View Full Version : Kaolin (Kaolen) Kili
Şimdii
Kaolin kili ve mineralli kaolin kili ve kaolin kili içeriğinin patentli, formülasyonlu, içerik ve şartlarının değerlendirmesini üstadlarımızdan okuyoruz. Çok değerli ve çok çaba ve emekle oluşturulan, zeka ve tecrübenin katkısı olmadan olmaz geçmiş ve bugün kaolin şartlarını okuyıruz.
Bu noktada sorum şudur hem basit ve anlaşılır ve de net hem maliyet, hem ülke döviz rezervi, hem üreticiye uygun koruyucu ...istler kazandırmak anlamında ÜLKEMİZDE ki kaolin kaynaklarından safsızlıklarının ayrıştırlması ve de gerekli rafine ve de kalsine yatırımlarının yapılması şartı ile üreticiye ucuz ve uygun <2 mic, 90% saf, 85% beyaz patent sorunu olmayan kaolin kili elde etme şansı var mı yok mu?
Sorumum tüm değerli araştırmaların ve üreticilerin açısından net yanıtı olacağını düşünüyorum?
Bu şans Var mı yok mu?
Sayın Soilless,
Yıllarca Türkiye de rafine kaolin üretmiş ve şu anda da ithalatını yapan, 20 yılı aşkın bir kaolin tecrübesine sahip olan biri olarak tarımda kaolin kullanımı konusundaki yazışmaları zevkle izliyorum. Ziraat ve tarım kesinlikle konum olmadığı için sadece kaolin ile ilgili birkaç konuyu belirtmek isterim.
Benim bildiğim kadarı ile Türkiye de şu anda rafine kaolin üretimi yapılmıyor. En son 2002-2003 yıllarına kadar Aksaray ilinde biz üretim yaptık. Pazar payının yetersizliği nedeni ile fabrika kapandı. Ayrıca Türkiye de gene benim bildiğim kalsine kaolin üretimi de yapılmıyor.Özellikle bildiğim kadarı ile diyorum çünkü 2003 den beri üretim yapmıyor ithalat yapıyoruz. Bu tarihten sonra açılan fabrika duymadım ama araştırmadım da. Her ikisinin üretimi de pazar payı itibarı ile rantable değil. Yapılacak yatırımı karşılamaz. Ayrıca kaolin yatakları açısından zengin olan ülkemizde yukarıda bahsi geçen marka kaolinlerin yapısal ve kimyasal özelliklerinden biraz daha farklı kaolinler bulunur. Genellikle SiO2 oranı oldukça yüksek Al2O3 oranı da düşüktür. Serbest silis oranı yüksektir. Beyazlık değeri en fazla 82-83 de (R457) kalır. 93-95 beyazlıkta doğal kaolin yoktur. Bu değerlere ulaşmak için bleaching ve/veya manyetik seperasyon ardından kalsinasyon yapmak gerekir.
Yerli olarak ziraat amaçlı üretilen ürünlerin yapısal açıdan adı geçen ithal markalardan biraz farklı olduğunu düşünüyorum. Uygulama ve neticeleri konusunda görüş bildirebilecek bilgiye sahip değilim.
Farklı tiplerdeki kaolinlerimiz farklı arkadaşlar tarafından ziraat uygulamalarında deneniyor. Net netice alındığında sizler ile paylaşacağız.
Selamlar
MeyveliTepe
27-06-2011, 20:47
228759
Bardaklarda solusyonları hazırladıktan sonra dikkatle izlemeye başladım. Karışımların çökme süreçleri de biribirinden farklı idi.
1 Numara bir müddet homojen bir solusyon olarak kaldı, sonra birden bire ve çok kısa sürede tamamı çöktü. Bu durum, örnekteki parçacık büyüklüklerinin neredeyse hep aynı olduğunu, büyüklükler arasındaki standart sapmanın çok küçük olduğunu gösteriyor. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.
2 Numara, bir numara kadar bir süre solusyon halde kaldı, sonra yavaş yavaş çöktü. Çökme başlangıç ve bitiş süresi arasındaki fark yaklaşık 15 dakika kadardı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.
3 Numara, kısa bir süre sonra malzemenin az bir kısmı hızla çöktü fakat geri kalan 2 numaradaki gibi davrandı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santime yakın ama bir-iki milimetre kadar daha az bir hacmi doldurdu.
4 Numara, bir numaradan biraz daha uzun süre solusyon olarak kaldı sonra o da berrak bir suyu üstte bırakarak birden bire çöktü. Ancak, bu örnek diğerlerinden farklı. 1-2 saat sonra tekrar karıştırıp bıraktığımda çok uzun bir süre solusyon olarak kaldı. Esas sürpriz ise çöken malzeme miktarındaydı. Bu sefer 5 santime yakın bir hacim doldurdu.
Bu şunu gösteriyor. Küçük hacim tutsun diye bu malzeme bir işlemden geçirilip minik toplar haline getirilmiş. 15ml ölçek ile bardağa koyup ilk karıştırdığımda topçuklar önce çözülmedi ve çöktüğünde diğerleri ile aynu miktar gösteriyordu. Fakat bekledikten sonra tekrar karıştırıldığında minik toplar tamamen ayrışmış idi. Yani bu örneğin kuru 15ml'si aslında diğer örneklerin üç misline yakın malzeme içeriyor.
5 Numara, 2 numara gibi davrandı.
6 Numara, bardağa konar konmaz büyük bir hızla çöktü. Üstte bulanık bir su bırakarak tamamı dibe indi.
228760
MeyveliTepe
27-06-2011, 20:54
Buradan çıkaracağımız bir sonuç, 4 numara hariç diğer malzemeler ağırlıkları ne olursa olsun eşit hacimde benzer malzeme miktarları içeriyorlar.
4 Numaranın bir litresi 806 gr gelmişti, fakat diğerlerine göre kabaca 2,5 misli malzeme içeriyor. Buradan da bakkal hesabıyla ambalaj topçukları dağılmış halde serbest yoğunluğunun az hata ile 806/2,5 = 322 gr olduğu sonucuna varırız.
Buraya kadar soru ya da yorum var mı?
MeyveliTepe
27-06-2011, 22:30
228813
MeyveliTepe
27-06-2011, 23:25
Gerek veriler, gerekse yaptığımız basit karşılaştırmalara göre spesifikasyonlar bakımından elimize ulaşan örneklere göre kullanılabilir üç ürün var.
1 numara çok iyi bildiğim ama hiç kullanmadığım, 5 numara başından beri hep kullandığım ve performansını çok iyi bildiğim bir ürün.
4 Numara çok ilginç, kalsine olsaydı mutlaka denemek isteyebileceğim bir ürün. Kalsine olmayışı kullanımı engelliyor.
6 numara kaolin değil. Broşüründe yazdıklarıyla malzeme arasında ilişki kurulmasını sağlayacak en küçük bir veri dahi yok.
3 numara rafine ve kalsine değil, bildirilen parçacık boyutu problemli.
Standardın tamamen dışında olan olan 6 numarayı hariç tutarak bir an için diğer ürünlerin hepsinin mükemmel kalite ve uygunlukta olduğunu varsayıp fiyat durumlarına bakalım.
İlk başta ucuzmuş gibi görünenlerden bazılarının aslında çok pahalı olduğu anlaşılıyor. Burada gözümüze çarpan iki ürünün her durumda ucuz olduğunu görüyoruz. Bunlardan bir tanesinin ise hiç kırmızı ya da turuncu durumu yok. Bir açık sarı dışında tamamı yeşil.
2 numara, daha önce varlığından haberdar olmadığım bir ürün. Bahaneyle kurcalayınca çıktı. Rafine edilip safsızlıklardan arındırılmış, kalsine edilmiş, Parçacık boyutu analiz raporuyla tesbit edilmiş olarak %82'si 2 mikrondan küçük, standart kabul edilenden sadece %8 sapması var. 1lt'sinin ağırlığı normal ve yaptığım ölçüm ve analiz raporu sadece %10 fark etmiş ki töleransların içinde sayılır.
Bu ürünün fiyatı ise çok çarpıcı. Kg fiyatı 1,2 TL. Litre fiyatı 44 kuruşa geliyor. Parçacık boyutuna göre yaptığım göreceli fiyatlandırmada ise 1 litre ve tamamı <2 mikron parçacık fiyatı 54 kuruş. Bu ürünün 1 gramı 15-20 metrekare yüzey kaplama kapasitesinde ki, bu bakımdan 1 ve 5 numaralar ile aynı kulvarda.
Kaolini rafine edip silika kristallerinden, diğer mineraller ve ağır metallerden ayırmak önemli bir maliyet. Bu işlem sırasında malzemenin en az %15-20'si ayrılmış oluyor. 1100 derecede kalsine etmek ise çok daha fazla bir maliyet. Parçacık boyutunun ayarlanması ise özel tesis ve cihazlar gerektiriyor. Bu kadar maliyete rağmen bu fiyat fazlasıyla dikkat çekici.
Bu ürünü derhal sahada denemem gerekir diyorum ve deniyorum.
MeyveliTepe
27-06-2011, 23:38
Üç hafta önceki kaolin uygulamasından sonra naşi'lerin sürgünleri 70'er santim uzamıştı. Sürgünler korumasız kaldı diye yeni ürünle uygulama yapmaya karar verdim.
228830
Ürünün beyazlığı alıştığımdan farklı değil. Bu beyazlık ve parlaklık kalsine etmekten geliyor.
1100 derecede kalsine edilen kaolinin formülü değişiyor. Amorf bir yapıya kavuşarak her bir parçacığın yüzey alanı genişliyor. Optik özelliklerinin değişip PAR geçirirken UV ve IR yansıtmasının sebebi de bu.
228831
Kovada karıştırıp şarjlı sırt pompasıyla atıyoruz. Zeytinin çiçek işi bitince taral ile tüm bahçeye atacağız.
228832
Uygulamada her zamankinden bir fark görmedim. Pompayı bitirince hemen deposunu açıp dibine bakıyorum. Beklediğim gibi kalan tortu sıfır. Benzeri ürünlerdeki homojen suspansiyon oluşturma özelliği bunda da var. Bu da rafine ve kalsine edilmesinden kaynaklanıyor olabilir.
228833
Sonuç iyi.
228834
Bu da naşilerin damlama sulama ana borusunun dibinde kendi kendine çıkmış bir kabak. Uygulama bittikten sonra farkettim. Ona uygulama yapmadım ama arada sebeplenmiş.
MeyveliTepe
27-06-2011, 23:44
228836
Uygulama sırasında ürünün zerrecikler halindeki suyla taşınıp tutunması çok iyi.
228837
İş bittikten sonra kollarımın bu hale geldiğini farkettim. Parçacıklar cilde ulaşmadan tutunmuş.
ahmet salih
28-06-2011, 09:54
Tebrikler sn; meyvelitepe , güzel bir çalışma, eskilerin deyimiyle pehlivan tefrikası gibi merakla takip ediyoruz. elinize sağlık , kolay gelsin.
Tebrikler ve teşekkürler sayın Meyvelitepe. Organik tarım konusunda yaptığınız çalışmalar gerçekten çok önemli ve güzel. Ortaya çıkan ürünlerin titizlikle araştırılması, körü körüne kullanılmaması konusunda herkese ders niteliğinde bir tutumunuz var. Çalışmalarınızda başarılar dilerim. Sonuçlarınızı merakla bekliyoruz. Kolay gelsin.
denizakvaryumu
28-06-2011, 10:32
Sn.MeyveliTepe
bu çalışma doktora tezi gibi bir çalışma oldu.
Ellerinize gözünüze sağlık.
1 ve 5 in hangi marka olduğunu tüm yazılanlardan çıkarıyorum ama bu 2 numaralı ürün neyin nesidir?
MeyveliTepe
28-06-2011, 10:45
Akşam açıklayacağım bütün numaraları.
Ozi'nin Bahçesi
28-06-2011, 12:34
Gene süper bir çalışma yapmışsın abi.
Bana fazla kaolin var alabilirsin demiştin ya, 2 numara tercihimdir.
Selamlar görüşmek üzere.
MeyveliTepe
28-06-2011, 14:50
Kaolin, Willia Cookworthy'nin 1745'de çin işi porselenlerin malzeme kaynağını aramasıyla Avrupa tarafından keşfedilmesinden çok önce, Çinde ilk çıkarıldığı tepenin adı olan Kao-Ling ismiyle anılıyordı. Sonraları avrupalılar bu malzemeye çin kili de dediler.
Literatürde, kaolin oluşumu ve sınıflaması ile ilgili olarak birçok kaynak bulunmaktadır. Bristow (1977) ve Kuzvart (1984), kaolin oluşumlarını birincil (primary) ve ikincil (secondary) kaolin olarak sınıflandırmışlardır.[1]
Birincil kaolin yatakları, feldispatların veya diğer aluminyum silikat içeren kayaçların alterasyonu ile yerinde; ikincil kaolin yatakları ise birincil oluşan kaolinin zamanla su ile taşınıp daha uzak bölgelerde yeniden çökelmesiyle (sedimantasyon) oluşmuşlardır.[1]
Dünyada, üç önemli bölgede üretilen kaolinler üstün fiziksel fizikokimyasal ve reolojik özelikleri nedeniyle uluslararası pazarlarda yüksek talep görmektedir. Bunlar; A.B.D.’de Georgia ve South Carolina yatakları (ikincil-sedimentary kaolin), İngiltere’de Cornwall bölgesi yatakları (birincil-primary kaolin) ve Brezilya’da Aşağı Amazon bölgesi yataklarıdır (ikincilsedimentary kaolin). Bu kaolinler yüksek beyazlık kalitesi, göreceli olarak düşük viskozite ve yüksek katı konsantrasyonu (%70) gibi özellikleri ile dikkat çekmektedirler.[1]
Tablo 2. Ülkeler bazında kaolin üretim miktarları (USBM, BGS ve Roskill tahminleri).
Ülke Üretim (ton)
A.B.D 8.008.000
Brezilya 1.708.000
Meksika 330.000
İngiltere 2.100.000
Çek Cumhuriyeti 913.000
İspanya 360.000
Fransa 375.000
Almanya 700.000
Türkiye 325.000
İran 550.000
G.Kore 2.400.000
Çin 2.175.000
Hindistan 700.000
Ukrayna 275.000
Endonezya 515.000
Türkiye’de, bilinen kaolin yatakları Balıkesir-Sındırgı-Düvertepe, Çanakkale,Bursa-Mustafa Kemal Paşa, Kütahya, Uşak,Eskişehir, Bolu, Sivas-Zara, Niğde-Aksaray,Nevşehir-Avanos’da bulunmaktadır. Bu yatakların tümü hidrotermal alterasyonla oluşmuş volkanik kökenli birincil (primary) kaolin yataklarıdır. Volkanizmaya koşut muhtelif alterasyon süreçlerine bağlı olarak, yataklanma sırasında yapıya karışan sülfürik asitin de etkisiyle kaolinlerimiz hemen hemen tümüyle alünit içermektedir.[1]
M.T.A.’nın ülke çapında (İstanbul-Kilyos Şile, Balıkesir-Sındırgı-Düvertepe, Doğu ve Batı Karadeniz, Nevşehir, Niğde-Aksaray,Bilecik-Söğüt, Eskişehir-Mihallıçık) sürdürdüğü sondajlı arama faaliyetleri sonucu tüm bölgelerden toplanan numunelerin analizleri yapılmış ve raporları yayınlanmıştır. Ancak, istikşaf mahiyetinde yürütülen bu çalışmalar 1980’li yıllar sonrasında rezerv etüdüne geçirilemeden bilinen nedenlerle bırakılmıştır. Bilinen tüm cevher zenginleştirme teknikleri kullanılarak alünitin kaolinden uzaklaştırılması için çalışmalar yapılmış ancak bütün çalışmalar alünitin kaolin içerisinde dissemine olarak dağılması nedeniyle olumsuz sonuçlanmıştır.[1]
Dünyada kaolin en fazla kâğıt sanayinde tüketilirken, ülkemizde en büyük kaolin pazarı beyaz çimento ve seramik sanayidir.[1]
Seramik üretim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı olarak (hızlı pişirim tekniği, porselen karo (granito) üretimi, son üründe sıfır hata, v.b) pazara sunulan yeni ürünlerin yapımı için daha temiz kaolinlere ihtiyaç duyulması ve özellikle 1980 yılı sonrasında ithal hammaddelerde uygulanan gümrük vergilerinin de kalkmasıyla birlikte bazı fabrikalar yurtdışından kaolin ithalatına başlamıştır. Günümüzde, porselen ve sağlık gereçleri üretimi için Bulgaristan, Ukrayna ve İngiltere’den kaolin ithal edilmektedir. Bu kaolinlerin fiyatları 80 ila 250 USD/ton arasında değişmektedir.[1]
Kâğıt sanayisi için de benzer durum söz konusudur. Ülkemiz, kâğıt sanayisi için A.B.D., İngiltere, Brezilya ve Bulgaristan’dan değişik kalitelerde fiyatları 150 ila 350 USD/ton arasında değişen kaolinler ithal etmektedir. Çünkü bilinen yataklar içinde kâğıt sektörüne uygun kaolin üretilebilecek maden bulunmamaktadır.[1]
Bilindiği gibi 2004 yılında özelleştirme gerekçesiyle faaliyetlerine son verilen İzmit-Seka kâğıt fabrikası 1975 yılına kadar Kütahya-Gevrekseydiköy’den temin ettiği alünitli kaolinleri kullanmıştır. Fakat Dalaman kâğıt fabrikası kurulduğunda kâğıt makinelerini satan kuruluş, Kütahya-Gevrekseydiköy kaolinlerinin kullanılması durumunda makinalarına garanti vermeyeceğini belirtmişti. O yıllarda hızı çok düşük olduğu için fabrikada bulunan kâğıt makinelerinde gözlenmeyen aşınma problemi, kullanılan kaolinlerin tane iriliğinin tam olarak kontrol edilememesi nedeniyle matbaalarda ortaya çıkmıştı.[1]
Bunun üzerine, 1975 yılında Seka ile MTA arasında kâğıt sanayi için kaolin aranması ve özelliklerinin belirlenmesi için protokol yapılmış ve MTA bu amaçla laboratuvarlarını teçhiz etmişti. Ancak yapılan çalışmalar sonrası pazarlanabilir kalitede kaplama kaolini bulunamamış, bazı yataklardan dolgu kalitesine uygun kaolin üretilebileceği saptanmıştır.[1]
Düvertepe ve Çanakkale’de kaolin üretimi, yörede bulunan madencilik şirketleri tarafından selektif madencilik kuralları gözetilerek yapılmaktadır. Bu yataklarda kuvars ve alünit tane boyutu çok ince (dissemine) olduğundan, daha önce de belirtildiği gibi bilinen tekniklerle alünit ayrılamamaktadır. Rezervin yeterli olduğu alünitsiz bölgelerde ise silisli minerallerin dissemine dağılması nedeniyle Al2O3 tenörünün yükseltilememesi, ekonomik ölçekte zenginleştirme tesisleri kurulmasını mümkün kılmamaktadır.[1]
Kırılıp harmanlanarak veya maden ocağında teslim edilen ülkemiz kaolinleri, Al2O3 ve Fe2O3 içeriklerine göre 10-20 USD/ton bedelle satılmaktadır. Alünit ve silisli minerallerden, bilinen tekniklerle ekonomik olarak ayrılamayan ve kaolinit içeriği artırılamayan cevherin satış fiyatını yükseltmek mümkün olmamaktadır.[1]
229119
Sevgili Halil Önen'in kulakları çınlasın. Nereden duydu bilmiyorum. Kaliteli kaolinin Amerikaya gidip, öğütülüp geri gelmesi gibi bir durum yok.
Türkiye, kaliteli kaolin ihtiyacını karşılamak için ithalat yapmaktadır. MTA'nın 2010 yılı maden dış ticaret verilerine göre, ithal edilen madenler arasında kaolin ve kaolinli killer 424 bin ton ve 47,5 milyon $ tutarla altıncı sıradadır.[2]
229120
[1] Türkiye kaolin sektörünün analizi: Güncel durum ve sorunlar - Kibited 1(2) (2006) 73 – 80
[2] http://www.mta.gov.tr/v2.0/default.php?id=maden-dis-ticaret
Safranlı
28-06-2011, 16:51
çalışmalarınızı pür dıkkat takıp edıyoruz emegınıze saglık
sizlerin hakkı ödenmez
MeyveliTepe
28-06-2011, 20:26
229257
229258
MeyveliTepe
28-06-2011, 20:46
Fiyattan bağımsız, salt kalite bakımından benim kişisel tavsiye sıram;
1. Sunguard (rafinasyonu en iyi)
2. Surround
3. AT-80
Fiyatın çok önemli olduğu durumda ise;
1. AT-80
2. Sunguard
3. Surround
şeklindedir.
Sunguardda mermertozu filanda vardı diye biliyorum sunshaderda olabilir tam emin değilim , Sıralama için teşekkürler.
Benim gibi çok lazım olucak arkadaşlarada bende uygulama yaptıktan sonra paylaşmayı umuyorum.
Hemen hemen 3 /1 fiyatına geldi bize fakat sonuç ne çıkar görücez.
MeyveliTepe
28-06-2011, 21:18
Aldığınız malzeme nedir? İyi bir şey ise onu da dahil edelim incelemeye.
Sayın Meyvelitepe aklınıza emeğinize sağlık. Kafamdaki bir çok soru işareti yok oldu. Bu marka mı? Şu marka mı iyi?...
Çok teşekürler. Saygılar.
Aldığınız malzeme nedir? İyi bir şey ise onu da dahil edelim incelemeye.
KAolin, maden işletmesinden rica ile aldım fakat kamyon bazında satış yapıyorlar numune bile göndermediler ...
Bizim iş bittiğinde ben gönderirim size isterseniz.
MeyveliTepe
29-06-2011, 07:45
Maden işletmesinden aldığınız kaolinin özellikleri hakkında bilgi verdiler mi? Bu şekilde hiç işlenmeden kullanacağınız ham ve muhtemelen çok kalın kaolinin ne işe yarayacağını düşündünüz ve işe yarayacağını nereden duydunuz, Fiyatı kaça geldi? Söz gelimi, üçte bir fiyat demişsiniz, yukarıdaki tabloda görülenlerden hangisinin üçte bir fiyatı oldu? Kilosu 15-20 kuruştan fazla değildir umaraım.
MeyveliTepe
29-06-2011, 08:15
#266 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=828928&postcount=266) nolu mesajda yayınladığım final tabloda belirtilen bazı rakamlar daha önce bazı ürünler için söylenip yazılan spesifikasyon, ucuzluk vb. şeylere hiç uymuyor.
Bunlarla ile ilgili herhangi bir maddi hata, itiraz ya da soru var mı? Hata yaptı isem memnuniyetle ve özür de dileyerek düzeltirim (forum ortamıdır, özüre gerek yok demem yani).
Safranlı
29-06-2011, 08:40
Bütün tartışmaları ve kafa karısıklıgını bıtırdınız
bizler için hazır lokma oldu
bu çalışmalar kolay degıl gercekten.
Emegınıze saglık çok çok tesekkur ederız
MeyveliTepe
29-06-2011, 09:44
Geçen yıldan itibaren kaolinin tarımda kullanımının bilinirliğinin artmasıyla, bir kısım çiftçi bizlerin de teşviki ile kaolin kullanmaya ilgi gösterdi. Bu durum piyasalarda küçük de olsa bir pazar yaratınca, içi beyaz toz dolu bir çok ürün piyasada boy göstermeye başladı.
Bunun bir sonucu olarak yüzlerce soru almaya başladım, şu olur mu, bu olur mu diye. Buna istinaden meyvelitepe blogunda bu yazıyı (http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/2011/05/kaolin-kili.html) yayınladık. Bu yazıda özetle, özellikleri uygunsuz beyaz tozlarla ilgili bir bilgimiz yok, güneş, hastalık ve zararlı etkilerine karşı parçacık film teknolojisi uygulaması yapacaksanız özellikleri uygun olanları kullanın dedik.
Devamında, özellikleri uygun olmayıp beyaz toz satanların çok hoşlarına gitmedi, "ağaçlara atılan mineral filmlerin hepsi aynıdır, bizimki çok ucuzdur (bu detaya girmeyeyim - fecaat), yazımıza istinaden pahalı mal reklamı yapıyorlar" gibi şeyler söylendi.
Bunun üzerine, elimdeki meteryalden derleyerek bu güne kadar Türkçede hiç yayınlanmadığı kadar bilgi yayınladım. Bunlarda da aslolanın marka değil, içerik ve formülasyon olduğunu vurguladım.
İddia ve şikayet, bu teknolojinin yaratıldığı yerde üretilip ülkeye gelenin pahalı olduğu yönündeydi. Hoş, detaya girince pahalı denenin ucuz, çok ucuz denenin de çok pahalı olduğu görüldü bu da ayrı mesele.
Bu hengame içinde, acaba olması gereken özelliklere uygun ya da çok yakın başka malzeme bulunmaz mı, yoksa bu gidişle zehirsiz tarım olsun derken sonundaki hayal kırıklığı yüzünden hepten zehirlere teslim olacağız düşüncesiyle bir araştırmaya giriştim. Hoş, bunu ben mi yapmalıydım? Her fırsatta, amaçlarının çiftçimize kaliteli ve uygun özelliklerdeki girdilerin ucuza temini olduğunu sloganlaştıranların bunu çoktan yapmış olmaları gerekiyordu.
Çok değil, bir gün içinde böyle bir malzemeye ulaştım. Hemen örnek istedim, ertesi gün geldi. Yazılı spek ve analiz bilgileri istedim, hemen geldi. Amerikadan ithal kaliteli malzemelerle kıyas ettim, çok fazla bir fark yoktu. Aslında olan farklar bu malzemenin tarımda kullanımını ve şimdiye kadar üzerinde binlerce bilimsel deney yapılmış formülasyonu karşılamaya fazlasıyla yakındı. Uzun lafın kısası gayet uygun görünüyordu.
Fiyat uygunluğu konusunu da boş bırakmadım tabii.
Formülasyonda belirtilen, kaliteli hammaddeden, rafine edilerek tüm safsızlıklardan olabildiğince arındırılmış, 1100 derecede kalsine edilmiş, parçacık boyutu 2 mikronun altına indirilmiş (%90 yerine %82), dolayısıyla üzerine rafine ve kalsine maliyetleri binmiş, fazladan bir de lojistik maliyeti olan bu ürünün kilo fiyatı KDV hariç 1,2 TL, litre fiyatı 44 kuruş olabiliyordu.
Tabloda hem özellikleri uygun hem de fiyatı çok uygun olan China Bird AT-80 isimli malzeme, AVS Mineral firması tarafından, kaolin kilinin ana memleketi olan Çin'den ithal ediliyor (her şey için ucuz Çin malı denebilir ama Kaolin (Çin Kili) için denemez herhalde)
Firma, bu ürünü şimdiye kadar perakende dağıtmamış. Ancak sorgulamam ve ricam üzerine yapılabileceği anlaşıldı. Kargo düzenini ayarladı veya ayarlamak üzere.
Tabloda kullanmak üzere, çiftçiye uygulanacak fiyatı sorduğumda, 25 kg'lık (yaklaşık 70 litre) torbanın KDV hariç 30 TL'ye satılabileceğini bildirdiler. Fiyat konusunun önemli olduğu durumda, alınıp işe yarayacak, arkasındaki bilime büyük ölçüde uygun ve fiyatı gerçekten ucuz tek malzeme şimdilik budur.
AVS Mineral yetkilisi Sabri bey de arada bir gelip bu sayfalara bakıyor. Ayrıca kendisine shelvacioglu@avsmineral.com adresinden ulaşabilirsiniz.
Ürünün web sayfası : http://www.avsmineral.com/at80.html
İletişim bilgileri: http://www.avsmineral.com/adres.html
bahtiyar02
29-06-2011, 10:10
Sevgili MeyveliTepe;
Ayrıntılı bilgileri ve firmaları brlirttiğiniz için çok teşekkür ederim.Sizin sayenizde Koalin kili kullanabileceğiz.
Saygılar
Sevgili meyvelitepe uygulamalar ve öneriler için teşekkür ederiz, aklıma gelen elinde bu kadar örnek varken bunları birde ağaçlar üzerinde deneme yapıp, Örneğin: yapışkanlığı, dağılımı, yağmur sonrası durumu, (vs)(şimdilik aklıma gelenler bunlar) nedir gibi, ağaç üzerindeki uygulamaları yapabilme imkanın olursa daha da tecrübe ve biliçlenmiş oluruz.
MeyveliTepe
29-06-2011, 11:02
Sevgili Lilium, iki farklı sıra ile verdiğim iki tavsiye listesindeki üç marka'dan Sunguard'ı senelerdir kullanıyorum zaten ve çok memnunum. AT-80'i ağaçlarda denedim ve gayet iyi idi. Bu yıl AT-80'i sonuna kadar götürüp sezon sonu duruma da bakacağım. Surround, çok reklamını yapmama rağmen (!) henüz kullanmadım ama iyi olduğundan kuşku yok. Diğerlerini ağaçlara atmak gibi bir düşüncem yok. Karşıdaki çimento fabrikasına göndersem mi diye düşünüyorum.
Benim için önemli olan holderde tıkama yapmaması , Güneş yanığı için atıyoruz ,Ağaç ve meyveyi kısmen örtsün yeter.
Bana markalı verilen fiyat kg/2tl idi , bana kg 75kuruş geliyor. Kamyon bazlı aldık 2 tonu bizim.
Zaten normal kaolinin ton fiyatı 150-200lira bahsettiğiniz gibi kalın katkılı vs., aldığım rafine ince kaolin beyaz gayette uygun gözüküyor, yakın zamanda uygulayacağız resim ederim.
Ufak uygulama olsa dediğiniz gibi markalı almak zorundayım zaten madenler vermiyor fakat bize çok lazımdı 5 bin tl ödemek nere 2bin tl ödemek epey fark var.Kalitede fark etceğini ben düşünmüyorum,dediğim gibi üzerini kapatsın kalıcı olsun kafi... Ziraa bizimkiler hep kireç atıyor.
MeyveliTepe
29-06-2011, 12:32
Sizden rica etsem, ölçekli bir kapta tartabilir misiniz tam bir litresi kaç gram geliyor?
Dolguluk, kuru öğütme %50'si 2 mikron altı en pahalı kaolinin ton fiyatı $250. Yani kilosu 40 kuruşa geliyor.
iletişim bilgisi verirseniz seneye oradan alalım .
Dolguluk bu diş dolgusu .
Tamam , tartarım.
MeyveliTepe
29-06-2011, 12:53
Teşekkürler, zahmet olacak ama önemli.
Benim için önemli olan holderde tıkama yapmaması , Güneş yanığı için atıyoruz ,Ağaç ve meyveyi kısmen örtsün yeter.
Bana markalı verilen fiyat kg/2tl idi , bana kg 75kuruş geliyor. Kamyon bazlı aldık 2 tonu bizim.
Zaten normal kaolinin ton fiyatı 150-200lira bahsettiğiniz gibi kalın katkılı vs., aldığım rafine ince kaolin beyaz gayette uygun gözüküyor, yakın zamanda uygulayacağız resim ederim.
Ufak uygulama olsa dediğiniz gibi markalı almak zorundayım zaten madenler vermiyor fakat bize çok lazımdı 5 bin tl ödemek nere 2bin tl ödemek epey fark var.Kalitede fark etceğini ben düşünmüyorum,dediğim gibi üzerini kapatsın kalıcı olsun kafi... Ziraa bizimkiler hep kireç atıyor.
Sayın Delimus,
Rafine kaolini yerli olarak nereden temin ettiniz merak ettim. Benim bildiğim yerli rafine kaolin üretimi yok. Sadece kuru öğütme dediğimiz kaolinit mineralinin ocaktan çıktığı gibi değirmene atılıp öğütülmesi ve havalı separatörler ile 40 mikron dan küçük parçacıkların tutulması ile elde edilen üretim yapılmaktadır.
Meyvelitepe nin çalışmalarında bizim ithal ettiğimiz ürünlere de yer vermesi ve bunların nispeten başarılı olması bizi memnun etti. Konuyu takip ediyoruz. Amacımız kendi ürünümüzü satmaktan ziyade sektöre faydamızın dokunması. Ciddi kar amacı gözetmeksizin toptan satış yaptığımız fiyata perakende olarak bazı arkadaşlara temin ettik. Zamanla bize gelecek geri dönüşler ışığında üretici firma ile ürün geliştirmesi de yapma şansımız var.
Anladığımız kadarı ile ziraatte uygulanacak kaolinde başlıca iki özellik aranıyor.
1-) tane dağılımının oldukça ince olması
Uygulama esnasında mevya veya bitki üzerinde film oluşturması ve pompa memelerinde tıkanıklık yapmaması için ortalama tane dağılımını 1 mikron mertebelerinde olması önemli. Bu da kabaca 2 mikron altı parçacık oranının % 80 den daha yüksek olması anlamına gelir.
2-) UV ve IR ışınlarını yansıtması
Bu özellik işlenmemiş kaolinde hatta rafine edilmiş kaolinde dahi çok yetersizdir. Kaolinin kalsine olması gerekir.
Rafine kaolin ile kastedilen öğütülmüş, inceltilmiş kaolin değildir. % 5 civarı kaolin içeren sulu sistemde yıkanır, hidrosiklonlar vasıtası ile ağır olan serbest silisin ve safsızlıkların ayrıştırılması ile tane dağılımı ayarlanır. Gerekirse manyetik seperasyon ve bleaching ile beyazlığı arttırılır. Tekrar Spray Dryer fırınlarda kurutularak ambalajlanır. Rafine kaolinden kastedilen budur.
Buna ilave olarak tamamen bilgisayar ile metre metre sıcaklığı kontrol edilen özel kalsinasyon fırınlarında 1000-1100 dereceye kadar kademeli ısıl işleme tabi tutulması ise kalsine edilmesi demektir. Bundan amaç tanecik yapısının değiştirilerek içindeki molekül suyunun atılmasıdır. Bu sayede UV ve IR ışınlarını yansıtma ve elektrik iletkenlik özelliklerinde artış sağlanır, beyazlık değeri 80-81 lerden 93 lere yükselir (GE Brightnes). Hepsinden önemlisi tam bir aluminyum silikat haline gelir. Yani aluminyum oranı % 45 lere kadar artar.
Bu şekilde üretim yapan yerli kaolin üreticisi benim bildiğim kadarı ile yok. Zaten olsa idi biz ithalat yapamazdık:)
Kaolinin tarım uygulamalarının faydalarını ve yöntemini meyvelitepe nin çalışmalarından öğreniyoruz. Diğer ürünler hakkında bir yorum yapmamız bizim açımızdan yanlış olur. Bizim ürünümüz ile ilgili yorumu da sayın meyvelitepe yapmış zaten. Kendisine teşekkür ederiz.
Selamlar
Sevgili zeytinlibahçe,
Biliyorum bu sayfaları en azından moderatör olarak izliyorsun. Yanılmıyor isem en az birbuçuk ay önce sana(sen diye hitap etmem sanırım sorun değildir) kaç numaralı mesaja kadar yazacağımı belirtmiş idim.
Ehh o mesajın zamanı geldi. Pehlivan tefrikalarıda meğerse pek sevilirmiş bende yavaş yavaş o mesaja yaklaşmak için bir şeyler karalıyayım.
Tabiiki moderatörlerin ve de Malinanın izni olduğu müddetçe!
Yahu bu Anadolda nerden çıktı demeyin. O Anadoldan nerelere geldik.
Göreceğiz
Sevgili Meyvelitepe,
Haklısınız burası bir forum ortamı herkes herşeyi yazabilir, herkes hata yapabilir, mesela ben hayatta yaptığım bir hatayı söylemem istendiğinde yaptığım hataların çokluğundan hangisini söyleyeceğimi bilemiyorum.
Belkide balık hafızalıyım.
TÜRKİYE'NİN SERİ ÜRETİLEN İLK OTOMOBİLİ
ANADOL, THE FIRST TURKISH MADE CAR.
BU SİTE, TÜRKİYE'NİN SERİ ÜRETİLEN İLK OTOMOBİLİ "ANADOL" HAKKINDA HAZIRLANMIŞTIR.
BU SİTENİN VE SİTE SAHİBİNİN HİÇ BİR DERNEK VEYA KURUMLA İLİŞKİSİ YOKTUR.
ANADOL DOSTLUK KULÜBÜ FORUM SAYFALARINI TAVSİYE EDİYORUM..
Hata yapmak önemli değil. Önemli olan '' ZÜLF-İ YARE DOKUNMAMAK''
Evet sevgili Zeytinlibahçe bu tefrika sizce kaç sayfa sürecek?
Sevgiyle kalın
Sevgilki Bozon,
Adanadaki tarla günlerinde aldığınız SunShader ne renk çıktı Grimi yoksa sarı mı ?
Sevgiyle kalın
Sevgili Malinanında cevaplamasını istiyeceğim bir soru.
Sun Shader ın ağaçlar nete doğam için çala destek kapsamındea satılmasına niye ve kimler karşı çıktı? Bedelsiz dağıtrım yapılacağı söylendiğinde neden acaba aniden site çöktü ?
Tesadüf ise kuşkularımdan dolayı özür dilerim.
Sevgiyle kalın
MeyveliTepe
29-06-2011, 16:55
Elrepho kimdir bilmem, bizim bahçede çalışan adama göre gridir. Belki de beyazların yanında öyle görünmüştür. Bu arada, SunShader'ın bir litresi 290 gr geliyor mu denmişti?
Sevgili Meyvelitepe,
Yaptığınız ve de yorumladığınıuz sedimantasyon testinde hiç zaman belirtmemişsiniz, Birimsiz bilimsel yaklaşımlarınız için açıklama bekliyorum. Ayrıca sedimantasyon ile ilgil yazdıklarınız geçerlimidir ?
Sevgiyle kalın
Sevgili Meyvelitepe,
Özelinize yazmıştım keşke uyarsaydınız dikkatlice kontrol ederdim sorunuz üzre simdi yaptım olçeksiz bir maşrapa iç çapı 13.5 cm yukseklikte 13 cm içindeki mix 860 gram geldi yani 450 gram civarı.
HİÇ MERAK ETMEYİN YAVAŞTA OLSA GELİŞMEYE VE SÜREKLİ GELİŞMEYE AÇIĞIZ. ÇOK KISA ZAMANDA APP DENSİTE 350 LERE YAKLAŞABİLİR,
Sevgiyle kalın,
MeyveliTepe
29-06-2011, 18:29
Ürünün (herhalde) resmi sitesinde (http://www.sun-shader.com/sun-shader/) yazılı değerleri bunlar
SiO2: %56 ± 2.5
Al2O3: %39 ± 1.2
Fe2O3: %0.7 ± 0.15
TiO2: %0.4± 0.05
Özgül ağırlık. 2.6
Beyazlık: 90 ± 3 (El Repho)
Bulk Density: 315 ± 35
Nem: % 0.7 (max %1)
Tane Boyutu: Min % 50 ± 2 -2 µ, min % 90 ± 2 -5 µ, min 95 ± 3 -10 µ
pH: 6.5 ± 2
Ben de burada belirtilmiş 315gr'ı bildirim olarak aldım.
Resmen bildirdiğiniz rakam olan 315 gr ile çok farkettiği için iki kez ölçüm yaptım. İkisinde de 580gr'ın üzerinde çıktı. Acaba ölçülmeyen değerler mi resmi sitede ilan ediliyor?
Ölçülü bir kapta tekrar deneyin bence. 450gr da çok ama sanki hala gerçeğinden düşük.
Sürekli gelişmeye açık olunduğuna sevindim, ama keşke önce gereken gelişme sağlanıp sonra bu gelişme neticesi elde edilen rakam yazılsaydı. Ya da sitede "budur" yerine "böyle olması için uğraşıyoruz" denseydi.
Çökme testi 1 saatten 5 güne kadar uygulandı. 15ml birim hacimde kullanılan miktar, 4 nolu örnek dışında diğerleriyle hemen hemen (biraz daha az) aynı seviyede çökelti bırakıyor. Yani ürünün çok kilo çekmesi çok malzeme anlamına gelmiyor.
Bazı arkadaşların laf-ı güzaf dediği, şimdi de tefrika olan yazılı çizili şeyler, anlıyorum, bir bakış açısına göre içi dolu bilgi aktarımı, başka bir bakış açısına göre dikkate alınmaması gereken şeyler olabiliyor, bir şey diyemem.
Her neyse, tabloda yanlış rakam varsa ve yanlış olduğundan emin olursak memnuniyetle düzeltirim, daha önce yazdığım gibi forumdur gerekmez demeden özürünü de dilerim. Ağırlık testinden tatmin olmadıysanız (ki benden iyi biliyor olmalısınız) şahitler huzurnda yeni bir torba daha açarak tekrarlayabilirim.
MeyveliTepe
29-06-2011, 18:35
Sevgili Meyvelitepe,
Özelinize yazmıştım keşke uyarsaydınız dikkatlice kontrol ederdim sorunuz üzre simdi yaptım olçeksiz bir maşrapa iç çapı 13.5 cm yukseklikte 13 cm içindeki mix 860 gram geldi yani 450 gram civarı.
HİÇ MERAK ETMEYİN YAVAŞTA OLSA GELİŞMEYE VE SÜREKLİ GELİŞMEYE AÇIĞIZ. ÇOK KISA ZAMANDA APP DENSİTE 350 LERE YAKLAŞABİLİR,
Sevgiyle kalın,
Özel mesaj ile verdiğiniz değerler, geçen yıl gönderdiğiniz örnekten çok farklıydı. Bir yılda çok önemli gelişmeler olmuş demek diye sizden ücreti mukabil yeni ürün istedim. Verdiğiniz değerledeki gibiyse de an az yarım ton saton alacağımı bildirdim. Ama parasıyla bile örnek göndermediniz. Dolayısıyla "yeni ürünü" görünceye kadar diyecek bir şeyim yoktu ve yazdığınızı doğru kabul ettim.
Sevgili Meyvelitepe,
Yaptığınız ve de yorumladığınıuz sedimantasyon testinde hiç zaman belirtmemişsiniz, Birimsiz bilimsel yaklaşımlarınız için açıklama bekliyorum. Ayrıca sedimantasyon ile ilgil yazdıklarınız geçerlimidir ?
Sevgiyle kalın
Bu sorumun cevabı cok kısa sürede verilmeliydi sevgili Meyvelitepe
MeyveliTepe
29-06-2011, 19:27
Sevgili Ensar, işten eve gelirken araba kullanırken internete girip mesaj yazamıyorum, kusuruma bakmayın, #290 nolu mesajda eve dönünce yanıtlamışım. Bu arada, benim sorduğum, üstünden haftalar geçmiş ama belki de uzun seyehatlerde olduğunuz için yanıtlanmayan sorulara şimdi de olsa yanıt verirseniz makbule geçer.
Tabii, yeni bir soru da, ürünün ilan ettiğiniz özelliklerinden hangileri doğru ve ölçüme dayanıyor, bunu da yanıtlarsanız herkes için faydalı olur.
Nasıl oluyorda bu sitede araya saati öne alınmış mesaj giriyor,
ben geri zekalımıyım da sizin 19.29 da yazdığınız mesajı yok sayıp size 20.18 de aynı soruyu soracağım. Ne oluyor anlatırsanız sevinirim.
Sevgiyle kalın.
MeyveliTepe
29-06-2011, 19:38
Bilmem, neden öyle gördüğünüzü bilemeyeceğim. Ben gayet düzgün görüyorum.
MeyveliTepe
29-06-2011, 20:34
Sayın Delimus,
Zamanla bize gelecek geri dönüşler ışığında üretici firma ile ürün geliştirmesi de yapma şansımız var.
Anladığımız kadarı ile ziraatte uygulanacak kaolinde başlıca iki özellik aranıyor.
1-) tane dağılımının oldukça ince olması
Uygulama esnasında mevya veya bitki üzerinde film oluşturması ve pompa memelerinde tıkanıklık yapmaması için ortalama tane dağılımını 1 mikron mertebelerinde olması önemli. Bu da kabaca 2 mikron altı parçacık oranının % 80 den daha yüksek olması anlamına gelir.
2-) UV ve IR ışınlarını yansıtması
Bu özellik işlenmemiş kaolinde hatta rafine edilmiş kaolinde dahi çok yetersizdir. Kaolinin kalsine olması gerekir.
Rafine kaolin ile kastedilen öğütülmüş, inceltilmiş kaolin değildir. % 5 civarı kaolin içeren sulu sistemde yıkanır, hidrosiklonlar vasıtası ile ağır olan serbest silisin ve safsızlıkların ayrıştırılması ile tane dağılımı ayarlanır. Gerekirse manyetik seperasyon ve bleaching ile beyazlığı arttırılır. Tekrar Spray Dryer fırınlarda kurutularak ambalajlanır. Rafine kaolinden kastedilen budur.
Buna ilave olarak tamamen bilgisayar ile metre metre sıcaklığı kontrol edilen özel kalsinasyon fırınlarında 1000-1100 dereceye kadar kademeli ısıl işleme tabi tutulması ise kalsine edilmesi demektir. Bundan amaç tanecik yapısının değiştirilerek içindeki molekül suyunun atılmasıdır. Bu sayede UV ve IR ışınlarını yansıtma ve elektrik iletkenlik özelliklerinde artış sağlanır, beyazlık değeri 80-81 lerden 93 lere yükselir (GE Brightnes). Hepsinden önemlisi tam bir aluminyum silikat haline gelir. Yani aluminyum oranı % 45 lere kadar artar.
Sabri bey teşekkürler. Tarımda kullanılacak kaolin için aradığımız özelliklerden parçacık büyüklüğünün %90 <2 mikron olmasını arzu ediyoruz. Bu yüzden, AT-80 ürününüz %95 beyaz, 15-20 g/m2 yüzey kaplama kapasitesi, rafine ve kalsine olmasına rağmen çok az da olsa sapmalı. Bahsettiğiniz yine rafine ve kalsine olup %90'ı <2 mikron ürünü getirmiş olsanız torba başına satış fiyatınız ne kadar fark ederdi?
Ürünün (herhalde) resmi sitesinde (http://www.sun-shader.com/sun-shader/) .
Çökme testi 1 saatten 5 güne kadar uygulandı. 15ml birim hacimde kullanılan miktar, 4 nolu örnek dışında diğerleriyle hemen hemen (biraz daha az) aynı seviyede çökelti bırakıyor. Yani ürünün çok kilo çekmesi çok malzeme anlamına gelmiyor.
.
Özür dilerim anlamadım bu ne demek '' ürünün çok kilo çekmesi cok malzeme anlamına gelmiyor ''
1 Numara bir müddet homojen bir solusyon olarak kaldı, sonra birden bire ve çok kısa sürede tamamı çöktü. Bu durum, örnekteki parçacık büyüklüklerinin neredeyse hep aynı olduğunu, büyüklükler arasındaki standart sapmanın çok küçük olduğunu gösteriyor. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.
2 Numara, bir numara kadar bir süre solusyon halde kaldı, sonra yavaş yavaş çöktü. Çökme başlangıç ve bitiş süresi arasındaki fark yaklaşık 15 dakika kadardı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.
3 Numara, kısa bir süre sonra malzemenin az bir kısmı hızla çöktü fakat geri kalan 2 numaradaki gibi davrandı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santime yakın ama bir-iki milimetre kadar daha az bir hacmi doldurdu.
Test süresi 1 saatten 120 saate ( 5 gün ) n sürdüğünde bir müddet ne kadar saat homojen solusyon olarak kaldı. sonra birdenbire !!! KAÇ SANİYEDE Çöktü.
Sevgiyle kalın
MeyveliTepe
29-06-2011, 21:09
Ensar bey, 1 saat içinde, farklı sürelerde de olsa hepsi çöktü. Önemli olan aynı hacim ama başka ağırlıklarda olan malzemelerin, ağırlıkları ne olursa olsun aynı miktar ve parçacık boyutları farkı gözetilmediği zaman yaklaşık aynı sayıda parçacık içerip içermediğini anlamaktı. 5 gün beklenmesi de zaman geçtikçe çökeltilerde olabilecek değişimlerin de gözlenmesiydi. PH değişimleri vs gibi başka gözlemler de oldu, onlara kadar yazmadım artık.
Bu konuda farklılık gösteren 4 numara oldu. Bardağa aynı hacimde konmasına rağmen diğerlerinin 2.5 misli çökelti oluşturdu. Yani, 1,2,3,5 ve 6 numaralı örnekler eşit kuru hacim ile solusyon oluşturulup, kuru hacimdeki hava tamamen çıktıktan sonra benzer miktarda çökelti oluşturuyorlar. Bu deney, ağırlık testinde hafif olan ürünlerin hafifliklerinin aralarında hava boşluğu ya da gevşek olduğundan mı yoksa gerçekten hafif mi olduğunu anlamak için yapıldı. Sizin ürününüz özelinde yazacak olursam, iki misli ağır olmasına rağmen daha fazla parçacık içermediği, bir şekilde parçacıkların ağır olmasından kaynaklanmasıydı. Söz gelimi 4 numara da ağırdı, kalsine edilmemiş ama rafine edilmiş kaolin idi, ama 2.5 misli daha fazla parçacık içeriyordu. Bu iki ürünün de rafinasyon farkı dışında özgül ağırlığı 2.6gr/cm3 kaolin olduğu söylendiğine göre fark nereden geliyor olabilir.
Bunun iki sonucu var. Esas işlevi oluşturduğu yüzeyle ölçülmesi, bu yüzeyi de parçacıkların oluşturduğu bir uygulamada, kiloya göre satılan ürünün fiyatlandırması gerçekte neyi gösterir. İkincisi, şu kadar kilo kullanın diye tavsiyede bulunulurken bunun arkasında bir hesap var mı, varsa nasıl bir hesap anlamaktır.
Bu arada bu mesajdan çıkanlarla beraber yanıtlanması gereken soru sayısı da artıyor sanırım.
Sevgili Ensar, işten eve gelirken araba kullanırken internete girip mesaj yazamıyorum, kusuruma bakmayın, #290 nolu mesajda eve dönünce yanıtlamışım. Bu arada, benim sorduğum, üstünden haftalar geçmiş ama belki de uzun seyehatlerde olduğunuz için yanıtlanmayan sorulara şimdi de olsa yanıt verirseniz makbule geçer.
Tabii, yeni bir soru da, ürünün ilan ettiğiniz özelliklerinden hangileri doğru ve ölçüme dayanıyor, bunu da yanıtlarsanız herkes için faydalı olur.
Sevgili Meyvelitepe,
Yaklaşık 40 gün önce Dikili dönüşü sevgili ZEYTİNLİBAHÇE ile Tekirdağda bir akşam yemeğinde buluşup sizin bloğunuzdaki kaolin yazısı üzerine konuştuğumuzda sizin taraflı oldüğünuzu ve bu konuda samimi olmadığınızı düşündüğümü ama herhangi bir tartışmaya da girmeyeceğimi belirtmiştim. Akabinde 1 ya da 2 gün sonra kendisi ile telefon görüşmesi yaparken artık ağaçlar nette yazmıyacağımı ve de en geç .... numaralı mesaja kadar yazacağımı ondan sonrada herhangi bir tartışmaya girip sinirlerimi yıpratmıyacağımı belirtmiştim.
Neyse kısacası seyahatte falan olduğumdan değil ağaçlar nette herşeyi bilip herşeyi açıklayanlar olduğundan benim artımsal katkım bile olmadığının düşünülmesinden, fırsatçı çıkarcı diye sınıflandırılmanın bana verdiği keyifsizliği yaşamamak için ciddi olarak siteyle ilgilenmedim.
Benden değer vermemi istiyorsunuz, Gerekli mi ?
SİZ BİR SÜRÜ TEST YAPTINIZ BEN BEYAZLIĞI ŞU DESEM NE OLUR DEMESEN NE OLUR.
Benim söylemim önemli değil bende diskromotopsi var önemli olan sizin bahçıvanınızın yorumu.
Sevgiyle kalın
Sevgili Meyvelitepe,
Yanlış anlamadım değimli ? Her bardağa aynı hacimde kaolin ya da her ne ise ondan koydunuz doğrumu anladım ? yani yukarıda yazdiğınız 15 ml kaolin ya da sun shader karışım?
Bardaklarda solusyonları hazırladıktan sonra dikkatle izlemeye başladım. Karışımların çökme süreçleri de biribirinden farklı idi.
1 Numara bir müddet homojen bir solusyon olarak kaldı, sonra birden bire ve çok kısa sürede tamamı çöktü. Bu durum, örnekteki parçacık büyüklüklerinin neredeyse hep aynı olduğunu, büyüklükler arasındaki standart sapmanın çok küçük olduğunu gösteriyor. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.
2 Numara, bir numara kadar bir süre solusyon halde kaldı, sonra yavaş yavaş çöktü. Çökme başlangıç ve bitiş süresi arasındaki fark yaklaşık 15 dakika kadardı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.
3 Numara, kısa bir süre sonra malzemenin az bir kısmı hızla çöktü fakat geri kalan 2 numaradaki gibi davrandı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santime yakın ama bir-iki milimetre kadar daha az bir hacmi doldurdu.
Yani bu gri rafine ve de kalsine olmayan malzeme bardak dibinde en az hacim gösterdi. GARİPPP. Su emmedi mi acaba ? Öyle ya hepsi appearent densiteye (havalandırılmış toz yoğünluğuna) göre hazırlandı.Aslında daha fazla su emmesi gerekip şişmesi yaprakta da nem tutması gerekmiyormu ydu ? Hem Ap dansite en yüksek hemde dipte en az çökelme.????
4 NUMARADA SUMU ABSORBE ETTİ ACABA?
Sevgiyle kalın
MeyveliTepe
29-06-2011, 21:43
Sayın Meyvelitepe, bizim kullandığımız ürün 4 numara. Şu anda elimizde bir miktar bu üründen var. Benim sormak istediğim, kullanmaya devam edelim mi? Değilse, en uygun ürünü nereden alabiliriz? Saygılar...
Sn.SDurul, 4 numarayı 2 numara ile değiştirmenizi tavsiye ederim. Kalsine olmadığı için beklediğiniz sonucu vermeyecektir. 4 numaranın ayrıca bir uygulama sorunu var. Küçük hacimde ambalajlayabilmek için parçacıkları bir tür minik topçuklar haline getirmişler. Suya girer girmez bunlar çözülmüyor, 1-2 saat sonra açılıyorlar.
Bu ürün kalsine olsaydı her halde en iyilerden biri olurdu. Ortalama parçacık boyutu 0.8 mikron.
MeyveliTepe
29-06-2011, 22:05
Yaklaşık 40 gün önce Dikili dönüşü sevgili ZEYTİNLİBAHÇE ile Tekirdağda bir akşam yemeğinde buluşup sizin bloğunuzdaki kaolin yazısı üzerine konuştuğumuzda sizin taraflı oldüğünuzu ve bu konuda samimi olmadığınızı düşündüğümü...
Ensar bey, sizin düşüncenizdir, bir şey diyemem. Blogdaki yazıda SunShader kullanın, bu işin bilimine uygundur deseydim eminim farklı düşünecektiniz. Kalite ve uygunluk konusunda sizinle daha önce de haberleştik, bilemediğim nedenlerden dikkate almadınız. Eminim Zeytinlibahçe de söylemiştir. Taraflılık konusuna gelince, evet haklısınız, fakat kimin ve neyin tarafında dersiniz? Hiç kullanmadığım Surround'ın mı, okuduğum yüzlerce makalenin mi? Üç yıldır yaptığım uygulamaların mı? Bıkmadan, usanmadan herkese zehir kullanmayın, ihtiyacınız yok, kaolin kullanın demem mi? Kusuruma bakmayın, insanların "sen dedin, kaolin kullandık ama olmadı, doğru söylememişsin" demelerini kaldıramam. Hangi kaolin olduğunu da söylemem lazım.
Ürün çıkartmak için o kadar uğraştınız. Bir sürü zaman harcadınız. Peki neden bu işin speklerine uygun bir malzeme bulmadınız? Yok muydu? Varmış oysa. Bunun yerine literatürü ürüne uydurmaya çalıştınız, niye?
MeyveliTepe
29-06-2011, 22:10
Sevgili Meyvelitepe,
Yanlış anlamadım değimli ? Her bardağa aynı hacimde kaolin ya da her ne ise ondan koydunuz doğrumu anladım ? yani yukarıda yazdiğınız 15 ml kaolin ya da sun shader karışım?
Bardaklarda solusyonları hazırladıktan sonra dikkatle izlemeye başladım. Karışımların çökme süreçleri de biribirinden farklı idi.
1 Numara bir müddet homojen bir solusyon olarak kaldı, sonra birden bire ve çok kısa sürede tamamı çöktü. Bu durum, örnekteki parçacık büyüklüklerinin neredeyse hep aynı olduğunu, büyüklükler arasındaki standart sapmanın çok küçük olduğunu gösteriyor. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.
2 Numara, bir numara kadar bir süre solusyon halde kaldı, sonra yavaş yavaş çöktü. Çökme başlangıç ve bitiş süresi arasındaki fark yaklaşık 15 dakika kadardı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santim kadar doldurdu.
3 Numara, kısa bir süre sonra malzemenin az bir kısmı hızla çöktü fakat geri kalan 2 numaradaki gibi davrandı. Çöken malzeme bardak dibinde 2 santime yakın ama bir-iki milimetre kadar daha az bir hacmi doldurdu.
Yani bu gri rafine ve de kalsine olmayan malzeme bardak dibinde en az hacim gösterdi. GARİPPP. Su emmedi mi acaba ? Öyle ya hepsi appearent densiteye (havalandırılmış toz yoğünluğuna) göre hazırlandı.Aslında daha fazla su emmesi gerekip şişmesi yaprakta da nem tutması gerekmiyormu ydu ? Hem Ap dansite en yüksek hemde dipte en az çökelme.????
4 NUMARADA SUMU ABSORBE ETTİ ACABA?
Sevgiyle kalın
4 numaranın cevabını #301 nolu mesajda vermiş oldum. Diğer sorularınızın yanıtını siz verin, sizin malzemeniz ne de olsa, içeriği de gizliymiş dediğinize göre. Bu arada 315 gr konusuna da bir açıklık getirseniz? Oradaki sapma biraz fazla gibi. Torbanın içinde ürün kendiliğinden mi ağırlaşıyor, yoksa verdiğiniz rakam doğru olmayan bir değer mi?
Sevgili Meyvelitepe,
Bende sedimantasyon testini yapmış idim ama hacim bazlı değil ağırlığı baz olarak aldım ve de % 3 lük konsantrasyonlar şeklinde idi ve de sonuçlar sizinkinden farklı çıkmıştı.
Sizin yaptığınız şekildede yapacağımdan emin olabilirsiniz
.
Renk, tane dağılımı, partikül yapısı vs üzerine yaptığınız bilimsel ölçütlemeler ile ilgili hiçbir şey söylemem gerekmiyor.
Bu sayfaları okuyan ve de ellerinde Sunshader bulunan Sayın arkadaşlardan ( selahattin yılmaz, lilium,bergan 45, müjgan,ömer tuncer, athena Asena, Yarkın ve de ismini şu an hatırlıyamadığım VE BURADA SAYAMADIĞIM arkadaşlardan özür dilerim ) bir ricam olacak .
SEVGİLİ ARKADAŞLAR, ellerinizdeki deki Sunshader torbalarından en az birer tanesini şahit numune olarak tutarmısınız lütfen. Sunshader torbalarındaki karışım da bulunan kaolinin rafine ve kalsine olup olmadığı araştırıldığında sizlerden istenecektir.
Sevgili meyvelitepe, daha önce size gönderdiğim ürünlerle ilgili yorumlarınız bu başlık altında bir yerlerdedir. Dönüp bakmak istiyenler olursa bakabilirler. (55 Nolu mesaj)
Bu arada, Ensar beyin ürettirdiği kaolin kili numunesi geldi. İlk etapta üzümlerde denedim. İntibalarım şöyle;
Malzemenin parçacık büyüklüğünü ithal malzeme ile karşılaştırdığımda gözle, elle ve uygulama ile bir fark ayırd edemedim.
Malzemenin nem oranı biraz daha fazla, fakat bu lojistik konular dışında herhangi bir mahzur teşkil etmiyor.
Uygulama sırasında dipte çok az miktarda tortu tesbit ettim. Bunları elimle ufaladığımda dağıldığını gördüm. Bu da bu tortuların büyük parçacık değil, biribirine yapışmış parçacıklar olduğunu gösteriyor. Malzemenin daha nemli olmasının bir sonucu olabilir. Bu yüzden uygulama sırasında karıştırma işleminin daha iyi yapılması daha iyi netice verir.
Renk açısından ithal olan ile bir fark görmedim. Malzemenin çıktığı ocağın saflık bakımından bir analizi de varsa tarımda rahatlıkla kullanılabilir.
Ensar beyi tebrik ediyorum. Sanıyorum böylelikle önemli bir adım atılmış olunuyor.
Geçen yıl beğendiğiniz ürün yerli kaolinin 1150 dercede 18 dakika kadar fırınlanmış hali idi.
Benim ilkel şartlarda hazırladığımdan çok daha iyi olan ve standart kalsine ve rafine kaolin içeren karışımı beğenmiyebilirsiniz, tuu kaka diyebilirsiniz sonuçta yorumdur kabullenirim ya da kabullenmem ama bu karışımdaki kaoline RAFİNE ve KALSİNE değildir diyemezsiniz.
Ben demem ama ispat edemezseniz size müfteri derler
Ben size illa bir şeyleri ispatlamak gayretine girmedim girmem de isterseniz özelden size Kaolin faturalarınıda gönderirim.
Hem karışımın maliyetini öğrenir hemde fırsatçı olmakla suçladığınız benim Türkiyenin her yerine adrese kargoyla teslim üç beş kilonun 2 tk/kg fiyatla ne paralar kazandığını görürde bu işi niye yapmadığınıza hayıflanırsinız.
Ama güzel tarafı ne biliyormusunuz? Partikül teknoljisi için o şişirdiğiniz pahalı ürünlerin gereksizliğini sizde anladınızda itiraf edemiyorsunuz
Birde işin ticari boyutu vardı ona çomak soktum. İyikide yapmışım.
Sevgiyle kalın
[
Ürün çıkartmak için o kadar uğraştınız. Bir sürü zaman harcadınız. Peki neden bu işin speklerine uygun bir malzeme bulmadınız? Yok muydu? Varmış oysa. Bunun yerine literatürü ürüne uydurmaya çalıştınız, niye?[/QUOTE]
Sevgili Meyvelitepe,
Hiç kendinizi fazlaca zorlamayın, iyiyisimi ben size aldığım hammadde firmasının faturalarını vede spectlerini ileteyim de rahatlayın.
İnanın 5 günde çökelen ne olursa olsun sizin testlerdeki gibi 1 saatte birdenbire çökelmez.
Siz nasıl olurda bu ürün rafine ve de kalsine değildir dediniz önu açıklayın.
Sevgiyle kalın.
MeyveliTepe
29-06-2011, 22:49
Geçen yıl girişiminizi kutlayarak malzemenin ağır olduğunu belirtmiş, saflık analizinin gerekli olduğunu söylemiş teşvik etmişim. İyi de yapmışım, keşke kibarca belirtilen sorunların üzerine gitseydiniz.
Ürününüzle ilgili bir çok soru sordum, yanıt vermediniz. Hala da vermiyorsunuz. Neden bir litresi 315 gr diye yazdığınız ürünün bir litresi 580 gr. geliyor. Ya da neden 580 gr demediniz? Ne gibi bir amacı var?
Bu ürününüz kalsine değil, ya da kalsine kaolin değil. Partikül teknolojisine gelince, gereklerini ve şartlarını gayet güzel ortaya çıkarmışlar. Ürününüze %50'si 2 mikrondan küçük dediniz diye, o beğenmediğiniz bilim adamlarına %50'sinin 2 mikrondan küçük olması yeterlidir bile dedirttiniz, buna gerek var mıydı? Şişirdiğim (ama henüz hiç kullanmadığım) pahalı ürün nedense sayısı binlere varan bilimsel saha deneyinde kullanılan ürün. Kaldı ki şu basit ağırlık deneyi bile sattığınız ürünün o pahalı ürünler kadar pahalı olduğunu gösterdi. Hani ucuzdu? Neresi ucuz? Her gün bir çok kişi soruyor hâla, sonunda buldum kullanılabilir ve ucuz ürünü. Boşverin kaliteyi, karşılaştırın fiyatınızı göreceksiniz. Gerekli olan pahalı ürün değil, doğru ürün. Hoş, ürününüzün pahalı ya da ucuz olması beni ilgilendirmiyor, doğruyu söyleyin yeter.
Cumhur Tonba
29-06-2011, 22:51
Merhaba arkadaşlar,
Selamlar, sevgiler, saygılar.
Mesajlarınızı ilgi ile takip ediyorum.
Sevgili Meyvelitepe,
Ayrıca belirtmemde fayda var, belki biliyorsunuz belkide bilmiyorsunuz, yaklaşık iki yıldır bu sitede aktif olarak bulundum. Kimseye istinatsız bir suçlamada bulunmadım yani başka bir deyişle ispat edemiyeceğim bir şeyle suçlamadım.
Sunshader ile ilgili sizden en ufak bir beklentim olmadı olamazdıda.Bedelsiz dağıtılacak olan ürünün karşılığında agaçlar nete yapılmasını düşündüğüm katkıyıda sizin engellediğinizi sanıyorum. Öyle değilse özür dilerim.
Ben öyle ya da böyle bu güne kadar en az 4 ton malzemeyi bedelsiz olarak dağıttım.
Fırsatçılığımı burdan bile anlayabilirsiniz ,
Sevgili Mine pakkaner bir soruyu özelden sorduğunda kendisi ile birebir karşılaştığımızda yuz yuze ne isterse anlatacağımı bildirdim ve konuyu karşılaşacağımız zamana kadar erteledik,
Elbet bir gün kendisi ile karşılaşır o zamanda ne sorarsa açıklarım,
Benim herhangi bir ticari kaygım yok ne yazıkki. Ne leonardit 600 TL olmalı, ne solcan gübresi 2000 TL olmalı.
Bu örnekler çoğaltılabilir.
Ama görüyorum ki bu site bu işlere çok müsait. Buda beni rahatsız ediyor.
Ehh ne yapalım kel başa şimşir tarak !
Sevgiyle kalın
Sevgili arkadaşlar,
Konu gördüğüm kadarıyla ısınıyor, nacizane araya girip bir şeyler yazma ihtiyacı duydum,
Öncelikle sevgili meyvelitepeye yazmış olduğum şu (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=827982&postcount=239) mesaj da güzel bir araştırma ya da deney yaptığından dolayı teşekkür etmiştim, hatta firma isimlerini açıklayamayabilirsin, ama içinde ne var ne yok hangisi daha iyi gibi cümleler yazmıştım, meyvelitepenin ürünlerin işimlerini de açıklayacağım (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=21025&page=9) cümlesini gerçekten cesaretli bulmuştum, ve daha sonraysa demekki elinde kanıtlayacağı bilgi belge kısaca envarteli var ki, bu cesareti gösterebiliyor deyip konunun nereye gideceğini izliyordum. Cesaretinden dolayı kutluyorum.
Açıklamış olduğu bilgiler güzel, tabii bu gerçekten yanlı ve taraflı değilse ki, bu konuda en ufak bir şüphem yok diye daha önce demiştim.
Sevgili meyvelitepenin bu yapmış olduğu uygulama ya da deney veya araştırma biz kulanıcılar olarak güzel yararlı bir deney, buraya kadar tamam.
Diğer tarafı, ürün sahiplerini ve meyvelitepeyi ilgilendiriyor, zira bu açıklamış olduğu değerleri kanıtlayabilmesi gerekiyor, bilemiyorum sevgili meyvelitepe bunların analizlerini yaptırdımı burada yazmış olduğu değerleri belgeli olarak uygun kuruluşlardan aldımı? Örneğin: rafine ve kalsine değildiri nasıl kanıtlayabilir, (buradaki resim ve uygulamalar kanıt kabul edilebilirmi?) gerçekten büyük bir sorumluluk alarak bunları açıklaması büyük bir cesaret.
Benim de sevgili ensardan sunShader telebim olmuştu, sağolsun acemi caylak gönderdi, Diğer ürünleri hiç kullanmadım aralarında hiçbir kıyas edemem öyle bir deneyimim yok.
sunShader deneyimimi en açık olarak sizlere şöyle anlatabilirim.
Taral ilaçlamam bir iki oldu arıza yapıyordu, hatta bu arızalardan dolayı ceviz iç kurdu için attığım madex ilacımı atmakta geçikmiştim ikide bir pompam rıza yapıyordu zar zor tamir ettire ettire ilacı attım, bu esnada kaolin kilimide sevgili ecemi caylak (usta) gönderdi hemen ertesi günü gidip atmak istedim, anlatıldığı gibi önce kaolini on litrelik suda erittim, eritirken de sanki böyle bir şeyler (tartışma) olacakmış gibi pür dikkat ederek söylenen tariflere göre hazırlamaya çalıştım, kaolini on litrelik suda erittikten sonra yarıya kadar su dolu olan tanka dökmeden önce 15- 20 dakika kadar bekledim acaba dibe çökme yapacakmı diye, bu kadarlık zaman zarfında çökme yapmadığını görünce tankta da zaten karıştırıcı var durduk yerde çökme yapmadıysa karıştırıcıyla yapmaz diyerek kaolini tanka ilave ederek ağaçlara atmaya başladım, tam olarak saymadım ama 10 veya 15 ağaca atmıştım ki, pompam aynı arızayı tekrar gösterdi, eyvah kaolin tankta kaldı ne olur açaba endişesi taşıyordum, pombayı tamir etirmem iki gün sürdü, tankı nasıl boşaltacağım bu çökmüştür düşüncesiyle tankın içerisine (Tank200 litrelik mavi bidon) bir sopa sokup karıştırıp ne durumda olduğuna bakmak istedim, sopayla karıştırdığımda dibe çökmenin olduğunu hiç hissetmedim, bir iki karıştırmayla gayet normal gördüm, motoru çalıştırıp ağaçlara atmaya başladım, Motorum arıza gösteriyor dedim ya tekrar aynı arızayı gösterdi yine yarıda kalmıştı, kaolin yine tankta kaldı, ertesi gün(Bügün) pompanın tamiri olmayacağı için arkadaşımdan bir motorlu sırt pompası alarak tankta kalan kaolini boşaltıp ağaçlara atarken . Buradaki yazışmaları bildiğim için üstüm başım ellerim kirli akşamda olmuştu acele ediyordum, kolini eritip üç gün bekleyip tanktan kovaya kovadan pompaya döktükten sonra dibinde tortu kalıyor kalmıyoru görüntülü olarak çekeyim dedim ve 229794, benim fazla tecrübem yok bu tortuysa tortudur arkadaşlar.
İkinci bir şey daha denedim kaolini yani sunShader i hiç suda eritmeden direk sırt motorunun ağzına süzgeçine dökerek çeşmeden gelen suyla bir cubukla karıştırarak motorun tankına koyup rahat bir şekilde tıkanma göstermeden hatta bittikten sonra tankın dibi ne alemde diye baktım, hiçbir kalıntı yoktu.
Bu ürün hakkında iyidir kötüdür hakkına sahip değilim, içinde ne var ne yok ne kadar kaolin var ne madde var, refinemidir kalsinemidir gibi kesin verilere ulaşabilmem beni aşar bilgisine de sahip değilim, başka ürünlerle de kıyas etme imkanımda olmadı, sadece kullandığım ürün hakkında bir kaç gündür yaşadığım olayı anlattım.
Ağaçların resimlerini geç (Akşam) olduğundan ve tam olarak kuruyamadığıdan çekemedim yarın çekmeye çalışaçağım, bende merak ediyorum açaba sevgili meyvelitepenin dediği gibi yaz ortasında kar yağdırabildik mi.
Yarın ola hayır ola inanın bahçemi şimdi daha çok merak eder oldum.
MeyveliTepe
30-06-2011, 12:04
Sevgili Lilium,
Olmayan şeyin belgesi olur mu?
Yayınladığım tabloya bir daha bakalım; formül verileriyle ilgili altında şöyle bir şey yazıyor.
(a) Varsa test raporuna göre yoksa söylenen ya da söylenmeyene göre
Bu ürün ile ilgili, ürünün rafine ve kalsine olduğunun yazılı olduğu bir şey gördünüz mü? Böyle bir şey söylenmiş mi?
Dün gece yarısına kadar ürünün sitesinde ürünün kimyasal ve fiziksel durumu ile ilgili bunlar yazıyordu;
SiO2: %56 ± 2.5
Al2O3: %39 ± 1.2
Fe2O3: %0.7 ± 0.15
TiO2: %0.4± 0.05
Özgül ağırlık. 2.6
Beyazlık: 90 ± 3 (El Repho)
Bulk Density: 315 ± 35
Nem: % 0.7 (max %1)
Tane Boyutu: Min % 50 ± 2 -2 µ, min % 90 ± 2 -5 µ, min 95 ± 3 -10 µ
pH: 6.5 ± 2
Burada görüyormusunuz rafine ve kalsine gibi bir laf?
Hoş, şimdi hiç biri yok. Silinmiş. Ne şimdi, ne de daha öncede rafine ve kalsine edildiği yazılı değildi. Buna karşın bulk density değeri olarak 315 ± 35 yazılıydı. Dün geceki tartışmalarda bu rakamın doğru olmadığını belirtince sitedeki bu bilgiler silindi birden, sizce neden olabilir? Neden yazılan rakam doğru değildi? Bu rakam doğru değilken başka hangi rakam ya da bilgiler doğru idi? Buradaki bilgiler, okuyanlar ürün hakkında bilgilensin diye değil midir? Neden silindi? Belki ben yanlış ölçmüşümdü?
Kalsine ürün konusunda epey tecrübem oluştu. Hemen belli oluyor. Buna rağmen kalsine edilmiş ise de diğerlerinin yapısal özelliklerini göstermiyor. Zaten de öyle bir spek belirtilmemiş. Rafine edilen gözle anlaşılmaz. Başka bilgilere ihtiyaç var. Önemli bir prosestir. Rafine ürün satan ilk önce belirtir bunu. Rafinasyon sonunda kalan metal analizleri vb. belgelenir. Siz böyle bir belge gördünüz mü? Müşteri olarak ben mi analiz yaptırıp anlamalıyım?
Bu arada tebrikler, kova çok güzel boşalmış. Siz ürünü kaç liradan satın aldınız bilmiyorum. Bu ağırlık meselesi, çok ucuz olduğu iddia edilen ürünün bana göre, aslında epeyce pahalı olduğunu, hatta "çok pahalı" olarak nitelenenlerden de pahalı olduğunu ortaya çıkardı. Bunun yanı sıra, ispatlı belgeli ve gerçekten ucuz başka bir ürünün ortaya çıkması da işleri biraz karıştırdı galiba.
Biraz daha eskiye gidelim. Kendiliğinden ürünle ilgili bilgi verilmemiş, kabul, fakat bir çok kere sorulmuş, bunlara ya hiç yanıt verilmemiş, ya da alakasız veya kaçamak cevap verilmiş. Yani yanıt vermekten kaçınılmış.
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe http://www.agaclar.net/forum/images/buttons/viewpost.gif (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=812697#post812697)
Sn.acemi_caylak, piyasadaki diğer ürünler tıpkı SunShader gibi derken diğer ürünler ile %95'lik ürünleri kastediyorsanız, geçenlerde başka bir başlıkta SunShader ürününüzün içindeki diğer mineralleri ve bunların oranlarını sormuştum. Sağolsun, Ensar bey telefonla diğer 3 mineralin isimlerini söyledi ama oranlarını söylemedi. Artık ticari bir ürün olarak piyasada olduğuna göre kaolin harici mineraller, ağır metal, nem, diğer fiziksel özellikleri dahil bir analiz raporu vardır herhalde. Ürün için hazırladığınız web sayfasında herhangi bir bilgi görememiştim, rica etsek burada yayınlayabilirmisiniz?
Sormuşken, yukarıda bir mesajda titanyum dioksit'ten bahsetmişsiniz. Bunu da ürüne standart olarak mı katıyorsunuz, bir kerelik bir uygulama mıydı?
Sayın Meyvelitepe,
SunShader %95 kaolin + %5 diğer minerallerden oluşmakta. %95 kaolinin özellikleri ise aşağıdaki gibidir.
Özgül Ağırlık: 2.6
Beyazlık: 93 (El Repho)
Nem: % 0.7 (max %1)
Tane Boyutu: Min % 50 0-2 µ ve Min % 99 -5 µ
Göremediğiniz gibi burada da yok. Yani söylenmemiş.
Buna rağmen bir yerde vardıydı da benim gözümden kaçmış ise;
#266 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=828928&postcount=266) nolu mesajda yayınladığım final tabloda belirtilen bazı rakamlar daha önce bazı ürünler için söylenip yazılan spesifikasyon, ucuzluk vb. şeylere hiç uymuyor.
Bunlarla ile ilgili herhangi bir maddi hata, itiraz ya da soru var mı? Hata yaptı isem memnuniyetle ve özür de dileyerek düzeltirim (forum ortamıdır, özüre gerek yok demem yani).
Bu mesajım hâla geçerlidir.
Öte yandan bakın, ürünün sitesinde;
Sun-Shader içeriğindeki kaolin, uygulandığı bitki yüzeyinde ince ve yansıtıcı bir film tabakası olutşurarak güneş ışınlarını yansıtır ve yaprak ve meyve üzerindeki sıcaklığın düşmesine neden olur. Değişik bölge ve iklim koşullarına göre bu düşüş miktarı 8 ⁰C ile 12 ⁰C arasında değişmektedir. Bu düşüş sonucu, bitkiler güneşin yakıcı etkilerinden korunur ve bitkinin gün içerisinde fotosentez yapma süresinde artış gerçekleşir. Yapılan araştırmalar fotosentez yapma miktarında %35 – %40 oranında bir artış olduğunu göstermektedir. yazıyor (bunlar da silinirmi bilmem). Burada verilen rakamlarla ilgili herhangi bir deney, sonuç vb. gördünüz mü? Neye dayanarak verilmiş? Yeri gelince hiçe sayılan, değersiz bilimsel deney ve makalelere göre mi? Değil ise, nerede bu ölçümler?
Bana kalırsa, sevgili Meyvelitepe'nin deneylerinden sonra yazmış olduğu yazılardaki en önemli kelime uygunluk.
Ürün ne kadar ucuz olursa olsun, o kadar emek verilen ağaçlara uygun değilse kullanılmaz. Uygunluk ispatını ise deneyi yapanın değil, ürünü üreten firmanın/kişinin yapması gereklidir. Sahada, başkasının ağacı üzerinde yapılan deneylerle uygunluğu ispatlamaya çalışmak ise tam anlamıyla riski kullananın üzerine atmaktır. Pazardan meyve, sebze alırken pazarcının "Organik bunlar abi." lafına ne kadar inanılır ise gerekli sertifikasyonları ve belgeleri sağlayamayan ürünlere de o kadar inanılır.
Senelerce emek verdiğim ağaçlara ve dönümüne binlerce lira harcadığım yatırımıma ben şahsen uygunluk belgesi ve sertifikası olmayan ürünü ne atarım ne de attırırım.
Ağaçlar.net kullanıcılarına düşen ise, bu ürünleri üretenlere, birlikte olmaktan gelen güçlerini kullanarak, gerekli sertifikaları çıkarttıracak baskıyı yapmaktır. Hatta, madem ki, bu ürünleri çiftçilere satarak para kazanmak istiyorlar, güvenilirliği bilenen laboratuarlara test ettirerek Tarımda Kullanılabilir sertifikası da almaları gereklidir. Buna 2 numaralı ucuz ürün de dahil.
Ağaçlar.net kullanıcılarına düşen ise, bu ürünleri üretenlere, birlikte olmaktan gelen güçlerini kullanarak, gerekli sertifikaları çıkarttıracak baskıyı yapmaktır. Hatta, madem ki, bu ürünleri çiftçilere satarak para kazanmak istiyorlar, güvenilirliği bilenen laboratuarlara test ettirerek Tarımda Kullanılabilir sertifikası da almaları gereklidir. Buna 2 numaralı ucuz ürün de dahil.
Sayın Sarp99,
Sizi gayet net anlıyorum ve haklı buluyorum. Bahsi geçen 2 numaralı ucuz ürün bizim ithal ettiğimiz üründür. Ancak biz bu foruma tesadüfen rastladık ve belirli özelliklerde daha ekonomik kaolin arandığını duyunca yardımcı olabilmek amacı ile bizde bazı ürünler var dedik. Ürünümüzün üzerinde tarım için üretilmiştir, şöyle böyle kullanılır yazmaz. Tarımda kullanılabileceğini daha yeni keşfetmeye başladığımızı itiraf edebiliriz. Ancak 2 numaralı ürünün kozmetikte dahi kullanıldığını da belirtmek isteriz.
Gerekli ticari şartlar sağlanır ise biz de ürünümüzü daha da geliştirip her türlü sertifikayı rahatlıkla alabiliriz. Üretici firmamızın ISO ve benzeri sertifikaları zaten mevcuttur. Ama henüz olaya ticari yaklaşmaktan ziyade yeni bir sektöre olan merak ve yardımcı olma isteği ile yaklaşıyoruz.
Selamlar
Sevgili meyvelitepe 310 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=829747&postcount=310) daki bana yazmış olduğun mesajın bazı yanıtlarını benim vermem mümkün değil, ben refine kalsine derken, ürün rafine ve kalsineyse yazılması unutulmuşsa ve sende rafine kalsine değildir diyorsan hani başın ağrımasın açısından analiz ettirdinmi diye iyi niyetle sormuştum yanlış anlaşıldıysam özür dilerim.
Bir ikinciside kullandığım ürünü nasıl kullandığımı yazmıştım, başka bir ürün denemem olmadığını ( geçen yıl ham kilden bir denemem olmuştu) yazmıştım, bu durumda iyidir kötüdür demem mümkün değil zaten dedim, benim ne bilgim ne bu konuda deneyimim var.
Dün atmış olduğum kaolin kilinin bugün resim çekip yayınlayacaktım, ben fazla bir şeyler söylemeden çektiğim resimleri koyayım iyidir kötüdür olmuş olmamış değerlendirmesini size bırakayım inanın başka bir ürün daha kullanmış olsam en azından ikisinin arasındaki farkı söylerim olmadığı için bu değerlendirmeyi sizlerden beklerim.
230069
Ağaç büyük olduğu için motorlu sırt tulumbası en tepelere yetemedi.
230070
230071
230072
230073
Devamı
230074
Sakız kabaklarım
230075
Gojide kaolin
230076
Burada ve bir üst mesajdaki resimler yanlış kaolin uygulaması yapılmış resimlerdir dikkate almayınız.
Sayın Ensar;
Adana Tarla Günlerinde bana vermiş olduğunuz kaolin elbette beyaz. Bu güne kadar hiç kaolin kullanmadım. Bu nedenle, bu beyazlığın bir karşılaştırmasını, derecelendirmesini yapmam mümkün değil.
İsteğiniz üzerine, kalan paketlerden bir tanesini saklayacağım.
Selamlar.
Sayın Meyvelitepe;
Kaolin ile ilgili çalışmanız için teşekkür ederim. Teknik açıdan, mevcut kıstaslara göre bir çalışma yapmış ve buna bağlı bir değerlendirme yapmışsınız.
Bir kullanıcı olarak, teknik kıstasların yanında, doğrudan kullanıma ilişkin kıstasların oluşmasını da isterim. Bununla ilgili olarak;
1- Bu ürünler içerisinde zararlı olan var mı?
2- Bu ürünlerin yararları, teknik özelliklere bağlı olarak, doğrusal olarak mı artıyor?
Selamlar.
Sevgi Durul
30-06-2011, 23:15
Sn.SDurul, 4 numarayı 2 numara ile değiştirmenizi tavsiye ederim. Kalsine olmadığı için beklediğiniz sonucu vermeyecektir. 4 numaranın ayrıca bir uygulama sorunu var. Küçük hacimde ambalajlayabilmek için parçacıkları bir tür minik topçuklar haline getirmişler. Suya girer girmez bunlar çözülmüyor, 1-2 saat sonra açılıyorlar.
Bu ürün kalsine olsaydı her halde en iyilerden biri olurdu. Ortalama parçacık boyutu 0.8 mikron.
Sayın MeyveliTepe, cevabınız için teşekkür ediyorum. Konu ile ilgili yazışmaların arasında mesajımın farkedilmediğini ve hararetli yazışmaların arasında uygun olmayacağını düşünerek, daha sonra yazmak üzere mesajımı silmiştim.
4 numaralı üründe benim gözlemlediğim, suda çözünürlüğünde sorun olmadı. Ve taralla attık. Önümüzdeki günlerde cevizlere ve zeytinlere 2. kez atmayı planlıyoruz.
MeyveliTepe
30-06-2011, 23:20
Arkadaşlar,
Bizleri ilerletecek esas tartışmamız gereken şeyler bunlar değildi. Particle Film uygulamasında kullanılabilir ürün hakkında tek bir özet yazacağım, bir daha da aynı şeye dönmeyeceğim. Daha fazla zaman kaybetmenin anlamı yok.
Bu teknoloji, kalabalık bir grup bilim adamının milyonlarca dolar ve yıllar harcayarak geliştirdiği bir bir şey. Yapmaya çalıştıkları da son derece hassas dengelere sahip bir ekosistemi en az rahatsız ederek "insan" yararına (dikkat edin, ağaçlar yararına değil) en fazla faydayı sağlayacak çok fonksiyonlu formülasyonu bulmaktı.
Bu çalışmaların sonucunda geldikleri noktada ortaya çıkan formülasyon ise şuydu.
İleri derecede rafine edilip tüm safsızlıklardan ve ağır metallerden arındırılmış,
Literatüründe "Fully Calcined" denilen seviyede (bunun ara seviyeleri de var) zaman kontrollü ve kademe kademe ısı ile işlenerek formülasyonu, dolayısıyla da hem fiziksel yapısı hem de optik özellikleri değiştirilmiş,
En az %90'ı 2 mikrondan küçük taneciklere sahip kaolin,
idi.
Esas formülasyondaki M3 kodlu yapıştırıcıyı ihmal edersem, bu özelliklere tam uyan ve ülkede pazarlanan iki ürün var. Kullanmış olanlar bilirler, dokuları bile farklıdır. Bu ürünler çok hafif ve büyük hacimlidir. Bu teknolojiyi bazı sebeplerle seven ve teşvik edenlerden biri olarak malum nedenlerle alternatif ne olabilir diye baktığımda ise bulduğum %90 yerine %80'i 2 mikrondan küçük olmak üzere az sapma ile diğer gereksinimleri karşılayan, buna rağmen maliyeti çok farklı bir ürün oldu.
Bu teknolojinin uygulanmasında bana göre esnetilecek başka bir özellik yoktur. Ürün "fully calcined" olmak zorundadır, rafine olmak zorundadır (aslında Amerikadan ithal edilenlerde rafinasyon seviyesi de biraz daha farklı), iş yapan parçacıklar da iki mikronun altındakilerdir. Bu ölçünün üstündekilerin fazla olması ağaç üzerinde negatif etki yapar. Bu ürünlerin serbest yoğunlukları, önceki mesajlarda gördünüz 275gr, 300gr ve yine sapmalı olarak 360gr. Hepsi bu. Şayet başka bir ürün daha gelecekse (ki gelebilir) bu aralığın içine oturmalı, mümkünse de bulunan en optimum formülasyona yakınlaşmalıdır. Rafinasyon ve kalsinasyondan taviz sıfır, parçacık boyutunda da bulunan son ürünün sapması maksimumdur. Gelecek ürün de "biz geldik" diyorsa tam spekleriyle birlikte gelmelidir.
Ha, bunları ben söylüyorum. İsteyen kendi ağacına istediği tozu atsın yine, kim ne karışır.
Bundan sonra esas tartışmamız, paylaşmamız gerekenler, uygulama, bitkilere etkisi, diğer canlılara etkisi gibi şeyler olmalıdır.
Başlıkta, ben dahil bir çok arkadaş devamlı beyaza boyanmış ağaç yaprak resimleri yayınladık. Hoş, itiraf edeyim, benim son yayınladığım kendimce işi biraz ti'ye almaktı.
Ağaçları beyaza boyamak iyi bir şey midir? Neden yapıyoruz? Ne kadar beyaz olmalı? Beyaz olduğunda ne oluyor, biliyor muyuz?
Ağaç ve yaprakların öyle bembeyaz olması çok da iyi bir şey değil. Bembeyaz kalması ise bayağı kötü bir şey (diyerek şaşırtayım biraz).
İlkbahar - Sonbahar arasında uygulanan ideal ve çok fonksiyonlu bir parçacık film kaplaması, en fazla 2-3 mikron kalınlığında, optik özellikleri ve parçacık boyutları uygun parçacıklardan homojen bir kaplama olmalı, ilk uygulama sonunda kapanan ve bitkinin gaz değişimini sağlayıp su buharı atmasına yarayan stomaların kolaylıkla açılabileceği özellikte olmalıdır. Böyle bir filmi uzaktan bembeyaz ağaç ve yaprak olarak görmezsiniz.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=217837&d=1306610749
Uygulamadan üç gün sonra görmeniz gereken en fazla böyle bir şey olmalıdır. Ancak yakından, hatta bir büyüteçle kaplamayı, homojenliğini farketmelisiniz.
Bu sebeple orijinaldeki M3 formülasyonu dahi önemlidir. Fazla kullanılan bir yapıştırıcı yaprak stomalarının tıkalı kalmasına sebep olabilir.
Genel olarak film kaplamalarının çeşitli fonksiyonları var. Bugün de piyasada var olan bazı kaplamaların amacı bitkinin terlemesini (antitranspirant) engellemektir. Bunların etki mekanizmaları çoğunlukla stomaları kapatarak gerçekleşir. Stoma'lar kapandığında bitki dışarı su buharı atamaz, dolayısıyla da su kaybetmez, köklerden daha fazla su da istemez. Fakat, stomalar kapalı olduğu için gaz değişimi de yapamaz, bunun sonucu fotosentez durur veya yavaşlar.
Bu gibi uygulamaların da gerekli olduğu durumlar vardır muhakkak. Fakat parçacık film teknolojisi hiç bir şekilde terlemeyi azaltmayı amaçlamaz. Aksine fotosentezi hızlandıracak şekilde formüle edilmiştir. Yani bitki su dolaşımını, su ile birlikte köklerden besin emilip yapraklara taşınmasını hızlandırır.
Sonunda, amacı ne olursa olsun, herhangi bir film kaplaması bitkilerin hassas bir dengedeki ekosistemine bir müdahaledir. Bilinçli ve bilerek yapılmalıdır.
Bu yıl benim uygulamalarımın üçüncü yılı. Artık etkileri çok daha iyi değerlendirebiliyorum. Amacım güneş yanığı filan değil. Bizim buralarda güneş yanığı çok nadir olur. Amacım pestisit kullanmadan zararlı problemini bertaraf etmek. O halde buna göre davranmalıyım. Oysa hatalı davrandığım durumlar oldu.
En son naşilere yaptığım uygulamayı yukarılardaki bir mesajda anlatırken, bir önceki (3 hafta) kaolin uygulamasından sonra 70 santimlik sürgünler verdiğini yazmıştım. Doğruydu. O uygulamanın da üzerinden topu topu 12 gün geçti. Dün kontrol ettiğimde 30 santim daha uzamıştı sürgünler. Her fidanın dibinde birer küçük tepe oldu kırdığımız filizler. Bu normal mi? Yoksa benim müdahalem mi bu sonucu doğuruyor?
Yardımcım sızlanıp duruyor, bu zeytinlere çok fazla sürgün verdirdik, daha yeni budadıydık vs. diye. Tane tutumları da iyi görünüyor. Peki, hem naşiler, hem de zeytinlerin durumu normal mi? Dengelerini bozmuyor muyuz? Bu kadar hızlandırılan metobolizmalarının bu bitkiler üzerinde, 250 yıllık zeytinler üzerinde olumsuz etkileri olmayacak mı?
Bu da madalyonun diğer yüzü. Formülasyon çok önemliydi, evet. Fakat amaç ve amaca uygun davranmak da bir o kadar önemli. Bunun için, a) elinizdeki malzemeyi b)bitki üzerindeki etkilerini c)amacınızı çok iyi bilmelisiniz. Bitkiye müdahale ne kadar az ve sadece gerektiği kadar olursa o kadar iyi.
Bugün elime yeni bir belge geçti. Daha önce hiç duymadığım yeni bir şey öğrendim. Yine bitkilere mineral film kaplamakla ilgili, fakat sonbahardan - ilkbahara kadar olan biten şeylerle ilgili. Burada da senaryo tamamen farklı. Formülasyon ise bambaşka. Biraz daha bakınayım aktaracağım.
Arkadaşlar,
Bizleri ilerletecek esas tartışmamız gereken şeyler bunlar değildi. Particle Film uygulamasında kullanılabilir ürün hakkında tek bir özet yazacağım, bir daha da aynı şeye dönmeyeceğim. Daha fazla zaman kaybetmenin anlamı yok.
Bu teknoloji, kalabalık bir grup bilim adamının milyonlarca dolar ve yıllar harcayarak geliştirdiği bir bir şey. Yapmaya çalıştıkları da son derece hassas dengelere sahip bir ekosistemi en az rahatsız ederek "insan" yararına (dikkat edin, ağaçlar yararına değil) en fazla faydayı sağlayacak çok fonksiyonlu formülasyonu bulmaktı.
Bu çalışmaların sonucunda geldikleri noktada ortaya çıkan formülasyon ise şuydu.
İleri derecede rafine edilip tüm safsızlıklardan ve ağır metallerden arındırılmış,
Literatüründe "Fully Calcined" denilen seviyede (bunun ara seviyeleri de var) zaman kontrollü ve kademe kademe ısı ile işlenerek formülasyonu, dolayısıyla da hem fiziksel yapısı hem de optik özellikleri değiştirilmiş,
En az %90'ı 2 mikrondan küçük taneciklere sahip kaolin,
idi.
Esas formülasyondaki M3 kodlu yapıştırıcıyı ihmal edersem, bu özelliklere tam uyan ve ülkede pazarlanan iki ürün var. Kullanmış olanlar bilirler, dokuları bile farklıdır. Bu ürünler çok hafif ve büyük hacimlidir. Bu teknolojiyi bazı sebeplerle seven ve teşvik edenlerden biri olarak malum nedenlerle alternatif ne olabilir diye baktığımda ise bulduğum %90 yerine %80'i 2 mikrondan küçük olmak üzere az sapma ile diğer gereksinimleri karşılayan, buna rağmen maliyeti çok farklı bir ürün oldu.
Bu teknolojinin uygulanmasında bana göre esnetilecek başka bir özellik yoktur. Ürün "fully calcined" olmak zorundadır, rafine olmak zorundadır (aslında Amerikadan ithal edilenlerde rafinasyon seviyesi de biraz daha farklı), iş yapan parçacıklar da iki mikronun altındakilerdir. Bu ölçünün üstündekilerin fazla olması ağaç üzerinde negatif etki yapar. Bu ürünlerin serbest yoğunlukları, önceki mesajlarda gördünüz 275gr, 300gr ve yine sapmalı olarak 360gr. Hepsi bu. Şayet başka bir ürün daha gelecekse (ki gelebilir) bu aralığın içine oturmalı, mümkünse de bulunan en optimum formülasyona yakınlaşmalıdır. Rafinasyon ve kalsinasyondan taviz sıfır, parçacık boyutunda da bulunan son ürünün sapması maksimumdur. Gelecek ürün de "biz geldik" diyorsa tam spekleriyle birlikte gelmelidir.
Ha, bunları ben söylüyorum. İsteyen kendi ağacına istediği tozu atsın yine, kim ne karışır.
Bundan sonra esas tartışmamız, paylaşmamız gerekenler, uygulama, bitkilere etkisi, diğer canlılara etkisi gibi şeyler olmalıdır.
Başlıkta, ben dahil bir çok arkadaş devamlı beyaza boyanmış ağaç yaprak resimleri yayınladık. Hoş, itiraf edeyim, benim son yayınladığım kendimce işi biraz ti'ye almaktı.
Ağaçları beyaza boyamak iyi bir şey midir? Neden yapıyoruz? Ne kadar beyaz olmalı? Beyaz olduğunda ne oluyor, biliyor muyuz?
Ağaç ve yaprakların öyle bembeyaz olması çok da iyi bir şey değil. Bembeyaz kalması ise bayağı kötü bir şey (diyerek şaşırtayım biraz).
İlkbahar - Sonbahar arasında uygulanan ideal ve çok fonksiyonlu bir parçacık film kaplaması, en fazla 2-3 mikron kalınlığında, optik özellikleri ve parçacık boyutları uygun parçacıklardan homojen bir kaplama olmalı, ilk uygulama sonunda kapanan ve bitkinin gaz değişimini sağlayıp su buharı atmasına yarayan stomaların kolaylıkla açılabileceği özellikte olmalıdır. Böyle bir filmi uzaktan bembeyaz ağaç ve yaprak olarak görmezsiniz.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=217837&d=1306610749
Uygulamadan üç gün sonra görmeniz gereken en fazla böyle bir şey olmalıdır. Ancak yakından, hatta bir büyüteçle kaplamayı, homojenliğini farketmelisiniz.
Bu sebeple orijinaldeki M3 formülasyonu dahi önemlidir. Fazla kullanılan bir yapıştırıcı yaprak stomalarının tıkalı kalmasına sebep olabilir.
Genel olarak film kaplamalarının çeşitli fonksiyonları var. Bugün de piyasada var olan bazı kaplamaların amacı bitkinin terlemesini (antitranspirant) engellemektir. Bunların etki mekanizmaları çoğunlukla stomaları kapatarak gerçekleşir. Stoma'lar kapandığında bitki dışarı su buharı atamaz, dolayısıyla da su kaybetmez, köklerden daha fazla su da istemez. Fakat, stomalar kapalı olduğu için gaz değişimi de yapamaz, bunun sonucu fotosentez durur veya yavaşlar.
Bu gibi uygulamaların da gerekli olduğu durumlar vardır muhakkak. Fakat parçacık film teknolojisi hiç bir şekilde terlemeyi azaltmayı amaçlamaz. Aksine fotosentezi hızlandıracak şekilde formüle edilmiştir. Yani bitki su dolaşımını, su ile birlikte köklerden besin emilip yapraklara taşınmasını hızlandırır.
Sonunda, amacı ne olursa olsun, herhangi bir film kaplaması bitkilerin hassas bir dengedeki ekosistemine bir müdahaledir. Bilinçli ve bilerek yapılmalıdır.
Bu yıl benim uygulamalarımın üçüncü yılı. Artık etkileri çok daha iyi değerlendirebiliyorum. Amacım güneş yanığı filan değil. Bizim buralarda güneş yanığı çok nadir olur. Amacım pestisit kullanmadan zararlı problemini bertaraf etmek. O halde buna göre davranmalıyım. Oysa hatalı davrandığım durumlar oldu.
En son naşilere yaptığım uygulamayı yukarılardaki bir mesajda anlatırken, bir önceki (3 hafta) kaolin uygulamasından sonra 70 santimlik sürgünler verdiğini yazmıştım. Doğruydu. O uygulamanın da üzerinden topu topu 12 gün geçti. Dün kontrol ettiğimde 30 santim daha uzamıştı sürgünler. Her fidanın dibinde birer küçük tepe oldu kırdığımız filizler. Bu normal mi? Yoksa benim müdahalem mi bu sonucu doğuruyor?
Yardımcım sızlanıp duruyor, bu zeytinlere çok fazla sürgün verdirdik, daha yeni budadıydık vs. diye. Tane tutumları da iyi görünüyor. Peki, hem naşiler, hem de zeytinlerin durumu normal mi? Dengelerini bozmuyor muyuz? Bu kadar hızlandırılan metobolizmalarının bu bitkiler üzerinde, 250 yıllık zeytinler üzerinde olumsuz etkileri olmayacak mı?
Bu da madalyonun diğer yüzü. Formülasyon çok önemliydi, evet. Fakat amaç ve amaca uygun davranmak da bir o kadar önemli. Bunun için, a) elinizdeki malzemeyi b)bitki üzerindeki etkilerini c)amacınızı çok iyi bilmelisiniz. Bitkiye müdahale ne kadar az ve sadece gerektiği kadar olursa o kadar iyi.
Bugün elime yeni bir belge geçti. Daha önce hiç duymadığım yeni bir şey öğrendim. Yine bitkilere mineral film kaplamakla ilgili, fakat sonbahardan - ilkbahara kadar olan biten şeylerle ilgili. Burada da senaryo tamamen farklı. Formülasyon ise bambaşka. Biraz daha bakınayım aktaracağım.
Sayın Meyvelitepe bu yazı çok yerinde oldu. Yalnız resimdeki örnek kaoin uygulaması hafızamızda kayıtlı iken, (daha önceki değerli bilgilerden dolayı) sizin 257 nolu mesajınızda denediğiniz (naşi sürgünlerine) ve kazara nasiplenen kabak yaprağındaki uygulamaya çok şaşırmıştım. Zira bana çok fazla atılmış geldi. (halihazırda o da NASİPLENMİŞTİ ha!; bir de gerçek uygulama olsa ne yapar garibim dedim.)
Teşekkürler, kolay gelsin.
MeyveliTepe
01-07-2011, 11:46
Sayın Meyvelitepe bu yazı çok yerinde oldu. Yalnız resimdeki örnek kaoin uygulaması hafızamızda kayıtlı iken, (daha önceki değerli bilgilerden dolayı) sizin 257 nolu mesajınızda denediğiniz (naşi sürgünlerine) ve kazara nasiplenen kabak yaprağındaki uygulamaya çok şaşırmıştım. Zira bana çok fazla atılmış geldi. (halihazırda o da NASİPLENMİŞTİ ha!; bir de gerçek uygulama olsa ne yapar garibim dedim.)
Teşekkürler, kolay gelsin.
Evet, aynen öyle olmuştu. Tozutan damlacıklardan o hale gelmişti.
Yani, uygulamadan hemen sonraki durum önemli değil, üç gün sonra ne gördüğünüz önemli. Üç gün sonrası ilk günkü gibi görünüyorsa problem var anlamına gelir. Bunun için uygulamada yeterli yoğunlukta malzeme, olabildiğince sis gibi atılmalı, ince ama homejen katman oluşması sağlanmaya çalışılmalı. Üç gün içinde kalın olan katmanlar rüzgar vs. etkilerle sıyrılmış, stomalar nefes alır hale gelebilmiş, geriye çok ince ama homojen film kalmış olmalı.
Sevgili Malinanında cevaplamasını istiyeceğim bir soru.
Sun Shader ın ağaçlar nete doğa için çal'a destek kapsamında satılmasına niye ve kimler karşı çıktı? Bedelsiz dağıtrım yapılacağı söylendiğinde neden acaba aniden site çöktü ?
Tesadüf ise kuşkularımdan dolayı özür dilerim.
Sevgiyle kalın
Forumda bedelsiz dağıtım yapılacak bölüm var... Kimsenin engellenmesi de söz konusu değil.
Ücretsiz Tohum, Çelik, Fidan vs. Paylaşımı ve Takas (http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=128)
Doğa İçin Çal'a destek olarak satış yapmak istemeniz konusunda konuşmuştuk. Bizim hesap numaramız olursa biz satıyor gibi görüneceğiz. Satış yapıyor gibi olma durumumuz yok. Bu sorunu çözebilir miyiz araştırayım ondan sonra forumda duyururuz dememe rağmen beni beklemeden yeni konu açıp, oldu bittiye getirdiniz diye, Doğa İçin Çal'a destek olarak satış yapılmasından vazgeçtim. Zaten bu fazladan bir ayrıntıydı, sizin ürünü ücretsiz dağıtmanıza engel değil. (Bunları özel alanda görüştük zaten)
"Bedelsiz dağıtrım yapılacağı söylendiğinde neden acaba aniden site çöktü" iddiası ile ancak komik olabilir. Bundan ciddi olarak rahatsız olsam, kendi sitemi mi çökertirim, sizin üyeliğinizi mi kapatırım? :)
Özürünüzü kabul ediyorum :)
Nasıl oluyorda bu sitede araya saati öne alınmış mesaj giriyor, ben geri zekalımıyım da sizin 19.29 da yazdığınız mesajı yok sayıp size 20.18 de aynı soruyu soracağım. Ne oluyor anlatırsanız sevinirim.
Sitede sorun yaşandığı zaman, forum saati değişiyor. Bununla ilgili üyelerden gelen düzeltme isteklerini ilgili başlıkta görebilirsiniz...
Saat bozuldu ve diyelim ki şu an 13.00 olarak görünüyor (1,2,3 nolu mesajlar yazıldı diyelim)) ama saat aslında 12.00 olsun. Saat düzeltildiğinde 13.00'e kadar yazılan tüm mesajlar (4,5,6) daha önce yazılmış gibi görünüyor. Yani sıralama 4,5,6,1,2,3 olarak görünüyor. Böyle bir duruma denk gelmiş olabilir...
ahmet salih
01-07-2011, 15:53
Sayın ensar bey, Ben halen konuyu pehlivan tefrikası heyecanıyla takip etmeye çalışıyorum. kaolinin gelecekte sürdürebilir tarım acısından faydalı olacağını düşünüyorum.
Sizin ürettiğiniz kaolini öğrendiğimde kendi adıma sevindim, tarım girdilerinde yerli üretimin çok önemli olduğunu biliyorum. Ayrıca bu cesur girişimizden dolayı sizi tebrik ederim.
Sn meyvelitepe ile girdiğiniz tartışmaların doğruyu bulabilme adına , gerekli olduğunu kanaatindeyim.Konuyu takip eden kişiler, bu tartışmalar sonucu ,doğru bilgiler ,sağlıklı ve ucuz ürünü bulacaklardır.
Sn meyvelitepe , kaolin konusunu açmakla önemli bir iş yapmıştır, Sn;meyvelitepe çok fazla sayıda çalışma ve sunum yaptığından hata riski artmaktadır (hiç yazmazsanız hata riski sıfır). Konuyu takip edebildiğim kadarıyla sizin hatalı dediğiniz ,tartışma konusu olan maddeler ,çözeltinin çökme hızı ve miktarı, beyazlık, 2 mikron altı parçacık oranı, 1 litre ürün kaç gram geliyor, nem oranı gibi maddeler, bildiğim kadarıyla bunların hepsi ölçülebilen, somut şeyler.
Tartışmanızın bizler için daha verimli olabilmesi adına ürünün en azından tartışmalı maddelerle ilgili spectleri ve belgelerini siteye yükleyebilirseniz, daha fazla polemiğe girmeden ,daha çabuk doğruları bulmamıza yardımcı olacağı kanaatindeyim. Şimdiden teşekkürler, saygılarımla.
acemi_caylak
01-07-2011, 23:19
Her türlü kalk iceren madde, haliyle peztizittir.
Pehlivan tefrikasından sıkılanlar olabilir diye, önce bu mesajı (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=685409&postcount=49) öne çekelim. Demek ki forumda bilimsel sosla süslenen reklamları değil, gerçek bilimsel değerleri savunanlarda varmış dedirten güzel bir mesaj.
acemi_caylak
01-07-2011, 23:25
Birde aşağıdaki sözlere bakalım.
Zeytin hastalık ve zararlıları ile doğal mücadele – 299 Nolu Mesaj – 15 Mart 2010'da yayımlanmış.
Hımm, tescil konusu doğru mudur, neden tescil alamıyor?
KKGM kaolin kilini tescil alınmasına gerek olmayan malzemelerden saymış.
Hadi Surround'u anladık. OMRI sertifikası var. Ya Sunguard ve Sabry Kaolin'in test belgeleri neden yayımlanmıyor. Meyvelitepe "bana gönderdiler" diyor.
Bunu anlamadım. Sadece Meyvelitepe sizler adına nasıl karar verebilir?
Meyvelitepe tescil kurumu mu? Neden bu belgeler sadece adı geçen üründen isteniyor? Meyvelitepe bu yetkiyi nerden alıyor?
acemi_caylak
01-07-2011, 23:31
Sn. Meyvelitepe,
Analiz yapmaya yetkili sertifikanız var var mı? Nasıl bir ürüne kalsine ve rafine değil dersiniz? Hadi "gözü gezi" anladıkta "arpacık" nerden çıktı? Yani rafine olmadığını nasıl analdınız? Elinizde bizim bilmediğimiz ilahi güçler mi var? Hani şu metali ayırt edebilen üstün yetenekli shirbazlar gibi!
Bu sözü söylemenin hukuki bir sorumluluk yüklediğini de biliyor musunuz?
acemi_caylak
01-07-2011, 23:41
Sn. Meyvelitepe,
Engelhard'ın (Dikkatli okurlar bu yazıda (http://www.sessizbahce.org/kaolinkiliveinerttozlar/) da vurguladığım gibi patent kurumunun bile, bu konudaki tutumu tartışmalı) ve onlarla birlikte çalışan ARS uzmanlarının dışında bağımsız bilim adamlarının (yani Engelhard'ın finanse etmediği bilim adamlarının) parçacık büyüklüğünün önemini gösteren bir dökümanı var mı?
acemi_caylak
01-07-2011, 23:49
Elrepho kimdir bilmem, bizim bahçede çalışan adama göre gridir. Belki de beyazların yanında öyle görünmüştür. Bu arada, SunShader'ın bir litresi 290 gr geliyor mu denmişti?
Bu cümleyi söylenmemiş mi varsayalım. Sayın Meyvelitepe hep bilimsel takıldığını söylüyor. Bilmeyenler için, Elrepho beyazlık ölçümünde kullanılan bir spektrofotometre olup, Meyvelitepe'nin bahçıvanından daha iyi test eder.
acemi_caylak
02-07-2011, 00:02
Birazda resim. Aşağıdaki resimler, agaclar.net üyesi Halil Önen, Muttalip ve kıdemli müdürlerin gözetiminde çekildi. Şimdilik hangisi hangi kaoline ait, söylemiyorum. Ama hiç fark yok gibi. Ya da benim gözlerim Meyvelitepe'nin Bahçıvanının gözlerinden daha mı beyaz görüyor. Halil Bey sizin makine daha iyi çekim yapıyordu. İsterseniz birde siz ekleyin. Hani ben makinada hile yapmış olabilirim. (Dilin kemiği yok bunu da iddia ederler.)
230304
230305
230306
230307
acemi_caylak
02-07-2011, 00:21
Uzaklarda olduğum için sınırlı internet erişimi ile devam edemiyorum. Ancak bundan sonra okyanus ötesine uzanacağız ve Mister Glenn'in (hani şu özel kaolin keşfeden adam) hikayesi ile devam edeceğiz. Yani inert tozlarla ilgili zaman tüneline (hani zaman tüneline girmiştik, Çindeki diyatomit kullanımından söz etmiştik ve Meyvelitepe geri kalmamak için kendisi de hemen "pehlivan tefrikası"na başlamıştı.) gireceğiz.
Birazda Raynox (http://www.paceint.com/fabsheets/pome/Specialty/RaynoxWebsiteBrochure.pdf) ve Cocoon (http://www.sipcamadvan.com/products/237-cocoonr)'un hikayesini anlatacağız. Cocoon adlı ürün %100 kaolin içeriyor ve kalsine değil. Üstelik bu ürünün OMRI sertifikası da var. Yani birileri bize sadece kendi doğrularını mı satıyor göreceğiz. Birazcık zaman!
Biraz gerilere gidip şöyle bir mesaj (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=685436&postcount=55) gözüme ilişti ve şaşırdım.
O zaman denenen ürün başka, bu ürün başka mı ? Doğrusu kafam karıştı.
Bu işte bir iş var ama ne?
"Malzemenin parçacık büyüklüğünü ithal malzeme ile karşılaştırdığımda gözle, elle ve uygulama ile bir fark ayırd edemedim."
Bu yazılan mesajdan sonra, belli bir süre sonra yeni bir uygulamaya gidilmesi ve sonra böyle bir sonuç, bırakın ithali diğer ürünlerden de kötü çıkması kafamda soru işareti bırakıyor.
Şimdi analizmi yaptırdınız sevgili meyvelitepe ne değişti, zira geriye dönük bu mesajı okuyan ve şimdiki mesajları okuyanların kafaları bilhassa benim kafam çok karıştı, mesajların biri düzeltilmesi gerekiyor ama hangisi.
Düzenlemeleri yaparsan site adına doğru bilgi alma adına sevinirim.
acemi_caylak
02-07-2011, 06:40
Başlıkta, ben dahil bir çok arkadaş devamlı beyaza boyanmış ağaç yaprak resimleri yayınladık. Hoş, itiraf edeyim, benim son yayınladığım kendimce işi biraz ti'ye almaktı.
Klasik Meyvelitepe taktiği, hani ortalık karışınca hemen toparlamaya çalışan büyük "kurtarıcı". Ancak şeytan ayrıntıda gizlidir. İnsanlar resimleri yayımladıkça gerçekler ortaya çıkacak, bundan dolayı resim eklemeyin diyor. Elinde adı geçen üründen bulunanlar lütfen resimleri eklesinler ki, ak koyun kara koyun belli olsun.
acemi_caylak
02-07-2011, 06:58
Aşağıdaki resimdeki (zeytin) gibi sisleme moduyla uygulandıkça her türlü inert toz, yani kendisi dışındaki maddelerle kimyasal etkileşime girmeyen tozlar, iddia edildiği fotosentezi engellemez. (En azından internet medyasında bununla ilgili bir çalışmaya rastlamadım. Umarım bununla ilgili bir döküman bulabilirim. Sadece bir bölümüne ulaşabildiğim ücretli bir döküman metrekareye 5-10 gr lık tozun etkileyebildiğini söylüyor. Orada da 1 ile 10 mikron arası parçacıklardan söz ediyor. (The effect of dust on photosynthesis and its significance for roadside plants, J. R. Thompson*, P. W. Mueller, W. Flückiger† and A. J. Rutter))
Uygulama yaparken ilaç atma ekimanlarınızı kesinlikle sisleme modunda çalışıtırın ve uzaktan atınız. Güzel bir örnek, aşağıdaki resimdeki gibi yapılan uygulamadır.
230310
İşte size ispatı. Uygulama sonrası filiz gelişimi devam etmiş. Üstelik burada "işe yaramaz" ve "ancak toprak düzenleyici olabilecek" bir ürün kullanılmış.
230311
acemi_caylak
02-07-2011, 07:33
İngilizcesi iyi olan arkadaşlar, lütfen Raynox adlı ürünü iyi incelesinler. Bulabilirlerse Washington State Üniversitesi'nden Dr. Larry Schrader'in Engelhard ile tartışmalarını okusunlar. Onun öncülük ettiği Raynox adlı ürün Evaporatif Soğutma ile birlikte kullanıldığında meyvede güneş yanıklığını %100'e yakın oranda engelliyor. Oysa bildiğiniz gibi, sadece kaolin uygulamasında bu oran %50'lerin altında.
Evaporatif soğutma büyük bahçelerde çok maliyetli bir işlem. Ancak kapama bahçelerde Türkiye'de de uygulayanlar var.
Dogasever
02-07-2011, 10:26
Konuyu ilgiyle takip ediyorum. Daha önce yerli üretim için Sn Ensar Bey'e ve Sn Acemi Çaylak'a teşekkürlerimi de bildirmiştim.
Meyvelitepe'nin deneylerini ve uyarılarını da mutlaka ciddiye almamız gerekiyor. Kaolin konusunda asıl işi gören malzemenin yapraklar üzerindeki mineral film tabakası olduğu anlaşılıyor. Aslında çok uzun uzadıya tartışmak ya da bu durumu makro resimler yayınlayarak beyazlığa bakarak ispatlamak bana pek doğru gelmiyor. (Makro resimlerde 2 mikronluk bir tabakayı göremezsiniz).
Bugün taramalı elektron mikroskobunda (Scanning Electron Microscope, SEM) her türlü yüzeydeki mikron düzeyindeki film tabakalarını görebiliyor ve resimlerini çekebiliyoruz. Bu mikroskop, Tübitak'ta var. Ayrıca, Muğla Üniversitesinde de var. Bu mikroskopların uzmanı olan bir arkadaşım da Muğla Üniversitesinde Doçent. Bence, bu bilim kurumlarına gönderilecek bir kaç yaprak numunesiyle sorun çözülecektir diye düşünüyorum. Saygılar.
MeyveliTepe
02-07-2011, 11:24
Dün akşam burada yıldırım fırtınası oldu, her şey kesildi. Anlaşılan bu başlıkta da satıcı fırtınası olmuş. Birden aklıma b5a, roa vs. tartışmaları da geldi nedense.
Her neyse. Şimdi bahçede işim var. Söylenmiş şeyleri de tekrarlamaya gerek görmüyorum.
Şimdilik sadece şu 315gr meselesi açıklansın. Neden para verip ürün satın alacak kişiler yanıltılmaya çalışılmış? Bu böyle değil dendiğinde neden alelacele siteden silindi. Yalan yakalandığı için mi? Neden satılmaya çalışılmaya çalışılan ürünün hiç bir belgesi yok, bir öyle bir böyle deniyor. Rafine değil dediğim için hukuki sorumluluk altına bile girermişim. Sen ne zaman dedin, resmen ilan ettin ki bu ürün rafinedir diye? Resmen ilan ettiğin, bu ürünün bir litresinin 315 gr olduğuydu, o da yalan çıktı. Var mı bununla ilgili hukuki bir sorumluluğum? Benim yoksa senin mi var yoksa? Bir satıcı olarak, ürününü rahat satmak maksadıyla tüketiciye yanıltıcı bilgi verdin. Bunun için özür dileyip maddi hataydı, şöyle telafi ederiz de demedin. Doğru mu?
Yayınladığım tabloda "formül" bölümünde (a) dip notuyla yazılı, varsa analiz raporuna göre yoksa söylenene veya söylenmeye göre diye. Yalan söylemenin türlü yolu var. Bir şeyi söylemeyerek de yalan söylenir. Çok önemli olduğu halde ürün spekleri ile ilgili bir şeyi söylememiş, resmen ilan etmemişseniz, o özellik yoktur. Bu kadar basit. Aksi olsaydı, bu yerli ürünümüzü şöyle rafine ettik, böyle kalsine ettik diye beynimiz yıkanmış olurdu.
Ha, bir de merak ettiğim bir şey var, parçacık boyutu meselesi. Parçacık dağılım raporu gören oldu mu? Rapor yok ama %50'si < mikron deniyor. Bununu iyi göstermek için de literatür yaratılıyor. Rica etsem hangi kaynakta;
"Engelhard ve ARS uzmanlarının görüşüne ve yaptıkları testlere göre, diğer sektörlerde de kullanılan kalsine kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir." (kaynak sessiz bahçe blogu) Bunun bir yalan olmadığının burada gösterilmesinden memnuniyet duyarım.
Üstelik de bu söz o beğenilmeyen D.M.Glenn'in ekibinin söylediği/yazdığı birşey gibi aktarılmış. Biraz komik değil mi? Üstelik ikide, bir yazdığınız şeylerin hepsinin literatüre dayandığını belirtiyorsunuz.
Açıkçası ürünü göklere çıkarılmadı diye satıcı hırçınlıklarıyla kaybedecek zaman yok. Böyle bir uygulama için olması gereken asgari özellikleri #318 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=830042&postcount=318) nolu mesajda yazdım. Bu ürününüz uygun mu, o halde getirin analiz raporlarını vs. Değilse hiç kurcalamayın. Burada bu teknolojinin etkileri, nasıl kullanılacak, ne işe yarayacak, başka ne gibi fonksiyonları var onları tartışalım. Bakın ortada uygun ya da değil bir sürü ürün var. Var mı bir tane daha bu hırçınlıklara giren.
Sevgili Doğasever,
Kalibrasyonu Meyvelitepe tarafından yapılmış bir Bahçıvanla renk analizi yapacaksınız ama diğer taraftan elektron mikroskobu ile yüzey kalınlığı ölçeceksini. Beş gün süren sedimantasyon birdenbire bir saatte çökecek sizde buna inanacaksınız.
Biz renk ayrımında ölçü değil bahçıvan kullanırken siz neler den bahsediyorsunuz!
Neymiş ben kalsine kaolin dememşim böyle yalan söylüyormuşum.Ben isanları birşey söylemeden kandırıyormuşum.
Sunguardın web sitesinden aynen kopyalama
Bitkilerin güneş yanıklığı hasarları, sıcaklık stresi bozuklukları ve zararlı haşere saldırılarından korunmasını sağlayan gözenekli, beyaz, ince koruyucu bir tabaka ile yekpare bitki yüzeyinin kaplanması işlemidir.
Uygulamanın mantığı, sıcak yaz mevsimi boyunca güneşin yakıcı ve kavurucu sıcaklarında etkili ışınlarını yansıtarak koruma sağlayan ve bitkiyi serin tutan hafif, havadar, beyaz bir elbise giydirilmesidir.
İnce örtü kaplama teknolojisinde, kaplama materyali olarak hazırlanan süspansiyon normal bir sprey aletiyle (çeşitli büyüklüklerde atomizer ve pülverizatör ilaçlama aletleri) bitki üzerini kaplayacak şekilde püskürtülür. Uygulamanın tam ve etkili fayda sağlayabilmesi için bitki üzerinde esaslı bir koruyucu örtü tabakası oluşmalıdır. Örtü kaplama işlemi, haşere saldırıları ve aşırı sıcaklar başlamadan önce yapılmalıdır.
UYGULAMA ZAMANI, DOZLAR VE METOD :
Yumuşak çekirdekli meyveler, nar, üzüm, muz, zeytin ve sert kabuklu meyvelerde ilk uygulama; Haziran ayının ilk veya ikinci haftasında tam doz ( % 5’lik süspansiyon: 100 lt suya 5 Kg Sunguard-WP ) diğer uygulamalar ise 2 veya 3 hafta aralıklarla yarım doz ( % 2,5’luk süspansiyon: 100 lt suya 2,5 Kg Sunguard-WP) şeklindedir. Her türlü spreyleme aleti kullanılarak bitkinin dallar, yapraklar ve meyveleri yekpare beyaz örtüyle kaplanır. Uygulamalar hasat dönemine 2 hafta kala kadar yapılabilir.
Sert çekirdekli meyvelerde ise meyve çapı 0,5-1 cm olunca tek tam doz uygulanır. Hasattan 2 hafta sonra yapılacak yaz budamasını takiben hemen yarım doz uygulanır. 2 veya 3 hafta sonra bir yarım doz daha uygulanır.
Hasat sonrası yapılan uygulamalar, gelecek yılda ağaçların daha verimli ve kaliteli ürün vermesinde belirgin etki gösterecektir. Özellikle sıcaklık stresi bozuklukları minimum düzeye düşecektir. Kiraz ve erik de ikizlenme, mahmuz ve derin sutre bozuklukları önlenebilecektir.
Sebzelerde; Baklagiller, domates, salatalık, biber, kavun, karpuz, balkabağı vd. bitkilerde ilk uygulama çiçeklenmeyi takiben yarım doz ( % 2,5’luk süspansiyon) olarak yapılır. Hava sıcaklıklarına göre ikinci bir uygulama yapılabilir.
Havaların serin ve yağışlı olması durumunda uygulama aralıkları uzatılabilir.
SUNGUARD – WP uygulamasıyla;
Güneş yanıklığı hasarına karşı koruma sağlar,
Bitkiyi serin tutarak sıcaklık stresi bozukluklarını önler,
Fotosentezi % 30 oranında artırarak bitkilerin daha iyi beslenmesini sağlar,
Yaprakların daha canlı, güçlü ve düzgün olmasını sağlar,
Meyve ve sebzelerde daha iyi renklenme, daha iri ve düzgün şekil oluşturur,
Zararlı haşereleri kovucu etkisi sayesinde haşere saldırı ve hasarlarına karşı koruma sağlar,
Hidrofobik özelliği sayesinde erken sonbahar donlarına karşı koruma sağlar,
.
SUNGUARD – WP uygulaması ;
Yüksek hava sıcaklıkları altında bitkinin kanopi sıcaklığını düşürür.
Meyve yüzeyi üzerinde yüksek ısı oluşumunu önler. Dolayısıyla kabuk yüzeyinde renk değşimi, kabul altında ise kızışma meydana gelmez.
Bitkinin yaprak ve meyvelerini serin tutarak sıcaklık ve su stresi oluşmasını önler.
Fotosentezi artırarak bitkinin besin alımını düzenler. Fotosentezin %30 oranında arttığı yapılan ölçümlerde belirlenmiştir.
Bitkinin bağışıklık sisteminin güçlendirilmesini sağlar ve metabolizma aktivitesini
düzenler. Dış etkilere karşı direnci artırır. Dallarda kırılma ve meyve dökülmesini önler.
Zararlı haşereleri kovucu ve uzaklaştırıcı özelliği nedeniyle Meyve sineği, trips, psilla, bit, güve ve afid gibi böcek hasarlarına karşı koruma sağlar.
Meyvelerin renkleri canlı, Brix değeri yüksek, düzgün şekilli, standart irilik ve peklikte yarasız, passız, lekesiz, çatlaksız ve güneş yanıksız olmasını sağlar.
KULLANIM ÖNCESİ UYARILAR
Gözü tahriş eder, göz ile temasından sakının. Nefes yollarını tahriş eder, toz halinde nefes alırken dikkat edin.
Hasat zamanı meyve ve sebzeler toplanırken toz maskesi ve gözlük kullanılması önerilir.
Göz ile temasında bol su ile yıkayınız, Daha fazla bilgi için malzeme güvenlik formuna bakınız.
KULLANMA TALİMATI
Bu ürünü kullanmadan önce kullanım talimatını dikkatle okuyunuz.
I. GENEL BİLGİ
Sunguard-WP, fidanlık, sera ve bahçelerde bitkileri güneş yanıklığından ve sıcaklık stresinden korumada etkili ince örtü tabakası yapıcı mineral bazlı bir koruyucu maddedir. Sunguard-WP ağaçlara uygulandığında yüzeyinde beyaz- kuru bir tabaka oluşur. Güneş ışınlarının bitkiler üzerinde etkili ve sıcaklık streslerinin oluştuğu dönemlerde ağaç üzerini kaplayan yekpare ve düzgün tabaka bir olmalıdır. Sunguard-WP hasat gününe kadar uygulanabilir. Sunguard-WP bitkiyi serin tuttuğu için hasatın olgunlaşma süresi 3 ile 7 gün arası uzayabilir.
a) Karıştırma talimatı;
Karıştırıcılı püskürtme tankları için;
1. Sunguard WP’yi karıştırma tankındaki suya yavaşça ekleyin ve karıştırmanın aktif olduğuna emin olun. Püskürtme tankının hızlı karıştırıcılı olanı tercih edilmelidir. Eğer püskürtme tankında karıştırıcı yoksa , ön karıştırma tankı kullanılması gereklidir . Eğer karıştırma sepeti varsa sirkülasyon pompası ile Sunguard WP yi karıştırın , yoksa çok yavaş Sunguard-WP ekleyerek sirkülasyon pompasını çalıştırın. Yoksa iyi çözülmeyen Sunguard WP pompanın filtrelerinde tıkanmalara sebep olabilir.
2. Böcek ilaçlarını ve diğer katkıları karıştırma tankına Sunguard WP süspansüyonu hazırladıktan sonra ekleyiniz.
3. Tanktaki sıvı bitene kadar karıştırmaya devam ediniz.
4. Uygulamanın sonunda nozulların fışkırtma uçlarını suyla yıkayınız. Süzgeçleri belirli aralıklarla temizleyiniz.
Karıştırması olmayan püskürtme tankları için, elde veya sırta taşınabilen tanklarda;
1. Her 1 lt su içine 25-50 gr Sunguard WP yi karıştırma için kullan. Püskürtme tankında karıştırmak zor gelirse , aşağıdaki şekilde önceden karıştırın.
2. Karıştırma yapabileceğiniz su dolu kovada istenilen doz için gerekli Sunguard WP yi azar azar ekleyerek karıştırın ve süspansüyonu kazırlayın.
3. Su dolu kapalı kapta Sunguard WP li karışımı 30 saniye kadar çalkalayınız.
4. Tanktaki sıvı bitene kadar karıştırmaya devam ediniz.
b. Uyuşabilirlik;
Birçok böcek ilaçları, yayıcılar ve diğer katkılar Sunguard WP ile kolaylıkla uyuşabilir. Ancak emin olmak için karıştırma yapmadan önce küçük bir kapta fiziksel ve biyolojik uyumluluğunu test edebilirsiniz. Test karışımında çökme var mı ? film oluşumunu etkiliyor mu ? veya viskositesini artırıyor mu ? Bu gibi uyumsuzlukları önceden tespit edebilirsiniz.
Oluşacak film tabakasının beyaz olması gereklidir. Karıştırma tankında daha önce yağ ve benzeri maddelerin kullanılmış olması film tabakasının rengini değiştirebilir. Sunguard WP ile birlikte kükürt kullanmanız gerekirse, suda çözünebilir kükürt kullanınız. Element kükürtün Sunguard WP ile kullanılması önerilmez.
c. Genel uygulama rehberi;
Oranlar : Eğer aksi belirtilmişse 100 lt su içinde 2.5 ile 5 kg Sunguard WP kullanılmalıdır. Yeterli miktarda kaplama yapabilecek süspansüyon hazırlanmalı ve bitkilerin yüzeyi kuruyken uygulama yapılmalıdır.
Yoğun yağışlardan veya sert rüzgarlardan etkilenen koruyucu örtü tabakaları en kısa zamanda yeniden uygulama yapılarak yeterli örtü tabakası olması sağlanmalıdır.
Ağaç yapraklarının kuruluğu: Yapraklarda damlacık halindeki ıslaklık örtü tabakasının yetersiz olmasına sebep olur.
Çok sıcak ve kuru şartlarda: Bu şartlarda karışımdaki su miktarını artırınız.
Püskürtme metodu: Hava basınçlı , yüksek basınçlı el tabancası vb. gibi püskürtme metodu en uygun olanıdır. Verilen oranlardaki Sunguard WP karışımının akış hızı suya yakındır.
Örtü tabakasının gözle muayenesi iyi bir kaplama yapıldığını en iyi gözlem şeklidir.
Çok fazla sulama veya çok serin hava koşullarında Sunguard WP uygulaması yapmayınız.
Bitkilerin gövdelerindeki temizlenmesi zor gözenekli yüzeylerine ve diğer kıymetli yüzeylere uygulama yapılması önerilmez.
Ağaç bitkileri için uygulama rehberi: Ağacın yüzeyini kaplayacak kadar hesaplanan hacimdeki Sunguard WP hava basınçlı tabanca ile uygulaması yapılmalıdır.
10 x Ağaç yüksekliği (m) x Ağaç genişliği (m)
Ağaç sırası hacmi Hesaplaması = ------------------------------------------------------------
Ağaçlar arasındaki boşluk (m)
Sulu püskürtme:
İyi bir kaplamanın olması için fazla miktarda su ile püskürtme yapılmalıdır.
Ağaç üzeri bir tente ile kaplanarak püskürtülmesi daha etkili örtü tabakası olmasını sağlar
Kullanılacak su miktarı tecrübeye göre veya hesaplama ile tespit edilmelidir.
Suya eklenecek Sunguard WP tablodan kontrol edilmelidir.
Sulu püskürtme hacmi: Bir hektar için sulu püskürtme hacmi aşağıdaki şekilde hesaplanır;
Sulu püskürtme hacmi = (Ağacın gövde hacmi ) x (Püskürtme hacim faktörü)
(not: Püskürtme hacim faktörü 125 )
Konsantre püskürtme ;
Konsantre püskürtme yapabilecek püskürtme aleti kullanınız.
Tespit ettiğiniz su hacmine göre püskürtme aletini ayarlayın.
Aşağıdaki hacim hesabına göre karıştırma oranını belirleyin.
Konsantre püskürtme hacmi hesaplama örneği;
i) Yukarıdaki hesaplama ile “sulu püskürtme hacmi” tespit edilir. Örnek:1500 L/ha
ii) Konsantre püskürtme hacmini seçiniz. (örnek : 750 L/ha)
iii) Konsantrasyon faktörü : 2X dir. ( 1500 /750 =2)
iv) Eğer sulandırma oranı 5kg/100 lt ise, konsantre sulu hacim 2 x 5 , yani 10 kg /100 lt olarak hesaplayınız.
d) Mahsul sonu yıkama ve paketleme
Mahsulün direk yıkanması önerilmez çünkü ürün üzerinde ince tabaka halinde kalan Sunguard WP ürünün olgunlaşmasına engel olmaz. Ürün üzerinde kabuk olduğu için kolaylıkla temizlenebilir.
Erken sezon için mahsulün markete sunulması için yıkanması önerilir. Birçok kalıntı paketleme hattında fırça veya basınçlı su ile temizlenir.
İlk defa kullananlar küçük bir uygulama ile ürünlerin üzerinde kalıntı yeterli miktarda gideriliyor mu diye kontrol etmelidir.
Bazı ürünlerde, Sunguard WP ın beyaz tabakası yıkama veya fırçalamadan sonra da görünebilir. Bu durumda paketleme hattındaki temizleme iyileştirilmelidir. Yüksek basınçlı nozul , nozul tipi, uzun saçaklı fırçalar, sıcak su, daldırma tanklarında daha uzun süre bekletme, farklı fırçalama tiplerini kullanma, Fırça dönme sisteminde yeni ayarlama vs. gibi uygulamalar ile iyileştirme yapılabilir.
Potansiyel alıcılar veya yetkili otoritelerce kabul edilen deterjan katkılı taze ürün yıkama hatlarında örtü tabakası çok daha kolay uzaklaştırılır.
Özel ihraç veya organik tarım ürünlerinde waks (mum) kullanılması kesinlikle önerilmez.
II. GÜNEŞ YANIĞINI ÖNLEME VE SICAKLIK STRESİNİ AZALTMA İÇİN KULLANIM
Sunguard WP bitkinin gücünü ve verimliliğini artırır.
Sunguard WP bitkinin gövde sıcaklığını düşürerek serin tutar. Sıcaklık ve susuzluk stresini azaltır.
Sunguard WP meyvenin rengini iyileştirir, Brix değerini artırır, yüzeyinin düzgün ve şekilli olmasını sağlar.
Güneş yanıklığını önleme uygulaması ; Güneşin yakıcı zararı oluşmadan önce, 10 -30 Haziran döneminde (havaların yağışlı ve serin gitmesi durumunda 15-30 Temmuz’a kadar ) ağacın meyvesine, yaprağına, dallarına ve gövdesine uygulanmalıdır. Önce tam doz, daha sonra 10 -15 gün içinde yarım doz uygulanır. Sıcakların şiddetine göre 2-3 hafta ara ile daha sonra diğer uygulamalar yarım doz kullanılır. İyi ve etkili bir örtü tabakasının oluşması için 10 gün ara ile iki tam doz, 15-20 gün aralar ile 3 veya 4 yarım doz uygulama yapılması önerilir.
Kullanıldığı Bitkiler, Kullanım Dozu, Kullanım zamanı ve şekli :
Bitkiler
Oran
Öneriler
Bodur elma, bodur armut, ayva, nar, muz, kivi, incir narenciye, zeytin, Trabzon hurması
Tam doz: %5 lik süspansüyon
(5 Kg/100 Lt)
İlk uygulama
50kg/ha
½ doz:% 2,5 luk süspansüyon
(2,5 Kg/100 Lt)
daha sonraki uygulamalar
25 kg/ha
Hazırlanan süspansüyon ağaçlar üzerine yekpare püskürtülür. Püskürtme işlemi sonucu beyaz ince bir örtü tabakası oluşumu sağlanır.
İlk uygulama güneş ışınlarının hasar yapıcı etkilerinin başladığı 10-30 Haziran döneminde,
( Havaların serin ve yağışlı olması durumunda 15-30 Temmuz’a kadar) tam doz yapılır. Etkili bir örtü tabakası oluşumu için 10 gün ara ile bir tam doz daha önerilir. Diğer uygulamalar 2-3 hafta ara ile yarım (½) doz olarak uygulanır.
Sert çekirdekli meyvelerde hasat sonrası bitkileri serin tutmak ve dinlenme dönemini stressiz geçirmesi için 2-3 defa yarım doz olarak uygulanır.
Ceviz, badem, fındık, kestane, Antep fıstığı,
Kayısı, kiraz, erik, şeftali, nektarin
Domates, salatalık, biber, balkabağı , kavun, karpuz, enginar
İlk uygulama sebzelerin 3-4 cm büyüklüğe erişmesiyle yapılır. Mevsim sıcaklığına ve bitkinin hacmine göre su miktarını artırınız. Bitki yüzeyindeki koruyucu örtü tabakasının kaplamasına göre 10-15 gün aralıkla uygulamayı tekrarlayınız. Hasat gününe 7 gün kalıncaya kadar uygulama tekrar edilebilir.
III. ÜRÜN DEPOLAMA VE ATIKLAR :
Kuru ve nemsiz yerde depolanmalıdır. Atık ürün ve paketler çevre kurallarına uygun olarak atılır. Su kaynaklarını ve çevreyi kirletmez.
.
Bu alıntıda kim kalsine ve de rafine kaolin ya da içerik ile ilgili bir bilgi vermiş? Ben göremedim ama Meyvelitepe Kesin görüyor ve hissediyordur. o yüzden bu ürünle ilgili bir soru sormak ihtiyacıda yoktur.
Belki de şakacıktan sormamıştır aslında zaten sormuştur ama bizim haberimiz yoktur.
Gelelim SURROUNDA onunla ilgili bröşürde aşağıda.
Surround® WP
Diğer tarım ilaçları
Bu gruptaki diğer ürünler
VİNTERVAŞ
Pix®
QL AGRI 35
Arama
İlpaş İlaç Tohum Fidan Üretim ve Pazarlama AŞ
Adres: Şehreküstü Cad., Yüksel Gökdelen Pasajı, No:27/30, Bursa, Turkey.
Tel: +90 224 224 04 02 - 220 14 20
Faks: +90 224 220 09 60
E-posta: ilpas@ilpas.com
Etken madde: %95 Saf Kaolin
Formülasyon Şekli: WP (Isıtılabilir Toz)
Kullanıldığı Bitkiler ve Uygulama Şekli
Bitki adı Kullanım dozu Kullanma şekli ve dönemi
Bodur elma, Bodur armut, Ayva, Nar, Muz, Kivi, İncir, Narenciye, Zeytin, Trabzon hurması
Tam doz %5'lik süspansiyon (5 kg/100 lt)
İlk uygulama 50 kg/ha
1/2 doz: %2.5'lik süspansiyon (2,5 kg/100 lt)
Daha sonraki uygulamalar 25 kg/ha
Hazırlanan süspansiyon ağaçlar üzerine yekpare püskürtülür. Püskürtme işlemi sonucu beyaz ince bir örtü tabakası oluşumu sağlanır.
İlk uygulama güneş ışınlarının hasar yapıcı etkilerinin başladığı 10-30 Haziran döneminde. (Havaların serin ve yağışlı olması durumunda 1-5 Temmuza kadar) tam doz yapılır. Etkili bir örtü tabakası oluşumu için 10 gün ara ile bir tam doz daha önerilir. Diğer uygulamalar 2-3 hafta ara ile yarım (1/2) doz olarak uygulanır. Sert çekirdekli meyvelerde hasat sonrası bitkileri serin tutmak ve stressiz bir dinlenme dönemi sağlamak için 2-3 defa yarım doz olarak uygulanır.
Ceviz, Badem, Fındık, Kestane, Antep fıstığı
Kayısı, Kiraz, Erik, Şeftali, Nektarin
Domates, Salatalık, Biber, Balkabağı, Kavun, Karpuz, Enginar İlk uygulama sebzelerin 3-4 cm büyüklüğe erişmesiyle yapılır. Mevsim sıcaklığına ve bitkinin hacmine göre su miktarını artırınız. Bitki yüzeyindeki koruyucu örtü tabakasının kaplamasına göre 10-15 gün aralıkla uygulamayı tekrarlayınız. Hasat gününe 7 gün kalıncaya kadar uygulama tekrar edilebilir.
Karışabilirlik Durumu: Surround® WP insektisit ve yaprak gübreleriyle karıştırılabilir. Her zaman ilaçlama tankına öncelikle Surround® WP girmelidir.
Kullanım Şekli: Bodur elma, bodur armut, ayva, nar, muz, kivi, incir, narenciye, zeytin, Trabzon hurması / Ceviz, badem, fındık, kestane, antep fıstığı / Kayısı, kiraz, erik, şeftali, nektarin: Hazırlanan süspansiyon ağaçlar üzerine yekpare püskürtülür. Püskürtme işlemi sonucu beyaz ince bir örtü tabakası oluşumu sağlanır.
İlk uygulama güneş ışınlarının hasar yapıcı etkilerinin başladığı 10-30 Haziran döneminde. (Havaların serin ve yağışlı olması durumunda 1-5 Temmuza kadar) tam doz yapılır. Etkili bir örtü tabakası oluşumu için 10 gün ara ile bir tam doz daha önerilir. Diğer uygulamalar 2-3 hafta ara ile yarım (1/2) doz olarak uygulanır. Sert çekirdekli meyvelerde hasat sonrası bitkileri serin tutmak ve stressiz bir dinlenme dönemi sağlamak için 2-3 defa yarım doz olarak uygulanır.
Domates, salatalık, biber, balkabağı, kavun, karpuz, enginar: İlk uygulama sebzelerin 3-4 cm büyüklüğe erişmesiyle yapılır. Mevsim sıcaklığına ve bitkinin hacmine göre su miktarını artırınız. Bitki yüzeyindeki koruyucu örtü tabakasının kaplamasına göre 10-15 gün aralıkla uygulamayı tekrarlayınız. Hasat gününe 7 gün kalıncaya kadar uygulama tekrar edilebilir.
Kullanırken Dikkat Edilecek Noktalar:
Patlak veya delik torbalardan dökülen atık ürün ve paketler çevre kurallarına uygun olarak atılır.
Boş torba ve paketler çevre kurallarına uygun olarak imha edilir.
Depolama Durumu: Kuru ve nemsiz yerde depolanmalıdır. Torbalarda yırtık ve delik olduğunda tozunu solumamak gereklidir, mümkünse tozları depolama yerinden temizlemek gerekir.
Firma Beyanı: Bu ürünün kullanılmasına ilişkin etiketteki tavsiyeler, uzmanların bu konularda yaptığı araştırmalar ve tarla uygulamalarının sonucunu yansıtmaktadır. Verilen tavsiyelerin, doğru ve güvenilir olduğuna kanaat getirilerek, önerildiği gibi kullanılması şarttır. Bununla beraber, ürünün kullanımı ile ilgili doğabilecek tüm risklerin ortadan kaldırılması olanaksızdır. Bunlar, hava şartları, başka mamulllerin mevcudiyeti, ya da kullanım hataları gibi bitkide ve üründe hasar, etkisizlik ve istenmeyen sonuçlar doğurabilen ve BASF firmasının kontrolü dışında kalan faktörler olabilir. Bu tür riskler kullanıcıya ait olacaktır. BASF firması sadece adı geçen ürünün, etiketinde yazılı kimyasal özelliklere uygunluğunu garanti eder ve ürün, kullanım talimatına uyulduğunda, yukarıda bahsedilen riskler dışında kullanım amacına uygundur.
Kullanıldığı bazı bitkiler
Elma, Karpuz, Kavun, Erik, Kiraz, Armut, Şeftali, Kayısı, Zeytin, Salatalık (hıyar), Turunçgiller (Narenciye), Domates, Enginar, Ceviz, Balkabağı, Fındık, Antep fıstığı, Kestane
Teknik belgeler
Belge Dil Anahtar sözcükler
Surround® WP Türkçe BASF
Ambalaj
12.5 KG X 1
Bana bu broşürde nerede KALSİNE KAOLİN kelimesinin geçtiğini BİRİLERİ göstersin lütfen.
Sayın meyvelitepe üç yıldır Kaolin kullandığını ve artık bu işi değerlendirebildiğini bildirmişti.
Şu sorumada her halde cevap hemen gelir
Sayın Meyvelitepe üç yılda kaç ton Sunguard ya da Surround kullandınız ?
NAŞİNİZİN GÖVDESİNİ KAPLARKEN DİBİNDEKİ KOCA KABAĞIN BİLE FARKINA VARAMAMIŞSINIZ. !!! Yoksa bu da başka bir şaka mı?
Sevgiyle kalın
Uygulama yaparken ilaç atma ekimanlarınızı kesinlikle sisleme modunda çalışıtırın ve uzaktan atınız.
Bunu belirtmeliyim.
Ben uygulamada ve yayınlamış olduğum 313 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=830003&postcount=313) teki mesajımdaki resimlerde üstte yazıldığı şekilde uygulama yapmadım, ilaçlamalardaki gibi direk ağaça yaprağa püskürterek verdim, rüzgarlı bir havada attım.
Yanlış uygulamayı resim yayınlıyarak yanlış bir şeyler vermek kullanılan hangi ürün olursa olsun ürüne haksızlık etmek istemem, bundan dolayı bunu belirtme ihtiyacı duydum.
Dogasever
02-07-2011, 19:41
Sn Ensar
Hangi parametre olursa olsun ölçmek için bilimsel yöntemler kullanılmadığı sürece insanları hiçbir şeye ikna etmek mümkün değildir. Ki bazen bilimsel yöntemlerle ölçülmüş parmatrelere bile inanmayan bir toplumda yaşıyoruz. Ama birileri kalkıp da, son derece soyut şeyler söyleyince millet top yekün ardından da gidiyor. Bu başka bir konu tabii ki.
Sn Ensar, benim önerdiğim yöntemin son derece basit olduğunu bir malzemeci olarak siz de çok iyi biliyorsunuz. Gönderin TÜBİTAK'a 2 adet kaplanmış yaprak, film kalınlığını ölçüp resimleyip size geri yollasınlar. Siz de buradan yayınlayın ve tartışma bitsin.
Yalnız bu arada, benim literatürde yaptığım küçük bir araştırmaya göre, kalsine edilmiş kaolinin film stabilitesinin daha iyi olduğu belirtiliyor. Selamlar.
MeyveliTepe
02-07-2011, 21:21
Sayın Meyvelitepe üç yılda kaç ton Sunguard ya da Surround kullandınız ?
NAŞİNİZİN GÖVDESİNİ KAPLARKEN DİBİNDEKİ KOCA KABAĞIN BİLE FARKINA VARAMAMIŞSINIZ. !!! Yoksa bu da başka bir şaka mı?
Ensar bey, Belki sizin gibi atalarınızdan itibaren, ezelden beri değil, topu topu 3 senedir kullanıyorum. Bir litresine bazen 290 gr, bazen 315 gr denen, ama tartıldığında 580gr gelen ürünleri ayırd edecek kadar kullanmışımdır. Şimdi diyeceksiniz ki, nerede 315gr? Yurdumun yerli satıcıları önce yazar sonra yakalandık diye siler :) Neyseki müşteri görmez, görse de bir anlamı yoktur nasılsa. 4-5 kere sordum yanıt yok, onun yerine başka şeylerden bahsettiniz. Sessiz potansiyel müşterileriniz merak ediyor.
Kabağa gelince, niye meraklandınız bilmem.
230430
Bugün itibarıyla 8-10 tane olmuşlar. Toprak işlemesini bırakmış olsam bile diğerlerini yolmam gerekecek.
230431
Bu da kabuk vs. mutfak atıklarını attığım çukurun dibinde bir korsan kavun. Resimde belli olmuyor, hemen arkasında 2-3 tane altın çilek, bir de patates tesbit ettim bugün. Daha çok resimlerini çekmezle bitmez :)
MeyveliTepe
02-07-2011, 21:49
Sevgili Lilium, gayretleriniz takdire şayan, Ensar bey de hemen öne sürmüştü zaten ben de yanıt vermiştim, bu ikinci baskı oldu. Geçen seneki, ticari olmayan arkadaşlar arasında denenen, geliştirme potansiyeli olan kaolin çalışmasıydı. Dikkat edersen, muhtemelen nemdir diye ürünün ağır olduğunu vurgulamışım, saflığının önemini belirtmişim (pek öyle görünmediğinden). Taze bir hevesle başlayan birileri için dozunda ve anlayana önemli bir eleştiri. Üzerine gidilmesi beklenirdi.
Bu arada, Tabloya gri yazdım diye renk konusunda çok yazıldı. Grinin siyahtan itibaren binlerce tonu tonu var. Kabul ediyorum çok muğlak kaldı. 3 numarayı "Kirli beyaz - gri tonda", 4 numarayı "Kirli Beyaz sarı tonda", 6 numarayı da "Kirli Beyaz koyu sarı tonda" olarak düzeltiyorum.
Tabloda 3 numaranın renk durumunu "Açık Yeşil" olarak belirtmişim. Altındaki açıklamada da açık yeşil = Olabilir (sapmalı) notu var.
MeyveliTepe
02-07-2011, 22:37
İngilizcesi iyi olan arkadaşlar, lütfen Raynox adlı ürünü iyi incelesinler. Bulabilirlerse Washington State Üniversitesi'nden Dr. Larry Schrader'in Engelhard ile tartışmalarını okusunlar. Onun öncülük ettiği Raynox adlı ürün Evaporatif Soğutma ile birlikte kullanıldığında meyvede güneş yanıklığını %100'e yakın oranda engelliyor. Oysa bildiğiniz gibi, sadece kaolin uygulamasında bu oran %50'lerin altında.
Evaporatif soğutma büyük bahçelerde çok maliyetli bir işlem. Ancak kapama bahçelerde Türkiye'de de uygulayanlar var.
Sn.acem_caylak, ikide bir söylüyorum, tabii ki başka ürünler var. #224 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=827419&postcount=224) nolu mesajda yazmıştım. Ne maksatla tekrarlıyorsunuz? Başka ürünler de var diye mi? Sattığınız ürün raynox'a benziyor diye mi?
Ben de tekrarlıyayım, Raynox ciddi bir ürün. Tek fonksiyonlu olmasına rağmen farklı bir mantığı, malzemesi ve teknolojisi var. Meyvalar wax ile kaplandığı için her ne kadar OMRI listesinde yok ise de UV ve IR ışınlarından korumada önemli bir yeri var. Fotosentez ve pestisit özellikleri çok belli değil.
Geçen gün, hiç yazmadığı halde bu başlığı iyi takip eden, zaman zaman özel mesajlarla bilgi alış verişi yaptığımız bir arkadaşımız ilginç bir bilgi paylaştı. Nefes alan elastiki cam kaplama. İlk bakışta nasıl olur ki, diye düşünüyor insan. Neden olmasın ki? Bence müthiş bir geliştirme. Arkasında yüksek teknoloji ve ar-ge var. Tarımda kullanımı olur mu olmaz mı bilmiyorum. Bir bağda denenmiş ve olumlu olmuş. Elbette, çozülmesi, denenmesi ve yanıtlanması gereken çok soru var. Heyecan verici.
MeyveliTepe
02-07-2011, 23:13
Birde aşağıdaki sözlere bakalım.
Zeytin hastalık ve zararlıları ile doğal mücadele – 299 Nolu Mesaj – 15 Mart 2010'da yayımlanmış.
Hadi Surround'u anladık. OMRI sertifikası var. Ya Sunguard ve Sabry Kaolin'in test belgeleri neden yayımlanmıyor. Meyvelitepe "bana gönderdiler" diyor.
Bunu anlamadım. Sadece Meyvelitepe sizler adına nasıl karar verebilir?
Meyvelitepe tescil kurumu mu? Neden bu belgeler sadece adı geçen üründen isteniyor? Meyvelitepe bu yetkiyi nerden alıyor?
Ne diyeyim biraz komik oldu. Bunu söyleyen bir satıcı. Sattığı ürünün özelliklerini yayınlamayan, sorulduğunda cevap vermeyen, tüketicinin sorduğunu görmezlikten gelen, ben sordum diye ilk defa burada benim ürünüm %95 kaolindir deyip ürünün sitesine bilgi koyan ama 315gr diyen, epey müddet sonra yahu bu 315 gr değil dendiğinde de hiç cevap vermeden alelacele sitede yazılı olanları silen mi soruyor başka ürünlerin analizlerini?
Ben tüketiciyim, aldığım ya da alsam mı diye düşündüğüm bir şeyin ne olduğunu sorarım. Satıcının tüketiciden belge sorduğu da burada görüldü.
Neden bu telaş? Ne olduğu belli, özellikleri iyi ve fiyatı çok ucuz yeni bir rakip çıktı diye mi? "Biz çok ucuzuz, kimse pahalı ürünlere mahküm değil, yerli malıyız, memleket ekonomisi, hem çevreci olcan hem pahalı satcan" gibi pazarlama söylemleri yıkıldı, aslında ürünün çok pahalı olduğu, ne olduğu da belli olmadığı için mi?
Bu arada Sunguard'da OMRI listesinde (http://www.omri.org/manufacturers/66034/sun-guard-chemical-company-inc). AT-80'in de analiz sonuçları sitesinde zaten yayınlanmış durumda (ben sordum diye değil - yalan da çıkmadı). Elimde hem AT-80'in hem de Sunguard'ın ayrıca yazılı içerik ve analiz deklerasyonları da var. Önce sizinkini bir görelim, sonra belki yayınlarım.
Ensar bey, ben boroşürlere bakmam pek. Doğrulayacak başka yayınlar ararım.
Surround Crop Protectant (http://www.novasource.com/english/ag-products/Pages/surround-crop-protectant.aspx)
Surround protects plants three ways to promote higher yields and more-marketable fruits and vegetables. First, the calcined kaolin particle film of Surround protects fruit against direct sunburn and heat stress damage. Surround can reduce sunburn losses by up to 50%. Second, Surround promotes plant health, which leads to more efficient photosynthesis and higher yields under extreme light and heat growing conditions. And third, carefully timed treatments of Surround reduce insect activity and can delay or even eliminate the need to apply conventional insecticides later. For organic growers, the insect suppression properties of Surround provides a valuable tool in managing insect populations
MeyveliTepe
02-07-2011, 23:19
Sevgili doğasever, o SEM picture'lardan bazıları #249 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=828062&postcount=249) nolu mesajda var. Ensar bey görmek istememiştir.
MeyveliTepe
02-07-2011, 23:28
Sn. Meyvelitepe,
Analiz yapmaya yetkili sertifikanız var var mı? Nasıl bir ürüne kalsine ve rafine değil dersiniz? Hadi "gözü gezi" anladıkta "arpacık" nerden çıktı? Yani rafine olmadığını nasıl analdınız? Elinizde bizim bilmediğimiz ilahi güçler mi var? Hani şu metali ayırt edebilen üstün yetenekli shirbazlar gibi!
Bu sözü söylemenin hukuki bir sorumluluk yüklediğini de biliyor musunuz?
Kilosuna iki lira verip aldığının ne olduğunu anlamaya çalışan müşterinin mi sertifikaya ihtiyacı var?
Tabloya iyi bakın ne demiş. Varsa belge yoksa söylenen ve söylenmeyene göre diyor. Size sordum, cevap verdiniz mi? Sonrasında kanserojen serbest silika kristallerinden bahsettim, bir yazının içinde de "iyi soru, var mı" diye yine sordum, cevap verdiniz mi? Hayır, yani söylemediniz. Daha ne bekliyorsunuz? Hala iyi soru. Sattığınız ürünün içinde serbest silika kristalleri var mı?
MeyveliTepe
02-07-2011, 23:43
Sn. Meyvelitepe,
Engelhard'ın (Dikkatli okurlar bu yazıda (http://www.sessizbahce.org/kaolinkiliveinerttozlar/) da vurguladığım gibi patent kurumunun bile, bu konudaki tutumu tartışmalı) ve onlarla birlikte çalışan ARS uzmanlarının dışında bağımsız bilim adamlarının (yani Engelhard'ın finanse etmediği bilim adamlarının) parçacık büyüklüğünün önemini gösteren bir dökümanı var mı?
Bakın o verdiğiniz linkte aşağıdaki paragrafı yazmışsınız.
Engelhard ve ARS uzmanlarının görüşüne ve yaptıkları testlere göre, diğer sektörlerde de kullanılan kalsine kaolin %90’dan fazla saf kaolin içermek, %50’den fazlası 2 microndan düşük çapta öğütülmüş olmak ve beyazlık derecesinin %85’ten büyük olması koşuluyla tarımda da kullanılabilir..
Ne gerek var başka bilim adamlarına? Siz zaten o beğenmediğiniz bilim adamlarına söyletmişsiniz değil mi? Şimdi neden başka bilim adamı arıyorsunuz? Bunun adı nedir, söylermisiniz? Bu paragrafla kimi yanıltmaya çalıştınız?
Şimdi, tartışmalı diye nitelemeye çalıştığınız adamlara dayanmaya çalışmışsınız, niye?
Eminim çok aradınız şu mikron meselesinde sattığınız ürüne uyacak bir şey ama yok. Bu teknolojiyle bir çok ülkeden çok fazla deney ve makale var. Hepsi bağımsız, çoğunluğunun ARS ile bile alakası yok. Fakat ne yazık ki denemelerinde hepsi de Surround ya da M97 formülasyonu kullanmışlar. Ne diyelim, bu bilim adamlarının da hepsi satılmış, arada bir sunshader kullanmamışlar.
(Bu arada, hayatım boyunca hiç kullanmadığım, sadece bir kez satın aldığım, muhtemelen de bir daha satın almayacağım bir markadan bu kadar çok bahsetmek zorunda kalmam tuhaf)
MeyveliTepe
02-07-2011, 23:53
Bu cümleyi söylenmemiş mi varsayalım. Sayın Meyvelitepe hep bilimsel takıldığını söylüyor. Bilmeyenler için, Elrepho beyazlık ölçümünde kullanılan bir spektrofotometre olup, Meyvelitepe'nin bahçıvanından daha iyi test eder.
Bir zamanlar OMO reklamı vardı. İki çarşafı yanyana asıp, beyazın daha beyazı var derlerdi. Gözleri de biraz bozuktur ama bizim bahçevan beyazı ayırıyor. %95'likleri hemen tanımladı. İşin gerçeği, yanyana gören herkes tanımlar. Bozulacak bir şey yok.
MeyveliTepe
03-07-2011, 00:37
Klasik Meyvelitepe taktiği, hani ortalık karışınca hemen toparlamaya çalışan büyük "kurtarıcı". Ancak şeytan ayrıntıda gizlidir. İnsanlar resimleri yayımladıkça gerçekler ortaya çıkacak, bundan dolayı resim eklemeyin diyor. Elinde adı geçen üründen bulunanlar lütfen resimleri eklesinler ki, ak koyun kara koyun belli olsun.
Ne diyeyim, yine bir meyvelitepe taktiği uygulayalım. Ağaçlar beyaza iyi boyanmış mı, muhteşem olmuş, işte böyle olur, vs. Bunlar önemli değil, önemli olan nasıl bir film oluyor demiştim, sb'ye uymadı.
Peki, uygulama yapılmış yaprak resimleri görelim biraz da.
Altı tane örnek uygulamamız var. Ürünler ve numaraların öncekilerle hiç alakası yok, her şey tamamen farklı.
Uygulamaların hepsi sis gibi atıldı. Hiç yıkamaca yok. Önce hemen uygulama sonrası resimleri, sonra tam bir saat sonrasını, daha sonra da iki saat sonrasını yayınlayacağım.
Bu seferki biraz bulmacalı olsun. Hangisi, hangi ürünle yapıldı tahminleri rica edeceğim.
230474
230475
230476
230477
230478
MeyveliTepe
03-07-2011, 00:38
230484
MeyveliTepe
03-07-2011, 00:39
230485
Bir saat sonraki durum.
MeyveliTepe
03-07-2011, 00:48
230496
Bu da iki saat sonraki durum.
Ben hangisi nedir bildiğim için tahminde bulunmuyorum. Ancak kendimce uygulama güzelliği açısından, en güzelden başlayarak ilk üç için bir sıralama yapayım.
1 Numara çok güzel örttü
3 Numara mükemmel dağıldı
5 numara da oldukça iyi görünüyor.
Sizlerden hem tahmin, hem de beğeni sırasını bekliyorum.
MeyveliTepe
03-07-2011, 01:27
Dün gece burada dehşet bir yıldırım fırtınası olduğunu her şeyin kesildiğini yazmıştım. Bu esnada yaklaşık yarım saat son yıllarda gördüğüm en sert ve çok su bırakan yağışlardan biri de de oldu. Sabah bahçedeki el arabasının 2/3'ü su doluydu.
Sabah ilk iş zarar tesbiti için turlamak oldu. Sebze adalarında hiç zarar yoktu. Sebze adası dışına ekili dikili şeylerde mil dolmuş olduğunu gördüm. Epey bir çapa, mil kırma işi çıktı. Zeytinlerde tüm kuruyan çiçek taç yaprakları inmiş, zayıf taneler de inmiş, geriye zaten kalacak olanlar pırıl pırıl kalmış. Burada da bir sorun yok. Toprak su akışlarını iyi ayarlamışız, zaten bahçeyi sürme, çapalama işi yapmamıştık. Yarılan, kaybedilen toprak vs. yok.
Akşam üzeri, uygulamalı yaprak resimlerini çektikten sonra bir de naşileri ve zeytinleri kaolin kaplamaları açısından kontrol etmek istedim. Naşiler 14 gün önce AT-80 ile kaplandı. Zeytinler 3 hafta önce, çiçek öncesi sunguard ile.
230501
230502
230503
230504
230505
Naşi ve zeytin yapraklarında uygulamadan sonra çıkan ve kaplamasız yapraklar rahatça görülebiliyor. Bu da uygulamanın üzerinden geçen zamanın ispatı. Hiç taç yaprak kalmamış zeytin taneleri de bu günü gösteriyor.
En alttaki resmi büyüteç altında çektim. Kaplamalı bir yaprak ve kaplamasız yeni sürgün.
MeyveliTepe
03-07-2011, 01:38
230509
Bu bir SEM görüntüsü. Üstte 20 mikronluk cetveli görüyorsunuz, ona göre diğer büyüklükleri kıyaslayabilirsiniz.
Görüntü, elma yaprağının üst yüzeyini gösteriyor. Elma yaprağının üst yüzeyinde stoma bulunmaz, dümdüzdür. Stomalar altta. Onlara ait bir SEM daha önce yayınlamıştım.
Görüntü yine o pek de sevimli (!) olmayan, taraflı vs. bilim adamından (D.M.Glenn, Puterka). Ne yapsın adam, oturup icat etmiş bunu.
Başka icatları da var. Tam o konuda bilgi şey edecektim ki, araya fırtınalar girdi :)
MeyveliTepe
03-07-2011, 01:55
Bu arada AT-80 kullanacak arkadaşlara yardımcı olması için Sn.Zeytinlibahçe ile bir başlangıç ölçüsü hazırladık. Bunu yaparken ürünün serbest yoğunluğunu ve <2 mikron parçacık dağılımını göz önüne aldık.
Mevsimin ilk uygulamasında 100 litre suya, 5 kilo veya 16 litre AT-80
Devamındaki tamamlama uygulamalarında 100 litre suya 2.5 kilo veya 8 litre AT-80
Tüm uygulamalarda yayıcı-yapıştırıcı olarak 100 litreye 50ml NU-FILM-17
Yayıcı yapıştırıcı için başka organik alternatifler var mı bakılacak. Bu konuda önerisi olan arkadaşlar varsa hep birlikte araştırabiliriz.
Yukarıdaki ölçüleri ürün üzerinde daha fazla deneyim kazandıkça değiştirmek mümkün olabilir.
acemi_caylak
03-07-2011, 10:06
Bilirsiniz bazı mumlar yatsıya kadar yanar.
Aşağıdaki resim, bizim kaolin değil. Hangisi olduğunu Meyvelitepe'nin bahçıvanına sormak lazım:)
230540
acemi_caylak
03-07-2011, 10:22
Buda bizim sedimentasyon testi. Hani bazılarının hacimleri fazla olduğu için dibe çökelme fazla olması gerekmiyor mu? Solüsyonlar %3 lük. Bardakların 4 saat sonraki hali. Çökelme 5 gün sürmemiş hayret!
3 Numara SunShader, 4 numara Meyvelitepe'nin önerdiği ürünlerden en iyilerden biri, ancak Sabry kaolin değil. Diğerleri incelediğimiz yaklaşık 10'un üzerindeki ürünlerden biri. Hani Meyvelitepe'ye uysun diye 6 tanesini aldık. Marka adı vermek, hukuki sorumluluk gerektirdiği için ürün adı vermiyorum.
230552
MeyveliTepe
03-07-2011, 10:41
Bir cevap vermiştim, sildim.
Burada laf dalaşına gerek yok. Bir satıcı olarak getirin analiz raporlarınızı yeter.
MeyveliTepe
03-07-2011, 10:43
230496
Bu da iki saat sonraki durum.
Ben hangisi nedir bildiğim için tahminde bulunmuyorum. Ancak kendimce uygulama güzelliği açısından, en güzelden başlayarak ilk üç için bir sıralama yapayım.
1 Numara çok güzel örttü
3 Numara mükemmel dağıldı
5 numara da oldukça iyi görünüyor.
Sizlerden hem tahmin, hem de beğeni sırasını bekliyorum.
Biraz heyecan katalım. En az 4 uygulamanın ne ile yapıldığını bilene, kendisinde olmayan 20 çeşit evladiyelik tohum göndereceğim.
acemi_caylak
03-07-2011, 12:01
Bir cevap vermiştim, sildim.
Burada laf dalaşına gerek yok. Bir satıcı olarak getirin analiz raporlarınızı yeter.
Sizde Sabry kaolin ve Sunguardın analizini getirin.
acemi_caylak
03-07-2011, 12:56
Bu arada Sunguard'da OMRI listesinde (http://www.omri.org/manufacturers/66034/sun-guard-chemical-company-inc). AT-80'in de analiz sonuçları sitesinde zaten yayınlanmış durumda (ben sordum diye değil - yalan da çıkmadı). Elimde hem AT-80'in hem de Sunguard'ın ayrıca yazılı içerik ve analiz deklerasyonları da var. Önce sizinkini bir görelim, sonra belki yayınlarım.
Mum olayına tekrar dönelim ve Don Aluisi kimmiş öğrenelim. Burada gösterilen sertifika ve üretici firma (http://www.sunguardchemical.com/) 51 yıldır Amerika'da Kaliforniya'da kaolin üreten Don Aluisi. Öyküsüne, okyanus ötesine uzanarak, daha ayrıntılı girecektik zaten. Kısaca bu yazıda (http://www.sessizbahce.org/kaolinkiliveinerttozlar/) sözetmiştik. Aşağıda benim blogumdaki o bölümü olduğu gibi alıyorum.
"Oysa bırakalım diğer ürünleri, kaolin bile Kaliforniya’da Don Aluisi tarafından Sun Guard adıyla üretilmekte, satılmakta ve çeşitli meyve ve sebzeler ile cevizde 46 (haberin yazıldığı tarihte 46 yıldır, şu anda 51 yıl) yıldır kullanılmaktadır. Bu ürün Kaliforniya’da Kaliforniya Üniversitesi’nde uzman Davis tarafından çeşitli bitki ve Granny Smith türü elmalarda denenmiş ve olumlu sonuçlar alınmış. 1964’te Aluisi, ürününe Sıcaklık Kontrol Spreyi (Temperature-Control Spray) olarak patent almış ve ürünün ana maddesi Silsyum Dioksit olarak tescil edilmiş. Ancak patenti 17 yıl sonra geçerliliğini yitirmiş. Onun söylediğine göre bugün sattığı ürün temel olarak kaolinden oluşmakla birlikte içine bir miktar diğer maddelerden de katmış. Bugüne kadar bu ürün sadece Kaliforniya’da satılmış. “Çünkü ancak bu kadarını yapabiliyordum” diyor Aluisi. Şimdilerde ürününün Washintonda da satılması için bazı haklarını devretmiş. Garpitir ki Engelhard bu kişiye karşı hiçbir dava açmamış."
Yani Meyvelitepe'nin söz ettiği ve hep örnek verdiği Surround'dan önce kaolin zaten tarımda kullanılıyormuş. Ortada başkasının lisansının bize Sunguard diye gösterilmesi gibi garip bir durum söz konusu. Kimmiş Roa'cılara benzeyenler görülsün.
İşte Mister Glenn'in öyküsü de buydu. Ayrıntısı gelecek biraz zaman!
Sizde Sabry kaolin ve Sunguardın analizini getirin.
Sn. acemi_caylak,
Israrla sabry kaolin şeklindeki ifadenizden rahatsız oluyoruz. Biz kaolin ithalatçısı bir firmayız. Portföyümüzde en az 10 çeşit farklı özelliklerde kaolin var. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki bahsedilen kaolin AT-80 KALSİNE KAOLİN dir. sabry kaolin değil. Lütfen bizi tartışmaların içine çekmeyin. İsteyen herkes web sayfamızda ilgili ürünün analizini bulabilir. Gizli değildir. www.avsmineral.com
Ayrıca bizden ürün alan herkes palet üzerinde yazan batch numarasına göre o batch e ait spesifik analiz raporunu da alabilir. Ürünümüz ISO belgeli bir ÇİN firması tarafından üretilmekte ve 11 yıldır Türkiye de farklı sektörlerde (buna kozmetik de dahil) kullanılmaktadır.
Lütfen bizim ticari ürünümüzü menşei, üreticisi ve içeriği belli olmayan ürünler ile karşılaştırmayınız. Ne ile kıyaslandığımızı bilmek bizim de hakkımızdır.
Saygılarımızla
Cumhur Tonba
03-07-2011, 18:03
İlginç bir sayfa. Tabii ki için içinde olmadığımız için, sadece takip edebiliyoruz ve cevaplarınızı okuyoruz. Sonunu çok merak ediyorum.
Hepinize selamlar.
MeyveliTepe
03-07-2011, 18:36
Sn.acemi_caylak, #342 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=830775&postcount=342)nolu mesajı okumadınız herhalde. Bakın orada bilmem kaçıncı kez, nasıl oluyor da bir litresi 580 gr gelen malı, biriniz 290 gr diğeriniz 315 gr deklare ettiniz diye soruluyor. Sönecek bir şey varsa zaten orada sönmedi mi? Müşterilerinizi ürün hakkında yalan beyan ile aldatmış olmadınız mı? İkide mum filan da demeyin, biliyorsunuz biraz tehlikeli bir laf.
Satıcı olarak müşteriden rakip(!) ürünün analiz değerlerini istiyorsunuz. Sanki öyle bir şeye hakkınız varmış gibi. Müşteri mi size para ödüyor, siz mi müşteriye? Müşteri mi bir şey satıyor, siz mi?
Bir tüketici olarak aldığım şeyleri sorgularım. Ya arkasında tatmin edici bir literatür vardır, yoksa soru sorarım, soru sorduğum kişilerin hangi ülkede olduğu da önemli değil. Maalesef yerli ürün değilse genelde doğru düzgün cevap gelir. Dolayısıyla diğer ürünler ile ilgili soru sordum ve yanıtını aldım. Öte yandan, müşterisi olduğum ürününüz ile ilgili sorduğum sorulara ya yalan beyan aldım ya da hiç cevap alamadım. Şimdi, yavuz hırsız misali müşteriye (bana) rakiplerinizin belgesini soruyorsunuz. Şimdi benim yerime olsaydınız, bir satıcı da aynı sizin gibi davransaydı tekrarlamaktan bıktığınız soruları büyük harflerle ve kırmızıyla yazardınız değil mi?
Bakın bir de #345 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=830790&postcount=345) nolu mesajda bir ustalığınız ile ilgili bir iddiam var. İnsanların Bir Uzak Bahçeler Sitesi diye gördüğü sitenizde şirketinizle özdeşleşmiş bir yazıda, şimdi tü kaka dediğiniz USDA ARS bilim adamlarına, hiç söylemedikleri bir şey söyleterek manipülasyon yapmışsınız. Elbette, bu benim iddiam, tersini gösterir ve ARS uzmanlarının %50 si 2 mikrondan küçük olması yeterlidir gibi bir lafı nerede söylediklerini sizden merakla bekliyoruz.
MeyveliTepe
03-07-2011, 18:54
Buda bizim sedimentasyon testi. Hani bazılarının hacimleri fazla olduğu için dibe çökelme fazla olması gerekmiyor mu? Solüsyonlar %3 lük. Bardakların 4 saat sonraki hali. Çökelme 5 gün sürmemiş hayret!
3 Numara SunShader, 4 numara Meyvelitepe'nin önerdiği ürünlerden en iyilerden biri, ancak Sabry kaolin değil. Diğerleri incelediğimiz yaklaşık 10'un üzerindeki ürünlerden biri. Hani Meyvelitepe'ye uysun diye 6 tanesini aldık. Marka adı vermek, hukuki sorumluluk gerektirdiği için ürün adı vermiyorum.
230552
Bayağı zahmet çekmişsiniz. Süper bir deney olmuş. Her ne kadar neye göre %3'lük solusyonunu hazırladınız anlaşılmıyor. Benim deneyim, aslolan hacimdir diyordu. Yani sizin ürününüz ağır diye (ki size göre ağır da değil), eşit hacimde daha çok malzeme içermiyor, sadece okkalı çekiyoru gösteriyordu.
Siz de, yazmamışsınız ama ürünleri tartarak yaptınız galiba. O bardaklar 150 gr civarında su alır. Bu durumda her üründen 4,5 gr koymuş olmalısınız, doğru mu?
Bunun sonunda bardakların dibinde eşit miktarlarda çökelti görünüyor. Böylece hacim farkı, yani bir litre malzemenin ağırlığı önemli olmaksızın aynı gramaj aynı miktarda malzemedir diyerek benim iddiamı sizce çürütmüş oluyorsunuz. Bunun da sonucunda, ürününüzü aslında göründüğünden de iki misli daha pahalı satmıyor olduğunuzu ispatlamış oluyorsunuz, değil mi?
Yahu bu testi herkes yapabilir. Elinde hem sunguard hem sunshader olan kimse yok mu?
150ml su koyduğumuz bardaklara, hadi fark varsa iyi görünsün diye 15'er gram malzeme koyalım, iyice karıştırıp bırakalım. 1 saat sonra ve 2 saat sonra ne görüyoruz bakalım. Kendi adıma para verip aldığım için marka da belirtmekte bir mahzur görmem. Üstünde maliye damgası mal cinsi, fiyat ve tutar olan kağıt bana bu hakkı verir.
Bir de, elinde sunshader olanlar, ölçekli bir kabın önce darasını alalım, sonra hava boşluğu kalmadan 1 litre sunshader dolduralım ve tartalım, ne ölçeceğiz? 315 gr mı, 580 gr mı?
MeyveliTepe
03-07-2011, 19:18
Biraz heyecan katalım. En az 4 uygulamanın ne ile yapıldığını bilene, kendisinde olmayan 20 çeşit evladiyelik tohum göndereceğim.
Saat 21:30 itibarıyla sadece 1 numaralı yaprağa hangi ürünün uygulandığını bilene hem 20 çeşit tohum, hem de 2 güzel kitap armağan edeceğim. Herkes katılabilir.
Zeytinlibahçe
03-07-2011, 20:45
Arkadaşlar konu kaolin olunca elbette bir kullanıcısı, doğal yetiştiricilikteki önemini ve yaygınlaşmasını teşfik eden bir üretici olarak başından beri yazışmaları ilgiyle izliyorum.
Aliağa da ki arkadaşlarla konu belli bir yere gelene kadar da katılmama, izleme kararı almıştık.
Öncelikle şunu itiraf etmeliyim ki sun shader bir vasileyle bir araya geldiğimizde üretiminin ülkemizde de uygun fiyatlara yapılıp yapılamayacağını konuşurken ‘’ Ensar bey bunu yaparsan sen yaparsın dediğimiz, birazda üretimi konusunda kendisini teşvik ettiğimiz, İlk ürünü ağaçlarımızda kontrollü olarak deneyelim sonrasında görünen, tavsiye edilen eksikliklerini zaman içinde tamamlarız dediğimiz bir ürün. Ticari boyut kazanmadan önce çıkan ilk ürünün üzerinde bir dizi çalışma yaptıklarını da biliyorum. Bundan sonraki detayları elbetteki kendilerindedir.
En kaliteli kaolinin en uygun fiyata temin edilmesi , bu konuda üretici firmaların sayısının artması ve rekabet ortamı, aynı zamanda gelişmeyide sağlayıp, tarımın lehine olacağını düşünüyorum.
Bir diğer konu, Ensar beyin benden teyit etmemi istediği ; kendisinin yaklaşık iki ay önce bir konuşmamızda 500. Mesajından sonra artık forumda yazmıyacağını belirtmesiydi. Bu konunun önemi ve sebebi elbetteki kendisindedir.
Ürünün site yararına ücretsiz dağıtımının yapılmasının teklif edilmesini ise iyi niyetli, talihsiz bir açıklama olarak görüyorum.
Asıl konulara gelecek olursak; doğal/organik yetiştiricilikte kullanabileceğimiz bir çok gübre olmasına rağmen iş zararlılarla mücadeleye geldiğinde Kaolin (insect repellent-kaçırıcı) olarak açık ara öne çıkıyor. En azında şu an için fazla da bilinen bir alternatifi bulunmuyor. Güneş yanıklığına karşı önceden beri bilinen kullanımını bir kenara bırakacak olursak zararlılara karşı kullanımı hızla artmakta, gelecekte ulaşacağı pazar payının ise bir çoğumuzun tahmin bile edemiyeceği boyutlara ulaşacağını umuyorum. Bu pazar payı içinde bir çok uygunsuz ürünlerinde ortaya çıkacağı bir aşikar. Bu noktada sn Meyvelitepenin kaygılarına tamamen katılıyorum.
Sorgulanan herhangi bir Konuda önce o firma açıklasından ziyade bak önce ben açıkladım denmesi çok daha önemli.
Önem verdiğim bir diğer husus, bir vesileyle kaolini kullanmak isteyen, dolayısıyla da doğal üretime başlayacak olan üreticiye hayal kırıklığı yaşatmadan bu şansın çok iyi değerlendirilip, yola doğru evsaflı, standardı yakalamış ürünlerle devam edilmesi ve kullanıcının ürün seçiminde bilinçlendirilmesidir.
Kaolinin kullanımın gündemde olduğu şu günlerde şu an için onun üzerinde olduğu söylenen ve gelecekte ortaya çıkacak ürünlerin gerçek anlamda sorgulanması için önceki mesajlarda belirtilen, olması gereken özelliklerin tek tek incelenmesi oldukça önemli.
Rafinasyon ve kalsinasyon işlemini, neticesinde ortaya çıkan özelliklerin iyi bilinip, şüphe varsa tartışılması gerekir.
MeyveliTepe
03-07-2011, 20:58
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=230474&d=1309646163
Resim hemen uygulama sonrasını gösteriyordu. Sorumuz bu yapraktaki uygulamada ne kullanıldı?
Başlığın bir çok üye tarafından takip edildiğini biliyorum. Fakat hiç cevap gelmedi. Evet, kabul edelim ki soru da kolay değildi.
Uygulama sonrası resimler, iyi bir partikül film kaplamasında ölçü olabilir mi? Bu resimlere bakararak neyi anlayıp nasıl yorumlayabiliriz?
Oysa film kaplamaları için söylenebilir tek şey, doğru ürünü, doğru dozajda, doğru ve ölçekli bir yayıcı yapıştırıcı ile sis gibi uygula. Uygulama sonucu iyi bir film oluşup oluşmadığı en erken 3-4 gün sonra belli olur. O zaman da ağaçlardaki beyazlık değil, yapraklardaki durum önemlidir. Yakından kontrol edilmelidir. Zira iyi bir filmin kalınlığı 2-3 mikron seviyesindedir ve öyle çok fazla belirgin bir renk vermez. Filmin homojen olması ve sürekliliği önemlidir.
Görüldüğü gibi 6 farklı malzeme, aynı tarzda ve benzer dozlarda uygulandığında pek bir fark yok. Olması da beklenmez zaten. Sizleri bilmem, kaplama şekli bakımından en güzeli bir numaralı yapraktı.
Bir numaralı yaprakta uygulanan malzeme mısır nişastasıdır.
3 numaralı yaprakda çok güzel bir dağılım gördüğümü söylemiştim. Aynı soruyu üç nolu yaprak için tekrarlayayım. O yaprakta sizce hangi malzeme kullanılmıştır?
MeyveliTepe
03-07-2011, 21:03
Sn.Zeytinlibahçe, yerinde mesajınız için teşekkür ederim. Aşağıdaki paragrafınız işin özünü belirtiyor.
Önem verdiğim bir diğer husus, bir vesileyle kaolini kullanmak isteyen, dolayısıyla da doğal üretime başlayacak olan üreticiye hayal kırıklığı yaşatmadan bu şansın çok iyi değerlendirilip, yola doğru evsaflı, standardı yakalamış ürünlerle devam edilmesi ve kullanıcının ürün seçiminde bilinçlendirilmesidir.
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=230474&d=1309646163
Resim hemen uygulama sonrasını gösteriyordu. Sorumuz bu yapraktaki uygulamada ne kullanıldı?
Başlığın bir çok üye tarafından takip edildiğini biliyorum. Fakat hiç cevap gelmedi. Evet, kabul edelim ki soru da kolay değildi.
Uygulama sonrası resimler, iyi bir partikül film kaplamasında ölçü olabilir mi? Bu resimlere bakararak neyi anlayıp nasıl yorumlayabiliriz?
Oysa film kaplamaları için söylenebilir tek şey, doğru ürünü, doğru dozajda, doğru ve ölçekli bir yayıcı yapıştırıcı ile sis gibi uygula. Uygulama sonucu iyi bir film oluşup oluşmadığı en erken 3-4 gün sonra belli olur. O zaman da ağaçlardaki beyazlık değil, yapraklardaki durum önemlidir. Yakından kontrol edilmelidir. Zira iyi bir filmin kalınlığı 2-3 mikron seviyesindedir ve öyle çok fazla belirgin bir renk vermez. Filmin homojen olması ve sürekliliği önemlidir.
Görüldüğü gibi 6 farklı malzeme, aynı tarzda ve benzer dozlarda uygulandığında pek bir fark yok. Olması da beklenmez zaten. Sizleri bilmem, kaplama şekli bakımından en güzeli bir numaralı yapraktı.
Bir numaralı yaprakta uygulanan malzeme mısır nişastasıdır.
3 numaralı yaprakda çok güzel bir dağılım gördüğümü söylemiştim. Aynı soruyu üç nolu yaprak için tekrarlayayım. O yaprakta sizce hangi malzeme kullanılmıştır?
Yeğenimin bebe iken kullandığı pişik putrası!:D:D:D
soilless
03-07-2011, 22:16
Bir çok üye gibi ben de tüm yazılanları dikkatle izliyorum, okuyorum, ve değerlendiriyorum. Çok yadırgadığım şeyler de olmasına rağmen izlemeye ve değerlendirmeye devam ediyorum. Ve de tüm değerlendirmelerimi yadırgaladıklarımla birlikte paylaşacağım.
Ancak bu kadar detaylı incelenen bir konu ile ilgili Pişik pudrası, pirinç unu gibi basit değerlendirmeler yapılması bu kadar değersizleştirilmesi hiç ama hiç uygun değil. Hatta teorik ve pratik tüm emek verenlere karşı en uygun tabirle UYGUNSUZ buluyorum.
Agaclar.net teyiz arkadaşlar, basit bir gündelik forumda değiliz.
Lütfen
MeyveliTepe
03-07-2011, 22:40
Sn.Soilless, haklısınız. Fakat gelinen durum itibarıyla çok da uygunsuz değil. İlk uygulama örneğinde mısır nişastası gibi saçma bir şey kullanmışken diğerleri kimbilir nedir :)
Buradan çıkarılacak şey şu olmalı. Rengi beyaz, inceliğini duyumsayamayacağımız kadar küçük parçacıklara sahip neyi yapraklara atarsanız böyle görüntüler elde edilebilir. Bu hiç bir şey ifade etmez. Mısır nişastası dışında, bazı diğer örneklerde de hayli saçma malzemeler var.
Oysa parçacık film teknolojisi, belli optik özelliklerde, belli parçacık büyüklüğünde standartları net olarak belirlenmiş inert kaolinin bitkiler üzerinde yine belli özelliklerde film oluşturulması prensibine dayanır. Bu konuda yararlanıp örnek alacağımız, doğrudan ihtiyaçlarımız ile karşılaştırabileceğimiz, yeterince güvenilir ve raporlanmış çok fazla olay var. Onların detaylarına girerek karşılaştığımız problemlerin çözümlerini aramalıyız ki, 13 sayfalık başlıkta çok nadir var bunlar.
Oysa, işin standartlanını hiçe sayıp ticari ve "show business" temelli şeylere odaklanırsak bunların hepsini kaçırırız. Bunu anlatmanın bir yolu olarak belki biraz absürd ama etkili olduğunu kabul etmek gerekir.
Elbette, Parçacık Film Teknolojisi dışında başka teknikler ve bunlarla ilgili başka malzemeler de var. Bunlar da zaman içinde ve elde edilebilirlikleri çerçevesinde denenip uygun başlıklarda paylaşılmalıdır.
Bir çok üye gibi ben de tüm yazılanları dikkatle izliyorum, okuyorum, ve değerlendiriyorum. Çok yadırgadığım şeyler de olmasına rağmen izlemeye ve değerlendirmeye devam ediyorum. Ve de tüm değerlendirmelerimi yadırgaladıklarımla birlikte paylaşacağım.
Ancak bu kadar detaylı incelenen bir konu ile ilgili Pişik pudrası, pirinç unu gibi basit değerlendirmeler yapılması bu kadar değersizleştirilmesi hiç ama hiç uygun değil. Hatta teorik ve pratik tüm emek verenlere karşı en uygun tabirle UYGUNSUZ buluyorum.
Agaclar.net teyiz arkadaşlar, basit bir gündelik forumda değiliz.
Lütfen
Sayın Soilles, forumun bu bölümünü takip ettiğinize göre son günlerde forum üyesi (hatta daha ötesi ubyi üyesi) bazı değerli arkadaşların bazı fikir ve iddialarla atıştıklarına şahitsiniz demektir. Ben naçizane olarak gerilen bu ortamın yumuşaması ve arkadaşlarımızın yüzünde bir nebze tebessüm oluşturması amacı ile cevap yazdım. Bu şekilde bir tepkiye hazırlıklı değildim, yanlış anlama olmasın. Zaten halihazırda Sayın Meyvelitepenin 1 nolu resim cevabından da esinlendim diyebilirim. Selam ve saygılarımla.
denizakvaryumu
03-07-2011, 22:56
Sattığınız ürünün içinde serbest silika kristalleri var mı?
Benim takıldığım esas konu bu...
Var mı yok mu?
denizakvaryumu
03-07-2011, 23:01
http://www.agaclar.net/forum/attachment.php?attachmentid=230474&d=1309646163
Resim hemen uygulama sonrasını gösteriyordu. Sorumuz bu yapraktaki uygulamada ne kullanıldı?
Başlığın bir çok üye tarafından takip edildiğini biliyorum. Fakat hiç cevap gelmedi. Evet, kabul edelim ki soru da kolay değildi.
Uygulama sonrası resimler, iyi bir partikül film kaplamasında ölçü olabilir mi? Bu resimlere bakararak neyi anlayıp nasıl yorumlayabiliriz?
Oysa film kaplamaları için söylenebilir tek şey, doğru ürünü, doğru dozajda, doğru ve ölçekli bir yayıcı yapıştırıcı ile sis gibi uygula. Uygulama sonucu iyi bir film oluşup oluşmadığı en erken 3-4 gün sonra belli olur. O zaman da ağaçlardaki beyazlık değil, yapraklardaki durum önemlidir. Yakından kontrol edilmelidir. Zira iyi bir filmin kalınlığı 2-3 mikron seviyesindedir ve öyle çok fazla belirgin bir renk vermez. Filmin homojen olması ve sürekliliği önemlidir.
Görüldüğü gibi 6 farklı malzeme, aynı tarzda ve benzer dozlarda uygulandığında pek bir fark yok. Olması da beklenmez zaten. Sizleri bilmem, kaplama şekli bakımından en güzeli bir numaralı yapraktı.
Bir numaralı yaprakta uygulanan malzeme mısır nişastasıdır.
3 numaralı yaprakda çok güzel bir dağılım gördüğümü söylemiştim. Aynı soruyu üç nolu yaprak için tekrarlayayım. O yaprakta sizce hangi malzeme kullanılmıştır?
Bu durumda 3 numara da beyaz renkli herhangi birşey olabilir :D
Bu mesaja kadar kaolinin yaprak üzerindeki kaplamasından kalitesi belli olur sanıyordum ama bunu da çürüteceksiniz anlaşılan ????
acemi_caylak
03-07-2011, 23:22
Sn. Denizakvaryumu, kanserojenle bu kadar ilgiliyseniz, diğerlerine neden bu testleri sormuyorsunuz? Üstelik birilerinin önerdiği zeolit (klinoptilolit) kaolinden daha fazla kanserojen etkili silisyum dioksit içerir.
denizakvaryumu
03-07-2011, 23:23
Sattığınız ürünün içinde serbest silika kristalleri var mı?
Sorum burda tartışılan tüm ürünler için geçerlidir :)
acemi_caylak
03-07-2011, 23:24
Hayret nişasta pompayı tıkamamış:) Çünkü kıvamlı bir maddedir. Suda kolay solüsyon oluşturmaz. Birileri neden neden hep ti'ye alma peşinde. Azıcık kimya bilgisi olan okurlar bunların farkındadır umarım?
acemi_caylak
03-07-2011, 23:27
Sorum tüm ürünler için :)
Diğerleri en azından bizden fazla süredir bu işle meşguller. Onların aklına düşüp alınca bizde alırız.
İnci Akalp
03-07-2011, 23:29
Arkadaşlar,
Ben de bu konuyu heyecanla takip ediyorum. Küçücük bahçemde zehirsiz bir yaşam için mücadele veriyorum. Bu sitedeki bir çok insan kaolin ve onun faydalarıyla Sayın Meyvelitepe sayesinde tanıştı. Bu durumda kendisini sorumlu hissedip her detayı araştırıp bize sunduğu, tüm bildiklerini ve öğrendiklerini bizimle paylaştığı için kendisine çok teşekkür ederim. Sayın Zeytinlibahçe'nin aşağıdaki cümlelerine de yürekten katılıyorum.
Önem verdiğim bir diğer husus, bir vesileyle kaolini kullanmak isteyen, dolayısıyla da doğal üretime başlayacak olan üreticiye hayal kırıklığı yaşatmadan bu şansın çok iyi değerlendirilip, yola doğru evsaflı, standardı yakalamış ürünlerle devam edilmesi ve kullanıcının ürün seçiminde bilinçlendirilmesidir.
Kaolinin kullanımın gündemde olduğu şu günlerde şu an için onun üzerinde olduğu söylenen ve gelecekte ortaya çıkacak ürünlerin gerçek anlamda sorgulanması için önceki mesajlarda belirtilen, olması gereken özelliklerin tek tek incelenmesi oldukça önemli.
Rafinasyon ve kalsinasyon işlemini, neticesinde ortaya çıkan özelliklerin iyi bilinip, şüphe varsa tartışılması gerekir.
denizakvaryumu
03-07-2011, 23:34
Sunguard
Surround
AT-80
ürünlerinin içinde serbest silika kristalleri var mı?
Ya da Dünyada; tarımda kullanılan kaolinin içindeki kabul edilebilir serbest silika oranı nedir?
Bu ürünlerde bu oranın ne olduğu ürün içeriğinde belli mi?
acemi_caylak
03-07-2011, 23:39
Burada Meyvelitepe, tarafsız bir tüketici olarak sorguladığını söylüyor ki, hani "anneme reklamcı olduğumu söylemeyin" durumları var. Dikkatli okurlar olayın farkındadır diye düşünüyorum. Bugüne kadar gelinen noktayı özetlersek:
1- Sadece kaolin değil, bütün inert tozlar (kaolin, kalsiyum karbonat, kalsiyum hidroksit, isli silis, diyatomit vb.) kullanılabilir. Hatta köyümüzdeki "havara taşı"nı çekiçle ezip harman savurur gibi savurup ince parçacıkları bir bezin üstünde toplayıp sonra üzümlerine serpeleyen cingöz dede gibi. Hani bu ürün kanserojen falanda değildir. Pekmez yapımında kullanılır. Hepsinin farklı seviyede ultraviyole ve infrared ışınları yansıtma özelliği vardır ve böcek engelleyiciliğe gelince, en iyisi diyatomittir.
2- Sadece kalsine değil, her türlü kaolin kullanılabilir. Örneğin Cocoon. Hem de halis muhlis OMRI sertifikası var.
3- Kalsine kaolinin kanserojen olduğuna dair bir bilgi literatürde yok. En azından ben bulamadım. Silisyum dioksitin kanserojen etkisi madenler, tünel inşaatları ve kot taşlama gibi yoğun toza maruz kalan işçilerde görülür. Ki UBYİ üyelerinin ve forumda bir çok kişinin kullandığı zeolit (klinoptilolit) kaolinden daha fazla kanserojen silisyum dioksit içerir.
4- Parçacık yapısına gelince, bu fotosentezle değil, parçacığın uygulandığı madde üzerinde tutunması ile ilgilidir. Örneğin 5.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 0.8 birim ise, 2.5 mikronluk parçacığın tutunma katsayısı 1.0 birimdir. Buna literatürde "tenacity coeffcient" denir. Yani 5.5 mikronluk ürünün fiyatı 1 lira ise diğeri en fazla 1.2 lira olmalı.
5- Sertfika tabi ki olmalı. Ama çok daha önceden beri piyasa da olanlarında bu sertifikaları olmalı diye düşünüyorum. Yoksa zaten kötülenen üründe bu sertfikayı almadan piyasada var olamaz.
İnci Akalp
04-07-2011, 00:12
Burada Meyvelitepe, tarafsız bir tüketici olarak sorguladığını söylüyor ki, hani "anneme reklamcı olduğumu söylemeyin" durumları var.
Sayın Acemi Çaylak,
Tartışmalara katılacak kadar bir bilgim yok, sadece izliyorum ancak yukardaki cümle ile gerçekten haksızlık ediyorsunuz. Çok uzun süredir bu sitedeyim, aynı zamanda Meyvelitepe'nin kendi blogunu da izliyorum.. Ondan o kadar çok şey öğrendim ki , bunu o kadar karşılıksız yapıyor ki bu söylediğinizi duymamış olmayı tercih ederim. Ayrıca uzun yıllar reklamcılık yapmış birisi olarak gözlemlerime göre siz de az reklamcı sayılmazsınız değil mi?
MeyveliTepe
04-07-2011, 00:25
Burada Meyvelitepe, tarafsız bir tüketici olarak sorguladığını söylüyor ki, hani "anneme reklamcı olduğumu söylemeyin" durumları var. Dikkatli okurlar olayın farkındadır diye düşünüyorum.
Evet, dikkatli okurlar her şeyin farkında, kuşkunuz olmasın. Tuhaflıkları bırakıp, hiç değinmeden sürekli atlatmaya çalıştığınız konuya da bir gelseniz. Bakın, şu %3'lük solusyon deneyiniz de başka sonuç verdi. 15gr ile deneyenler oldu, hepten tuhaf oluyor artık.
Mısır nişastasında da uzman olduğunuz anlaşılıyor, Kaolini de ezelden beridir bilir ve kullanırdınız zaten :) Kanserojen olan rafine edilmemiş kaolin. Ülkemiz ocaklarından çıkan kaolini hangi güzide rafine tesisimizde rafine ve kalsine ettiğinizi de belirtirsiniz artık. Ürününüz farklıysa kendi literatürünü oluştursun denmişti, literatür ürüne uydurulsun değil.
Ticaret bu kadar mı garip bir şekilde değişikliklere sebep oluyor?
Ben bu tartışmalar ilk başladığında olaya müdahil olamak istedim ama Uzak Bahçeler üyelerinden ses gelmeyince yazmayı bırakmıştım. Bu tartışmalarda size garip gelen bir şeyler yok mu?
Olay kaolin tartışması değildir. Tartışmaya ilk müdahil olduğumda da yazmıştım. Tartışmanın anafikri Sun-Shader temelinde Sn. acemi_caylak' ın Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği (Dövüşü) insiyatifi içinde almaya başladığı öncülük vasfının yıpratılması operasyonudur.
En azından benim kişisel gözlemim budur ve bazılarınıza taraflı da gelebilir. Haklıda olabilirsiniz. Çünki Sevgili acemi_caylak' ı yakından tanıdım ve ekonomik ihtiraslar peşinde insanları kanser edecek kadar zalim biri olmadığını yakından biliyorum.
Kaolinle ilgimde tamamen bu sayfalardaki tartışılanlar ve internetten okuduğum kadarıyladır. Çünki uygulayacak bir bahçem yok. Kanseri yaşamış biri olarak kanser konusunda da oldukça hassasımdır. Bu yüzden bu konuda taraf olmam mümkün değildir ama Kaolin tartışmasında işi bu yöne doğru çekiştirmek biraz zorlama destek olarak geliyor.
Türkiyede Sunguard kaolini satan orfeteknik firmasının http://www.orfeteknik.com.tr/surround.htm web sitesine girip baktığımda hiç bir belgeye rastlamadım. Hatta ürün ismi Sunguard olmasına rağmen dökümanların tamamı Surround firmasına ait broşür ve dökümanlarla dolu. Fakat ürünlerle ilgili hiçbir OMRI belgesi de yok. Bu iki marka aynı firmaya mı ait ki aynı broşürleri kullanmışlar? Bilgisi olan varsa aydınlatırsa memnun olurum. Sn. meyvelitepe' nin mesajındaki OMRI belgeli Sunguard ile bu web sitesindeki Sunguard aynı ürün mü?
Uzak Bahçeler üyelerinden bu ürünü uygulayan arkadaşların ürünle ilgili deneyimleri paylaşmamalarını ve bu konuya yazmamalarını hayretle izliyorum. En azından konuya benden daha çok vakıflar ve en az iki ayrı ürünü yakından görme ve uygulamış olma şansına sahipler. Uygulama sonuçlarını ve elde ettikleri başarıları merakla bekleyeceğim.
Dogasever
04-07-2011, 13:53
Kaolinin (Al2Si2O5(OH)4) rafinasyonu
Kaolinin rafinasyonu, içindeki safsızlıkların cins ve miktarına bağlı olarak, flotasyon (bazen çift flotasyon), manyetik separasyon, leaching (katı-sıvı ekstraksiyonu) ve oksitleyici parlatma aşamalarından bir veya birkaçını ya da tamamını içerebilir. Kaolin safsızlıklardan arındırıldığında parlaklığı daha yüksek olmaktadır.
Kalsinasyon neticesinde kaolinde oluşan yapı değişiklikleri:
Kaolin (Al2Si2O5(OH)4 veya Al2O3.2SiO2.2H2O) killeri, atmosfere açık olarak yine atmosfer basıncında ısıtıldığında yapısında bazı değişimler olur. Endotermik dehidroksilasyon (Türkçesi: ısıtma sonucu nem kaybı) 550–600 °C’de başlar ve bu sıcaklıkta işleme tabi tutma sonucunda düzensiz bir kristal yapıya sahip metakaolin, Al2Si2O7, oluşur. Burada nem kaybından kastettiğimiz şeyin serbest nemin değil de kristal yapısına girmiş (yani kimyasal olarak bağlanmış) su moleküllerinin kaybı olduğunu belirtmeliyiz (Kristal suyunun uzaklaştırılması kaolinin saflaştırılması anlamına gelir!). Metakaolin, 900 °C’ye kadar ısıtılmaya devam ettiğinde hidroksil kaybı (-OH) da devam eder. Metakaolinin yapısı hakkında farklı görüşler mevcuttur. Ancak, yaygın görüş bu malzemenin basitçe amorf silika (SiO2) ile alümina’nın (Al2O3) bir karişımı olmayıp, altıgen kristal tabakalarının istiflenmesinden ötürü uzun mesafeli düzenli bir yapıya sahip olabileceği yönündedir (Ama tam bir kristal değil). Metakaolin, çimentolara %20 oranında karıştırılarak beton yapımında kullanılır. Bu malzemeyi tarımsal uygulamalarda kullanamazsınız!
2 Al2Si2O5(OH)4 → 2 Al2Si2O7 + 4 H2O. (Metakaolin oluşum reaksiyonu)
925–950 °C’ye ısıtmaya devam edildiğinde, kristal yapısı gama alüminaya dönüşür ve silisyum ayrışır:
2 Al2Si2O7 → Si3Al4O12 + SiO2.
~1050 °C civarında yapılacak kalsinasyon sonucu ise, gama alümina (Si3Al4O12) çekirdeklenir ve müllit’e, Al2O3 • 2 SiO2, ve oldukça yüksek oranda kristalleşmiş kristobalit’e, SiO2 dönüşür:
3 Si3Al4O12 → 2 Si2Al6O13 + 5 SiO2.
Kalsine olmamış kaolin ile karşılaştırıldığında, Müllit'in kristal yapısı, nem tutma özelliği, parlaklığı ve tüm diğer fiziksel özellikleri farklıdır. Daha doğrusu, ikisi özellikler açısından farklı malzemelerdir demek daha doğru olur.
Neden kalsine kaolin kullanılmalı:-
Kalsine edilmiş kaolinin doğal olarak daha saf olacağı açıkça görülüyor.
- Daha parlak olduğu biliniyor.
- Islak koşullarda bile nem absorblamasının çok daha düşük olduğu biliniyor.
- Film oluşturmasının ve oluşan filmin kararlılığının çok daha iyi olduğu biliniyor (çünkü kristal yapısındaki su molekülü uzaklaştırılınca film daha stabil hale geliyor).
Bu 3 özelliğin de tarımsal uygulamalarda kullanılan kaolinde bulunması gerektiği açıkça ortadadır.
Yukardaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi, kalsine kaolin tarımsal açıdan daha yararlı olacaktır. Ancak, rafinasyon ve kalsinasyon işlemlerinin getireceği maliyet yüzünden fiyatı da kalsine edilmemiş kaoline göre daha pahalı olabilir.
MeyveliTepe
04-07-2011, 14:04
Sn.Sarıcan, Uzak Bahçeler üyelerinden ne bekliyordunuz? Uzak bahçeler bir çete mi? Yoksa bir ltd. şti'ye özdeş mi? İlginç bir tesadüf, uzak bakçeler de benim fikrim. Hala da öyle, temel prensipleri itibarıyla gerçekleştirilebilir ve ihtiyaç duyulan bir şeydir. Zaman her şeyi olgunlaştırıyor. Neyse mevzu bu değil.
Evet, konu kaolin. 3 yıl önce pestisit alternatifi olarak ortaya atıp denediğim, her aşamasını büyük bir heyecanla, arkasındaki literatürü hiç gözden ayırmayarak paylaştığım kaolin. Bugün binlerce insan pestisit yerine kaolin kullanmaya çalışıyor ya da kullanmak niyetinde.
Geçen yıldan buyana kaolin gibi kullandırılmak üzere piyasaya çıkmış kaç ürün var biliyor musunuz? Neden bu ürünler daha önce yoktu? Oysa şimdilerde "biz bunu ezelden beridir bilirdik, kullanırdık, zaten de en iyisini biz biliriz, bilim de neymiş, mevcut araştırmalar zaten satılmış bilim adamları tarafından yapılmış" söylemlerini duyuyoruz. Hem de ürünleri standarda uymayan bir çok satıcıdan.
Her ne kadar siz de bu işin literatürüne laf-ı güzaf dediyseniz de, ar-ge'ciydiniz, araştırmaya, ölçüme, vs. kıymet veriyor olmalısınız.
Bakın mesajınızda sunguard'ı sorgulamışsınız hemen. Sunguard'dan ürün aldıysanız, satanlardan isterseniz, istediğiniz bilgiyi belgeyi gönderirler. Bana gönderdiler. OMRI'sini sorguluyorsunuz, güzel, tabii ki sorgulayacaksınız. Sorun firmasına, olmadı Amerikaya sorun. Para verdiğim şeylere ben öyle yapıyorum.
Peki, belki on keredir yazdım burada, ürün spek'i olarak bir litresine 315gr denen ürün 580gr çıktı bu nedir diye sorulduğunda, sizin de aklınıza gelmiyor mu bunun anlamı ve adı nedir diye? Manipülasyon sevmem demiştiniz, şurada ticari kaygılarla manipülasyon yapılmış demişim, bunu da makul karşılamışsınız? Neden, bir şeyin mensubu olduğunuz için mi? O zaman siz de ortak olmuyor musunuz buna?
Bu kadar mensubu iseniz ve ilgili şirket ve ürününü sahipleniyorsanız bari siz açıklayın. Sitesinde litresi 315gr yazarken, sahibinin 290gr.dır diye e-posta gönderdiği ürün neredeyse iki misli ağır çıktı. Standart ürünlere göre göre iki misli. Ama ağır olması birim gr'daki malzeme miktarını arttırmıyor. Ar-ge'ci olduğunuza göre az buçuk bir anlamı vardır sizin için. Kilosu 2 liradan satılıyor bu ürün. O zaman sormak lazım, uzak bahçelerin çiftçiden kazanmak gibi bir amacı mı vardı? Yanlışı görmek yerine başka şey yaptığınıza göre siz bunun neresindesiniz diye de aklıma gelir.
Bir sene önce ticari olmayan bir şekilde bir başlangıç ürünü ortaya çıktığında görünür eleştirileri de söyleyerek herkes teşvik etti. Bekledik ki, olması gereken iyi bir ürün çıkar diye, olmadı nedense. Sonunda, doğru düzgünü, çok iyi fiyatla bulmak yine bana düştü. Neden? Şimdi kim kazandı, kim kaybetti? Çiftçi kazandı mı? Evet, literatürdekine çok yakın bir ürün çok iyi fiyatla var. Kim kaybetti? Amacı uzak bahçelerin samimi, kâr amacı gütmeyen, üreticiyle tüketici biribirine yakınlaştırma girişimi mi? Hayır, ona da bir şey olmaz. Fakat bunu yanlış anlayıp başka bir şekle sokmaya çalışanlar kaybetti malesef.
soilless
04-07-2011, 22:01
Bir önceki mesajımda da belirttiğim gibi bu konuda yadırgadıklarım olduğunu söyledim ve paylaşacağımı da belirttim.
yagırgadiklarıma geçmeden önce 2 isim telaffuz etmek istiyorum.
Sn meyvelitpe ve Sn Acemi Usta
kayastop
04-07-2011, 22:29
geçen yıl sabri beyden numune istemiştim deneme amaçlı, sağolsun 3 parça numune göndermişti.Ben de o zaman kullanmadan önce su bardağına su doldurup her bir numuneden eşit miktarlarda bardaklara ayrı ayrı koyarak iyice karıştırdım ve dibe çökme sürelerini kıyasladım çok kısa sürede üçü de dibe tamamen çöktü sürekli karıştırmayı gerektirdiği için ben uygun görmüyorum.
soilless
04-07-2011, 22:31
Şimdi değerlendirme zamanı tabi ki bence; yani eleştiriye açık
kaolin konu başlığı açıldıktan sonra lilium 30 nolu mesajını yaklaşık 1 yıl önce 24 haziranda kaolin konu başlığının 1. sayfasında göndermiş.
Sn Ensar 38 no.lu mesajını 02.07.2010 tarihinde göndermiş.
Sn Sn meyvelitepe 55 no.lu mesajı ile kutlama mesajı göndermiş.
Sn Meyvelitepe 57 no.lu mesajında TALCID yani yenilebilir ilaç kullanımda kaolinden bahsetmiş.
27.08.2010 tarihinde 69 no.lu mesaj fiilkovanın, 05.10.2010 tarihli 70. mesaj Sn Sabry'nin.
Sonrasında çok hızlı bir mesaj trafiği var:))Mesaj sayısı şu an belli. demekki çok önemli bir konuma gelmiş kaolin. Bence sevindirici durum.
Yukarıda örneklediklerim hiçbir şekilde eleştri değil sadece tespit konuları.
ŞİMDİ yadırgadıklarım-1;
Ben KİL GRUBU incelemelerini okudum, DPT incelemelerini okudum., 4-5 üniversite tez çalışmalarını okudum. yabancı literatürde 3-4 konu başlığını okudum. Yerli çalışmlar Türkiyedeki kaolin cevheri, özellikleri, standartları,sorunları ve tavsiyeleri üzerine idi. Yabancı kaynakalar ki 3-5 i geçmez kaolin kili tarımsal uygulamaları ve dahi yabancı otla mücadelede toprağa kaolin kili uygulaması dahil araştırmalardı.
Ama tüm okuduklarımla yerli veya yabancı toplamı 10-12 kaynakta olsa hiç bir şekilde yerli kaolin ülkemiz kaolinin sorun ve sıkıntılarında KANSOREJEN etki tehlikesi ve ihtimalini OKUMADIM.
Zengişleştirmede kimyasal liç biyolojik liç (chemical leach-biological leach) ihtiyacını okudum ama yerli kaolin cevherinin kimyasal ve de fizyolojik etkisi nedeniyle kanserojen yapısı nedeniyle pazar sorunu olduğunu okumadım.
İlk yadırgadığım konu budur.
Sn.Sarıcan, Uzak Bahçeler üyelerinden ne bekliyordunuz? Uzak bahçeler bir çete mi? Yoksa bir ltd. şti'ye özdeş mi? İlginç bir tesadüf, uzak bakçeler de benim fikrim. Hala da öyle, temel prensipleri itibarıyla gerçekleştirilebilir ve ihtiyaç duyulan bir şeydir. Zaman her şeyi olgunlaştırıyor. Neyse mevzu bu değil.
Her ne kadar siz de bu işin literatürüne laf-ı güzaf dediyseniz de, ar-ge'ciydiniz, araştırmaya, ölçüme, vs. kıymet veriyor olmalısınız.
Bakın mesajınızda sunguard'ı sorgulamışsınız hemen. Sunguard'dan ürün aldıysanız, satanlardan isterseniz, istediğiniz bilgiyi belgeyi gönderirler. Bana gönderdiler. OMRI'sini sorguluyorsunuz, güzel, tabii ki sorgulayacaksınız. Sorun firmasına, olmadı Amerikaya sorun. Para verdiğim şeylere ben öyle yapıyorum.
Sn. meyvelitepe,
Yazdıkça gerçek yüzünüz ortaya çıkıyor. Ben Uzak Bahçeler hakkında söylediğiniz yakıştırmayı yapacak en son kişiyim. Ben üyesi olmadığım halde imece usulü yapılan bu bilgi paylaşımından belkide sizin almadığınız kadar zevk alıyorum. Memleketim adına, ülkenin tarımının bilinçli ellerde yapılması gereğine. Ben üç yıldır bu forumu hasbelkader izliyorum ve bir takım zihniyetlerle bazende çatışıyorum. Ama doğru bildiğimi de söylemekten asla çekinmedim.
Eğer bir çete benzetmesi yapılacaksa bu benzetmeyi iki yıl önce ben sizin için düşünmüştüm. Hemde sahnede değil, sahne gerisinden yöneten olarak. Bu forumu benim kadar takip eden herkes sizin bu özelliğinizi gözlemlemiştir ama belki benim gibi yüzünüze vurmak istememitir. Seyyar Tayyar gibi her şey sizin fikriniz ve her şeyi siz keşfettiğiniz mantığı ile her konuda lider olmak ve herkesin sizi pohpohlamasını beklediğiniz için ikinci planda kalmak sizi çıldırtıyor herhalde. Sizin bu özelliğinizden çekinip sizinle kimse çatışmak istemeyebilir ama ben ne sizin keşfiniz olan Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliği üyesim ne de sizin ilk defa kullandığınız ve sonradan patlayıp giden Kaolin kullanıcısıyım. Ben bu çatışmada konu kaolin değil derken sizin bu özelliğinizi kastetmiştim.
Ben Kaolin teknolojisi ile ilgili hiç bir literatüre laf-ı güzaf demedim. Sizin çamur atmak için sayfalar dolusu yazdığınız ve sadece söylemek için araç olarak kullandığınız laf kalabalığını kastederek söyledim o lafı. Sizin için kazanmak için her şey mübah. Türkiye' de Sungard satışı yapan firmanın kendi web sitesine koymadığı OMRI belgesini bile bulur forumdaki insanların kafasını karıştırırsınız. Tarım Bakanlığının Kaolin için böyle bir sertifikasyon mecburiyeti var mı? Yoksa siz yokuş yapmak için mi kullanıyorsunuz. Böyle biz zorunluluk olsa idi Sunguard satan firma bu belgesini web sitesine koyardı. Hatta zorunluluk olmasa bile pazarlama argümanı olarak koyardı. Çünki sizin kanserojen dediğiniz bu ürünün ham ve kırmızı renkli olanı Anadolu' da yıllarca höllük olarak çocukların kundağında kullanıldı ve türkülere konu oldu.
Birde Sungard ile Surround aynı firmamı diye merak etmiştim ama bilen birisi cevap vermedi. Çünki Sungard' ın web sitesine girip baktığınızda tüm broşürler Surround' a ait. Herhalde kendi literatürlerini oluşturamamışlar. Belki OMRI belgeleri de ortaktır.
Zeytinlibahçe
04-07-2011, 23:34
Sevgili Sarıcan bu düşünceye nasıl kapıldığınızı bilmiyorum fakat benim tarafımdan da liderlik konusunda böyle bir şeyin görülmediğini, söz konusu dahi olamayacağını belirtmek isterim. Sizin duyduğunuz veya bildiğiniz bir şey varsa paylaşmanızı rica ederim.
Sn Meyvelitepe uzak bahçelerin fikir babası olmasına rağmen site yönetimi ile birlikte bir çok değerli üye arkadaşların teşvik ve desteği ile ortaya çıkmış bir oluşumdur. Her geçen gün doğal üretimin öneminin farkına varmış, çalışmalarına bir anlam, bahçesine bir kişilik kazandırmak isteyen arkadaşların katılımıyla sayısı artmakta olup, kapısı doğal üretim yapmak isteyen herkese açıktır.
Sn Meyvelitepe uzun zaman önce bazı sebeplerden dolayı Uzak bahçelerden fikir olarak değilse bile çalışmalarından ayrıldı. Bunu da çalışmaları sekteye uğratmamak için hiç bir zaman beyan etmedi, dolayısıyla oluşum içinde bir liderlik savaşının içinde olacağını sanmıyorum. Bir başka arkadaşın da olacağını sanmıyorum.
Bu bölümde, Kaolin konusunda yazılan ve tartışılanların ülkemizde ilk defa yapıldığını, bir çok değerli akademisyen, ziraat öğrencisi ve üretici tarafından takip edildiğini veya gelecekte okunup, kaynak olarak kullanılacağını hatırlatmak isterim. Dolayısıyla yazılanların Kaolinin kullanımı ve standartlarının dışına çıkmamasını rica ederim.
Şu ana kadar arkadaşlar tarafından oldukça değerli tercümeler paylaşıldı. Konunun ne tam siyah, ne de beyaz olduğu alanda teknik konuların dışına çıkmayıp, kişiselleştirmeden devam etmemiz oldukça önemli.
Konu hakkında bulunan mevcut yurtdışı kaynak literatürün uygun olup, olmadığını net bir şekilde söyleyebilmemiz için bazen bir kimya profesörü, bazen bir fizikçi olmamız gerektiğini de hatırlatmak isterim.
Dileğim bir çok yerli firmanın ülkemizden veya ithal getirdikleri kaolini en iyi evsafta, en uygun fiyata satmasıdır.
Bu yıl ağaçlarımıza elimizde geçen yıldan kalma sunguard isimli ürünü kullandık. Önceki yıldan başarısını zaten tasdiklemiştik. Geçen günlerde arkadaşlar Sun shader kaolini de deneme amaçlı kullandı. Halil bey ve Müdür bey geçen yıl çıkan ilk ticari olmayan ürünle kıyasladığında gerek renk ve gerekse suda çözünürlüğünü başarılı bulduklarını telefonda söylediler. AT 80 kaolin uygulaması da deneme amaçlı bu hafta içinde yapılmış olacak.
Başka ürün varsa onları da kontrollü olarak denemeye hazırız. Neticelerini burada paylaşırız. Elbette bizim yaptığımız bu ürünlerin görsel ve ürün üzerindeki zararlı etkisidir.Teknik bilgi ve detaylarının üreticilerinin sorumluluğunda olduğunu hatırlatmak isterim.
Çok yazık arkadaşlar, güzel başlayan bir başlığın ve bir bereberliğin (Ubyi) içine maddiyat çıkar hırs (vs) girdiğinde nerelere vardığını görmek bana sadece üzüntü veriyor, daha önceki mesajlarımda konunun nereye varacağını beklemeden sazan gibi atlamam bir iyi niyetimin göstergesidir, hatta bir ürünü elinizde analiz belgeleriniz yoksa bu şekilde alenen reklam ettiği için sevgili meyvelitepeyi cesaretinden dolayı kutlamıştım, bu iyi niyetle yazdıklarım bile "gayretleriniz takdire şayan" diye algılandı, özeldende kendisine (http://www.agaclar.net/forum/private.php?do=showpm&pmid=602315) tekrar iyi niyetimi gösteren mesaj attım.
Şu kadar gündür bir sürü denemeler deneyler sonun da geldi 315- 580grama ve diğer konu, kalsinemidir rafinemidire dayandı.
Yahu arkadaşlar ayıptır Ubyi ile başlayan bu güzel iş birliğine bir arkadaşımız doğal mücadele adına bir ürün çıkarmış ve bir kaç aylık bir ürün, eksikleri olabilir, bunu hep birlikte konuşarak düzeltebilirdik, bunun bu kadar reklam edip tu kaka yapılmasını ben hiç yakıştıramadığımı üzülerek belirteyim.
Yani tüm zehirleri hallettik, bir tek kaolin kilinin kalsinesindeki zehir kaldı, üstelik yeni bir heyecanla başlayan ubyi bir ürün çıkarmış ve biz bunu yerden yere vuruyoruz, yapmayın arkadaşlar bir yılan bile avına bir şans verir, Bizler de biraz zaman tanıyıp bir şans verip aramızda konuşarak bunları hep birlikte çözerdik.
Bunun yerine sevgili meyvelitepe (Bir tek ben bilirim) ürünü kötü lanse ederek aklıma en son gelen şu, kime, kimin için çalıştığını çok merak ediyorum. Normaldir çalışabilirsiniz kimse de bir şey diyemez.
Düşünüyorum da sizin reyting gibi bir şeye de ihtiyacınız yok.
O halde niye sevgili meyvelitepe?
Biraz vijdanı olan yeni çıkmış bir ya da iki aylık bir ürünü üstelik UBYİ çatısı altındaki ürünü bu kadar tu kaka adeta dalga geçercesine nişastadan örnekler vererek bu kadar küçümsemesini kınıyorum.
Olmadı sevgili meyvelitepe bu kadar yazılarınızla o kadar deneyimlerinizle , gerek sitede gerek bloğunuzdaki yazılarınızla örnek kişiliğinizle örnek teşkil ettiğinizi söylememe gerek yok sanırım.
Ama bu davranış biçiminizi hiç yakıştıramadığımı söylemeden edemeyeceğim.
Bu ürüne çok iyi bir üründür demiyorum tekrar ediyorum eksikleri vardır olabilir.
Bakınız daha önceden koyulmuş bir resim, lütfen arkadaşlar bakınız, bu şekerler giriye benziyormu?
231177
Yoksa şeker üretim rengi giri olmuşta ben mi körüm.
Yapmayın sevgili meyvelitepe buna el vijdan derler.
Diğer bir konu satın almış olduğunuz herhangi bir ürün sahibine "getirin analiz raporlarınızı (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=830863&postcount=356)" deme cesaretini nereden alıyorsunuz siz kim oluyorsunuz ki,
Ürünle varsa bir sorununuz alırsınız ürünü gider tahlil ettirirsiniz sonuçlar yanlışsa gerekli mercilere baş vurursunuz.
Bu analizler elinizde var olsa bile, ürünü kötü reklam etme hakkına sahip değilsiniz.
Gerek ensar bey, gerek (acemi caylak) ali beyin yerinde olsam bu kadar sakin bir şekilde izlemede kalabileceğimi hiç sanmıyorum.
Acaba diyorum bütün her şey bu cümlelerdemi gizli.
Sn Meyvelitepe uzun zaman önce bazı sebeplerden dolayı Uzak bahçelerden fikir olarak değilse bile çalışmalarından ayrıldı. Bunu da çalışmaları sekteye uğratmamak için hiç bir zaman beyan etmedi, dolayısıyla oluşum içinde bir liderlik savaşının içinde olacağını sanmıyorum. Bir başka arkadaşın da olacağını sanmıyorum.
Bu oluşumun ilk tohumlarını atan kendisi,
Biri ona bir şeymi dedi? Niçin ayrıldı? Neden ayrıldı? Sebep neydi? sebep göstermiş mi? (sorma yetkim yok sadece merak ediyorum)
O tarihler bu ürün çıkarılmaya karar verildiği tarihler olmasın.
Hani diyorum, "şeytan detaylarda gizlidir" mi açaba?
Ama tüm okuduklarımla yerli veya yabancı toplamı 10-12 kaynakta olsa hiç bir şekilde yerli kaolin ülkemiz kaolinin sorun ve sıkıntılarında KANSOREJEN etki tehlikesi ve ihtimalini OKUMADIM.
Zengişleştirmede kimyasal liç biyolojik liç (chemical leach-biological leach) ihtiyacını okudum ama yerli kaolin cevherinin kimyasal ve de fizyolojik etkisi nedeniyle kanserojen yapısı nedeniyle pazar sorunu olduğunu okumadım.
İlk yadırgadığım konu budur.
Merhaba,
Tartışmalarınızın sadece kaolin ile ilgili kısmına ticari kaygı gütmeden katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
İyi işlenmiş bir kaolin mide ilacından dudak boyasına, göz kalemine veya cilt maskesine kadar kullanılan bir üründür. Doğru teknikler ile işlendiği zaman en zararsız minerallerden biridir. Özellikle kalsine olmuş son derece zararsızdır.
Gerçek kaolin mineralinin kansorejen etkisi olmaz. Rafine kaolin bulunduğu ortamın nemini emebilen özelliğe sahiptir. Rutubetli ortama uzun süre maruz kalır ise bakteri üremesi olabilir. Kalsine kaolin kimyasal ve fiziksel yapısında oluşan değişiklik nedeni ile rafine (yıkanmış) kaolinin aksine üstüne su dökmez iseniz ortam nemini emmez. Bu nedenle yukarıda saydığım insan sağlığı için oldukça hassas yerlerde daha çok kalsine olmuş ürünler kullanılır.
Serbest silis ve kansorojen etkisi şudur;
Yurdumuzdaki kaolin yataklarının bir çoğunda SiO2 değeri % 60-70 hatta daha üstünde, Al2O3 değeri % 10-25 arası ve SO3 yani kükürt değeri % 2-3 ler mertebesindedir. Buradaki yüksek silisyum diokasitin bir kısmı alüminyum silikat yapısındaki bağlı SiO2 olmayıp serbest silisdir. Bu serbest silis değerleri ancak işleme (yıkama, rafinasyon) tabii tutularak azaltılabilir. SO3 ise ısıl işlem gördüğünde uçar.
Yani rafine olmamış, sadece öğütülmüş önemli bir kısım yerli kaolinde serbest silis bulunabilir. Bunun ne zararı var; işleme sırasında uçuşan silis parçacıklarının solunması (meşhur kot yıkama işçileri olayı gibi) akciğerlerde bloklaşıp tahribat yapabilir. Bu daha çok kaolini öğütürken, torbalarken karşılaşılabilecek bir tehlike.
Uygulamaya gelince ağaçlara püskürtme esnasında böyle bir tehlike var mı? Olabilir. Ama unutmayalım ki çok uzun süre sürekli serbest silis solunması da gerekir.
O nedenle ben şahsen kaolinin kansorejen etkisi konusuna katılmıyorum. Fakat kuru öğütme, özellikle yerli kaolinin içinde işlem sırasında öğütülmüş olan serbest silisin sizin istediğiniz film oluşumunda veya UV/IR yansıtıcılığındaki etkisinin ne olduğu sanırım daha önemli.
Saygılarımla
MeyveliTepe
05-07-2011, 09:48
Sn.Sarıcan, durumunuzu çok güzel yansıtmışsınız, tebrikler.
ServetAydoğan
05-07-2011, 09:59
Merhaba
Kaolin konusunu uzun zamandır (yıllardır diyebilirim) takip ediyorum. Hemen belirteyim ki şu an tarımla uğraşmıyorum ve bir ticari bağlantım da yok, sadece doğal tarıma bir hobi olarak ilgi duyuyorum.
Kaolinin tanıtımı konusunda sanırım herkesin meyvelitepe'ye teşekkür borcu var, çünkü o bu teknolojiyi öğrenip uygulamasaydı şu an kimse burada tarımsal kaolini konuşmuyor ve ticaretini de yapmıyor olacaktı.
benim okuduklarımdan anladıklarım özetle şunlar (yanlışım varsa lütfen düzeltin).
1. Kaolininin rafine edilmemesi tarımsal olarak çok fazla önemli olmayabilir fakat kaolin içinde bulunması muhtemel kanserojen maddeler insan sağlığı açısından (özellikle uygulamayı yapan kişiler) ciddi bir risktir. Bu durumda rafine edilmemiş tarımsal kaolinin ticaretini yapanlar sattıkları ürünün içerdiği maddeleri gösteren bir analizi beyan etmek zorundadırlar.
2. Kaolinin kalsine edilmesi ve parçacık büyüklüğü konusu tamamen bitkiler üzerindeki etkileriyle ilgilidir.
Anladığım kadarıyla 2 mikrondan büyük parça büyüklüğüne sahip kaolin fotosentezi olumsuz etkileyebilir ve verim düşüklüğüne sebep olabilir.
Kalsine edilmemiş kaolin ise güneş ışınlarını gerektiği gibi yansıtma konusunda ideal değil gibi görünüyor.
Bu maddedeki konular isteyenler tarafından kendi bahçelerinde denenebilir, fakat gereken olumlu sonuçlar elde edilemezse "kaolinin bir faydası yok" deme hakkına sahip olamazlar.
3. Ağırlık konusu ise fiyat karşılaştırması açısından önemli. Diyelim ki aynı yüzeyi a ürününü 1 kg. kullanarak, b ürününü 2 kg. kullanarak örtebiliyorsunuz. O zaman a ürünün birim fiyatı 2 TL, b ürününün birim fiyatı 1 TL ise b ürünü a ürününden daha ucuz değildir, aslında fiyatları aynıdır. Bir matematikçi olarak
2=1 şeklinde ifade edebileceğimi düşünüyorum :)
Kısacası yukarıdaki örnekte b ürününü satan kişi, benim ürünüm daha ucuz diyorsa doğru söylemiyordur.
Dogasever
05-07-2011, 09:59
Kişisel bazda yapılan saldırılar ve yapılan tartışmaları çatışma veya hesaplaşmaya benzeten ifadeler son derece yakışıksız. Kimin ürünü varsa tartışılır. Bunda yadsınacak bir şey olduğunu sanmıyorum. Ama kişiliğe yapılan saldırılar için, saldıranlar özür dilemeli. Neden bir konu doğru düzgün tartışılmıyor da, hemen arkasında lider olma tutkusu veya başka nedenler aranıyor? (Bazı kişilerin liderlikle ilgili sorunları olduğunu düşünüyorum)
Sn MeyveliTepe, kaolinin Türkiye'de tarımda kullanımını ilk defa gerçekleştiren arkadaşımızdır. Gerek blogları gerekse yaptığı deneysel çalışmalarla çığır açacak çoğu kimsenin hayal bile edemeyeceği yeniliklere öncülük etmiştir. Karşılığında, değer bilen binlerce çiftçinin hayır duasını almaktadır.
Sn MeyveliTepe öncülük ettiği kaolin konusunda duyarlı bir insan olarak ortaya çıkan ürünlerin amaca uygunluklarını da sorgulamaktadır. Bu da gerçek bir liderden beklenen bir harekettir. Sorumluluk duygusu olan herkesin yapması gereken de budur.
Gelin görün ki, bu davranış bile bu forumda bazı kişi veya kişilerce yanlış algılanmakta, sanki birilerine çamur atıyormuş izlenimi yaratılmaktadır. Eğer ortada sorulması gereken sorular varsa tabii ki sorulacaktır. Yanlışlık veya eksiklik varsa tabii ki düzeltilecektir. Bu yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin giderilmesi bilimsel gerçeklerin tüm aydınlığıyla ortaya çıkması, sadece Sn MeyveliTepe'nin değil hepimizin görevi olmalıdır ve yine hepimizin yararınadır.
Gelin görün ki, bazı arkadaşlar bunu yapmak yerine Sn MeyveliTepe'ye kişisel olarak saldırmayı yeğlemektedirler. Bunu şiddetle protesto ediyorum. Bu kişilerin bunu söylemeye hakları olduğunu düşünmüyorum ve site yönetimini buna müdahale etmeye çağırıyorum.
Dogasever
05-07-2011, 10:09
Gerek rafinasyon gerekse kalsinasyon Türkiye'de yapılabilir. Bu iki olanak maden tesislerimizde mevcut. Eğer satın alınması çok pahalı ise, yapılacak tek şey, maden tesisinden bu birimlerin kiralanması olabilir. 30 metre boyunda 2 metre çapında bir kalsinasyon fırınında tonlarca malzeme yarım saatte kalsine edilebilir. Yapmak isteyenlere tüyo da vereyim: Kalsinasyon sıcaklığı 1050 - 1100 C derece olmalı (müllit üretim sıcaklığı). Süre ise, 150 mm'lik yığın için 0,5 saat olmalıdır.
MeyveliTepe
05-07-2011, 10:55
Sn.Soilless, yazdıklarınız önemli. Serbest silica meselesini ben de parçacık film teknolojisinin gelişimini ve tarihçesini incelerken Peter Harben'in alıntısından öğrenmiştim.
"Current particle film technology is based on kaolin, a white, non-porous, non-swelling, low-abrasive, fine-grained, plate-shaped, aluminosilicate mineral [Al4Si4O10(OH)8] that easily disperses in water and is chemically inert over a wide pH range. Coating grade kaolin is >90% pure and has a high brightness quality of >85%.Water-processed kaolin is
>99% pure and has a brightness of >85%. Mined, crude kaolin has
traces of Fe2O3 and TiO2 that are removed during processing to increase brightness. In addition, crystalline silica, SiO2, a respirable human carcinogen, must be removed to insure human safety (Harben 1995)." [1][2]
"Mevcut parçacık film teknolojisinin temel alındığı kaolin, beyaz, gözeneksiz, şişip kabarmayan, aşındırıcı olmayan, ince taneli, tabak şekilli, su içinde kolaylıkla asılı kalarak suspansiyon oluşturan, geniş bir PH aralığında inert olan alimünyum silikat (Al4Si4O10(OH)8) mineralidir. Kaplanabilir sınıf kaolin %85'den daha parlak ve %90'dan daha saf kalitededir. Ham kaolinin içerdiği iki iz element olan Fe2O3 ve TiO2'nin ayrıştırılıp uzaklaştırılması çeşitli endüstriyel uygulamalar için de gerekli olan %85 beyaz parlaklık kalitesi için gereklidir. Buna ilaveten insan sağlığı için solunduğunda kanserojen olan serbest SiO2 silika kristallerinin insan sağlığı için mutlaka ayrıştırılıp uzaklaştırılması gerekir (Harben 1995). "
[1] Horticultural Reviews, John Wiley & Sons, Inc.
[2] Journal of Economic Entomology
Harben, P. W. 1995. The industrial minerals handbook II: A guide to markets, specifications,and prices.
Neticede söylenen bu. Benim uydurduğum bir şey de değil.
İlginçtir ki, bu alıntının kısaltılmış versiyonu söz konusu ürünün aslında uygun olduğunu göstermek için kullanılmıştı. Burada "kaplama" ile kastedilen de endüstriyel kaplamalardı.
Serbest silika konusunda safsızlıklardan ayrıştırıldığı bilinen ürünler için bir sakınca görünmüyor ancak bilinmeyen ürünler için ister istemez tereddüt doğuyor. Tarım uygulaması bir sis gibi atılarak yapılıyor. Kendi adıma iyi bir toz maskesi kullanmaya çalıyorum ama yardımcım ısrarıma rağmen kullanmıyor.
Daha sonra bu konuda başka dökümanlara da ulaştım. Zaman içinde aktarırım.
Kişisel bazda yapılan saldırılar ve yapılan tartışmaları çatışma veya hesaplaşmaya benzeten ifadeler son derece yakışıksız. Kimin ürünü varsa tartışılır. Bunda yadsınacak bir şey olduğunu sanmıyorum. Ama kişiliğe yapılan saldırılar için, saldıranlar özür dilemeli. Neden bir konu doğru düzgün tartışılmıyor da, hemen arkasında lider olma tutkusu veya başka nedenler aranıyor? (Bazı kişilerin liderlikle ilgili sorunları olduğunu düşünüyorum)
Sn MeyveliTepe, kaolinin Türkiye'de tarımda kullanımını ilk defa gerçekleştiren arkadaşımızdır. Gerek blogları gerekse yaptığı deneysel çalışmalarla çığır açacak çoğu kimsenin hayal bile edemeyeceği yeniliklere öncülük etmiştir. Karşılığında, değer bilen binlerce çiftçinin hayır duasını almaktadır.
Sn MeyveliTepe öncülük ettiği kaolin konusunda duyarlı bir insan olarak ortaya çıkan ürünlerin amaca uygunluklarını da sorgulamaktadır. Bu da gerçek bir liderden beklenen bir harekettir. Sorumluluk duygusu olan herkesin yapması gereken de budur.
Gelin görün ki, bu davranış bile bu forumda bazı kişi veya kişilerce yanlış algılanmakta, sanki birilerine çamur atıyormuş izlenimi yaratılmaktadır. Eğer ortada sorulması gereken sorular varsa tabii ki sorulacaktır. Yanlışlık veya eksiklik varsa tabii ki düzeltilecektir. Bu yanlışlıkların düzeltilmesi, eksikliklerin giderilmesi bilimsel gerçeklerin tüm aydınlığıyla ortaya çıkması, sadece Sn MeyveliTepe'nin değil hepimizin görevi olmalıdır ve yine hepimizin yararınadır.
Gelin görün ki, bazı arkadaşlar bunu yapmak yerine Sn MeyveliTepe'ye kişisel olarak saldırmayı yeğlemektedirler. Bunu şiddetle protesto ediyorum. Bu kişilerin bunu söylemeye hakları olduğunu düşünmüyorum ve site yönetimini buna müdahale etmeye çağırıyorum.
Aynen katılıyom ve forumda yaşanan, yaşanması muhtemel tartışmaları, FORUM ORTAMINDAKİ AR-GE'nin (araştırma-geliştirmenin) olmazsa olmazı olarak görüyor, tartışmalara kişiselleştirme gözü ile bakılmamasını, (zaten bir tartışmada karşı taraf olmadan, mualefet edilmeden tartışılmaz ki) verilen tepkilere bilginin açığa çıkması gözü ile bakılmasını, kişisel olarak art niyet aranmamasını, hatalarında olabileceğini, kısaca olumlu yaklaşılmasını diliyorum. Kimse merak etmesin zaman her şeyi ortaya çıkarır.
Herkese kolay gelsin.
Gelin görün ki, bazı arkadaşlar bunu yapmak yerine Sn MeyveliTepe'ye kişisel olarak saldırmayı yeğlemektedirler. Bunu şiddetle protesto ediyorum. Bu kişilerin bunu söylemeye hakları olduğunu düşünmüyorum ve site yönetimini buna müdahale etmeye çağırıyorum.
Meyvelitepe site yönetiminde, cevap vermek yerine "müdahale" etmek isteseydi zaten bunu yapardı :)
Dogasever
05-07-2011, 12:02
Kaolin konusunda en iyi ve en doğru yanıtı verecek olanlar maden mühendisi arkadaşlardır. Bu forumu okuyan hiçbir maden mühendisi arkadaş yok mu diye merak ediyorum. Maden mühendisi olan arkadaşlar da burada görüş belirtirlerse son derece uygun olacaktır. Ben kendi adıma bazı şeyleri merak ediyorum. Örneğin, kalsinasyon sonucu açığa çıkan kristobalit minerali (SiO2) de serbest silika olarak mı algılanmalı? Eğer öyle algılanırsa, kanserojen midir? Eğer kanserojen ise, kalsinasyonu takiben bir ayırma işlemi yapılmak zorundadır. Bu sorulara ancak bir mineralog veya maden mühendisinin yanıt verebileceğini düşünüyorum.
Mesaj 385:
Kalsinasyon:~1050 °C civarında yapılacak kalsinasyon sonucu ise, gama alümina (Si3Al4O12) çekirdeklenir ve müllit’e, Al2O3 • 2 SiO2, ve oldukça yüksek oranda kristalleşmiş kristobalit’e, SiO2 dönüşür:
3 Si3Al4O12 → 2 Si2Al6O13 + 5 SiO2.
Acaba diyorum bütün her şey bu cümlelerde mi gizli?
Orjinal Mesaj Sahibi Zeytinlibahçe http://www.agaclar.net/forum/images/buttons/viewpost.gif (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=831659#post831659)
Sn Meyvelitepe uzun zaman önce bazı sebeplerden dolayı Uzak bahçelerden fikir olarak değilse bile çalışmalarından ayrıldı. Bunu da çalışmaları sekteye uğratmamak için hiç bir zaman beyan etmedi, dolayısıyla oluşum içinde bir liderlik savaşının içinde olacağını sanmıyorum. Bir başka arkadaşın da olacağını sanmıyorum.
Bu oluşumun ilk tohumlarını atan kendisi,
Biri ona bir şey mi dedi? Niçin ayrıldı? Neden ayrıldı? Sebep neydi? sebep göstermiş mi? (sorma yetkim yok sadece merak ediyorum)
O tarihler bu ürün çıkarılmaya karar verildiği tarihler olmasın.
Hani diyorum, "şeytan detaylarda gizlidir" mi acaba?
"Ürünü ben piyasaya sürecektim, neden siz yaptınız?" kavgası mı var demek istiyorsun? Laf bu kadar dolandırılınca anlamakta zorlanıyorum da... :)
........
Uygulamaya gelince ağaçlara püskürtme esnasında böyle bir tehlike var mı? Olabilir. Ama unutmayalım ki çok uzun süre sürekli serbest silis solunması da gerekir.
.......
Bu arada dikkatimi çeken bir durumdan söz etmek istiyorum.
Hep konuşulan kaolinin bitkiye atılıp bırakılması sanki devamında bir işlem yapılmıyor gibi. Oysa Kaolin uygulaması sonrasında ağaç ya da sebzelerde yapılan yakın plan çalışma sırasında, (yaz budaması, meyve seyretme, olgunlaşan ürünü toplama, hasta dalı temizleme, yaprak alma, vs, vs…) insan ister istemez ilaçlı bitkilerle, ilaç atma işleminden daha korunaksız olarak daha fazla soluma ve temas durumunda kalıyor. Bence eğer varsa kansorejen veya daha başka bir zarar, burada daha fazla (ilaç atma esnasından) ortaya çıkıyor. Olaya bu yönden bakınca insan çok daha tedbir, daha fazla ayrıntı istiyor.
Herkese kolay gelsin.
Ürünün site yararına ücretsiz dağıtımının yapılmasının teklif edilmesini ise iyi niyetli, talihsiz bir açıklama olarak görüyorum.
Ayrıntı olabilir ama düzelteyim. Site yararına ücretsiz dağıtım değil, site için (Doğa İçin Çal) ürünün site tarafından, site üyelerine satışı teklif edilmişti...
Not: Konuyu aralıklarla takip ettiğim için, zamanında yazamadım. Geçmiş yazılara şimdi cevap vermemin nedeni bu...
MeyveliTepe
05-07-2011, 15:04
Çok yazık arkadaşlar, güzel başlayan bir başlığın ve bir bereberliğin (Ubyi) içine maddiyat çıkar hırs (vs) girdiğinde nerelere vardığını görmek bana sadece üzüntü veriyor
Çok haklısınız sevgili Lilium. Bu söylemizde size tamamen katılıyorum.
Şu kadar gündür bir sürü denemeler deneyler sonun da geldi 315- 580grama ve diğer konu, kalsinemidir rafinemidire dayandı.
Yahu arkadaşlar ayıptır Ubyi ile başlayan bu güzel iş birliğine bir arkadaşımız doğal mücadele adına bir ürün çıkarmış ve bir kaç aylık bir ürün, eksikleri olabilir, bunu hep birlikte konuşarak düzeltebilirdik,
Sevgili Lilium, sizin için çok önemsiz, hatta fark etmediğiniz, görmediğiniz ya da görmeme eğiliminde olduğunuz bir şey olabilir, ama işin düğüm noktası da burada.
Böyle bir ürünün uygunluğu konusunda yeterli değil ama gerekli olan, hemen ve tereddütsüz bir fikir veren ölçüt, bir litresinin serbest yoğunluğudur. Buna kullanıcı deneyimi diyelim. %95+ rafine ve kalsine, parçacık dağılımı %90 <2 mikron olan kaolinin bir litre serbest yoğunluğu +/-, 25-30 gr farkla 300gr civarındadır. Safsızlıkları hariç tutarsak tane boyutu büyüdükçe ağırlık da artar. Nitekim, %82'si <2 mikron olan AT-80 369gr gelmişti. Belirtilen spek'i ise 330gr ve makul teloransının içinde. Mantıklı ve tutarlı.
Bunun iki boyutu var.
Bu deneyime sahip bir kullanıcı olarak bu ürün ile ilgili veriyi sordum. Özel mesaj ile 290gr dendi. Akabinde de ürünün sitesinde 315gr olarak ilan edildi.
Bu rakamlar benim için çok önemli parametreler. Hemen ücreti mukabil ürün istedim. Verilen ve ilan edilen rakamlara göre beklentim, geçen yılkinden çok farklı ve gelişmiş bir üründü kuşkusuz. Gönderilmedi, cevap bile verilmedi. Bunlar forumda var. Nihayetinde ürünü satın aldım. İlk ölçüt için tarttım. Heyhat, 580gr geldi. Bir daha tarttım, aynı sonuç. O esanada ürünün sitesinde hala 315gr yazıyor.
Satılan bir malın ilan edildiğinden başka olması, ya da bir ürün için yanlış bilgi verilmek suretiyle alıcıların yanıltılmasının adı sizce nedir? Bırakalım hukuku, vicdani olarak nedir? Bu mesaja yanıt verirseniz şayet, son üç paragraftan hiç bahsetmiyeceğiniz düşüncesindeyim.
İkincisi ise, yalan beyan kısmını bir kenara bırakıp, ürünün özellikleriyle ilgili. Serbest yoğunluğu bu kadar fazla olan bir ürünün uygunluğunun detayına girerek anlaşılması lazım.
Ürün özelliğinin uygunluğunu da bir kenara bırakalım. Kullanım ve fiyat açısından bakalım. Kiloya göre %3 kullanılsın deniyor. Bu ürün için 5.1 litre eder. Uygun diğer ürünlerde bu miktar 10 litre. Sonunda bitkilerin kaplanmasında kullanım miktarı ile parçacık sayısı arasında doğrudan korrelasyon var. Birinde çok kiloda az parçacık varken, diğerinde az kiloda çok parçacık var. Kiloya göre belirlenmiş fiyatı makulmüş gibi göstermek adına az parçacık kullanılması öneriliyor. Bu da bana dürüstçe gelmedi.
Hoş ürünün belirlenmiş fiyatı bana göre kiloya göre dahi çok fazla. AT-80 ile gördük. Bu kısmı beni ilgilendirmez. Ancak, ucuz diye yapılan propoganda da ince bir şekilde ucuz olmaktan uzak ve doğru bir söylem değil.
"Hep birlikte konuşarak düzeltebilirdik" notunuz da önemli. Bunlar bildiğim kadarıyla benim, benden de daha çok Zeytinlibahçe tarafından muhtelif şekillerde son bir yıl içinde kendilerine iletilmişti zaten.
Bunun yerine sevgili meyvelitepe (Bir tek ben bilirim) ürünü kötü lanse ederek aklıma en son gelen şu, kime, kimin için çalıştığını çok merak ediyorum. Normaldir çalışabilirsiniz kimse de bir şey diyemez.
Sevgili Lilium, şimdi siz yazınca ben de çok merak ettim birden(!).
Kime, kimin için çalışıyorum dersiniz? Şimdi, fikir zikir meselesi diyeceğim alınacaksınız.
Bir tek şey aklınıza gelmiyor, ihtimal veremiyorsunuz değil mi? Bu zamanda bu memlekette olur mu böyle bir şey diyorsunuz. Belki de haklısınız, bu zamanda bu memlekette böyle düşünenler benim gibi gemileri yakıp şehirlerden, insanlardan ve zihniyetten kaçıyor, olabildiğince uzaya yakın yaşamaya çalışıyor :)
Düşünüyorum da sizin reyting gibi bir şeye de ihtiyacınız yok.
O halde niye sevgili meyvelitepe?
Haklısınız, en az ihtiyaç duyduğum şey sizin deyiminizle reyting (ne demekse).
Ahh, o "niye"? Ne kadar da zor. Söylemesi değil de anlaması. Hadi, sizi rahatlatayım. Surround, Sunguard ve Avsmineral ile ne acaip anlaşmalar var. Yakında bir dördüncüsü de gelir belki. Diğer ürünlerin sorumluluları bunları okuyor mu bilmem, Sabri bey buralardadır, anlatır o çok gizli çıkar anlaşmalarını :) Özellikle de rica ediyorum ki anlatsın.
Tek aklınıza gelmeyen bu ürünlerin ortak özellikleri, değil mi? Başka her şeyi iyi dikte etmişler.
Bu arada Sn.Üyeler, bir kısım uzak bahçeler mensubuyla ayrıca irtibat kurulduğunu, söylenecek bir şey kalmadığı için bu gibi kişisel saldırılar ile zevahiri kurtarmak babından destek istendiğini biliyorum. Başkaları da biliyor.
Biraz vijdanı olan yeni çıkmış bir ya da iki aylık bir ürünü üstelik UBYİ çatısı altındaki ürünü bu kadar tu kaka adeta dalga geçercesine nişastadan örnekler vererek bu kadar küçümsemesini kınıyorum.
Kınamasaydınız şaşardım diyeceğim. Bu arada Mısır nişastası örneği konuyu teknik olarak takip edenler için çok önemli. O denemede, 2 numaralı yaprak buğday nişastası, 3 numaralı örnek de gölge tozuydu. Absürd örnekler kullanmamın sebebi ise, show business'dan çok farklı olarak kaolin parçacık film teknolojisinin esas işlevine dikkat çekmekti. Gereksiz yazışmaları bitirince oraya döneceğiz.
Diğer bir konu satın almış olduğunuz herhangi bir ürün sahibine "getirin analiz raporlarınızı (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=830863&postcount=356)" deme cesaretini nereden alıyorsunuz siz kim oluyorsunuz ki,
Ürünle varsa bir sorununuz alırsınız ürünü gider tahlil ettirirsiniz sonuçlar yanlışsa gerekli mercilere baş vurursunuz.
İyi ezberlemişsiniz. Yazılı verdiler galiba. Başkası bir şey satarken rapor istemek mübah da tersi olunca yasak mı? Para verip aldığım ürünün ne olduğunu soramıyacak mıyım, yalanını gördüğümde söylemiyecek miyim? Bravo.
Bu analizler elinizde var olsa bile, ürünü kötü reklam etme hakkına sahip değilsiniz. Kusura bakmayın, iyiye iyi, kötüye kötü derim. Yalan reklam yapmış olmakta bir beis görmüyorsunuz, bu yalan deyince sahiplendiniz, neden?
Bu oluşumun ilk tohumlarını atan kendisi,
Biri ona bir şeymi dedi? Niçin ayrıldı? Neden ayrıldı? Sebep neydi? sebep göstermiş mi? (sorma yetkim yok sadece merak ediyorum)
O tarihler bu ürün çıkarılmaya karar verildiği tarihler olmasın.
Hani diyorum, "şeytan detaylarda gizlidir" mi açaba?
Süper tahminlerde bulunmuşsunuz ne diyeyim :) Tek bilmediğiniz şey "sorumluluk".
ahmet salih
05-07-2011, 18:05
Sayın ensar bey, Ben halen konuyu pehlivan tefrikası heyecanıyla takip etmeye çalışıyorum. kaolinin gelecekte sürdürebilir tarım acısından faydalı olacağını düşünüyorum.
Sizin ürettiğiniz kaolini öğrendiğimde kendi adıma sevindim, tarım girdilerinde yerli üretimin çok önemli olduğunu biliyorum. Ayrıca bu cesur girişimizden dolayı sizi tebrik ederim.
Sn meyvelitepe ile girdiğiniz tartışmaların doğruyu bulabilme adına , gerekli olduğunu kanaatindeyim.Konuyu takip eden kişiler, bu tartışmalar sonucu ,doğru bilgiler ,sağlıklı ve ucuz ürünü bulacaklardır.
Sn meyvelitepe , kaolin konusunu açmakla önemli bir iş yapmıştır, Sn;meyvelitepe çok fazla sayıda çalışma ve sunum yaptığından hata riski artmaktadır (hiç yazmazsanız hata riski sıfır). Konuyu takip edebildiğim kadarıyla sizin hatalı dediğiniz ,tartışma konusu olan maddeler ,çözeltinin çökme hızı ve miktarı, beyazlık, 2 mikron altı parçacık oranı, 1 litre ürün kaç gram geliyor, nem oranı gibi maddeler, bildiğim kadarıyla bunların hepsi ölçülebilen, somut şeyler.
Tartışmanızın bizler için daha verimli olabilmesi adına ürünün en azından tartışmalı maddelerle ilgili spectleri ve belgelerini siteye yükleyebilirseniz, daha fazla polemiğe girmeden ,daha çabuk doğruları bulmamıza yardımcı olacağı kanaatindeyim. Şimdiden teşekkürler, saygılarımla.
Bir kaç gün aradan sonra konunun hararetle devam ettiğini gördüm. yazımın yanlış anlaşıldığı izlenimine kapıldım. Öncelikle Sn meyvelitepe'ye hata yaptı gibi bir ifadem yok.iyi bilmediğim konularda görüş bildirmek, hele birini yargılamak tarzım değildir. Çok fazla çalışma yapması hata riskini artırıyor demiştim, Bunu da ,konu fazla gerilmiş , kasıtlı hatta çıkar sağlama gibi suçlamalar yazılmıştı.
Sn meyvelitepe'nin hatası olsa bile , daha hoş görülü yaklaşmak gerekliliğini belirtmek istemiştim. Bunu isteme gerekçemde sn meyvelitepe'nin şahsı ile ilgili değil (kendisini şahsen tanımamam), Bu kadar çok araştıran , bilgi, belge toplayıp,ciddi bir emek ve zaman harcıyarak bizlere sunan kişinin ürettiği bilgilerin 100 tanesinden faydalanıp ,kendimize göre ilk hatasında, kurşuna dizmenin doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyorum.
Serbest silika kritallerine gelince , bildiğim kadarıyla silikon dioksit dünyamızın taşında , toprağında bol miktarda mevcut, özellikle granit, kum ve taşlarda var. Bunların parçalanması,ısıtılması ,işlemden geçirilmesi esnasında serbest silika kristalleri ortaya çıkıyor.
Bunlardan özellikle , metalik katyonlara bağlı olmayan üç tanesi insan sağlığına ciddi zararlar verebiliyor.
Bunlar ; quartz, tridinite, kristobolitler bu üçünün insan için sitotoksik ve fibrinojenik özellikleri var. 0.05-2 mikron arasındaki boyutta olanlar asıl zararı veriyor.
Silikozis denilen, akciğeri tutan nefes darlığı, akciğerde nodül oluşmu yapan ilerleyici kronik bir meslek hastalığına neden oluyor, tüberküloz ve akciğer kanseri riskini artırıyorlar. Bunların oluşabilmesi için uzunca bir süre belli dozlarda temas olması gerekiyor. (burası yuvarlak oldu ancak bildiği kadarıyla kesin süre ve doz belirten bir yayın yok) . Tam olarak nedeni bilinmese de yeni oluşan serbest silika kristalleri daha fazla zarar vermektedirler. yeni oluşandan kasıt işlem esnasında taş parçalanırken ,sondaj yapılırken gibi, Silikozis in, kot beyazlatmada çalışanlarda sık görülme nedeni de bu özelliğine bağlanıyor. Kaolinin içindeki serbest silika kristallerinin ne kadar zarar verebileceği hakkında yorum yapmak oldukca zor.
Sn, soilles kaolinin saf halinin herhangi bir zararı yok, ilaç sektöründe dahi kullanılabiliyor. sıkıntı kaolinden kaynaklanmıyor, içinde serbest silika kristalleri bulunan kaolin tehlikeli olabiliyor. Doğru bilgilere ulaşmak adına emeği geçen herkese teşekkürler.
soilless
05-07-2011, 21:07
Merhaba,
Tartışmalarınızın sadece kaolin ile ilgili kısmına ticari kaygı gütmeden katkıda bulunmaya çalışıyoruz.
İyi işlenmiş bir kaolin mide ilacından dudak boyasına, göz kalemine veya cilt maskesine kadar kullanılan bir üründür. Doğru teknikler ile işlendiği zaman en zararsız minerallerden biridir. Özellikle kalsine olmuş son derece zararsızdır.
Gerçek kaolin mineralinin kansorejen etkisi olmaz. Rafine kaolin bulunduğu ortamın nemini emebilen özelliğe sahiptir. Rutubetli ortama uzun süre maruz kalır ise bakteri üremesi olabilir. Kalsine kaolin kimyasal ve fiziksel yapısında oluşan değişiklik nedeni ile rafine (yıkanmış) kaolinin aksine üstüne su dökmez iseniz ortam nemini emmez. Bu nedenle yukarıda saydığım insan sağlığı için oldukça hassas yerlerde daha çok kalsine olmuş ürünler kullanılır.
Sn sabry
Ticari kaygı
Serbest silis ve kansorojen etkisi şudur;
Yurdumuzdaki kaolin yataklarının bir çoğunda SiO2 değeri % 60-70 hatta daha üstünde, Al2O3 değeri % 10-25 arası ve SO3 yani kükürt değeri % 2-3 ler mertebesindedir. Buradaki yüksek silisyum diokasitin bir kısmı alüminyum silikat yapısındaki bağlı SiO2 olmayıp serbest silisdir. Bu serbest silis değerleri ancak işleme (yıkama, rafinasyon) tabii tutularak azaltılabilir. SO3 ise ısıl işlem gördüğünde uçar.
Yani rafine olmamış, sadece öğütülmüş önemli bir kısım yerli kaolinde serbest silis bulunabilir. Bunun ne zararı var; işleme sırasında uçuşan silis parçacıklarının solunması (meşhur kot yıkama işçileri olayı gibi) akciğerlerde bloklaşıp tahribat yapabilir. Bu daha çok kaolini öğütürken, torbalarken karşılaşılabilecek bir tehlike.
Uygulamaya gelince ağaçlara püskürtme esnasında böyle bir tehlike var mı? Olabilir. Ama unutmayalım ki çok uzun süre sürekli serbest silis solunması da gerekir.
O nedenle ben şahsen kaolinin kansorejen etkisi konusuna katılmıyorum. Fakat kuru öğütme, özellikle yerli kaolinin içinde işlem sırasında öğütülmüş olan serbest silisin sizin istediğiniz film oluşumunda veya UV/IR yansıtıcılığındaki etkisinin ne olduğu sanırım daha önemli.
Saygılarımla
Sn Sabry
İthal kaolin kili ticareti yapmanıza rağmen ticari kaygı gütmeden KANSOROJEN etkisine hele ki yerli kaolin de bile bu etkinin olmadığını açıklamanız gerçekten takdir edilecek bir doğruluk ve dürüstlük. Size ticeri hayatınızda başarılar diliyorum. Umarım ve tüm içtenliğimle söylüyorum hedeflerinize ulaşırsınız.
Ancak sizi de birazdan eleştireceğim. Bu hakkım da baki :)
Saygı ve sevgilerimle
soilless
05-07-2011, 21:19
Sayın Soilless,
Yıllarca Türkiye de rafine kaolin üretmiş ve şu anda da ithalatını yapan, 20 yılı aşkın bir kaolin tecrübesine sahip olan biri olarak tarımda kaolin kullanımı konusundaki yazışmaları zevkle izliyorum. Ziraat ve tarım kesinlikle konum olmadığı için sadece kaolin ile ilgili birkaç konuyu belirtmek isterim.
Benim bildiğim kadarı ile Türkiye de şu anda rafine kaolin üretimi yapılmıyor. En son 2002-2003 yıllarına kadar Aksaray ilinde biz üretim yaptık. Pazar payının yetersizliği nedeni ile fabrika kapandı. Ayrıca Türkiye de gene benim bildiğim kalsine kaolin üretimi de yapılmıyor.Özellikle bildiğim kadarı ile diyorum çünkü 2003 den beri üretim yapmıyor ithalat yapıyoruz. Bu tarihten sonra açılan fabrika duymadım ama araştırmadım da. Her ikisinin üretimi de pazar payı itibarı ile rantable değil. Yapılacak yatırımı karşılamaz. Ayrıca kaolin yatakları açısından zengin olan ülkemizde yukarıda bahsi geçen marka kaolinlerin yapısal ve kimyasal özelliklerinden biraz daha farklı kaolinler bulunur. Genellikle SiO2 oranı oldukça yüksek Al2O3 oranı da düşüktür. Serbest silis oranı yüksektir. Beyazlık değeri en fazla 82-83 de (R457) kalır. 93-95 beyazlıkta doğal kaolin yoktur. Bu değerlere ulaşmak için bleaching ve/veya manyetik seperasyon ardından kalsinasyon yapmak gerekir.
Yerli olarak ziraat amaçlı üretilen ürünlerin yapısal açıdan adı geçen ithal markalardan biraz farklı olduğunu düşünüyorum. Uygulama ve neticeleri konusunda görüş bildirebilecek bilgiye sahip değilim.
Farklı tiplerdeki kaolinlerimiz farklı arkadaşlar tarafından ziraat uygulamalarında deneniyor. Net netice alındığında sizler ile paylaşacağız.
Selamlar
Sn Sabry
2003 yılından beri ithalat yapıyorsunuz, ve Türkiye piyasasındaki rakip olacak sektörel gelişmeleri takip etmiyorsunuz. ????
Ben ithalatçı olsam gün be gün kendi pazar alanımı takip ederim, devlet teşviği var mı? üretim hangi koşullarda? yeni kağıt, seramik, çimento yatırımları var mı* bunlar yüksek teknolojik yatırımlar mı* Bu yatırımların kaolin kili beklentisi nedir? bu beklentiyi karşılayacak kaolin kili rafinasyon yatırımı var mı? DİYE sorgulamazmısınız?
soilless
05-07-2011, 21:25
Merhaba
Kaolin konusunu uzun zamandır (yıllardır diyebilirim) takip ediyorum. Hemen belirteyim ki şu an tarımla uğraşmıyorum ve bir ticari bağlantım da yok, sadece doğal tarıma bir hobi olarak ilgi duyuyorum.
Kaolinin tanıtımı konusunda sanırım herkesin meyvelitepe'ye teşekkür borcu var, çünkü o bu teknolojiyi öğrenip uygulamasaydı şu an kimse burada tarımsal kaolini konuşmuyor ve ticaretini de yapmıyor olacaktı.
benim okuduklarımdan anladıklarım özetle şunlar (yanlışım varsa lütfen düzeltin).
1. Kaolininin rafine edilmemesi tarımsal olarak çok fazla önemli olmayabilir fakat kaolin içinde bulunması muhtemel kanserojen maddeler insan sağlığı açısından (özellikle uygulamayı yapan kişiler) ciddi bir risktir. Bu durumda rafine edilmemiş tarımsal kaolinin ticaretini yapanlar sattıkları ürünün içerdiği maddeleri gösteren bir analizi beyan etmek zorundadırlar.
2. Kaolinin kalsine edilmesi ve parçacık büyüklüğü konusu tamamen bitkiler üzerindeki etkileriyle ilgilidir.
Anladığım kadarıyla 2 mikrondan büyük parça büyüklüğüne sahip kaolin fotosentezi olumsuz etkileyebilir ve verim düşüklüğüne sebep olabilir.
Kalsine edilmemiş kaolin ise güneş ışınlarını gerektiği gibi yansıtma konusunda ideal değil gibi görünüyor.
Bu maddedeki konular isteyenler tarafından kendi bahçelerinde denenebilir, fakat gereken olumlu sonuçlar elde edilemezse "kaolinin bir faydası yok" deme hakkına sahip olamazlar.
3. Ağırlık konusu ise fiyat karşılaştırması açısından önemli. Diyelim ki aynı yüzeyi a ürününü 1 kg. kullanarak, b ürününü 2 kg. kullanarak örtebiliyorsunuz. O zaman a ürünün birim fiyatı 2 TL, b ürününün birim fiyatı 1 TL ise b ürünü a ürününden daha ucuz değildir, aslında fiyatları aynıdır. Bir matematikçi olarak
2=1 şeklinde ifade edebileceğimi düşünüyorum :)
Kısacası yukarıdaki örnekte b ürününü satan kişi, benim ürünüm daha ucuz diyorsa doğru söylemiyordur.
Sn Servet 1. sorunuzun yanıtı 2 mesaj üstte Sn Sabry nin verdiği yanıtta okuyabilirsiniz. Sanırım siz yazarken Sn Sabry de yazıyordu göremediniz
soilless
05-07-2011, 22:22
Sn Meyvelitepe,
Temel konular başlığındaki ilgilendiğim konulardaki tüm mesajlarınızı okuyorum, hoşuma gidiyor ve ilgimi artırıyor. Meyvelitepe bloğunuza üyeyim yeni bir yazınız var mı diye sürekli takipteyim zevk alıyorum.
Yaklaşık 1.5 yıldır sizin sayenizde doğal tarımı inceleyiorum, okuyorum ve sanki ben yapıyormusum gibi zevk alıyorum.
Kaolin kili başlığı en sık incelediğim konular arasında. 1 yılda 60 70 mesaj varken aniden 300 küsürlere ulaştı. Bu da çok sevindirici.
Ancak ve şimdi yadırgadıklarım konu başlığına dönersek;
Sizin takdir ettiğim araştırmacı yönünüz , onlarca yerli ve yabancı literatür kaynaklardan derlediğiniz bilgi ve bulgular var.
Tüm bu bilgi ve kaynakları okuduğumuzda ve değerlendirdiğimizde ben şunu YADIRGADIM;
6 bardak su deneyi ve sonuçta sınavı geçemeyen 3 bardak su ;
Sorularım;
1- Okuduğunuz ve kaynak olarak verdiğiniz tüm bu literatürde bardak ve su analizi var mı?
2- Var sa etki ve kesinliğini bildiren bir kaynak vermenizi isterim
3- Bence 6 bardak su analizi ile 3 ürünü çimento fabrikasına gönderemezsiniz. Çünkü kaolin kili en alt neredeyse ham kaoline yakın düşük kaolinit değerlerde ise çimento sanayinde kullanılır.
4- en etkin bilgilendirme yöntemi renk ve görselikllerdir. hafızada Çok etkin ve kalıcıdır. Bardak analizlerinizin renklendirilmiş tabloda yer vermeniz nihai bir sonuç gibi olmuş. Analizleriniz nihai bir sonuç mu?
Son ve en çok merak ettiğim soru?
% 95 saflık, 2 mikron altı tanecik boyutu ile % 90 beyazlık içeren kaolin kili ile bu değerlerin altında özellikler içeren kaolin kilinin tarımda kullanımının etkisi ne kadar azdır?
Bir başka değişle siz zeytinde kullandınız % 1 in altında zarar tespit ettiniz. Halbuki aynı dönemde ve yaklaşık aynı yörede ialaçlı mücadele yapanlarda % 25 meyve hasat kaybı oldu.
Yani Sn Sabry nin ifadesiyle kansorojen etki yoksa 2 mikron ile 5 mikron arası parkiül farkı zararlı etkisini ne kadar etkiler. Bence SORU bu?
sarıcan (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=831332&postcount=384) arkadaşımızın tavrı,soilless (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=831622&postcount=389) arkadaşımızın açıklamaları vede lilium (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=831679&postcount=392) arkadaşımın aynı yaklaşımda bulunarak bu üç arkadaş benim gözümde mesajları ile kaolin başlığındaki güzel paylaşımların bozulan açıklamarı ile ubyi nin ruhunu olumsuzluklardan kurtarma başarısını göstererek benim için yüceldiler.
Benim için önemli olan Ubyi'nin zarar görmemesi idi, Sn. Meyveli tepenin güzel paylaşımları yersiz nişasta ve diğer ilgisi olmayan mataryelleri konuya sokması ile konun dağılmasına yersiz polemiklere imalı yaklaşım tavırları içinde Sn. sarıcanın dediği gibi Uzak Bahçelerin Yakın Dövüşleri konumunda bu paylaşımlar ubyi yıpratmaya yönelik olmadan durdurulması gerekmekteydi.
Kaolin başlığına katkı sağlamayı düşünen arkadaşlarımız olsalarda bu üç arkadaşımızın yaptıkları bence her şeye değer bir paylaşım olmuştur.
Arkadaşlar bizler bu seviyelere hep iyi niyetli paylaşımlarla geldik birbirimiz kırarak paylaşımlar ortaya koymamız yarar sağlamıyacaktır.
Konuyu işin uzmanlarına bırakmak bence en hayırlısı olacaktır.
MeyveliTepe
05-07-2011, 23:15
Sn.Soilless, dikkat ettiyseniz bardak deneyi kalite ölçen bir deney değildi. Tek bir amacı vardı. Birim hacimdeki ağırlığı ne olursa olsun, serbest yoğunluktaki hacimde, parçacık büyüklüklerindeki farklar göz ardı edildiğinde eşit miktarda parçacık vardır. O deney bunu gösterdi. Hangisinin daha kaliteli olduğunu değil. Yine o deneyde RT-89 kodlu ürün bariz bir sapma gösterdi. Çünkü, ortalama 0.8 mikron parçacık çapına sahip olduğu halde lojistik sebeplerle sıkıştırılıp kekleştirilmiş. Suda açıldığında diğerlerinin 2.5 misli hacim verdi ki, bu o malzemenin neden birim hacimde ağır olduğunu açıklıyordu.
Başka bir mesajımda kaolin kaplanmış bir yaprağın, uygulamadan üç gün sonra yaprak stomota'larının, bir zararlıya yapışmış parçacıkların SEM görüntülerini yayınladım. O resimlere dikkatle bakın lütfen. İdeal bir filmin mikroskobik görüntüleri. Resimler ölçekli olduğu için kıyaslamada bulunabilirsiniz. Filmin kalınlığı en fazla 2-3 mikron. Zararlıya yapışmış parçacıklar 2 mikron. Yaklaşık 5 mikron genişliğindeki stomoto'lar, uygulama sonrası üzerlerine yapışmış 2 mikronluk hafif parçacıkları kolaylıkla üzerlerinden atabilmişler ve gaz değişimine başlamışlar.
Işık testlerinde, filmin UV, IR ve PAR ışınlarına karşı davranışları ölçülmüş. Filmin optimum optik özelliklerini tesbit etmişler. İlginç olan, malzemelerin hepsi faydalı ve gerekli PAR ışınlarını şu ya da bu ölçüde yansıtıyor. Burada önemli olan maksimum UV ve IR yansıtılırken, minimum PAR yansıtılması. Yansıtılan PAR'a rağmen ısı stresinin azaltılması göreceli olarak fotosentezi arttırıyor.
Farklı ilkimlerde yapılan araştırmalarda farklı sonuçlar da alınmış. Söz gelimi, PAR ışın yoğunluğunun az olduğu bölge ve zamanlarda film uygulamaları her durumda fotosentezi azaltmış.
Stomota'ların yeterince açılamadığı durumda gaz değişimi ve terleme de azaldığı için bitkinin su kaybı azalmış ama fotosentez de azalmış.
uzun lafın kısası bir çok uzman yıllarca araştırma yaparak en iyi sonuçları veren en optimum formülasyonu bulmaya çalışarak hem laboratuarda hem de sahada doğrulamaya çalışmışlar. Bunlardan bazılarında lab.da çıkan sonuçlar sahada doğrulanamamış. Bu sebeple formülasyondan sapmaların neyi ne kadar etkileyeceğini tahmin etmek kolay değil. Belki şunu varsayabiliriz. O sapmalar onca yıllık araştırmada mutlaka denenmiş ki, optimuma gelinmiş. Nitekim, bugün sapma olarak adlandırdıklarımızın bazılarına ait deney sonuçlarını da bulabiliyoruz.
Buradan anladığımız, optik özellikler en temel doğrulardan biri. PAR geçirip UV ve IR yansıtılacaksa en az bu optik özelliklere sahip olmalı. Başka bir malzeme ile daha iyi değerler elde edilebilir. Söz gelimi elastiki, nefes alan nano-teknoloji cam defalarca kere daha iyi sonuç veriyor olabilir. Başka bir koşulda, PAR ışınlarının yansıtılması, fotosentezin azaltılması isteniyor olabilir. Bu durumda kalsine edilmemiş kaolin ya da kalsiyum karbonatın işe yaradığını biliyoruz. Böyle bir koşul da var gerçekten. Tuhaflıklardan fırsat bulursam yazacağım.
Öte yandan, fotosentezi arttırmanın da bir ölçüsü olmalı. Bunun her durumda iyi olduğu anlamı çıkmamalı. Bitki metabolizmasının gereğinden fazla hızlanması her zaman olumlu sonuçlar vermeyebiliyor. Söz gelimi, bizim naşi ve zeytinlerde fazla hızlanan bu sürecin olumsuz etkileri de var mı diye düşünüyorum. Kışın zaten keseceğim dal ne diye metrelerce büyüsün.
Dolayısıyla, sapmaların orantılanması, aynı ölçümlerin yeniden yapılmasını gerektiriyor. Bu ölçümler yapılmadan söylenecek her şey yanıltıcı olur.
Serbest silika konusunda SnAhmet Salih'in açıklaması çok doğru. Bu, olsa olsa, ya da küçük olasılık diye var sayılacak bir durum değil. İşin uzmanları mutlaka ayrıştırılmış olması gerekir diyor. Dünya Sağlık Örgütünün nefes yoluyla alınması durumunda kanserojen (http://monographs.iarc.fr/ENG/Monographs/vol68/volume68.pdf) maddeler listesinde. Böyle bir durumda her yaş, her bünye aynı şekilde davranmaz. Hiç kimsenin tıbbi geçmişi bir başkasıyla aynı değil. Solunma süresi ve doz ile ilgili bir ölçüt yok ve değişken olduğu aşikar. En tehlikelisi de küçük parçacık boyutuna sahip olanlar. Bu sebeple risk yoktur denemez. Risk azdır, kabul edilebilir de denemez. Önemli olan gereksiz yere bu riskin alınmamasıdır.
ServetAydoğan
06-07-2011, 09:00
sn. soilless
İnsanlar kimyasalların zararlı etkilerinden korunmak için doğal tarım yapmaya çalışıyorlar. Bu durumda rafine edilmemiş kaolinin içindeki kanserojen maddeleri nasıl önemsemeyiz. Pestisitlerin de ugun dozlarda kullanıldığında zararlı olmadığını söyleyen bir çok kişi var ama iş uygulamaya geldiğinde hiç te öyle olmuyor.
Saygılar.
Sn Sabry
2003 yılından beri ithalat yapıyorsunuz, ve Türkiye piyasasındaki rakip olacak sektörel gelişmeleri takip etmiyorsunuz. ????
Ben ithalatçı olsam gün be gün kendi pazar alanımı takip ederim, devlet teşviği var mı? üretim hangi koşullarda? yeni kağıt, seramik, çimento yatırımları var mı* bunlar yüksek teknolojik yatırımlar mı* Bu yatırımların kaolin kili beklentisi nedir? bu beklentiyi karşılayacak kaolin kili rafinasyon yatırımı var mı? DİYE sorgulamazmısınız?
Sn. soilless,
Sandığınızın aksine gelişmeleri gayet iyi takip ediyorum. Sadece ahkam kesmemek için bildiğim kadarı ile kısmını ekledim. Kaolin yurdumuzda ağırlıklı olarak beyaz çimento ve seramikte kullanılır. Kağıtta kaolin kullanımı Amerika kıtasının aksine Avrupa ve ülkemizde bas ve alkali ortam farkı gözeterek daha kolay ve ucuz temin edilen kalsiyum karbonat ile yapılmaktadır. Bu geçiş 90 lı yılların sonunda oldu. Şu anda sadece kuşe kağıtta Güney Amerika menşeli kaplama kaolini kullanılmaktadır.
Seramik tesislerinin çoğu kendi ocaklarından çıkardıkları ürünü kullandıkları gibi porselende kullanılmak üzere rafine kaolini Bulgaristan ve Ukrayna dan ithal etmektedirler. Yurdumuzun kaolinlerinde SO3 bulunduğundan bu uygulama esnasında porselende çatlamalar ayrıca bacalarda korozyon yapmaktadır.
Size uygun kaolini üretmek için tesis kurulabilir ama bu yatırımın verimli olacağını düşünmüyorum. Bir başka üyenin önerdiği gibi başka bir maden tesisini kiralayıp kalsinasyon, rafinasyon yapmak da daha ucuza mal etmenizi sağlamayacaktır.(Şahsi görüşüm)
Kanserojen etkiye gelince; ben saf kaolinin kanserojen etkisi yoktur dedim. Hassas bir konu olduğu ve elimde bilimsel bir araştırma olmadığı için daha fazla yorum yapmayı doğru bulmuyorum.
Ancak anladığım kadarı ile burada tartışılan kaolinlerin hiç biri zaten yerli üretim değil. Sadece bir tanesinin üreticisi ve menşei belirtilmediği için bir takım polemiklere konu oluyor. Bunlar da açıklansa konu tamamen bilimsel tartışmaya dönebilir.
Saygılar
Sn Sabry
İthal kaolin kili ticareti yapmanıza rağmen ticari kaygı gütmeden KANSOROJEN etkisine hele ki yerli kaolin de bile bu etkinin olmadığını açıklamanız gerçekten takdir edilecek bir doğruluk ve dürüstlük. Size ticeri hayatınızda başarılar diliyorum. Umarım ve tüm içtenliğimle söylüyorum hedeflerinize ulaşırsınız.
Ancak sizi de birazdan eleştireceğim. Bu hakkım da baki :)
Saygı ve sevgilerimle
Sn. Soilless,
Yanlış anlama olmaması için düzeltmeyi uygun buldum. Ben saf kaolinin kanserojen etkisi olmadığına inanıyorum. İçeriğinde serbest silika içeren ürünler konusunda böyle bir etkisi yoktur veya vardır diyebilecek donanıma sahip değilim. Yerli veya ithal olmasından öte işlenme şekli önemlidir. Yerli rafine kaolinde bu etki kuru öğütme kaoline göre azalmış olacaktır. Çünkü rafine edilirken daha ağır olan serbest silika hidrosiklonlar yardımı ile ayrıştırılabilir.
Şahsen rafine veya kalsine olsun iyi işlenmiş bir kaolinin kanserojen etkisi hakkında bir araştırma, literatür veya habere rastlamadım.
Bu arada forumda tartışma konusu olan ürünlerin hiç biri için (kendi ürünümüz de dahil) tarımda kullanıma uygundur veya değildir diyebilecek yeterli bilgi birikimine sahip değilim. Lütfen yazdıklarımın sadece kaolin ile ilgili olduğu tarımda kaolin ile ilgili olmadığı dikkate alınsın.
Saygılar
Türkiyede Sunguard kaolini satan orfeteknik firmasının http://www.orfeteknik.com.tr/surround.htm web sitesine girip baktığımda hiç bir belgeye rastlamadım. Hatta ürün ismi Sunguard olmasına rağmen dökümanların tamamı Surround firmasına ait broşür ve dökümanlarla dolu. Fakat ürünlerle ilgili hiçbir OMRI belgesi de yok. Bu iki marka aynı firmaya mı ait ki aynı broşürleri kullanmışlar? Bilgisi olan varsa aydınlatırsa memnun olurum. Sn. meyvelitepe' nin mesajındaki OMRI belgeli Sunguard ile bu web sitesindeki Sunguard aynı ürün mü?
Birde Sungard ile Surround aynı firmamı diye merak etmiştim ama bilen birisi cevap vermedi. Çünki Sungard' ın web sitesine girip baktığınızda tüm broşürler Surround' a ait. Herhalde kendi literatürlerini oluşturamamışlar. Belki OMRI belgeleri de ortaktır.
Sn.Sarıcan, durumunuzu çok güzel yansıtmışsınız, tebrikler.
Sn. meyvelitepe,
Yazdığım mesajlara işinize geldiği gibi cevaplar veriyorsunuz. Yukardaki mesajlarımda konuyu iyi bilen birisi olarak bilginize de başvurmuştum. Siz kaolin konusunda firmaların kendi literatürünü oluşturması konusunda çok hassassınız. Bir kere daha sormuş olayım.
Türkiye' de satılan Sunguard web sitesinde Surround' un broşürlerini kullanıyor. Satılan ürün Surround mu? Sunguard mı? Yoksa ikisi aynı ürün mü? Siz bu ürünleri kullandığınız için umarım konuya vakıfsınızdır.
Bu arada linkini verdiğiniz OMRI belgesi rakı bardağında yaptığınız testlerden kaç numaralı ürüne aitti, onuda açıklarsanız sevinirim. OMRI belgesi bu konudaki inandırıcılıkta olmazsa olamaz bir belge çünki. Kişilerin en güveneceği belge OMRI belgesi. Umarım tukaka yaptığınız ürün dışında diğer beş bardaktaki ürününde OMRI belgesi vardır. Ben sadece Surround' un belgesi olacağını tahmin ediyorum. Yoksa yanılıyor muyum?
Bu arada forumda tartışma konusu olan ürünlerin hiç biri için (kendi ürünümüz de dahil) tarımda kullanıma uygundur veya değildir diyebilecek yeterli bilgi birikimine sahip değilim. Lütfen yazdıklarımın sadece kaolin ile ilgili olduğu tarımda kaolin ile ilgili olmadığı dikkate alınsın.
Sn. sabry,
OMRI belgeniz yoksa ve birde üstüne üstlük kendi literatürünüzü oluşturmadıysanız korkarım risk altındasınız:D Çünki her an bu konuda bir eleştiriye muhatap olabilirsiniz.
Cumhur Tonba
06-07-2011, 11:11
Siteyi açınca okumadan geçemediğim tek sayfa. (Dışardan bakan bir göz)
Tartışmalar muhakkak olmalıdır. Gerçeğe ulaşmanın yolu da budur. Tek üzüntüm bazen agaclar.net ruhuna acı çektirecek çıkışlar yapılmasıdır. Ciddi bir konu, ciddi yazışmalar. İnanın ilgi ile takip ediyoruz.
Ve sonucu da çok merak ediyoruz.
Hepinize selamlar, sevgiler.
MeyveliTepe
06-07-2011, 11:59
Sn.Epsody, Ben de bekliyordum, geç oldu, nerede kaldınız diye, klübe hoş geldiniz.
Bu arada, görüyorum ki mısır nişastasını garipseyenler oldu. Azıcık kimya bilgisine bile gerek yok. Mısır nişastasının kağıt, tutkal, ilaç, plastik sanayinde ciddi endüstriyel kullanımı vardır. 3 mikrondan başlayan parçacık dağılımı ile iyi solusyon oluşturur. Örtücülüğünü gördünüz, iyi bir film oluşturur. %95 beyazlığı vardır. Kilosu da 1,5 TL civarındadır. Yabana atmayın yani, bitkisel organik malzeme, serpintisi toprağa yarar, kalanından da puding olur ziyan olmaz.
MeyveliTepe
06-07-2011, 12:22
Sn.Sarıcan, önceki mesajınızın yine bir anafikir beyan ettiğiniz ilk cümlesini alıntılamayı unutmuşsunuz? Evet meraklı müşteri olarak bahsettiğiniz konuda da hasbelkader bilgim var. Daha önce de yazmıştım aslında, yeni talimat geldi geldi galiba bir daha sormuşsunuz. Sıfatı müşteri olanlar, bir malı para verip alanlar, satıcılara sorar, kiminden cevap alınır, kimi cevap vermez, kimi yalan söyler. Siz de öyle yapın. AT-80 için de endişe etmeyin, kapı gibi analiz raporu var, bir görünüp bir kaybolmuyor, fazladan bir de doğru çıkıyor, daha ne olsun :)
Yine işinize geldiği gibi cevap vermişsiniz. Bu konuyu izleyenler benim ne demek istediğimi gayet iyi anlamıştır. Bana talimat gelmesine gerek yoktur. Ben bu karalama kampanyasında Sn. acemi_caylak' ın tanıdığım insani yönü ile bir yanlış içinde olmayacağını belirterek yazdıklarımın taraflı bulunabileceğini zaten daha önceki mesajlarımdan birinde belirtmiştim.
Ben sizin bu tartışmadan galip çıkabilmek için her türlü argümanı rahatlıkla kullanabileceğinizi belirtmek için o soruları sormuştum. Piyasaya yeni çıkan bir ürünü kendi literatürünü oluşturmayıp bu konuda öncülük eden firmaların dökümanlarını kullanmasının etik dışı olduğunu söyleyen sizsiniz.
Bende sizin taraf olduğunuz ürününde kendi literatürünü oluşturmadığını göstermek için o soruyu sordum ve o linki verdim. Konuyla bu kadar ilgilenip broşürlerin Surround' a ait olduğunu görünce, deklere ettiğiniz OMRI belgesininde başka birine ait olabileceği gibi bir hisse kapıldım.
Ben Sn. Sabry' i sizin tavrınızdan emin olamadığım için her an olumsuz bir eleştiriyle karşılaşabileceği konusunda uyarmak istedim.
MeyveliTepe
06-07-2011, 13:00
Durumunuzu yansıtmaya devam ediyorsunuz. Sizin işinize gelecek şekilde yanıt verecek değilim herhalde. Bu arada "durumunuz" tam olarak nedir, anlaşılmıyor. Siz bu gibi ürünleri alıyor musunuz, satıyor musunuz, hangisi? Alıyor olsaydınız, artık yüz keredir tekrar ettiğim, bana göre de düğüm noktası olan gramlar hakkındaki yalan beyan konusunda bir şey söylerdiniz. Fakat, almadığınızı söylemiştiniz galiba.
Merak etmeyin AT-80 konusunda uyarıya gerek yok. Spekleri de belli, ki az sapmayla gayet uygun, raporu da belli, tartınca da da düzgün çıkıyor, fiyatının da ne olduğu belli. Aynı uyaryı düzgün çıkmayanlara da yapıyor musunuz?
skanatlar
06-07-2011, 17:00
Tüm Okuyuculara,
Sn.MeyveliTepe tüm söylediklerinize % 100 katılıyorum (Siz ve birkaç arkadaşımız 3 madde halinde yazdi tekrar etmeye gerekyok ) ve sizi gönülden desteklediğimi yazmak istedim.
Bu başlığı benim gibi ilgiyle izleyen ve yararlı bulan ama çok fazla yazı yazmayan tüm okuyuculara sormak istiyorum . Sizler ne düşünüyorsunuz ?
Benim durumum ortada. Ben sizin yürüttüğünüz karalama kampanyasına engel olmaya çalışan bir forum üyesiyim. Bundan başka da kimseyle bir organik bağım yoktur. Ne kaolin alırım, ne de satarım. Benim söylemek istediğim şu, siz insanları yalan beyanla suçlarken, bu karalama kampanyasından galip çıkabilmek için her yol mübah mantığı ile henüz piyasaya yeni çıkan bir üründen kendi literatürünü sorarken ve olması gerekliliğini savunurken, bizzat sizin önerdiğiniz ürünün başka bir ticari markanın broşür ve literatürünü kullandığını söylediğim için bana kızıyorsunuz. Bir önceki mesajda da söyledim. Literatürü olmayan firmanın OMRI belgesinin olmasıda beni düşündürüyor diyorum, onada kızıyorsunuz. Olsaydı her halde web sitesinde yayınlardı diye düşünüyorum.
Sabry beyin benden çekinmesine gerek yoktur. Çünki ben Kaolinin spektleri ile ilgilenmiyorum. Çünki bugün iyi dediğiniz ürüne yarın kerameti kendinden menkul bir test uydurup o ürünede tukaka diyebilirsiniz. Bu yüzden sizden çekinmesini önerdim.
Tüm Okuyuculara,
Sn.MeyveliTepe tüm söylediklerinize % 100 katılıyorum (Siz ve birkaç arkadaşımız 3 madde halinde yazdi tekrar etmeye gerekyok ) ve sizi gönülden desteklediğimi yazmak istedim.
Bu başlığı benim gibi ilgiyle izleyen ve yararlı bulan ama çok fazla yazı yazmayan tüm okuyuculara sormak istiyorum . Sizler ne düşünüyorsunuz ?
Sn.MeyveliTepe nin tavrını anlıyamıyorum. 3 senedir kaolin uygulaması yapıyor neden sitemiz içinden arkadaşlarımız kaolin üretir üretmez deneyler yapmak aklına geliyor. onların ürettiği kaolini ağaçlarıma kullanmam çimento fabrikasına yollarım diyor.
bu deneyleri ben yapsam bu sözleri ben sarfetsem hiçbir önemi yoktur ama sayın meyvelitepe söylediği zaman çok çok kötü reklam olur. Çok yanlış buluyorum.
Bu güne kadar sn meyvelitepe şu ürünü kullandım çok memnunum dese gözüm kapalı o ürünü alırdım eminim birçok kişide benim gibi düşünüyordur.
Sayın meyvelitepenin bloğunun tamamını birkaç kere okumuşumdur çok değerli paylaşımları olmuştur teşekkür ederim.
evet bende ubyi nin sessiz kalmasını yadırgıyorum şimdiye kadar okuduklarımdan hatırladığım kadarıyla kaolini üretmesi için sayın Ensar ı teşvik etmemişlermiydi . Ubyi ve meyvelitepe kaolin örneklerini beğenmemişlermiydi.
Ne oldu, birden bire ne oldu da bu günlere geldik. :(:(
Destek olmak varken köstek olmaya ne gerek var.
MeyveliTepe
06-07-2011, 21:13
Sn.Ajanse1978, teşekkür ederim. Başlığı ve konunun tekniğini takip edenler her şeyin farkında zaten. Sn.Suna, size de teşekkür ederim. Söyleminizin arkasında temel bir soru var. Aslında sıralı ve objektif olarak takip ederseniz o sorunun yanıtını bulursunuz. Bu konudaki hassasiyetimizi ise bu yazımızda (http://meyvelitepe.typepad.com/meyvelitepe/2011/05/kaolin-kili.html) yazmıştık, devamındaki gelişmeler ise bu yazıya gelen tepkilerden bu güne geldi. Neden hassasiyet gösterdiğimize gelince sebebini siz de yazmışsınız. Yoksa bize ne, öyle değil mi? Hoş, linkini verdiğim yazımıza tepki olarak yazılan, bizi elimize tutuşturulan broşürleri bellemiş birileri olarak niteleyip, üstüne üstlük bu işin literatüründe manipülasyon yapılarak belirli bir grup bilim adamının hiç söylemediği bir şey söylenmiş gibi yazılmamış olsaydı, yine bize ne, kim ne yaparsa yapsın olurdu. Nasılsa ortalıkta böyle 8-10 tane ürün var.
soilless
06-07-2011, 21:40
Gerek rafinasyon gerekse kalsinasyon Türkiye'de yapılabilir. Bu iki olanak maden tesislerimizde mevcut. .....
Sn Doğasever işte sorduğum ve merak ettiğim konu bu idi.
Bu güne kadar sn meyvelitepe şu ürünü kullandım çok memnunum dese gözüm kapalı o ürünü alırdım eminim birçok kişide benim gibi düşünüyordur.
Sn. Suna,
Sn. meyvelitepe bu gücünün farkında ve o gücünü kullanmaya çalışıyor zaten. Ama insanlar kendilerine olan bu inancı narsizme dönüştürürler ve kendilerine inananları yanlış yönlendirmeye başlarsa, ellerindeki bu güç kendilerine zarar vermeye başlar. Dünyayı kendi eksenlerinde dönüyor zannetmeye başlarlar ama hiç ummadıkları hatalar içine düşerler. Bir markayı öne çıkarıp diğer bir markayı kötülemek kimin haddine. İnsana sorarlar bu gücü kendinde nasıl buluyorsun diye.
Benim gibi delinin biride çıkar "-Kral çıplak" diye bağırıverir. Forumda gözü kapalı kendisine inanan insanlarda her halde yeniden bir durup düşünürler. UBYI nin sessiz kalmasını bende bu yüzden yadırgamıştım ama krala en küçük bir eleştri yapan hemen çete suçlaması ile yaftalanıyor. Belkide millet bu yüzden yazmaya çekiniyordur.
Selahattin Yılmaz
06-07-2011, 22:58
Geçmişte bir ürünün yanında olmakla başka ürünlerin hakkında çok bir şey söyleyememiş hatta yeterince sorgulayamamış ve hakkaniyeti tarafsız birisi olarak istediği gibi dile getirememiş birisi olarak şunu söyleyeyim ki bu başlıkta gerçekleşen olaylardan son derece üzüntü duyuyorum zira benim yaşadığım benzer olayların bu başlıkta da yaşandığına şahit oluyorum ya da olduğumu düşünüyorum. Sonucun aynı olacağınıda biliyorum aslında.
Herkes kendi ürününün peşinde olmalı işine gücüne bakmalı ve işin doğrusu bu şekilde olmalı. Ürün kendini ispatlayabiliyor mu mesele budur.
Bir ürün uğruna ürünlere izin veren makamların işini yapmaya kalkışmak ya da kontrol mekanizmalarının işini yapmaya kalkışmak tüm rakiplere karşı sizi hedef yaptığı kadar ne denli zorlu bir mücadeleyi göze almış olmak bir, ürünü olan kişinin o ürünün bir şekilde karalandığını görerek o zorlu mücadelenin karşı tarafı olmak ve bunlardan ciddi düzeyde etkilenmek o ürünü pazarlamaktan çok çok daha zor ve anlamsız iki.
Hele hele karşılıklı taraflarının iyi niyetli olduğunu bildiğinizde bu daha anlamsız bir hal alıyor, resmen bu anlamsızlığı sorgulayıp duruyorsunuz, bu tıpkı kısır döngü gibi ve her yeni çıkan üründe bu döngüye insanların kapıldığına şahit oluyorum bu anlamda başka ürün isimleride verebilirim işin aslı bu Türk tarzı gibi bir şey ya da Türkün ürünle imtihanıda diyebiliriz.
Bir ürünün peşinden koşmanın değeri o ürünü ispatlamakla ölçülür ürünü ispatı bilimsellik dışında üreticinin ürününün üzerinde görülür ancak zira kimsenin umrunda değil bilimsel sonuçlar o sadece otokontroldür belgelendirmedir belgesi olmayan şeyin uygulaması da yoktur bilimselliğide yoktur zaten. Başka ürünler varsa ispat mekanizması ürünlerin etkinliğinin karşılıklı ortaya konulmasıyla ölçülür, bunun dışındaki ölçüleri yönetmelikler, kontrol makamları ve izin veren makamlar belirler.
Bu başlıktaki mesajları aslında okumuyorum ama saolsun Hamdi bey (Acun beyin hamdi beyi değil agaclar.netin Hamdi beyi ;) )neredeyse günlük haberini taşıyor, tabi farklı kanallardan da başlıktan haberim oluyor. Bu forum nedense hayatımın hep bir yerinde dışarda olsamda bir şekilde geri çekiyor beni. Dolayısyla dönüp tıpış tıpış okuyorum.
Elime benzer amaçlı ve daha fazla özellik olduğu söylenen zeolit tozu geçti hatta forumdaki bu tartışmaya uğramadan işine gücüne bakan buradaki tartışmayı kafaya o kadarada fazla kafaya takmayan bir arkadaşımdan bizaat kendim istedim, ayrıntıları çok anlatacak değilim ama buradaki tartışmalardan sürekli kafamda sorgulayarak anladım ve kanaat getirdim ki piyasadaki bir çok ürün var olmak için ya alternatif ürün geliştiriyor ya da arge ürünü niteliğinde değişik etkili karışımlar piyasaya sürüyor ve ürün değişimlerindeki farklılıklar buradan geliyor yoksa sizlerde sepiolit-bentonit-kalolin-zeolit karıştırın kullanın o kadarda çok mahsuru yok. Diyelimki piyasaya sürülen ürünün sahteliği var o zaman yapılacak iş bakanlığa ufak bir dilekçe vermektir ve doğru mekanizmada budur.
İnci Akalp
06-07-2011, 23:01
Sn. Suna,
Sn. meyvelitepe bu gücünün farkında ve o gücünü kullanmaya çalışıyor zaten. Ama insanlar kendilerine olan bu inancı narsizme dönüştürürler ve kendilerine inananları yanlış yönlendirmeye başlarsa, ellerindeki bu güç kendilerine zarar vermeye başlar. Dünyayı kendi eksenlerinde dönüyor zannetmeye başlarlar ama hiç ummadıkları hatalar içine düşerler. Bir markayı öne çıkarıp diğer bir markayı kötülemek kimin haddine. İnsana sorarlar bu gücü kendinde nasıl buluyorsun diye. )
Bence tamamen yanılıyorsunuz Sn Sarıcan.. Sn. Meyvelitepe'nin böyle bir güç kullanmaya ihtiyacı yok, o sadece doğru ürün kullanmak isteyen bir tüketici. Siz herşeyi satın alırken etiketini kontrol etmiyor musunuz? Doğru beyan edilmemiş bir etiketi sorgulamıyor musunuz? Eğer siz de insanları kaolin kullanmaya, zehir kullanmamaya teşvik eden, böyle bir girişimi başlatan birisi olsaydınız, bu insanlara karşı bir sorumluluk hissetmez miydiniz? Kötülenen marka bu sitenin bir üyesine ait olmasaydı yine böyle narsist falan gibi terimler kullanacak mıydınız yoksa teşekkür mü edecektiniz?
Burada kişilerin değil, ürünün tartışmasını izliyoruz. Böyle bir tartışma var diye kimsenin Sn. Acemi Çaylak'ın değerli çalışmalarını izlemekten vazgeçeceğini sanmıyorum.
MeyveliTepe
06-07-2011, 23:26
Benim durumum ortada. Ben sizin yürüttüğünüz karalama kampanyasına engel olmaya çalışan bir forum üyesiyim. Bundan başka da kimseyle bir organik bağım yoktur. Ne kaolin alırım, ne de satarım. Benim söylemek istediğim şu, siz insanları yalan beyanla suçlarken, ...
Sn.Sarıcan, buradan anladığımız, aslında kaolin ile hiç alakası olmayan,almamış satmamış kullanmamış, muhtemelen hiç birini görmemiş, iki ya da daha fazla ürünü bir arada ise hiç görmemiş, aslında nitelikleri oymuş buymuş onlarla da ilgilenmeyen, kimseyle organik bağı olmayan, herkese ve her şeye eşit mesafede bir üyesiniz. "Karalama" (gerçek olmayan bir şekilde iyi bir şeyi, değilmiş gibi gösteren şeyler) dediğiniz şeye engel olmak istiyorsunuz, onun için bir dizi mesaj yazdınız. Doğru mu?
Peki, sizin karalama diye nitelendirdiğiniz şey nedir? 6 adet ürüne ait elde edilebilir, bildirilmiş ya da bildirilmemiş bilgilerden bir tablo yapmam, öyle değil mi?
Üstelik de, o tabloda, tabloların yayınlanış tarihi itibarıyla yanlış bilgi varsa memnuniyetle düzeltebileceğimi yazmışken.
Peki, o tabloda yanlış olan ne vardı? Renk gri olarak yazılmıştı. Bakın bunu "kirli beyaz gri tonda" şeklinde düzelttim. Çünkü grinin binlerce tonu var. Rengi tam beyaz olmayanları da benzer şekilde düzelttim.
Formülasyon konusunda, ürünler hakkında bilinen ve bilinmeyen (varsa analiz, yoksa söylenmiş ya da söylenmemiş) bilgiye göre tabloya koydum. Ürünlerin bana ulaşan, sorduğumda cevap verilen ya da verilmeyen bilgilerine göre, rafinasyon, kalsinasyon ve parçacık dağılımından oluşuyordu. Şu ana kadar bu bölüme yazılı olanları değiştirecek bir bilgi gelmedi.
En önemlisini sona bıraktım. Ürünlerin bildirilen serbest yoğunluklarını yazdım. karalandığını düşündüğünüz ürün için 315 gr ilan edilmişti. Doğru mu?
Yapabileceğim en basit test ise elime ulaşan 6 örneği tartmak idi. Tarttım ve 315 gr diye ilan edilmiş ürün 580gr geldi. Bu da doğru mu?
Aslında bu noktada kalmak da yeterliydi. (bunu tekrar tekrar yazmaktan bıktım artık) Ürünün serbest yoğunluğundaki ilan edilen ve ölçülen arasındaki iki misline yakın fark, bu grup ürünleri hiç bilmeyen, dokunmamış, kullanmamış, ne anlama geldiğini bilmeyenler için küçük ve önemsiz bir ayrıntı olabilir. Fakat işin aslı öyle değil. Çok somut bir durum.
Dikkat ederseniz, vurguladığım en temel şey budur. Bunun önemini ve işlevini daha önce bir çok kere yazdım. Size hitaben de daha önce yazdım. Bir ürün hakkında bu kadar önemli bir noktada müşterilere doğrunun söylenmemiş olması, insanların ticari kaygılarla yanıltılmış olması anlamına gelir. "karalama" diye bir şey varsa tam olarak budur.
Bahsettiğiniz gibi bir forum üyesiyseniz yapmanız gereken, bu ürünün tam da ilan edildiği gibi bir litresinin 315gr olduğunu ispat ederek beni yalancı çıkarmanızdı. Düğüm noktası budur. Bunu size kaç kere yazdığım halde bunu düzeltmek için hiç bir şey yapmadınız. Bu bir karalama ise lütfen öyle olduğunu gösteriniz.
Belki bilmeyenler anlam veremiyorlardır. Bu nokta, ürünün kullanım dozu, kalitesi, parçacık dağılımı, saflığı, fiyatının anlamına kadar bir çok şeyi belirliyor. 580gr olarak ilan edilmiş olsaydı ne olurdu? Ürün ile ilan edilen değer ile uyumlu olurdu. Belki tabloda yine kırmızı alanlar olurdu, ürünün efsafının uygunluğu dışında da başka söylenecek bir şey olmazdı. Doğru mu?
Ya da, daha iyisi, ürünü tarttığımda 315gr çıksaydı ne olurdu? Size söyleyeyim, hemen o üründen yarım ton sipariş ederdim. Çünkü öyle bir kaolinde benim deneyimime göre tablodaki bütün alanlar yeşil çıkardı.
Peki bunun yerine siz ne yaptınız?
Yukarıda bahsettiğim şeylerin yanından bile geçmediniz. Oysa gayet somut şeyler. Ortada bir karalama varsa çok basit bir şekilde öyle olduğunu gösterebilirdiniz. Onun yerine kişisel saldırıya geçip, size göre kişiliğimin detaylarında dolandınız, çamur attınız, ne narsistliğim kaldı ne de insanları yanlış yönlendirdiğim. Oysa arkadaş değiliz, tanışmamışız, konuşmamışız, böylece sizce yıpratarak bahsettiğiniz karalamaya engel olmaya çalıştınız. Bunu yaparken de önceden ayarlanan bir grup kişi ile birlikte yaptınız ve devam ediyorsunuz. Bravo! İnsanların kişilikleriyle uğraşmayı seviyesizlik sayarım. Bu yüzden ne sizin ne de başkasının kişiliğine dokunmamak için azami özen gösteririm, ama dokunursam da feci olur.
Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.
Bakın geçen sene ne yazmışım. #51 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=685423&postcount=51), #81 (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=703619&postcount=81). Şimdi sizce farklı bir şey mi söylüyorum?
Sanıyorum bu hengame içinde çok rahatsızlık veren bir şey daha var. Galiba da esas rahatsızlığı da o veriyor. Ortaya birden bire bir ürün daha çıktı. Bir rakip. Hem de aslında sadece en iyiler diye saydığımız ürünlere rakip, diğerlerine değil. Üstelik de bu güne kadar;
En büyük sevincimiz, rakip ürünler fiyatlarını düşürmek zorunda kalıyorlar ki, bu Türkiye tarımı ve çiftçilerimiz (Kolay olduğu için midir nedir? Herkes bu ülkede çiftçi sırtından para kazanmayı çok seviyor.) için büyük başarıdır diye düşünüyorum. Çünkü çiftçiler yoksa bizde yokuz demektir.
şeklindeki söylemleri fena halde zedeleyip, ilginç bir şekilde ironik olan bir ürün.
Bu ürün karşılaştırma tablosunda açık yeşille gösterilen bir minör sapma dışında bu güne kadar söylenen her şeye uygun. Fiyatı ise fecaat(!) Şimdi bu yeni ürünü satanlar, yukarıdaki alıntının aynını söylemeyi hakkediyorlar mı, etmiyorlar mı?
Benim hedefte olma sebebim ise, aniden çantadan böyle bir şey çıkarmam oldu galiba :) Çünkü, her şeyi yıktı geçti.
Oysa benim çantadan böyle bir şey çıkarmama hiç gerek kalmadan, en azından bu efsaftaki ürün (tercihan daha da iyisi), en azından bu yeni ürünün fiyatıyla gelmeliydi. Söylenmişti ve zor değildi. Üstelik de çiftçiye doğru ürünleri gerçekten uygun fiyatlarla sağlamak konusunda da yalan söylemiyorsak. Ben bunu beklerdim. Ya siz?
Not: Engelleme çabalarınızda sözünü ettiğiniz web sitesi vb. şeyleri oradaki iletişim bilgilerine ulaşarak, ilgililerine sorabilirsiniz. Sürekli tekrarlayarak sanki o ürünlerle bir bağım varmış intibaasını yaratma gayretiniz gereksiz. Madem ki, bizim önerdiğimiz ürünler bir çok kişi tarafından uygun kabul ediliyor, biz de bu sorumluluğumuz çerçevesinde şimdilik üç ürün öneriyoruz. Kullanıcı arkadaşlar hangisi uygun ise onu alıp kullanırlar. Kimse kusura bakmasın, bizce uygun olmayan ürünü önerme sorumluluğunu almayız. Önermediğimiz ürüne karalanıyor demek de diyenlere aittir.
MeyveliTepe
06-07-2011, 23:43
Sn Doğasever işte sorduğum ve merak ettiğim konu bu idi.
Sn.Soilless, kaolin bazlı ve parçacık film teknolojisine oturan yeni bir ürün geliyorsa lütfen doğru düzgün rafine ve kalsine olsun, parçacık dağılımı da %90 <2 mikron olsun. Öyle olursa beyazlık, optik özellikler filan da kendiliğinden olur. Hoş gelir, sefalar getirir :)
Not: Yanında başka mineral filan da istemez, mümkünse sade olsun :)
Halil Önen
07-07-2011, 00:46
Öte yandan, fotosentezi arttırmanın da bir ölçüsü olmalı. Bunun her durumda iyi olduğu anlamı çıkmamalı. Bitki metabolizmasının gereğinden fazla hızlanması her zaman olumlu sonuçlar vermeyebiliyor. Söz gelimi, bizim naşi ve zeytinlerde fazla hızlanan bu sürecin olumsuz etkileri de var mı diye düşünüyorum. Kışın zaten keseceğim dal ne diye metrelerce büyüsün.
Dolayısıyla, sapmaların orantılanması, aynı ölçümlerin yeniden yapılmasını gerektiriyor. Bu ölçümler yapılmadan söylenecek her şey yanıltıcı olur.
Sevgili Meyveli Tepe,
söz konusu olan kaolin ve zeytin ise;
kaolinin ''zeytinde fazla hızlanan bir sürecin olumsuz etkileri '' sürgüne yansıyorsa bu istenen bir durumdur.
Zeytin sürgün verdiği yerde meyve verir. Sürgün yoksa meyve yoktur.
Üretici zeytin her yıl sürgün versin ve meyve tutsun diye bor ve benzeri ürünler_ yaprak gübreleri_ kullanır.
Kaolin, metabolizmayı hızlandırıp metrelerce zeytine sürgün verdirmez. Keşke verdirse meyvesine toplasak, sonra budasak. :)
Hatta var yılı_ yok yılını azaltan ürün budaması yapsak.
Ben kaoline sadece bor karıştırıp sürgün vermesini istiyorum.
Zira sürgün versin ve meyveye yatsın diye mebor _5 ' kullanıyorum. Hem bir ağacın başına iki kere gitmekten kurtulurum.:)
Saygılar
Halil Önen
07-07-2011, 01:39
.
230540
Bu resim Müdürün Bahçesinde Sn. Acemi' nin çektiği resim. Bu resimden elimde çok var.
Bir hafta gibi oldu atılalı.
400 lt. lik taralla motorun üzerinden atıldı. Atanlardan biri ben bir de Ayhan kaptandı.
Kullanılan kaolin ise, Sungurt ...
Sevgili Meyveli tepe ile aynı yıl kaolin uygulamasına başladık.
231734
Bu da geçen yıl Ayhan Kaptanın zeytinlerinde uyguladığımız kaolin. Kullanılan ürün Sunguart...
231735
Uzaktan bakınca Temmuzda Zeytinlere kar yağmış gibi...
231736
Bu da benim armutlarda geçen yıl Ensar beyin deneme için gönderdiği kaolin uygulaması....
Bu üç resim de 3 yıllık tecrübe ve üç kişi tarafından kullanıldı.
Şimdi bu üç resmi aklınızda tutun... Bir resim daha ekleyecektim, yapamadım....
( diğer resmi bu sayfaya ekleyecek yeteneğim yok, ayrı yazacağım.) :)
Tüm iyi niyetimle yazdığım mesajlara rahmen nedense taraf olarak lanse edildim,
Belki de haklısınız, bu zamanda bu memlekette böyle düşünenler benim gibi gemileri yakıp şehirlerden, insanlardan ve zihniyetten kaçıyor, olabildiğince uzaya yakın yaşamaya çalışıyor :)
Bak burda da ben size hak verdim, Ama anlıyamadığım bir şey var, o halde bu insanlarla bu zihniyetlerle niye uğraşıyorsunuz, boşverinnn.
Uzaya yakın yaşamaya çalışın, haaa mustafa topaloğlunu görürseniz benden de selam söyleyin.
"İyi ezberlemişsiniz. Yazılı verdiler galiba. "
Vallahi bravo, nasılda bildin, senden korkulur müneccimlik tarafınızı bilmiyordum.
"Kusura bakmayın, iyiye iyi, kötüye kötü derim."
Bak bu cümlenizi sevdim, bende öyle düşünüyorum.
Şu savunduğunuz ürünü çakma belgelerle savunmassanız bu cümlenize katılacağım,
Sevgili sarıcan (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?p=831332#post831332) sormuştu, sizde sizin istediğiniz gibi cevap veremen demiştiniz ya, aynı şeyi bir başkasından da istemeyin o halde.
"Süper tahminlerde bulunmuşsunuz ne diyeyim"
Yok yaaa nerede ben size yetişemem, siz yakında müneccimlik dersleride vermeye başlarsınız.
" Tek bilmediğiniz şey "sorumluluk"."
Bak bunu da iyi bilmişsiniz çünkü bir tek sizde var, her şeyden sorumlu olduğunuz içinmi acaba uzaya yakın yaşamaya çalışıyorsunuz.
"Sn.Epsody, Ben de bekliyordum, geç oldu, nerede kaldınız diye, klübe hoş geldiniz.
"
Sevgili meyvelipe gibi düşünmek onun yanın da yer almalısın öyle düşünmüyorsan hemen bir külübe sorgusuz olarak kaydını bile yaptırırlar, hatta ergenegoncu diye hemen iceriye alırlar. Haman haaa dikkat.
Sn.MeyveliTepe nin tavrını anlıyamıyorum. 3 senedir kaolin uygulaması yapıyor neden sitemiz içinden arkadaşlarımız kaolin üretir üretmez deneyler yapmak aklına geliyor. onların ürettiği kaolini ağaçlarıma kullanmam çimento fabrikasına yollarım diyor.
bu deneyleri ben yapsam bu sözleri ben sarfetsem hiçbir önemi yoktur ama sayın meyvelitepe söylediği zaman çok çok kötü reklam olur. Çok yanlış buluyorum.
Tamam sevgili suna hanım seninde kulüp üyeliğin tamam. Daha da konuşursan tekirdağdaki yerin hazır.
Yakındır sayın soilless'te üyelik kartı hazırlanıyor.
Ya da, daha iyisi, ürünü tarttığımda 315gr çıksaydı ne olurdu? Size söyleyeyim, hemen o üründen yarım ton sipariş ederdim.
Çok merak ettim yarım ton ürünü nerede kullanacaksınız?
Siz şimdi onu köylülere hediye de edersiniz.
İnsanların kişilikleriyle uğraşmayı seviyesizlik sayarım.
Bu cümlenizi de sevdim. Peki belgesiz olarak bir ürünü kötü reklam etmeyi ne sayarsınız sevgili meyvelitepe.
Yapabileceğim en basit test ise elime ulaşan 6 örneği tartmak idi. Tarttım ve 315 gr diye ilan edilmiş ürün 580gr geldi. Bu da doğru mu?
Kendi doğrunuzu onaylatmaya çalışıyorsunuz.
Hangi ürün olursa olsun,
Doğru söylediğinize ben nasıl inanayım, beyaza gri dedikten sonra. Bunun doğru olduğunu kanıtlıyan elinizde belge varmı? Gösterde inanalım. Sana da teşekkür edelim. Bu kadar uzatmanın alemi ne yaaa.
Sizin testiniz allahın terazisimiiii
Hani siz gönderin belgenizi deme hakkını görüyorsunuz ya, bende sizden iyi ya da kötü reklam ettiğiniz testlerin resmi belgesini istiyorummmm.
Gönderin belgenizi inanalım.
Halil Önen
07-07-2011, 02:20
..
217837
...
Yapraktaki ideal bir kaplama ise budur. 2 mikrondan daha küçük tanecikler homojen bir şekilde dağılarak eşit kalınlıkta bir film oluşturur. 2 mikronluk tek bir tanecik, siyah bir zemine dahi koysak çıplak gözle göremiyeceğimiz kadat küçüktür. Yaprak stomalarının kapanmaması, fitotoksite oluşmaması ve fotosentezin devamı için bu kalitede bir film oluşturmak elzemdir...
Sevgili Dostum Meyveli Tepe,
kaolinin yaprakta ideal kaplaması bu ise; biz _siz de dahil_ yanlış yapıyoruz demektir.
Bu şekli ile Temmuzda zeytine kar yağması mümkün değildir.
Böyle bir kaplamayı tutturmak da mümkün değildir.
Ki üretici bunu sırt tulumbası, motorlu sırt tulumbası _ benim yaptığım gibi_ ve taral ile atacak.
Ve ideal kaplamayı hiçbir zaman başaramayacak. Sisleme dahi olsa milyonlarca parçacık bir 'an' kadar zamanda gecikme ile yaprağı ve meyveyi tamamen kaplıyor.
Bu yukarıdaki resimde kaplama uygulama sırasında taa 10 metre ileride başka bir yaprakta serpme şeklinde görülüyor. Yani hedef dışında...
Şimdi bir kaolin satıcısı bu resmi gösterir de, 'böyle kaplama yapacaksın' derse
hiçbir üretici _ben de dahil_ kaolin alıp kullanmaz.
Bir üründe kullanım kolaylığı aranır. Böyle zorluklardan dolayı bir çok faydalı ürün tarihin çöplüğüne gitti.
Bunun en güzel örneği, bordo bulamacı ve gülleci bulamacıdır. Yapımdaki ve kullanımdaki zorluk, zehirleri ilaçların kullanım kolaylığı üreticiyi bu yöne çekti.
Buna göre ve bana göre eğer kaolin_ yukarıdaki resim gibi_ bu kaplama şekli ile kullanılacaksa ve bizim uyguladığımız yöntem hatalı ve sağlıklı değil ise;
kaolini çıktığı gibi, tarihin çöplüğünde bilin.
...
Bana en çok yardımcı olan sizsiniz. Size saygım ve sevgim sonsuzdur.
Kaolinle ilgili üzerinde hiç bir şey yazmayan çuvallardan geçilmiyor bu günlerde... Üretici bana da bu çuvallardan getirip gösteriyor. Tarımda kullanılan kaolinin nasıl olması gerektiğini _deneyle_ gösterdikten sonra sizin araştırmaya dayanan yazılarınızı referans gösteriyor ve yönlendiriyorum.
Bu yönü ile emeğinize saygı duyuyor sizi kutluyorum.
Saygılar
Zeytinlibahçe
07-07-2011, 07:31
oooo Halil bey hoş geldiniz.
Artık dikkat çekiyor, ne zaman forumda bir tartişma çıksa hemen internete bağlanamaz köyünüze kaçıp, final bölümüne doğru ortaya çıkıyorsunuz. :)
Şaka bir yana dün kendisi ve diğer arkadaşlarla beraberdik. Özlemişim kendilerini. Aramızdaki sohbetin temelini elbetteki son günlerdeki kaolin hakkındaki hararetli tartışmalar oluşturdu.
Yaptıkları uygulamaları gördüm. Herkesin ellerine sağlık.
Son derece teknik olan böylesi bir konuda tartışma bilimsel olmaktan çok taraf olup, renk bildirme, bazıları içinse ''sen beni falanca bölümde sıkıştırmıştın işte bak seni burada yakaladım'' a doğru gitmeye başladığından, biraz soğutulup, zamana bırakılmasını teklif ediyorum.
... biraz soğutulup, zamana bırakılmasını teklif ediyorum.
Can-ı gönülden destekliyorum :)
MeyveliTepe
07-07-2011, 08:26
Sizin testiniz allahın terazisimiiii
Küçümsemeyin, "allahın terazisi" doğru tartar, yanlış ile doğruyu da tam olarak ayırır. Daha da güzeli, herkesde vardır bir terazi.
Müneccimlik konusunda da ilerlemişim galiba gerçekten. Size yazdığım önceki mesajımda, tüm bu tartışmanın odak noktasını yazmış ve
"Satılan bir malın ilan edildiğinden başka olması, ya da bir ürün için yanlış bilgi verilmek suretiyle alıcıların yanıltılmasının adı sizce nedir? Bırakalım hukuku, vicdani olarak nedir? Bu mesaja yanıt verirseniz şayet, son üç paragraftan hiç bahsetmiyeceğiniz düşüncesindeyim." demiştim. Öyle de oldu :)
Onun yerine siz de başka bir seviyeden medet umuyorsunuz. Ne diyeyim.
MeyveliTepe
07-07-2011, 08:59
Halil bey,
İyi bir kaplama konusunda yazdıklarımın buradaki gereksiz tartışmalarla bir ilgisi yok, yanlış anlaşılmasın.
Hangi ürünü kullanırsanız kullanın, bir parçacık film uygulamasının hemen akabinde malzeme kuruyunca yapraklarda gördüğünüz, kullandığınız alet edavat, elinizin ayarı vb. ye göre irili ufaklı beyaz lekeler. Mısır nişastası bile aynı şekilde görünüyor.
Siz de uzun bir süredir bu gibi malzemeleri kullandığınıza göre farketmişsinizdir. Uygulamadan 3-4 gün sonra, 10 gün sonra ne oluyor, uygulamanız ne duruma geliyor? Bu kadar bir zaman geçince görmeniz gereken, belli belirsiz ama homojen bir kaplama olmalı. Bu kaplamanın elde edilmesinin de çok aykırı değilse (iri parçacıklalar, az sayıda parçacık vb.) kullanılan malzeme ile doğrudan ilgisi yok.
Uygulamadan 10 gün sonra yapraklara yakından baktığınızda hala belirgin ve kalın beyaz noktalar görüyorsanız, bunların arası kaplamasız nisbeten geniş boşluklar şeklinde kalmış ise, ağaçlar hala beyaz görünmesine rağmen iyi bir kaplamanız olmamış anlamına gelir.
Bir ağaca ilk kez uygulama yapılıp 10 gün sonra yapraklara bakıldğında kalın ve birikintili malzeme incelerek düzgün kaplama haline gelmiş olsa bile muhtemelen aralarda pek çok boşluk da görülecektir. Bu sebeple, 10-15 gün ara ile peş peşe üç uygulama yapılıp bu boşlukların yok edilmesi, kalın birikintiler yok olduktan sonra da geriye homojen bir kaplamanın kalması istenir.
Bu filmin iyi ya da kötü, az ya da çok, iş yapması ise malzemenin detay özellikleriyle ilgili. Sonradan, kısmen mevsim sonunda, yapılan benzer araştırmalarda da iki-üç yıllık dönemlerde olumlu ve olumsuz etkilerin ayırd edildiği bildiriliyor.
Ağaçların metabolizmalarının fazla hızlanması ise benim kişisel bir endişem. Metrelerce sürgün verenler naşiler. Zeytinler tepelerden 40 santim kadar fırça gibi sürgün verdi. Çoğu ilk budamada çıkarılacak. Dengedeki bir ekosisteme müdahalenin uygun ölçüsü nedir diye düşünüyorum.
Halil Önen
07-07-2011, 09:28
....
Siz de uzun bir süredir bu gibi malzemeleri kullandığınıza göre farketmişsinizdir. Uygulamadan 3-4 gün sonra, 10 gün sonra ne oluyor, uygulamanız ne duruma geliyor? Bu kadar bir zaman geçince görmeniz gereken, belli belirsiz ama homojen bir kaplama olmalı. Bu kaplamanın elde edilmesinin de çok aykırı değilse (iri parçacıklalar, az sayıda parçacık vb.) kullanılan malzeme ile doğrudan ilgisi yok.
Uygulamadan 10 gün sonra yapraklara yakından baktığınızda hala belirgin ve kalın beyaz noktalar görüyorsanız, bunların arası kaplamasız nisbeten geniş boşluklar şeklinde kalmış ise, ağaçlar hala beyaz görünmesine rağmen iyi bir kaplamanız olmamış anlamına gelir.
Bir ağaca ilk kez uygulama yapılıp 10 gün sonra yapraklara bakıldğında kalın ve birikintili malzeme incelerek düzgün kaplama haline gelmiş olsa bile muhtemelen aralarda pek çok boşluk da görülecektir. Bu sebeple, 10-15 gün ara ile peş peşe üç uygulama yapılıp bu boşlukların yok edilmesi, kalın birikintiler yok olduktan sonra da geriye homojen bir kaplamanın kalması istenir. .
Ben buna bakmam.
Hiçbir üretici de buna bakmaz. İlacını atar gider başka tarlasına çiftini sürer, çapasını yapar.
Üretici;
1.İlaç iyi yapışmışmı,
2. güneşten koruyormu,
3. bitkiye/ağaca sürgün veriyor mu yoksa durrurmuşmu,
4. Sineğe _ zararlıya_ etkilimi,
bunlara bakar.
Bunlardan bir ya da ikisi yoksa arkasına bile bakmaz.
Halil Önen
07-07-2011, 09:51
oooo Halil bey hoş geldiniz.
...
Teşekkürler dostum.
Böyle durumlarda, Akdeniz insanının sıcak kanlılığına muhalefetim vardır.
Biliyorsun köyde bir şeyler üretiyorum. Özellikle doğal yani hiç bir kimyasal gübre kullanmadan ve kalıntı bırakan zehir kullanmadan yapıyorum bunu. Köy kahvesinden beni izliyorlar. Olmaz yapamaz diyenler oldu.
Şu anda fasulyelerim çıktı.Üçüncü defadır ortalama 20 kg. kadar çıkarıyorum. Örnek olsun diye yaptım. Ve ilk defa fasulye yetiştiriyorum
İnan dostum insanlar gerçek fasulye tadını o kadar özlemişler ki, _ kimyasal gübre ve zehirli ilaç fasulyeyi lastik gibi yapar_ sipariş aldıktan sonra kendime bile kalmıyor.
Sizlere birer kg. bile getiremedim.
Şimdi de yukarı köyde kalan perma kültürcüler ısrarla 3. 5 gün önceden sipariş veriyor.
Keşke daha çok dikseydim diye hayıflanıyorum.:)
Köyden bir abinin dediği gibi; bu insanın _ ki benim köyün hanımları zor beğenir_ zehirli olana ve doğal olmayana karşı bir tepkidir.
Halil Önen
07-07-2011, 10:11
oooo Halil bey hoş geldiniz.
Artık dikkat çekiyor, ne zaman forumda bir tartişma çıksa hemen internete bağlanamaz köyünüze kaçıp, final bölümüne doğru ortaya çıkıyorsunuz. :)
Şaka ..
Değerli dostum bizim insanların algılama gücünü bir parça dahi esnetmeye hakkımız yok _ki o zaman yazılanların eğrimi doğrumu olup olamadığını tartışacağı yerde hepimizi gereksiz ayrıntılarla uğraştığımızı söylerler.
Kaolin bir marka _ ondan elde edilenler birer ürün_ bu tartışmada zarar görmemeli.
Kaolinin Tarım üzerinde oynadığı rolü belirlemeye kalkışmışken, bütün yazılanlardan sonra gereksiz ayrıntılarla uğraşmak olarak algılanacaktır.
Kaolin uygulamaları daha bir çözüme ulaşmış değil_ ki üreticinin zehir atar gibi davranışı_ temel sorunlar varken ve daha işin başındayken;
tam mükemmellik gerçekleştirilemez, 'o' na bir türlü erişilememesini kılar.
Bizim yapmamız gereken en mükemmel olana göre yönlendirmektir ve elde ettiğimiz gelişmeyi ölçmemizi sağlamaktır.
Merdümgiriz
07-07-2011, 10:16
"Tüm iyi niyetimle yazdığım mesajlara rahmen nedense taraf olarak lanse edildim" :)))))Bayıldım buna:)))) göz var izan var, el insaf.
Benim bu bardak deneyinden ve yazılanlardan anladığım:
Pazara gittim 1 kilo taze ceviz aldım, 50 tane aynı irilikte ceviz vardı, çok beğendim.
Komşum da beğendi, nereden aldın diye sordu.
Falancadan dedim, ertesi hafta yine aynı pazarcıya gidip birlikte aldık.
Bir dahaki hafta bir de baktım ki eskiden tanıdığım biri de aynı cevizden satıyor.
Tanıdıktan alayım bari dedim, 1 kilo aldım geldim.
Eve gelince gördüm ki torbada 25 ceviz var, şüphelendim tarttım. Yine de 1 kg geldi.
Hemen eski cevizciden 1 kilo ceviz alıp karşılaştırdım:
Cevizler aynı boyda, ikisi de 1 kg. ama bir torbada 50 ceviz, diğerinde 25 ceviz var. Akıl erdiremedim, ama kazıklanmasın diye komşumu uyardım.
Komşumu uyardığım için de ikinci pazarcı ve durumu anlamayan ya da anlamak istemeyenler bozuldu, beni suçladı.
Her zamanki gibi bir haksızlığı dile getirdiğim için desteklenmek yerine suçlandım. "Kral çıplak" diye bağıran bendim, ama birileri beni kral sandı:)
Gerisi alıcıların isteğine kalmış, isteyen istediğini alsın, ne isterse yapsın.
Şimdi artık sadede gelelim de kaolin ile ilgili bitkiler üzerindeki gözlemler paylaşılsın, hakaret etmeye devam etmek isteyenler için ise "ayrı bir başlık" açılmasını rica ediyorum.
denizakvaryumu
07-07-2011, 10:30
Kaolin ve kaolin üzerine tartışmalar
şeklinde iki ayrı konu başlığı açılması yerinde olacak.
Ben karşılıklı atışmaların, laf yetiştirmelerin özellikle bu forumda olmaması gerektiğine inanıyorum.
Hatta 2 ayrı konu başlığı açılması yerine bu konu başlığındaki işin tekniğinden uzak, "kişisel üstünlük içgüdüsüyle" yazılmış tüm yazıların-sataşmaların çıkarılmasından yanayım.
Halil Önen
07-07-2011, 10:35
"Tüm iyi niyetimle yazdığım mesajlara rahmen nedense taraf olarak lanse edildim" :)))))Bayıldım buna:)))) göz var izan var, el insaf.
Benim bu bardak deneyinden ve yazılanlardan anladığım:
Pazara gittim 1 kilo taze ceviz aldım, 50 tane aynı irilikte ceviz vardı, çok beğendim.
Komşum da beğendi, nereden aldın diye sordu.
Falancadan dedim, ertesi hafta yine aynı pazarcıya gidip birlikte aldık.
Bir dahaki hafta bir de baktım ki eskiden tanıdığım biri de aynı cevizden satıyor.
Tanıdıktan alayım bari dedim, 1 kilo aldım geldim.
Eve gelince gördüm ki torbada 25 ceviz var, şüphelendim tarttım. Yine de 1 kg geldi.
Hemen eski cevizciden 1 kilo ceviz alıp karşılaştırdım:
Cevizler aynı boyda, ikisi de 1 kg. ama bir torbada 50 ceviz, diğerinde 25 ceviz var. Akıl erdiremedim, ama kazıklanmasın diye komşumu uyardım.
Komşumu uyardığım için de ikinci pazarcı ve durumu anlamayan ya da anlamak istemeyenler bozuldu, beni suçladı.
Her zamanki gibi bir haksızlığı dile getirdiğim için desteklenmek yerine suçlandım. "Kral çıplak" diye bağıran bendim, ama birileri beni kral sandı:)
Gerisi alıcıların isteğine kalmış, isteyen istediğini alsın, ne isterse yapsın.
Şimdi artık sadede gelelim de kaolin ile ilgili bitkiler üzerindeki gözlemler paylaşılsın, hakaret etmeye devam etmek isteyenler için ise "ayrı bir başlık" açılmasını rica ediyorum.
Şehri '' yeryüzü '' dostum buraya daha ilk mesajınız da geldiniz;
başımızın üstünde yeriniz var.
Hoş geldiniz.
İsterseniz sizden başlayalım;
biraz derin düşünmek ne kadar zor değil mi?
Zira derin düşünmekte elinizin boş dönme ihtimali her zaman vardır. Ve derin düşünmek de sorunlu bir eylemdir.
Dogasever
07-07-2011, 10:59
Görünen kar mı yoksa görünmeyen kar mı?
Orjinal Mesaj Sahibi MeyveliTepe
..
Eklenti 217837
...
Yapraktaki ideal bir kaplama ise budur. 2 mikrondan daha küçük tanecikler homojen bir şekilde dağılarak eşit kalınlıkta bir film oluşturur. 2 mikronluk tek bir tanecik, siyah bir zemine dahi koysak çıplak gözle göremiyeceğimiz kadat küçüktür. Yaprak stomalarının kapanmaması, fitotoksite oluşmaması ve fotosentezin devamı için bu kalitede bir film oluşturmak elzemdir...
Sevgili Dostum Meyveli Tepe,
kaolinin yaprakta ideal kaplaması bu ise; biz _siz de dahil_ yanlış yapıyoruz demektir.
Bu şekli ile Temmuzda zeytine kar yağması mümkün değildir.
Böyle bir kaplamayı tutturmak da mümkün değildir.
Halil Bey ve Sn Meyvelitepe mesajlarınız için teşekkürler.
"Yaz ortasında kar yağdı" dediğinizde, karın yağıp yağmadığını belirleyen şey, kaolin süspansiyonunun (çözeltisinin) içindeki kaolin partiküllerinin boyutu ve yaprak üzerine düşen sıvı damlacığının boyutu ve düştükten sonraki davranışıdır. (Ben yıllarca metal yüzeylere sıvı çözelti uygulayıp Gümüş nitrat filmi ile kaplayarak metal yüzeyinden hidrojen çıkışını fotoğrafladım.)
Her şeyden önce damlacığın çapı önemlidir. Bunu uygulama yapılan nozülün deliğinin çapı belirler. Yaprak yüzeyine düşen bir damlacık parçalanır ve küçük damlacıklara ayrışır. Bu küçük damlacıkların içindeki kaolin parçacıklarının bir kısmı yaprak yüzeyine yapışır. (Yaprağa yapışma kuvveti, damlacıkların birbirlerine yapışma kuvvetine karşı galip gelir. Bunun gerçekleşmesi için damlacık boyutunun ve partikül boyutunun mümkün olduğunca küçük olması gerekir!). Bir kısım damlacık ise (kritik bir çapın üzerinde büyük damlacıklar ve iri partikül içerenler), birbirlerine çekim kuvveti (her damlacık yüzeyindeki yüzey gerilim kuvvetinden ötürü birbirine yapışmaya eğilimlidir!), yaprak yüzeyine yapışma kuvvetinden daha büyük olduğu için yaprak yüzeyinde büyük damlacıklar oluştururlar ve böylece kururlar. Aslında Yaz ortasında kar yağdıran şey işte bu büyük damlacıkların kurumuş hallerinden başka birşey değildir. Bu damlacıklar kuruduklarında, öbek halinde veya iri yığılmış halde (yaprağa yapışmış değil! ya da daha zayıf kuvvetlerle yapışmış diyelim) beyaz partüiküller bırakırlar. Çekilen fotoğraflarda görülen de bunlardır. Çünkü 2 mikron kalınlığında bir tabaka zaten gözle görülmez. Aslında yaz ortası yağan kar bence asıl iş gören partiküller değildir. Asıl iş görenler gözle görülmeyen kar taneleridir.
Yukardaki benim görüşümdür ve tartışmaya açıktır.
Ek not 1: Yukardaki fikirden küçük çaplı nozül ile çalışmanın gereği anlaşılıyor ancak pratikte maalesef tıkanmayacak minimum çapta bir nozül ile çalışmak gerekiyor. Bu yüzden de, ister istemez görünen karla görünmeyen kar birlikte yağıyor! (Keşke hepsi gözle görünmeyen kar taneleri olsa ama pratikte bunu gerçekleştirmemiz mümkün değil!)
Ek not 2: Yine yukardaki fikirden 2 mikron çapındaki partiküllerin oranının yüksek olduğu bir malzemeyle çalışmanın da ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Halil Önen
07-07-2011, 11:35
Görünen kar mı yoksa görünmeyen kar mı?
...
Halil Bey ve Sn Meyvelitepe mesajlarınız için teşekkürler.
Ek not 2: Yine yukardaki fikirden 2 mikron çapındaki partiküllerin oranının yüksek olduğu bir malzemeyle çalışmanın da ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.
Teşekkürler Doğasever.
Bu ek 'not' unuz çok önemli.
Şu anda elimizin altında bulanan tabancaların çapı buna uygun değil ve bir an önce değiştirilmeli; daha ince ve daha yüksek basınçla olmalı, atılmalıdır.
Bunu bir üreticinin tarlasında denediğimizde _ yeni aldığı taral ile_ çok güzel sonuçlar elde ettik.
( Ben yazarken iletinizi yenilemişsiniz.)
Ek not 1. için yazdıklarınız çok daha önemlidir.
Saygılar
Dogasever
07-07-2011, 11:47
Halil Bey, aklıma geldikçe pratik açıdan önemli olabilecek hususları ilave ediyorum. Asıl ben size teşekkür ederim. Sizin ve Sn Meyvelitepe'nin mesajları sonucu biraz beyin jimnastiği yapmış olduk.
Saygılar.
Halil Önen
07-07-2011, 11:59
Halil Bey, aklıma geldikçe pratik açıdan önemli olabilecek hususları ilave ediyorum. Asıl ben size teşekkür ederim. Sizin ve Sn Meyvelitepe'nin mesajları sonucu biraz beyin jimnastiği yapmış olduk.
Saygılar.
Çok sağol dostum.
Yardımlarınıza ihtiyacımız var.
İyi düşünmek ve entellektüel düzeyi yakalamak zor değil. ( Bunu ben bile yapabiliyorsam):)
Teşekkürler
Dogasever
07-07-2011, 12:14
"Ben bile" ne demek Halil Bey! Hepimizin birbirine ihtiyacı var. Yeter ki olayları kişiselleştirmeden sakin sakin tartışalım. En doğruları bulacağımızdan eminim. Sevgiyle kalın.
Ağaçlar için güneş ışınlarından korumak amacıyla kaolin kullamaya karar vermiş ve bu bahar almıştık. Atma zamanını beklerken içimdeki şeytan dedi ki 'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?'.:D
Bölgemiz yazları aşırı sıcak oluyor. Bahar/yaz başından itibaren uygularsak güneş yanıklığını, sıcaklık stresini azaltıyor. Buraya kadar çok güzel. Peki bir nedenle kaolin uygulamasını gerekli/doğru zamanlarda yapamazsam/tekrarlayamazsam sonuç ne olur diye düşündüğümde ağaçların çok büyük strese gireceğini, bölgenin ikliminide göz önüne aldığımda özellikle meyve ağaçlarında kaybım bile olabileceğini düşünüyorum. Bu sebeple kaolini henüz uygulamadım.
Bölgenin en sıcak olduğu dönem Temmuz 15 - Ağustos 15 gibi. Şimdilik bu dönemde kullanmayı düşünüyorum.
'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?' konusunda Sayın Meyvelitepe'nin aşağıdaki cümlesinide göz önüne alarak yorumlarınız nelerdir?
... Dengedeki bir ekosisteme müdahalenin uygun ölçüsü nedir diye düşünüyorum.
Ben buna bakmam.
Hiçbir üretici de buna bakmaz. İlacını atar gider başka tarlasına çiftini sürer, çapasını yapar.
...
Konvansiyonel yetiştiricilikten organik yetiştiriciliğe geçişte yapılan büyük hatalardan birini yazmışsınız.
Organik yetiştiricilik iyi bir gözleme dayalıdır.
"Ben bile" ne demek Halil Bey! Hepimizin birbirine ihtiyacı var. Yeter ki olayları kişiselleştirmeden sakin sakin tartışalım. En doğruları bulacağımızdan eminim. Sevgiyle kalın.
Dileğinize canı gönülden katılıyorum. Yeterki bunu hep birlikte yapma başarısını gösterebilsek, birbirimizi kırmadan inciltmeden eksiklerimiz yanlışlıklarımız varsa hep birlikte düzeltelim. Birimizin ufak bir açığını buldukmu vurun abalıya misali olmasın.
Şimdi
Onun yerine siz de başka bir seviyeden medet umuyorsunuz. Ne diyeyim.
Sevgili meyvelitepeciğim, beni çok üzüyorsunuz, benim medet ummak gibi bir beklentim yokki, neden olsun. Ben sizi uygulamalarınızdan dolayı teşekkür etmiştim, bu yapmış olduğunuz deney (vs) nin analiz raporları test sonuçlarının belgeleri varmı dediğimde beni hemen yanlı olarak afişe ettiniz. Ve "olmayan şeyin belgesimi olur"dediniz. Peki olmayan bir şeyin deneyi nasıl oluyor.
Bir şeyi iddia ederken ya da alenen beyan, reklam, ederken bunu kanıtlayan belgeleriniz olması gerekir. Hani bir deyim var, on tane şahit getireceğine bir tane belge getir. Diğer taraf içinde aynı şey geçerlidir, ama bunu belgeleri size veya bana verip vermemesi ürün sahibinin keyfiyetindedir, istemişimdir vermemişse ve ürünün eksikleri aldatıcı yönlerini tespit ettirir belgeler gerekli mercilere baş vururum, ve bu başvuru sonucunu almadan çıkıp reklam etmek suçtur.
Belgeleri alsanız dahi reklam edemezsiniz ama dava açabilirsiniz.
Tüm anlatmak istediğim bu, herhangi birini korumak, kollamak, kayırmak, ya da çamur at izi kalsın(bu babam olsa dahi) gibi bir karaktere sahip değilim.
Ben üründe eksik yanlış bilgi (vs) yoktur demiyorum, sizin testlerinize göre vardır da diyemem. Nasıl güveneyim size (Hani bir söz var, bir babama güveniyordum onuda anamın üstünde yakaladım :)
Belgele be abicim, belgele ki size bir kez daha teşekkür edelim. Arkanda olalım.
"Satılan bir malın ilan edildiğinden başka olması, ya da bir ürün için yanlış bilgi verilmek suretiyle alıcıların yanıltılmasının adı sizce nedir? Bırakalım hukuku, vicdani olarak nedir? Bu mesaja yanıt verirseniz şayet, "
Şu yazmış olduğunuz mesajın cevabını elini vicdanına koyan herkes tarafından gayet güzel cevaplanır.
Bıraktım hukuku,
Ya, beyaza gri diyen vicdanların, vicdani cevabı nedir.
Halil Önen
07-07-2011, 15:42
.. 'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?'.:D
Bölgenin en sıcak olduğu dönem Temmuz 15 - Ağustos 15 gibi. Şimdilik bu dönemde kullanmayı düşünüyorum.
'Ağaçlar kaoline alışırsa ne olur?' konusunda Sayın Meyvelitepe'nin aşağıdaki cümlesinide göz önüne alarak yorumlarınız nelerdir?
demişsiniz.
Evet bence de bu şekilde kaolin uygulanmalı. Yani güneşin en yakıcı olduğu zaman diliminde, geçici bir süre _1 ay gibi_ kullanılmalı.
Yani; Örneğin zeytin çiçekten çıktıktan hemen sonra _olası zararlı veya yakma tehlikesine_ karşı başlamak ve meyve toplama dönemine kadar 3 defa uygulamak; sorgulanmalı.
Yine örnek üzerinden gidersek, diyelim zeytinde kaolin uygulanacak;
hedef zararlı _ zeytin sineği_ ise, taneye yağ yürüdüğünde yani tane yumuşadığında uygulanmalı.
Çünkü zeytin sineği bu dönemde tane üzerinde o meşhur 'V' şeklini çiziyor ve yumurtasını bırakıyor.
Bu bölgeye, hava sıcaklığına, sineğin döl verme yeteneğine göre farklılık gösterir_ ki 2 ay önce atmanın bir anlamı yok.
Yani dediğiniz gibi bitkiye her müdahale _ ki doğal, organik olan da bir müdahaledir ve Sn. Meyveli Tepe çok güzel bir soru sormuş_ sadece zeytine değil ekosisteme bir müdahaledir.
Peki 'doğal dengeye herhangi bir müdahalenin' ölçüsü nedir? Ölçü olmayan yerde _ ki bu doğa bile olsa_ hiç bir şeyin erdemi yoktur.
Bu bize ' peki doğada bir denge vardır ve insan neyin dengesidir'' e kadar götürür.
Diyelim ki;
hava raporu don tehlikesi verdi. Ve siz birkaç günlüğüne zeytininize don vurmasın diye kaolin attınız. Ve onu dondan zarar görmesini önlediniz. Belki onu ölümden korudunuz.
Ya da, yaz dönemi güneşte oluşan patlamanın getirdiği yakıcı sıcaktan haberiniz oldu; yakmasın diye kaolin attınız, 5, 10 günlüne...
Bu ölçülü bir müdahale değil mi?
Peki bu sizin yaptığınız yararlı müdahaleye zeytininiz alışırsa ve en küçük dondan etkilenir olursa, hep kaolin isterse ne olacak?
Doğanın insanlaştırılması yolu sonuna kadar açık. Zeytinin böyle bir isteği olabilir mi?:)
Saygılar
Safranlı
07-07-2011, 16:43
Tartışmaları hararetle ızliyorum
tempo yüksek
günde bir kaç kez kontrol edıp okuyorum
bir çok ürünü farklı şekıllerde de olsa hepımız kullanıyoruz
ben kaolın kullanmadım
ancak 60 agaç yalova cinsi cevizde kullanmayı düşünüyorum
şahsi kanaatım kendı köyümde güneş yanıgı açısından bir risk yok
yazları bırkaç gün aşırı sıcak oluyor
asıl zararlılarla mücadele konusunda benım açımdan kullanılması gerektiğine inanıyorum
aslında felsefi olarak bakınca her sey bir müdahale anlamına gelıyor
çocuklarımıza zorla yedırdıgımız gıbı bıtkıye zorla bırseyler tıkıyoruz
bitkininde kaoline alışınca sonradan uygulama görmez ise mutlak bir sitres yaşamaşı büyük ıhtımal
bir üniversite gıbı gördüğüm sitemizdeki hararetli tartışmaların tatlıya bağlanmasını temennı edıyorum
acemi_caylak
07-07-2011, 18:25
Sevgili Safranlı,
Yukarıda söylediğin doğaya müdahale konusuna tümüyle katılıyorum. Doğaya müdahale, daha tarımın başlangıcında bitkileri kültüre almakla başlıyor. Olayı sadece kaolin boyutuna indirgememek lazım. Örneğin bizim bahçede zeytinleri sulamaya alıştırdık. Su kullanmayı geciktirdiğimizde genç ağaçlarda hemen etkisi görülüyor.
İnsanın her türlü eylemi aslında doğaya müdahaledir. Gerçek anlamda doğal üretim yapmak istiyorsak tıpkı toplayıcılık dönemindeki gibi, sadece doğal yetişen bitkilerle beslenmek gerekirdi ki mümkün değil. Açıkçası sınır nerede başlıyor, bu tartışılır. "Organik", "doğal", "ekolojik" vb. denilen üretimde de doğaya müdahale var. Örneğin organik üretimde kullanılan makinelerin tükettiği fosil yakıtlara ne diyeceğiz? Ya da insanların tükettiği antibiyotik ve doğum kontrol ilaçları tüm pestisitlerin toplamından daha fazla doğaya zarar veriyor.
Kaolin kilinin pestisit olarak kullanımına gelince, önce kavramları netlleştirelim:
Pestisit, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde "Zararlılarla savaşta kullanılan öldürücülerin genel adı." şeklinde tanımlanıyor ki, kaolinin zararlılar üzerinde öldürücü etkisi yoktur. Mister Glenn, abartarak, bakterisit (Bakteri öldürücü madde) ve fungusit (Mantar (küf) öldürücü madde.) olarak kullanılabileceğini iddia etse de buna ciddi bilim çevrelerinden oldukça fazla itiraz var. Mister Glenn'in yaptığı testlerde elde edilen %20 - %30 luk başarının yeterli olmadığını söylüyorlar.
Kaolin zararlılar üzerinde repellent (kovucu) etkiye sahiptir. Zararlıların meyveye yaklaşmasını engelliyor. Bu zararlılarda taşınabilecek bazı zararlı mikroorganizmaların bulaşıklığı da dolaylı olarak engellenmiş oluyor. Bunun dışnda kaolinin ekstra bir etkisi yoktur.
Bence tamamen yanılıyorsunuz Sn Sarıcan.. Sn. Meyvelitepe'nin böyle bir güç kullanmaya ihtiyacı yok, o sadece doğru ürün kullanmak isteyen bir tüketici. Siz herşeyi satın alırken etiketini kontrol etmiyor musunuz? Doğru beyan edilmemiş bir etiketi sorgulamıyor musunuz?
Keşke söyledikleriniz doğru olsaydı Sn. İnci Akalp, ben yanılıyor olsaydım. Sn. meyvelitepe her ürüne karşı aynı objektif gözlükle bakabilseydi. Her ürünün etiketini aynı gözle sorgulayıp yanlış yapanları aynı sertlikte uyarsaydı.
Kendini haklı çıkarmak için internet üzerinden aldığı yığınlarca dökümanı sayfalarca yazıp satır aralarında ne söylemek istiyorsa onu araya sokuşturmasaydı bugün bu tartışmalar olmayacaktı. Ben bu yüzden anafikriniz nadir? diye sormuştum. Bugün hangi ürünün katalog veya prospektüsüne bakarsanız şöyle bir ifadeyi görebilirsiniz. "Üretici haber vermeksizin verilen spektlerde her türlü değişikliği yapma hakkını mahfuz tutar." Yeni geliştirilen bir üründe de bu kaçınılmazdır. Eğer torbanın üzerinde 25 kg yazıpta içinden 20 kg ürün çıksaydı sahtekarlık olurdu. Ya da torbanın üzerinde kaolin yazıpta çimento çıksaydı.
Ama hiç bir zaman şöyle bir açıklama bulamazsınız. siz etiket üzerinde yazan bilgilere bakmayın hepsinin üstünde A yazar, siz eğer A ürününü sipariş ettiyseniz ürün A' dır. Yoksa B' dir. (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=826816&postcount=1096) Ya da sipariş ettiğiniz ürünün fiyatı 6xB ise ürün A' dır. Yoksa ürün B' dir gibi. Böyle bir çarpıklığı içimize sindirir o ürünü alır kullanırız ve sesimizi çıkarmayız, eleştirmeyiz hatta gönül rahatlığı içinde öneririz. Yani markete gidip zeytinyağı almak istiyorsunuz, şişelerin hepsinin üzerinde sızma zeytinyağı yazıyor. Eğer 6xB fiyat verirseniz aldığınız zeytinyağı sızma, yoksa rafine çıkar denilen ürüne birşey demeyeceksiniz. Bu ürünü forum ortamında herkese tavsiye etmekten kaçınmayacaksınız.
Her ürün kendi literatürünü oluşturmak zorundadır, bu işe öncülük etmiş firmaların literatüründen faydalanmak etik dışıdır diyeceksiniz. Sizin forumda önerdiğiniz Sunguard adlı ürün web sitesinde başka bir firmanın broşürlerini kullanması etik olacak. Onu da içinize sindireceksiniz. Yeni çıkan bir ürünü OMRI listesine girmiş ürünle imtihan etmeye çalışacaksınız ve bu imtihanda önünüze çıkan her belgeyi kullanmaya çalışacaksınız. OMRI belgesi var dediğiniz ürünün web sitesinde OMRI’ nin lafı bile geçmeyecek. Ben bu çelişkileri algılayacak gözlükle baktığım için yazıyorum bu satırları. Yoksa bende sizin gibi forum ortamından veya ağaclar.net’ in yıllık toplantılarından tanıyorum buradaki tüm arkadaşları.
Ama ne zaman yeni bir ürün çıkar, hep aynı kişiler arı gibi o sayfaya üşüşüp soru üstüne soru sormaya başlarlar. Sn. Selahattin Yılmaz nihayet deneyimlerini yazmış. Bir markaya veya bir kişiliğe nasıl saldırılırmış kendisi bunu en acı şekilde yaşamıştır. Ben o başlıkta da dayanamamış müdahil olmuştum. b5A başlığını okumanızı öneririm. Şimdi yeni çıkan bir kaç üründe yine sorgulamalar başlamış. Forumu takip etmenizi tavsiye ederim. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yalnız bu sayfa ile kalmayınız. Bu forumda kimlere toplu saldırı düzenlenmiş daha iyi anlarsınız. Dün b5A’ yı toplu olarak topa tutanlar bugün başka bir ürünü, yarın yeni çıkacak başka bir ürünü topa tutabilirler. Hemde kendi ayıplarını hiç yokmuş veya olağan bir şeymiş gibi varsayarak.
Forumda bu işi uzaktan sadece okuyarak takip eden bizlerde sesimizi çıkarmayıp, bana değmeyen yılan bin yaşasın mantığı içinde iki kelime yazmaya korkarsak o grupta istediği gibi at koşturur. Ondan sonrada kendilerine en küçük bir eleştiri geldiğinde çetecilikten dem vururlar. Şu anada bu başlıkta bile aynı gruplaşma var zaten.
Sn.Sarıcan, buradan anladığımız, aslında kaolin ile hiç alakası olmayan,almamış satmamış kullanmamış, muhtemelen hiç birini görmemiş, iki ya da daha fazla ürünü bir arada ise hiç görmemiş, aslında nitelikleri oymuş buymuş onlarla da ilgilenmeyen, kimseyle organik bağı olmayan, herkese ve her şeye eşit mesafede bir üyesiniz. "Karalama" (gerçek olmayan bir şekilde iyi bir şeyi, değilmiş gibi gösteren şeyler) dediğiniz şeye engel olmak istiyorsunuz, onun için bir dizi mesaj yazdınız. Doğru mu?
Bahsettiğiniz gibi bir forum üyesiyseniz yapmanız gereken, bu ürünün tam da ilan edildiği gibi bir litresinin 315gr olduğunu ispat ederek beni yalancı çıkarmanızdı. Düğüm noktası budur. Bunu size kaç kere yazdığım halde bunu düzeltmek için hiç bir şey yapmadınız. Bu bir karalama ise lütfen öyle olduğunu gösteriniz.
Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.
Not: Engelleme çabalarınızda sözünü ettiğiniz web sitesi vb. şeyleri oradaki iletişim bilgilerine ulaşarak, ilgililerine sorabilirsiniz. Sürekli tekrarlayarak sanki o ürünlerle bir bağım varmış intibaasını yaratma gayretiniz gereksiz. Madem ki, bizim önerdiğimiz ürünler bir çok kişi tarafından uygun kabul ediliyor, biz de bu sorumluluğumuz çerçevesinde şimdilik üç ürün öneriyoruz. Kullanıcı arkadaşlar hangisi uygun ise onu alıp kullanırlar. Kimse kusura bakmasın, bizce uygun olmayan ürünü önerme sorumluluğunu almayız. Önermediğimiz ürüne karalanıyor demek de diyenlere aittir.
Sn. Meyvelitepe,
Aynen söylediğiniz gibi “aslında kaolin ile hiç alakası olmayan,almamış satmamış kullanmamış, muhtemelen hiç birini görmemiş, iki ya da daha fazla ürünü bir arada ise hiç görmemiş, aslında nitelikleri oymuş buymuş onlarla da ilgilenmeyen, kimseyle organik bağı olmayan, herkese ve her şeye eşit mesafede bir üyesiniz.” Bir üyeyim. Tek özelliğim yanlış giden bir şey gördüğüm zaman dayanamıyorum.
Düğüm noktasına gelince, ürün spektleri konusunda sadece bu ürüne özgü değil yıllarca sanayide katalog karıştırdığım için spektlerin değiştirilebileceği konusunda genel düşüncemi belirttim. Asıl düğüm noktasının olmayan şeyleri varmış gibi göstermek olduğu kanısındayım. Hatta bunu laf kalabalığı arasına sokuşturup gizlemek ustalığı olsa gerek diye düşünüyorum. Hatta dikkat dağıtmak için araya başka destek mesajlar almak, selam sabah muhabbeti ile dikkatleri başka yöne çekmek gibi.
“Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.“ Diyorsunuz. Bildiğiniz bir şey varda açıklamıyorsanız sizi alenen müfteri ilan ediyorum. Sn. Acemi_caylak’ ı sizden farklı olarak iki defa agaclar.net toplantısında tanımış bir forum arkadaşlığının dışında başka bir organik bağımı ispatlayamazsanız aynen bütün yazdıklarınız gibi sizi yalanlarınızla başbaşa bırakıyorum. Forumda düzgün olarak tanıdığım her arkadaşı neden destekliyorsam bugünki desteğimde ondan öteye geçmez. En küçük bir yanlışını görürsem onuda aynı sertlikte eleştirebilirim.
Sunguard markasını dilinden düşürmeyen ve öne çıkarmaya çalışan sizsiniz. Benim böyle bir markadan siz bahsetmeseniz haberim bile olmazdı. Eğer bu üründe diğer önerdikleriniz gibiyse… Önerdiğiniz başka ürünün ambalajının içinden ne çıkacağı bile belli değil. Ne çıkarsa şansınıza. Kullanıcı arkadaşın deyimiyle bu bizim size kıyağımız (http://www.agaclar.net/forum/showpost.php?p=831928&postcount=1112)olsun diyorlarmış. Ama ne gam, bu durum sizi hiç rahatsız etmiyor. Siz hep doğruların yanındasınız ya. Herkes sizin önerdiğiniz ürünü gözü kapalı kullanıyor nasıl olsa. Siz en iyisi bir reklam şirketi kurun. Bu güvenirliliğiniz varken iyi kazanırsınız.
Dogasever
07-07-2011, 23:42
Sn Sarıcan
Gerçekten kendinizi artık komik duruma düşürmeye başladınız. Artık insanlarla uğraşmayı bırakın lütfen. Gerçekten konuyla uğraşın. Sizin sorununuz hep kişilerle nedense. Bu anlaşılmaz bir şekilde hoşunuza gidiyor. Daha kaç kere bu forumda başka başlıklarda yazdığınız yazılarla bana taş atacaksınız? Ben size ne yaptım? Bu başlık altında kaolin tartışılırken bile, Doğasever'e isim vermeden ama imalarda bulunarak ve linkler yoluyla saldırıyorsunuz. Ama benim için sorun değil. Artık siz umurumda değilsiniz. Ne derseniz deyin, sadece gülüyorum. Biraz büyüyün artık!
İnci Akalp
07-07-2011, 23:54
Keşke söyledikleriniz doğru olsaydı Sn. İnci Akalp, ben yanılıyor olsaydım. Sn. meyvelitepe her ürüne karşı aynı objektif gözlükle bakabilseydi. Her ürünün etiketini aynı gözle sorgulayıp yanlış yapanları aynı sertlikte uyarsaydı.
[Kendini haklı çıkarmak için internet üzerinden aldığı yığınlarca dökümanı sayfalarca yazıp satır aralarında ne söylemek istiyorsa onu araya sokuşturmasaydı bugün bu tartışmalar olmayacaktı)
Sayın Sarıcan,
Sanırım son yazdığım cümleyi okumamışsınız
Burada kişilerin değil, ürünün tartışmasını izliyoruz.
Yazdıklarınız maksadını aşıyor bence
Kolin kili kullanacağım , hala ürünü değil kişileri konuşuyorsunuz. Kaolin üzerine konuşulursa sevinirim. Ayrı başlık açıp, tartışmaya devam edebilirsiniz. Ürün üzerinde yazan ile, tartı yanlış ise elbet tartışılmalı.
Gecen yıl, Balıkesir den bir arkadaşımın gönderdiği kaolini kullanmaya çabaladım, pompanın tıkanmasından dolayı fiyasko oldu herşey.
Kaolin deyip almak doğru değil demek. Ne nedir bilgilenmek istiyorum.
Sn meyveliTepe, araştırmalarına güvendiğim bir doğa dostu. Tartıp yanlış demiş ise, (değildir deyin) ayrı başlıkta siz devam edin.
Ben ise, amatör organik sebze yetiştirmeye çalışan üyeyim.
Bu tartışmadan sıkıldığımı belirtmek isterim.
b5A başlığını okumanızı öneririm. Şimdi yeni çıkan bir kaç üründe yine sorgulamalar başlamış. Forumu takip etmenizi tavsiye ederim. Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. Yalnız bu sayfa ile kalmayınız. Bu forumda kimlere toplu saldırı düzenlenmiş daha iyi anlarsınız. Dün b5A’ yı toplu olarak topa tutanlar bugün başka bir ürünü, yarın yeni çıkacak başka bir ürünü topa tutabilirler. Hemde kendi ayıplarını hiç yokmuş veya olağan bir şeymiş gibi varsayarak
Buna, topa tutma değil de sorgulama desek. Bursa toplantısında bana da b5a verildi, ama buzdolabımda patladı aktı. Sordum bişey olmaz dendi. Hala kullanamadım duruyor elimde. Dolabım battı, neden aktı hala acıklanmadı. Sadece bişey olmaz.
Dün, bişey olmazla geçiştirileni yaşamak istemediğimden, bugün sorgulamak isterim. Sorguladığım zaman tu kaka mı olacağım.
Sorular insanları neden rahatsız eder ki. Cevap verin yeter, kırmadan dökmeden.
Saygılar
Halil Önen
08-07-2011, 08:47
...
Gecen yıl, Balıkesir den bir arkadaşımın gönderdiği kaolini kullanmaya çabaladım, pompanın tıkanmasından dolayı fiyasko oldu
...
Bu tartışmadan sıkıldığımı belirtmek isterim.
Balıkesir de ocaktan çıkarıldığı gibi satılan kaolin bu günlerde _ isimsiz çuvallarda_ çok dolaşır oldu.
Bir üretici ( Sn.Serdar Lek) Balıkesir den çıkarıldığını ve aldığını söylediği kaolini 400 zeytin ağacında kullanacağını söyledi.
Örnek olarak bir cuvalda aldığı;
getirdiği kaolini inceleyip, kullanılabilir mi diye test ettik.
Tarımda kullanılan kaolinin böyle olmaması gerektiği ve taralı ( pompayı) tıkayabileceğini söyledim.
Daha sonra ise, bunun yerine Sun Shader uyguladığını söyledi.
Ancak bu şekilde;
Balıkesir de ocaktan çıkan kaolin piyasada çok dolaşır oldu. Bu şekli ile bazı üreticiler tarafından kullanıldığını da biliyoruz.
Belki iyi yedirildiğinde taralı ( büyük içten karıştırıcılı pompa) tıkamıyabilir.
Sn. Meyveli Tepe nin tarımda kullanılan kaolinin ne olaması gerektiği üzerine çalışmaları ve Sn. Ayhan Kaptanın ve bizlerin çabaları _ Ağaçlar. net e herkesin ulaşamaması_ yetersiz kalmaktadır.
Tarımda kullanılan kaolini üreten kuruluşların da bu konuda üreticileri bilgilendirme çalışmalarının olması gerekir diye düşünüyorum.
Saygılar
Safranlı
08-07-2011, 08:55
Uzun süredır bu sitede memnunıyetle gözlerımı yormakla meskulum
bir çok sayfa var
benım için temel konular öncelıklı
dönemsel olan aktıf konuları okuyunca insan ister istemez 'yaa bu süper bir şey'pisikolojısıne kapılıyor
sonraları bıraz bılgıler toparlanınca acabalar belırıyor
ben uzun süre kompost yapmaya çalısırken annem 'onunla ugrasılırmı hayvan gübresi mi yok'deyıp gereksız bulmuştu
bu uç nokta tabı ben böyle düşünmüyorum
ancak mucize veya süper birsey de demıyorum
ıyı bir yöntem ve cevreci bir dönüşüm diye düşünüyorum
bizler çocuklugumuzda yalovada meşhur elmacılıktan gecınen bir aile idik
yanında da şeftalı ve armut yetiştirirdık
ara tatılde elma budamaktan ellerım yara olurdu
şimdi kalmadı
gelmek istedıgım yer şu:
Tarım çok genış bir alan bugunun dogruları zamanla degısebılıyor
tarımsal üretımde binlerce etkı var
binlerce çözüm önerileri var
bu engin denizde kaolın kaç damlayı oluşturuyor
bizlerın sorguladıgı acaba mudahale ettıgımız bitkiler fazla degıl 5 yıl sonra
müdahale edılemeyecek hale mi gelecekler ..?
MeyveliTepe
08-07-2011, 09:15
"Üretici haber vermeksizin verilen spektlerde her türlü değişikliği yapma hakkını mahfuz tutar." Yeni geliştirilen bir üründe de bu kaçınılmazdır.
Bunu kendi adınıza mı söylüyorsunuz, söz konusu ürün adına mı? Kiloyla satılan bir ürünün birim hacmindeki ilan edilene göre iki misline yakın fark nasıl bir spek değişikliği olabilir ki? Hafifti de ağırlaştırıldı mı? Zaten öyle miydi?
Hadi sizin elinizde torba yok. Elinde ücretsiz torba olanlar başka bir şeyi izlemekten fırsat bulamadıklarından mı allahın terazisinde tartıp kendileri de göremiyorlar.
Kendini haklı çıkarmak için internet üzerinden aldığı yığınlarca dökümanı sayfalarca yazıp satır aralarında ne söylemek istiyorsa onu araya sokuşturmasaydı
Takip ettiğim ve paylaştığım literatürde bilim adamlarının söylemediği bir şeyi söylemişler gibi mi göstermişim? Tam tersi olmasın sakın? Bu adamlara önce zorla istediğim şeyi söyletmeye çalışıp, olmayınca da ciddiyetsiz, satılmış mı demişim?
Her ürün kendi literatürünü oluşturmak zorundadır, bu işe öncülük etmiş firmaların literatüründen faydalanmak etik dışıdır diyeceksiniz.
Belirli bir speke göre oluşmuş literatür tamamen başka bir spek için kullanılamaz. Hele hele uysun diye literatürde manipülasyon yapılmaz. Yapılması dürüst bir hareket değildir.
Öte yandan almadığınızı, satmadığınızı, organik bağınız olmadığını söylüyorsuz, ki öyle olmadığını biliyoruz. En azından objektif olmanızı engelleyecek bağlarınız var.“ Diyorsunuz. Bildiğiniz bir şey varda açıklamıyorsanız sizi alenen müfteri ilan ediyorum. Sn. Acemi_caylak’ ı sizden farklı olarak iki defa agaclar.net toplantısında tanımış bir forum arkadaşlığının dışında başka bir organik bağımı ispatlayamazsanız
Sevgili Sarıcan,
Tevazuya gerek yok. Sunshader grafik tasarımıda senin belirtmekte fayda var. Daha öncede defalarca belirttim. ...
Sunguard markasını dilinden düşürmeyen ve öne çıkarmaya çalışan sizsiniz. Benim böyle bir markadan siz bahsetmeseniz haberim bile olmazdı. Eğer bu üründe diğer önerdikleriniz gibiyse…
Burada da yanılıyorsunuz. Kaolini benden duyduğunuz kesin ama bu markayı ilk benden duymadınız.
Ağaçlar.net sadece zengin bir bilgi hazinesi değil. Aynı zamanda bir tarih kitabı.
Halil Önen
08-07-2011, 09:20
.....
bu engin denizde kaolın kaç damlayı oluşturuyor
bizlerın sorguladıgı acaba mudahale ettıgımız bitkiler fazla degıl 5 yıl sonra
müdahale edılemeyecek hale mi gelecekler ..?
Hiç olmazsa doğal müdahale ediyoruz. :)_ ki Sn. Meyveli Tepe Tarımda kullanılan doğru kaolinin meyve ve onun yaprağı üzerinde nasıl olumlu etki yaptığını bilimsel veriler göstererek anlattı.
Tonlarca zehir kullanılarak yapılan müdahaleye dayanıyorsa bitkiler ve onların çevresi;
bizim doğal müdahale masum kalıyor.:)
Dogasever
08-07-2011, 09:37
Bitkilerin kaoline alışıp, uygulanmadığında bunun sorun yaratacağını sanmıyorum. En azından bitkilerin kaolin hiç uygulanmadığında yazın ortasında yaşadıkları stresten daha fazla stres yaşayacaklarını sanmıyorum. Kendimizden örnek verelim. Güneşin en yakıcı günleri, gölgeye kaçıp serinlik arıyoruz. Sivrisinekler bastırdığında cibinlik arıyoruz. Kendinizi şu anda güneşin altına ve sivrisineklerin içine atınız. Yaşayacağınız stresin düzeyi, bir süre cibinlikle ve gölgede korunduktan sonra yaşayacağınız stresin düzeyinden pek farklı olmayacaktır. Eğer bir uygulama avantaj sağlıyorsa (ki kaolin sağlıyor) uygulamakta yarar ver. Hele hele tonlarca zehirin yerine geçiyorsa (ki geçiyor!). Bence ağaçların ve bitkilerin alışması sorun yaratmayacaktır. Asıl sorunu yaratacak olan, yukarda Halil Bey'in belirttiği gibi:
Balıkesir de ocaktan çıkarıldığı gibi satılan kaolin bu günlerde _ isimsiz çuvallarda_ çok dolaşır oldu.
insanların ucuz fırsatçılıkla doğru vasıflarda olmayan ürünü satmalarıdır. Bunun ağaçlara değil, sadece satana yarar sağlayacağı açıkça ortada.
Ozi'nin Bahçesi
08-07-2011, 13:19
Sayın Sarıcan,
Benim EM başlığı altında yazdığım mesajı referans göstererek Kaolin Başlığında başka bir ürünü eleştirmenizi art niyetli bir girişim olarak görüyorum.
EM ürünlerinin başarısını burada tartışmanın bir manası yok, ürünü forumdaki herkes yeterince biliyor diye düşünüyorum.
Ürünün teslimi konusunda yaşanan bir aksiliği o ürünü karalamak için kullanmak ise saptırmadan başka birşey değil.
Kaldıki, firma yaşanan bu aksilikten dolayı özür dileme ERDEMİNİ de göstermiştir, benim açımdan ortada sorun kalmamıştır.
Dileğim, karınca kararınca sağlıklı ve çevreye zarar vermeden birşeyler üretmeye çalışan bizim gibi amatörlerin, ağaç ve bitkileri için aldıkları tüm ürünlerde , satıcıların bu ERDEMİ ve DÜRÜSTLÜĞÜ gösterebilmeleridir.
Saygılarımla.
soilless
08-07-2011, 19:43
Sn Meyvelitepe,
205 no.lu aşağıdaki mesajım ile tüm araştırmacılar ve bizlerle paylaşanlara teşekkürlerimi ileterek yerli üretim konusunda sorumu sordum.
......Bu noktada sorum şudur hem basit ve anlaşılır ve de net hem maliyet, hem ülke döviz rezervi, hem üreticiye uygun koruyucu ...istler kazandırmak anlamında ÜLKEMİZDE ki kaolin kaynaklarından safsızlıklarının ayrıştırlması ve de gerekli rafine ve de kalsine yatırımlarının yapılması şartı ile üreticiye ucuz ve uygun <2 mic, 90% saf, 85% beyaz patent sorunu olmayan kaolin kili elde etme şansı var mı yok mu?
Sorumum tüm değerli araştırmaların ve üreticilerin açısından net yanıtı olacağını düşünüyorum?
Bu şans Var mı yok mu?
Siz yoğunluğunudan dolayı yanıt veremediniz sanırım. Ancak Sn Sabry aşağıdaki yanıtında bildiğim kadarıyla rafine ve kalsine üretim yok diye yanıtladı.
Sayın Soilless,
Yıllarca Türkiye de rafine kaolin üretmiş ve şu anda da ithalatını yapan, 20 yılı aşkın bir kaolin tecrübesine sahip olan biri olarak tarımda kaolin kullanımı konusundaki yazışmaları zevkle izliyorum. Ziraat ve tarım kesinlikle konum olmadığı için sadece kaolin ile ilgili birkaç konuyu belirtmek isterim.
Benim bildiğim kadarı ile Türkiye de şu anda rafine kaolin üretimi yapılmıyor. ..... Ayrıca Türkiye de gene benim bildiğim kalsine kaolin üretimi de yapılmıyor....
Sn Doğasever, aşağıdaki 397 no.lu mesajı ile yapıldığını söyledi ve dahi tüyo bile verdi.
Gerek rafinasyon gerekse kalsinasyon Türkiye'de yapılabilir. Bu iki olanak maden tesislerimizde mevcut. Eğer satın alınması çok pahalı ise, yapılacak tek şey, maden tesisinden bu birimlerin kiralanması olabilir. 30 metre boyunda 2 metre çapında bir kalsinasyon fırınında tonlarca malzeme yarım saatte kalsine edilebilir. Yapmak isteyenlere tüyo da vereyim: Kalsinasyon sıcaklığı 1050 - 1100 C derece olmalı (müllit üretim sıcaklığı). Süre ise, 150 mm'lik yığın için 0,5 saat olmalıdır.
Ben de Sn Doseverin mesajı ile yaklaşık 3 hafta sonra sorumun yanıtını öğrendiğim ve yanıtladım.
Sn Doğasever işte sorduğum ve merak ettiğim konu bu idi.
Bu son mesajım mı yoksa yoksa yanıtlardaki durum mu sizi gülümsetti bilmiyorum.
Sn.Soilless, kaolin bazlı ve parçacık film teknolojisine oturan yeni bir ürün geliyorsa lütfen doğru düzgün rafine ve kalsine olsun, parçacık dağılımı da %90 <2 mikron olsun. Öyle olursa beyazlık, optik özellikler filan da kendiliğinden olur. Hoş gelir, sefalar getirir :)
Not: Yanında başka mineral filan da istemez, mümkünse sade olsun :)
Ancak bu kadar ciddi yazışmalar arasında sizi gülümsetebildiysem ne mutlu.
Benden yana gelen bir ürün yok, geleceği de yok. Keşke zamanım ve fırsatım olsa da yapabilsem. Olsa dükkan sizin ama bardakla değil. ;)
Not: Keşke olsa size özel sadesinden yaptırırız :)
Dogasever
08-07-2011, 20:02
Sn Doğasever, aşağıdaki 397 no.lu mesajı ile yapıldığını söyledi ve dahi tüyo bile verdi.
Alıntı:
Orjinal Mesaj Sahibi Dogasever
Gerek rafinasyon gerekse kalsinasyon Türkiye'de yapılabilir. Bu iki olanak maden tesislerimizde mevcut. Eğer satın alınması çok pahalı ise, yapılacak tek şey, maden tesisinden bu birimlerin kiralanması olabilir. 30 metre boyunda 2 metre çapında bir kalsinasyon fırınında tonlarca malzeme yarım saatte kalsine edilebilir. Yapmak isteyenlere tüyo da vereyim: Kalsinasyon sıcaklığı 1050 - 1100 C derece olmalı (müllit üretim sıcaklığı). Süre ise, 150 mm'lik yığın için 0,5 saat olmalıdır.
Sn Soilless
Ben yapıldığını değil, yapılabileceğini söyledim. Yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.
MeyveliTepe
08-07-2011, 20:20
Sabry yanıtladı diye ayrıca yazmadım. Nerde kullanılır, kim alır kim satar, ne gibi tesisler var vs. işin madencilik endüstrisi tarafını bilmem. Bu yüzden, bu kalitede malzemenin yapılabilirliği hammadde kalitesi ve işleyecek tesislerin varlığına dayanıyor. Teorik olarak neden olmasın.
Sizinle geçen yaptığımız özel yazışmaları da hatırladım, gülümsemem biraz da o yüzden. Konuyu teknik olarak iyi bildiğinizi biliyorum. Her ne kadar Türkiyedeki kaolin ocakları, kalitesi ve tesislerin durumu hakkında bir iki endüstriyel değerlendirmeyi okuduğumda, endüstri için gereken kaliteli kaolinin ithal edildiğini öğrendim. Kaolin ithalatı, MTA 2010 verilerine göre maden ithalatları içinde $47 milyon ile altıncı sırada. İstenen kalite özelliklerine göre ithalat yaptığımız ülkeler de farklılaşmış.
Anladığım kadarıyla ABD ve İngiltere'den yüksek efsaflı malzeme gelirken Ukrayna ve Bulgaristandan kullanım yerine göre dolguda kullanılan malzemeler geliyor. Her neyse, bu da bildiğim bir konu değil. Endüstricilerin işi. Ben sadece ne lazım onu biliyorum. Malum sebeplerden, hiç işim olmadığı halde, ihtiyaç duyulana çok yakın malzemenin zaten var olduğunu, ihtiyaç duyulana tam uyanın da kolayca ve çok ucuza getirilebileceğini anladım.
soilless
08-07-2011, 20:29
Sn Doğasever siz ham kaolinin yurtdışından ithal edilip, rafinasyon ve de kalsinasyon işlemi yapılan herhangi bir başka cevher madeninde yapılabileceğini mi söylediniz?
Sn Soilless
Ben yapıldığını değil, yapılabileceğini söyledim. Yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.
Sn Soilless,
Türkiye de rafine kaolin veya kalsine kaolin üretebilecek teknoloji var. 1989-2003 yılları arasında rafine kaolin üretimi içinde bizzat bulundum. Bu zamana kadar sadece 2 firma yerli rafine kaolin üretimine geçti fakat bugün itibarı ile ikisi de yok artık.
Bunun 2 sebebi var.
İlki yurdumuzdaki kaolinlerin önemli bir kısmının , rafine kaolinin en fazla kullanıldığı kağıt, boya ve benzeri sektörlere uygun olmaması. Uygun olsa bile iç talep yeterli değil. İhracat yapmak zorundasınız. Ülkemiz koşullarında ne kadar rekabetçi olunur şüpheli.
Diğer sebebi ise dar pazara rağmen üretim maliyetlerinin yüksekliği. Bunda ham kaolinin yeterince uygun olmaması önemli etken.
Bana ayda 5.000 ton kaolin alacağınız garantisini verin hemen kuralım tesisi:)
Bu biraz da hesap kitap meselesi.
Saygılar
soilless
08-07-2011, 21:03
Sabry yanıtladı diye ayrıca yazmadım. Nerde kullanılır, kim alır kim satar, ne gibi tesisler var vs. işin madencilik endüstrisi tarafını bilmem. Bu yüzden, bu kalitede malzemenin yapılabilirliği hammadde kalitesi ve işleyecek tesislerin varlığına dayanıyor. Teorik olarak neden olmasın.
Sizinle geçen yaptığımız özel yazışmaları da hatırladım, gülümsemem biraz da o yüzden. Konuyu teknik olarak iyi bildiğinizi biliyorum. Her ne kadar Türkiyedeki kaolin ocakları, kalitesi ve tesislerin durumu hakkında bir iki endüstriyel değerlendirmeyi okuduğumda, endüstri için gereken kaliteli kaolinin ithal edildiğini öğrendim. Kaolin ithalatı, MTA 2010 verilerine göre maden ithalatları içinde $47 milyon ile altıncı sırada. İstenen kalite özelliklerine göre ithalat yaptığımız ülkeler de farklılaşmış.
Anladığım kadarıyla ABD ve İngiltere'den yüksek efsaflı malzeme gelirken Ukrayna ve Bulgaristandan kullanım yerine göre dolguda kullanılan malzemeler geliyor. Her neyse, bu da bildiğim bir konu değil. Endüstricilerin işi. Ben sadece ne lazım onu biliyorum. Malum sebeplerden, hiç işim olmadığı halde, ihtiyaç duyulana çok yakın malzemenin zaten var olduğunu, ihtiyaç duyulana tam uyanın da kolayca ve çok ucuza getirilebileceğini anladım.
Sn Meyvelitepe,
teorik olarak neden olmasın diyebiliyorrsanız, bu da güzel. Daha önceki mesajlarımda da belirtiğim gibi sizin kadar literatür araştırmam olmadı olamadı. Sizin bildikleriniz daha fazladır.
Not: Bana kızgınlığınız olabileceğini düşünmüyorum. Mesajınızda Avatar ismimi kullanmamanızı sadece forumun hızlı cevap gönder özelliği olabilir diye düşünüyorum. Yoksa bildiğiniz ön ismimle de hitap edebilirsiniz.
soilless
08-07-2011, 21:08
Sn Soilless,
Türkiye de rafine kaolin veya kalsine kaolin üretebilecek teknoloji var. 1989-2003 yılları arasında rafine kaolin üretimi içinde bizzat bulundum. Bu zamana kadar sadece 2 firma yerli rafine kaolin üretimine geçti fakat bugün itibarı ile ikisi de yok artık. Bunun 2 sebebi var.
İlki yurdumuzdaki kaolinlerin önemli bir kısmının , rafine kaolinin en fazla kullanıldığı kağıt, boya ve benzeri sektörlere uygun olmaması. Uygun olsa bile iç talep yeterli değil. İhracat yapmak zorundasınız. Ülkemiz koşullarında ne kadar rekabetçi olunur şüpheli. Diğer sebebi ise dar pazara rağmen üretim maliyetlerinin yüksekliği. Bunda ham kaolinin yeterince uygun olmaması önemli etken.
Bana ayda 5.000 ton kaolin alacağınız garantisini verin hemen kuralım tesisi:)
Bu biraz da hesap kitap meselesi.
Saygılar
Sn Sabry,
şimdiye kadar gördüğüm kadarıyla samimi yazıyorsunuz,
Ayda 5.000 tona bu iş olur diyorsanız muhakkak değerlendirme yapmışsınız. Bu 5.000 ton sadece tarımda kullanılan özellikte kaolin kili olmadığına eminim. Doğru mu?
Saygılarımla
Dogasever
08-07-2011, 21:16
Sn Doğasever siz ham kaolinin yurtdışından ithal edilip, rafinasyon ve de kalsinasyon işlemi yapılan herhangi bir başka cevher madeninde yapılabileceğini mi söylediniz?
Sn soilless
Aslında kastettiğim şey ikinci el bir kalsinasyon fırını olabilir anlamındaydı. Kiralama pratik gibi görünse de, kimsenin kiralayacağını sanmıyorum. Zaten kiralamak için de dünyanın parasını isteyebilirler. Ayrıca, kısa sürelerle farklı madenlerin aynı fırında işlenmesi de empürüte sorununa nedne olabilir belki. Halbuki ikinci el bir fırın, temizlenip refurbish edilip bu iş için kullanılabilir diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum.
Bana ayda 5.000 ton kaolin alacağınız garantisini verin hemen kuralım tesisi
Sn Sabry'e katılıyorum. Her şeyden önce talep olmalı. Tarımda bu talebin bu kadar yüksek olacağını sanmıyorum. O yüzden ithalata devam edilecek gibi görünüyor.
soilless
08-07-2011, 21:46
Sn soilless
Aslında kastettiğim şey ikinci el bir kalsinasyon fırını olabilir anlamındaydı. Kiralama pratik gibi görünse de, kimsenin kiralayacağını sanmıyorum. Zaten kiralamak için de dünyanın parasını isteyebilirler. Ayrıca, kısa sürelerle farklı madenlerin aynı fırında işlenmesi de empürüte sorununa nedne olabilir belki. Halbuki ikinci el bir fırın, temizlenip refurbish edilip bu iş için kullanılabilir diye düşünüyorum. Bilmem yanılıyor muyum.
Sn Sabry'e katılıyorum. Her şeyden önce talep olmalı. Tarımda bu talebin bu kadar yüksek olacağını sanmıyorum. O yüzden ithalata devam edilecek gibi görünüyor.
Sn Doğasever,
Benim sorduğum ve alıntı yaptım yanıtlar yerli kaolinden üretim üzerine idi. Siz ikinci bir el kalsinasyon fırınından bahsediyorsanız ve de talebe bağlı bir üretim olması gerektiğine inanıyorsanız, bu şu demektir;
Türkiye kaolin kili işlenebilir ve tarımda kullanılabilir.
Talep konusunda ise şunu söyleyebilirim, Sn Sabry ayda 5.00 tona bu iş olur der. Ne ben ne siz işin pratiğinde olan Sn Sabry kadar hesap değerlendirmesi yapmamışızdır. Ancak siz Sn Sabry nin mesajını okumadığınızı tahmin ediyoum çünkü ayda 5.000 tona bu iş oluyorsa bunun tamamı tarımda kullanılacak diye bir şey yok. Bu seramik, kağıt kaplama, kağıt dolgu, ilaç, diş macunu, lastik gibi bir çok sanayi de kullanılabiliyor.
soilless
08-07-2011, 21:48
Ama yine de bir örnek vermek isterim, Ülkemizde ki sadece zeytin ağacı miktarı 150.000 milyon bunun yaklaşık 115.0000 milyon civarı üretimde.
Dogasever
08-07-2011, 22:01
Burada "think tank" takımına döndük. Bu sitenin amacı kullanımı ve ürünleri tartışmak iken bizler bir anda yatırım danışmanlığına döndürdük. Yatırım yapmak isteyen varsa, burada şimdiye kadar yatırım konusunda yazı yazanlarla temasa geçer. Bence bu forumda, ürün ve kullanım konuları tartışılsa daha uygun olur gibi geliyor bana.
Yine de aşağıdaki hesabnı yapmadan geçemeyeceğim. Üretimdeki zeytin ağaçlarının yarısı kullansa 50.000.000 ağaç eder. Bir ağaç 3 uygulamada 100 gr kullansa (tam rakamı bilmediğim için bunu kafadan atıyorum. Kullananlar düzeltebilir). 5000 ton eder. İşte alın size 5000 ton kapasite sadece zeytin ağaçlarından. Hmmm. demek ki kullanım epey yüksek olacakmış yanılmışım. Hesapta yanlışlık varsa düzeltiniz lütfen....
soilless
08-07-2011, 22:20
Sn Doğasever ,
:)))
think thank takımına dönmedik sadece Türkiyede kaolin kili tarımda kullanılabilir mi diye sordum ve aldığım yanıtlar üzerine (ki bu yanıtlara sizin görüşleriniz de dahil) kullanılabileceğini anladuık.
Sn Sabry ise yatırım için talep miktarını belirtti.
Siz maden tesislerimizde işlemeye mevcut var dediniz. Bir ağaç için uygulama miktarını bile bilmeden atıyorum diyerek kullanım kapasitesini söylüyorsunuz.
Şu ana kadar sadece sizin ve Sn Sabry nin yanıtları üzerine konuştuk. Ve de hiç atmadan sorguladım.
Ancak tekrar ifade ediyorum atladığınız konu şu;
1- Tarımda kullanılması gerektiği söylenen değerler, biraz önce bahsettiğim sektörlerde de kullanılabilir. Yani potansiyel talep atmadan daha rahat hesaplanabilir
2- Bu konu ile ilgilenen bir çok forum üyesi de bilir ki kaolin kili tarımda sadece zeytinde kullanılmaz, elma, armut, ve de devamını ve uygulama yöntem ve miktarlarını kaolin kili satan firmaların web sitelerinde okuyabilirsiniz.
Sn Soilless
Ben yapıldığını değil, yapılabileceğini söyledim. Yapılıp yapılmadığını bilmiyorum.
Arkadaşlar Google arama motoruna ''kalsine kaolin'' yazıp aratırmısınız.
Teşekkürler.
soilless
08-07-2011, 22:21
Türkiye kaolin kili tarımda kullanılabilir mi ?
bir önceki mesajdaki ttping eroru düzelteyim
Dogasever
08-07-2011, 22:28
Sn soilless
Samimi olarak ağaç başına kullanım miktarını bilmediğim için "atıyorum" (tahminde bulunuyorum) anlamında söyledim. Tabii haklısınız birçok ağaçta bitkide kullanılıyor. Yatırım yapmak isteyenler için iyi bir yatırım alanı. Türkiyede ithal edilen neyi ele alırsanız alın bence iyi bir yatırım alanıdır. Yatırım yapmayı düşünenlerin öncelikle yasal mevzuatı iyi öğrenmelerini salık veririm. Sonra, bu ülkede bir gecede mevzuatın bile değişebileceğini de göz önüne almalısınız. Saygılarımla.
Dogasever
08-07-2011, 22:31
Türkiye kaolin kili tarımda kullanılabilir mi ?
bir önceki mesajdaki ttping eroru düzelteyim
Sn soilless
Kullanılmaması için bildiğiniz bir neden mi var?
Zeytinlibahçe
08-07-2011, 22:52
Zeytin agaçlarında kaolin kullanmayı düşünen arkadaşlara genel bir bilgi olması açısından, bizim bahçenin ağaç başına değerleri :
-Tam formunda Edremitlere : 1.100 kg
-6-8 yaş trilyelere : 0.190 kg
( Sezonda 3 uygulama %5 + %2.5 + %2.5 )
MeyveliTepe
08-07-2011, 23:28
Orjinal Mesaj Sahibi Merdümgiriz
"Tüm iyi niyetimle yazdığım mesajlara rahmen nedense taraf olarak lanse edildim" ))))Bayıldım buna))) göz var izan var, el insaf.
Benim bu bardak deneyinden ve yazılanlardan anladığım:
Pazara gittim 1 kilo taze ceviz aldım, 50 tane aynı irilikte ceviz vardı, çok beğendim.
Komşum da beğendi, nereden aldın diye sordu.
Falancadan dedim, ertesi hafta yine aynı pazarcıya gidip birlikte aldık.
Bir dahaki hafta bir de baktım ki eskiden tanıdığım biri de aynı cevizden satıyor.
Tanıdıktan alayım bari dedim, 1 kilo aldım geldim.
Eve gelince gördüm ki torbada 25 ceviz var, şüphelendim tarttım. Yine de 1 kg geldi.
Hemen eski cevizciden 1 kilo ceviz alıp karşılaştırdım:
Cevizler aynı boyda, ikisi de 1 kg. ama bir torbada 50 ceviz, diğerinde 25 ceviz var. Akıl erdiremedim, ama kazıklanmasın diye komşumu uyardım.
Komşumu uyardığım için de ikinci pazarcı ve durumu anlamayan ya da anlamak istemeyenler bozuldu, beni suçladı.
Her zamanki gibi bir haksızlığı dile getirdiğim için desteklenmek yerine suçlandım. "Kral çıplak" diye bağıran bendim, ama birileri beni kral sandı
Gerisi alıcıların isteğine kalmış, isteyen istediğini alsın, ne isterse yapsın.
Şimdi artık sadede gelelim de kaolin ile ilgili bitkiler üzerindeki gözlemler paylaşılsın, hakaret etmeye devam etmek isteyenler için ise "ayrı bir başlık" açılmasını rica ediyorum.
Şehri '' yeryüzü '' dostum buraya daha ilk mesajınız da geldiniz;
başımızın üstünde yeriniz var.
Hoş geldiniz.
İsterseniz sizden başlayalım;
biraz derin düşünmek ne kadar zor değil mi?
Zira derin düşünmekte elinizin boş dönme ihtimali her zaman vardır. Ve derin düşünmek de sorunlu bir eylemdir.
"Merdümgiriz" öyle bir örnek vermiş ki tam uymuş. Yarı sayıda ağır çeken ceviz, tam sayıda hafif çeken ceviz.
Asında şöyle olmalıydı. Az sayıda çok büyük cevizler, ve çok sayıda küçük cevizler. Bize lazım olanlar ise sadece küçük olanlar. Ama bu biraz karışık. Merdümgiriz'in örneği daha basit. Ağır cevizleri de satan tanıdıkmış üstelik.
Sanıyorum bu örnek Sn.Suna için. Halil bey görüp çok derin yorumlamış, ama derinliğin farkları da olabiliyor. İş dünyasında, "karmaşık bir şeyi basit anlatacak kadar zaman ayıramadık" deriz çoğu kez. Üstünde çok çalışmak gerekir bunun için. Bazen benim yeteneklerimi aşar.
MeyveliTepe
08-07-2011, 23:32
İş yerinden o mesajı görüp örneği tanıyınca hemen ihbar ettim Malina'ya.
Mesajı yazan esas meyvelitepe idi. Şu, binlerce insanın hayata bakışını etkileyen, insanların hayallerinin ve umutlarının peşinden gitmesini öğütleyen, insanlık için umudunu ve inancını hiç yitirmemiş yeryüzü sakini, eşim.
e, ben kimim o zaman? Forum departmanına bakan yamak sadece.
Mevzu kaolin? Evet, bu forumda tarım sebebiyle eli kaoline değen ilk kişilerden. Literatürü hallaç pamuğu gibi attı. Müthiş bir bilgi avcısı. Japonlardan hurma kurutmayı alıp çeken, hiç ekşimeyen ev yoğurdunu bulan da o. Ve başka bir çok şey.
Bir süredir takip ediyor bu başlığı, aynı üye olmadığı halde forumu okuyan binlerce başka kişi gibi. Direk başlığa gelmesi bu sebepten.
Merdümgiriz de neyin nesi? Duymadığım bir laf. Bakıyorum ve dehşete kapılıyorum.
İnsanlardan nefret eden demek.
Dehşete düştüm, akşamı zor ettim.
Sonra, bugün, sevgili İrem'i okumuş (http://www.ntvmsnbc.com/id/25227376/). Kuşak değişiyor. Gidiciyiz yakında. Gelenler umut dolu. Merdümgiriz değil artık, gelenler için.
Dogasever
08-07-2011, 23:44
Sn MeyveliTepe,
Durun bakalım daha size insanların ihtiyacı var. Öyle kolay kolay gitmek yok. Hiç merak etmeyin bizler gititkten sonra Sevgili İremler, Tepeleri hiç Meyvesiz, Doğayı hiç Sevgisiz bırakmayacaktır. Sevgiyle kalın.
"merdümgiriz" öyle bir örnek vermiş ki tam uymuş.
:D:D
Sevgiyle kalın hoşçakalın,
Sizi seviyorum.
bahtiyar02
09-07-2011, 08:29
Sn MeyveliTepe,
Durun bakalım daha size insanların ihtiyacı var. Öyle kolay kolay gitmek yok. Hiç merak etmeyin bizler gititkten sonra Sevgili İremler, Tepeleri hiç Meyvesiz, Doğayı hiç Sevgisiz bırakmayacaktır. Sevgiyle kalın.
Sevgili MeyveliTepe;
Sn Dogasever'e tamamen katılıyorum. Verdiğiniz bilgiler ve çalışmalarınızı kendime örnek alanlardanım. Sizin gibi fedakar ustaların biz acemilere daha çok yol yordam öğretecek ve rehper olacaksınız.
Sevgiler saygılar.
Sevgili Meyvelitepe,
Bu güne kadar sabırla bekledim. Bana ve ürünümüze atfedilen suçlama ve karalamalar ile ilgili bir ispatın yapılmasını.
Hiçbirşey ispatlanmadığı gibi, aksine hep tartışma başka terlere taşınmaya çalışıldı.
Her zaman olduğu gibi sevgili Meyvelitepe her şeyi bildiği için (çok bilen çok yanılır) bu konuda da yanıldığını geçte olsa anladığını sanıyorum ama açıkça söylüyorum. Meyvelitepedir, yarın şaka yaptım der gene değişikliklerle karşı karşıya bırakır insanlarımızı.
Gönlü öğretmekle ve insan sevgisi ile dolu insanların yapacakları şeyler, çok fazla özveri ve ALÇAK GÖNÜLLÜLÜK gerektirir. Umarım Meyvelitepe sizde vardır.
Sevgili Meyvelitepe evet siz bir uslup yarattınız ve de sizin bu forumda ve başka platformlarda peşinizden yazı yazacak sizin üstüne gittiğiniz kişi ve ürünleri hiç kullanmasalar bile yerlerde süründürecek ya da göklere çıkaracak çok fazla seveniniz var.
Takdir edilmesi gereken bir durum. Ama bu sizin çevrenizde birazda fazla şak şakçı yaratabilir. İşin kötüsü size zarar verebilir.
Yani bir LİDER olacaksınız, bir GURU olmaya soyunacaksınız basit hatalar yapmak gibi bir lüksünüz olamaz.
Bu arada Sunguard'da OMRI listesinde.
Bakın üç yıldır Kullandığınızı söylediğiniz OMRI belgesine sahip olduğunu ve sizde spektlerinin olduğunu belirttiğiniz SunGuard isimli ürünün, Amerika' daki OMRI listesindeki ürüne, sadece ve sadece ismi BENZEYEN bir ürün olduğunu bile BİLMİYORSUNUZ.
İşte sizin verdiğiniz linkteki bilgiler.
232656
Yok eğer bu gerçeği biliyorda, ısrarla OMRI belgeli diyerek reklamını üç yıldır yapıyorsanız sizi nasıl tanımlayabileceğimi bilemiyorum.
Sevgili Meyvelitepe Turhan Bey'in Turcan Tarımının SunGuard isimli ürünü Amerikada Bay Don Aluisi' nin Sunguardchemicals firmasına ait OMRI listesindeki Sun-Guard ile alakasız, Alaka var mı?
Var! İsim BENZETME manipülasyonu.
Bakın, aşağıda bununla ilgili bir Mail var.
Sevgili DOĞASEVER, AYHAN KAPTAN, İNCİ AKALP tercüme edip burada ne yazıldığını açıklar mısınız?
Dear Mr. Zumre:
The address of our manufacturing plant is:
1875 S. Del Rey Ave.
Sanger, CA 93657
The Harmonized Tariff number for Sun-Guard Agricultural Weatherproofing is 2507.00.00 and for Sun-Guard Part II is 2522.20.00
We are concerned about the product with a similar name, Sunguard. Since we have not exported to Turkey before, we don't know if there would be legal issues with marketing our product in your country. Are you able to supply any information about this?
Sincerely,
Don Aluisi
Sun-Guard Chemical Company
4477 N. Quail Lake Dr.
Clovis, CA 93619
Phone: (559) 291-4030
Fax: (559) 291-4019
www.sunguardchemical.com
Evet Meyvelitepe, kızıyor olabilirsiniz. KRAL ÇIPLAK! Belki birileri, siz bilmeden sizi ve de forumdaki başka arkadaşları kullandı. O zaman kandırıldığınızı ve de başkalarının da sayenizde kandırıldığını anlayın.
Yok biliyorduysanız istediğiniz yere GİDİN.
Gidinde gittiğiniz yerdede aynı hatalara düşmeyin.
Sevgiyle kalın
Tüm kAOLİN İLE İLGİLİ arkadaşlar,
Yukarıdaki mesajın tercümesi, geldiğinde herkes OMRI listesindeki Sun-Guarda ulaşılabileceğini görecekler.
Gerçek adıyla, sertifika sahibinden. Onuda sağlıyoruz.
Fiyatını da merak ediyor olabilirsiniz. İnanın tahminlerinizden farklı olacak.
Sevgiyle kalın
Bu arada Sunguard'da OMRI listesinde (http://www.omri.org/manufacturers/66034/sun-guard-chemical-company-inc). AT-80'in de analiz sonuçları sitesinde zaten yayınlanmış durumda (ben sordum diye değil - yalan da çıkmadı). Elimde hem AT-80'in hem de Sunguard'ın ayrıca yazılı içerik ve analiz deklerasyonları da var. Önce sizinkini bir görelim, sonra belki yayınlarım.
Ensar bey, ben boroşürlere bakmam pek. Doğrulayacak başka yayınlar ararım.
Haşa Kral yalan söylemez. Ben bu savaşta kazanmak için herşey mübahtır derken az bile söylemişim.
Ben siparişimde 5 Lt EM AKTİF istedim (5x10 = 50TL). 2 litre ürün geldi. Ürün eksik geldi , 3 litre nerede dedim gönderiyoruz dediler. 1 ay sonrada gönderdiğimiz 2 Litre EM dediler(aktif değil yani sizin 60 TL dediğiniz ürün 2x60 = 120TL ). Buda size kıyağımız olsun dediler.
Ama ben bu arada 2 Litreyi çoktan fidanlara vermiştim.
Sn. Doğasever ,
Ben de duruma üzüldüm, çok güvendiğim çok okuduğum EM ürünlerini bahçemizde oldukca fazla kullanmayı düşünüyorduk.(komşunun da tavsiyeleri ile ). Böyle bir başlangıç bizimde keyfimizi kaçırdı.
Bir miktar ( sakinleşip yeni sipariş verebilecek duruma gelinceye kadar ) uzak durmak istiyorum EM dünyasından.
Bu arada İngiltere'den sipariş verdiğim mikoriza siparişim 3-4 günde elime geçti. Adamların işini nasıl bir ciddiyetle yaptığına örnek olması babında anlatmak istedim.
Saygılarımla.
Sayın Sarıcan,
Benim EM başlığı altında yazdığım mesajı referans göstererek Kaolin Başlığında başka bir ürünü eleştirmenizi art niyetli bir girişim olarak görüyorum.
EM ürünlerinin başarısını burada tartışmanın bir manası yok, ürünü forumdaki herkes yeterince biliyor diye düşünüyorum.
Ürünün teslimi konusunda yaşanan bir aksiliği o ürünü karalamak için kullanmak ise saptırmadan başka birşey değil.
Kaldıki, firma yaşanan bu aksilikten dolayı özür dileme ERDEMİNİ de göstermiştir, benim açımdan ortada sorun kalmamıştır.
Dileğim, karınca kararınca sağlıklı ve çevreye zarar vermeden birşeyler üretmeye çalışan bizim gibi amatörlerin, ağaç ve bitkileri için aldıkları tüm ürünlerde , satıcıların bu ERDEMİ ve DÜRÜSTLÜĞÜ gösterebilmeleridir.
Saygılarımla.
Bu ne biçim bir kral sevgisi ve tutkusu ise, Kral' ın bir tek talimatı ile dün şikayet ettiği ürünü bugün erdem ve dürüstlük abidesi olarak gösteriyor. Ve nerede ise ben Türk Ticaret kanunlarınca da suç sayılacak bir yanlışı ortaya koyduğum için art niyetli ilan ediliyorum.
İnternette OMRI belgesi çok. OMRI belgesi olması bir ürünün sulandırılıp (İçindeki muhteviyatın ne olduğu tanrı ile kul arasında olan), sulandırılmış olarak adı EMA olan ürünü üzerinde OMRI belgeli EM1 ürünün şişesi ile satmak ve bu olumsuzluğu bile bile bunu forum ortamında lanse etmek, gözü kapalı inanan forum üyelerinin aldatılması değil de nedir?
Bütün bunları yazarken benim ürünlerle hiç bir açmazım yoktur. Çünki bu ürünlerin hiç birinin kullanıcısı değilim. Benim çelişkim zihniyetle. İnsanların size olan inancını daha ciddiye almanızı öneriyorum.
Dogasever
09-07-2011, 10:18
Sn Sarıcan
Hala Kaolin başlığında EM ile ve EM kullanıcıları ile uğraşıyorsunuz. El insaf!
Size ben yanıt vermiyorum. Ama şirket yetkilileri eminim burayı okurlarsa yanıt vereceklerdir. Daha önce sizi ciddiye almadığımı söylemiştim. Sizi artık Allah'a havale ediyorum. Belki muhteviyatını Tanrı söyler size! Siz de bize aktarırsınız. Aslında çok merak ettiğinizi de sanmıyorum maksadınız nasıl etsem de Doğasever'i alt etsem. Doğasever, ne sizinle ne de başkalarıyla uğraşmayacak. Sevgilerimle.
Ozi'nin Bahçesi
09-07-2011, 10:37
Sn.Sarıcan,
Benim kimseden talimat aldığım filan yok, kendinizle karıştırmış olmayasınız.
Bu ürünlerle hiçbir ilişkisi olmayan birinin EM 'in içindekileri sorgulaması taktire şayan bir şey tabi, bu konuda size katılıyorum, ama bunu tüm ürünler için yapmak gerekmez mi? Mesela yediğiniz ekmek, içtiğiniz su için bunu yapıyormusunuz? Bana sanki bunu sadece EM ürünleri için yapıyormuşsunuz izlenimi verdiniz.
Bence sizin çelişkiniz zihniyetle filan değil , KENDİNİZLE.
Sizin EM ürünleri ile ilgili bir kuyruk acınız var ama nedeni nedir bilmem.
Sizin gibiler için harcayacak ne vaktim ne enerjim var.
Allah selamet , akıl , izan nasıp eylesin diyorum.
Forum üyelerinden de özür diliyorum vakitlerini aldığım için.
Saygılarımla.
Dogasever
09-07-2011, 11:03
Sizin EM ürünleri ile ilgili bir kuyruk acınız var ama nedeni nedir bilmem
Tesadüfe bakın! Bir yerlerden hatırlıyorum.
Sn MeyveliTepe,
Durun bakalım daha size insanların ihtiyacı var. Öyle kolay kolay gitmek yok. Hiç merak etmeyin bizler gititkten sonra Sevgili İremler, Tepeleri hiç Meyvesiz, Doğayı hiç Sevgisiz bırakmayacaktır. Sevgiyle kalın.
Sn. Doğaseverin bu duyarlı mesajı gerçekleri yansıttığı inancındayım, kaolin konusunda Sn. Meyvelitepenin huzursuzluğu hat safhasına vardığı kanısındayım, bu düşüncemin doğruluğu hakkındaki görüşlerimin kaynağı Mevelitepenin kendi açtığı Ubyi başlığındaki Blok çalışmalarını geri çekmişti sessiz sedasız ayrılması bunun işaretleriymiş.
Ben de zaten bir şeyler seziyordum MeyveliTepenin Moderetör oluşundan sonraki günlerde bir farklılık içinde bulunmaktaydı, kendisine bu konudaki düşüncelerini öğrenmek istediğimde özelden yazmış olduğum mesaja cevap alamamanın arkasında bu gerçeklerin varlığı belirmiş oluyordu.
Kaolin başlığında ortaya koyduğu bilgi paylaşımlarının gayreti beni oldukça şaşırtmıştı, kendisini hiç bu kadar paylaşımcı olarak görmemiştim 2008 de üye olduğu bu sitede hep dikkat ettiğimde paylaşımlar konusunda daima üyeleri kendi bloğuna yönlendirmekteydi, nasıl oluyordu da bu kadar forumlarda paylaşımcı olarak kendini lanse etmesini anlamıyordum.
Bu durumu forumlardan ayrılmadan önce üyelerle helalleşme düşüncesinin belirtileri olarak yorumluyorum, bu kanatlerime üye arkadaşlarımın ne kadar katılır bilemiyorum ama yaşımın gereği tecrübelerim beni yanıltmamıştır.
kayastop
09-07-2011, 11:28
Sevgili DOĞASEVER,
Biz sizi "EMEKTAR" olarak tekrar bekleriz.
Saygılarımla,KAYASTOP.
Dogasever
09-07-2011, 11:52
Sevgili DOĞASEVER,
Biz sizi "EMEKTAR" olarak tekrar bekleriz.
Saygılarımla,KAYASTOP.
Bu konuyu da burada halledelim isterseniz. Ve bir daha da karşıma çıkmasın Evet EMEKTAR bendim. Bu ikinci adı aldığım için forum yönetiminden ve üyelerden özür diliyorum. Bu ikinci adı almamın asıl nedeni, bir zamanlar hissedarı olduğum ve dolayısıyla DOĞASEVER adıyla eleştiremediğim kendi firmamı başka bir adla eleştirebilmekti.
Başka var mı karnında ağrısı olan?
Sevgili DOĞASEVER,
Biz sizi "EMEKTAR" olarak tekrar bekleriz.
Saygılarımla,KAYASTOP.
Konuları iyice karıştırmaya başladınız...
Temizlik mi yapayım tekrar?
Çok istiyorsanız buraya buyurun:
Ergene Nehrinin temizliği Muratlı kolu üzerinde başladı (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=22297)
MeyveliTepe
09-07-2011, 12:45
Ensar bey, bravo. Ben o kadar araştırmadıydım. Don Alusi'ye kadar yazmışsınız, ne güzel.
Benim bildiğim sunguard ABD'den ithal bir malzeme. Bir müşteri olarak elimde uzun bir süredir bu malzemenin spekleri var. Yani kimyasal ve fiziksel özellikleri. Bu gizli de değil, isteyen herkese gönderirler. Tarımda kullanılacak malzemenin OMRI olması değil uygun speklerde olmasıdır benim için önemli olan. OMRI mi diye sorgulayan da ben değildim, sizdiniz.
Yazdığınız gibi, sunguard omri belgelidir diye üç yıldır söylemekte olduğum bir şey de yok. Alıntıladığınız satır da 2 Temmuz Tarihl şu mesaja aittir;
Orjinal Mesaj Sahibi acemi_caylak
Birde aşağıdaki sözlere bakalım.
Zeytin hastalık ve zararlıları ile doğal mücadele – 299 Nolu Mesaj – 15 Mart 2010'da yayımlanmış.
Hadi Surround'u anladık. OMRI sertifikası var. Ya Sunguard ve Sabry Kaolin'in test belgeleri neden yayımlanmıyor. Meyvelitepe "bana gönderdiler" diyor.
Bunu anlamadım. Sadece Meyvelitepe sizler adına nasıl karar verebilir?
Meyvelitepe tescil kurumu mu? Neden bu belgeler sadece adı geçen üründen isteniyor? Meyvelitepe bu yetkiyi nerden alıyor?
Ne diyeyim biraz komik oldu. Bunu söyleyen bir satıcı. Sattığı ürünün özelliklerini yayınlamayan, sorulduğunda cevap vermeyen, tüketicinin sorduğunu görmezlikten gelen, ben sordum diye ilk defa burada benim ürünüm %95 kaolindir deyip ürünün sitesine bilgi koyan ama 315gr diyen, epey müddet sonra yahu bu 315 gr değil dendiğinde de hiç cevap vermeden alelacele sitede yazılı olanları silen mi soruyor başka ürünlerin analizlerini?
Ben tüketiciyim, aldığım ya da alsam mı diye düşündüğüm bir şeyin ne olduğunu sorarım. Satıcının tüketiciden belge sorduğu da burada görüldü.
Neden bu telaş? Ne olduğu belli, özellikleri iyi ve fiyatı çok ucuz yeni bir rakip çıktı diye mi? "Biz çok ucuzuz, kimse pahalı ürünlere mahküm değil, yerli malıyız, memleket ekonomisi, hem çevreci olcan hem pahalı satcan" gibi pazarlama söylemleri yıkıldı, aslında ürünün çok pahalı olduğu, ne olduğu da belli olmadığı için mi?
Bu arada Sunguard'da OMRI listesinde (http://www.omri.org/manufacturers/66034/sun-guard-chemical-company-inc). AT-80'in de analiz sonuçları sitesinde zaten yayınlanmış durumda (ben sordum diye değil - yalan da çıkmadı). Elimde hem AT-80'in hem de Sunguard'ın ayrıca yazılı içerik ve analiz deklerasyonları da var. Önce sizinkini bir görelim, sonra belki yayınlarım.
Ensar bey, ben boroşürlere bakmam pek. Doğrulayacak başka yayınlar ararım.
Acemi_caylak'ın bahsettiği 15 Mart 2010'da yayınladığım mesaj da özellikleri uygun olan iki ürünün varlığından bahseder, omri lafı geçmez. Kaldı ki, kullanılan bir ürün olarak bu markadan bahsetmem tarımda kaolin kullanımının forumda ilk kez ortaya çıktığı Nisan 2009 ayından çok sonrasıdır. Benden önce başkaları bulmuştu bu markayı. O zamanlar siz kaolinden dahi haberdar değildiniz.
Buradaki satır ise, acemi_caylak sordu diye 2 temmuz 2011 günü ismi sorguladığımda omri'den gördüğüm kayıttır. Aynı firmadır ya da değildir ilgilenmedim. Türkiyedeki firma da benim malım omri listesindedir demiyor zaten. Burada bir hata varsa bana aittir.
Firmanın web sitesi şuyu buyu ısrarla bana soruyorsunuz. Atladığınız bir şey var. Ben size sorabilirim, çünkü satın almış müşteriyim. Ama siz bana soramazsınız. İstiyorsanız, diğer satıcılardan sorarsınız, beni ilgilendirmez.
Başından itibaren bu ürünün kullanılabilir sınıf bir malzeme olduğunun belgesi;
232719
budur. Zaten de mal meydanda.
Öteki sorduğunuz;
232731
232730
Müşterisine kendi malının durumunu söyleyebilmekten kaçınan bir satıcının, müşteriden, müşterinin beğendiklerinden bir diğer mala o mudur, bu mudur demesi de bir tuhaf. Böylelikle neyin üstü kapatılmaya çalışılıyor ki?
Bir müşteri olarak sizin sattığınız malzeme nedir diye sordukça, müşteriye yanıt vermek yerine rakiptir diye bellediklerinizi müşteriye soruyorsunuz. Ürünün içeriğinden emin olduktan sonra daha ötesine para verip satın alan olarak ihtiyacım yok.
Fakat siz hala bir açıklamada bulunmadınız, neden 315gr diye ilan ettiğiniz malınız 580 gr çıktı? Buna yanıt vermek için harcayacağınız vakti, size göre "rakibinizin ipliğini pazara çıkarmak için" harcamışsınız. Hoş, ona da itirazım yok, speklerde sahtekârlık olmadıkça beni çok ilgilendirir bir durum değil. Bu zamanı ucuz fiyatla iyi bir ürün çıkarmak için harcasaydınız daha iyi olmaz mıydı?
İtirazım iki noktadadır. Birincisi satıcı sattığı ürünün özelliklerini müşteriyi yanıltıp alım tercihini etkileyecek şekilde beyanda bulunuyor mu? Bu önemli bir kusur.
İkincisi, satılan ürünün özellikleri belirli içerik kıstaslarına uyuyor mu? Bu teknik bir konu.
Ben ne bir liderim ne de bir guru'yum. Kral hiç değilim. Öyle bir şey de iddia etmedim. Belki sadece meraklı bir müşteriyim.
İlan ettiğiniz özellikler buydu;
SiO2: %56 ± 2.5
Al2O3: %39 ± 1.2
Fe2O3: %0.7 ± 0.15
TiO2: %0.4± 0.05
Özgül ağırlık. 2.6
Beyazlık: 90 ± 3 (El Repho)
Bulk Density: 315 ± 35
Nem: % 0.7 (max %1)
Tane Boyutu: Min % 50 ± 2 -2 µ, min % 90 ± 2 -5 µ, min 95 ± 3 -10 µ
pH: 6.5 ± 2
Bu özellikte halis yerli malı malzemeyi, çok ucuz fiyatla Türk çiftçisinin hizmetine sunduğunuzu söylediniz hep.
Sorduğum, bu özelliklerin hangilerinin doğru olduğu idi? Bir tanesinin çok büyük sapma ile doğru olmadığı meydanda idi.
Siz ne yaptınız? Düzeltmek yerine bunun üstünü kapatmaya.
vBulletin® v3.8.5, Copyright ©2000-2025, Jelsoft Enterprises Ltd.