16-04-2007, 18:33 | #31 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Sn Buster, Sn Ayşemelike hanımın yzdıklarına ilaveten fotoğraf ekliyorum. Bu iki bitki her zaman karıştırılır. Hatta frenk üzümü ve bektaşi üzümü de bunlarla karıştırılır. Forumlardan birinde bu konuda uzun sohbetler oldu. İlk fotoğraf Ahududu : Rubus idaeus Dikensiz ama tüylü dalları vardır. Ayşe hanımın da dediği gibi yapraklar sivri uçludur. Meyve , böğürtlen büyüklüğünde ama her bir küre üzerinde tek adet olmak üzere kılçık bulunur. DiğeriBöğürtlen : Rubus fruticosus Dikenli dalları vardır. Böğürtlen toplarken ellerimiz kanayabilir.Sık dokulu bir çalıdır.Yaprakalr daha ovalimsi olmasına rağmen üzerindeki damar yapısı ahududuna benzer.Her bir küre üzerinde hiç bir şekilde kılçık bulunmaz. |
16-04-2007, 18:57 | #32 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Offff Bir ahududu sahibi olduk derken anlamadığım sebebten dolayı kurudu. |
16-04-2007, 19:16 | #33 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Fidan olarak mı almıştınız yoksa geçen senenin sökümünü mü yapmıştınız? Bir sene bahçede kalan ahududu bitkisi. O sene sonbaharın gelmesi ile birlikte ana dalını kurutur. Yerine gelecek sene için yeni yan sürgün verir. Ve bu yan sürgün bir sene sonrasının ana dalı olur. Bilginiz olsun. Belki sizdeki de böyle bir durumdur. |
16-04-2007, 19:35 | #34 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Fidanlıktan almıştım.Bir dalı vardı .Diptende sürgün veriyordu.Saksı içindeydi.Camekanlı balkonda duruyordu.10 gün sonra yaprakları kurumaya solmaya başladı.Sonra saksısını değiştirdim.Şu anda komple kurudu.Filizde yok.Acaba sulamaya devam etmelimiyim.Yoksa ruhuna El Fatiha mı okumalıyım. |
16-04-2007, 19:50 | #35 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Bu mevsimde hiç yaprak olmaması hayra alamet değil. Önerim şu : Dipten 10 cm. yukada olacak şekilde derin bir budama yapın. Saksının içinden çıkarın. Hem budadığınız dalın yuvarlak kesitine bakarak yeşil renk olup olmadığına hem de kök bozulması olup olmadığına bakın. Her ikisinde de her şey yolunda görünüyorsa bahçede güneş gören bir duvar dibine dikin.Ama dal kesiti kurumuşsa , kök ise sağlıklı ise yine de bir şans vererek bahçeye dikin. Kök sağlıklı değilse bitkiyi atın.(Bu arada kökün sağlıklı olup olmadığını kök yapısının toprak içindeki dağılımdan ve kılcal açık renk köklerin mevcudiyetinden anlayabilrisiniz. Br de çok sulama yaptıysanız kök çürümesi de olmuş oalbilir. Ya da bakteriyel bir hastalık sarmış olabilir.) |
16-04-2007, 19:54 | #36 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Ben çok suyu seviyor diye sulamıştım.Yeşil kısım görünmüyor.Kupkuru. |
16-04-2007, 19:54 | #37 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Bahçem yok . |
16-04-2007, 20:01 | #38 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Niye ahududu aldınız o halde?Sizxe iç mekan bitkisi diye mi sattılar? |
17-04-2007, 16:34 | #39 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Şükran hanım çok haklı, bazen heves edip evde **** bahçede bir bitkiyi yetiştirmek istiyoruz ama onun ihjtiyaçlarını **** yetişme özelliklerini çok dikkate almıyoruz. Böğürtlen, ahududu hatta diğer pekçok çalı türü bitki değil saksıda bazen çok verimli bir toprakda bile yetişmekte güçlük çekebilir. Bir begonvili ankara da yetiştiremezsiniz, laleyi antalyada zor yetiştireceğiniz gibi.... Birde bitki satıcılarına dikkat etmek gerekli... Hele İstanbuldaysanız.... Lale diye adasoğanını, zambak diye olmadık kır bitkisini satıyorlar.... Ters lale diye çiçek pazarında adasoğanı satanı gördüm, itiraz ettim "abla sen başka yerden alışveriş et" dedi bana satıcı!!! |
|
17-04-2007, 18:34 | #40 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 23-07-2006
Şehir: Karabük
Mesajlar: 4,526
|
Evet Saksıda olur dediler. |
17-04-2007, 18:40 | #41 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Milletçe birlik ve beraberliğe olan ihtiyacın gittikçe arttığı bu günlerde hiç olmazsa o saygıdeğer arkadaşın dileğini yerine getirebilsek, ne güzel olur Hadi bilmeyeni hoşgörelim ama niyeti bozukları görüp, duydukça dayanamıyor, tepki vermek istiyorum arkadaşlar... Herkese sevgiler, birlik, beraberlik ve dirliğimiz daim olsun... gece... başka yerden alışveriş etmek isteyen abi! |
|
23-04-2007, 23:27 | #42 | |
Ağaç Dostu
|
Kurumadan kuruma beğen!
Alıntı:
Benim merak ettiğim; bu kuruma kararını (yaşamaya devam eden) kök mü veriyor, ve kuruma dalın köke yakın kısmından mı, yoksa dal ucundan mı başlıyor? Kurumuş dallar ve yeni sürgünler gördüm, ancak hiç kuruma sürecinde rubus dalı hatırlamıyorum! Çok mu dikkatsizim, yoksa kuruma köke yakın başlayıp haliyle çabucak tüm dalın kuruması ile sonuçlandığından mı farkedemedim? Yoksa kuruma zaten meyveler bitip, yaprak döküldüktenk, ben rubusları arayıp sormazken, usulca gerçekleşiyor da mı farkedilmiyor? Bu arada rubus türleri üzerinde sanki bilimsel çalışmalar, uzun gözlemler yapmış gibi konuştum gibi ama, değil, 2-3 yıl boyunca toplam 4-5 kök çiçek pazarından alınan ahududu tecrübem oldu, onlar da birkaç yılda öldü gitti. Böğürtlen ise yabani olarak sağda solda gördüklerimden ibaret. Ancak her canlı gibi yaşam savaşı veren bu lezzetli bitkilerin kendi dallarına iki yıl ömür biçip, ötenazi uygulamaları bana çok ilginç ve etkili bir yöntem gibi geliyor. Düşünsenize dallar, yaşarken alabildiğine esnek ve hızlı büyüyebiliyor, ölünce de dal odunsu, kökü canlı olduğundan sonraki dallara iskele(t) görevi görüp hayat yolunda bencilliğin anlamsızlığını, paylaşmayı bilmeyi bize hatırlatıyorlar. Bir de dalların ölümü acaba hücresel çapta bir son ile mi gerçekleşiyor, yani bir çeşit doğal ölüm mü, yoksa kökün salgıladığı bir kimyasal ile dalın zehirlenmesi sonucu diyebileceğimiz bir kuruma mıdır? Umarım sorularımı abesle iştigal olarak görmezsiniz, zira sonuçları çok farklı ve bitkileri (dolayısıyla kendimizi) anlamada ayrımların ve nedenlerin sonuçlar üzerinde önemli olduğunu düşünenlerdenim. Saygılar. gece "böğürtlen" isminin, bitkinin yakıcı dikenlerinden geldiğini tahmin edip, çocukluğunda kullandığı "karamuk" ismini tercih eden, karamuk sever, dikene aldırmaz adam... |
|
25-04-2007, 02:10 | #43 |
Ağaç Dostu
|
Herkese merhaba, Elime sarı ahududu tohumları geçti. Genel olarak çelikle üretildiğini biliyorum. Tohumdan üretildiğini hiç duymadım. Tohumdan üretmem bir hayal mi yoksa püf noktalarını bilerek yapabilir miyim? |
26-04-2007, 19:11 | #44 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 220
|
ahududu
Yaşasın!Bu bölümü okuyana kadar fidanlarım kurudu sanıyordum.Ana dal kurumuştu bende hiç ellememiştim.Tam sökmeyi planlarken bu bölümü okudum.Daha sonra dönüp bir baktım alttan sürgün atmış.Önce tam emin olamadım Ama yaprak yapısı aynı çok güzel oldu. |
26-04-2007, 20:15 | #45 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Sn Gece ahududu bitkisinin o seneki sürgünün kuruması Sonbahar ile başlıyor. Gidici olan dalın üstündeki yapraklar aynı dönemde , hep birlikte sararıyorlar ve son olarak kuru ve üstü sarı yapraklı, kısmen de dökülmüş bir ahududu ile karşı karşıya kalıyorsunuz.Kuruma kararını veren kök değil. Kök olsa ertesi seneye de bir şey kalmaz. Üzerinde meyve veren dal - benim kanaatimce- enerjisini ve besin aktivasyonunu kaybediyor. Besin aktivasyonunu kaybedince Sonbaharın gelişi ile birlikte chlorophyl (yaprağa yeşil renk veren madde) azalıyor, yerine antocyan (sarı-kırmızı yaprağa renk veren madde) ortaya çıkıyor. Antocyan'ın ortaya çıkışı ile birlikte bitkinin devr-i daim sistemi toprak üstü kısmında yıkılmış oluyor. Sadece kökte kalıyor. Umarım anlatabilmişimdir. |
27-04-2007, 11:36 | #46 |
Ağaç Dostu
|
Çok teşekkürler Sn. Sukranayalp, konuyu çok iyi anlatmışsınız. Sadece ben "dalı kurutma kararını veren kök mü?" diyecek yerde yanlış ifade edip "kuruma kararını veren kök mü?" diye yanlış sormuşum. Açıklayıcı yazınız için tekrar teşekkür ederim. gece karamuk ve ahududusever forumcu... |
27-04-2007, 20:08 | #48 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 29-12-2006
Şehir: aydın
Mesajlar: 270
|
ben birkez sulamışım ama yanlışlıkla altı delik olmayan kovada duruyormuş kurudu gitti |
02-05-2007, 12:42 | #49 |
Moderatör
|
Sayın sukranayalp, benim de bahçemde 17 kök ahududum var bunlardan 2 tanesi sarı.Hepsıni sıra gibi diktim (karık yaparak) birkaç direk arasına da tel gererek sarmaşık gibi sardırıyorum. Geçen sene böyle yapınca daha kolay meyvelerini topladım. Bu sene yeni sürgünleride sardırmayı düşünüyorum ama daha kuruma görmedim. damlalıklı sulama imkanım var böyle yapayım mı yoksa eski sistem devam mı? Bana söyleyebileceğiniz daha başka şeyler varmı?, mesela hiç gübre verdiğim filan yok. Birde onun hemen yanında bir babadan kalma böğürtlenim vardı ben de Alaradan bir tanede aşılı böğürtlen aldım ve ektım. Aşılı olanın meyveleri napolyon kiraz kadar iri ama mayhoşluğu fazla sonra öğrendim ki onu ahududuya aşılamışlar ondanmış, bilmiyorum nekadar doğru. |
02-05-2007, 13:19 | #50 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 08-12-2006
Şehir: istanbul
Mesajlar: 1,239
|
Sn Güler, karık yapmanız, tele sardırmanız gerçekten en doğru olanı. Yeni sürgünleri de uzadıkça sardırırsınız. Henüz kuruma görmemeniz ilgimi çekti. Ben de ahududu yetiştirdim ama tecrübem her seneki dalının kuruması idi. Damlalıklı sulama yapmanıza gerek yok. Bahçenizi normal sulama dönemlerinizde sulamanız yeterli. Nisan aylarında her bir ahududunun dibine organik veya suni gübre verebilirsiniz. (Hayvan gübresini tercih ederim, bu ayrı bir konu. Her fidana bir avuç gelecek şekilde kullanabilirsiniz.) Ahududu ile böğürtlen aşılaması konusunda bilgim yok. Bu konuda bir şey diyemeyeceğim. Saygılarımla. |
02-05-2007, 13:56 | #51 |
Ağaç Dostu
|
Ahududum...
|
03-05-2007, 23:44 | #53 | |
Ağaç Dostu
|
Alıntı:
Umarım faydalı olur. |
|
04-05-2007, 09:08 | #55 |
Ağaç Dostu
|
Bildiğim kadarıyla tohumdan yetiştirilmiyorlar. Ahududu Yetiştirmek için: Öncelikle bilmeliyiz ki, bir ahududu bitkisi varsa yeni bir bitkinin üretilmesi son derece basit. Çoğu meyvelerden farklı olarak, üzümsü meyveler çok kolay üretilebiliyor. Aslına bakarsak, sizin bir şey yapmanıza bile gerek yok. Onlar kendi kendilerine üremenin bir yolunu bulurlar, ve hatta baş belası olabilecek şekilde çevrelerini işgal edebilirler. Bu yüzden, üretmek kadar üremelerini kontrol etmek de önemlidir. Kök çelikleri yöntemi: Kurşunkalem kalınlığındaki kökler 10-15 cm uzunluğunda kesilir ve 5-8 cm derinliğe dikilir. Sıralar arasında 30 cm boşluk bırakılır. Kök çelikleri Ocak-Şubat aylarında gömülür ve Mart-Nisan’da yerlerine dikilir. Kışı sert geçen bölgelerde bu süreler biraz daha ileri alınabilir. Siyah ve mor ahududu bu üretim tarzının istisnasıdır. Bu türler köklerde yeterince göz vermezler. Bu yüzden uç daldırma yöntemiyle üretilirler. Uzun kollar veren böğürtlenlerde de aynı sorun vardır. Dikensiz böğürtlenler ise kök çeliğinden üretildiklerinde yeniden dikenler çıkar. Piçlerden üretim. Aslında kök piçleri doğal olarak üretilmiş kök çelikleri gibidir. Köklerdeki gözler kendiliğinden gelişerek toprak yüzüne çıkar. Tek yapmanız gereken, sonbaharda bunları topraktan sökmek ve makasla kökten keserek bitkiyi yetiştireceğiniz yere dikmektir. Uç Daldırma: Bu yöntem siyah ahududu, melez çeşitler, sarılıcı ve dikensiz böğürtlenler için kullanılır. Yaz sonuna doğru, ahududu veya böğürtlen kamışları çok sayıda sürgün ucu verdiğinde en güçlülerini seçin. Kamışların uçlarını derin olmayan (3-4 cm) bir çukura koyarak U şekline getirdiğiniz bir tel parçasıyla gevşekçe toprağa tutturun ve üzerini kapatın. Çukur açtığınız toprağın nemli kalmasına özen gösterin. Toprak içinde kalan uçtan başlayarak dal üzerinde yatay kökler oluşacaktır. Bırakın kışı orada geçirsin. Ertesi bahar, topraktan yeni bitkinin sürgün verdiğini göreceksiniz. Ait olduğu dalı 20-30 cm uzunluğunda keserek kazın ve yerine dikin. Yapraklı dal Çeliği:. Bütün üzümsü meyveler için kullanılabilecek bu yöntem için özel ortam gerekmektedir. Yarı-odunlaşmış çelikler yaz ortasında alınır ve çok nemli bir ortamda (serada) suyun havaya püskürtülmesiyle (pülverize) köklendirilir. Benim denediğim bir yöntem değildir. Doku Kültürü. Laboratuar ortamında, özellikle virüsten arındırılmış bitki temininde kullanılır. |
03-06-2007, 21:41 | #57 |
Yeni Üye
Giriş Tarihi: 15-05-2007
Şehir: bolu
Mesajlar: 4
|
size teşekkür ediyorum türkçe yi kullandığınız için |
03-06-2007, 22:15 | #58 |
Ağaç Dostu
Giriş Tarihi: 01-03-2007
Şehir: ankara
Mesajlar: 220
|
Benim geçen sene diktiğim ahududu tamamen kurudu.Mart sonu Nisan başında kuruyan yerden yeni filizler çıkmış farkettim.Ama neden bukadar yavaş büyüyor ki? iki ay olacak nerdeyse bir karışı geçmedi.Yapraklar çok sağlıklı görünüyor.Böğürtlene benziyen bir çalı-bitki sanıyordum.Böğürtlenlerim çiçeklendi meyveye döndü ama bunda tık yok, acaba normal birşey mi? |
Etiketler |
ahududu, böğürtlen |
|
|