View Full Version : Kaolin (Kaolen) Kili
idris şenol
22-05-2010, 08:36
Sevgili arkadaşlar, kaolin kili tarımda özelikle ağaçlar da ve kısmende olsa sebzelerde kullanılması gerekli organik bir ürün.
kaolin kili nerden nasıl temin ettiğinizi yazarsanız hem yeni kullanıcı arkadaşlar
yardımcı oluruz hem de kullanımı ile ilgili ne gibi avantajlar sağladığnı hep beraber öğreniriz.
Bu güne kadar kaolin kili ile yaptığım araştırmalar, çok dağınık bilgiler, bir kaç yazışmayı buraya ekledim, af buyurun bundan sonra bu başlıkta yazarsak yurdum insanına daha fazla yardımıcı olacağımız kantindeyim :)
saygılarımla
Zeytin (Olea) - Page 45 - agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=634792)
Organik tarımda kullanılması onaylanmış zirai ilaçlar ve bioinsektisitler - agaclar.net (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=17772)
Meyvelitepe: Yaz ortasında nasıl kar yağar? (http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/2009/06/yaz-ortasinda-kar.html)
Meyvelitepe: Organik Bahçe - Nasıl Yapmalı -2 (http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/2009/06/organik-bahce-nasil-yapmali-2.html)
İdris Şenol, forumda dağınık duran bilgileri derleyerek buraya da yapıştırabilirsiniz...
KAOLİN KİLİ
Bitkilerin güneş yanıklığı hasarları, sıcaklık stresi bozuklukları ve zararlı haşere saldırılarından korunmasını sağlayan gözenekli, beyaz, ince koruyucu bir tabaka ile yekpare bitki yüzeyinin kaplanması işlemidir.
Uygulamanın mantığı, sıcak yaz mevsimi boyunca güneşin yakıcı ve kavurucu sıcaklarında etkili ışınlarını yansıtarak koruma sağlayan ve bitkiyi serin tutan hafif, havadar, beyaz bir elbise giydirilmesidir.
İnce örtü kaplama teknolojisinde, kaplama materyali olarak hazırlanan süspansiyon normal bir sprey aletiyle (çeşitli büyüklüklerde atomizer ve pülverizatör ilaçlama aletleri) bitki üzerini kaplayacak şekilde püskürtülür. Uygulamanın tam ve etkili fayda sağlayabilmesi için bitki üzerinde esaslı bir koruyucu örtü tabakası oluşmalıdır. Örtü kaplama işlemi, haşere saldırıları ve aşırı sıcaklar başlamadan önce yapılmalıdır.
UYGULAMA ZAMANI, DOZLAR VE METOD :
Yumuşak çekirdekli meyveler, nar, üzüm, muz, zeytin ve sert kabuklu meyvelerde ilk uygulama; Haziran ayının ilk veya ikinci haftasında tam doz ( % 5’lik süspansiyon: 100 lt suya 5 Kg Sunguard-WP ) diğer uygulamalar ise 2 veya 3 hafta aralıklarla yarım doz ( % 2,5’luk süspansiyon: 100 lt suya 2,5 Kg Sunguard-WP) şeklindedir. Her türlü spreyleme aleti kullanılarak bitkinin dallar, yapraklar ve meyveleri yekpare beyaz örtüyle kaplanır. Uygulamalar hasat dönemine 2 hafta kala kadar yapılabilir.
Sert çekirdekli meyvelerde ise meyve çapı 0,5-1 cm olunca tek tam doz uygulanır. Hasattan 2 hafta sonra yapılacak yaz budamasını takiben hemen yarım doz uygulanır. 2 veya 3 hafta sonra bir yarım doz daha uygulanır.
Hasat sonrası yapılan uygulamalar, gelecek yılda ağaçların daha verimli ve kaliteli ürün vermesinde belirgin etki gösterecektir. Özellikle sıcaklık stresi bozuklukları minimum düzeye düşecektir. Kiraz ve erik de ikizlenme, mahmuz ve derin sutre bozuklukları önlenebilecektir.
Sebzelerde; Baklagiller, domates, salatalık, biber, kavun, karpuz, balkabağı vd. bitkilerde ilk uygulama çiçeklenmeyi takiben yarım doz ( % 2,5’luk süspansiyon) olarak yapılır. Hava sıcaklıklarına göre ikinci bir uygulama yapılabilir.
Havaların serin ve yağışlı olması durumunda uygulama aralıkları uzatılabilir.
Organik tarımda kullanılması onaylanmış zirai ilaçlar ve bioinsektisitler (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=515345&postcount=11)
idris şenol
22-05-2010, 10:51
sayın malina teşekkür ederim
Ağaçlarnet define adası gibi nereyi kazsan bişeyler çıkıyor:))
bu sene ceviz ağaçlarımda kaolin kili uygulamak istiyorum
yanlız kaolin kili adı altında nerden bulabilirim???
birde sungurat dediğimiz maddeyimi bahsediyoruz yağni TÜRKİYEDE sadece bu mu var
kaolin kili diye üreten firmalar varmı?
bu konuda bilgisi olan varsa lütfen yazsın
birde sayın meyvelitepe marka ismi vermemek içinmi sadece kaolinkili diye bahsediyor
yoksa sungurart mı kullanıyor? teşekkür ederim
acemi_caylak
25-05-2010, 08:13
Kaolin kili Türkiye'de 2 firmada var.
Sunguard ürünü için,
http://www.orfeteknik.com.tr/
Surround WP için,
http://www.agro.basf.com.tr
adreslerinden bilgi alabilirsiniz.
Orfe Teknik'ten Turhan bey ile yazışmıştım geçenlerde. İzmir'de bayileri olup olmadığını sormuştum.
Cevaben ürünleri kargo ile ödemeli gönderebileceklerini belirtmiş. Halen geçerli mi bilmiyorum ama aşağıdaki fiyatları verdi .
AGROHUM, 25 Kg lık torba da 30 TL+KDV/Torba
SUNGUARD, 10 Kg lık torba da 35 TL+KDV/Torba
Nu Film (Yayıcı-Yapıştırıcı) 250 gr ambalajda, 15 TL+KDV/adet
Daha önce kullanmadığım için uygulama nasıl yapılacak bilmiyorum ama sadece kaolin kili yeterli olmuyor herhalde.
Kaolinin bitkiye tutunabilmesi için yukarıda belirtilen "Nu Film" adlı yapıştırıcı da gerekli zannediyorum.
acemi_caylak
08-06-2010, 08:41
Sn. Smyrna,
Evet kaolin kilini Nu Film ile kullanırsanız, yapraklara yapışması sağlanmış olur ve uzun süre kalıcı olur.
Biz 1 tona 35 Kg kaolin kili ve 2 litre Nu Film kullandık.
Teşekkürler. Soru aşamasındayken cevabı geldi.
hbayraktar
15-06-2010, 13:23
Kaolin kili ile gelen açıklamalarda ve net te baktığımda sebze ve meyvelerden basınçlı su ile arındırıldıktan sonra tüketilmesi gerektiği belirtiliyor, ev kullanıcıları için yenebilen bitkileri sadece yıkamak kaolin kilinden arındırır mı?
idris şenol
18-06-2010, 18:18
arkadaşlar kalolin kilini uygulama zamanı tam şimdi
http://www.batem.gov.tr/yayinlar/bilimsel_makaleler/meyvecilik/kezban/kezban3.pdf
acemi_caylak
19-06-2010, 19:13
Sevgili Sındırgılı,
Bildiğin gibi değil. Ensar kaolin kilini kendisi yapmış zaten.Hep diyorum ya biz teoriyle uğraşıyoruz, Ensar pratiğe hemen döküyor. Yakında organik gübre planıda var.
Kaolin kilinin bugün denemeleri yaptık ağaçlarda ve oldukça başarılı oldu. Kendiside fotoğrafları ekleyecektir. Bu yüzden kaollin kiline ben talibim.
Sevgiler.
Sevgili Sındırgılı,
Teklif için teşekkür ederim. Acemininde belirttiği gibi ben kendim yerli üretim, kaolin kili + organik gübre ve kükürt içeren bir karışım hazırlayıp (tüm komponentler yerli üretim olup kendimize aittir) ağaçlara bugün uyguladık. Gübremizin etkilediği cevizin yapraklarına dikkat. Gören hormonlu sanıyor. Oysa tamamen kendi sıvı gübremizin mucizesi.
Resimler aşağıda.
Sevgiyle kalın
154327
154328
154329
154330
154331
Kaolin uygulama fotoğrafları.
154332
154333
154334
154335
154336
Kaolin kili uygulayan arkadaşlar; Amerikan Tarımsal Araştırma Merkezinin konuyla ilgili bir yazısıyla başka bir konuya bakarken karşılaştım. Linkini veriyorum.
http://www.ars.usda.gov/is/pr/2000/001101.htm
Zeytinlibahçe
21-06-2010, 23:07
Arkadaşlar selamlar
Aliaga da yaptığımız uygulamalar bir çok kişinin ilgisini çekmekteydi, bizde kendilerine elimizden geldiğince doğal yetiştiricilik konusunda yardımcı olmaya çalışıyorduk. Kazandığımız bir kişi bile bizi çok memnun ediyordu, bu çalışmalar yerel basınında dikkatini çekmiş olacak ki kaolin hakkında arkadaşlarımızla ve eşimle yapılan röpörtaj aslında misyonumuzu iletmek açısından doğrusu bizim için bir fırsat oldu.
Bir kaç basın organınca yapılan röportaj ve uygulama çekimlerinden ilki yerel bir basında yayınlanıp, bazı zeytin yetiştiriciligi portallarıncada paylaşıldı.Bizde bu haberi sizlerle paylaşmak istedik.
'Çevreci kaolin' zeytincinin umudu Haziran ayında sanki zeytinlere kar yağdı.
Yetiştirdikleri her üründe zararlı haşerelere karşı kaolin kili kullanan Aliağalı çitçilerden Selma Dükel, Hüseyin Var ve Halil Önen, hem daha kaliteli ürün elde ettiklerini, hem de çevreye sıfır zarar verdiklerini söylüyorlar.
Aliağalı çiftçiler, hammaddesi ülkemizden çıkarılıp ABD'de işlenen kaolin kilinin ülkemizde işlenip, yaygın bir şekilde üreticilerin kullanımına sunulmasını istiyorlar.
Aliağa EKSPRES
Çanakkale, Balıkesir, Kütahya illerinde zengin ve kaliteli olarak rezervi bulunan ve yaygın olarak porselen yapımında, diş hekimliğinde kullanılan kaolin kili, bu kez organik tarım yapanların vazgeçilmezi haline geliyor.
Kaolin kilini iki yıldır başta zeytin sineğine karşı mücadele olmak üzere bir çok tarım ürününde kullandıklarını ve büyük başarılı olduklarını belirten Aliağalı çiftçiler Selma Dükel, Hüseyin Var ve Halil Önen, hammaddesi tamamen ülkemizde çıkarılan bu maddenin, imalatında ülkemizde yapılarak üreticilerin tüketimine sunulmasını istiyorlar.
KAOLİN KİLİ NEDİR
Kaolin kilinin Çin'in Kaolin bölgesinde bulunduğu için bu adı aldığını belirten Aliağalı zeytin üreticisi Halil Önen, “Türkiye'de arı kil (yani saf) olarak bilinir. Granit kayalardan elde edilen bir beyaz kil türüdür. Porselen yapımında yaygın olarak kullanılır. Türkiye'de Çanakkale, Balıkesir, Kütahya illerinde zengin ve kaliteli olarak bulunur. Nasıl Çin porseleni meşhursa Çanakkale ve Kütahya yörelerinden çıkan kaliteli kil ile bu yörenin porselenleri meşhurdur. Bu madde ayrıca kaliteli kağıt yapımında ve dişçilikte kullanılır” bilgisini verdi.
Zeytinde kaolin uygulamasını 'www.agaclar.net' internet üyesi Meyvelitepe'nin Kocaeli'de kendi bahçesinde ilk defa uygulamasının ardından Türkiye'de bazı zeytin üreticileri kullanmaya başladığı bilgisini de veren Halil Önen, Aliağa'da zeytin üreticisi 'www.agaclar.net' üyesi eşi Ayhan Dükel ve Hüseyin Var'ın da zeytin bahçelerinde kaolin uygulaması ile doğal zeytin yetiştiriciliğine başladıklarını söylüyor.
Türkiye genelinde 'doğal yetiştiricilik tarım yapanların internet ortamında örgütlendiği ve bilgi paylaştığı 'www.agaclar.net' portalında yenilikleri ve bildiklerini paylaştıklarını, üreticiler aynı sitede 'Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği' sayfası da oluşturarak Türkiye genelinde doğal yetiştirilen ürünleri nasıl pazarlayacaklarının da çalışmasını yaptıklarını belirten Halil Önen, bu site üyesi üreticilerin birinci koşulunun yaptıkları tarım üretiminde kesinlikle kimyasal (zehirli) ilaç kullanmamak olduğunun altını çiziyor.
KAOLİN KİLİNİN TARIMDA ÖNEMİ:
İki yıldır kaolin kilini zeytin ağaçlarında kullandığını belirten Aliağalı çiftçi Selma Dükel de, kaolin kilinin tarımdaki önemini ise şu şekilde özetliyor;
“Kaolin kili, başta kovucu ve caydırıcı özelliğinden dolayı zeytin sineğinin meyve üzerindeki zararlı etkisini azaltıyor. Özellikle zeytin ağaçlarını, şok sıcaklarda güneş yanığından koruyor.
Meyvede albeni oluşturuyor. Başka organik ürün ilaçları ile birleştirilerek uygulanabiliyor.
Doğal bir ürün olduğundan, başta insan olmak üzere hiç bir canlıya zarar vermiyor.
Zeytinde verimliği ve kaliteyi artırıyor. Zeytin yağındaki asit oranını düşürüyor. Bunun yarı sıra topraklarımıza hiç bozmadığı gibi kalitesini artırıyor.
Bu nedenle:
Zeolit (klinoptilolit), Leonardit, EM (etkin mikroorganizmalar), Bukashi, kompost (bahçe artıkları ve hayvan gübreleriyle) uygulamaları yapıyoruz” diyor.
'HEM VERİMİ ARTTIRIYOR, HEM DE KALİTEYİ'
Aliağa Güzelhisar Ovası'nda 570 ağaç zeytin ağacının bulunduğunu belirten Selma Dükel, “Geçen yıl tüm Ege de zeytin sineği zararlısının çok etkili olduğu bir yıl olmasına ve bir çok zeytin yetiştiricisinin çok zarar etmesine rağmen biz geçen yıl ilk defa kaolin uyguladığımız ağaçlarımızdan son derece büyük başarı elde ettik. Çok kaliteli zeytin yağı elde etmemizin yanında, sofralık zeytinlerimiz hem daha büyük hem daha lezzetli ve ince kabuklu oldular” dedi.
'ÇEVREYE ZARARI SIFIR'
Bugün, ülkemizde zeytin ve diğer tarımsal ilaçlamasında yaygın olarak kimyasal (zehirli) ilaçların kullanıldığını ifade eden Selma Dükel, “Bugün atılan zehiri alan bir böcek zehirleniyor, zehirli böceği yiyen kuş zehirleniyor. Meyveyi yiyen insan zehirleniyor. Bakın artık uğur böceği bile kalmadı ortalıkta. Bunun sebebi de zehirli zirai ilaçlar. Bizim kullandığımız kaolin kilinin hiçbir canlıya zararı yok. Öldürmüyor, sadece kaçırıyor” diyerek, kaolin kilinin son derece organik ve çevreci bir madde olduğunu bir kez daha vurguladı.
KAOLİN NASIL ELDE EDİLİYOR.
Selma Dükel, madde hakkında da şu bilgileri verdi;
“Kaolin kili, Türkiye'de doğal olarak bulunan bir madde. Bu ABD'ye gidiyor, burada yüzde 95 saflıkta, 2 mikrona kadar küçültülerek tekrar Türkiye'ye geliyor. Bu ülkemizde işlenebilseydi çiftçiye bir torbası üçte bir daha ucuza gelirdi. Ama ABD'de işlenip gelmesi çiftçiye üç kat daha pahalıya mal oluyor. Organik tarımın (doğal yetiştiricilik) temel taşlarından olan kaolinin Türkiye'de kurulacak tesislerde üretilerek, çiftçinin kullanımına sunulması, hem çevrecilik açısından hem de ekonomi açısından son derece faydalı olacaktır” diyerek, söz konusu maddenin yaygınlaşmamasının büyük ilaç firmalarının engellemesi olduğunu da ima etti.
Selma Dükel, son olarak “Bu yıl kaolinle beraber ilk defa ağaçlarımıza mikro zeolit (klinoptilolit) uygulamamızda olacak umarız elde edeceğimiz başarıyla, bunu da Türk tarımına kazandırırız” dedi.
Kanyak: Aliağa Ekspres Gazetesi (http://www.aliagaekspres.com.tr/detay.asp?id=4427)
denizakvaryumu
22-06-2010, 07:43
Tebrikler...
Herşeyiyle dörtdörtlük bir haber olmuş.
Bakalım klino dan nasıl bir sonuç alınacak?
MeyveliTepe
22-06-2010, 09:14
Tebrikler. Bölgesel bir yayın ama sanırım o civardaki yetiştiricilere ulaşıyordur. Bu sezon artan sayıda uygulanması ve sonuç alınmasıyla zehirsiz ve kurtsuz zeytin artık geri dönülmez bir şekilde tüm ezberleri bozacak. Çok keyif verici bir durum :)
İmkan olsa da ege'deki kaolin kullanımını sonuçlarıyla birlikte izleyebilsek.
acemi_caylak
22-06-2010, 12:32
Ayhan Bey,
Böyle bir çalışma süper olmuş. Ellerinize sağlık.
Dogasever
22-06-2010, 13:40
Ensar ve Ayhan Beylerin güzel çalışmaları için emeği geçen herkesin eline sağlık! Ayhan Beylerin bu haberleri ulusal basına da mutlaka taşınacaktır. Artık, tüm yurt genelinde zehirsiz tarım kesinlikle hayal değil. Tekrar herkese sonsuz teşekkürler.
omer.tuncer
22-06-2010, 17:51
bu gunki hurriyet ege ilavesinde haberin kopyasi yayinlandi
http://www.hurriyet.com.tr/ege/15095552.asp?gid=142&srid=3540&oid=6&l=1
Zeytinlibahçe
22-06-2010, 21:55
Arkadaşlar teşekkürler
Basının ne kadar güçlü bir iletişim aracı olduğunu bir kez daha anladım, bugün yakın çevremizde haberi okuyup,konu hakkında daha geniş bilgi almak isteyen onlarca üretici
bizleri gerçekten çok sevindirdi, misyonumuz belli ''kimyasallardan, zehirlerden uzak yetiştiricilik'' bu konuda daha yapacaklarımızın başındayız.
Halil beyle yapılan geniş kapsamlı bir söyleşi ulusal bir tv kanalının çevreyle ilgili bir proğramında önümüzdeki günlerde yayınlanacak, detayları belli olunca paylaşırız, resim çektirmekten imtina eden halil bey bu sefer kaçamadı:)
Ensar beyin de çok güzel çalışmalar yaptığını biliyorum, uygulamaları hakkında acaba bizi biraz daha bilgilendirebilirmi? kaolini nasıl oluşturdu, nasıl uyguladı?
saygılar
Halil Önen
22-06-2010, 22:58
Bir destek de, bir dost siteden; toprak, onur ve yaşamın, Karasaban' ından...
http://http://www.karasaban.net/kaolin-kili-zeytincilerin-umudu-oldu/
Dostlar,
Ben sevgili Acemi çaylak ile beraber yaklaşık bir ay önce ticari olarak satılan tarımsal kaolin kili almak için buyük bir firmanın bayisine gittiğim de 12.5 kg lık bir torbaya 65 tl istenince Aliye döndüm ve bunu kendim yapacağımı söyledim.
Bizim çiftçimiz bu maliyeti karşılıyamıyabilir diye düşündüm.
Seramik hammadeleri üreten bir kuruluştan yaklaşık 100 kg kadar 30 mikrona öğütülmüş kaolin aldım. Aldığım toz kaolinin içinde ki 1- 10 mikron arası büyüklükteki kaolini ayrıştırmaya çalıştım. Çok başarılı olamadım ( bu bu boyuttaki partikülleri ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ayrıştıramıyacağım demek değil ) ama genede 15 mikron altındaki kaolin tozunu uygulamaya karar verdim.
120 Litre suya 10 kg kaolin tozu +200 gr Kükürt + 50 cc EMA kattım ve birazda rüzgarlı bir havada ceviz, aronia. badem ve erik fidanlşarına uyguladım.
Uygulamadan iki gün sonra çok ince bir yağmur serpintisi oldu çok fazla bir yıkanma olmadı.
Acemi çaylak ziyarete geldiğinde kaolini kimden satın aldığımı sordu bende kendisine nasıl yaptığımı anlatttım ve berabercede uygulama yaptık.
Son iki gündür kesik kesik ama oldukça şiddetli yağış oluyor yıkanma ciddi boyutlara ulaştı. İlk fırsatta ticari olarak satılan ürünlerden alıp aynı şartlarda uygulayıp karşılaştırma yapacağım vede sonuçları bildireceğim.
Bildiğiniz gibi sadece kaolin değil ayrıca mikrobial gübre ve enzim üretimi ilede ilgileniyorum. Yaptığımız ürünleri kendi bahçemde ve kendimizde deniyoruz.
Ürünlerimizi uyguladığımız cevizin yapraklarının fotoğrafları bence Sarıcan ile Acemi çaylağın bu konuda ne kadar başarılı olduklarının kanıtı. İnanın ticari olarak satılan sıvı gübrelerden hiçte aşağı kalır tarafı yok ama kesin sonuçların alınması için biraz daha beklememiz gerekiyor.
Emin olduğum bir şey var ki UBYİ olarak, sadece bitkileri yetiştirmede değil, yerli organik teknolojiyi geliştirmede de gereken özeni göstereceğiz.
Sevgiyle kalın,
MeyveliTepe
24-06-2010, 07:58
Kaolin uygulaması sırasında reçine esaslı yayıcı yapıştırıcı kullanılması beyaz filmin yağmura ve rüzgara karşı olan direncini defalarca kere arttırıyor. Hoş, bu haftadaki yağmurlara ne yapılsa dayanmazdı.
Verdiğiniz bilgiye göre tarımda kullanılabilir kaolinin iki kaynağı arasında çok ciddi bir fiyat farkı var görünüyor.
acemi_caylak
24-06-2010, 08:21
Sevgili Ensar,
Geçen hafta kaolin kilini görünce öyle şaşırmıştım ki. Çünkü bu kadar kısa sürede üretebileceğini düşünememiştim. Ancak azmin eliden hiç bir şey kurtulmuyor. Tıpkı köy enstitüleri gibi. Onlar binbir yokluk içinde bir mucizeyi başardılar. UBYİ neden bunu başaramasın ki.
Gübre konusunda, gelişmeleri bizzat yaşayan ve işin içinde birisi olarak, çiftçilere ucuz organik ürünlerle nasıl daha verimli bitki yetiştirilebileceğimizi göstermeye geldi sıra diye düşünüyorum.
Selamlar.
denizakvaryumu
24-06-2010, 08:25
120 Litre suya 10 kg kaolin tozu +200 gr Kükürt + 50 cc EMA kattım
Sn.Ensar
Kükürt olarak hangi ürünü-markayı kullandınız?
yasarugur
24-06-2010, 09:46
Sn.ensar fotoğrafta görülen ceviz fidanı yaprağıyla orantılı büyüklükte meyve yaparsa dünya rekorlarını alt üst edecek gibi görünüyor,emekleriniz karşılığını almış.
Ensar beyin resimlediği yeni aşılanmış bir ceviz aşısı, kök gelişimini yapmış bir kaç yıllık bir ağaca yapılan aşılarda bu gelişim olur normaldir, bunu başka bir şeylere bağlamak çokta doğru değildir, verilen gübrelerin tabi ki etkisi vardır ama bu kadar iyi gelişim göstermesinin tek nedeni iyi kök yapısıdır, bu gibi durumlarla oldukça sık karşılaşırım, hatta bende de var üstelik üzerinde ceviz bile var.
Kaolin kilini bu yıl bende denedim sonuçlarını hep beraber göreceğiz inşallah iyi sonuçlar alırız, kaolin kilini attıktan sonra fotoğraflayamadım, oldukca fazla yağmur hatta dolu yağdı bahçeye gidip bir durum analizi yapmak şart oldu, fotoları paylaşırım.
Resim çekmek için bahçeye gittiğim de vurulmuşa döndüm, yağan dolu bahçeyi mahfetmiş, yağan dolu çok iriymiş, bir cevize yedi sekiz tane isabet etmiş, filizleri kırmış, üzüm, kavun, karpuz, tomates, kabaklar ne varsa yere indirmiş.
155560
155561
155562
155563
155564
Kavun karpuzlar
155565
Kabaklar
155566
Asma
155567
Asmadan yere inenler
155568
Gojilerim
155569
Bu kadar afet'e göre kaolin kili doğa ile mücadelesini sürdürmüş
155572
155573
155574
155575
idris şenol
24-06-2010, 15:43
Kaolin kili uygulayan arkadaşlar; Amerikan Tarımsal Araştırma Merkezinin konuyla ilgili bir yazısıyla başka bir konuya bakarken karşılaştım. Linkini veriyorum.
http://www.ars.usda.gov/is/pr/2000/001101.htm
Çeviri sonucu:
--------------------------------------------------------------------------------
1 Kasım - Yarının bahçeleri üzüm bağları ve Mineral Kaplama Could Cut Kimyasal Kullanım Tarım By Judy McBride 1 Kasım 2000 KEARNEYSVILLE, W.Va. - hatta sıra bitkileri - görünüm hayalet olabilir var bir, Tarımsal tarafından temelli önderliğinde çalışmalar Araştırma Servisi bilim adamları. Araştırmacılar İstasyonu ARS's Appalachian Meyve Araştırma. içinde Kearneysville, W. Va ve ortak bir kaplama vardır kontrollü böcekler ve yansıtıcı bir beyaz örtü ile hastalık ve engel güneş yanığı ve ısı stresi bitkileri ağaçları, üzüm ve sebze meyve özel işlenmiş kaolin - kil türü. "Kooperatif araştırma ve Iselin gelişimi arasında ARS ve Kurumlar Engelhard, NJ, market ürünleri hiç doğru isabet tarım çok yönlü en arasında üretim kaolin tabanlı ürünler verebilir olmak çevirmek dışarı," dedi ARS yönetici Floyd P. Horn. Ajans koludur ABD araştırma Bölümü Tarım baş. Ve burada kaolin kullanımlar için bitmeyen filmler, ARS göre toprak bilimci Michael Glenn uygulamaları tarımsal olmuşlardı tasavvur çok ve Engelhard işbirliği ile başlattı.Ve kaolin filmleri için kullandığı burada, ARS göre bitmeyen toprak bilimci Michael Glenn onların tarım uygulamalarının birçoğunun tasavvur ve Engelhard ile işbirliği başlattı. O ve coinventor Gary Puterka için bir taşıyıcı görmek kaolin potansiyel sadece feromon hakkında herhangi bir kimyasal kullanılan çiftlik - pestisit, herbisit ya. "It" gibi olabilir görev dağılımı daha olsun bir matris için beklemeye kimyasal veya bitkisel toprak ve dedi Puterka bir böcekbilimci. "Daha da yüzde 50 ile aktif madde azaltabilir olmak muktedir." Son patent başvurusu ortaklaşa ARS tarafından yayımlandı ve Engelhard kaolin kullanımının bu kapsamaktadır. Ilk ticari ürün - Surround Crop Koruyucu - 1999 gittiğini piyasa armut yetiştiricileri sonra o armut psylla, dayanıklı pestisit giderek yıkıcı bir böcek kontrol öğrendim. Bu yıl, Engelhard WP Surround olarak adlandırılan yükseltilmiş buna bir formülasyon wetable toz. Beri kaolin bariyer bir fiziksel, bu bölgelerde yağışlı bir fizibilite onun olmalı yeniden uygulanır sınırları şiddetli yağmur, bir veya daha sonra büyüme kapak yeni.bariyer yana fiziksel kaolin bir, bu bölgelerde yağışlı bir fizibilite onun olmalı yeniden uygulanır sınırları şiddetli yağmur, bir veya daha sonra büyüme kapak yeni. Bununla birlikte, orta Atlantik kuraklığın 1999 şiddetli bahçelerinde film kaolin avantaj başka kanıtladı. Tedavi Empire ağaçları, elma yüzde 17 meyve dışında tedavi edilmezse ağaçtan daha büyük - hatta sulu edildi ağaçları ortalama üretilen dedi Glenn. Ve meyve sayısında hiçbir kaybı oldu. Sekel armut farklı tepki biraz: Film kaplı ağaçlar boy meyve zararı ile meyve sayısı ikiye katlandı. Glenn ışınları açıkladı ki özel işlenmiş kaolin ultraviyole sıra yanan ceket yansıtan ısıtma kızılötesi dalga boylarında gibi. Bu yetenek bir yakıcı güneşin altında ağaç serin tutmak için that's artar verim.
yasarugur
24-06-2010, 19:30
Geçmiş olsun sn Lilium, kendi ağacım gibi imrenerek baktığım ve her gelen arkadaşıma bakın ceviz fidanı böyle olmalı,şekil budaması ,verim budaması nasıl olmalı öğrenmemiz gerekir ,diye örnek gösterdiğim bahçeyi ve ağaçları dolu ne hale getirmiş.Üzüntünüzü paylaşıyorum.
Sayın Lilium, geçmiş olsun.
Teşekkür ederim arkadaşlar, doğa olayı elden bir şey gelmez.
Bilemiyorum batıl inançmıdır ama ben neyi çok seversem neyin üzerine çok düşersem mutlaka başına bir iş gelir, çok sevmemek mi gerekiyor diye düşünüyorum.
süleyman girgin
25-06-2010, 23:33
Menemen ovasına yağan yağmur ve dolu da çiftçiyi büyük zarara uğrattı. Domatesin ilk dikildiği haftalarda yağan dolu ve yağmur çifçinin canını fena yaktı. sadece domateste deil çeşitli meyve ve sebzelerde bu görüldü ve hiç kimse bi önlem alamadı bunun bi daha tekrarlanmaması çiftçilerin en büyük temennisi yoksa çiftçiler bi darbede üzümden alabilir.
Sn.Ensar
Kükürt olarak hangi ürünü-markayı kullandınız?
Sn Denizakvaryumu,
Biraz geç oldu ama sorunuz gözümden kaçmış,
syngenta nın thioviti mevcut idi onu kullanmıştım. Kaolini 5 mikron altında tane büyüklüğünde olanlarından edinebildim.
Yarın hava durumuna göre farklı kükürtler ve yapıştırıcılarla deneyeceğim.
Sevgiyle kalın
Halil Önen
30-07-2010, 21:56
Bu yazıyı Ensar Bey' in sayfasında yazmalıydım _belki yine yazarım_, ancak Sn. Ensar Bey' in kendi ürettiği ve 3 de 1 ucuza gelen kaolini üretmesi ve bana gödermesi dolayısı ile buraya yazıyorum. Ensar bey bunu hak ediyor.
UBYİ bahçeleri olarak kaolilnimizi bulmuş oluyoruz. Teşekkürler Ensar bey.
163494
Bu bana Ensar beyin kendi imal ettiği 2 ile 5 mikron arası ilcelttiği odukca ucuz kaolin kili.
163495
Su ile karıştırdım. Dibte bir az tortu kaldı. Tekrar su ilave ettim, hepsi eridi.
163496
16 litereli sırt tulumbasına koydum. Tekrar karıştırdım. Bir saat kadar beklettim. Hani dibe çöker mi ve tulumbayı tıkar mı ya da atması zor olur mu diye.?
Olmadı. Gerçeğinden farksızdı. Rengi bir az sarıydı. Kürkürt karıştırmıştı Ensar Bey ondan mıdır diye sordum değilmiş. Ama ağaçlara attığımda bembeyazdı.
Ha unutmadan yapıştırıcı olarak sadece 15 adet kaesme şeker kullandım. Kesme şeker , toz şekere göre daha iyi yapıştırcı bunu öğrendim.
163499
Armutta kullandım...
163500
Bir daha armutta kullandım.
devam...
Halil Önen
30-07-2010, 22:29
Tek bir ağacım vardı. Kardenize inat zar zor yetiştirmiştim.
Findukta denedim.
163501
Tabii zettinlere atmazsam olmazdı. Kaolin onlarda Ege sıcağında güneşten koruyor ve özellikle Gemlikte ince kabuk yapıyordu. Hemde Zeytin sineğine etkiliydi.
163502
İşyerini girişnde bir tane garip gülüm vardı, hadi oanda kullanayım dedim.
163506
Üzümde kullanamamak olmazdı. Üzüm bahçelerinde büyüdüm.Onun herşeyini severim.!
163508
Ve domatesye denedik. İki sırasıda. Hal ci bu beyazlık ne böle desede ve Semt pazarına gelen, beyazlığı görünce yan çizen tüketiciye inat _ ki bu konuda mutlaka bilgilendirilmeli_ kullandık.
Evet toprağı bizden giden taaa ABD de işlenerek gelen,10 kg. 44 tl. ye mal olan bu ürünü 3 de bir fiatına kullanmak oldukca keyifliydi.
Özellikle üzümde ve domateste çok sık rastlanan ve korunması zor olan güneş yanıklığı için çiftcimiz bu ürünle tanışır.
Birde şu Dünya' nın en kaliteli ve pahalı doğal ürünü olan Solucan gübresini ucuza getirirsek bu UBYİ' nin ikinci başarısı olacaktır.
Buradan sevgili iş adamı _aslında yaşam adamı_Ensar Bey' göz kırpıyorum.(Daha tanışmamız olsamda)
Saygılar.
MeyveliTepe
30-07-2010, 22:47
Ensar bey yazmışmıydı görmedim. Kaolini bu incelikte öğütmeyi nasıl başarmış? Okuduğum makalelerden birinde kaolinin 1930'lu yıllarda 60-70 mikronla (yanlış hatırlamıyorsam) denendiği ve tanecik büyüklüğünden dolayı başarılı olmadığı yazılı idi. 2002 yılında başka bir teknik ile 2 mikron'a inince (herhalde 5 mikron da iş görür diye düşünüyorum) tekrar denenmiş ve başarılı olduğu görülmüş.
Bu arada mikronize klinoptilolit denemesini durdurdum. Tanecik boyutları standart değil. Tortu bırakıyor ve kaoline göre özgül ağırlığı çok yüksek. Kaolinin etki mekanizmasında özgül ağırlığınn düşüklüğü ve tanecik boyutu birlikte en önemli rolü oynuyor.
Halil Önen
30-07-2010, 22:58
Ensar bey yazmışmıydı görmedim. Kaolini bu incelikte öğütmeyi nasıl başarmış? Okuduğum makalelerden birinde kaolinin 1930'lu yıllarda 60-70 mikronla (yanlış hatırlamıyorsam) denendiği ve tanecik büyüklüğünden dolayı başarılı olmadığı yazılı idi. 2002 yılında başka bir teknik ile 2 mikron'a inince (herhalde 5 mikron da iş görür diye düşünüyorum) tekrar denenmiş ve başarılı olduğu görülmüş.
Bu arada mikronize klinoptilolit denemesini durdurdum. Tanecik boyutları standart değil. Tortu bırakıyor ve kaoline göre özgül ağırlığı çok yüksek. Kaolinin etki mekanizmasında özgül ağırlığınn düşüklüğü ve tanecik boyutu birlikte en önemli rolü oynuyor.
En son bana bir değirmenci!:) buldum 5 mikronun altında ilçeltmeyi başardık demişti, göndermeden önce...
Klinoptilolit tozunu bizede denedik. Tarala koyduk. Traktörle atmak için. Çöktü kaldı. Pompa çalışmadı. Hepsini dökmek zorunda kaldık.
Dediğiniz doğru. Müdür Bey ve Selma ile denemiştik.
Ancak bu ürnünde çok iyi. Keşke onuda pompalarla atılacak duruma getirseler.
[QUOTE=MeyveliTepe;678299]Ensar bey yazmışmıydı görmedim. Kaolini bu incelikte öğütmeyi nasıl başarmış?
Sevgili Meyvelitepe,
Benim yaptığım iş seperasyon, öğütme ortamından küçük partiküllerin alınmasını sağlamaktı. Sanırım başarılıda olundu. Arzu ederseniz sizede denemeniz için gönderebilirim.
Sevgili Halil,
Şu taşınma işim bitsin tanışmayı gerçekleştireceğiz. Eğer büyük bir aksilik te olmazsa kışa girerken ciddi, miktarda solcanla solcan gübresi üretiminide başlatacağız. Şimdilik muhtemel fiyatının mevcut piyasada satılanların çok altında olacağını düşünüyorum.
Sevgiyle kalın
ahmet salih
02-08-2010, 16:11
SN;Halil önen kolay gelsin kaolin işinede el atmışsınız. kaolini hep denemek istedim bir türlü fırsat olmadı.Kesme şekerle yapıştırma yeterli oluyor mu?, yoksa her yağmurdan sonra tekrar uygulama mı yapıyorsunuz. Sn meyvelitepe'nin uygulamaları başarılı sonuçlar vermişti . Sizin yerli kaolin de sonuçlar nasıl?..Zeytin fidanlarımı unutmadım bir ara uğrayacağım. Bu arada Sn ensar arkadaşımızı da tebrik ederim.
Halil Önen
03-08-2010, 01:40
SN;Halil önen kolay gelsin kaolin işinede el atmışsınız. kaolini hep denemek istedim bir türlü fırsat olmadı.Kesme şekerle yapıştırma yeterli oluyor mu?, yoksa her yağmurdan sonra tekrar uygulama mı yapıyorsunuz. Sn meyvelitepe'nin uygulamaları başarılı sonuçlar vermişti . Sizin yerli kaolin de sonuçlar nasıl?..Zeytin fidanlarımı unutmadım bir ara uğrayacağım. Bu arada Sn ensar arkadaşımızı da tebrik ederim.
Ahmet Bey, yerli ve ucuz kaolin işini ve hatta ucuz solucan gübresi işini, Ağaçlar.net UBYİ bahceleri adına Sn. Ensar Bey' in üzerine yıktık:). O bu konululada deneyimli ve iyi biliyor.
Kesme Şeker toz şekere göre daha iyi yapıştırıcı. Ben özellikle şeker harici yapıştıcı kullanmadım. Yaprakta ve meyvede tutunmasını denemek için.
Resimlerde de görüldüğü gibi ithal kaolinden farkı yoktu. Yarattığı beyazlık ile de farksızdı.
Bence sadece üretcinin kaoline alışması kalıyor.
Ayhan Bey ile ithal kaolini uyguladığımızda yapıştırıcı+toz şeker de kullanmıştık. Ancak sert yağmurlar etkiledi ve tekrar kullandık. Normal yağmurlarda yapıştıcını etkisi güçlü. İkinci uygulama gerekmiyor.
Benim denemenden sonra yağmur yağmadı.
İthalin kaolinin pahalı olması elbette _yağmurdan dolayı_ üreticiyi olumsuz etkiler.
Ancak yerlisinin 3 de 1 ucuz olmasıda tekarlama pek etkilemez.
En azından ağacın gövdesini _budama sonrası sorundur _ ve meyvesini güneşten koruyor, özellikle Ege sıcaklarında Gemlik çeşidinin kalın kabuk geliştirmesine engel oluyor.
Gemliği kalın kabuğunda dolayı_Gemlik yöresine göre_ daha çok tuz kullanıyorsun. Bu da hem tuzluluğu arttırıyor hem de tanenin suyun aşırı kaybına yol açıyor.
Dediğim gibi Gemlik (Trilya) o yörenin zeytiniydi. İklimi Ege sıcağına göre farklıydı. Orada kalmalıydı. Tüm bunlar hesaplanamdan teşvikler verildi ve buralarda yaygınlaştı.
Her yıl yerim vermesi üretici tarafından tercih edildi. Hala bu hatalı durum sürüyor.
İkinci büyük hata ise Gemlik zeytin çeşidi sofralıktır. Buralarda yağlık olarak _bol üründen dolayı_ değerlendirilmeye çalışılıyor.
Çok kolay Gemlik ve ayvalığın ya da memeli çeşidini yağını ayrı ayrı çıkarın bir şişeye koyun renginden bile yağ kalite farkını görürsünüz.
Ya da ikisinden ayrı ayrı yumurta pişirin ve yiyin.
Olmadı tavaya koyun ayrı ayrı birer parça biftek pişirin. Daha pişerken farkı görürüsnüz.
Ayrıca birin raf ömrü 4 aydır diğerinin 2 yıldır. İkisini paçal yaparak _köylülerin buluşu_ raf ömrünü bir yıla çıkarırsınız.
Bunları dillendirdiğimizde yerli/çeşit korumacılık damarımız nüksediyor. Adı üstüne sofralık... Ve harika bir sofralık...
İşte bu nedenlerden dolayı kaolin kullanma zorunluluğu doğuyor.
Bunun yanında kaolin zeytin sineğine de etkili.
Ancak kaolini kullanma zamaını da önemli diye düşünüyorum. Bilirsiniz Ege de bazen yaz dönemi 3 ay yağmur yağmaz. Yağsa da etkili değil.
Aslında kaolin tam taneye su yürüdüğünde yani tane yumşadığında atılmalı. Zira zeytin sineği o zaman v şeklinde taneyi çiziyor ve yumurta bırakıyor. Bu delta tuzaklarla tespit edilebilir.
İşte bu da hesaplanırsa kaolin kullanımı kısabir süreyi kapsar. Bazen yağan sert yağmurlar tesadüf etmez. İkinci, üçüncü kullanıma gerek kalmaz.
Muğla'dan Muttalip bey (mtlp; sitemiz üyesi) ile bugün görüştük. O yörede çiçek zamanı sıcak çarpmasından zeytin veriminin çok düşük olduğunu ve üreticinin zorda kaldığını söyledi.
Çiçek zamanı kaolin uygulaması belki hemen çiçek öncesi uygulama yapılabilir mi bu nasıl etkiler üzerinde düşünülmesi gerekir.
acemi_caylak
19-08-2010, 08:01
Halil Bey'in domateste denemesi gibi bizde bu yıl zeytinle beraber antepfıstğında denedik. Yararını bizzat gözlerimle gördüm. Ağaçlar kaolin sonrasında yaz ortasında filiz vermeye devam ettiler ki fıstıkta böyle bir durum zordur. Haziran 15 veya en geç Temmuz ayı başından itibaren gelişimini durdurur.
Ancak Halil Bey'in domatesleri gibi bizde fıstıklarda pazarlama sorunu ile karı karşıyayız. İlaçlı diye kimse almaya yanaşmıyor. Bizde çözüm için fıstıkların dış kabuğunun ayrılması işlemini yapacağız. Ekonomik olarak üründe bir kayıp olmuyor. Hatta kabuğu çıkarılmış fıstık daha değerli. Sadece ek işçilik maliyeti gerektiriyor ki büyük bahçesi olanlar için ciddi bir kalem. Domateste böyle bir olanakta yok.
Bu durumu nasıl çözeriz? Bu konuda arkadaşlar düşüncelerini belirtirse sevinirim.
Zeytinlibahçe
19-08-2010, 09:21
Acemi usta selamlar
Kaolini doğal yetiştiricilikte olmassa olmaz diye düşünüyorum, öncelikle ürünü sağlıklı,kurtsuz, böceksiz yetiştirmek lazım, demekki sonrasına bakacagız.
Zeytinde böyle bir sorun yok salamura,sele veya yağ çıkarmadan önce yıkandığı için çok kolay bir şekilde çıkıyor.
Domateste belki hafif ıslak bir bezle silinebilir, aslında sorun tüketicinin kaolini tanımamasından kaynaklanıyor, bence ürünün doğal yetiştirildiğine dair bir kanıt.
Yakın gelecekte inanıyorum ki tanındıkça üzerindeki beyazlık istenen, talep edilen bir özellik olacak bu durumdada zehir kullanan üretici son anda üzerine doğal yetiştirdim diye kaolin atacak, biraz zamana ihtiyacımız var.
Adalet Yağcı
19-08-2010, 09:26
Çok faydalı bu başlık gözümden kaçmış, emeği geçenlere teşekkür ederim.
Keşke ilk açıldığında görseydim, yıllardır domates, hıyar, kabak bitkilerim Temmuz ayının ortalarından itibaren yanıyor, yapraklar kuru gazel oluyor.
Çok araştırıp sormama rağmen tedavisini bulamamıştım, güneşten kaynaklandığını biliyordum ama nasıl önüne geçilir bir fikrim yoktu.
Bu sene yine aynı sorunları yaşadım, seneye mutlaka Kaolin kilini deneyeceğim, benim için tek dezavantajı, bahçemin yeşil görüntüsünü kaybetmek, ama öyle ve ya böyle zaten kayboluyor.
Ahmet MiM
20-08-2010, 01:47
Eger Kil in adi icin kaolin ifadesini kullanirsaniz ki, yanlistir, beyaz renkteki porzelen, pudra hammaddesini kastedersiniz.
Her türlü kalk iceren madde, haliyle peztizittir.
Ama kil yukardaki madde degildir.
Tas, Camur veya Toz halinde tabiatta bulunur Kil. Güney-Dogu Anadolu Bölgesinde cok rastlanir. Rengi kirmizimsi koyu kahverengidir. Suyla karistirildiginda, asiri homojenlike, yapiskan, tereyagi kadar ince bir macun halini alir.
En direncli Bakterilere bile karsi koyabilen tabiattaki tek maddedir.(Bilimsel kanitlidir. Konuyu bu bilgilerle dagitmak istemiyorum.)
Bilgi alma, bilgiyi isleme ve istenileni verebilme kaabiliyeti olduguda kanitlanmistir.
Ör: Eger bir meyve, mücadelede zayif kalmissa bir bakeriye karsi, eger kil cözügüyle iribati varsa, ihtiyaci olan antibakteri, kil tarafindan üretilir, elmaya verilir. Bu antibakteri ile elmayi yoketmeye meyleden bakteriler öldürülürler.
Kili insanimiz Anadoluda ne icin kullaniyor ?
Tibbin caresiz kaldigi alanlarda kil ek caredir.
ör: Eger ter bezlerinin fonksiyonlarini ömür boyu normal yapmalari iseniyorsa, o bölgeye kil sürülür 3 defa, her defasindada kuruyana kadar o bölge üzerinde birakilir.
ör: Eger derinin, alt derinin disardan gelen bakerilere karsi, ömürlük olarak kaorunmak iseniliyorsa, yukardaki tedavi yöntemi kullanilir.
Yukardaki tedavi yöntemleri bitkiler ve hayvanlar icinde gecerlidir.
Kil, felhen denilen kirmizimsi koyu kahverengi topragin daha incesidir.
Türk Hamamlarinda olmazsa olmazlardandi.
Avrupada KIl yaygin bir sekilde cesitli isimler altinda kllanilmaktadir.
Dikkat: Porselen ham maddesi kaolin, kesinlikle kil degildir.
Piyasada mevcut olup yukarda peyaz renkte olarak zikredilen porselen hammeddesidir. Bunun yerine söndürülmüs kirec cözügünü cok ince bir sekilde kullanmis olursaniz, daha iyi neticeyi daha ucuza alirsiniz.
acemi_caylak
20-08-2010, 05:47
Kil, felhen denilen kirmizimsi koyu kahverengi topragin daha incesidir.
Türk Hamamlarinda olmazsa olmazlardandi.
Felhen dediğiniz toprak benim bildiğim humuslu bir toprak türüdür ve küçük taneler halindedir. Hamamlarda kullanılan kil ise çocukluğumdan bildiğim kadarıyla büyük parçalar halinde satılır ve kullanmadan önce ezilirdi. Ayrıca felhen dediğimiz toprak ile kilin rengi çok farklıdır. Biri kahverengi kırmızımsı diğeri petrol yeşiline yakın gri ve yeşil arası bir renktedir. Bu durumda ikisininde aynı madde olma olasılığı azalıyor.
MeyveliTepe
20-08-2010, 07:48
Eger Kil in adi icin kaolin ifadesini kullanirsaniz ki, yanlistir, beyaz renkteki porzelen, pudra hammaddesini kastedersiniz.
...
Dikkat: Porselen ham maddesi kaolin, kesinlikle kil degildir.
Piyasada mevcut olup yukarda peyaz renkte olarak zikredilen porselen hammeddesidir. Bunun yerine söndürülmüs kirec cözügünü cok ince bir sekilde kullanmis olursaniz, daha iyi neticeyi daha ucuza alirsiniz.
Kaolin kili ile kastedilen literatüre "Kaolin Clay" olarak girmiş olan, porselen hammaddesi olarak kullanıldığından "China Clay" (Çin kili) de denilen, kimyasal açınımı aliminyum silikat olan malzemedir.
Kirecin (CaO) ve kireçli karışımların aynı işi yapabileceği doğru değildir ve kesinlikle kaolin kilinin tarımdaki kullanımının yerine geçmez, aksine pek çok zararı olabilir. Hatta, değil kireç, >%95 saflıkta olmayan kaolin'den dahi kaçınılmalıdır.
denizakvaryumu
20-08-2010, 07:58
Peki ağaçlarda her sene tekrarlanan aliminyum silikat uygulaması bakır birikmesi gibi toprakta bir metal kirliliğine yol açmaz mı?
MeyveliTepe
20-08-2010, 08:04
Nötr bir malzeme, suda çözünmüyor, ağaçta veya toprakta kimyasal reaksiyona girmiyor, bir metal değil. Toprağa karışırsa (ki birikim yapması mevcut uygulama oranlarıyla çok zor), klinoptilolit gibi toprağın yapısına ve su tutuculuğuna katkısı olur diye düşünüyorum. Bu konuda ayrıca bir araştırma var mı bakılabilir.
acemi_caylak
20-08-2010, 08:06
Tekrarı olacak ama, kimse linklere fazla bakmadığı için daha önce Zeytin hastalık ve zararlıları ile doğal mücadele başlığında yazdığım kaolinin kimyasal formülüne dair yazıyı tekrar buraya alıyorum.
Kaolin ise bildiğimiz kilin çok özel bir halidir. Kili meydana getiren maddeler, sulu aliminyum silikatlerdir.
m Al2O3 n SiO2 p H2O
genel kimyasal bileşim formülü ile ifade edilen kil, çok saf olduğu zaman Hidrate Alümin Silikat (kaolinit) adını alır. Kaolinit’ in kimyasal formülü:
Al2O3 SiO2 2H2O dur.
Yani bütün özelliği içeriğindeki H2O (su) miktarı ile alakalı. Ağaçlara uygulanabilmesi için Meyvelitepe' nin dediği gibi mikron seviyelerinde öğütülmesi gerekiyor.
Ayrıca alternatif olarak düşünülen, klinoptilolitin içeriği ise, akali ve toprak alkali metallerin, kristal yapıya sahip, sulu alümina silikatlari olup, iskelet yapılarındaki Si/Al oranları ve içerdikleri katyon cinsi ve miktarlarındaki bazı farklılıklara rağmen;
(M+, M+2)O Al2O3 9SiO2 nH2O
genel formülü ile ifade edilebilirler. Burada M, alkali ve toprak alkali metalleri simgeler. M+ bir alkali katyon olup genellikle Na+ (sodyum) veya K+ (potasyum), nadiren de Li+ (lityum) olur. M+2 ise bir toprak alkali katyondur ve genellikle Mg+2 (magnezyum), Ca+2 (kalsiyum), Fe+2 (demir) nadiren de Ba+2 (baryum) ve Sr+2 (stronsiyum) olur. n burada da birim moleküldeki su molekülü miktarıdır.
MeyveliTepe
20-08-2010, 08:26
Bu arada, Ensar beyin ürettirdiği kaolin kili numunesi geldi. İlk etapta üzümlerde denedim. İntibalarım şöyle;
Malzemenin parçacık büyüklüğünü ithal malzeme ile karşılaştırdığımda gözle, elle ve uygulama ile bir fark ayırd edemedim.
Malzemenin nem oranı biraz daha fazla, fakat bu lojistik konular dışında herhangi bir mahzur teşkil etmiyor.
Uygulama sırasında dipte çok az miktarda tortu tesbit ettim. Bunları elimle ufaladığımda dağıldığını gördüm. Bu da bu tortuların büyük parçacık değil, biribirine yapışmış parçacıklar olduğunu gösteriyor. Malzemenin daha nemli olmasının bir sonucu olabilir. Bu yüzden uygulama sırasında karıştırma işleminin daha iyi yapılması daha iyi netice verir.
Renk açısından ithal olan ile bir fark görmedim. Malzemenin çıktığı ocağın saflık bakımından bir analizi de varsa tarımda rahatlıkla kullanılabilir.
Ensar beyi tebrik ediyorum. Sanıyorum böylelikle önemli bir adım atılmış olunuyor.
denizakvaryumu
20-08-2010, 09:03
http://www.food-info.net/tr/e/e559.htm
Namı diğer E559.
Gıdalarda da kullanılıyormuş.
MeyveliTepe
20-08-2010, 09:16
Benim bildiğim talcid vb. gibi asit giderici mide ilaçlarında da dolgu maddesi ve sair sebeplerle kullanılıyor. Yenebilir bir malzeme yani :)
denizakvaryumu
20-08-2010, 09:20
Sanırım tüm sofra tuzlarına da topaklanmayı önlemek için katılıyor gerçi bu nedenle alzaymır yani bunama sebeplerinden biri olduğu iddia ediliyor.?
MeyveliTepe
20-08-2010, 09:36
Tuza koyduklarını bilmiyordum, paketlerde yazyor mu? Gereksiz bir şey bence.
denizakvaryumu
20-08-2010, 09:55
Tüm rafine tuzlarda var.Paketlerde yazıyor.
Doğal tuzlarda yani himalaya tuzu gibi tuzlarda yok...
---------------------
Sodyum aluminyum silikat
Tabaka önleyici.
Tuz, kurutulmuş süt ürünleri ve unlarda kullanılır; alüminyumun hamilelikte plasenta problemlerine neden olduğu bilinir ve Alzheimer hastalığı ile ilgili görülür.
http://www.gidaraporu.com/incelticiler_p.htm
Sodyum alüminyum silikat(E173):
Renklendirici ve nem tutucu olarak kullanılan katkıdır.Zehirlidir ve katkı maddeleri dahil her türlü maddeye karşı aşırı duyarlılığa neden olabilir.
Dünyanın çoğu ülkesinde yasaklanmıştır.
Alimünyum bazlı nem tutucuların beyin dokularına yerleşerek öğrenme bozukluğu,zeka geriliği ve felçlere sebep olduğu tespit edilmiştir.
http://lokmanhekimm.wordpress.com/2009/05/27/rafine-tuzun-zararlari/
Zeytinlibahçe
20-08-2010, 10:35
Linkler için teşekkürler, oldukça faydalı
Tuz paketine bakıyorum, ilave olarak potasyum iyodat yazıyor, sanırım hepsinde yok veya eser miktarda olduğundan belirtilmemiş, kendi tuzumuzuda artık kendimiz yapacağız :)
MeyveliTepe
20-08-2010, 10:38
Bizim evde kaya tuzu ve tuz değirmeni kullanılıyor. Sofrada tuz isteyen değirmeni eline alıp bir iki çeviriyor. Tuzlara muhakkak iyot koyuyorlar nedense ve iyot pek çok kişi için iyi değil, sağlık problemi yaratabiliyor.
denizakvaryumu
20-08-2010, 10:49
Linkler için teşekkürler, oldukça faydalı
Tuz paketine bakıyorum, ilave olarak potasyum iyodat yazıyor, sanırım hepsinde yok veya eser miktarda olduğundan belirtilmemiş, kendi tuzumuzuda artık kendimiz yapacağız :)
İyotlu tuz denilen rafine tuzlara potasyum iyodat eklenir.
İyotsuz rafine tuzlarda potasyum iyodat yoktur.
denizakvaryumu
20-08-2010, 10:52
Bu kaolin yani aliminyum silikat konusundaki endişelerim yukarda verdiğim linkler nedeniyle devam ediyor.
Rafine tuzlara eklenen sodyum aliminyum silikat hakkındaki iddialar korkutucu...
Bu durumda kaolin olarak püskürttüğümüz aliminyum silikat için de dikkatli kullanılmasından yanayım, ürünler çok iyi yıkanmalı ve ilaçlama yapılırken maske kullanılmalı.
denizakvaryumu
20-08-2010, 10:55
Bizim evde kaya tuzu ve tuz değirmeni kullanılıyor.
Himalaya kaya tuzu mu?
MeyveliTepe
20-08-2010, 11:49
Kaynağını bilmiyorum. Temiz bir kaya tuzu, aktardan alıyorum.
acemi_caylak
20-08-2010, 13:32
Sn. Denizakvaryumu,
Kimyasal formüle dikkatli bakılırsa klinoptilolitin formülünde sodyum ve magnezyum bulunabiliyor. Bu yüzden kaolinde problem yoktur diye düşünüyorum. Ancak yinede bununla ilgili bir tarama yapacağım. Yukarıda sözü edilen hamam kilini bizim yörede hamile kadınlar yerdi. Neden yerlerdi bilmiyorum. Sakat doğumlar olmuş mudur onuda bilmiyorum.
Ahmet MiM
20-08-2010, 14:43
Felhen dediğiniz toprak benim bildiğim humuslu bir toprak türüdür ve küçük taneler halindedir
Humuslu toprak olarak nitelediginiz felhen in bu özelligine bir bilgi ekleyemem, bilmiyorum. Fakat felhen in oldugu yörelerde kil in bulunma ihtimali cok yüksek. Zira kil, felhenden cok daha ince elementlere sahip.
Hamamlarda kullanılan kil ise çocukluğumdan bildiğim kadarıyla büyük parçalar halinde satılır ve kullanmadan önce ezilirdi.
Konuda Kilin degisik formlarda tabiata mevcut oldugunu belirtmistim.
Ayrıca felhen dediğimiz toprak ile kilin rengi çok farklıdır.
Felhen; icerisindeki Bakir, Demir, Aluminyum gibi minarellerin yogunluguna bagli olarak renk alir. Kil e gelince lieratürde sürekli bir sekilde porselen hammaddesi Kaolinle karisirildigi icin ve hakkinda bilimsel bilgiler olmadigi icin, bir muammadir, benim icinde. Ama kili hakkinda yukarda verdigim bilgiler, mesela kilin kulagi oldg yani bilgi alabilme kaabiliyeti oldugu, kilin aklinin oldugu, kilin bir kimya laborauari gibi kendsine verilen her bakteri icin bir anibakeri üretme zelligine sahip oldug baili bilim adamlari arafindan kabul görüyor. Ama bainin kilin bu özelliklerinden insanlar icin yararlandiklarina cok yerde rastladim.
Kil insan sagliginda ülkemizde eskiden büyük capta kullanilirdi.
Biri kahverengi kırmızımsı diğeri petrol yeşiline yakın gri ve yeşil arası bir renktedir. Bu durumda ikisininde aynı madde olma olasılığı azalıyor.
Yukarda verdigim bilgiye ekleyecegim sudur: Felhenle Kil i kiyaslamam sadece elementlerinin inceligi konusunda idi(kornergrösse).
Kilin bulundugu yerler, yeralti nehirlerinin olduklari yerlerdir. Bu düsüne sadece bana aitir.
Ensar Bey sizi hayal kırıklığına uğrattığımı biliyorum....haklısınız da....yüzüm olmadığı için de arayamıyorum telefondan....birkaç kere bana sesli mesaj bıraktığınızı düşünüyorum ama sesli mesajlarınızda herhangi bir mesaj yok..herneyse...kompost projesine başlamıştım...zira benim işten çıktığımı öğrenen arkadaşlarım sürekli beni ziyaret ederek misafirim oldular....kısacası onlarla ilgilenmek zorunda kalıp ev hanımlığı yapmak zorunda kaldım..1 ay boyunca..aradından da Malkara belediyesinden çağırdılar çalışmam için..oraya başladfım...bir sürü iş..çevre ile alakaı şimdiye kadar hiçbirşey yapılmamış....çok fazala iş ve sorumluluk var....belki mazeret türetme gibi geliyordur bu anlattıklarım....istediğinizi düşünmekte haklısınız....açıkçası diyebilecek birşeyim yok...sizin yarım kalan projenizi yakın bir zamanda bitiremeyeceğim..gibi duruyor....benden bu konuda ümidi kesebilirsiniz....yarım bıraktığım için çok ama çok özürdilerim....ne desem boş bu saatten sonra....herneyse....size kolay gelsin..iyi çalışmalar.....Lebriz....
Merhaba,
Uzun yıllar Türkiye de rafine (yıkanmış) kaolin imal ettim. Şu anda ise yerli üretilemeyen hassas ve ince kaolinlerin ithalatçısıyım. Kaolinin tarım alanında kullanımı ilgimi çekiyor. Anladığım kadarı ile ince kaolin temini konusunda sorun yaşamaktasınız. Bu konuda yardımcı olabilirim. %93 ü 2 mikrondan ince yani ortalama tane dağılımı 0,6-0,7 mikron mertebesinde olan kaolin elimizde mevcut. 25 Kg lık ambalajlar aşağı yukarı 20-22 TL + KDV İstanbul teslimidir. Daha farklı inceliklerde de kaolin ürünlerimiz var.
Tüm ürünlerimiz sulu sistemde rafine edilerek üretilmiş, içlerindeki safsızlıklardan arındırılmış, kurutularak ambalajlanmışdır. Suda çok rahat disperse olur.
Yardımcı olmak isterim.
Selamlar
MeyveliTepe
05-10-2010, 15:37
Özgül ağırlığı nedir? Varsa analiz raporunu da yayınlayabilir misiniz?
Özgül ağırlığı nedir? Varsa analiz raporunu da yayınlayabilir misiniz?
Kimyasal Analiz
SiO2 %: 47,0 ± 0,5
Al2O3 %: 38,5 ± 0,5
Fe2O3 %: 0,30
TiO2 %: 0,15
CaO %: 0,06
MgO %: 0,08
Ateş kaybı (1000 C) %: 14,00
Fiziksel Özellikler
Beyazlık %: 88 ± 0,7
Rutubet %: 2 ± 0,5
pH : 5 ± 0,6
Özgül Ağırlık : 2,6
Serbest yoğunluk (g/m3) : 0,5
Yüzey Alanı (BET, m2/g) : 16
Yağ Emme (g/100g) : 45-50
Viskosite (500 mPa) %: 70
Tane Dağılımı
> 325 mesh %: 0,01 Max.
> 10 µm %: 0,1
< 2 µm %: 93
Kaolin doğal aluminyum silikattır. Doğada kaolinit şeklinde bulunur ve özgül ağırlığı 2,6 g/m3 dür.
Halil Önen
05-10-2010, 21:21
Kaolin doğal aluminyum silikattır. Doğada kaolinit şeklinde bulunur ve özgül ağırlığı 2,6 g/m3 dür.
Sn. Sabry bey. hoş geldiniz.
İlgi alanınızı 'kaolin' olarak yazmışsınız.
Yetiştirdiğim zeytinlerde bir şey dikkatimi çekti. Yazmakta tereddüt ediyordum.
Bu yıl zeytinlerde dökülme fazla oluyor. Buralarda şikayet çok. Bunu bende gözlemledim.
Hiç bir hastalık görülmüyor. Topraktaki vitamin eksikliği olsa, heryıl olurdu. Sulaması da tam yapıldı. Ancak dökülüyorlar.
İlginç olan kaolin uyguladığım zeytinlerde dökülme hemen hemen yok gibi.
Kaolinin böyle bir etkisi olabilir mi,? bilemedim.
Saygılar
MeyveliTepe
05-10-2010, 23:39
Bu gayet normal bir durum. Yaz boyunca kaolin film kaplaması meyve ve yapraklara gelen sert ışıkları, özellikle de belli dalga boyundaki ultraviyole ışınlarını geri yansıttı, meyve yüzeyleri daha az ısındı, yapraklardan daha uzun süre fotosentez yaptı. Bunun sonucu olarak da daha güçlü ve gelişmiş meyve yapısı oluştu. Bildiğiniz üzere, dökülen zeytinler ağacın besleyemediği, sap bağını güçlü oluşturamadığı zeytinler. Kaolin kaplaması bu etkileri azalttı.
2009 Mart ayında zeytin sineğine çare ararken bu gibi (http://www.batem.gov.tr/yayinlar/bilimsel_makaleler/meyvecilik/kezban/kezban3.pdf) yerli dökümanlara rastlamamıştım. O zaman yoktular galiba. Kaolinin bazı etkileri Türkçe anlatılmış.
Kaolin kaplaması veya kaolin badanası (ne isim veriliyor tam bilmiyorum) uygulaması Amerika Engelhard (şu an BASF aldı) tarafından uzun yıllar önce bulunmuş bir teknik. Kaolinin yapısı genelde çok değişmez. Dünyanın hemen her yerindeki kaolinler ufak farklılıklar ile aynı kimyasal yapıya sahiptir. Bu uygulamada önemli olan kaolinin fiziksel yapısıdır. Kaolinin iyi bir film tabakası oluşturması istenir.
Bu nedenle kesinlikle kontrol altına alınmış bir tane dağılımına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Bunu yurdumuzda üretilen kuru öğütme kaolinlerde bulamazsınız. Türkiye de üretilen kaolinler, kaolinit mineralinin ocaktan alındığı gibi değirmende öğütülmesi ile elde edilir. Rafine olmamış veya yıkanmamış olduğundan içinde serbest silis ve diğer safsızlıklar bulunur. Ayrıca kolay disperse olması ve çökme yapmaması gerekir.
Benim amacım çok daha düşük maliyetli ithal kaolin ürünlerimizi bu işi için kullanabilmek, doğal olarak satışını da yapmak. Bunun için sizlerle işbirliği yapmayı arzu ederim.
Elimizdeki değişik kaolin tiplerinden sizlere denemeleriniz için numune yollayabilirim. Böylece en düşük maliyet ile bu işi yapmak için en uygun olan kaolin tipini saptayabiliriz.
Bana info@avsmineral.com adresinden veya 0216 4552220 den ulaşabilirsiniz.
Selamlar
Zeytinlibahçe
10-10-2010, 19:02
Sn sabry katılımınız için teşekkürler
Neticede uygun fiyatla kaolin temin etmek en büyük temennimizdi.
''Değişik kaolin tipleri'' derken mikron ölçülerini mi kastediyorsunuz?
Selahattin Yılmaz
10-10-2010, 21:29
Yeni ürün olarak kaolin kiline muadil zeolit tozu kaolin kili gibi kullanıldığını biliyorum acaba etki bakımından tecrübesi olanlar var mı?
Sayın Selahattin bey,
Zeolit ile ilgili denemeyi sanırım Ayhan kaptan ile Halil Önen yaptılar. Onlardan bilgi alabilirsiniz.
Elma ile armut ne kadar benziyorsa Kaolin ile Zeolitte o kadar benziyorlar.
Zeytinlibahçe
11-10-2010, 08:50
Selahattin bey selamlar
Bu yıl bizim ekip klinoyu kullandılar, daha doğrusu kullanmaya çalıştılar.
Suya karışmasına rağmen erimiyor, iyi bir karıştırıcıya rağmen taralın pompasını bir çok kez tıkadı, zaten deneme amaçlı kullanmıştık.
Arkadaşların ısrarlı çalışmaları sonucu 20 kadar zeytin ve meyve agaçlarına denemiştik, rengi daha koyu, dikkatli bakıldığında iyi bir kaplama yapmadığını farkettik, özgül agırlığı kaoline göre çok daha ağır.
Hiç koruma yapmamaktan daha iyi olabilir belki fakat doğru ürün kesinlilkle kaolin, zaten ikinci uygulamada bizde tamamına kaolin uyguladık.
MeyveliTepe
11-10-2010, 09:30
Kaolinin etki mekanizmasında iki temel faktör var. Biri özgül ağırlığının çok düşük olması. Diğeri 2 mikron civarındaki tanecik boyutu. Bu iki faktör bir arada bariyer film oluşturmak için gerekli.
Zeolitin özgül ağırlığı kaoline göre çok fazla, tanecik boyutu da epey büyük. Dolayısı ile kaolin ile aynı etki mekanizmasına sahip olması olanaklı değil.
Bu yüzden saf kaolinin kullanılması durumunda bile 2 mikrona gelecek şekilde öğütülmüş olması gerekiyor. 20-30 mikronluk endüstriyel kaolin ürünlerinin de iş yapması pek mümkün değil.
Bu malzemenin çözünmemesi (şeker, tuz, kireç gibi), kimyasal reaksiyona girmemesi, yaprak, dal, çiçek ve toprakta herhangi başka bir etki göstermemesi de aynı derecede önemli.
Sn sabry katılımınız için teşekkürler
Neticede uygun fiyatla kaolin temin etmek en büyük temennimizdi.
''Değişik kaolin tipleri'' derken mikron ölçülerini mi kastediyorsunuz?
Evet, değişik tane boyutlarında kaolin tiplerini kastediyorum.
Kaolin, sera örtüsü içinde dolgu malzemesi olarak UV ışınlarının etkisini azaltmakta kullanılır. Sanırım burada kullanım amacı da benzer.
Kaolinin kullanılmasının bir diğer sebebi ise zararsız bir malzeme olmasından olabilir. Mide ilaçlarınızın çoğunda kaolin vardır.
Acaba kaolinin, akarlara karşı bir etkisi var mı? Örnek; TURUNÇGİL PAS BÖCÜSÜ (UYUZ)(Phyllocoptruta oleivora) akarının verdiği zararı önleyebilir mi? Bu konuda bilgisi, deneyimi olan var mı?
şenol coca
11-10-2010, 23:40
selahattin hocam zeoliti erdekte marmara birlik zeytinlerde uyguladı çokta başarılılar.3 değişik boyutta zeolit getirmişler kum tanesi iriliğinde olanı toprak altı olarak 2 mikronluğu yapraktan,3 ve 4 mikronluğuda hayvan yem katkısı ve sılaj yapımında kullandırıyorlar.benim baktığım zeytinliklerde filiz kıran,güve ve sinek vuruğu hiç yok.2 yıldır takip ediyorum 1 aydır bende tanıdıklarıma tavsiye edip uygulatmaya çalışıyorum.
Konu çok güzel ve sürükleyici katkı veren bütün arkadaşlarımızı
ve sn Ensar'ı terik ediyorum,
Ben mayıs ayına 4 ton civarında almak istiyorum 1 ton suya 30-35kg ekliyeceğiz yaklaşık 150 dekar bahçede Nar ve mandalinadaki güneş yanığını engellemek için 2 defa uygulamayı planlıyoruz.Üreticilerden uygun fiyatlarda buldum dikkat etmem gereken husus 2 mikron olması dışında nedir ?
Kireçle karşılaştırdığımızda kaolinin çok daha kolay çıktığı doğru mu ? Çünki mandalina ve narda kaolinin çıkmadığını söyleyen 2 üretici 1 ziraatci ve kabzımal ile karşılaştım.
Ben mayıs ayına 4 ton civarında almak istiyorum 1 ton suya 30-35kg ekliyeceğiz yaklaşık 150 dekar bahçede Nar ve mandalinadaki güneş yanığını engellemek için 2 defa uygulamayı planlıyoruz.Üreticilerden uygun fiyatlarda buldum dikkat etmem gereken husus 2 mikron olması dışında nedir ?
Kireçle karşılaştırdığımızda kaolinin çok daha kolay çıktığı doğru mu ? Çünki mandalina ve narda kaolinin çıkmadığını söyleyen 2 üretici 1 ziraatci ve kabzımal ile karşılaştım.
Kireç ile kaolin birbirinden çok farklı malzemelerdir. Karıştırılması ne sonuç verir bilgim yok. Ancak kaolinin meyveden çıkmaması kullandığınız bağlayıcı ile ilgili bir olaydır. Yoksa kaolin su ile temasta rahatlıkla temizlenir.
2 mikron altında parçacık dağılımına sahip yerli kaolin yoktur. Var diyen var ise lütfen tane dağılım analiz raporunu isteyin.
Merhabalar,
Seyrek aralıklarla sizlere ulaşarak genellikle yoğun bir okuma yapıyorum. Birikenleri heyecanla bir solukta okuyorum. Düzeyli, iyi niyetli iletişime benim de bir katkım olsun istedim.
Aşağıda kaolin uygulama konusu hakkında Engelhard firmasına ait bir patente ulaşıldığı adres bulunmaktadır.
http://appft.uspto.gov/netacgi/nph-Parser?Sect1=PTO2&Sect2=HITOFF&p=1&u=%2Fnetahtml%2FPTO%2Fsearch-bool.html&r=2&f=G&l=50&co1=AND&d=PG01&s1=engelhard.AS.&s2=kaolin&OS=AN/engelhard+AND+kaolin&RS=AN/engelhard+AND+kaolin
Patent hakları henüz alınamamış. Sanırım, ''yenilik ve buluş'' kriterlerini aşamadılar. Çünkü, Başvuru tarihi 2006 görünmekte.
Kısaca özetlemek gerekirse;
Patent kapsamına sadece kaolini almamış, dolomit, talk, kireçtaşı gibi oldukça uzun bir kullanılabilecek parçacık listesini kapsıyor.
Uygulama sırasında, taneciklerin yüzeye tutunabilmesi ve yağmur,çiğ gibi olaylarla yüzeyden akmaması için oldukça ayrıntılı açıklamalar var. Örneğin elma yaprağı su-sevmez(hydrophobic) karakterde imiş. Kaolin ise su-sever(hydrophilic) karakterde.. Tutunmayı ve dolayısı ile uygulama verimini artırabilmek için ''surfactant'' kullanmaktan bahsediyor. Ayrıca, kaolini su-sever veya su-sevmez karakterde üretmek mümkün imiş. Yine, uygulama verimini artırmak ve film tabakasının ömrünü artırmak amacı ile hayvansal bazlı tutkal kullanımı da mümkün görünüyor. Bunlar, patentin buluşları arasında değil. Firmanın bahsedilen amaçlar doğrultusunda kullandığı katkılar var.
Herkese kolay gelsin..
Sevgiler..
apricotman
07-12-2010, 18:04
Sayın kaolin Kili ile ilgili arkadaşlar,
ben malatyadan kayısı üreticisiyim.bizim en büyük zararlımız kapnodis böceğidir.Kayısı,armut,ayva,badem gibi sert çekirdekli ve bazı yumuşak çekirdeklilerin yeni sürgünlerini yiyen kök bölgesine pupa yaparak ağacın öz suyu almasını engelleyen kurutan kabuğu çok sert ve ilaçla mücadelesi nedeyse imkansız bir böcek.Bir dönemde elle yüzlercesini yakalayarak etkisizleştirdik.Bu sene Sabry Bey'den aldığım numune ile deneme yapacağım eğer kapnodis kaolin kaplı meyvelere zarara veremezse tarım ikinci kaolin devrimi olacağını zannediyorum
Sergüzen
13-12-2010, 00:04
1-Kaolinin ağaçlara tatbikinde yapıştırıcı olarak Sodyummetasilikat (Sucamı) kullanılabilir. Bu madde organik tarımda değişik maddelerin özellikle ağaçlara atılmasında yapıştırıcı olarak kullanılır. Sebzelere atılmaması önerilir. Çünkü sebzelerin lezzetini etkileyen bir madde. Fiat olarak da çok pahalı bir madde değil. Tekstil sanayiinde stabilizatör olarak kullanılır.
2-Kaolinin boyutlarının düşürülmesi için de çimento sanayiinde kullanılan değirmen sistemlerinin (Farin veya Klinker değirmenleri) mini tipleri düşünülebilir. Bu sistemde bir tambur ve bu tamburun içinde de değişik çaplarda bilyalar vardır. Değirmen dönerek içindeki bilyaların hareketi sağlanır. Bilyalar kaolinin üzerine çaptıkça parçalar.Bilyaların büyüklükleri ve öğütme süresi ile istenilen ölçülerde ürün elde edilebilir.
MeyveliTepe
13-12-2010, 19:20
Sayın kaolin Kili ile ilgili arkadaşlar,
ben malatyadan kayısı üreticisiyim.bizim en büyük zararlımız kapnodis böceğidir.Kayısı,armut,ayva,badem gibi sert çekirdekli ve bazı yumuşak çekirdeklilerin yeni sürgünlerini yiyen kök bölgesine pupa yaparak ağacın öz suyu almasını engelleyen kurutan kabuğu çok sert ve ilaçla mücadelesi nedeyse imkansız bir böcek.Bir dönemde elle yüzlercesini yakalayarak etkisizleştirdik.Bu sene Sabry Bey'den aldığım numune ile deneme yapacağım eğer kapnodis kaolin kaplı meyvelere zarara veremezse tarım ikinci kaolin devrimi olacağını zannediyorum
Esas zararını larva durumdayken ve toprak altında yapan bu zararlıya kaolin kilinin dikkate değer bir etkisi olmaz. Erginlerin dal ve yapraklarda dolaşmasını zorlaştırabilir ama bu, popülasyon için etkili değildir.
Kaolin kilinin en önemli etkisi meyve sineklerine karşıdır. Bunun yanı sıra thrips'ler, leafhopper denen küçük böcekler için de uzaklaştırıcı etkisi vardır.
Capnodis zararlısı için Steinernema Carpocapsae isimli faydalı nematodun etkili olduğuna dair pek çok araştırma ve makale var. Bu nematod, uygun koşullarda ağaçların kök bölgelerine verildiğinde larvaları bulup içlerine nüfuz ederek hastalanıp ölmelerini sağlıyor.
Sergüzen
13-12-2010, 21:29
Sabri Bey
Sizin kaolinin menşei ne? Yazabilirmisiniz.
Sabri Bey
Sizin kaolinin menşei ne? Yazabilirmisiniz.
Bizim ürünlerimiz kaolinin anavatanı kabul edilen Çin menşelidir.
Kaolinin bilyalı değirmen ile inceltilebileceğini yazmışsınız. Bu bir yere kadar doğrudur. Ancak söz konusu tane boyutu 2 micron ise bilyalı değirmen yetersiz kalır. Safsızlıkların ayrılması için sulu sistem rafinasyon ve separatörler gerekir. Oldukça hassas ve maliyetli bir işlemdir.
Sergüzen
20-12-2010, 18:47
Verdiğiniz bilgi için teşekkürler.
Kesin fiat ve kargo ücretini bildirirseniz numune siparişi vermek istiyorum.
Murat Uysal
14-03-2011, 01:56
Evet bende almak istiyorum. Meyve bahçemde nar, erik, elma, armut, incir, üzüm, şeftali, ayva, döngel, ceviz var.. bunlara uygulayacam.. Bizim için bir fiyat ve kargo masraflarını bildirirseniz almayı düşünüyorum..
Müjgan Yılmaz
14-03-2011, 22:52
Bulunduğum bölge de(İst yaklaşık 130km mesafede Trakya bölgesi)salatalık,kavun,karpuz gibi sebzeler sabah çiy i nedeniyle mantari hastalıkların etkisinde kalıyor,yöre halkının balsara dediği bu hastalık bitkiyi yanmış gibi kavurup kurutuyor.Kaolın kilinin bitkiyi kaplayarak bu nemden koruyacağını düşünüyorum.
Konunun uzmanı arkadaşlar,ne dersiniz?
Böyle bir uygulamanın faydası olur mu?
acemi_caylak
15-03-2011, 06:21
Sayın Müjgan Yılmaz,
Balsara'nın ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Dediğiniz hastalık daha çok çökerten veya göçerten olarak adlandırılan hastalıklara benziyor. Gerçi henüz mevsimi değil ama, bir fotoğraf eklemeniz mümkün mü? Eğer çökerten dediğimiz hastalıksa, daha çok toprak kökenli mantarlardan kaynaklanır ve kaolinin bir etkisi olmaz.
Kaolinin kara leke, küllenme, kurşuni küf ve pas gibi bitkinin yaprak, sap ve meyve gibi aksamlarını etkileyen hastalıklarda kullanıldığına dair bilgiler var. Ancak bunlara etkisi tam olarak kanıtlanabilmiş değil.
Kaolin fotosentezi hızlandırması (sıcaklık etkisini düşürerek) açısından bitkiyi hastalıklara karşı dayanıklı kılabilir ve hastalığın şiddetini bir nebze azaltabilir. Yani dolaylı bir etkisi vardır.
Müjgan Yılmaz
15-03-2011, 21:46
Ziraatçiler de uzun süre yaprakta kalan çiy in ,bu mantari hastalığa neden olduğunu söylüyorlar,bölge de biraz daha araştırma yapıp sizi bilgilendireyim.
acemi_caylak
16-03-2011, 12:56
Müjgan Hanım,
Dün Tekirdağ'da Önder Çiftçiler Derneği'ne uğramıştık. Oradaki arkadaşlara da sordum. Onlarda balsara'yı bilmiyorlar. Sadece bir kişi güneş yanıklığı veya ateş yanıklığına (Ateş yanıklığı Erwinia amylovora türü bir bakterinin neden olduğu hastalık. ) balsara değil bağsara denildiğini söyledi.
Ancak sizin sözünü ettiğiniz belirtilere göre hastalık mantar kökenli bir hastalığa benziyor ve erken yanıklık (Alternaria solani türü bir mantarın neden olduğu hastalık.) olma olaslığı çok yüksek. Her zaman söylediğim gibi kesin bir teşhiste bulunmak için mutlaka tahlil yapılması gerekir. Çünkü bir çok hastalık belirtisi birbirine çok benzer. Yine de aşağıdaki kavun ve domates örnekleri belki size bir fikir verebilir.
197045
197046
197047
Dogasever
16-03-2011, 14:05
Bulunduğum bölge de(İst yaklaşık 130km mesafede Trakya bölgesi)salatalık,kavun,karpuz gibi sebzeler sabah çiy i nedeniyle mantari hastalıkların etkisinde kalıyor,yöre halkının balsara dediği bu hastalık bitkiyi yanmış gibi kavurup kurutuyor.Kaolın kilinin bitkiyi kaplayarak bu nemden koruyacağını düşünüyorum.
Konunun uzmanı arkadaşlar,ne dersiniz?
Böyle bir uygulamanın faydası olur mu?
Sn Müjgan Hanım
Hastalık uzmanı olmamakla birlikte kaolin kilinin bu hastalığa karşı koruyacağını zannetmiyorum. Bu zararlı bakteri mutlaka bir şekilde bitkiye girecektir. Ayrıca, bakteri kaolinin emeceği nemi de kullanabilir bence. Deneyebilirsiniz.
Önemli olan bitkiniz ve etrafındaki faydalı bakterileri çoğaltarak doğal bir koruma ortamı sağlamaktır.
Saygılar.
Not: Kaolin olsa da olmasa da bitkilerin üzeri çeşitli mikroorganizmalarla kaplıdır.
Müjgan Yılmaz
24-03-2011, 20:12
Sayın Acemi çaylak,
Gösterdiğiniz örnekler içinde kavun daki bire bir uyuyor(alternaria fungus).Bu hastalık nasıl önlenebilir.Bir fikriniz varmı?
Adalet Yağcı
24-03-2011, 20:21
Aynı sorunu ben bir kaç yıldır yaşıyorum, domateslerde, hıyarlarda ve kabaklarda.
Ben sorunun duvarın ısınmasından kaynaklandığını düşünüyordum, daha doğrusu, domates hastalıkları ve zararlıları başlığında sorduğumda bana, duvar dibine diktiğim bitkilerin, ısınmadan dolayı kavrulabileceğini yazmıştı arkadaşlar.
Hastalık olabileceğini düşünmemiştim, bitkilerimizi nasıl koruyabiliriz acaba bu hastalıktan?
MeyveliTepe
24-03-2011, 21:33
Bu hastalığın Türkçe adı erken yanıklık. Sebebi de bir mantar.
Önerilen kültürel önlemler, tüm mantarlarda olduğu gibi nemden kaçınmak. Özellikle sıcak mevsimde bitkiler kuru kalamıyorsa her türlü mantari hastalığın daveti oluyor.
Hastalık etmeni mantar sporları toprakta kalıyor. Bu yüzden en azından geçen yıl hastalığın görüldüğü yerlere tekrar domates dikilmemeli, mutlaka başka bir familya ile rotasyon yapılmalı.
Tohumdan da geldiği bildiriliyor. Hastalıklı bitkiden tohum alınmamalı.
Bitkiler duvara yakın dikiliyorsa bu mantarlar için uygun ortam hazırlanıyor anlamına gelebilir.
Önerilen başka bir şey, bitkilerin dibine organik veya sentetik malç yapmak. Sulama, bitkileri hiç ıslatmadan, hatta bitkilere damlatmadan yapılmalı. Domatesin zaten köklerin uzağından sulandığı bilinir, buna dikkat etmeli.
Bitkilerin dikildiği yerin havadar olması gece neminden çabuk kurtulmasını sağlar.
Hastalandığı görülen yapraklar, erken dönemde koparılıp imha edilmeli. Hijyene dikkat edilmeli, hastalıklı yapraklara dokunduktan sonra sağlıklı bitkilere dokunmak bile sporların yayılmasına sebep olabilir.
Koruyucu olarak organik bakırlı ilaç kullanılabilir. Mastercop isimli ilacın bu sebeple kullanımı var. Ayrıca Halil beyin tarifini verdiği kireç-kükürt ile yapılan solusyon işe yarıyor olabilir, ama emin değilim Halil beye sormalı.
Mümkünse, ilaç kullanımına gerek kalmadan kültürel önlemlerle hastalık engellenirse ideal olur.
Müjgan Yılmaz
26-03-2011, 09:01
Teşekkürler,Sayın Meyveli Tepe
Bölgemizin,önemli sorunların dan biri kuvvetli sabah çiy leri,kanımca bu mantari hastalığa neden oluyor.
Sözünü ettiğiniz kültürel önlemleri aldırıyorum,özellikle de karpuz ,kavun,ve salatalıkta görüldü.(hepsi de iri yapraklı!) İlk ürün alındıktan sonra ikincinin gelişimine fırsat kalmadan bitki kavruldu.
Ben de hemen söküp attım ,tabii bir süre sonra tarla da bitki kalmadı?
Bakalım bu yıl nasıl geçecek...
Halil Önen
26-03-2011, 23:46
Bu hastalığın Türkçe adı erken yanıklık. Sebebi de bir mantar.
Önerilen kültürel önlemler, tüm mantarlarda olduğu gibi nemden kaçınmak. Özellikle sıcak mevsimde bitkiler kuru kalamıyorsa her türlü mantari hastalığın daveti oluyor.
Hastalık etmeni mantar sporları toprakta kalıyor. Bu yüzden en azından geçen yıl hastalığın görüldüğü yerlere tekrar domates dikilmemeli, mutlaka başka bir familya ile rotasyon yapılmalı.
Tohumdan da geldiği bildiriliyor. Hastalıklı bitkiden tohum alınmamalı.
Bitkiler duvara yakın dikiliyorsa bu mantarlar için uygun ortam hazırlanıyor anlamına gelebilir.
Önerilen başka bir şey, bitkilerin dibine organik veya sentetik malç yapmak. Sulama, bitkileri hiç ıslatmadan, hatta bitkilere damlatmadan yapılmalı. Domatesin zaten köklerin uzağından sulandığı bilinir, buna dikkat etmeli.
Bitkilerin dikildiği yerin havadar olması gece neminden çabuk kurtulmasını sağlar.
Hastalandığı görülen yapraklar, erken dönemde koparılıp imha edilmeli. Hijyene dikkat edilmeli, hastalıklı yapraklara dokunduktan sonra sağlıklı bitkilere dokunmak bile sporların yayılmasına sebep olabilir.
Koruyucu olarak organik bakırlı ilaç kullanılabilir. Mastercop isimli ilacın bu sebeple kullanımı var. Ayrıca Halil beyin tarifini verdiği kireç-kükürt ile yapılan solusyon işe yarıyor olabilir, ama emin değilim Halil beye sormalı.
Mümkünse, ilaç kullanımına gerek kalmadan kültürel önlemlerle hastalık engellenirse ideal olur.
Mantar hastalıkları ve çözüm yolları için güzel bir yazı. Teşekkürler Meyvelitepe.
Sn Acemi Çaylağın da dediği gibi bu tür mantar hastalılarının belirtileri kırmızı örümcek zararlısı ve külleme için de benzerlik gösteriyor.
Kireç ve kükürt solüsyonu yani 'gülleci bulamacı' mantar hastalıklarına ( külleme) ve kırmızı örümceğe etkili.
Sonra satın alınacak ilaçlardan çok daha ucuz ve kendimiz yapabileceğimiz bir ilaç. En az 4 yıl kullanılabiliyor.
Gülleci bulamacı ve kaolini bu yıl bende domateslerde kullanacağım.
Sırt tulumbasına 25 cc gülleci bulamacı + yarım kg. kaolin + 20 kadar kesme şeker şeklinde deneyeceğim.
Murat Uysal
27-03-2011, 01:02
Kaolin Kilini sanırım bu siteden alabiliriz arkadaşlar. http://www.orfeteknik.com.tr/surround.htm Pazartesi Sabahı ilk iş telefon açıp sipariş vermek olacak. Geçen sene 2 erik ağacım ağır hasar gördü. Mutlaka almam lazım. Aldığımda size haber veriririm. Eğer sizin bildiğiniz yerler varsa msj. atarsanız sevinirim..
Bu arada sayın Meyveli Tepe. Kaolin kilinin kullanımı ile ilgili gerekli reçeteyi bize verirmisiniz. Bende meyve ağaçlarıma ve sebzelerime uygulamak istiyorum..
Murat Uysal
27-03-2011, 01:12
Özür dileyerek buraya yazmak istediğim. http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/2009/10/organik-bahce-mutlu-sonu%C3%A7-1.html linkinde belirttiğiniz gibi sanırım kullanım..
"Meyvelitepe said in reply to ihsan kaya...
İhsan bey,
Kaolin kilini ilk uygulamada çiçek taç yapraklarının dökümünde 100 litreye 5 kilo kaolin karıştırarak atıyoruz. Karışıma doğal reçine esaslı yayıcı yapıştırıcı da kullandığınız taktirde çok sert yağmur olmadıkça yıkanmaz. İkinci ve sonraki uygulamalar 100 litreye 2.5 kilo kaolin kili şeklinde olmalı. Bu karışıma ayrıca istediğiniz ve gerekli olan biyolojik ilacı da karıştırabilirsiniz. Kaolin suda çözünmez. Bu yüzden uygulama esnasında iyi karıştırılıyor olmalıdır.
Kaolin kili, meyve sineği zararlılarının meyveye yumurta bırakmalarını engeller. Diğer zararlılar için de azaltıcı mânada yararlıdır."
Müjgan Yılmaz
29-03-2011, 20:26
Sayın Halil Önen,
Sizin bulamacınız da kaolen(toz)eriyik haline dönücebilecek mi?Kesme şekeri de ,sanırım tutuculuk özelliği kazanması için kullanıyorsunuz.
Halil Önen
29-03-2011, 22:51
Sayın Halil Önen,
Sizin bulamacınız da kaolen(toz)eriyik haline dönücebilecek mi?Kesme şekeri de ,sanırım tutuculuk özelliği kazanması için kullanıyorsunuz.
Sn. Müjgan Yılmaz,
Uzak Bahçeler, Kullanılabilir İlaç ve Gübre sayfası 72. iletide anlatılmıştı. Bir göz atın isterseniz.
Kireç; (zaten ağaçların gövdelerine güneş yakmasın, hastalık yakalamasın diye kullanılıyordu)...
Kükürt; (sıvı ve toz halde mantar ve kırmızı örümcek v.b zararlılara kullanılıyordu)...
Kaolin; ( güneş yanığına karşı kullanılanılıyordu ki dişcilikte de kullanılan bir madde)
tarımda kullanılan bu üç doğal ürünü bir araya getirme ve etkisini [/B[B]]genişletme için böyle bir denemeye başladık.
Sadece kaolin dışarıdan pahalıya geliyordu, Sn. Ensar bey ile onu da hallettik.
3 kg. kükürt ile 1.5 kg.(yarısı) kireci kaynatıp elde edilen bir solusyon.
Nematot (kök hastalığı) için de etkiliymiş bunu yazmayı unutmuşum.
500 gr. kaolini bir kapta eritiyorum.
İçine 15, 20 kadar kesme şeker atıyorum( kesme şeker iyi yapıştırıcı toz şekere göre, çayı şekersiz içer, şekeri çebime atarım kahvelerde ki bu yüzden adım cimriye çıkmış :p)
25, 30 cc kadar gülleci bulamacı (solusyonu) nı sırt tulumbasına koyup atıyorum.
Bunu bu yıl zeytin fidanlarında kullanmaya başladım.
Domateste _ise bu yıl kullanacağım_ bu üçlüyü denemedim.
Gülleci bulamacı, Bordo bulamacı yerine kullanılması _ bakırın etkisinden dolayı_ daha iyi çözüm gibi duruyor.
Merhaba Halil bey,
Kireç, kükürt ve kaolin karışımı ile ilgili bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi kil, böceklerin faaliyetlerini engellerken, yaprağa düşen ışığın saçılmasını sağlıyarak yanıkları engelliyordu. Aynı zamanda yaprakların solunumunda bir olumsuzluk oluşturmuyordu. Bu çalışma mekanizmasında kilin tane boyutunun önemli bir parametre olduğu hep söylenegelmekte..
Kireç, atmosferde havanın karbondioksiti ile hızla kalsiyum karbonata dönüşmekte, tanecikler irileşmekte ve bir bağlayıcı işlevi görmektedir. Bu durumda, kilin çalışması nasıl etkilenecektir?
Saygılarımla,
Müjgan Yılmaz
30-03-2011, 15:24
Teşekkürler Sayın Halil Önen,
Aynı karışımı hazırlayıp uygulayacağım,ne zaman başlama tarihi ,onu da belirtirseniz sevinirim,sözünü ettiğiniz bölüme de girip notlar alacağım..
İnci Akalp
30-03-2011, 22:22
Sayın Halil Önen,
Bizim gibi acemiler için çok değerli bilgiler veriyorsunuz, çok teşekkür ederim. Ben bu sene itibariyle bahçemle ilgilenebileceğim, herşeyi UBYİ'den olduğu gibi kopya çekiyorum, bilginiz olsun :) Müjgan Yılmaz'ın dediği gibi bir de zamanlamalar konusunda bilgilendirirseniz bizim için çok yol gösterici olacak.
tekrar teşekkürler
Halil Önen
30-03-2011, 22:56
Merhaba Halil bey,
Kireç, kükürt ve kaolin karışımı ile ilgili bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Bildiğiniz gibi kil, böceklerin faaliyetlerini engellerken, yaprağa düşen ışığın saçılmasını sağlıyarak yanıkları engelliyordu. Aynı zamanda yaprakların solunumunda bir olumsuzluk oluşturmuyordu. Bu çalışma mekanizmasında kilin tane boyutunun önemli bir parametre olduğu hep söylenegelmekte..
Kireç, atmosferde havanın karbondioksiti ile hızla kalsiyum karbonata dönüşmekte, tanecikler irileşmekte ve bir bağlayıcı işlevi görmektedir. Bu durumda, kilin çalışması nasıl etkilenecektir?
Saygılarımla,
Kireç ile kükürtü suda kaynattık. Kireçin tamamına yakını dibe çökmüştü, müthiş alkali bir sıvı, kaynattığımız zeytin yağı tenekesinin dibini eritmişti 2 gün sonra.
Zeytinde 5 lt. suya 50 cc kullandım renk olarak belli bile olmadı. Kükürtün rengi biraz baskın. Kaolinin beyazlık rengini pek etkilemeyecek gibi..
Yani kireçin bu solüsyonda _tanelerinin irileşmesi_ etkisini göremedim yoksa beyazlığını da görürdüm, dediğiniz atmosfer etkisinde doğrudur.
Sebzelerde uyguladığımızda anlattığınız etkiyi _ kaolinle kullanıldığında_ daha iyi göreceğiz.
Dediğiniz gibi _yapıştırcı etkisi güçlü _ belki yapıştırıcı bile kullanmaya gerek kalmayacak.
Halil Önen
30-03-2011, 23:31
Teşekkürler Sayın Halil Önen,
Aynı karışımı hazırlayıp uygulayacağım,ne zaman başlama tarihi ,onu da belirtirseniz sevinirim,sözünü ettiğiniz bölüme de girip notlar alacağım..
Alkali bir sıvı olduğunudan,
çiçeklenme dönemi kullanılmamalı.
Zaten hiç bir ilaç _ özel yaprak gübreleri hariç_ çiçekte kullanılmaz.
Taze sürgünler zamanı atılırsa bitkiyi durdurabilir, bu zaten kükürtün etkisidir. Bunu deneyerek öğreneceğiz.
Bu da aslında kötü bir durum değil, sürgüne (boylanmaya) giden bitki meyveye yatar, meyveyi besler.
Küçük fidan dönemi büyümeyi yavaşlatabilir belki; bunu denemem gerekiyor, özellikle sebze fidanlarında...
Bütün kış dönemi atılabilir. Kaolinle atılırsa soğuk vurmasına daha etkili olabilir.
Kaolin+ kireç _ ki kireç güneş vurmasın diye ağaçlara sürülüyordu_ güneş yanıklarına daha etkili olacak diye düşünüyorum.
Domates v.b gibi her dönem çiçek veren bitkilere atacağız _ ki atıyorlarmış_ nasıl etkisi olur kendimiz test edeceğiz.
Gülleci bulamacı fazla kuru dal çıkartıyor, meyve ağaçlarında, belki sebzelerde de çıkartır.
Bu kötü gibi duran şey aslında çok iyi bir şey. Yani hastalıklı dalları kurutuyor, geliştirmiyor. Özellikle zeytin ve asmada ölü kol hastalığı var ise o dal uyanmıyor, ya da az uyanıyor.
Yani bize budamamız gereken hasta dalı işaret ediyor. Bu yönünü çok seviyorum.
Sebze de kullanılmasında pilot denemeler yapmak _şimdilik_ öğrenme için daha iyi olacak...
Murat Uysal
01-04-2011, 11:48
Arkadaşlar Orfe Teknikde dolaşırken www.turcantarim.com.tr adresine ulaştım.
Bu siteye ait iletişim numarasını aradığımda turhan bey diye birinin tel no verdileri. Aradım ve derdimi anlatım.
Sunguard marka kaolin kili(10kg)(5 kg 200 litre su ile kullanılıyor) 40 tl+kdv
Agrohum (leonardit) (25 kg) 30tl + kdv.
Koli yapıyorlar. Bir koliye 5-6 tl kargo masrafı var. yani kargo anlaşmalı. işbankasından eft ile çalışıyorlar. Koliye sadece 2 paket koyabiliyorlar.
:) sonunda öğrendim. Arayanlara duyrulur..
omer.tuncer
01-04-2011, 13:05
Ensar adlı üyemizle iletişime geçseydiniz kaolin kilini çok daha ucuza elde ederdiniz.
size tavsiyem UBYİ sayfalarını iyice okumanız. sağlıklı ve ucuz bitki yetiştirme yöntemleri o sayfalarda var.
Ensar adlı üyemizle iletişime geçseydiniz kaolin kilini çok daha ucuza elde ederdiniz.
Ensar beyi bugünlerde rahatsız etmek farz olacak galiba. ;)
kayastop
02-04-2011, 10:28
Gül, mantari hastalıklara çok duyarlı olduğundan bahçenizin,tarlanızın etrafına bağlarada ise her sıra başına bir gül dikerek mantari hastalıklara karşı bir alarm sistemi kurmuş olursunuz.Ondan sonra da kükürt,gülleci bulamacı,sarımsak-acı biber ekstratı kullanabilrsiniz,sevgiyle kalın.
Sonunda bende kaolin kilini temin edebildim. İki paket 10 kg lik ürünle bir adet yapıştırıcıyı orfe teknik firmasından kargo dahil 125 TL ye satın aldım. Delfin ilacı ile birlikte özellikle kirazlara ve çok kurt yapan erik ağacına kullanmayı düşünüyorum. Sayın Meyvelitepe sağolsun tecrübelerini paylaşıyor. İnşallah faydası olur.
Ben bu ürünü Boluda kullanacağımız için sıcaktan çok kiraz ve erik kurtları için kullanmayı düşünüyorum. Özellikle kiraz kurtu çok zararlı oluyor. Bu kullanımda özel olarak dikkat edilecek hususlar neler olabilir. İlk uygulama %5lik, sonrakiler %2,5 olacak herhalde, ancak zamanı ve tekrar uygulanıp uygulanmayacağı, meyveler irileştikçe tekrarlamak gerekecek mi, hangi aralıklarla tekrarlanacak? Hasattan önce ne zaman ara vermek gerekir? Ayrıca meyve üzerinde kalan kalıntılar nasıl giderilecek. Yapıştırıcı nedeniyle temizlemek zor mu olur?
Bu gibi sorulara da yanıt bulabilirsem gönül rahatlığıyla uygulama yapabileceğiz.
seyyah53
18-05-2011, 14:50
Ceviz yetiştiriciliği kitabını okurken aklıma bir soru takıldı...
Deniyorki cevizlerde çiçeklenme süresi 15-20 gün...polen yayılma süresi 8-15 gün ...
ve aynı kitap ta deniyorki..25 santigrat derecenin üstündeki sıcaklıklarda polen çimlenmesinde sorunlar oluşabiliyormuş...
Biz bu sıcaklıketkisini ortadan kaldırmak için kaolin kilini ağaçlarımıza kullandığımız zaman ...kaolin kilinin çiçeklenme süresi ve polen oluşum sürelerini kısaltması ve bunu takiben dikogami(erkek ve dişi çiçek açma sürelerinin farklılığı) yi olumsuz etkilermi?
Sorunun ilk muhattabı...Adana tarım fuarında 'tarihi belge' yi yaratan üstadımızdır...:)saygılarımla
MeyveliTepe
18-05-2011, 15:06
Sonunda bende kaolin kilini temin edebildim. İki paket 10 kg lik ürünle bir adet yapıştırıcıyı orfe teknik firmasından kargo dahil 125 TL ye satın aldım. Delfin ilacı ile birlikte özellikle kirazlara ve çok kurt yapan erik ağacına kullanmayı düşünüyorum. Sayın Meyvelitepe sağolsun tecrübelerini paylaşıyor. İnşallah faydası olur.
Ben bu ürünü Boluda kullanacağımız için sıcaktan çok kiraz ve erik kurtları için kullanmayı düşünüyorum. Özellikle kiraz kurtu çok zararlı oluyor. Bu kullanımda özel olarak dikkat edilecek hususlar neler olabilir. İlk uygulama %5lik, sonrakiler %2,5 olacak herhalde, ancak zamanı ve tekrar uygulanıp uygulanmayacağı, meyveler irileştikçe tekrarlamak gerekecek mi, hangi aralıklarla tekrarlanacak? Hasattan önce ne zaman ara vermek gerekir? Ayrıca meyve üzerinde kalan kalıntılar nasıl giderilecek. Yapıştırıcı nedeniyle temizlemek zor mu olur?
Bu gibi sorulara da yanıt bulabilirsem gönül rahatlığıyla uygulama yapabileceğiz.
Sn.Feyzon, olum süresinin kısalığını düşünerek kiraz uygulamasında ya çok düşük doz, ya da hiç yayıcı yapıştırıcı kullanmayabilirsiniz.
Normalde kirazın tane tutumunda bir kez, normal büyüklüğe gelir gelmez bir kez daha uygulamanız kafi olur.
Özel mesajlarla kaolin konusunda çok soru geliyor, toptan yanıt olması için detaylı bir yazı hazırlıyorum. Bir-iki güne yayınlarım.
acemi_caylak
18-05-2011, 20:37
Biz bu sıcaklıketkisini ortadan kaldırmak için kaolin kilini ağaçlarımıza kullandığımız zaman ...kaolin kilinin çiçeklenme süresi ve polen oluşum sürelerini kısaltması ve bunu takiben dikogami(erkek ve dişi çiçek açma sürelerinin farklılığı) yi olumsuz etkilermi?
Sevgili Seyyah53,
Kaolin kilini meyve oluşumundan önce kullanmayı önermiyoruz. Bu yüzden cevizler bilye büyüklüğüne eriştiğinde kullanabilirsiniz. (Burada bir not düşmek istiyorum. Bu satırların yazarı, kendisinin kullanmadığı veya arkasında ciddi bir bilimsel literatür bulunmayan hiç bir ürünü ve uygulamayı etik olarak başkalarına da önermiyor. Ancak ciddi ürünleri de, (örneğin SimDerma'yı) bir çok kişiye ısrarla tavsiye ediyor.)
Ayrıca sorunuzla ilgili olmasa da, ileride gelebilecek bir soruya da değineyim. Kaolin kili kullanımı çok yaygınlaşmamış olsa da aslında eskiden beri bilinen bir olay. Bu konuda yurtdışnda oldukça fazla araştırma var. Bazı böcekler için kaçırıcı ve uzaklaştırıcı etikisinin yanında, bazı Amerikan üniversiteleri mantar hastalıklarını baskılayıcı olarak tavsiyede bile bulunuyorlar. Örneğin, kaolin kili içeren ürünlerin rakibi olan ürünler partikül büyüklüğünden dolayı bırakın döllenmeyi engellendiğini, çiçeklenme döneminde bile kullanılabileceğini, hatta "kirazda dölleyici uyumsuzluğunu ortadan kaldırır ve ikizlemeyi önler" şeklinde öneride bulunuyorlar. Ancak bu etki denediğimiz bir şey değil. Sadece yorum olarak, polenlerin büyüklüğü kaolin kilinin partikül büyüklüğünden daha fazladır (Bildiğim kadarıyla en küçük polen 6 mikron büyüklüğünde, ancak kaolin kili partiküllerinin büyüklüğü 6 mikrondan daha küçük.) ve çiçeklenme döneminde kullanımını önermesekte bir problem olmaz diye düşünüyorum.
Sun-Shader ile ligili ayrıntılı bilgiyi ise Sun-Shader'in kendi sitesinden (http://www.sun-shader.com) öğrenebilirsiniz. Ürün broşürünü ise bu linkten (http://www.sun-shader.com/brosur/sunshaderbrosur.pdf) indirebilirsiniz.
En büyük sevincimiz, rakip ürünler fiyatlarını düşürmek zorunda kalıyorlar ki, bu Türkiye tarımı ve çiftçilerimiz (Kolay olduğu için midir nedir? Herkes bu ülkede çiftçi sırtından para kazanmayı çok seviyor.) için büyük başarıdır diye düşünüyorum. Çünkü çiftçiler yoksa bizde yokuz demektir.
seyyah53
18-05-2011, 21:06
Ben sorumun cevabını fazlasıyla aldım...Teşekkür ederim lakabıyla çelişen insan...
samimiyetiniz den en ufak bir şüphem yok...olsaydı UBYİ ye ulaşmaya çalışmazdım...
Zeytinlibahçe
18-05-2011, 21:13
15 Mayıs da Zeytinlibahçe, Müdürün bahçesi ve Hülya hanımın GümeTepe deki tüm zeytin ve meyve ağaçlarına %1 lik Kaolin uygulaması yaptık. Bu oranın zararının olmayacağını, hatta zeytin güvesi için kullandığımız Delfin wg nin etkisini arttıracağını düşünüyoruz.
http://img685.imageshack.us/img685/8792/dsc00582r.jpg (http://imageshack.us/photo/my-images/685/dsc00582r.jpg/)
400 lt Taralın içinde neler yoktu ki.
%1 Kaolin kili
Delfin wg
B. Substilus
Ema
Azotobakter
Alg
Enzim
Sim Organik
Halil beyle bir deneme yaptık, kaolinin hariç diğer oranları yanıltmamak için özellikle yazmıyorum, başarılı olursak o zaman.
Gölge her zaman ki gibi Halil beyin :)
acemi_caylak
24-05-2011, 21:46
Bugün Tekirdağ'da tanıdık ünlü bir Şarap Üreticisi (Umurbey Şarapları) kendi bahçesinde mildiyöye karşı ilaçlama yapıyordu. Daha önce anlaştığımız üzere 120 dönümlük bahçenin 2 dönümünü doğal mücadele denemeleri için bize verdi.
Amaç burada mildiyö (downy mildew) ve küllemeye (powdery mildew) karşı SunShader + Bacillus subtilis bakterisinin etkisini test etmekti. Öncelikli olarak Bacillus subtilisi'in etkisi gözlemlenecek. SunShader ise burada bakterinin yapraklar üzerinde daha uzun süre yaşaması için yayıcı ajan olarak kullanıldı. Sonuçta %96 su + %1 Bacillus subtilis, %3 SunShader ve ayrıca SunShader'in güneş ışınlarını yansıtıcı özelliğini artırmak üzere %1 oranında Titanyum Dioksit (Kaolinin % 1'i kadar.) kullanıldı. (Titanyum Dioksit güneş yanığına karşı kaolinden daha etkilidir. Hatta kırılma indeksi çok yüksektir. Sadece Elmasın kırılma indeksi Titanyum Dioksitin kırılma indeksinden daha yüksektir ve Titanyum Dioksitin kırılma indeksi kaolinin kırılma indeksinden %60 daha fazladır. Üstelik Titanyum dioksit Magnezyum Oksitten sonra en beyaz maddedir. Bu yüzden güneş kremlerinde bolca kullanılır.)
Sonuçta biz başarılı olursak, kimyasallara karşı bir savaş daha kazanmış olacağız.
Yaklaşık bir hafta sonra bu kezde SunShader + Bacillus thuringiensis + Bacillus subtilis karışımı uygulanacak. Buradaysa amaç mildiyö ve küllemeye ek olarak salkım güvesine karşı mücadele etmek.
İşte bugünkü uygulamanın resimleri.
Bağın genel görünümü.
216065
Ensar uygulamayı yakından izliyor.
216066
216067
Ben traktör sürücüsüne hangi sırayı takip edeceğini gösteriyorum.
216068
Uygulama yapılan yapraklara yakın çekim.
216069
acemi_caylak
24-05-2011, 21:51
Uygulama yapılan yapraklara yakın çekim.
216070
216071
216072
216073
Uygulama yapılan bölümün genel görünümü.
216074
Halil Önen
25-05-2011, 00:05
Uygulama yapılan yapraklara yakın çekim.
216070
Asmada çiçeklenme öncesi bir deneme...
Bir hafta on gün gibi çiçekler açacak ve zararlılar için hiç bir ilaç kullanılmayacak.
Siz ikinci uygulamayı çiçek üstü yapacak gibisiniz. Çiçek üstü uygulama bir ilk olacak...
Tozlanmaya ne etkisi olur, salkımlar ortaya çıktığında görülecek.
Asmada külleme ve mildiyo gibi önemli hastalıklar bu dönemde başlar. Üreticiler bu dönemde _ çiçeklenme öncesi_ yukarıdaki hastalıklar için zehirli ilaçlar kullanır.
Salkım güvesi ilk döl verme zamanıdır. Kaoline basilis Thrungiensis kullanımı doğru bir uygulamadır.
Basilis suptilis galiba ilk uygulanıyor. Hem de kaolin içinde... ilginç bir tecrübe olacak.
Kaolin asma yaprağı üzerine zor yapışıyor ve beyazlığı pek belli olmuyordu. Burada beyazlık çok iyi görünüyor.
Yapıştırcı olarak ne, ne oranda kullanıldı?
Bu beyazlık kaoline karıştıralan titanyum dioksitin etkisi olabilir.
Asma güneşi sever. Bunun için ara yapılır, filizleri kırılır, kalabalık yapan salkımlara yakın yapraklar koparılır;
böylece güneşe açık hale getirilir, böylece salkımların iyi gelişmesi ve hastalıklara _ külleme, mildiyo_ karşı yapılır.
Böyle durumlarda güneş yanığı çok olur.
Zenginleştirilmiş kaolininin etkisini merakla bekliyoruz.
Başarılar diliyoruz.
Saygılar
Sevgili Halil,
Belki inanmak zor ama yapışmayı sağlayan tek şey partiküllerin küçüklüğü ve ilaçlama makinasının performansı.Bir diğer deyişle yapıştırıcı KULLANMADIK. Yapıştırıcı maliyetinden tasarruf edebilirmiyiz diye düşündük.
Hernekadar Acemi 2 dönüm diyorsada benim hesaplarıma göre 2.5 dönüm rahat var. Yaklaşık 9 kilo sun shader kullanıldı. Yapışmanın performansını traktörün fotoğraflarındanda görmek mümkün.
Bu gün ögleden sonra gidip tozlanmayı kontrol edeceğim. Bilgi veririm.
Sevgiyle kalın
Murat Uysal
25-05-2011, 01:12
Bu ürünün (Sun - Shader) fiyatı ve nasıl alacağım hakkında bilgi verirmisiniz sevgili arkadaşlar. Özel mesaj da atabilirsiniz.
Güzel işler yapıyorsunuz gene başarılar.
Berkemal takipte kalmaya devam ediyor. :)
acemi_caylak
25-05-2011, 07:46
Basilis suptilis galiba ilk uygulanıyor. Hem de kaolin içinde... ilginç bir tecrübe olacak.
Halil Bey,
Bacillus subtilis, mildiyö, külleme, pas, antrakoz vb. hastalılklara karşı bir çok ülkede kullanılıyor ve EPA listesinde var. Bu linkteki (Yaprak, Sap ve Gövdede Oluşan Mantar Hastalıkları ile Mücadele) (http://www.sessizbahce.org/mantarhastaliklari/)benim yazımı incelersen sevinirim.
Zeytinlibahçe
25-05-2011, 08:13
Arkadaşlar kolay gelsin, başarılar diliyorum.
Son günlerde kaolin hakkında, nasıl kullanıldığından, hangi markanın etkili olduğuna kadar
o kadar çok mail geliyor ki.
Öncelikle üreticinin kaolini sorması, araştırması demek aynı zamanda doğal üretime de geçmesi anlamına geliyor ki bu bizi inanılmaz derece de keyiflendiriyor.
Gelen sorulara cevap verirken büyük bir sorumluluk altında olduğumuzun da farkındayız dolayısıyla bir çok linkle beraber oluşmuş olan literatürden de bahsedip en son tercihin kendisinin yapmasına özellikle dikkat ediyoruz.
Sun shader kaolinin de bir çok bahçede denenmesi ve eksisiyle, artısıyla bir literatürün oluşması çok önemli.
En son bir araya gelişimizde Ensar bey ve Acemi ustanın her türlü eleştiriye açık olduklarını
bir kez daha belirtmeleri, gelişme ve başarı için ne gerekirse yapacakları konusundaki motivasyonlarını kutluyorum.
acemi_caylak
28-05-2011, 00:49
Bugün Çanakkale'deydik. Sevgili Bayindirmevki'nin elmalarında kara leke başlamıştı.
Kendisiyle yaptığımız yazışmalara göre, kenidisine mühendisi tarafından önerilen Hidrojen Peroksit uygulaması yapacaktı. Bizse Bacillus subtilis + SunShader önerdik. Çünkü kara leke, Venturia inaequalis adlı mantarın neden olduğu bir zararlıdır ve yaprak enfeksiyonları nedeniyle fotosentez ve solunum olayları engellendiğinden, ağaç zayıf kalır, gelişmesi geriler. Hem Bacillus subtilis, bu mantarın mücadelesinde kullanılan bir bakteri hem de fotosentezi destekleyecek SunShader uygulaması (sıcaklar başlamadan önlemini alalım) ile iki taşla iki kuş vuracaktık. Sevgili Bayındıevmevki ile yaptığımız görüşmeler sonucu tarlanın bir bölümünde (yarısında) deneme yapabileceğimizi söyledi. Ancak elimizde yeterli Bacillus subtilis olmadığı için 1/4 ü ile yetinmek zorunda kaldık. Gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.
Tarlanın 1/4 üne (7.5 dönüm) Bacillus subtilis + SunShader uygulandı (%4 SunShader + %1 Bacillus subtilis + %95 su) . 1/4 üne ise Hidrojen peroksit + Kaolin (%4 SunShader + %0.5 Hidrojen peroksit + % 95.5 su) Bayinidrmevki ile birilikte uygulandı. Geriye kalan kısma ise Bayındırmevki kendisi Hidrojen peroksit + SunShader uygulayacak.
İşte uygulama resimleri.
Uygulama öncesi bir görünüm.
217505
Karalekenin ağaç üzerindeki görünümü.
217506
Karaleke bulaşık yaprakların önden ve arkadan görünümü.
217507
217508
SunShader ve Bacillus subtilis bir kovada su ile karıştırılıyor.
217509
acemi_caylak
28-05-2011, 00:54
Karıştırmaya devam.
217510
İlaçlama tankının tazyikli suyu kaolini çok iyi karıştırıyor.
217511
Bayındırmevki uygulama yapıyor.
217512
Uygulama yapılan yaprakların yakından görünümü.
217513
217514
acemi_caylak
28-05-2011, 00:59
Bulaşıklık ciddi. Nerdeyse ağaçların tamamında var. Örnek olması açısından, Bayındırmevki ben uygulama yaparken bütün aşamaları fotoğrafladı. Çünkü her yaprağın altına ve üstüne erişmeliyiz.
217515
217516
217517
217518
217519
acemi_caylak
28-05-2011, 01:06
Uygualama yapılan bölümlerden genel görünüm.
217520
217521
217522
Farklılığın görülmesi açısından uygulama yapılan yer ve henüz uygulama yapılmayan bölüm.
217523
Traktör üzerinde 2 palyaço. Köyün içinden geçerken, gören bütün çocuklar bize gülüyordu. Elmalar olgunlaşınca onlara zehirsiz elma dağıtacağız.
217524
Not: Biz aceleyle maske almayı unutmuşuz. Ancak uygulama yapılırken maske takılmasında yarar var. Hassas ciltlerde hafif tahriş olabilir. Ayrıca fazla solunması da ciğerleri etkiler.
seyyah53
28-05-2011, 09:25
Gelişmleri sizlerden tarafsızca bekliyoruz ....saygılarımla
acemi_caylak
28-05-2011, 10:07
Sevgili Seyyah53,
Tabi ki objektif olarak aktaracağız. Ancak her iki yöntem açısından da aslında biraz geç kalınmış durumda. Normalde kara leke ilaçlaması daha çiçekler tomurcukken yapılmalıydı. Çünkü Bayindirmevki'nin ağaçları kara lekeye duyarlı olan türler. (Red Chief ve Gala) Yine de izleyip göreceğiz. Bacillus subtilis dünyada Serenade, Cease, Kodiak, Rapsody, Companion gibi ticari adlarla piyasada var ve kara lekeye karşı etkili.
Bu arada kara leke mücadelesinde kullanılan çözümler bunlar değil. Bakırlı bileşikler ve Kaliforniya Bulamacı (Kalsiyum Sülfür, Halil Bey'in deyimiyle Gülleci Bulamacı) da kara leke mücadelesinde kullanılabiliyor.
seyyah53
28-05-2011, 10:34
Sn.Acemi_caylak...
İlginiz için çok teşekkür ederim...
Sevgi Durul
28-05-2011, 11:05
Konu ile ilgili bilgisi olan arkadaşlara bir sorum olacak. Acelecilik edip on beş gün kadar önce bahçemizdeki zeytinlere attığımız kaolin, yapıştırıcı olarak şeker de karıştırmamıza rağmen yağan yağmurlarla yıkandı. Şimdi bu atılan kaolin boşa mı gitti? Tekrar atmak gerekiyor mu? Cevap için şimdiden teşekkürler...
acemi_caylak
28-05-2011, 11:29
Sn. Sdurul,
Mecburen tekrar yapacaksınız. Çünkü kaolinin etki etmesi için yapraklar ve meyve üzerinde sürekli bulunması gerekir. Bence bizim yaptığımız uygulamalardaki gibi özel bir hedef yoksa, sadece güneş yanığını önleyici amaçlı kullanacaksınız havalar iyice ısınana kadar (daha doğrusu zeytinler mercimek iriliğine ulaşana kadar) bekleyiniz.
acemi_caylak
28-05-2011, 13:35
Sn. Sdurul,
Birde fotoğraf eklemeniz mümkün mü? Hatta varsa önceki haliyle birlikte aha iyi olur.
Sevgi Durul
28-05-2011, 13:54
Sayın acemi çaylak, fotoğraflar var ama, atıldıktan sonrası ve yağmurdan sonrası mı? Fotoğrafları en kısa sürede toparlayıp yüklerim.
acemi_caylak
28-05-2011, 14:07
Sn. Sdurul,
Öncesi ve sonrası olursa daha iyi olur.
MeyveliTepe
28-05-2011, 21:24
217835
Bu mevsimde zeytinlere kaolin atılırken çiçek durumu iyi izlenmelidir. Çiçek öncesi kaolin atmanın bir mahzuru yok, aksine faydası var. Çiçek açtığında bizim buralarda birdenbire bir-iki gün boyunca hava çok sıcak olabiliyor. Bu da tane tutumunu çok düşüren bir etki. Bazen çiçekler kavruluyor. Çiçek öncesi atılan kaolinin iki sebepten faydası var. Birincisi, çiçekteki sıcak şokunu hafifletiyor. İkincisi kalıcı bir parçacık filmi oluşturmanın ilk adımı. Bu uygulama zaman olarak iyi ayarlanır ve Delfin ile birlikte yapılırsa zeytin güvesinin çiçek dölünde çok etkili olur.
İkinci uygulama taneler saçma büyüklüğüne geldiğinde, yine Delfin ile birlikte yapılmalı. Böylelikle kaolin filmi büyük ölçüde tamamlanmış olur.
Tam koruyuculuk için üçüncü bir uygulama öneriliyor. Taneler leblebi-fındık arası büyüklüğe geldiğinde yine Delfin ile birlikte uygulama yapılmalı.
Bu süre içinde uç tırtılı iyi izlenmeli. Zararlı ya da semptomları görülür ise arada Delfin uygulanabilir. Ancak Delfin uygulanırken düşük doz kaolin mutlaka suspansiyona karıştırılmalı. Eylülde taneler yağlanmaya başladığında ise mutlaka tamir ve tamamlama uygulaması yapılmalı çünkü zeytin sineğinin pervasızca saldırdığı dönemdir.
Çiçek öncesi, içinde bor, molybdenum, çinko, ascophyllum nodosum isimli deniz yosunundan üretilmiş besleyici bulunan organik sertifikalı bir preperat ve Delfin ile birlikte bir uygulama yaptık.
217836
Uygulama sis gibi ve olabildiğince yavaş atım ile yapılmalıdır. Küçücük bir zeytin yaprağı için yukarıdaki dağılım oldukça iyi olmakla beraber, bu yaprağın üzerine fazla atım olduğu da muhakkak. Küçük beyaz lekeler gereğinden fazla üst üste binmiş kaolin katmanına işaret, yağmur ve rüzgarla aşınıp uçması ve gerçek kaplamanın kalması gerekir.
Saf rafine kaolin çok hafif bir malzemedir. Uygulamaya hazır kaolini bir ölçü kabına koyup tarttığınızda 1000 mililitresinin 275 gr'dan az ve bembeyaz olması, uygulamadan sonra hemen kuruması, gece neminde dahi nem almayıp kuru bir film tabakası olarak kalması gerekir.
217837
Yapraktaki ideal bir kaplama ise budur. 2 mikrondan daha küçük tanecikler homojen bir şekilde dağılarak eşit kalınlıkta bir film oluşturur. 2 mikronluk tek bir tanecik, siyah bir zemine dahi koysak çıplak gözle göremiyeceğimiz kadat küçüktür. Yaprak stomalarının kapanmaması, fitotoksite oluşmaması ve fotosentezin devamı için bu kalitede bir film oluşturmak elzemdir.
Kaolinin diğer meyve ağaçlarında uygulamasında en genel takvim, çiçek taç yapraklarının dükülmesini takiben hiç beklemeden uygulanmasıdır. Muhtelif zararlılar, meyvelerin çiçek açmasına endeksli bir takvimde yumurtlarlar. Söz gelimi elma testereli arısı, daha meyveler belirsizken yumurta bırakırlar, buna karşın iç kurdu yapan güveler taç yaprakların dükülmesinden on gün kadar daha sonra yeterli gece ısısını bulunca yumurta bırakmakmaya başlar.
acemi_caylak
29-05-2011, 09:03
Sn. Sdurul'un sorusuna daha ayrıntılı bir yanıt olması açısından, yağmur ve yıkanma olayına biraz daha ayrıntılı değinmekte yarar var.
Kaolin ve benzeri inert toz (inert: başka herhangi bir maddeyle kimyasal etkileşime girmeyen) içeren ürünlerde, en önemli özellik, beyazlık indislerinin yüksek olması yanında, bu ürünlerin yüzeye iyice yayılması ve yağmurla kolay yıkanıp gitmemesidir. Hatta Bitki Patolojisinin gurusu sayılan George N. Agrios kitabında, bu türden ürünleri Film-Forming Compounds (film oluşturan bileşikler) başlığı altında inceler.
Kaolinin aslında tarımda kullanılmasının temel nedeni tamamen ucuz ve doğada bolca bulunmasından kaynaklanır. Yoksa kaolinden çok daha etkili olan Titanyum Dioksitte kullanılabilir. Ancak titanyum dioksitin maliyeti tarımda kullanılamayacak kadar yüksek oluşudur. Türkiye'de olmasa da Amarika'da %100 kaolin içeren tek ürün Cocoon'dur. Yurtdşı kökenli olan piyasadaki diğer ürünlerde %100 kaolin içeren bir ürün değildir. Tıpkı SunShader gibi. Ürünler bunu başardıkları oranda tarımda kullanılabilir hale geliyorlar. Üstelik sadece yağmur değil, güçlü rüzgarlar da parçacıkları yaprak yüzeyinden uzaklaştırıcı etkiye sahiptir. Bunun için çeşitli surfactantlar kullanılabilir.
Kullanılacak surfactantın kalitesine göre bu aşınma değişecektir. Ayrıca bazı bitkilerin yapraklarının yüzeyi hidrofobik (su sevmez, su tutmaz) bazıları hidrofilik (su sever) türdendir. Örneğin bu konuda en bilinen örnek Lotus çiçeğidir. Lotus yaprakları hidrofobik özelliği en yüksek bitkilerden birisidir. Hatta bu özelliğinden dolayı Lotus çiçeğinde mantar hastalığı hemen hiç görülmez. Bu özellik kimyada "lotus etkisi" olarak bilinir. Bu yüzden kullanılacak surfactant çok önemlidir. Ki hiç bir üretici ürününün %95'ten fazla kaolin içerdiğini iddia etmiyor. Firmalar bu tür ürünlerde çeşitli yayıcı ve yapıştırıcı maddeler kullanıyorlar. Üstelik bu yayıcı ve yapıştırıcı maddeler bir bitkide etki ederken bir başka bitkide aynı etkiyi göstermiyor. Hatta bazı bitkilerde meyve ve yaprak farklı özelliklere sahiptir. Örneğin üzümde meyve hidrofobik özellikte iken, yapraklar hidrofilik özelliğe sahiptir.
Aşağıdaki resimdeki uygulamalar Adana'da fuar sırasında SunShader uygulamasının ardından yağan yağmur (ki 6 saat süren şiddetli bir yağmurdu) sonrası çekildi. Farklı bitkilerdeki (sırasıyla limon, zeytin ve taflan) yıkanma özelliğine dikkat derim.
217879
217880
217881
Sevgi Durul
29-05-2011, 10:01
Sayın MeyveliTepe, sayın acemi_caylak verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim.
Kaolin atılmış zeytin fotoğraflarını ekliyorum. Yağmur sonrası fotoğraf çekmemişim maalesef.
217895
217896
Sn. SDurul,
Kaolin atıldıktan sonraki fotoğraflardaki görüntü gayet güzel. Sanırım yenden fazla konsantre bir süspansiyon hazırlamanız gerekmiyecek. Yakın plandan yaprak fotğrafları çekerde yüklerseniz son hallerine göre bir yorum yapmak daha sağliıklı olacaktır.
Sevgiyle kalın
Sevgi Durul
29-05-2011, 17:21
Sayın ensar teşekkür ederim. Bahçeye gittiğimde uygun fotoğrafı çekip yüklerim. Saygıyla...
MeyveliTepe
29-05-2011, 20:47
Yurtdşı kökenli olan piyasadaki diğer ürünlerde %100 kaolin içeren bir ürün değildir. Tıpkı SunShader gibi.Sn.acemi_caylak, piyasadaki diğer ürünler tıpkı SunShader gibi derken diğer ürünler ile %95'lik ürünleri kastediyorsanız, geçenlerde başka bir başlıkta SunShader ürününüzün içindeki diğer mineralleri ve bunların oranlarını sormuştum. Sağolsun, Ensar bey telefonla diğer 3 mineralin isimlerini söyledi ama oranlarını söylemedi. Artık ticari bir ürün olarak piyasada olduğuna göre kaolin harici mineraller, ağır metal, nem, diğer fiziksel özellikleri dahil bir analiz raporu vardır herhalde. Ürün için hazırladığınız web sayfasında herhangi bir bilgi görememiştim, rica etsek burada yayınlayabilirmisiniz?
Sormuşken, yukarıda bir mesajda titanyum dioksit'ten bahsetmişsiniz. Bunu da ürüne standart olarak mı katıyorsunuz, bir kerelik bir uygulama mıydı?
denizakvaryumu
29-05-2011, 22:54
Bacillus subtilis
Hangi firmadan temin ediliyor?
MeyveliTepe
29-05-2011, 23:00
Bacillus subtilis
Hangi firmadan temin ediliyor?
Simbiyotek'de var.
Bacillus subtilis
Hangi firmadan temin ediliyor?
Meyvelitepenin dediği yerden SİMBİYOTEK firmasından temin ediyoruz.
Sevgiyle kalın
Halil Önen
30-05-2011, 12:18
217835
Bu mevsimde zeytinlere kaolin atılırken çiçek durumu iyi izlenmelidir. Çiçek öncesi kaolin atmanın bir mahzuru yok, aksine faydası var. Çiçek açtığında bizim buralarda birdenbire bir-iki gün boyunca hava çok sıcak olabiliyor. Bu da tane tutumunu çok düşüren bir etki. Bazen çiçekler kavruluyor. Çiçek öncesi atılan kaolinin iki sebepten faydası var. Birincisi, çiçekteki sıcak şokunu hafifletiyor. İkincisi kalıcı bir parçacık filmi oluşturmanın ilk adımı. Bu uygulama zaman olarak iyi ayarlanır ve Delfin ile birlikte yapılırsa zeytin güvesinin çiçek dölünde çok etkili olur.
...
Çiçeklenme öncesi kaolin kullanımı;
geçen yıl Muğla yöresinde erken çok sıcaklar zeytin çiçeklerini kavurdu. Verim oldukça düştü.
Bunu site üyemiz Muttalip bey çok geniş zeytin tarlasında yaşadı.
Özelllikle;
Çiçek öncesi kaolin kullanımı _ aşırı sıcak ihtimaline karşı_ sadece zeytinde değil diğer meyve ve sebze yetiştiriciliğinde kullanılmalı, hele erken sıcaklardan etkilenen Ege, Akdeniz bölgeleri için...
Halil Önen
30-05-2011, 12:32
Sevgili Seyyah53,
Tabi ki objektif olarak aktaracağız. Ancak her iki yöntem açısından da aslında biraz geç kalınmış durumda. Normalde kara leke ilaçlaması daha çiçekler tomurcukken yapılmalıydı. Çünkü Bayindirmevki'nin ağaçları kara lekeye duyarlı olan türler. (Red Chief ve Gala) Yine de izleyip göreceğiz. Bacillus subtilis dünyada Serenade, Cease, Kodiak, Rapsody, Companion gibi ticari adlarla piyasada var ve kara lekeye karşı etkili.
Bu arada kara leke mücadelesinde kullanılan çözümler bunlar değil. Bakırlı bileşikler ve Kaliforniya Bulamacı (Kalsiyum Sülfür, Halil Bey'in deyimiyle Gülleci Bulamacı) da kara leke mücadelesinde kullanılabiliyor.
Kara leke küllemeye sebep olan hastalıklardan biri,
kaoline, basilis suptilis karıştırılarak kullanımı _ bir ilk _ çift etki için çok önemli.
Bunu özellikle domates için _ külleme_ deneyeceğim.
Sevgili Acemi, bilgi ve denemeler için başarılar diliyorum.
MeyveliTepe
30-05-2011, 13:20
Kara leke küllemeye sebep olan hastalıklardan biri,
kaoline, basilis suptilis karıştırılarak kullanımı _ bir ilk _ çift etki için çok önemli.
Bunu özellikle domates için _ külleme_ deneyeceğim.
Sevgili Acemi, bilgi ve denemeler için başarılar diliyorum.
Venturia inaequalis'e dirençli olmayan, özellikle de monokültür tarzı bahçelerde bu illet ile mücadele kolay değil. IPM mantığı ile yaklaşmak gerekir. Öncelikle bitkinin kendini savunma mekanizmasını teşvik etmek gerekir.
Bunun için ağaçların kök sistemlerinin güçlü ve iyi beslenmeleri lazım. Tabii bu yeterli değil. Özel olarak dirençsiz çeşitlerde savunma mekanizması için fosforlu asitlerden elde edilen potasyum tuzları çok faydalı. Geçen sene bu sayede köydeki iki elmalıkta kara lekeyi silmiştik. Bu içerik kalıntı bırakmamasına rağmen sistemik olduğu için organik değil. Uygulama zamanı ağaçlar henüz tomurcuklarını kabartmaya başladığı zaman. Zaten daha sonra yapılacak hiç bir mücadelenin fazla şansı yok.
Devam eden zaman diliminde duruma göre sistemik uygulama tekrarlanabilir. Ancak mutlaka temas yoluyla da mantarla baş edecek uygulama yapıllmalı. Yeşillenmiş ağaca da uygulanabilecek en emin ve organik içerik potasyum bikarbonat. Bu içerik de kaolin gibi, insan, hayvan ve çevreye dost. Bildiğimiz kabartma tozunun bir türü. %0,5'lik solusyon hazırlanarak uygulandığında en başarılı sonuçları veriyor. Genel olarak mildiyö, külleme, kara leke vb. bir çok mantar hastalığına etkili. Organik tarımda önerilen bir metod.
B.Subtillis'in de temas yoluyla funguslara etkisi önemli. Potasyum bikarbonat ile birlikte veya ağır durumlarda dönüşümlü olarak uygulanabilir. Yalnız hastalık dokuları enfekte etmiş ise, bitkinin kendi mücadele gücü kalmamışsa sadece ilerlemeyi durdurur. Bu uygulamaların kaolin ile birlikte yapılması mümkün. Fakat solusyonda kükürt, bakır vb. gibi anti mikrobiyal bir içerik bulunmamalı.
Mildiyö, külleme vb. şeyler için başka çok etkili ve güvenli bir metod ise biberiye yağı. %24 biberiye yağı, su ve mineral yağlardan oluşan bir preperatı bahçede denediğimde çok hızlı sonuç aldım. Kaolin ile birlikte kullanılabilir (mikrobiyal içerik olmadan). Yalnız dozuna dikkat etmeli, fazla doz yakıyor.
acemi_caylak
30-05-2011, 14:24
Sn.acemi_caylak, piyasadaki diğer ürünler tıpkı SunShader gibi derken diğer ürünler ile %95'lik ürünleri kastediyorsanız, geçenlerde başka bir başlıkta SunShader ürününüzün içindeki diğer mineralleri ve bunların oranlarını sormuştum. Sağolsun, Ensar bey telefonla diğer 3 mineralin isimlerini söyledi ama oranlarını söylemedi. Artık ticari bir ürün olarak piyasada olduğuna göre kaolin harici mineraller, ağır metal, nem, diğer fiziksel özellikleri dahil bir analiz raporu vardır herhalde. Ürün için hazırladığınız web sayfasında herhangi bir bilgi görememiştim, rica etsek burada yayınlayabilirmisiniz?
Sormuşken, yukarıda bir mesajda titanyum dioksit'ten bahsetmişsiniz. Bunu da ürüne standart olarak mı katıyorsunuz, bir kerelik bir uygulama mıydı?
Sayın Meyvelitepe,
SunShader %95 kaolin + %5 diğer minerallerden oluşmakta. %95 kaolinin özellikleri ise aşağıdaki gibidir.
Özgül Ağırlık: 2.6
Beyazlık: 93 (El Repho)
Nem: % 0.7 (max %1)
Tane Boyutu: Min % 50 0-2 µ ve Min % 99 -5 µ
%5 içerik ise bizim eklediğimiz özel mineraller. Tıpkı Surround veya diğer markalarda olduğu gibi, bu %5 lik kısım işin ticari sır bölümüne giriyor. Aşağıdaki resimlerde de kırmızı işaretli olarak görüleceği gibi Surround’un MSDS (Material Safety Data Sheet – Güvenlik Bilgi Formu) ‘inde de bu %5 lik kısım açıklanmaz. Bazıları buna ticari sır diyor. Bazıları özel geliştirilmiş içerik diyor.
218312
218313
Bildiğiniz üzere SunShader yeni bir ürün ve Ayhan Kaptan’ın dediği gibi "sürekli geliştiriliyor". Belki piyasadaki diğer ithal ürünlerle bire bir aynı oranı yakalayamayabiliriz. Ancak onlar arkasında devasa olanakları olan firmalar. Ki bu olanaklar sadece ürün geliştirilmesiyle de sınırlı değil. Örneğin Kaolin hakkında birkaç broşürü bulunan ve ünvanı Doktor olan bir hanım 1 haftalık davetli olarak Surround’a eğitime gidip, daha sonra burada çeşitli yerlerde bildiriler sunabiliyor. Üstelik bu kişinin sunduğu bildirilerin tarihi sizin Kaolin kullanmanızdan da eski. Ve bu bildirideki bazı uçuk değerler (kaolinin meyve yüzey sıcaklığını 20⁰C düşürdüğü iddiası) Adana Tarla Günleri’nde bir profesör tarafından örnek olarak gösterilebiliyor. Oysa "bilim etiği" açısından bakarsak aynı kişinin Surround’un rakibi olan ürünleri de araştırması ve buna göre bildiriler sunması gerekirdi diye düşünüyorum.
Bu yüzden SunShader’i karşılaştırırken sadece Surround’a değil, diğer rakipler olan Purshade, Eclipse (ki iki markanında içeriği kaolin değil), Cocoon gibi ürünleri de göz önüne almak lazım. Sonuçta birileri ürünlerine “Particle Film Technology” veya “Advanced Reflectance Technology” gibi şaşalı isimler verebilirler. (Ki bunların hepsinin tarihi Fransa'da 1800'li yılların sonunda görülen külleme ve mildiyö hastalığına dayanır. Yol kenarındaki tozdan etkilenen bağlarda hastalık şiddetinin daha az olduğu görülür. Hatta birisi yoldan geçenler üzümleri yemesinler diye yol kenarındaki sıralara tadı acı olduğu için Bakır Sülfat (göztaşı) ve Kireci karıştırıp kullanır. Buradan Bordo Bulamacı ortaya çıkar.) Bunların bence hiçbir önemi yok. Gerçek sonuçlar tarla denemelerinde ortaya çıkacaktır. (Üstelik hem fiyat hem performans açısından.) Ki geçen yıl 1000 dönüm elma bahçesinde deneyenler yeniden talepte bulundular. Bağda kullanan birisi şarabın kalitesini bile etkilediğini söyledi. Daha buna benzer onlarca örnek var.
Belki hemen bugünden yarına değil ama SunShader’in de bir bilgi birikimi oluşuyor ve bu konuda oldukça yol aldığımızı düşünüyorum. Örneğin sizinde sorduğunuz Titanyum Dioksit bunlardan biri. Henüz ürünün içerisine eklenmedi. Ancak kırılma indisinin kaolinden yüksek oluşu olumlu bir özellik. Biz yaptığımız her yeni denemeyi ve bunların sonucunu da buradan açıkça paylaşacağız.
acemi_caylak
30-05-2011, 14:48
Kara leke küllemeye sebep olan hastalıklardan biri,
kaoline, basilis suptilis karıştırılarak kullanımı _ bir ilk _ çift etki için çok önemli.
Bunu özellikle domates için _ külleme_ deneyeceğim.
Sevgili Acemi, bilgi ve denemeler için başarılar diliyorum.
Halil Bey,
Bütün mantar hastalıklarında bulaşıklık yaygınlaşmadan önlem almak çok önemli. Çünkü siz belirtileri gördüğünüz anda, zaten mantar bitkinin büyük kısmına yayılmış oluyor.
Bu yüzden domatesleri yakından incelemekte, hatta mümkünse elinizde bir büyüteçle özellikle yaprakların altını ve üstünü sürekli gözlemlemekte fayda var. Fideler biraz büyüdükten sonra uygularsanız etkisi daha fazla olacaktır.
MeyveliTepe
30-05-2011, 15:59
Sn.acemi_caylak,
Sanırım mesajınız forumda SunShader ürününüzün %95 kaolin olduğunu söylediğiniz ilk mesaj oldu. Ürün broşürünüzde yazıyormuydu bilmiyorum.
Tanecik boyutundaki yaklaşık %49'lik sapma dışında (bu sapma biraz fazla - ürünün yarısı <2 mikron, diğer yarısı 5 mikron olarak düşünmek gerek) neredeyse rafine kaolin ile aynı.
%5'de neler var konusuna girmeden önce %95 oranını biraz netleştirmekte fayda var. Ürünün %95 kaolin olduğunu gösterir bir analiz vardır herhalde.
Nem oranı da gayet iyi görünüyor. Buna göre tamamen kuru, hemen hiç nemsiz bir ürün söz konusu olmalı.
Renk %93 beyazlık da sadece %2 sapma ile iyi görünüyor. Bu durumda rafine kaolin ile yan yana konduğunda gözün ayırabileceği bir renk farkı olmamalı.
%5'lik diğer maddeler konusunda haklısınız. Firmalar bunu ürünün yayılma, yapışma, kolay karışmasını kolaylaştırıcı ve kontrollü formülasyon olarak bir ticari sır olarak tutuyorlar. Sanıyorum siz de öyle yapmaya karar verdiniz. Rafinasyon işleminiz sonunda toplamın %5'i kadar başka malzemeyi ekliyorsunuz, değil mi?
Yalnız burada şöyle bir ayrım var. Söz konusu surround, Engelhard tarafından USDA ile birlikte geliştirildi. Tüm içerik OMRI'ye açık olarak sunuldu ve buna göre OMRI sertifikasyonu aldı. %5'i oluşturan maddelerin hepsi FDA'in "yiyecek" listesi içinde yer aldığı ve yiyecek katkısı olarak kullanıldığı bildiriliyor. Sizin durumunuzda ortada OMRI ve FDA olmadığına göre ve şimdiden kullanımı teşvik ettiğinize göre bunu en azından analiz raporu olarak açıklamalısınız.
Ürünün içinde, söz gelimi bentonit varsa ağırlığının 8-9 misli su tutar. Ağaçlara kaplanan film hep nemli kalır. Ya da kükürt varsa kükürt ile reaksiyona giren, ya da kükürtün etkilediği bir uygulama yapılmaması gerekir.
Ayrıca ppm cinsinden bir ağır metal analizi bitki ve insan sağlığı açısından gerekir. Herhangi bir toksik madde ya da izin verilenden daha fazla metal olmamalıdır.
Verdiğiniz bilgiye göre ürünün Ensar beyin geçen yıl gönderdiği numune ile uzaktan yakından alakası yok diye düşünüyorum. Zira o numune rafine edilmemiş, aşırı nemli, birim hacimde tartıldığında rafine kaolinin tam iki misli ağır, uygulandığında tortu bırakan, uygulama sonrası yapraklardaki dağılımı homojen olamayan, belirgin bir şekilde esmer renkli bir durumdaydı.
Şayet böyle ise, (özel mesajla yanıt verirken Ensar beye de belirtmiştim) yeni üründen analiz raporu ile birlikte ücreti mukabili örnek rica ediyorum.
Dogasever
30-05-2011, 21:27
Sn Ensar ve Sn Acemi Çaylak,
Yeni çıkardığınız ürünlerin Türk tarımı için hayırlı, uğurlu olmasını dilerim. Web sitenizi inceledim. Ürünlerinizin Türk Tarımına çok şey kazandıracağından hiç kuşkum yok. Saygılarımla bol kazanç ve başarılar dilerim. Saygıyla kalın.
acemi_caylak
31-05-2011, 08:34
Sn. Meyvelitepe,
Karışımda min %95 olan Kaolinin içeriği aşağıdaki gibidir.
SiO2: %56 ± 2.5
Al2O3: %39 ± 1.2
Fe2O3: %0.7 ± 0.15
TiO2: %0.4 ± 0.05
Yanma Kaybı: %1
%5'lik kısımda çevre ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek hiç bir madde yoktur. Ki buna bir örnek yukarıda sözü geçen Titanyum Dioksitti. Ayrıca bizzat benim yaptığım uygulamanın buraya da eklenmiş resmi (136 nolu mesaj) buna bir başka kanıttır. Göndereceğimiz numuneyi siz kendinizde test ettirebilirsiniz.
Amerika'da ki gibi Türkiye'de KKGM Kaolin için sertifika veya lisans türü bir belge istemiyor. Amerikadaki üretici koruma koşulları ile Türkiyedeki üretici ve tüketici koşullarındaki farklılık bizi bildiklerimizin hiç değilse bir kısmını şimdilik kendimize saklamamızı gerektiriyor.
Karışımlardaki kaolin dışında kalan kısımlarla ilgili oldukça güzel bilgilere sahibiz. Bir önceki mesajımda da söyledim. SunShader sürekli geliştirilen bir ürün. %95 lik kaolin içeriği de %98'e, hatta %100'e çıkartılmak üzere çeşitli denemeler yapılıyor. Umur Bey’in bağlarında yapılan denemede belki dikkatinizi çekmiştir hiç yapıştırıcı ve yayıcı kullanmadığımızı Ensar, Halil Önen’e bildirmişti. Yağan yağmur sonrasında yaprakların fotoğrafları aşağıdadır.
218819
218820
Bentonit düşünülen ve denenen bir sürü yayıcı ve yapıştırıcıdan sadece biri idi. Bentonit bize önerilen bir maddeydi. Ancak yapmış olduğumuz denemeler ve saklama testlerinin sonucu, şimdilik bu minerali karışıma katmamamız gerektiğini gösterdi. Bana göre gereksiz ama Ensar malzemeci olduğu için yurtiçi ve yurtdışındaki meslektaşları ile bu konuda hala irtibat halinde.
Şu anda içinde yok ancak Aliağa ziyaretimizde, Hüseyin bey, Halil Önen ve Ayhan Kaptan ile yemekte konuştuğumuuzu ve Ayhan kaptanın burada yazdığı gibi karışımı modifiye edebileceğimizi , fungal etki için kükürtle (ki diğer ürünlerinde buna benzer tavsiyeleri var.) ve bazı bakırlı bileşiklerle zenginleştirebileceğimizi hep açıkça düşünüp konuşuyor idik. Ne zaman ki tescil ve ruhsat sorunu çıktı (daha doğrusu sezona yetişme kaygısı ile süreç gecikmesin diye), bundan vazgeçtik ama herkese yerine göre kendi karışımlarını yapmasını öneriyoruz. SunShader kendisini sürekli geliştirecek ve kaolinin Türk Tarımı’nda gerektiği şekil ve miktarlarda kullanılmasına katkıda bulunacaktır.
Kendimizin ve dostlarımızın bahçelerinde neyi kullanıyor isek herkese onu tavsiye ediyoruz. Üstelik bu önerimiz, sadece SunShader ile de sınırlı değil. Fitotoksiteye neden olacak ve insan sağlığını tehdit edecek herhangi bir ürün olsa yurtdışına ürün yetiştiren, 1000 dönüme yakın büyüklükteki bir elma bahçesi olan dostumuzun bahçesinde kullanır mıyız?
Kaolin pH tolerans aralığı geniş ve inert bir toz olduğu için birçok organik veya inorganik madde birlikte ile karıştırılarak kullanılabilir. Ki yeni hazırlanacak kullanım klavuzunda ve broşürde bu bilgilerin ve birlikte kullanımı tavsiye edilen ürünlerin bir listesi bulunacak. Çünkü önceki broşürümüz çok aceleye geldi. Şimdilik 2 kişinin tek başına götürebildiği iş ancak bu kadar oluyor. Bu sözüm yanlış anlaşılmasın bu bir bahane değil. Sadece süreç biraz zaman alıyor.
Burada bir not daha düşmek istiyorum, SunShader kendisine Surround veya Sunguard'ı rakip olarak görmüyor. SunShader’in kullanımı bize göre uygun olabilir, ama biz objektif olamayabiliriz. Diğer ürünlerin kullanım kolaylığı olabilir, ama bildiğim ve de emin olduğumuz bir şey var. Fiyat/Performans oranı diğerlerinden oldukça düşük ve daha da düşmeye aday. Çünkü sürekli olarak performans kısmını arttırmaya çalışıyoruz. Asıl hedef içeriği kaolin olmayan diğer ürünler. Bu ürünler pazara oldukça saldırgan girmiş durumdalar.
Bu konuda üstlendiğimiz misyon inanıyorumki çok yakında anlaşılacaktır.
Not: Örnek ürün gönderilmesi konusunu bildiğim kadarıyla Ensar organize edecek. Bu konuda sizinle bağlantıya geçecektir.
kayastop
31-05-2011, 13:03
Zeytin ve asmada sun-sheder & bacillius subtilis denemelerimiz.
Resimlerde görülen asma son 4 yıldır külleme ve mildiyöden tamamen çöken bir asma,bu yıl Ali beyin tavsiyesiyle bacillius subtilisi (%2'lik), sun-sheder(%4'lük)ile karıştırıp uyguladım.Sonucu hep beraber göreceğiz.
kayastop
31-05-2011, 13:12
fotoğrafların devamı
kayastop
31-05-2011, 13:23
devamı
Sevgili kayastop,
Çok yakın mesafeden ve de sanırım çok iri damlalar halinde atmışsın.
Bir dahaki sefere olabildiğince uzak mesafeden püskürtme memesini atomizasyona ayarlıyarak atarsan böyle lokal büyük beyaz bölgeler yerine çok daha ince ve homojen bir yüzey elde edersin.
sevgiyle kalın
Kaolinle birlikte kullanılacak delfin WG yi acaba nereden satın alabiliriz. Agrikem firması sanırım internetten satış yapmıyor.
acemi_caylak
31-05-2011, 15:23
Kaolinle birlikte kullanılacak delfin WG yi acaba nereden satın alabiliriz. Agrikem firması sanırım internetten satış yapmıyor.
Sn. Feyzon,
Delfin WG'nin içeriği Bacillus thuringiensis (BT) bakterisinden oluşur. BT'yi hangi zararlılar için kullanacaksınız. BT bağda salkım güvesi ve diğer bir çok kelebek türü zararlının tırtıllarına karşı etkilidir.
Burada verdiğimiz bir kaç örnekte ise Bacillus subtilis bakterisi içeren Simbiyotek'in ürünü kullanılmaktadır. Bacillus subtilis çeşitli mantar ve bakteri hastalıklarına karşı (örneğin, mildiyö, külleme vb.) kullanılır. Biyolojik mücadele yöntemlerinde amaç, zararlı daha bitki dokularına yerleşmeden önlem almaktan geçer.
Delfin için ben Trakya'da Bursa Bayisi ile, Gaziantep'te ise Gaziantep bayisi ile irtibata geçerek alıyorum. Agrikem'e telefon açınca sizi ilgili bölge bayisine yönlendiriyorlar.
acemi_caylak
31-05-2011, 15:29
Zeytin ve asmada sun-sheder & bacillius subtilis denemelerimiz.
Resimlerde görülen asma son 4 yıldır külleme ve mildiyöden tamamen çöken bir asma,bu yıl Ali beyin tavsiyesiyle bacillius subtilisi (%2'lik), sun-sheder(%4'lük)ile karıştırıp uyguladım.Sonucu hep beraber göreceğiz.
Sevgili Kayastop,
Zeytinde önermemiştik ama kullanmışsın:)
Asmada ise Bacillus subtilisi'in etkili olacağına inanıyorum. Belki %100 çözemeyebiliriz. Ki hiç bir biyolojik kontrol yöntemi bu garantiyi vermiyor. Ama oldukça fazla sayıda Bacillus subtilis içeren ürün çeşitli ticari adlarla Dünya'da ve Türkiye'de piyasada bulunmakta.
kayastop
31-05-2011, 16:36
[QUOTE=ensar;813898]Sevgili kayastop,
Çok yakın mesafeden ve de sanırım çok iri damlalar halinde atmışsın.
Bir dahaki sefere olabildiğince uzak mesafeden püskürtme memesini atomizasyona ayarlıyarak atarsan böyle lokal büyük beyaz bölgeler yerine çok daha ince ve homojen bir yüzey elde edersin.
Ensar bey,çok haklısınız;sırt pulverizatörünün ince püskürten memesini bulamadım ve mecburen geniş meme kullanarak çok yakından uygulama yaptım o yüzden iri damlalar oluştu yapraklar üzerinde,ince meme ile 2. uygulamayı yapacam bu hafta ( geçen hafta sonu kuvvetli yağış vardı burada ve iyi de yağdı )
Esen kalın
kayastop
31-05-2011, 16:39
Ali bey,siz zeytinlerde önermemiştiniz biliyorum,karışım artınca zeytinlere de kullandım.
Esen kalın.
Sn. Feyzon,
Delfin WG'nin içeriği Bacillus thuringiensis (BT) bakterisinden oluşur. BT'yi hangi zararlılar için kullanacaksınız. BT bağda salkım güvesi ve diğer bir çok kelebek türü zararlının tırtıllarına karşı etkilidir.
Burada verdiğimiz bir kaç örnekte ise Bacillus subtilis bakterisi içeren Simbiyotek'in ürünü kullanılmaktadır. Bacillus subtilis çeşitli mantar ve bakteri hastalıklarına karşı (örneğin, mildiyö, külleme vb.) kullanılır. Biyolojik mücadele yöntemlerinde amaç, zararlı daha bitki dokularına yerleşmeden önlem almaktan geçer.
Delfin için ben Trakya'da Bursa Bayisi ile, Gaziantep'te ise Gaziantep bayisi ile irtibata geçerek alıyorum. Agrikem'e telefon açınca sizi ilgili bölge bayisine yönlendiriyorlar.
Sayın Acemi çaylak ben delfin WG yi kiraz kurdu için sayın meyveli tepenin tavsiyesi ile kullanmak istiyordum. Sanırım elma armut iç kurdu içinde kullanılabiliyor kaolin kili ile birlikte.
acemi_caylak
01-06-2011, 13:48
Sn. Feyzon,
Kaoilin ve Delfin WG'yi karıştırarak kullanabilirsiniz. Önümüzdeki hafta bizde buna benzer uygulamayı bağda salkım güvesi için yapacağız.
Ayrıca yağmur yağmadığı sürece sezon boyunca 3 kere kaolin uygulamasının elma iç kurdunu önemli oranda azalttığı söyleniyor. Sadece bir kaç ağacınızda tek başına kaolin ile de deneme yapabilirsiniz.
MeyveliTepe
01-06-2011, 14:24
Sayın Acemi çaylak ben delfin WG yi kiraz kurdu için sayın meyveli tepenin tavsiyesi ile kullanmak istiyordum. Sanırım elma armut iç kurdu içinde kullanılabiliyor kaolin kili ile birlikte.
Kaolin + Delfin uygulamasını bu yıl üçüncü yıldır yapıyorum, son derece etkili.
Dikkat edilmesi gereken şudur. Ağaçlar kaolin kaplı olsa dahi ergin kelebek yaprakta, dalda veya meyvede yumurta bırakabilir. Türüne göre bir kaç gün içinde larva yumurtadan çıktığında doğrudan meyvelere yollanır. Kaolin sebebiyle güç olsa dahi bazıları ulaşır ve meyve kurtlu olur.
Bu yüzden, ergin uçuşunu ya da yumurta varlığını izlemeli ve ek Delfin uygulamasını hazırda tutmalısınız. Zararlı varlığı sebebiyle Delfin uygulaması yaparken düşük doz kaolin de kullanmanız yerinde olur.
Buradan şunu da söyleyebilirim. Ergini kelebek olan zararlılarda kaolin, işi zorlaştırmasına rağmen larvanın meyveye girişini engelleyemez. Kaolin etkisi, doğrudan meyve kabuğunun altına yumurta bırakan sinekler için tamdır.
MeyveliTepe
01-06-2011, 14:34
Sn. Meyvelitepe,
Karışımda min %95 olan Kaolinin içeriği aşağıdaki gibidir.
SiO2: %56 ± 2.5
Al2O3: %39 ± 1.2
Fe2O3: %0.7 ± 0.15
TiO2: %0.4 ± 0.05
Yanma Kaybı: %1
%5'lik kısımda çevre ve insan sağlığını olumsuz etkileyecek hiç bir madde yoktur. Ki buna bir örnek yukarıda sözü geçen Titanyum Dioksitti. Ayrıca bizzat benim yaptığım uygulamanın buraya da eklenmiş resmi (136 nolu mesaj) buna bir başka kanıttır. Göndereceğimiz numuneyi siz kendinizde test ettirebilirsiniz.
Amerika'da ki gibi Türkiye'de KKGM Kaolin için sertifika veya lisans türü bir belge istemiyor. Amerikadaki üretici koruma koşulları ile Türkiyedeki üretici ve tüketici koşullarındaki farklılık bizi bildiklerimizin hiç değilse bir kısmını şimdilik kendimize saklamamızı gerektiriyor.
...
Bilgi için teşekkür ederim. Ancak verdiğiniz bilgi Kaolinin literatürdeki dağılımı zaten. Ben, ürününüzün toplamı içinde kaolinin %95 olduğunu gösteren bir şey var mı diye sormuştum.
Haklısınız, ülkemizde tüketici koruma kuralları daha az gelimiş. Fakat buna dayanarak, sizin deyiminizle ürün içeriğini en azından güvence garantisi sağlamadan kendinize saklamanız ne kadar etik olur bilemem.
Yeni ürünün numunesi konusunda henüz herhangi bir gelişme olmadı, çok büyük ve pozitif bir farklılık beklentisiyle meraktayım.
acemi_caylak
05-06-2011, 04:42
Kırklareli' nde büyük çoğunluğu elma olan 500 dönümün üzerinde bir bahçedeyiz. Bahçe sahibi rutin ilaçlamaları olan fungusit ilaçları ile birlikte uygulayabilceğimizi söyledi. Kabul ettik. Ancak bir kaç sıraya da sadece kaolin + Bacillus subtilis uygualanması konusunda ikna ettik. Ayrıca bahçenin 8 dönüm bağ olan bölümünde de kaolin + Bacillus subtilis uygulandı.
Dün uygulama önce elma bahçesi ve bağda yapıldı. Salı veya çarşamba günü ise Cevizlerde yapılacak.
Bu arada daha önce uygulama yaptığımız Umur Bey bahçesinde kaolin uygulanan tarafla uygulanmayan taraf arasındaki filiz gelişiminde yaklaşık 5-10 cm arası farklılıklar var. Bunun bu kadar erken etkili olabileceğine inanmıyordum ki dün Sevgili Bayindirmevki'den aşağıdaki maili aldım.
"Genel olarak tüm bahçe yağmurdan çoşmuş ve sürgün vermiş ama seni sevindirecek bir şey ki kaolinli taraf daha çok sürgün vermiş aynı umurbeydeki gibi. "
Bu durumu geçen yıl Ensar'ın fabrikadaki ağaçlarda ve Antep'te bizim bahçede antep fıstıklarında yaşamıştım. Yine de ben hala bu konuda daha fazla uygulama ve gözlem yapılması gerektiği taraftarıyım.
Ancak artık şunu kolaylıkla önerebiliriz, yaygın bilinenin aksine ilk kaolin uygulamasını kesinlikle sıcaklar başlamadan önce yapmakta yarar var.
İşte dünkü uygulamanın resimleri.
Bahçenin büyüklüğünün anlaşılması için uzaktan resimler.
220510
220511
Ceviz bahçesinin görünümü.
220512
Uygulamadan resimler.
220513
220514
acemi_caylak
05-06-2011, 04:47
Bağ ve elma bahçesinin bir bölümünün görünümü.
220518
Uygulama sonrası, ağaçların görünümü.
220515
220516
220517
220519
Sevgi Durul
06-06-2011, 17:29
Sn. SDurul,
Kaolin atıldıktan sonraki fotoğraflardaki görüntü gayet güzel. Sanırım yenden fazla konsantre bir süspansiyon hazırlamanız gerekmiyecek. Yakın plandan yaprak fotğrafları çekerde yüklerseniz son hallerine göre bir yorum yapmak daha sağliıklı olacaktır.
Sevgiyle kalın
Sayın ensar, teşekkür ederim. Son on beş gündür yağış nedeniyle bahçeye dün gidebildik. Yakın çekim fotoğrafları ancak yükleyebiliyorum. Korktuğumuz gibi olmamış galiba. Yorum sizlerin. Saygılar...
221090
221091
Sayın Sdurul,
Yaprakların durumu harika. Eğerf üzerine tekrar % 1.5 veya 2 lik bie süspansiyonu her hangi bir yaprak gübresi ya da biofungucit ile birlikte atarsanız gelecek bir kaç yağmuruda karşılamaya hazır olacaksınız demektir,
Sevgiyle kalın
Sevgi Durul
06-06-2011, 22:07
Teşekkür ederim sayın ensar, biz yapıştırıcı olarak toz şeker kullanmıştık. Ben adını bilemeyeceğim, eşim ilaç da karıştırmıştı kaoline. Biz attıktan kısa süre sonra, yağmur yağınca ve o bembeyaz görüntü kaybolunca, yağmur hepsini yıkadı diye endişelenmiştik. Önerilerinizi eşime ileteceğim.
Şimdi yapıştırıcı olarak, başka bir ilaç aldık. Bu gün de cevizlere kaolin uygulandı.
Saygılar...
Yerli Kaolin almak istiyorum yardımcı olacak arkadaşlar iletişim bilgilerini iletirse sevinirim.
http://www.akyildizmadencilik.com/kaolen.htm
40 mikron diyor bu suda erimez mi ?
Yerli Kaolin almak istiyorum yardımcı olacak arkadaşlar iletişim bilgilerini iletirse sevinirim.
Delimus özel mesaj kutunuzu boşaltırsanız ya da telefon numaranızı özelime gönderirseniz detaylı konuşalım derim.
Sevgiyle kalın
athena -asena
12-06-2011, 14:36
Bugün fındıklara kaolin kili attım .
athena -asena
12-06-2011, 14:41
devamı
kaolinin kilinin karıştırma işlemleri ve atacağım motorlar.
athena -asena
12-06-2011, 14:57
Diğer meyve ağaçlarına da attım.
athena -asena
12-06-2011, 19:12
kirazlardaki durumu
athena -asena
13-06-2011, 22:19
Sun Shaderi bugün 6,5 dönüm fındık bahçesine attık.
athena -asena
13-06-2011, 22:24
Athena da yakın takipte beni seyrediyor.
Sevgi Durul
14-06-2011, 12:28
Kaolin uygulanmış cevizlerin görüntüsü.
224437
224438
Halil Önen
15-06-2011, 00:47
...SunShader kendisini sürekli geliştirecek ve kaolinin Türk Tarımı’nda gerektiği şekil ve miktarlarda kullanılmasına katkıda bulunacaktır..
Sn. acemi_çaylak,
Kaolini gülleci bulamacı _ kireç+kükürt solüsyonu_ ile karıştırarak kullandım, asma, domates de külleme _mantar) hastalıkları için.
Zeytinde ise %5 zn. +%5 bor içeren Mebor5 ile _ zeytin tane gelişimi için_ kullanmak istiyoruz.
Bu şekilde geliştirmek_ kullanmak_ uygun mudur?
Saygılar
Halil Önen
15-06-2011, 00:49
Sayın ensar, teşekkür ederim. Son on beş gündür yağış nedeniyle bahçeye dün gidebildik. Yakın çekim fotoğrafları ancak yükleyebiliyorum. Korktuğumuz gibi olmamış galiba. Yorum sizlerin. Saygılar...
221090
221091
Sn. SDurul;
zeytinde kaolin güzel görünüyor. Kolay gelsin.
Bereketli ürünler.
Halil Önen
15-06-2011, 00:53
Sun Shaderi bugün 6,5 dönüm fındık bahçesine attık.
Sn. athena_ asena;
doğal yetiştirme çabanızda başarılar. Bol ürünler dilerim.
acemi_caylak
15-06-2011, 06:47
Sn. acemi_çaylak,
Kaolini gülleci bulamacı _ kireç+kükürt solüsyonu_ ile karıştırarak kullandım, asma, domates de külleme _mantar) hastalıkları için.
Zeytinde ise %5 zn. +%5 bor içeren Mebor5 ile _ zeytin tane gelişimi için_ kullanmak istiyoruz.
Bu şekilde geliştirmek_ kullanmak_ uygun mudur?
Saygılar
Halil Bey,
Kaolin kili inert bir madde olduğu için bir çok diğer ürünle birlikte karıştırılarak kullanılabilir. Bu yüzden gülleci bulamacı ve iz elementlerle karıştırılmasında hiç bir problem olmayacaktır.
yalıçapkını
15-06-2011, 10:23
Ensar bey,uzun zamandır forumda yazmadığım için özelinize mesaj atmayı beceremedim,bende yeni ürününüzü denemek istiyorum,siz benim özelime gerekli açıklamaları yazarsanız bir miktar kaolin ısmarlamayı düşünüyorum.
Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
athena -asena
15-06-2011, 20:58
Sn. athena_ asena;
doğal yetiştirme çabanızda başarılar. Bol ürünler dilerim.
Halil Bey merhaba iyi dilekleriniz için çok teşekkürler. Bol ürünler dilemişsiniz ama bu sene malesef geçen senenin 10 da biri yok çoğu kimse bahçelerine bile girmiyecekler . Mayıs ayında hava çok sisli geçti fındık soğuktan döküm yapamadı.Ne yapaılım inşallah seneye bol hasatlı günler geçiririz.
Sevgi Durul
15-06-2011, 21:12
Sn. SDurul;
zeytinde kaolin güzel görünüyor. Kolay gelsin.
Bereketli ürünler.
Sayın Halil Önen, teşekkür ederim. Kaolin kilini önce zeytinlerde, sonra cevizlerde, ilk kez bu yıl deniyoruz. Geçen dönemin cevizlerinin, güneş yanığı yüzünden içleri kararmıştı. Umarım kaolinle, bu sorunu aşarız. Saygılar...
MeyveliTepe
15-06-2011, 22:56
Toprak tozlarının böcek uzaklaştırıcısı olarak kullanılması ilk insanlar, memeliler ve kuşların böcek ısırmalarından kurtulmak için toz banyosu yapmasına kadar gidiyor. Buna rağmen böcek kontrolü için son zamanlardaki çabalar inert mineral parçacıklarından daha çok toksik mineral ve kimyasal bileşikler üzerinde yoğunlaşmıştı. Antik çağlarda kükürt ve kükürt bileşikleri katranla karıştırılıp ısıtıldığında çıkan duman ile bağlardaki ve diğer ağaçlardaki böcekler kovuluyordu. Çinde diyatom toprağının pestisit olarak kullanılması milattan önce 2000 yılına dayanıyor, arsenik ve arsenik tuzlarından oluşan toksik preperatlar ise Çinde milattan sonra 200 yılında ve Avrupada 1699'da kullanılmıştı.
Böcekleri uzaklaştırmak için tahıla öğütülmüş kireçtaşı karıştırılması ise birinci yüzyıldaydı. Bilinen ilk tarımın ilk böcek ilacı ve fungusiti ise helenistik çağda sönmüş kireç ve kükürt karışımıydı (gülleci bulamacı). Kimyasal reaksiyona giren kireç ve kükürte tütün, odun külü, keten tohumu yağı, sabun, ve sığır gübresi gibi malzemelerin karıştırıldığı da oluyordu. 1500'lerde Kireç-Kükürt karışımı ağaçlara tütsü olarak yakılıyordu. 1800'lerde kireç-kükürt karışımı kolay elde edilebildiği için çok popüler olmuştu. 1897'de bakır ve arsenik bileşikleriyle çok zehirli insektisitler yapılmıştı. 1892'de yapılan bir arsenik-kurşun bileşiği ise 1940'lara, DDT'ye kadar insektisit olarak kullanıldı.
Yirminci yüzyılın başlarında, o zamanlar kullanımda olan az sayıdaki pestisit buhar veya petrol gücüyle çalışan püskürtme tabancalarıyla spray solusyonları şeklinde uygulanıyordu. Geniş bahçelerin ya da ekili arazilerin el tabancalarıyla büyük miktarda sulu solusyonlar kullanılarak ilaçlanmasının çok fazla emek gerektirmesi sebebiyle araştırmacılar mineral parçacıklarının taşıyıcı olarak kullanıldığı toz uygulamalarını incelemeye aldılar.
1920'lerde toz uygulamaları, sıvı püskürtme uygulamalarına göre uygulama kolaylığı ve emek maliyeti, bitkileri iyi kaplaması, sebebiyle öne çıktı.
1930'larda araştırmacılar belli inert minerallerin kendilerinin böceklere karşı toksik ajan olduğunu keşfettiler. 1939'da inert minerallerin böcekler üzerindeki etkileri şöyle özetlenmişti. 1. Tozun sindirim sistemine ağız yoluyla alınımı, 2.Kuruma, 3. Böceğin gövde çeperi ile kimyasal reaksiyon, 4.Direk mekanik aşındırıcı etki.
1960 dan sonra bir süre inert minerallerin insektisit olarak kullanılabilirliğine ilgi çok düşük boyutta kaldı. Bunun en büyük nedeni ucuz ve etkili sentetik insektisitlerin piyasaya girmiş olmasıydı. Mineral tozların tarımda kullanılması hakkında araştırma yapılmamasına bir başka sebep ise, tozların bitki verimliliğini düşürmesi ve bitkilerde eklembacaklı zararlı popülasyonunu arttırdığı düşüncesi idi.
1960'larda mineral bazlı beyaz tozla kaplamasıyla virütik hastalıklara vektör olan zararlıları önlemek deneyleri yapıldı. Beyaz yansıtıcı yüzey bazı bitlerin konukçuyu bulması ve yerleşmesinde uzaklaştırıcı etkisi belirlenmişti. Beyaz tozlar için genellikle çeşitli kaolin karışımları, bentonit ve bir tür kil olan atapulgit yayıcı yapıştırıcı ajanlar kullanılmıştı ve bitkilerin tüm yaprakları kaplanarak veya bitkinin etrafındaki toprağın kaplanması şeklinde denenmişti. Bu yaklaşım, bit ve yaprak zararlısının (leafhopper) uzak tutulmasıyla sınırlı olarak başarı sağladı.
Toprak yol kenarlarında, yol tozu ile kaplanmış bitki ve ağaçlar, doğal düşmanlar için yeterince uygun ortam olmadığı için bitkiden beslenen akarlar ve kabuklu bitler için uygun bir ortam oluşturmaktaydı. Maden ocaklarından çıkarılan mineral parçacıkları ve yol tozları ürün verimliliğini azaltıyor zararlı bitleri ve mantari hastalıkları arttıyordu. Kaolinin yaprak uygulamalarının yaprak üst zarını tahrip ettiği ve su kaybını arttırdığı için fototoksit olduğu görüldü .
Daha sonraları mineral parçacıklarının pestisit olarak kullanımı sentetik pestisit bileşikler emdirilmiş formülasyonlar ile sınırlı kaldı.
1970'lerde böceklerin inert tozlarla kontrol edilmesi minerallerden silikon jel, silikon dioksit gibi sentetik malzemelere geçiş yaptı. Bu sentetik tozların tahıl endüstrisinde zararlı kontrol gereksinimlerinde çok büyük potansiyelinin olduğuna inanıldı. Buna rağmen genel olarak kullanılan ucuz kimyasal gazlar oldu. 1970'lerden sonra mineral parçacıklar üzerindeki araştırmalar çokça sentetik insektisit ve mikrobiyal ajanların taşıyıcısı olarak kullanımı ve kısmen güneş yanıklarının kontrolüyle sınırlı kaldı.
İnert mineral parçacıkların bitki yeşil aksamında bakteriyel ve mantar hastalıkların önlenmesine yönelik araştırma da bu dönemde pek yapılmadı. Araştırmalar daha çok nemli koşullarda bitki yeşil aksam yüzeyinin PH'ını değiştirerek etki gösteren alkali sodyum karbonat üzerinde yapıldı. Böylece mantar sporlarının çimlenmesi ve büyüyerek hastalığa sebep olması engellenebiliyordu. Bugün de mantar hastalıklarına karşı çokça kullanılan mineral malzeme, PH yükseltici alkali sönmüş kireç ile toksik bir ağır metal bakır sülfat karşımı olan bordo bulamacıdır.
Mineral parçacık araştırmaları 1970'lerden itibaren, parçacıkların tanecik çapı, şekil ve ışık yansıtma özelliklerinde yapılabilen mühendislik ile boya, plastik, kağıt, kozmetik endüstrilerinde devam etti. 1985 yılında Amerikan kongresi, azaltılmış girdili sürdürülebilir tarım programının bir parçası olarak, tarım araştırma servisine kimyasal pestisitlerin risklerinin azaltılması için geliştirmeler yapma talimatını verdi. Bu, bir çok araştırmacıyı tarım zararlılarıyla ekonomik, çevreci ve sürdürülebilir bir şekilde mücadele etmede yeni fikirler bulmak ve araştırmak için teşvik etti.
Parçacık film teknolojisi tarım araştırma servisi bilim adamlarınca kimyasal pestisitlere bir alternatif olarak 1990'ların ortalarında düşünüldü. Bu teknoloji, aşağıdaki özellik şartlarına uyan mineral filmin bitki yüzeyine kaplanmasından ibaret idi. Bu özellikler, 1. Kimyasal olarak inert mineral parçacıkları, 2.Parçacık çapının <2 mikron olması (teorik olarak tamamının, ya da en azından <2 mikron olanlar işe yarıyor diye alınmalı), 3.Homojen bir şekilde yayılıp film oluşturabilmesi, 4. Oluşan filmin yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini engellemeyecek şekilde geçirgen olması, 5.Fotosentetik olarak aktif radyasyonu geçirmesi fakat ultraviyole ve infrared radyasyonun bir kısmını geri yansıtması, 6.Zararlının bitki üzerindeki davranışını etkilemesi, 7.Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi, idi.
Çeşitli mineraller ve özellikleri incelendi, fakat bir çoğu, solunduğunda kanserojen olan silika kristalleri (SiO2) içeriyordu, güneş ışığını geçirmiyordu ve bitkilerin fotosentezini olumsuz etkiliyordu.
1996'da tarım arıştırma servisi endüstri ile iş birliği yaparak kaolin bazlı yeni sınıf parçacıkların üzerine odaklandı. Beyaz, gözeneksiz, şişip kabarmayan, aşındırıcı olmayan, ince taneli, tabak şekilli, su içinde kolaylıkla asılı kalarak suspansiyon oluşturan, geniş bir PH aralığında inert olan alimünyum silikat (Al4Si4O10(OH)8) mineraliydi. Kaplanabilir sınıf kaolin %85'den daha parlak ve %90'dan daha saf kalitedeydi. Ham kaolinin içerdiği iki iz element olan Fe2O3 ve TiO2'nin ayrıştırılıp uzaklaştırılması çeşitli endüstriyel uygulamalar için de gerekli olan %85 beyaz parlaklık kalitesi için gerekliydi. Buna ilaveten insan sağlığı için solunduğunda kanserojen olan serbest SiO2 silika kristallerinin mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırılması gerekiyordu. Son 10 yıldaki teknik gelişmeler rafine edilmiş kaolin parçacıklarının ısı ile kalsine edilip, belirtilen çapa indirilerek şekil verilmesini ve gereken ışık yansıtma özelliklerine sahip kaolin parçacıkları halinde üretilebilmesini mümkün kılıyordu.
"Parçacık Film Teknolojisi", şaşaalı bir terim olarak, bir çok zararlı ve bazı hastalıklara karşı etkili, bitki sağlığına olumlu katkıları olan bu çok fonksiyonlu mineral ürünün mühendisliği ve geliştirmesine önderlik eden araştırma grubunca belirlenmişti.
Parçacık Film Teknolojisi, mineral teknolojilerindeki bilgi birikimi, böcek davranışları, ışık fiziği ve bunların zararlı mücadesinde kullanımındaki bitki fizyolojisinin birleştirilmiş bir sentezidir.
Parçacık film teknolojisi, önceleri silikon kaplanarak hidrofobik yapılan (M-96) kaolin parçacıklarına dayanıyordu. Hidrofobik kaolin ilk olarak manuel tozlayıcılar veya modifiye edilmiş kum püskürtücüleriyle toz olarak atılmıştı, çünkü hidrofobik malzeme su ile karıştırılamıyordu. Ancak, tozlama işlemi sırasındaki savrulma, tanecikleri bitki yüzeyine yapıştıracak bir şeyin olmaması M-96 tozlamayı pratik kılmıyordu. 1998 yılında M-96 ve M-97 parçacık film formülasyonları olarak Amerikan Çevre Koruma örgütünce ilk kez tescil edildi.
Kısa süre sonra M-96, metanol-su sistemi (MEOH) kullanılarak önceden hazırlanmış preperat olarak formüle edildi. 11.3 kg M-96, 18 Litre MEOH ile preperat haline getirilip 436 litre suya ekleniyor ve ağaçlara püskürtülmek üzere naklediliyordu. Saha deneylerinde bu yöntemin pratik kullanım için çok pahalı, nakliye ve emniyet problemleri olduğu belirlendi. Laboratuar ve saha çalışmalarında, hidrofilik kaolin parçacıkları formülasyonunun (M-97) uygun bir yayıcı yapıştırıcı ile kullanımının bitki hastalık ve zararlılarında en az M-96'nın toz ve sıvı püskürtme uygulamaları kadar etkili olduğu anlaşıldı. Sonuç olarak hidrofobik M-96, hidrofilik M-97 ile devam edilmek üzere terk edildi.
Hidrofilik M-97 kaolin formülasyonunun avantajları, 1.Kolay karışabilmesi, 2.Daha ekonomik olması, 3.Tank karışımları için başka malzemelerle uyumlu olması, 4. Yağmura dayanıklılık ve yayılıcılık değişiklikleri için esnek formülasyona sahip olmasıydı. 1999 yılında M-97 + M03 Surround adı altında ticari olarak elde edilebilir duruma geldi. Yine aynı yıl, içerdiği yayıcı-yapıştırıcı sistem ile doğrudan suya karıştırılan tek bir paket olarak Surround-WP Amerikan Çevre örgütünce tescil edildi. Bu formülasyon 2000 yılında piyasaya sunuldu ve halen kullanımda olan ana formülasyondur.
Kaolinin boya ve plastik endüstrisindeki geçmişi, çevre örgütü tescilleri için yapılmış sağlık ve toksite testleri Surround'ın organik tarım ürünleri için onaylanmasında etkili oldu.
Parçacık film teknolojisinin ilk çalışmalarında bitkilerin, yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini sağlayan geçirgenlik, fotosentetik aktif radyasyonu geçirirken ultraviyole ve infrared radyasyonu geri yansıtma derecesi gibi formülasyona bağlı film özelliklerinden doğrudan etkilendiği ortaya çıktı.
Surround WP kaolin ve kalsiyum karbonat uygulaması, elma bahçesinde ağaçların fotosentez, su kullanım etkinliği, verim, meyve boyutu ve kalitesi bakımından karşılaştırıldı. Azalan yaprak ısısına bağlı olarak stoma iletkenliğinin artması yoluyla su verimliliği azalmasına rağmen kontrol ağaçlarına göre sadece kaolin formülasyonu fotosentezi arttırdı. Kalsiyum karbonat, beyaz rengine rağmen daha çok fotosentetik aktif radyasyonu ağaçtan geri yansıtarak olumlu etkilerin hiç birini sağlayamadı.
Dünya genelinde çok sayıda çalışma kaolin parçacık filminin güneş yanıklarını azalttığını destekliyor. Infrared ve ultraviyole radyasyonun geri yansıtılması bitki yüzeyindeki ısıyı düşürür ve güneşin tahribatını azaltır. Parçacık film teknolojisinin tarımda güneş yanıklarını önleme ajanı ve pestisit olarak kullanımı temel olarak eşittir.
Parçacıkların fiziksel ve kimyasal özellikleri değiştirilerek elde edilen formülasyonlarla farklı özelliklere sahip olan filmlerin başka bir çok uygulamaları olabiliyor. Potansiyel olarak püskürtülebilir yansıtıcı malç, herbisit, don önleme ve pestisit taşıyıcılığı gibi kullanımlardan söz edebiliriz.
1990'ların sonundan bu güne kadar dünyanın dört bir yanında parçacık film teknolojisi kullanılarak yapılan ve hemen her tür bitki, pek çok koşul ve pek çok zararlı ve hastalığı karşı etkilerini ölçmek için bilimsel saha deneyleri ve bunlarla ilgili yazılıp yayınlanan makale sayısı binleri buldu.
Bu çalışmaların hemen hemen tamamında Surround WP kullanıldı. Bu bilimsel çalışmaların sonucunda parçacık film teknolojisi ve bir formülasyon olarak Surround Wp'nin kiminde olumlu etkileri belirlendi, kiminde kayda değer bir etki sağlanamadı. Bu şekilde her biri, bilimsel ölçümlere dayanır bir şekilde teknoloji ve formülasyonun sınırları ve etki alanları belirlendi. Bu süreç hala devam ediyor. Kuşkusuz bu teknoloji, başka deneyler ve ar-ge çalışmalarıyla daha ileri formülasyonlar için gelişmekte.
Yeni bir bilginin üretilmesi hiç bir zaman o bilginin tüm bileşenleriyle birlikte sıfırdan üretilmesi şeklinde olmaz, mutlaka o konu her ne ise daha önce üretilmiş başka bilgilerin üzerine dayanır. Bilimsel çalışmalarda da böyledir. Yeni bir deney ve buna ait bilimsel raporlar, konu ile ilintili başka bilimsel raporları baz alır, bunlarda ifade edilenlere bir damla yeni bilgi ekler. Bir sonraki de benzer bir şekilde olur. Böylece o konuda kocaman bir literatür oluşur. Herhangi bir bilimsel makaleyi okuduğunuzda, araştırma imkanınız da varsa, uygun bir şekilde ilişkilendirilmiş referanslar yardımıyla söylenen her şeyin kökenine inmek mümkündür.
Parçacık Film Teknolojisinin malzeme olarak aracı, literatürdeki adıyla M-97, sonradan verilen ticari adıyla da Surround'dur. Bu teknolojiyle yapılan ilk deney ve buna ait ilk makaleden başlayarak, bilgiyi üretip büyütmenin sağlıklı bir yolu olarak, her yeni çalışma malzemeyi sabit tutarak başka bir koşulda, başka bir bitkide, başka bir etki, hastalık veya zararlı için yapılmıştır. Söz gelimi, malzeme olarak Surround'ın önceki deneylerinde çeşitlerine göre radyasyon geçirgenlik ve yansıtma deneyleri yapılarak raporlanmıştır. Başka bir malzemenın farklı yansıtma ve geçirgenlik değerleri olacağından öncekilerin devamı olarak yeni yapılacak bir deneye hizmet etmez, zira sonraki deneyler önceki ölçümleri bir daha tekrarlamaz, ilave başka bir şey deneyip raporlar.
Bu zincirleme bilimsel deneyler yapılırken, aynı formülasyonu birebir temsil eden başka bir ürün yoktur. Ticari bir marka ve tescil yoluyla sabitlenmiş içeriği ile Surround elde edilebilir, literatürde geçmişi olan bir ürün olarak aynı doğrultudaki başka deneylerin malzemesi olmakta, kullanan çiftçiler ise, karşılaştıkları problemlerin çözümlerini bilimsel makalelerde buldukları müddetçe ya birebir aynı ürünü, ya da makaleye esas olan ürünün formülasyonuna en yakın olan kabul edilebilir başka bir ürünü edinerek problemini çözmeye çalışmaktadır.
Parçacık Film Teknolojisinde geliştirilen M97 formülasyonu ve M97+M3 olarak ticari ürün haline gelmiş formülasyon, Georgia'nın çökelti şeklinde oluşmuş kaliteli kaolin yataklarından elde edilen mineralin, yüksek seviyede rafine edilip tüm metal ve diğer serbest minerallerden arındırılıp 1100 derecede kalsine edildikten sonra %90 ölçüde 2 mikron altı (ortalama 1.4 mikron) boyuta getirilmiş malzemeden oluşmaktadır. Formülasyonda M3 olarak ifade edilen katkı ise bu ürüne özel yayıcı yapıştırıcı bir katkı olduğu, ve bunların da kabul edilen yiyecek katkıları listesinde olan malzemelerden olduğu bildirilmektedir.
Yapılan ve kayıt altına alınan bazı denemelerde, uygun boyutta, rafine edilmiş kaliteli kaolin ile uygun boyutta, rafine edilmiş, kaliteli ama aynı zamanda kalsine edilmiş kaolin arasında tarım uygulamaları bakımından büyük farklar belirlenmiştir. İlerleyen zamanda bunlardan söz edeceğim.
Kaolin uygulamaları şayet güneş yanıkları, fotosentez, zararlı engelleme vb. konularda bu güne kadar yapılmış saha deneyleri ve bilimsel makaleler baz alınarak yapılacaksa veya yapılması öneriliyorsa, ya da bu literatürü çağrıştırarak ürün öneriliyorsa , en azından M97 formülasyonunda belirtilen ağır metal, kanserojen olan olmayan tüm minerallerin ayrıldığı yüksek seviyede rafine edilmiş, kalsine, en az %90 oranında 2 mikrondan küçük tanecikli ve diğer saflık, beyazlık, parlaklık özelliklerine uygun formülasyona sahip malzeme olmalıdır. Formülasyonun buraya kadar olan kısmı gizli ve ticari sır değildir. Kaliteli hammadde, uygun üretim teknikleri, yeterli mühendislik bilgi ve yatırım ile herkes yapabilir.
Önerilen herhangi bir ürün bu özelliklerde değil ise, bu özelliklerdeki ürün için oluşmuş literatür ile bir bağlantısı kalmaz. Ne radyasyon tiplerine ait ölçüm değerleri, ne bitki ve zararlılarla ilgili yapılmış saha deneyleri ve bunlara ait bilimsel makaleler, hiç biri geçerli değildir. Gereken bilimsel deneyler ve raporların söz konusu yeni ürün için sıfırdan üretilmesi gerekir. Her türlü broşür, söylem ve yazı ile bu yeni ürüne atfedilen etkilerin hepsinin ürüne ve formülasyonuna özel, somut, ispat edilebilir dayanak ve belgeleri olmalıdır. Elbette, bunlardan da önce söz konusu yeni formülasyonların insan ve çevre sağlığı etkileri net ve tatmin edici derecede açık olmalıdır. Aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.
Ağaçlar ve diğer bitkilerde inert mineral geliştirmeleri tamamen başka formülasyonlarla ve başka amaçlar için de yapılabilir. Bu bakımdan araştırma ve geliştirmenin bir sınırı da yok. Söz gelimi, 2006'da piyasaya sürülen ve Pasific Northwest tarafından elma bahçeleri için geliştirilmiş Eclips, kalsiyum karbonat ve bor içerikli, sıvı formundaydı. Sonradan Purfresh isimli, ana işi ozon jeneratörleri gibi teknolojilerle taze meyve sebze depolama ve nakliye sistemleri olan şirket, Eclips'i bitirip yerine sadece elma değil, bir çok bitki için iki ayrı ürün içeren Purshade ürün gamını üretti. Normal kalsiyum karbonatın fotosentetik radyasyonu da yansıtma özelliği olmasına rağmen, -henüz patent sürecindeki-"Advanced Reflectance Technology" diye başka bir şaşaalı isme sahip mühendislik çalışmasıyla UV ve IR'yi yansıtırlen fotosentetik radyasyonu geçirmesini sağladılar ve yine sıvı formda satılıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, madenden çıkan kalsiyum karbonatı az öğütüp torbalara doldurmamışlar. Bu ürünler, sadece güneş yanıklarını ve ısı stresini önlemek amaçlı ve herhangi zararlı kontrolü için iddiası ve söylemi yok. Epey müşteri referansı olsa da henüz ciddi bir bilimsel literatür oluşmamış.
Not: Bu yazının hazırlanmasında aşağıdaki yayınlardan yararlanılmıştır.
1. Encyclopedia of entomology, John L. Capinera
2. Horticultural Reviews, John Wiley & Sons, Inc.
3. Journal of Economic Entomology
Aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.
Not: Bu yazının hazırlanmasında aşağıdaki yayınlardan yararlanılmıştır.
1. Encyclopedia of entomology, John L. Capinera
2. Horticultural Reviews, John Wiley & Sons, Inc.
3. Journal of Economic Entomology
Sn. meyvelitepe,
Zannederim bu üç kaynaktan faydalanarak yazdığınız makalenin ana fikri bu paragrafta gizli. Yoksa yanılıyormuyum. Konuyu bilen birisi olarak yerli ürünler hakkındaki fikirlerinizi daha açık ifade ederseniz özellikle forum üyesi arkadaşların yanlış bir şey yapmasını engellemiş olursunuz. Yanlış ürün uygulayıp bu işin sonunda kanser olup ölmekte var. Özellikle viski benzetmeniz hem güncel hem de dikkat edilmesi gereken bir husus.
MeyveliTepe
16-06-2011, 08:55
Sn.Sarıcan, öyle bir anafikir için bu kadar uzun bir yazı yazmama gerek yoktu. Tek paragrafta da anlatabilirdim. Yani, yazının anafikri o değil.
Öte yandan haklısınız. Yazıyı tekrar okuduğumda önemli bir terslik olduğunu gördüm. Özellikle de benim yazım şeklimi tanıyanlar için çok acemice gelmiş olması muhtemel. En azından ben öyle gördüm.
Uzun bir yazı. Altında "şunlardan yararlanılmıştır" diye bir lâf da yazmışım. Fakat yazıda söylenenlerin nereden geldiği, neye dayandığı belli değil. Hangi söylemler bana ait, hangi bilgiyi ben üretmişim, literatürden bahsederken uydurmuş muyum, yorum mu yapmışım kaybolmuş.
Dahası, konu hakkında araştırma yapan bir öğrenci, bu bilgi karmaşıklığından dolayı tüm bilgiyi benim ürettiğimi sanıp konunun ustası sanarak yakama yapışabilir ki, bunu hiç istemem. Sadece bana ait ne varsa onun için gelsin isterim.
Bu sebeple, iyi ki hatırlatmış oldunuz, bu yazıyı biraz düzeltmem gerekecek.
MeyveliTepe
16-06-2011, 10:11
Toprak tozlarının böcek uzaklaştırıcısı olarak kullanılması ilk insanlar, memeliler ve kuşların böcek ısırmalarından kurtulmak için toz banyosu yapmasına kadar gidiyor (Ebling 1971). Buna rağmen böcek kontrolü için son zamanlardaki çabalar inert mineral parçacıklarından daha çok toksik mineral ve kimyasal bileşikler üzerinde yoğunlaşmıştı. Antik çağlarda kükürt ve kükürt bileşikleri katranla karıştırılıp ısıtıldığında çıkan duman ile bağlardaki ve diğer ağaçlardaki böcekler kovuluyordu (Smith ve Secoy 1975,1976). Çinde diyatom toprağının pestisit olarak kullanılması milattan önce 2000 yılına dayanıyor (Allen 1972), arsenik ve arsenik tuzlarından oluşan toksik preperatlar ise Çinde milattan sonra 200 yılında ve Avrupada 1699'da kullanılmıştı (Casida ve Quistad 1998). [2]
Böcekleri uzaklaştırmak için tahıla öğütülmüş kireçtaşı karıştırılması ise birinci yüzyıldaydı. Bilinen ilk tarımın ilk böcek ilacı ve fungusiti ise helenistik çağda sönmüş kireç ve kükürt karışımıydı (gülleci bulamacı) (Secoy ve Smith 1983). Kimyasal reaksiyona giren kireç ve kükürte tütün, odun külü, keten tohumu yağı, sabun, ve sığır gübresi gibi malzemelerin karıştırıldığı da oluyordu. 1500'lerde Kireç-Kükürt karışımı ağaçlara tütsü olarak yakılıyordu. 1800'lerde kireç-kükürt karışımı kolay elde edilebildiği için çok popüler olmuştu. 1897'de bakır ve arsenik bileşikleriyle çok zehirli insektisitler yapılmıştı. 1892'de yapılan bir arsenik-kurşun bileşiği ise 1940'lara, DDT'ye kadar insektisit olarak kullanıldı (Peryea 1998). [2]
Yirminci yüzyılın başlarında, o zamanlar kullanımda olan az sayıdaki pestisit buhar veya petrol gücüyle çalışan püskürtme tabancalarıyla spray solusyonları şeklinde uygulanıyordu. Geniş bahçelerin ya da ekili arazilerin el tabancalarıyla büyük miktarda sulu solusyonlar kullanılarak ilaçlanmasının çok fazla emek gerektirmesi sebebiyle araştırmacılar mineral parçacıklarının taşıyıcı olarak kullanıldığı toz uygulamalarını incelemeye aldılar. [1]
1920'lerde toz uygulamaları, sıvı püskürtme uygulamalarına göre uygulama kolaylığı ve emek maliyeti, bitkileri iyi kaplaması, sebebiyle öne çıktı. [1]
1930'larda araştırmacılar belli inert minerallerin kendilerinin böceklere karşı toksik ajan olduğunu keşfettiler. 1939'da inert minerallerin böcekler üzerindeki etkileri şöyle özetlenmişti. 1. Tozun sindirim sistemine ağız yoluyla alınımı, 2.Kuruma, 3. Böceğin gövde çeperi ile kimyasal reaksiyon, 4.Direk mekanik aşındırıcı etki. [1]
1960 dan sonra bir süre inert minerallerin insektisit olarak kullanılabilirliğine ilgi çok düşük boyutta kaldı. Bunun en büyük nedeni ucuz ve etkili sentetik insektisitlerin piyasaya girmiş olmasıydı. Mineral tozların tarımda kullanılması hakkında araştırma yapılmamasına bir başka sebep ise, tozların bitki verimliliğini düşürmesi ve bitkilerde eklembacaklı zararlı popülasyonunu arttırdığı düşüncesi idi. [3]
1960'larda mineral bazlı beyaz tozla kaplamasıyla virütik hastalıklara vektör olan zararlıları önlemek deneyleri yapıldı. Beyaz yansıtıcı yüzey bazı bitlerin konukçuyu bulması ve yerleşmesinde uzaklaştırıcı etkisi belirlenmişti (Kennedy ve arkadaşları 1961, Kring 1962). Beyaz tozlar için genellikle çeşitli kaolin karışımları, bentonit ve bir tür kil olan atapulgit yayıcı yapıştırıcı ajanlar kullanılmıştı ve bitkilerin tüm yaprakları kaplanarak veya bitkinin etrafındaki toprağın kaplanması şeklinde denenmişti (Nawrocka ve arkadaşları. 1975; Bar-Joseph ve Frenkel 1983; Marco 1986, 1993). Bu yaklaşım, bit ve yaprak zararlısının (leafhopper) uzak tutulmasıyla sınırlı olarak başarı sağladı.[3]
Toprak yol kenarlarında, yol tozu ile kaplanmış bitki ve ağaçlar, doğal düşmanlar için yeterince uygun ortam olmadığı için bitkiden beslenen akarlar ve kabuklu bitler için uygun bir ortam oluşturmaktaydı (Debach 1979). Maden ocaklarından çıkarılan mineral parçacıkları ve yol tozları ürün verimliliğini azaltıyor zararlı bitleri ve mantari hastalıkları arttıyordu. (Farmer 1993). Kaolinin yaprak uygulamalarının yaprak üst zarını tahrip ettiği ve su kaybını arttırdığı için fototoksit olduğu görüldü (Eveling 1972, Eveling ve Eisa 1976).[3]
Daha sonraları mineral parçacıklarının pestisit olarak kullanımı sentetik pestisit bileşikler emdirilmiş formülasyonlar ile sınırlı kaldı (Kirkpatrick ve Gillenwater 1981).[3]
1970'lerde böceklerin inert tozlarla kontrol edilmesi minerallerden silikon jel, silikon dioksit gibi sentetik malzemelere geçiş yaptı. Bu sentetik tozların tahıl endüstrisinde zararlı kontrol gereksinimlerinde çok büyük potansiyelinin olduğuna inanıldı. Buna rağmen genel olarak kullanılan ucuz kimyasal gazlar oldu. 1970'lerden sonra mineral parçacıklar üzerindeki araştırmalar çokça sentetik insektisit ve mikrobiyal ajanların taşıyıcısı olarak kullanımı ve kısmen güneş yanıklarının kontrolüyle sınırlı kaldı. [1]
İnert mineral parçacıkların bitki yeşil aksamında bakteriyel ve mantar hastalıkların önlenmesine yönelik araştırma da bu dönemde pek yapılmadı. Araştırmalar daha çok nemli koşullarda bitki yeşil aksam yüzeyinin PH'ını değiştirerek etki gösteren alkali sodyum karbonat üzerinde yapıldı. Böylece mantar sporlarının çimlenmesi ve büyüyerek hastalığa sebep olması engellenebiliyordu (Olivier 1998). Bugün de mantar hastalıklarına karşı çokça kullanılan mineral malzeme, PH yükseltici alkali sönmüş kireç ile toksik bir ağır metal bakır sülfat karşımı olan bordo bulamacıdır. [3]
Mineral parçacık araştırmaları 1970'lerden itibaren, parçacıkların tanecik çapı, şekil ve ışık yansıtma özelliklerinde yapılabilen mühendislik ile boya, plastik, kağıt, kozmetik endüstrilerinde devam etti. 1985 yılında Amerikan kongresi, azaltılmış girdili sürdürülebilir tarım programının bir parçası olarak, tarım araştırma servisine kimyasal pestisitlerin risklerinin azaltılması için geliştirmeler yapma talimatını verdi. Bu, bir çok araştırmacıyı tarım zararlılarıyla ekonomik, çevreci ve sürdürülebilir bir şekilde mücadele etmede yeni fikirler bulmak ve araştırmak için teşvik etti.[1]
Parçacık film teknolojisi tarım araştırma servisi bilim adamlarınca kimyasal pestisitlere bir alternatif olarak 1990'ların ortalarında düşünüldü. Bu teknoloji, aşağıdaki özellik şartlarına uyan mineral filmin bitki yüzeyine kaplanmasından ibaret idi. Bu özellikler, 1. Kimyasal olarak inert mineral parçacıkları, 2.Parçacık çapının <2 mikron olması (teorik olarak tamamının, ya da en azından <2 mikron olanlar işe yaryor diye alınmalı-abç), 3.Homojen bir şekilde yayılıp film oluşturabilmesi, 4. Oluşan filmin yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini engellemeyecek şekilde geçirgen olması, 5.Fotosentetik olarak aktif radyasyonu geçirmesi fakat ultraviyole ve infrared radyasyonun bir kısmını geri yansıtması, 6.Zararlının bitki üzerindeki davranışını etkilemesi, 7.Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi, idi.[1]
Çeşitli mineraller ve özellikleri incelendi, fakat bir çoğu, solunduğunda kanserojen olan silika kristalleri (SiO2) içeriyordu, güneş ışığını geçirmiyordu ve bitkilerin fotosentezini olumsuz etkiliyordu.[1]
1996'da tarım arıştırma servisi endüstri ile iş birliği yaparak kaolin bazlı yeni sınıf parçacıkların üzerine odaklandı. Beyaz, gözeneksiz, şişip kabarmayan, aşındırıcı olmayan, ince taneli, tabak şekilli, su içinde kolaylıkla asılı kalarak suspansiyon oluşturan, geniş bir PH aralığında inert olan alimünyum silikat (Al4Si4O10(OH)8) mineraliydi. Kaplanabilir sınıf kaolin %85'den daha parlak ve %90'dan daha saf kalitedeydi. Ham kaolinin içerdiği iki iz element olan Fe2O3 ve TiO2'nin ayrıştırılıp uzaklaştırılması çeşitli endüstriyel uygulamalar için de gerekli olan %85 beyaz parlaklık kalitesi için gerekliydi. Buna ilaveten insan sağlığı için solunduğunda kanserojen olan serbest SiO2 silika kristallerinin mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırılması gerekiyordu (Harben 1995). Son 10 yıldaki teknik gelişmeler rafine edilmiş kaolin parçacıklarının ısı ile kalsine edilip, belirtilen çapa indirilerek şekil verilmesini ve gereken ışık yansıtma özelliklerine sahip kaolin parçacıkları halinde üretilebilmesini mümkün kılıyordu. [2]
"Parçacık Film Teknolojisi", bir terim olarak, bir çok zararlı ve bazı hastalıklara karşı etkili, bitki sağlığına olumlu katkıları olan bu çok fonksiyonlu mineral ürünün mühendisliği ve geliştirmesine önderlik eden araştırma grubunca belirlenmişti.[1]
Parçacık Film Teknolojisi, mineral teknolojilerindeki bilgi birikimi, böcek davranışları, ışık fiziği ve bunların zararlı mücadesinde kullanımındaki bitki fizyolojisinin birleştirilmiş bir sentezidir. [2]
Parçacık film teknolojisi, önceleri silikon kaplanarak hidrofobik yapılan (M-96) kaolin parçacıklarına dayanıyordu. Hidrofobik kaolin ilk olarak manuel tozlayıcılar veya modifiye edilmiş kum püskürtücüleriyle toz olarak atılmıştı, çünkü hidrofobik malzeme su ile karıştırılamıyordu. Ancak, tozlama işlemi sırasındaki savrulma, tanecikleri bitki yüzeyine yapıştıracak bir şeyin olmaması M-96 tozlamayı pratik kılmıyordu. 1998 yılında M-96 ve M-97 parçacık film formülasyonları olarak Amerikan Çevre Koruma örgütünce ilk kez tescil edildi.[1]
Kısa süre sonra M-96, metanol-su sistemi (MEOH) kullanılarak önceden hazırlanmış preperat olarak formüle edildi. 11.3 kg M-96, 18 Litre MEOH ile preperat haline getirilip 436 litre suya ekleniyor ve ağaçlara püskürtülmek üzere naklediliyordu. Saha deneylerinde bu yöntemin pratik kullanım için çok pahalı, nakliye ve emniyet problemleri olduğu belirlendi. Laboratuar ve saha çalışmalarında, hidrofilik kaolin parçacıkları formülasyonunun (M-97) uygun bir yayıcı yapıştırıcı ile kullanımının bitki hastalık ve zararlılarında en az M-96'nın toz ve sıvı püskürtme uygulamaları kadar etkili olduğu anlaşıldı. Sonuç olarak hidrofobik M-96, hidrofilik M-97 ile devam edilmek üzere terk edildi.[1]
Hidrofilik M-97 kaolin formülasyonunun avantajları, 1.Kolay karışabilmesi, 2.Daha ekonomik olması, 3.Tank karışımları için başka malzemelerle uyumlu olması, 4. Yağmura dayanıklılık ve yayılıcılık değişiklikleri için esnek formülasyona sahip olmasıydı. 1999 yılında M-97 + M03 Surround adı altında ticari olarak elde edilebilir duruma geldi. Yine aynı yıl, içerdiği yayıcı-yapıştırıcı sistem ile doğrudan suya karıştırılan tek bir paket olarak Surround-WP Amerikan Çevre örgütünce tescil edildi. Bu formülasyon 2000 yılında piyasaya sunuldu ve halen kullanımda olan ana formülasyondur.[1]
Kaolinin boya ve plastik endüstrisindeki geçmişi, çevre örgütü tescilleri için yapılmış sağlık ve toksite testleri Surround'ın organik tarım ürünleri için onaylanmasında etkili oldu.[1]
Parçacık film teknolojisinin ilk çalışmalarında bitkilerin, yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini sağlayan geçirgenlik, fotosentetik aktif radyasyonu geçirirken ultraviyole ve infrared radyasyonu geri yansıtma derecesi gibi formülasyona bağlı film özelliklerinden doğrudan etkilendiği ortaya çıktı. [1]
Surround WP kaolin ve kalsiyum karbonat uygulaması, elma bahçesinde ağaçların fotosentez, su kullanım etkinliği, verim, meyve boyutu ve kalitesi bakımından karşılaştırıldı. Azalan yaprak ısısına bağlı olarak stoma iletkenliğinin artması yoluyla su verimliliği azalmasına rağmen kontrol ağaçlarına göre sadece kaolin formülasyonu fotosentezi arttırdı. Kalsiyum karbonat, beyaz rengine rağmen daha çok fotosentetik aktif radyasyonu ağaçtan geri yansıtarak olumlu etkilerin hiç birini sağlayamadı.[1]
Dünya genelinde çok sayıda çalışma kaolin parçacık filminin güneş yanıklarını azalttığını destekliyor. Infrared ve ultraviyole radyasyonun geri yansıtılması bitki yüzeyindeki ısıyı düşürür ve güneşin tahribatını azaltır. Parçacık film teknolojisinin tarımda güneş yanıklarını önleme ajanı ve pestisit olarak kullanımı temel olarak eşittir. [1]
Parçacıkların fiziksel ve kimyasal özellikleri değiştirilerek elde edilen formülasyonlarla farklı özelliklere sahip olan filmlerin başka bir çok uygulamaları olabiliyor. Potansiyel olarak püskürtülebilir yansıtıcı malç, herbisit, don önleme ve pestisit taşıyıcılığı gibi kullanımlardan söz edebiliriz. [1]
1990'ların sonundan bu güne kadar dünyanın dört bir yanında parçacık film teknolojisi kullanılarak yapılan ve hemen her tür bitki, pek çok koşul ve pek çok zararlı ve hastalığı karşı etkilerini ölçmek için bilimsel saha deneyleri ve bunlarla ilgili yazılıp yayınlanan makale sayısı binleri buldu.
Bu çalışmaların hemen hemen tamamında Surround WP kullanıldı. Bu bilimsel çalışmaların sonucunda parçacık film teknolojisi ve bir formülasyon olarak Surround Wp'nin kiminde olumlu etkileri belirlendi, kiminde kayda değer bir etki sağlanamadı. Bu şekilde her biri, bilimsel ölçümlere dayanır bir şekilde teknoloji ve formülasyonun sınırları ve etki alanları belirlendi. Bu süreç hala devam ediyor. Kuşkusuz bu teknoloji, başka deneyler ve ar-ge çalışmalarıyla daha ileri formülasyonlar için gelişmekte.
Yeni bir bilginin üretilmesi hiç bir zaman o bilginin tüm bileşenleriyle birlikte sıfırdan üretilmesi şeklinde olmaz, mutlaka o konu her ne ise daha önce üretilmiş başka bilgilerin üzerine dayanır. Bilimsel çalışmalarda da böyledir. Yeni bir deney ve buna ait bilimsel raporlar, konu ile ilintili başka bilimsel raporları baz alır, bunlarda ifade edilenlere bir damla yeni bilgi ekler. Bir sonraki de benzer bir şekilde olur. Böylece o konuda kocaman bir literatür oluşur. Herhangi bir bilimsel makaleyi okuduğunuzda, araştırma imkanınız da varsa, uygun bir şekilde ilişkilendirilmiş referanslar yardımıyla söylenen her şeyin kökenine inmek mümkündür.
Parçacık Film Teknolojisinin malzeme olarak aracı, literatürdeki adıyla M-97, sonradan verilen ticari adıyla da Surround'dur. Bu teknolojiyle yapılan ilk deney ve buna ait ilk makaleden başlayarak, bilgiyi üretip büyütmenin sağlıklı bir yolu olarak, her yeni çalışma malzemeyi sabit tutarak başka bir koşulda, başka bir bitkide, başka bir etki, hastalık veya zararlı için yapılmıştır. Söz gelimi, malzeme olarak Surround'ın önceki deneylerinde çeşitlerine göre radyasyon geçirgenlik ve yansıtma deneyleri yapılarak raporlanmıştır. Başka bir malzemenın farklı yansıtma ve geçirgenlik değerleri olacağından öncekilerin devamı olarak yeni yapılacak deneye hizmet etmez, zira sonraki deneyler önceki ölçümleri bir daha tekrarlamaz, ilave başka bir şey deneyip raporlar.
Bu zincirleme bilimsel deneyler yapılırken, aynı formülasyonu birebir temsil eden başka bir ürün yoktur. Ticari bir marka ve tescil yoluyla sabitlenmiş içeriği ile Surround elde edilebilir, literatürde geçmişi olan bir ürün olarak aynı doğrultudaki başka deneylerin malzemesi olmakta, kullanan çiftçiler ise, karşılaştıkları problemlerin çözümlerini bilimsel makalelerde buldukları müddetçe ya birebir aynı ürünü, ya da makaleye esas olan ürünün formülasyonuna en yakın olan kabul edilebilir başka bir ürünü edinerek problemini çözmeye çalışmaktadır.
Parçacık Film Teknolojisinde geliştirilen M97 formülasyonu ve M97+M3 olarak ticari ürün haline gelmiş formülasyon, Georgia'nın çökelti şeklinde oluşmuş kaliteli kaolin yataklarından elde edilen mineralin, yüksek seviyede rafine edilip tüm metal ve diğer serbest minerallerden arındırılıp 1100 derecede kalsine edildikten sonra %90 ölçüde 2 mikron altı (ortalama 1.4 mikron) boyuta getirilmiş malzemeden oluşmaktadır. Formülasyonda M3 olarak ifade edilen katkı ise bu ürüne özel yayıcı yapıştırıcı bir katkı olduğu, ve bunların da kabul edilen yiyecek katkıları listesinde olan malzemelerden olduğu bildirilmektedir.
Yapılan ve kayıt altına alınan bazı denemelerde, uygun boyutta, rafine edilmiş kaliteli kaolin ile uygun boyutta, rafine edilmiş, kaliteli ama aynı zamanda kalsine edilmiş kaolin arasında tarım uygulamaları bakımından büyük farklar belirlenmiştir. İlerleyen zamanda bunlardan söz edeceğim.
Kaolin uygulamaları şayet güneş yanıkları, fotosentez, zararlı engelleme vb. konularda bu güne kadar yapılmış saha deneyleri ve bilimsel makaleler baz alınarak yapılacaksa veya yapılması öneriliyorsa, ya da bu literatürü çağrıştırarak ürün öneriliyorsa , en azından M97 formülasyonunda belirtilen ağır metal, kanserojen olan olmayan tüm minerallerin ayrıldığı yüksek seviyede rafine edilmiş, kalsine, en az %90 oranında 2 mikrondan küçük tanecikli ve diğer saflık, beyazlık, parlaklık özelliklerine uygun formülasyona sahip malzeme olmalıdır. Formülasyonun buraya kadar olan kısmı gizli ve ticari sır değildir. Kaliteli hammadde, uygun üretim teknikleri, yeterli mühendislik bilgi ve yatırım ile herkes yapabilir.
Önerilen herhangi bir ürün bu özelliklerde değil ise, bu özelliklerdeki ürün için oluşmuş literatür ile bir bağlantısı kalmaz. Ne radyasyon tiplerine ait ölçüm değerleri, ne bitki ve zararlılarla ilgili yapılmış saha deneyleri ve bunlara ait bilimsel makaleler, hiç biri geçerli değildir. Gereken bilimsel deneyler ve raporların söz konusu yeni ürün için sıfırdan üretilmesi gerekir. Her türlü broşür, söylem ve yazı ile bu yeni ürüne atfedilen etkilerin hepsinin ürüne ve formülasyonuna özel, somut, ispat edilebilir dayanak ve belgeleri olmalıdır. Elbette, bunlardan da önce söz konusu yeni formülasyonların insan ve çevre sağlığı etkileri net ve tatmin edici derecede açık olmalıdır. Aksi halde ülkemizde çokça rastlanılan, bir kısım yerli ürünlerin isim benzerliği ya da içerik çağrıştırmasıyla arkasında ciddi literatür bulunan başka ürünlere ait bilgilere öykünülerek pazarlanması durumu yaratılmış olur. Kısıtlı ve yönlendirilmiş kullanım deneyimi yaratarak satış desteği ülkemizde zaman zaman geçer akçe sayılsa da, bunun doğru bir yaklaşım olduğu söylenemez. Güncel olduğu için hatırlayalım ki, sahte viski imal edenler, bu ürünleri satarken ürünlerine yüzde yüz güveniyorlardır, içildiğinde de muhakkak sarhoş ediyordur, fakat iki bardaktan fazlası bazılarını öldürebiliyor.
Ağaçlar ve diğer bitkilerde inert mineral geliştirmeleri tamamen başka formülasyonlarla ve başka amaçlar için de yapılabilir. Bu bakımdan araştırma ve geliştirmenin bir sınırı da yok. Söz gelimi, 2006'da piyasaya sürülen ve Pasific Northwest tarafından elma bahçeleri için geliştirilmiş Eclips, kalsiyum karbonat ve bor içerikli, sıvı formundaydı. Sonradan Purfresh isimli, ana işi ozon jeneratörleri gibi teknolojilerle taze meyve sebze depolama ve nakliye sistemleri olan şirket, Eclips'i bitirip yerine sadece elma değil, bir çok bitki için iki ayrı ürün içeren Purshade ürün gamını üretti. Normal kalsiyum karbonatın fotosentetik radyasyonu da yansıtma özelliği olmasına rağmen, -henüz patent sürecindeki-" Advanced Reflectance Technology" diye başka bir isme sahip mühendislik çalışmasıyla UV ve IR'yi yansıtırlen fotosentetik radyasyonu geçirmesini sağladılar ve yine sıvı formda satılıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, madenden çıkan kalsiyum karbonatı az öğütüp torbalara doldurmamışlar. Bu ürünler, sadece güneş yanıklarını ve ısı stresini önlemek amaçlı ve herhangi zararlı kontrolü için iddiası ve söylemi yok. Epey müşteri referansı olsa da henüz ciddi bir bilimsel literatür oluşmamış.
[1] Encyclopedia of entomology, John L. Capinera
[2] Horticultural Reviews, John Wiley & Sons, Inc.
[3] Journal of Economic Entomology
Allen, F. 1972. A natural earth that controls insects. Org. Gardening & Farming
Bar-JosephM, ., and H. Frenkel. 1983. Spraying citrus plants with kaolin suspensions r educes colonization by the piraea aphid
Cassida, J. E., ve G. B. Quistad. 1998. Golden age of insecticide research: past, present or future?
D. M. Glenn, G. Puterka, T. Vanderzwet, R. E. Byers, AND C. Feldhake 1999, Hydrophobic Particle Films: A New Paradigm for Suppression of Arthropod Pests and Plant Diseases
D. M. Glenn., G. Puterka, Particle Films: A New Technology for Agriculture
Debach, P. 1979. Biological control on natural enemies
Ebling, W. 1971. Sorptive dusts for pest control
Eveling, D. W. 1972. Similar effects of suspensions of copper oxychloride and kaolin on sprayed leaves
Eveling,D. W., M.Z.Eisa. 1976. The effects of a cuticle damaging kaolin on herbicidal phytotoxicity
Farmer, A. M. 1993. The effect of dust on vegetation-a review.
Harben, P. W. 1995. The industrial minerals handbook II: A guide to markets, specifications,and prices.
Kennedy,J.S.,C.0. Booth, ve W.J.S.Kershaw. 1961. Host finding by aphids in the field. ill. visual attraction
Kirkpatrick, R. L., ve H. B. Gillenwater. 1981. Toxicity of selected insecticidal aerosols, dusts and sprays to two species of stored-product insects.
Kring,J. B. 1962. Reaction of aphids to reflected light
Marco, S. 1986. Incidence of aphid-transmitted virus infections reduced by whitewash sprays on plants.
Marco, S. 1993. Incidence of nonpersistently transmitted viruses in pepper sprayed with whitewash, oil, and insecticide, alone or combined.
Nawrocka, B. Z., C. I. Eckenrode, I. K. Uyemoto, ve D. H.Young. 1975. Reflective mulches and foliar sprays for suppression of aphid-bome viruses in lettuce.
0livier, C., E. E. Halseth, E.S.G. Mizubuti, ve R. Loria. 1998. Postharvest application of organic and inorganic salts for suppression of silver scurf on potato tubers
Secoy, D. M., ve A. E. Smith. 1983. Lineage of lime sulfur as an insecticide and fungicide.
Smith, A. E., ve D. M. Secoy. 1975. Forerunners of pesticides in classical Greece and Rome
Peryea, F. J. 1998. Historical use of lead arsenate insecticides, resulting soil contamination and implications for soil remediation
Smith, A. E., ve D. M. Secoy. 1976. A compendium of inorganic substances used in Europe pest control before 1850
Not: Bu yazıyı olduğu gibi başka kaynaklarda yayınlama hakkım saklıdır. Üçüncü şahıslar tarafından tekrar yayınlama ihtiyacı olduğunda ağaçlar.net yönetiminden izin alınmalıdır.
denizakvaryumu
16-06-2011, 11:16
Konuya yabancı olanlar için
http://www.sessizbahce.org/kaolinkiliveinerttozlar/#more-900
bu linki de vereyim ki kafalardaki soru işaretleri çoğalsın veya azalsın :D
Sn. meyvelitepe,
Güncellediğiniz yazıyı da okudum. Daha derli toplu olmuş. Alıntı yaptığınız kaynak listeside arkadaşlar için bir referans listesi olmuş. Fakat eklediğiniz kaynaklardan yaptığınız alıntıların dışında, size ait yorumlar ve benim daha önceki mesajımda alıntı yaptığınım paragrafınız hala konunun ana fikri gibi görünüyor.
Ek olarak;
Parçacık Film Teknolojisinin malzeme olarak aracı, literatürdeki adıyla M-97, sonradan verilen ticari adıyla da Surround'dur.
Önerilen herhangi bir ürün bu özelliklerde değil ise, bu özelliklerdeki ürün için oluşmuş literatür ile bir bağlantısı kalmaz.
önermesiyle bu konuda Surround' dan başka ürün ve onun oluşturduğu literatürden başka literatür olamaz diyorsunuz ve bu ürün dışındakiler sahte viski benzetmesi ile sarhoş eder ama iki bardaktan fazlası öldürür diyorsunuz. Benim anladığım ana fikir bu.
Benim bildiğim forum üyesi bazı arkadaşlar bu yerli ürünlerden kullanmışlardı. Bu arkadaşların bitkilerin sağlığının yanında kendi sağlıkları da tehlikede mi? Bu arkadaşları uyaralım bir daha kullanmasınlar ya da hasat sonuna kadar bekleyip arkadaşların yaptıkları uygulama sonucu nasıl gidiyor, hayattalar mı değiller mi ona bakalım.
MeyveliTepe
16-06-2011, 20:21
Belki de yazı biraz uzunca olduğu için yazıdan bir "anafikir" saptarken hatalı olmuş sanırım.
önermesiyle bu konuda Surround' dan başka ürün ve onun oluşturduğu literatürden başka literatür olamaz diyorsunuz Elbette hayır. Alıntıladığınız cümle öyle bir şey söylemiyor. Tam olarak okunduğunda anlaşılanı söylüyor. Alıntıladığım cümlenizde yazdığınızın tam tersi olarak, alıntıladığınız cümle ile başlayan paragraf ve bir önceki, mevcut "parçacık film" literatürünün belirli ve gizli olmayan bir formülasyona dayandığını, bu formülasyona dayalı olmayan başka içerik ve formülasyonların bu literatürle ilişkilendirilemeyeceğini, başka formülasyonlar için o formülasyona özel literatürün oluşturulması gerektiğini söylüyor..
Sağlıkla ilgili konuda, ocaktan çıkan mineralin içinde kanserojen olan serbest mineral olduğunu Peter W.Harben söylüyor. Neyin içinde ne olduğunu ya da olmadığını ben bilemem.
MeyveliTepe
17-06-2011, 09:40
Sn.Denizakvaryumu, link için teşekkürler. Yazı sessizbahçe blogunda yayınlanmış. Ayrıca, ağaçlar.net'de değil ama başka bir kaç forumda da aynı var galiba.
Yazı ile ilgili üç farklı açıdan naçizane ilave edebileceklerim ya da söyleyeceklerim olabilir.
1.
Öncelikle, lotus etkisinin tanıtılması bakımından güzel bir hatırlatma olmuş. Gerçekten de, doğadan gelen ve doğaya ait bir teknoloji. Keşfedilmesinden sonra nano teknolojinin de gelişmesiyle endüstride kullanımı yaygınlaştı. Artık bir çok kendi kendini temizleyen yüzey tasarlanıp yapılıyor.
2.
Bir diğer açı, literatür ile kişisel yorum biraz karışmış olmakla birlikte sanki literatürde var gibi görünen ama olmayan ya da, söyleyen, zaman, ne için söylediği, üçüncü elden nakledildiği için orijinalinden sapan ve kaynağı belli olmayan bir kaç küçük, biri önemli konu var.
Yazıdaki Parçacık Film Teknolojisi gelişimi ile paragraflar çoğunlukla John L. Capinera'nın Encyclopedia of Entomology kitabından alınmış. Ancak bu kitaptaki "Develeopment of Particle Film Technology" bölümü, bu teknolojiyi ve sonundaki M-97 formülasyonunu yaratan ekibin liderleri olan D.M.Glenn ve Gary J.Puterka'nın daha geniş bir yayınından alınarak özetlenmiş. Kitapta, orijinalde olan bazı detaylar kaybolmuş. Özet de belli bir bakış açısıyla yorumlandığında bazı yanlış anlaşılmalara yol açmış görünüyor.
Bunlardan bazıları;
Sessizbahçe'deki yazıda, "Engelhard ve ARS uzmanlarının görüşüne ve yaptıkları testlere göre, diğer sektörlerde de kullanılan kalsine kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir." deniyor.
Bunun doğrusu şöyle;
İki ayrı zamanda farklı çalışmaların ürünü olan biribirini tamamlayan iki farklı söylem var.
Birincisi;
"Kaolin is a white, nonporous, nonswelling, nonabrasive fine grained platy aluminosilicate mineral (Al4Si4O1O(OH)8t)h at easily disperses in water and is chemically inert over a wide pH range. Coating grade kaolin is >90% pure and has a high brightness quality of >85%. Water-processed kaolin is >99% pure and has a brightness of >85%. Mined kaolin has traces of 2 metals, Fe2O3 and TiO2; the former must be removed to obtain white brightness qualities >85% that is required for various industrial applications. In addition, crystalline silica, SiO2, a respirable human carcinogen, must be removed to insure human safety (Harben 1995)."
Peter W.Harben bir mineral uzmanı. Bu ifade, 1995 yılında 4.cü baskısını yapan, The industrial minerals handbook II: a guide to markets, specifications, and prices, kitabından. Kitap Londra merkezli Arby Industrial Minerals Division'ın Metal Bulletin isimli bir yayını. Toplam 259 sayfa, 50 farklı mineralden söz ediyor. Her mineral için ortalama 5 sayfa, nereden çıkar, genel özellikleri nedir, neye dikkat etmek gerekir, ticari dolaşımın durumu, endüstride nerelerde kullanılır, fiyatları nedir gibi pratik ama kısa bilgiler içeriyor. Aslında Peter Harben'in tarımla hiç ilgisi yok. Burada "coating" diye bahsettiği de kağıt kaplama. Glenn, kaolinin literatüründe yer aldığı için konu ile ilgili tüm makalelerinde bu alıntıya kaynak göstererek yer veriyor. Burada görüldüğü gibi Peter Harben özetle, kaplama kalitesi kaolinin en az %90 saf ve %85'den daha parlak olması gerektiğini, diğer iz elementlerin ve kanserojen olan SiO2 mineralinin mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırması gerektiğini söylüyor. Harben'in ifadesi Glenn tarafından alıntılanınca Encyclopedia of Entomology kitabına da eksiltilerek girmiş ama orijinal alıntı da kaybolmuş.
İkincisi;
USDA ve ARS ekibi, Parçacık Film Teknolojisini geliştirken kullanılacak mineralin ön şartları olarak,
"1. Kimyasal olarak inert mineral parçacıkları, 2.Parçacık boyutu <2 mikron 3.Homojen bir şekilde yayılıp film oluşturabilmesi, 4. Oluşan filmin yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini engellemeyecek şekilde geçirgen olması, 5.Fotosentetik olarak aktif radyasyonu geçirmesi fakat ultraviyole ve infrared radyasyonun bir kısmını geri yansıtması, 6.Zararlının bitki üzerindeki davranışını etkilemesi, 7.Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi" diyor.
Bu şartlar, ARS ekibinin çalışmalarına devam edebilmesi için bir scope (kapsam) belirliyor. Yine, Glenn ve Puterka'nın yayınlarından Encyclopedia of Entomology kitabına girmiş. Aslında bu maddeler kitapta da olduğu gibi yer alıyor ama sessizbahçe'deki yazıda, çok öenemli olmasına rağmen nedense söz edilmemiş sadece ikinci madde "%50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak " şeklinde aktarılmış fakat ne Encyclopedia of Entomology'de ne de konunun baz alındığı kaynaklarda "%50’den fazlası" diye bir şey yok. Yazı, SunShader isimli ürünün sahibi sıfatıyla yazıldığından, bu ürünün de %50'sinin <2 mikron, %90'ının <5 mikron olduğu yönünde bir söylem olduğu için, yazının detaylarındaki kaynaklar da kaybolmuş olduğundan araya sıkışıvermiş. Bu bakımdan literatür manipülasyonu gibi duruyor.
yazı ile ilgili biraz üzerinde durup dikkat çekmek istediğim başka bir şey de bu konulardaki kitaplarla ilgili.
Yazıda;
"Bağımsız bilim çevrelerinin bu konudaki görüşü, açık ve nettir. Örneğin Bitki Patolojisinin gurusu olan ve kitabı 85 ülkede ve yüzlerce üniversitede kaynak kitap olarak okutulan, George N. Agiros’un aşağıdaki sözlerinin de dikkate alınması gerektiği kanısındayım. “Antitranspirant polimerler, mineral yağlar, surfactantlar ve kaolin temelli partiküler filmler gibi film oluşturan maddeler patojen bulaşmadan önce uygulandıklarında infeksiyonları önemli oranda azaltırlar. Bu türden film oluşturan polimerlerin çoğu gazlar için geçirgendir, fitotoksik değildir, hava koşullarına karşı en az bir hafta dayanıklıdır ve biyolojik çözünmeye uğrarlar.”
denmiş.
Nereden geldiği belli bir alıntı. G.N.Agrios'un Plant Pathology kitabı 5.baskısı %45 genişleyerek 2300 sayfalık konusunda en iyi derleme olmuş. Yazılan da doğru, fakat doğru okunursa. Söz gelimi, "film oluşturan polimerlerin çoğu gazlar için geçirgendir, fitotoksit değildir" derken tüm film oluşturan polimerler demiyor. Hepimiz biliyoruz ki, film oluşturacak şekilde ağaçlarımıza yaptığımız kaplamaların bazıları fitotoksit olabilir, stomaları kapayabilir.
Fakat, esas bahsetmek istediğim bu değil. Bu kitabın 4. baskısında bu paragraf bir ifade eksiği ile aynen yer alıyor. Dördüncü baskıda, "kaolin-based particle films" ifadesi yok. Dördüncü baskıda olmayan başka bir şey de referanslardaki D.M.Glenn'e ait çalışmalar. Beşinci baskıda Glenn'in ünlü "Elma hastalıklarını kontrol etmede kaolin bazlı Parçacık Film etkisi" yayını referans olarak kitaba girmiş. Bu yayın parçacık filmlerin bir dizi saha denemesi, detay ölçümler ve bunların bilimsel raporlarını içeriyor. Bu bakımdan bu günkü M-97 formülasyonunun ilk ciddi, kapsamlı ve doğrudan tarım alanında yapılmış çalışması. Bu yayının referansa girmesiyle "kaolin-based particle film" ifadesi de paragrafa girivermiş. Kitabın başka yerlerinde de Glenn'in çalışmaları yer almış. Bir anormallik yok. İki baskı arasındaki teknolojik bir gelişme kitapta yer almış. Burada kayda değer olan spesifik bir çalışma, bu çalışmada yer alan, kapsamı ve içeriği belli olan parçacık film teknolojisi ve buna ait spesifik bir formülasyon sebebiyle kitabın değişmiş olması.
Biraz tuhaf ama yeri gelmişken bu konuda bir şey daha söyliyeyim. Dördüncü baskıda yer alan paragrafın noktası vigülüne kadar aynı başka bir Plant pathology kitabında da yer alıyor. Copyright filan da demişler ama kitaplar arasında da epey transfer oluyormuş demek ki.
3. Üçüncü açı pek hoş değil. Bu mesajın içinde bundan söz etmek istemiyorum. Ayrıca yazarım.
soilless
17-06-2011, 23:19
Öncelikle Temel Konular başlığı altında Enzim, Mikroorganizma ve de Kaolin kili madde başlıklarının olmasının artık şart olduğunu belirtmek istiyorum.
Neden? Agaclar.net gübre, sulama, tohum gibi konuları aştı (ki bunlara bir çok sitede erişmek mümkün) enzim, mikroorganizma, kaolin gibi konularda farkını ortaya koydu.
soilless
17-06-2011, 23:38
Şimdii
Kaolin kili ve mineralli kaolin kili ve kaolin kili içeriğinin patentli, formülasyonlu, içerik ve şartlarının değerlendirmesini üstadlarımızdan okuyoruz. Çok değerli ve çok çaba ve emekle oluşturulan, zeka ve tecrübenin katkısı olmadan olmaz geçmiş ve bugün kaolin şartlarını okuyıruz.
Bu noktada sorum şudur hem basit ve anlaşılır ve de net hem maliyet, hem ülke döviz rezervi, hem üreticiye uygun koruyucu ...istler kazandırmak anlamında ÜLKEMİZDE ki kaolin kaynaklarından safsızlıklarının ayrıştırlması ve de gerekli rafine ve de kalsine yatırımlarının yapılması şartı ile üreticiye ucuz ve uygun <2 mic, 90% saf, 85% beyaz patent sorunu olmayan kaolin kili elde etme şansı var mı yok mu?
Sorumum tüm değerli araştırmaların ve üreticilerin açısından net yanıtı olacağını düşünüyorum?
Bu şans Var mı yok mu?
<2 mic, 90% saf, 85% beyaz patent sorunu olmayan kaolin kili elde etme şansı var mı yok mu?
Sn. Soilless,
Bu söylenenlerin olması şart mıdır? Patenti alınmış bir ürüne tekrar patent mi almayı düşünüyorsunuz?
Eğer böyle bir şart olsaydı bir tek model otomobil olurdu. Bugün en gerilerden gelen Japonya ve Güney Kore arabaları bütün otomobil pazarını zorlar hale gelmezdi. Herkes amerikan otomobili kullanmak zorunda kalırdı. Devrim arabalarına gerekli tahammül gösterilseydi belki bugün bizde bu pazarda söz sahibi bir ülke olurduk. Oysa bize mevcut uçak fabrikalarımız bile kapattırıldı.
Ya da doktorlar sadece bir marka ilaç yazmak zorunda kalırlardı. Oysa ilaç piyasasındaki çeşitliliği benden daha iyi bilirsiniz. Hatta öyleki ilaç firmaları kendi ilaçlarını reçete ettirebilmek için binbir türlü ayak oyunları ile doktorları kendi yanlarına çekmeye çalışırlar. Mesleğini gerçekten seven ve araştıran bir doktor ise hastaya uygun gelecek en ekonomik çözümü reçete eder.
Ticari her üründe, pazar payını başkalarına kaptırmamak için bir sürü numaralar dönmektedir. Enzim konusunda da bir çok tartışmalar yaşandı ve bugün forumdaki arkadaşların çoğu kendi enzimlerini kendileri üretip kullanır hale geldiler ve gün geçmiyor ki uygulayan arkadaşlardan memnuniyet mesajları gelmesin. Hatta öyleki, bir çok ticari markaya tercih edilecek konumda hızla yayılıyor. Hatta bu konuda ticari marka olacak ciddi çalışmalar olduğunu da duyuyorum.
Önemli olan sahadaki uygulamadan alınan sonuçtur. Gerisi laf-ı güzaftır. Bu sene uygulama yapan arkadaşların hasat sonu elde edecekleri deneyimler bir çok şeyi anlatacaktır. Bu işin sonucunu fayda-maliyet analizi belirler ve üretici buna göre karar verir. 1000 TL harcayıp 2000 TL hasatmı elde edeyim. 500 TL harcayıp 1800 TL mi hasat mı elde edeyim. Bu rakamları rastgele yazdım.
Önemli olan budur.
MeyveliTepe
18-06-2011, 14:52
Sn.Sarıcan, teşekkürler. Türkçemize güzel bir deyim kazandırdınız. Diğerine dilim dönmüyordu zaten. Bundan sonra bilimsel deneyler, saha çalışmaları, ölçümler, bunlara ait makaleler vb. hepsinin adı "laf-güzaf".
Bu "laf-ı güzaf"lardan epeyce söz edeceğiz önümüzdeki günlerde. Yanlız, her şeye rağmen bu laf-ı güzafların önemli olabileceğini ya da bir çok kişi tarafından öyle sayıldığını da unutmamak lazım. Yoksa alt tarafı laf-ı güzaf deyip geçerdik, manipüle etmeye çalışmazdık.
MeyveliTepe
18-06-2011, 21:51
Bugün öğleden sonra köydeki ihtiyarlar kahvesine gittim. Hiç olmazsa ayda bir kez gidip çay içip sohbet etmeye çalışıyorum. Gittiğimde her zamanki gibi sohbet konusu tohumlar, ekilen dikilen şeyler, havanın oynadığı oyunlar, bu sene fasulye fiyatlarının nasıl olacağını tahmin gibi şeyler oluyor. En çok da benim neler yaptığımı merak ediyorlar. Yardımcım her akşam dönerken kahveye uğrayıp rapor veriyorsa da bazı detayları kaçırdığı için onları da direk benden soruyorlar. Daha meraklıları gelip yardımcımın övdüğü şeylerin ambalajında yazılı olanları not ediyor zaman zaman.
Fakat bu sefer en popüler konu bizim bahçenin bembeyaz olmasıydı. Aslında onların elinde de var kaolin kili. Yetmez ama bekliyorlar. Geçen sene zeytin olmayınca kullanmamışlardı. Sadece elma bahçesi olanlar kullanmıştı. Bu yıl zeytini dalda görmeden hiç bir şey yapmayacaklar. Hoş, görmeleri yakındır, zeytin çiçekte, çiçekler çok güzel. Bu haftayı atlattık mı, yolu yarıladık demektir.
Mustafa amca, seksenini aşkın. Dedi ki, "rahmetli eniştem, köye çıkarkenki taş ocağının alt ucunda öteki taşlardan başka, beyaz beyaz, kolay kırılan bir taşlar vardı. Her sene gidip onların ince toz ve kırıklarından toplardı. Sonra gelip onları keserle daha bir inceltip torbaya doldurur, sulandırıp zeytinlere onu atardı. Herkesin zeytini kurtlu olur, bir onunki kurtsuz ve iri iri olurdu, şimdi senin yaptığın bu mu?" Ağzım açık dinledim. Daha önce duymamıştım bu hikayeyi. Kendi kendime dedim ki, bugün yeni bilinen ne varsa eskiler biliyormuş zaten.
Sordum sonra, "peki, sonra ne oldu? Başkaları da meraklanıp aynını yapmadı mı?, Enişten bunu kimselere öğretmedi mi?" Yaşı yetmişin üstündeki Cahit amca da ekledi, "şimdi hatırladım, amcam rahmetli de zeytinlere beyaz bir şey atardı". Bir ona, bir diğerine bakıyorum merakla. Sonra dedi Mustafa amca, "ziraat geldi, küçücük şişelerde ilaçlar getirdiler. Zeytine şunu, kiraza bunu, fasulyeye de bunu atacaksın, damlayla, artık öyle uzun uzun uğraşmak yok. Yanında da torba torba, içinde mercimek gibi taneler dolu gübre getirdiler, bunlar avrupa, bir avucu bir araba gübreye bedel, hammalık bitti dediler".
Eski bilginin değersizleşmiş olmasından ve kaybolmasından dolayı içim burkuldu biraz. Şu "yeşil devrim" dediklerinin dalga dalga önce eski usulleri, sonra sağlıklı toprakları, sonra da sağlıklı ürünlerin yok olmasına sebep olduğunu bir kez daha görmüş oldum.
Bu hikayenin benzeri muhakkak Anadolunun bir çok yerinde vardır. Son bir - iki yıl içinde piyasaya çıkan Chilly-WP, Get Sun, SunShader, çok yakında piyasaya çıkacak olan Edremitli mucidin kaolin özü, Türkiye'li Screen (Avustralyalı olan değil) vs. ürünler herhalde bu gibi eskilerden çıkmış olmalı diye düşündüm.
Sn. meyvelitepe,
Ben yıllarımı özel sektörde Ar-Ge çalışmaları yaparak geçirdim. Pozitif bilime ve araştırma geliştirmeye de hep saygım vardır. Bugün ülkemizin içinde bulunduğu açmazın en önemli sebebi yıllarca bize "Sizin araştırmanıza, üretmenize gerek yok. Alın bunları kullanın, sudan ucuz, hem zaten üretsenizde böyle kalitelisini yapamazsınız." diye manüplasyon yaptılar. Bu yüzden bu konularda hiç manüplasyon yapmayı sevmem, yapanıda sevmem.
Söyleyeceğim bir söz, doğru bildiğim bir şey varsa hiç öyle sahifeler dolusu başka şeyler yazmadan ana fikrim ne ise pat diye söylerim. Yerli üretim yapmaya uğraşan arkadaşların yolunu kesmeye çalışmak için forum ortamında kafaları karıştırmak, hatta bunu sağlama almak için sağlık konusunu gündeme getirip kanserojen materyallerden arındırıldı mı? gibi sorularla zihinleri bulandırmak manüplasyondur herhalde. Bunun için ilk mesajımda uzun uzun alıntılar yaptığınız mesajınızın ana fikrini sormuştum.
Oysa kalsine edilmiş kaolinin boya, kağıt, plastik gibi sanayi kollarında kullanıldığını sizde en az benim kadar biliyorsunuz. Bu sektörlerde kalsine kaolin kullanılırken insan sağlığını korumak için neler yapılması gerekiyorsa burada da aynı şeyler yapılacaktır. Örneğin tarım sektöründe kullanılan ve pülverize olarak atılan hiç bir kimyasalın koruyucu gözlük ve maske kullanılmadan atılmasına şiddetle karşıyım. Ama ne yazık ki öyle zehirli ilaçlar öyle ilkel metodlarla atılıyor ki kalsine edilmiş kaolinin içerdiği risk solda sıfır kalır. İsterseniz kanserojen riski olmasın polen tozundan bile rahatsız olan akciğerlerin Surround-WP tozunu bile solumasına karşıyım. Gerekli korunma tedbirleri alınmadan hiç bir yabancı maddenin solunmasına karşıyım.
Ben bu mesajı yazarken tesadüfen ikinci mesajınız düştü foruma. Mustafa amcanın eniştesinin hikayesini anlatıyorsunuz. Rahmetli sağ olsaydı ve aynı metodu bugünde uyguluyor olsaydı aynı sorgulamayı ona da yapacakmıydınız? Ya da aynı sertifikasyon bilgilerini ona da soracakmıydınız merak ettim? Veya siz o amacaya bugün sorduklarınızı sorsaydınız size ne cevap verirdi? Yıllarca ürettiği kurtsuz zeytinleri gösterip, eğer nüktedan biriyse sizi tatlı dille yollardı herhalde.
Bence forum ortamında varolan her gelişmeyi el birliği ile yüceltsek, eksiği varsa tamamlamaya çalışsak daha iyi olacak ve adını bile bilmediğimiz atalarımızın yadigarına sahip çıkıp bir adım ileri götürmüş olacağız. Bu dileğim sadece bu sayfa için geçerli değil, bizim olan, bizim ürettiğimiz her şey dahildir. Bu yüzden bana hitaben yazdığınız manüplasyon mesajınızı yazılmamış olarak görmek istiyorum.
MeyveliTepe
18-06-2011, 23:58
Sn.Sarıcan,
Sondan başlıyayım. Sizin herhangi bir bilimsel araştırma ve sonuca atfen yazdığınız bir şey olmadığından "manipülasyon" sözünün de sizinle ilgisi yok. Üstünüze alınmayın lütfen.
Manipülasyondan, muhtemelen okumadığınız ya da bir "anafikir" çıkarmadığınız #203 nolu mesajda söz ediliyor. Belirtilen bir kitapta, ya da bu kitaba esas olan makalede yazılmamış, söylenmemiş bir şey sırf kendi sattığı ürünün söylenen özelliğine uygunmuş gibi görünsün diye, varsa ayrıca kaynak da belirtmeden, sanki kitapta ya da makalede yazılıymış gibi yazarsanız bunun adı manipülasyondur. Daha da üzücü olanı ise, bu manipülasyonun söz konusu ürünü satın almak motivasyonu içinde olanlara, ilgili araştırma ve sonuçlarına uygunmuş görüntüsü vererek yanıltmak maksadıyla yazılmış olması. Oysa, zaman zaman söylendiği gibi, bilimle filan hiç ilişkilendirmeden, biz bu tozu satıyoruz, daha önce satılan tozlarla onların arkasındaki laf-ı güzafla hiç alakamız yoktur, içinde şu vardır. Bu filan etkiyi gösterir, işte ölçümleri, UV'si IR'si PAR'ı budur, filan zararlıyı bertaraf eder buyurun üç yıllık bağımsız saha deneyleri denebilirdi. Hep beraber şapka çıkarır, gururlanırdık.
Yok öyle değil de elin uğraşıp çıkardığı teknolojiye ayak basılacaksa, o zaman hiç olmazsa biraz uğraşıp o teknolojide belirtilen özelliğe uygun ürün çıkarılırdı, o da çiftçiye üçte bir paraya satılırdı, yine şapka çıkarırdık.
O uzun mesajı da, okuyan mesajdan bir satırlık anafikir çıkarsın diye yazmadım. Madem ki bu başlık kaolinin tarımda kullanımı ile ilgili, nereden gelmiş, geldiği yer nedir onu naklediyor. Bir sürü ana fikir, en çok da bilgi var yani. Hiç olmazsa çıkarılan ana fikirler doğru olmalı. Yazmayan bir şey yazılmış gibi anafikir çıkarılırsa buna da şüphe ile bakmak lazım.
Kanserojen madde meselesine gelince, mesajınızdan anladığım, "ne olmuş kanserojen madde varsa" diyorsunuz. Sizin laf-ı güzaf dediğiniz adamlardan birisi yazmış, üstelik de bu adam, uygun cümleleri diğer cümlelerinden arındırılarak referans gösterilen bir adam. Topraktan çıkan kaolinin içinde solunduğunda kanserojen olan mineral vardır, arındırılmalıdır diyor. Ben "arındırıldı mı?" diye sormadım. Önceki sorduklarıma cevap verilmediği için oraya sıra gelmemişti. Ama iyi soru. Kanserojen mineral arındırıldı mı? Size göre bunu sormak kafa bulandırmak anlamına geliyor, sorulmamalı, gizli kalmalı, oraya kadar daha neler var, herkes tedbirini alsın bilmelerine de lüzum yok, öyle mi? Bunlar bir ürünün önünü kesmek manasına mı geliyor? Kimse kusuruma bakmasın, ben bir şey satmıyorum, para verip alıyorum. Bir sürü insan soruyor, bilgim dahilinde doğru yanıtlarım. Türkiyede de kaolin rafine eden bir tesis henüz duymadım.
Mesajınızın başında ne güzel yazmışsınız pozitif bilime ve ar-ge saygınız var diye. Sonraki tesbitiniz de çok doğru genel olarak araştırma özürlüyüz (bu işi dört dörtlük yapanlar da var hakkını yememek lazım) fiziksel olarak gördüğümüz bir şeyin hemen bir kopyasını yapacak mucitlerle (http://oncekorfez.com/OnceKorfezGazetesi/modules/news/article.php?com_mode=flat&com_order=1&storyid=8343) dolu memleket. Keşke gerçekten kopyasını yapsalar, hiç itirazım olmaz. Bu kaolin özünü merakla bekliyorum, kimbilir belki de bilim dünyasını alt üst eder.
Bu yazı da biraz uzun oldu. Birden fazla anafikir olduğunu belirtmeliyim.
Bir ekleme yapayım. Bakın, burada bir makale var (http://www.karasaban.net/wp-content/uploads/kaolin.pdf). Üstelik de tam arzu edildiği gibi, Surround filan demiyor, kaolin diyor. Hoş, ben de son zamana kadar Surround adını ağzıma almamış sadece kaolin demiş, sadece bazı bilimsel makaleleri örnek vermiştim. Bana göre markanın hiç önemi olmadı ama baz aldığım bilimsel çalışmalarda kullanılan formülasyonun çok önemi vardı. Her neyse, makaledeki cümlelerimi tanır gibiyim. Oradaki grafiğin de orijinali bende, "treatment" lafını çevirmeyi unutmuşum. Kovada karıştırılan kaolin ise çok ünlü. O makalede başka bilimsel referanslar da verilmişken neden hiç surround, vaz geçtim malzeme özelliğinden söz edilmiyor dersiniz? Bir önceki mucit paragrafıyla bir ilgisi olabilir mi? Bizim memlekette bilim de böyle yapılıyor anlaşılan.
Bu arada itiraf edeyim, bugün kahveye gitmedim, öyle bir hikaye de duymadım. Ar-ge yapıp laf-ı güzaf üretmek yerine yurdum insanını etkileyecek çok daha kuvvetli ve kesin olarak inandırıcı bir araca örnek diye yazdım. Hiç kuşkusuz o hikayeyi ya da çok benzerini bir müddet sonra bir yerlerde duyarız.
MeyveliTepe
19-06-2011, 02:41
Sn.Denizakvaryumu,
Verdiğiniz link ile ilgili düşüncelerime devam edeyim. #203 nolu mesajımda iki açıdan yorumumu belirtmiştim. Bu da sonuncusu.
19 Mayıs günü blogda bu yazıyı (http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/2011/05/kaolin-kili.html) yazmıştık.
Durup dururken böyle bir yazı yazmamızın sebebi son zamanlarda çok fazla soru gelmesiydi. Bugün bile dört ayrı kişi bu konuda soru sordu.
Yazıda, kaolin konusunda bizim için bir milad olan 5 Nisan 2009 tarihli bu yazımızı (http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/2009/04/organik-bahce-nasil-yapmali-1.html) hatırlatarak, zeytin sineği illetinden başarılı ve ucuz bir şekilde nasıl kurtulacağımızı keşfedişimizi anlatmıştık.
Son zamanlarda içinde kaolin olan, olmayan bir sürü ürün çıktığından çok soru olduğunu ve bunları toptan yanıtlamak maksadıyla, bize milad olan ve doğrudan ihtiyaçlarımıza hitap eden bu bilimsel çalışmayı (http://www.wrpmc.ucdavis.edu/CenterProjects/Vossen_OLF%20IPM%20Grant%20Final%20Report%203-08.pdf) göstermiştik. Takip eden araştırmalarımızda karşımıza çıkan pek çok makale ve bu döküman (http://www.ars.usda.gov/SP2UserFiles/person/2017/Book%20Chapter%20Particle%20Film%20Technolgy.pdf) ise bizim için çok açıktı.
Her ne kadar, sayısı 1000'i geçen saha deneylerinde hep Surround bir ürün olarak kullanılmışsa da, aslolan içeriği ve malzemenin özelliğidir diye düşünmüş ve içeriğe odaklanmıştık. Yazımızda da, bu bilimsel çalışmalarda kullanılmış olan içerik, çok özetle %95 saflıkta, yüksek seviyede rafine edilerek safsızlıklardan arındırılmış, kalsine edilmiş (ki çok önemli bir parametre), %90'dan daha fazlası 2 mikrondan küçük olacak şekilde ölçülendirilmiş malzeme idi.
Soru soranlara yanıt olarak, bu özelliklere sahip bildiğimiz Surround, Sunguard ve Screen markalarının olduğunu (Screen Avustralya pazarındaki), bizim sadece bunların özelliğine sahip malzeme kullandığımızı, başka malzemeler hakkında bir deneyimimizin olmadığını yazmıştık.
Öte yandan, geçen seneden bu yana iç piyasada içinde kaolin olan olmayan bir çok tozun piyasada olduğunu bize gelen sorulardan anlıyoruz. Bunlardan bazılarının içinde kireç, mermer tozu gibi şeyler olduğunu, ya da kaolin denen ama yukarıda belirttiğimiz özelliklere uygun olmayan malzemeleri satıcıların ısrarla ağaçlara atılmasını teşvik ettiklerini biliyoruz.
Bunlardan rüzgarı arkasına alıp, çiftçiye ille bir beyaz toz satmak çabasında olanların zaten durdurulamayacağını işaret etmiş, bunun yanı sıra samimi olarak ciddi bir ürün çıkarma niyet ve söyleminde olanların ise;
- Ya, ürünlerini gözden geçirerek olması gereken özelliklere getirmeleri gerektiği, ki bu güne kadar bu konuda yazılmış, çizilmiş şeyler o ürün için de geçerli olsun,
- Ya da, farklı özelliklerdeki ürünleri için, ürünün özelliğine ait literatürü oluşturmaları gerektiğini,
belirtmiştik.
Verdiğiniz linkteki yazı ise, (isim verilmemiş ama ortalıkta bu konularda başka bir yazı yok), bizim bu yazımıza fazlasıyla alınıldığını gösteriyor.
Yazımızda uygun ürünlerden bahsederken, Surround, Sunguard, SunShader deseydik bir problem olmayacaktı. Çok da kafiyeli olurdu, keşke diyebilseydik. Dünya klasında, okunduğunda dünyanın her yerinde aynı şekilde anlaşılabilecek üç ürün. Üstelik, olabilirdi de. Çok da zor değildi.
Yazıda hoş olmayan ise;
"Engelhard’ın avukatı gibi, sadece Surround ya da Sunguard ürünlerini gerçek kaolin olarak önermek, ithalatçıların ellerine tutuşturduğu broşürleri değişmez doğa yasaları gibi kabullenip, kendi kullandığı ve reklamını yaptığı ürünlerin en iyisi olduğunu iddia etmek hangi etiğe sığmaktadır. Bizim bu konuya yaklaşımımız üreticinin ihtiyacı olan ürünlere daha kolay ve daha ekonomik olarak ulaşmasını sağlamaktır." şeklindeki ifade.
Bu ifade ile ilgili olarak şunları söylemeliyim. Benim elimde broşür görüldü mü ya da ürün broşürünü hiç referans vermiş miyim? Görülmediyse söylenen şey doğru değildir, tdk karşılığını vermiyeyim hepten ayıp olur. "İthalatçıların ellerine tutuşturduğu" lafı ise hepten amacını aşmış. Biri veya bir şey bu şekilde küçümsenerek kendisi ya da kendi ürünü büyütülemez. Bunun adı toplumumuzda çokça görülen bir duygunun işaretidir. Oysa bizim elimize tutuşturulan değil ama yakalayıp üstüne atladığımız broşür(!) (http://www.wrpmc.ucdavis.edu/CenterProjects/Vossen_OLF%20IPM%20Grant%20Final%20Report%203-08.pdf) bu idi, bu broşürde yazanı anladığımız (http://www.ars.usda.gov/SP2UserFiles/person/2017/Book%20Chapter%20Particle%20Film%20Technolgy.pdf)y er ise bu idi. Daha sonra bunlara benzer çok "laf-ı güzaf" da ele geçirdiydik.
"Kullandığı ve reklamını yaptığı ürün" denmiş. O mantığa göre devamlı surround reklamı yapıyorum. Binlerce bilimsel makale de surround reklamı yapmış. Ne gariptir ki, henüz hiç surround kullanmadım. Başından beri ilk defa geçen hafta bir torba surround aldım. Ne diye reklam yaptım ki o zaman?
Ben hiç bir zaman Surround en iyisidir de demedim. Parçacık Film Teknolojisi adı verilen teknolojiye, özel olarak bunun için geliştirilen ve her türlü test ve ölçüme sahip sahada da buna göre denenmiş, literatürün bir parçası olmuş en uygun formülasyon olduğunu söyledim. Fiyatı nisbeten daha hesaplı oluğu için de, aynı fiziksel özelliklere sahip Sunguard kullandım hep. Burada Screen olsaydı onu da denerdim. Sunshader da bu formülasyona uygun olsaydı ve fiyatı da daha ucuz olsaydı, onu kullanırdım.
Kullandığım ve memnun kaldığım ürünleri, genelde neden memnun kaldığımı, nesinin iyi olduğunu söyleyerek de belirtirim. Bugüne kadar böyle bir sürü üründen söz ettim. Bu manada kullandığım ama iyi sonuç alamadığım, ya da henüz sonuç almadığım ürünlerden hiç söz etmem, ki, söz etmediğim de bir sürü var.
"Bizim bu konuya yaklaşımımız üreticinin ihtiyacı olan ürünlere daha kolay ve daha ekonomik olarak ulaşmasını sağlamaktır." Bu sözü de bir kenera koyalım. Çok klişe olmasına rağmen ciddiye aldım. Öyle mi göreceğiz.
Bir de, "Buna benzer tartışmalar daha önce başka ürünler üzerinde de oldu. Fakat bilinçli arkadaşlarımızın çoğu bugün kendi organik gübrelerini kendileri üretmekte ve verimli olarakta kullanmaktadırlar." böyle bir söz var. Aynını Sarıcan da yazdı. Bununla EM ürününe, daha doğrusu şirketine saldırıldığında katılmayışım ima ediliyor sanırım. Bu da talihsiz bir söylem. Senelerdir bahçemde gübre, kompost üretiyorum. Bir çok kişiye de öğrettim. Nasıl ki şimdi B.Subtilis, T.Harzanium vb. gibi henüz hedefte olmayan şeylerin reklamının yapılmasında bir beis görülmüyorsa, hiç bir şeyin ticaretini yapmayan biri olarak ben de arkasında ciddi literatürü olan çevreye dost girdilere aynı şekilde davranırım. Şirketleri benim için önemli değildir. Bu, bahçede gübre yapmaya alternatif de değildir, zaten de tek çeşit gübre yoktur. Bu gibi sözlerle başka motivasyonları örtmeye gerek yok.
Bu günlerde bahçedeki yardımcım endişeli. Depoda peş peşe sıralanmış, içinde beyaz toz olan altı torba var. Yardımcım torbaları açıp baktı. Üç tanesini işaret etti. Bunlar tamam, diğerlerini dene dersen ben yokum, sonra pompaları sen yıkarsın diyor. Adım adım göreceğiz bu torbaları. Hepsini denemeye de niyetim yok. Bana göre sınavı geçemeyenlerden uygun olanları toprak düzenleyici olur mu bakacağız.
Fakat, daha önce neden bu formülasyona taktırmışız ona bakmaya çalışacağız.
Arkadaşlar kil uygulamasına benimde katkım olması nedeni ile kuyumdan çıkan kili tatlı kabaklarının yapraklarında uyguladım, bilindiği üzere güneşin etkisi ile yapraklarda su kaybından dolayı, yaparaklar canlılığını kaybederek sörpüyordu, bu sürpümeyi giderme düşüncesi ile bu uygulama içinde yaprakları bu kil ile izole etmeme rağmen gereken müspet sonuca ulaşamadım.
Kilin güneşin etkilerindeki su kaybını engellemediğini gözlemlemiş bulunuyorum,ilgilenen arkadaşlarıma iyi bir paylaşım olduğuna inanmaktayım, sevgilerimle.
athena -asena
20-06-2011, 20:37
Sun Shaderi fındık bahçesinde denemiştim yağmurlardan sonra bile hala yaprakların üzerinde ki etkisi kaybolmamış.
Eskişehirle anlaştım bugün haftaiçi elime geçer kaolin Nar ve mandalina bahçemize uyguladıktan sonra resimleyip ekliyeceğim.
acemi_caylak
21-06-2011, 07:20
Kaolin uygulamalarında, ilaçlama pompalarının yapısı, suyu dağıtma ve uygulama uzakılığı oldukça önemli. Pompayı mutlaka sisleme moduna almak ve en yakın 1.5 - 2 m mesafeden uygualamak gerekiyor. Çünkü kaolin partikülleri çok küçüktür ve sisleme ile dağıtılarak bütün yapraklara konması sağlanmalıdır.
Büyük çaplı uygulamalarda ise en iyi sonuç atomizerler ile alınıyor. Ancak onlarda da püskürtme uçlarının açılarının çok iyi ayarlanması gerekiyor. Kaolin uygulamaları sırasında yaşadığımız bir deney bazı uygulamarımızda, büyük çaplı uygulamalarda iyi bir referans oldu. Çünkü daha önce atılan ilacın nereye gittiği görülmüyordu. Oysa kaolin karıştırılarak yapılan uygulamalarda, çoğunda püskürtme uçlarının açısının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Bir çok bahçe sahibi, daha önce attıkları ilaçların çoğunun boşa gittiğini gördü.
Aşağıda 3 adet el ve sırt pompası ile yapılan örnek görülüyor.
Uygulama yapılmış bir kabak yaprağı örneği. Çok iyi dağılmış. Birazcık daha uzak mesafeden yapılmasında fayda var.
226783
Çok yakından atılmış bir ayçiçeği yaprağı.
226784
Çok iyi uygulama yapılmış ceviz yaprağı.
226785
MeyveliTepe
23-06-2011, 23:55
Arkadaşlar kil uygulamasına benimde katkım olması nedeni ile kuyumdan çıkan kili tatlı kabaklarının yapraklarında uyguladım, bilindiği üzere güneşin etkisi ile yapraklarda su kaybından dolayı, yaparaklar canlılığını kaybederek sörpüyordu, bu sürpümeyi giderme düşüncesi ile bu uygulama içinde yaprakları bu kil ile izole etmeme rağmen gereken müspet sonuca ulaşamadım.
Kilin güneşin etkilerindeki su kaybını engellemediğini gözlemlemiş bulunuyorum,ilgilenen arkadaşlarıma iyi bir paylaşım olduğuna inanmaktayım, sevgilerimle.
Olmadı Sn.Epsody, "yapraklar sörpmedi, aksine fil kulağı kadar oldu, bir de kabak verdi ki evlere şenlik" diyecektiniz ki bir işe yarasın. Gelip bedavadan sizin kuyuyu bir güzel temizlerdik.
MeyveliTepe
24-06-2011, 00:01
Mevsim itibarıyle bir çoğumuz ağaçlarımıza yaz ortasında kar yağdırıyoruz. Amacımız, ağaçlarımızın daha sağlıklı, meyvelerimizin daha güzel, ve tabii ki zehirli pestisitler kullanmadan kurtsuz, güzel gelişmiş ürünlere sahip olmak. Bunu yaparken kendi sağlığımız yanı sıra çevreye zarar vermek istemiyoruz.
Büyük bir heyecanla yaptığımız uygulamaları paylaşıyoruz, uygulama problemlerini, yapraklar kaplandı, yağmurda yıkandı, yıkanmadı vs. yazıyoruz.
Peki, bu beyaz kaplamaları ağaçlarımıza uyguladığımızda gerçekte neler oluyor, biraz daha yakından bakmaya (http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/2011/06/kaolin-fotosentez-ve-gunes.html) çalışalım.
Özet 1:
1970'li yıllardan itibaren bir çok bilim insanı, çeşitli formülasyonlardaki kaolin kilini, bitkilerin su kaybetmesinin önlenmesi, güneş ışınımlarının geri yansıtılması, yaprak stomaları ve fotosentez üzerindeki etkileri bakımından incelediler.
Bu incelemelerde, minimum seviyede işlenmiş (serbest silikadan -kum- ayrıştırılıp toz haline getirilmiş) kaolinin, PAR ışınımlarını fazlasıyla geri yansıttığı, buna mukabil UV ve IR ışınımlarını yansıtmakta yetersiz kaldığı, yaprak stomalarını tıkayabildiği ve fotosentez üzerinde olumsuz etkiler gösterdiği, bu ters etkiler sebebiyle bitki terlemesini önleyerek su kaybını azalttığı sonuçlarına varılmıştır.
Buna karşın, rafine edilerek safsızlıklardan arındırılmış kaolinin 1100 C derece ısı uygulanarak kalsine edildiğinde yapısının ve optik özelliklerinin değiştiği ve uygun parçacık boyutuna getirilip parçacık filmi olarak bitkilere uygulandığında, UV ve IR ışınlarını çok yansıtırken, PAR ışınlarını az yansıttığı, stomaları tıkamadığı, dolayısıyla da fotosentez'e olumlu etkilerinin olduğu, güneş yanıklarının önlenmesinde etkin olduğu, kalsine edilmemiş kaolin ve kalsiyum karbonat mineralleriyle karşılaştırmalı olarak ölçülmüş ve belgelenmiştir.
Hemen her formülasyon denenerek yapılan tüm bilimsel ölçüm, laboratuar ve saha deneyleri, ve bunlara ait makalelere göre, halen tarımda kullanmaya en uygun, fotosentez ve güneş yanıkları bakımından herhangi bir ters etkisi olmadan pozitif sonuçlar alınabilecek kaolin formülasyonu, rafine, kalsine ve <2 mikron tanecik ölçüsüne sahip kaolindir.
Not: Bu özetin detayını oluşturan laf-ı güzaf buraya sığmıyor. Anafikir konusunda kolaylık olsun diye bu özeti yazdım.
Sevgili meyvelitepenin bu konulardaki çalışmalarını bir deneyimde bir uygulamada, nasıl uygulandığına bakmadan, nasıl sonuçlar alındığına bakmadan eline bir kil alan gelişi güzel bir uygulama ile şöyle oldu böyle oldu demek o onun eksik bilgilenmesi ya da uygulamasıyla ilgili bir şey.
Bu konuları geçelim.
Bu kadar bilimsel açıklamalar varken bu tür uygulamaları konuşmak forumda mesaj kalabalığından başka bir şey değil.
Ben henüz cevizlere kaolin uygulaması yapamadım, Sevgili ensarla temasa geçip talep ettim, sevgili ensarın kaolini gönderme yerine beni ziyaret, hem kaolini getiririm hem ziyaret ederim düşüncesi sevindiriciydi.
Sevgili ensarın ziyaret etme düşüncesi daha sevindirici, olsun varsın kaolin biraz geçiksin.
acemi_caylak
24-06-2011, 17:13
Inert tozlar ile ilgili bir yazı, The Grower (Yetiştiriciler) Dergisi'nin Mayıs 2010 (http://www.thegrower.com/issues/the-grower/dont_get_burned_117876544.html) sayısında da yayınlanmış. Yanmayın! başlığı ve "Üreticiler Diyor ki “Partikül Film Teknolojisi Meyve kalitesini Yükseltirken Güneş Yanığını ve Su Stresini Azaltır” alt başlıklı yazıda, 3 farklı ürün (Surround, Raynox ve Purshade) üretcilerinin kendi ağzından değerlendiriliyor.
Benim en dikkatimi çekense, Dr. Jim McFerson'un görüşleri. Bağımsız bir bilim insanı olmanın yanında, bu türden ürünlerin testlerinde görev almış birisi. Aşağıda onun görüşlerinin yer aldığı bölümün orjinal ingilizcesini ve benim çevirimi görüyorsunuz. İngilizcesi benden iyi olan arkadaşlar belki daha iyi çeviri yaparlar.
Karar Sizin
Wenatchee’deki Washington Meyve Ağaçları Araştırma Komisyonu Yöneticisi Jim McFerson (Jim McFerson Bitki Besleme ve Genetik üzerine doktora yapmış birisi ve 1999’dan beri Washington Meyve Ağaçları Araştırma Komisyonu’nda çalışıyor.), Surround ve Raynox’un ilk testlerine katılmış olmanın yanısıra, yaklaşık yarım düzine kadar diğer ürünün testlerinde de 10 yıl boyunca çalışmış ve başta elma olmak üzere çeşitli denemeler yapmış biri olarak diyor ki:
“Genellikle, mateyallerin tarla denemelerinde güneş yanıklığını önlemedeki etkileri esasen eşit durumda” deyip ekliyor, bu durum yıldan yıla, tarladan tarlaya da farklı uygulamalarda farklılık gösterebilir.
Güneş yanığı kaynaklı kayıplar yarı oranında azalır ve elde edilen paketlenebilir ürün miktarı, materyale ve uygulamasına ödenen paradan %10-15 daha fazladır.
Sonunda yetiştiriciler şanslılar, çünkü “çeşitli seçeneklere sahipler”.
Pazardaki diğer markalar, Eclipse, Sunhield ve Vapor Guard’tır.
McFerson diyor ki “Her bir ürün kendi bilgisine sahiptir.”
Bu bilgiyi değerlendirmek yetiştiricilere kalmış ve onlar kendi özgün koşullarını göz önüne alarak karar vereceklerdir, böylece onlar “kaliteli ürünleri kendi tükecilerine sunarak iyi bir iş yapmış olurlar.”
227892
acemi_caylak
24-06-2011, 17:57
Arkadaşlar kil uygulamasına benimde katkım olması nedeni ile kuyumdan çıkan kili tatlı kabaklarının yapraklarında uyguladım, bilindiği üzere güneşin etkisi ile yapraklarda su kaybından dolayı, yaparaklar canlılığını kaybederek sörpüyordu, bu sürpümeyi giderme düşüncesi ile bu uygulama içinde yaprakları bu kil ile izole etmeme rağmen gereken müspet sonuca ulaşamadım.
Kilin güneşin etkilerindeki su kaybını engellemediğini gözlemlemiş bulunuyorum,ilgilenen arkadaşlarıma iyi bir paylaşım olduğuna inanmaktayım, sevgilerimle.
Sevgili Epsody,
Senin kabağı bilmem ama, Büyükkarıştıran'da Ensar'ın evinin önünde kendiliğinden çıkan kabaklarda 2-3 gündür ben bir test yapıyorum, kaolin uygulanan kabaklar daha iyi durumda.
Aşağıdaki resimler 21 Haziran 2011 günü saat 9:35'te çekildi.
227898
227896
227897
acemi_caylak
24-06-2011, 18:16
Bunlarda, bugün saat 17:30 civarında çekilmiş resimler.
227901
227899
227900
Sevgili Epsody, senin kabakların resimini de koyarsan sevinirim.
garlangufa
24-06-2011, 21:49
Ensar abi selamlar,
Didim deki bahcemde 120 kadar 3 yıl önce dikilmiş ve 4 adet te 50 yaşın üstünde (oraya evler yapılmadan öncede vardı) zeytin ağacımız var. Genç zeytinlerin büyümeleri çok iyi fakat şimdiye kadar ne budama, nede bir ilaçlama yapabildim. Bu yıl zaman bulup gidebilirsem (ki mutlaka gitmem lazım, boğuldum işten) hem iyi bir budamacı bulup budatacağım (budana zananı değilse zamanını bekleyeceğim) hemde, buyıldan geçti sanırım ama ilaçlama ve sizin kaolin kilini uygulamak isterim. Nasıl elde edebilirim ve nezaman uygulayabilirim ?...Zeytinlerde çok çiçek olduğu söyleniyor.
Selamlar & Sevgiler
Ali Osman Baki
Sevgili Ali,
Sanırım önümüzdeki yılda budama dönemini kaçıracaksın. Eğer böyle bir olasılık KESİNE YAKIN ise riskli olarak budama yapabilirsin. Ama tavsiye edebileceğim bir şey değil. Karar senin.
Adresini bildir kaolin göndereyim. Ayrıca ileişlim bilgilerinide özelden iletebilirsin.
Sevgiyle kal,
MeyveliTepe
24-06-2011, 23:30
"Her ürün kendi verisine sahiptir"
Raynox, aktif maddesi kuzeydoğu Brezilya ve karaiblerde yetişen bir tür palmiyeden elde edilen "carnauba wax" denilen bir tür balmumu olan, UVA ve UVB ışınımlarının bir kısmını geri yansıtarak ultraviyole sebebiyle meydana gelebilecek güneş yanıklarını önlemeyi amaçlayan, üzerinde ciddi bir mühendislik ve ar-ge çalışması olduğu da belli olan bir ürün. IR ışınımlarında etkisi çok az. En çok elma çeşitlerinde kullanımı öne çıkarılmış. Ağaçlara tam kaplama yerine güneş ışınımlarının gelişine göre kaplama yapılması önerilmiş. Elma söz konusu olduğunda, stoma'lar yaprağın alt yüzeyinde. Üst yüzeyindeki mum kaplaması fotosenteze olumsuz etki yapmaz.
227962
Bu ürün hakkında oluşan literatür henüz çok az olmakla beraber kendini ispatlamış bir kullanım deneyimi var. Tank karışımı hazırlanırken mutlaka suyu yumuşatmak gerekiyor. Raynox Plus isimli, su yumuşatılması gerektirmeyen yeni bir versiyon çıkardılar veya çıkarmak üzereler. Bu ürünün zararlı ve hastalıklara karşı bir etkisi hakkında veri (henüz) bulunmuyor.
Bu ürünün bir dezavantajı (aynı zamanda avantajı), benzer mühendislik çalışmaları yapılmadan kopya ya da benzerinin yapılamayacak olması.
Eclips/Purshade
2006'da piyasaya sürülen ve Pasific Northwest tarafından elma bahçeleri için geliştirilmiş Eclips, kalsiyum karbonat ve bor içerikli, sıvı formundaydı. Sonradan Purfresh isimli, ana işi ozon jeneratörleri gibi teknolojilerle taze meyve sebze depolama ve nakliye sistemleri olan şirket, Eclips'i bitirip yerine sadece elma değil, bir çok bitki için iki ayrı ürün içeren Purshade ürün gamını üretti. Normal kalsiyum karbonatın (PAR) fotosentetik radyasyonu da yansıtma özelliği olmasına rağmen, -henüz patent sürecindeki-" Advanced Reflectance Technology" diye başka bir isme sahip mühendislik ve ar-ge çalışmasıyla UV ve IR'yi yansıtırlen fotosentetik radyasyonu geçirmek üzere ışınım seçiciliği sağladılar ve yine sıvı formda satılıyor. Buradan da anlaşılıyor ki, madenden çıkan kalsiyum karbonatı az öğütüp torbalara doldurmamışlar. Bu ürünler, sadece güneş yanıklarını ve ısı stresini önlemek amaçlı ve herhangi zararlı kontrolü için iddiası ve söylemi yok. Epey müşteri referansı olsa da henüz ciddi bir bilimsel literatür oluşmamış.
Bu ürün, kalsiyum karbonatın optik özelliklerinin değiştirilmesine dayanıyor. Bir şansızlığı ise, aynı kaolinde olduğu gibi, orijinalinde ürüne kazandırılan optik özelliklere sahip olmayan, öğütülüp torbalanmış ham kalsiyum karbonat tozlarıyla taklit edilmesi.
227964
227965
Oysa yukarıdaki grafiklerde görüldüğü optik özellikleri değiştirilmemiş kalsiyum karbonat ve az işlenmiş kaolinin bitkiler üzerindeki etkileri ya ters ya da çok marjinal.
Bunların yanısıra başka pek çok ciddi ürün de ortaya çıkacaktır. Yeter ki, var olanların üzerine daha da gelişmiş teknoloji, araştırma, mühendislik ve bilgi ile çıksınlar. Aksi halde hiç bir teknoloji geliştirmeden piyasaya sürülen ürünler, sentetik pestisitlerin azaltılması sürecinde, kullanıcı güvenini kötüye kullanarak sonunda yine sentetik pestisitleri güçlendirecek sonuçlar yaratırlar.
MeyveliTepe
24-06-2011, 23:51
Önceki mesajlarımdan birinde elimde biribirinden farklı, içinde kaolin olan ya da olmayan, ancak parçacık film teknolojisinde tanımlı kaolin gibi kullanılması önerilen veya kullanılması düşünülen ürünler. Aslında piyasada daha fazlası var ama hepsinden örnek bulamadım.
Her ürünün bir numarası var. Tüm karşılaştırmaları bu numara ile takip edeceğiz.
İlk önce genel görünüm açısından bakalım.
227975
1'den 6'ya kadar numaralanmış fincanların içinde eşit miktarlarda her bir üründen koydum. Resimde çıplak gözle göründüğü kadar net değil ancak, 1,2 ve 5 numaralar beyaz, 3 numara grimsi, 4 numara açık sarı, 6 numara daha koyu sarı.
MeyveliTepe
25-06-2011, 00:03
227981
Az ışıklı ortamda renk farkları daha fazla belli oluyor.
1,2,5 ve 6 numaraların dokuları benzer. dokununca dağılıyor, istediğiniz şekli verebilirsiniz.
3 numara pütür pütür topçuklar halinde. Dokununca dağılmıyor.
4 numara değişik. Biribirine hiç yapışmayan, aynı boyutta minik toplar halinde. Uğraşsanız da biribirine yapışık pütürler haline gelmiyor. İpek gibi yayılıyor.
MeyveliTepe
25-06-2011, 00:21
227990
Ağırlık testlerinde bu düzeneği kullanacağım. Kabın darası 50gr. Silme dolusu 750ml. Ölçümleri oranlama yoluyla 1LT'ye getireceğiz.
MeyveliTepe
25-06-2011, 00:33
Önce 1 numarayı kaba silme doldurarak tarttım. malzemeyi kaba doldururken hava boşluğu kalmamasına dikkat edildi.
227991
750 ml'si darasıyla 275 gr geldi.
750ml ağırılığı = 275gr - 50gr = 225 gr.
1LT ağırlığı = 300 gr.
MeyveliTepe
25-06-2011, 00:51
228001
2 numara, 750 ml'si darasıyla 327 gr geldi.
750ml ağırılığı = 327gr - 50gr = 277 gr.
1LT ağırlığı = 369 gr.
Olmadı Sn.Epsody, "yapraklar sörpmedi, aksine fil kulağı kadar oldu, bir de kabak verdi ki evlere şenlik" diyecektiniz ki bir işe yarasın. Gelip bedavadan sizin kuyuyu bir güzel temizlerdik.
Sn. MeyveliTepe; Bu konuya her ne kadar sıcak bakmasamda küresel ısınmanın giderek artmasıyla birkaç yıldan beri ipte yetiştirdiğim hıyar salatalıklarından verim artışlarında ki gözlemlerim ile günüşin yakıcı etkisinin yapraklar üzerinde ki etkiler beni bu konu üstünde düşündürmeye başlamıştı.
Hatta bu konuda sera yetiştiricilerinin haklılıklarını kabul ederek, seralarda üretim yapmak bu etkilere karşı haklılık kazanıyordu, insanlar çevrenin kirlenmesi ve güneş ışınlarının etkilerini bir türlü azaltma çabası içindeydiler.
Doğal yetiştiricilerin işleri gitgide zorlanıyordu, birilerinin bu konuda çabalar sarfetmesine seyirci kalamazdım, bende ilk iş olarak kuyumdan çıkan kili kullanacaktım, hatta bu kilden Ubyi Aliağa menemen hattı ziyaretlerimde arkadaşlarıma bu kilden gütürmüştüm onlar bu konuda benden ileri yönde çalışmalar içinde olduklarını bildiğimden, onların bu kil üzerindeki bilgilerini alacaktım.
Sn. MeyveliTepe; uygulamasını yaptığım bu kil benim 70 metrelik artezyen kuyusundan suyla beraber çıkmakta, be bu suyu kullanmadan önce dinlenme tankında çökelttiğimde ayda 5kg kil elde edebiliyorum, bu kilin rengi aynı çimento renginde, partükül boyutu olarak değişiklik içinde olmasına karşın pompa ile atılabiliyor olması ile uygun olur kanısı içindeydim, belki bir iki deneme yapmam gerekirse daha iyi neticeler alınabilir görüşündeyim.
Bizler sabırsız insanlarız her, haldeki bir deneme ile sonuç çıkarma telaşı içinde oluyoruz,
Toprak çalışmalarına gösterdiğim özen ile topraktan gelebilecek hastalıkları önlenebilir kaanatleri içinde olarak bu bilgilerimi arkadaşlarımla paylaşıyordum, lakin sanayi ve endüstürilerin doğayı kirletmelerinin sonucu olarak gökyüzünden asit serpintileri ile mantari hastalıklar tetiklenerek bitki yaprakları üzerinden bitkinin bünyesine ulaşmaktalar.
Bendeki bu kanaat aynı zamanda insanların kimyasalları neden kullandıklarına dair bir öngörü sahibi olmamada vesile olmuştur, sonuçta bu asıt yağmurlarının etkilerini bir karşı kimyasalla durdurma çabaları içinde olmaları ile neden sonuç ilişkilerine yönelerek, sizlerin bu kil uygulamaları bana en masum bir etki ile bitkilerin savunmalarını sağlıyacağını inanmaktayım.
Buradan sizin bu çalışmalarınıza, sevgili ensarın gayretlerine ve Ubyi'nin mektepli araştırıcısı Acemi çaylak(Ali) arkadaşıma sonsuz şükranlarımı sunarım, sevgilerimle başarılarınızın devamını dilerim:)
MeyveliTepe
25-06-2011, 09:30
228076
3 numara, 750 ml'si darasıyla 491 gr geldi.
750ml ağırılığı = 491gr - 50gr = 441 gr.
1LT ağırlığı = 588 gr.
MeyveliTepe
25-06-2011, 21:25
228209
4 numara, 750 ml'si darasıyla 655 gr geldi.
750ml ağırılığı = 655gr - 50gr = 605 gr.
1LT ağırlığı = 806 gr.
Bu üründe bir farklılık var. Ölçü kabına doldurulduğunda biribirine yapışmayan minik toplar mükemmel şekilde kabı doldurdu. Epey de ağır geldi. Bu üründe bir ambalajlama yöntemi uygulandığı belli, fakat bu haliyle mass-density bakımından bir ip ucu vermiyor. Bakalım, ileriki bir aşamada anlayabilecek miyiz?
MeyveliTepe
25-06-2011, 21:30
228210
5 numara, 750 ml'si darasıyla 254 gr geldi.
750ml ağırılığı = 254gr - 50gr = 204 gr.
1LT ağırlığı = 272 gr.
MeyveliTepe
25-06-2011, 21:35
228211
6 numara, 750 ml'si darasıyla 658 gr geldi.
750ml ağırılığı = 658gr - 50gr = 608 gr.
1LT ağırlığı = 810 gr.
MeyveliTepe
26-06-2011, 00:02
228233
Buraya kadar herhangi bir soru ya da yorum var mı?
MeyveliTepe
26-06-2011, 08:36
Bir soru yok anlaşılan.
Ben kendi kendime sorayım. Bu denemede 1,2,3,4 ve 5 kaolin veya kaolin olduğu bildiriliyor. 6 numara kaolin değil. 4 numaranın özel bir durumu var ve bu metodla 1lt ağırlığını ölçemiyoruz.
Bu durumda 1,2 ve 5 'in bir litre ağırlıkları bildirilen ve bilinen efsafa yakın çıkmışken 3 numaradaki sapma biraz tuhaf. Her ihtimale karşı ölçümü tekrarlayacağım, ne olur ne olmaz diye yeni bir orijinal torba açarak bir ölçüm daha yapacağım.
MeyveliTepe
26-06-2011, 21:15
Eşimin bahçeye inmesinden istifade mutfaktan 1 litrelik ölçü kabını yürütüyorum. Hemen dara ölçümü yapıyorum.
228422
64 gr geldi.
Şimdi 3 numarayı 1 litre çizgisine getirecek şekilde kaba dolduracağım.
MeyveliTepe
26-06-2011, 21:25
Hava kararıyor. Teraziyi mutfak lavabosunun içine yerleştiriyorum.
Düzgün doldurabildim mi bakıyorum.
228423
Biraz az olmuş gibi. Daha fazla kurcalamıyorum artık, biraz eksik oluversin.
228424
648 gr geldi. 64 gr dara vardı. 648 - 64 = 584 gr ediyor. Demek ki ilk ölçü doğruymuş.
Merakım iyice arttı. Bu kaolin ise diğerleri ne ? Diğerleri kaolin ise bu ne?
Sevgili meyvelitepe, altı farklı firmanın kaolin kili ürünlerinde yapmış olduğunuz bu araştırma da çok bariz farklılıklar var, bu konuda en deneyimlimiz olarak bu farklılıkları nasıl açıklıyabilirsin, belki daha önce açıklamışsındır ama bu araştırmadan yola çıkarak fikir ve düşüncelerini alabilirmiyiz.
Örneğin ben: mürekkep yalamamış biri olarak çok fazla yabancı kelimelere girmeden bu araştırmadan ne anlamalıyım. Anladığım altı ürünün de farklı oluşu ama neden farklı kaolin kili değilmi? başka maddelermi var, kireçmi var? Taş mı var? Alcımı var? Yoksa ekmeklik un mu var. :) Neden farklı ? Firma isimlerini yazman tabi ki, mümkün ve uygun değil ama en azından kaolin kili olarak en uygunu şu, ya da bu değerdekiler kaolin kili özelliğine en uygunu diyebilirsiniz.
Benim o ürünlerin birini alıp içindeki değerleri ölçme gibi şansım da yok, bilgim de yok, biz o değerleri nasıl bileceğiz ya da anlayabileceğiz.
Not: Altıncı ürünü daha çok merak ediyorum.(hani şu kil olmayan)
Merakım iyice arttı. Bu kaolin ise diğerleri ne ? Diğerleri kaolin ise bu ne?
Yani altıncı ürüne yakın bir ürünmü diyorsunuz.
MeyveliTepe
26-06-2011, 22:01
Sevgili Lilium, bana ulaşıp test ettiklerimin ürün isimlerini de sonunda kuşkusuz açıklayacağım. Bahçelerimizde, bitkilerimizde kullananlar, fayda umarak bu malzemenin tüketicileri olan, bildiklerimizi de paylaşan kişiler olarak buna hakkımız var. Konu biraz geniş, "şeytan detaylarda gizlidir" misali, aslında yazılıp çizilenlerin içinde her şeyin detayı mevcut.
Basit tartım metodunda gördüğümüz gibi malzemeler aynı değil. Aynı olmayan malzemelerin de aynı etkileri yapmaları doğal olarak beklenmemelidir. Sonuçta bu altı örnekle sonuna kadar gideceğiz. Yarın birgün yedinci, sekizinci örnek de elime ulaşırsa aynı koşullarda onlara da bakarız.
MeyveliTepe
26-06-2011, 22:03
İçine PH'ını 7'ye ayarladığımız eşit miktarlarda su doldurduğumuz altı bardak hazırlayıp numaralıyoruz.
228434
MeyveliTepe
26-06-2011, 22:13
Uygulama solusyonunu simüle etmek üzere bu bardaklara her örnekten birer ölçek koyarak solusyon haline getirmeliyim.
Bu esnada çözmemiz gereken bir soru var. Örnekleri bardaklara koyarken tartarak mı koymalıyım, yoksa eşit hacimlerde mi koymalıyım? Bir önceki testte gördüğümüz gibi birim hacimde büyük ağırlık farkları var.
MeyveliTepe
26-06-2011, 22:17
Aslında mantıken olması gereken her bardağa eşit sayıda parçacık koymalıyım. Çünkü bu parçacıklar yaprak ve meyvelerin üzerinde katman oluşturacaklar. Dolayısıyla en uygun olan her örnekten eşit yüzey alanı oluşturacak kadar parçacığı bardağa koymak olmalı. Parçacıkların ağır ya da hafif olması metrekareyi etkilemiyor.
MeyveliTepe
26-06-2011, 22:35
Buradan hareketle, ve her ürün için mikron seviyesinde parçacık büyüklüğü bildirildiğine göre hacim ölçüsünü kullanmaya karar veriyorum.
Aslında burada da, küçük mikron parçacık boyutu olanlara haksızlık ederek bir hata yapıyor olacağız. Söz gelimi, <2 mikronlu bir malzemede aynı hacimde daha çok parçacık varken >2 mikron parçacık boyutlu malzemede aynı hacimde daha az parçacık sayısı olur.
Bu durumu ihmal ediyoruz.
Aslında mantıken olması gereken her bardağa eşit sayıda parçacık koymalıyım. Çünkü bu parçacıklar yaprak ve meyvelerin üzerinde katman oluşturacaklar. Dolayısıyla en uygun olan her örnekten eşit yüzey alanı oluşturacak kadar parçacığı bardağa koymak olmalı. Parçacıkların ağır ya da hafif olması metrekareyi etkilemiyor.
Ama o zaman satılan ürünlerin kullanma talimatına ters olmuyor mu?
Bildiğim kadarıyla kullanma talimatları, uygulama yapılacak alana göre miktar (genelde ağırlık) belirtiyor. Tüketiciler de o talimata uyarak uygulama yapıyor.
Kolay gelsin.
MeyveliTepe
26-06-2011, 22:56
Sn.Zafersu, satılan ürünlerin talimatlarının normalde her bir ürünün alan kaplama kapasitesine göre veriliyor olması gerekir. Satıcı, ürününün her bir gramının kaç metrekare alan kapladığını biliyorsa solusyon ölçüsü buna göre olmalı. Fakat işin esası parçacık sayısı olduğuna göre, satıcılar kendi ürününün kaç gramının söz gelimi 10 metrekare kapladığından yola çıkararak 100 litre suya şu kadar kilo demelidirler.
Çoğunlukla verilen ölçü literatüre girmiş ürünlerin tipik ölçülerine benzetilerek veriliyor. Oysa bu tamamen hatalı. Söz gelimi, 5 ve 6 numaralı ürünleri alalım. Birinin bir litresi 272 gr, diğerininki 810 gr. Bir litre 5 numarada kaç parçacık vardır ve kaç metrekare film oluşturur, bir litre 6 numarada kaç parçacık vardır ve kaç metrekare film oluşturur.
Bir an için parçacık boyutlarının aynı olduğunu düşünelim. Bu durumda her iki ürünün birer litresi aynı miktarda alan kaplar. Bu durumda söz gelimi 5 numara 100 litreye 5 kilo kullanılacaksa, 6 numaranın 14,8 kg kullanılması gerekir. Buradan da ürün ağırlığından bağımsız olarak hacim'in doğruya en yakın sonuç verdiği yargısına varabiliriz.
Satıcı talimatları bu gibi bir hesabı içermiyor ise zaten şüphe ile karşılamak gerekir.
aslında yazılıp çizilenlerin içinde her şeyin detayı mevcut.
Daha önceki yazılanları söylüyorsanız,
Yazılan ve çizilenler hafızalarımızda durmayabiliyor unutabiliyoruz, bir ürünü kullanıp üzerinde konuşmak başka bir şey, altı ürünü yanyana koyup uygulamak ya da kullanmak bunların üzerine konuşmak başka bir şey.
Bu imkanı yakalayıp bizlere de görsel olarak sunduğun için teşekkür ederim.
Bu konuda ticari bir çıkar ve işiniz olmadığını bildiğim içinde sizin bu deneyiminizi merakla güvenle takip ediyorum.
Birde ürünün mikron oranı çok mu önemli, diyelimki, biri 2 mikron diğeri atıyorum 5 mikron, bir litrede her ikiside 500gm, 5 mikron olanda suda çözülüyorsa (tortu çökelti yapmıyorsa) her ikisininde kaplama alanı aynı değilmidir.
Konuyu bölmemek adına daha sonra sileceğim.
MeyveliTepe
27-06-2011, 00:27
Sevgili Lilium,
Fiziksel olarak parçacık boyutu büyüdüğünde kaplanan alan küçülür. Fakat parçacık boyutunun önemli oluşunun sebebi bu değil.
Parçacık Film Teknolojisini geliştiren ekibin gerek kendilerinden önce yapılmış tüm benzer çalışmalar gerek kendilerinin yaptıkları çalışmalar sonunda parçacık film'in olması gereken özellikleri şöyle belirlemişlerdi.
1. Kimyasal olarak inert (reaksiyona girmeyen) mineral parçacıklar,
2. Parçacık çapının <2 mikron olması (teorik olarak tamamının),
3. Homojen bir şekilde yayılıp film oluşturabilmesi,
4. Oluşan filmin yapraklar ve hava arasında gaz alış verişini engellemeyecek şekilde geçirgen olması,
5. Fotosentetik olarak aktif radyasyonu geçirmesi fakat ultraviyole ve infrared radyasyonun bir kısmını geri yansıtması,
6. Zararlının bitki üzerindeki davranışını etkilemesi,
7. Hasat edilen ürünlerin üzerinden temizlenebilmesi
(Not: Bu özellikler sonuç değil, çalışmalarına devam etmek için belirledikleri asgari şartlar idi)
Elbette bu özelliklerin her birinin arkasında sağlam, ölçülmüş bilimsel saptamalar var.
Parçacık boyutu dediğiniz için o açıdan bakmaya çalışalım. Parçacık boyutunun yukarıdaki 2, 3, 4, 5, 6 nolu özelliklerin hepsiyle ilgisi var.
2 numarada zaten net olarak adını koymuşlar.
3 numara fiziksel olarak küçük parçacıkların film oluşturmaya elverişli olmasıyla ilgili,
4 numara yapraklardaki nefes alıp veren minik ağızların (stoma) tıkanmaması (ki uygulama yapıldığında onlar da örtülüyor), bu ağızların deyim yerindeyse üzerlerindeki parçacıkları kolayca üfleyebilmesi.
228445
Bu mikroskobik resim bir elma yaprağının uygulamadan hemen sonrasını gösteriyor. Minik ağızcıklar da örtülmüş.
228446
Bu resim ise uygulamadan üç gün sonrasını gösteriyor. Minik ağızcıklar üstlerindeki parçacıkları üfleyebilmişler. Bu parçacıklar 2-3 misli daha büyük ve ağır olsaydı ne olurdu? Fotosentez olumsuz etkilenirdi. Muhtemelen buna da bakarak parçacık boyutunu belirlemişler.
5 numara, oluşan film tabakasının PAR ışınlarını (görebildiğimiz faydalı ışınlar) geçirirken, yanıklara sebep olan UV ışınlarını ve ısıya sebep olan IR ışınlarını yansıtması. Parçacık boyutunun buradaki önemi, belli bir optik özelliğe sahip film katmanının elde edilebilmesiyle ilgili.
228449
Yüzeydeki tanecikleri görebilirsiniz. Bu taneciklerin 2-3 misli daha büyük olması bu yüzeyi oluşturmaz.
6 numara ile ilgili detaylı olarak yazacağım. Fakat tek bir resim ile kolaylıkla anlaşılır.
228450
Bu yaratığın üzerine yapışmış taneciklere bakalım. Sarı dairenin çapı 10 mikron. Bu dairenin boyutu ile parçacıkları oranlayın. Daha büyük taneciklerin zararlıya aynı şekilde yapışıp rahatsız edebilmesi mümkün olamıyacaktır.
MeyveliTepe
27-06-2011, 01:10
228453
Yanlış anlaşılmasın, bunlar başka bir şey değil.
Her bir bardağa, numaralandırdığımız örnekten 15ml'lik ölçeğimiz ile birer ölçek koyup karıştırıyoruz.
Safranlı
27-06-2011, 10:12
Sizlere gercekten yürekten tesekkur ederız
ilgiyle takıp edıyoruz
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.