-Evet, Gerçekten güzel bir gezi idi.
-Fakat bizim anlatabildiklerimiz gerçeğin çok küçük bir kısmı. Bu gün şöyle bir baktım, aklıma iki mısra geldi. Hani Mihriban Türküsü'nün sözlerini yazan, Abdürrahim Karakoç'un mısraları.
"Daha bunlar bildiğimin yarısı.
Gelecek mektuba kalsın gerisi"
-Bizimki yarısı falan değil. Çook küçücük bir parçası.
- İstanbul ekibinin, son gün trenden vazgeçip; otomobille yolculuk yapmaya karar vermesi üzerine, sabah buluşma; ilginç bir hal aldı. İstanbul ekibi otomobille, biz de otobüsle Tavşanlı'ya ulaşmaya karar verip Yılmaza bildirdik. Yılmaz bizi karşılamak için bir arkadaşını görevlendirip, Antalyadan gelecek arkadaşı almak üzere sabahın beşinde Kütahya'ya doğru yola çıkmış! Kütahyaya vardığında, sanırım Aybala'nın telefonundan; şu son dakika mesajını öğrendi. (Biz de bu gelişmeyi, o sabah öğrendik.)
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi harbour of tears
Son dakikada çıkan bir iş ziyareti sebebiyle Antalyadan ayrılamıyorum. Gelemediğim ve zaman aldığım için özür dilerim.
Sİze iyi gezmeler... 
|
- Hemen, dönüş yolunu tuttu. Sanırım zaman zaman hız sınırlarını da bir azıcık aşarak Yolda İstanbul ekibine yetişti. Misafirhaneye birlikte geldiler.
-Sabahın köründe yapılan, yüz kilometre lüzümsuz yolculuktan dolayı canı sıkılmış görünmüyordu. En azından, nezaketi yüzünden, bize belli etmiyordu.
-Ama ben, doğrusu üzüldüm.
-Buna benzer, daha aklıma geldikçe anlatırım.
-Sanırım, arkadaşların da yazacağı mektuplar vardır.
