Tavşanlı Gezisi - Bölüm 2
Yürüyüş sonunda kulübeye geldiğimizde şöyle bir manzara ile karşılaştık. Meşe odunları ile şömine gürül gürül yanıyordu.
şömi.jpg
Yılmaz Şef'imiz ateşin hararetini kontrol ederkene
Sonra herkes şömine etrafına oturup tekrar sohbet etti. Bazıları ise (en bi hamarat, en bi becerikli, en bi güzel yemek yapanları) mangalı yakıp işe koyuldu. Alınan bilgiye göre bu arada bazıları da şömine karşısında uyuklamış.
yemek.jpg
Yemek bitince çay ve meyve servisi ile yapılan sohbetten sonra geri dönüş yoluna koyulduk. Dönüşte araçlar bizi Tavşanlı'nın içinde bıraktı ve böylece kısa bir Tavşanlı turu da yapmış olduk. Misafirhaneye döndüğümüzde, bazılarımız 24 saattir damla uyku uyamadığı ve gün içinde alışkın olmadığımız kadar çok ve o kadar da taze oksijen teneffüs ettiğimizden dinlenmek için odalarımıza çekildik.
Biraz dinlendikten sonra misafirhanenin salonunda tekrar toplandık ve bu sırada bize Yılmaz'ın eşi İnci ile küçük kızı Eda da katıldı. Herkesin gözleri kıpkırmızı olmasına rağmen ısrarla oturup sohbete devam ettik. Ben dedim "Gidin uyuyun bunun yarını da var, yine geliriz" diye ama dinletemedim.
Gün içinde bu kadar çok şey yapmamıza rağmen saat heniz 20:30 civarında idi. Ve ben artık daha fazla dayanamayarak Yılmaz'ı ve ailesini kovdum. Evet, kovdum. "Gidin de uyuyalım" dedim. Onlar da gitti. Bu arada Eda çok güzel bir kız olmuş. Çok maskara çok.