğimi gösterecektiniz ? O noktada kesilmişti başlık. Bu zavallılığınızdan sizin adınıza utanç duymuş, biraz da midem bulanmıştı maalesef.

Bu sorunuza gelince; dikkatinizi çekerim. Bu soruyu soran kişi beyaza "gri" ve "kaolin kanserojen" diyecek kadar artniyetliydi

"Gri" binlerce tonu olan bir renktir. Evet sizin ürününüz bana göre griydi. Daha doğrusu, beyaz olan ürünlerin yanında gri idi. Daha sonra, "kirli beyaz gri tonda" diye değiştirmiştim bunu. Yayınladığım karşılaştırma tablosu da gayet açıktır. Ürününüzün rengini engelleyici değil, kabul edilebilir şeklinde nitelemiştim.

Kaolinin kanserojen diye bir şey hiç söylemedim. Ta başından beri kaolin kullanımını duyurup teşvik eden biri olarak, kaolinin kanserojen olup olmadığını çok iyi biliyorum. Kanserojen olan serbest silika kristalleridir ve rafine edilmemiş minerallerde bulunur. Bunu da söyleyen sizin de alıntı yaptığınız bilim adamlarıdır. Yapmanız gereken sattığınız ürünün rafine edilip edilmediğini ortaya koymak idi. Bunu yapmadığınız için kaolinin kanserojen olma imajını siz yarattınız, ki bundan kendi adıma hiç hoşnut değilim. Keşke düzgün bir malzeme ile gelseydiniz ve dürüst davransaydınız.

Şimdi griydi, kanserojendi vs. ile deyim yerinde ise zenci muhabbeti yaparak 290gr dediğiniz ürünün alakasız olduğunu maskelemeye, müşterilerinize düzgün bir açıklama yapmak yerine bu söyleyeni bir kumpanya halinde karalamaya çalışıyorsunuz.

Susmayı tercih ettiğinizi söylüyorsunuz... Soru hala aynı. Görünüşe göre ürün değişmiş, (bunun yorumunu ayrıca yaparız) Nasıl oluyor da 290gr dediğiniz ürün 580 gr geliyor? Bunun ürün için ne kadar can alıcı bir parametre olduğunu da çok iyi biliyorsunuz.

MeyveliTepe
16-08-2011, 23:29
Üstelik Meyvelitepe bizden üründe almadı. Dalga geçerek 500 kg ürün istediğini burada yazdı. Bir tiyatro oynuyordu ve bu tiyatro artık komediden trajediye evrilmekteydi. Bu oyunda rol almamak gibi bir hakkım olduğunu düşünüyorum.

Nadiren dalga geçerim... Ama bu konuda dalga geçmediğimi çok iyi biliyorsunuz.

Uzunca bir süredir moderasyon alanında zaten yapışık olan iki mesajı yayınlıyayım.

Tarih 30 Mayıs 2011
Bu mesajı özelden gönderiyorum. Arzu ederseniz kaolin başlığı altındada aynen yayınlıyabilirsiniz, en azından teknik bilgi içeren kısmını

Sevgili Meyvelitepe,

Tescil müracaatı yapıldı ancak tescilden sonra tüm karışımı açıklıyabilirim.


Surround ya da sunguard ya da herhangi bir başka üründe % 100 içerik açıklaması yok diye şimdilik açıklamam gereksiz diye düşünüyorum.

Onların verdikleri bilgilerin benzerlerini sorgulama odasında mine hanıma cevep olarak yazmış idim.

Gördüğünüzü sanıyorum. Ama aşağıda bir kez daha yazmamda sorun değil.

Tane boyuıtu min % 50 0-2 mikron min % 99 -5 mikron.

Nem max 1, avaraj 0.7

Özgül ağırlık 2.6

Beyazlık 93, arttırılabilir ama gerekli olduğuna inanmıyorum.

Belirtmekte fayda var 1 litresinin ağırliği 290 gr dan az.

Başka platformlarda belirtildiği gibi RANT PEŞİNDE KOŞANLARIN piyasaya sürdüğü iddia edilen ne oldüğü belli olmayan ürünlerden değil.

Tüm yerli ya da yabancı ürünleri aynı kefeye koymak, sizce ne kadar doğru ?

Bilirsiniz teknik bilgi içeren kataloglarda mesela kaynak malzemelerinde bile üreticiler haber vermeden ürünlerinde değişikliği yapma haklarının olduklarını belirtirler. Amerikada bile.

Bende aynı fikirdeyim.

Sevgiyle kalın


Aynı tarih (30 Mayıs 2011)
Ensar bey,

Muhtelif irtibatlarımızda özellikle belirtmişimdir, kaolin konusu çok önemli ve ülkenin tümünde tarımda pestisit kullanımını önemli ölçüde azaltabilecek temel araç olmaya adaydır. Siz de öyle düşünüyor olmalısınız ki, bu konuda çok emek harcadınız.

Konunun hassasiyetinden dolayı, yine geçen yıldan buyana yerli üretim ile ilgili her iletişimde bir şekilde standart kaliteden özellikle ve mutlaka söz ettim.

Hiç kuşkum yok ki, halen böyle bir ürünü piyasaya çıkartan siz olmasaydınız, siz ve xxx (1) şimdi benim sorduğum soruları çoktan sormuş ve ısrar etmiş olacaktınız.

Böyle bir ürünün yerli kaynaklarla elde edilmesi, daha önce de belirttiğim üzere tabii ki çok iyi. Fakat bu, ülke çiftçisinin salt yerli diye ne olduğu belli olmayan ya da kalitesiz ürünlere mahküm olması anlamına gelmemeli.

Geçmişte yerli veya ithal pek çok tarım girdisinde benzer şekilde düşünen, sorgulayıcı olan sizlerin, masanın diğer tarafına geçildiğinde eski deneyiminizi kullanıcı empatisi için bir güç olarak kullanıp, piyasada çokça rastlanan yerli ürün pazarlama şekline farklılık getirmeniz gerekir diye düşünüyorum.

Bir ticari ürün olarak dışarıdan bakıldığında ürününüz halen "ne olduğu belli olmayan" ürün durumunda. Bunu kaolin olarak sunuyorsunuz ama ne kadarı kaolin, başka ne var ve hangi oranda belli değil.

Diğerleri açıklamadığı için ben de açıklamıyorum diyorsunuz. "Diğerleri" derken özellikle tüm literatürün üzerine oturduğu surround ve bundan türeyen sunguard ve screen'i kastediyorsanız bu bir yanılgı olur. Birincisi, bu ürünler standardı belirlemişlerdir. Özellikle de o zamanki patent durumundan dolayı surround belirleyicidir ve tüm alternatif ürünlerin kendini surround'a göre ayarlaması gerekir.

İkincisi, bu ürünlere ait uluslararı akreditasyona sahip analiz belgeleri var. Söz gelimi kullandığım ürünün belgesini istediğimde tüm registration referanslarıyla birlikte gönderdiler.

Dolayısıyla, piyasaya sürdüğünüz ürünün içeriğini açıklamama gerek yok dediğiniz anda kendinizi ne sattığı belli olmayan şirket durumuna koyarsınız, dahası, ne olduğu belli olan ürünlerin kredisinden yararlanmaya çalıştığınız için de tam Türk işi pazarlama izlenimi verirsiniz.

Öte yandan, dört mineral konusunu forumda sorduğumda, telefon ile kaolin, kalsiyum karbonat, bentonit ve kükürtten söz ettiniz. Kükürtü kendinizin eklediğini, diğerlerini bir rafinasyon işlemi olmadığı için ayıramadığınızı, nem oranının da düşürülemediğini söylediniz.

Çok fazla olmadı ama, bu görüşmeden sonra nem oranı %1'lere düştü ise bu iyiye işaret.

Hatırlarsanız geçen yıl iki torba numune göndermiştiniz. Ürünün şu anki hali bu numune ile aynı mı, değil mi bilmiyorum. Sunduğunuz başka bir veri olmadığı için aynı olduğunu var saymak durumundayım. Esmer renkli, çok nemli, tortu bırakan ve rafine kaoline göre iki misli ağır bir ürün idi. Bir süre önce sizin numune ile rafine kaolini birim hacimdeki ağırlık bakımından karşılaştırdım. 750ml'lik ölçü için sizin numune 400gr iken rafine kaolin 200gr idi. Belirttiğiniz gibi 1 litresi <290 gr oldu ise bu da iyiye işaret.

Az da olsa verdiğiniz bilgiler ile elimdeki numune büyük sapma gösteriyor. Üründe farklılık olduğunu düşünerek, söylediğiniz speklere uygun ürününüzden ücreti mukabil yeni numune elde etmek isterim.

Bunu analiz raporu ile de desteklerseniz ve gerçekten standarda uygun hale gelmiş ise ilk etapta rahatlıkla yarım ton sipariş veririm.

Öte yandan tavsiyem, ürününüz konusunda açık olmanız, ilk etapta standart ürünün ne kadar yakınında ya da ne kadar uzağında olduğunuzu detaylı ve bilgi, belge ile desteklemenizdir. Bu sizi zayıflatmaz, tersine güçlendirir. Dürüst davranıldığını gösterir. Gelişme çabasını işaret eder. Sorular gelecektir. Bir kullanıcı olarak ben de soracağım doğal olarak. Bunlara da açıkça yanıt vermek gerekir.

Saygılar
(1) İsimi çarpıladım.

Çok da samimi bir mesajdı benimki. Ne parasıyla örnek geldi, ne de iddia edildiği gibi 290gr olduğunu gösterir bir şey. Zaman kazanmak, atlatmak, susturmak maksatlı olduğu şimdi belli oluyor.

Dikkat ediniz. Ürünü elde edip söylenenle hiç alakasız olduğunu görüşüm ve bunu söyleyişim bu mesajlardan epey sonradır.

Burada başka detaylar da var sanırım. Söz gelimi, %90'ı 5 mikron altı malzemenin de 580gr mertebesinde olmaması lazım. %93 beyazlık da biraz fazla gibi ama bunu standart farkı sayalım. Ha, bir de yerli olma meselesi var.

Sözüm söz. Bana yukarıdaki mesajlarda yazıldığı gibi bir litresi 290gr gelen, mikronize edilmiş rafine, kalsine kaolini, haydi sizin satış fiyatınız olan 2TL/kg'dan olsun, getirin hemen yarım ton alayım...

MeyveliTepe
17-08-2011, 00:00
Ayrıca bizi eleştirenlerden neden bir tanesi de Meyvelitepe'ye sahte lisansı sormadı? Demekki bu sahtekarlığı içlerine sindirecek kadar geniş mideliler. Bize sorulan soruların onda biri Meyvelitepe'ye sorulsaydı ya da Meyvelitepe "Sunguard" adını kullanan firmaya sorsaydı Türkiye'deki "Sunguard" ın çakma olduğu daha başından anlaşılırdı.

Bu biraz haddini aşmıyor mu?

Hangi sahte lisanstan bahsediyorsunuz? Bu üçüncü söyleyişim oluyor. Türkiye'de satılan Sunguard markasının OMRI listesinde olduğunu yazışım bana ait bir hatadır. Bunun için özür dilerim. Ancak, 2009 yılından bu yana kaolin ile ilgili yazışmaların hiç birinde Sunguard'ın omri listesinde olduğuna dair bir yazışma geçmemiştir. Bir kaolin kullanıcısı olarak olup olmamasıyla da hiç ilgilenmedim. Fakat kalitesiyle çok ilgilendim. Sunguard, Georgia kaolin yataklarından elde edilen hammaddenin yüksek teknolojiyle rafine ve kalsine edilip boyutlandırılmış halidir. Raporunu da bu başlıkta yayınladım. Ayrıca ağır metal analizi de mevcut. Bu ürünün 1 litresini tarttığımda 275gr gelmektedir. Bana aynı özelliklerde bu malzemeden sizin fiyatla getirin, yarım değil bir ton alayım. Kumpanyanız hala ağız birliği ile bir satıcı olarak ürününüz hakkında verdiğiniz çok temel yanıltıcı bilgiyi maskelemek için bunu kullanıyor ama fazlasıyla bayatladı. Hala, üyelere, müşterilerinize özür ve açıklama borçlusunuz. Bu erdemi göstermelisiniz.

Bu arada "mide"den hiç bahsetmeyelim isterseniz.

MeyveliTepe
17-08-2011, 00:09
Ancak Meyvelitepe ve Zeytinlibahçe bu konuyu yeniden kaşımaya başladılar. Tıpkı hayali "Suriyeli Lezbiyen Doktor" gibi gerçek dışı iddialarda karalamalarına devam edip duruyorlar.

Kimsenin cinsel tercihi beni ilgilendirmez. "Kaşımak" ise size ait. Nedense EM konusunda koordineli bir yaklaşım söz konusu. Önceki tartışmalarda kuvvetlice hissettiğim, aslında beni hiç ilgilendirmemekle beraber, forumun bunun için kullanılmasından rahatsız olduğum bir motivasyon ve bir niyeti anımsatıyor. Karalama ise size ait bir yaklaşım. Hala yanıt veremediğiniz bir şeyi görünmez kılma çabasının bir yansıması.

İnci Akalp
17-08-2011, 00:16
Sn. Üzüm,
Önce neden böyle bir mesaj yazdım? Düne kadar bu konuda sessizdim. Çünkü Sunshader'in hedef kitlesi agaclar.net üyeleri değil. Üstelik başlıkta kapatılmıştı. Böyle bir yazı aklımın ucundan geçmezdi. Ancak hem Meyvelitepe hem de Zeytinlibahçe EM başlığında konuyu yeniden gündeme taşıdılar. )

Yanılıyorsunuz Sn. Acemi Çaylak,
Konuyu yeniden gündeme getiren sn. Sarıcan'dır.Yazdıklarıyla kişilere cevap hakkı doğmuş olması çok normal değil mi? Üstelik siz de Em konusundaki bir soruya burada cevap verebiliyorsunuz, öyle değil mİ?

"[I]Ama ne gam! burada o firmanın OMRI belgesi EM için tartışma dayanağı ve pazarlama argümanı olarak kullanılabiliyor. Aynen Kaolin başlığında yapıldığı gibi."

MeyveliTepe
17-08-2011, 00:19
Ürün alan herkese isterse bu belge gönderilir ve gerçek olup olmadığını da herkes kendisi tartarak görebilir. Ancak her pakette mutlaka az bir sapma olacaktır. Bu sadece bizim ürün için değil, bütün ürünler için geçerli.

Hangi ürün için gönderiyorsunuz? Eskisi mi, yenisi mi? Dolaylı da olsa eskisinden satın aldığım için eskisininkini rica edeyim. Hatta burada ilan ederseniz çok mabule geçer. Yenisininki bende zaten var.

MeyveliTepe
17-08-2011, 00:51
Günaydın Sn. Kaptan, kara göründü! Ama yanlış adaya geldiniz! Ve burada aç kalırsınız. Çünkü elimizdeki hazine, sadece mineral karışımından oluşan Sunshader! Bunu da ilkel mızraklarımızla sonuna kadar savunuruz.

Hiç düşünmezdiniz değil mi? Bu ürün eilinizde zaten mevcut. Düne kadar karaladığınız ürünü bugün bilmeden öne çıkardınız ve kullanılmasını tavsiye ediyorsunuz. "Allah söyletti" diye bir deyim vardır halk arasında. Sunshader içerisinde kullanılan kaolin Nanokimya'dan temin edilmektedir. Ensar'ın mesaj sayısında yapılan oynama ya da yanlışlık düzeltilince Ensar faturaları da ekleyecek. Merak edenler Nanokimya'yı da arayıp sorabilirler. Hatta yazılı sorsunlar ki kanıt olsun. Bunu ticari sır diye daha önce açıklamamıştık ve buna hakkımız vardı. Ancak birilerinin maskeleri artık düşmeli. İşte halep işte arşın!

Merak etmeyin, kaptan çoktan o karaya çıktı, feth etti ve gemisine döndü bile :) üstelik sadece kaptan değil, bir sürü tayfa ile birlikte...Çoktandır malumu ilan etmişsiniz, bu da bir şey.

Şunu hala anlamadınız. Bu kadar mı bağnaz olunur?

"Karaladığımızı" söylediğiniz, oysa a)Yanıltıcı bilgi verdiğinizi söylediğimiz, b)Özelliklerinin uygun olmadığını söylediğimiz ürün ile, şimdi yeni ilan ettiğiniz ürün arasında uzaktan yakından benzerlik yok.

Sadece aynı isim altında alakasız iki farklı ürün söz konusu. "haber vermeden ürün içeriği değiştirilebilir" lafının arkasına saklanarak, eski ürünü yok edip başka bir ürünü paketlemeniz ne manaya gelir ayrıca tartışılabilir. Ancak bunun üzerinde durmayacağım.

Öncelikle şunu söylemeliyim. Bunca tartışma bir işe yaramış ve sonunda doğruya yakın bir ürün bulmuşsunuz. Şahsıma yaptığınız onca zavallı kişisel saldırıya rağmen kutlarım. Keşke bunu baştan yapsaydınız, ve keşke dürüst davransaydınız da dört başı mamur kutlasaydık. Ne Zeytinlibahçe'nin, ne benim, ne de bu konuyu doğru dürüst takip edip öğrenenlerin ürününüzün adına bir garezi yok. Yeter ki içeriği düzgün ya da düzgüne yakın olsun.

Kara çoktan feth edildi dedim ya. Başka mineral karışık olduğunu filan sanmıyorum. Ama ben dedim diye bir şeyler karıştırmaya da kalkmayın lütfen. Rica ederim böyle kalsın. Sattığınız mal üç beş çiftçiye gidecekse, yanlış bir şey gitmesin. Bir türlü havsalanız almadı, almasını da beklemiyorum çünkü durup etrafa baktığımız yerler çok farklı.

Birkaç da uyarı. İthalatçıdan orijinal analiz belgesini istemediyseniz isteyin ve sitenizde o belgedeki rakamları anons edin de yine problem olmasın. Hadi, şimdi ölçüm vermeyeyim. Elinizde kendi ürününüz vardır nasıl olsa. Hava boşluğu bırakmadan bir litresini tartın. 300-310gr civarında gelmiyorsa %90'ı 2 mikron altı olmaz. Etiket vs. konuşuluyor orada burada. Türk Malı ibaresini de kaldırın isterseniz, çünkü hiç Türk Malı olmadı galiba bu isimdeki ürünleriniz.

Bir de şu kullanım miktarı meselesi var. Eski ürününüz de 100litrede 3 kg, yenisi de 3 kg kullanılır mı diyorsunuz? Eskisi doğru ise, yenisinin 1,9kg olarak kullanılması gerekmiyor mu?

MeyveliTepe
17-08-2011, 01:58
Hadi sizinde Türk Tarımına bir katkınız olsun. En azından bugüne kadar kazıklattığınız müşterilere aradaki farkı geri ödeyin.

Bunu yazmayacaktım ama;

22/5/2010 ve 25/5/2010 tarihlerinde peş peşe iki mesaj. Bu başlıkta...

sayın malina teşekkür ederim

Ağaçlarnet define adası gibi nereyi kazsan bişeyler çıkıyor:))

bu sene ceviz ağaçlarımda kaolin kili uygulamak istiyorum
yanlız kaolin kili adı altında nerden bulabilirim???
birde sungurat dediğimiz maddeyimi bahsediyoruz yağni TÜRKİYEDE sadece bu mu var
kaolin kili diye üreten firmalar varmı?
bu konuda bilgisi olan varsa lütfen yazsın

birde sayın meyvelitepe marka ismi vermemek içinmi sadece kaolinkili diye bahsediyor
yoksa sungurart mı kullanıyor? teşekkür ederim

Kaolin kili Türkiye'de 2 firmada var.

Sunguard ürünü için,
http://www.orfeteknik.com.tr/

Surround WP için,
http://www.agro.basf.com.tr

adreslerinden bilgi alabilirsiniz.

Madem öyle sizden başlayalım. Bu güne kadar aldığım sunguard'lar için bana ne ödeyeceksiniz? Ha, Surround da aldım, onun da farkını isterim :)

Herşey bir yana, yine sözüm söz bana kilosu 2 liradan getirin bir ton Sunguard alayım.

Lilium
17-08-2011, 02:32
Sayın acemi caylak, bahsedilen tarihte SunShader varmıydı?

O tarihlerde bana da sorsanız aynı cevabı verirdim,

Bundan ne çıkarılmaya çalışılıyor anlamadım. :(

acemi_caylak
17-08-2011, 02:55
Ben açıkçası Meyvelitepe'nin doğru ürünü tarttığına bile inanmıyorum. Bu kadar güvenmediğiniz birinin doğal olarak sözünün veya sorularının hiç bir anlamı olmaz.

Açıkça size güvenmediğimi yazmışım. Benim için tartışma bitmiştir. Önce "gri" dediğiniz şeyin beyaz olması ile yalancılığınız ve bize karşı önyargınız zaten tescillenmiş durumda.

Kanserojene gelince, rafine olmasa bile kanserojen olmadığı benim dışımda da zaten açıklandı. Öyle insanları korkutarak insanları bize karşı kışkırtarak elinize ne geçti? Bunun bir muhasebesi olmalı.

Güvenilir olmak için önce şu sahte belge alışkanlığınızı terkettiğinizi de göstermelisiniz. Nasılsa İngilizce bilen fazla yok, araştırıp bulamazlar sandığınız belgeleri bundan sonrada kullanmayacağınızın garantisi olmalı. Öyle özür dilemekle geçiştirilecek kadar basit değil bu işler. Eylem gerekir.

acemi_caylak
17-08-2011, 03:30
Sayın acemi caylak, bahsedilen tarihte SunShader varmıydı?

O tarihlerde bana da sorsanız aynı cevabı verirdim,

Bundan ne çıkarılmaya çalışılıyor anlamadım. :(

Sevgili Lilium,

O tarihte Sunshader yoktu. İnsanlar fiyatların ateş pahası olduğunu söyledikten sonra ayrıntılı araştırmaya girildi. Mesajın tarihi Mayıs ve ilk kaolin denemelerinin yapıldığı dönem Temmuz ayı. En azından 2 ayda uyanmışız.

Araştırmalar sonucu görüldü ki Engelhard yeni bir şey keşfetmemiş. Gerçek Sun-Guard üreticisi Don Aluisi 40 yılın üzerinde bu işi yapıyor. Sadece patent kurumunu yanıltmışlar ya da patent kurumunun sadece büyükleri kollaması olayı var. (Aynı olayın benzer örneklerini Organik Tarım nereye gidiyor başlığında da verdim. Olay sadece kaolinle de sınırlı değil. GDO'lu tohumlar ve yiyeceklerde de bir sürü oyun dönüyor. Hatta kaolin olayı onların yanında çok masum kalır.) Yani denetleme yapması gereken kurumlar, denetleme yapılması gereken şirketler tarafından yönetiliyor. Maalesef tek amacı kar olan tekeller için her yol mübah. Çünkü bu kurumlarıda onlar yönetiyor.

Bu tartışmanın başından beri söylediğim gibi "her türlü inert toz kullanılabilir" sözümün arkasındayım. Yani illede kaolin kullanmak zorunda da değilsiniz. İlle de 2 mikron altında da olmak zorunda değil. Onların iddia ettiği gibi ve aynı iddiayı yüzeysel araştırmayla buraya yazanlar gibi fotosentezi de engellemez. Merak etmeyin yaprakların altı tam kaplanmadığı sürece fotosentezi engellemez. Çünkü kara bitkilerinin nerdeyse hepsinde stomalar yaprakların altındadır. Önemli olan ilaçlama pompasıyla atılacak kadar ince olmasıdır. Forumda ve gezdiğim bir çok yerde gördüğüm kadarıyla insanlar zaten başka ürünleride kullanıyorlar. Örneğin Ömer Tuncer geçen yıl kaolinle alakası olmayan bir ürün kullanmıştı. Hiç bir zararlı etkisinide görmedi.

Bu konuda çok somut bir örnek vereyim. Buradaki tartışmalarda veya sorularda da zaman zaman dile getirilen fotosentezi engellemeyi Engelhard dökümanın bir yerine koymuş. Mister Glenn ve Amerikan Tarım Bakalığı uzmanlarının ortaklaşa hazırladıkları bir döküman bu. Orada tam cümleyi anımsamıyorum ama, "Yoldan savrulan tozların fotosentezi engellediği" şeklinde bir ibare var. Yine yabancı forumlarda da buna benzer tartışmalarda Mister Glenn'in yazdığı bir mektup dolaşıyor. Sözde Engelhard'in ürününün dışında kaolin kullanan birisi bütün elma ağaçlarını kaybetmiş. Ama hangi çiftçi olduğuna dair somut bir bilgi yok. Yani bilimsel dedikodu.

Oysa başka bilim adamlarınında bu konuda araştırmaları var. Ancak 1–10 μm büyüklüğündeki tozların yaprak yüzeyinde metrekarede 5-10 gr civarında olması durumunda fotosentezi engellediğini söylüyorlar. (Kaynak: The effect of dust on photosynthesis and its significance for roadside plants, J. R. Thompson, P. W. Mueller, W. Flückiger† and A. J. Rutter) Üstelik bu araştırma Engeldard'ın dökümanında referans bile gösteriliyor. Ancak olumsuz yönü öne çıkarılarak.

Kısacası bilim adamları da masum değil. Kimin finanse ettiğiyle ilişkili olarak sonuçlar değişebiliyor. (Sözüm bütün bilim adamları için geçerli değil.) Hiç kimse artık beni ABD Tarım Bakanlığı’nın (USDA) veya Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) nin bütün belgelerinin doğru olduğuna ikna edemez.

Sonuç olarak Sunshader'in en büyük başarısı fiyatları düşürmek ve benim nezdimde başka alternatiflerinde olduğunu insanlara göstermek oldu. Biz olmasaydık hala sadece 2 firmanın ürünü satılıyor olacaktı ve birileri Sunguard reklamı yapmaya devam edecekti. Dikkat ettiniz mi bunların önerdiği ürünler hep fahiş fiyatlı ürünler. Üstelik elde edilmeleride çok kolay olan ürünler. Size bilimsel sosla süsleyip pazarlamayı çok iyi biliyorlar. Bu satırları okuyanlar bundan sonra en azından bunların önerdikleri ürünlere balıklama atlamayıp alternatifleri de araştıracaklar. İşin özü burada.

acemi_caylak
17-08-2011, 05:21
Ya siz Sn. İnci Akalp,

Bizle ne alıp veremediğiniz var. Üstelik evinizi bile ziyaret etmişiz. Çayınızı içmişiz. Size bahçenizle ilgili bütün bildiklerimizi anlatmışız. Bunu para karşılığında mı yaptık? Bunu mu iddia ediyorsunuz?

acemi_caylak
17-08-2011, 06:24
Sunguard, fiyatını bir kenara bırakacak olursak, halen ülkemizde bulabildiğim en değerli ürün. Dolayısyla kandırılmış sayılmam. Firma web sayfasında kendisiyle çelişecek hiç bir ifadesi de yok.

İşte hala reklamlara devam eden birisi. Bu mesaj dün yazılmış. El insaf be. Son dönem hariç tartışmalara katılmasanda yakından takip etttiğini biliyorum. Bu kadar mı yüzeysel okunur. (Demekki yüzeysel bilgi meselesi en azından bakterilerle sınırlı değilmiş.) Bıraktık diğerlerini en azından Engelhard tarafından geliştirildiği söylenen ve şimdi BASF tarafından piyasaya sürülen Surround denilen marka var. Bildiğim kadarıyla spekleride Sunguard'dan daha iyi. 3 yıldır kaolin kullanıyorum diye hava atıyorsun, sonra böyle basit bir ayrıntıyı atlıyorsun. Bunun adı reklam değilde nedir?

Üstelik bahsettiğiniz firma sizin deiyiminizle "literatür çalma" olayına gırtlağına kadar gömülmüş bir firma. Sayfalarındaki Surround belgeleri hala duruyor. Bu linkteki (http://www.orfeteknik.com.tr/surround.htm) Sunguard Broşürleri başlığında neden Surround'un broşürleri var? Bize aslan kesilirken bunlara niye kuzusunuz? Sizin bakış açınızla şimdi birisi Sunguard yerine Surround alsa daha iyi bir iş yapmış olmaz mı? Çünkü fiyatlarıda birbirine çok yakın. Her ikisininde kilosu yaklaşık 4 lira.

Yüz yüze fazla sayıda görüştük ve birbirimizin sofrasına da oturduk. Telefonda yüzlerce konuşma yaptık. "Tuzumuz ekmeğimiz vardır" denir halk arasında. Hani bir akşam gemide otururken "bizler öncüysek çok okumak gerekir kaptan" demiştim. Sende kabul etmiştin. Bu mu olmalıydı bunun sonucu?

Tarımın öncüsü olduğunu iddia ediyorsan bizden aldığın bilgileri "kral"ına taşıyıp dedikodu yapacağına biraz verdiğim dökümanları oku. Alternatif ürünlerin üreticileri ne diyor biraz araştır. Biliyorsun bu dökümanlar kaolinle ilgili olmadığı için (hemen hepside Toprak Biyolojisi ile ilgiliydi.) seni kandırmışta olamam.

MeyveliTepe
17-08-2011, 09:02
Sayın acemi caylak, bahsedilen tarihte SunShader varmıydı?

O tarihlerde bana da sorsanız aynı cevabı verirdim,

Bundan ne çıkarılmaya çalışılıyor anlamadım. :(

Hangi SunShader? Önceki mi, yenisi mi?

Bu durumda bedavalar da dahil, öncekinin gönderildiği herkese aynı miktarda ücretsiz olarak yenisinden gönderilmesi gerekmiyor mu? Aksi halde önceki niteliksiz ürünün gönderildiği herkes "kazıklanmış" olmuyor mu?

MeyveliTepe
17-08-2011, 09:18
Açıkça size güvenmediğimi yazmışım. Benim için tartışma bitmiştir. Önce "gri" dediğiniz şeyin beyaz olması ile yalancılığınız ve bize karşı önyargınız zaten tescillenmiş durumda.

Kanserojene gelince, rafine olmasa bile kanserojen olmadığı benim dışımda da zaten açıklandı. Öyle insanları korkutarak insanları bize karşı kışkırtarak elinize ne geçti? Bunun bir muhasebesi olmalı.

Güvenilir olmak için önce şu sahte belge alışkanlığınızı terkettiğinizi de göstermelisiniz. Nasılsa İngilizce bilen fazla yok, araştırıp bulamazlar sandığınız belgeleri bundan sonrada kullanmayacağınızın garantisi olmalı. Öyle özür dilemekle geçiştirilecek kadar basit değil bu işler. Eylem gerekir.

"Güven"den mi bahsediyorsun? Komik olmayın lütfen... 290gr diye sattığınız malzemenin 580gr geliyor olması beni değil de sizi mi güvenilir yapıyor? Merak etmeyin başkaları da tarttı o malzemeyi. Burada eğlenmek için kaolin tartıyorum artık.

Bana güvenmiyorsunuz tamam (sanki ben size güveniyorum), bak başkaları da soruyor niye bu tartı böyle diye. Onlara var mı bir cevabınız? Size soru soran kimseye mi güvenmiyorsunuz? Çünkü soru soruyorlar, değil mi?

Hiç kimse Serbest Silika Kristallerinin kanserojen olmadığını söylemedi ve söyleyemez de. Kimseyi kandırmayın.

Zeytinlibahçe
17-08-2011, 10:24
Ürüne karşı olsaydım deneme amaçlı ağaçlarımda uygulamazdım.

Konuyla ilgili başından beri bütün mesajlarımı inceleyin ürün hakkında tek bir eleştiri bulacaksınız. O da Neden sorulara net cevaplar verilmediği.

Seneryoyu kendiniz yazıp, kendini oynuyorsunuz. Zannediyorsunuz ki, soru soran size düşman.

Seneryo 1 Sun shader başından beri Nano kimyadan :

Neden başından beri açıklamadınız? Tartışmanın asıl sebebi, ürün hakkında net bir bilgi ortaya konulmaması. Bilgileri verseniz ortada tartışacak bir konu da kalmayacak. Web sayfanızdaki nano kimya specktlerini sn Meyvelitepe yüzünden mi koymadınız? Nasıl olsa hedef kitleniz değiliz. Günler süren tartışmalar yalnız gecelerinize renk mi getirdi? Yoksa forum ortamını meze olarak mı kullandınız? Bu şekilde mi motive oluyorsunuz?

Seneryo 2 Sun shader sonradan nano kimyadan: Teşekkürler. Denedikten sonra tavsiye ederim.

Geriye dönük bir fatura her şeyi ne kadar ıspatlar. Ürünün toplam ömrü zaten 2-3 ay.

Fatura deyince aklıma geldi; Parasıyla ısmarlanan ürünlerinizin irsaliyesinde "Numunedir. Ücretsizdir" yazıyor. Bekir bey hala faturasını bekliyor.


Tarımda Kullanılabilir kaolin markalarının artması, en uygun fiyata, en kaliteli ürünün temin edilebilmesi gelişme açısından çok önemli.
En kısa zamanda numune istemeliyim.

Bu benim için bir eksiklik ya da yanılma değil ki. Her ürünü deneme amaçlı kullanmak isterim.Yine sizin hatanız. Siz ürününüzü nereden geldiğinden, evsafına kadar neredeyse bir sır olarak tuttunuz. Suyu bulandırıp sonradan ortaya çıkıp ‘’ceeh’’ mi diyorsunuz?

Bakın artık bir ürün sahibisiniz. Soru soran bize karşıdır düşüncesinden kurtulun. Adam gibi sormanın kriteri ne?


Bu arada gerçek Sun-Guard adlı üründe tarafımızca yakında piyasaya sürülecektir. Gemiyle yola çıktılar bile.

Alkışlarım, kutlarım, tavsiye ederim.


Sun-guardın ülkemize kazandırılmasını canı gönülden destekliyorum. Sun shaderin sonuçlarını aldıktan sonra buna karar versek daha iyi olmaz mı? belkide gerek kalmayacak.:)
Şaka bir kenara Surround, sun-guard ı kim ithal ederse, üstelik uygun fiyata ellerine sağlık, alkışlarım.

Hala aynısını söylüyorum. Zorla düşman kazanmaya çalışıyorsunuz.


Önceki yıllarda sizler de, bizler de Sunguard kaolini kullanıp, fiyatı dışında memnun da kalmıştık.

Sunguard şu an için kullandığım kendini kanıtlamış tek ürün. Tavsiye ederim. Aynı şekilde diğer ürünlerinde başarılı olması en büyük temennimiz. Öyle olmasaydı bahçemizde diğerlerine de şans vermezdik.


Ürünün içine konulan katkılar ise apayrı bir konu. Müşteri bunların güvenli olduğunu nereden bilecek. Ticari sır olarak gören firmalar içeriğini ilgili kuruluşlara onaylatmıyor mu?

Ben müşteriyim ve seçme özgürlüğü bende olduğu müddetçe gemimim pruvası da her zaman neta, merak etme. İyi bir ürününüzü de sırf sizin olduğu için kullanmamazlık etmem. Farkımız burada!!

acemi_caylak
17-08-2011, 11:24
Sn. Zeytinilbahçe,

Bekir Bey hangi Bekir Bey açıklar mısınız? Bildiğim kadarıyla sizin taraftan Bekir Bey diye birisi bizden ürün almadı. Bir yanlışlık varsa bu hemen düzeltilir.

MeyveliTepe
17-08-2011, 12:28
İlle de 2 mikron altında da olmak zorunda değil. Onların iddia ettiği gibi ve aynı iddiayı yüzeysel araştırmayla buraya yazanlar gibi fotosentezi de engellemez. Merak etmeyin yaprakların altı tam kaplanmadığı sürece fotosentezi engellemez. Çünkü kara bitkilerinin nerdeyse hepsinde stomalar yaprakların altındadır.

Engelhard ve ARS uzmanlarının görüşüne ve yaptıkları testlere göre, diğer sektörlerde de kullanılan kalsine kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir."

Hangi ARS uzmanının %50'si 2 mikron olsa yeter dediğini hala merak etmedeyiz...

Yapraklardaki stoma dağılımları bitkiden bitkiye değişir. Söz gelimi sizin fıstık ağaçlarınız vardı değil mi? Stoma dağılımı nasıldır?

Stomaları alt yüzeyde olan ağaçlarda ne öneriyorsunuz? Uçaktan atılmıyorsa yaprak altları boyacı bandıyla mu kapatılacak?

Bırakın bu tuhaflıkları. Tamam, anladık, itiraf etme, kabul etme zorluğunuz var. Önemli değil, etmeyin. Çaktırmadan da olsa uyarıları dikkate alın, bu yeterli.

Almışsınız da zaten, ürün KOMPLE değişmiş. Bu herkes için iyi bir şey. Yeni speklerde de hata var, düzeltin, kullanım miktarlarını gözden geçirin, sizin ve kumpanyanızın yolu açık olsun.

Zeytinlibahçe
17-08-2011, 12:52
Bekir Akkaya/ Mersin

Çankaya mah....................no 90 Mersin

0324 237...6

acemi_caylak
17-08-2011, 13:00
Belge sahtekarlığı huyundan vazgeçmediğn ve sadece Sunshader'e değil diğer ürünlere de yaptığın karalamaları geri almadığın sürece, cevap verme gereği bile duymuyorum.

MeyveliTepe
17-08-2011, 13:08
Verebileceğin bir cevap yok. Belge sahtekarılığı lafı da zenci muhabbeti. Esas sahtekarlık bir satıcının sattığı ürün hakkında yalan söylemesidir. Düzeltmediği müddetçe de yalanda ısrar anlamına gelir.

İnci Akalp
17-08-2011, 14:15
Ya siz Sn. İnci Akalp,

Bizle ne alıp veremediğiniz var. Üstelik evinizi bile ziyaret etmişiz. Çayınızı içmişiz. Size bahçenizle ilgili bütün bildiklerimizi anlatmışız. Bunu para karşılığında mı yaptık? Bunu mu iddia ediyorsunuz?

Sn. Acemi Çaylak,

Yazdıklarımdan anladığınız bu mu?: "Bunu para karşılığında mı yaptık? Bunu mu iddia ediyorsunuz?" Çok üzüldüm.

Evet evime geldiniz, çayımı içtiniz, sipariş verdiğim kaolinin parasını almadınız hatta tesbih ağacı fidanı ile gojiberry fidanı hediye ettiniz. Bu durumda ben sizden para mı almış oldum? Ne yapayım kaolin alıp, fidanları söküp size mi göndereyim?

Ben sadece konuyu takip ediyorum ve Sn. Sarıcan'ın kışkırtıcı uslubundan çok rahatsızım. Ben sadece bu durumu gözardı etmemeniz için yazdım. Ayrıca hiç "SİZLER" diye düşünmemiştim ama düşünmem gerekiyor sanıyorum.

acemi_caylak
17-08-2011, 14:46
Bekir Akkaya/ Mersin

Çankaya mah....................no 90 Mersin

0324 237...6

Sn. Zeytinlibahce,

Bekir Bey ile konuşularak sorun çözülmüştür.

soilless
18-08-2011, 20:40
acemi_caylak Belge sahtekarlığı huyundan vazgeçmediğn ve sadece Sunshader'e değil diğer ürünlere de yaptığın karalamaları geri almadığın sürece, cevap verme gereği bile duymuyorum.

MeyveliTepe Verebileceğin bir cevap yok. Belge sahtekarılığı lafı da zenci muhabbeti. Esas sahtekarlık bir satıcının sattığı ürün hakkında yalan söylemesidir. Düzeltmediği müddetçe de yalanda ısrar anlamına gelir.

Bence kaolin konusu bu şekilde bitmemeli.

Sn Meyvelitepe'nin de Sn Acemi Usta'nın da kaolin konusuna yaptıkları olumlu katkılar net ortada.

Artık geriye değil ileriye bakmak lazım. Eminim ki bu konuyu takip edenler, ilgi duyanlar, kaolini kullanmayı düşünenler ve de ilk uygulamalarını yapanlar da artık konunun netleşmesini ve kaolinin kullanım yararlarını görmek okumak istiyorlar sanıyorum.

Netleştirme açısından ilk soruyu ben sorayım.

- Son mesajlardan anladığım kadarıyla SunShader şu an herkes tarafından kabul gören optimum bir içeriğe sahip ????
- Mineral katkısının, bitki korumasında ve/veya bitki gelişiminde kaolin ile birlikte kullanılmasının nasıl bir ilave fayda sağlayacağı ????

Halil Önen
29-08-2011, 01:18
....
Netleştirme açısından ilk soruyu ben sorayım.

- Son mesajlardan anladığım kadarıyla SunShader şu an herkes tarafından kabul gören optimum bir içeriğe sahip ????
- Mineral katkısının, bitki korumasında ve/veya bitki gelişiminde kaolin ile birlikte kullanılmasının nasıl bir ilave fayda sağlayacağı ????

Sn. soilliss,

Sn. Acemi_ Çaylak ile görüştüğümüzde sormuştum ' SunShader içinde mineral var mı' diye;

olmadığını, ama ileride ürünü geliştireceklerini ve içine Editod 67 ile fungust katabileceklerini, bunu araştırdıklarını,maliyeti artırırsa düşünmeceklerini söyledi.


Ama biz kaoline editod 67 karıştirarak 600 zeytin ağacında kullandık. Zeytine atmamızın sebebi bor eksikliğini _ varsa_ sağlamak, zeytin tutumunu sağlamak daha çok verim içindi.


Ayrıca kaoline editod 67 ve gülleci bulamacı üçlüsünü karıştırarak kullanmaya başladık.

Gülleci bulamacı karıştırmamızın sebebi mantari hastalıkları önlemek içindi. Ancak gülleci bulamacının zeytin uc zararlısına, kırlangıç böceğine _ çamur atan böceği, yani genç fidanların gövdelerine çamur ören, kabuğun hava ile temasını kesen_ etkili olduğunu gördük.

Yine ayrıca gülleci bulamacının özellikle tortusunun salyangoz ve sümüklü böceklere etkili olduğunu gördük.

Şimdi bu üçlünün zeytin sineğine etkisini gözleyeceğiz. Zaten kaolin çaydırcı ve kovucu etki yapıyordu.

Denemelerimiz sürüyor.

Çok daha ucuz yolla bir çok pahalı ve ötesinde kimyasal _ zehirli_ ürünlerden kurtulmaya çalışıyoruz.


Saygılar

Delimus
06-09-2011, 20:48
Sadece güneş yanığı için yaptığımız denemelerden çok memnun kaldık, piyasadaki tüm ürünlerdende ucuza geldi bu türk kaolini olmaz ithal olmalı vs. sözlerinden boşuna çekinmişiz.5 mikrondan yukarıydı kaolinimiz , Uygulama Kaolin + yayıcı yapıştırıcı olarak uygulandı 1ton 30-40 kg kaloin 1,5-2 lt yayıcı yapıştırıcı. Çökme sorunu yaşamadık,holderde tıkanma yapmadı. Nar ve mandalina bahçemizde tek uygulama bu sene yeterli geldi.

Diğer yandan yorumlar üzücü.... Yakıştıramadım.

Zeytinlibahçe
06-09-2011, 21:14
piyasadaki tüm ürünlerdende ucuza geldi bu türk kaolini olmaz ithal olmalı vs. sözlerinden boşuna çekinmişiz.

Yerli malı olarak hangi marka kaolini kullandınız? Denemek isteriz.

brawa
11-09-2011, 11:12
Sayın forum üyeleri,

Yukarıdaki vermiş olduğum veb adresinde göreceğiniz üzere, Konya/sağlık kasabasında kaolin işletmemiz faaliyete geçmiş olup, tüvenan ham rengi % 97, 1200 oC pişmiş rengi %99 beyazlıktadır.
Türkiyede faaliyette bulunan kaolin üretici firma ocaklarında hidro termal oluşum orijini nedeniyle kolin kayaç bünyesinde yüksek oranda SO3 problemi bulunmaktadır.Bu nedenle kaolenlerin tümü içerisindeki kükürtten ve limonitleşmeden dolayı doğal renkleri beyaz değildir.
Kalsinasyon işleminin genel amacıda bu maddelerin bünyeden uzaklaştırılması için yapılır.
Rafinasyon/flatasyon işlemi ise bünyedeki serbest silisin azaltılarak kaolinit mineralinin artırılması ve Al2O3 oranının artırılması için yapılır.
Sitemizde göreceğiniz analizlerimizde Üretmekte olduğumuz kaolinde, bünyede kükürt demir ve titan eser orandadır.
Bizim Kaolenimiz, doğal hiçbir işleme tabi tutulmamış hali ile tüm diğer tesis çıktısı kaolenlerden beyaz dır.
Mevcut durumumuzda ocaktan çıktığı hali ile beyazlık oranı % 95'in üzerindedir. Şu anda Öğütme işlemi safhasına geçmiş bulunmaktayız.Kuru kaolen sınıfında olduğumuzdan dolayı herhangi bir kalsinasyon/flatasyon işleminede gerek olmadığını düşünmekteyim.
Çalışmalarımızın ileri safhalarını Anadolu üniversitesi işbirliği ile sürdürmeyi planlamaktayız.
Yerli üreticilerimize kısa süre içinde çok ucuza -2 micron boyutunda kaoleni sunabileceğimizi bildirmek isterim.
Numune talebiniz için aşağıdaki iletişim bilgilerim bulunmaktadır.
Saygılarımla,

Ümit YILMAZ
05327424940
05452860970
KARİAMADENCİLİK

www.kariamadencilik.com (http://www.kariamadencilik.com/)

Yakup
11-09-2011, 20:19
Sn. soilliss,

...biz kaoline etidot-67 karıştirarak 600 zeytin ağacında kullandık. Zeytine atmamızın sebebi bor eksikliğini _ varsa_ sağlamak, zeytin tutumunu sağlamak daha çok verim içindi.

...

Gülleci bulamacı karıştırmamızın sebebi mantari hastalıkları önlemek içindi.

Saygılar
1. Gülleci bulamacı nedir?
2. Etidot-67 de antifungal. Ama ziraatçiler buna değinmiyorlar. Mantari hastalık deyince hemen bordo bulamacı diyorlar.
3. Meyve tutumu için çinko uygulamasından bahsedilmekte. Bu konuyu incelediniz mi?

Saygılarımla

Zeytinlibahçe
11-09-2011, 20:28
Sn brawa, ürününüzü tanıtıp, forum ortamında sorgulanmasına müsade ettiğiniz için teşekkürler.

Ülkemizdeki maden ocaklarından çıkan kaolinlerin beyazlığının en fazla 83 olduğunu zannediyorduk.

Bahçemizde kullanmayı tercih ettiğimiz kaolinlerde faydasını görmeyi umduğumuz etkileri; Güneş yanıklığından ve zararlı etkisinden korumasının yanı sıra fotosenteze zarar vermemesi, yaprak stomalarını etkilememesidir.

Güvenle kullanılabilmesi için, iyi bir rafinasyon işleminin yanı sıra, tenecik boyutu da önemli.

Yapısının ve optik özelliklerinin değişmesi için kalsine edilmesinin de önemli olduğunu düşünüyoruz.

Akademik çalışmalarınızın olacağını bildirmeniz, ürününüzün başarı sağlaması için elinizden geleni yapacağınız anlamına geliyor sanırım. Teşekkürler, başarılar.

Sabry
12-09-2011, 09:16
Sayın forum üyeleri,

Yukarıdaki vermiş olduğum veb adresinde göreceğiniz üzere, Konya/sağlık kasabasında kaolin işletmemiz faaliyete geçmiş olup, tüvenan ham rengi % 97, 1200 oC pişmiş rengi %99 beyazlıktadır.
Türkiyede faaliyette bulunan kaolin üretici firma ocaklarında hidro termal oluşum orijini nedeniyle kolin kayaç bünyesinde yüksek oranda SO3 problemi bulunmaktadır.Bu nedenle kaolenlerin tümü içerisindeki kükürtten ve limonitleşmeden dolayı doğal renkleri beyaz değildir.
Kalsinasyon işleminin genel amacıda bu maddelerin bünyeden uzaklaştırılması için yapılır.
Rafinasyon/flatasyon işlemi ise bünyedeki serbest silisin azaltılarak kaolinit mineralinin artırılması ve Al2O3 oranının artırılması için yapılır.
Sitemizde göreceğiniz analizlerimizde Üretmekte olduğumuz kaolinde, bünyede kükürt demir ve titan eser orandadır.
Bizim Kaolenimiz, doğal hiçbir işleme tabi tutulmamış hali ile tüm diğer tesis çıktısı kaolenlerden beyaz dır.
Mevcut durumumuzda ocaktan çıktığı hali ile beyazlık oranı % 95'in üzerindedir. Şu anda Öğütme işlemi safhasına geçmiş bulunmaktayız.Kuru kaolen sınıfında olduğumuzdan dolayı herhangi bir kalsinasyon/flatasyon işleminede gerek olmadığını düşünmekteyim.
Çalışmalarımızın ileri safhalarını Anadolu üniversitesi işbirliği ile sürdürmeyi planlamaktayız.
Yerli üreticilerimize kısa süre içinde çok ucuza -2 micron boyutunda kaoleni sunabileceğimizi bildirmek isterim.
Numune talebiniz için aşağıdaki iletişim bilgilerim bulunmaktadır.
Saygılarımla,

Ümit YILMAZ
05327424940
05452860970
KARİAMADENCİLİK


Sayın brawa,

Verdiğiniz bilgilerde sanırım teknik bir takım hatalar var. Sadece Türkiye de değil dünyada % 97 beyazlıkta ham kaolin mevcut değildir. Ölçümleriniz hangi test metoduna göre bilgi verebilirseniz sevinirim. GE veya ISO beyazık değeri ve sarılık değeri nedir?

2 mikron altı % 80 olacak üretimi yaptığınızda ürünlerinizi her türlü sektöre satmaya talibiz.

Selamlar

Halil Önen
12-09-2011, 23:05
Ayrıca kaoline editod 67 ve gülleci bulamacı üçlüsünü karıştırarak kullanmaya başladık.

Denemelerimiz sürüyor.

Çok daha ucuz yolla bir çok pahalı ve ötesinde kimyasal _ zehirli_ ürünlerden kurtulmaya çalışıyoruz.

Böyle demişim...Kaoline karışımlar ilave ederek daha etkin sonuçlar almak istiyoruz.

Sn. Meyvelitepe' nin de kendi bahçesinde kaolinle beraber kullandığı bir karışımı kendi sitesinde görmüştüm. İyi sonuç aldığını belirtiyordu.


245386

Kendisinden rica ettik biz de denemek istiyoruz dedik. Önce Raşit beyin tavuk yetiştiriliği ile uğraşan aynı zamanda zeytinliği olan arkadaşının 20 kadar zeytin ağacında denedik.

245387

400 lt. su,
15 kg. Meyvelitepe' nin gönderdiği,
8 kg. kaolin,
100 cc( bir çay bardağı) yapıştırıcı.
Hepsini 35 dakikadan fazla ( alt sınır 35 dakikaydı) karıştırdık.

245388

Raşit beyin 120 dönümde _ 3 400 ağaçtan_ 48 zeytin ağacında deneme amaçlı kullandık.

245389

Hülya hanımın 200 zeytin ağacında _ yarısına yakınında hiç kaolin kullanmamıştık_ kullandık.

245391

Daha tam kurumamış haliyle bile çok iyi bir kaplama yaptığını fark ettik. Yarın bir daha gündüz gözü ile bir daha bakacağız.

Bu arada 1.5 olan tabanca gözlerini Zeytinli bahçe 0.8 mm ye düşürmüş.
Çok daha ince püskürtme sağlayan bu sistem yarıdan fazla tasarruf sağladı. Yani 400 lt yi; daha önce 2 defa 400 lt kullandığımız alanlardan çok daha fazla kullandık.

Şimdi elimizde kaolinle kullanabileceğimiz/kullandığımız iki karışım var;

Kaolin+gülleci bulamacı+editod67
ve
Meyvelitepe'nin karışımı+ kaolin...

beyaz tatlı bir rekabet...:)

Bir üçüncüsü de gelebilir.

Sonuçlarını hep beraber görecek öğreneceğiz.;)

Bu arada Rafet bey'in, Kıdemsiz müdürün ve Zeytinli bahçenin zeytinlerine gece attığımız için resim çekmedim. Gece işi goca işi olup da resimler bizi yanıltmasın diye...


Meyvelitepe'ye soru;

sizin karışım editod 67 gibi tek başına da kullanılabilir mi?

Saygılar.

Not:
Bu arada editod 67 yi kaoline karıştırma fikrini veren Sn.Acemi_Çaykağa da teşekkür ederim.

Lilium
13-09-2011, 00:45
Kendisinden rica ettik biz de denemek istiyoruz dedik. Önce Raşit beyin tavuk yetiştiriliği ile uğraşan aynı zamanda zeytinliği olan arkadaşının 20 kadar zeytin ağacında denedik.


Halil bey bu bahçe raşit beyin bahçesimi? o marpucu tutanlar kim, konu mankenimi :)
Çift sıra damlama görüyorum, dört sıra da çekse olmaz o iş.

Böyle bahçelerde deneyimlerinizde sizleri yanıltır, iyi sonuçlar alamazsınız, emekleriniz de boşa gitmiş olur.

Özür dilerim ama bu benim görüşüm dikkate almayabilirsiniz.

Zeytinlibahçe
13-09-2011, 03:42
Arkadaşlar ellerinize sağlık.

Hani bizim Ege köylüsünün o güzelim poşuları, güneşten de korur, tozdan da.

Gelecek sefer daha yakın döğüş :) tam sisleme.

Bir önceki uygulamada da kıyafeti en uygun olan Hülya hanımdı

http://zeytinlibahce.net/wp-content/uploads/2011/09/Hülya-hanım.jpg

Halil Önen
13-09-2011, 09:14
Halil bey bu bahçe raşit beyin bahçesimi? o marpucu tutanlar kim, konu mankenimi :)
Çift sıra damlama görüyorum, dört sıra da çekse olmaz o iş.

Böyle bahçelerde deneyimlerinizde sizleri yanıltır, iyi sonuçlar alamazsınız, emekleriniz de boşa gitmiş olur.

Özür dilerim ama bu benim görüşüm dikkate almayabilirsiniz.

Raşit beyin _ tavuk çiftli olan _ arkadaşı. Kaolini ben attım 20 kadar ağacıda, nasıl atılması gerektiğini gösterdim. 'O' nu konu mankeni olarak seçtim. Zaten patrondur, çalışanları çok, ilaçlamayı onlara yaptırıyor. Rica ettim bana kıyamadı, bu pozu verdi.

Kendisine teşekkkür ederim.

Halil Önen
13-09-2011, 09:22
H
Çift sıra damlama görüyorum, dört sıra da çekse olmaz o iş. .

Sevgili Lilium,

inanır mısın bu fidanlar aslında ağaç. Yani 8, 10 yaşındalar. Sizin dediğiniz gibi sulama sistemi hatalarından gübrelemeye kadar bir çok sorun var.

Aynı sulama sistemi, gübreleme ve bakım sorunları Raşit beyin zeytinlerinde de var.

Bu sorunları yaşadıkları için bizi buldular. Ücretsiz danışmanlık görevi yerine getirilir. Ve hatta maraba gibi ücretsiz çalışılarak.;)

Saygılar

Halil Önen
13-09-2011, 09:27
A
Gelecek sefer daha yakın döğüş :) tam sisleme.

0.8 mm tabanca ucu tam sislemeyi sağlıyor. Zehirli kimyasal atar gibi alışkanlığımız kolay unutulmuyor. :)

denizakvaryumu
13-09-2011, 09:35
Sevgili Lilium,

inanır mısın bu fidanlar aslında ağaç. Yani 8, 10 yaşındalar. Sizin dediğiniz gibi sulama sistemi hatalarından gübrelemeye kadar bir çok sorun var.

Aynı sulama sistemi, gübreleme ve bakım sorunları Raşit beyin zeytinlerinde de var.

Bu sorunları yaşadıkları için bizi buldular. Ücretsiz danışmanlık görevi yerine getirilir. Ve hatta maraba gibi ücretsiz çalışılarak.;)

Saygılar

Çift hat damlama sistemi neden hatalı genelde meyve ağaçlarına bu sistem yapılıyor?

Halil Önen
13-09-2011, 10:04
Damlama boruları _tamamen _ delikli. Halbuki sadece fidan altları delikli olmalıydı.
O zaman sizin dediğiniz doğru olurdu.

Halbuki halka sistemi olsaydı...

245411

daha iyi olurdu.

Zeytinlibahçe
13-09-2011, 10:31
0.8 mm tabanca ucu tam sislemeyi sağlıyor. Zehirli kimyasal atar gibi alışkanlığımız kolay unutulmuyor. :)

Bilmem artık.

Konuşulan; hem rafine, hemde kalsine kaolini buldular, karışımda güvenli yerdendi, plaja gider gibiydiler, diyorlar :)

Lilium
13-09-2011, 12:38
Orjinal Mesaj Sahibi Lilium
H
Çift sıra damlama görüyorum, dört sıra da çekse olmaz o iş. .

Sevgili Lilium,

"inanır mısın bu fidanlar aslında ağaç. Yani 8, 10 yaşındalar. Sizin dediğiniz gibi sulama sistemi hatalarından gübrelemeye kadar bir çok sorun var."


Ağaçların durumuna bakınca 8- 10 yaşında oldukları belli, bende aslında onu demek istemiştim biraz, kaolin kili atarak bu gibi bahçelerden iyi sonuçlar alamaz ya da emekleriniz masraflarınız biraz boşa gider, Biraz işe ortadan başlamış gibime geldi, Ağaçlara bakılmamış zayıf, ağaçlar daha önce yeterince zeytin güvesine vurdurulmuş ve ağaçlar çalılaşmaya gitmiş, çalılaşmaya giden ağaçtan pek verimde alınamaz.
Önce bu ağaçlara iyi güzel bir budama programı uygulanmalı, daha sonra iyi bir bakım gübreleme programıyla beraber zararlı mücadelesi de sürdürülebilir diye düşünüyorum.

"Aynı sulama sistemi, gübreleme ve bakım sorunları Raşit beyin zeytinlerinde de var."
Sulama sistemine bir diyeceğim yok, Üstte özet olarak yazdıklarım olmadan iki değil dört damlama koysalar olmaz o iş demem ondandır. Her şey sadece sulama değildir.

Halil Önen
13-09-2011, 13:26
ağaçların durumuna bakınca 8- 10 yaşında oldukları belli, bende aslında onu demek istemiştim biraz, kaolin kili atarak bu gibi bahçelerden iyi sonuçlar alamaz ya da emekleriniz masraflarınız biraz boşa gider, biraz işe ortadan başlamış gibime geldi, ağaçlara bakılmamış zayıf, ağaçlar daha önce yeterince zeytin güvesine vurdurulmuş ve ağaçlar çalılaşmaya gitmiş, çalılaşmaya giden ağaçtan pek verimde alınamaz.
önce bu ağaçlara iyi güzel bir budama programı uygulanmalı, daha sonra iyi bir bakım gübreleme programıyla beraber zararlı mücadelesi de sürdürülebilir diye düşünüyorum.

[ı]"aynı sulama sistemi, gübreleme ve bakım sorunları raşit beyin zeytinlerinde de var."[/ı]
sulama sistemine bir diyeceğim yok, üstte özet olarak yazdıklarım olmadan iki değil dört damlama koysalar olmaz o iş demem ondandır. Her şey sadece sulama değildir.

245443

Bu gün kaolin+gülleci bulamacı kullanacaklar. Amaç zeytin uç zararlısının önüne geçmek ve _ açık arazi olduğundan_ güneşin yakıcı etkisini azaltmak. Sürgün vermesini sağlamak.

Zeytin uç zararlısı ya da zeytin uçlarını yiyen zararlı yeni başladı ve zeytine yıl kaybettiriyor, zeytin sürgün verip büyüyemiyor.

Aynı zamanda fidanı _ gübreleme yetersizse_ çalılaştırıyor. Taç vererek budamak şart.

Ellerinde açık alanda kalmış tonlarca gübre var. Gübre demek için içine klino, leonardit ve etkin mikroorganizmalar karıştırıp kompostlaştırmak gerekiyor.


Öyle 'diktim bayıra mevlam kayıra' ile olmuyor bu işler de dedik.

Saygılar

soilless
13-09-2011, 21:06
Sadece güneş yanığı için yaptığımız denemelerden çok memnun kaldık, piyasadaki tüm ürünlerdende ucuza geldi bu türk kaolini olmaz ithal olmalı vs. sözlerinden boşuna çekinmişiz.5 mikrondan yukarıydı kaolinimiz , Uygulama Kaolin + yayıcı yapıştırıcı olarak uygulandı 1ton 30-40 kg kaloin 1,5-2 lt yayıcı yapıştırıcı. Çökme sorunu yaşamadık,holderde tıkanma yapmadı. Nar ve mandalina bahçemizde tek uygulama bu sene yeterli geldi.

Diğer yandan yorumlar üzücü.... Yakıştıramadım.

Sn Delismus,

dikkat çekici bir deneyim sonucu!!

hatırladığım kadarıyla daha önce sadece Sn meyvelitepe zeytin deneyiminde %1 den daha az Sn Zeytinlibahçe de %3 den daha az zararlı etkisi yaşadıklarına ilişkin deneyim sonucu bildirmişlerdi. Sizin deneyim sonucunuz 3. net bildirim oluyor.

Bu anlamda sizin sadece güneş yanığı için kullandığınız kaolin deneyim sonucu da önemli.

Sorum şu ki;

- güneş yanığı azalması oranı nedir?
- 5 mikron üzeri kaolin stomaların açılıp kapanmasını ve fotosentezi dolayısıyle ürün verimini etkilemedimi?

özetle yerli bir ürünü kullanıp yararını gördünüz. beklentiniz neydi? nasıl gerçekleşti?

Halil Önen
13-09-2011, 21:10
..Kaoline karışımlar ilave ederek daha etkin sonuçlar almak istiyoruz.

Sn. Meyvelitepe' nin de kendi bahçesinde kaolinle beraber kullandığı bir karışımı kendi sitesinde görmüştüm. İyi sonuç aldığını belirtiyordu.

Kendisinden rica ettik biz de denemek istiyoruz dedik.

400 lt. su,
15 kg. Meyvelitepe' nin gönderdiği,
8 kg. kaolin,
100 cc( bir çay bardağı) yapıştırıcı.
Hepsini 35 dakikadan fazla ( alt sınır 35 dakikaydı) karıştırdık.

Hülya hanımın 200 zeytin ağacında _ yarısına yakınında hiç kaolin kullanmamıştık_ kullandık..

Hülya hanımın zeytinliği Gümetepe deyiz...


Bu gün gündüz gözü ile sonuçları bakacağız demiştik.

245515

Burada 100 kadar zeytin fidanına 2 defa gülleci atıldı. kaolin atılmamıştı.

245517

0.8 mm pompa tabancası tasarruf sağlıyor, sisleme yaparken acele etmemek gerekiyor.

245516

Fidan küçük olunca tam kaplama sağlandı...

245518

İsteseydik beyaz badana bile yapardık, ne zararı olur ki...:)

Karışım güzeldi ilk ağaçtan son ağaca kadar aynı kaplama olduğunu gördük.

Teşekkürler Meyveli Tepe.

soilless
13-09-2011, 21:30
245443

Bu gün kaolin+gülleci bulamacı kullanacaklar. Amaç zeytin uç zararlısının önüne geçmek ve _ açık arazi olduğundan_ güneşin yakıcı etkisini azaltmak. Sürgün vermesini sağlamak.

Zeytin uç zararlısı ya da zeytin uçlarını yiyen zararlı yeni başladı ve zeytine yıl kaybettiriyor, zeytin sürgün verip büyüyemiyor.

Aynı zamanda fidanı _ gübreleme yetersizse_ çalılaştırıyor. Taç vererek budamak şart.

Ellerinde açık alanda kalmış tonlarca gübre var. Gübre demek için içine klino, leonardit ve etkin mikroorganizmalar karıştırıp kompostlaştırmak gerekiyor.


Öyle 'diktim bayıra mevlam kayıra' ile olmuyor bu işler de dedik.

Saygılar

Sn Halil Önen,

bu yorumlarınız 120 dönüm ve 3400 ağaç için de geçerli mi?:dilli:

Halil Önen
13-09-2011, 21:48
Böyle demişim...Kaoline karışımlar ilave ederek daha etkin sonuçlar almak istiyoruz.

Sn. Meyvelitepe' nin de kendi bahçesinde kaolinle beraber kullandığı bir karışımı kendi sitesinde görmüştüm. İyi sonuç aldığını belirtiyordu.

Kendisinden rica ettik biz de denemek istiyoruz dedik.

400 lt. su,
15 kg. Meyvelitepe' nin gönderdiği,
8 kg. kaolin,
100 cc( bir çay bardağı) yapıştırıcı.
Hepsini 35 dakikadan fazla ( alt sınır 35 dakikaydı) karıştırdık.

... ve Zeytinli bahçenin zeytinlerine gece attığımız için resim çekmedim. Gece işi goca işi olup da resimler bizi yanıltmasın diye...
.

Zeytinli bahçenin tün trilyelerinde kullandık.

245520

Sn. Meyveli Tepe nasıl bir karışım yapmış bilemem ama uzaktan bakıldığında daha bir beyazlık göze çarpıyor.

245521

Taneye ve yaprağa tutumu güzel.
(Dikkat edilirse resim çekme tekniğimide kendi kedime geliştirdim, hak verirsiniz.) :p

245522

Buraya kadar her şey güzel...

245526

Karışını 35 dakika _ en az sınır_ traktörün kuyruk miline bağlı karıştırılması bir dezavantaj gibi duruyor. Çünkü üretici için bu hem yakıt hem zamana kaybı olarak görülebilir.

245527

Dal kanseri... O kadar ağaçta bir tane de yakaladım. Soğuk vuruğunun arkasından olur.

Karşımın içeriğini bilmiyorum ama üretici bu hastalığa da iyi gelir mi diye soracaktır.:)

Saygılar

Halil Önen
13-09-2011, 22:10
.Kaoline karışımlar ilave ederek[/B] daha etkin sonuçlar almak istiyoruz.

Sn. Meyvelitepe' nin de kendi bahçesinde kaolinle beraber kullandığı bir karışımı kendi sitesinde görmüştüm. İyi sonuç aldığını belirtiyordu.

Kendisinden rica ettik biz de denemek istiyoruz dedik.


400 lt. su,
15 kg. Meyvelitepe' nin gönderdiği,
8 kg. kaolin,
100 cc( bir çay bardağı) yapıştırıcı.
Hepsini 35 dakikadan fazla ( alt sınır 35 dakikaydı) karıştırdık.

245530

Kıdemsiz müdürün .

245531

Kıdemsiz Müdürün bahçesi adeta deneme bahçesi. Soğuk vuruğu beraberinde gelen dal kanseri Etidot a çağrı yapıyor.


245537

Asmada ve üzümde iyi sonuç veriyor.

245538

Ben yer fıstığında kaolini pek yapıştıramamıştım ama 0.8 mm ile Meyveli Tepenin karışımı güzel duruyor.

245544

Bizden ödülü hak ediyor...;)

Saygılar

MeyveliTepe
13-09-2011, 22:41
245564

"Gece işi goca işi" olmuş biraz gerçekten de :)

Resimdeki uygulama 16 Ağustos uygulamasından geçtiğimiz Pazar gününe. Yağmur almadık ama 10 gün boyunca gece gündüz çok sıkı poyraz altında kaldık.

Denediğiniz karışımın 0,8mm ile atılması karışımın bir gereksinimiydi. Sn.Zeytinlibahçe hazırını bulamadı ama kısa yoldan imal etti. 0,8mm her durumda faydalı. Bu kadar olmasa da normal uygulamada da malzeme miktarını çok azaltır.

Geliştirme süreci devam ediyor. Her durumda eskisiyle karşılaştırılamayacak şekilde iyi olduğu için mevsim itibarıyla uyguladım. Siz de denemiş oldunuz. Daha yapılacak çok şey var. Bir sonraki sefere karıştırma süresi 10 dakika olsun diye bakıyorum.

Uygulamada, basıncı çok yükseltmek leyhte değil, aleyhte. Tek geçişte kaplama yapacak şekilde el alışkanlığı gerektiriyor. Aynı noktaya iki atış da aleyhte :)

Vakit oldukça oluyor. Bir malzeme 10 deneme. Bir deneme iki saat. İki malzeme 10x10 deneme :) Yazı, çizi, hesap cetvel de cabası.

Zeytinlibahçe
13-09-2011, 23:01
Sn Meyvelitepe, ar-ge çalışmalarınızın devamını bekliyoruz :) Teşekkürler


Bizden ödülü hak ediyor...;)
Saygılar

Sofra hazır olsun, ziyaret sözünü aldım :)

Daha yavaş bir uygulamayla çok daha iyi bir sonuç alınacağına inanıyorum. Kısa sürede altı bahçe, teşekkürler arkadaşlar, ellerinize sağlık

Bu sezon, şimdiye kadar uyguladığımız düzenli kaolin seyesinde taneler üzerinde hiçbir zararlı etkisi görünmüyor. Tanıdığımız, onbeş günde bir zehir uygulayan bahçelerin durumu pek de iyi sayılmaz. Muhtemelen bizden kaçıp onlara gittiler :)


Dal kanseri... O kadar ağaçta bir tane de yakaladım. Soğuk vuruğunun arkasından olur.
Saygılar

Ovada bulunan zeytinler kışın mulch uygulamasını pek sevmedi. Yazdan yaptığımız kalın mulch, tüm kış boyunca toprağın aşırı nemli kalmasına neden oldu, dört zeytinde dal kanseri farkettik. Kontrol altında.

Halil Önen
13-09-2011, 23:20
Sn Halil Önen,

bu yorumlarınız 120 dönüm ve 3400 ağaç için de geçerli mi?:dilli:

Evet Sn. soilless, geçerli.

Buna benzer büyük zeytinliklerde de aynı sorunlar var. 7,8 metre irili ufaklı taşlardan oluşan ve zamanla yığıntı oluşmuş bir alan düşünün.

Aynı bölgenin başka bir yanında bu taşlı topraklı malzemeyi dolgu maddesi olarak kamyon kamyon kullanıyorlar.

Burada suyu ve besinleri zeytin dibine yakın yerde tutacak, akıp gitmesini önleyecek;

çok gübreli kompost+ klino+leonardit gübrelemesi gerektiriyor.

Bunlar olmazsa zeytinde olmaz.

Saygılar

Lilium
14-09-2011, 00:54
Aynı zamanda fidanı _ gübreleme yetersizse_ çalılaştırıyor.

Bu cümlenize katılamayacağım. gübre yetersizliği ağaçı çalılaştırmaz.

Asıl sorun bu dediğiniz cümlelerde gizli.

"Zeytin uç zararlısı ya da zeytin uçlarını yiyen zararlı yeni yine başladı ve zeytine yıl kaybettiriyor, zeytin sürgün verip büyüyemiyor"

Sürgünler yindikten sonra önlem almanın hiç bir faydası yok, önemli olan yenmeden önce önlem alıp yedirmemek. Yanlış anlaşılmasın yedirmissiniz demiyorum.

Ve bu önlem bu aylarda değilde haziran ayından itibaren ilk döller takip edilerek sürdürülür.

Çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Lilium
14-09-2011, 01:06
İlk haziran ayından itibaren takip edilip önlem alınması gerekir, onları yedirmişsek şayet, En dikkat edilmesi gereken bu sonbahardaki son döl güvelere son filizleri yedirmemek. Onlarıda yedirmişsek zeytin beklemek hayal olur.

baymetin
24-09-2011, 12:58
Sadece güneş yanığı için yaptığımız denemelerden çok memnun kaldık, piyasadaki tüm ürünlerdende ucuza geldi bu türk kaolini olmaz ithal olmalı vs. sözlerinden boşuna çekinmişiz.5 mikrondan yukarıydı kaolinimiz , Uygulama Kaolin + yayıcı yapıştırıcı olarak uygulandı 1ton 30-40 kg kaloin 1,5-2 lt yayıcı yapıştırıcı. Çökme sorunu yaşamadık,holderde tıkanma yapmadı. Nar ve mandalina bahçemizde tek uygulama bu sene yeterli geldi.

Diğer yandan yorumlar üzücü.... Yakıştıramadım.

Sn.Delimus merhaba.Narda güneş yanığına karşı bir defa kullandık iyi sonuç aldık demişsiniz.Ağaçlarınızın fiziki yapısı ve bahçenizin yeri bakımından zaten güneş yanıklığı olmadığı (**** az yandığı ) kanaati oluştu bende.Çünkü ben üç defa kullandığım halde Narda güneş yanıklığının önüne geçemedim.Oran olarak %5 ,20 Haziranda,2.atım 7 Temmuzda gene %5, içine mantar ilacı,3.atım % 2.5 Ağustosda yine mantar ilacı ilaveli ve hepsinde yayıcı yapıştırıcı kullanıldı.Kullandığım kaolinin markası Surround.12.5 kg.amblajda 55 tl iken daha sonra 60 tl yaptılar fiyatını.Birde nasıl olsa ağaç bembeyaz oldu hiç bir hastalık gelmez sandık,meğersem kırmızı örmceğe bir engel yokmuş,içden içden halletmiş biz farkedinceye kadar.Bir daha bu kadar masraf edip kullanmayı düşünmüyorum.Çünkü benim açımdan sonuç sıfır,hatta eksi.Saygılar

Halil Önen
24-09-2011, 19:30
... ben üç defa kullandığım halde Narda güneş yanıklığının önüne geçemedim ...

Sn. baymetin hoş geldiniz;

hiç kaolin kullanmasaydınız belki çok daha fazla güneş yanıklığı ile karşılaşacaktınız. Mutlaka olumlu etkisi olmalı.

Beyaz olan güneş aşığının bir kısmını geri yansıtır. Bu fizik kuralıdır. Kaolin de beyazdır ve güneş ışının bir kısmını geri yansıtır. Tamamını değil.

Kaolin aynı zamanda meyve yüzey sıcaklığını da büyük oranda düşürdüğü bilimsel deneylerle açıklanmıştır.

Sizde başka bir sorun daha olamalı.

Örneğin; nar ağaçlarını güneş 42 derecede vuruyor. Ve kaolin korudu diyelim. Ama hava sıcaklığı 45 C ye çıktı. Ve yakıcı çöl _ sam_ rüzgarları geldi.

Ya da güneşte patlama oldu ve birkaç saatliğine şok sıcaklar geldi.

İşte burada kaolinin yapacağı bir şey yok, yanıklığı bir az azlatmaktan başka...

Halil Önen
24-09-2011, 19:41
...Birde nasıl olsa ağaç bembeyaz oldu hiç bir hastalık gelmez sandık,meğersem kırmızı örmceğe bir engel yokmuş,içden içden halletmiş biz farkedinceye kadar...

Kaolin kırmızı örümceye etkili değil. Bunu patlıcanlarda denedik sonuç alamadık _ki bunu zaten belirttik.

Sinek ve bazı böcekler üzerinde caydırcı etkisi var. Tam koruyucu bir şey değil.

Kaolinin içine ne katılırsa hastalıklara karşı tam etki yapar çalışmaları zaten sürüyor.

Bunların içinde etidot 67, gülleci bulamacı, arap sabunu, B.T bakterisi, yosun gübresi ve diğer birçok denemelerimiz sürüyor. İyi sonuçlar da almaya başladık.

Saygılar

baymetin
24-09-2011, 22:01
Sn.İlginize teşekkür ederim.Burada hesap edilmesi gereken fiyat fayda durumu ,****** biraz faydası olmuştur.Bu yıl Narda kahverengi çürüklük hastalığı çok fazla idi.Çok sık ilaçlama istiyordu.Yani şunu demeye çalışıyorum,gölge ilacını atmışsın, akıp gidecek diye haşere ve zaralılarla gerektiği gibi mücadele edememe durumu doğuyor.Burada yüzde kaç yanıklığı önlediği önem arz ediyor ki gözlemlediğim kadarı ile sonuç tatmin edici değil.Saygılar sunuyorum.

MeyveliTepe
24-09-2011, 22:54
Anlatılanlardan anladığım daha çok bir uygulama sorunu söz konusu sanki.

Narda güneş yanıklığı ve meyve çatlamalarıyla ilgili, uygulamaları ve sonuçları dökümante edilmiş bazı somut çalışmalar var.

Bir tanesi İspanyada (http://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0304423803001687). P Melgarejoa, J.J Martı́neza, Fca Hernándeza, R Martı́nez-Fonta, P Barrowsb, A Erez'in ortaklaşa yaptığı bu çalışmada,

"The aim of this study was to reduce pomegranate losses due to sunburn in south-western Spain. Summer temperatures may rise above 45 °C, resulting in sunburn damage to the fruits, which may inflict losses of up to 40% of the total yield. Data were obtained in two consecutive years. Surround® WP, a product comprising processed, refined kaolin, was sprayed over the whole canopy and fruits four times at 2–3-week intervals from mid-June to early August, the first application at 5% and the other three at 2.5%. The resulting white coating significantly reduced fruit and leaf surface temperatures relative to the control by averages of 4.9 and 2.5 °C, respectively. Sunburn damage of fruits was reduced from 21.9% in untreated control to 9.4% in the Surround WP-treated fruits."

Özetle, Yaz sıcaklıklarının 45 derece çıktığı dönemlerde hiç bir önlem alınmazsa %40 oranında güneş yanığı tahribatına uğrayan ürünün, 4 kez, 2-3 hafta aralıkla Surround uygulaması sonucunda meyvelerdeki ısının 4,9 derece, yapraklarıdaki ısının 2,5 derece indirildiğini, kontrol ağaçlarında %21,9 güneş yanığı hasarına karşın, uygulama yapılmış ağaçlarda hasarın %9,4'de kaldığını bildiriyor.

İki yıllık bu çalışmaya ait makalenin tamamı verdiğim linkten satın alınabilir. Ayrıca çalışmayı yapanların telefon numaraları da var. Kendilerine telefon ile ulaşılarak detaylı bilgi alınabilir.

Bir diğer çalışma Mısırdan (http://www.aensionline.com/jasr/jasr/2010/696-703.pdf). Narlardaki çatlamanın azaltılması ile ilgili. %1 Çinko Sülfat ve %6 kaolin uygulamasıyla meyve çatlamalarında önemli azalmalar olduğu bildiriliyor.

Başka bir çalışma Avustralya'dan (http://www.ahr.com.au/_files/pdfs/Scientia%20Hort%20pomegrante%20article%202009.pdf) . Kontrol ağaçlarında %25,8 olan hasarı %14,7'ye indirmişler. Bu araştırmayı yapan kişilere de Sidney Üniversitesinden ulaşılabilir.

"Two Spotter Spider Mite" ile ilgili yapılan kaolin çalışmalarında laboratuarda iyi sonuçlar alınırken sahada aynı sonuçlar alınamamış. Aynı durum yaprak bitleri için de söz konusu. Bunun sebebi ise bu zararlıların kolayca ağaçlardaki kaplama yapılamamış bölgeleri, bilhassa da yaprak altlarını kullanabilmeleri şeklinde açıklanıyor.

Zararlı türlerine karşı kaolinin etkileri değişiyor. Bazı türlere (örnek: meyve sinekleri) çok etkili engelleyici etkisi varken, başka türlerde zorlaştırıcı etkisi var. Bu türlerin bulaşık olduğu durumlarda başka önlemler de gerekir. Söz gelimi tırtıllar için BT, diğerleri için azadirachtin, spinosad vb. kullanmak gerekebilir.

Sizin nardaki uygulamanızda güneş yanıklığı konusunda hemen hemen hiç kayda değer sonuç alamamış olmanız da sanki bu durumla ilintili gibi duruyor. Bir mevsim boyunca uğraşılacak tüm zararlı etkilere karşı olası yapılacakları topyekün düşünerek bir plan yapmak, uygulamaları olabildiğince biribirleriyle çelişmeyecek, ekstra işçilik ve malzeme maliyeti yaratmayacak şekilde planlamak daha uygun olabilir.

Söz gelimi, haşere ve zararlılar için kaç günde bir ilaç atmanız gerekti bilmiyorum. Herhalde her gün değildir. Bu gibi uygulamalarınız için kaolin dozunu bölerek uygulama yapılabilirdi. Böylece yıkanma sorunu olmazdı. Ayrıca iyi bir kaolin kaplaması başka bir ilaç uygulaması ile kolay kolay yıkanmaz. İçinde düşük doz kaolin de olursa aksine önceki kaplamanızı tamir de etmiş olabilirdiniz.

Halil Önen
25-09-2011, 13:09
Sn.İlginize teşekkür ederim.Burada hesap edilmesi gereken fiyat fayda durumu ,****** biraz faydası olmuştur.Bu yıl Narda kahverengi çürüklük hastalığı çok fazla idi.Çok sık ilaçlama istiyordu.Yani şunu demeye çalışıyorum,gölge ilacını atmışsın, akıp gidecek diye haşere ve zaralılarla gerektiği gibi mücadele edememe durumu doğuyor.Burada yüzde kaç yanıklığı önlediği önem arz ediyor ki gözlemlediğim kadarı ile sonuç tatmin edici değil.Saygılar sunuyorum.

Sn. baymetin,

nar da kahverengi çürüklüğü için gülleci bulamacı kullanılabilir. Kendi yapabileceğiniz oldukça ucuz bir ilaç. İstediğiniz sıklıkta da kullanırsınız.

Güllecinin içine kaolin de koyarsanız hep daha iyi yapışır hem de etkisini artırmış olursunuz.

Örneğin 400 lt. gülleci bulamacı içine 10 kg. kaolin karıştırılması gibi...


Yine de;
Bunu birkaç sıra narda denemenizden bir şey kaybetmezsiniz. Başarılı olduğunuzda çok şey kazanmış oluruz.

Saygılar

baymetin
27-09-2011, 22:51
İthal kaolinin kullanımı konusunda şöyle bir yazı okumuştum:Güneşin yer yüzüne en dik geldiği 20 Hazirandan önce %5 lik oranda en az iki defa ilaçlama öneriyordu.Daha sonra tekrar %5 ve en son %2.5 oranında kaolin kullanılrsa başarı elde edilebileceği söyleniyordu.Narda çiçek olayı Haziranda deva ediyor,bu durumda kaolin çiçekde döllenmeyi olumsuz etkilermi? İlaçla kaolin yıkanmaz demiş sn.Meyveli Tepe.Yağmurla yıkanan ,basınçlı su ile yıkanmazmı? Her gün ilaç atılmaz elbet ama en az 3 defa mantar hastalığına 1 defa unlu bite duruma göre 2 defa kırmızı örümceğe ilaç atmak gerekiyor.En azından ben böyle attım.Her defasında bu ilaçlarla kaolin kullanmak zorundasın bu durumda.İşte burda fayda fiyat devreye giriyor.Saygılar.

Delimus
28-09-2011, 00:09
Baymetin
Biz Kaolini nar meyveleri hafif kızardığında temmuz ayında attık , güneş yanığı sorunu yaşamadık , bu sene serin gitti gerçi, sıcaklarda ağustos ortası belki 2. kezde atılabilir.
Kaolini atarken tona 2lt yayıcı yapıştırıcı kattık , normaldende yoğun kaolin kullandık.
Turbolu holderle atıyoruz.
Rengi kızarmassa ( albeni ) pazarlamada sorun yaşanır.

MeyveliTepe
28-09-2011, 00:27
İthal kaolinin kullanımı konusunda şöyle bir yazı okumuştum:Güneşin yer yüzüne en dik geldiği 20 Hazirandan önce %5 lik oranda en az iki defa ilaçlama öneriyordu.Daha sonra tekrar %5 ve en son %2.5 oranında kaolin kullanılrsa başarı elde edilebileceği söyleniyordu.Narda çiçek olayı Haziranda deva ediyor,bu durumda kaolin çiçekde döllenmeyi olumsuz etkilermi? İlaçla kaolin yıkanmaz demiş sn.Meyveli Tepe.Yağmurla yıkanan ,basınçlı su ile yıkanmazmı? Her gün ilaç atılmaz elbet ama en az 3 defa mantar hastalığına 1 defa unlu bite duruma göre 2 defa kırmızı örümceğe ilaç atmak gerekiyor.En azından ben böyle attım.Her defasında bu ilaçlarla kaolin kullanmak zorundasın bu durumda.İşte burda fayda fiyat devreye giriyor.Saygılar.

İyi bir kaplama kolay kolay yıkanmıyor. Kaldı ki, bazı yeni formülasyonlar ile çok sert yağmurda bile yıkanmıyor. İşin gerçeği, amaç sadece güneş yanıklığını engellemek ise yapraklara yansıtıcı ne yapıştırsanız şu ya da bu şekilde bir başarı elde edersiniz. Fakat, bitkilerin sağlığı, optimum fotosentez vb. faktörler de göz önüne alındığında daha önce yapılmış ve belgelenmiş çok yıllık saha deneyimlerinden yararlanmak gerekir.

Bizim bahçede ana ürün zeytin olduğu için ona konsantre olduk. İkinci ürün bir armut çeşidi olan naşilerdi. Onlar için de çok başarılı sonuç elde ettik. Nar elbette, uzun gelişme süresi, kendine özgü özellikleri sebebiyle daha farklı bir taktik gerektirebilir.

Anladığım kadarıyla önemli büyüklükte nar üretiminiz var. Sizin yerinize olsam, linkini verdiğim üç örneği (daha başkaları da var), uygulama şekilleri, zamanları, nar'a ait diğer problemler açısından detaylı olarak inceler, bu örnekleri bilimsel olarak gerçekleştirenlerle irtibata geçerdim. Sonuçta, topyekün olumlu bir sonuç elde etmek istiyorsunuz. Bunun için güneşten, hastalıklardan, zararlılardan korumak, bitkileri en uygun şekilde besleyip en iyi ürünü almak amacındasınız.

Halil Önen
28-09-2011, 10:42
İthal kaolinin kullanımı konusunda şöyle bir yazı okumuştum:Güneşin yer yüzüne en dik geldiği 20 Hazirandan önce %5 lik oranda en az iki defa ilaçlama öneriyordu.Daha sonra tekrar %5 ve en son %2.5 oranında kaolin kullanılrsa başarı elde edilebileceği söyleniyordu.Narda çiçek olayı Haziranda deva ediyor,bu durumda kaolin çiçekde döllenmeyi olumsuz etkilermi? İlaçla kaolin yıkanmaz demiş sn.Meyveli Tepe.Yağmurla yıkanan ,basınçlı su ile yıkanmazmı? Her gün ilaç atılmaz elbet ama en az 3 defa mantar hastalığına 1 defa unlu bite duruma göre 2 defa kırmızı örümceğe ilaç atmak gerekiyor.En azından ben böyle attım.Her defasında bu ilaçlarla kaolin kullanmak zorundasın bu durumda.İşte burda fayda fiyat devreye giriyor.Saygılar.

Sn. baymetin;

işte burada fayda fiyat için çaba gösteriyoruz. Daha etkili, daha kolay ve daha ucuz. Hedefimiz bu...

Ben olsam şöyle yapardım.


3 defa mantar hastalığı için...
2 sefa kırmızı örümcek için...ki 5 uygulama yapar;

Bunu yerine...

gülleci bulamacı kullanırdım. 3 defa... Ve bunun içine ilk uygulamada %5 diğer iki uygulamada % 2.5 kaolin uygulardım. Bu 3 uygulama eder...

Gülleci bulamacı mantar hastalığına ve kırmızı örümceğe etkili. Unlu bite etkili mi denemedim. Etkili olabileceğini düşünüyorum.

Unlu bit için ayrı ilaç kullandığınızı düşünelim. 4 uygulama demektir. Yine bir uygulama tasarruf ediyorsunuz.

Unlu bit sanırım çiçeklenme döneminde _ öncesi/sonrası_ortaya çıkıyor. O dönem kaolin kullanmanıza gerek yok. Böylece çiçekde döllenme şüphesi yaşamazsınız. (Kaolin çiçekte döllenmeyi bazı ağaçlarda azaltıyor olabilir. Örneğin elmada azalttığını düşünüyorum)

Kaoline gülleci bulamacı kullanıldığında etkisinin arttığını da gözlemledik.

ayrıca kaoline bir çok ilacı karıştırıp tek uygulama yapabilirsiniz_ ki Sn. Meyveli tepe' nin böyle bir çalışması var biliyorum.

Ayrıca kaoline etdot 67 de karıştırabilirsiniz. Ucuzdur. Hastalıklara etkisini artırır. Nara bor da vermiş olursunuz.

Yani kaolin+etido67+gülleci bulamacı;

tüm mantari, sinek / böcek ve akar hastalıklarına etkili olduğunu gözlemlemeye başladık.

Siz de bunu nar bahçenizin bir kısmında dener ve başarı yakalarsanız, fiyat/ fayda ilişkisinde çok tasarruf edersiniz; diye düşünüyorum.

Saygılar

baymetin
02-10-2011, 19:47
Merhaba sn Halil Önen.İlk başlarda Gülleci Bulamacının içeriği açıklanmıştı sanıyorum ama şu anda ben bilmiyorum.Nedir bu ? Bizim buralarda hiç bilinmiyor **** ben duymadım.Unlu bit, meyveler orta büyüklüğe eriştiğinde temmmuz- ağustos ayında etkili olmaya başlıyor.Bu yıl kırmızı örümcekden çok zararım var.Rakam olarak yakında belli olacak.Narda mantar ilaçları mutlaka bakır içerikli olmalı diye düşünüyorum .Saygılar.

Yarkin
02-10-2011, 22:37
SunShader`i bu sene bende kullandim. Haziran ayinda 1 kere tel. etdim, kaolin kapima kadar geldi. Kaolin gercekten beyazdi (bana göre) Hemen zeytinlerime bizzat kendim,motorlu sirt pulverizatörü ile attim. Zira kaolini atacak kimse malesef bulamadim. Insanlar bilmedikleri seyden korkuyorlar.

Ayrica, 20 litre ile en fazla 7-8 agaca kaolin atabildim. Agaclari resmen yikadim desem dogru olur. Ertesi günü bahce gercekten bembeyaz olmustu. Köylü "bu nedir" diye sormaya basladi. Fark ettigim, bazi sararan- rengi acik olan, yapraklarin kisa zaman sonra hepsinin ayni oldugunu gördüm. Koyu yesil ve canliydilar.
Agaclarim henüz dört yasinda. Kisin cok su biriken yerlerdeki agaclarim haric, hepsi gayet iyi neseliydiler. Yaprak güvesi de, bu sene fazla zayiat vermedi. Hazirandaki beyazliktan sonra, agaclarimin eylül ortasinda ortalama , 15 cm filiz büyümesi gördüm. Su an 2 tona yakin zeytinim var. Agaclar meyveyi zor tasiyor gibiler. Genellikle iri zeytinlerim var. Manzanillalarim orta boy, fakat dallar asiri yüklü. Sahsen ilk defa kullandigim kaolin ile, cok iyi sonuc aldigimi gördüm.
Sn. Acemi caylak ve ensar bey e bu satirlardan tesekkür etmek istiyorum. Kaoline ulasmanin kolaylasmasi da, hepimiz icin büyük sans diye düsünmekteyim. Arastirmaci arkadaslarin daha nice yenilikleri bizlere sunacaklari umudu ile, herkese sevgi dolu selamlar.

Dogasever
04-10-2011, 09:48
Merhaba sn Halil Önen.İlk başlarda Gülleci Bulamacının içeriği açıklanmıştı sanıyorum ama şu anda ben bilmiyorum.Nedir bu ? Bizim buralarda hiç bilinmiyor **** ben duymadım.Unlu bit, meyveler orta büyüklüğe eriştiğinde temmmuz- ağustos ayında etkili olmaya başlıyor.Bu yıl kırmızı örümcekden çok zararım var.Rakam olarak yakında belli olacak.Narda mantar ilaçları mutlaka bakır içerikli olmalı diye düşünüyorum .Saygılar.

Sn Baymetin

Yukarda Halil Bey'in söylediklerine ek olarak, Bahçenizin kenarlarına bir veya iki sıra veya yer yer bakla ekiniz. Bakla, kırmızı örümceğin en çok sevdiği bitkidir. Bakla, meyveler için kendini feda edecektir. Bırakın baklaları yesinler. Meyveler kurtulsun. Ama bunu tek önlem olarak kullanmayın. Halil Bey'in söylediklerine ek olarak yapabilirsiniz.

catikol
05-10-2011, 10:05
Merhaba. Katılımcıların katkılarıyla değeri hep artmakta olan bu siteyi bir süredir takip etmekteyim.

Özellikle şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğaya zarar vermeden veya en az zararla nasıl yaşarızı ilke edinmiş herkesin birbirine verecek çok şeyi olduğunu biliyorum.

Kaolinle ilgili uygulamaları, tartışmaları, katkıları okurken hekim gözüyle bir katkı da ben yapayım istedim. Sanırım birkaç yerde "acaba sağlığa zararlı bir etkisi var mı, nasıl korunuruz" şeklinde yorumlar vardı. Hatta bazı resimlerde elbiseleri, yüzü, kolları beyaza boyanmış uygulamacılar gördüm.

Kaolinin gördüğüm uygulamalardaki oluşturabileceği risklerin başında Pnömokonyoz geliyor. Çünkü akciğerlede hastalık yapan parçacık büyüklüğünün 0,5 - 5 mikron aralığında olduğu kabul ediliyor. Püskütürek atılan ıslak kaolin parçacığı olması zannediyorum riski azaltacaktır ama, uzun süreli maruziyet sonucu solunum sistemine giriş yapan parçacık sayısı akciğerlerde tahmin edemeyeceğiz birikmeye neden olabilir. Akciğerleri korumak için Ffp2 (P2) filtre özelliğinde basit yarım yüz maskesi yeterli olacaktır.

Gözleri korumak için gözlük takmayı ve cildimizi (cilt prepararatlarında sıkça kullanılması bakımından riski yüksek kabul etmesek de) korumak için eldiven ve tulum giymeyi öneriyorum. Bazı markaların saydığım konularda çok başarılı, rahatça kullanabileceğimiz konforlu ürünleri var.

Bu benim ilk mesajım ve sizlerle tanıştığım için çok memnun oldum. Umarım kopmadan devam ederiz.

soilless
05-10-2011, 21:18
Güzel yorumlar gelmiş biraz değerlendirelim

soilless
05-10-2011, 21:21
Sn. baymetin;

işte burada fayda fiyat için çaba gösteriyoruz. Daha etkili, daha kolay ve daha ucuz. Hedefimiz bu...

Ben olsam şöyle yapardım.


3 defa mantar hastalığı için...
2 sefa kırmızı örümcek için...ki 5 uygulama yapar;

Bunu yerine...

gülleci bulamacı kullanırdım. 3 defa... Ve bunun içine ilk uygulamada %5 diğer iki uygulamada % 2.5 kaolin uygulardım. Bu 3 uygulama eder...

Gülleci bulamacı mantar hastalığına ve kırmızı örümceğe etkili. Unlu bite etkili mi denemedim. Etkili olabileceğini düşünüyorum.

Unlu bit için ayrı ilaç kullandığınızı düşünelim. 4 uygulama demektir. Yine bir uygulama tasarruf ediyorsunuz.

Unlu bit sanırım çiçeklenme döneminde _ öncesi/sonrası_ortaya çıkıyor. O dönem kaolin kullanmanıza gerek yok. Böylece çiçekde döllenme şüphesi yaşamazsınız. (Kaolin çiçekte döllenmeyi bazı ağaçlarda azaltıyor olabilir. Örneğin elmada azalttığını düşünüyorum)

Kaoline gülleci bulamacı kullanıldığında etkisinin arttığını da gözlemledik.

ayrıca kaoline bir çok ilacı karıştırıp tek uygulama yapabilirsiniz_ ki Sn. Meyveli tepe' nin böyle bir çalışması var biliyorum.

Ayrıca kaoline etdot 67 de karıştırabilirsiniz. Ucuzdur. Hastalıklara etkisini artırır. Nara bor da vermiş olursunuz.

Yani kaolin+etido67+gülleci bulamacı;

tüm mantari, sinek / böcek ve akar hastalıklarına etkili olduğunu gözlemlemeye başladık.

Siz de bunu nar bahçenizin bir kısmında dener ve başarı yakalarsanız, fiyat/ fayda ilişkisinde çok tasarruf edersiniz; diye düşünüyorum.

Saygılar

Gözlem,
Değerlendirme,
Net açıklama,
Uygulama ve net sonuç bildirimi

Teşekkürler Halil bey

soilless
05-10-2011, 21:30
İyi bir kaplama kolay kolay yıkanmıyor. Kaldı ki, bazı yeni formülasyonlar ile çok sert yağmurda bile yıkanmıyor. İşin gerçeği, amaç sadece güneş yanıklığını engellemek ise yapraklara yansıtıcı ne yapıştırsanız şu ya da bu şekilde bir başarı elde edersiniz. Fakat, bitkilerin sağlığı, optimum fotosentez vb. faktörler de göz önüne alındığında daha önce yapılmış ve belgelenmiş çok yıllık saha deneyimlerinden yararlanmak gerekir.

Bizim bahçede ana ürün zeytin olduğu için ona konsantre olduk. İkinci ürün bir armut çeşidi olan naşilerdi. Onlar için de çok başarılı sonuç elde ettik. Nar elbette, uzun gelişme süresi, kendine özgü özellikleri sebebiyle daha farklı bir taktik gerektirebilir.

Anladığım kadarıyla önemli büyüklükte nar üretiminiz var. Sizin yerinize olsam, linkini verdiğim üç örneği (daha başkaları da var), uygulama şekilleri, zamanları, nar'a ait diğer problemler açısından detaylı olarak inceler, bu örnekleri bilimsel olarak gerçekleştirenlerle irtibata geçerdim. Sonuçta, topyekün olumlu bir sonuç elde etmek istiyorsunuz. Bunun için güneşten, hastalıklardan, zararlılardan korumak, bitkileri en uygun şekilde besleyip en iyi ürünü almak amacındasınız.

Sn Meyvelitepe,

Bazı yeni formülasyonlar kolay yıkanmıyor demişsiniz. Bu formulasyonlar nelerdir? Uygulamayı nasıl yaptınız?

Bir de şu sorum olacak? Sn Delismus kaolinin narda kullanımı ile ilgili şu yorumu var;

Kaolini atarken tona 2lt yayıcı yapıştırıcı kattık , normaldende yoğun kaolin kullandık.
Turbolu holderle atıyoruz.
Rengi kızarmassa ( albeni ) pazarlamada sorun yaşanır.

Böyle bir etkisi var mıdır sizce?

soilless
05-10-2011, 21:42
[QUOTE=Yarkin;865670]SunShader`i bu sene bende kullandim. Haziran ayinda 1 kere tel. etdim, kaolin kapima kadar geldi. Kaolin gercekten beyazdi (bana göre) Hemen zeytinlerime bizzat kendim,motorlu sirt pulverizatörü ile attim. Zira kaolini atacak kimse malesef bulamadim. Insanlar bilmedikleri seyden korkuyorlar.......

Sn Yarkin

Daha önce herkes korkuyordu. Deneme amaçlı kullanıldı. Üretici arkadaşların korkusu geçti. Sıra Tüketici de. Bunu doğal algılamasında. O da oluşuyor.

soilless
05-10-2011, 21:48
Merhaba. Katılımcıların katkılarıyla değeri hep artmakta olan bu siteyi bir süredir takip etmekteyim.

Özellikle şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğaya zarar vermeden veya en az zararla nasıl yaşarızı ilke edinmiş herkesin birbirine verecek çok şeyi olduğunu biliyorum.

Kaolinle ilgili uygulamaları, tartışmaları, katkıları okurken hekim gözüyle bir katkı da ben yapayım istedim. Sanırım birkaç yerde "acaba sağlığa zararlı bir etkisi var mı, nasıl korunuruz" şeklinde yorumlar vardı. Hatta bazı resimlerde elbiseleri, yüzü, kolları beyaza boyanmış uygulamacılar gördüm.

Kaolinin gördüğüm uygulamalardaki oluşturabileceği risklerin başında Pnömokonyoz geliyor. Çünkü akciğerlede hastalık yapan parçacık büyüklüğünün 0,5 - 5 mikron aralığında olduğu kabul ediliyor. Püskütürek atılan ıslak kaolin parçacığı olması zannediyorum riski azaltacaktır ama, uzun süreli maruziyet sonucu solunum sistemine giriş yapan parçacık sayısı akciğerlerde tahmin edemeyeceğiz birikmeye neden olabilir. Akciğerleri korumak için Ffp2 (P2) filtre özelliğinde basit yarım yüz maskesi yeterli olacaktır.

Gözleri korumak için gözlük takmayı ve cildimizi (cilt prepararatlarında sıkça kullanılması bakımından riski yüksek kabul etmesek de) korumak için eldiven ve tulum giymeyi öneriyorum. Bazı markaların saydığım konularda çok başarılı, rahatça kullanabileceğimiz konforlu ürünleri var.

Bu benim ilk mesajım ve sizlerle tanıştığım için çok memnun oldum. Umarım kopmadan devam ederiz.

Sn Catikol, çok net bir katkı yaptınız. Teşekkürler.

soilless
05-10-2011, 21:50
Sn Catikol,

Bir hekim olarak size şunu da sormak isterim.;

Meyve sebze üzerinde kaolin kalıntısı var ise etkisi ne olabilir? Tavsiyeniz nedir?

catikol
06-10-2011, 10:28
Merhaba Sn. Soilless,

ben de size teşekkür ederim. Sorunuzun cevabına yaklaşabilmek için ufak çaplı bir araştırma yaptım elimden geldiği kadar. Ancak kesin cevapların bulunması, konuyla ilgili bilimsel çevrelerin araştırmaları ile mümkün olacaktır.

Bulabildiğim kadarıyla saf ve kirlenmemiş (bunu birazdan açıklayacağım) kaolin kilinin yüzey kaplayıcı olarak kullanılmasının neticesinde yiyeceklerle sindirim sistemine girişi, hem miktar olarak hem de kilin kendi yapısı gereği çok fazla bir sağlık zararına yol açacak gibi görünmüyor. Sorularınız gelirse bu konuyu daha açabilirim.

Ancak saf olmayan veya kirlenmiş kaolin kili için bilinmezler var. Ayrıştırılamamış yan maddelerin ne olduğunu bilmek lazım.

Kirlenmiş kaolin deyimini kullandım çünkü Avrupa'da - özellikle Almanya'da - hayvan yemlerinde sınır değerlerin üzerinde bulunan DİOKSİN'in nereden geldiği araştırılırken kirlenmiş kaolinden şüphe ediliyor. Dioksin'i adsorban özelliği yüksek olan kaolin mi taşıdı şüphesi var.

Eğer genel olarak fikrimi soracak olursanız; yiyecekler yoluyla sindirim sistemimize girecek kaolinin mininum miktarlarda olması amaçlanmalıdır. Yani bu durumda durulanma kabiliyetini azaltan ek yapıştırıcı maddelerden kaçınmak, daha fazla taşıyıcı yüzeye sahip ürünlerde belki de kullanmamak doğru yol gibi görünüyor. Hele yanında karıştırılarak uygulanan "gülleci bulamacı" ve diğerleri gibi maddelerin, kaolinin adsorban (tutucu) özelliği yüksek yapısıyla tüketiciye daha fazla taşınmasını sorgulamak lazım.

Ama geçen yazımda bahsettiğim solunum sistemine girişi, daha görünen bir risk. Aslında genel olarak tarımla uğraşanların sağlık risklerini ve önlemlerini anlatacağım yazı hazırlamam daha iyi olacak gibi görünüyor. Bu konu daha önce işlendi mi sitede bilmiyorum.

Herkese selamlar.

Dogasever
06-10-2011, 15:07
Sn Catikol,

Ağaçlar.net'e hoş geldiniz. Kaolinin özellikle ishale karşı ilaç olarak kullanıldığını biliyoruz. Arkadaşlar spreylerken, tabii ki en azından ağız ve burunu kapatan bir maske takmalarında fayda vardır ama meyve veya sebzeler üzerinde çok az miktarlarda kalan kaolinin ilaç olarak bilerek alınan kaolinden daha fazla olacağını tahmin etmiyorum. Eğer zaten ilaç olarak alıyorsak, meyve üzerinde eser miktarlarda bulunabilecek kaolini yıkadıktan sonra eser miktarın da eseri düzeyine düşecek kaolinin zararlarını tartışmak bana biraz havanda su dövmek gibi geliyor. Benim sorum şu: Kaolin alımına bağlı olarak tıp dünyasında rapor edilmiş herhangi bir olumsuz medikal vaka var mı? Tekrar aramıza hoş geldiniz.

soilless
06-10-2011, 20:38
Sn Catikol,

Ağaçlar.net'e hoş geldiniz. Kaolinin özellikle ishale karşı ilaç olarak kullanıldığını biliyoruz. Arkadaşlar spreylerken, tabii ki en azından ağız ve burunu kapatan bir maske takmalarında fayda vardır ama meyve veya sebzeler üzerinde çok az miktarlarda kalan kaolinin ilaç olarak bilerek alınan kaolinden daha fazla olacağını tahmin etmiyorum. Eğer zaten ilaç olarak alıyorsak, meyve üzerinde eser miktarlarda bulunabilecek kaolini yıkadıktan sonra eser miktarın da eseri düzeyine düşecek kaolinin zararlarını tartışmak bana biraz havanda su dövmek gibi geliyor. Benim sorum şu: Kaolin alımına bağlı olarak tıp dünyasında rapor edilmiş herhangi bir olumsuz medikal vaka var mı? Tekrar aramıza hoş geldiniz.

Sn Doğasever'in sorusu daha net olmuş.

MeyveliTepe
07-10-2011, 08:59
Sn Meyvelitepe,

Bazı yeni formülasyonlar kolay yıkanmıyor demişsiniz. Bu formulasyonlar nelerdir? Uygulamayı nasıl yaptınız?

Bir de şu sorum olacak? Sn Delismus kaolinin narda kullanımı ile ilgili şu yorumu var;

Kaolini atarken tona 2lt yayıcı yapıştırıcı kattık , normaldende yoğun kaolin kullandık.
Turbolu holderle atıyoruz.
Rengi kızarmassa ( albeni ) pazarlamada sorun yaşanır.

Böyle bir etkisi var mıdır sizce?

Kendi adıma yeni formülasyon çalışmalarım farklı versiyonlar ile devam ediyor. Halen geldiğim nokta görünüşe göre çok başarılı. Fakat mevsim tamamlanıp, ürünü toplamadan, hatta işlemeden net bir sonuç açıklamam doğru olmaz.

Nar rengi ile ilgili bir çalışma var mı bilmiyorum. Yukarıdaki bir mesajımda nar ile ilgili yapılmış bir kaç bilimsel çalışmanın bilgisini vermiştim. Böyle başka çalışmalar da var. Yurt içinde hicaz nar ile yapılmış araştırmalar da mevcut. Ciddi boyutta nar üretimi yapanların yerinde olsam bu çalışmaları bizzat yapanlarla mutlaka irtibat kurardım. Küçük ve önemsiz gibi görünen detaylar çok büyük farklar yaratabiliyor.

Öte yandan, elma ile yapılmış araştırmalarda, kaolin uygulamasının meyve rengini güzelleştirdiği belirlenmiş. Narda da geçerlimidir bilemem.

MeyveliTepe
07-10-2011, 09:12
Merhaba. Katılımcıların katkılarıyla değeri hep artmakta olan bu siteyi bir süredir takip etmekteyim.

Özellikle şimdiki zaman ve gelecek zamanda doğaya zarar vermeden veya en az zararla nasıl yaşarızı ilke edinmiş herkesin birbirine verecek çok şeyi olduğunu biliyorum.

Kaolinle ilgili uygulamaları, tartışmaları, katkıları okurken hekim gözüyle bir katkı da ben yapayım istedim. Sanırım birkaç yerde "acaba sağlığa zararlı bir etkisi var mı, nasıl korunuruz" şeklinde yorumlar vardı. Hatta bazı resimlerde elbiseleri, yüzü, kolları beyaza boyanmış uygulamacılar gördüm.

Kaolinin gördüğüm uygulamalardaki oluşturabileceği risklerin başında Pnömokonyoz geliyor. Çünkü akciğerlede hastalık yapan parçacık büyüklüğünün 0,5 - 5 mikron aralığında olduğu kabul ediliyor. Püskütürek atılan ıslak kaolin parçacığı olması zannediyorum riski azaltacaktır ama, uzun süreli maruziyet sonucu solunum sistemine giriş yapan parçacık sayısı akciğerlerde tahmin edemeyeceğiz birikmeye neden olabilir. Akciğerleri korumak için Ffp2 (P2) filtre özelliğinde basit yarım yüz maskesi yeterli olacaktır.

Gözleri korumak için gözlük takmayı ve cildimizi (cilt prepararatlarında sıkça kullanılması bakımından riski yüksek kabul etmesek de) korumak için eldiven ve tulum giymeyi öneriyorum. Bazı markaların saydığım konularda çok başarılı, rahatça kullanabileceğimiz konforlu ürünleri var.

Bu benim ilk mesajım ve sizlerle tanıştığım için çok memnun oldum. Umarım kopmadan devam ederiz.

Pnömokonyoz hastalığına sebep olan rafine edilerek safsızlıklardan arındırılmamış mineral tozlar içinde bulunan serbest silika kristallerinin solunum ile ciğerlere alınmasıdır. Alınan miktara ve kişinin tıbbi durumuna göre farklılaşan etkiler görülebilir.

Bu sebeple kaolin uygulamalarında malzemenin kalitesi son derece önemlidir. İleri yöntemlerle özellikle serbest silika kristallerinden arındırılmamış malzeme doğal olarak risklidir. Bu bakımdan malzeme temininde kesinlikle sorgulayıcı olmak gerekiyor.

Rafine edilmiş malzemede böyle bir risk olmamasına rağmen irrite edici bir malzeme olarak uygulama sırasında en azından sık dokulu maske kullanılması gerekir.

MeyveliTepe
07-10-2011, 09:25
Merhaba Sn. Soilless,

...

Bulabildiğim kadarıyla saf ve kirlenmemiş (bunu birazdan açıklayacağım) kaolin kilinin yüzey kaplayıcı olarak kullanılmasının neticesinde yiyeceklerle sindirim sistemine girişi, hem miktar olarak hem de kilin kendi yapısı gereği çok fazla bir sağlık zararına yol açacak gibi görünmüyor. Sorularınız gelirse bu konuyu daha açabilirim.

Ancak saf olmayan veya kirlenmiş kaolin kili için bilinmezler var. Ayrıştırılamamış yan maddelerin ne olduğunu bilmek lazım.

Kirlenmiş kaolin deyimini kullandım çünkü Avrupa'da - özellikle Almanya'da - hayvan yemlerinde sınır değerlerin üzerinde bulunan DİOKSİN'in nereden geldiği araştırılırken kirlenmiş kaolinden şüphe ediliyor. Dioksin'i adsorban özelliği yüksek olan kaolin mi taşıdı şüphesi var.

...


Kaolinin tarımdaki tek kullanımı sulandırılıp bitkilere püskürtülmesi şeklinde değil. Ayrıca, çok daha uzun bir zamandan bu yana pestisit taşıyıcısı olarak da kullanılır. Kalsine edilmemiş kaolinin su emme özelliğinden de yararlanarak çeşitli kimyasal ve dioksin gibi zehirli maddelerin bir tür seyreltilmesi, stoklanması, taşınması ve uygulanmasında kullanılır. Dolayısıyla, kaoline zehirli içerik emdirilmiş ise, bu malzeme zehire dönüştürülmüş olur ve ona göre korunması gerekir.

Burada başka önemli bir nokta, kalsine edilmemiş kaolinin absorblama özelliği varken, 1100 derecede kalsine edilince yapısı ve formülasyonu değişir. Optik özelliklerinin değişmesinin yanısıra su absorblama özelliği de yok olur.

Bunlardan da anlaşılacağı üzere, tarımda partikül film olarak kullanılacak kaolinin rafine ve kalsine edilmiş olması bu sebeplerden dolayı da gereklidir.

Rafine ve kalsine kaolinin, ürünler üzerindeki bulaşıklık ile yenerek bünyeye alınması durumunda belirlenmiş herhangi bir negatif etki mevcut değil. Zaten ilaç vb. şeylerde dolgu maddesi olarak kullanılıyor. Diş macunlarında kullanılıyor.

Bu böyle diye yememiz de gerekmiyor tabii. Ne kadar az, o kadar iyi. Fakat, saflık ve kalite elzem.

mrduran
07-10-2011, 21:34
Kolay gelsin herkese.

Güzel işte şimdi herşey.Sayın Halil bey, gaddar çiftci:)), Denemelerden yılmayan Sayın Meyvelitepe ve diğer saygı duyduğum kişler. Çok güzel herşey.

Sizler terleyin, benim için çalıştığınızın farkındamısınız acaba ?. Nasipse ilerde arazi aldığımda, sayenizde dağarcığım dolu olacak. Sizin gibi terlemiyeceğim. Hazır'a konacağım yani. Halil bey bana 30 senelik tecrübe sırrını da verirse tabii.

ALLAH yolunuzu, çabanızı, ürünüzü, gayretinizi daim etsin. Bende gayretliyim yani. 5 saattir okumadaydım.

En içten saygılarımla lütfen.

Halil Önen
07-10-2011, 23:48
Kolay gelsin herkese.

Güzel işte şimdi herşey.Sayın Halil bey, gaddar çiftci:)), Denemelerden yılmayan Sayın Meyvelitepe ve diğer saygı duyduğum kişler. Çok güzel herşey.

Sizler terleyin, benim için çalıştığınızın farkındamısınız acaba ?. Nasipse ilerde arazi aldığımda, sayenizde dağarcığım dolu olacak. Sizin gibi terlemiyeceğim. Hazır'a konacağım yani. Halil bey bana 30 senelik tecrübe sırrını da verirse tabii.

ALLAH yolunuzu, çabanızı, ürünüzü, gayretinizi daim etsin. Bende gayretliyim yani. 5 saattir okumadaydım.

En içten saygılarımla lütfen.

Sn. mrduran,
arazinin hayalini kurduysanız yolun yarısını demektir. Ömrünüzün de yarısı olduğuna göre, bu işe başlamak için geç sayılmaz.;)

tarlanız yakın olursa belki Kaolin atmaya yardıma bile geliriz.

Saygılar

hosseda
08-10-2011, 07:43
Dalından bir erik koparıp yemeden evvel yakında su yoksa yaptığımız şey, eriği gömleğimize güzelce silerek parlatmaktı. Şimdi yazılanları okudukça eriğe gelen tozun da hikmetini anlamaktayım.

Güneşmi daha çok yakar oldu da doğadan gelen tozlar korumaz oldu meyveyi sebzeyi...

soilless
09-10-2011, 21:44
Kaolinin tarımdaki tek kullanımı sulandırılıp bitkilere püskürtülmesi şeklinde değil. Ayrıca, çok daha uzun bir zamandan bu yana pestisit taşıyıcısı olarak da kullanılır. Kalsine edilmemiş kaolinin su emme özelliğinden de yararlanarak çeşitli kimyasal ve dioksin gibi zehirli maddelerin bir tür seyreltilmesi, stoklanması, taşınması ve uygulanmasında kullanılır. Dolayısıyla, kaoline zehirli içerik emdirilmiş ise, bu malzeme zehire dönüştürülmüş olur ve ona göre korunması gerekir.

Burada başka önemli bir nokta, kalsine edilmemiş kaolinin absorblama özelliği varken, 1100 derecede kalsine edilince yapısı ve formülasyonu değişir. Optik özelliklerinin değişmesinin yanısıra su absorblama özelliği de yok olur.

Bunlardan da anlaşılacağı üzere, tarımda partikül film olarak kullanılacak kaolinin rafine ve kalsine edilmiş olması bu sebeplerden dolayı da gereklidir.

Rafine ve kalsine kaolinin, ürünler üzerindeki bulaşıklık ile yenerek bünyeye alınması durumunda belirlenmiş herhangi bir negatif etki mevcut değil. Zaten ilaç vb. şeylerde dolgu maddesi olarak kullanılıyor. Diş macunlarında kullanılıyor.

Bu böyle diye yememiz de gerekmiyor tabii. Ne kadar az, o kadar iyi. Fakat, saflık ve kalite elzem.

Rafine ve kalsine kaolinin meyve sebze üzerindeki kalıntısının negatif bir etkisi olmadığını söylüyorsunuz.

Bu nihai tüketicinin kaolin ile tanışması ve de ondan kimyasal ilaç gibi tedirgin olmaması için öenmli bir sonuç.

soilless
09-10-2011, 21:54
Şimdi bu noktada şöyle bir sorum var;

Kaolinin yaygınlaştığını ve de bir çok üretici tarafından;
- hem sıcaklık
-hem pestisit (Kovucu-uzaklaştırıcı) etkisini
-hem de sıcaklık etkisini düşünerek fazla sürgün gelişimi
-hem de zeytinde EGE bölgesinde gemlik türünün sıcaklık etkisi ile daha fazla kabuk bağlama özelliğini engelleme nedeniyle

yaygın olarak kullanıldığını düşünelim. (Ki olacağına inancım sonsuzdur. Az sonra gibi gibi)

Bu durumda bazı üreticiler (fazla duyarlı olmayanlar veya maliyet kuruş hesabı yapanlar) dikkatlice ve özenle kaolin uygulama ve de özellikle yıkama işine özen göstermeyecektir.

Bu durumda tüketicinin önüne gelecek meyve sebze tüketiciyi satın alma konusunda ne kadar etkiler, alırsa ne yapması lazım?

Böylece son nihai noktalara gelmiş oluruz diye düşünüyorum

soilless
09-10-2011, 21:58
Satınalma işini çok iyi bilirim ama şu da bir gerçek ki satış uzmanı sahada çalışır, ihtiyacı belirler ve üretimi ve satınalmayı bu ihtiyaca göre yönlendirir. Saha yani tüketici ne der nasıl bakar bence önemli olan bu. Yoksa istediğin kadar üret alıcı olmayınca çöpe giden maliyet olur.

Halil Önen
09-10-2011, 22:59
Şimdi bu noktada şöyle bir sorum var;

Kaolinin yaygınlaştığını ve de bir çok üretici tarafından;
- hem sıcaklık
-hem pestisit (Kovucu-uzaklaştırıcı) etkisini
-hem de sıcaklık etkisini düşünerek fazla sürgün gelişimi
-hem de zeytinde EGE bölgesinde gemlik türünün sıcaklık etkisi ile daha fazla kabuk bağlama özelliğini engelleme nedeniyle

yaygın olarak kullanıldığını düşünelim. (Ki olacağına inancım sonsuzdur. Az sonra gibi gibi)

Bu durumda bazı üreticiler (fazla duyarlı olmayanlar veya maliyet kuruş hesabı yapanlar) dikkatlice ve özenle kaolin uygulama ve de özellikle yıkama işine özen göstermeyecektir.

Bu durumda tüketicinin önüne gelecek meyve sebze tüketiciyi satın alma konusunda ne kadar etkiler, alırsa ne yapması lazım?

Böylece son nihai noktalara gelmiş oluruz diye düşünüyorum

Sevgili soilless,

kaolinin kullanım alanları sınırlıdır.
Sebzelerin çoğunda kaolin kullanamazsın. Sebzeler tarladan kaldırıldıktan sonra bir yerde yıkanır, temizlenir, kaybettiği su tekrar kazandırılır.

Örneğin,

maydanoz, tere, ıspanak, marul, biber v.b sebzelerde kaolin kullanamazsın, zaten kış aylarına denk gelir.


Meyvelere gelince;

örneğin elma, armut, zeytin, üzüm, antep fıstığı, mandalina, trabzon hurması, domates v.b. ürünler hasat edildiğinde yıkanmaz, pazara bu şekilde sunulur.

Üretici meyve üzerindeki kaolinin ne olduğunu ve neden kullandığını kendisi bilmek zorunda; bunun savunmasını yapmak zorunda... Yani bilinçlenmek zorunda...

Tüketici ise ister üretici, ister tüketici_üretici çevrelerce bilgilenmek zorunda...

Tüketicinin meyve üzerinde gördüğünü zararlı gibi algılama ön yargısı, görünmeyen zararlı _ kimyasal ilaç_ kadar tehlikelidir.


Bu kaygılarınıza katılıyorum.

catikol
10-10-2011, 11:19
Merhaba,

İstanbul'dan kaçıp "uzak bahçemde" geçirdiğim 3 günden sonra, tekrar "yakın işbirliği" içinde bulunabileceğim sizlerleyim.

Sizlerin tecrübelerinizden faydalanmak, ilgimi çeken kaolin uygulamasının ayrıntılarını öğrenmek için girdiğim sitede, bir anda cevabı zor sorularla karşılaşmanın şaşkınlığını yaşadım.

Sn. Soilless ve Sn. Doğasever "kaolinin sindirim sistemi yoluyla alınmasında tıbbi bir zarar rapor edilmiş mi" demişler. Sn. Meyvelitepe de zaten bugün itibariyle tıbbi alanda bilinenleri ve kalsinasyon işleminin önemini anlatmış.

Bu konuda ek bir şey söylemek için daha çok bilgiye ve araştırmaya ihtiyaç var. Kesin budur dediğimiz pek çok tıbbi yaklaşımın zamanla değişime uğradığını, her zaman kuşkucu ve sorgulayıcı olmamız gerektiğini olguların kendisi bize öğretti.

Tecrübelerinizden faydalanmak için halen yazdıklarınızı okumakla meşgulum ve bilgi deposuna dönüşen bu sitede epey vakit geçireceğim gibi görünüyor. Bu haftasonu zeytin sineğine kurban verdiğim zeytinlerimi gördükçe, seneye size toz yalatıcam diye epey söylendim :)

Acaba sizlerin kaolin uygulaması tecrübelerinizden benim durumumda olanların da yararlanabileceği, farklı uygulamaların sonuçlarını daha kolayca kıyaslayabileceğimiz bir döküman yaratılabilir mi? Mesela zeytin için; yöre, meyve tipi, uygulama takvimi, kullanılan araç gereç, kullanılan maddeler ve kıyaslanabilir bir skor notu gibi.

Halil Önen
10-10-2011, 12:33
... Bu haftasonu zeytin sineğine kurban verdiğim zeytinlerimi gördükçe, seneye size toz yalatıcam diye epey söylendim :)

.

Bu yıl çok yerde yoğun görünen zeytin dökülme sebebi, zeytin sineğinden olmayabilir.
Dökülme sebebi zeytin meyvesinin sapından giren tripsi olabilir. Ve buna kaolin pek etkili değil.

Zeytin sineğine kaolin etkili. Zeytin sineğinin zararını görmek şu an daha erken.

Zeytin sineği meyveye yağ yürüdüğünde yani tane yumuşadığında 'V' şeklinde çizer ve yumurtayı bırakır.
Çekirdek etrafında galeri açar ve tane dökülür. Bunu şimdilerde ' vuruk' şeklinde meyve üstünde görürsünüz.

Meyve sineği olan tripsiyi tane üzerinde göremezsiniz.

Tanenin sapından girer ve çekirdeğe ulaşır. Yani çekirdeğin içine girer, etli kesimine değil.
Burada tane sapı zarar görür ve tane _ sağlam görünür_ dökülür.

İşte buna tek başına çok kaolin etkili değil... Ama zararı oldukca azaltıyor.

Yani kaolin tanenin sap kısmını kapatıyor ve zararlı buradan giremiyor. Ama yine az da olsa dökülme oluyor.

Burada kaoline gülleci bulamacı karıştırılırsa hiç dökülme görülmüyor.

Saygılar

Dogasever
10-10-2011, 12:35
Sn Çatıkol
Kuşkucu ve sorgulayıcı yaklaşımınızı takdir ediyorum.
Zeytin sineğine gereksiz yere kurban verdiğiniz zeytinlerinize üzüldüm. Tıbbi açıdan katkılarınızın devamını bekliyoruz.

Halil Önen
10-10-2011, 12:41
..
İstanbul'dan kaçıp "uzak bahçemde" geçirdiğim 3 günden sonra, tekrar "yakın işbirliği" içinde bulunabileceğim sizlerleyim.


...
Acaba sizlerin kaolin uygulaması tecrübelerinizden benim durumumda olanların da yararlanabileceği, farklı uygulamaların sonuçlarını daha kolayca kıyaslayabileceğimiz bir döküman yaratılabilir mi? Mesela zeytin için; yöre, meyve tipi, uygulama takvimi, kullanılan araç gereç, kullanılan maddeler ve kıyaslanabilir bir skor notu gibi.

Bunu gelecek yıl _ sonuçları alalım_ bir sisteme oturtmayı düşünüyoruz.

Saygılar

Dogasever
10-10-2011, 12:45
Halil Bey
Bu söylediklerinizden aşağıdaki sonucu çıkarabilir miyim?

Bugünlerde kaolin gittikçe artan bir şekilde zeytinlerde kullanılmakta. Zeytin sineğinin zararı çok yüksek düzeyde azaltıldığında, meyveye giriş yolu nispeten daha kolay olan (ne yaparsanız yapın sap yüzeyi meyve yüzeyi kadar düzgün olmadığından kaolin ile homojen biçimde kaplanamayacaktır) tripslerin veya meyveye giriş yolu nispeten açık olan diğer zararlıların (varsa) zararının daha fazla artacağını söyleyebilir miyiz? Örneğin, bu yıl trips zararı geçen yıllara oranla daha fazla oldu mu?

odogal
10-10-2011, 13:02
kaolinin tek bir reçetesimi var? UV rakım enlem gibi değerlerlemi oluyor?

MeyveliTepe
10-10-2011, 16:07
Kaolin tek başına saptan çekirdeğe giren zararlının zararını büyük ölçüde azaltıyor. Bizim bölgede bu yıl ağaçlardaki zeytinin üçte biri yere indi. Her ağacın altında halı gibi zeytin var. Buna harşın bizim ağaçlarda, ağaç başına 8-10 tane sayıyorum. Kaolin kullanan bir başka bahçede de durum benzeri.

Dogasever
10-10-2011, 17:36
Sn MeyveliTepe

Sizin bölgede hala kaolin kullanmayanlar mı var?

MeyveliTepe
10-10-2011, 18:38
Evet, maalesef henüz çoğunluk kullanmıyor. Aslında geçen yıl bir sürü kaolin alındı ama zeytin olmayınca kullanmadılar. Bu yıl zeytin çok ama alışkanlık kazanmamış oldukları için yine kullanmadılar. Bu yılki bol zeytini tümden kaybedince seneye kullanırlar artık :)

Bir bodur elma bahçesinde, bir kaç zeytinlikte, bir kaç serada biberlerde kullandılar.

Zeytinlibahçe
10-10-2011, 19:07
Bizim bölgede kullanan bahçe sayısı katlanarak hızla artıyor. Herkes neticeden şimdiye kadar memnun.

Anladığım şu ki, bahçe sahipleri internet, sipariş, havale gibi işlemlerle uğraşmak istemiyorlar.

Çözüm olarak, gelecek sene anlaşacağımız bir firmadan toptan alıp, lojistik bir üs gibi kendimiz dağıtmayı düşünüyoruz. Sn GümeTepe adayımız :)

idris şenol
10-10-2011, 19:33
Sevgili arkadaşlar ,bu sene cevizde %50 verim kaybı yaşadım
elimizde kaolin kili olmasına karşın maalesef kullanmaya zaman bulamadım
ağcın göneş görmeyen tarfındaki cevizlerde sorun yok fakat güney tarafındaki cevizlerin büyük kısmı güneş yanıklığna mağruz kaldı
kaolin kilini kullınımı artık zorunlu olduğunu yaşayarak öğrenmek tecrübenin en acısı

MeyveliTepe
10-10-2011, 19:41
..
Çözüm olarak, gelecek sene anlaşacağımız bir firmadan toptan alıp, lojistik bir üs gibi kendimiz dağıtmayı düşünüyoruz. Sn GümeTepe adayımız :)

İyi çözüm...

Bizde buna da gerek yok, kooperatifimiz var. Yeter ki niyet olsun, getirip stoklamak, dağıtmak kolay :)

Esasında mesele şu. Bizim buralarda ağaçları güneşten koruma ihtiyacı belirleyici değil. Halihazırda 16 liralık bir zehiri belirli bir takvime göre bir, bilemedin iki kere attılar mı yettiğini düşünüyorlar. Bunda daha çok sebzecilikle uğraşmalarının da payı büyük.

Zeytini ticari bir ürün olarak görmüyorlar. Buradaki çeşitler az bulunur çeşit olduğu ve miktarı da az olduğu için üretici birliklerine gitmez. İhtiyaç fazlasını elden satıyorlar zaten. Aynı dönemde ayıklanmış gemliğin fiyatı 2,5-3 lira iken samanlı çeşidi, ayıklanmış ama işlenmemiş halde kilosu 7-8 liradan, Karamürsel-Su çeşidi 5-6 liradan gider.

MeyveliTepe
10-10-2011, 21:20
250685

Pazar sabaha karşı başlayan yağmur öğleden sonra 1-2 saat ara verdiğinde zeytinlerin genel görünüşü.

Kirmit
10-10-2011, 21:31
Ben de buralara yazmak istiyorum artık ama hala o mertebeye ulaşamadım. Biraz sitem ettim gibi ama bunda kimsenin suçu yok işin tuhafı. Allah bana da nasip etsin bahçe yapmak ve kaolinle bitki zararlıları mücadelesi, amin. Belki yazarsam, kuantum düşünce ile daha çabuk olur dedim :)

athena -asena
10-10-2011, 22:40
Bu sene fındık bahçesinde deneme amaçlı kullandığım sun shader kaolin kilinden memnun kaldım. Senelerdir kurak tan etkilenen bir yer vardı orda ki denemelerim sonunda ne ağaçlar nede ürün güneşten zarar görmedi ilk defa bu sene o bölgeden fındık topladım. İnşallah seneye bütün bahçede kullanmak.

catikol
10-10-2011, 23:25
Sn. Meyvelitepe

ben de Eceabat' taki uzak bahçemde bulunan zeytin ağaçlarımı bir başka severken, tüm yörede zeytinden verim elde edilememe sebebiyle ilgilenilmediğine, vazgeçilmişliğine şaşırıyorum. Kasası - ki yaklaşık 25 kilo - 5 TL ye domates üretmeyi tercih ediyorlar.

Bu bölgede kaolin kullanan ilk ben olacağım sanırım. Umarım önce beyaz ağaçlarımla sonra da ürün miktarıyla ilgi çekerim de bir hareketlenme olur.

Sizlerin uygulama sonuçlarını ve yöntemleri anlatacağınız karşılaştırılabilir raporlarınızı da bölgedeki zirai çevrelere tanıtmayı amaçlıyorum. Tecrübelerle edinilecek kaolin altın standartı cetvelinde sizin çok önemli katkınız olacağını düşünüyorum.

Halil Önen
11-10-2011, 00:39
Sevgili arkadaşlar ,bu sene cevizde %50 verim kaybı yaşadım
...

İleti 670 deki ceviz ağacı meyvesinde görünen ' ceviz iç kurdu' zararlısı gibi duruyor, güneş yanıklığı değil.

Güneş yanıklığı daha çok yaprakta görülür, meyvede değil.

Kaoline delfin, madex ve ya gülleci bulamacı karıştırarak kullanmak çift etki yapacaktır.

Bol verim diliyorum.

Halil Önen
11-10-2011, 00:43
... deneme amaçlı kullandığım sun shader kaolin kilinden memnun kaldım. .

Sn. athena-asena ben de sun shader' den memnunum. İçine bir az arap sabunu ne etido 67 kullanmak etkisini arttırıyor.

Saygılar

Halil Önen
11-10-2011, 00:47
Halil Bey
Bu söylediklerinizden aşağıdaki sonucu çıkarabilir miyim?

Bugünlerde kaolin gittikçe artan bir şekilde zeytinlerde kullanılmakta. Zeytin sineğinin zararı çok yüksek düzeyde azaltıldığında, meyveye giriş yolu nispeten daha kolay olan (ne yaparsanız yapın sap yüzeyi meyve yüzeyi kadar düzgün olmadığından kaolin ile homojen biçimde kaplanamayacaktır) tripslerin veya meyveye giriş yolu nispeten açık olan diğer zararlıların (varsa) zararının daha fazla artacağını söyleyebilir miyiz? Örneğin, bu yıl trips zararı geçen yıllara oranla daha fazla oldu mu?

Sevgili doğasever,

bunu yarın resimle anlatmayı düşünüyorum.

Zeytin sineği ve tripsi meyveye farklı zarar veriyor. O zaman daha iyi anlatırım.:)

Saygılar

Halil Önen
11-10-2011, 01:24
... Belki yazarsam, kuantum düşünce ile daha çabuk olur dedim :)

...dediniz;

'' Ve bu deneyde; sanıldığının aksine, her zaman bir gerçeklik ortaya çıkar, daha doğrusu her zaman bir gerçeklik ortaya çıkmıştır, bu da '' hiç bir şeyin kesin olmadığıdır.'';)

'Tavşan deliğine' _ harikalar diyarına_ açılan kapıdan geçtiğimizde, hepimiz geleceği yaratırız... Yani dışımızda olanı hep birlikte yaratırız. Var olan dışımızda mıdır; evet diyorsak, hiç birimiz masum değiliz.;)

Ya da 'gerekli doğamızı anlamaya başladığımızda artık soru da cevap da yoktur.'

Sadece idrak vardır...

O zaman hiç ölmeyeceğimizi bilerek işe koyuluruz...:p


Belki ölüm diye bir şey yoktur...;)

Belki de kaosun için de de bir düzen vardır...

Sevgili Kirmit;

ilk yaratıkların denizden karaya tırmandığı yılları geçtik, geriye mi gittik nedir?

Bak ne diyor A. Einstein;
' Realite bir hayaldir, fakat sürekli olandır.'

Paralel evren de buluşmak dileği ile...:p hoş geldiniz ...

(Quantum da olsa dileklerinizde dikkatli olun _ kaolinli bir bahçe hayali_ çünkü gerçekleşebilir...:)

Saygılar

Dogasever
11-10-2011, 10:08
Halil Bey
Biz "kuantum" sözcüğü sizi buralara getirebiliyorsa, çoktan paralel evrende buluştuk demektir. Sevgiyle kalın...

Dogasever
11-10-2011, 10:10
Yukardaki mesajda "biz," "bir" olacaktı. Mesaj düzeltme butonum olmadığı için tekrar mesajla düzeltme yapabiliyorum sadece.

soilless
12-10-2011, 22:35
Bu yıl çok yerde yoğun görünen zeytin dökülme sebebi, zeytin sineğinden olmayabilir.
Dökülme sebebi zeytin meyvesinin sapından giren tripsi olabilir. Ve buna kaolin pek etkili değil.

Zeytin sineğine kaolin etkili. Zeytin sineğinin zararını görmek şu an daha erken.

Zeytin sineği meyveye yağ yürüdüğünde yani tane yumuşadığında 'V' şeklinde çizer ve yumurtayı bırakır.
Çekirdek etrafında galeri açar ve tane dökülür. Bunu şimdilerde ' vuruk' şeklinde meyve üstünde görürsünüz.

Meyve sineği olan tripsiyi tane üzerinde göremezsiniz.

Tanenin sapından girer ve çekirdeğe ulaşır. Yani çekirdeğin içine girer, etli kesimine değil.
Burada tane sapı zarar görür ve tane _ sağlam görünür_ dökülür.

İşte buna tek başına çok kaolin etkili değil... Ama zararı oldukca azaltıyor.

Yani kaolin tanenin sap kısmını kapatıyor ve zararlı buradan giremiyor. Ama yine az da olsa dökülme oluyor.

Burada kaoline gülleci bulamacı karıştırılırsa hiç dökülme görülmüyor.

Saygılar

Sevgili Halil Önen,

Zeytinci değilim şu an ama çok okuğum için çok sevdiğim Ege'de hayalini kurduğum çiflikte zeytinci olacağım herhalde. Hele ki bu kadar detay anlatımlarla okuyunca. 100 yıllık verim ve 500 yıl ve ötesi yaşam ağacı. Saygı ve sevgi duymamak elde değil.

soilless
12-10-2011, 22:43
Ayrıca paralel evrende buluşmak dileğiyle

egeselin
22-10-2011, 11:51
Halil Abi;
Kaolini biliyorsun beraber uyguladık.Ama zeytinlerde ortalarında senin bahsettiğin gibi siyah çizikler ve kararmalar gördüm..Bunun nedeni ne olabilir???Seneye gülleci bulamacını da kullanırsak bu sorun ortadan kalkar mı????
Çünkü yeşil zeytinleri toplayıp sebze haline götürdüğümde biraz fiyatı düştü...
Tüm zeytincilerede buradan sesleniyorum !!! Zeytinlerinizi sofralık olarak değerlendirin , yeşil iken çekiştelik,kararıncada hurmalık olarak... Yağ olarak değerlendirmekten kat kat daha iyi...1 kilo zeytini 2,5 tl den satsanız , 1 kilo yağ 5 kilo zeytinden çıksa yağın kilosu gelir size 10 tl ye... oysaki 1 kilo yağ fiyatı maalesef ki 6-7-8 tl aralığında....Yövmiyeci parasını bile zor karşılıyor.

Halil Önen
22-10-2011, 13:07
Halil Abi;
Kaolini biliyorsun beraber uyguladık.Ama zeytinlerde ortalarında senin bahsettiğin gibi siyah çizikler ve kararmalar gördüm..Bunun nedeni ne olabilir???Seneye gülleci bulamacını da kullanırsak bu sorun ortadan kalkar mı????
.

252091

Bu ve buna benzer bir şeyse zeytin vuruğu. Bu zeytinde kaolin ve gülleci bulamacı kullanılmadı.

Sadece kaolin kullanılanlarda da belirsiz olur. Sinek zararlısı yoğun ise...

252092

Sinek sadece yumurta bırakır ama yumurta larvaya dönüşmez. Bezen çizikler şeklinde kararmalar da görülür.

252093

Dıştan görünen kararma kabuğun hemen altındadır. Daha içerilere gitmez. Burada vuruk güçlüdür, tanenin yarısına kadar işlemiştir. Kaolin kullanıldığında bu kadar güçlü olmamalıdır.

Kaliteyi düşürür...

Gülleci bulamacı bunun için bire bir. Bende hiç görülmedi. Kaoline gülleci bulamacı karışırıp kullanmak çok daha iyi...

Saygılar.

MeyveliTepe
22-10-2011, 17:52
Bu deliği gördüğünüzde zeytin sineği kabuğun altına yumurta bırakmış, yumurta kabuğun altında çatlayıp minik larva çıkmış, zeytin etiyle beslenip büyümüş, sonra da koca bir delik açarak dışarı çıkmış demektir. Dıştan belli olan kabuğun hemen altında yuvarlak kararma var ama henüz delik yok ise larva hala içerde olmalı. Yapılan uygulama her ne ise sineğin yumurta bırakmasını engellememiş.

baymetin
03-11-2011, 20:57
Eylülden beri kimse uğramamış buraya.Zeytinler toplandı iş bitti herhalde.Tabi bu arada yaz bitti kış geldi.Kaolinlik bir işde kalmadı.

Selahattin Yılmaz
03-11-2011, 21:26
Aslında kaolinlik iş kalmadı denilemez, zira en büyük kış sorunlarından birisi bir çok bitkinin dona karşı korunumunu sağlamak. Kaolin kilinin soğuğa karşı bitkiyi ne derece korududğunuda bu başlık altında görmek gerektiğini düşünüyorum, faydalarından birisininde bu olduğu söyleniyor çünkü. Zira soğuğa karşı korunumu sağlaması bakımından Cropaid diye bir ürünümüz vardı ama maalesef patent meselesi yüzünden artık üretilemediğini duydum, doğruysa soğuğa karşı bitkiyi koruyan az seçenekten birisi kaolin kili.

baymetin
04-11-2011, 20:39
Adına bakılırsa türk ürünü olmasa gerek.Ben zeytine sıkılan kaolinin sonra ne şekilde yok edildiğni merak ediyorum.Çünkü yayıcı yapıştırıcı kullanıldığı için olsa gerek meyvenin üzerinden silinmiyor kolay kolay.Elle silinirse geçiyor ancak.

Halil Önen
04-11-2011, 21:53
Adına bakılırsa türk ürünü olmasa gerek.Ben zeytine sıkılan kaolinin sonra ne şekilde yok edildiğni merak ediyorum.Çünkü yayıcı yapıştırıcı kullanıldığı için olsa gerek meyvenin üzerinden silinmiyor kolay kolay.Elle silinirse geçiyor ancak.

Yok edilmesi gerekmiyor. Mide ilacı olarak da kullanılan doğal bir ürün.

Halil Önen
04-11-2011, 22:01
Aslında kaolinlik iş kalmadı denilemez, zira en büyük kış sorunlarından birisi bir çok bitkinin dona karşı korunumunu sağlamak. Kaolin kilinin soğuğa karşı bitkiyi ne derece korududğunuda bu başlık altında görmek gerektiğini düşünüyorum, faydalarından birisininde bu olduğu söyleniyor çünkü. Zira soğuğa karşı korunumu sağlaması bakımından Cropaid diye bir ürünümüz vardı ama maalesef patent meselesi yüzünden artık üretilemediğini duydum, doğruysa soğuğa karşı bitkiyi koruyan az seçenekten birisi kaolin kili.

Bunu Menemen İlçe Tarım'dan bana da söylemişlerdi. Meteorolijiden don ihbarı geldiğinde bazı çiftçiler bir gün önce kaolin uygulaması yapıyorlarmış. Ben de gülleci karıştırıp kullanmayı düşünüyorum. Tabii sadece zeytinlerde değil. Nar ağaçları da soğuktan çok etkileniyor.

Hatırlattığınız için teşekkürler Selahattin hocam.

Çamtepe
05-11-2011, 09:22
Evet, her gün yeni bir şey öğreniyoruz.

Aşağıdaki makalede kaolin uygulamasının özellikle domatesler gibi tek yıllık bitkiler için -6C'ye kadar don koruması sağlayabildiği anlatılmış, ancak odunsu bitkilerde kaolin'in koruma etkisinin göreceli olarak daha az olduğu yazılmış:
http://journal.ashspublications.org/content/127/3/358.full.pdf
http://ddr.nal.usda.gov/bitstream/10113/21704/1/IND44109472.pdf

Ancak dikkat edilmesi gereken nokta bu makalede "hidrofilik" kaolin'in bir katman olarak uygulandığı. Yani biz bugüne kadar hep "particle film" olarak ele almıştıkçç Hidrofilik tam olarak ne anlama geliyor bilmemekle birlikte makalede "particle film" uygulamasından farklı olduğu açıkça anlatılmış.

Hidrofilik Kaolin uygulamasının etki mekanizması ise basit: Don olayı havadaki saf suyun donması ile gerçekleşiyor. Saf suyun donma noktasının bizim bildiğimizin aksine 0 derecede değil, çok daha düşük noktalarda olduğu ve donma işleminin havadaki toz, bakteri vb. bir takım "safsızlıklar" sayesinde 0 derecelere geldiği anlatılıyor.

Eğer hidrofilik kaolin uyguluyorsanız havadaki saf suyun bitki yüzeyindeki toz, bakteri gibi yabancı maddelerle temasını önlüyorsunuz, bu şekilde bitkilerin üstünde oluşan "kırağı" daha düşük sıcaklıklarda oluşuyor. Bitkiler ise hücre yapıları bozulmadan -6 derecelere kadar "derin dondurucu" moduna geçebiliyorlarmış.

Anladığım kadarı ile hidrofilik kaolin daha da gelişmiş bir "sıvı kaolin" teknolojisi. Bilgisi olan üye var mı?

Bunun yanı sıra bizim bidiğimiz kaolin uygulaması ile yapraklanma gerçekleşmeden önce gövdeleri beyaza boyamak da baharda ağacın uyanmasını geciktirecektir diye düşünüyorum.. Hatta bu bahar bordo bulamacından sonra deneyeceğim.

MeyveliTepe
05-11-2011, 10:54
Sn.Çamtepe,
Hidrofobik kaolin kavramı, partikül film araştırmaları devam ederken yapılan ilk denemelerde kaolin parçacıklarının su iten bir madde (silikon) ile kaplanarak, sulandırılmadan toz olarak ağaçlara uygulanan M96 formülasyonu kavramına verilen isimdir.

Daha sonra bu formülasyonun uygulamasındaki güçlükler sebebiyle parçacıklara silikon kaplaması yapılmadan, su ile karıştırılıp uygulanan hidrofilik M97 formülasyonuna geçildi.

Bugün itibarıyla sulandırılarak ağaçlara püskürtülen kaolin uygulamalarının tamamı hidrofiliktir. Bu yazıda (http://blog.meyvelitepe.org/2011/06/23/kaolin-tarihce/) daha detaylı bir anlatım mevcut.

Öte yandan haklısınız, kışın don zararına karşı kaolin uygulaması, yazın yapılan uygulamadan malzeme yapısı ve amaçları itibarıyla farklıdır. Tercihan aynı malzeme kullanılmamalıdır.

Yaz uygulamalarında amaçlardan biri UV ve IR ışınımlarını yansıtıp olabildiğince PAR geçirimi sağlayarak fotosentez devamlılığı sağlamak iken, kışın PAR geçirimini de maksimum ölçüde azaltıp fotosentezi engellemek amacı vardır. Doğal olarak bu sonucu elde etmek için malzeme de farklı olmalıdır.

Bu konuda detaylı bir yazıyı bir ara yayınlamayı planlıyorum.

Dogasever
05-11-2011, 12:40
Safsızlıkların ve su içinde erişimiş madde miktarının artmasının donma noktasını yükselteceği açıkça bellidir. (Fizikokimyanın temel kurallarından biridir) ancak kaolinin bitkiyi korumasının arkasındaki prensip, bu temel ilkenin yanı sıra donma sırasında suyun kristal yapısını oluşturmak için kullandığı gizli donma enerjisinin kaolin olmadığı durumda bitkinin kendi bünyesinden elde edilmesi, bir başka deyişle, kaolin tabakalarının ısı yalıtımı sayesinde, bitkiden oluşmakta olan su kristallerine enerji geçişini engellemesine dayanmaktadır.
Yukarda donma enerjisi diye bahsettiğim enerji ile, erime sırasında kristalden uzaklaşırken sıcaklığın sabit kaldığı, erime gizli enerjisi aynı şeylerdir. (İngilizcesi: Latent Heat)

ferka
22-11-2011, 20:38
Uygulamalarınız devam ediyormu?

ferka
22-11-2011, 20:42
Bu yıl kaolin uygulaması yaptınız mı?

savagegarden
25-11-2011, 18:55
seramik fabrikalrında bulunan kaolinler kullanılabilirmi?boyutları önemli ama yapı ve kaliteleri zeytinde kullanmak için uygunmudur?

yalıçapkını
28-11-2011, 11:59
Bu yıl yıl temmuz ayında meyvelitepe'nin önerdiği AT-80 adlı kalsine edilmiş kaolini 3 dönümlük bahçemde çeşitli meyve ve sebzelerimde kullandım.
Tüm ürünümü riske ederek sadece at-80 kullandım,özellikle zeytinde.
Gözlemlerim şöyle;
1.Zeytinlerime 3 uygulama yaptım.(%5,%3,%3) Zeytinlerimde dökülme olmadı,Ağaçlar sıcaktan etkilenmedi ve yaz boyu çok iyi sürgün verdiler, en önemlisi % 1 kadar zeytin sineği zararı.Sonuç,muhteşem. Birkez daha Teşekkürler Sayın Meyvelitepe.

yalıçapkını
28-11-2011, 12:12
2.Ayva ve muşmula ağaçlarımada aynı oranlarda kaolin uyguladım.Hiçbir zararlı bu ağaçlara uğramadı,meyveler pırıl pırıl ve herzamankinden iri oldular.
3.Bütün sebzelerimede kaolin uyguladım,hepsini gönül rahatlığıyla tükettim.

Sonuç olarak bu yıl hiçbir kimyasal kullanmadan sadece kaolinle başarılı bir sezon geçirdim.

MeyveliTepe
28-11-2011, 13:11
Tebrikler, böylece zehirli ya da herhangi bir kimyasal içerikli pestisit kullanmadan yeterince tatmin edici başarıda bir sezon geçirmiş oluyorsunuz.

yalıçapkını
29-11-2011, 11:57
Tebrikler, böylece zehirli ya da herhangi bir kimyasal içerikli pestisit kullanmadan yeterince tatmin edici başarıda bir sezon geçirmiş oluyorsunuz.

Ağaçlar net ve size tekrar teşekkürler.

savagegarden
29-11-2011, 17:00
Bu sene zeytınde kaolin kili kullanıp satıcıya götürdüğünüzde fiyatlar nasıldı,deneyimi olan varmı?Fiyatta düşüş artış nasıldı?

Halil Önen
29-11-2011, 22:11
Bu sene zeytınde kaolin kili kullanıp satıcıya götürdüğünüzde fiyatlar nasıldı,deneyimi olan varmı?Fiyatta düşüş artış nasıldı?

Hiç bir şey fark etmedi, aynı kefeye koydular. Fiyatlar ise gecen yıldan daha düşüktü ve öyle seyrediyor. Aslında birilieri iyi kazanıyor ama, o üretici değil...

savagegarden
30-11-2011, 10:28
haklısınız,tarımda zaten ne zaman uretıcı kazanıyorkı.geçen sene 3-3,5 tl olan trılye bu sene 2-3 arasında ama kemeraltında buyuk marketlerde 10-14 tl arasında,bu iş nasıl oluyor anlamıyorum ve içim sızlıyor.ama sormak ıstedığım kaolin kullanımından sonra gorunum olarak alıcılar fiyat duşurmek için bahane uretıyormu?

Mesut Karakaş
04-01-2012, 21:13
bence elbette faydası vardır kaolin in
ama siz mesela, bir ceviz ağacına temmuz-ağustos aylarında haftada 2 kez 80 er litre su vermiyosanız **** veremiyosanız kaolin ne kadar faydası olur tartışılır ağaç ın yaşına göre alacağı su miktarı:
Ceviz Fidanl11 Ceviz Ceviz Yeti_tirme Ceviz Fidanlar1 Ceviz Fotoraflar1 (http://www.cevizci33.com/bakim/index6.asp)

MeyveliTepe
04-01-2012, 21:23
Kaolin partikül film kaplaması ile ilgili ek bir bilgi. Kaolin bitkilerde terlemeyi azaltmaz. Fotosentezin artması fotosentez süresinin artmasına bağlı olduğu için bitki köklerinin topraktan su alma miktarı ya aynı kalır ya da artar.

Antitranspirant denilen ve çoğunlukla yaprak stomalarının bir kısmının tıkanmasını sağlayan beyaz veya saydam diğer kaplama metodları bitkinin terlemesini engelleme amacı taşıdığı için bitkinin su ihtiyacı azalır fakat fotosentez de yavaşlar.

Bu bakımdan bitkilere yapılan kaplamanın antitranspirant olup olmadığı temel bir farklılıktır.

avcı66
07-01-2012, 23:12
sayın meyvelitepe yeni formulü açıklamayacakmısınız yaz için hazırlıklara başlıycaz aklımızda olsun lütfen

ncp1963
10-01-2012, 13:26
http://www.batem.gov.tr/yayinlar/bilimsel_makaleler/meyvecilik/kezban/kezban3.pdf

MeyveliTepe
10-01-2012, 14:44
sayın meyvelitepe yeni formulü açıklamayacakmısınız yaz için hazırlıklara başlıycaz aklımızda olsun lütfen

Bir malzemenin farklı versiyonunu kullanmak üzere çalışma yapıyorum. Daha doğrusu yeni malzemenin doz ayarını yapacağım, dışarıda çalışabilecek yeterli gün sayısı gerekiyor. Henüz vaktimiz var, Nisan sonuna kadar beklemeniz gerekecek. Yeni mevsimde isteyen herkesin yeni formülü kullanmasını sağlamaya çalışacağım.

MeyveliTepe
10-01-2012, 14:48
Bunu Menemen İlçe Tarım'dan bana da söylemişlerdi. Meteorolijiden don ihbarı geldiğinde bazı çiftçiler bir gün önce kaolin uygulaması yapıyorlarmış. Ben de gülleci karıştırıp kullanmayı düşünüyorum. Tabii sadece zeytinlerde değil. Nar ağaçları da soğuktan çok etkileniyor.

Hatırlattığınız için teşekkürler Selahattin hocam.

Don tehlikesine karşı rafine edilmiş, yine %90'ı 2 mikron altı, fakat kalsine edilmemiş kaolin kullanmanız maksimum koruma sağlar. Mevsim itibarıyla gülleci bulamacıyla karıştırılarak uygulama yapılmasının işçilikten kazanç sağlayarak fazladan fungusit etkisi de elde edilmesini sağlayacağını düşünüyorum.

soilless
10-01-2012, 22:02
Sn.Çamtepe,
Hidrofobik kaolin kavramı, partikül film araştırmaları devam ederken yapılan ilk denemelerde kaolin parçacıklarının su iten bir madde (silikon) ile kaplanarak, sulandırılmadan toz olarak ağaçlara uygulanan M96 formülasyonu kavramına verilen isimdir.

Daha sonra bu formülasyonun uygulamasındaki güçlükler sebebiyle parçacıklara silikon kaplaması yapılmadan, su ile karıştırılıp uygulanan hidrofilik M97 formülasyonuna geçildi.

Bugün itibarıyla sulandırılarak ağaçlara püskürtülen kaolin uygulamalarının tamamı hidrofiliktir. Bu yazıda (http://blog.meyvelitepe.org/2011/06/23/kaolin-tarihce/) daha detaylı bir anlatım mevcut.

Öte yandan haklısınız, kışın don zararına karşı kaolin uygulaması, yazın yapılan uygulamadan malzeme yapısı ve amaçları itibarıyla farklıdır. Tercihan aynı malzeme kullanılmamalıdır.

Yaz uygulamalarında amaçlardan biri UV ve IR ışınımlarını yansıtıp olabildiğince PAR geçirimi sağlayarak fotosentez devamlılığı sağlamak iken, kışın PAR geçirimini de maksimum ölçüde azaltıp fotosentezi engellemek amacı vardır. Doğal olarak bu sonucu elde etmek için malzeme de farklı olmalıdır.

Bu konuda detaylı bir yazıyı bir ara yayınlamayı planlıyorum.

Sn meyvel,tepe,

Malzemedeki farklılık kalsine olmaması mı?

MeyveliTepe
10-01-2012, 23:12
Sn meyvel,tepe,

Malzemedeki farklılık kalsine olmaması mı?

Don zararını önlemeden söz ediyorsak evet. Kalsine olmaması ve bu defa yaz uygulamasının tersine PAR ışınımlarını da olabildiğince yansıtması. Benzer fiziksel özelliklerde kalsiyum karbonat da iş görür. Bunun detayları oldukça uzun, daha sonra yazacağım.

soilless
18-01-2012, 22:16
Don zararını önlemeden söz ediyorsak evet. Kalsine olmaması ve bu defa yaz uygulamasının tersine PAR ışınımlarını da olabildiğince yansıtması. Benzer fiziksel özelliklerde kalsiyum karbonat da iş görür. Bunun detayları oldukça uzun, daha sonra yazacağım.

O zaman bu yanıtınızdan şöyle bir sonuç çıkıyor;

- Yazın kalsine kaolin
- sonbahar ve kışın don olayına karşın kalsine olmayan kaolin
- hatta kalsiyum karbonat
- Hatta par ışınımlarını da olabildiğince yansıtması açısından özel ve pahalı üretim olmayan daha büyük tanecik boyutlu kaolin

Bu şu demektir BENCE,

1- kalsine olmuş, particular film özelliğinde yani < 2 mikron altı, < 90 beyazlıktaki en pahalı üretim olan bir kaolin (ki bu özelliklerdeki kaolin kağıt kaplama endüstrisi ihtiyacı için üretilir ) standardına sonbaharda koruyucu ve ilkbahar erken donları için ihtiyaç yoktur. Doğruysa eğer;
2- Üretici için yazın güneş yanıklığı ve de meyve zararlısının yaptığı zarardan(zarar yaklaşık %25) çok daha fazla zarar veren don olayı (ki zaman zaman süprizdir ve de çoğınlukla tüm meyveyi hatta ağacı/fidanı yani tüm emekleri yok eder) için kalsine olmayan bir kaolin yeterli olacaktır.

Hatta kalsiyum karbonat ın bile yeterli olduğunu düşünürsek, Kalsine olmayan çok daha uygun fiyatlı bir kaolin ürünü veya çok daha uygun fiyatlı kalsiyum karbonat tercihi üretici için hem fiyat hem yarar açısından çok daha uygun ve elverişli olacaktır.

Doğru mudur?

Ki doğru olduğuna inanıyorum. O zaman ben şahsen Sn Çamtepe’nin 692 no.lu mesajına ve de özellikle şu cümlelerine üreticiler adına saygı duyuyorum. “Evet, her gün yeni bir şey öğreniyoruz.”

soilless
18-01-2012, 22:21
Belitmeyi unuttuğum Kısa bir ekleme notu ; (ki bu özelliklerdeki kaolin kağıt kaplama endüstrisi ihtiyacı için üretilir ): bu üretim en pahalı üretim yöntemidir. Doğrumu dur*

MeyveliTepe
19-01-2012, 14:44
Yukarıda, Sn.Çamtepe'nin vermiş olduğu linklerde bahsi geçen hidrofobik kaolin uygulamasıyla don zararını önleme deneylerinde kullanılan kaolin, parçacıkların silikon ile kaplanmasıyla elde edilen hidrofobik (su itici) malzeme. Uygulama zorluğundan dolayı ticari olarak hiç piyasaya çıkmadı.

O zaman bu yanıtınızdan şöyle bir sonuç çıkıyor;

- Yazın kalsine kaolin
- sonbahar ve kışın don olayına karşın kalsine olmayan kaolin
- hatta kalsiyum karbonat
- Hatta par ışınımlarını da olabildiğince yansıtması açısından özel ve pahalı üretim olmayan daha büyük tanecik boyutlu kaolin

Son cümle hariç katılıyorum. Büyük parçacıklı kaolinin yapraklarda düzgün bir yansıtıcı film oluşturması beklenmemelidir. Bu yüzden küçük tanecikli malzemenin istenen ve beklenen sonucu vereceğini söyleyebiliriz.

Kaolin'de maliyeti oluşturan faktörler içinde en önemlileri, hammadde kaynağı ve hammaddedeki kalite, rafinasyon ve inceltme teknolojisinin maliyeti, yüksek enerji gerektirmesinden dolayı kalsine maliyeti ve diğer lojistik maliyetleri sayabiliriz. Dolayısıyla kalsine maliyeti çıktığında dikkate değer bir ucuzlama da elde edilir.

Bu bakımdan, kış uygulamaları için gözüme çarpanlar arasında kalite ve uygunluk bakımından görebildiklerim içinde en uygun malzeme bu (http://www.avsmineral.com/rt89.html). Fiyatı da yanlış hatırlamıyorsam oldukça uygun idi.

Etki mekanizması hakkında çok özetle şunu söyleyebiliriz. Don zararının en çok meydana geldiği koşullar, evergreen (her daim yapraklı) bitkilerde çok soğuk fakat havanın açık ve güneşli olduğu erken sabahlarda gerçekleşiyor. Bitki dondurucu soğuğa rağmen güneşi görüp fotosentez mekanizmasını devreye sokuyor, su yollarından yürüyen bitki öz suyu özellikle ince dallarda donarak hücreleri patlatıyor. Burada kaolin kaplamasının rolü fotosentezi başlatmamak şeklinde. Aynı gün ilerleyen saatlerde PAR ışınım miktarına göre fotosentez başlayabilir fakat bu defa artık öz suyun donması tehlikesi kalmamış olduğu için bitki de zarara uğramamış olur.

Gereken önem verilip uygulama yapıldığı taktirde iklim özelliklerinden sapacak kadar soğuyan hava koşullarında don zararı büyük ölçüde engellenebilir. Fakat daha önemli bir problem ise, hava ve bahçelerdeki koşulların böyle bir uygulama yapılmasını da pratik olarak çok güçleştirmesi. Soğukta, çamurda ya da yağışlı günler devam ederken nasıl uygulama yapılacak? Bu ciddi bir sorun.

Bunu aşmak üzere aklıma gelen çare ise, uygun koşullar yakalandığında, önceden tek bir uygulama yapılması fakat bu uygulamanın bir dizi, mümkünse geç donlara kadar bitkileri koruyabilme özelliğini muhafaza etmesi. Bunun için de kaplamanın bir kaç ay boyunca özellikle yağıştan etkilenmemesi, hatta suyu itici özelliğinin olması gerekir.

soilless
20-01-2012, 23:29
Yukarıda, Sn.Çamtepe'nin vermiş olduğu linklerde bahsi geçen hidrofobik kaolin uygulamasıyla don zararını önleme deneylerinde kullanılan kaolin, parçacıkların silikon ile kaplanmasıyla elde edilen hidrofobik (su itici) malzeme. Uygulama zorluğundan dolayı ticari olarak hiç piyasaya çıkmadı.



Son cümle hariç katılıyorum. Büyük parçacıklı kaolinin yapraklarda düzgün bir yansıtıcı film oluşturması beklenmemelidir. Bu yüzden küçük tanecikli malzemenin istenen ve beklenen sonucu vereceğini söyleyebiliriz.

Kaolin'de maliyeti oluşturan faktörler içinde en önemlileri, hammadde kaynağı ve hammaddedeki kalite, rafinasyon ve inceltme teknolojisinin maliyeti, yüksek enerji gerektirmesinden dolayı kalsine maliyeti ve diğer lojistik maliyetleri sayabiliriz. Dolayısıyla kalsine maliyeti çıktığında dikkate değer bir ucuzlama da elde edilir.

Bu bakımdan, kış uygulamaları için gözüme çarpanlar arasında kalite ve uygunluk bakımından görebildiklerim içinde en uygun malzeme bu (http://www.avsmineral.com/rt89.html). Fiyatı da yanlış hatırlamıyorsam oldukça uygun idi.

Etki mekanizması hakkında çok özetle şunu söyleyebiliriz. Don zararının en çok meydana geldiği koşullar, evergreen (her daim yapraklı) bitkilerde çok soğuk fakat havanın açık ve güneşli olduğu erken sabahlarda gerçekleşiyor. Bitki dondurucu soğuğa rağmen güneşi görüp fotosentez mekanizmasını devreye sokuyor, su yollarından yürüyen bitki öz suyu özellikle ince dallarda donarak hücreleri patlatıyor. Burada kaolin kaplamasının rolü fotosentezi başlatmamak şeklinde. Aynı gün ilerleyen saatlerde PAR ışınım miktarına göre fotosentez başlayabilir fakat bu defa artık öz suyun donması tehlikesi kalmamış olduğu için bitki de zarara uğramamış olur.

Gereken önem verilip uygulama yapıldığı taktirde iklim özelliklerinden sapacak kadar soğuyan hava koşullarında don zararı büyük ölçüde engellenebilir. Fakat daha önemli bir problem ise, hava ve bahçelerdeki koşulların böyle bir uygulama yapılmasını da pratik olarak çok güçleştirmesi. Soğukta, çamurda ya da yağışlı günler devam ederken nasıl uygulama yapılacak? Bu ciddi bir sorun.

Bunu aşmak üzere aklıma gelen çare ise, uygun koşullar yakalandığında, önceden tek bir uygulama yapılması fakat bu uygulamanın bir dizi, mümkünse geç donlara kadar bitkileri koruyabilme özelliğini muhafaza etmesi. Bunun için de kaplamanın bir kaç ay boyunca özellikle yağıştan etkilenmemesi, hatta suyu itici özelliğinin olması gerekir.

Sn Meylitepe

Bu cümlede Son cümle hariç katılıyorum. katılmadığınız noktayı değerlendirebiliriz. Ancak ilgimi ve dikkatimi çeken BU demeniz. Hayır ben de buna katılmıyorum bundan yaklaşık 6-8 ay önce mayıs- temmuz arası yaklaşık bir-iki ay içinnde yanlış hatırlamıyorsam bu başlıktaki mesaj sayısı 200 lerden 400-500 lere çıktığında TARIM UYGULAMALARINDA (yani yaz kış ayrımı yapılmadan) BU dediğiniz veya başka üyelerce bu denilen özelliklerdeki kaolin tavsiye edilmişti. Ve de hatta 5 bardak ile yaptığınız sedimentasyon deneyinin sonucunda marka sıralaması yapmıştınız. Ve de sıralamaya giren ve de BU dediğiniz marka ürünlerin hepsi KALSİNE kaolin idi. doğru mu?

Hatta bazı arkadaşlar bazı diğer ürünlere veya örneklere pirinç unu, talk pudrası gibi yaklaşımı vardı. Doğru mu? Şİmdi geldik kalsiyum karbonatın yararlarına Doğru mu? Şimdi bu nokta da TARIM UYGULAMALARININ sonbahar kış uygulamaları için BU diyorsanız bence yanlış. Çünkü Sn Çamlıtepenin dediği gibi her gün yeni bir şeyler öğreniyoruz.

Sizi araştırmacı yönünüz, değerlendirip uygulama yönünüz ile takdir ederim. Ancak BU dememeniz gerektiğine inanıyorum. çünkü burası Sn delimusun alıp güneş yanıklığına karşı kullandığı çok farklı özellikte olmasına rağmen memnun kaldığı üreticilerin takip ettiği anonim bir paylaşım ortamı olduğunu düşünüyorum.

Herkesin emeğine saygım sonsuz araştırana da uygulayana da ithal edena de burada üretene de tüm bunları değerlendirene de.

MeyveliTepe
21-01-2012, 08:39
Sn.Soilless, ne demek istediğinizi anlamadım, daha açık yazarmısınız lütfen.

Bugüne kadar konuşulanların hepsi İlkbahardan sonbahara kadar olan dönemde, bitkilerin güneş etkilerinden korunması, fotosentezin arttırılması ve zararlılardan korunmasını kapsayan kavram çerçevesinde idi. Don zararından korunmasından ilk kez söz ediyoruz.

Yazın fotosentezi arttırırken kışın azaltacaksak bazı farklılıkların olması gerekiyor, değil mi?

Sabry
22-01-2012, 11:33
Belitmeyi unuttuğum Kısa bir ekleme notu ; (ki bu özelliklerdeki kaolin kağıt kaplama endüstrisi ihtiyacı için üretilir ): bu üretim en pahalı üretim yöntemidir. Doğrumu dur*

Sn. Soilless,

Bahsettiğiniz kalsine kaolin kağıt endüstrisinde yüksek maaliyeti nedeni ile nadir olarak kullanılır. Kağıt endüstrisinde özellikle kaplamada rafine kuşe kaolini kullanılır. Beyazlığı 88, 2 mikron altı min. % 80 dir.

Kalsine kaolinin ana kullanım alanı boya, plastik ve kauçuk endüstrisidir. Ayrıca plastik sanayinde sera örtülerinde IR ve UV ışınlarına direnç sağlamak için kullanılırlar. Yani yansıtıcılık özelliği kalsine edilerek arttırıldığı için tarımsal kaplama olarak daha uygundur. Tabii amaç güneşin olumsuz etkisini azaltmak ve aynı zamanda fotosentezi engellememek ise..

Yoksa ağaca veya meyveye ne kaplasanız güneşin etkisini azaltacağı açıktır. Burada uygun filmi oluşturacak, fotosentezi engellemeyecek ve sağlığa zararlı olmayan en uygun materyal kalsine kaolindir.

soilless
26-01-2012, 10:18
Sn. Soilless,

Bahsettiğiniz kalsine kaolin kağıt endüstrisinde yüksek maaliyeti nedeni ile nadir olarak kullanılır. Kağıt endüstrisinde özellikle kaplamada rafine kuşe kaolini kullanılır. Beyazlığı 88, 2 mikron altı min. % 80 dir.

Kalsine kaolinin ana kullanım alanı boya, plastik ve kauçuk endüstrisidir. Ayrıca plastik sanayinde sera örtülerinde IR ve UV ışınlarına direnç sağlamak için kullanılırlar. Yani yansıtıcılık özelliği kalsine edilerek arttırıldığı için tarımsal kaplama olarak daha uygundur. Tabii amaç güneşin olumsuz etkisini azaltmak ve aynı zamanda fotosentezi engellememek ise..

Yoksa ağaca veya meyveye ne kaplasanız güneşin etkisini azaltacağı açıktır. Burada uygun filmi oluşturacak, fotosentezi engellemeyecek ve sağlığa zararlı olmayan en uygun materyal kalsine kaolindir.

Sn Sabry,

Benim söylemek istediğimi ve Sn Meyvelitepenin anlayamadığını söylediği olayı siz net bir şekilde ifade etmişsiniz.

Yani bir malzemenin, ürünün kulanım alanı ve özellikleri MARKA belirtilmeden de net bir şekilde ifade edilebilir.

soilless
26-01-2012, 10:45
Ayrıca,

Buna bağlı olarak asıl bahsetmek istediğim ise 2011 Mayıs-Ağustos aylarında yüzlerce mesaj ile ifade edilen , tartışılan konularda kaolinin kalsine olması, < 2 microndan küçük tanecik boyutu ve beyazlık özellikleri belirtilerek TARIM UYGULAMALARINDA yani yazın ve kışın bu özelliklerin olmasının şartı belirtilmiştir. Ve tüm bu özellikler çok detaylı araştırmaların sonuçları, bilim insanlarının ismi ve yayınları ortaya konarak desteklenmiştir. Ve bu standartlara uygun ürünler marka ismi belirtilerek olmazsa olmaz özellikte olarak ifade edilmiştir.

Şimdi gelinen noktaya baktığımızda tüm kaolin literatürünün tarandığı, bilim insanlarının yayınlarının isimleri hatta yanılmıyorsam sayfa noları ile birlikte araştırılırken, neden kışın uygulanabilir kaolin özelliğinin farklı olabileceği bir yazı, fikir, uygulama ile karşılaşılmamıştır da Sn Çamtepe nin mesajı tüm bu mesajlara, yayın ve makalelere alternatif olacak kaolin özelliğini daha dün ortaya çıkarabilmiştir.

Özetle demek istediğim, muhakkak bu özellik olmalı demeden ve de en önemlisi bu özellikle bu marka demeden fikirler, görüşler ortaya konulmalıdır. Yoksa mayıs ağustos arası tüm yorumlar, deneyler ve tartışmaların hiç bir anlamı kalmaz. Sn ÇAMTEPE nin dediği gibi Her gün yeni birşeyler öğreniyoruzKaldı ki kışın kullanılacak kaolinin kalsine olmamasının literatürde yeni bir keşif olacağını zannetmem.

soilless
26-01-2012, 10:48
Son mesajımın son cümlesini düzeltiyorum Kaldı ki kışın kullanılacak kaolinin kalsine olmamasının literatürde yeni bir keşif olduğunu zannetmem

MeyveliTepe
26-01-2012, 13:03
Sn.Soilles, kış koşullarında don zararına karşı kullanılacak kaolinin speklerinin farklı olduğunu daha önce de yazdım.

Bu bilgi yeni değil. Ben 2011 baharında öğrendim. İlginç tarafı, 6 Temmuz 2011 günü size hitaben yazdığım bir mesajda (http://www.agaclar.net/forum/832091-post412.htm) da söz etmişim.

uzun lafın kısası bir çok uzman yıllarca araştırma yaparak en iyi sonuçları veren en optimum formülasyonu bulmaya çalışarak hem laboratuarda hem de sahada doğrulamaya çalışmışlar. Bunlardan bazılarında lab.da çıkan sonuçlar sahada doğrulanamamış. Bu sebeple formülasyondan sapmaların neyi ne kadar etkileyeceğini tahmin etmek kolay değil. Belki şunu varsayabiliriz. O sapmalar onca yıllık araştırmada mutlaka denenmiş ki, optimuma gelinmiş. Nitekim, bugün sapma olarak adlandırdıklarımızın bazılarına ait deney sonuçlarını da bulabiliyoruz.

Buradan anladığımız, optik özellikler en temel doğrulardan biri. PAR geçirip UV ve IR yansıtılacaksa en az bu optik özelliklere sahip olmalı. Başka bir malzeme ile daha iyi değerler elde edilebilir. Söz gelimi elastiki, nefes alan nano-teknoloji cam defalarca kere daha iyi sonuç veriyor olabilir. Başka bir koşulda, PAR ışınlarının yansıtılması, fotosentezin azaltılması isteniyor olabilir. Bu durumda kalsine edilmemiş kaolin ya da kalsiyum karbonatın işe yaradığını biliyoruz. Böyle bir koşul da var gerçekten. Tuhaflıklardan fırsat bulursam yazacağım.

Muhtemelen konsantrasyonunuz başka bir şeye idi ki okumamışsınız. Sormamışsınız da bu ne ola ki diye.

O sıralar ve devamında, başka bir malzemeye ait speklerle satılmakta olan, alakasız bir malzemenin a) deyim yerindeyse 5 gösterip 3 satma durumunu ortaya koyduğum, b) speklerin arkasındaki bilimsel gerçekleri umarsızca açıklamaya çalıştığım için, çokça kişiselleştirilmiş saldırılara maruz kalmıştım. Sonunda iş, satıcının ayıbını örtmek üzere dostlarının gayretiyle "delikanlı"lık yüzü suyu hürmetine kadı hikayelerine kadar gitmişti.

Yazılanlara anlamını vererek okuyanlar yakalamaları gerekeni yakaladılar. Bu yazıdaki (http://blog.meyvelitepe.org/2011/06/24/kaolin-fotosentez-ve-gunes/) grafikleri inceleyenler malzeme speklerindeki farklılığın etkilerini görebildiler. Yazıya ulaşamayan olursa aynı grafikler forumda da vardı. Tabii konu ile ilgili başka literatür de mevcut.

Bu bakımdan, kış uygulamaları için gözüme çarpanlar arasında kalite ve uygunluk bakımından görebildiklerim içinde en uygun malzeme bu (http://www.avsmineral.com/rt89.html).

Bu cümlemdeki linkin sizi epey rahatsız ettiği anlaşılıyor ki bu kadar tepki gösterdiniz. Linkte bir malzemenin spekleri var. Aynen söylediğim gibi, gözüme çarpanlar arasında kalite ve uygunluk bakımından en "uygunu". Keşke aynı speklerde fakat kalsinesi de olmuş olsaydı.

Bu başlığı samimi olarak takip edenlerden bu mesajıma (http://www.agaclar.net/forum/901338-post714.htm) karşılık şayet bir soru sorulacaksa ya da tartışılacaksa don zararını önlemek için kışta kıyamette pratik olarak nasıl olup da uygulama yapılır'ı beklerdim.

Bunca şeyin üzerine belki şunu itiraf etmem gerekir. Bilgi paylaşmaktan fazlasıyla bıktım, çünkü ruh sağlığım açısından sadece zarar gördüm. Son aylarda bir şekilde önüme gelen, kimini bazı deneylere tabi tutabildiğim bir çok yeni şey oldu. Buna uygulama malzeme ve işçilik maliyetini potansiyel olarak %60-70 arası azaltan kaolin solusyonunun yapısını değiştirmek de dahil. Galiba sonunda sadece bahçemde mutlu olmakla yetineceğim. Gerisinden "bana ne" demek geçiyor içimden.

Safranlı
26-01-2012, 13:21
Aman yapmayın
sizleri anlıyorum
ülkemizde samımı olarak bir seylerı seffaf ve tarafsız ifade edılınce bazıları sizlere taraf oluyor
ben sizlerden gelen bilgi akışını dikkale takip ediyorum ve çok şey ögrenıyorum

Zeytinlibahçe
26-01-2012, 14:54
Son mesajımın son cümlesini düzeltiyorum Kaldı ki kışın kullanılacak kaolinin kalsine olmamasının literatürde yeni bir keşif olduğunu zannetmem

Bahsettiğiniz dönemde yapılan eleştirilerdeki ürün/ürünlerin haksızlığa mı uğratıldığını düşünüyorsunuz?

En azından bakın, kışın kullanılabiliyorlarmış işte, diyorsunuz gibi algıladım. Kalsine olmadan önce rafine olup olmadığını sorgulasak sanırım daha iyi olacak.

ServetAydoğan
26-01-2012, 15:38
Sayın MeyveliTepe,
Araştırmalarınızı ve deneyimlerinizi paylaşmanızı ilgiyle izliyorum ve çok faydalandığımı belirtmek istiyorum.
Teşekkürlerimle.

Sabry
26-01-2012, 16:26
Yukarıda, Sn.Çamtepe'nin vermiş olduğu linklerde bahsi geçen hidrofobik kaolin uygulamasıyla don zararını önleme deneylerinde kullanılan kaolin, parçacıkların silikon ile kaplanmasıyla elde edilen hidrofobik (su itici) malzeme. Uygulama zorluğundan dolayı ticari olarak hiç piyasaya çıkmadı.


Sanırım Sn. Soilless birşeyleri kaçırıyor.

Yukarıda Sn Meyvelitepe nin bahsettiği gibi DON a karşı etkili olması için kaolinin silikon veya benzeri bir madde ile kaplanarak bünyesine su almasının engellenmesi gerekir. Bu da ekonomik ve uygulama açısından sorunlu olduğu için ticari olarak kullanılmamaktadır. Ama teori olarak doğru kabul edilir ise burada KALSİNE kaolin kullanmak zorunda değilsiniz. Hatta kaolin kullanmak zorunda değilsiniz. Başka zararsız bir malzemeyi uygun şekilde kaplar ve film oluşturma özelliği verir iseniz kullanabilirsiniz. Pratik ve ekonomik değildir.

Bunları atlayarak " tarımda illede kalsine kaolin kullanmak gerekmiyormuş" noktasına işi getirmek bence Sn. Meyvelitepe ye haksızlık olur.

denizakvaryumu
26-01-2012, 17:11
...

Bunca şeyin üzerine belki şunu itiraf etmem gerekir. Bilgi paylaşmaktan fazlasıyla bıktım, çünkü ruh sağlığım açısından sadece zarar gördüm. Son aylarda bir şekilde önüme gelen, kimini bazı deneylere tabi tutabildiğim bir çok yeni şey oldu. Buna uygulama malzeme ve işçilik maliyetini potansiyel olarak %60-70 arası azaltan kaolin solusyonunun yapısını değiştirmek de dahil. Galiba sonunda sadece bahçemde mutlu olmakla yetineceğim. Gerisinden "bana ne" demek geçiyor içimden.

Bu cümleye gerçekten üzüldüğümü belirteyim.

Galip gelenler hep yanlışları savunanlar mı olacak?!

Zeytinlibahçe
26-01-2012, 19:44
Bunca şeyin üzerine belki şunu itiraf etmem gerekir. Bilgi paylaşmaktan fazlasıyla bıktım, çünkü ruh sağlığım açısından sadece zarar gördüm. Son aylarda bir şekilde önüme gelen, kimini bazı deneylere tabi tutabildiğim bir çok yeni şey oldu. Buna uygulama malzeme ve işçilik maliyetini potansiyel olarak %60-70 arası azaltan kaolin solusyonunun yapısını değiştirmek de dahil. Galiba sonunda sadece bahçemde mutlu olmakla yetineceğim. Gerisinden "bana ne" demek geçiyor içimden.

Böyle düşündüğünüze kesinlikle çok üzüldüm. Bu şekilde siz de yapamazsınız, biz de yapamayız. Takdir eden ediyor.

Farklı sesler de maalesef her zaman çıkacaktır.

sındırgılı
26-01-2012, 20:14
Farkli sesler, dogaldir ve de her zaman olur......... Onemli olan, o farkli seslerle beraber uyum icinde ``Bir `` olmaktir.
Ve, biz maalesef bunu yapamadik.

kenan kırca
26-01-2012, 20:33
http://www.tarim.com.tr/haber/haberdetay/23979-Tarimda_kimyasal_ilac_kalintisina_kil_mineralli_co zum.html

koalin uygulaması ile ilgili bir haber umarım beğenirsiniz

zafersu
27-01-2012, 23:08
Bunca şeyin üzerine belki şunu itiraf etmem gerekir. Bilgi paylaşmaktan fazlasıyla bıktım, çünkü ruh sağlığım açısından sadece zarar gördüm. Son aylarda bir şekilde önüme gelen, kimini bazı deneylere tabi tutabildiğim bir çok yeni şey oldu. Buna uygulama malzeme ve işçilik maliyetini potansiyel olarak %60-70 arası azaltan kaolin solusyonunun yapısını değiştirmek de dahil. Galiba sonunda sadece bahçemde mutlu olmakla yetineceğim. Gerisinden "bana ne" demek geçiyor içimden.

''Bana ne'' dediğinizde bencil olma ihtimaliniz çok yüksek, Sn Meyvelitepe, çok özür dilerim ama size bu sıfat mümkün değil yakışmaz.
Zira baştan beri ''takiptesiniz'' bu şekilde pes edip bırakamazsınız, zira hayatın tamamı bir mücadele, ama ne ile ve ne şekilde olursa olsun!
Kalın sağlıcakla.

denizakvaryumu
28-01-2012, 19:05
Sn.MeyveliTepe
bazen "firavunun filleri" hikayesindeki gibi arkanıza dönüp "gelen var mı" diye baktığınızı anlıyabiliyorum. :)

Merak etmeyin sandığınızdan çok daha fazla takipçiniz var.

Yola devam.....Aksi halde siz de biz de kaybedeceğiz.

Kaolin vs. hikaye...Monsanto gümbür gümbür geliyor :)

soilless
01-02-2012, 22:02
Öncelikle yanıtımın geç olması sebebiyle özür ve saygılarımı sunarım. Çok yoğun bir iş ortamında fırsat bulamadım.

Bu vesile ile


Farkli sesler, dogaldir ve de her zaman olur......... Onemli olan, o farkli seslerle beraber uyum icinde ``Bir `` olmaktir.
Ve, biz maalesef bunu yapamadik.

Sn Sındırgılı'ya teşekkür ediyorum. Evet neden farklı bir ses bu kadar olumsuz olarak algılanıyor. neden tüm değerlendirmeler bir kişiye veya bir ürüne karşı bir olumsuz yorum olarak algılanıyor.

Devamı için bir kaç soru;

kalsiyum karbonat ton fiyatı? kalsine, %90'ı 2 mikron , %85> beyazlık içeren kaolin ton fiyati, kalsine olmayan wet refined kaolin ton fiyatı ? bu özelliklerdeki malzeme fiyatlarına iliişkin bilgi sunulması sanırım bu başlık için yani bu başlığı takip eden üreticiler için iyi olacaktır.

soilless
01-02-2012, 22:13
Bahsettiğiniz dönemde yapılan eleştirilerdeki ürün/ürünlerin haksızlığa mı uğratıldığını düşünüyorsunuz?

En azından bakın, kışın kullanılabiliyorlarmış işte, diyorsunuz gibi algıladım. Kalsine olmadan önce rafine olup olmadığını sorgulasak sanırım daha iyi olacak.

Sn Kaptan,

hangi koşullarda bahçenizi aldığınızı, eşinizle birlikte nasıl bir mücadele verdiğinizi, kaptan köşkündeki bitki/çiçeklerinizle doğaya nasıl bir özlem duyduğunuzu, bahçede kardeş bitkiler mantığı ile sebze yetiştirebilmek için gemide tahta organizasyonu yaptığınızı iyi bilirim. Takdir ederim. ederim de siz nasıl oluyor da algı ile yorum ile yazabiliyorsunuz? bu mesajınıza sebep olan mesajımda hangi ürün veya ürünlerin takipçisi olduğum yazıyor.

Evet kışın kullanıldığı Sn Çamtepe ve de Sn Meyvelitepe de doğruladı. Sizin için burda sorun ne?

Bence kuvvetli olan uygulayıcı yönünüzü kullanın algılayıcı yönünüz iyileştirmeye açık bir alanınız. Lütfen kişisel muhtemel yorum değil bizatihi gördüğünüz ve okuduğunuzu yorumlayınız

Saygılarımla

Zeytinlibahçe
01-02-2012, 22:14
Son mesajımın son cümlesini düzeltiyorum Kaldı ki kışın kullanılacak kaolinin kalsine olmamasının literatürde yeni bir keşif olduğunu zannetmem

Sorun farklı bir ses olmanızda değil, '' yeni bir keşif olduğu söylenmeden sizin bu yönde bir anlam yüklemenizde'' yani konuyu getirmek istediğiniz nokta hoş değil.

Kaolinin kışın kullanılmasına ait konuya getirmek istediğiniz bir katkı var mı?

soilless
01-02-2012, 22:24
Sanırım Sn. Soilless birşeyleri kaçırıyor.

Yukarıda Sn Meyvelitepe nin bahsettiği gibi DON a karşı etkili olması için kaolinin silikon veya benzeri bir madde ile kaplanarak bünyesine su almasının engellenmesi gerekir. Bu da ekonomik ve uygulama açısından sorunlu olduğu için ticari olarak kullanılmamaktadır. Ama teori olarak doğru kabul edilir ise burada KALSİNE kaolin kullanmak zorunda değilsiniz. Hatta kaolin kullanmak zorunda değilsiniz. Başka zararsız bir malzemeyi uygun şekilde kaplar ve film oluşturma özelliği verir iseniz kullanabilirsiniz. Pratik ve ekonomik değildir.

Bunları atlayarak " tarımda illede kalsine kaolin kullanmak gerekmiyormuş" noktasına işi getirmek bence Sn. Meyvelitepe ye haksızlık olur.

Sn Sabry, kaçırdığım konu nedir?

Don zararını önlemeden söz ediyorsak evet. Kalsine olmaması ve bu defa yaz uygulamasının tersine PAR ışınımlarını da olabildiğince yansıtması. Benzer fiziksel özelliklerde kalsiyum karbonat da iş görür. Bunun detayları oldukça uzun, daha sonra yazacağım.

Siz mi kaçırıyorsunuz yoksa ben mi?

Ben kaçırıyorsam özür dileyeceğim.

soilless
01-02-2012, 22:28
Sorun farklı bir ses olmanızda değil, '' yeni bir keşif olduğu söylenmeden sizin bu yönde bir anlam yüklemenizde'' yani konuyu getirmek istediğiniz nokta hoş değil.

Kaolinin kışın kullanılmasına ait konuya getirmek istediğiniz bir katkı var mı?

Sizin hoş yorumlamanız veya hoş değil yorumlamanız sizin düşünceniz. Tekrar soruyorum Sn kaptan, sizin bu mesajınıza vesile olan benim son mesajımda hangi kelime veya cümle Daha önce tartışılan ürün/ürünlerden bahsediyor ya da onları destekler mahiyette bir BU açıklaması yeralıyor.

Lütfen

soilless
01-02-2012, 22:32
Kaolinin kışın uygulamasına getirdiğim katkı çok net ortada ben bu uygulamada kullanılan kaolinin farklı olduğunu vurguladığım için şu an çokça kış uygulaması konuşuluyor. Kaldi ki yazın zararlı zararı/ güneş yanıklığı zararı oranı ile don olayında karşılaşılan zararı da çokça eleştirdiğiniz mesajımda belirtmiştim. Katkı iş BU. Ayrıca kış don uygulamasında farklı bir özellikteki malzeme kullanılabiliyorsa bu malzeme de kalsine olandan illaki daha ucuzdur dedim. İşte katkı BU.

soilless
01-02-2012, 22:50
Dünkü mesajlarımdan da net anlaşılmıştır ki ben yerli üretimin yanındayım. Neden?

1- Teknolojinin ve bilgi paylaşımının bu kadar hızlı geliştiği çalışma hayatımın 22 yılı içerisinde şunun farkına vardım. Dün ulaşılamayan gibi görünen bugün çok rahat ulaşılabiliyor
2-katma değeri yüksek herhangi bir ürünün üretilebilmesi ve geliştirilebilmesi artık hallince kolay
3-Ülkemin insanı madenden çıkarıp, maden tesislerinde işleyip, katma değeri yüksek bir ürün pazarlama şansı var. Teknolojik yatırım olarak kendi ülkemin mühendislerinin ve uzmanlarının 20 yıl önce neler yapamadığını ve 10 - 5 yıl önce neler yapabildiğine örnekler verebilirim.
4- Hiç bir ülke sadece başka ülke yapsın ben satın alayım deme lüksüne sahip değil. Neden benim ülkem katma değerden yararlanmasın ki? İster yerli ham hammaddeyi alır işler satar , ister yabancı ülkeden hammadeyi alır işler satar. Önemli olan katma değeri üretebilmek. Kim katma değeri üretmek istemez?
5- İthal de olabilir rekabetçi ise ama neden yerli de olmasın ki rekbaetçi ise
6- Hangi ürün ilk çıktığından itibaren gelişmemiş ki? Neden AR-GE var ki o zaman
7- Münazara bence hep gelişmenin katalizörüdür. History of civilization dersini nereden, nereye, nasıl gelmişiz diye okuduk. Münazara da olacak, muhalefette olacak ki gelişim devam etsin.

8- hiç kimse hele ki teknnolojinin, sermayenin, bilgi paylaşımının bu kadar iç içe geçtiği bir dünyada bence hiç kimse kesin nokta koyamaz, silemez, çıkaramaz,
9- Bu noktada BENCE Sn Meyvelitepe de Sn Acemi Çaylak da Sn Ensar da bize katkılarına devam etmeli, edeceklerine de inanıyorum.

Saygılarımla

Demişim. Ve hala da bu noktadayım. Bu nedenle BU denilmesine karşıyım. Bence özeti bu.

Zeytinlibahçe
02-02-2012, 11:47
Sn soilless, demek ki siz bir şey yazıyorsunuz ben yanlış anlıyorum, ben bir şey yazıyorum siz yanlış anlıyorsunuz. Anlaşmak zorunda değiliz.

Size kolay gelsiz. Saygılar

MeyveliTepe
03-02-2012, 00:26
... kalsine, %90'ı 2 mikron , %85> beyazlık içeren kaolin ton fiyati, kalsine olmayan wet refined kaolin ton fiyatı ? bu özelliklerdeki malzeme fiyatlarına iliişkin bilgi sunulması sanırım bu başlık için yani bu başlığı takip eden üreticiler için iyi olacaktır.

Çok alakalı olmasa da ülkemiz kaynaklarının durumu ve ithal edilen malzeme hakkında fikir verebilmek için hasbelkader bu konuda da ilgili kurumların yayınladıkları bilgilerden söz etmişiz (http://www.agaclar.net/forum/828768-post264.htm).

Kalite sebebiyle 10-20 USD/ton fiyatıyla ihracat yapıp, 1200 USD/ton fiyatına kadar çıkabilen bedellerle ithalat yapıyormuşuz.

Demişim. Ve hala da bu noktadayım. Bu nedenle BU denilmesine karşıyım. Bence özeti bu.
Sıraladığınız ilk 8 maddeyle neden yerli üretimin yanında olduğunuzu daha önce yazdınız. Üstünden geçen zaman zarfında yazmakla kalmamalıydınız.

Garip olan yerli üretimin karşısında olan kimse yok ama, hala "bu noktadayım" demenin de bir mantığı yok.

Güzel ülkemizin topraklarında bildiğiniz, bulduğunuz, tercihan ikincil sedimantif yataklardan ileri teknolojiye sahip güzel bir yatırım ile üretim yapayım dediniz de elinizi tutan mı oldu? Buyurun, lütfen aynı noktada kalmayın, milletçe minnetar oluruz. Dahası yardımcı da oluruz, bildiğimiz örnek oluşturan yatırımlar var, gider bakarsınız daha iyisini kurarsınız.

Bunu yapmayacaksanız ya da yapılmasını sağlamayacaksanız söylenenlerin de bir anlamı yok.

#721 (http://www.agaclar.net/forum/903993-post721.htm) nolu mesajımda belirttiğim üzere, aylar öncesinden kalsine edilmemiş kaolin ve kalsiyum karbonatın belli koşullarda kullanımının olduğunu söylemişim. Hem de size hitaben. Cevap vermenizi umduğum bir yanıttı size. Son mesajlarınızda değinmemişsiniz, "okumamışım" ya da "algılamamışım" da dememişsiniz. Anladığım kadarıyla yine görmezden gelmişsiniz.

Ha, maksat ağaçlara bir toz atmaksa toz çok. Hepsinin "bir etkisi" olur. Yakın zamanda başka bir başlıkta birisi önceki yıl kireçli bir karışım kullandığını, geçen yıl da kendisine verilen bedava bir malzemeyi kullandığını, bu gibi malzemelere para vermenin anlamsız olduğunu yazıyordu. Bedava malzemeyi ömür boyu hakkettiğine göre kesinlikle haklı. Bedavasını bulamadığında çimento, alçı gibi şeyleri de deneyebileceğini tavsiye ettiydim.


Evet kışın kullanıldığı Sn Çamtepe ve de Sn Meyvelitepe de doğruladı. Sizin için burda sorun ne?

Bence kuvvetli olan uygulayıcı yönünüzü kullanın algılayıcı yönünüz iyileştirmeye açık bir alanınız. Lütfen kişisel muhtemel yorum değil bizatihi gördüğünüz ve okuduğunuzu yorumlayınız

Saygılarımla

Sn.Zeytinlibahçe'ye böyle yazmışsınız. Sn.Zeytinlibahçe, mantık sınırları içinde söyleyebilecek bir şey bulamamış anlaşılan. Adım geçtiği için biraz açıklık kazandırayım, çünkü bahsettiğiniz "algılayıcı yön" hakkında fazlasıyla aklım karıştı.

Sn.Çamtepe herhangi bir şey doğrulamadı. Sadece iki makalenin linkini vererek hidrofobik özellikli malzeme ile ilgili soru sordu. Takiben de açıklamaya çalıştım. Şimdi bir daha hidrofobik malzeme (M96 formülasyonu) nedir, nasıl uygulanır filan gibi bir şeye girmeyeceğim. Nasılsa bir şey ifade etmeyecek.

Benim ise "doğruladığım" değil, "söylediğim" bir şey var. Kısaca etki mekanizması ile birlikte rafine edilmiş ama kalsine edilmemiş kaolinin bitkilerde fotosentezi geciktirerek don zararını (öz su kanallarındaki sıvının donması şeklindeki içsel donmayı) engellediğini söyledim. Bu bir doğrulama değil, burada ilk kez söylenen bir şeydi. Özellikle de odunsu bitkiler için geçerli.

Sn.Çamtepe'nin verdiği linklerde hidrofobik kaolinin en basit anlatımla bitki yüzeylerinde nemsiz ortam sağlaması suretiyle bitkinin buz oluşmadan supercool denilen ısı seviyelerine inmesini sağlayarak özellikle otsu bitkilerin "dışsal" donmasının önlenebileceğini anlatıyor.

Çok alakasız şeyler yani.

Sn Sabry, kaçırdığım konu nedir?

Siz mi kaçırıyorsunuz yoksa ben mi?

Ben kaçırıyorsam özür dileyeceğim.
Açıkçası neyi kaçırmadığınızı merak ettim.


Kaolinin kışın uygulamasına getirdiğim katkı çok net ortada ben bu uygulamada kullanılan kaolinin farklı olduğunu vurguladığım için şu an çokça kış uygulaması konuşuluyor. Kaldi ki yazın zararlı zararı/ güneş yanıklığı zararı oranı ile don olayında karşılaşılan zararı da çokça eleştirdiğiniz mesajımda belirtmiştim. Katkı iş BU. Ayrıca kış don uygulamasında farklı bir özellikteki malzeme kullanılabiliyorsa bu malzeme de kalsine olandan illaki daha ucuzdur dedim. İşte katkı BU.

Bunu da ben "kaçırdım" galiba. Öyle bir farklılığı bize duyurduğunuz, öğrettiğiniz bir şey hatırlamıyorum. Kalsine maliyetinin olmadığı bir malzemenin daha ucuz olacağı muhakkak. İdeal speklerde örneğini de gösterdim. Ben burada bir katkı göremedim.

Madem ki ille bir katkı olsun istiyorsunuz, kaliteli bir yatak bulup üretim yapacak bir yatırım da yapmıyorsunuz. İşte size bir fırsat.

Kaolinin esas kullanımı yaz sezonunda. Güneş ve zararlılardan, kısmen de hastalıklardan koruma, bunu yaparken de bitki gelişimini olumsuz etkilemeyecek, fotosentezi yavaşlatmayacak bir kombinasyon.

Bunu elde etmek için gereken optimum malzeme de rafine, kalsine, %90'ı 2 mikrondan küçük tanecikli kaolin.

Kalsinasyon iki sebeple lazım. Biri, optik özellikler (UV, IR yansıtıp PAR geçirmesi), diğeri nem tutma özelliğini kaybetmesi.

Cevabını ben biliyorum ama yeni bir bilgi paylaşmayacağım nasılsa.

Soru şu: Ne yapılırsa, bu malzemeyi kalsine etmeden optik özellikleri değiştirilip olması gereken değerlere getirilir veya yaklaştırılır? Bunu anlatın ve gösterin bizlere, bir katkınız olsun.

Zeytinlibahçe
03-02-2012, 11:39
Zaman zaman gündeme gelen ''Yerli üretimin desteklenmesi'' konusuna biraz açıklık getirelim.

Şüphesiz ki belirli kriterleri yerine getirmiş, şeffaf yerli üretimi sonuna kadar destekleyip, kullanımına öncelik veriyoruz.

Tamam, yeni doğmuş, emekleyen bir ürünü destekleyelim, nasılsa zaman içinde gelişecektir diyelim. Diyelim de, ürün sahibi daha kendi ürünün yerli olduğunu dair beyanda bulunmamış bir ürüne yerli üretim yakıştırması yapmamız ne derece doğru olur.

Yerli üretim yapan bir üretici sorulan hiçbir soruya ticari sırdır diye cevap vermeyecek mi?

Lütfen çok uzun süren, ağır tartışmaları yaşandığı, dostlukların bittiği bir konuda daha dikkatli olalım.

catikol
03-02-2012, 13:46
Güçlü adsorban özelliği olan killerin kalsinasyon işleminden geçmeden tarımda - hele yüzey kaplayıcı olarak - kullanılması, daha önce de bahsettiğim dioksin, furan gibi kanserojen maddelerin uzaklardan bahçemize taşınmasında rol oynayabilir. 800 derece üzeri ısıl işlemden geçirilen killerde bu risk yok ama nereden geldiği bilinmeyen ve kalsine edilmemiş kaolin kilini yaz veya kış uygularken, tavsiye ederken, bilim çevrelerinden destek alınmalıdır.

Belki buraya bizlere daha fazla bilgi verebilecek kişileri davet etmeli, sorularımızı onlara sormalıyız.

Selamlar.

soilless
04-02-2012, 23:06
yine yoğun yine paylaşım gerektiren bir hafta ve haftasonunda dün biraz inceleme şansım oldu. Çok güzel ve detaylı yanıtlanması gereken mesajlar var. iyi ki var yoksa bu başlığın dinanizmimi kalmaz.

soilless
04-02-2012, 23:30
Bu cümleye gerçekten üzüldüğümü belirteyim.

Galip gelenler hep yanlışları savunanlar mı olacak?!

Sn Denizakvaryumu,

Galip kimdir? mağlup kimdir, Yanlış nedir ve de doğru nedir? Lütfen

Burda savaş ve izm mücadelesi mi var? siz ne zaman galip ne zaman mağlup oldunuz bu sitedeki paylaşımlarınızda?

Temel konu başlıkları veya topraksız tarım konu başlığı altındaki konularda bir çok başlıkda sorduğunuz sorguladığınız mesajlarınızda galip ya da mağlubu mu bulmaya çalıştınız??? yoksa anlamak, öğrenmek, uygulama için en doğruyu keşfetmek için mi sordunuz ya da çeşit çeşit linkler web adreslerini kendiniz için mi yoksa burda paylaşımcılara bu da var demek için mi verdiniz bu web adreslerini?

yoksa bu konu başlığındaki aşağıdaki mesajınızdaki gibi galip ve mağlubu köşenize keçilip tespit etmek için mi verdiniz? merakımdan soruyorum sizi eleştirmek için değil

Konuya yabancı olanlar için

SunShader ve Kaolin Kili | Doğanın ve Toprağın Dostu (http://www.sessizbahce.org/kaolinkiliveinerttozlar/#more-900)

bu linki de vereyim ki kafalardaki soru işaretleri çoğalsın veya azalsın :D

soilless
04-02-2012, 23:32
hem de gülerek

soilless
04-02-2012, 23:52
Sn soilless, demek ki siz bir şey yazıyorsunuz ben yanlış anlıyorum, ben bir şey yazıyorum siz yanlış anlıyorsunuz. Anlaşmak zorunda değiliz.

Size kolay gelsiz. Saygılar

Sn kaptan, ilk cümleniz doğru sonrasına katılmam. Evet ben bir şey yazıyorum siz yanlış anlıyorsunuz

Size de kolay gelsin ama lütfen dostluklarınızı bitirmeyin ihtiyaç duyarsınız, bence. Çünkü şuna inanıyorum burda ben en naçizane katkıyı ben yapıyorum ama çok kişi çok detaylı maddiyata dayalı saha uygulamasından öte literatür katkıları yaptı bunu da biliyorsunuz. Tabii ki takdir sizin.

Ancak Zaman zaman gündeme gelen ''Yerli üretimin desteklenmesi'' konusuna biraz açıklık getirelim.

Şüphesiz ki belirli kriterleri yerine getirmiş, şeffaf yerli üretimi sonuna kadar destekleyip, kullanımına öncelik veriyoruz.

Tamam, yeni doğmuş, emekleyen bir ürünü destekleyelim, nasılsa zaman içinde gelişecektir diyelim. Diyelim de, ürün sahibi daha kendi ürünün yerli olduğunu dair beyanda bulunmamış bir ürüne yerli üretim yakıştırması yapmamız ne derece doğru olur.

Yerli üretim yapan bir üretici sorulan hiçbir soruya ticari sırdır diye cevap vermeyecek mi?

Lütfen çok uzun süren, ağır tartışmaları yaşandığı, dostlukların bittiği bir konuda daha dikkatli olalım.

Yerli üretime ****** açıklık getirelim.

soilless
04-02-2012, 23:53
***** olan kelimem tabii ki idi :)

soilless
04-02-2012, 23:57
yerli üretim ile ilgili ne demişim bir kez daha bakalım. sıkıcı olacak ama sanki ısrar gibi geldi de o nedenle bir kez daha alıntılayalım.

denizakvaryumu
05-02-2012, 00:02
Yerli üretim....keşke olsa.

Normlara uygun yerli üretim var mı?

Sn.Soilless normlara uygun yerli üretim markası sizce hangisi?

soilless
05-02-2012, 00:07
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi soilless
Dünkü mesajlarımdan da net anlaşılmıştır ki ben yerli üretimin yanındayım. Neden?

1- Teknolojinin ve bilgi paylaşımının bu kadar hızlı geliştiği çalışma hayatımın 22 yılı içerisinde şunun farkına vardım. Dün ulaşılamayan gibi görünen bugün çok rahat ulaşılabiliyor
2-katma değeri yüksek herhangi bir ürünün üretilebilmesi ve geliştirilebilmesi artık hallince kolay
3-Ülkemin insanı madenden çıkarıp, maden tesislerinde işleyip, katma değeri yüksek bir ürün pazarlama şansı var. Teknolojik yatırım olarak kendi ülkemin mühendislerinin ve uzmanlarının 20 yıl önce neler yapamadığını ve 10 - 5 yıl önce neler yapabildiğine örnekler verebilirim.
4- Hiç bir ülke sadece başka ülke yapsın ben satın alayım deme lüksüne sahip değil. Neden benim ülkem katma değerden yararlanmasın ki? İster yerli ham hammaddeyi alır işler satar , ister yabancı ülkeden hammadeyi alır işler satar. Önemli olan katma değeri üretebilmek. Kim katma değeri üretmek istemez?
5- İthal de olabilir rekabetçi ise ama neden yerli de olmasın ki rekbaetçi ise
6- Hangi ürün ilk çıktığından itibaren gelişmemiş ki? Neden AR-GE var ki o zaman
7- Münazara bence hep gelişmenin katalizörüdür. History of civilization dersini nereden, nereye, nasıl gelmişiz diye okuduk. Münazara da olacak, muhalefette olacak ki gelişim devam etsin.

8- hiç kimse hele ki teknnolojinin, sermayenin, bilgi paylaşımının bu kadar iç içe geçtiği bir dünyada bence hiç kimse kesin nokta koyamaz, silemez, çıkaramaz,
9- Bu noktada BENCE Sn Meyvelitepe de Sn Acemi Çaylak da Sn Ensar da bize katkılarına devam etmeli, edeceklerine de inanıyorum.

bu mesajıma sn doğasever de hemen bir sonraki mesaj ile altına imza attı. doğrumu dur?

O zaman önce şu kafa karışıklığını çözelim önce yerli üretimden kasıt

1) ülkemiz madenlerinden çıkarılıp işlenip satılmasını,
2) ithal hammaddeyi alıp ülkemiz tesislerinde işleyip katma değer yaratıp satmayı,

anlamalıyız. Benim yukarıdaki mesajımda her 2 şık için de üretim ve katma değer biz de kalsın demişim.

yalışım var mı?