Bağlan

View Full Version : Halil Önen / Aliağa, Menemen, Belen




Sayfalar : [1] 2 3 4 5 6

Halil Önen
15-05-2010, 01:13
Bir kaç iyi adam uzak bahçeleri yakınlaştırmaya çalışıyor ve 'artık bağlantı değil yakın ilişki içinde olmalıyız' diyor.

Suyun, toprağın, havanın ve hatta Deniz'lerin! bile kirletildiği bir zaman diliminde, sanki 'uzun ince bir yol' gibi geliyor bana. Ancak doğa ile uyumlu üretimi de bu ekipten başka kimse yapamaz.

Adım Halil Önen.
26 yıllık proleterim. 52 yıllık feodalim. Aynı zamanda çiftçiyim. 40 yıllık avcıyım. Nediyeyim işte karmaşık bir şey. İşçi ile köylü arasında gidip geliyorum. Ancak yine de işçilik köycülükten ileri bir toplum biçimi, bunu da söylüyeyeyim, kimse heveslenmesin.

Menemen Belen köyü doğduğum yer. Aliağa'da bir büyük kimya fabrikasında işletme teknisyeni olarak çalışıyor(um)... dum... Artık emekliyim, ama işten hayattan değil. :)

Aliağa'nın karahayıt mevkisinden 9 dönüm 250 m. kare bir tarla aldım. Neden 10 dönüm demiyorsun diyeceksiniz.

Şimdi avcının biri 'bir günde 99 tane bıldırcın vurdum' demiş. 'Neden 100 tane demiyorsun' demişler.

' Ne yani bir bıldırcın için yalan mı söylüyeyim' demiş.

10 dönüm olasaydı zeytin için teşvik alacaktım. Tarlanın tam içinde _yani tel örgü ile çevirdiğim_3 dönüm yer daha vardı.Caydılar. Satmadılar. Neyse...

Yer Ayhan Kaptanın tarlaya _yürüyerek_ bir sigara içinlik kadar.

85 adet ayvalık diktim. 2 yaşında.

144211
50 adet Gemlik. 1 yaşında.

144212
30 kadar çeşitli meyve ağaçları diktim.

Bu tarlayı almamın 3 sebebi vardı.

Birincisi biraz beyaz topraktı. Hani şu marin denen toprak. Bu toprakta iri ve bol yağlı zeytin olur. Ayvalık toprakları gibi...

İkincisi tarla sınırında 20 kadar badem ağacı vardı; demek ki buraya soğuk vurmuyordu.

Üçüncüsü ucuzdu, yolu yoktu (ekinler kalkıncaya kadar) ve 20 bin liraya aldım.

Meyve ağaçların arası 7 m.

144213 (kendi gölgesini de çeken adam):)

Aralarına Bodur zeytin dikeceğim. Arbequena İ_18. Üçüncü defa ertelediler. Mayıs ayı ortalarında teslim edecekler. Zira İspanya'dan yola çıkmış. İnşalllah nazar deymez. :)(söz verdim,gecikme için bazı dostlardan özür dilerim.)

Sulama şimdilik 200 m. uzaktan kaynak suyundan sağlıyorum.

Yılda bir defa otları yeşil gübre için sığ ve fidanlardan 1 m. uzaktan sürdürüyorum.

Kesinlikle zirayi ilaç ve kimyasal gübre kullanmıyorum. Otları kompost gibi değerlendirmeye çalışıyorum. Tabii pamuklu bit ile dövüşerek.

Köyde 2 dönümden fazla bir yerim daha var.

Ayrıca 30 yıldan fazla toprak işlemesiz tarım yaptığım yerim var.

Japon Masanobu Fukuoka' dan habersiz ' hiç bir şey yapma' dan kardeş ağaçlar _Sn. Meyveli tepe'nin kardeş bitkileri gibi_ yöntemi ile dar alanda (400 m. kare) zeytin, limon, mandalin, ayva nar v.b yetiştiriyorum.

(Anlatacağım)

Artık benimde ayrı bir sayfam var. Bana ait. Tapulu gibi.:) İstediğim kadar latife yapabilirim.:p (eğer latifelerim silinmeseydi kesin 1000 mesaji aşmıştım.);)

Hayırlı olsun.
Eğer doğal üretim kalkışıyorsak bilin ki ilaçlar konusunda kesin bir reçete buluruz. Artık sağlık ve çevre dostu bir yöntem bulmak esastır.

Saygılar

.................................................. .................................................. ...
.................................................. .................................................. ....

İçindekiler...

http://www.agaclar.net/forum/771421-post214.htm
İdeal fidan _ zeytin_ çukuru hazırlama;

sayfa 7 mesaj (http://www.agaclar.net/forum/763337-post189.htm)189...
sayfa 7 mesaj (http://www.agaclar.net/forum/763352-post190.htm) 190...
sayfa 7 mesaj (http://www.agaclar.net/forum/763363-post192.htm) 192...
sayfa 7 mesaj (http://www.agaclar.net/forum/763398-post195.htm)195...
sayfa 7 mesaj (http://www.agaclar.net/forum/763407-post197.htm) 197...
satfa 7 mesaj (http://www.agaclar.net/forum/763787-post203.htm)203...
sayfa 8 mesaj (http://www.agaclar.net/forum/771395-post213.htm) 213.. fidan dikimi.
sayfa 8 mesaj (http://www.agaclar.net/forum/771421-post214.htm) 214...
...
sulama suyu (http://www.agaclar.net/forum/783034-post237.htm); potasyumca zengin enzim ve yumurta kabuğundan kalsiyum...
...
Dikilen arbeguinalar (http://www.agaclar.net/forum/789479-post254.htm)_ bodur zeytin_ çiçekte...
...
Aslında cemre (http://www.agaclar.net/forum/791726-post263.htm)denen şey önce toprağa sonra havaya ve en son suya düşermiş..
...
Bamya (http://www.agaclar.net/forum/811269-post277.htm) 1.dikimi ve yetiştirilmesi...
Bamya bakım ve çapala... (http://www.agaclar.net/forum/817779-post295.htm)
...
Bamya ve börülcede akar hastalığı (http://www.agaclar.net/forum/819309-post304.htm)_ çanlı ballık_ ile doğal mücadele...
...
Yer fıstığı ekimi ve bakımı...

http://www.agaclar.net/forum/811290-post279.htm (sayfa 10 (http://www.agaclar.net/forum/uzak-bahcelerin-yakin-isbirligi/20890-10.htm)/mesaj279)

Ağaç kabuklu bite karşı gülleci tortusu (http://www.agaclar.net/forum/822333-post314.htm) kullanımı...

Sayfa 12...
Domates çiçek tripsi (http://www.agaclar.net/forum/832220-post333.htm)zararı ve tespiti...

Sayfa 12...
Patlıcanda kırmızı örümcek (http://www.agaclar.net/forum/836130-post339.htm) zararı...

Sayfa 12...
Kırmızı örümcek zararı ve gülleci bulamacı[ (http://http://)/URL] kullanımı...

2012 faaliyet raporu:

ubyi bulamacı bir denemedir...

[url]http://www.agaclar.net/forum/919687-post801.htm

1 mart 2012 ilk uygulama...

http://www.agaclar.net/forum/919700-post802.htm

http://www.agaclar.net/forum/919708-post803.htm

13 Nisan 2012 2. uygulama...

http://www.agaclar.net/forum/946420-post931.htm

Elma iç kurdu ve mücadelesi...

http://www.agaclar.net/forum/976318-post1000.htm

Zeytinde uyum _stres_ sorunu...

http://www.agaclar.net/forum/978317-post1022.htm

Asmada uyum_stres_ sorunu...

http://www.agaclar.net/forum/978328-post1023.htm

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun Belen ziyareti...

http://www.agaclar.net/forum/982914-post1051.htm

Belen Köy Kahvesi ve...

http://www.agaclar.net/forum/982928-post1054.htm

İzmir'in kızları:)

http://www.agaclar.net/forum/982933-post1055.htm

Yer kirazı _Altın Çilek_ yetiştirdik...

http://www.agaclar.net/forum/844639-post355.htm

üç dört sırada...

http://www.agaclar.net/forum/844649-post356.htm
http://www.agaclar.net/forum/844663-post357.htm
http://www.agaclar.net/forum/844668-post358.htm
http://www.agaclar.net/forum/844686-post359.htm

Köy Önü Tarımda İlk Pembe domates hasadı ve 997 gr. bir tanesi...

http://www.agaclar.net/forum/1001580-post1140.htm

Evde Domatesli Salçalık Biber Yapımı...


http://www.agaclar.net/forum/1016964-post1250.htm mesaj;1250...
http://www.agaclar.net/forum/1017227-post1251.htm mesaj; 1251 sayfa 42...
http://www.agaclar.net/forum/1017240-post1252.htm mesaj; 1252 sayfa 42...

Evde Domatesli Salçalık Biberden; Çemen yapımı...

http://www.agaclar.net/forum/1017259-post1253.htm mesaj;1253 sayfa 43...




fatmadundar
15-05-2010, 06:20
Halil Bey, sayfanız hayırlı olsun :)
Sizin ve ekibinizin çalışmalarını takdir ediyor, heyecanla izliyorum. Uzun ince yolda azim ve gayretlerinizle başarılı olacağınıza inanıyorum. Fidanlarınız çok güzel. Emekleriniz sayesinde en güzel şekilde meyve vereceklerdir.
Kolay gelsin.

kalambaklı
15-05-2010, 09:32
Sevgili arkadaşım, sayfan hayırlı ve uğurlu olsun, inşallah bol bol yazışırız.
Sormak istediğim bir şeyler var;
Elektrik sorunun varmı ve bu yüzden mi sondaj kuyusu veya keson kuyu açtırma çalışması yapmıyorsun.
Kolay gelsin ve ameleye ihtiyacın olursa gelebilirim.;)

Zeytinlibahçe
15-05-2010, 10:18
Halil bey aramıza hoş geldiniz.

Sizin gibi doğa dostu, zehir savaşcısı aydın bir dostu birlikteliğimiz içinde görmek
bizler içinde çok büyük bir şans, önemli katkılarınız olacağı kesin.

Yaptığınız doğal üretimlriniz kapalı kapılar arkasında kalmamalıydı.

Sizin ne kadar espirili, latife sahibi bir kişi oldugunuza yakından şahidim, kendimi bu konuda çok sanslı hissediyorum, en son dün beraberdik, birlikte çalışmak çok büyük bir keyifti.

omer.tuncer
15-05-2010, 10:33
Halil bey tarlada badem ağacının olması soğuk vurmadığına delil değildir. Eğer badem ağaçlarında badem varsa geç donlardan etkilenmiyor demektir.

Dogasever
15-05-2010, 12:43
Halil Bey

Hem yeriniz hem sayfanız çok güzel! sizin esprilerinizi en beğenenlerdenim. Bu sayfanın da bağımlısı olacağım her halde. Tebrikler, ağaçlarınız çok güzel! İnşallh bir gün gelir sizi de ziyaret etme fırsatı bulurum. Sizin oralarda rahmetli amcamın da bir arazisi vardı. Çocuğu da yoktu. Eker biçerdi ama o öldükten sonra kimbilir ne oldu. Hiç haberim yok.
Çok selamlar

idris şenol
15-05-2010, 14:29
Halil bey araziniz , zeytinleriniz ve sayfanız hayırlı olsun
darısı bir tane bile ARBEQUINA I-18 olmyanların başına:))saygılarımla

alibabaa
15-05-2010, 14:34
Halil bey sayfanız hayırlı olsun. Bilgileriniz ile bize çok yardımcı oluyorsunuz sizden bu sayfada çok şey öğrenebileceğimizi düşünüyorum.

denizakvaryumu
15-05-2010, 16:35
Halil Bey de geldiyse bu birlikten iyice ümitlenmeye başladım. :)

Olacak bu iş ama öyle ama böyle ...Yola çıkıldı artık :)

berduray
15-05-2010, 20:32
Hayırlı olsun, bu sayfanın ve nüktedan mesajların takipçisi olacağım.

bayindirmevki
15-05-2010, 20:40
Halil bey,

Hoş geldiniz. Aramıza katılmanıza sevindim. Niye bu kadar geç oldu ki?. Değerli katkılarınıza ihtiyaç olacak bir olaydayız. Ayhan beyin önerisini, bekliyorum.

Halil Önen
15-05-2010, 21:13
Uzun ince yolda azim ve gayretlerinizle başarılı olacağınıza inanıyorum. .

Teşekkürler mühendis hanım. Sağolun.

Babanızın 90 adet zeytinleriniz varmış. Allah uzun ömür versin. Ancak şu işe enişte ile bir el atın artık. Zaten kaolin kili, ema aldınız. Belkide Delfin de aldınız.

Bize yakınsınız. 'Uzak Bahçelere' de yakın olmanızı isteriz.

acemi_caylak
15-05-2010, 21:41
Halil Bey,

Hoşgeldin ve iyiki de geldin. Nihayet demekten başka bir şey gelmiyor aklıma.

Selamlar.

Halil Önen
15-05-2010, 21:44
Sevgili arkadaşım, sayfan hayırlı ve uğurlu olsun, inşallah bol bol yazışırız.
Sormak istediğim bir şeyler var;
Elektrik sorunun varmı ve bu yüzden mi sondaj kuyusu veya keson kuyu açtırma çalışması yapmıyorsun.
Kolay gelsin ve ameleye ihtiyacın olursa gelebilirim.;)

Evet elektrik sorun, en yakın trafo 400 m. ve özel.

Aslında aklımda güzgar gülü ile _emme basma şeklinde_ su çekmek geliyor.

Bunu iki tarla aşağıda arkadaşıma anlattım. O tesisi kurdu. Güzgar gücü ile su çekiyor, ben ona bakıyorum.:)

Önçe kuyu kazdırıp, kaç metre aşağıda su bulurum onu bilmeliyim.

Diyelim 40 m. de su buldum. Boruyu çaktık ve su kendini yukarı _hava boşluğundan dolayı_ çekecektir.

Ona da diyelim 20 m. yükseldi.

Acaba rüzgar gülü kaç m. den suyu çekiyor.( bi zamanlar sormuşmuydum, yaşlanıyor muyum, 50 gibi yaş ömrün yarısı değil miydi?):p

Hani dağın suyu ahıra akıyor koyunlar ve keçiler su içiyor, havuzdan taşan da 200 m. sonra bir hortumla bana geliyor.

Serde % 50 yörüklük var ya; 'su akar yörük bakar' dedirtmem kendime dedim di.:)

omer.tuncer
15-05-2010, 21:59
arkadaşlar tarım il ve ilçe müdürlükleri tarlada max 8 metre derinlikte kuyu veya yakında su kaynağı varsa ve tarlada yapılaşmada yoksa dilekçe ile baş vurmalarda tedaş ın çiftçiye sadece kablo parasına elektirik bağlatması lazım diye duydum bergamada başvuracağım sonucu sizinle paylaşırım.

omer.tuncer
15-05-2010, 22:04
halilbey en aşşağıya delikli borudan sonra klape denilen çekvalf konursa kaç metreden olursa olsun içine su doldurup havayı bir kere boşaltırsanız 80 metredenbile çeker.

nkoksal
15-05-2010, 22:24
Halil bey mesajlarınızın takipçisiyimdim şimdi de sayfanızın ve bahçenizin takipçisi olacağım herhalde..Şu bahsettiğiniz ARBEQUINA I-18 acep ne olaki? Meyvesini tatmak bize de nasip olur mu?

Halil Önen
15-05-2010, 22:28
Yaptığınız doğal üretimlriniz kapalı kapılar arkasında kalmamalıydı.

Hani yaptığımız 'yükseltilmiş yastıklar'ın resimleri. Sanki yükseltilmiş yatak gibiydiler.

İçlerine o kadar şey kondu ki bir kuş tüyü eksikti.
Bunlar hep meyvelitepenin başının altından çıkıyor ya artık onun da pabucunu dama atacaktık ki;
şimdilerde 3 m. lik domates çıkardı. :)

Halil Önen
15-05-2010, 22:40
Halil bey mesajlarınızın takipçisiyimdim şimdi de sayfanızın ve bahçenizin takipçisi olacağım herhalde..Şu bahsettiğiniz ARBEQUINA I-18 acep ne olaki? Meyvesini tatmak bize de nasip olur mu?

Teşekkürler nkoksan.

Bodur zeytin. İspanyollar deliçeden üretmişler. Taneler küçük ve çok verimli aynen bizim ak delice gibi ama taneleri ondan büyük.

Heryıl veriyor. Bizim ak deliçede heryıl veriyor.
Biz neden bu işleri yapamıyoruz kafam basmıyor.

İspanya' da bir lokantaya oturduğunda, küçük bir tabak içinde getirip ikram ediyorlarmış.
İşte adama boşuna dünya birinçiliği vermiyorlar.

Bi yetiştireyim 'tadılık' tüm dostlara göndereceğim. Hani 'az veren candan' misali...

Halil Önen
15-05-2010, 22:48
Halil bey tarlada badem ağacının olması soğuk vurmadığına delil değildir. Eğer badem ağaçlarında badem varsa geç donlardan etkilenmiyor demektir.

Anladım.

Karahayıt denen mevkide bademler var. Orası biraz kuytu geliyor. Ovanın diğer yerlerinde badem ağacı yok. Dediğiniz gibi geç donlardan etkileniyor, kimse de soğuk vurmuş ağacı istemiyor haklı olarak.

Halil Önen
15-05-2010, 22:54
Halil Bey

İnşallh bir gün gelir sizi de ziyaret etme fırsatı bulurum. Sizin oralarda rahmetli amcamın da bir arazisi vardı. Çocuğu da yoktu. Eker biçerdi ama o öldükten sonra kimbilir ne oldu. Hiç haberim yok.
Çok selamlar

'Ölüm hak miras helaldir' efendim, siz bir haber uçurun yeter.

Hemen zeytin dikeriz. 'Hani öyle çocuklar kalır diye değil'.

Halil Önen
15-05-2010, 22:58
Halil bey araziniz , zeytinleriniz ve sayfanız hayırlı olsun
darısı bir tane bile ARBEQUINA I-18 olmyanların başına:))saygılarımla

Size kıyabilirmiyim hiç...;)

Kiraz
15-05-2010, 23:00
Halil Bey hayırlı olsun, uzak ama aynı zamanda çok yakın takipteyim. Yeriniz çok güzel, iş bilen ellere düşünce daha da güzel oluyor.

ahmet salih
15-05-2010, 23:13
Sn;halil önen Sayfanız ve bahçeniz hayırlı olsun. Yazılarınızı keyifle okuyorum. Ege tropikal Tufan Bey'e uğradığım da belki sizin bahçeyede uğrarım. Herşey gönlünüzce olsun.

Halil Önen
15-05-2010, 23:16
Hayırlı olsun, bu sayfanın ve nüktedan mesajların takipçisi olacağım.

Ağaçlar. net' ten ilk tohum _hem de istemeden_ hediye aldığım, dostum; sohbetini özledim.

Halil Önen
15-05-2010, 23:31
Sn;halil önen Sayfanız ve bahçeniz hayırlı olsun. Yazılarınızı keyifle okuyorum. Ege tropikal Tufan Bey'e uğradığım da belki sizin bahçeyede uğrarım. Herşey gönlünüzce olsun.

Tufan Bey' e uğradığında haber verin Ayhan kaptan ile belki gelir, iki tek enzim atarız. Tropik meyvelerden yapıyor, kocaman bardağın dibine bir parmak kadar koyuyor 'hadi atalım' diyor.:)

Yolun kenarına '' Ege tropikal'' diye bir yazılı çadır kurmuş. Belki şimdi rüzgar uçurmuştur. :)

Tarlaya yolu yok, var da gizli kendisi biliyor.:)

Siz çadırın yanında inin, asvaltın karşısındaki lokantacı köylüye sorun.

'Teeee orda serası, iki tarla ileride' diyecek. Yürüyerek gideceksiniz.
Bilgili ve hoş sohbettir.

Halil Önen
15-05-2010, 23:45
Niye bu kadar geç oldu ki?. .

Aslında ne üretiyorsak kendimize, eş_dosta yetecek kadar. Fidan halindeki zeytinler hariç. Onu da eş dost çevresinde değerlendiririm diye düşünüyordum.

Ayak sürümem ondandı.

Halil Önen
15-05-2010, 23:53
Halil Bey,

Hoşgeldin ve iyiki de geldin. Nihayet demekten başka bir şey gelmiyor aklıma.

Selamlar.

Şu birşey alıp vermeden çok bilgi alışverişi bile, tek başına bu oluşuma değer.

Elbette ne yaptığımız kadar nasıl yaptığımız da önemlidir.

Halil Önen
16-05-2010, 00:03
Halil Bey hayırlı olsun, uzak ama aynı zamanda çok yakın takipteyim. Yeriniz çok güzel, iş bilen ellere düşünce daha da güzel oluyor.

Teşekkürler Kiraz,

sizinde bahçeniz güzel.

Ancak salyangozlarla yaptığınız mücadelenizin sonuçlarını merak ediyorum. Bu sıralar bir penaltı kazandılar ve 2_0 öndeler.:)

Bahar
16-05-2010, 12:16
Hoş geldiniz
Sn Halil Önen vermiş olduğunuz bilgileri pür
dikkat okuyorum iyiki varsınız.
Selamlar

kamil35
16-05-2010, 22:27
Halil bey, sayfanız hayırlı olsun. UBYİ'ne hoş geldiniz. UBYİ'de yazanlar arasında bana en yakın olan (km olarak) Ayhan Bey ve sizsiniz. Sizinle ve Ayhan beyle görüşmeyi düşünüyorum.
Aslında siz ikiniz bana kötü örnek oluyorsunuz:) Bu gidişle ben de bir zeytin bahçesi alacağım galiba... (Zeytinden tek anladığım şey kahvaltıda yemek:) ) Bilmediklerimi sizlere sorarım artık.
Ancak bu bahçaye arılarımı da koyabilmeliyim:)

bayindirmevki
17-05-2010, 01:33
Halil bey,

Su çekme ve rüzgar güçü deyince aklıma bir adres geldi sanırsam sizin bölgeye yakın. Elektirik içinde çalışması var. Sorularınıza çare olabilir http://www.cigdemcark.com/

epsody
17-05-2010, 06:35
Bir kaç iyi adam uzak bahçeleri yakınlaştırmaya çalışıyor ve 'artık bağlantı değil yakın ilişki içinde olmalıyız' diyor.

Suyun, toprağın, havanın ve hatta Deniz'lerin! bile kirletildiği bir zaman diliminde, sanki 'uzun ince bir yol' gibi geliyor bana. Ancak doğa ile uyumlu üretimi de bu ekipten başka kimse yapamaz.

Adım Halil Önen.
26 yıllık proleterim. 52 yıllık feodalim. Aynı zamanda çiftçiyim. 40 yıllık avcıyım. Nediyeyim işte karmaşık bir şey. İşçi ile köylü arasında gidip geliyorum. Ancak yine de işçilik köycülükten ileri bir toplum biçimi, bunu da söylüyeyeyim, kimse heveslenmesin.

Menemen Belen köyü doğduğum yer. Aliağa'da bir büyük kimya fabrikasında işletme teknisyeni olarak çalışıyorum.

(Anlatacağım)

Artık benimde ayrı bir sayfam var. Bana ait. Tapulu gibi.:) İstediğim kadar latife yapabilirim.:p (eğer latifelerim silinmeseydi kesin 1000 mesaji aşmıştım.);)

Hayırlı olsun.
Eğer doğal üretim kalkışıyorsak bilin ki ilaçlar konusunda kesin bir reçete buluruz. Artık sağlık ve çevre dostu bir yöntem bulmak esastır.

Saygılar

Arkadaşım Halil ne kadar güzide sevenlerin varmış, bende bu sevenlerin arasında önde gidenlerdenim desem yanılmamış olurum bunun sebebi kaderlerimizin ortak yanlarından gelmekte, senin bir tek avcılık zaafını çevre severliliğin le bağdaştıramadığımdan yadırgamaktayım, lakin son açıklamaların ışığı altında edinmiş olduğun topraklardaki çalışmalar senin bu avcılkı zaafınıda düzelterek seni toprağında emek yoğun çalışmalar içine sokarak dağda bayırda tavşandı keklikti kovalamaktan alakoyacağı düşüncesiyle sükut bulacak ve avcı/ göçebe tabi bunlar yörüklüğün gereği gibi düşünülsede bu çağda kabul görmemektedir.

Senin de bu anlayışı gösterdiğini toprak edinerek artık yerleşik düzen içinde hayatına yön verdiğini görmekteyim, yoksa yanılıyorda Koca Halil ÖNEN yaşlandıda artık bayırlarda av peşinde koşmaktan yıldığından mı bu uygulama içinde oldu, bırakalım bu düşünceyi arkadaşımızın toprak çalışmalarındaki başarısına indeksliyerek takip ederek sonucu görelim.

Şimdi gelelim arkadaşımıza elimizden ne gelirde onu yapalım, arkadaşım ben pratikten yetişme elektronik teknisyeniliğimin yanında teknik işlerden anladığım kadarıyla kuyu motor çaşılmalarınıda kendim yapmaktayım, motorlarda santrafürüj sistemiye ancak 8 metreden emme yapmaktadır, ancak motora enjektör bağlanarak ayar yapılısa 30-35 metreden su alınabilir, lakin bu motorların çalışma sistemi biraz verimsiz olduğundan kabul görmemektedir, en iyisi derin kuyu dalgıçı ile su daha ekonomik elektirk sarfiyatıyla sağlanabilir.

Sizin bahsettiğiniz rüzgarla su çıkarma işi 8 metre derinlikteki sular için geçerli bir yöntem olmaktadır, bu konuda çanakkalede çalışan firmalar olduğu duyumlarını almıştım senin adına orada bulunduğu yaz aylarında araştırma yapabilirim.

Arkadaşım düşünsel yöndeki paylaşımlarım bu kadar olmasına karşın, senin kırsal insanı olmanın üstünde benim toprak çalışmalarına verdiğim özenle bu konuda senden bir faz ilerde oluşumdan ötürü, sana toprak çalışmalarında önemli başarılar sağlamanı oluşturacak bitki yetiştirmede toprağın düzenlenmesi çalışmaları ile önemli bilgiler aktaracağımdan kuşkun olmasın.

Arkadaşım bildiğin üzere kompost çalışmaları ile birleşik organik atıkların bertarafını sağlamanın yanında bu atıklardan topraklara organik madde sağlamanın ve organik tarımın esasları dahilinde bitkilere besin maddesi üretme ile hem toprak mikrobiyal dokusuna zarar vermeden, hatta topraktaki mikro biyal veya diğer toprak canlıları arasında zararlı faydalı dost düşman ayrımına gitmeden toprakları yönetme bilgilerinide sizinle paylaşmaktan onur duyarak zevk alacağım.

Sizinle temaslarımız sırasında malç kompost vede mutfak atıklarında sıvı gübre üretme çalışmalarıda yardımlarım olacaktır, unutmadan şunuda belirtmek isterim, toprakların bitkilerin gelişmesine yönelik düzenlenmesinde ilk sırayı alan toprak canlılarından SOLUCANLARDAN faydalanma ile topraklarda yapılacak çalışmalarda önemli başarılar sağladığımdan, özellikle belirtmek isterimki organik tarımın olmazsa olmazlarının başında solucan gübresi gelmektedir.

Bu gübreyi topraklarımıza kazandırma çalışmaları içinde yapılması gerekenler konusunda takip edilecek yöntemlerde size iyi bir danışmanlık anlayışı içinde paylaşımlarım olacaktır, samimi olarak şimdilik başlangıç için yeterli bir giriş yaparak başlığına katkılarımı açıklamaya çalıştım başlığına yorum getiren arkadaşların yorumlar içinde paylaşımlarım sürecektir sevgile kal mutluluğun toprağın olsun Saygılarımla.

kalambaklı
17-05-2010, 10:39
Dostum, istersen bir gün sondaj için arazinde bir ön araştırma yapalım ve gerekirse jeofizik etüd yaptırarak kireç taşlarının kalınlıklarına bakalım derim.
Rüzgar gülüne gelince, kuyunun içine yardımcı tulumba koyarak 18 metreye kadar su çekebiliriz, dinamik seviye derinde kalırsa ( 10-15 metre gibi) su miktarı azalacağından tulumbanın ününe bir havuz yaptırmak zorunda kalırsın.
Kolay gelsin.

Halil Önen
17-05-2010, 12:28
Hoş geldiniz
Sn Halil Önen vermiş olduğunuz bilgileri pür
dikkat okuyorum iyiki varsınız.
Selamlar

Güllere ve hatta ağaçlara da aşı yapan sitenin hanımefendisi, siz de hoşgeldiniz.

Bir zamanlar ''Bahar'ın Bahçesi'' mi vardı?:(

Halil Önen
17-05-2010, 12:30
Halil bey,

Su çekme ve rüzgar güçü deyince aklıma bir adres geldi sanırsam sizin bölgeye yakın. Elektirik içinde çalışması var. Sorularınıza çare olabilir http://www.cigdemcark.com/

Teşekkürler bayındırmevki,

Foca' da varmış, bir ön bilgi alayım.

Halil Önen
17-05-2010, 12:49
Dostum, istersen bir gün sondaj için arazinde bir ön araştırma yapalım ve gerekirse jeofizik etüd yaptırarak kireç taşlarının kalınlıklarına bakalım derim.
Rüzgar gülüne gelince, kuyunun içine yardımcı tulumba koyarak 18 metreye kadar su çekebiliriz, dinamik seviye derinde kalırsa ( 10-15 metre gibi) su miktarı azalacağından tulumbanın ününe bir havuz yaptırmak zorunda kalırsın.
Kolay gelsin.

Bu ön araştırma gerekli sanırım.

Şimdilik su bedava ya işi savsaklıyorum. Emekli olursam üzerine düşeceğim.

70, 80 m. gibi ılık su çıkıyor, daha altta sıcak su olabilir. Özel bir şirket 5, 6 ay önce sıcak su ile ilgili araştırma yapmıştı. Bilgi istedim vermediler.

Aklımdasınız, siz olmadan bu işe başlamam.

Teşekkürler.

Halil Önen
17-05-2010, 13:18
Arkadaşım bildiğin üzere kompost çalışmaları ile birleşik organik atıkların bertarafını sağlamanın yanında bu atıklardan topraklara organik madde sağlamanın ve organik tarımın esasları dahilinde bitkilere besin maddesi üretme ile hem toprak mikrobiyal dokusuna zarar vermeden, hatta topraktaki mikro biyal veya diğer toprak canlıları arasında zararlı faydalı dost düşman ayrımına gitmeden toprakları yönetme bilgilerinide sizinle paylaşmaktan onur duyarak zevk alacağım.
Sizinle temaslarımız sırasında malç kompost vede mutfak atıklarında sıvı gübre üretme çalışmalarıda yardımlarım olacaktır, unutmadan şunuda belirtmek isterim, toprakların bitkilerin gelişmesine yönelik düzenlenmesinde ilk sırayı alan toprak canlılarından SOLUCANLARDAN faydalanma ile topraklarda yapılacak çalışmalarda önemli başarılar sağladığımdan, özellikle belirtmek isterimki organik tarımın olmazsa olmazlarının başında solucan gübresi gelmektedir.

Bu gübreyi topraklarımıza kazandırma çalışmaları içinde yapılması gerekenler konusunda takip edilecek yöntemlerde size iyi bir danışmanlık anlayışı içinde paylaşımlarım olacaktır, samimi olarak şimdilik başlangıç için yeterli bir giriş yaparak başlığına katkılarımı açıklamaya çalıştım başlığına yorum getiren arkadaşların yorumlar içinde paylaşımlarım sürecektir sevgile kal mutluluğun toprağın olsun Saygılarımla.


Teşekkür ederim Eray bey,

zaten malç, kompost, solucan ve onun gübresi ve evsel atıkların değerlendirilmesi konularında yazılarınızı okuyor, yararlanıyorum.

Birşeyin doğal olması için daha az müdahale gerekiyor. Toprak, su, hava, bitki, ağaç kendisine yerinde ve daha az müdahale istiyor ve seviyor.

Fukuoka ustaya sadece, budama ve yabancı otlarla mücadele konusunda katılmıyorum.

Doğal Tarım Yöntemi herkesi başarabileceği ve Modern Tarım yöntemlerinden daha az emek gerektiriyor.

En azından oturup düşünecek zaman!ın oluyor.

kalambaklı
17-05-2010, 16:27
Dostum, desene ısıtmalı sera bile yapma şansın var ve her zaman yardıma hazırım.
Saygı ve sevgilerimle,

Bahar
17-05-2010, 17:59
Sn Halil Önen çok naziksiniz teşekkürler.
Gül ve ağaçlara yapmış olduğum aşılarımla, sizlerle
yine baharın bahçesinde buluşuruz inşallah.

Bahar
17-05-2010, 18:49
Sn Halil bey ayrıca size yapmış ve yapacak olduğunuz,
işlerinizde başarılar dilerim.Çok çalışmanız gerekiyor çok:p

egetropical
17-05-2010, 21:30
Tufan Bey' e uğradığında haber verin Ayhan kaptan ile belki gelir, iki tek enzim atarız. Tropik meyvelerden yapıyor, kocaman bardağın dibine bir parmak kadar koyuyor 'hadi atalım' diyor.:)

Yolun kenarına '' Ege tropikal'' diye bir yazılı çadır kurmuş. Belki şimdi rüzgar uçurmuştur. :)

Tarlaya yolu yok, var da gizli kendisi biliyor.:)

Siz çadırın yanında inin, asvaltın karşısındaki lokantacı köylüye sorun.

'Teeee orda serası, iki tarla ileride' diyecek. Yürüyerek gideceksiniz.
Bilgili ve hoş sohbettir.

halil bey merhaba, önce hoşgeldiniz.
bu yıl biraz daha farklı enzimli içecek yapıyorum. açai,pepino, taze goji ve +++ larla kanser dahil bir çok hastalıklarada iyi geleceğini umduğum bir içecek.
tüm dostlar davetli tabi. yol olup olmaması önemli değil. doğa severler bir yolunu bulup bahçeme gelir. :D
tekrar bekliyorum.

epsody
18-05-2010, 07:45
Bu ön araştırma gerekli sanırım.

Şimdilik su bedava ya işi savsaklıyorum. Emekli olursam üzerine düşeceğim.

70, 80 m. gibi ılık su çıkıyor, daha altta sıcak su olabilir. Özel bir şirket 5, 6 ay önce sıcak su ile ilgili araştırma yapmıştı. Bilgi istedim vermediler.

Aklımdasınız, siz olmadan bu işe başlamam.

Teşekkürler.

Arkadaşım çalışmalarınızın içeriğine ilgim artarak, bu başlıktaki sayfalarda yazan arkadaşlarımın yazılarından keyif aldığımdan takip eder oldum, hatta bende bir ucundan tutarak bu çalışmalara katkı sağlamak için sizin çalışmalarınıza paralelik arz eden kendi çalışmalarımın açıklamasını yapacak bu başlıkların içeriğne ters düşmeden ivme kazandıracak , sizin çalışmalarınızın eksiğini tamamlıyabilecek bir yaklaşımla kendi tarzıma uygun uzak bahçelerin yakın iş birliğine yeni bir yorum getirebilir düşüncesi taşımaktayım.

Arkadaşım seni sıcak ve ılık sular konusunda uyarmak isteyişimin sebebi bu başlıklarda açıklamalarını yaptığınız doğal tarım çalışmalarınzdaki hasasiyetlerinizi anladığımdan, bu suların tarımsal faaliyetler içinde bitki beslemede kullanımındaki sakıncaları belirtmek açısından içerği hakkında detaylı bilgiler elde etmeden faydalanmamanız yönünde ki endişelerimi belirtmek isteyişimdendir.

İşlerinde başarılar dilerim, sevgiyle kal Saygılarımla.

Halil Önen
18-05-2010, 10:30
Burası 400 m kare.

145029

(Fil yavrusunu kaybetse, bulamaz):)
30 yıldan fazla toprak işlemsiz tarım yapılıyor. Yani sadece yaşlı ve hasta dallar budanıyor.
Yerli :) ve yabancı otlar kesiliyor.

145039

Önce topraktaki bitkisel üretim serbest bırakıldı. Hatta bu yıl bir defa Ema atılarak teşvik bile edildi.

Bu makinayı çok seviyorum. Otları un gibi yapıyor ve şahane bir malçlama oluşuyor.
Bu defa otlar sertleşmişti bıçak kullandım. İp ile biçmek harika oluyor.

145040

8 yaşlı zeytin ağacı, geçen yıl kanserli ve yaşlı dallar budandı. Bu zeytin ağaçlarına dal kanseri için bordo bulamacı bile hiç kullanılmadı.

Geçen yıl sadece bionem kullanıldı. Deneme amaçlı.

5 limon ağacı
4 mandalin ağacı
4 nar ağacı
4 ayva ağacı
2 ceviz ağacı
1 erik ağacı
1 armut ağacı
3, 4 tane ayrıca çeşitli fidanlar.

Hesapladım 14 tane daha Bodur zeytin dikeceğim.

Yani yoğun dikim.

145046

Bu kadar ağaç dar alanda nasıl meyve verir. Keşke bu limon ağacının dallarını kıran limonları resimleyebilseydim.

145047


Evet budandı. Temizlendi. Kırılan daha doğrusu yan yatan dallardan biri kesilmedi. Testeklendi.
Bu dal hem verimli, hem de kök bölgesine gölgeleme görevi yapacak.

acemi_caylak
18-05-2010, 11:05
3-5 tane Don Kişot çıkmış "doğal moğal" deyip duruyorlar. Ancak her birinden ne güzel cevherler çıkıyor.

Halil Bey, meyve ağaçlarında toprağı sürmemek güzel bir çözüm gibi duruyor. Küçüklüğümden anımsarım en güzel meyveyi tarla kenarlarına 3-4 kök ekilen kayısı, ceviz vb. türü ağaçlar verirdi. Ki bu ağaçlarda hiç bakım yapılmazdı. Ayrıca bu yıl, bizim sınırımızda yıllardır budanmayan ve sürülmeyen bir bağdaki zeytin ağaçlarının bir kaçında (hepsinde değil) nerdeyse bizim ağaçlar kadar zeytin vardı.

Sanırım ağaçları konvansiyonel (Geçenlerde forumda Türkçe'nin kullanımı ile bir tartışma geldi aklıma, burada geleneksel demek içeriği tam karşılamıyor. Ben sadece 1900 lü yıllardan itibaren yoğunlaşan makineli ve kimyasal gübreli tarıma geçişi anlatmak için bu sözcüğü kullanıyorum.) tarımdaki gibi belli aralıklarla değil rasgele ve sık aralıklarla dağıtmak ve daha sonra yerini sevenleri bırakmak en güzel çözüm.

Halil Önen
18-05-2010, 11:53
145073

Kardeş ağaçlar.
Bu kardeşliği sn. Meyvelitepe kardeş bitkiler tezini ortaya attığında fark ettim.

Evet annem limon ve mandalina ağaçlarını soğuk vurmasın diye zeytin ağaçların dibine diktiğinde bu kardeşliği hesaplamış olamazdı.

145061

Yan tarafta soyulmuş, soyunmuş, soğana çevrilmiş bir tarla görülüyor.

Öğle değil mi? Siz doğada böyle toprak gördünüz mü?

Gördüyseniz orada ya insan ya da hayvan müdahalesi vardır. Ya yanmış yakılmış ya da erozyana uğramıştır.

Ya da modern tarımın tüm olanakları kullanılarak kaldıramıyacağı yükün altına sokulmuştur.

Yılda 3 hatta 4 ürün verir hale getirilmiştir. O kadar zirai ilaç ve gübre kullanılmıştır ki, nematotla açık hale gelmiş, kirletilmiştir.

Örneğin domates dikilir. 4 defa (el) toplanması gerekir. Ama öyle olmaz. İlk hasatta masraf çıkar, ikinci hasatta kar elde edilir. 3. hasatta üstte külleme altta nematotlara yenik düşer. Çünkü kullanılan bu zirai ilaçlar ve gübrelerde onu onaramaz.

(Şu pamuklu bit burada da beni buldu.):)

145063

Şu dostluğa kardeşliğe hayranım. Koruma altına alınmış limon ağacıları.

145072

145073

Bu kuruma altındaki kan portakalı. Yeni içi kıpkırmızı.

Zeytininizin aromatik (tatlı, nevasetli) olamasını istiyorsanız içine ya da etrafına meyve ağaçları dikin. İnanın herbirinin gerçek tadını bulursunuz. (kapama'yı kuma'ya gelmiş kadın gibi görmüşümdür):)
145074

Evet acami, size katılıyorum. Şu sayfaları açan bir avuç Don kişot' lara selam;

''Gerçekci olun, Don Kişot'lara katılın.''

denizakvaryumu
18-05-2010, 12:36
Asker sırası gibi dikilmiş bahçelerdense böyle serbest düzen bahçeleri görmek, içine girmek insanı ruhsal olarak da rahatlatır.

Düzensizliğin içindeki düzen...Doğa zamanla kendi planını ve yerleşkesini ortaya çıkarıyor zaten.

Böyle bahçelerdeki iyonlar adamı gençleştirir aman dikkat :)

http://www.xing.com/net/iszirvesi/firmalar-258118/negatif-iyon-ve-sagl%C4%B1g%C4%B1m%C4%B1z-icin-onemi-nedir-19365570/

omer.tuncer
18-05-2010, 13:09
Doğada şelale yakınında : 15.000 /cc
Deniz kenarında : 10.000 /cc
Dağlarda : 5.000 /cc
15000+10000+5000 ~ 30000/cc

yazın kurusada şelale, deniz kenarında ikamet, tarlanın üst tarafı dağ

:D:D:D

berduray
18-05-2010, 22:48
Bilmukabele...

Bütün işlerinizde kolaylıklar, sevgiler , saygılar...

ahmet salih
19-05-2010, 09:27
Tufan Bey' e uğradığında haber verin Ayhan kaptan ile belki gelir, iki tek enzim atarız. Tropik meyvelerden yapıyor, kocaman bardağın dibine bir parmak kadar koyuyor 'hadi atalım' diyor.:)

Yolun kenarına '' Ege tropikal'' diye bir yazılı çadır kurmuş. Belki şimdi rüzgar uçurmuştur. :)

Tarlaya yolu yok, var da gizli kendisi biliyor.:)

Siz çadırın yanında inin, asvaltın karşısındaki lokantacı köylüye sorun.

'Teeee orda serası, iki tarla ileride' diyecek. Yürüyerek gideceksiniz.
Bilgili ve hoş sohbettir.

Daha önce birkaç kez uğradım ,tecrübeliyim. Dört çeker arazi aracı almayı planlıyorum.Arkasından konuşmak gibi olmasın ,Tufan bey gerçekten çok hoşsohbet bir arkadaşımız. Yazınızda durumu çok güzel tarif etmişsiniz .Gidebilirsem size haber veririm, yanlız biz gidince sohbet etmekten tufan bey işlerini bitiremez,gece vardiyasına kalır.Sağlıcakla kalın.

betül önen
21-05-2010, 14:26
'Ölüm hak miras helaldir' efendim, siz bir haber uçurun yeter.

Hemen zeytin dikeriz. 'Hani öyle çocuklara kalır diye değil'.


Zeytinler bana kalacak ama her şekilde.
5 yıldır Çanakkale'de bizim oranın zeytinlerinden elde edilenlere alıştırdım insanları, ilk önce beleşten vere vere bi kitle oluşturdum ben burda baba. Zeytinyağı ve babaannemin yaptığı zeytinyağı sabunlarına rağbet var, biliyosun. Bi de kimyacı arkadaşım var, onunla artık zeytinden ne oluyosa krem, ilaç, parfüm, içki (zeytin rakısı mesela :p) vb. değerlendirme planlarımız var.

Okulun son yılında da insanın aklı böyle ticarete çalışıyo ancak. :D

bayindirmevki
21-05-2010, 15:28
Zeytinler bana kalacak ama her şekilde.
5 yıldır Çanakkale'de bizim oranın zeytinlerinden elde edilenlere alıştırdım insanları, ilk önce beleşten vere vere bi kitle oluşturdum ben burda baba. Zeytinyağı ve babaannemin yaptığı zeytinyağı sabunlarına rağbet var, biliyosun. Bi de kimyacı arkadaşım var, onunla artık zeytinden ne oluyosa krem, ilaç, parfüm, içki (zeytin rakısı mesela :p) vb. değerlendirme planlarımız var.

Okulun son yılında da insanın aklı böyle ticarete çalışıyo ancak. :D

İtirazım var. Çanakkale geçilmez. Çanakkaleli başka yerin zeytinini yemez. Çanakkaleli alsa alsa zeytin rakısı alır. Rakının her türü Çanakkaleliye yakışır.

Halil bey,

Laf aramızda sizin kızınız adam olacak. Haftalardır satış, satış diyorum anlaşılmıyorum. Bu oluşuma böyle tiçarete hevesli gençler lazım. Kızınızı allah bağışlasın.

Halil Önen
22-05-2010, 01:59
Hanım kızımız yollarda ise zeytin için... Bundansa endişeniz. Gereksiz. Bende burdan bir şeyler yapabilirim. Yeter ki kimseye bir şey olmasın.

Halil bey,

Konu sizin. Bu yazıya dayanamadım...

Teşekkürler bayındırmevki,

bizden yana endişe yok. Kızım zeytin için değil, tez için yoğun çalışma içinde.

Bir edebiyatcı ne kadar alışverişten anlar bilemem. Zaten zengin olmuş bir edebiyatcı da bilmiyorum. Eh üretiçi gibi idare etsin yeter.;)




(Sanırım Ayla hanımın (Berduray) acı bir günü. Allah sabır versin)

betül önen
22-05-2010, 03:07
Edebiyatla ticareti birleştiririm ben de..
Orhan Pamuk'un önce müzeyi yaptırıp sonra Masumiyet Müzesi kitabının içinde müze biletini verdiği gibi ben de önce yaptırırım bi yapı/mekan, orda geçen bi roman döşerim sonra oraya giriş biletini kitabımda veririm..Çok kıskanıyorum aslında bu fikri, keşke ilk önce benim aklıma gelseydi..

Zeytinlibahçe
22-05-2010, 06:04
Bak şimdi!!!

Yazının sahibine bakmasam babası yazdı diyecegim, aynı nükte, aynı mizah anlayışı

Uzak bahçeler babasının yolunda giden bir üye daha kazandı.

Sn bayındırmevki siz istanbuldayken bakınız çanakkalede neler oluyor.:)

bayindirmevki
22-05-2010, 15:15
Bak şimdi!!!

Yazının sahibine bakmasam babası yazdı diyecegim, aynı nükte, aynı mizah anlayışı

Uzak bahçeler babasının yolunda giden bir üye daha kazandı.

Sn bayındırmevki siz istanbuldayken bakınız çanakkalede neler oluyor.:)

Ben ciddi, ciddi hanım kızımızın ticarete yatkınlığı olduğunu düşünüyorum. "Uzak bahçeler" için bildiri ve tanıtım metinlerini yazacak ticarete meraklı biri fena olmaz. Buyursun. Hem bu halde emekli derneği gibiyiz. Gençlerin de enerjisi, bakış acısı lazım.

Ben; üniversite sadece eğitim verir, mesleği hayat verir diyorum.

Halil Önen
25-05-2010, 11:02
Kekikli bahçe

bahçenin ismini bulduk ve koyduk.

Sn. acemicaylağın dediği gibi isim bulmak ne kadar zormuş.

Sn. vicdank' nın gibi bir hikayesi _Taş Evin Bahçesi_ olsaydı isim bulmak sorun olmayaçaktı. Hikayesi olunca 'isim' de güzel oluyor.

Biz de bir hikaye yaratalım dedik. Aslında tarlanın ismi 'Yılanlı Bahçe' miş.

Böyle bir isim koyamazdık. :D

Tarlanın sınırından bir dere geçiyor. Taa dağlardan gelen su buralara kadar geliyor ve kayboluyor.

Bu yıl, yıl yağışlı geçti ve hala su akıyor az da olsa. Önünü kestim. Biriktirdim. Fazlalık üstten geçiyor.

146879

Dere boyunca kekikler dolu...

146877

146878

İşte budur dedik ve ' Kekikli Bahçe ' ismini koyduk.

'Zeytinli Bahçe' nin hemen yukarısında, bir sigara içimlik uzakta.:)

ensar
25-05-2010, 21:05
Halil Bey,

Biraz geç oldu ama kusura bakma sayfan hayırlı, ürünün bereketli, muhabbettin her zamanki gibi doyulmaz olsun olsun.

Sevgiyle kalın

acemi_caylak
31-05-2010, 10:27
Halil Bey, bu kekikli bahçe iyi hoşta, dün seni oralarda kaybettik. Sevgili Ayhan Dükel ve 2 arkadaşı Tarla Günleri Fuarı'na geldiler. Hem güzel sohbetler yaptık. Hem de Ensar'ın yeni aldığı bahçeyi gezdik. Ama sana bir türlü ulaşamadık.
Göletin oralarda bir kök daha kekik bulmaya çıkmıştır diye düşünmeden edemedim. İsim bulmak 10 gün sürmüştü. Şimdi bir on gün daha 2. kekiği aramakla meşgul olmayasın:) Arasıra bize de ses ver.

Halil Önen
31-05-2010, 18:27
Göletin oralarda bir kök daha kekik bulmaya çıkmıştır diye düşünmeden edemedim. İsim bulmak 10 gün sürmüştü. Şimdi bir on gün daha 2. kekiği aramakla meşgul olmayasın:) .

Sn. acemi usta, _Ayhan bey' in verdiği bu ismi sevdim_:) siz öyle zannedin.:)

Özel' e bir adres yazın, kargo parasını da ödeyin,

eğer bir çuval kekik _ hem de kurutulmuş_ göndermezsem; işte şuraya yazıyorum. ciddiyim bak.:)

acemi_caylak
31-05-2010, 19:04
Desenize yaşadık. Bu kekiği bizim enzimlere katsak nasıl olur ki? Alkol oranı kokusundan anladığım kadarı ile %10 civarında (bir alkolmetre almak şart oldu artık) nar enzimim var ki, her derde deva derler. Kekik karşılığı enzime ne dersiniz? Ayrıca biraz da gün balı isterim. Enzime starter olarak kullanırız.

Şaka bir yana da Ayhan Bey'le çok hoş saatler geçirdik. Keşke sizde olsaydınız.

Halil Önen
04-06-2010, 22:50
149539

Adamın birinin yol kenarında asmaları varmış. Her yoldan geçen yapraklarını koparır sarma yaparmış. Asmalar yapraksız kalır, salkımlara sıcak vururmuş.

Adam bıkmış. ''Yapraklara öyle bir şey atmalıyım ki; herkesin dikkatini çeksin, zehirliymiş gibi görünsün ama zehirli olmasın'' diye düşünmüş.

''Bakır eritip atsam bilirler ama kireçle karıştırısam kimse anlamaz, zehirlidir diye yapraklarımı koparamazlar'' demiş.

O yıl kimse asmaların yapraklarını koparmamış.

Ama o yıl tüm Avrupa'da asmalar, salgın olan Mildiyo hastalığına yakalanmış. Bizimkiler yakalanmamış.

Ve böylece ''Bordo Bulamacı'' bulunmuş.

1980 den beri _diğer ilaçlar terk edilip yerine yenileri bulunurken_ Mildiyö ve Küllemeye karşı günümüze kadar hiç önemini yitirmeden kullanılıyor.

Mutfağa hoşgeldin.


[ATTACH]149545

Ayvanın bir dalına aşıladığım bu armudun cinsini bilmiyorum. Ya çok verimli bir çeşit ya da ayvaya aşılanınca verimli oluyor.

149551

İlk yıl çok güçlü sürgün verdi. Birkaç tane de meyve...

2 ve 3 yıllar o kadar bol verdi ki; ''nazar deydi, göze geldi'' dedikçe Mahallenin
çocukları bayram etti.

Geçen yıl günbatımı tam akşamleyin yemek vakti, 2 gözcü 3 çocuk tarafından
48 saniyede hepsi koparıldı. İki güzel dalda gitti..Görevli komşu kadın ve benim kadın bu hıza baktı kaldı.

Ta tepede bir bir tane kalmıştı. Hergün gözümüz gibi bakıyorduk. Şöle 3 e 4 e böleçektik. Tadına bakaçaktık.

Onu da bir sabah kargaya kaptırdık. Karşı direğe kondu. Ağzında ''Son armut''.

Altına kadar vardım, sesizce...

149559

Açaba yerken düşürür mü diye.:)
...diyecektim ona'' karga ne güzel sesin var, bi gaaaak dermisim''.

Nemelazım; armudu eline alır ''ben o lafonte'nin masalını biliyorum'' derse bir de çümle aleme rezil olurum diye sesimi çıkarmadım.

149596


Kargayı kandırırmıyım bilinmez ama çocukları kesin kandırdım. Kaolin kilini zehir sanıyorlar.:D

ensar
05-06-2010, 04:03
Halil ciğim,

Armutlar harika, kekik bol, EKİBİNİZE yan bakmak mümkün mü ?

Ayhanla birlikte iki de pırlanta delikanlıyı tanıdık ve inan çok keyifli anlar geçirdik. Umarım yakın bir zamanda tekrar bir araya geliriz.

Sevgiyle kalın

yasarugur
05-06-2010, 08:54
Halil bey ,aşı zamanı geleyim de aşı yapmayı bana da öğretin ,imrendim açıkcası.

seyyah53
05-06-2010, 18:26
sayın halil önen sizin isminizi görünce bu sayfayı bir okuyayım dedim baktım şakayla karışık bilginin bol olduğu sayfalardan ,eğlenceli o yüzden akşama bıraktım şöyle çayımı demleyeyimde keyifli okuyayım...

MeyveliTepe
05-06-2010, 19:40
Halil bey, taktik iyi de, bu nasıl bir armut çok merak ettim çook :)

Halil Önen
06-06-2010, 01:23
Halil ciğim,

Armutlar harika, kekik bol, EKİBİNİZE yan bakmak mümkün mü ?

Ayhanla birlikte iki de pırlanta delikanlıyı tanıdık ve inan çok keyifli anlar geçirdik. Umarım yakın bir zamanda tekrar bir araya geliriz.

Sevgiyle kalın

Keyifli muhabetler efendim.:)

Ayhan kaptan gelsin bi... şu gönderdiğiniz üzüm enziminin;) tadına bi bakacağız; hazırladık mangalı, kömürü...:p

Armut' tan enzim :)nasıl olur bir bilene! soracağız gari...:p

Halil Önen
06-06-2010, 01:43
sayın halil önen sizin isminizi görünce bu sayfayı bir okuyayım dedim baktım şakayla karışık bilginin bol olduğu sayfalardan ,eğlenceli o yüzden akşama bıraktım şöyle çayımı demleyeyimde keyifli okuyayım...

Teşekkür ederim seyyah'cım.
Zaten mutluluk dediğimiz şeyleri _ki kalıcı bir durum değildir_ yaratan anlık, günlük neşelerimiz, keyiflerimiz ve memnuniyetlerimiz değil midir?

Halil Önen
06-06-2010, 01:51
Halil bey ,aşı zamanı geleyim de aşı yapmayı bana da öğretin ,imrendim açıkcası.

Yaşar bey, mutlaka beklerim.

Kabuk altı çoban aşısı yapmak oldukca kolay. Gelemezseniz bile adresinizi verin _başka isteyen dostlar da dahil_ gönderebilirim.

Aşıda kullanılacak çeliklerin uclarına birer elma yerleştiriyorum. Dünyanın öbür ucuna göndersem de, hiç bir şey olmaz. Aşılanır.

Halil Önen
06-06-2010, 02:16
Halil bey, taktik iyi de, bu nasıl bir armut çok merak ettim çook :)

Sn. Meyveli Tepe,
bu arada kalin kilini de armutta denemiş oluyorum.;)

150036


Ve tabii yazlıkcılara da iyi bir taktik. Büyükleri bile kandırdım.:)

150037

Gerçekten hangi çeşidi bilmiyorum.

150038

Dallar kırılmasın diye bazılarını bağlamalıyım.

ahmet salih
07-06-2010, 10:50
Nazar değmesin halil bey. Maşallah diyelim armutlara, Haziran ayında bir kaç kez Bergama 'ya gitmem gerekeçek ,birinde kesin uğrarım, armutlarda olmuş olur. Nasılsa zehir değilde kaolin kili olduğunuda öğrendik. Bu arada geçen hafta ege tropikal Tufan bey'e uğradım sağolsun güzel ağırladı da enzim menzim yoktu ortalarda .Sizin de hafif bir dedikodunuzu yaptık. Sağlıcakla kalın.

egetropical
07-06-2010, 10:57
Nazar değmesin halil bey. Maşallah diyelim armutlara, Haziran ayında bir kaç kez Bergama 'ya gitmem gerekeçek ,birinde kesin uğrarım, armutlarda olmuş olur. Nasılsa zehir değilde kaolin kili olduğunuda öğrendik. Bu arada geçen hafta ege tropikal Tufan bey'e uğradım sağolsun güzel ağırladı da enzim menzim yoktu ortalarda .Sizin de hafif bir dedikodunuzu yaptık. Sağlıcakla kalın.



sevgili ahmet salih, Enzimleri tıpcılardan saklıyoruz.:D
aklıma gelmedi bir daha sefere tadımlık içersiniz.

ahmet salih
07-06-2010, 11:29
sevgili ahmet salih, Enzimleri tıpcılardan saklıyoruz.:D
aklıma gelmedi bir daha sefere tadımlık içersiniz.

Teşekkürler Tufan, Bergama'ya giderken size de uğrarım. ben arabama bir termos atayım, belki tadımlıktan fazlası çıkar, Halil beye'de götürürüm. Dönüşte, armut karşılığı tabii.

Halil Önen
11-06-2010, 22:18
Haziran ayında bir kaç kez Bergama 'ya gitmem gerekeçek ,birinde kesin uğrarım, armutlarda olmuş olur.

Nasılsa zehir değilde kaolin kili olduğunuda öğrendik.

Bu arada geçen hafta ege tropikal Tufan bey'e uğradım sağolsun güzel ağırladı da enzim menzim yoktu ortalarda .Sizin de hafif bir dedikodunuzu yaptık. Sağlıcakla kalın.

Ahmet' cim mutlaka beklerim. Özel'e cep.tel i yazıyorum. Vardiyalı çalışıyorum. Geçerken uğrarsan sevinirim.

Armutların cinsini öğrenemedik ama erkenci bir çeşit olabilir. Yağmurlardan da olabilir mi? bilmiyorum, erken eriyorlar.

Biliyorsunuz kayası da yağmurlar yağınca erken erir. 10 günde yerine 3 günde erir geçer.

Kaolin kili erkenci yapıyor mu bilmiyorum.

Ancak, geçen yıl armutların yarısı kurtlanmıştı. Bu yıl yok denecek kadar azdı.

Bu durumu kaolin kiline bağlıyorum. Geç eriyen, diğer birkaç armut ağaçında da denemeye başladım.

Bu arada armut üzerinde kuş gaga izleride azaldı. Sineği beyazlığı ile yanıltan kaolin kuşları da yanıltmış olabilir mi? bilememiyorum.

Taş armutlarını ise her yıl eşek arılarına kaptırıyorum. Tam erimeden delik deşik ediyorlar.

Kaolin eşek arılarına etkili olursa ya da bir az eşek arısı zararlısını azaltırsa hemen incirlerde de kullanacağım. Asma da da...



Size söylemeyi unutmuşum, Ege Tropikal Tufan Bey' in enzimleri kıymetlidir. ;)
Ben iki yudum için iki saat enzimden bahsetmiştim.:)

Size ve ileti yazan tüm dostlarıma,
sevgiler,
saygılar.

kayastop
15-06-2010, 11:19
Halil bey selamlar

Bahçenizin adı ''Kekikli Bahçe'' çok güzel bir isim, adıyla yaşasın, hayırlı olsun
çok güzel isim kardeşim hayırlı olsun

kayastop
15-06-2010, 11:26
Sn. Meyveli Tepe,
bu arada kalin kilini de armutta denemiş oluyorum.;)

150036


Ve tabii yazlıkcılara da iyi bir taktik. Büyükleri bile kandırdım.:)

150037

Gerçekten hangi çeşidi bilmiyorum.

150038

Dallar kırılmasın diye bazılarını bağlamalıyım.

sa.halil bey kaolin kilini nereden ve kilosunu kaçliraya temin ediyorsunuz ***.

kayastop
15-06-2010, 11:28
halil bey bu güne kadar gördüğüm en ilginç ve çok meyvesi olan armut ağacı türü nedir çok verimli maşallah Allah ürününüzü daha verimli kılsın

çektiğiniz branda dere yatağının dibini de kaplıyor mu yoksa sadece önüne set mi çektiniz aro...

bemim de dere kenarında tarlam var kışın yağmur suları akar nisandan sonra kesilir dere yatağında su falan kalmaz ben de bu suyu nasıl değerlendirebilirim ***.

bahçenize verdiğiniz isim çok güzel kekikli bahçe inşallah daha çok güzel mahsüller yetştirirsiniz

sevgili kardeşlerim ağabeylerim zehirsiz tarım yaptığınız için hepinize minnettarım.gerçekten zehir kullanmadan da daha kaliteli ve lezzetli ürünler yetiştirmek mümkündür.

Halil Önen
15-06-2010, 23:00
...zehir kullanmadan da daha kaliteli ve lezzetli ürünler yetiştirmek mümkündür.

Sn. kayastop,

bu sözleri duymak, hele hele bir çiftciden duymak beni çok mutlu etti.

Sizi bir iletinizde hatırlıyorum. Candem ve pronzym organik gübreleri kullandınız. Bunları hangi mahsülde _ben nohut diye hatırlıyorum_ kullandınız?

Sonuçlarını göremedim.

Sonra organik ilaçlar kullanıyorsunuz bildiğim kadarıyla.

Pişken nohuda bayılırım.:) Düğünlerde kazanlar dolusu etli nohut pişerdi. Yanında yine pişken nohutlu pilav olurdu.

Nohut yetiştiriyorsunuz bildiğim kararıyla. Organik ilaç ve organik gübre kullandığınıza göre;

neden Uzak Bahçelerin Yakın İşbirliğine (UBYİ) katılmıyor sunuz.?

Bir sayfa da siz açın. Örneğin, ben tarlanın bir yerinde nohut yetiştirmek istiyorum. Sizin sayfanızdan faydalanabilir.

Saygılar

Halil Önen
15-06-2010, 23:36
sa.halil bey bemim de dere kenarında tarlam var kışın yağmur suları akar nisandan sonra kesilir dere yatağında su falan kalmaz ben de bu suyu nasıl değerlendirebilirim ***. aro.

Sn. kayastop,

dere yatağını 60_70 cm. derinliğinde, 40_50 cm genişliğinde bir kanal kazın.

Burayı iri çakıllı harç ile doldurun. Toprak yüzeyinde istediğiniz kadar yükseltin.

Ya da benim gibi toprak seviyesinde bırakın, sonra taş koyun ve toprakla besleyin.

Sonra su tarafına yani duvarın ön yüzüne naylon gerin ve 1 m. kadar su içinde pay verin ve üstüne toptak atın.

Naylon suyun altında ve toprağın altında kalsın.

Bu şekilde sızdırma yapmaz. Ne kadar su depolamak istiyorsanız, fazlası üzerinden akıp gider.

Kaolin kilini Orfe ilaç firmasından alıyoruz. 10 kg. 35 tl. Ayhan Kapta'nın da dediği gibi biz ülkemizde işleyebilseydik her halde torbası 10 tl. olurdu. Zaten değeri de o kadar.

Kaolin kiline çin çamuru da deniyor. Çin' in Kao_lin bölgesinde çıktığından bu ismi almış. Porselen sanayinde yoğun kullanılır. Çin porsenellerini ünlü olması bundandır.

Bizde de özellikle Çanakkale'de ve Kütahya'da zengin ve kaliteli kaolin yatakları vardır.

Türkiye de adı arı kil (saf) olarak bilinir.

Bu granik kayalardan elde edilen beyaz kil, ( benim bildiğim) yurt dışına (ABD) gidiyor %95 saflaştırılıp ve 2 mikron küçültülmüş olarak tekar yurdumuza geliyor ve biz bu beyaz toprağımızı paramızla geri alıyoruz. :(

Armut ağacını cinsini gerçekten bilmiyorum. Çok aşı yaptığımdan, nereden bulup da aşıladım, unuttum.:(

idris şenol
30-06-2010, 15:54
sayın Halil önen bey göndermiş olduğnuz hediyenizi aldım inanın çok sevindim
tam umudu kestiğim anda unutulmamak çok güzel
bende sözünün eri biriyle tanışmamdan sonderce mutluyum sağ olun var olun ALLAH yar ve yardımcınız olsun ...saygılaımla

kalambaklı
02-07-2010, 09:49
Sevgili dostum, göndermiş olduğun zeytin fidesini bahçeme diktim, çok teşekkür ederim ve ellerin dert görmesin.

157260

157261

157262

Halil Önen
02-07-2010, 22:32
Sevgili dostum, göndermiş olduğun zeytin fidesini bahçeme diktim, çok teşekkür ederim ve ellerin dert görmesin.

157260

157261

157262

Can suyu verdiniz mi? ;)
2 gün sonra bir daha verilen su köklenmesi içindir.

Biliyorsun dostum,
tüp fide dikimleri tüm yıl boyunca yapılabiliyor.

Zeytin fidanı çukuru _80x80_ ne kadar derin ve geniş olursa o kadar iyi gelişiyor.

Tüp dikimde, tüpün yüzeyi toprağa sıfır olmalı. Açık kök dikiminde ise aşının altında olmalı.

Derin dikim _yıllar sonra bile_ kök boğulmasına sebeb oluyor ve _fidan_ağaç kuruyor.

Tüm fidanlar torf+coco feat+orman toprağı ile desteklendi ve kök hastalıkları için Sim Derma/ granür ile gübrelendi.

En iyi dikim zamanı sonbahardır. Tüp fidan bile olsa. Ben o zamana dayanmaya çalışacağım.

İki yıl;)_belki yıllara sonra _ tabağa konmuş bir kaç zeytin tanesi ile hatırlanmak; güzel olsa gerek...:)

Bitmeyen dostluklara ...

kalambaklı
02-07-2010, 23:03
Sevgili arkadaşım, fideyi diktiğim yer yıllardır basılmadan kalmış bir yer, su kanalından geçen su bile beş metre ilerisini nemlendirebiliyor. armağanın olan zeyin fidesi bir kaç yıl sonra seni hatırlatacaktır, nede olsa zeytin bölgesinde yaşıyorum.
Sevgi ve saygılarımla,

idris şenol
04-07-2010, 09:59
halil bey den alıntı
İki yıl_belki yıllara sonra _ tabağa konmuş bir kaç zeytin tanesi ile hatırlanmak; güzel olsa gerek...

Bitmeyen dostluklara ...
HALİL bey sizi unutmak mümkünmü

epsody
16-07-2010, 10:19
halil bey den alıntı
İki yıl_belki yıllara sonra _ tabağa konmuş bir kaç zeytin tanesi ile hatırlanmak; güzel olsa gerek...

Bitmeyen dostluklara ...
HALİL bey sizi unutmak mümkünmü

Emekçi arkadaşım Halil Önen'nin sanal ortamlarda ki inter-kafede başlatılan dostluk arkadaşlık paylaşımlarını pratikte de hayata geçiren gerçek dost, nüktedan kişiliği ile ağaçlar net içinde sayılı kişiler arasına girmiş, uzak bahçelerin yakın işbirliğine yakışır bir davranış sergilemesi ile bence yeri doldurulamıyacak kişilik sergilemiştir, kendisine buradan bütün samimiyetimle şükranlarımı sunarım.

Kendisine temiz tarımın doğallığını uygulamada bazı açıklamalar yaparak onun samimi paylaşımlarına mukabelede bulunmak ihtiyacını hissediyorum, arkadaşım topraklarındaki ekili bulunan bitki ve fidan/ağaçlarının toprak işlemelerini doğallık içinde yapılması gerekenlerin buralarda solucan populasyonlarının arttırılması yönündeki çalışmalara hı vermen sayesinde toprakariı bitki yetiştirmede insan müdehalesini asgari düzeye indirerek daha doğal bir uygulama ile tarımsal faaliyetlerini sürdürebilirsin.

Arkadaşım ikinci bir tavsiye niteliği olan paylaşımlarım kompost çalışmalarında en aktif hızlandırıcı bir malzemede içilmiş çay artıkları olmasının gerekçesinide belirtmek isterim içtiğiğimiz çayların fabrikalarda işlenirken yeşil yaprakların ağartılması esası fermantasyon tekniği içinde yapıldığından, bu çay arrtıklarının (posalarının) kompost uygulamalarıda ve ağaç diplerine uygulanacak malç mataryeline karıştırılarak organik maddelerin parçalanma işlemini etkin mikro organizmaların hakimiyeti ile süreç işlediğinden, toprak için çok daha besin maddesi sağlamanın yanında enzim ve mikrobiyal gübre üzelliği sağlanacaktır.

Şimdi işin nüktedanlık tarafından.

Bırak senin şu avcılık söylemlerini, keklikleri tavşanları rahat gezsinler.

Sen şimdi bulunduğun çevredeki kahvelerin çay atıklarını toplamak için planlar yapmaya bak.

Gerçi Ayhan kaptan dan haberini aldım, senin avcılık merakının boyutlarını, Köpeği yanınında gezdiğine bakılsada avcılıkta ki son konuşulan söylemlere katılmadığı yönünde idi, mesajım biraz uzun kaçtı seninle muhabbete doyulmaz ben senin kadar nüktedan olmasamda sohpette senden aşağı kalmıyacağımı bilmelisin, sevgiler Saygılar.

bayindirmevki
27-07-2010, 23:15
Merhaba Halil Önen,

Yazdıklarınızdan anladığım kadarı ile en iyi dikim zamanı sonbahar olduğu için gönderdiğiniz fidanı saksıya alıp mevsimi beklemeye başladım. Umarım bir yanlış yapmıyorumdur? Bu sorum vasıtası ile size geneldenden de teşekkür etme fırsatını kaçırmayarak teşekkürümü yineliyorum.

Vallahi Halil bey hiç tanışmamış olmanın şaşkınlığı ile aldığım fidanın yanıtını yukarıdaki gibi cümlelerden başka, aklıma bir şey gelmediği için epeyi savsakladım. En iyisi "sağ ol dostum demek", anca cesaret buluyorum. Bilesiniz ki emanetiniz EMA ile harmanlanmış torf ile saksıya alındı. Dikim mevsimine kadar balkonumda duracak. Kendi ayakları üstünde durabilecek çağa gelinceye kadar sizden bana emanettir. Büyütebilirsem benim diyebilirim. Ekte iki fotoğraf gönderiyorum. Yakın çekimde sürgünlerden sağlığı anlaşılıyor.

Sevgi ve saygılarımla

Halil Önen
30-07-2010, 20:47
Emekçi arkadaşım Halil Önen'nin sanal ortamlarda ki inter-kafede başlatılan dostluk arkadaşlık paylaşımlarını pratikte de hayata geçiren gerçek dost, nüktedan kişiliği ile ağaçlar net içinde sayılı kişiler arasına girmiş, uzak bahçelerin yakın işbirliğine yakışır bir davranış sergilemesi ile bence yeri doldurulamıyacak kişilik sergilemiştir, kendisine buradan bütün samimiyetimle şükranlarımı sunarım.

Kendisine temiz tarımın doğallığını uygulamada bazı açıklamalar yaparak onun samimi paylaşımlarına mukabelede bulunmak ihtiyacını hissediyorum, arkadaşım topraklarındaki ekili bulunan bitki ve fidan/ağaçlarının toprak işlemelerini doğallık içinde yapılması gerekenlerin buralarda solucan populasyonlarının arttırılması yönündeki çalışmalara hı vermen sayesinde toprakariı bitki yetiştirmede insan müdehalesini asgari düzeye indirerek daha doğal bir uygulama ile tarımsal faaliyetlerini sürdürebilirsin.

Arkadaşım ikinci bir tavsiye niteliği olan paylaşımlarım kompost çalışmalarında en aktif hızlandırıcı bir malzemede içilmiş çay artıkları olmasının gerekçesinide belirtmek isterim içtiğiğimiz çayların fabrikalarda işlenirken yeşil yaprakların ağartılması esası fermantasyon tekniği içinde yapıldığından, bu çay arrtıklarının (posalarının) kompost uygulamalarıda ve ağaç diplerine uygulanacak malç mataryeline karıştırılarak organik maddelerin parçalanma işlemini etkin mikro organizmaların hakimiyeti ile süreç işlediğinden, toprak için çok daha besin maddesi sağlamanın yanında enzim ve mikrobiyal gübre üzelliği sağlanacaktır.

Şimdi işin nüktedanlık tarafından.

Bırak senin şu avcılık söylemlerini, keklikleri tavşanları rahat gezsinler.

Sen şimdi bulunduğun çevredeki kahvelerin çay atıklarını toplamak için planlar yapmaya bak.

Gerçi Ayhan kaptan dan haberini aldım, senin avcılık merakının boyutlarını, Köpeği yanınında gezdiğine bakılsada avcılıkta ki son konuşulan söylemlere katılmadığı yönünde idi, mesajım biraz uzun kaçtı seninle muhabbete doyulmaz ben senin kadar nüktedan olmasamda sohpette senden aşağı kalmıyacağımı bilmelisin, sevgiler Saygılar.

Bilmezmiyim dostum.;)

Artı emekci değil, emekliyim, sevgili dostum. Aranıza katıldım, bu günden beri...

Yanlış anlaşılmasın işten emekli oldum. Yaşamdan değil.

Bilirsin yaşam parçalardan ibaret. İşte yaşamın bir parçasıydı, geldi geçti. Belki de en güzel yıllar da geldi geçti.:(

Keşke, Can Yüçel' in dediği gibi, önce bu yılları sonra gençlik yıllarını yaşayabilseydik.:(

İşte avcılıkta yaşamın bir parçası_ 10 yaşından beri yaptığım_ konuşmak gibi, oynamak gibi, toprakla uğraşmak ve haz almak gibi ve hatta sevişmek gibi...;)

Bütün bunlar bize mutluluk veren istekli uğraşlarımız değil mi?... illede olmasada...

Kayınco Belen köyü kahvesini çalıştırıyor. Çay atıklarını böyle değerlendirmek aklıma gelmedi. Çay atıklarına EMA da karıştırıp malç yapabilirim. Bu bilgi için teşekkür ederim, toprak dostu kardeşim.

Saygılar efendim.

Halil Önen
03-08-2010, 02:48
Merhaba Halil Önen,

Yazdıklarınızdan anladığım kadarı ile en iyi dikim zamanı sonbahar olduğu için gönderdiğiniz fidanı saksıya alıp mevsimi beklemeye başladım. Umarım bir yanlış yapmıyorumdur? Bu sorum vasıtası ile size geneldenden de teşekkür etme fırsatını kaçırmayarak teşekkürümü yineliyorum.

Vallahi Halil bey hiç tanışmamış olmanın şaşkınlığı ile aldığım fidanın yanıtını yukarıdaki gibi cümlelerden başka, aklıma bir şey gelmediği için epeyi savsakladım. En iyisi "sağ ol dostum demek", anca cesaret buluyorum. Bilesiniz ki emanetiniz EMA ile harmanlanmış torf ile saksıya alındı. Dikim mevsimine kadar balkonumda duracak. Kendi ayakları üstünde durabilecek çağa gelinceye kadar sizden bana emanettir. Büyütebilirsem benim diyebilirim. Ekte iki fotoğraf gönderiyorum. Yakın çekimde sürgünlerden sağlığı anlaşılıyor.

Sevgi ve saygılarımla

Sonbaharda dikmek en doğrusu. Artık sizindir.:) Şimdi daha keyifli görünüyor.

'Ona' söyledim,:)
Gelecek yıl biraz ikinci yıl daha çok zeytin verecektir.3. yıl tam...

Eğer böyle yapmazsa benim kaynana gibi yapın.

Aynayı 3 tarafından yüzüne tutun, 3 defa 'tüüühhh' diye tükürün.:) Daha doğrusu tükürüyormuş gibi yapın. Utanacaktır. Meyve vercektir. Evinin önündeki tek, 6 yaşında mandaline böyle yapmıştı. Dalga geçmiştim.:) O yıl öyle
mandalin verdi ki.
Şimdi bana yedirmiyor.:)

Lilium
03-08-2010, 13:13
Eğer böyle yapmazsa benim kaynana gibi yapın.

Aynayı 3 tarafından yüzüne tutun, 3 defa 'tüüühhh' diye tükürün.:) Daha doğrusu tükürüyormuş gibi yapın. Utanacaktır. Meyve vercektir. Evinin önündeki tek, 6 yaşında mandaline böyle yapmıştı. Dalga geçmiştim.:) O yıl öyle
mandalin verdi ki.
Şimdi bana yedirmiyor.:)
Öldürdün gülerken :D

Yeme zaten onlar tükürüklü:D

nkoksal
03-08-2010, 22:32
Halil bey 2 yıldır meyve vermeyen bırakın meyveyi yazın çiçek bile açmayan (kendisi aslında yediveren sözde ) limon ağacıma bu yöntemi uygulayacağım.;) Benle inatlaşır gibi tam kış gelip içeri alınacağı zaman çiçeğe duruyor.:mad: Umarım kayınvalidenizin mandalinası gibi benimkide utanır. Eh utanıp meyve verirse artık dileyin benden ne dilerseniz.(Çok büyük bişey olmasın ama ):o

ahmet salih
23-08-2010, 18:13
Merhaba Sn;halil önen Başımdan geçen benzer bir olayı aktarayım. geçen sene annemi elinde kocaman bir bıçak 5 yaşında olup hiç çicek açmamış ıhlamur ağaçının başında gördüm,ne yaptığını anlamaya çalışırken annemin yüksek sesle çiçek açmazsan seni keserim, seni keserim diyerek ,bıçakla ağacın gövdesine 2-3 derince kesik attığını gördüm. Biraz gülerek, biraz hayretle anne hayırdır dediğimde ,annem gayet ciddi dedesinin meyva vermeyen ağaçlara bu şekilde yaptığını ,ağaçların meyva vermeye başladığını,dedesinin ağaçları çok sevdiğini ,her türlü aşı yaptığını uzun uzun anlattı. o sene ıhlamur çicek açınca, annem zafer kazanmış komutan edasıyla ayva ağacına da aynı uygulamayı yaptı. Bu esnada Çınar(benim minik köpeğim), güzelim erguvan ağacımı derince kemirmiş, epeyce kabuk soymuştu, halbuki ilk defa bu sene 2-3 tane minik çicek açmıştı. çınarın kemirdiği dönemde yapraklanma başlamıştı.ben gitti erguvan diye hayıflanırken bizim ölümcül yaralı erguvan çoştu mevsim dışı olmasına rağmen bir sürü çicek açtı , Tüm çabalara karşın çiceklenmeden 10 gün sonra erguvanı kaybettik.Erguvanın bu davranışını ben şöyle yorumladım(bu yoruma konuda uzman arkadaşlar eleştiri yaparlarsa sevinirim).bildiğimiz gibi doğanın en önemli yasalarından biri neslin devamlılığı ilkesidir.Bütün bitki ve hayvanlar soylarının devam etmesi için anlayabildiğimiz, bir çoğunu hala anlıyamadığımız bir çok davranış gösterirler, Bu çok güçlü bir genetik içgüdüdür(genetik içgüdü) litaratürde olduğunu sanmıyorum benim uydurmam açıklayacak başka bir kelime bulamadım.Gerçekten canlı davranışlarını bu yasa çerçevesinde incelendiğinde ne kadar etkili olduğu görülecektir. Örneğin ,annenin çocuklarının yaşamı tehdit edildiğinde ölümü bile göze alması.erguvanın sergilediği davanış ise;ölümcül yaralar aldığının bir şekilde farkına varınca neslinin devamlılığını sağlamak için, çicek, dolayısıyla tohum üretmeye çalıştı. Ihlamurun kabuğuna uygulanan kesikler benzer bir mekanizmaları harekete geçiriyor olabilir.Atalarımızın mirası olan geleneksel yöntemlerin iyi irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunlar binlerce yıllık tecrübe ve bilgi birikimi içeriyorlar.Bazılarına sonradan saçma ,yanlış eklentiler yapılmış olsa da, Bir çoğunun objektif incelendiğinde ciddi faydalar sağlıyacağı aşikardır.Hatta bu konuda sitede bir başlık açılması yararlı olabilr. Bir hikayeden nerelere geldik, sağlıcakla kalın. ayvayı merak eden olursa; bu sene 2 tanecikte olsa ilk meyvalarını verdi.

Halil Önen
23-08-2010, 20:14
Halil bey 2 yıldır meyve vermeyen bırakın meyveyi yazın çiçek bile açmayan (kendisi aslında yediveren sözde ) limon ağacıma bu yöntemi uygulayacağım.;) Benle inatlaşır gibi tam kış gelip içeri alınacağı zaman çiçeğe duruyor.:mad: Umarım kayınvalidenizin mandalinası gibi benimkide utanır. Eh utanıp meyve verirse artık dileyin benden ne dilerseniz.(Çok büyük bişey olmasın ama ):o

Limon ağacınız daha çok genç, yalancı çiçek açıyor ve döküyor.
Bu normal.

Aslında meyve vermek için alıştırma yapıyor. :) Kendini hazırlıyor. Meyveyi besleyeceği çağa gelsin;_ o bunu biliyor_ :)çiçeklerini dökmeyecektir.

Keyifli günlerinizde 'o'na dokunun. Gövdesinde, dallarıda ve yapraklarında elinizi yavaşca gezdirin. Çiçeklerine hafifce dokunun, koklayın. Bir dost, bir anne gibi.:)

Göreceksiniz daha çok ve kaliteli meyve verecektir.

Sygılar Sn.nkoksal.

Halil Önen
23-08-2010, 21:12
Merhaba Sn;halil önen Başımdan geçen benzer bir olayı aktarayım. geçen sene annemi elinde kocaman bir bıçak 5 yaşında olup hiç çicek açmamış ıhlamur ağaçının başında gördüm,ne yaptığını anlamaya çalışırken annemin yüksek sesle çiçek açmazsan seni keserim, seni keserim diyerek ,bıçakla ağacın gövdesine 2-3 derince kesik attığını gördüm. Biraz gülerek, biraz hayretle anne hayırdır dediğimde ,annem gayet ciddi dedesinin meyva vermeyen ağaçlara bu şekilde yaptığını ,ağaçların meyva vermeye başladığını,dedesinin ağaçları çok sevdiğini ,her türlü aşı yaptığını uzun uzun anlattı. o sene ıhlamur çicek açınca, annem zafer kazanmış komutan edasıyla ayva ağacına da aynı uygulamayı yaptı. Bu esnada Çınar(benim minik köpeğim), güzelim erguvan ağacımı derince kemirmiş, epeyce kabuk soymuştu, halbuki ilk defa bu sene 2-3 tane minik çicek açmıştı. çınarın kemirdiği dönemde yapraklanma başlamıştı.ben gitti erguvan diye hayıflanırken bizim ölümcül yaralı erguvan çoştu mevsim dışı olmasına rağmen bir sürü çicek açtı , Tüm çabalara karşın çiceklenmeden 10 gün sonra erguvanı kaybettik.Erguvanın bu davranışını ben şöyle yorumladım(bu yoruma konuda uzman arkadaşlar eleştiri yaparlarsa sevinirim).bildiğimiz gibi doğanın en önemli yasalarından biri neslin devamlılığı ilkesidir.Bütün bitki ve hayvanlar soylarının devam etmesi için anlayabildiğimiz, bir çoğunu hala anlıyamadığımız bir çok davranış gösterirler, Bu çok güçlü bir genetik içgüdüdür(genetik içgüdü) litaratürde olduğunu sanmıyorum benim uydurmam açıklayacak başka bir kelime bulamadım.Gerçekten canlı davranışlarını bu yasa çerçevesinde incelendiğinde ne kadar etkili olduğu görülecektir. Örneğin ,annenin çocuklarının yaşamı tehdit edildiğinde ölümü bile göze alması.erguvanın sergilediği davanış ise;ölümcül yaralar aldığının bir şekilde farkına varınca neslinin devamlılığını sağlamak için, çicek, dolayısıyla tohum üretmeye çalıştı. Ihlamurun kabuğuna uygulanan kesikler benzer bir mekanizmaları harekete geçiriyor olabilir.Atalarımızın mirası olan geleneksel yöntemlerin iyi irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. Bunlar binlerce yıllık tecrübe ve bilgi birikimi içeriyorlar.Bazılarına sonradan saçma ,yanlış eklentiler yapılmış olsa da, Bir çoğunun objektif incelendiğinde ciddi faydalar sağlıyacağı aşikardır.Hatta bu konuda sitede bir başlık açılması yararlı olabilr. Bir hikayeden nerelere geldik, sağlıcakla kalın. ayvayı merak eden olursa; bu sene 2 tanecikte olsa ilk meyvalarını verdi.



Sn. Doktorum,

söylediklerinize katılıyorum.

Bitkileden çok daha gelişmiş olan hayvanlar ve hatta insanlar bile öyle değil mi?

Büyük doğa felaketleri, büyük şavaşlar ve amansız hastlıklar _bir zamanlar avrupayı saran veba. vb. gibi_ dönemlerinde insanların, daha çok çocuk yaptıkları istatistiklerle ispatlanmış. Hem de geleneksel aile duvarları bile yıkarak...


Bu gün bile çok çocuk sahibi olma isteği, buna benzer ağır stresli yaşam koşulları değil mi?

Günümüzde bile her gün, bir çok canlı türü yok oluyor ve yeni türler ortaya çıkıyor.

Ayakta kalanlar, geçmişten gelen _atalarından _ yaşam genlerini en iyi koruyanlar ve geliştirenlerdir.

Ayrıca yok olduğunu sandığımız türlerin de bir gün ortaya çıktığı gözlendi. ABD ' de güçlü bir orman yangını sonrası, 200 yıl önce orada yaşayan bir ağaç türü yeşermişti.

Çok ilginç, tarla sınırımızda bir incir ağacı vardı. Dipten çok sürgün verirdi.

Babam her yıl iki üç sürgün bırakır, budardı. 'O' yine çok sürgün verir, bir türlü boya gitmezdi.

Bir gün diplerinden tamamen kesti. (Birinden duymuş olmalıydı) üzerine çalıları yığdı ve ateşledi. Sonra üzerine toprak attı, kapadı.

Baharda üç tane öyle sürgün verdi ki tutabilene aşkolsun. Öbür bahara da meyve antrenmanına başladı.

Babam ' bak görüyormusun, kendisini ölüyorum zannetti kerata, nasıl da büyüyor ':) demişti.

Saygılar efendim.

Halil Önen
12-09-2010, 02:04
Atatürk demiş ki;
''Yakın dostlar, sevdikleri tarafından bir işgenceye mahkumdur. O işkence sevdiklerinin dertlerini dinlemektir''.

Sanki öyle oldu gibi... Ya da hani bir tv. sunucusu bir konuk çağırır ama en çok kendisi konuşur ya...

Uzak bahcelerin yakın dostu, Ağaçlar. net in çalışkan çocuğu ACEMİ/ÇAYLAK arife günü, Aliağa' ya misafirliğe geldi.

Bize gelmeden önce Muğla'ya gitmiş. Muttalip bey (mtlp sitemiz üyesi) ile buluşmuş. Muttalip Bey' in bize fotoğraflarını gönderdiği zeytin bahcesinin sorunlarını yerinde görmek için ona uğramış.

Bize uğradığında akşam olmuştu.

Ayhan kaptan, ben, Hasan Bey ve Acemi usta deniz kenarına, öğretmen evinin lokalinde gecenin geç saatine kadar sohbet ettik.

Neler konuşmadık ki, bu kadar zamanda; sanki yıllar öncesinden tanışık gibiydik.

Zeytinden, Antep fıstığından, enzimden, topraktan, kimyasal gübre ve ilaçlardan, solucan ve onun gübresinden, organik gübre ve organik yetiştircilikten, doğal üretimden daha doğrusu AĞAÇLAR.NET' e dair herşeyden ve dost üyelerinden konuştuk.

Belki biraz dedikodu da yapacaktık ama vakit nakitti.:)

Acemi dostumuz, izin verdiğimiz sürece konuşabildi.:)

UBYİ bahçelerinin yapısı, geleceği daha doğrusu kaderi ne olacaktı? Tabelası kalmış, içi boşaltılmış örgütlü yapıların çöplüğü olan ülkemizde...

Kader...

Bu bizim kaderimiz mi? Peki kaderimizi belirleyen ne? Karakterimiz belki. Onu da belirleyen yaptıklarımız, yaptıklarımızı belirleyen sözlerimiz (kelimelerimiz) değil mi? Ve sözlerimizi belirleyen düşüncelerimiz.

Ya da; maddi dünyadan öğrendiğimiz harika şey; şeylerin hayal bile edemiyeceğimiz kadar birbirinden bağımsız olduğu halde, binlerce atomun bağımsız hareketinin birbiriyle etkileşimi ve hareketi doğurması gibi; bu insan ilişkileri için geçerli değil midir?

Belki insanların pek azı geleceğin yönünü değiştirme gücüne sahiptir. Ama her birinin olayların küçük bir parçasını değiştirmek çabası ve bu çabanın toplamı bir kuşağın yapısını belirleyemez mi?

Eğer bir ideal için çalışılıyorsa, başkalarının iyiliği için de harekete geçiliyor, haksızlığa her karşı çıkış küçük bir umut dalgası yaratıyorsa, işte bu büyük enerji en kalın duvarları bile yıkan güçlü bir akıma dönüşemez mi?

Önemli olan nasıl düşündüğümüz, birbirimize nasıl davrandığımız ve doğa ile nasıl ilişki kurduğumuzdur.

Elbette kaygılıyız; doğanın toptan yıkımından ve gelecek için fedakarlıktan bulunmanın gönülsüzlüğünden... daha fazla hayal kırıklığı yaratan şeylerin fazlalığından...

Ancak ''bugün'' geleceğimizi satın alabileceğimiz tek şey değil mi... yaşlı gözlerle geleceğe bakmanın, geleceği belirleme hakkı olabilir mi? Ya da geçmişi geri alacak kadar zengin miyiz?



İnsanın günde 50 000 kadar düşüncesi olurmuş. Hepimiz gün boyunca kendimizle konuşuruz. Bu gece konuşacak dostlar bulamadım. Kendimi kendimle konuştum saydım gitti.:)

Çünkü bu gece ne Acemi Caylak, ne Ayhan kaptan, ne eski müdürler Hüseyin bey ve Hasan bey vardı.

Acemi Usta geldiğinde, bir gecenin keyfini çıkardık ve yeni bir dost edindik.

Geldiğini için teşekkürler ACEMİ ÇAYLAK

acemi_caylak
12-09-2010, 20:08
Sevgili Halil Önen,

Bayramıda içine alan bir haftalık tatil sürecinde, sizlerle, Milaslı dostumuz Muttalip Bey ve Sarıcan dostumuzla yaptığım görüşmeler benim içinde hem çok keyifli hem de öğreticiydi.

Sizlere çok geç gelmiş olsamda (Aynı gün içerisinde Altınoluk'tan Bafa'ya gitmek ve geri dönmek zamanı tüketmişti.) ayaklarımız nerdeyse denizin içinde ve yıldızlar başımızda yaptığımız sohbet hepimiz için sohbetten öte deneylerin payaşıldığı küçük bir toplantıya dönüştü. Hele Hasan Bey'in pamuk deneyimini hiç unutmayacağım:)

Sizinde belirttiğiniz gibi UBYİ sadece bir fikir paylaşımı olarak mı kalacak yoksa genişleyerek örnek bir doğal yetiştiriciler birliği mi olacak bunu bizlerin bundan sonraki çalışmaları belirleyecek diye düşünüyorum.

Bence bu birlik, kendi gübre ve ilacını kendisi üreten ve pazarlama sorunlarını aşmış bir birlik olduğunda gerçek amacına ulaşmış olacak ve diğer çiftçilere yol gösterici olacaktır. Ben sizlerin gözlerinde bu ışığı ve inancı gördüm.

Daha geniş katılımlı bu türden yeni bir toplantıda buluşmak dileği ile.

Belenli45
14-09-2010, 02:00
Gücünün hayallerini geçmesi ve dostluğumuzun ömür boyu sürmesi dileğiyle...

Halil Önen
14-09-2010, 11:11
Gücünün hayallerini geçmesi ve dostluğumuzun ömür boyu sürmesi dileğiyle...

Teşekkür ederim Sn. Belenli45,

bazı hayallerimi gerçekleştirecek gücü kendimde buluyorum. Örneğin, bu yıl sera yetiştiricilini deneyeceğim. Tabii doğal ve organik ilaç ve gübrelerle başarmalıyım.

Sera yetiştiriciliği konusunda hiç deneyim sahibi değilim. Küçük bir alanda deneme yapmalıyım.

Bu konuda yardımına ihtiyacım var. En azından malzeme tedarik etme ve teorik bilgi için...

Eğer bunu başarırsak daha büyük düşünmenin önünü açarız. Belki çiftciye örnek oluştururuz.

Biliyorsun geçen yıl asmada külleme çok yoğundu, çiftci çok zarar gördü. Bir yıl konuştum durmadan. Daha külleme çıkmadan neler yapılması gerekir diye anlattık.

Bu yıl külleme bizim ulaştığmız kişilerde olmadı.

Ama düşman bir değil ki...

Bu yıl da salkım güvesi yedi bitirdi. En az 1/3 zarar oluşturdu, üzümlerde. Taa Manisaya kadar...

Halbuki yasal olmamasına rağmen getirttiğim organik ilaçlar kahvenin masalarının üstünde bekledi.Kullanmaları, denemeleri için para bile istemedim.

Tonlarca kalıntı bırakan kimyasal ilaçlar kullanıldı. Yine durdurulamadı.

En son senin kayıncoya organik ilaç için deneme amaçlı kullandırtım.

Ve salkım güvesini durdurduk. Ve önledik.

Ya domateste 'TUTA' denen bir çeşit domataes iç kurduna ne demeli. Ne diller döktüm ki, kullandıramadım. En yakınlarımı bile ikna edemedim. Koca Menemen ovasını yedi bitirdi; domates iç kurdu zaralısı. Zarar bazı tarlalarda yarı yarıya geçti.

Çaresiz kalınca orgaik ilaçları kullananlar bu hastalığı da durdurdu ve önledi.


Aynı şekilde organik ilaç ile bamya kurdunu önledik. O da son anda, bir tarlada deneyerek...

İki kişinin (Mehmet Gemiçi ve Göksel Girgin) üç tarlasında _domatesi durduran_ EMA ile nematotu önledik. Mehmet Gemiçi hariç onlarda domates iç kurduna yenildi.

Sende biliyorsun ki domates iç kurdu için 3 günde bir kimyasal ilaç kullanıldı. Ve bu ürünler iç piyasada tüketildi. Buna resmen göz yumuldu ve bu ilaçların kotnrolsüz kullanımına izin verildi, hatta desteklendi.

İşin ilginç yanı üretici, bu kimyasal ilaçlarları kullanırken, aynı zamanda kendisi de tüketti ve tüketmeye devam ediyor.

Üretici bir türlü organik ilaçlara ulaşamıyor. Her yerde kimyasal ilaçlar satılıyor ama alternatifinden bahseden hiç yok.

Aynı durum zeytin sineği ve uc zararlısı için geçerli.

Bu yıl Menemen ve Bergama ovasını koza kurdu bitirdi. Üretici bu hastalığın önüne kimyasal ilaçlarla geçemedi.

Şimdi pamuk bitkisini slaç yapıyor. Bunu da önleyebilirdik belki. Gelecek yıl Seyrek köy den birinin 8 ve 30 dönümlük pamuk tarlasında deneme yapmayı ikna ettim. Bu hastalığı da organik ilaçlarla önleyeceğime inanıyorum.

Bu yıl Cumhur Öker'i ikna ettim. O İstanbul' a da mal sarıyor. Geniş tarlalarda tere, maydanoz, roka, ıspanak vb. üretim yapıyor. Hastalıklara karşı organik ilaç mücadelesi denemesi yapacağız. Başaracağımıza inanıyorum.

Şu anda zıraat mühendisi olmayı -hala böyle düşünürmüydüm bilemem _çok isterdim.

Tüm bunları kahve sohbetlerinde çok konuştuk. Sen emekli olduğunda _hayalleri gerçekleştirme gücü için_ ben hazır olacağım.

Geçmiş dostluğumuz, gelecek dotsluğumuzun teminatıdır.

Saygılar.

denizakvaryumu
14-09-2010, 11:21
...Sende biliyorsun ki domates iç kurdu için 3 günde bir kimyasal ilaç kullanıldı. Ve bu ürünler iç piyasada tüketildi. Buna resmen göz yumuldu ve bu ilaçların kotnrolsüz kullanımına izin verildi, hatta desteklendi.

...

Eyvah ki eyvah..."Neden kanser oluyoruz ? " sorusunun cevaplarından biri...

Halil Bey umarım bu savaşta galip gelirsiniz.

Halil Önen
15-09-2010, 00:02
170468

Bu levha Menemen Belen köyü yoluna dikildi. Köye 500m. kala bu yoldan Doğa köy, Belen köyü, Haykıran köyü, Çukur köy, Hasanlar köyü ve Görece köyü sakinlari geçiyor.

Yani üreticilik yapan köylüler.

Bağı işleyen İbrahim Kaçar. Yani rahmetli dayımın oğlu.

...!

Üzümde salkım güvesine karşı, kalıntısız ilaç kullanma... Bu levhayı gördüğümde çok sevindim.

Kimyasal _ organik değil_ ilaç kullanılacak ama kalıntı bırakmıyacaktı. Ve her geçen çiftcinin görebileceği yere dikilimiş, örnek bir uygulama.

170471

Sarı yuvarlak, harika bir kurutmalık çeşit. Gün balı da şahane oluyor. Yemeside çok güzel.

....!

....!

170472
....salkım güvesi....

....!

170473
....salkım güvesi...

....!
....!
Zarar eşiği ise...

....!

....!

....!

(yorumsuz)

Belenli45
23-09-2010, 17:00
Köylümüzün mutluluğu bilinçlenmesi ve gelişmesi için her zaman uğraşalım. İnsanlar beleş bir şey bulduklarında her zaman uykusu gelir. ******* uyandıralım. Sera için arkadaşla görüşeceğim tecrübesi ne derecede araştırıp sana bilgilendirme yapacağım.

Güvenin için teşekkür ederim.

MeyveliTepe
23-09-2010, 18:26
Kaolinli zeytinlerde durum ne, hiç kontrol yaptınız mı?

Halil Önen
26-09-2010, 21:54
Sn. Meyvelitepe,

şu ana kadar kaolin uyguladığımız zeytin ağaçlarında, zeytin sineğine hiç rastlamadık.

Dün müd. Hüseyin beyle konuştum. Olmadığını söyledi. Ayhan Kapta'nın zeytinlerde de yok.

Bende de hiç yok.

Kız kardeşimin gelişmiş zeytinlerde bu yıl kaolin uyguladık.( kızı Brokoli site üyemiz ve babasını kimyasal kullanmamakta ikna etmişti.)

Üç dönümlük bu alanda _bol mahsul olmasına rağmen_ bırakın zeytin sineği zaralısını, tanelerde bir leke bile bulamazsınız.

172984

172984

Bu yıl havalar sıcak ve yağışsız gidiyor. Zeytinler böyle giderse erken olgunlaşacaklar. Siyahlaşmaya başladılar bile.

Halbuki eskiden; eskiler, zeytine don_ kırağı_ vuracak derlerdi. Gün gelecek yaz ortasında zeytin mi toplayacağız, ne...:(

Çevremizde zeytin sineği zararı gözleniyor. Ama geçen yıl gibi yoğun değil.

Bu yıl Gediz nehrini sivri sinek için ilaçladılar. Dere ve sulak alanlarıda... Bundan arıcılar çok rahatsız olmuştu.

Bunun etkisi oldumu bilemem.

MeyveliTepe
26-09-2010, 22:09
Bizim bölgede de zeytinlerde de tek tük kararma başladı. Oysa henüz erken.

Olabildiğince çok kişiyi getirip ilaçsız sinek vuruğu olmadığını göstermeli. İnsanlar gözüyle görmeyince inanmak istemiyor bir türlü :)

Zeytinlibahçe
28-09-2010, 07:23
Halil bey selamlar

Müdürün ve kıdemli müdürün bahçe fotoğraflarını, ubyi katılımlarını bekliyoruz.

Zeytinler sepete girmeden zararlılardan emin olmamak lazım, bir iki günde yapacağını yaparlar, tuzaklar yoksa varlıkları ve yaptıkları zararlar çok sonra anlaşılıyor, şu ana kadar bizde zeytin sineği zararı tespit etmedik, keşke kaolin kullanmamıza rağmen biraz olsaydı, kıdemli müdürün koruma yapmamasına rağmen şu ana kadar zararlı olmaması ekolojik dengede bir şeylerin ters gittiğini gösteriyor.

necmi ekim
28-09-2010, 11:23
Merhaba,Halil kardeşim.Güzel şeyler yapıyorsun.Ben de körfezin karşı kıyısında aynı şeylerle uğraşıyorum,güzel işler yapacağız eminim.Görüşmek üzere,selamlar herkese.

ayazkentli
28-09-2010, 13:04
Halil bey,

Yaşadığımız ilçeler bir birine çok yakın olmasına rağmen bu yıl, Aliağa-Kınık-Ayvalık ve Bergama civarların'da zeytin verimi çok farklılıklar gösteriyor.

Örneğin, Kınık, Bergama ve Ayvalık'ta, bu yıl verimin çok düşük. Zeytindağ, Şakran, ve Aliağa'da ise oldukça yüksek olduğunu duyuyoruz.

Bu faklılığın sebebi olarak -kurt zararlısı- gösteriliyor. Zaten bizim bölgede bu yıl, domates ve özellikle pamuk, kurt yüzünden olmadı (zeytinler'de buna dahil oldu). Burada bana ilginç gelen bir nokta var.

Birbirine bu kadar yakın olan bu bölgelerin bazıların'da, bu zararlının fazla hasara yol açması, bazıların'da ise daha az zarar vermesi ilginç. Sonuç'ta siz'de bahsetmişsiniz, çiftçiler hem zamanın'da, hem'de yeteri kadar, hatta daha fazla ilaçlama yaptılar ama, fayda etmedi ve bu farklılık oluştu.

Sizinkilere nazar değmesin, çok iyi gözüküyorlar.

Anlaşılan, önümüzde'ki sezona kadar, zeytinyağını biraz pahalıya yiyeceğiz.

Halil Önen
28-09-2010, 23:44
Merhaba,Halil kardeşim.Güzel şeyler yapıyorsun.Ben de körfezin karşı kıyısında aynı şeylerle uğraşıyorum,güzel işler yapacağız eminim.Görüşmek üzere,selamlar herkese.

Hoş geldiniz Necmi Ustam,

siz zeytin yetiştiriciğinde bizden çok daha zengin deneyime sahipsiniz. Güzel paylaşımlar, hepimizi zenginliği olacaktır. Ben hazırım.

Saygılar

Halil Önen
29-09-2010, 00:26
Halil bey,

Yaşadığımız ilçeler bir birine çok yakın olmasına rağmen bu yıl, Aliağa-Kınık-Ayvalık ve Bergama civarların'da zeytin verimi çok farklılıklar gösteriyor.

Örneğin, Kınık, Bergama ve Ayvalık'ta, bu yıl verimin çok düşük. Zeytindağ, Şakran, ve Aliağa'da ise oldukça yüksek olduğunu duyuyoruz.

Bu faklılığın sebebi olarak -kurt zararlısı- gösteriliyor. Zaten bizim bölgede bu yıl, domates ve özellikle pamuk, kurt yüzünden olmadı (zeytinler'de buna dahil oldu). Burada bana ilginç gelen bir nokta var.

Birbirine bu kadar yakın olan bu bölgelerin bazıların'da, bu zararlının fazla hasara yol açması, bazıların'da ise daha az zarar vermesi ilginç. Sonuç'ta siz'de bahsetmişsiniz, çiftçiler hem zamanın'da, hem'de yeteri kadar, hatta daha fazla ilaçlama yaptılar ama, fayda etmedi ve bu farklılık oluştu.

Sizinkilere nazar değmesin, çok iyi gözüküyorlar.

Anlaşılan, önümüzde'ki sezona kadar, zeytinyağını biraz pahalıya yiyeceğiz.

Sn. ayazkentli,

sadece zeytinyağını değil, zeytini de pahalı yiyecek gibiyiz.

Manisa tarafında _Turgutlu, Akhisar, Salihli_ da zeytin rekoltesi düşük. Menemen, Aliağa, şakran ve zeytindağ kuşağı iyi. Nedenini tam olarak bilmiyorum.

Muğla tarafında da Muttalip beyin (mtlp site üyemiz) Sn. Acemi Çaylak ve bana gönderdiği resimlerde; zeytinlerde verin çok düşük görünüyordu.

Sn. Acemi Caylak, Ramazan'ın son günü Muğla'ya gitti ve Muttalip beyle görüştü.

Çiçek dönemi havaların çok sıcak gitmesine bağladık verim düşüklüğünü. Sıcakların etkisini azaltmak için çiçeklenme öncesi, kaolin uygulaması yapılmasının tozlanmaya _döllenmeye_ etkisi ne olur; böyle bir tecrübe elimizde yok.

Ancak kaolinin güneşten koruduğu ve su ihtiyacını azalttığı kesin. Tabii zeytin sineğine de etkili.

B.T bakterisi domates yeşil kurduna etkili. Biz kullandık. Hatta bamya ve börülceye zarar veren yeşil kurda da etkili. Denedik.

Bizim bölgede pek pamuk yetiştirilmiyor. Gediz'in karşı yakası, Denize yakın olan Menemen ovasında yoğun dikim yapılıyor.

Pamuk kozasına zarar veren kurt, kozanın açılmasına engel oluyor ve verimi düşürüyor. Ben bazı üreticilerin sadece bu sebebten pamuklarını slaj yaptıklarını gördüm.

Pamuk kozasına zarar veren kurt, sinek mi yoksa kelebek larvası mı? ; onu bilmiyorum. Kelebek larvası olduğunu düşünüyorum. Eğer öyle ise B.T bakterisi etkili olabilir. B.T. bakterisinin bu konuda ruhsatı yok. Denemek gerekir.

Halil Önen
29-09-2010, 01:20
Bizim bölgede de zeytinlerde de tek tük kararma başladı. Oysa henüz erken.

Olabildiğince çok kişiyi getirip ilaçsız sinek vuruğu olmadığını göstermeli. İnsanlar gözüyle görmeyince inanmak istemiyor bir türlü :)

Bu çok doğru. Daha çok gördüğümüze inanıyoruz.:)

Semerkant, Buhara' dan aşağıya indiğimizde Akdeniz kültürü ile karşılaşmısız. Müslümanlığı kabul etmiş bir kısmımız ettirilmişiz.

Kılıç sallayarak girdiğimiz Anadolu'da;
zeytin ve onun yağı ile şarap yapılan asmayı burada tanımışız. Zeytin ağaçlarını kesmiş, asmaları kazmışız.

Rumlardan kalan zeytin bahçelerinin belirli yerlerinde, incir ağaçları varmış. İncir meyve sineği aynı zamanda zeytine dölleme yapıyor, sinek zaralısını da azaltıyormuş. Buna anlam verememiş, inciri de kazmışız.

Gelenekler, görenekler ayaklarımıza dolaşmış.

Zeytinin anavatanında, onun değerini yeni yeni anlamaya başladığımızda bile hala en az zeytin ve yağını tüketeniz.

Sineğin zarar verdiği ve toprağa düşen zeytinden yağ çırakartmış, yüksek asitli damak tadı oluşturmuşuz.

Ayvalık gibi dünyanın en kaliteli zeytinini ve yağını pazarlayamamış, dünya pazarlarını kalitesiz yağlarına teslim etmisiz.

Yanında, şarabı da hibe vermişiz.

Akdeniz _kültürünün_ mutfağının, insan ömrünü uzatan, sağlıklı yaşamasını sağlayan bu iki doğa harikasının kıymetini bilememişiz.

Atı alan Akdenizi geçmiş.

Halil Önen
07-10-2010, 00:08
174063

Burası 'kumbağ' ismini verlilen yerim. Rahmetli _toprağı bol olsun_ babamdan bana kalan...

174069

2 dönüm 200 m2 bir yer. İçine 10 kadar ceviz ağacı dikmiştim. Aslında daha fazlaydı, bazılarına su yetiremedim kurudu.

Adı üstünde ' kumbağ'.

174075

Ben bodur ceviz diktim zannettim. Halbuki bodur ceviz diye bir şey yokmuş. Beni kadırdılar.

Budama yaparak bodurlaştırmaya çalıştım. Meyvesini de bodurlaştırdım.:)

Ağaçlar. net üyesi değildim 'o' zamanlar. Nerden bilecektim hangi ilklime, toprağa hangi ceviz gider diye... Diktik işte...

Kaolin ile bile güneş yakmasını önleyemedim. Suyunuda kaçırdım. Biraz ondan da yandı.

Yine de az çok verdi. Bizi öksüz bırakmadı.

174076

15 kadar zeytin diktim. Onlar iyi büyümede, bizi yağsız ve yemeksiz bırakmadı.

174077

Kimyasal gübre ve kimyasal ilaç kullanmadan yetştirdim onları. Dadına doyum olmuyor.

Halil Önen
07-10-2010, 00:25
Karşıdaki köy benim büyüdüğüm 'Belen' köyü. 27 yıllık işcilik hayatımdan bile 'oradan' kopamadım.

Proletarye ile marabalık arasında hep gittim geldim.:)

174078

Birkaç mandalina ve portakal da yetiştirmeye çalıştım.

İçinde 10 kadar badem ağacı vardı. Çok verimsizdiler. Onları kepçe ile kazdırdım.

Yerlerinde sebze yetiştireceğim...

Halil Önen
07-10-2010, 00:53
Artık işci değil, emekliyim.

Sonuçları için katlandığım, zorunlu uğraşlarım yok. (Hala emekli moduna girebilmiş değilim; sanki yıllık izindeyim de, işe gidecek gibiyim):)

Şimdi severek sonuçlarını katlanabileceğim istekli uğraşlarıma başlayabilirim; diye ümit ediyorum.

Elbette 'ümit' kendi başına yeterli değil... Her ümit kendi masalını yaratmamalı.

Ne demişti, sevgili 'gece' Felsefi Sobetleri Kahvesinde;

'' Ümit yetmez, fazlası gerek işte, o fazla da hemen her zaman kıt bir kaynak olan amaca yönelik çabadır. Öyle ya, ümit ediyorum ya işte, deyip oturmak, aymazlık ve daha önce ümide hakaret değil mi'' demişti.

Bir ağaç gölgesi buldum...



174079

Ümitlerim cebimde...

174080

Eldeki mühimmatla sağ çıkılır mı bu şavaştan bilemem ama, ümit için 'enseyi karatmaktan' daha iyi değil midir? ' göz'ü' kararatmak...

gece
07-10-2010, 12:45
...

Eldeki mühimmatla sağ çıkılır mı bu şavaştan bilemem ama, ümit için 'enseyi karatmaktan' daha iyi değil midir? ' göz'ü' kararatmak...

Sevgili arkadaşım Halil Önen, öncelikle 'kolay gele!' sonra da karartmanın kötüsü olmaz, karart gitsin diyorum. Hatta bu güzel ümitlerin daha kolay gerçekleşebilmesi için öncelikle mümkünse toprağı karartmayı da düşünmeni önereceğim.

Nicedir aklımdaki bir konu olan, terra preta (http://en.wikipedia.org/wiki/Terra_preta) 'kara toprak' konusunu bir incele bakalım, belli mi olur, 5000 yıl önce Amazon yerlilerinin uyguladığı ve bugün unutulup, yeniden keşfi için çalışılan terra preta nova, ülkemizde de hak ettiği ilgiyi görür. Konu hakkında burada (http://toprakana-radyo02blog.blogspot.com/) kısa da olsa bilgi yer alıyor.

Tekrar kolay gele deyip, İstanbul'dan selamlar gönderiyorum.


gece
karartmaktan yana forum kişisi

acemi_caylak
07-10-2010, 12:50
Teşekkürler Sn. Gece.

Nihayet ısrarla kömür tozu veya biochar dememize destek çıkan birisi oldu.

ahmet salih
07-10-2010, 13:43
Dostum, sen yapmışsın listeni ,karatmışsın gözü , işin yarısı bitmiş derler atalar. Kalan yarısını da başaracağından eminim. Sanki hafif bir emeklilik havası esmiş üstüne, kolay gele, rastgele. kısmet olursa yardıma da gelicez inşallah.

bayindirmevki
07-10-2010, 20:47
Kolay gelsin Halil bey,

Pantolonu çıkardığınıza göre etraf tenha. Sakınca görmemişsiniz.

Listenin 7 ve 8 sırasında ne var? Bir rüzgar çıksa da şu kağıdı yere savursa. Listenin hepsini çekseniz diyorum.

9 sıraya da boğaz tokluğuna işçilik yazın. Önümüzde uzun bir bayram var...

Halil Önen
07-10-2010, 22:43
Sevgili arkadaşım Halil Önen, öncelikle 'kolay gele!' sonra da karartmanın kötüsü olmaz, karart gitsin diyorum. Hatta bu güzel ümitlerin daha kolay gerçekleşebilmesi için öncelikle mümkünse toprağı karartmayı da düşünmeni önereceğim.

Nicedir aklımdaki bir konu olan, terra preta (http://en.wikipedia.org/wiki/Terra_preta) 'kara toprak' konusunu bir incele bakalım, belli mi olur, 5000 yıl önce Amazon yerlilerinin uyguladığı ve bugün unutulup, yeniden keşfi için çalışılan terra preta nova, ülkemizde de hak ettiği ilgiyi görür. Konu hakkında burada (http://toprakana-radyo02blog.blogspot.com/) kısa da olsa bilgi yer alıyor.

Tekrar kolay gele deyip, İstanbul'dan selamlar gönderiyorum.


gece
karartmaktan yana forum kişisi


Teşekkürler,

çok güzel, yaralanacağımız bir kaynak. Söyleşilerde _ açık radyo_güzel.

Şu 30 yıldır ötelediğim ümitlerimi bir tamamlayım...

oksijensiz ortamda kömür elde etmeyi,
çeltikten biohar yapmayı,
solucan gübresi üretmeyi,
mikoriza mantarı toplamayı ve onları çay atıklarına aşılamayı,
enzim yapmayı hızlandırmayı;

bu yaptıklarımla çevremi bilgilendirmeyi düşünüyorum.

Aslında bunlar küçük bahçeler için kolayca uygulanabilecek yöntemler.

Sevgili acemi ustanın 'Toprak ve mikrobiyoloji' sayfasında yazdıkları başlı başına bir kaynak oluşturuyor.

Tarımda gelenek, görenek ve bilgelik var. Teknoloji öncesi bu kaynaklara ulaşmak gerekiyor. Yoksa kaybedilen sadece toprak değil...

Halil Önen
07-10-2010, 22:57
Dostum, sen yapmışsın listeni ,karatmışsın gözü , işin yarısı bitmiş derler atalar. Kalan yarısını da başaracağından eminim. Sanki hafif bir emeklilik havası esmiş üstüne, kolay gele, rastgele. kısmet olursa yardıma da gelicez inşallah.

Teşekkürler Doktor bey, mutlaka beklerim.

Menemen garajının karşısından, ova yoluna _ artık asvalt_ bir giriyorsun, 4 km. sonra Belen Köyünün ve kahvesinin önündesin.

Sola devam ederseniz, Buruncuk köyüne ve Çanakkale yoluna çıkabilirsiniz.

(Emanetlerinizi büyütüyorum, bi köye kapağı atayım, uğrayınca veririm.)

Halil Önen
07-10-2010, 23:15
Kolay gelsin Halil bey,

Pantolonu çıkardığınıza göre etraf tenha. Sakınca görmemişsiniz.

Listenin 7 ve 8 sırasında ne var? Bir rüzgar çıksa da şu kağıdı yere savursa. Listenin hepsini çekseniz diyorum.

9 sıraya da boğaz tokluğuna işçilik yazın. Önümüzde uzun bir bayram var...

Pantolun yedekti, hemen öbürünü giydim.:)

İzmir'den emkeli bir aile köyümüze yerleşti. Köyün en üstüne ev yaptı. Oradan denizi bile görebiliyor. Nevzat bey... Kimya mühendisi... İyi dost...

''Hergün elimizde dürbün seni izliyoruz, ona göre'' demişti.:)

Liste aslında uzun, bir başka liste daha var, ançak ilk altı öncelikli.

(beni güldürdünüz, sizi de güldürsünler):D

Teşekkürler

Halil Önen
07-10-2010, 23:50
Ümitlerin yeşermesi için su gerekli.

Ama temiz su...
Manisa Organize sanayinin kirletiği, ağır metallerle yüklü Gediz'in suyu değil.

Yeraltı sularının tarım amaçlı _damlama sistemi olsa da_ kullanılmasına karşıyım. Ancak elden ne gelir...

Önce kuyu açtırmalyım. Biz artezyen diyoruz.

Artezyen, yer altındaki basınclı suyun _bir delik açılarak_ yer yüzüne fışkırmasıdır.

Kuyu ise biraz karışık.

Toprağın silindir biçiminde ve çeşitli genişlikte kazılarak suya ulaşılması ve çukurun etrafının taş ile örülmesi şeklindedir.

Eskiler hatırlar çıkırıtlısı bile vardı.

Biz kuyu diyeceğiz. Ve kuyu kazacağız. Başkasını değil kendi kuyumuzu kazacağız.:)

Kazma için ise kendimizi değil suyu kullanacağız.:)

Bu iş için en uygun 'kuyucu' Yaşellili Ahmet usta...

174203

Yöntem oldukca eski ve basit. Anmet usta buraları iyi biliyor.

174204

Eline çatallı bir çomak aldı, ayakkabılarını çıkardı, tarlayı gezdi gezdi çomak yere doğru çekince ' hah burada su var' dedi. Başkası bilemezmiş, kan grubu Rh + olmalıymış. (10 mt. ilerideki komşunun kuyusunu görmüş olabilir miydi):)

174205

Önce devir daim çukuru açtı.

174206

Çukurun suyunu, suyu motoru ile bir boruya basıyor ve toprağın içine gönderiyor.

174207

Ucu matkaplı boruyu suyun yardımı ile çeviriyor. Suyun gücü ile toprağı deliyor.

Halil Önen
09-10-2010, 21:07
174330

Ahmet Usta'nın yeğeni moral bozuyor.:) İkide bir,

'buradan su çıkmaz' diyor.

Ben derdini biliyorum. Böyle durumlarda en azından bir horoz kesilir.Adettendir.

'Ben kan akıtılmasına karşıyım' diyorum.
'Sen nasıl avcısın' diyor.

Bu çocuğa laf yetişmiyor. Bir suya yetişsek ben ona yapacağımı biliyorum.

174332

Su gücü ile matkabın yerine 5 inç lik plastik borular takılıyor.

174333

Yani 6 inç lik demir borunun içine ...

174334

Peki suyu bulduğumuzu nasıl anlıyacağız?

9 mt.ye geldiğimizde, Ahmet Usta yukarıdan basılan ve tekrar dışarı çıkan suyu avcuna alıyor, kontrol ediyor.
9 mt. ye kadar kum gelmişti. Şimdi iri kum parçaları gelmeye başladı.

'Bu bizim malzeme' dedi. 'Su burada'... 'Daha ineceğiz'...


4 mt. daha aşağıya boru salındı. Çıkan kum parçaları çoğaldı. Artık sadece iri dişli kum çıkıyor. Kum da değil, mercimek büyüklüne yakın çakıl taşları.

Yassı ve yuvarlak çakıl parçaları... Bunun anlamı, bu mesafede bir su akıntıntısın olduğumuş. Dere içindeki _yuvarlanmış, şekillenmiş_ küçücük taşların aynısı.

174335

1 mt. daha aşağıya kazıldı. Taşlar irileşti ve mil parçaları çıkmaya başladı.


Artık daha altta su yok. Balçık başlıyormuş. Yani 14 mt. kaldık.

4 mt. kalınlıkta bir su tabakası var ve 13mt. den su alacağız.

Halil Önen
09-10-2010, 21:17
Bir ödünç dalgıc pompası bulduk. 13 mt. saldık...

Ve mutlu son...

174337

Hayatın başlangıcını sağlayan, yaşamın kaynağı...

174338

(hemen hemen her karede yer alan Amcamın da keyfi yerinde):)

MeyveliTepe
09-10-2010, 22:01
Halil bey gözünüz aydın olsun.

bozon
09-10-2010, 23:35
Halil Bey hayırlı olsun. Ben sizin kadar şanslı değilim. 90 metreden sigara kalınlığında bir su çıktı. Güle güle kullanın.

gece
10-10-2010, 00:44
Suyunuz hayırlı, bereketli olsun. Amcanızı ve sizi anladığımı sanıyorum, suya ulaşmayı yaşadım, bilirim. Sözcüklerin duyguları anlatmaya yetmediği anlardandır.


gece
bozon gibi suya hasret herkesin suya kavuşmalarını dileyen forum kişisi

meymun
10-10-2010, 01:05
Halil Bey,

Bir ara Ensar'la uğrayabilecek olursak, giderken arkamızdan bu sudan dökersiniz. Gidenin ardından su dökülmesi eski çağlardan kalma pagan geleneği. Bak burada su var yine gel demek.
Bilirsiniz su kutsaldır. Su verenlerin bol olsun, su gibi aziz ol lafları bu geleneklerden kalma. Harran tanrılarının yıkandığı havuzlar, İbrahim peygamberi yakacak ateşin suya dönüşmesi, hıristiyanların vaftizi, ortodoksların ayazmaları ve Anadoluda bulunan fakat şimdi kuruyan kutsal kaynaklar, eski insanların H2O ya ruhsallık eklemelerinden. Neolitik dönemlerin ilk tarımcıları ormanları yok edip erezyona neden olup ve orta doğuyu kurutunca suyun önemi daha da da artmış. Su ararken değnek kullanma da çok eski bir büyücü teknolojisi. :D

Suyunuz kurumasın ve Halil İbrahim bereketi dileklerimle

Kaan Uğurlu
10-10-2010, 06:58
Bol sulu günler. Darısı başımıza:)

Kaan Uğurlu

acemi_caylak
10-10-2010, 15:37
Halil Bey,

Şu demir çubuk hikayesi gerçekten de ilginç. Hepsi farklı noktada ve farklı derinlikte buluyor. Meymun'un dediği gibi eski büyücülükten gelme, ki en ünlüleri işin içine bilimi de katan mısır büyücüleri. (Mumyalar onların sayesinde bin yıllardır bozulmadan kalmış.)

Su çıkarsa bahtına hesabı. Çıkmazsa 3 vakte kadar suyla dolar mı desek ne? Suyunuz fazla derinde değilmiş (bizim bağda 120 metreden söz ediyorlar.) güle güle kullanın.

Zeytinlibahçe
10-10-2010, 18:47
Halil bey suyun bol olsun :) kutluyalım

athena -asena
10-10-2010, 19:00
halil bey gözünüz aydın çok kısa mesafeden suyu çıkarmışsınız. ben kendi bahçemde deneyecektim sondaj işi yapanla da görüştüğüm de bana suyun en az 40 mt derinlikten çıkacağını 40 mt altındaki suyun yeterli olmıyacağını ve suyun kaybolma riski olduğunu söylemişti inşallah sizde öyle bir durum olmaz. saygılar...

bayindirmevki
11-10-2010, 19:58
Hayırlı, uğurlu olsun. Güle güle kullanın. Darısı ihtiyacı olanların başına.

İçme kalitesi nasıl, soğuk mu. Anason enzimini ağartmaya yarar mı?

idris şenol
11-10-2010, 20:11
Halil bey suyunuz bol olsun ,çok sevindim...su demek hayat demek
solcan gübresini hiç olmazsa ötelemeyin
kırmızı kaloforniya solcanı bulmalıyım !!!!ama nasıl;?

ensar
11-10-2010, 22:12
Halilciğim,

Su gibi kısmetleriniz aksın.

Sevgiyle kalın

ahmet salih
11-10-2010, 23:06
Halil Bey suyun hayırlı, bereketi bol olsun.

Halil Önen
11-10-2010, 23:20
Yazı diline yansıyan olumlu iç konuşmalarınız için teşekkürler; dostlar.:)

174661

Yerinde saymak, aslında gerilemek demektir.

Şimdi İlçe tarımdan kuyu izni alacağım.
(Kimseye haber vermeden kuyuya sifon salıp suyu çeker ve damlama sistemi döşeyebilirim.)

Herkesin ortak malı olanı kullanacaksam _yeraltı suyu_ bedelini de ödemeliyim.
Herşey kurallarına uygun olmalı.

Menemen ilçe tarıma başvurdum.

Elime şu kırtasiyeleri tutuşturdular ve doldur dediler.

Evrak 1:

174662

İyi bunu doldurayım...

Evrak 2:

174663

İyi bunu da doldurayım...

Evrak 3:

174664

İyi hadi bunu da doldurayım...

Evrak 4:

174665

Eskiden bağ dı... Kazıldı. Şimdi 10 dan fazla ceviz ve zeytin var. Diğer tarafı boş.

Güncelliğini yitirmiş bir belge. Onu da doldurmalıyım.

Halil Önen
12-10-2010, 00:31
174666

İlçe Tarımın çiftci eğitimlerine katılmayı kafama koydum.

Amacım 'çiftci belgesi' almak. Aslında damlama sulama sistemi yapmak için kuyu belgesi gerekli ama 'çiftci belgesi' almak zorunlu.

Evrak 5:

174667

İnadım inat, bunu da dolduracağım. (%50 yörük damarım kabardı):)

Evrak 6;

174668

Bundan kaçış yoook.. Elim mahkum.

Evrak 7;

174668

Sabır taşı yaktın beni, her derde attın beni...

Belge 8;

174669

Vatandaşlık no: sunun yazıldığı belge... Onlara bu kadar güveniyorum.

İlçe tarım müdürüne çıkıyorum...

'Hani kırtasiye azaltılmıştı' diyorum. 'Hangi çiftci tüm günün doduran işlerine rağmen bu belgelerle uğraşır'...

Daha bitmedi diyor... Belgelerin eksik. 'Kuyu izni istiyorum, alın kafa kağıdımı, orada vatandaşlık no;su yazılı tüm bilgiler orada'...

Gelge 9:

Tapuya gideceksin, yer senin mi değil mi onaylatacaksın..

Bitmedi...

Tüm bu belgeleri alıp Zıraat odalarına kaydını yaptıracaksın.

Zıraat odaları gönüllü kuruluş değil mi.? O eskiden mişş...

'Çiftci belgesi' için Zıraat odaları, İlçe tarıma mahkemeye vermiş ve kazanmış.

Artık 'çiftci belgesi' için zıraat odalarına kaydolmak şartmış... Zaten çiftci belgesini de onlar veriyor.

Tüm belgeleri alıp Z. Odalarına gidiyorum. Dosyayı veriyorum.

Eyvah evraklar eksik.
'Seni üye yapamayız. Tamamla gel.'

Belge 10;

Nüfus cüdanının sureti gerekli. (o kalay fotokopiciler sağolsun) ' O niye isteniyor ki; işte eliniz de kafa kağıdım.'

Belge 11;

Fotoğrafın gerekli. ( Yanımda yok. Bu sakallı halimle kabul de etmezler ki; 25 km. Aliağa'ya gitmem gerek. En iyisi bir berber bulup sakal traşı olmak. Hem daha gür çıkar.):)

Belge 11;

' Seni bağkura öye yapacağız.'
'Ama ben SGK lıyım'
'O zaman onu getir.'
' İye de yeni emekli oldum. Çiçeğim burnumda.'
'Tamam işte, emekli olduğuna dair yazı getir'
' Daha gelmedi.. Emeklilik kağıdım'.

Hay allah...
Ne istisnai bir durum.

Alt tarafı kuyu belgesi alaçaktım.

Oda başkanını buluyorum. Yönetimden biri de aynı köyden arkadaşım.

'Kuyu belgesi alaçaktım, benim burada işim ne? Alın nüfüs çüzdanımı, üzerinde vatandaşlık No: su da yazılı, girin intenete, tüm bilgiler orada...

'Beni Z.O ya üye yapın. Ben içi dolu, tabela olmaktan öte örgütlülüğe inana hatta tapan biriyim. Benim eşeği yokuşa sürmeyim.'



Belge 12:

'İkmetgah da getir meyi unutma'...

'İyide ben Aliağa' da oturuyorum. Yerim Menemen Belen köyünde; Kars da da oturuyor olabilidim, ya da Alamanya'da... O niye isteniyor ki'?...

Elim mahkum getireceğim.

Peki bütün bunlara rağmen çiftciler Z. Odalarına üye olamak için koşuyorlar mı?

'Peki hala hantal yapısı ile çiftcinin eline ayağına dolaşan Z. O' larına üye olma zorunluluğu ona ne gibi faydası oluyor'.

'Ben bilmiyorum siz biliyor musunuz'?.

bozon
12-10-2010, 02:38
Daha çok çekeğiniz var Halil Bey. İnşallah elektrik gerekmez.

Keyf Bahçesi
13-10-2010, 00:26
halil bey kardeşim zemzem suyu arabistandan daha çabuk ve kolay gelir ne dersin koy bidona ver uçak kargosuna(kendime ait eşya dersin)üç saat sonra evinde.Ama sen daha çok sulu (su istersen )başka selamlar kıdemli müdür

dlk
13-10-2010, 03:17
buna gülünmelimi ağlanmalımı.

kayastop
13-10-2010, 09:52
sa.halil bey ALLAH sabır versin ne diyelim Türkiye de prosedür böyle işte devlet dairesine bir işin düştüyse parça parça isterler evrakları şu getir onu götürürsün şu nu neden yaptırmadın gibi saçma sapan şeyler yani .... hayılı günler dileğiyle hoşça kalın aeo.

H.Aksoy
23-10-2010, 23:34
Halil kesin haklısında bu böylemi yürümeli,oaralarda örgütlenerek oraları hantallıktan cıkrtacak kişiler sen ben biz olmazsak ,kim olacak d,değiştirmek için içine girip mücadele ile hantallıktan kurtulamazmı?evet zor ve çok zor ama ,bu azim bizlerde olması gerekmezmi,bu odaları asıl görevlerinin ne olduğunu hepimiz biliyoruz ama maalesef 2 zengin toprak ağasına teslim etmemeliyiz.yani var olan tüzüğünü harekete geçirmek lazım.o da örgütlenerek çiftçileri uyandırmak gerekir diye düşnüyorum.Başarı herzaman kolay gelmeyebilir ama muhakkak denenmeli ,bu birikim de sende fazlası ile var..saygılar..



174666

İlçe Tarımın çiftci eğitimlerine katılmayı kafama koydum.

Amacım 'çiftci belgesi' almak. Aslında damlama sulama sistemi yapmak için kuyu belgesi gerekli ama 'çiftci belgesi' almak zorunlu.

Evrak 5:

174667

İnadım inat, bunu da dolduracağım. (%50 yörük damarım kabardı):)

Evrak 6;

174668

Bundan kaçış yoook.. Elim mahkum.

Evrak 7;

174668

Sabır taşı yaktın beni, her derde attın beni...

Belge 8;

174669

Vatandaşlık no: sunun yazıldığı belge... Onlara bu kadar güveniyorum.

İlçe tarım müdürüne çıkıyorum...

'Hani kırtasiye azaltılmıştı' diyorum. 'Hangi çiftci tüm günün doduran işlerine rağmen bu belgelerle uğraşır'...

Daha bitmedi diyor... Belgelerin eksik. 'Kuyu izni istiyorum, alın kafa kağıdımı, orada vatandaşlık no;su yazılı tüm bilgiler orada'...

Gelge 9:

Tapuya gideceksin, yer senin mi değil mi onaylatacaksın..

Bitmedi...

Tüm bu belgeleri alıp Zıraat odalarına kaydını yaptıracaksın.

Zıraat odaları gönüllü kuruluş değil mi.? O eskiden mişş...

'Çiftci belgesi' için Zıraat odaları, İlçe tarıma mahkemeye vermiş ve kazanmış.

Artık 'çiftci belgesi' için zıraat odalarına kaydolmak şartmış... Zaten çiftci belgesini de onlar veriyor.

Tüm belgeleri alıp Z. Odalarına gidiyorum. Dosyayı veriyorum.

Eyvah evraklar eksik.
'Seni üye yapamayız. Tamamla gel.'

Belge 10;

Nüfus cüdanının sureti gerekli. (o kalay fotokopiciler sağolsun) ' O niye isteniyor ki; işte eliniz de kafa kağıdım.'

Belge 11;

Fotoğrafın gerekli. ( Yanımda yok. Bu sakallı halimle kabul de etmezler ki; 25 km. Aliağa'ya gitmem gerek. En iyisi bir berber bulup sakal traşı olmak. Hem daha gür çıkar.):)

Belge 11;

' Seni bağkura öye yapacağız.'
'Ama ben SGK lıyım'
'O zaman onu getir.'
' İye de yeni emekli oldum. Çiçeğim burnumda.'
'Tamam işte, emekli olduğuna dair yazı getir'
' Daha gelmedi.. Emeklilik kağıdım'.

Hay allah...
Ne istisnai bir durum.

Alt tarafı kuyu belgesi alaçaktım.

Oda başkanını buluyorum. Yönetimden biri de aynı köyden arkadaşım.

'Kuyu belgesi alaçaktım, benim burada işim ne? Alın nüfüs çüzdanımı, üzerinde vatandaşlık No: su da yazılı, girin intenete, tüm bilgiler orada...

'Beni Z.O ya üye yapın. Ben içi dolu, tabela olmaktan öte örgütlülüğe inana hatta tapan biriyim. Benim eşeği yokuşa sürmeyim.'



Belge 12:

'İkmetgah da getir meyi unutma'...

'İyide ben Aliağa' da oturuyorum. Yerim Menemen Belen köyünde; Kars da da oturuyor olabilidim, ya da Alamanya'da... O niye isteniyor ki'?...

Elim mahkum getireceğim.

Peki bütün bunlara rağmen çiftciler Z. Odalarına üye olamak için koşuyorlar mı?

'Peki hala hantal yapısı ile çiftcinin eline ayağına dolaşan Z. O' larına üye olma zorunluluğu ona ne gibi faydası oluyor'.

'Ben bilmiyorum siz biliyor musunuz'?.

Zeytinci
02-11-2010, 19:01
Üstadım,

Seninkilerin onda birine razıyım. Yeterki kahvaltıda eşe dosta işte budur diyeceğim Ayvalık/Edremit sele olsun.

Topu topu 3-5 fidan. Aşı yapılalı 10 yılı geçti. Tamam iyi bakılmıyor, toprağı sürülmekten başka...

Belenli45
07-12-2010, 00:05
Başarılarının devamını diliyorum. Kısa zamanda bayağı bir yol aldın abi kutluyorum seni.

N.Cebeci
09-12-2010, 23:02
Ah ah bu ziraat odalarına bu sene yazın bende gittim.
-Sizler çiftçiler için neler yapıyorsunuz, çiftçi eğitiminiz var mı, kaliteli tohum ürettiniz mi ,köylere toprak analizi yaptınız mı,( Bunu ilçe tarım müdürlüğünede sordum) hangi köyde neler yetiştirilirse daha başarılı olunur, köylüye yönelik aydınlatıcı, yol gösterici neler yaptınız?
Soruları uzatmayayım köylünün yararına neler yapıyorsunuz neler yaptınız ?
Aydınlatırsanız sevinirim.
Cevap,
-Taş toplama makinası aldık.
Çok şükür birşeyler yapmışlardı.
-Peki dönümünü kaça topluyorsunuz?
-Makinayı aldık falaca köyden birine verdik.
O topluyor ortak yapıyoruz bu işi.
Fiyatı ondan öğrenmemiz lazım. Dedi
offf ülkem offffffff
Bunların bütün yaptığı iş şundan ibaret.
Daha önce dedemden para almışlardı.
O Ölünce babamdan almaya başladılar.
Babam öldükten sonrada benden alıyorlar.
Ben öldükten sonrada oğlumdan almaya devam edecekler.
Dedeme, babama, bana bir fayda sağlamadılar.
Oğlumada sağlamayacaklar.
Ama hep para almaya devam edecekler.
Bizde offf ülkem offf.
Demeye devam edeceğiz galiba ?

Müdürün Bahçesi
16-12-2010, 20:55
sn.halil bey Belen köyündeki evi bitirde görüşelim.Enzimler nasıl gidiyor.

bozon
25-01-2011, 22:17
Sayın Halil Önen;

Bu bahar patlıcan ekeceğim. Kimyasal gübre ve ilaç kullanmama fikrindeyim. Bir yakınınızla patlıcan konusunda deneyim yaşamışsınız. Gerçekten, kimyasal ilaç ve gübre kullanmadan patlıcan yetiştirebilir miyiz? 4000 kök fide ekeceğim. Bu işin altında kalmak da var. Deneyimlerinizden yararlanabilir miyim?

Selamlar.

Halil Önen
26-01-2011, 21:58
Sayın Halil Önen;

Bu bahar patlıcan ekeceğim. Kimyasal gübre ve ilaç kullanmama fikrindeyim. Bir yakınınızla patlıcan konusunda deneyim yaşamışsınız. Gerçekten, kimyasal ilaç ve gübre kullanmadan patlıcan yetiştirebilir miyiz? 4000 kök fide ekeceğim. Bu işin altında kalmak da var. Deneyimlerinizden yararlanabilir miyim?

Selamlar.

Evet Sn. Bozan,

kimyasal gübre ve kimyasal _ sentetik_ tarım ilacı kullanmadan patlıcan yetiştirebilirsiniz.

Ve iyi verim de alırsınız. Hastalığa da yakalanmazlar.

Gübre için:

İyi yanmış ahır gübresi _ biz keçi gübresi kullandık_ 2 yılda bir kullanmak gerekiyor.


Son dönemde, fermante tavuk gübresi _ organik_ denedik daha iyiydi.

Bir arkadaşım yosun gübresi kullandı, iyi sonuç aldı. (Damlama ile)
Bir arkadaşım Sim Derma kullandı, memnun kaldı. (Damlama ile)


Yanmış Ahır gübresini ya da fermante tavuk gübresini toprak düzenleyiciler ile kullanmak çok önemli.


Örneğin;

yukarıdaki gübrelere , ahır gübresine 1/3, tavuk gübresine 1/4 oranında leonardit _ toprak düzenleyici_ kullanmak;

ya da,

leonardit yerine damlamadan 100 lt. suya 1 kg. Humas (hümik asit) uygulamak. Ahır veya kanatlı gübre kullanımından sonra... Bu gübrelerin etkisi _sebzede_ geç olacağından, 1 ya da 2 ay gibi erken toprağa karıştırılmalı ve iki yılda bir tekrarlanmalı.

Toprak düzenleyiciler olarak;

leonardit, humas, klinoptilolit, ema ve enzimleri, ahır gübresi ile fermente tavuk gübresine karıştırak kullanmak hep iyi sonuç verdi. Yine bir küçük yerde toprak düzenleyicilerle birlikte yarasa gübresi kullanıldı, sonuş çok iyiydi.

Humas+ ema (100 lt. suya 1kg. humas+ 250 gr. ema denendi.)
ya da
Humas+ enzim ( çeşitli meyve ve atıklarından yapılan enzimlerden kokteyl denendi.)


Buradaki hereflerden bir de, kimyasallarda olduğu gibi sebzede hızlı etki beklentisiydi. Bu aşıldı. Roka ve tere de iyi sonuç alınamadı. Üre _ şeker gübresi kullandılar.


Kısaca, iyi yanmış ahır gübresi, fermante tavuk gübresi, yarasa gübresi ve bunlara toprak düzenleyiçiler olarak _ leonardit, klioptilolit, humas, ema, enzim_ beraber kullanmak;

gerektiğinde Simderma ya başvurmak en iyisi. Roa da etkili mikrobiyal gübre olarak.

Hasatalıklar için ise;

kırmızı örümcek için, toz kükürt;
akarlar için, nimiks;
zaralı nematotlar için ema;

kullanıp başarılı olduğumuz _ bulduğumuz_ ürünler. ( Şimdilik.:) )

Aklıma gelenler bunlar, her zaman yardıma hazırız.:)

Kolay gelsin

seyyah53
26-01-2011, 22:25
Selam...

İstanbul tarım fuarına katıldığımda Türkiye kömür işletmelerinin standına gittiğimde satıcı bana artık sıvı humik asit i sadece biz yapıp satıcaz artık kimseye vermeyecğiz dedi....5 lt lik yoğun sıvı 10 tl bile değildi

çıkışta alırım dedim malum taşımayayım dedim sonra almayı unuttum başka yerdede bulamıyorum ...ah kafam ah...

Halil abi...sizin bahsettiğiniz fermente edilmiş tavuk gübresini burda tarkyada bi firma yapıyor hemde çuvallı hafta sonu alma fırsatım var...

yanlız anlamadığım şimdi ben bu tavuk gübresini bitkilerin toprağına karıştırdım ...arkasında hemen sıvı humik asit ile sulamalımıyım ...beraber kullanım derken bunu kasteddiniz herhalde değilmii....soru garip olabilir..cahilliğime verin yeni öğreniyorum...

bozon
26-01-2011, 22:53
Teşekkür ederim Halil Bey;

Artık kimyasal madde kullanma olasılığı ortadan kalkmış oldu. Bir de fide dikimi ile ilgili sorum var. Dikim sırasında fideleri "sim derma"lı suya batırarak dikmek var. Bir de sulandırılmış EM aktif ile can suyu vermek var. Veya, Sayın Doğasever'in tarif ettiği EM'li sıvı gübreyle can suyu vermek var. Bunlardan herhangi birinden zarar görme olasığım var mı? Yoksa, maliyeti uygun olanı tercih edeceğim.

Selamlar.

acemi_caylak
27-01-2011, 06:00
Sn. Bozon,

İyi bir toprak biyologu olan Elaine Ingham, topraklarınızdaki zararlılara karşı "metil bromür yerine kompost kullanınız" diye öneriyor. Kimyasal kullanmakla topraklardaki zararlılarla birlikte yararlı mikroorganizmaları da öldürüyorsunuz.

Doğal tarımda zararlılar kendi doğal düşmanları tarafından kolaylıkla baskı altına alınıyorlar. Ancak ille de özel preparatlar kullanmak isterseniz Bacillus subtilis, Bacillus cereus, Trichoderma spp. ve Pseudomonas fluorescens içeren ürünler size çok yardımcı olacaktır. Özellikle fide dikimi sırasında Tirchoderma harzianum (Sim Derma) ile kökleri aşılayarak dikmeniz çok yararlı olacaktır.

seleste
27-01-2011, 20:40
Değerli Halil Bey,

Yazamasam da sizleri takipteyim. Bahçeniz, bahçenizde suyunuz ve emekliliğiniz hayırlı, uğurlu olsun.

bozon
27-01-2011, 21:25
Teşekkür ederim Acemi Usta.

Halil Önen
30-01-2011, 00:15
Selam...

İstanbul tarım fuarına katıldığımda Türkiye kömür işletmelerinin standına gittiğimde satıcı bana artık sıvı humik asit i sadece biz yapıp satıcaz artık kimseye vermeyecğiz dedi....5 lt lik yoğun sıvı 10 tl bile değildi

çıkışta alırım dedim malum taşımayayım dedim sonra almayı unuttum başka yerdede bulamıyorum ...ah kafam ah...

Halil abi...sizin bahsettiğiniz fermente edilmiş tavuk gübresini burda tarkyada bi firma yapıyor hemde çuvallı hafta sonu alma fırsatım var...

yanlız anlamadığım şimdi ben bu tavuk gübresini bitkilerin toprağına karıştırdım ...arkasında hemen sıvı humik asit ile sulamalımıyım ...beraber kullanım derken bunu kasteddiniz herhalde değilmii....soru garip olabilir..cahilliğime verin yeni öğreniyorum...

Türkiye Kömür İşletmelerinin ürettiği ümik asit değil, HUMAS' dır. Huması sadece Leonarditten elde edersiniz. Hümük asidi bir çok maddeden üretebilisiniz. Humasın pH ı 11_13 arası olmak zorundadır.


Sn. Seyyah53,

tavuk gübresini _ fermante olsa bile_ tek başına toprağa kullanmayın. Diğer gübre veya toprak düzenleyicilerle beraber kullanırsanız çok daha iyi sonuç alırsınız.


En iyi sonuc, fermante tavuk gübresini humas ile ıslatmak ve hemen toprağa yayıp karıştırmak. Tavuk gübresi attıktan sonra da humas kullanılılır. Bu ikili çok iyi...

Ben 1 lt huması 50 lt. su ile seyrettip, 100 kg. tavuk gübresine _ süzgü ile_ ıslatıp hemen toprağa karıştıryorum



Tavuk gübresi organik olmalı. Üzerinde yazmalı. Her tavuk gübresi organik izinli değildir.

Kolay gelsin

Halil Önen
30-01-2011, 00:46
Teşekkür ederim Halil Bey;

Artık kimyasal madde kullanma olasılığı ortadan kalkmış oldu. Bir de fide dikimi ile ilgili sorum var. Dikim sırasında fideleri "sim derma"lı suya batırarak dikmek var. Bir de sulandırılmış EM aktif ile can suyu vermek var. Veya, Sayın Doğasever'in tarif ettiği EM'li sıvı gübreyle can suyu vermek var. Bunlardan herhangi birinden zarar görme olasığım var mı? Yoksa, maliyeti uygun olanı tercih edeceğim.

Selamlar.

Sn. Doğasever, ema ile Sim Dermanın birlikte kullanılmasının sakıncası olmadığını söylemişdi.

Bende aynı görüşteyim. Ayrıca EMA yı zenginleştirilmiş enzim olarak düşünüyorum. Sim Derma içindeki Trichoderma harzianum bakterisi ile iyi uyum içinde hatta ona yardımcı bile olabilir.


Bu iki ürünü karıştırıp bir sebzede deneyeceğim. Kim denemiş ki...?

Ama buraya kadar, Simderma kullandıktan bir yıl sonra ema kullandım. Kullanıyorum da...



Siz de dediğiniz gibi; fideleri simderma ile büyütüp sonra Ema veya kendi yaptığınız enzimle sulayabilirsiniz. Fırsatını bulursam bende sizin gibi _ fide için_ yapacağım.

Kolay gelsin

bozon
30-01-2011, 22:25
Teşekkür ederim Halil Bey;

Sim-derma ile başlamak bana da daha mantıklı geliyor. Hayırlısı...

kayastop
22-02-2011, 12:23
bugün ben de 5 lt su şişesine emcilerden en az toplamda 3 -5 saat telefon görüşmesiyle galiba arkadaşların telefonları özel servis numarası ki; belirli bir süreyi doldurmadan ürünü dolandıra dolandıra gönderiyorlar metin şirinkaya nın söylediği dolambaç dolambaç da karaisalı yolları... türküsünü söyletiyorlar .. neyse sonunda 10 lt kadar em aktif gönderdiler de dün aldım.evet 5 lt su şişesine püren yani kibarcası biberiyeleri ufak ufak parçaladım sonra topladığım ısırganları doğradım klorsuz ve içine kaya tuzu atılmış **** akvaryumculardan alınılabileceği söylenen kalsiyum tercih sizin hani olur ya aktif olan pasifliğe geçer diye neyse devam edelim içine ebegömeci yani gömmeç doğranır içine 1 baş sarımsak ezilir ve konulur ısırgan toplamadan gelirken imrendiğim yanımdan geçen 1 traktör dolusu portakal kardeşim sağolsun rampa da aragazını verirken motoru yekindirip yere 1 tane bana portakal düşürmüş onu da enüstüne süs diye doğrayarak 40 derece ye ayarladığım suyuma 1 bardak dolusu em aktiffff... 1 bardak dolusu pekmez ve 1 bardak dolusu geçen sene kendi yapmamız elma sirkesi ekledim ve bidona doldurdum üzerine üretim tarihini yazdım ağzını kapatıp çalkaladım biraz havasını aldım sobalı odaya koydum üzerini üşümesin diye sıkıca bastırdım

şimdi bu yapılanın adı ne?

herkese selam ederim .

Zeytinlibahçe
22-02-2011, 15:31
Sn kayastop

Ben formülü vereyim ne yaptığına sen kendin karar ver :)

* EM1+FPE (Mükemmel bir gübre ve yaprak gübresi ve zararlılardan korunma )
-Em1 +melas (pekmez )+ klorsuz su oran 1:1:100
-Bulabildiğin bir çok yeşil meteryal (sebze, yaprak, ot vs küçülterek kabın içine tamamen doldur
-Bir başka kap içinde hazırladığın 2.5 tatlı kaşığı em1 + 2.5 tatlı kaşığı pekmez + 4.5 lt
suyu yaprakların üzerine dök.
-Kapağını sıkıca kapat ( hava almaması çok önemli )
-fermante olması için güneş görmeyen bir yerde, ılık ortamda ph 3.2 / 3.7 olana kadar
yaklaşık iki hafta bekle
-sıvısını ayrı bir kaba aktar, elde edilen fermante edilmiş bitki extraktıdır.
-sıvıyı 1:500 oranında klorsuz suyla (1.5 tatlı kaşığı 4.5 lt suya) yapraktan yaprak
gübresi ve zararlılara karşı kullanılır.
-kalan sıvı suyla karıştırılmadan, hava almadan oda sıcaklığında, karanlıkda 3 aya kadar dayanabilir.
-Kalan bitki tortusu kompost başlatıcı veya gübre olarak kullanılabilir.

*EM5 ( Zararlıları kovucu -caydırıcı )

-Em1 + distile alkol + melas ( pekmez ) + sirke
-4.5 lt için oran 1:1:1:1:20
-3/4c Em1
-3/4c melas/pekmez
-3/4c sirke ( üzüm veya elma )
-3/4 distile alkol ( votka-whishy-tequila- Halil bey kesin rakı ilave ediyordur )
-karışıma ılık klorsuz su ilave edelim.
-Bitki atıklarını küçülterek içine doldur.
-Ph 4 altına inene kadar sıkıca kapalı kap içinde fermante oluncaya kadar bekleyelim
-Karışımın içine etkiyi arttırmak için acı biber, sarımsak vs konabilir

*İki karışımı dönüşümlü olarak kullanmak en iyi neticeyi verecektir.

seyyah53
22-02-2011, 21:12
Türkiye Kömür İşletmelerinin ürettiği ümik asit değil, HUMAS' dır. Huması sadece Leonarditten elde edersiniz. Hümük asidi bir çok maddeden üretebilisiniz. Humasın pH ı 11_13 arası olmak zorundadır.


Sn. Seyyah53,

tavuk gübresini _ fermante olsa bile_ tek başına toprağa kullanmayın. Diğer gübre veya toprak düzenleyicilerle beraber kullanırsanız çok daha iyi sonuç alırsınız.


En iyi sonuc, fermante tavuk gübresini humas ile ıslatmak ve hemen toprağa yayıp karıştırmak. Tavuk gübresi attıktan sonra da humas kullanılılır. Bu ikili çok iyi...

Ben 1 lt huması 50 lt. su ile seyrettip, 100 kg. tavuk gübresine _ süzgü ile_ ıslatıp hemen toprağa karıştıryorum



Tavuk gübresi organik olmalı. Üzerinde yazmalı. Her tavuk gübresi organik izinli değildir.

Kolay gelsin


Bu sene ilk defa bende bir deneme yapıp ilk defa gelişmeleri ustalardan değilde kendi gözlemlerimle değerlendirmek istiyorum...Halil ÖNEN abi..

hafta sonuna kadar emtia ları toparlayabilirsem sizinde söylediğinizden yola çıkarak...

Solucan gübresi ile humas ı ve toprağı karıştıracağım bir 19 lt lik su damacası böyle...

Diğerinde ise koyun gübresi humas...

solucan gübreli olana sim derma granül kullanacağım...

iki tane hıyar fidem var hafta sonuna fide olurlar...bakalım aralarındaki fark ne kadar olucak...siz ne dersiniz...

Halil Önen
22-02-2011, 23:14
.....
5 lt su....
biberiye....
ısırganları ....
ebegömeci....
1 baş sarımsak
1 traktör dolusu portakal kardeşim sağolsun rampa da aragazını verirken motoru yekindirip yere 1 tane bana portakal düşürmüş ....

(bir kasa traktör portakaldan 1 tane mi düştü, ben böyle bir şans(ın) görmedim be dostum:D )

1 bardak dolusu em aktiffff...
1 bardak dolusu pekmez
1 bardak dolusu elma sirkesi


ekledim ve bidona doldurdum üzerine üretim tarihini yazdım ağzını kapatıp çalkaladım biraz havasını aldım sobalı odaya koydum üzerini üşümesin diye sıkıca bastırdım

şimdi bu yapılanın adı ne? .


Ema'lı UBYİ sıvı gübresi:))

Halil Önen
22-02-2011, 23:28
Solucan gübresi ile humas ....

... koyun gübresi humas...

solucan gübreli sim derma granül ...

...siz ne dersiniz...


Humas tüm gübrelerde kullanılmalı.
Humas yoksa leonardit tüm gübrelerde birbirini tamamlayan iyi ikili oluşturuyor.

kayastop
23-02-2011, 12:31
Ema'lı UBYİ sıvı gübresi:))

verilebilecek en güzel isim teşekkür ederim HALİL ABİ.

memet
23-02-2011, 13:27
Teşekkür ederim Halil Bey;

Sim-derma ile başlamak bana da daha mantıklı geliyor. Hayırlısı...


Sİmderma köklere ve bir kere uygulandığı için dikimde kullanılıyor. Daha sonra ema ile devam edilebilir. Bonsailerde ben öyle uyguluyorum.

Halil Önen
23-02-2011, 17:56
Köyönü Tarım adıyla açtığımız blog'da Menemen/Belen Köyü'nden yirmi dolayında sebze ve meyve üreticisiyle doğal yetiştiricilik ilkelerine bağlı kalarak ürettiklerimizi tüketiciye sunma çalışmalarımız başlamıştır.

Köyönü Tarım (http://koyonutarim.blogspot.com/)

Zeytinlibahçe
23-02-2011, 18:59
Halil bey hayırlı , uğurlu olsun

UBYİ ne bağlı şimdilik yirmiye yakın, üstelik bazıları hem üretici hem pazarda satıcılık yapan arkadaşlarla çok daha güçleneceğiz.

Pazarda satış yapan arkadaşların pazar yerlerinin ve günlerinin belirtilmesinde çok yarar var.

Halil Önen
23-02-2011, 20:48
Halil bey hayırlı , uğurlu olsun

UBYİ ne bağlı şimdilik yirmiye yakın, üstelik bazıları hem üretici hem pazarda satıcılık yapan arkadaşlarla çok daha güçleneceğiz.

Pazarda satış yapan arkadaşların pazar yerlerinin ve günlerinin belirtilmesinde çok yarar var.

Bu arkadaşlar zaten Menemen, Aliağa, Foça, Çiğli, Karşıyaka, Evka vb. semt pazarlarındaki tezgahlarında ürettiklerini yıllardan beri satıyorlar.

Bazı arkadaşlar da onlara ürün tedarik ediyor.

Bazı arkadaşlar ise _ ıspanak, tere, roka, maydanoz vb. _yetiştirdiklerini İstanbul hallerine kamyonlarla gönderiyor.

Bu güne kadar kimyasal gübre ve kimyasal ilaç _ birçoğu ziraat odalarının izin verdiği_ kullandılar.

Bundan onlar da rahatsızlar.

Doğal üretime geçme çalışmalarımız başarılı olursa hem toprağımızı kurtaracağız hem de tüketiciye temiz, sağlıklı ürünler sağlayacağız.


Ben böyle bir örgütlenme içine girdim, UBYİ üyeleri ne der bilemem. Sakıncalar ve eksiklilikler belirtilirse çok iyi olacak.

Teşekkürler

acemi_caylak
23-02-2011, 21:24
Halil Bey Tebrikler!

"Durdu durdu turnayı gözünden vurdu" derler:)

Bence çok güzel bir çalşıma çıkardın. UBYİ zaten bu türden çalışmalarla yaygınlaşacak.

Siteyle ilgili her türlü teknik yardıma hazırım bilesin.

Selamlar.

Halil Önen
23-02-2011, 21:40
Teşekkür ederim.

Biraz bundan ayak sürüdüm. :))

Bir araya gelmek biraz zor oldu.
Sonra sizlerin blogları oluşturup içlerini doldurmasını bekledim. Hani aynı konuları işlemeyelim diye...

Bak nematotlar konusunda hazırlanmıştım, artık referansım sensin, bu da işin bedava tarafı...:)))

kayastop
23-02-2011, 22:09
halil abi hayırlı uğurlu olsun çok güzel olmuş zaten avcıların pirisin artık turnayı mı vurdun yoksa anka kuşunu mu bilmem ama çok güzel

bize de teknik destek verme gönüllüsü olanlara buradan duyurulur fazla pc den anlamayuz ondan

omer.tuncer
23-02-2011, 22:45
Halil bey köyönü nde avcılık köşesi bulamadım.:D

siz şimdilik bunlarla idare edin avcılık hikayeleri sonramı.:)

bayindirmevki
24-02-2011, 00:27
Bu arkadaşlar zaten Menemen, Aliağa, Foça, Çiğli, Karşıyaka, Evka vb. semt pazarlarındaki tezgahlarında ürettiklerini yıllardan beri satıyorlar.

Bazı arkadaşlar da onlara ürün tedarik ediyor.

Bazı arkadaşlar ise _ ıspanak, tere, roka, maydanoz vb. _yetiştirdiklerini İstanbul hallerine kamyonlarla gönderiyor.

Bu güne kadar kimyasal gübre ve kimyasal ilaç _ birçoğu ziraat odalarının izin verdiği_ kullandılar.

Bundan onlar da rahatsızlar.

Doğal üretime geçme çalışmalarımız başarılı olursa hem toprağımızı kurtaracağız hem de tüketiciye temiz, sağlıklı ürünler sağlayacağız.


Ben böyle bir örgütlenme içine girdim, UBYİ üyeleri ne der bilemem. Sakıncalar ve eksiklilikler belirtilirse çok iyi olacak.

Teşekkürler

Halil usta,

Tebrikler. UBYİ gerçek kimliğini buluyor. Blok da çok güzel. Kolay gelsin.

Halil Önen
24-02-2011, 00:59
halil abi hayırlı uğurlu olsun çok güzel olmuş zaten avcıların pirisin artık turnayı mı vurdun yoksa anka kuşu (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=17127)nu mu bilmem ama çok güzel

bize de teknik destek verme gönüllüsü olanlara buradan duyurulur fazla pc den anlamayuz ondan

Evet,kendilerini ateşe atıp, kendi küllerinden doğmak gibi bir şey UBYİ' nin üyelerinin geçmişe dönüp doğal yetiştirme çabası, sanki yel değirmenine saldıracak kadar gerçekci oluşları...:)

acemi_caylak
24-02-2011, 12:38
Ema'lı UBYİ sıvı gübresi:))

Bence bunun için üre niyetine hayvan sidiği eklense çok iyi bir aktivatör olarak işlev görür. Bütün diğer aktivatörlerden daha etkilidir.

Dogasever
24-02-2011, 16:07
Halil Bey
Gerek Köyönü Tarım sitesini gerekse yerinde ve güzel çalışmalarınızı candan destekliyorum. Saygı ve sevgilerimle.

kayastop
24-02-2011, 16:42
Bence bunun için üre niyetine hayvan sidiği eklense çok iyi bir aktivatör olarak işlev görür. Bütün diğer aktivatörlerden daha etkilidir.

kesinlikle katılıyorum ali abi

Halil Önen
25-02-2011, 13:21
Halil bey köyönü nde avcılık köşesi bulamadım.:D

siz şimdilik bunlarla idare edin avcılık hikayeleri sonramı.:)

Eee hiç olamazsa biraz felsefesini mi yapsam diyorum, nasıl olsa meydan boş.:D

Kolay gelsin

Halil Önen
25-02-2011, 13:24
Halil Bey
Gerek Köyönü Tarım sitesini gerekse yerinde ve güzel çalışmalarınızı candan destekliyorum. Saygı ve sevgilerimle.

Teşekkür ederim Sevgili Doğasever.

Ayrıca bizi EMA dünyası ile tanıştırdığın için, saygılar...

Mine Pakkaner
25-02-2011, 13:36
Halil Bey başarılar diliyor ve kutluyorum, teknik destek adına elimden gelen birşey olursa yardıma hazırım.

Halil Önen
25-02-2011, 13:38
Bence bunun için üre niyetine hayvan sidiği eklense çok iyi bir aktivatör olarak işlev görür. Bütün diğer aktivatörlerden daha etkilidir.

Bir filim izlemiştim yıllar önce, Avrupa' da zor yıllarda geçiyordu.

Yaşlı adam evinin önündeki açık ve tek ağacın dibine her gün çişini yapıyor ve karşıda oturan 'o' yaşlarda bir kadın bunu kınıyordu.

Yaşlı adam uzak bir yere gideceğini, o kadının torununa, aynen kendi yaptığı gibi yapmasını rica etmişti. Çocuk bu mirası sürdürmüştü...

O yıl çok kurak olmuş ve çevrede olan tek tük ağaçlar kurumuş ama bizim ağaç kurumamış aksine büyümüş meyve vermişti.

Güzel bir filimdi.

Halil Önen
25-02-2011, 13:49
Halil Bey başarılar diliyor ve kutluyorum, teknik destek adına elimden gelen birşey olursa yardıma hazırım.

Teşekkür ederim Mine hocam, buna ihtiyacımız olacak.

Eğer doğal yetiştiriciliği başarırsak, bu koca ovaya yayılacak ve ileride _ gerekli olan_ ortak organik sertifikası veya ürün tahlili yolu açılacak gibi görünüyor, şimdilik hayal gibi dursa da...:)

kayastop
25-02-2011, 17:39
Bir filim5 izlemiştim yıllar önce, Avrupa' da zor yıllarda geçiyordu.

Yaşlı adam evinin önündeki açık ve tek ağacın dibine her gün çişini yapıyor ve karşıda oturan 'o' yaşlarda bir kadın bunu kınıyordu.

Yaşlı adam uzak bir yere gideceğini, o kadının torununa, aynen kendi yaptığı gibi yapmasını rica etmişti. Çocuk bu mirası sürdürmüştü...

O yıl çok kurak olmuş ve çevrede olan tek tük ağaçlar kurumuş ama bizim ağaç kurumamış aksine büyümüş meyve vermişti.

Güzel bir filimdi.
bence filmden daha öte gerçek, hayvan sidiği toplayıp şişeleyip depolasak iyi olacak nasıl olsa 50 kg lık torbada
% 45 -46 azot var deniliyor bunun yarısından daha fazlası havaya uçup gidiyor üreyi sidikten elde edersek çok kuvvetli bir aktivatör olur içine de sarımsak esktratı nolur nolmaz bunlar nematod garantiye alalımda bzim hayvan sidiğine leke sürülmesin sakın nasıl olsa sarımsak halleder zaten.

Bahar
25-02-2011, 19:21
Başarılar dilerim halil bey.

dermana
25-02-2011, 19:48
Bence bunun için üre niyetine hayvan sidiği eklense çok iyi bir aktivatör olarak işlev görür. Bütün diğer aktivatörlerden daha etkilidir.

tuz sorunu ne olacak :confused:

soilless
25-02-2011, 23:54
Köyönü Tarım adıyla açtığımız blog'da Menemen/Belen Köyü'nden yirmi dolayında sebze ve meyve üreticisiyle doğal yetiştiricilik ilkelerine bağlı kalarak ürettiklerimizi tüketiciye sunma çalışmalarımız başlamıştır.

Köyönü Tarım (http://koyonutarim.blogspot.com/)

Halil bey,

ubyi, sıcak , soğuk kompost, solucan gübresi, enzim, leonardit, klino, vermikulit, humik fulvik asit, biochar, sebze adası, permakültür, veee EM, kaolin, ekolojik tarım, işlemesiz tarım, vb derken bilgi paylaşımı ve uygulamalarla siz, meyvelitepe, acemi(usta), sarıcan, Ayhan kaptan, ensar, doğasever,epsody, mine pakkaner, bayındır ve diğer tüm paylaşımcıların bir çok farkındalığı yarattığınızı ve uygulamalarınızla öncü olduğunuzu içten samimi olarak vurguluyorum.

Tüm bu konuların (vb dahil) tüm mesajlarını okudum inceledim(gerçekten tamamını :D), ama hep şunu görmeyi arzu ettim:(; Yukarıda bahsettiğim tüm bu konu başlıklarının hem sebze hem meyve bahçeleri için Ocak ayından başlayıp, aralık sonunda tamamlanan, bir yıllık süreç için nedir, faydası, uygulama şekli, ve elde edilen sonuçlar olarak görsellerle desteklenen net, basit anlatımla, optimuma en yakın uygulama şeklini madde madde, satır satır ve nihayetinde bir ubyi rehberi olarak görmeyi çok arzu ettim.

Meyvelitepe, köyönü tarım, sessizbahçe'nin bir ubyi rehberinin agaclar da tek ve hür ve orman olması temennilerimle.
:)

Halil Önen
26-02-2011, 01:32
....sebze hem meyve bahçeleri için Ocak ayından başlayıp, aralık sonunda tamamlanan, bir yıllık süreç için nedir, faydası, uygulama şekli, ve elde edilen sonuçlar olarak görsellerle desteklenen net, basit anlatımla, optimuma en yakın uygulama şeklini madde madde, satır satır ve nihayetinde bir ubyi rehberi olarak görmeyi çok arzu ettim.

Önemli bir öneri 'ubyi doğal gübreleme rehberi' üzerinde konuşmak gerekli.

UBYİ üyelerinin elinde farklı gübreler var ve farklı uygulamalar yapıyorlar. Yetiştirdiği ürünler de farklı ve gübre istekleri değişik.

Ortak gübreleme _reçetesi_ formülü uygulamak biraz zor ama üzerinde düşünülmeli.

Bir üyenin elinde klino varken, diğerinde yok ama leonardit var, diğerinde su mercimeği var.

Örneğin benim zeytin fidanlarım var 3 yaşında;

Klino,
Fermente tavuk gübresi,
Humas,
Kompost,
Çay atığı,
Kekik suyu,
Isırgan otu suyu,
Yumurta kabuğunun suyu,
Enzim, ya da ema
Sim derma, dan oluşan bir karışım yapıp fidanların birer metre uzağına, burgu ile 60_80 cm. derinlik gibi 4 tane delik açıp içlerini doldurmak istiyorum.

Bir yıl sonra 2 m. uzağına daha önce deldiklerimin arasına bir daha uygulamak istiyorum.

Bunu toprak işlemesiz tarıma _ geçiş_ için yapıyorum. Yani toprağı sürmeden bu yöntemi uygulayacağım. Diğer üye bunu istemeyebilir.

Sonuçları ne olur bilemem. :p

Aslında UBYİ nin her üyesinin elindeki gübre ve yetiştirdiği ürüne göre kendine özgü ve özgür gübreleme yöntemlerinin olması ve A. Net. da ve kendi bloklarında anlatması daha yaratıcı gibi geliyor bana...

Eğer ileride UBYİ sitesi kurulursa ortak ürünler bulunup benzer gübreleme yöntemleri uygulamalı anlatılabilir.

Ama şunu yapmayı çok istiyorum.

Diyelim elimde bol miktarda kekik suyu, yumurta kabuğu suyu, ısırgan otu suyu ve mikoriza mantarı var. Bunları kendim bedava getiriyorum. Bunları yapmaya zamanı olmayan ya da elinde olmayan UBYİ üyelerine kargo masrafina _ihtiyaç duyana_ göndereceğim.

İçine biraz humas ile ema da katarsam 1 lt. sini 50 tl. ye size bile satabilirim. :p Kızmayın hemen _ söz A.N dan dışarı_ öyle yapmıyorlar mı?;)

acemi_caylak
26-02-2011, 21:45
Halil bey,

Tüm bu konuların (vb dahil) tüm mesajlarını okudum inceledim(gerçekten tamamını :D), ama hep şunu görmeyi arzu ettim:(; Yukarıda bahsettiğim tüm bu konu başlıklarının hem sebze hem meyve bahçeleri için Ocak ayından başlayıp, aralık sonunda tamamlanan, bir yıllık süreç için nedir, faydası, uygulama şekli, ve elde edilen sonuçlar olarak görsellerle desteklenen net, basit anlatımla, optimuma en yakın uygulama şeklini madde madde, satır satır ve nihayetinde bir ubyi rehberi olarak görmeyi çok arzu ettim.



Sevgili Topraksız,

Söylediklerinde haklısın. Ancak bu biraz daha süre alacak. Şu anda sayımız az ve yetiştirebildiklerimiz bunlar. Çoğaldıkça gerisi gelecek. İnanın bir yazıyı yazarken 40 kere düşünüyorum. En azından 3-4 tane referans kaynağa bakıyorum. Örneğin bir nematod yazısının hazırlanması 3 hafta sürdü. Üstelik ortalama günlük 3-4 saat zaman ayrıldı.

Bunları yazmakla yakındığım sanılmasın. Sadece işin zaman boyutu konusunda biraz daha sabır diyorum. Bugün başlangıçtan çok daha ilerideyiz. Ne kadar doğru yolda olduğumuzu okudukça daha da iyi kavrıyoruz. Örneğin Vertisilyum Solgunluğu ile ilgili hangi Ziraat Mühendisi' ne gitseniz size kimyasal bile öneremeyecek kadar çaresizler. Yurtdışında bazı kimyasallar kullanılıyor. Ancak Türkiye'de ruhsatlı ilacı yok. Ancak bunun biyolojik çözümü (%70 civarında başarı) var. Yakında hem kendi blogumda hem de burada paylaşacağım. İşte UBYİ'nin enerjisi ve gücü buradan geliyor.

omer.tuncer
27-02-2011, 00:45
Vertisilyum için bergama il tarım müdürlüğünde çalışan bir mühendis arkadaş daha önce zeytin araştırma enstitüsünde çalışmış. bana önerdiği reçete tarlaya brokoli ekmem daha sonra ağaç talaşı atıp brokolilerle birlikte tarlayı sürmem gerektiği ve bunun akabinde de solarizasyon uygulamam lazım mış. versiyumun bir tür mantar olduğu ve hiç bir ilacında fayda etmediği bitkinin su kanalları ve köklerine girip bu kanalları tıkayarak ağacın besin ve su alımını engellediğini. Budama ve kesme yaparken her ağaç için kesme budama araçlarını. temizlemem gerektiği söylendi.

Halil Önen
03-03-2011, 21:25
Meyve Yetiştiriciliğinde Toprak İşlemesiz Tarıma doğru_1

Bu konuda deneyimliyim. 400 m2 de 30 yıldan beri toprak işlemesiz meyve ağaçları yetiştiriyorum.

Bu bana cesaret veriyor ve 9 dönüm zeytin ve içinde 20 kadar meyve fidanı için bu uygulamaya başladım.

Amacım topraktan ve ağaçtan ihtiyacım olanı almak ona _ fazla_ dokunmamak.

üzüm
03-03-2011, 21:42
Halil Bey, 30 yıl muazzam bir zaman; deneyimleriniz bize ışık tutacak -her zamanki gibi...

Halil Önen
03-03-2011, 21:55
En ideal meyve fidanı çukuru nasıl hazırlanır, ondan başlayalım.


195189


Bu deve tabanına benzeyen çukurlarında 3 yıl önce zeytin fidanı yetiştirildi. Meyvesi bile alındı. :)

Ama biz bu çukurları 6 ay önce açtık. Gübreledik, kapadık. Üzerinden yağmur, çamur, fırtına, soğuk gibi koca bir kış geçti.

Burada kullanılan gübre ve toprak düzenleyiciler kadar çukurun taban kısmı da önemli.

Bel'in ucuyla( kürek) ile kolayca yapılabiliyor.

Leonarditi en alta koymanın sebebi zeminin taşlı ve çok sert olması.

Halil Önen
03-03-2011, 22:10
195205


En iyi dörtlü ile 3 yıl önce fidan çukurları hazırlamıştık.

3 yıl sonra birini yer değiştirmek zorunda kaldığımızda kök yapısı dikkatimizi çekti. Bu defa merak edip bir tane daha kazdık baktı, sonuç aynıydı.

Teşekkürler Sevgili Üzüm.

seyyah53
03-03-2011, 22:25
Merhaba Halil Önen Abim...

Müsadenle ben bir kaç soru sorayım siz müsaait olduğunuz bir zamnda cevağlarsanız sevinirim...

1_Bu fidan çukuru belli tür bir meyva ağacı içinmi ,yoksa genel olarak bütün (ceviz,badem,kiraz,asma)meyve ağaçlarına uygulayabilirmiyiz..

2_Alt toprağı üste almamıızın temel sebebi nedir?

3_çukurları 6 ay önceden açıp bu şekilde hazırlamamızın temel sebebi nedir,dikim zamanına kadar ne gibi avantajlar elde etmiş oluruz?

Saygılarımla

Halil Önen
03-03-2011, 22:27
Meyve fidanı çukuru hazırlama...

195207

Sonuç buydu...

En kalın kökler işlenmiş alanda _ taban taşının üzerinde_ ve;

Gübreli alanda yer alıyordu.

TIRNAK bölümünü fidanın rüzgardan tutunması, yan yatmaması için düşünmüştük ama;

buralarda yoğun kılçal köklenmeler ve kalın köklerin de çoğunun bu tırnak bölgesinden yayıldığını gördük.


Ve köklerin işlenmiş toprağa yani suya, besine doğru yönlendiğini gördük.

( Buna da bir planım var. O kökleri aşağıda tutmam gerek.);)

Halil Önen
03-03-2011, 22:35
Merhaba Halil Önen Abim...

Müsadenle ben bir kaç soru sorayım siz müsaait olduğunuz bir zamnda cevağlarsanız sevinirim...

1_Bu fidan çukuru belli tür bir meyva ağacı içinmi ,yoksa genel olarak bütün (ceviz,badem,kiraz,asma)meyve ağaçlarına uygulayabilirmiyiz..

2_Alt toprağı üste almamıızın temel sebebi nedir?

3_çukurları 6 ay önceden açıp bu şekilde hazırlamamızın temel sebebi nedir,dikim zamanına kadar ne gibi avantajlar elde etmiş oluruz?

Saygılarımla

Sevgili seyyah 53,

tüm meyve ağaçları için geçerli _ ki bu şekilde 30 kadar çeşitli meyve fiadanı da dikildi.

Alt toptak verimsiz görünüyordu, ona işlerlik kazandırmak içindi.

Çukurlar aslında bir yıl önceden dikilmeliymiş. Şu şekli ile bile solucandan geçilmiyor.

MeyveliTepe
03-03-2011, 22:54
Alt toprağı üste almamıızın temel sebebi nedir?

Halil bey cevabı verdi ama biraz daha detaylandıralım. Üstteki verimli toprak daha da zenginleştirilerek çukurda fidanın kök bölgesine verilince oradaki kök gelişimi teşvik edilmiş oluyor. Fidan çukurlarının olabildiğince büyük açılmasının sebebi de bu. Nisbeten gevşek ve zenginleştirilmiş toprakla dolan büyük hacimli çukurda kökler hiç bir güçlükle karşılaşmadan gelişip çukurup duvarlarına kadar kolayca geliyorlar.

Fidan dikimi sırasında, duruma göre su tutucu malzeme kullanılırsa, en dibe, resimdeki leonardit seviyesinin de altına ve fidan çukurunun duvarına silindir gibi verilmeli ki, tutulan neme doğru kökler saldırsın. Kökler oraya kadar geldikten sonra bu malzeme zaten yavaş yavaş kaybolmaya başlıyor ve köklerin durmasına sebep olmuyor.

Halil Önen
03-03-2011, 23:29
Meyve fidanı _ zeytin_ dikimi.

Harç hazırlama...

5 çuval ....bir çuval ortalama 25 kg. İ.Y. Ahır gübresi.

Biz iyi yanmış keçi gübresi kullanacağız.

195220

1 çuval (fermante tavuk göbresi)25kg.
1 çuval leonardit, (25 kg.)
1 çuval çay posası (ortalam 25 kg.)
1 çuval su mercimeği (ortalama 25 kg)
1 çuval orman toprağı (ortalama 25kg.) ( çalıntıdır, yerine bir çuval yanmış gübre kondu.):)

195229


Biz bu defa zeytinin hatırına :) böyle hazırlayacağız.

(3 yıl önce ise;
Ahır gübresi+ leonardit + zeolit +orman toprağı + em kompost harç olarak kullanılmıştı.)


195230

Karıştırılır...

Böylece dikimde kullanacağımız harç hazırdır.


Eğer tüplü saksı dikilecekse,

en iyi ve ucuz karışım, leonardit_+ klino+ ahır gübresi kullanılmalı. Bu müthiş bir üçlü oluşturuyor.

Eğer açık kök dililecekse leonardit köke temas etmemeli. Yakıyor.

Sn. Meyvelitepenin dediği gibi leonardit çukurun her tarafına bulaştırlılmalı.

seyyah53
03-03-2011, 23:37
Çukurlar aslında bir yıl önceden dikilmeliymiş. Şu şekli ile bile solucandan geçilmiyor.[/QUOTE]


Burayı hiç anlayamadım...'şu şekli ile bile solucandan geçilmiyor' derken ne demek istediniz...

Yani biz çukurları bir yıl öncesinden açıp hazırlayıp kapatıp solucanları bu ortama çekmek mi istiyoruz ,yoksa uzaklaştırmak mı?

Halil Önen
03-03-2011, 23:52
Can Suyu hazırlama...


150 lt.lik bir bidonunu içinde,

195333


1 lt. humas (leonarditen)
1 lt. enzim ( ayva, ahlat, elma, patates den)

can suyu hazırlanır. (Buna can suyu denirse) :)

Bu onun doğaya uyumu için verilecek. Ölmesin diye...:)

İki gün sonra bol ve tertemiz verilen su kök yapması içindir.

bayindirmevki
03-03-2011, 23:54
Halil bey,

Şu orman toprağı konusunda Acemi Usta kök çürüklüğü falan gibi bir şeyler diyordu.

Bir risk var mı? Acaba ben mi yanlış anladım?

Halil Önen
04-03-2011, 00:04
Halil bey,

Şu orman toprağı konusunda Acemi Usta kök çürüklüğü falan gibi bir şeyler diyordu.

Bir risk var mı? Acaba ben mi yanlış anladım?

Kök hastalıkları için aynı zamanda gübre olan Sim Derma granür kullanılacak.;)

Üç yıl önce ise kök hastalıkları için Nogal kullanılmıştı.

Halil Önen
04-03-2011, 00:10
Çukurlar aslında bir yıl önceden dikilmeliymiş. Şu şekli ile bile solucandan geçilmiyor.


Burayı hiç anlayamadım...'şu şekli ile bile solucandan geçilmiyor' derken ne demek istediniz...

Yani biz çukurları bir yıl öncesinden açıp hazırlayıp kapatıp solucanları bu ortama çekmek mi istiyoruz ,yoksa uzaklaştırmak mı?[/QUOTE]

Solucan beslemeyi, çoğaltmayı ve hatta gübresini kullanmayı düşünüyordum ama vazgeçtim.

Bu çukurlarda o kadar solucan çok ki fabrika gibi, gübresi de bedava.:) Çukurları bu şekilde bir yıl önce hazırlasaydım, gübresinden de yararlanacaktım.:D

seyyah53
04-03-2011, 00:28
Solucan beslemeyi, çoğaltmayı ve hatta gübresini kullanmayı düşünüyordum ama vazgeçtim.

Bu çukurlarda o kadar solucan çok ki fabrika gibi, gübresi de bedava.:) Çukurları bu şekilde bir yıl önce hazırlasaydım, gübresinden de yararlanacaktım.:D


Yani çukurları bir yıl önce açmamızın tek sebebi burada bulunan harcın solucanlar tarafından olabildiğince işlenmesi mi?

Açıkcası ben bunun için bir yıl beklemem ...

İstanbul -çekmeköyde bir ablamız var solucan gübresini çok uygun fiyata veriyor...her çukura 2 kilo versek ..yılı kurtarabilirmiyiz acaba?...

Şu alıntılamıda kare içine neden alamıyorum anlayamadım halbuki Halil Önen Abimin yarı yaşındayım ,bilgisayarı daha iyi kullanabilmem lazım :D

Halil Önen
04-03-2011, 23:02
...

Yani çukurları bir yıl önce açmamızın tek sebebi burada bulunan harcın solucanlar tarafından olabildiğince işlenmesi mi?
Açıkcası ben bunun için bir yıl beklemem ...

Tek sebebi bu değil.

Zaten fidan çukuru bir yıl önceden hazırlanmalıydı. Bütün kaynaklar böyle diyor. En ideali buymuş.

Solucan gübresi dikim çukurunda kullanılmalı. Belki beş on fidan çukuru için çok iyidir.

Ama biz 150 adet fidan dikeceğiz ve en iyisini ve en ucuzunu kullanmak zorundayız.:p

Halil Önen
04-03-2011, 23:23
Malç hazırlama.

195334


Geçen yılın otlarını toprakları ile birlikte köklemiştik.

Üzerine leonardit döktük.

Üzerine ema spreyledik

Biraz kumlu toprak attık.

Alt tarafı hava alacak şekilde üzerini naylon ile kapamıştık. Çok güzel bir bir malç oluştu.



Artık Fidan dikimi için elimizde;

1) Harcımız var,
2) Can suyumuz var,
3) Malçımız var...

soilless
04-03-2011, 23:35
ama hep şunu görmeyi arzu ettim; Yukarıda bahsettiğim tüm bu konu başlıklarının hem sebze hem meyve bahçeleri için Ocak ayından başlayıp, aralık sonunda tamamlanan, bir yıllık süreç için nedir, faydası, uygulama şekli, ve elde edilen sonuçlar olarak görsellerle desteklenen net, basit anlatımla, optimuma en yakın uygulama şeklini madde madde, satır satır ve nihayetinde bir ubyi rehberi olarak görmeyi çok arzu ettim.



Halil bey,

Daha önceki mesajımda görsellerle desteklenen, yalın, optimuma yakın, net anlatımla Ubyi rehberi gerekli derken tam da sizin 5 maddelik Toprak işlemesiz tarıma doğru mesajlarınızın örneğini belirtmeye çalıştım.

Görsel, çizim, maddeler, ve tecrübelerin aktarımının en kısa yoldan sunumu net bir paylaşım sağlar ve çok eminim çok daha etkin olur.

Çünkü hem zaman, hem eğitim, hem bilgi ve dahi hem tecrübe olarak detaylarla uğraşamayacak çoook üretici ve hevesli var.

Amaç, daha daha ve en uzağa ulaşmaksa böyle net ve görsel ve de tecrübe ile örneklenen anlatımlara ihtiyaç var sanırım

soilless
04-03-2011, 23:40
Amaç doğal tarım, işlemesiz tarım, ilaçsız tarımı mümkün olduğunca çok üretici ile buluşturmaksa eğer, Detaylarla uğraşamayacak çoook üretici ve hevesli önce yalın ve net anlatım ve görselleri içeren bir rehberi uygulamaya başlasın.

Detayını nasıl olsa sonra öğrenmek isteyecektir.

Yanılıyormuyum?

bayindirmevki
05-03-2011, 02:12
Amaç doğal tarım, işlemesiz tarım, ilaçsız tarımı mümkün olduğunca çok üretici ile buluşturmaksa eğer, Detaylarla uğraşamayacak çoook üretici ve hevesli önce yalın ve net anlatım ve görselleri içeren bir rehberi uygulamaya başlasın.

Detayını nasıl olsa sonra öğrenmek isteyecektir.

Yanılıyormuyum?

Halil usta, müsadenle. Konu senin ben misafirim. Misafirliğin sınırına çıkacağım.

Sayın Soilless, yanılmıyorsunuz. Zaman zaman dile getirdiğim bir hususa değindiniz.

Uzak bahçeler adı altında kimi basit, kimi karmaşık çok değerli fikirler ortaya konduğunu inkar edemem. Forumun dallanıp, budaklanan yapısı içinde bir çoğunun kaybolup gittiği kanaatindeyim. Araya girenler de cabası, şu an yaptığım gibi...

Doğal tarıma gönül vermiş toprağı, bitkiyi, bilen, tanıyan Halil usta gibi insanlar pek kafa karışıklığı yaşamasa da benim gibi yolun yarısında köy görmüş insanlar için anlatılanlar bir başka dil...

Atadan çiftçi olanlar içinde bir şey fark ettiğini sanmıyorum.

Arzu edilen yalın ve net dil "Uzak Bahçeler" gerçekleşmeden olacak gibi gelmiyor bana.

Halil Önen
06-03-2011, 23:53
...Çünkü hem zaman, hem eğitim, hem bilgi ve dahi hem tecrübe olarak detaylarla uğraşamayacak çoook üretici ve hevesli var.

Amaç, daha daha ve en uzağa ulaşmaksa böyle net ve görsel ve de tecrübe ile örneklenen anlatımlara ihtiyaç var sanırım

Teşekkürler soilless,

daha UBYİ emekleme döneminde, sizlerin görüşlerinizle de daha iyi olanı bulacağız.

Ancak bilginin her gün katlanarak çoğaldığı zamanımızda, şeytan ayrıntıda _detayda_ gizlenebiliyor. Dediğin gibi yine de onu bulmak kolay meraklısı için...:)

Yaşamdaki en büyük keyif galiba bir şeyi daha iyi yaptığımızı görebilmektir.

Halil Önen
07-03-2011, 00:04
Halil usta, müsadenle. Konu senin ben misafirim. Misafirliğin sınırına çıkacağım.

Arzu edilen yalın ve net dil "Uzak Bahçeler" gerçekleşmeden olacak gibi gelmiyor [/B[B]]bana.


Misafir değilsin ki Sevgili Bayındırmevki UBYİ de misafirlik kaldırıldı, kendi evin gibi bilmelisin...;)

Arzu edilen yalın ve net dil UBYİ gerçekleştiğinde çok daha iyi olacaktır; katılıyorum.

Suna
07-03-2011, 05:59
Tek sebebi bu değil.

Zaten fidan çukuru bir yıl önceden hazırlanmalıydı. Bütün kaynaklar böyle diyor. En ideali buymuş.

Solucan gübresi dikim çukurunda kullanılmalı. Belki beş on fidan çukuru için çok iyidir.

Ama biz 150 adet fidan dikeceğiz ve en iyisini ve en ucuzunu kullanmak zorundayız.:p
Selamlar Halil Önen
solucan gübresini fidan çukurunda ne kadar kullanalım. hayvan gübresiyle birlikte mi kullanacağız? çukurun neresine koyalım?
Elimde cocopeat var en dibe ondan koysam olurmu ?

Halil Önen
07-03-2011, 11:07
Selamlar Halil Önen
solucan gübresini fidan çukurunda ne kadar kullanalım. hayvan gübresiyle birlikte mi kullanacağız? çukurun neresine koyalım?
Elimde cocopeat var en dibe ondan koysam olurmu ?

Piyasada saf _sadece_ solucan gübresi pek yok, genelde kompost gibi durumda.

Tüp kök dikilecekse, tüpün altına ve etrafına iki elin avucu kadar (bir avuç) kullanılmalı.

Bir avuç coopeat ile karıştırıp ( bire bir) tüp kök dibi ve etrafı beslenmeli.

Saf _ sadece_ solucan gübresini _ palet şeklindeydi_ 3 yıl önce zeytin fidanı tüplü dikimde 100 gr. kadar kullandım, çukurun dibine atıp hafif karıştırarak...

Kompost şeklinde solucan gübresi _ istenirse_ direk kullanılabiliyor. 5 kürek iyi yanmış ahır gübresine 1 kürek solucan (1/5) gübresi karıştırılarak, 80x80 çukurlarda, toprağa karıştırırak kullanılmalı.

İster solucan olsun, ister kanatlı, ister ahır gübresi olsun, fidan dikiminde mutlaka klino ( klinoptilolit) kullanılmalı. Bu toprak düzenleyici gübrelerle müthiş bir uyum sağlıyor ve toprakta hiç kaybolmuyor, suyu ve besini bünyesine alıp köke veriyor.

5 kürek solucan, gübresi bir kürek klino karıştırmak harika olurdu.:)

Suna
07-03-2011, 19:46
Teşekkür ederim. solucan gübresinin görüntüsü Epsodi nin istanbul toplantısında dağıttığına benziyor . Aslında biryerlerde solucan gübresinden birşeyler yapılıyordu şerbetti galiba ama bulamıyorum.:( kemik tozum , humas ım ,em aktif de var siz bir formül yaratırsınız artık.:p

Halil Önen
20-03-2011, 22:28
Teşekkür ederim. solucan gübresinin görüntüsü Epsodi nin istanbul toplantısında dağıttığına benziyor . Aslında biryerlerde solucan gübresinden birşeyler yapılıyordu şerbetti galiba ama bulamıyorum.:( kemik tozum , humas ım ,em aktif de var siz bir formül yaratırsınız artık.:p

Sn. suna,

Humas + em aktif harika olur. Ben humas + enzim kattım ama em aktifim bitmişti, sulama suyuna humas + em aktif katacağım. Kemik tozunu az gübreye karıştırırdım.

(siz bu işi öğrendiniz ya neyse...);)

Halil Önen
20-03-2011, 23:19
Arbeguena' lar dikiliyor.


6 ay önceden hazırladığımız çukurun içene;

leonardit + ahır gübresi + klino + kompost' tan oluşan harcı doldurmuş ve kapatmıştık.

Fidan dikimi için ise;

5 çuval keçi gübresi,
1 çuval leonardit,
1 çuval orman toprağı,
1 çuval su mercimeği,
1 çuval çay posasından oluşan harç hazırlamıştık.

Aslında iyi yanmış ahır gübresi + leonardit + klino şaahane üçlüyü oluşturuyordu, bu şekilde mutlaka uygulanmalı, diğerlerine ulaşılamıyorsa...


6 ay önce hazırlanıp kapatılan fidan çukurları işaretlenmişti.

197761

Kazma ya da el çapası ile otlar yüzeyden temizlenir.
Bir kazmalık toprak çıkarılır. Derine inilmez.

197762

Bu çukurlar solucan ile dolu. Bunu bekliyorduk ama bu dakar yoğun olması bizi şaşırttı. Demek ki bir yıl önce çukurları hazırlamış olsaydım daha çok solucanım olacak ve hatta onların gübresi ile daha da zengin toprağım olacaktı.

197763

Kök hastalıkları için mikrobiyal gübre kullanmalıyım. 3 yıl önce diktiğim zeytin ve meyve fidanları için nogal kullanmış zeytin fidanların hiç birini kaybetmemiştim. Halbuki semt pazardan aldığım 5 adet zeytin fidanını 2 tanesini kök hastalığına kaptırmıştım. Daha sonra yerlerine kireç döktüm ve tekrar zeytin fidanı diktim, şimdi çok iyiler...

Bu defa nogal yerine sim derme granül kullanacağım. 2 ya da üç çay kaşığı kadar.
Zaten fidanlar yurt dışından bana geldiğinde çok küçük viyollerde idiler. Onları naylon torbalara
şaşırtırken bir çay kaşığı sim derma granül kullanmıştım. 8 ay balkonda kaldılar ve büyüdüler, sıkıntım olmadı...

Simdermanın köke temas etmesinin bir sakıncası olmadığını söylemişti yetkili satıcısı. Ama simdermanın üzerine biraz harç koyacağım. Fidanın kökü ona ulaştığında simderma da hazır olmalı...

197764

Küçük çukura bir kürek kadar harç koyacağım.

197765

Lavrak setter' in bu kadar dikkatli bakmasının sebebi harç içindeki su mercimeği. Çürümüş gibi olsada bu onu çok seviyor. Sevgili Ensar bey, su mercimeği gübre için lükstür hayvan yemi olarak kullanılmalı derken haklıydı, ben bedava bulmuştum.:)

Halil Önen
21-03-2011, 00:38
Bir kürek kadar klino kullanacağım. Dikkat edilirse klinoyu harca karıştırmadım. Ona baş rol veriyorum.
1 kürek harç + bir kürek klino...

Klino her türlü gübre ( kanatlı, ahır, solucan) ile müthiş uyum sağlıyor. Bunu gözlemledim. Ayrıca toprağa verilen besinleri tutuyor, aşağılara akıp gitmesine engel oluyor. Erkecilik yapıyor. Suyu tutuyor. Toprağa havalandırıyor.

197770

Harç, klino, ve simderma karıştırlarak da kullanılabilir. Bazı çukurlarda karıştırdım.
Fidanın kökünü elimle iyice sıkıştırdım. Tüpün dağılmasını istemiyorum. Eğer kök tüp etrafına sarmışsa makas ile kesiyor ve çalışmasını sağlıyorum tabii tüpe zarar vermeden.

Unutmadan 2 gün sonra tertemiz can suyu vereceğim 20 lt. kadar. Bu verdiğim yaşaması ve doğaya uyumu içindi iki gün sonraki köklenmesi içindir.

197771

Tüpün naylonunu kesiyor ve malç olarak kullanıyorum. Kök etrafında ot bitmesini istemiyorum, hem o bölgenin bir yıl boyunca nemli kalmasını istiyorum.
Fidanı bağlamak için ise kargı kullanıyorum. Çabuk çürümüyor, fidana hiç zarar vermiyor, oldukça kullanışlı.
Can suyu için ise humas + enzim kullanıyorum. Yani 150 lt. suya 1 lt. humas ve 1 lt. enzim. Enzimi kendim yapmıştım 2 ay önce...

197772

Malçlanır.
Malçlamanın sebebi hümik asidin _ humasın_ örtülmesi ve ikinci sebebi bu bölgede ot bitmesini istemiyorum. Özellikle kiraz dip kurdundan korkuyorum. Üç meyve fidanımın köklerini yemişler, kurutmuşlardı. Bir ay sonra 2,5 lt lik pet şisede biriktirdiğim sigara izmarit suyunu köklerine sulamada vereceğim, onları kovalayacağım.:)

197773

Son şekli verilir. Bu işin hobisi fobisi yok bu şekilde 150 adet bodur zeytin arbeguena dikilecek. Hemde meyve fidanları _ 5 m. nin _ arasına. Meyve fidanlarını budama tekniği ile fazla büyütmek istemiyorum.

197774

Birkaç fidanı viyollerde bırakmıştım. Onları da naylon torbalara şaşırttığım haçtan ( coopeat+orman toprağı+torf+simderma karışımı) desteklemiştim, diğerleri gibi dayandılar.

Taşlar ile destekliyorum ki setter+puanter+kobay üçlüsü _ su mercimeği için _ kökleri eşelemesin. Zira yığın halindeki harcımın üzerindeki örtüyü parçalayıp dağıtmışlardı. Kualkalrını çektim ama ne olur ne olmaz. :p

ahmet salih
22-03-2011, 09:30
Kolay gelsin Halil Bey , hızlı başlamışınız. O çukurlara ben girsem , ben bile filiz veririm herhalde.Bu gidişle 2,3 seneye zeytin toplamaya geliriz. Maşallah diyelim nazar deymesin.

denizakvaryumu
22-03-2011, 09:43
Her seferinde yeni bir şeyler öğrendiğim nadir konu başlıklarından biri...

Forumda eskidikçe çoğu konu başlığını artık okumuyorum.(takip ettiğim 3-5 konu kaldı)

Bazı konu başlıkları sızma zeytinyağı gibi takip etmessem bilgi ve tecrübe konusunda eksik kalacağım kesin... :)

Sağolasın varolasın Halil Önen...

Halil Önen
22-03-2011, 23:55
Her seferinde yeni bir şeyler öğrendiğim nadir konu başlıklarından biri...

Forumda eskidikçe çoğu konu başlığını artık okumuyorum.(takip ettiğim 3-5 konu kaldı)

Bazı konu başlıkları sızma zeytinyağı gibi takip etmessem bilgi ve tecrübe konusunda eksik kalacağım kesin... :)

Sağolasın varolasın Halil Önen...

Teşekkürler denizakvaryumu,

sizin ve dostların alkışları, tezahüratları oldukca _ üç yaşamlı dünyada _ hep dördüncü perde olacaktır.;) hoşgeldin.:)

Halil Önen
23-03-2011, 00:16
Kolay gelsin Halil Bey , hızlı başlamışınız. O çukurlara ben girsem , ben bile filiz veririm herhalde.Bu gidişle 2,3 seneye zeytin toplamaya geliriz. Maşallah diyelim nazar deymesin.

Eğer 1 sene sonra, daha doğrusu gelecek sonbahar zeytin vermezse, yüzüne ayna tutacağım ve 3 kere tuuuu diyeceğim utandırmak için.

Doktorum bu yaza doğru Belen' e beklerim. Hani geçerken uğramak gibi... Belki bir iki tek enzim atarız. ;)

Bi ara egetropikale uğrayıp altın çilek alacağım biraz, yetiştirmek için... enzimi nasıl oluyor acep 'o' bu işi iyi biliyor, öğretir mi bilmem gari...:p

ahmet salih
23-03-2011, 10:32
Halil bey ,ben bu enzimin namını çok duydum ,kendisi ile tanışmak bir türlü nasip olmadı. bu aralar uğramayı düşünüyorum, kolay gelsin.

omer.tuncer
27-03-2011, 17:20
Halil bey zeytinler biraz zayıfmı kalmış.:) Ben sizin fideleri saksıya almıştım boya değil ama yan gelişmeleri çok iyi idi son baharda toprakla buluşturdum ama birdaha gidip görme şansım olmadı bu hafta ortasında göreceğim gelişmeleri resimleye bilirsem. sonucu size bildiririm.

Sizin gibi çukurlara gübre klino kullanmadım eger tutmuşlarsa geçen sene den kalan malç vardı onu eleyip (mayıs böceği larvası için) kullanmayı düşünüyorum.

not: fidanların dallarından hiç fidan denemesi yaptınızmı. Bana çimlenmesi sanki kolay olacak gibi geliyor da.

Halil Önen
27-03-2011, 23:21
Halil bey zeytinler biraz zayıf mı kalmış.:) Ben sizin fideleri saksıya almıştım boya değil ama yan gelişmeleri çok iyi idi .....
......
not: fidanların dallarından hiç fidan denemesi yaptınız mı.? Bana çimlenmesi sanki kolay olacak gibi geliyor da.

Onları önü acık bir karton kutuda, sıkışık ortamda, rüzgar ve soğukta, balkonda beklettim.

Yana değil boya gitmesini istedim ve zor koşullara uyum sağlamasını...

Tüp içinde fazla köklenmesini de istemedim.

Halbuki mutfağa aldığım bir tanesi yana ve boya hızla gelişiyordu. Dikeli on gün gibi oldu bu gün baktım üzerinde çiçek tomurcukları vardı.

Hepsini böyle mi yapmalıydım diye iç de geçirdim hani...:p

Çimlenmesinin köklendirici olmadan kolay olacağını sanmıyorum.

Ama köklendirmeyi deneyeceğim. Aynı genleri ve verimi alır mıyız, sizlerin de denemesini isterim; üç yıl beklemek gerekecek gibi...:)

Halil Önen
27-03-2011, 23:24
...
... eger tutmuşlarsa geçen sene den kalan malç vardı onu eleyip (mayıs böceği larvası için) kullanmayı düşünüyorum.

....

Burada bilmediğim bir şey mi var?:cool:

omer.tuncer
28-03-2011, 00:18
Sanmıyorum. mayıs böceğine önlem için yazmıştım.

ensar
28-03-2011, 00:22
Sevgili Halil,

Delicelere ne zaman aşı yapılır. Ve ne cins yapılmalı.Korkarım geç kaldık galiba.

Sevgiyle kalın

omer.tuncer
28-03-2011, 00:25
yok ensar bey daha değil nisan sonu ve mayısta biliyorum.

Halil Önen
28-03-2011, 00:37
Sevgili Halil,

Delicelere ne zaman aşı yapılır. Ve ne cins yapılmalı.Korkarım geç kaldık galiba.

Sevgiyle kalın

Bu işin uzmanı muttalip bey. Bir şey dersem bana kızar.:p

ensar
28-03-2011, 07:45
Halil kardeşim,

Biliyorsun bizim bahçelerde kızmadan olmaz, ama kızıpta bir araya gelip bahaneyle muhabbetsiz kalmamamk ta olmaz.

Maden öyle '' SİTENİN EN BÜYÜK YAZMA ÖZÜRLÜSÜ KARDEŞİM MTTLP ''söz NOBEL e edebiyat konusunda aday önermiyeceğiz.:D

Delicelere önümüzdeki hafta Salı gününden sonra aşı yapabilirmiyiz? Ne aşılıyacağız. Kalamatalık olur mu?

Sevgiyle kalın

MeyveliTepe
28-03-2011, 07:52
Bizim buralarda zeytine aşı için en iyi tarih Nisanın üçüncü haftası. Fakat, kuzey-güney çok farkediyor. Çeliklerde kabuk ile odun arasının iyice sulandığı en erken tarih olarak tarif ediyorlar.

Halil Önen
28-03-2011, 20:53
Halil kardeşim,

Biliyorsun bizim bahçelerde kızmadan olmaz, ama kızıpta bir araya gelip bahaneyle muhabbetsiz kalmamamk ta olmaz.

Maden öyle '' SİTENİN EN BÜYÜK YAZMA ÖZÜRLÜSÜ KARDEŞİM MTTLP ''söz NOBEL e edebiyat konusunda aday önermiyeceğiz.:D

Delicelere önümüzdeki hafta Salı gününden sonra aşı yapabilirmiyiz? Ne aşılıyacağız. Kalamatalık olur mu?

Sevgiyle kalın

Zeytinler çiçek açar açmaz; aşı yapılır.

Deliceye _ adı üstünde delice _ her çeşit zeytin aşılanır. Kalamatalar aşılanırsa daha kalabalık olur.:)

ensar
28-03-2011, 21:22
Verdiğiniz bilgiler için Teşekkürler Sevgili MeyveliTepe ve Halil Önen kaedeşlerim. Ayrıca se4vgili ömer Tuncer kardeşimde özelden güzel bir döküman göndermiş. Sağolsun.

Paniğe kapılmama gerek olmadığını anladım.

Sevgiyle kalın

Zeytinci
29-03-2011, 17:52
Kabuk kaltığı (verdiği) sürece deliceler aşılanabilir. Ağaca su yürüdüğünde bu iş başlar.
Sıcak bölgelerde daha erken soğuk bölgelerde daha geç olabilir. İzmirde nisan ayı idealdir. Mayıs başı da uygundur.

İnci Akalp
31-03-2011, 21:33
Sayın Halil Önen,

Hem bu kadar gülüp hem bu kadar çok şey öğrendiğim ender konu başlıklarından biri.. Gerçekten çok teşekkür ederim.

Fukuoka'nın kitabını okuyan birisi olarak, dönüşümlü olarak arpa pirinç ekimi yöntemini yörenize uygun olan bitkilerle deneyip denemiyeceğinizi de çok merak ediyorum.

Artık tüm yazılarınızı takip edeceğim. Kolay gelsin..

saygılar

inci akalp

Murat Uysal
05-04-2011, 01:24
Halil Bey bahçemde 5 yaşında zeytin ağaaçlarım var üç tane. Muğladan gelmişlerdi. Resimlerini çeker koyarım. 3 senedir meyve veriyor ama 3-4 tane sadece :)

Üzerinde çok çiçek oluyor ama birden çiçeklerini döküyor. Anlam veremedim?

kamil keskin
09-04-2011, 11:50
Sayın halil Bey;
Meyve yetiştiriciliği konusunda çok meraklı bir insanım,meyveciliği çok seviyorum.Nasip olursa kışın 150 adet ceviz dikeceğim.Zeytinde yaptığınız uygulamalar ceviz içinde geçerli mi?Ayrıca leonardit,klino gibi meteryaller konusunda hiç bir bilgim yok.Bu meteryallerin fide başı maliyetleri çok yüksek midir.Bu meteryalleri nerede bulabilirim?Açıkçası ben sadece yanmış ahır gübresi ile dikmeyi planlıyordum.
saygılarımla

Halil Önen
09-04-2011, 23:26
Sayın Halil Önen,

Hem bu kadar gülüp hem bu kadar çok şey öğrendiğim ender konu başlıklarından biri.. Gerçekten çok teşekkür ederim.

Fukuoka'nın kitabını okuyan birisi olarak, dönüşümlü olarak arpa pirinç ekimi yöntemini yörenize uygun olan bitkilerle deneyip denemiyeceğinizi de çok merak ediyorum.

Artık tüm yazılarınızı takip edeceğim. Kolay gelsin..

saygılar

inci akalp

Ben de teşekkür ederim Sn. İnci Akalp...

Fukuoka' nın kitabını okumadım, bu defa listeye alacağım.:)

Halil Önen
09-04-2011, 23:33
Halil Bey bahçemde 5 yaşında zeytin ağaaçlarım var üç tane. Muğladan gelmişlerdi. Resimlerini çeker koyarım. 3 senedir meyve veriyor ama 3-4 tane sadece :)

Üzerinde çok çiçek oluyor ama birden çiçeklerini döküyor. Anlam veremedim?

Murat bey,

kendine verimli çeşit ise _ ki çok çeşit böyledir_ birden dökmemesi gerekiyor.

Çiçeklenme dönemi bir sorun olmalı...

Bu dönemin en yaygın zararlısı pamuklu bit'tir. Baskın ise çiçeklerini döker.


Bu hastalık da olmuyorsa belki bor eksikliğinden de olabilir, Mebor 5 kullanılabilir.

Halil Önen
10-04-2011, 00:00
Sayın halil Bey;
Meyve yetiştiriciliği konusunda çok meraklı bir insanım,meyveciliği çok seviyorum.Nasip olursa kışın 150 adet ceviz dikeceğim.Zeytinde yaptığınız uygulamalar ceviz içinde geçerli mi?Ayrıca leonardit,klino gibi meteryaller konusunda hiç bir bilgim yok.Bu meteryallerin fide başı maliyetleri çok yüksek midir.Bu meteryalleri nerede bulabilirim?Açıkçası ben sadece yanmış ahır gübresi ile dikmeyi planlıyordum.
saygılarımla

Evet tüm meyve ağaçlarında geçerli.

Formül çok basit ve oldukça _ ucuz_ ekonomik ve etkili...

1 gübre ( iyi yanmış ahır gübresi;
2 toprak düzenleyici ( leonardit+klino)


sulama suyuna da ENZİM kendi yaptığından....

Örneğin;

potasyum için;

ısırgan otu enzimi, ( 10 lt. suya yarıya kadar ısırgan otu doğranır+ melas konur, güneşte 3 gün 5 gün bekletilir...

ya da ısırgan otu suyu( ısırgan otları 100 lt. bidona yarıya kadar konur su doldurulur bir hafta bekletilir;

Kalsiyum için;

Yumurta kabuğu suyu;
pastanedan _ bedava tarafından_ yumurta kabukları alınır, firında kızartılır, sirke ile üstü örülecek kadar sirke konur 5, 20 gün bekletilir...

Bu ikisi karıştırılır...

Bu ikisine hümik asit ( Hümas) da karıştırılırsa ve sulama suyu ile verilirse...

toprak ve meyve ağaçları ne ister ki...:)

Klino: 25 kg. 6,7 tl.
Leonardit: 25 kg. 8, 10 tl.
Hümas; 1 lt. si 4 tl.( gibi)


diğerleri bedava...;)

kamil keskin
10-04-2011, 17:25
Syn Halil Önen Bey;
Bu ürünler her yerde ulaşabileceğim ürünler mi?
Mesala ben Balıkesir,sındırgılıyım.Buralardaki ilaç,gübre satan iş yerleri var.Buralarda bulabilir miyiz acaba?
Kusura bakmayın;çiftçi çocuğu olmama rağmen,bizim oralarda tarımsal üretim eski usullerde yapıldığı için;bana bu konular bayağı yabancı :(
Ayrıca çok samimi olarak,Verdiğiniz bilgiler çok sade ve doyurucu...
Açıkçası bana çok fazla yararlı oldu.
Paylaşımlarınız için tekrar tekrar teşekkürler!

Müjgan Yılmaz
10-04-2011, 23:21
Sn.Halil Önen,
Acemi ustanın,önerisi ile bu sayfaya girdim.Önce son sayfayı okudum,hayır bu yeterlı degil derken ilk sayfadan başlayıp şu saate kadar hepsini soluksuz okudum.
Sizi gerçekten kutlarım;içeriği,anlatım dili,doyumsuz.
Bu arada Ensar,Acemi Usta(bence de Çaylak terimi yakışmıyor.)Epsody,Sarıcan,Meyveli tepe ve size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Birer okul gibisiniz,ne kadar yararlı olduğunuzu,tahmin bile edemezsiniz,muhteşem bir paylaşım..
Yazılarınızı keyifle takip edeceğim,tekrar teşekkür ediyorum.

Safranlı
11-04-2011, 10:05
halıl bey artık ekol oldu
hiç bir anlatım bu kadar sade ve anlasılır olamıyor
üstellık pratık anlasılır ve de oldukca ucuz yontemlerin hepsi buradan gelıyor
takıpcınıızm her mesajınızı sındırerek okuyoruz

Halil Önen
11-04-2011, 20:26
Sn.Halil Önen,
Acemi ustanın,önerisi ile bu sayfaya girdim.Önce son sayfayı okudum,hayır bu yeterlı degil derken ilk sayfadan başlayıp şu saate kadar hepsini soluksuz okudum.
Sizi gerçekten kutlarım;içeriği,anlatım dili,doyumsuz.
Bu arada Ensar,Acemi Usta(bence de Çaylak terimi yakışmıyor.)Epsody,Sarıcan,Meyveli tepe ve size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Birer okul gibisiniz,ne kadar yararlı olduğunuzu,tahmin bile edemezsiniz,muhteşem bir paylaşım..
Yazılarınızı keyifle takip edeceğim,tekrar teşekkür ediyorum.

Sevgili Müjgan Yılmaz,

sizinle bu (http://www.agaclar.net/images/logo.gif) ağacın altında tanıştık.

Burada (http://www.agaclar.net/forum/showthread.php?t=17127)konuştuk / konuşamadık. :)

Ama gönül birliği ettik aslında, siz anka'ları resimlerinizde obje olarak aldığınızı söylediğinizde...

Yukarıda ismi geçen dostların ve onlar kadar değerli olan bu ağacın altındaki dostların, birer '' ankatabiat' gibi kendilerini yeniden yaratıp küllerinden doğmalarını _büyük kıyametler (doğal afetler) öncesi _ farkında olmadan istemiştik aslında...

Müjgan Yılmaz
11-04-2011, 21:46
Sn.Halil Önen ,

Toprakta ki ustalığınız,tartışmasız .....
Ama,bu sayfa edebi yönünüzü de ortaya koydu,yazmaya devam,elinize yüreğinize sağlık...

Halil Önen
11-04-2011, 21:59
Syn Halil Önen Bey;
Bu ürünler her yerde ulaşabileceğim ürünler mi?
Mesala ben Balıkesir,sındırgılıyım.Buralardaki ilaç,gübre satan iş yerleri var.Buralarda bulabilir miyiz acaba?
Kusura bakmayın;çiftçi çocuğu olmama rağmen,bizim oralarda tarımsal üretim eski usullerde yapıldığı için;bana bu konular bayağı yabancı :(
Ayrıca çok samimi olarak,Verdiğiniz bilgiler çok sade ve doyurucu...
Açıkçası bana çok fazla yararlı oldu.
Paylaşımlarınız için tekrar tekrar teşekkürler!

Klino Gördes' çıkarılan ve satılan değerli ve ucuz bir toprak düzenleyici, leonardit ise her yere bulanabilen bir diğer toprak düzenleyici...

Sizin gibi 'çiftci oğlu çiftci'yim ben de, daha düne kadar bana da yabancıydı bu tarımsal ürünler, A.N sitesi sayesinde öğrendik ve devam ediyoruz, edeceğiz hep beraber, sevgili Kamil...

serkanhoca
11-04-2011, 22:27
Selamlar-Saygılar

Gördes'e ayda bir gidecek gibiyim. Orada klinoyu bulabileceğim kişiler ya da yerler hakkında bilginiz var mı? Yoksa oralarda uğraşma git bir zirai ilaç bayisine mi dersiniz?

not: Forumda en fazla soru soran üyelerin başında geliyorum belki ama öğrenmek arzusu nedeniyle maruz görün lütfen...

kamil keskin
12-04-2011, 10:24
Klino Gördes' çıkarılan ve satılan değerli ve ucuz bir toprak düzenleyici, leonardit ise her yere bulanabilen bir diğer toprak düzenleyici...

Sizin gibi 'çiftci oğlu çiftci'yim ben de, daha düne kadar bana da yabancıydı bu tarımsal ürünler, A.N sitesi sayesinde öğrendik ve devam ediyoruz, edeceğiz hep beraber, sevgili Kamil...
Syn Halil önen bey;
Nasip olursa,ilerleyen bir zaman da sizi ziyaret edip,sizinle tanışma onuruna erişmek isterim.Saygılar

Halil Önen
12-04-2011, 21:22
halıl bey artık ekol oldu
hiç bir anlatım bu kadar sade ve anlasılır olamıyor
üstellık pratık anlasılır ve de oldukca ucuz yontemlerin hepsi buradan gelıyor
takıpcınıızm her mesajınızı sındırerek okuyoruz

Teşekkürler Safranlı, siz de takip ediliyorsunuz.;)

''1) 3 kürek yaş ahır gübresi,
2) 20 lt. suya konacak, eritilecek,
3) 1 su bardağı ema konacak,
4) 10 gün bekletilecek ağzı kapalı,
5) 10 katı yani 200 lt. suya karıştırılacak yapraktan verilecek...

Yaprakları yakmıyor''
Bu deneme de size ait.

Siz bunu hangi bitkide kullandınız? Sonuçları nasıldı.?

Halil Önen
12-04-2011, 21:29
Selamlar-Saygılar

Gördes'e ayda bir gidecek gibiyim. Orada klinoyu bulabileceğim kişiler ya da yerler hakkında bilginiz var mı? Yoksa oralarda uğraşma git bir zirai ilaç bayisine mi dersiniz?

not: Forumda en fazla soru soran üyelerin başında geliyorum belki ama öğrenmek arzusu nedeniyle maruz görün lütfen...

Demişsiniz ama ben demem.:p

Rota Madencilik, Umdemin adıyla bu ürünü satıyor, şimdilerde hobi bahçeleri içinde satıyorlarmış. ( Satıştan sorumlu, Osman bey ile görüşebilirsiniz)

serkanhoca
12-04-2011, 21:53
Gördes'ten gelip geçerken hep reklam tabelasını görürdüm. Zeolit vb. bilmediğim şeyler yazıyordu. Teşekkürler bilgi için.

Halil Önen
12-04-2011, 22:47
Syn Halil önen bey;
Nasip olursa,ilerleyen bir zaman da sizi ziyaret edip,sizinle tanışma onuruna erişmek isterim.Saygılar

Bu günlerde,

damlamalar döşenecek, börülceler, fasulyeler, bamyalar dizilecek, yer fıstıkları ekilecek, fidanlar dikilicek tam tarlada izinizin olacağı zamandır. ;)

Uğrarsanız sevinirim.:)

Safranlı
16-04-2011, 09:02
sayın öncü abimiz halil bey
benim uygulamam aynen yazdıgınız gıbı sadece bır detayı bıldıreyım
20 ltlık em li gübre serbetıni 200 kg varıle dolduruyorum arada bırde içine meyve kabugu atıyorum şerbetımde koku yok denecek kadar az oluyor
ve üzerlerı inanın kar yagmış gıbı bembeyaz oluyor
yanı fayalı dostlarımızın keyfı yerınde
rengı kıvamı kola rengıne dönuyor
bu zengınleştırılmış şerbetımı her yerde kullanıyorum
agırlıklı olarak saksıda süs bıtkılerıme kökten verıyorum
yenı yetiştirdıgım çelıklerıme ve domates bıber fidelerımede cok fazla olmamak kaydıyla yapraktan fıskıye şeklınde verıyorum
ancak yapraktan dıkkat etmek gerekıyor
mevsım yagışlı ve serın oldugundan sorun yok ancak topraktan 10 gunde bır mutlak
ziyafet var...son derece ucuz ve son derece dopıng etkısi kesindir.