![]() |
|
![]() |
#181 |
Ağaç Dostu
|
Tavşanlı Gezisi - Bölüm 1 İstanbul Ekibi 27 Ocak, saat 0:45 gibi yola çıktık. Hava koşulları gayet iyiydi. Arabadakiler program hakkında detay sordukça ben onlara sadece "Önce bana sonra Yılmaz'a güvenin" dedim. Gece uyku sorununu aşmak için hostesimiz Mevsim1 bize sürekli, çay, kahve, meyve servisi yaptı. Gökhan ise kafayı İstanbul'da annesinin omuzuna yasladı ve taaa Kütahya'ya kadar deliksiz uyudu. Sabah 05:00 suları Yılmaz telefon etti ve bizi karşıladı. (Burada komik şeyler oldu ama...neyse ![]() Sonra odalarımıza yerleştik ve tekrar aşağıda buluştuk. Burada bizi ilk günü geçireceğimiz yere götürecek arazi araçları bekliyordu. İlk araçtakiler doğrudan konaklama yerine geçerken, biz ikinci araçla, alış-veriş yaparak kara çamlar arasından konaklama yerine ulaştık. konaklama yer.jpg Manzara ve sessizlik karşısında uzaylılar gibi olmuştuk. Herkes dağılarak etrafı keşfe çıktı. Bu sırada bol bol fotoğraf çektik. manzara1.jpg donmusgol.jpg Göl çevresinde kısa bir turdan sonra yangın gözetleme kulesine gitmek için araçlara bindik. Bu sırada bazılarımız ![]() Şiddetli esen rüzgar yüzünden kuleye çıkmamızla inmemiz bir oldu. Kulenin dört tarafında aşağıdaki manzarayı gördük. Çoklarımız bu kadar çok ağacı belki de ilk defa görüyorduk. Yılmaz'dan aldığımız bilgiye göre 200 bin hektarlık bir alandı. Uuurlarr buuurrlar hep ağaçtı. orman.jpg Dönüş yolunun bir kısmını araçla döndükten sonra, programın orman içi yürüyüş bölümüne gelmiştik. Sohbet ederek, etrafı inceleyip Yılmaz'a sorular sorarak indik. Bu arada emin olamasak da ayı olduğunu tahmin ettiğimiz bir karartı gördük... yuruyus.jpg |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#182 |
Ağaç Dostu
|
Tavşanlı Gezisi - Bölüm 2 Yürüyüş sonunda kulübeye geldiğimizde şöyle bir manzara ile karşılaştık. Meşe odunları ile şömine gürül gürül yanıyordu. şömi.jpg Yılmaz Şef'imiz ateşin hararetini kontrol ederkene ![]() Sonra herkes şömine etrafına oturup tekrar sohbet etti. Bazıları ise (en bi hamarat, en bi becerikli, en bi güzel yemek yapanları) mangalı yakıp işe koyuldu. Alınan bilgiye göre bu arada bazıları da şömine karşısında uyuklamış. yemek.jpg Yemek bitince çay ve meyve servisi ile yapılan sohbetten sonra geri dönüş yoluna koyulduk. Dönüşte araçlar bizi Tavşanlı'nın içinde bıraktı ve böylece kısa bir Tavşanlı turu da yapmış olduk. Misafirhaneye döndüğümüzde, bazılarımız 24 saattir damla uyku uyamadığı ve gün içinde alışkın olmadığımız kadar çok ve o kadar da taze oksijen teneffüs ettiğimizden dinlenmek için odalarımıza çekildik. Biraz dinlendikten sonra misafirhanenin salonunda tekrar toplandık ve bu sırada bize Yılmaz'ın eşi İnci ile küçük kızı Eda da katıldı. Herkesin gözleri kıpkırmızı olmasına rağmen ısrarla oturup sohbete devam ettik. Ben dedim "Gidin uyuyun bunun yarını da var, yine geliriz" diye ama dinletemedim. Gün içinde bu kadar çok şey yapmamıza rağmen saat heniz 20:30 civarında idi. Ve ben artık daha fazla dayanamayarak Yılmaz'ı ve ailesini kovdum. Evet, kovdum. "Gidin de uyuyalım" dedim. Onlar da gitti. Bu arada Eda çok güzel bir kız olmuş. Çok maskara çok. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#183 |
Ağaç Dostu
|
Tavşanlı Gezisi - Bölüm 3 O gece sıcak odalarda sanırım herkes güzel bir uyku çekti. Sabah uyandığımızda ise bizi bir sürpriz bekliyordu. kar.jpg İstanbul Ekibi olarak biz kara kara İstanbul'a nasıl döneceğimizi düşünmeye başladık. Bu sırada Yılmaz telefon edip kahvaltıya çağırdı. Aşağıya indiğimizde sevgili İnci'nin hazırladığı kahvaltı ve taze demlenmiş çay eşliğinde son duruma göre programda 24. değişikliği yaptık. İstanbul Ekibi kendi aracımızla programdaki bir yere daha gidecek ondan sonra erkenden yola koyulacaktık. Fakat yola çıktığımızda gördük ki durum düşündüğümüzden farklı. Yılmaz, Hasan ve Yücel Bey'in öndeki araçtan inip bizim araca yönelmesinden anladık ki bizim için gezi bitmiş veda vakti gelmişti. Onları karlar içinde bırakıp yola koyulduk. veda.jpg Sonradan öğrendiğimize göre onlar da bir süre sonra kara saplanmışlar, kara saplanan birilerine yardım etmişler, kar topu oynamış, kaplıcalara gitmişler ama biz orada yoktuk. Biz o sırada Adapazarı'nda ıslama köfte yiyorduk. yardım.jpg Şimdilik SON... Dip not: Bu geziye vesile olan herkese, en başta şefim Yılmaz'a ve ailesine ve ekibine ve de bizi yanlız bırakmayıp katılan arkadaşlarımıza teşekkür eder yeni gezilerde buluşmak üzere sözlerimi bitiririm. Daha dip not: Fotoğraflar Hasan Lalezar ve Yücel Özlem'e aittir |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#184 |
Ağaç Dostu
|
İnsan gecenin şu saatinde mi kor sucuklu fotoğrafı? Nerden bulacağız şimdi? Eh aybalam ! ![]() Valla en çok çıtır çıtır şömine ateşine, ve sucuklara canım çekti ![]() Bunlar bahane tabii, en çok "orada olmaya " canım çekti ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#186 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Burada yakışıklı, hoş bir delikanlı görüyorum. ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#188 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-11-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 345
|
Alıntı:
![]() ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#189 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-11-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 345
|
Alıntı:
|
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#190 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-11-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 345
|
Aybala teşekkürler gezi özeti geziyi çok güzel anlatmış |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#191 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 26-11-2006
Şehir: Ankara
Mesajlar: 345
|
Ebe çamı (yaygın bir tür değilmiş)
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#192 |
Ağaç Dostu
|
Sevgili Hasan, sanırım "Ebe Çamı" bu ağacın özel adı idi. Değil mi? Yılmaz tür adını da söylemişti. Ama unuttum. Orman Fakültesinden bir Hocamız'ın bulduğunu ve isim babası olduğunu anlatmıştı. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#193 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 15-09-2006
Şehir: İstanbul
Mesajlar: 3,592
|
Gezinin MUHTEŞEM geçmesine çok sevindim dostlar. Bir o kadar da üzüldüm gelemeyişime. Sizin adınıza ben de Yılmaz ve ekibine sonsuz teşekkürler ederim. ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#194 |
Ağaç Dostu
|
Evet. Tam adı şu. Pinus nigra ssp. pallasiana var. Seneriana |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#196 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 307
|
![]() ![]() |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#200 |
Ağaç Dostu
|
arkadaşlar bu siteden direk davetiye gönderme şansımız varmı varsa nasıl yapıyoruz açıklama yapan bir arkadaşım olursa çok sevinirim eğer yoksa ağaç net yöneticileri bu konuda bir çalışma yapıyormu şimdiden teşekkürler |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#201 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
http://www.agaclar.net/forum/forumdisplay.php?f=75 |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#202 | |
agaclar.net
|
Alıntı:
Sizin öğrenme nedeniniz ne? |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#203 |
Guest
Mesajlar: n/a
|
Çok güzel ir gezi olmuş sanırsam. Ahh Ahh |
![]() ![]() |
![]() |
#204 | |
Ağaç Dostu
|
-Evet, Gerçekten güzel bir gezi idi. -Fakat bizim anlatabildiklerimiz gerçeğin çok küçük bir kısmı. Bu gün şöyle bir baktım, aklıma iki mısra geldi. Hani Mihriban Türküsü'nün sözlerini yazan, Abdürrahim Karakoç'un mısraları. "Daha bunlar bildiğimin yarısı. Gelecek mektuba kalsın gerisi" -Bizimki yarısı falan değil. Çook küçücük bir parçası. - İstanbul ekibinin, son gün trenden vazgeçip; otomobille yolculuk yapmaya karar vermesi üzerine, sabah buluşma; ilginç bir hal aldı. İstanbul ekibi otomobille, biz de otobüsle Tavşanlı'ya ulaşmaya karar verip Yılmaza bildirdik. Yılmaz bizi karşılamak için bir arkadaşını görevlendirip, Antalyadan gelecek arkadaşı almak üzere sabahın beşinde Kütahya'ya doğru yola çıkmış! Kütahyaya vardığında, sanırım Aybala'nın telefonundan; şu son dakika mesajını öğrendi. (Biz de bu gelişmeyi, o sabah öğrendik.) Alıntı:
-Sabahın köründe yapılan, yüz kilometre lüzümsuz yolculuktan dolayı canı sıkılmış görünmüyordu. En azından, nezaketi yüzünden, bize belli etmiyordu. -Ama ben, doğrusu üzüldüm. -Buna benzer, daha aklıma geldikçe anlatırım. ![]() -Sanırım, arkadaşların da yazacağı mektuplar vardır. ![]() |
|
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
#205 |
Ağaç Dostu
|
Bu kadar mı?
-Ben yarısı bile değil diyordum. Kimsede ses yok. -Aybala, geziyi başka yerlerde anlatıyor. Hem de leblebi şeker bilmem ne diye, teferruattan bahisle. -Mevsim1, herhalde çok meşgul. -Figen, deplasmanda yazamıyor. -Hasan, uzak dolaşıyor, nedense? -Hepsi bu kadar mıydı? Hmm. Hanımlar yaptıkları yollukları tükettik hiç söz etmedik diye darılmasınlar. -Acemi fotoğraçı, yazıklar olsun. O güzelim kurabiyelerin, keklerin, çöreklerin resmini çekmemişsin! Başka varmıydı? Resim çekseydin hatırlaman da kolay olurdu. |
![]() |
![]() ![]() |
![]() |
|
|