15-03-2010, 15:51 | #301 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
KKGM kaolin kilini tescil alınmasına gerek olmayan malzemelerden saymış. |
15-03-2010, 16:49 | #302 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Kaolin yerine mikronize klinoptilolit bu sezon bir kaç ağaçta deneyip kaolin ile karşılaştırmasını yapacağız. Kaolin ile kuvars arasında herhangi bir bağlantı mevcut değildir. Kaolinin özgül ağırlığı çok düşüktür (yanlış hatırlamıyorsam 0,65 gr/cm3), kimyasal yapısı aliminyum silikat olan bu doğal maden, yenebilir madenler içindedir. Zaten de pek çok yiyecek katkılarında, ilaçlarda ve diş macunlarında kullanılmaktadır. Sabahları içtiğim süte bir tatlı kaşığı kaolin tozu karıştırıp içebilirim fakat siz aynını sakın kuvars veya supracide ile denemeyin |
|
15-03-2010, 17:05 | #303 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-03-2008
Şehir: Ankara.bergama,dikili
Mesajlar: 302
|
Aramızda kim araştırmacı kim değil fark çıkıyor. Meyveli tepe yine döktürmüşsün seni bu sitenin araştırmacı organikçisi ilan ediyorum. (tabi bu benim görüşüm bazıları bu yazdığımdan hoşlanmaya bilir.) ben başım sıkışınca veya merak ettiğim konuda Meyveli tepeyi deneyimlerinden dolayı danışılacak (özellikle organik) bir arkadaş olarak görüyorum. Kimse kusura bakmasın. |
15-03-2010, 17:49 | #304 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
İyi niyetle bir şey yazdınız, bir araba laf ettik Amacım herhangi bir eleştiri değildir, lütfen yanlış anlamayınız. |
|
15-03-2010, 17:50 | #305 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
selamlar - kimyasal ilac kullanmaya,önerip,önerilmeye o kadar aşina olmuşuz ki hic soru dahi sormadan alıp kullanıyoruz,iş dogal ürünlere gelince bütün şüpheci tavrımızı ortaya koyuyoruz. -Bahcelerimizde tüm börtü böcek içinde bize zararı olanların oranı 1% bile geçmez oysa kimyasal kullanarak üstelik mücedelede bize yardımcı olan geri kalan 99% kısmınıda öldürüp,ekolojik dengeyi bozuyoruz. -Hicbir dogal ürüne ön yargılı degilim,burada zaten bir avuc gönüllüyüz.deneyimlerimizi paylaşıyoruz,biz bunları denedik,paylaştık diger arkadaslarda denesinler,paylaşsınlar bu bölümdeki ürünleri cogaltalım saygılarımla |
15-03-2010, 19:29 | #306 |
Ağaç Dostu
|
|
15-03-2010, 20:03 | #307 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
sn denizakvaryumu selamlar Mersin tarım fuarın da satıcısıyla tanıştım,hızlıca tuttugum notlar arasında icerigi asagıda oldugu gibidir,mide ilacı talcid le benzer özellikte.klino icinde yok. iceriginde kalsiyum oksit magnezyum oksit silisyum oksit demir oksit potasyum oksit aliminyum oksit titanyum numune de verdiler,inceliyorum,ismi biraz tezat get sun saygılarımla |
15-03-2010, 20:16 | #308 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Gündüz pek bakamamıştım. Oldukça fazla tartışma olmuş. Ancak içeriğine baktığımda herkes iyi niyetli olarak tecrübelerini aktarmış. En güzeli de kimse kırılmamış. Kaolin ve Kuvarsla ilgili tartışmaya bende kimyasal formülleri ile ilgili bir katkıda bulunayım. Kuvarsın kimyasal formülü SiO2 olup diğer adı silisyum dioksittir. Kaolin ise bildiğimiz kilin çok özel bir halidir. Kili meydana getiren maddeler, sulu aliminyum silikatlerdir. m Al2O3 n SiO2 p H2O genel Kimyasal bileşim formülü ile ifade edilen kil, çok saf olduğu zaman Hidrate Alümin Silikat (kaolinit) adını alır. Kaolinit’ in kimyasal formülü: Al2O3 .SiO2. 2H2O dur. Ancak ağaçlara bu şekilde uygulanmıyor. Meyvelitepe' nin dediği gibi mikron seviyelerinde öğütülmesi gerekiyor. Bu ise fiyatı oldukça yükseltiyor. Yerli olan ürünün fiyatı da hiçte ucuz değil. Alternatif olarak kullanılacak klinoptilolit konusunda üreticisi oldukça iddialı. (Bu ürünün içeriği ise, akali ve toprak alkali metallerin kristal yapıya sahip sulu alümina silikatlari olup iskelet yapılarındaki Si/Al oranlarındaki ve içerdikleri katyon cinsi ve miktarlarındaki bazı farklılıklara rağmen; (M+, M+2)O Al2O3 9SiO2 nH2O genel formülü ile ifade edilebilirler. Burada M, alkali ve toprak alkali metalleri simgeler. M+ bir alkali katyon olup genellikle Na+ veya K+, nadiren de Li+ olur. M+2 ise bir toprak alkali katyondur ve genellikle Mg+2, Ca+2, Fe+2 nadiren de Ba+2, Sr+2 olur. n birim hücredeki su molekülü miktarıdır.) Denemelerin başarılı olduğunu söylüyor. Bildiğim kadarıyla Meyvelitepe ve Ayhan Bey şimdiden temin ettiler. Ancak küçük miktarlarda satışının olmayışı, büyük miktarlarda ise nakliye maliyetinin çok yüksek oluşu benim gibi uzaktakiler için, şimdilik temini zor bir ürün olarak duruyor. Herkese saygı ve selamlar. Not: Bilgilerin hepsini farklı yerden topladığım için formüllerle ilgili alıntının linkini veremedim. Düzenleyen acemi_caylak : 16-03-2010 saat 03:47 |
15-03-2010, 20:30 | #309 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
|
|
15-03-2010, 20:38 | #310 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 12-03-2008
Şehir: Aydın
Mesajlar: 208
|
Alıntı:
Öncelikle belirteyim ki hiçbir ilaç veya gübre firmasıyla resmi veya gayri resmi hiçbir bağım yok , işin ticaretini de yapmıyorum. Kaolininde kuvarsında kaynağı toprak değilmidir. Kaolin topraktan izole edilirken bir çok az da olsa ppm seviyesinde karışmış olamaz mı ? Sabah kahvaltısında süte kaolin karıştırmaktan bahsediyorsunuz , kaolinde kuvars da zehirli değildir , bu nedenle aşırı dozda alınmadıktan sonra sindirim sistemine zarar vermezler. Ama her iki madde örtücü özelliğe sahip olup , özellikle kuvars akciğerlerdeki bronşların üzerini kapatarak zarar verir. Alaycı bir şekilde sabah kahvaltısıyla olan ifadenizde aynı şeyi Supracide ile denemeyin diyorsunuz. Biraz bile okuması olan işin içerisinde olan herkes bilir ki Supracide Çok Zehirli sınıfına giren bir insektisittir. Ancak son çare olarak kullanılan bir tarım ilacıdır. Bu nedenle alaycı ve saldırgan bu ifadeniz için üzüldüğümü belirtmek isterim. Daha önce de belirttiğim gibi niyetim , Sn. acemi çaylak arkadaşımıza belki yardımım olur düşüncesiyle yazmıştım mesajımı . Peki ben size şunu sorayım , sabah kahvaltınızda sütünün içerisine Delgin WG. de koyup içebilirmisiniz. Selamlarımla . . |
|
15-03-2010, 20:43 | #311 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Sitelerine baktım. Bu sefer; %37 CaO, %13 MgO, %5,5 SiO2, %0,008 Fe2O3, %0,016 K2O, %0,5 AL2O3, %0,010 TiO2, %10 Özel Tabii Katkı gibi bir şey yazmışlar. CaO kalsiyum oksittir. O da benim bildiğim kireç hatta sönmemiş kireçtir. Formülü uydurdular mı bilemiyorum ama yapraklara böyle kireç atmak tehlikelidir. Yüksek alkali olması da cabası. %13 var denilen MgO (magnezyum oksit) da sağlığa faydalı bir şeye benzemiyor. Düzenleyen MeyveliTepe : 15-03-2010 saat 21:14 |
15-03-2010, 21:09 | #312 | |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Alıntı:
Özellikle "doğal yollarla mücadele"nin konuşulduğu başlıkta zehir tavsiyesi şok etkisi yapmadı desem yalan olur. Üstüne üstlük, bir yandan zehir tavsiye edip diğer yandan doğal yolları zehirlerle kıyaslayarak doğal yolların sakıncalı olabileceğini söylemeniz, deyim yerindeyse "müslüman mahallesinde salyangoz satmaya benzedi" Yazdığınızı "zeytin" başlığında yazsaydınız kendi adıma dönüp bakmazdım bile. Evet, kaolin de topraktan çıkıyor kuvars da. Bu konuda başka bir şey yazmıyayım daha iyi. Sabahları süte delfin karıştırıp içmek tercih edeceğim bir diyet olmamakla birlikte, evet içebilirim. Hatta EM ile karıştırıp da içebilirim. EM'deki 82 bakteriye bir tane daha ilave edilmiş olur. Ama kuvars içmem Sn.syıldıran, bu başlıkta bir preperat zehirli ise asla son çare değildir. Hiç bir şekilde "çare" sınıfına girmez. Sanırım dalgınlığınıza gelen bu oldu. |
|
15-03-2010, 21:35 | #313 |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-11-2009
Şehir: Manisa
Mesajlar: 59
|
Kaolin
"Sayın Meyvelitepe, Kaolin uygulamanızdan memnun kalmanız nedeni ile ben de bu sene zeytin ağaçlarına kaolin kili uygulamayı düşünüyorum. Deneme amacıyla bir seramik imalatçısından 1 kaç kg kaolin temin ettim. % 2 civarında eriterek bir ağacın dalına uyguladım. Fakat dalı istediğim gibi kaplamadı. Damlalar yaprak uçlarına doğru akarak kaolin yoğunluğu yaprak uçlarına doğru fazla üst kısımlarında ise çok az yoğunlukta oldu. Yapıştırıcı bir meteryal kullanırsam homojen bir kaplama elde edebilirmiyim? Bir konuda da tereddütüm var. Hasat zamanında tanelerdeki kaolini nasıl temizliyorsunuz? Ağaçlara ilaç makinası ile tazyikli su uygulalarsam taneleri kaolinden temizleyebilirmiyim? Saygılarımla |
15-03-2010, 21:44 | #314 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Sn.Reytabu, Temin ettiğiniz kaolinin parçacık büyüklüğünü biliyor musunuz? Bir vakit seramikçilere kaolin sağlayanlara sormuştum. 70-80 mikrondan aşağısını bulamamıştım. Tarımda kullanılan kaolinin parçacık büyüklüğünün mümkünse 2 mikrondan küçük olması gerekiyor. 1960'lı yıllarda ABD'de 20-30 mikron tanecik boyutlu kaolin ile yapılan denemeleri ve onların başarı sağlayamadığını okumuştum. |
15-03-2010, 22:48 | #315 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-11-2009
Şehir: Manisa
Mesajlar: 59
|
Alıntı:
|
|
15-03-2010, 22:58 | #316 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Endüstriyel kaolinde bu jadar küçük parçacık boyutunda öğütmezler (aslında öğütemezler). Temin ettiğiniz ürün gerçekten 2 mikron ise kullanabilirsiniz. 2 mikronluk kaolin, undan defalarca kere daha incedir. Doğal reçine esaslı bir yayıcı yapıştırıcı ile uzun süre dayanım sağlanabilir. Kaolin uygulandığında gözle baktığınızda tam bir homejen yayılma görünmez, küçük benekler gibidir. Ancak 2 mikronluk tanecikler belli belirsiz bir film gibi yüzeyleri kaplar. Bu da hem güneş hem de meyve sinekleri için yeterli koruma sağlar. Kaolinin meyve yüzeylerinden temizlenmesi silme veya yıkama esnasında tanelerin biribirine sürtünmesi suretiyle kolayca sağlanyor. |
16-03-2010, 07:28 | #317 | |
Ağaçsever
Giriş Tarihi: 09-11-2009
Şehir: Manisa
Mesajlar: 59
|
Alıntı:
|
|
29-03-2010, 16:21 | #318 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 25-02-2010
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 13
|
Değerli Dostlar,forumu okudum ama gözümden kaçmış olabilir; zeytinde halkalı leke ile mücadelede göztaşı doğal bir yöntem mi? |
31-03-2010, 21:19 | #319 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
sn vasak selamlar Göztaşı bizde dogal bir yöntem olarak kabul ediliyor.fakat icerigindeki bakır oranı AB normlarının cok üzerinde,bende bu sene bazı agaclarımda kullanmak zorunda kaldım araştırdıgımda,Labicuper adlı sistemik sıvı bakırın iki saat gibi kısa bir sürede bitkinin her tarafına tasınıp,12 gün içinde metobolize edilerek toksite saglık sınırı 20 ppm konstrasyonunun altına inebilen tek ürün oldugunu ögrendim,yinede cok da istemesemde oldukca yagışlı gecen bu yıl bazı agaçlarımda kullanmak zorunda kaldım. saygılarımla |
01-04-2010, 15:02 | #320 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 25-02-2010
Şehir: KOCAELİ
Mesajlar: 13
|
Teşekkürler Sayın Dukel; Marmara bölgesinde rutubet nedeniyle bizde önemli kayıplara sebeb oluyor bu hastalık.Forumun sıkı takipçisiyim aslında ama yeni yazışmalara başlayabildim daha.Benim mütevazi 50 fidanlık bir zeytinliğim var,siz değerli dostlarımız sayesinde çok şeyler öğreniyoruz forumdan.Tekrar teşekkürler. |
22-04-2010, 21:09 | #321 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Nisan yağmuru
Dün 53 kg. yağdı metre kareye, ondan önce 28 kg yağmıştı. İncili Çavuş 'Nisan da yağmur yağarsa altın saban kadar değerlidir' demiş. Zira karasabanını tarlada unutmuş üç gün sonra gitmiş bulamamış, otların içinde... Şubat 2008 de diktiğim 55 Ayvalık ve geçen yıl diktiğim 50 Gemlikleri Pamuklu bit hastalığına yakalatmıştım. Delfin ve kaolin kiliyle önleyememiştim. Çünkü bitler beyaz saraylarına yerleştiler mi, onlara ulaşmak AB' liğine ulaşmak kadar zor oluyordu. Bu yıl yeni bir şey denedim. Ürün kaybım söz konusu olmadığı için az zeytin tanesi üzerinde denemekten sakınca görmüyorum. Şimdiden her yıl uygulayacağım bir sistem oluşturmalıyım. Bitkiyi ve toprağı aynı anda düşünmeliyim , dedim. Başımın belası Pamuklu bit için erken başladım. İlk ilaçlamayı EMA ile başladım. (50ml EM+50ml pekmez= 950ml yani 1 lt. Ema dan 50 ml._bir çay bardağı_ sırt tulumbasına koydum, attım. Bir lt ema bana 5 tl den daha aza geliyordu.) İkinci ilaçlamayı EMA+ delfin ile yaptım. Zira pamuklu bitler görülmeye başlamıştı. 3 gün sonra 3. ilaçlamayı yaptım. Bu defa silahı çiçekçilerin listesinden seçtim. 8, 10 sarımsağı zeytin yağında ezdim ve 10 yemek kaşığı arap sabunu koyup, karıştırıp attım. Amacım zaman kazanmaktı. Sarımsak biti kovacak, arapsabunu havasız bırakacak, zeytin yağı üstünü örtecekti. Öğle oldu belki ama, beyaz saray iyi korunuyordu anca durdurabildim. 4. ilaçlamayı EM5+EMFPE ile yaptım. Üçgün sonra kontrol ettim, evet durdurmuş hatta geriletmiştim. O gün yağmur yağdı. Buna çok sevindim.( İlaç attıktan sonra yağmur yağmasına sevinen ilk çitfci ben olmalıyım) 5. ilaçlamayı EM5 +EMFPE ile bir daha yaptım. Akşama yağmur yağacağını biliyordum. Hatta toprağa ema da spreyledim. Zira EMA ıslak toprağı çok seviyordu ve ağaçlara attığım ilacın oradan toprağa ulaşması istediğim bir şeydi. Bugün baktım hiç pamuklu bir yoktu. Ama atmaya devam edeceğim. Azı karar çoğu zarar değil. Yağmurlar pamuklu biti yıkamış olamaz mıydı? Komşuların ağaçlara baktım, evet etkisi olmuştu ama hala alt dallarda duruyordu. İki gün sonra ağlarını yine örecekler biliyorum. EM1 ve yan ürünleri doğada var olan yararlı etkin mikroorganizmalar; suya, toprağa, ağaca, bitkiye, hayvana hatta insana yararlı olduğunu bilmek gönül rahatlığı veriyor. Bu iş olacak gibi. İlaç etkisini beklemesem bile. Saygılar |
23-04-2010, 10:23 | #322 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 05-04-2007
Şehir: Appleton-İngiltere
Mesajlar: 1,706
|
Pbit ile saygıdeğer mücadele
Halil Bey merhaba Mücadelenizi gıpta ile izliyorum. Sadece bir iki noktayı belirtmek istiyorum. EMA veya EM5+EM FPE ile spreyleme yaparken, ağacın gövdesi dahil baştan aşağı spreyleyin. Her yer ıslansın. Taç izdüşümüne rastlayan toprağı da spreyleyebilirsiniz. Faydalıdır. Haşerelerin çoğu mutlaka ya topraktan geliyor ya da yaşamlarının bir evresini mutlaka toprakta geçiriyorlar. Umarım bu sene başarırsınız, pbit size uğramaz. Kolay gelsin. |
29-04-2010, 20:15 | #323 |
Yeni Üye
|
Arkadaşlar, Zeytin Fidan Tırtılının ilk döl yumurtasının kuluçka süresi kaç gündür? Yani ergin tırtılların görülmesinden ne kadar süre sonra larvalar zarar vermeye başlıyor? Bir haftadır araştırıyorum, bir sonuç alamadım. Bilen varsa lütfen söylesin. Strese girdim. Herkese bol ürünler dilerim. Sağlıcakla... |
01-05-2010, 23:26 | #324 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Arkadaşlar, Aşağıdaki böceğin ne olduğunu bilen var mı? Yeni sürgünleri yiyor hep. İlk başlarda farketmedim ama sürgünlere ciddi zarar veriyor. Turuncu renkli bir böcek. Kırmızı daire içine aldım. Düzenleyen acemi_caylak : 02-05-2010 saat 12:11 |
02-05-2010, 20:38 | #325 |
agaclar.net
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 8,962
|
Resimden tam olarak neye benzediğini seçemiyorum ama büyük bir böcek galiba. |
03-05-2010, 08:35 | #326 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-11-2009
Şehir: İstanbul - Gaziantep
Mesajlar: 1,194
|
Fotoğraf net değil. Uğur böceğine benziyor ancak bu onun gibi yuvarlak değil. Boyu yaklaşık 1 cm civarında ve sivri-oval görünümlü. Rengi turuncu. Önceleri yararlı böceklerden birisi diye düşünüyordum. Ancak sadece zeytinlere değil antepfıstğı sürgünlerine de zarar veriyor. Yaprakların bir bölümünü veya tamamını yiyor. Yapraklara zarar veren başka bir zararlı var mı diye kontrol ettim ancak yok gözüküyor. Ayrıca ağaçlarda delfin uygulandığı için tırtıl türü bir zararlı var diye de düşünmüyorum. Çünkü tırtıl yan bahçelerde var ama bizim ağaçlarda yoktu. Aşağıda bir resmini daha ekliyorum. |
03-05-2010, 09:08 | #327 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 17-07-2009
Şehir: İzmir Zeytinlibahce/Aliaga
Mesajlar: 809
|
Sn acemi caylak Resim hala net degil, görebildigim kadarıyla bizim bahcede hiç rastlamadım tanımıyorum |
03-05-2010, 23:19 | #328 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Zeytin yapraklarını ve uc sürgünlari yiyen o değil. Daha net çekersem arkadaşlar bilecektir. Ama zararlı değil. Aksine faydalı bir böçek olabilir. Sanki gözle görünmeyen bir şeyler yiyor gibiydiler. |
|
03-05-2010, 23:39 | #329 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Zeytin Fidan Tırtılı denilen uzun bir kurt ve yaprakları yiyen bir şey ise biz pek görmedik. (bir iki yaprağın, bazen bir iki tanenin yendiğini gördüm ama) Bu zararlı Zeytin uc zararlısı dediğimiz yani Zeytin Güvesi' nin bir hali mi? Her dönem mücadele edilirmiş. Zeytinin tane oluşum dönemi mücadele edilmiyor mu? Sanırım asıl zararı tane üzerinde veriyor. İlk döl yumurtasının kuluçka dönemini sorduğunuza göre bu zararlıdan muzdarip olmalısınız. Saygılar |
|
04-05-2010, 20:49 | #330 | |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 18-01-2009
Şehir: izmir/aliağa
Mesajlar: 5,567
|
Alıntı:
Ancak yaprak ve sürgün yemiyorlar. Bu kırmızı böceklersadece çiçek açmamış salkım tanelerinin uclarından tane içlerine ulaşıyor ve birşeyler yiyorlar. Yenen salkımların tamamı sararıp sap kısmından kopup dökülüyor. Böyle daha net. Tanıyan arkadaş çıkacaktır. Masum gibi duruyor ama... Doğada her biri savaş ucakları gibi. |
|
Etiketler |
balsıra, böcek, hastalık, ilaç, zeytin ağacı |
|
|