Tai acı biber dedikleriniz sanırım sn.buz45'den geldi. Buz45 de bir önceki etkinlikte Bahcedenn'den almıştı. Bahcedenn de ondan önceki etkinlikte "thai" biber olarak benden almıştı.

Bu biberin ilk orijinal kökeni "thai dragon" olarak uzak doğudur. Fakat bu biberi bir hibrid olan thai dragondan 4-5 yıllık bir süreç içinde seleksiyon ile ıslah etmiştim.

Seleksiyon sürecinde (özellikle 2. ve 3. yıllarda) o kadar çok farklı biber ortaya çıktı ki, tohumluk seçimimi hep yukarı bakan, meyve büyüklüklükleri 7-9 santim arasında değişen, bitkisi çok kuvvetli gelişen ve acılığı en yüksek bitkilerden yaptım. Dördüncü seneden sonra yaptığım seçimler doğrultusunda stabil kaldı ve artık açınım göstermedi.

Sonuçta ortaya çıkan biber, çok verimli, çok acı ancak bu gibi çok acı biberlerde pek görülmeyen lezzette, acılığı da diğer biberlerden farklı bir biber oldu. İlk hibrid biberin adı thai dragon olması sebebiyle "Thai" olarak paylaşıma sunmuştum (keşke başka bir isim verseydim). Bu izahatları ilk paylaşımda vermiştim, sonra tekrar paylaşıma sunarken bahcedenn de verdi. Fakat bu gün, üstelik de bu kadar kısa bir zamanda uzak doğu kökenli tai biberine dönüşmüş olması üzücü.

@ MeyveliTepe, bendeki thai biberler aynen verdiğiniz ilk linkteki kardeşlerine benziyor. Biber gerçekten acı ancak bir oturuşta altı yedi tane yiyebiliyorum ki bu da biberin az acı olmasından değil sanırım benden kaynaklanıyor :) Bu arada neye üzüldüğünüzü anlayamadım.

Üzücü diye nitelendirdiğim şey, 4 yıllık emek sonucunda ortaya çıkmış ve ne olduğu kaybolmadan takip edilmesi gereken bir çeşidin ne olduğu belirsiz bir çeşit durumuna düşmüş olması.

Siz benden veya bahcedenn'den böyle bir tohum almamışsınız, geçen sene buz45'den almışsınız. Yetiştirdiğiniz o mudur bilmiyorum, şayet oysa ve rengi kırmızıya dönmüş 6-7 biberi bir defada yiyebiliyorsanız muhtemelen bir bhut jolokia'yı, hatta scorpion trinidat'ı da yüzünüzü buruşturmadan rahatlıkla yiyebiliyor olmalısınız.

Bu arada, çok benzer görüntüye sahip, yine biberleri yukarı bakan ama tamamen farklı lezzetlerde onlaca farklı biber çeşidi olduğunu söylemeliyim.

Doğrusu, ben bu biberden tek bir küçük ısırık dahi yiyemem. Biz genellikle 15-20 biberi bir kilo tatlı biberle karıştırarak çok acı sos yaparak değerlendiriyoruz :)

Bahsettiğim biberler @buz45 in thai leri evet. Ancak ben yeşilken yedim. Yeşilken 25.000 kızarınca 100 bin olmuyordur herhalde di mi acılığı? Kızarsınlar onu da kontrol edelim. Nasip olursa bu yıl paylaşın seneye onun da tadına bakalım:)

Yanlışlıkla ismini yanlış yazmışım düzelttim. Benim burda amacım bana doğrudan tohumu ulaştıran paylaşımcıya teşekkür etmek. Paylaşıma açtığımda çeşidin tarihçesini vermem gerekir ve bunu en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. İki adet tohumluk ve ana bahçede 4 olmak üzere toplamda 6 kök dikildi ve hepsi birbirinin aynı. Sizin biberinizden bir deyişim olduğunu sanmam.
Ben cesaret edip yiyemedim ama eşim oldukça acı olduğunu söyledi.

Bunda sizin bir kusurunuz yok. Belki bizim bir eksiğimiz. Yıllık etkinlik katalogları hazırlanırken bu gibi tohumların ilk kökenlerinin, varsa hikayelerinin ve isimlerinin devamlılığını sağlayacak bir düzenlemeyi düşünmeliydik.

Not: Bu biber öylece yemek için değil zaten, seyreltilerek acı sosta kullanılır.

Bu konu çok önemli. Öneriler kısmında şöyle yazmışım: http://www.agaclar.net/forum/1440571-post11.htm. 2017 için uygulanabilirse çok faydası olur. Aksi durumda, yıllar geçtikçe toparlamakta zorlanırız.

Konu önemli ancak yapılabilecekler kısıtlı, bu sebeple düzenli bir organizasyon ve bunu yürütmek için de aşk ve şevk lazım.

Organizasyon için öncelikle bilgilendirme; forumun farklı yerlerinde bulunsa da, bahse konu tohumlar hakkında ayrıntılı bilgi, izolasyon mesafeleri, koruma vs. Daha sonra kişilerin tespiti; gönüllülerin ayarlanması, tohum paylaştırılmasının yapılması, arada yoklama-zorlama :) ve en sonunda da sınav.

Kendi adıma; öncelik domates ve biber olmak üzre, deneyerek azaltarak seçeceğim çeşitleri sürekli yetiştirmek isterim. Bahçe ve ben bu kadar çeşit için izolasyona teknik olarak uygun değiliz. Benim gibi çoğu arkadaşın da istesek te yetiştireceğimiz ürünlerde bunu uygulamaya elverişli olmadığımızı düşünüyorum. Beğendiğim çeşitlerin devamlılığını sağlamak ve bozulmalarını engelleyebilmek için her yıla ait tohumları ayrı tutuyorum. Bozulma olduğunda bir önceki yıla dönerek bu sorunu engelleyeceğimi sanıyorum.

Ancak forumda kısmen yapılan ve daha bilinçli yapılacağına inandığım bu güzel çalışmaya ben de katkıda bulunmak isterim. Şöyle olabilir eğer uygunsa; bana iki çeşit domates ve bir çeşit (biri saksılık olursa iki çeşit) biber zimmetlersiniz, ben sürekli onlarla izolasyona kesin uyacak şekilde, kendi bahçemde, komşu bahçede, uzak bahçede vs. bir şekilde hallederim.

Bu vesile ile, tohum paylaşan, vesile olan, aldığı tohumla uğraşıp bir şeyler yapan ve işlemi gerçekleştirip geliştiren herkese teşekkür ediyorum.

Diğerleri olmasa bile en azından ilk tohum kaynağı ve tohumu en son gönderen kişinin kim olduğu belirtilmeli. Geriye dönük bütün aşamaları takip etmek yıllar geçtikçe zorlaşabilir.

Çaprazlanmayla ilgili en önemli sorun, elimizde herhangi başka bir ticari ya da amatör üretici kaynağı bulunmayan yerli tohumlardan kaynaklanır. Burda dağıtılan yabancı tohumların çoğunun mutlaka bir kaynağını buluruz. En kritik durumda olan tohumlar yerli kabaklar, kavunlar ve karpuzlar.

Kabaklarda da çoğunlukla onlar dağıtıldığı için kendi içinde pepolar, maximalar, moschatalar. Örneğin aynı anda iki pepo (yemeklik kabak) yan yana yetiştiriliyorsa, izolasyon gerekir. Bir pepo ve bir maxima (ör. Adapazarı Kabağı) yan yana yetiştiriliyorsa, burda izolasyona gerek yok (ikisi arasında çok çok nadir çapraz tozlaşmanın söz konusu olduğu durumların varlığını bir kaynakta okumuştum).

Domates ve biberler ise görece az risk taşıyor. Örneğin yan yana yetiştirilen 100 domates çeşitli bir populasyonda çapraz tozlaşmanın %5'e kadar çıktığı biliniyor; oldukça düşük bir oran. Aynı şeyi kabak için yapsanız, ardını alamazsınız. Biberlerde de acı biberlerin çiçek yapılarından dolayı, kendi aralarında, tatlı olanlara göre daha çok çaprazlanmaya uğradığı biliniyor.

ANATOHUM Projesi için gönderdiğim tohumların özellikle kabak, kavun ve karpuzlara ait olanlarının, önce proje gönüllülerinin elinden geçmelerinin ana nedeni tozlaşma konusu. Beni kontrol edecek kimse olmadığına göre, bir sorun olup olmadığını anlamamın çok yolu yok. Tohum, saflığı bozularak dağılacağına biraz geç dağılsın.

Ben bir izolasyon mesafesi tablosu hazırlayayım, bitince genel yazışmalara eklerim. Uygun görürseniz kullanırsınız.

Mollaköy, size Taşlıbahçe'den mi gelmişti? Meyve yapısı ve dokusu itibariyle bir sorun gözükmüyor ama rengi dönmemiş.

Meyvelere bakınca biberlerde bir sorun görmüyorum. Soldakiler daha iri olmuş. O bitkinin meyvelerinin aşağı bakması ilginç tabii.

Evet Taşlıbahçe'den geldi.

Meyveler "Mollaköy"e ait, katılıyorum. Bu yıl bendekilerin rengi olgunlaşma sırasında yine beklenildiği gibi döndü. Ama her biri aynı göz alıcı renkleri almadı.

Aynı bitki üstünde farklı meyvelerde farklı renk alaşımları mı oldu?

Yan yana ekildiklerinden hangi meyvenin hangi bitkiye ait olduğu belli değildi. Şu an geçti, kontrol edemem.

Cırgalan Biberi / Pares
Cırgalan Biberi


Saksıda idi soğuktan etkilenmesinler diye içeri aldım. Aslında şimdiye kızarırlardı ama saksıdaki üç kökten birinin meyveleri diğerlerinden sanki biraz farklıydı bende farklı olanı kesip kalanların üzerlerindeki bütün meyve ve çiçekleri kopardım.
İnternette bu mani ye denk geldim
“Cirgalan dedikleri, / Aci biber yedikleri / Pek hosuma gidiyor, / Viyy viyy dedikleri."

Muğla Yılanı / Birnefestoprak / Mugla Yılanı



Biraz geç kaldılar. Soguklardan etkilenmezler umarım. Yesek mi tohuma mı bıraksak bilemedim.

Bugun bir sera da Sdurul, Heyyamola ve benim tarafımdan paylaşılmış antep biberini gördüm. Yanlız yetişkin olanlar marketlerde satılan iri California biberleri kadardı. Benim geçen yıl kendi yetiştirdiklerim kandil biberi büyüklüğünde idi. Biberler çok büyük saksılarda toprak torf karışımında ve seranın her daim açık kapısının yanındaydılar. Tohumları Antep den gelen tek bir biberden almışlar. Büyük ihtimal bu Antep biberinin özel bir soyu.

Tohumdan yetiştirdiğim patates fidelerim dikime nerdeyse hazır

Hangi cesit bu? Tohumdan yetistirmek zordur, cinlenme orani da cok dusuk oluyor. Buyuk ihtimalle butun fideler ayni sonucu vermeyecek ama gelismeleri yazarsaniz sevinirim.

Eski pateteslerden ise nerede ise kalmamış bir tür. Ben bulmayı başaramadım. Kolay gelsin.

Malesef yerli tohum bulamadım. Genelde karışık satılıyorlar ama ismi ile satılan türlerde var. Bazı ismi ile satılan türler büyük oranda aynı çeşit meyve veriyor. Resimde bardak içinde dikilmiş chaposa patatesi böyle bir tür. Patates tohumlarını stabil hale getirmek ( dihibridize etmek ) domatese göre çok daha zormuş. Her şey yolunda giderse bolca tohum, belki birazda yumru paylaşabileceğim. Çimlenme oranı tohum kaynagına göre çok farklılıklar gösteriyor.

20 kadar Comfrey tohumundan sadece ikisi çimlendi ama gelişimleri sorunsuz oldu.

Şeker otunda (stevia) çimlenmede sıkıntı yok ama sadece ikisini yaşatabildim.

Ellerinize sağlık, çok güzel görünüyorlar. Comfreyleri saksıda mı yetiştireceksiniz, yoksa bahçeye mi alacaksınız? Saksıda olacaksa aman sulamaya dikkat, kök çürüklüğüne çok çabuk yakalanıyor bilginiz olsun. Tohumunun çimlenmesi de çok düzensiz oluyordu ama bu kadar düşük yüzde beklemiyordum doğrusu.

Stevialar da dipdiri maaşallah.

Comfrey (karakafes otu) leri toprağa ekeceğim ama önce tavuklardan korunaklı bir yer oluşturmam gerek.

Bu konularda tecrübem yok. 18.05. 2017 perşembe domates belgeseli vardı, izleyen olmustur.kocaman tarladaki domateslerin dibine bildiğimiz saman koydular.güneş ışıklarını domateslere yansıtmak, ot çıkmasını engellemek ve sıcak tutmak için. Ve belli bir süre sonra sulamadıklarını söylediler, bu yüzden domatesin kökleri 2 metre kadar toprak altına inebilirmiş. . Herkese kolay gelsin, eğer o belgeseli izlemenizi tavsiye ederim. Teşekkürler ( yanlış konu içine yazdıysam, kusuruma bakmayın, sayfanın başında domatesler harika gözüküyordu )

Ben bu harika belgeseli iki kez izledim.
Fidanlıkta bol kuru ot ve kocaman bir balya saman var..meyveye yatsınlar, altlarına saman döşeyeceğim..sulamayı belli bir süreden sonra kesmenin denemesini de yapacağım..belki seneye beni damlama telaşından kurtarır.

http://www.trtbelgesel.net.tr/tr/mai...9#lg=1&slide=0

Tohumdan yetiştirdiğim ilk parti patates fidelerini (bir araba kadar) iki gün önce diktim. Biraz geç kalmışım. Kol atmaya başlamadan dikilmesi tavsiye ediliyor. İkinci resimde görüldüğü üzere kol atmaya başlamışlar.

Sayın Meyvelitepe'nin tohumunu paylaştığı Gojiberiler 3. yıllarında ilk çiçeklerini açtı.

Dayanamadım tohumdan yetiştirdiğim patateslerden birini söktüm.
Çok erken olmuş ama gelişimleri güzel.
Yumru olarak ektiğim patatesleri geçen hafta yemeğe başladık.